Bölüm D
Bölüm D TÜRKİYEDE YABANCILARA TOPRAK SATIŞI ÜZERİNE GÖZLEMLER
Yazar CİHAN DURA |
|
Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez. Kemal Atatürk Yabancılara toprak satışı emperyalizmin Doğu’ya yönelttiği beş silahdan biridir. Bu silah 19. yüzyılda Osmanlı’ya karşı da kullanılmıştır.O zamanın büyük devletleri serbest ticaret antlaşmalarının, dış borçlandırmaların ardından, maliyesi bozuk Osmanlıdan para verme karşılığında birçok ödün almıştır. Bunlardan biri de yabancıya toprak satışıdır. Bugün de Avrupa birliği, uyum yasaları çerçevesinde A.K.P. hükümetine yabancıya toprak sattırmayı dayatmış, bunda başarılı olmuştur. Böylece Lord Curzon, Lozan’da cebine koyduklarından birini daha çıkarıp önümüze itmiştir. “Yabancıya toprak satışı” konusuna bundan önceki çalışmalarımda da değindim [Bkz: C.Dura, Düşmanı Çağırdılar Satıldık Uyanın, İleri Yayınları, İst., 2005, ss.588-618]. Büyük Vatansever ve Araştırmacı Uğur Mumcu’nun “fikri, takip gerekir” ilkesine yürekten inandığımdan, bu yazımı da “yabancılara toprak satışı” konusuna ayırdım. Medyadan takip ettiğim kadarıyla son birkaç yılın toprak satışlarına ilişkin gelişmeleri -örnekleme yoluyla- gözlemlemeye, bu verilerden de bazı hipotezlere ve önerilere ulaşmaya çalıştım. I) NELER OLDU?A.K.P. Hükümeti’nin yabancılara toprak satışını serbest bıraktığı Temmuz 2003’den bu yana Türkiye’de uygulama açısından neler oldu? Uygulama diğer ülkelerde nasıldır? Bazı örnek olay ve bilgilerden hareketle önce bu soruların yanıtlarını sunacağım. A) TÜRKİYE’DE 1) 15 Nisan 2005 tarihli bir incelemede yabancılara satılan taşınmaz sayısı 49 bin 567 olarak açıklanmıştır. Satış miktarı 7 Temmuz 2006 tarihli bir raporda ise 56 bin 953 olarak yer aldı. Önceki raporda 52 bin 818 kişi olan taşınmaz edinen yabancı sayısı, ikincisinde 61 bin 803 olarak belirlenmiştir. 2) Yabancılara satış konusunda belirlenmiş sınır il yüzölçümünün binde 5’idir. Bu sınır Hatay’da aşılmış bulunuyor. Didim de büyük tehlike altında… Yabancılara toprak satışı konusundaki çalışmalarıyla tanınan, konunun uzmanlarından Tapu ve Kadastro Eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya’ya göre Didim’de, ilçenin kendi sınırı aşıldı; hattâ bu oran yüzde 30’lara dayanmış bulunuyor. Didim’de satılan alanlar, Didim’in bağlı bulunduğu Aydın ili yüzölçümünün binde 5’ini bulmadığı için satışlara devam edilmekte. Didim dışında diğer il ve ilçelerde de büyük sorunlar yaşanmaktadır: “Fethiye, Alanya ve diğerleri sanki bölge bölge ayrılıp paylaşılmış gibi. Didim İngilizlere, Alanya Almanlara, Antalya Ruslara, Ege Yunanlılara, Fethiye İngiliz ve Almanlara, Kaş Alman ve İngilizlere verilmiş görünüyor. Kuşadası, Datça ve birçok yer de bölüşülmüş durumda. Didim’de 9 bin su faturası İngilizce’dir. 42 bin konutun 14 bin 800 adeti İngiliz ve İrlandalılara aittir. Bu da yüzde 30’un üzerine çıkan bir rakamdır. Avcılar Çukuru mevkiinde 5 bin konutun tamamı İngilizlere aittir. 800 emlakçının 750’si İngilizdir. İngiliz müteahhit firmaları arazileri kapatarak üzerine kendi tabelalarını çakmıştır. İlçede sokak isimleri bile İngilizce’dir. Kışın, Didim’in nüfusu sadece 12 bindir. Bu durumda Türkler çok yakında azınlık durumuna düşecektir.” [www.yenicaggazetesi.com.tr (11.7.2006)] 3)Yine Orhan Özkaya’ya göre Didim’de İngilizler 14 bin 800 konut aldı. Urla’da Hollandalılar 1000 konut yaptırdı. Toprak satışı Hatay’da binde 40, Kilis’te binde 20, Mardin’de binde 6, Gaziantep ve Aydın’da binde 5’i buldu. Tapu Kadastro, yabancılara satılan toprakların büyük bölümünün aslında Türk asıllı kişilerce alındığını ileri sürmektedir. Bu iddia “komik”tir. Şu nedenle ki “Didim’de 9 bin İngiliz su abonesi var. Bunların kaçı Türk soyludur? “İsraillilere bir karış yer satılmadı” diyorlar; ama 100 İsrailli Türkiye’de 136 gayrimenkul satın aldı. Bunlar Türk soylu mudur?” [Ahmet Dinç,Zaman, 23.7.2006] 4) Tempo dergisinin araştırmasına göre, Nevşehir–Üçhisar’a bağlı Eskiköy’de 700 evden 400’ü yabancıların eline geçmiş bulunuyor. Bölgede Fransız, Alman, İtalyan ve Belçikalılar yoğunlukta. Bunların yüzde 20’si tatil için ev alıyor, yüzde 80’i pansiyon ve restoran işletiyor. En basit evin fiyatı 100 milyar lira. Öteki kıyı kentlerinde olduğu gibi, Marmaris’in de dört bir yanına İngilizler koloni kuruyor . Bazı eski milletvekili sitelerinin önünde her tür bayrak dalgalanırken, tüm uyarılara karşın Türk bayrağı çekilmiyor. 5) Hıristiyan tebaa Türk bölgelerinde kolonileşiyor. Bazı bölgelerde yabancıların aşırı talebi sonucu Türk nüfus kalmayınca, camilere bile kilit vurulmakta. Yakında camilerin yanı başında, “artan Hıristiyan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak üzere” kiliseler kurulup faaliyete geçirilebilir [M. Bayraktar, Yeni Mesaj, 19.9.2003]. Bir iddiaya göre Hükümet Resmi Gazete’de yayımlanmayan, gizli bir kararnameyle (karar sayıları 2004/7457 ve 15/06/2004) Hıristiyan tarikatı Asompsiyon Rahipleri’ne İstanbul’un göbeğinde trilyonluk arazi tahsis etmiş bulunuyor. Bugünkü değeri 50 trilyon olan, yüzölçümü iki dönümü geçen araziye, Lozan Antlaşması hükümlerine göre amacı dışında ticari olarak kullanıldığı gerekçesiyle 1990’lı yıllarda el konulmuştu. Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği’nin yönelttiği eleştirilerin önüne geçmek için, arazinin geri verilmesi yönünde görüş belirtmiş [Milli Gazete, 2.6.2006]. 6) Satışlarda aracı şirketlerin varlığı dikkat çekiyor. a) Bir İngiliz şirketi olan Ottoman Finance Company, Türkiye'de kurduğu “Osmanlı Yapı” aracılığıyla Riva'dan 1 milyon metrekare arazi satın aldı. 120 milyon dolarlık işlem İstanbul'da gerçekleşen, son yılların en büyük arazi alımı oldu. Ottoman Finance Company Osmanlı Yapı adlı şirketi 2 Ağustos 2006’da kurdu. 88 parselden oluşan arazi Riva'nın sahibi Celaloğlu ailesinden satın aldı. Arsa üzerinde 1 500 konutluk bir villa kent inşa etmeye hazırlanan Ottoman Finance Company, projeye 2007'de başlayacak. Türkiye'de toplam tutarı 1 milyar doları aşan yatırımlar yapmayı planlayan Ottoman Finance Company, daha önce Bodrum'da 160 bin metrekarelik bir arsa satın almıştı. Grup, Alta Moda'nın sahibi Ali Karata'dan alınan arsa için 33 milyon dolar ödemişti. Ottoman Finance Company Türkiye'nin başka yerlerinde de geniş araziler satın almak için görüşmelerini sürdürüyor [www.internethaber.com (3.9.2006)]. b) Türkiye’de bazı yerli şirketler İsrail tarafından piyon olarak kullanılıyor. Yahudiler, Tevrat’ta kendilerine Tanrı tarafından sunulduğuna inandıkları “Vaadedilmiş Topraklar”a kavuşmak için faaliyetlerini sürdürmektedir. GAP bölgesinde yaptıkları hararetli çalışmaların Türk istihbarat raporlarına geçmesiyle birlikte, bölgede yeni bir süreç oluşmuş ve Güneydoğu topraklarında; istihbarat kaynakları, Yahudi lobiciler, uluslararası şirketler ve Yahudi asıllı Türk vatandaşlarının da içinde bulunduğu kıran kırana bir mücadele başlamıştır. İsrail’in GAP kapsamında Şanlıurfa iline yönelik faaliyetleri içinde şu ayrıntılar dikkat çekiyor: i) Şanlıurfa ili nüfusuna kayıtlı vatandaşlar adına alınan topraklar İsrail şirketleri tarafından uzun süreli olarak kiralanmakta, ‘Haim’ isimli bir şahıs köy köy dolaşarak toprak alma yönünde girişimlerde bulunmaktadır. ii) Bazı Yahudi asıllı kişiler bölge ileri gelenleriyle irtibat kurarak ve köyleri dolaşarak, toprak alma yönünde girişimlerde bulunmakta, Şanlıurfa nüfusuna kayıtlı vatandaşlar adına alınan topraklar İsrail şirketleri tarafından uzun süreli olarak kiralanmaktadır. Yönetimini el altından 10-15 yahudinin yürüttüğü K-A isimli şirket, bölgede çeşitli gerekçeler öne sürerek toprak satın almaktadır. Türkiye’de saygın ve büyük bir kuruluşa bağlı olan “K.-A” şirketi; Şanlıurfa-Mardin yolu üzerinde bulunan ve İ.D., F.D., B.D, N.D, M.E.D, M.Y.D., M.N.D adlı kişilerin ortak olduğu araziyi yüksek bir fiyatla israilliler adına satın almıştır. Yine aynı firmanın Nisan 2003’te Şanlıurfa-Mardin karayolu üzerindeki hayvancılık ve besi çiftliği kompleksi faaliyete başlamış olup tesisin ihtiyacına yönelik olarak fabrika çevresinde sulu tarım yapılabilecek toprakların satın alınması girişimleri gerçekleşmiştir [Hasan Taşkın, www.imedya.com (23.12.2004)] a) İsrailliler, sahip oldukları taşınmazların yarısından fazlasını AKP iktidarı döneminde satın aldılar. 19 Temmuz 2003 ve 19 Nisan 2005 tarihleri arasında 23 İsrailli, toplam 47 bin 897 metrekarelik 68 taşınmaza sahip oldu. NOKTA dergisine göre, israilliler Güneydoğu'daki GAP bölgesinde (Şanlı Urfa'da) 450 bin dönüm arazi satın aldı. Bu satış tapu kayıtlarından gizlendi. Kimse üzerinde durmadı. Uluç Gürkan şu soruya yanıt arıyor: İsrailliler, yüz milyar doları aşan bir yatırım sonrasında sulanabilir hale gelen GAP topraklarında sadece tarım yapmayı mı amaçlıyorlar? Yoksa, kendilerine Tanrıdan miras kaldığına inandıkları toprakları mı sahipleniyorlar? [U. Gürkan Star, 07.08.2004] b) Konya’nın Karapınar ilçesi Askerî bakımdan stratejik bir bölge... Burada uluslararası askerî atışlar yapılıyor. İşte bu yerde israilli işadamları ‘Tarımsal İşbirliği ve Kalkınma Projesi’ adı altında bir çalışma başlattılar. Çalışmayı yürütmek için Karapınar havalisinde 40 bin dönüm arazi kiraladılar. Bu işe aracılık eden ise Karapınar İlçesi Ereğli Belde Belediye Başkanı ile 3 bölge milletvekili... İddiaya göre, İsrail buraya teknoloji getirecekmiş [www.imedya.com(23.12.2004)] c) İsrail'in GAP bölgesindeki faaliyetlerini inceleyen bir raporda şu bilgilere yer veriliyor : İsrail'in GAP bölgesindeki emelleri milattan önce 6.yüzyıla dayanmaktadır. Tevrat'ta Yahudilere “Nil’den - Fırat'a kadar uzanan” bölge yurt olarak vaat edilmiştir. İsrail vaad edilen bölgeleri ele geçirmek için dünya çapındaki zengin Yahudi lobilerinin desteğinde harekete geçmiş, bölgedeki faaliyetlerine hız vermiştir. Son 10-15 yıldır GAP bölgesinde etkinliklerini artırmak ve sonuç almak için yüksek bütçe ve uzman kadrolarla çalışmaktadır. d) İsrail’in önde gelen şirketleri, mayından arındırılması öngörülen Türkiye - Suriye sınırındaki geniş araziye sahip olmak için de girişimlerde bulunuyor. Olayın öyküsü şöyle: Türkiye, Birleşmiş Milletler’in 2003 yılında aldığı “Kara Mayınlarının Temizlenmesi” kararına imza atmış bulunuyor. Antlaşmaya göre; Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki illere ait 506 bin dönüm arazide bulunan yaklaşık 638 bin kara mayını 10 yıl içinde temizlenmesi gerekiyor. Bakanlar Kurulu da 27 Haziran 2005’te mayınlı arazilerin temizlenmesi kararını aldı. Karar aynı zamanda arazilerin tarımsal faaliyetlerde kullanılmasının yolunu da açıldı. Bu amaçla ihale şartnamesi hazırlandı. Ancak ihale şartnamesi Resmi Gazete’de yayımlanmadı. Nedeni, kararnamenin gizli ve hizmete özel olmasıydı. İhale Şartnamesi’nde ise “İhaleyi kazananlar, temizledikleri arazilerde 49 yıl boyunca tarımsal faaliyette bulunabilecek” ibaresi yer alıyordu. Olay ilk gündeme geldiğinde, araziler, temizlendikten sonra bölgedeki çiftçilerin kullanımına verilecekti. Acaba arazilerin, çiftçilere değil de, bölgede gözü olan İsrail’in eline geçmesi mi tercih ediliyordu?
“Bu toplantıda mayın temizleme işinin, yabancılara yaptırılması yönünde bir görüş hakimdi. Bense kesinlikle yabancı firmalara verilmesine karşı çıktım. Bölgenin ulusal güvenlik açısından çok önemli olduğunu, Ortadoğu’ya sıfır noktada, sıcak bölgede yabancı bir firmanın at koşturmasının tehlikeli olduğunu belirttim. Bana destek çıkan olmadı. Yabancı firmalar, 638 bin mayını temizlemek için önce 875 milyon dolar istemişler. Sonra bu fiyatı, 300 milyon dolara kadar düşürmüşler. Halbuki, yaptığımız araştırma sonucu benim bölgemdeki 178 bin kara mayınını temizleme maliyeti, 35 milyon doları geçmiyordu… Kendi hazırladığım bir projeyi, Bakanlar Kurulu ve Başbakan’a sunulmak üzere ilgili bakanlığa verdim, ayrıca Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne de takdim ettim. Benim projemde, İl Özel İdaresi’nin adına kurulacak Türk şirketinin patronluğunda bu iş bir Alman firma ile yapılacaktı. Temizleme işi bittikten sonra, bölge organik tarım için 5 bin civarında çiftçiye tahsis edilecekti. Ancak bir sonuç alamadım. Bölgenin temizliğinin yabancı şirketlere verilmesi için ihaleler başlamış bulunuyor. İsrail firması gelecek, burnumuzun dibinde genetik deneme çiftlikleri kuracak. Hem topraklarımızı kirletmelerine izin vereceğiz, hem de denetimi kaçıracağız. Arazilerin başka ülke şirketine tahsisi girişimini, milli menfaatlerimize aykırı buluyorum.” Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan’ın görüşü ise şöyle: “Bu topraklar, İsrail firmasına verilirse, 49 yıl geçmeden Büyük Ortadoğu Projesi’ne dahil olur. Veya zaman zaman bazı Batı ülkelerinin çizdiği haritalarda görüldüğü gibi Türkiye’den koparılmak istenen bir çerçeve içinde kullanılıp vatanımızın parçalanma yolu açılmış olur”[www.tercuman.com.tr (22.2.2006)]. e) Gürcistan’da gerçekleştirilen kadife devrimin mimarı ve finansörü ünlü para sihirbazı George Soros’un eski ortağı,Yahudi kökenli Jim Rogers internet sitesinde ve International Harold Tribune’de yayınlanan bir makalesinde ABD’li yatırımcıları (Yahudileri) GAP bölgesinde arazi almaya çağırmıştır. T-E adlı bir İsrail şirketi, Nisan 2001’den beri GAP kapsamındaki Bozova Yaylak Su Projesi’ne yönelik çalışmalarda bulunmaktadır. Şirketin asıl amacının, toprak analizi yaparak bölgedeki yeraltı kaynaklarının belirlenmesi olduğu ileri sürülmektedir. GAP bölgesinde faaliyet gösteren başka İsrail firmaları da vardır. Bölgedeki istihbarat birimlerinin başlattığı denetimlerden kaçmak isteyen İsrailli firmalar, yerli ortaklar edinme yoluna gitmektedir. f) İsrail, Irak’ın kuzeyinde yürütülen Kürt devleti kurma çalışmalarıyla da yakından ilgilidir. İsrail’den yaklaşık 150 bin Yahudi “vaadedilmiş topraklar”a göç etmiştir; en büyük göç Irak’ın kuzeyine yani sözde Kürdistan’a gerçekleştirilmiştir. İsrail ve ABD’deki Yahudi lobileri Kuzey Irak’taki Kürt aşiret reislerine büyük destek vermektedir.
B) DİĞER ÜLKELERDE DURUM Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yabancıya toprak satışları serbest değildir, kurallara bağlanmıştır. Örneğin, Yunanistan'da yabancılar sınırda veya sınıra yakın bölgede toprak satın alamıyor. Buna karşılık Türkiye'de Ege kıyılarında yabancıların edindikleri gayrimenkullerin sayısı on bine yaklaşıyor. AB'nin yeni üyelerinden Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'da yabancılara tarım ve orman arazisi satışı yedi yıl süreyle yasaklanmış bulunuyor. Bu yasak Polonya'da 12 yıla çıkıyor. AB'ye girme hazırlıkları yapan Bulgaristan veHırvatistan'da da yabancılara tarım arazisi satışı yapılmıyor. Bulgaristan'da bu yasak, bahçeli konutları da kapsıyor. Türkiye'de ise satışlar, yabancıları dahi şaşırtan bir kolaylıkla sürüp gidiyor [Uluç Gürkan Star, 07.08.2004] İskandinavlar son 10 yıldır Ispanya’da tatil merkezleri şeklinde siteler yaptırdılar. Emekli olanların çoğu buralarda yaşıyor. Yalnız bir farkla: Yabancıya ev satılıyor ama toprak satılmıyor. Ispanya’da da, Danimarka’da da, Norveç'de de toprak millîdir. Bu konuda koruyucu kanunlar vardır, birey ve toplum yeterli ölçüde bilinçlenmiştir. II) YABANCILARA TOPRAK SATIŞININ SAKINCALARI Yabancıya toprak satışı basit bir mülk satışı olarak görülemez, çok önemli sakıncaları vardır. A.K.P. hükümetinin ve Meclis’in, bu tehlikeleri hiç hesaba katmadığı anlaşılıyor. Dokümanlarda rastladığım sakıncaları şu başlıklar altında toplayabilirim: Yasalara aykırılık, mütekabiliyet ilkesi, Emperyalizm, Türkiye’nin koşulları, azınlık tehlikesi, toprak kalitesi ve yer altı kaynakları, uluslararası sorunlar ve dış müdahale. Bu sayım “tüketken” değildir, araştırdıkça başkaları da bulunabilir. A) YASALARA AYKIRILIK Türkiye’de yabancılara toprak satışı, yasalara ve Anayasa’ya aykırıdır. Örneğin TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası’na göre, Türkiye topraklarının iç ve dış işgalcilere satılmasıyla demokrasi ve hukuk devleti tehdit altına girecektir. Bu görüş Anayasa Mahkemesi’nin, kararlarında altını çizdiği "ülkede yabancının arazi ve emlak edinmesi salt mülkiyet sorunu gibi değerlendirilemez. Toprak, devletin vazgeçilmesi olanaksız temel unsuru, egemenlik ve bağımsızlığın simgesidir" saptaması ile bütünleşmektedir. Yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türkiye'de sınırsız taşınmaz edinmelerine olanak veren maddeler anayasaya aykırıdır [Hüseyin Ülkü, www.hkmo.org.tr (17.8.2004)]. B) MÜTEKABİLİYET İLKESİ Deniyor ki “devletlerarası hukukta yeri olan karşılıklılık (mütekabiliyet, reciprocity) ilkesine göre, örneğin Amerikan yurttaşı olmayan bir Türk Amerika’da gayrimenkul sahibi olabiliyorsa, bir Amerikan yurttaşına aynı olanağı Türkiye’de de sağlamak gerekir. Eğer bu olanak Israil, Almanya ve Yunanistan yurttaşlarına sağlanmışsa, ayni olanağın Türk yurttaşlarına, Israil, Almanya ve Yunanistan’da da sağlanmış olması lazımdır.” Kanı’mca yukardaki kaba ve analitik nitelikten yoksun haliyle, karşılıklılık ilkesi son derecede zararlıdır. 1) Karşılıklılık ilkesi mevcut şekliyle ekonomik ve politik olmak üzere iki açıdan Türkiye gibi ülkelerin aleyhinedir. a) Karşılıklılık ilkesi ekonomik açıdan yoksul ülkelerin, dolayısiyle Türkiye’nin aleyhinedir. Çünkü ülkelerin “yapısal farklılığı” hesaba katılmıyor. Bir yanda Dünya servetinin en büyük bölümüne sahip, ortalama kişi başına yıllık geliri 30-40 bin dolar olan ülkelerin vatandaşları, öbür yanda kişi başına geliri yılda 3000 doları bulmayan, yoksul Türk köylüleri. İyimser bile olsak, durum yine aleyhimizde: Benim yurttaşım Batı ülkelerinde 1000 metrekare arazi satın alana kadar, onlar benim ülkemde 1000 kilometrekare arazi satın alır. Kaldı ki bu da Türkiye’deki 20-30 bin kişinin bir ayrıcalığıdır. Şu da var ki içimizdeki bir avuç vurguncu ve kozmopolit, Miami’de, Kapri’de, Florida’da villa sahibi olacak diye Türk Vatanı tehlikeye atılamaz. b) İkincisi politik açıdan…-Karşılıklılık ilkesi politik açıdan da Türkiye’nin aleyhinedir. Bir Türk Amerika’da ya da başka bir ülkede yalnızca mülk sahibi olmak için gayrimenkul alır. Oysa bir Amerikalı, bir Alman öyle olmayabilir. Çünkü Amerikan devleti de, Alman devleti de emperyalist, saldırgan, dünyanın çeşitli bölgeleri hakkında politik hedefleri, gizli planları olan bir devlettir. - Ataları vaktiyle Türkiye’den göçmüş, Amerikan uyruklu Ermeni, Rum unsurların Türkiye üzerinde emelleri vardır.Yunanistan’ın, İsrail’in Anadolu üzerinde politik planları vardır. Çoğunun toprak alırken, asıl güttüğü gaye başkadır. Unutmayalım ki İsrail, Filistin topraklarını Araplardan buna benzer bir uygulamayla satın alarak ele geçirmiştir. Bu kanıtlar aynen Alman, İngiliz, Fransız için de geçerlidir. Almanya’daki işçilerin orada mülk sahibi olması da gerekçe olarak ileri sürülemez. Çünkü onların Alman toprakları üzerinde hiçbir ideolojik emelleri yoktur. Almanya öyle değildir. Bu devletin Ortadoğu’ya yönelik planları vardır. Üstelik oradaki Türkler üzerinde sıkı bir Almanlaştırma politikası uygulamaktadır. Bunu bizde bir deneyin; gökkubbeyi yıkarlar başınıza. 2) Mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesi eşitler arasında bir anlam ifade eder. Türkiye, tıpkı 19. yüzyılın hasta adamı ilan edilen Osmanlı İmparatorluğunun son günlerinde olduğu gibi, bugün de postu üzerinde paylaşım hesapları yapılan bir ülke haline getirilmiştir. Eğer Türkiye’de Türkler her bakımdan güçlü, örgütlü, bilinçli ve donanımlı olsalardı, yabancılara toprak satışından gocunmamız için hiçbir sebep olmazdı. Diyebilirdik ki, biz Türkler de gider, sözgelimi Batı Trakya’da, Bayır-Bucak’ta, Kuzey Irak’ta veya Türkler için millî ve tarihî değeri olan bir başka yabancı ülkede bunun kat kat fazlası toprak alırız. Türk Devleti de bu durumu millî siyaset ve millî hedefler bakımından değerlendirir ve belki de -el altından destekleyip- yönlendirirdi. Bugün ortada ne böyle bir devlet ve ne de bir millet var. Türkiye Türkleri, bırakın yabancıların sömürüsünü -ki buna artık alışmış ve alıştırılmıştır- dahası içimizdeki “yerli-yabancılar” tarafından da alabildiğine sömürülmektedir. Türkiye yalnızca bu ülkede yaşayan Türklerin sömürüldüğü bir iç sömürgedir [Hanefi Altaş, İnternetgazete, (28.8.2004)]. 3) Yabancılara tarım topraklarının satılması son derecede yanlıştır. a) A.K.P. hükümetinin iki uygulamasına dikkat isterim : Bir yandan Türk tarımı -IMF programları ve AB uyum yasaları ile- çökertiliyor, Türk köylüsü çiftliğini çubuğunu satarak şehirlere göç etmeye zorlanıyor; öbür yandan da yabancıların toprak satın almalarını kolaylaştıran yasalar çıkartılıyor. Kim tarafından? Halkımızın “git benim çıkarlarımı koru” diyerek seçip Ankara’ya uğurladığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri tarafından!... Şimdi soruyorum: Köylümüzün bu şekilde sefalete terk edilmesiyle, yabancılara toprak satışının bir araya gelmesi sadece bir tesadüf müdür? b)Onur Öymen’e göre çağdaş ülkelerde tarım arazilerinin satışında belli sınırlamalar ve kurallar vardır. A.K.P. Hükümeti, hazırladığı yasalarla ölçüsüz ve sınırsız bir toprak satışının önünü açmıştır. Belki turizm tesisleri, kurallarına uygun olarak satılabilir. Fakat tarım arazisi yenilenemeyen arazidir, gelecek kuşaklara aittir. Hatay örneği biliniyor. Sınır aşıldı ve satışları durdurmak zorunda kaldılar. c) Orhan Özkaya’ya göre “Dünyada hiçbir ülke yabancılara tarım arazisi satmamaktadır. Buna ABD, AB ülkeleri, İngiltereve İsrail de dahildir. Yunanistan aynı şekilde tarım arazisi satmamaktadır. Hepsinde sadece kullanma hakkı verilmektedir. Örneğin İngiltere toprakları Büyük Britanya Kraliçesi’ne aittir ve 49-99 yıllığına kendi vatandaşlarına dahi kiraya vermektedir. İsrail’de topraklar devletin olup yüzde 5’i vatandaşın, yüzde 13’ü Yahudi Ulusal Fonu’nundur. Dünyada sadece ülkemiz mutlak mülkiyet tapusu vermekte hem de üzerinde bayrağımızın yer aldığı, nesiller boyunca kalıcı olan bir tapu... Burada karşılıklılık ilkesi diye bir durum yoktur. Bizim vatandaşlarımız vize almadan dışarı çıkamaz, oturma izni olmadan, işi ve aşı olmadan kalamaz. Avrupa’da yaşayan Türkler bile sadece gayrımenkul alabilir, ama toprak ve tarım arazisi alamazlar. Öyleyse nerede kaldı karşılıklılık ilkesi!... C) EMPERYALİZM1) A.K.P. iktidarı, yabancıların Türkiye'de gayrimenkul edinmesine olanak sağlayan yasayı, 19 Temmuz 2003 tarihinde Avrupa Birliği'ne uyum gerekçesiyle çıkartmıştır. Başka bir görüşe göre bu yasanın çıkmasının Avrupa Birliği'ne girme hedefiyle ilgisi yoktur. Avrupa Birliği'ne son giren ülkeler de dahil olmak üzere tüm ülkelerde arazilerinin yabancılara satışlarına önemli kısıtlamalar getirilmektedir.Yani yasayı çıkartanların öne sürdüğü bu gerekçe bir düzmecedir. Açıkça, Türkiye’nin kendisi satışa çıkarılmıştır. Fakat bu açıdan sadece A.K.P. hükümetini suçlamak hatâ olur. Emperyalizm bu işin altyapısını elli yıla yakın bir süredir hazırlamıştır [Ergun Özgen, e-posta grubu, 11.8.2004]. 2) Yabancılara toprak satışı için, 57'nci hükümet döneminde önce Endüstri Bölgeleri Kanunu çıkarıldı! Bu kanunu, bir Amerikan firmasının hazırladığı, Yabancı Sermaye Derneği''nin Türkçeleştirerek, o zamanki Başbakan Bülent Ecevit'e sunduğu belirtilmektedir. Aslında birçok yasa tasarısını IMF ve Dünya Bankası vasıtasıyla, söz konusu sermaye şirketleri hazırlayıp gönderiyor! Türkiye'nin, 2001 ekonomik krizine de aynı sermaye şirketleri tarafından, piyasadan ve borsadan döviz çekilmesi suretiyle düşürüldüğü hatırlanırsa krizin ardındaki planın Türkiye topraklarının tapusunu teslim almak olduğu net bir şekilde ortaya çıkar! Bu durumda, tapusu yabancı sermayenin elinde olan, bütün ekonomik varlıkları özellikle Yahudi, Ermeni, ve Rum sermayesi tarafından teslim alınmış bir ülkeye dönüşecek Türkiye…! Böylece silahla teslim alınamayan Türkiye'nin tapusu, Dolar’la, Avro’yla alınmış olacak. Recep Tayyip Erdoğan, bakın neler demiş: "Çalışmalarımız Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun uzmanları ile kendi uzmanlarımızın yürüttüğü alan çalışması ve ilgili çevrelerin katılımıyla yapılan toplantılar sonunda ortaya çıkan ve 'Türkiye'de Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Reform Programı' olarak kabul edilen eylem planı çerçevesinde gerçekleştirilmektedir." Bu beyandan açıkça anlaşılıyor ki Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı söz konusu kanunların Dünya Bankası ve IMF ile birlikte hazırlandığını itiraf etmekte. Erdoğan, Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR'nin), daha A.K.P. kurulmadan, 2 Temmuz 2001 günü kendisine gönderdiği muhtıranın gereğini yerine getiriyordu. Muhtırada, "Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır"deniyordu. Nitekim Kamu Yönetimi Reformu, İl Özel İdareleri Reformu, Mahalli İdareler Reformu gibi kanunlar Türkiye'yi "81 ilde 81 devlet" olmaya doğru sürüklerken, Cumhurbaşkanı Sezer''in yetersiz vetoları ile bu süreç biraz duraklar gibi oluyor, fakat yabancılara toprak satışı bütün hızıyla devam ediyordu. Eğer adı geçen yasalar da çıkarsa, artık il yönetimleri de yabancılara toprak satabilecek! Görün, o zaman Türkiye’nin halini!... Bu arada, 58'inci hükümetin başbakanı olan Abdullah Gül de Davos toplantısına katıldığı sırada, bir işadamının, ''20 bin dolara Türk vatandaşlığı satalım, milyarlarca dolar kazanalım'' önerisini getirdiğini söylemiş; ancak tepkiden çekindiklerini belirtmişti! Vatandaşlık para ile satılınca, mülk edinme önünde en küçük bir engel dahi kalmayacaktı. Şair boşuna söylememiş: "Sahipsiz olan bir vatanın batması haktır; Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır" [Arslan Bulut,www.acikistihbarat.com (27.9.2004)]. 3) Bu gidişle Silahlı Kuvvetlerimiz de zamanla “yabancı sermayenin jandarmalığı”nı yapma konumuna düşecektir. Hanefi Altaş [İnternetgazete, (28.8.2004)] edebî bir anlatımla bu sakıncayı şöyle dile getiriyor: “Siz kalenin burcundasınız. Elinizde tüfek, burçta dalgalanan bayrağınıza bakarak gururla nöbet tutuyorsunuz. Fakat artık düşman için önemli olan kalenin burcunda dalgalanan bayrak değildir; kalenin içindeki hazineleri yağmalayabildikten sonra burçta hangi bayrağın dalgalandığının hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Ülkenin yabancıların yağmasına açılmamış tek bir hücresi dahi kalmamışken, sınırlarımızı dünyanın en güçlü ordularından birinin koruması bir anlam ifade eder mi? Bunun gerçek adı yurt bekçiliği midir; ‘ecnebi sermayesinin jandarmalığı mı’ , yoksa Nasrettin Hoca türbesinin bekçiliği mi?” D) TÜRKİYE’NİN KOŞULLARI Türkiye’nin jeopolitiği ve potansiyeli ile ilgili sakıncalar söz konusudur. 1) Türkiye'nin jeopolitik durumu dikkate alınmadan, Türkiye ile, örneğin Belçika'nın, İspanya'nın veya İskandinav ülkelerinin jeopolitiği aynı tutularak toprak satılması doğru değildir. 2) Yine diğer ülkelerin potansiyeli ile, her şeye rağmen Türkiye'nin potansiyeli dikkate alınmadan yapılan değerlendirmeler de doğru olmayacaktır. Türkiye, tarihte önemli rol oynamış; güçlü, önü açık ve geleceği parlak bir ülkedir. Ciddî bir bölgesel güç olma potansiyeline sahiptir. Bu potansiyelini iyi kullanabilirse, uluslararası planda da hatırı sayılır bir güç olabilecek bir durumdadır. Yabancıya ölçüsüzce toprak satışı onun bu potansiyelini zayıflatır. E) AZINLIK TEHLİKESİ 1)Türkiye'nin belirli bölgelerinde, yıllardır, “toprak ve nüfus” dengesi sistemli ve örtülü bir şekilde Türkiye'nin aleyhine değiştirilmeye çalışılmaktadır. İlgili mevzuatta değişiklik yapılmadan önce, örtülü olarak yürütüldüğü varsayılan bu tür maksatlı politikaların, değişiklikten sonra artması ve gündeme oturması kaçınılmazdı. Dolayısıyla, yaşananlar yeni ortaya çıkmış değildir. Ancak, A.K.P. iktidarının yaptığı düzenleme, konuyu hukuksal bir zemine taşımak suretiyle bir anlamda bu işin önünü ardına kadar açmıştır [O. Metin Öztürk, e-posta grubu,18.8.2004]. 2) Prof. Dr. Osman Metin Öztürk’ün işaret ettiği, belli bir bölgede taşınmaz mal edinerek nüfus çoğunluğunu oluşturan yabancılar, yerel yönetimlerde ve ülke yönetiminde temsil edilme taleplerinde bulunabilir; hep yönetilen durumunda olmaktan sıkılıp, yerel yönetime katılmak isteyebilirler. Taşınmaz mal maliki sıfatıyla, Türk vatandaşları ile aynı yükümlülükleri yerine getiren yabancılar, yerel yönetimlere ilişkin seçimlerde, seçme ve seçilme hakkına sahip olmak isteyebilir. Bu ihtimal, hızı günden güne artan misyonerlik faaliyetleri ile bir arada düşünülürse, Türkiye’nin başına yeni bir “Hıristiyan Azınlık” belasının açılması hiç de uzak bir ihtimal değildir. 3) Türkiye kendi millî meclisimizin çıkardığı yasalarla “Filistinleşme”ye doğru adım adım sürükleniyor. Gelir düzeyi düşük halkımızın elindeki mülklerin, “yüz milyarlar” teklif eden yabancı şirketlere satılmasına izin veriliyor. Oysa gözden uzak tutmamak gerekir ki yabancı ülke şirketlerinin ve vatandaşlarının Türkiye’de toprak satın almalarının arkasında Rum ve Ermeni lobileri de bulunmaktadır. Türkiye’den Batı ülkelerine göçmüş ve o ülkelerin vatandaşlığına girmiş Ermeni ve Rumların torunları, bugün değişik isimlerle dedelerinin sandıkları toprakları ele geçirmeye kalkışıyorlar. Önümüzdeki yıllarda Kapadokya’da, Foça’da, Fethiye’de “binlerce Ermeni’nin” toprak satın alarak oluşturduğu yeni yerleşim birimlerinin, Türkiye’nin başına ne dertler açabileceğini tahmin etmek zor değildir [M. Bayraktar,Yeni Mesaj, 19.9.2003] 4) Yabancılara toprak satışı gittikçe artıyor. Öte yandan, nerelerde ne kadar arazi alındığı da tam olarak belli değildir. Satışlar denetimsiz bir şekilde devam ediyor. Üstüne üstlük Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın açıklamalarına göre, “yurdun birçok yerinde yabancılar koloniler oluşturacakmış, İspanyol usûlünce alt yapılarını da kendileri yapacakmış. Mevzuatımızın buna göre düzenlenmesi için hazırlık yapılıyormuş. Ancak, Türkiye başka, İspanya başka. Bugün satılan toprağın koloniye dönüştürülmesine izin verirken, yarın o toprağın Türkiye Cumhuriyeti topraklarıyla çevrilmiş “bir başka devlete ait toprak” yani “anklav” halini alabileceğini hesaba katmak gerekir [Rahşan Ecevit, Hürriyet, 29.9.2006]. F) TOPRAK KALİTESİ VE YER ALTI KAYNAKLARI 2004 yılı itibariyle bir yıl içinde 234 milyon metrekare vatan toprağımız satılmış bulunmaktaydı. Artık bu topraklar Türkiye'nin olmaktan çıkmıştır. Dahası elden çıkanlar, Türkiye'nin en verimli, en değerli topraklarıdır. Uydu aracılığıyla çekilen ayrıntılı haritalar sayesinde Türkiye'nin hangi bölgesinde, hangi değerli madenin, hangi miktar ve kalitede olduğunun tespiti sadece 'birkaç bin dolarlık' bir maliyet gerektirir. Bu bilgiler şüphesiz ki topraklarımızı satın alanlarda da mevcuttur. Ve bu satışlar sadece bir başlangıçtır. G) ULUSLARARASI SORUNLAR VE DIŞ MÜDAHALE Yabancıya toprak satışı gelecekte başımıza uluslararası sorunlar açabilir, dış müdahale tehlikesi doğurabilir. 1) Batılılar için özel mülkiyetin “özel bir anlamı” vardır. “Özel mülkiyet” Batı’da, bütün haklardan önce ve önde gelen, bütün haklardan önce tanınmış bir haktır. Kutsaldır, dokunulmazdır. Yarın Devletimizin herhangi bir kurumu; kamu yararı, millî güvenlik veya iç hukuka (yani milli hukuka ki o da bu gidişle kalırsa eğer) uygun başka bir sebeple, bir yabancının satın aldığı taşınmazı kamulaştırmaya kalkarsa, sorun çok büyük bir ihtimalle derhal uluslararası bir boyut kazanacak, doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınacaktır. Kıbrıs’taki Lousidou dâvâsı bunun çarpıcı bir örneğidir. Türkiye bu dâvâyı kaybederek –teslimiyetçi A.K.P. hükümetinin de katkısıyla- bir Rum kokonasına çatır çatır milyon doları geçen tazminat ödemek zorunda bırakılmıştır [O.Metin Öztürk]. 2) Yabancıya toprak satışının değişik boyutlarına bakarken, uluslararası politikada son 20 yıldır öne çıkan önemli bir olguyu hesaba katmamak yanlış olur. Bu olgu şudur: Demokrasi, insan hakları, temel haklar ve özgürlükler gibi evrensel ilke ve değerlerin, ülkelerin iç işlerine karışmada bir araç olarak kullanılması, yani istismar edilmesi... Bu konuda, ABD kaynaklı çok sayıda örnek verilebilir. Batılı ülkelerin hemen hepsinde mülkiyet hakkı, kişilerin en temel hakları arasında sayılmaktadır. Aynı şekilde, seçme ve seçilme hakkı da, kişilerin sahip olduğu en temel siyasal haklar arasında yer alır. Bunlar, Türkiye'nin yürürlükteki anayasasında da aynı şekilde yer almaktadır. Öyleyse vatandaşları Türkiye'nin belli yörelerinde taşınmaz mal edinmiş devletler; bir süre sonra, sözde bu vatandaşlarına sahip çıkma adına, Ankara'ya müdahale edip, bazı şeylerin yapılmasını veya yapılmamasını talep edebilirler mi? Türkiye'de taşınmaz mal edinen yabancılar ve bunlarla ilgili talepler, Ankara'ya karşı kullanılan birer diplomasi aracına dönüşebilir mi? Bu elbette mümkündür [Osman Metin Öztürk, e-posta grubu, 18.8.2004] 3) Son bir sakınca da toprak satışlarının, yabancı devletlerin eline bir bölgesel politika aracı verme olasılığıdır. Bu sakınca ABD'nin Türkiye'ye yaptığı askerî ve ekonomik yardımı bağladığı koşullardan hareketle akla gelmektedir. Şöyledir bu koşullar: "Benim verdiğim silah ve teçhizatı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da terörle mücadelede kullanmayacaksın" veya aynı şekilde, "benim verdiğim ekonomik yardımın bir kısmını, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da insan hakları iyileştirmeleri için kullanacaksın." Bunları Ankara'ya söyleyebilenlerin, yarın Türkiye'de taşınmaz mal edinmiş kendi vatandaşları için daha fazlasını istemeyecekleri ve bu vatandaşlarını kendilerinin bölgesel politikalarında bir araç olarak kullanmayacakları düşünülebilir mi? Bence düşünülemez [O. Metin Öztürk, e-posta grubu,18.8.2004] SONUÇTürkiye’de yabancılara toprak satışı olgusu üzerinde yaptığım gözlemleri sundum. Şimdi bu gözlemler yoluyla ulaştığım hipotezleri bazı önerilerimle birlikte sunmaya sıra gelmiş bulunuyor. 1) Yabancılara toprak satışında Binde 5 sınırının il boyutunda belirlenmesi yanlıştır. Bu oran “idari birim” boyutunda belirlenmeliydi. Ya da uygulama buna göre yapılmalıdır. İlçelerde, daha küçük birimlerde binde 5 ölçütü bu birimlerin kendi alanlarına uygulanmalıdır. Aksi halde toplam satışlar il alanına vurulduğunda binde 5 sınırını aşar. Bir örnek: İl alanı 1000 birim olsun, binde 5 itibariyle satış sınırı 5 birim olur. Bu ilin her birinin alanı 500 birim olan iki ilçesi olsun. Satışlara yine binde 5 uygulanırsa sınır aşılmaz: (2,5 birim) artı (2,5 birim), (5 birim) eder ki bu da il yüzölçümünün binde 5’i eder. İl yüzölçümünün binde 5’i olan 5 birim her ilçeye ayrı ayrı uygulanırsa sınır aşılır: (5) artı (5) toplam olarak 10 birim olur. Bu da il alanının binde 10’u eder. Dahası ilçe sayısı arttıkça, sınırı aşma derecesi üç, dört,… katına çıkacaktır. Binde 5 oranının hesaplanmasında paydaya, toplam alan değil iskâna, ekonomik faaliyete elverişli, verimli ve değerli alanların yüzölçümü alınmalıdır. Yabancı, gidip dağın başında arazi satın almıyor. 2) Yabancıya toprak satışları, misyonerlik faaliyetleri ile birlikte düşünülmeli, satışlar bu açıdan ayrıca analiz edilmelidir. 3) Yabancı şirketlerin, toprak alımlarında Türk görünümlü aracı şirketler kullandıkları anlaşılıyor. Bu yola neden gidiyorlar? Ciddî araştırmalar, başta “parafesör”lerimiz, üniversite öğretim üyelerimizi bekliyor. Özellikle İsrail ortaklı yerli şirketler mercek altına alınmalıdır. Yabancıya toprak satışında “gizli satış” uygulaması vardır, araştırılmalıdır. 4) Toprak satışı sürecinde görünürdeki iyi niyetler (üretim, teknoloji getirme,…) arka planda kötü niyetleri gizlemek için kullanılabilmektedir. 5) Türkiye’deki her toprak alımını bireysel girişim olarak görmek yanlıştır. Toprak satın alan İsrailli ve diğer ülke vatandaşlarının arkasında güçlü lobiler olduğuna dair işaretlere rastlıyoruz. Toprak alan yabancılar arasında daha önce Türkiye’den göçmüş ermeni ve Rumların torunları vardır. Bunların gizli bir plan çerçevesinde hareket etmeleri olasılığı çok yüksektir. 6) Topraklar yalnızca toprak olarak değil, altındaki maden kaynakları için de satın alınabilmektedir. Dolayısiyle yabancıya toprak satışı derken, bu boyutu da göz önünde tutmak gerekir. 7) Yabancıların gayrimenkul edinmeleri sınırsız ve koşulsuz olamaz. Dileyen her yabancı, Türkiye'nin her yerinde gözüne kestirdiği her arsayı, her tarlayı, her binayı parasını bastırıp alamamalıdır. 8) Yabancıya mülk satışları konusunda halk bilinçsizdir. Aydınlatılmalı, uyarılmalıdır. 9) Karşılıklılık ilkesi liberalizmin hukuk alanına uygulanmasından başka bir şey değildir. Bu sebeple ideolojiktir. Mütekabiliyet gerekçesi ancak eşit güçte olan ülkeler arasında bir anlam ifade eder. Oysa Türkiye bu bakımdan ABD ve Avrupa ülkeleri karşısında dezavantajlı bir durumdadır. Bu sebeple Diğer ülkelerdeki satışları örnek olarak göstermek yanlış bir muhakemenin ürünüdür. Bu husus Türkiye’nin jeopolitik durumu, potansiyeli bakımdan da doğrudur. 10) Hükümetin yabancılara toprak satışını serbest bırakmasının temelinde yalnızca AB’nin talep ve baskısını görmek eksik bir yaklaşımdır. Konu emperyalizm boyutunda değerlendirilmeli ve yorumlanmalıdır. Nitekim 1856’da Osmanlı’ya da toprak satışı dayatılmıştı. Ortadoğu ülkelerinde, dolayısiyle Türkiye’de yabancılara toprak satışı, ABD’nin Büyük Ortadoğu projesinin araçlarından biri olabilir. 11) Çağımızda ülke savunması öylesine karmaşıklaşmıştır ki, sadece silahlı savunmaya indirgenemez. Ordu yurt savunmasını her alanda takip eder: Ekonomide, yabancı sermayede, özelleştirmede, dış borçlanmada, azınlık konularında, tabii yabancıya toprak satışında da… Ülkenin savunması bu noktalardan başlar. Eğer bu cepheler ihmal edilirse, koşullar öyle bir duruma gelir ki silahlı savunma hiçbir işe yaramaz. 12) Azınlık faktörü Batı’nın bizim gibi ülkeleri çökertmek için kullandığı 5 silahtan biridir. Toprak satışları AKP iktidarına bu silahı güçlendirmek için dayatılmıştır. İşin bu yönü çok önemlidir. Toprak satışlarına bu gözle bakmalıdır. 13) Yabancıya toprak satışının uluslararası boyutları ile gelecekte doğuracağı sorunlar titizlikle araştırılmalı ve ortaya konmalıdır. AKP hükümetinin bu çalışmayı yapmadığı anlaşılıyor. 14) Bütün bu sebeplerden dolayı, yabancılara toprak satışları Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarlarına aykırıdır, derhal durdurulmalıdır. |
İŞTE DARBECİ CHP DÖNEMİ
Kadeş Rezaleti Olayı 1962 Tarihe “Kadeş rezaleti” diye geçen ve 60 darbesinin hemen ardından 18 mart 1962 yılında yaşanan bu olay, ipin ucunun kaçırılması halinde işin nereye vardırılacağının güzel bir örneği. Laiklik adına, çağdaş ve maddeci eğitimin sonunda nevzuhur bir gençlik çıkar ortaya. Çanakkale Zaferi bahanesiyle Çanakkale’ye bir gezi düzenlenir darbeciler ve malum partinin gençlik kolları tarafından. 1 milyon 700 bin lira harcanarak özel olarak dayanıp döşetilmiştir vapur."Kadeş" adlı vapura doldurulan kızlı erkekli 1000 kadar genç, sözüm ona çağdaş gençlik dernekleri tarafından özel olarak seçilmiştir. Türkiyede faal olan o zamanki çeşitli guruplara ait on kadar dernek ve kuruluş bu geziye katılır. Gemi ile yapılacak yolculukta, şehidleri ziyarete giden öğrenciler, limandan ayrılır ayrılmaz, kim tarafından neden, niçin ve nasıl gemiye yüklendiği belli olmayan şaraplar, rakılar öğrencilere servis edilir ve kısa süre sonra da gemi bir fuhuş gemisine döner.. Kızların iç çamaşırları lumbozlara asılmış, hatta bayrak direğine çekilmiş, geminin içi harap edilmiştir. Yolculuk beklenebileceği gibi tam bir rezaletle sonuçlanır. Sarhoş olup gece boyu dans eden, yerlerde sızan, olmadık cinsel rezaletlere imza atan bu seçkin gençliğin Çanakkale’ye çıktığında ayık gezebildiğini sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Cümbür cemaat lokantalara dalmışlar, içkiler, naralar gırla devam etmiş ve bin kişi içinden şehitliklere gidecek topu topu 40-50 genç ancak bulunabilmişti. Bir süre kamuoyundan saklanmaya çalışılan, ancak bir gazetecinin ifşasıyla deşifre edilen bu rezaletin perde arkası, zamanın gazetelerinde günlerce yazılıp çizilmiş ve bir tanesini burada gördüğünüz ‘şok fotoğraflar’ basına malzeme olmuştu. Kameralar gemide bulunanlara yönelince bir genç orada yaşadıklarını şöyle anlatmıştı (bazı ifadeleri sansürlemek zorunda kaldığımı belirteyim -yazarın notu-): “Gemi hareket eder etmez gençler gruplar halinde içki içmeye başladılar. Erkeklerin özellikle kızları sarhoş etmeye çalıştıkları belli oluyordu. Sarhoş olan kızlar, bir süre dans ettikten sonra erkekler tarafından dışarı çıkarılıyor ve karanlık bir yerlere götürülüyor, daha sonra beraberce dönüyorlardı. İstisnasız bütün masalarda kumar oynanıyordu. Kaptan gelip kumar kâğıtlarını toplamak istediyse de vermediler. Kendilerine karışmak isteyen birkaç görevliye, “ bize kimse karışamaz biz Atatürk gençliğiyiz” diye karşılık veriyorlardı. “Dağ Başını Duman Almış” marşı, sarhoş naralarına karışıyordu. Dönüşte de aynı rezalet devam etti. Hatta bir grup genç, kapının önüne masa ve sandalye yığmak suretiyle bir koridoru kapatıp lambaları söndürmüşler, içeride çılgınlar gibi eğleniyorlardı. Birkaç kişi içki komasına girmiş, birkaç genç kız bekaretini yitirmiş, evlerine ağlayarak dönmüşlerdi.” Bu geziye basın mensupları da katılmış. Duyulmasını istemiyorlar rezaletlerin, inerken basına paralar veriliyor, lütfen bunları yazmayın diyorlar. Fakat birkaç gün sonra kızı felakete uğrayan bir anne emniyete şikâyette bulunuyor. Tabii emniyet muhabirleri eliyle olay basına yansıyor ve tarihe KADEŞ REZALETİ adıyla geçiyor Olayın yorumunu 26 Mart 1962 tarihli Milliyet gazetesinin ünlü köşe yazarı Ulunay’ın kaleminden dinleyelim: “ Çanakkale zaferinin 47. yıldönümü münasebetiyle şehitlere manevî şükran borcumuzu ödemek üzere Çanakkale’ye davetlileri götüren “Kadeş” tarihimizde unutulmayan bir rezalete mevzu oldu. Ben bu vâkıayı emsaline bazen tesadüf edilen bir taşkınlık bir inhiraftan ibaret zannediyordum. Meğer böyle değilmiş!.. Kadeş, dokundukça, karıştırıldıkça kokusu buram buram kabaran ve memleketin bütün gazetelerini feryat ettiren, bütün vatanseverlerin ruhunu yaralayan, hatta savcılıkları müdahaleye mecbur eden bir lağım çukuru imiş! Bu rezalet Türk tarihine sürülmüş öyle bir lekedir ki, bunu 251 bin şehidin kanı ile kızaran Marmara bile temizleyemez. Bundan sonra Çanakkale denilince bu kepazelik seferini hatırlamamak kabil değildir. Nasıl olmuş da şehitler, bu rezalet kıyametine karşı kanlı kefenleri ile mezarlarından fırlayıp bu sürüyü taşlarla koğmamışlar. Demek oluyor ki artık bu memlekette mukaddesat diye bir şey yok!.. Ne mazi, ne vatan, ne gazi, ne şehit… Hepsinden elimizi yıkadık mı? Yazıklar olsun!... ………….. Çanakkale şehitlerini ziyarete gidilirken rakı da ne oluyor? Gemi limandan ayrıldıktan 25 dakika sonra sarhoş dişilerin, hiçbir memleketin haya, namus çerçevesine sığmayan bir rezillikle süvariye “strrip-tease yapacağım” diye anadan doğma soyunacaklarını, “mahvoldum” diye çaldırdıkları manevi cihazlarının hırsızlarını aradıklarını, büfe masa, iskemlelerin çatır çatır kırıldığını, döşemelerin bıçaklarla lime lime edildiğini görünce kaptan derhal gemiyi geri çevirecek ve İstanbul limanının rıhtımına yanaştırıp bu sarhoş hergelelerle kızgın karıları zabıtaya teslim edecekti. Böyle bir kusmuk hamulesiyle şehitlerin huzuruna gidilmez!
Tag Archives: chp döneminde yikilan camiler
Tek parti döneminde satılan Camiler ile ilgili M. Kemal Atatürk imzalı birkaç belge
Tek parti döneminde satılan Camiler ile ilgili M. Kemal Atatürk imzalı birkaç belge
CAMİ KAPATMAK İÇİN KANUN 15 Kasım 1935′te “Cami ve mescitlerin tasnifine ve tasnif harici kalacak cami ve mescit hademesine verilecek muhasasat (maaş, ödenek) hakkında” bir kanun çıkarıldı.2845 numaralı kanunda “Tasnif harici tutulan cami ve mescitler usul ve mevzuata göre kendilerinden başkaca istifade edilmek üzere kapatılır” hükmü vardı.[1]*Cami kapatmak için 15 Kasım 1935’te çıkarılan 2845 numaralı Kanun, 22 Teşrinisani [Kasım] 1935 tarihinde Resmî Gazete’de böyle yayınlanmıştıBu tarihten sonra yüzlerce cami kapatıldı, depo yapıldı, satıldı, yıktırıldı, parti binası bile yapıldı…
Türkiye’de büyük çoğunluğu tek parti döneminde olmak üzere 1927 – 1972 yılları arasında 3 bin 900 vakıf eseri satılırken bunların 2 bin 815’ini camiler oluşturdu.Bakara Suresi
114 – Allah’ın mescitlerini, içlerinde Allah’ın isminin anılmasından meneden ve onların harap olmalarına çalışan kimselerden daha zâlim kim olabilir! İşte bunlar, oralara korka korka girmekten başka birşey yapmazlar. Bunlara dünyada perişanlık, ahirette de büyük bir azap vardır.İçinde Allah’ın adının anıldığı mescidleri harap edenlerden daha zalim kim olabilir?” di.Elbette tek parti döneminin kahramanları…CHP’nin tek parti döneminde yıkılan, satılan veya amaç dışı kullanılan camilerimizden bazıları şunlardır:Kayseri’den örnekler:
1 – Müftü camii. Ana tamir askerlerine kışla olmuş, sonra un ve zahire ambarı haline getirilmiştir.
2 – Gülük Camii. Silah deposu haline getirilmiştir.
3 – Iki kapılı camii. Mısır ve arpa deposu olmuştur.
4 – Hacı Kılıç Camii. DP dönemine kadar ecza deposu halinde kullanılmıştır.
5 – Lale camii. Askeri eşya deposu haline getirilmiştir.
6 – Peynirli camii. Vakıflar tarafından Ali isminde bir şahsa satılmıştır: 1955-1956 yıllarında geri alınarak tekrar cami haline getirilmiştir.
7 – Kümbet önü camii. Yıkılmış ve arsa olarak durmaya devam etmiştir. Daha sonraları, tekrar cami haline getirilmiş olabilir.
8 – At pazarı camii. Tamamen yıkılmış, arsa olarak satılmıştır.
9 – Kayseri’de yine aynı sonuca uğrayan 20 kadar cami bulunmaktadır.
Diyarbakır’dan örnekler:
1 – Ayna minare camii. Satılmıştır.
2 – Çakal camii. Satılmıştır.
3 – Hançer güzel mescidi. Satılmıştır.
4 – Kamışlı ziyareti mescidi. Satılmışıtır.
5 – Paşa camii. Mardin kapı semtindedir ve satılmıştır.
6 – Aziziye camii. Satılmıştır.
7 – Tacettin camii. Satılmıştır.
8 – Yiğit Ahmet mescidi. Satılmıştır.
9 – Kozlu mescidi. Satılmıştır.
10 – Hanzade mescidi. Satılmıştır.
11 – Göl camii. Satılmıştır.
12 – Ablak Camii. Satılmıştır.
13 – Kaşık budak mescidi. Satılmıştır.
14 – Hacı Osman mescidi. Satılmıştır.
15 – Behram Paşa camii semtindeki mescid. Konut haline getirilmiştir.
16 – Hasırlı mescidi. Satılmıştır.
17 – Selükiye mescidi. Satılmıştır.
18 – Çerkez zade mescidi. Buğday pazarı semtindedir ve satılmıştır.
19 – Sin camii. Satılmıştır.
Bu sayının daha fazla olduğu sanılmaktadır. Üzerinde uzunca bir araştırma yapıldğı takdirde Diyarbakır’daki satılan, yıkılan ya da amaç dışı hale getirilen cami ve mescidlerin sayısının daha da fazla olacağı tahmin edilmektedir.
***Aydın’dan örnekler:
1 – Bey camii. Istasyon civarındadır. Yedi medrese odası ve vakfa ait beş dükkanı vardı. Medrese ve dükkanlar 1940 yılında yıktırılmıştır. Cami ise dokuz yıl boyunca askeriye emrine verilmiştir. 1952 yılında DP döneminde tekrar tamir ettirilip cami haline getirilmiştir!
2 – Paşa cami. Onbir yıl askeriye emrine tahsis edilmiştir. Ve depo olarak kullanılmıştır.. 1952 yılında tamir ettirilerek tekrar ibadete açılmıştır.
3 – Karacaahmet mahallesinde üç medrese ve iki mescid yıktırılmıştır. Mescidlerden birinin vaizi olan Ali Paşa, yıkım günü, yıkıma müdahale ettiği için karakola götürülerek dövülmüştür.
4 – Cuma mahallesindeki dört medrese ve bir mescid yıktırılmıştır.
5 – Kurtuluş mahallesinde iki medrese ve üç mescid yıktırılmıştır.
6 – Veyis Paşa mahallesinde iki medrese ve üç mescid yıktırılımıştır.
7 – Pınarbaşı mahallesinde bir medrese ve üç mescid yıktırılmıştır.[2]
Yurt genelinde daha nice camiler kurtuluş savaşında istilacı Emperyalistlerin yapamadığı kadar tahribat ve müslümanlığıda kimseye değil kendi münafık kafalarına layık gören ancak Kur’ani bir yaşam tarzından çok uzak CHP zihniyeti ey gafil Müslüman doğruya doğru eğriye eğri demesini bil körü körüne şeytani bir zihniyeti çare diye satma.onlar ingilizin din öldürülecektir talimatı ile şeytanın emrinde sarhoş kafalarıyle nice cinayetleri tetiklediler.
Dikkat edilirse Aydın’da yıktırılan camilerin bir kısmı DP döneminde tamir ettirilerek yeniden ibadete açılmıştır. DP Genel Başkanı Adnan Menderes’in iktidara geldikten sonra ilk işi, kendi memleketinde yıktırılan camileri onarıp ibadete açmak olmuştur. Ama ya diğer şehirlerdekiler ?..
Yukarıda sadece üç ilimizde yıkılan, satılan, amaç dışı kullanılan cami ve mescidlerin sayısı tesbit edilemeyenlerle birlikte 100’e yaklaşıyor. Demek ki, tüm ülkedeki yıkılan satılan ve amaç dışı kullanılan camileri tesbit etme imkanımız olsa, ortaya binlerle ifade edilen rakamlar çıkacaktır.
CHP’nin tek parti dönemi zulümlerini anlayabilmek için sadece cami olayı bile yeter. KAYNAKLAR:
[1] 15 Kasım 1935’te çıkarılan 2845 numaralı Kanun. (Resmî Gazete, 22 Teşrinisani [Kasım] 1935, sayı 3163.)
[2] Yeni Istiklal Gazetesi, 1 Mart 1967, sayı 286, sayfa 4.
**23 Temmuz 1940 tarihli Yenigün Gazetesi’nin 4’üncü sayfasında açık arttırma ile satılacak vakıf mallarına ait bir resmi ilan yer alıyor. Satışa sunulan “Evkaf-ı İslamiyye” mallarının listesi şöyle:
Kurmalı mescid……….120 lira
Kantara camii…………..50 lira
Şeyh Mehmet cami……50 lira
Tüveyr oğlu mescidi…100 lira
Şeyh Kubbe tekkesi……50 lira
Sofular camii……………50 lira
Halil Ağa camii………….20 lira
Sadık efendi mescidi…100 lira
Şeyh Ali camii…………..60 lira
Fransızlar zamanında yerli yerinde duran cami, tekke ve vakıf arsaları Milli Şef zamanında satışa arz edilmiştir. Kimler satın alacaktır bu satılması yasak ve haram olan kutsal malları? Tabii ki, iktidardaki tek partinin adamları. Onlar ve varisleri bu malların hayrını görmüşler midir? Asla! Vakıf malı alan felah bulmaz!
Bakara Suresi
114 – Allah’ın mescitlerini, içlerinde Allah’ın isminin anılmasından meneden ve onların harap olmalarına çalışan kimselerden daha zâlim kim olabilir! İşte bunlar, oralara korka korka girmekten başka birşey yapmazlar. Bunlara dünyada perişanlık, Ahirette de büyük bir azap vardır.
Yıl 2002 hadep oy oranı %2.5-Yıl 2105 HDP oy oranı %12.99 geçen zamanda AKP iktidarı o pislikleri bu derece besledi-Diğer yandan silahlandılar örgütlendiler ve gerçek bela oldular.
Nurculuk,Tarikatçılık,Kemalizim cinni ve insi pisliklerle el ele PKK için çalışıyor ,mahşerde hesabını veremiyecekler.
Çok muhterem gafil Müslüman AKP liler işte tablo önünüzde kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın AKP nin son 4 yıl içindeki başarısı sadece PPKnın uzantısı HDP ye meclisin kapısını ardına kadar açmak oldu yanlış siyaseti ile Apo pisliğine bir kere bile terörist demediler barış elçisi dediler. Bir Fetullah hoca yanlış yaptı diye tabandaki nice güzelim insana azabı layık gördüler PKK ya çiçek sunarken,rahmet okurken.Neticede 3 milyona yakın sadece AKP reyi HDP ye kaydı işte tablo meydanda ne CHP nin kaybı var ne MHP nin üstelik MHP nin reyi 1.8 milyon cıvarında arttı bu da duyarlı milliyetçi dinine vatanına sahip çıkan samimi dürüst gafleti yırtmış insanların Türkiyenin intihara koştuğunu görenlerin tepkisi Evet bugün mecliste samimi olarak Türk-islam değerlerini temsil eden tek parti MHP dir. Siz hala Atatürke deccal deydin sait nursinize ilahlık verin.Tayyip Erdoğanınızda Dünya lideri hemde ender yetişen cinsten ilahlaştırdığınız ancak egosu ve hevasından başka lokomotifi olmiyan dini imanı para olan lideriniz PKK yı o kadar şimartmasaydı AKP nin reyleri HDP ye gitmezdi ve barajı aşamazdı ve AKP 300 millet vekilinin üstünde millet vekili çıkaracaktı ve tek başına yine hükümeti kuracaktı eden bulur zalime yardım eden zalimden zarar görür.H.Şerif.Görünen o ki suçlu AKP nin yanlış siyaseti ,ancak seçim sonucuna en ziyade sevinen PKK ve yahudi İsrail ise Türk seçmenide yanlış yaptı diyebiliriz.Geçmişte Atatürkler,İnönüler ve yağcılığına soyunan kafir kafalılar Batı Trakyayı,Batumu,Musul,Kerkükü,Egede 12 Adayı Emperyalistlerin güdümünde kefereye verirken ,Kur’ana,Ezana ,Namusuma saldırılırken Müslüman geçinen Ruhsuz halk sokağa dökülüp Dinimizi Vatanımızı satamazsınız zalim idareciler demedi bugün o ihanetlerin uzantısı yaşanıyor Gerçek imandan ,İslamın her kötülüğe karşı mücadele ile tavsif ettiği Cihad ruhundan zillet ile bahseden ılımlı kafirlerin kardeşi sahte Müslümanların PKK kafiri ile ruh ikizi olmuş belki aynı ruh aynı nefis olmuş beyinsizlerin dönemi afiyet olsun, size Dünya yeter Ahiretten size ne.Hem Kafir ve zalimlerin muhabbeti ile yaşayın hemde cennetin varisi olun hain Müslüman müsfeddeleri ya ölmeden uyanın tevbe edin nefsinizi satın alın yada Dünyada çekmediğiniz kadar Ahirettede çekin .Boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkını alacağı bir hesap mahşer günü var.Evet ancak ne derece zehirlenmiş kürt unsuruki malazgirtte beraberken Türk ile ,çanakkalede beraber iken, şimdi Marksist-Leninist ,Emperyalist ,Siyonist hesaplarla PKK teşekkül etmiş PKK nın lokomotifliğinde HDP nin şahsında AKP nin şımartmasıyla bugünlere gelindi Evet Müslümanlık çatısında Türk-Kürt kardeş ilişkiler kurmayı bilmiş ancak bugün Lokomotif Marksist-Leninist-Siyonist-Emperyalist kuklası PKK ve uzantıları ve hesap genç Kürdistan netice 1000 yıllık Türk-Kürt kardeşliği şeytani hesaplarla iç içe tarihi kardeşlik katledilmiş PKK nın şahsında nice cinayetlere imza atmış Evet lokomotif karga bu vatanı bölüp parçalamak için çok çalıştı.Hiç biri cinayetlerinden rahatsız değil tevbe edip tarihe mal olmuş kardeşliği tesis edelim diyen yok hedef BOP a Yahudi hesaplara,Emperyalist hesaplara büsbütün mahküm olmak onlar kendilerinden olmayanı parçalayıp küçük parçalar halinde yutarlar .Evet geçmişte Türk faşistliği ,günümüzde Kürt faşistliği pöpüler bir havada birileri bütün olumsuzlukları unutmak güle bakınca dikenini değil,dikene bakınca gülü görebilmenin tek çare olduğunu görüyor. Ancak çoğunluk terörist kafada hep bölüp parçalamak için çalıştı hala çalışıyor Evet PKK yı ve uzantılarını çare görecek kadar BOP a taşeron olacak kadar ihanet içinde olanlar gafil Müslüman kürt Cehenneme koşuyorsunuz hemde bayram havasında.Tevbe edip hayılı amel işleyenlere altlarından ırmaklar akan Cennetler vardır.A.K.erime .Dünyada yandık yanacak kadar hiç olmazsa Ebedi hayatımızı yakmıyalım deyipte uyanmak ancak akıllıların işi.Ben duyarlı Müslüman Türk vatandaşı olarak tevbe eden doğru olana yönelen uyanan birinin yolunu açarım yoksa Küfürde,şirkte,zülümde ,ihanette şeytanlarla yarışanları değil.İslam ümmeti gülecekse bu karga lokomotiflerle değil ALLAH(cc)ın razı olduğu bir manada ilahi Adalete uygun icraatlerle mümkün olacak, şeytanlar kahrolacak.
CHP lilerin çoğunluğuna göre cihad ruhu ile yaşamak doğru Müslüman olmak,örtünmek irticadır.MHPlilerin ise çoğu odun gibi adam henüz çoğu Türk-islam şuurunun kenarında bile değiller bir kısım haramları işlemek onlar için normal milliyetçi olunca en ahlaksızıda adamları.Aynı durum AKP nin bünyesindede var nice liyakatsız adam yüksek makamlarda.
Genel değerlendirme Devletin başındakiler,İslami cemaat diye sahnede olanlar hevesleriyle ,bozuk icraatlerle bu vatana ve kudsi değerlerine zarar vermedikleri sürece kutuplaşıp güzellikleri çiğnemek yerine helal,namuslu,güzel Ahlaklı, Adaletli ,hevası ile değil imanıyla,aklıyla dengeli bir yönetimle hükmettikleri sürece bu millet gülecek ,belki mazlum milletlerde sayemizde gülecek.ALLAH(cc) başımızdaki başlara vicdan sahibi olmak ve Adil olmayı nasip etsin inşallah.
HDP eş başkanı Selahattin demirtaş diyorki çözüm süreci çok işimize yaradı yakında başkan Apo yu da hürriyetine kavuşturuyoruz ,Genç kürdistanı düşündükçe heyecanlanıyorum diyor.Ey AKP hala bölünmenin eşiğine taşıdığının farkında değilsin şu güzelim memleketi onlar Siyonist ,Emperyalist hesaplarla yaşıyor sende kukla olmuşsun her istediklerini sanki masumane bir istekmiş gibi hayata geçiriyorsun ben diyorumki Aptal değilsenizde gerçek hainliği oynuyorsunuz. Uyanın bu memleketin duyarlı Dinine Tarihi kazanımlarına samimi saygısı olan güzelim insanları sizin hesabınıza teslim olmayacak ve böyle giderseniz Devlet bahçeli gibi memleket gerçeklerini haykıran bir vatanseveri deccal ilan edecek kadar adileşir ,şerefsizleşirseniz bu memleket kan gölüne dönecek ,en büyük vebalde siz AKP lilerin olacak,istediğiniz kadar inatlaşın bu Dünyanın Ahireti var fitneyi uyandırana lanet etmiş ALLAH(cc) ve Resulü(asm) var karşınızda .sayenizde fitne tam gaz.
ADNAN OKTAR DENEN HAİN YAHUDİ UŞAĞI
Rezaletini, fasıklığını belki münafıklığını İslam diye satan Adnan Oktar şarlatanı,görüntün kafir ve zalimlerden farklı değil utanmak , arlanmak diye bir şey yok sende senin gibi bir şarlatanın islamdan bahsetmesi yezidin islamdan bahsetmesi gibi bir şey.Yüce ALLAH(cc) Hevanızı terk etmedikçe Adaletli olamazsınız der. Sen gafilleri baldırı çıplakları aklınca islama lokomotif yapmışsın senin stüdyonda haram işleniyor ve o haramı bütün Dünya seyrediyor senin günahın milyon günahtır.Şeytanlar senin ikliminde horon oynuyor. Zerre kadar imanın varsa bu rezil tabloya son ver.Belki Türkiyenin ve Alemi islamın üstünde oynanan oyunların farkındasın yayınlarınızda muhtemel tehlikelerden bahsediyorsun ancak asla seninki Adalet değil belki şirk,küfür ve zülüm şahsınızı kuşatmış dinden bahsetmek senin gibi zalimlere kalmamış.Zeki olabilirsin ancak Akıl nimeti senden uzaktır.Akıl ,iman ve haya beraberdir sende haya kalmamışsa ,akıl ve imandanda nasibin yoktur.İslam senin gibi bol kitap yazınca, tv stüdyosunda nefsani şeytani tablo çizince gelmeyecek .Senin mehdinde sahtekar bir din şarlatanıdır,sende.Gerçek mehdi sait nursi dediğin adamın dediği gibi istanbulda değil Peygamber(asm)ın dediği gibi Mekkede zuhur edecek ve o evladı Resulün(asm) tek ölçüsü Kur’an ve sünnet olacak sizin pislikle karışmış dininiz değil. İslam nefsi satın almayı büyük cihad olarak vasfeder.Ancak senin gibilerin nefsini satın almak gibi bir şansı yok. Siz Alemi islamın kamburusunuz. Eğer içinizde münafıklar olmasaydı bu din daha güzel intişar ederdi.H.Şerif.Sen din hırsızı münafıkı oynuyorsun dindarı değil ,din simsarını temsil ediyorsun.Maneviyat erbabı senin fasıklığını kafana kazımaya çalışıyor ,sen ise okunu İslam için az çok gayret gösteren samimi Müslümanlara yöneltiyorsun. Azıcık kafan şarz ediyorsa gel tevbe et rezilliğe son ver .Evet Alemi islamın ,belki Türkiyenin üzerinde oynanan oyunları zikretmekle belki bir şeyler anlatıyorsun ancak bu millet seni inandırıcı bulmuyor. Çünkü görüntün müslümanın görüntüsü değil.Mehdiden bahsederkende dürüst değilsin bir konuşmanda mehdinin iki bineği olacak gözlerinden ışıklar çıkacak ,biri siyah biri beyaz olacak.Benimde biri siyah biri beyaz iki arabam var gözlerinden ışıklar çıkıyor bende mehdiyim diyorsun .Ne derece sahtekar olduğunuda gör. Bir sohbetinde vahiy herkes alır diyorsun senin gerçek islamdan Kur’an ve sünnetten haberin yok her şeyinide din diye satıyorsun bütün bidatler dalalettir ve cehenneme dayanır.H.Şerif.Evet seni adam yerine koyup birileri dinleyebilir belirli bir kitle kitaplarını okuyabilir bu senin doğru Müslüman olduğunu göstermez.Nurcu kimliğine sıra gelince sen nurcularıda kirliyorsun sayende tatlı büyük havuzları boklu büyük havuz, Bir başka nurcu Fetullah denen Siyonist empeyalist kuklası ve hala nurculuk lokomotif Alemi islamda çoluk çocuk katlediliyor sizin sait nursinizin potansiyel suçlu gördüğü ve bütün nurcular tarafından şer,bela,fitne diye zikredilen nice biçare bacı sizlerin cinayetiyle kafir ve zalimlerin belki cehennemin malı,sait nursin sultan ikinci Abdülhamitten almış olduğu 19000 osmanlı altın lirasını doğuda üniversite yaptıracağım diye almış ve o para buharlaşmış sait nursi şahsi işlerine harcamış siz nurcular islamın onda birini bile temsil etmeye hakkınız yok. Son seçim ne kadar doğu vilayetlerinde nurcu,tarikatçı kimlikli sözde dindar varsa büyük çoğunluğu PKK nın partisi HDP ye oy verdi bir kere islamın cihad ruhundan belki hakiki imandan nasibiniz yok islamın kaderi sizin gibi din hırsızlarının mirasyedi zalimlerin elinde ancak cehenneme gider Ermeni istilasında gönüllü Alay komutanı olup Askerlikten anlamadığı için ermeniye esir olan haramzade ,Nefsi için bütün Kainatı isteyen, Ebedi cehennem isteyen sait nursinin askerleri siz topyekün fitnesiniz islamın şerefini ayaklar altına almanın hesabını veremiyecek belki kul hakkı yemekten başka özelliği olmayan yolunuzun sonunda birer müflis olarak belki öldükten sonra uyanacaksınız.islam Adalet ,güzel Ahlak,helal,namuslu,vicdanlı yaşamdır din hırsızlığı değildir.
Değerli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana Atatürk her ne kadar islama ve bu memleket insanına yanlış yapmış biri olsada onunda pozitif yönünü görebilmek lazım.Sırf Atatürk düşmanlığı ile sende yanlış yapıyorsun .Onun doğru işlerini idam etme.Onun belki en büyük yanlışlarından biri koskoca Osmanlıyı 623 yıllık bu Dünyada adilane bir hakimiyet sürmüş bir imparatorluğu büsbütün silip atması,belki kafirin karşısında durmadığı kadar Osmanlının değerlerinin karşısında durması oldu.Şimdi sizlerde günümüz Dünyasının kaldırabileceği belki bu memleket insanının ve ümmeti Muhammedin(asm) belki insanlığın hakkında en güzel idare şekli olan Cumhuriyet değerleriyle boğuşmayın.Bir şey bütün bütün elde edilmezsede bütünüyle terk etmekte doğru değildir.Dindar kesim ona her ne kadar Deccal sıfatını layık görmüşsede onu mahküm edenlerinde pek sağlıklı mümin kullar olduğu söylenemezki onların danışıklı döğüşü ile bu memleket insanıda İslam ümmetide çok şeyler kaybetti,hala kaybediyor.Bu memleketin üniter yapısı ve cumhuriyet rejimi aynen asrı saadette olduğu gibi bir yapıda sahabinin büyüklerinin fikir teatisi ile yürüttüğü anlayışla,şüranın pozitif birikimli kaliteli insanlarında fikri ve fiili katkılarıyle sağlıklı yürütülebilir.Ne başkanlık ne eyalet hesabı sağlıklı bir hesap değildir.Hala bu milletin büyük çoğunluğu sizin gidişatınıza güvenmiyor.Ancak sicili bozuk CHP yede güvenmiyor.Siz samimi Müslümanlıktan taviz verdiğiniz için zalim ve kafirlere yağ çektiğiniz için PKK illeti ve uzantıları çok şimartılmış ve bugün o vatan hainleri bu memleketin parlamentosunda.İnşallah son icraatler HDP nin bu milletin tarihi dokusuyla bağdaşmadığını tamamıyle bu memleketi bölüp parçalamanın,Siyonist,emperyalist hesapların kuklası olduğunu en cahil Müslüman evladıda gördü.Yeterki Zalimlere yağcılıkla yanaşmayın yoksa ateş sizede dokunur.A.Kerime.Üstteki tabloya bakınca bu milletin tarihi helal,namuslu değerleriyle barışık olmak sizleri niçin rahatsız ediyor.Maksat batılı bir model oluşturmakmı?Niçin temiz bir yapıya kavuşmaktan rahatsızsınız.Gaye nedir bu koca milleti cehenneme taşımakmı?Dış Dünyamı bu milletin değerlerini takdir edecek yoksa ALLAH(cc)mı?
ALLAH(cc) ın ipine sağlıklı sarılanı o yüce yaratıcı hiçbir zaman mağlup etmez.
Niyetiniz şanlı tarihi olan bir milleti tarihindeki güzelliklerle yeniden buluşturmak ise ALLAH(cc) inşallah yolunuzu açık etsin muaffak kılsın. Yok batı modeli her türlü Ahlaksızlığın ve Allahsızlığın,zalim ve kafirlerin hukuku için nice güzelim insanı mahküm etmek iman ile küfrün nikahını kıymak ise ebedi sürünün kahrolun inşallah. PKK yı niçin vurdun Vatanı sevdiğin içinmi oy içinmi?
MÜSLÜMAN SEÇMENE BUNLAR BUGÜN KÖTÜNÜN İYİSİ yanlışlarını değilde doğru işlerini nazara alırsak,her yanlışlarını çekinmeden hatırlatırsak
Yerli uçak, helikopter, tank, top, füze ve insansız hava araçlarını
Duble yolları. Viyadükleri ,İnşa edilen 20 bin KM’den fazla tüneli
28 ad. yeni havaalanını,Yeni köprüleri
Eskiden hayal bile edilemeyen SGK hizmetlerini
Açılan onlarca yeni üniversiteyi,Kaldırılan üniversite harçlarını
Arttırılan öğrenci burslarını ,Yıkılıp yeniden inşaa edilen yüzlerce okul binasını
Eskiden öğretmenler öğrencilerden tebeşir parası toplarken artık öğrencilere bedava tablet bilgisayar dağıtıldığını.
Kitap bulmak için Cağaloğlu’nda saatlerce kitap kuyruğunda beklerken artık ders kitaplarının okulun ilk günü sıraların üzerinde hazır bulunduğunu,Atanan onbinlerce yeni öğretmeni
Oturduğun yerden randevu alarak istediğin hastanede, istediğin saatte, istediğin doktora bedava muayene olabildiğini
Eskisi gibi SGK hastanelerinde saatlerce ilaç kuyruğunda beklemeden istediğin eczaneden ilacını bedava alabildiğini
Şehit ve gazi yakınlarına yapılan yüklü maddi yardımları
Engellilere sağlanan hak ve sosyal yardımları
Bedava evde sağlık hizmetlerini
Eskiden yolda ambulans görünce uzay aracı görmüş gibi hayretle bakarken şimdi her dakika yollarda 112 ambulansları görebildiğini
Kentsel dönüşüm için sağlanan vergi indirimi, ucuz kredi desteği ve karşılıksız kira yardımılarını
Devlet dairelerinde saatlerde sıra bekleyip, rüşvetsiz iş yaptıramazken şimdi çoğu resmi işlemi internet üzerinden oturduğun yerden yapabildiği
Üniversiteye girişte kaldırılan katsayı adaletsizliğini
Okullara başörtüsü ile girebilen kızları
Marmarayı, metroyu, metrobüsü, hızlı trenleri
Harabe halde iken restore edilen binlerde tarihi eseri
SGK kapsamına girmeyen kimsenin kalmadığını
Uzaya gönderdiğimiz yeni uyduları
Denizin dibine boru döşeyerek Kıbrıs’a yılda 75 milyon metreküp su pompalamaya başladığımızı
Deniz altından inşa edilmekte olan tüp geçiti
Yapımına başlanmak üzere olan iki nükleer santrali
Neredeyse her ilçeye açılan ücretsiz spor salonlarını
İMF’ye ödenip bitirilen borçları,Türkiye’nin dünyada artan itibarını
Bunlar hep olumlu not aldı ancak 7 haziranda size dur diyen seçmen bugün yine artılarına baktı ve 1 kasım seçiminde seni yine tek başına iktidar yaptı. Çünkü bütün bu yapılan hizmetlerin kaynağı bu vatana sevdalı vatanını seven duyarlı milliyetçi dinine bağlı seçmen bugün sana tekrar iktidar yolunu açtıysa en büyük etken dün 7 haziran öncesi PKK ve uzantılarına vatan hainlerine belki BOP a sevdalı bir AKP vardı 1 kasım seçimine ise PKK yı layık olduğu fiatla anan vatanını bölüp parçalamanın hesap ve icraatinde olanlara açıkça savaş ilan etmiş bir AKP var ancak görüyoruzki hala bünyesinde bile ermeni Yahudi eksik değil.Hala ne derece bu milletin değerleri ve bu Vatan sizin için önemli göreceğiz inşallah.Evet bu milletin sancılı erleri seni sevdiğinden ve samimi gördüğünden ziyade memleketi büsbütün çıkmaza sokacak ekonomik ve siyasi açıdan idam edecek bir sonuçla karşılaşmasın memleketim kalkınsın ancak yine hain ve zalimlerle aynı karade yer alırsa yine haddini bildiririz diyen bir seçmen var ALLAH(cc)a şükür.Ne Yazıkki HDP denen PKK nın siyasi kanadı ile yine aynı çatı altındasın ne kadar yağ çekersen o kadar tükeneceksin gönül isterdiki bu Müslüman ülkede Marksist Leninist kökenli Siyonist ,emperyalist kuklası birilerinin Müslüman bir ülkenin meclisinde yer almasın bu durum ne islama sığar nede bu milletin şanlı tarihine evet 2002 de %2.5 oy oranı varken bu derece tavrınıza rağmen hala %10.8 le mecliste yerini almışsa artık sizinde kendinizi ciddi olarak sorgulamanız lazım diye düşünüyorum.Evet vatanın bölünmesini isteyenler sizinle dikkat edin mümin bir delikten iki kere ısırılmaz.H.Şerif.Konarsan güle kon düşmana konma eski düşmanların dost olur sanma.Bu Vatanı çok ararsın. Aklınız başınıza gelmişse islamın cihad ruhu ile yaşar hakiki Müslüman olmayı seçer kafir ve zalimleri dost ve kardeş görmezsiniz.Yeni dönem inşallah milletimize İslam dünyasına belki insanlığa Adalet dersi vermek için fırsattır.ALLAH(cc) rızasını isteyen fitneye dinamo olmaz,karşısında dağ olur.Ancak her türlü haramın kanunlarla korunduğu bir ülkede işiniz zor.
Sözde Müslüman bu ülkede gelir Adaletsizliğinin boyutu nasıl inanıyorsanız üstün olacaksınız inancının gereğini kafir dediğin uygularken sen halkına zülmediyorsun ya sende halkın seviyesinde maaş al,yada senin aldığın kadarını halkınada ver.
Analitik zeka
sebep sonuç ilişkisini etkin bir şekilde kurabilen, yüksek kavrama ve algı seviyesi olan zekadır.
analitik zekaya sahip olan kişi;
- her şeyi ölçüp biçer.
- kendisinie en uygun ortamı ve koşulları oluşturmadan işe başlayamaz.
- işe girişmesi zaman alabilir fakat başladıktan sonra neredeyse sıfır hatayla çalışır.
- mantıklı bir açıklaması olmayan hiç bir konu üzerinde vakit harcamayı sevmez.
- bu nedenle insanlar arasında fikrine başvurulan kişilerdir
Analiz, çözmek ; analitik düşünme, sorun çözme, kavramsal düşünme, çözüm bulmaya yönelik ve problem çözmeye yönelik düşünme anlamlarına gelmektedir
Matematiksel Zeka
Bilimsel düşünme, objektif gözlem yapma, elde edilen verilerden sonuç çıkarma, yargıya varma ve hipotez kurma yeteneklerini içeren bu zeka türü, kavramları tanıma, sayılar ve geometrik şekiller gibi soyut sembollerle çalışma, bir bilginin parçaları arasında ilişki kurma ya da farklı bağıntıları fark etme kapasiteleri gerektirmektedir.
M. Kemal Atatürk, ‘vekil maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin’ dedi” yalanı
“M. Kemal Atatürk, ‘vekil maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin’ dedi” yalanı
*
M. Kemal Atatürk’ün milletvekilliği rozeti !! Rozetin alt kısmı “altın”, üst kısmı kırmızı minelidir. Mine üzerine “altından” ayyıldız motifi ve “T.C.”, “T.B.M.M.” harfleri işlenmiştir.[1] O dönem Öğretmen rozetleri, şayet varsa; “tahta”dan “keriz” motifli olsa gerek.
***
Yalan üstüne yalan… Milleti sloganlarla aldatıyorlar.
Iddia şöyle:
“Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz ne kadar verelim?” Mustafa Kemal Atatürk: “Öğretmen maaşlarını geçmesin.”
***
Milletvekili Maaşları
Nasıl da nefsi okşuyor değil mi? Karizmatik, eğitime önem veren aydın bir adam portresi ile karşı karşıyayız. Bakalım gerçekten öyle mi?
Tabiki bu söz yalandır çünkü o dönem, Meclis’in iç hukuku, ihtiyaçları, donanımı, ödenekleri kapsamında verilen 33 kanun teklifinden 22’sinin doğrudan Meclis ve “milletvekilerinin ödenekleri” ile ilgili olduğu Meclis tutanaklarında görülmektedir. TBMM’ye ödenek verilmesine dair 339 Sayılı Kanun, ilginç bir şekilde “müzakere yapılmadan” çıkarılmış ve Kanunla, Meclis’e 682.400 lira ek ödenek aktarılmıştır.[2]
Bilindiği gibi M. Kemal Atatürk birinci Meclis’e darbe yapmıştı… Ardından kendi seçtiği vekillerden oluşan ikinci Meclis göreve başladıktan kısa bir süre sonra ne yaptı biliyor musunuz? 23 Şubat 1924 tarih ve 421 Sayılı Kanun ile 2.400 lira olan yıllık ödenekleri 3.600 liraya yükseltti.[3]
Yetmedi !!
M. Kemal Atatürk’ün Meclis’i, 15 Mayıs 1930 tarihinde 1613 Sayılı “Büyük Millet Meclis Azasının Tahsisat (Ödenek) ve Harcırahları Hakkında”ki Kanunu kabul ederek, milletvekilleriyle ilgili düzenlemeleri tekrar ele almıştır. Bu Kanunla milletvekillerinin yıllık ücretleri “6000 liraya” çıkarılmıştır.[4]
[4] no’lu dipnot ile ilgili… Milletvekillerinin yıllık ücretlerini 6.000 liraya çıkaran 21 Mayıs 1930 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanan 1613 Sayılı Kanun. (KAYNAK: Resmî Gazete, 21 Mayıs 1930, sayı 1499.)
***
Yetmedi !!
Aynı Kanunla milletvekillerine ve ailelerine her seçim dönemleri için 125 lira azimet ve avdet harcırahı (gidiş-geliş harcırahı) verilmesi kararlaştırılmıştır.[5]
1924’te bir Reşat altının fiyatı 5.3 lira idi. Memur maaşının 2.5 katından fazla tutarındaki aylık ödenekleri katmazsanız sadece yıllık maaşla 680 Reşat altını alınabiliyordu. Yani bugünkü rakamla 435 bin 200 lira.
***
M. Kemal Atatürk’ün Maaşı
M. Kemal Atatürk’ün maaşına hiç girmeyelim isterseniz, çünkü kemalistlerin; “anti kemalist” olma ihtimali yükselir. Bizim yazmamız halinde kemalistler zaten inanmayacaklardır. Bu yüzden sadece Atatürkçü Can Dündar’ın bu konuda yazdıklarını aynen alıntılıyoruz:
“2000’de bir belgesel çalışması için Türkiye İş Bankası arşivine girmiştim. Bankanın Ankara Etlik’teki arşivinde Atatürk’ün cumhuriyetin ilk döneminde kullandığı hesap defterini bulmuştuk.
“2” no’lu bu hesap cüzdanında Ata’nın hesap dökümü vardı.
Köşk’teki ilk maaşı 5 bin lira idi…
Cumhurbaşkanı ayrıca 7 bin lira da “fevkalade tahsisat” alıyordu. Toplam maaşı 12 bin lirayı buluyordu.
1927’de çıkarılan bir kanunla bu maaşa 2 bin 480 lira “pahalılık zammı” yapıldı. Böylece maaş 15 bin liraya yaklaştı.”[6]
15 Bin lira !!!
YIL Adı Soyadı Maaşı Aylık maaşının bugünkü değeri
Cumhuriyet altınına göre
1928 M.Kemal Atatürk 14000 537.000.000
1933 M.Kemal 9000 244.413.000
1939 İsmet İnönü 8700 116.648.000
1946 İsmet İnönü 9700 124.159.000
1950 Celal Bayar 7500 44.000.000
1957 Celal Bayar 8151 14.000.000
1961 Cemal Gürsel 6960 13.101.000
1967 Cevdet Sunay 1000 13.099.000
1973 Fahri Korutürk 10000 5.549.000
1980 Kenan Evren 69600 997.253
1981 Kenan Evren 69600 162.000
1987 Kenan Evren 155.000 2.437.243
1988 Kenan Evren 2.228.000 2.578.000
1989 Turgut özal 3.932.000 3.932.000
*
M. Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı iken aldığı maaş ve öteki Cumhurbaşkanlarının aldıkları maaşlar ve 1989 yılında Cumhuriyet altınına göre değerleri… Arada uçurum var. (KAYNAK: Nokta Dergisi, 19 Kasım 1989.) M. Kemal’in mal varlığı hakkında tafsilat için şu yazımıza bakılabilir: http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/07/03/m-kemal-ataturkun-mal-varligi-serveti-genis-kapsamli/
***
19 Kasım 1989 tarihli Nokta dergisinde CHP Genel Başkanı ve Birinci Cumhurbaşkanı M. Kemal’in ne kadar maaş aldığı yayınlandı. Dergiye göre, Birinci Cumhurbaşkanının 1928 yılında eline geçen net maaş 14 bin lira imiş. Dergi bunu 1989’un parasına çevirmiş. Şöyle ki:
1928 yılında bir cumhuriyet altını 5 liraymış. Reisicumhur maaşıyla tam 2800 altın alınabiliyormuş. Bu da Kasım 1989 fiyatlarıyla 537 milyon lira etmektedir. Evet, Birinci Cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk ayda 537 milyon lira alıyormuş.
Bu rakam, hem Türkiye için, hem de dünyadaki cumhurbaşkanları için bir “maaş rekoru”dur. M. Kemal günümüzün Amerika, Fransa, Almanya gibi zengin ülkelerin Devlet Başkanları, yahut Cumhurbaşkanlarından kat be kat fazla maaş almaktadır.
***
Gelelim Öğretmen Maaşlarına…
M. Kemal’in “güya” çok değer verdiği öğretmenlere 1923 yılı içerisinde bazı bölgelerde maaşları dahi verilmemiştir… Örneğin Antalya ve Kayseri’de.
Kayseri Milletvekili Ahmed Hilmi Bey öğretmenlerin maaşlarının hamiyetli tüccarların bir araya gelerek topladığı 2.000 liradan ödendiğini iddia etmiştir.[7] Bu görüşe katılan Mazhar Müfid Bey mealen; “…Kayseri öğretmenleri bankaya müracaat ettikleri vakit bankanın kapısına bir kağıt yapıştırıyorlar: ‘Burada öğretmenlerin parası yoktur, müracaat etmeyiniz.’ Deniyor. Özetle öğretmenlerin maaşları verilmiyor” sözleriyle, bu durumu doğrulamıştır.[8]
25 Temmuz 1931 yılında kabul edilen 1880 Sayılı Kanunun birinci Maddesine göre öğretmen maaşlarının “en fazla” 150 lira olduğu görülüyor.[9] Bazı öğretmenler 90 lira maaş alıyordu. (Öğretmen maaşları derece ve kademeye göre değiştiği için net rakamlar veremiyoruz. Biz en iyimser rakamı verdik.)
M. Kemal’in “Hâkimiyet-i Milliye” isimli gazetesinin 27 Haziran 1929 tarihli haberine bakalım: “1929 yılı itibariyle bir ilk mektep öğretmeni vazifesine 1.500 kuruşla başlıyor.”[10] Yani, Vekillerin yıllık ücretleri 6000 lira, Öğretmen maaşları ise azami 150 lira.
M. Kemal Atatürk döneminde bırakın öğretmenleri, koskoca Maarif, yani Eğitim Müdürleri bile 40 lira maaş alabiliyorlardı.[11]
*
[11] no’lu dipnot ile ilgili… Maarif, yani Eğitim Müdürlerinin 40 lira maaş aldıklarına dair Resmî Gazete’de yayınlanan “M. Kemal” imzalı birkaç kararname. (KAYNAK: Resmî Gazete, 7 Kânunisani [Ocak] 1929, sayı 1086.)
***
Yabancı Uzmanların Raporları
Nitekim Türkiye’ye gelen yabancı uzmanlar, öğretmenlerin maaşlarının çok az olduğunu raporlarında belirtmişlerdir. Bu raporlardan birkaç tanesinin ilgili bölümlerine bakalım…
1 – ALFRED KÜHNE: Mesleki Terbiyenin Inkişafına (Mesleki Eğitimin Gelişimine) Dair Rapor
Alman Dr. Kühne, 1925 yılında Türkiye’ye gelmiştir.[12]
Dr. Kühne raporunda öğretmen maaşlarının az olmasını “büyük bir tehlike” olarak görmüş ve yaşam koşulları ile öğretmen ücretleri arasında denge kurulmasını önermiştir.[13]
Dr. Kühne’nin raporunda devamla şöyle denilmektedir:
“Yıllarca tahsil gören öğretmen bir çıraktan dahi daha az para kazanıyor. Öğretmenlerin kendilerini gereği gibi mesleklerine verebilmeleri maaşlarının arttırılması ile gerçekleştirilebilir.[14]
***
2 – BERYL PARKER: Türkiye’de Ilk Tahsil Hakkında Rapor
*
Beryl Parker’in raporu Maarif Vekilliği (Eğitim Bakanlığı) tarafından basıldı…
***
Raporun 36. sayfası…
***
Amerikalı eğitimci Prof. Dr. B. Parker’in 1934 yılında hazırlanan raporu, 1939 yılında I. Milli Eğitim Şurası dokümanı olarak Bakanlıkça yayınlanmıştır.[15]
Raporun yukarıda gördüğünüz 36. sayfasında şunlar yazmaktadır:
“Muallimlerin meharetleri, müfit oluşlarını muhakeme ederken bazan gayrimuntazam (düzensiz) olarak verilen az maaşlarını, bilhassa köylerde iyi yaşamak şeraitini (şartlarını) haiz mahalli bulmak güçlüğünü nazarı dikkate almak lazımdır. Muallimlerin çoğunun sıhhati, vazifelerine muntazaman devamlarını temin edecek derecede müstakar değildir…”[16]
***
3 – JOHN DEWEY: Türkiye Maarifi Hakkında Rapor
*
John Dewey’in 30 sayfalık raporunun kapağı… Bu rapor Maarif Vekilliği (Eğitim Bakanlığı) tarafından basıldı…
***
Raporun 16. sayfasında aşağıdaki ifadeler geçiyor…
***
John Dewey maaş hususunda şunları yazıyor:
“Açıkçası, Türkiye, pek çok muallim, binaenaleyh muallim mektebi ihtiyacında iken bir çok değerli erkeklerle kadınların mekteplere muallim olarak cezbi temin edilmedikçe yeniden mektep açmakta faide yoktur. Muallimleri aç bırakacak maaşlarla da onları mektebe cezbetmek imkansızdır. Diğer bir zarar da şudur ki mesleklerine en merbut muallimler bile bugün bütün fikirlerini ve kalplerini kendi tedris vazifelerine veremiyorlar. Kendi ailelerini geçindirmek ve borçlarını ödemekle okadar meşguldurlar ki terbiye mesailine karşı alaka duymak ve kendi mesleki seviyelerini yükseltmek gibi meseleler bizzarure ikinci derecede kalıyor.”[17]
***
4 – Amerikan Heyeti Raporundan: Maarif Işleri
*
Amerikan Heyeti raporunun kapağı… Bu rapor Maarif Vekilliği (Eğitim Bakanlığı) tarafından basıldı…
***
Raporun 16. sayfası…
***
Amerikan Heyeti raporunda, öğretmen maaşlarının son derece az olduğu ve bu yüzden aylık çıkarılacak olan bir derginin öğretmenlere ücretsiz dağıtılması gerektiği şu sözlerle ifade ediliyor:
“Muallim maaşları son derece az olduğu için, mecmua, Vekalet tarafından parasız dağıtılmalıdır.”[18]
***
1930’larda Öğretmenlerin Şikayetleri
Görüldüğü gibi, öğretmenler temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanmakta, kitap-dergi gibi edebi, mesleki gelişimlerini sağlayacak yayınları edinememekte, borç harç içinde yaşamaktadırlar.[19]
Öğretmenlerin maaşları azdır. Terfilerine ilişkin karışıklığın yol açtığı ekonomik kayıplarla beraber, ilk ve orta tedrisat öğretmenleri arasında büyük maaş uçurumları bulunmaktadır.[20] Üstelik Il Özel Idareleri’nce ödenen maaşları sık sık gecikmekte, bu da öğretmenleri zor duruma sokmaktadır. Muallimler Mecmuası’ndan öğrendiğimize göre 1931’de Istanbul’da ilk mektep öğretmenleri arasında 225 veremli tespit edilmiştir.[21] Ayrıca “umumi zafiyetler dolayısıyla sık sık muallimleri hasta olmayan hemen hemen bir tek mektep yok gibidir”. 1935’te Istanbul’da 1757 ilk mektep muallimi olduğu düşünülürse bu tespitin hiç de abartma olmadığı ortadadır.
1935’te Muallimler Mecmuası’nda çıkan bir yazı öğretmenlerin içinde bulundukları ekonomik koşulların kendilerinden beklenen toplumsal ve kültürel öncülük misyonunu ne derece olanaklı kıldığına dikkat çekmesi açısından önemlidir:
“Muallim maaş alamaz. Maaşını muntazam almayan muallim muntazam yaşayamaz, neşeli olamaz, vazifesine istenildiği kadar bağlı kalamaz. Halbuki muallim yalnız okuyan ve söyleyen, okutan ve dinleyen bir adam değil, aynı zamanda nasıl yaşanması lâzım geldiğini göstermekle mükellef bir örnektir.”[22]
Yine başka bir öğretmen şöyle sormaktadır: “ Bugün meslekte ekseriyeti 42-46 lira alan muallimler teşkil ediyor. Bu para muallimin eline geçen paradır. 42 lira ile ev kirası veren, karnını doyuran, hatta annesine, kardeşlerine bakmak mecburiyetinde olan muallimler vardır. Aynı zamanda, temiz giyinmek zaruretinde olan muallim elbise için ne kadar ayırabilir? Hangi kitabı okuyabilir? Hangi mecmuayı takip edebilir?”[23] Içinde bulundukları kötü ekonomik koşullar dolayısıyla pek çok öğretmenin emekliliklerini beklemeden istifa ettiklerini, pek çoğunun da başka memuriyetlere başvurduklarını biliyoruz.
CHP’nin Tek Parti yönetimi boyunca, öğretmenlere maddi bir tatmin sağlanmadığı gibi, siyasal bakımdan da çeşitli baskılar yapılmıştır.[24] Özellikle, 1932’de M. Kemal Atatürk’ün emriyle Halk Evleri kurulduktan sonra, binlerce öğretmen bu örgütlere kaydolarak etkin bir rol oynamaya zorlanmışlardır.[25]
Yazımızı, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nden alınan bir belgeyle sonlandıralım. Maarif Vekaletinin (Eğitim Bakanlığı), Cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk’ün Başbakanı olan Ismet Inönü’ye gönderdiği bir raporu dikkatlerinize arz ediyoruz… Söz konusu raporda, öğretmenlere maaş verilemediği açıkça bildirilmektedir.[26]
Işte o belge:
[26] no’lu dipnotta bahsi geçen belge…
***
Daha fazla söze gerek yok sanırım… Ancak şunun bilinmesi gerekir ki, Kemalist sistem bu yalanlarla kendine müşteri buluyor. Aldanmayın, kendinizi enayi yerine koydurtmayın.
Aslında her türlü fitnenin kapısını açmış Atetürkün sadece artıları konuşuluyor ama ne derece külli cinayetlerde imzası olan ve hayatının artılarını bizzat kendi fiilleri ve fikirleriyle sarhoş kafasıyla katletmiş bir münafıktan başka bir şey olmadığı genel hatlarıyla ortadadır ancak dinci diyeceğim sözde Müslümanlarında süslü yalanları iftiraları ve ileri giderek anasına bile fahişe damgası vuranlarında Atatürkün artılarını büsbütün karalıyanlarında Adaletten ,Müslümanlıktan ve insanlıktan nasibi yoktur öyleleride gerçek münafıklardır.
Haramda ömrü tüketmek cennetmi hepsinin sadece elemi kaldı hesabı ise zor.
Bazı Horozlar varki sırf kendileri öttüğünde sabah olduğunu zannederler. Bir dilenci yolunu kestiyse söylenme,demekki o günkü rızkı sende ,Biri kapına gelip senden verebileceğin bir şey istediğinde geri çevirme reddetme belki dileği sende verki seninde rızkın kesilmesin .Dostun derdiyle dertlendiğinde şikayet etme demekki o gün derman sende.Ağlayana gülüp geçme ,hastaya bakıp geçme,musibete uğrayan mazlum insanlara imkanın varsa yardım et hiçbir değer verdiğin kulunun ruhunun güzelliklerini soyup felaketine sebep olacak bir tasarrufa mahküm etme ya Rabbi bizi kendinde onların durumuna düşebileceğini düşün kibir sahibi olma belki şifa sende.Sakın ben diyede kendini bir şey zannetme ilahi plan böyle her şeyimizle her anımızla her fiilimizle imtihandayız ne derce Adil,Güzel Ahlaklı vicdanlı merhametli Doğruluğundan şaşmayan fedakar kullar olursak o derece iyilerden olur Rabbimizin rızasına erer Ebedi saadetin insanı oluruz islamın temeli Güzel Ahlaktır.Bütün farz ibadetleri yapsanda eğer Güzel Ahlaklı,helal,namuslu,vicdanlı,Adaletli,merhametli bir kişiliğin yoksa boşuna yaşamışsın insan olmayıda henüz Hak etmemişsin demektir.
Biz kul hakkını zahiri ilişkilerimizle sınırladık,batınımızda günahlarımızı kaç masum mazluma kaç güzelliğe yükledikte onlara hayatı zehir ettik biliyormuyuz.Resulüllah asm bildiğim bilmediğim günahımdan,yaptığım yapmadığımın şerrinden sana sığınırım ya Rabbi der gıybeti,iftirayı,yalanı,kamu malını gaspetmeyi haram yemeyi,faiz ve rüşvet almayı zülmü küfrü şirki haram yaşantıyı zalimlerin kafirlerin haramzadelerin muhabbetiyle yaşamayı koğuculuğu gafleti dalaleti hıyaneti kurani hukuğa savaş açanları islam kökünden reddeder çünkü bütün bunların ihlali kul hakkı yemektir.Ya Rabbi günahlarımızın şerrinden cümle masum mazlumu koru şerrimizdende her şerlidende koru nefsimizi islah edecek bir Ahlaki Vicdani Adaletli Merhametli Empati yapan bir kişiliğin doğru mümin kul olmanın tesisi için bize yardım et hayatımızdaki her fitnenin her günahımızın masum mazluma güzelliklere güzel değerlere bela her pisliğin hakkından gel iblislere niyeti pislere insanlık düşmanlarına senin ve sevdiklerinin murad ettiğin kudsi mananın senin razı olduğun güzelliklerin düşmanlarına hayat hakkı tanıma bizleride her şeytani pislikten her haramdan arındır rızanı kazanacağımız gibi cehennemden kurtaracak ameller nasip et Ey Erhamürrahimin Adili Mutlak Bizde ALLAH(cc)ın Resulünün(asm)Kurani mananın Hukukunu çiğnemekten ALLAH(cc)a sığınırız günahlarımızdan sevdiklerini değer verdiğini koru ya ALLAH(cc)Ya Hay(cc)Ya Rahman (cc)Ya Rahim(cc)Ya Adl(cc)Ya Hakem(cc)Ya Kudüs(cc)
Şehid kanıyle sulanmış 7 iklimi cennet bu Vatanda hainlerin haramzadelerin Hukuku gözetildiği kadar Allah cc ın Resulünün asm doğru kulun Hukuku yoktur,haramlar kanunlarla korunuyor Deccalizim. Bütün cinayetlerin zülümlerin kaynağı cahillik vicdansızlık Ahlaksızlık imansızlık şirke küfre zülme haramlara rıza zalimlere hoşgörü var ne zaman Allah cc a ve Resulüne asm kuran ve sünnete sahip çıkarız zülüm biter.Önce Tevhid Tevhid yoksa imanda yok amelde la ilahe süpürgesiyle kainattaki şirkin pisliklerini çöpe doldurup illa Allah cc demeliyiz.Hayırlar ibaadetler Allah cc ındır ey nefsim ey melun şeytan ey zalimler ben günahlarımın derdindeyim. Huzur arıyoruz,huzur öncelikle masum mazlumun iyilerin ehli iman ehli namusun ailemin benim güzelliklerin ruhunu sarsın Allah cc ve Resulü asm ile Kurani şuura hakiki imana erişelim inşallah rızana erelim ya Rabbi.Yüce Allah cc nimetlerini bolca önümüze sermiş ama biz uyuyoruz farzlar vacipler sünnetler hayırlar haramların terki küfre zülme şirke cephe almak bu nimetlerdir daha nice Dünyevi uhrevi nimetlere kavuşmaya vesiledir.Deccalizme çalışan dinci dinsiz her pisliğin insi cinni şeytanların hakkından gel ya Rabbi.
Söz! Yusuf (asm)gibi, Güzel.Eyüp(asm) gibi, Sabırlı.Hamza (ra)gibi,Cesur Bilal(ra) gibi, Yanık olmalı.Söz! Ebubekir Sıdık(ra)gibi sadık.Ömer(ra) gibi, Adaletli .Osman(ra) gibi, Edepli .Ali (ra)gibi, Âlim olmalı.Söz! MUHAMMED (asm)olmalı.. Âlem GÜL kokmalı.SÖZ…! Vicdani Adil Ahlaki olmalı Söyleyene yakışmalı kişinin kalitesi dilindedir kalbinde ne varsa dil onu söyler
İnsanlık kula kul olsun için değil Allah cc a kul Resulüne asm ümmet Kuran ve sünnetin hakikatlerini hayat tarzı yapsın istiyoruz şirkin ilahlarından bozuk felsefelerden haramlardan şeytanın nefsin zülmünden arınsın. Neden hayatımın artılarını ibadetimi hayrımı güzel fiillerimi onca çilemi güzel sözlerimi güzel tavsiyelerimi kurana sünnete Ahlaka Adalete Vicdana uygun olanı değilde günahlarımı baz alıyorsunuz siz kusursuzmusunuz. Yaptığı ibadetlerin ve hayırların hesabını tutanlar insanlığa ve islama hizmet edemezler.Seyyit Kutup Ya Rabbi maddi manevi zenginlikte gözüm yok bana vereceğin hayrı benden önce masum mazaluma güzelliklere ver.Ben öttüğüm için sabah olmadı belki hala çöplükte öten bir horuzum nefsime ait ruhuma ait her cinayetin hakkından gel ya Rabbi masum mazlum zarar görmesin Bir güzellik üretebiliyorsam ruhum bir derece rahatlıyor ancak yaşadığım olumsuzluklardan dolayı vicdanım ebediyen rahatsız olacak bu imanımın ölçüsü Benim için ölçü Kuran ve sünnet iyilerle bir rekabetim yok kendi kendimle bütün rekabetim kötülerle savaşım ne derece doğru müminin vasıflarıyle vasıflanırsam o derece doğru insan olurum.
Ömür boyu istisna bir iki hal hariç doğruluğumdan şaşmadım inşallah müminim.
Sadece düştüğüm çukurlara ve hayatıma sokulan pisliklere mahküm etmenin mücadelesini veren hayatımdaki hased Din hırsızlarına yalancılara iftiracılara zerre hakkımı helal etmiyorum kıçlarını yırtsınlar kul Hakkı yemek neymiş görsünler.Hak etmediğim nice zülmün hesabını versinler kıçları tutuyorsa. Suçladığın insanın günahını bilirsin ama tövbesini bilmezsin gıybetini edersin. Eğer gıybet ölü kardeşin etini yemek gibi olduğunu bilseydin akıllanırdın.
Hazret-i Ömer, Musul'a bir vali tayin eder. Bir süre sonra; Musul'daki bütün fakirlerin listesini bana gönder! diye haber gönderir.
Vali de, en başa kendi ismini yazıp listeyi gönderir. Hazret-i Ömer şaşırır. İki kişi görevlendirip; Valimin yaşayışını öğrenin! der.
Onlar gelip; Musulu gezdik. Validen daha fakir kimseyi bulamadık. Ekmeği suya batırıp katıksız yiyor. derler.
Hazret-i Ömer, bütün fakir fukarayı doyurur, 1000 altın da valiye gönderir. Vali, altınları hanımının önüne döküp der ki:
- Hazret-i Ömer r.a bunları gönderdi, ne yapacaksan yap!
- Şu on taneye, hemen pazardan şunları şunları al, gel!
- Kalan ne olacak?
- Lâzım oldukça kullanırız.
- İzin ver, bir iş ortağı bulayım, parayı işletsin. Hem altınlar kalır, hem kâr getirir.
Hanımı kabul eder. 10 altınla hanımın istediklerini alıp, kalanları, fakir fukaraya dağıtır. Eve gelince hanımı sorar:
- Ne yaptın?
- Altınları ortağa verdim.
- Çok iyi. Kâr ne zaman?
- Ayın başında.
Ayın başında, hanım sorar:
-Kâr nerede?
-Daha ölmedik, ölseydik Cenâb-ı Hak verecekti. Ben altınları fakirlere dağıttım; çünkü Rabbimden daha iyi ortak bulamadım. Hepsi beni kandırıyordu; ama Rabbim kandırmaz. Bire 700 verir, 7 000 verir; ama tam verir.
Epey kavga gürültüden sonra kadın; Bugüne kadar çektiğimiz yetmiyormuş gibi, bir de altınları fakirlere vermişsin. Biraz yüzümüz gülecekti, yine fakir kaldık. diye kocasını evinden kovar. Vali, yatmak için bir arkadaşının evine gider. Birkaç gün geçtikten sonra, hanımlar valinin hanımına gelip; Sen yanlış yaptın. Adamcağız kendi evinden de oldu. derler. Kadını yumuşatırlar. Sonunda barışırlar. Vali eve gelir. Hanımı der ki:
- Halife bir daha gönderirse ne yaparsın?
- Aynısını yaparım. Eğer benim gördüklerimi görseydin, benden önce dağıtırdın.
- Ne görüyorsun?
- Sevindirdiğim her bir fakir için, Allahü teâlâ gökten bir nur indiriyor, o nur güneşi karartıyor. O nurları gördükten sonra, mümkün olsa, daha fazlasını veririm.
Dünyada mekan Ahirette iman derlerde aslında Dünyadada Ahirettede kuvvetli bir imana iyi bir mekana layık olmalı onun gayretiyle Rabbimizin hoşnud olacağı gibi devamlı nefsimizi sorgulayarak güzel Ahlaka helal namuslu vicdani Adaletli olana yatırım yaparak mümince bir hayatın tesisine çalışmalı olgunlaşmalı Allah cc tan Resulünden asm Kuran ve sünnetin hakikatlerinden kaçıp nefse şeytana zalimlere kafirlere yobazlara köle olmamalı zülüm küfür şirk ve haramlardan arınmalı tövbe istiğfarla hayır ve ibadetle iyilerin muhabbetiyle kişiliğimizi güzel Ahlakla şekillendirmeli. Masum mazlumun güzelliklerin hayatı Din hırsızlarıyle zehir oldu hiçbir emeği ibadeti hayrı Ahlaki Adaletli vicdani helal namuslu yaşamı olmayan münafık kafir felsefeci tiplerle Kurani mana delik deşik kula kulluk moda.Benim inandığım islamda dualara Allah cc cevap verir dışkı çıkaranlar değil.insanlığı kuran ve sünnetin dışındaki din anlayışları yaktı öncelikle haliyle şeytani karakterler istediği tahribatı yaptığı bir Dünya yarattılar.Eli ayağı düzgün gözleri gören kulağı işiten konuşan yediğinden tad alan belki ömrünü sağlıklı varlıklı yaşamış şükürsüz nankör bir takım musibetlere düçar olunca Allah cc bana Rahmet etmiyor diye sızlanıyor ömrün boyu Rahmetiyle yaşamışsın şükür yok kimsenin derdini dert edindiğin yok bencilce yaşamışsın nimetler kısılınca Allah cc Rahmet etmiyor diyorsun Allah cc Adili Mutlaktır.Bir nokta gelirki şükürsüz gayretsiz kulun kredisi dolar artık sadece atacağı pozitif adımlara bağlı kaderi alacağı dualar bile fayda vermez.Vermeyince mabud ne yapsın Sultan Mahmud hikayesinde olduğu gibi onun için ömründe her iyi halinde kendin içinde iyiler içinde masum mazlum içinde pozitif gayretin ve duan olacak yoksa bencilce hep bana demiyecek daima empati yapan paylaşmayı bilen iyilerden olmanın gayretinde olacaksınki Rabbinin indinde kıymetin olsun duamı aldın yardımmı gördün maddi manevi rahatmısın ihtiyaç sahibinide maddi manevi sende gör hiçbirşey yapamıyorsanda duacı ol.Allah cc iyiliğe çalışanların karsısına güvenebileceği iyi insanları çıkarsın.Kötülerde birbirinden kendi kendilerinden bulsun.Ya Rabbi ağır imtihanlar verme,verirsende başarıyla geçebilmemiz için yardım et,dayanacak güç,sabır,sağlık ihsan eyle amin.
Hırs insanı çürütür çürürmü insan çürür elbet,hırs çürütür değilmiki her şeyin hırsı var Dünya hırsı mal hırsı para hırsı,iktidar hırsı makam hırsı kadın hırsı post hırsı dost hırsı hatta haris ibadet hırsı Hırs sebebi hasaret onun için bencil olmayacak ifrata tefrite sapmayacak karaktersiz dengesiz Ahlaksız haramzade tiplere den bozuk fikirlilerden uzak Öncelikle Kuran ve Sünnetin Nurlu Hakikatleriyle tanışacak o güzel ölçüleri hayat tarzı yapacaksın .Evet hırs denen hastalığın bütün bu menfi bencil kişiliğin ilacı empati yani ALLAH(cc) sana verdikçe her zaman senden ziyade ihtiyacı olan fakirler olduğunu düşünecek maddi manevi paylaşmasını bileceksin o biçarelerin belki temiz duasınıda alacak Ahiretinide kurtaracaksın Dünyanda bereketlenecek kalbin merhamet hissiyle karakterin güzel Ahlakla şuurun vicdani bir hal alacak sadece insanlara değil hayvanata doğayada saygılı olacak yaptığın yapacağın ibadetlerden zevk alacaksın kötü Ahlaklılardan haramlardan uzak kalmazsan bu zevki bu imanı tattırmaz ALLAH(cc) Aslında düşünerek nefsini sorgulayarak yaşıyan bir insan oldunmu bencil olmaz ALLAH(cc)a teslim olur kul hakkına girmekten korkar özverili fedakar ihlaslı merhametli doğruluğundan şaşmayan güzel Ahlaklı mümin kul olmanın gayretinde olursun bunu başarmanın en önemli şartlarından biride adeta bulaşıcı hastalık halini almış kula kulluktan kurtulmaktır. Dinini yalnızca ALLAH(cc)a has kılan ,nefsini sorgulamasını bilen bir kul kendisine ihsan edilen nimetler öncelikle kendine yarar.Kula kul olana sunulanları ise ruh iklimine dadanan Din hırsızları yer kendiside öylelerin günahının bedelini ödeyen bir eşek olmaktan öteye gidemez.
Şiir, kurşun rengi dünyayi, mavileştirir ; açmayan güneşi, açtırır ; yağmayan yağmuru, yağdırır. İçimizdeki, hislerin dışa vurumu, duygularımızın tercümanıdır, şiir.Gönüldeki aşk çiçeklerini, kelimelerle açtıran, kalbimizin aynasıdır , şiir..." ( ŞAİR: Mustafa Polat ALEMDAR ) ***Rahmani şiirler deseydi nefsani olmayan şiirler deseydi iman ve kahramanlık Vatan sevdasıyla yazılmış şiirler deseydi daha gerçekçi vicdani Adaletli Ahlaki olurdu.
Ahlakı ve Vicdanı olmayan Adalet anlayışı iyileri güzellikleri masum mazlumu helal namuslu insanları suçsuz kulları yakıp Allah cc sız Ahlaksız haramzade şirk küfür zülüm ehlini kayıran anlayış şeytanın Adaletidir. Sen kendi kendine dost olacaksın kendine saygı duyacaksın bunu hak etmek içinde güzel Ahlaklı helal namuslu vicdanlı Adaletli merhametli kul hakkı yemeyen doğruluğundan şaşmayan empati yapabilen doğru mümin kul olacaksınki sevilesin.
Cengiz Hanın Napolyonun, Timurun geçemediği sina çölünü selametle geçen Yavuz Sultan Selimin sırrı Allah cc a teslimiyetinde ve Resulüne asm sadakatindeydi. Resulüllah asm ın önderliğinde onun gösterdiği yoldan yürüyerek en kısa yoldan yolculuğunu tamamladı.Aslında bütün hayatında o kutlu nebiye tabi olanlar Dünya ve Ahiretin en Akıllıları en şereflileridir kalbi fesad olanların haramzadelerin zalimlerin muhabbetiyle yaşıyanların Ahlaksız Adaletsiz Vicdansız Vatana ihanet edecek kadar kurani hakikatleri çiğneyecek kadar şerefsizliği hatta imansızlığı içinde yaşatanların bütün hayatı ibadette olsa o şerefe layık değildir.Hayatı zorlaşan borçlara batan sıkıntıdan nefes alamayan musibetler yaşıyan kardeşim Günahlarına çokça tövbe et haramlardan uzak dur kötü Ahlaklıları hayatından çıkar iyilerle beraber ol farz olan ibadetleri ihmal etme masum mazluma iyilere duacı olki Rahmeti ilahi kesilmesin.Şu parti bu partinin şu cemaat bu cemaatin nefsinizin şunun bunun paranın kulu değil Her güzel nimetin yaratıcısı Adili Mutlak Rahman ve Rahim olan Allah cc a kul olunki Dünyanız Ahiretiniz şenlensin.Hep aynı Dünyada yaşadık diyoruzda bu Dünyanın içinde ne Dünyalar var iyilerle iç içe yaşadığıda şerefin artar Ahlakın güzelleşir kötülerle yaşadığında karakterin Ahlakın bozulur musibetler yaşarsın her zaman nefsini sorgula otokontrölünü Allah cc ile paylaş haramlardan uzak ol,mümin kul olmaya çalış.
Sait nursi denen kendini sütten çıkmış ak kaşık diye satan sözde evliya hakikatte eşkiya. ALLAH(cc) hiçte bir üzüm yedirdiğinde yüz tokat vurduğu yok o fiili senin gibi azgın nefis sahibi şarlatan haramzade Din hırsızları yapıyor sana göre suçlu ALLAH(cc).
Çöplüğe düşürdüğünüz nice güzelim çiçekler hep helak oldu siz hala suçsuz kahramansınız kaderimizi çirkefçe yazan vicdansızlar dışkı çıkaran ilahlar.Hased,iftiracı,yalancı,şirkin,küfrün zülmün, haramların ve çekilmez bir Dünyanın mimarları,insi cinni şeytanların paratoneri gerçek zalimler.
Alakadar olduğun masum mazlum zarar görmesini istemiyorsan nefsani ve Dünyevi heveslerden haramlardan Ahlakı karakteri zayıf insanlardan uzak dur insi cinni şeytanlardan ALLAH(cc)a sığın şirki,küfrü,zülmü,haramları dışla.
Ey savcı,Hakim,Avukat olmuş Müslüman bugünün Türkiyesinde İslami Hukuk rafa kaldırılmış zalim insanların ürettiği Batı kaynaklı bir Hukuk çerçevesinde insanları yargılıyorsunuz belki üniversitede İslamın Hukuk anlayışınıda ders olarak zihninize kazıdılar eğer ALLAH (cc)a kulluğu şeref bilen ve içinde iman kıpırdısı olan insanlarsanız ve bu özelliğinizin sizi cehennemden kurtaracağına iman etmişseniz ALLAH(cc)ın istediği manada Adaletli olun Anayasanız öncelikle Kuran ve İslam Hukuku sonra Vicdanınız Ahlaki seciyeleriniz olsunki Adaletli olmayı becerin bütün bunlarla amel edemiyorsanız içinden çıkamadığınız konularda Annenizin görüşünü alın.Çünkü cennet Anaların ayakları altındadır.H.Şerif Vicdan ise insanın içindeki Tanrıdır.Ey babasının ukalalığını vicdanını Ahlakını sorgulamayıp dayısını tokatlıyan çocuk savcılığa odaklanmışsın birgün savcı olduğunda Adaletli olmak istiyorsan Hakkın olmayan hiçbir şeyi üzerine alma haram yeme her akşam evine gittiğinde aynanın karşısına geç Kuran ve sünnet ile kendini yargıla bugün kime ne yanlış yaptım sorusunu kendine sor vicdanını dinle Ahlaki ve Adil olmayı kurandan Resulüllah(asm)dan sonrada o kaynaktan en iyi dersi almış Hz.Ömer(ra) gibi Ömer bin Abdülaziz(ra)gibi Nuşirevanı Adil gibi kimselerin hayatını oku İslam Hukukunu esas al zalim olma.
Şeyh Edebali den öğütler:Kimsenin umudunu kırma.Usul bil,adap bil,sınır bil.İkram bil,kural bil,doyum bil.Çok konuşma,boş konuşma,kem konuşma. Hal bil,ahval bil,gönül,bil.Sen seni bil ,ömrünce yeter bu sana.
Tevekkül edip Rabbim benimledir,o muhakkak bir çare gönderecektir,dersen o zaman Denizler önünde yol olur.İbni Arabi.
Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı. Gemiden tek bir kişi sağ kurtuldu. Dalgalar bu adamı küçük ıssız bir adaya kadar sürükledi.
Adam ilk günler kendisini kurtarması için Allahü Teala’ya yalvardı ve yardım bulurum umuduyla ufka baktı. Ama ne gelen oldu ne giden...
Daha sonra rüzgardan yağmurdan ve vahşi hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklarından bir kulübe yaptı. Sahilde bulduğu gemiden arta kalan konserve pusula gibi eşyaları bu kulübeye koydu. Günler hep aynı şekilde geçiyordu. Balık avlıyor pişirip yiyor ve ufku gözlüyordu. Allahü Teala’ya dua ediyordu.
Bir gün tatlı su getirebilmek için yola koyulmuştu. Döndüğünde birde ne görsün binbir emekle yaptığı ve tek tutunduğu dal olan tahta kulübesi alevler içerisinde cayır cayır yanıyordu... Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Artık bu ıssız adada başını sokabileceği bir kulübesi bile kalmamıştı.
Bu üzüntüyle, Allah’ım bunu bana nasıl yapabildin diye feryat etti. O geceyi üzüntü ve keder içinde geçirdi. O kadar dua ettiği halde bu olayı başına getirmesinden dolayı Allahü Teala’ya sitemler etti.
Ertesi sabah erken saatlerde adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. Onu kurtarmaya geliyorlardı.
Benim burada olduğumu nasıl anladınız? diye sordu bitkin adam kendisini kurtaranlara.
Cevap onu hem şaşırttı hemde çok utandırdı:
“Dumanla verdiğiniz işareti gördük.”
Bu hikâyeden sonra sizin aklınıza bu Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerif gelmedi mi?
Hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinize; sevdiğiniz şey de, kötülüğünüze olabilir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir. (Bakara, 216)
Allahü teâlâ, duanızı kabul eder. Dua ettim, hâlâ duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allah’tan çok isteyiniz! Çünkü Kerem Sahibinden istiyorsunuz.H.Ş
Eskiden yolculuk rahatsız etmezdi ancak öyle fitnelere gark oldumki benim işim tövbe istiğfar infak ibadet ve Kurana sünnete uygun olanı yaşamaya çalışmak paylaşmak taki bir maden ocağı haline gelen hayatın özündeki güzelliklere kavuşayım uzun yoldada yürümeyi koşmayı ve yolculuğu selametle tamamlamayı bileyim.İnşallah ağır yüklerle kafayı yediğim demleri yaşamadan alakadar olduğum bir masum mazluma bir güzelliğede yaşatmadan selametle.
Bu milletin hakiri fakiriyiz biz çünkü biz deccalizim devrinin acımasız vicdansız gırdabında zaman zaman boğulduk zalimler her pisliği bize mal etmenin yarışına girdiler kula kulluğun moda olduğu çare diye satıldığı coğrafyanın hamalı olduk hayat boyu ALLAH(cc)ile aramıza giren münafık din hırsızları şarlatan haramzadeler bizi günah keçisi belledi ancak hayat tecrübemiz şerefimiz bayrağımız eserimiz cihad ruhu ve güzel Ahlak İslam dur yolcu inşallah Ahirettede yoldaşımız Dünyadada dik duruşumuzun ders kitabı iyiler masum mazlum ehli iman ehli namus güzellikler kardeşimiz her biri için duacıyız Ailemiz en yakın dostumuz birde Dinini yalnızca ALLAH(cc)a has kılan şaibesiz müminler gerçek kardeş. Masum mazluma iyilere güzelliklere duamız maddi manevi desteğimiz ilacımız. Her fitneye şirke,küfre,zülme,haramlara şeytani olana sed çekiş şerefimiz.
Tc Vatandaşı olmanın bedeli neymiş doğru Müslüman olmak ne demekmiş birde benden öğrenin benden ziyade Kuran ve sünnetten öğrenin ALLAH(cc)a kul olmanın mümin kul olmanın ne büyük bir şeref olduğunuda müşahade edin .Bu şehid kanıyla sulanmış Vatanda kafir ve zalimler gibi yaşamayın şehidlerimizin kemiklerini sızlatmayın .Özellikle size söylüyorum sümüklü böcek misali kabuğuna çekilmiş sözde evliyalar Kuran ve sünnetin Dinine iman edin hala kula kulluğu çare diye satıp mahremiyeti Ahlaki ve Vicdani Edebi katledenler çakma ilahlar sizin vazifeniz ALLAH(cc)a kulluktur alemde tasarrufta o kadar edepsizliklere zülümlere şirke küfre haramlara imza attınızki mahşerde amel defterinizi gördüğünüzde kafanızı yiyecek ve Keşke mümin kul olsaydım keşke Kuran ve sünnetin hakikatlerinden başkasını çare bilmeseydim diye yanacak belki birer müflis olarak ALLAH(cc)tan ve Resulünden(asm) ziyade sevdiklerinizle azabada düçar olacaksınız.Din ticareti İslam değil eğer kendini Tebliğe memur görüyorsan Dininle Dünyalık kazanma .Din ile Dünyayı talep edene veyl olsun der Peygamberimiz(asm)
Ey Din şarlatanı ey münafık ey kafir kafalı ey Din hırsızı ey iyileri güzellikleri zehirlemeyi İslam diye satan nefsinin şeytanın kuklası ey doğru söze tahammülü olmayan henüz kişiliğini bulmamış onun bunun kulu hased ile yalanla iftirayla zülümle şirkle,sihirle büyü ile yol gidip nice güzellikleri yakanlar bana bir çamur atıyorsan delilin olsun mahşer var hesap var kul hakkı var cehennem var
Cinni domuzların ve insan bozmalarının melun şeytanların Din şarlatanlarının rezaleti nursinin beton kemallerin deccalizmin kültür emperyalizminin şarlatan şeyhlerin şirkin küfrün zülmün haramların aktörlerini ve onların bugüne dek başıma sarıp zehirlediği demleri o zalimlerin çirkef pisliğini bilerek masum mazluma ehli imana ehli namusa güzelliklere bana aileme kim ısrarla taşıyor ebedi lanet ebeden zerratına .Zerre hakkımı helal etmiyorum devamlı zülmü kul hakkı yemeyi suçsuz insanları suçsuz mahlükatı günah keçisi yapan pisliklere .
Askerde bir kavga esnasında müdahale etmek istediğimde Zonguldaklı bir başka asker beni engelledi ve bana Baba nasihatıdır kimsenin özel hayatına karışma dedi sanada tavsiyem olsun bırak pröblemlerini kendileri çözsün dedi.
Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ın dır.A.Kerime Hayat boyu bu Ayetin şuurunda şükür ehli olsaydık zillet içinde yaşamazdık.
Kendi kendine röl biçip onca şarlatanlığına ruhbanlığına şirkine zülmüne küfrüne rağmen ALLAH(cc) dostu diye kendini satan cinlerle yatıp kalkan ve insanlığı zehirleyen kula kulluğu çare diye satan dahası kendileri için saf düşüncesiz Kurani hakikatlerden habersiz insanları kendilerine secde ettiren deccalizmin mimarı Kurani manayı öldüren Deccal mehdi endeksli cinlerin uydurduğu Dinin ilahı Din hırsızlarıyle tarih boyu insanlığa zülmettiler çoğu geçimi için hiç çalışmadı kandırdıklarının emeğini ibadetini hep sömürdüler birde kocaman yalanlarıyle Ahirette sizi cennete biz götüreceğiz dediler insanların Aklını iflas ettirdiler düşünüp üretecek bir beyin bırakmadılar ama bunlar kuranın manasını hiçe sayıp zikri ile beslenip kurani manayı öldürenler onların nazarında kuran ayeti böyle diyor siz şu yanlışı yapıyorsunuz diyenide yine cinlerinin talimatıyle Deccal diye fişlediler. Yetmedi şeyhi olmayanın şeyhi şeytan deyip insanlığı şeytanlara düzdürmenin şavaşını verdiler tarih boyu nice zülümleri insanlığa bu şirki zülmü küfrü haramları ihtiva eden devamlı kul hakkı yiyen sahte dinleriyle yaşattılar kulluktan ziyade ilahlık yaptılar mahremiyeti öldürdüler hırsızlık her konuda çoğunun karakteri Haşa ALLAH(cc) ölçsüz veriyormuş şeyhler Trafo vazifesi görüp ölçülü veriyorlarmış kuluna kaldıramıyacağını yüklemem diyen ALLAH(cc)a iftira attılar .Enam süresi -128.Ayette ALLAH(cc) Ey cinler topluluğu siz insanların çoğunu aldattınız ve kendinize bağladınız ,siz insanlara çok çektirdiniz der nurculuk tarikatçılık Süleymancılık ışıkçılık kemalizim öncelikle cinlerin tahribatıyle hayata geçirilmiş akımlardır.Haliyle tarih boyu temeli 360 Güzel Ahlak kuralı olan Kuran ve sünnetin Hakikatlerinden koparıp cinlerin pisliklerine bandırdıkları Deccal Mehdi endeksli şirki,küfrü,zülmü, haramları ruhbanlığı esas alan kurani manaya alternatif insanların nesline ortak oldukları ve insanların Dinini yalnızca ALLAH(cc)a has kılmalarını engelledikleri Adalet ,vicdan ,edep ve Ahlak yoksulu mahremiyeti felç eden dinlerini şeytanlarında desteğiyle asırlardır insanlığa hayat tarzı yaptılar ve çokları bu fitneleri sorgulamadı belki cinin şeyhin sait nursilerin beton kemallerin piçi olarak nesillerini türettiler çünkü felsefeleri kuran dışı ve bu acı gerçekleri hayata geçiren ölçüler cumhuriyet tarihi boyuncada Deccalizim hortladı M.Kemalide iyi kullandılar her türlü haram hayatımızın parçası oldu Bugün Her türlü Haramın kanunlarla korunduğu şeytani bir düzende yaşıyoruz uyku derin çoğumuz Kurani Hakikatlerden Kainatın Anayasasından habersiz nefsimizin egomuzun Din şarlatanlarının beton kemallerin insi cinni pisliklerin kurduğu Dünyada cehenneme doğru koşuyoruz. Peygamberlerde(asm) ve Sahabide(ra) görülmemiş nice pislikleri cinlerin ikliminde Dinin malı diye satanlar cinni pisliklerin nefis ve ruh iklimini evliyalık diye yutturmuşlar.
Ortada nemrutun ateşinden milyon kez dehşetli cehennem ateşini alevlendirmenin yarışı var .Dahası kainatın güzelliklerini Kurani manayı öldürmenin yarışı var senarist insi cinni şeytanlar paratoner onların güdümündeki şirkin dinleri Din hırsızlığı devamlı zülüm şirk küfür haramları meşrulaştırmak en bariz özellikleri. figüran kula kul olanlar Aktör dışkı çıkaran ilahlar çok şey şeytanların istediği gibi gelişiyor şirkin dinleri onların değirmenine hararetle su taşıyor.Ruhunun güzellikleri sömürülen doğru müminler Deccal diye fişleniyor.
Ateist olan boşuna olmuyor islamı yaşamayan ve Müslüman geçinip insanlığı kuran ve sünnetten soğutan Din şarlatanları gülmeye hakkınızmı var .Belki o saf insanlar Kurani Hakikatlerden haberleri olsa o derece sapmazlar.Ancak nefsinin Dinini İslam diye satan şarlatan Din simsarları insanlığın felaketine çalışıyor.
Hala bir post kavgası,dost kavgası rekabeti karaları aklamak uğruna kul hakkı yemek ya Rabbi günahlarımdan masum mazlumu koru.
Eşek damda barınamıyor,vicdanen rahatsız.Bin kere mazlum olsanda bir kere zalim olma.Hz.Ali(ra) Doğduğunda hayatı çalınmış,çocukken zehirlenmiş,ömür boyu kula kullukla ninnilerin diniyle uyutulmuş uyandığında Kurani Hakikatlerle tanıştığında ömrünü zehirleyenlerin Kurani Hukuku çiğnediğini söyleyince insi cinni şeytanlara feda edilerek büsbütün mahküm edilerek fitnelere layık görülen belki hiçbir suçu yokken masum ikende mazlum ikende zalimlere kafirlere şeytanlara Din şarlatanlarına feda edilen Hak aradığında en kötülerle yoğurulan ve Deccalizmin aktörlerinin insi cinni şeytanların günah keçisi yapılan Dünyası zindan belki Ahiretide zindan en azından şaibeli ancak ömrü buyu dürüstlüğünden şaşmayan bu düzenin Din yobazlarının münafık ve kafirlerin günah keçisi.Çünkü onlar bugünün zalim Dünyasını kanlı elleriyle kirli vicdanlarıyle Adaletsiz Ahlaksız,Vicdansız kişilikleriyle kafir ve zalimleri kayırıp masum mazlumu yakarak kurdular.Hala dışkı çıkaran şirkin ilahlarının Hukuğu uğruna Dünyada yanıyor,Ahirette. Yinede benim vicdanım ölmedi mahşerdede ölmesin inşallah ALLAH(cc) ben mahküm olduğumda bir çay bardağının sıcaklığına dayanamadım bir anlık azabına dayanılmıyacak cehenneme ebedi mahküm olmak imansız bir ölüm ne büyük bir ceza ne olur bize acı sen en Adaletlisini bütün hatlarıyla gerçekleştirecek en liyakatli kişisin senin indinde Hak sahibi gördüğün bir masum mazlumu bencil zalimlerin ve benim günahlarıma mahküm etme,yaşadığım olumsuzluklardanda her birini arındır.
Haramlardan,kötü Ahlaklılardan uzak dur ,her zaman insi cinni şeytanlardan nefsinden ALLAH(cc) a sığınki kölelikten kurtul. Şirke ,küfre,zülme,haramlara sed çek her birinin şerrinden ALLAH(cc)a sığın,onlara tapma. ,hayatını yıkma.
Dolar nasıl düşer?
Doğu Akdeniz'den çekiliyoruz,
Dolar: 9,50
Libya'dan çekiliyoruz,
Dolar: 9,00
Katar'dan ve Afrika'dan çekiliyoruz,
Dolar: 8,75
Karadeniz'de doğalgaz aramasını durduruyoruz,
Dolar: 8,50
Suriye'den çekiliyoruz,
Dolar: 8,25
BM,NATO kararlarını uygulamaya geçiyoruz,
Dolar: 8,00
Ülkedeki tüm terör örgütü operasyonlarını durduruyoruz,
Dolar: 7.75
Hapisteki FETÖ,PKK,DHKP-C terör örgütü üyelerini tahliye ediyoruz,
Dolar: 7,50
Savunma sanayisinde ki tüm projeleri durduyoruz,üstüne S-400'ü geri iade ediyoruz,
Dolar: 7,25
KHK ile görevden alınanları tekrar eski görevlerine iade ediyoruz,
Dolar: 7,00
Cumhurbaşkanlığı Külliyesini kapatıyoruz,
Çankaya köşküne geri dönüyoruz,
Dolar 6,25
Ülkedeki vesayet sistemine tekrar geçiyoruz,
Dolar: 6,00
Cumhurbaşkanlık hükümet sisteminden eski parlementer sistemine geçiyoruz,
Dolar: 5,75
Tekrar IMF ile yeni antlaşma yapıyoruz ve Merkez Bankasında ki dolar rezervine direk emir verme yetkisi veriyoruz,döviz rezervini IMF nin kontrolüne veriyoruz,
Dolar: 5,50
Kıbrıs'ta ki tüm haklardan vazgeçiyoruz,
Dolar 5,25
Tüm yerli projeleri durduyoruz artık ABD ve Batılı ülkelerden temin ediyoruz,
Dolar 5,00
TSK'yı tekrar FETÖ, 28 Şubat paşalarının ve NATO'nun kontrolüne veriyoruz,
Dolar 4,75
MİT içerisinde Anadolu'nun evlatlarını tasfiye ediyoruz, yine uluslararası lobilerin kontrolüne veriyoruz ve operasyon yapmama kararı veriyoruz,
Dolar 4,50
İstanbul Sözleşmesini tekrar hayata geçiriyoruz,
Dolar 4,25
Alınan petrol ve doğalgaz arama gemilerini uluslararası enerji lobilerin kontrolüne veriyoruz,
Dolar 4,00
Cumhur İttifakı olarak istifa ediyoruz ve erken seçime gidiyoruz ama seçime girmiyoruz,
Dolar 3,00 TL
Seçimi Millet İttifakının kazanmasını sağlıyoruz ve hemen HDP'ye 1 Cumhurbaşkanı yardımcısı , 4 Bakanlık veriyoruz.
Dolar 2,50
Soroscu Kavala ve terörist Demirtaş tahliye ediyoruz.
Dolar 2,00
Ülkenin çeşitli noktalarında terör saldırıları oluyor onlarca askerimiz ve vatandaşımız şehit oluyor hemen akabinde ABD ve Batılı ülkeler kınama mesajları yayınlıyor ve operasyon yapmaması için Türk Hükümetine baskılar yapıyor,
Dolar 1,75
Ertesi gün şehitlerimizi ebediyete uğurluyoruz ve cenaze töreninde terör örgütüne karşı sloganlar atılıyor ve ardından ABD ve Batılı ülkelerin Devlet içerisindeki etki ajanları vasıtasıyla milliyetçi grup apar topar gözaltına alınıyor,
Dolar 1, 50
Batılı ülkelere giderken karşısında eğik bükük duracağız her konuşmada " hemen efendim , siz nasıl buyursanız " diyoruz,
Dolar 1,25
Komşu ülkeler ile tüm ilişkileri kesip sadece ABD ve Batılı ülkelerin dedikleri ile ilişkide oluyoruz.
Dolar 1,00 TL
Nasıl ama... Bakın dolar düştü, Mutlu olduk mu?
Büyük bir Hakikat göz ardı ediliyor Eğer güçlü bir ekonomimiz Haramlardan şirk,küfür,ve zülümden arınmış bir yapımız Ahlaki,Adaletli,vicdanlı bir idaremiz,Sorunsuz bir sosyal Adaletimiz.Milli ve manevi değerlerimizi kurana sünnete uygun bir hayatın tesisi ve eğitimdede tatbiki.Ahlaklı Adaletli Vidanlı tecrübeli doğruluğundan şaşmıyan ehliyetli idareciler Kontröllü bir ticaret ki bugün bu yapılmadığı için Dünyanın çöplüğü bir sürü mal ithal edilmiş. Medyadaki Ahlaki tahribatın önlenmesi hepsi önemli hususiyetler hala israf ve faiz ekonomisi bereketsizliğin kaynağı Her türlü haramın kanunlarla korunması. Biz doğruluğa yatırım yapan insanlar müminler iman ehli Bütün müminler kardeştir gerçeğinden kopmadan yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır şuuruyla şükür içinde haramlardan uzak dengeli güzel Ahlaklı Adaletli vicdanlı empti yapabilen merhametli sevgi dolu bir toplum olmadıkça her nimet kaçar.
Ey Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan bu Dünyayı esas maksad yaptığın için sorunlar hiç bitmeyecek ne zaman lokomotifin Kuran ve sünnet işin ALLAH(cc) ın rızası için olur o zaman çok şeyin en güzeli en bereketlisi olacak inşallah.
Haramlara şirke küfre zülme bulaşmış nefsiniz insi cinni şeytanlara karışmış ruh ikliminiz varsa kimseyi suçlamaya hakkınız yok önce nefsinizi kendi kapınızı temizleyinki şeytani pisliklerden arınmış bir hayatınız olsun. Hayatın çatlak bardaktaki su değil Allah cc a Resulüne asm iyilere masum mazluma güzelliklere adanmış bir hayat olmasını neticesi cennet olmasını isteyen nefsini satın alsın her işi Allah cc ın rızası için olsun haramdan uzak temeli güzel Ahlak ölçüsü vicdan kuran sünnet olsunki anlamı olsun.Yoluma halsiz hasta bir kedi yavrusu çıktı bir an süt alıp içirmek geçti aklımdan sonra baktımki anası olduğunu tahmin ettiğim bir kedi uzaktan bakıyor ilgilenmiyor belki ilgilenemiyor o da ruhen pröblemli dedim yinede anası ilgilensin dedim çektim gittim keşke bir süt içirseydim diyede günlerce unutamadım demekki henüz bende yeterince olgunlaşmış bir yapım yok ,belki günahlarımdan nefsimin kirliliğinden arınmaya ruh Ahlak nefis ve vicdanen kamil bir kişiliğe ihtiyacım var.
ŞEYTAN AYRINTIDA GİZLİDİR..
Şeytan , inek sağmakta olan bir kadını takip eder. Bu esnada ineğin buzağısı az ilerideki bir kazığa bağlı durmaktadır. Şeytan , şeytanlık yapacak ya ; buzağının ipini bir parça gevşetir. Buzağı , annesinin sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamaz. Debelendikçe boynundaki ip biraz daha gevşer ve sonunda bağından azat olur. Koşarak annesini emmeye gider.
Süt kovasına çarpınca bütün sütler yere dökülür. Sağdığı süt ziyan olunca sinirlenen kadın , eline geçirdiği odunu buzağının kafasına geçirir. Yavru kan içinde yere yığılır. Bunu gören inek bir tekmede kadını perişan eder. Üzerinde tepişirken kadını öldürür. Gürültüleri duyan kayınpederi , ineğin gelinini öldürdüğünü görür. Elindeki tüfekle ateş edip ineği öldürür. Silah sesi üzerine kadının kocası da oraya gelir. Bakar ki , hanımı kanlar içinde yerde yatmakta. Babasının elinde de tüfek var. Hemen silahını çekip babasının üzerine boşaltır.
Olayın şahitlerinden biri durumu adama aktarır. Gerçekleri öğrenen adam pişmanlıktan cinnet geçirip kafasına sıkar. Oracıkta can verir. Şeytan bile şaşmıştır, gördüklerine...
Hemen açar ellerini : " Gördün ! Ben sadece bir parça ip gevşettim !.."
Allahu Teala içimize fitne tohumu saçanların, fesatçı ve şeytanın yolundan giden insanların şerrinden bizleri korusun.
Şeytanın Vazifesini yerine getirenlerin sadece bir ipi gevseterek koskoca bir Milleti fitne girdabının icine almaya çalışanlara müsade etme ALLAH'IM..
Nasibinde yeşillenmek varsa ,ölüyü dirilten ALLAH(cc) kuruyup düşsen bile düştüğün yerde yeşillendirir seni.Dilerse aleme öğretmende yapar peygamberde Musa (asm)ı yaptığı gibi o henüz peygamber olmadan genç yaşında bir kıptıyı öldürdü Belki ilahi Adalet öyle tecelli etti kıptı kimbilir nelere gebeydi hangi gizli cinayetin failiydi ancak onu öldürmekle musa katil oldu Hakkın nazarında suçlu değildi çünkü peygamberlerde ismet sıfatı var günahsızdırlar ve o katil musa Musa(asm) oldu Peygamber oldu bakıyorsun yılların zalimi hidayetle mükafatlanırken yılların alimi evliyası rahip şeyh Bersisa imansız gidiyor evet özün kirlimi nurlumu son nefeste ortaya çıkıyor günahlarına çokça tövbe et zalimi zülmü haramı şirki küfrü insi cinni şeytanları hoş görme onlar gibi yaşama nefsinede güvenme Ahlaklı,Adaletli,Vicdanlı,doğru kişi olmaya çalış . Yıllar yılı Atatürkün,sait nursi ve sivri dostlarının,fetonun,cinni insi pisliklerin,şeyh takımının münafıkların kafirlerin cenderesinde melun şeytanın tezgahıyle kahrettiler 33 yıl oldu fitnelerin sonu gelmedi beni katledenler bugünün zülümatlarla dolu Dünyasını inşa ettiler ama unutma ALLAH(cc) tehir eder beki unutmaz mazlumu.Onun için ön yargılı olma kimse hakkında kainatı ve olayları kişileri gerçek fiatı ile gören yalnız ALLAH(cc)tır onun rızasını ara onun ölçüleri Kuran ve sünnet ile yaşaki kurtul.
Sen gözyaşlarını bir elinle silerken,melekler sırtını sıvazlar ve derki:Üzülme Hak Teala senin Hakkını kendi verecek.O Halde deki:ALLAH(cc) bana yeter o ne güzel vekildir.Hasbünallahü venimel vekil.
Hayatımı mahvetmiş olsada herkesin artılarıyla barışık olmaktan yanayım.Ancak öylelerle bir daha aynı havayı solumaya aynı karede yaşamaya razı değilim.Tağut şeytana lanet tağut şeytana lanet tağut şeytana lanet şeytana ona öğrenciliği marifet bilip iyilere masum mazluma güzelliklere ehli imana ehli namusa hayatı bilerek zehir eden deccal karakterli ,insanlığın ve ALLAH(cc)ın düşmanı her pisliğe ebedi lanet.
Her post kavgasında önce karıncaları kurtar ,yani masum mazlumu suçsuzken yanmasınlar.Ondan sonra herkesin fiatını netleştir zalimler layığını bulsun.
Kendini neye kime benzetiyorsun derlerse hem çabuk ölen kabağın asmasına hemde ihlamur ağacına hemde dikenli portakal ağacına kışın açan kardelelenlere gül ağacınaki gülümü tahrip edenlere sadece dikenim artık sevemem .Hayvanlardan hem bülbülüm hemde karga ,yeri gelir sadakatta biter sahibine havlayan köpeğim hiç sevmedim bu son kişiliğimi keşke bende kıtmır gibi cenneti hak eden sadakatli bir köpek olsaydım.insanlardan sadece Adaletli Ahlaki ve vicdani davranan çalmıyan yalan konuşmayan hased etmeyen iftira atmayan zalimlere satmayanları seviyorum
Maneviyatımda ALLAH(cc)ımı tercih edersin Ekmeğimi diye soruyorlar güya imtihan ediyorlar şeytani hesaplarıyle Bende Her ikisindende vazgeçemem diyorum Namazımda bile zehirleyen eksik değil sahip çıkan ALLAH(cc)a sonsuz şükürler.
Ne çok koşturanlar ,nede çok okuyanlar kurani Hukukla Hak sahipleri kazanacak
Beni özümdeki güzelliklere kavuşturan hayatımdaki her doğru fiilimin her güzel nimetin birinci adresi Adresi Allah cc Resulüllah(asm)sonrada pozitif etkisi olan her güzel dua her güzel kul hepsinden Allah cc razı olsun. Bir sürü ibadetten önce ruhunuzu nefsinizi esaretten kurtarmanın şirk küfür zülüm haramdan insi cinni şeytanlardan arınmanın mücadelesini verin güzel Ahlaklı helal namuslu vicdanlı Adaletli doğru insan olun. Hayat kocaman bir yalan şansı olan iyi yaşar şerefli iyi bir yaşam Allah cc a kullukla olur onuda engelliyen milyonlarca sebep var azada razı olsan çokta istesen sıkıntıya sokan musibet yaşatan her zaman var kirlilik hararetle çalıştırılıyor çokları kendilerinden başka kimseyi tanımıyor.
Kimseden kusursuzluk 4x4lük bir yönetim beklemiyoruz iyi niyetli ve doğru değerlere sahip çıkan vatanına sevdalı islama sahip çıkan Ahlaki Adil Vicdanlı doğruluğu şiar edinen idarecilerimiz olsun istiyoruz.Ben yanlış adam değil yanmış adamım fikirlerimden bilgi ve tecrübe kazanın ruh iklimime teslim olmayın,Allah cc a teslim olun ben kendime çağırmıyorum kuran ve sünnete çağırıyorum hasedler yalancılar iftiracılar din hırsızı sihirbazlar şarlatan münafıklar kafirler zehirledi çareyi kendinde ara güzel Ahlaka yatırımını yap günahlarından insi cinni şeytanlardan şirk küfür zülüm ehli haramzadelerden Allah cc a sığın kurani hakikatleri ders al yaşamaya çalış.
Bir insan malından canından olursa sadece bir şeyleri gider şerefinden olan insan ebedi lekelidir onu ne azap temizler nede Rahmet.
Gayretullaha dokunacak tavrın günahın olmasın.Hukukullahın çiğnendiği heryer cehennemdir alemin pislikleriyle bir arada azap diyarlarını boylamaktır.
Devamlı vurulup mahkümmü oluyorsun güç getiremediğin derecede dışlanıyor çöpemi atılıyorsun o zaman susmayı öğren suski ALLAH(cc) konuşsun.
Günümüzde Din adına Dinsizlik var Kurani manayı öldürme yarışı var cinni tağutların ve insan bozması kafir ve münafıkların paratoneri isyani cemaatler kendilerinden olmayan nice güzelim insanı ALLAH(cc) düşmanı diye fişliyor şeytana küfrü mutlaka boğdurmak için kıçını yırtıyor müridler talebeler şeyh için üstad için hatta cinler için ibadet yapıyor kula kulluk moda Tevhid Dini kurani ölçüler katlediliyor sözde Müslümanlarla Ahlaki ve Adaletli vicdani olmayan çok şey Din kisvesi altında hayata geçiriliyor cehenneme yolculuk çare diye satılıyor
ALLAH(cc)ım Beni ,ailemi,ehli imanı,ehli namusu,masum mazlumu,her güzelim kulunu kula kulluktan nefse kulluktan insi cinni şeytanlara kulluktan Dünya sevdasından mal para şöhret makam sevdasından şirk,küfür,zülüm ve haramlardan şeytandan tağuttan büsbütün arındır Dinini yalnızca ALLAH(cc)a has kılan hakiki mümin kullarından olmamızı nasip et .Güzel Ahlakta,Adalette merhamette empati ve doğrulukta vicdanlı olmakta fakirin düşkünün dilsiz hayvanatın derdini anlamakta duyarlı kullarından eyle bencillikten cimrilikten vicdansızlıktan büsbütün uzak eyle.Bizleri musibetlere karşı dirençli sabırlı kıl.Her nimete şükreden haramlardan uzak haramzadelerden uzak her pislikten arınmış bir ruh nefis ve kişilik nasip et.Kaldıramıyacağımız her halden arındır şirkin ilahlığına soyunmuş din hırsızlarındanda arındır bizim her şeyimizi bilen sensin kul hakkı yedirme yediren tasarruflarada haddini aşan müfrit dengesiz tiplerede mahküm etme razı olduğun gibi yaşayıp iman ile ölmemizi nasip et.iman nimetinede İslam nimetinede sonsuz Elhamdülillah.Bizlerin sadece günahına bakıp helak etme masum mazlumada bela etme .Sen merhameti gadabını geçmiş Erhamürrahiminsin
Laiklikle din ve devlet işlerini birbirinden ayırıp batılı kanunları Anayasa yapanlar her haramı kanunlarla koruyanlar biz Allah cc ı tanımayız ondan daha iyi biliriz mesajı verip hala müslüman geçinenler kısacası Allah cc ile kulları arasına giren her pislik şirk küfür zülüm ehlidir müşriktir.Kanun koyucu olarak Allah cc yeter
İmami Rabbani talebeleriyle bir yemek davetine gidiyor.Sofrada kuzu çevirmesi var ,fakat zehir katılmış.İmam ellerimizi sünnetleyelim,yıkayalım öyle oturalım diyor. Ev sahibi su çok uzakta diyor.İmam olsun biz yinede sünneti terk etmeyelim diyor.Gidip gelince birde ne görsünler ,etten bir köpek yemiş ve devrilmiş.İmam talebelerine dönüp diyorki:Resulüllah(asm)ın tek sünneti ile hayatımızı kurtardık . Bütün sünnetlerini işlersek Dünyayı kurtarırdık.
Yerdeki ve Gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır şuurunda olun.İnsanlardan ve cinlerden ilah aramayın ,nefsinize hevanıza egonuza değil ALLAH(cc)a tabi olun.Sadece tüketen değil üreten olun,her fırsatı artıya çevirinki huzura erin.
Müslümanlık namaz kılmaktan ,oruç tutmaktan cübbe giymekten sakal bırakmaktan sarık sarmaktan ibaret değildir.İslamiyet bize önce insan olmayı güzel Ahlaklı bireyler olmayı emrediyor,Yalan söylemeyeceksin,kul Hakkı yemeyeceksin ,kamu malını gaspetmeyeceksin,şirke küfre zülme haramlara karşı dik duruşun olacak devamlı nefsini sorgulayacak iyilerden olmanın gayretinde olacaksın.Akıllı şuurlu pozitif ilim sahibi ölçülü sevgi dolu Her şeyini Güzel Ahlak çerçevesinde Adaletli vicdanlı helal namuslu merhametli doğruluğundan şaşmadan iyilere masum mazluma sevgiyle şefkatle merhametle zalimlere karşı en güzel Adaletle hükmetmemizi nefsimizin terbiyesini empatiyi emreder.Kuran ve sünnetteki ölçülerle ameli, ilahi rızayı kazanmayı emreder.
İslamiyeti öyle diri yaşaki seni öldürmeye gelen sende dirilsin. Rüyamda tepeye dikilen büyük bir Türk bayrağının cazibesine rüzgarına kapılan küçük Türk bayraklarının harab olduğunu büyük bayrağında çöpe düştüğünü gördüm güzel istidadları lider egosuna feda etmeyin. Atatürkte Tayyipte cemaat tarikat liderleride güzel istidadları yutan ve egoları uğruna güzelliklerin harap olduğu liderlerdir ey güzelliklerin aşığı güzelim insanlarımız kula kul olmayın Allah cc a teslim olun güzel Ahlaklı Vicdanlı Adaletli olun Vatanın kudsi değerlerin kuran ve sünnetin Allah cc ve Resulünün muhabbetiyle sevgiyle gerçek imanla aşkla yaşayın kuran ve sünnet başta olmak üzere pozitif ilimlerle cihazlanın haramlara dalmayın cesur olun köle olmayın.Ey liderliğe soyunanlar sizde egonuza nefsinize değil birazda doğru ilim sahibi helal namuslu güzel Ahlaklı vatanına islama sevdalı tecrübeli doğruluğundan şaşmayan kökü temiz kendi temiz insanlardan müteşekkil bir şüra ile hareket edinki bu bayrak ilelebet dalgalansın inşallah.Aslında işin vehametini komünistler bile anlamışki bir memleketi harab edip tüketmek istiyorsanız Dini ve siyasi liderlerini halka çokça anınki halkta bezginlik zirve yapsın demişler.Evet kula kulluktan kurtulup kişilikli pozitif bireyler olmalı Bir ağaç gibi tek başına Hür bir orman gibi kardeşçesine sevgiyle, imanla ,merhametle, güzel Ahlakla ,Vicdanla Adaletli sosyal sorunları bitirmiş bereket içinde yaşayan bir toplumun özlemiyle.
İşleri yol almıyormuş dua istiyormuş banane ben Dinimi Dünyaya feda etmek istemem esas maksadı Ahiret olan ve kalbi fesad olmayan müslümanın işi yol alır. En zaliminiz Dinini Dünyaya feda edendir,ondan daha zalimi başkalarının Dünyası uğruna Dinini feda edendir.Hz.Ömer(ra)
Bir Ailenin bir Milletin kaderi kendi öz değerlerine sahip çıkan ruhu sağlıklı haramlardan uzak iyilerin güzel Ahlaklı vicdanlı kişilerin gayretine özverisine cesaretine hedefe kilitlenmesine bağlı.Bilge olamadık henüz toplama suyla değirmen çevirmeye çalıştık bizde sizin gibi nimet yiyeniz nimet veren ALLAH(cc)a koşun fani mahluklara bel bağlamayın Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlunun dediği gibi ağaca yaslanma çürür,duvara yaslanma yıkılır insana yaslanma ölür Her güzel nimeti yaratan bir ALLAH(cc)a teslim olki gülesin.
Zafer sarhoşu olma gelen nimetlere çokça şükret haramlara dalma sonrada Atatürkün İnönünün İlham Aliyevin yaptığı gibi yahudinin kucağına koşma kişiliğini inandığın değerlerle şerefli burçlara taşı,sen kendin olmanın huzuruna er. Kan ile kazanılanı masa başında feda etme.Nasılki Mekkenin fethine Muaffak olan Resulüllah(asm)ın yaptığığı gibi nefsine dön çokça şükret Medineye Huzura dön. Kuran ve sünnet ne ders veriyorsa onu dinle nefsini satın al içinde imanın pekişsin
Temeli laik dinsizlikle atılmış çürük saltanat TC ve 100 yıldır kimliğini arıyan ve kişiliğini güzel değerlerle güzel Ahlakla tesis etmek isteyen kuran ehlinin şirke küfre zülme haramlara karşı şerefli mücadelesi Vatan aşkı ALLAH(cc)aşkı.
Kurani Hukuğu esas alan bir Anayasa ile bir Devlet tesis edilsede gerisinde 100 yıldır hatta 300 yıldır deccalizmin kültür emperyalizminin kurşunlarını yemiş bu millet özellikle liderliğe soyunanlar kuran ve sünnetin Huzurunda tarihi tecrübeler huzurunda güzel Ahlakla nefsini sorgulayarak yol almadığı sürece idarede kökü soyu bozuk hainlere yetki verildiği sürece ömrü kısadır.
Şeytanın süslediği eylemler aslında imajla yetinip eşyanın hakikatine bakmayı akıl etmeyen, yani akletmeyenlerin aldanacağı bir şeydir. Yaldızına takılır.
Yılanın da rengi albenilidir, dünyanın en canlı renkleri, en parlak renkleri yılanlarda bulunur. Fakat rengine aldanıp ta sokmasına izin mi verelim. Onun için şeytan günahları süslemiştir. Günahların yılan gibi sadece parlak rengine bakıp ta onun akıbetini, arkasında ki zehiri fark etmemek, Yılanın rengine bakıp onu kucaklamaya benzer. Onunla aynı çuvala girmeye benzer. Tasavvuru şeytana inşa ettirmek işte bu. eşyanın imajıyla yetinenler hakikatini göremezler. Yaptığın işin sonucunu gör öyle yap mümin kulun ferasetiyle yaşa karını zararını gör.
Namaza kalkacak alarm var.
Yazın soğuk kışın sıcak Camiler var.
Çeşmede sıcak sular var.
Namaza davet edenler var.
Bu kadar vara rağmen Namaz yoksa,
Bu imkanlar yokken Namaz kılan insanlarla nasıl aynı Cennete gideceğiz.
Allahım kalbinde namaz aşkı olmayanlara namaz aşkı ver..
Namaz kılacaksın, şaşıracaklar.
Haramlardan kaçacaksın, dostların azalacak.
Çok değiştin diyecekler, başımıza hoca mı kesildin diyecekler, diyecekler de diyecekler.
Ama unutma. Bütün sesler kesildiğinde Allah’ın “Haydi gir cennetime” demesi,
Çektiğin bütün sıkıntılara değecek..
ALLAH'ım;
Verdiğine, vermediğine,
sevdirdiğine, sevdirmediğine,
bize nasip ettiğin dayanma gücüne,
dilimizden düşmeyen şükrüne ve Sana layık olamadığımız halde,
bize gösterdiğin merhametine binlerce kez
şükürler olsun
Size sevgi getirdim;
Sevgime duâ kattım,
Duâ'ma mutluluk,
Mutluluğa huzur kattım.
Dua'mı Rabbime, âmini size bıraktım.
Rabbim hakkınızda en hayırlısını, en güzelini nasip etsin
Güzel yüreğinize hüzün değmesin.
Ya RAHMAN
REZZAK isminle Maddi Manevi rızkımıza bereket ihsan eyle.
FETTAH " isminle hakkımızda hayırlı kapılar aç.
ŞAFİ " isminle Maddi Manevi hastalıklarımıza şifa ver.
MUCİB " isminle dualarımızı kabul eyle.
AMİN
Yaratana Hamd olsun.
Yaratıp imtihan edene.
İmtihandan geçirip zafere erdirene.
Bilinçleri bileyip sabırlar verene.
Rahman olana,
Rahîm olana,
Muîn olana,
Hamd olsun…
Elhâmdülillâh Alâ Külli Hal.
HAYIRLI SABAHLAR
Selâm ve dua ile
Tayyip Erdoğan her ne kadar yanlış işlerede imza attıysada yinede Hakkı yenmez Evet CHP zihniyetini eleştirerek diyor 100 yıllık zülümlerini yüzlerine haykırıyor Bunlar uzaya mekik gönderdilerde başörtüsümü takıldı,hızlı tren yaptılarda başörtüsümü raydan çıkardı,marmararay yaptılarda başörtüsü yolununu tıkadı işiniz gücünüz heykel dikmek.Bugünün başörtülüleride zor günleri unutmamalı moda değil aksesuar değil islamın emri mümine kulun hayat tarzı demeli o şuurda olmalı.
Hak olan ALLAH(cc)ın kitabı Kuran ve Resulünün asm Sünnettidir ne yaşarsan o kadar Müslümansın helali haram haramı helal saymadığın sürece yolun açık olsun.
Nurculuğun felsefesiyle kimse adam olamaz bugün sensin yarın başkasısın.Kısacası kim olursan ol gel birbirinde fani ol demekle piç bir ruh olursun fazlası değil. Kemalist felsefe ilede Hakimiyet kayırsız şartsız milletin demekle.TBMMeclisinden başka insanımızın kaderini tayin edecek bir makam yoktur demeklede Atetürkün putlarına tapmaklada firavun olursun deccal olursun şirke,küfre,zülme haramlara çare diye sarılır cehennemide boylarsın.Şeyh efendilere kullukla ancak kula kul şirke kul olursun ancak her biri yolunu bulmuş kendilerinden olmayanı küfrü mutlaka şeytana boğduruyor .Ey hangi ALLAH(cc)diy gezen hizipler gerçek müminin hangi ALLAH(cc)diye bir derdi yok o sizin gibi zülüm ehlinin hastalığı ve ruh iklimi. İnsanlar uykudadır ancak öldüklerinde uyanırlar.Benim bildiklerimi bilseydiniz çok ağlar az gülerdiniz.H.Şerif Bu gün her kesimde devamlı kul hakkı yeniyor,kendine dön ey Müslüman Kuran ve sünnetin Dininden başka Hak din yok ne zaman sadece ALLAH(cc)a Has kılınmış bir Dinin mensubu mümin kul olursun gülme şansın var
Biz armut piş ağzıma düş dercesine rahat bir dini yaşantıya razı olmuştuk hiçbirşeyi sorgulamıyor Kurani ölçülerle ölçmüyor cahilliğimizi en doğru yol zannediyorduk. Ne zaman kurani gerçeklerle tanıştık nefsimizi sorguladık olayları fikirleri sorguladık doğruya kavuştuğumuz için melun şeytan başımıza musallat oldu yoksa yıllardır ninnilerin dinini nefsimizin dinini yaşamışız uyumuşuz melun şeytan bile halimizden razı olmuşki hiç rahatsızlık vermemiş uyan ey Müslüman doğru ilim kuran ve sünneti dersini ölçülerini öğren ve yaşa öncelikle,sonra iyi örnek ol anlat.
ALLAH(cc) Kalbinde iman,şuurunda İslam vicdanı sevgi dolu merhamet sahibi kul hakkı yemeyen Adaletli olmasını bilen herkesin yolunu açsın.
Gebersin gitsin emperyalist siyonist satanist faşist komünist şeytani her pislik şirk küfür zülüm cümle haramlar insi cinni şeytanlar insanlık düşmanları Allah cc düşmanları masum mazlumun kanını emenler. Acı sabır ile,kalp iman ile,Dil kişilik güzel Ahlak ile helal namuslu yaşamla doğrulukla.Kul vicdanlı Adaletli olmakla haramlardan uzak kalmakla dua ile güçlenir. Yüz yıldır belki 300 yıldır hatta 1000 yıldır ninnilerin dinini nefislerin dinini yaşıyor insanlık.Kurani manayı öldürmenin yarışı var kula kulluk nefse hevaya cinlere zalimlere kulluk çare diye satılıyor.Bugün seni hasta veya sakat yaratmayan Allah cc a iman nimetine islam nimetine Akıl nimetine musibetsiz geçen günlere hiç şükrettinmi sonsuz Elhamdülillah sonsuz selatü selam bu güzel dini islamiyeti bize ulaştıran yüzyıllardır sancısını çeken başta Hz.Muhammed asm olmak üzere her sancılı mümin kula sonsuz teşekkür Allah cc razı olsun ebeden. Kamil doğru güzel Ahlaklı bir insan olmayı hak ettiğim kadar ne cehennemi ne arasatı nede cenneti hak etmedim Allah cc ın Rahmetine vesile doğruluğumdur kula kulluğu şirki küfrü zülmü haramları reddetişimdir.
Bana sadece bigi yükleme bilgisayar değilim ben bana düşünmeyi güzel Ahlaklı Adaletli vicdanlı sevgi dolu merhametli helali haramı bilen Hak din islamı kuranı sünneti ders alıp yaşamayı dosdoğru insan olmayı öğret.ALLAH(cc) Kalbinde iman,şuurunda İslam vicdanı sevgi dolu merhamet sahibi kul hakkı yemeyen zülmü küfrü şirki haramları dışlayan Adaletli olmasını bilen herkesin yolunu açsın.
Kim öğretecek. Kimden bahsediyorsun
Sahte hocalar insanlığı zehirleyen fikir adamları muhatap.Bize doğru kılavuzlar lazım ninni söyleyip uyutan zülüm ehli değil
O zaman biz hocalık yapalım abim. Namaz kıldıracak kadar vardır bilgin. Vaazı doğru bildiğini anlatsan yeter
Aslında herkes kendi kendinin hocası olacak kadar doğru ilimden kuran ve sünnetten nasiplenmeli yol uzun azık az herkes alim geçiniyor çoğu kara cahil ben alimim diyemiyorum
Halil abim senin canın sağolsun. İnsanlar günahda ısrar ediyorsa ne yapabiliriz. İçin rahat olsun
İnsanlar uykudadır ancak öldükleri zaman uyanırlar.Hadisi Şerif
Doğrudur Halil abim. Yüzde doksan dokuzu öyledir
Allah cc a emanet ol mümin kul olmaya güzel ahlaka yatırım yapalım babanız onurlu insandı sizde öylesiniz.
Aynen Halil abim. Allah razı olsun. Mümkün mertebe dikkat ediyoruz.
Keşkelerle yaşama,Bildiğim bilmediğim günahlarımdan yaptığım yapmadığımın şerrinden ALLAH(cc) a sığınırım de geçmiş günahlarına tövbe et yoluna devam et.
Kuruntularının içinde boğulma ALLAH(cc)a sığın kurana sünnete sarıl huzur bul.
Nurculukmuş ;Hırsızlık ve zülüm dini deseydin Adaletli olurdun Sait Nursi Atatürkçülükmüş ;Firvunluk ve deccalizmin yolu deseydin dürüst olurdun bu bu milletin ruh iklimini katleden sözde kurtarıcı insanımızı kendine kul eden put. Tarikatçılık,Süleymancılık,ışıkçılık kula kulluğun adresi Aklı kiraya vermek Bunların hepsi kendinden olmayanıda şeytana tağuta küfrü mutlaka boğduruyor sorarsan alem kendilerinin malı Ahirette hesabıda kendileri görecek evet şeytana vazife kalmadı.Haşa ALLAH(cc) kim olmuş kısacası imtihan zülüm dolu Durum bu olunca o zaman cinler haklı diyen bir zihniyet devrede Asırlardır insanlığı zehirleyen zihniyet kula kulluğun ilk adresi Abdulkadir Geylani Evet Kurani hakikatleri büsbütün mahküm etmenin Akletmeyi düşünmeyi pozitif çalışmaları haramlardan uzak durmayı üretmeyi değilde milletin ruhuyla kumar oynamayı kulu koyun sürüsü yapmayı kişiliksiz hürriyeti elinden alınmış fitne şahsiyetler haline getirmeyi çare diye satıyorlar. Bugünün Dünyasını kuranlar insi cinni şeytanların güdümünde zülüm küfür şirk ve haramları hayata geçiren ve insanlığın katliamını çare diye satan ve kurani manayı katleden Aklı öldüren her türlü fitneyi meşrulaştıran şeytanın istediği bir iklimdir.Sen ALLAH(cc)a, kurana koş ey insan,ey müslüman. Hevama,nefsime,benliğime ,din şarlatanlarına,insi cinni şeytanlara şirk,küfür,zülüm ehline haramzade pisliklere tabi olmaktan onlara tapmaktan ALLAH(cc)a sığınırım Niyeti bozuk olanın çirkef hesabı kendine döner.Hased adam önce kendini yakar.
Ruhun yolgeçen hanı olmadan ALLAH(cc)a kavuşmak için gayretin olsun Kuran ve sünnetle tanış,vahyin iklimininde güzel Ahlakla nefsini satın al,mümin vasfına kavuş
Kemalizim,rezaleti nursi şarlatan şeyhler cinni insi pislikler münafıklar kafirler cümle izimler içimizdeki hainler şirk küfür ve zülüm ehli,haramzadeler bozuk felsefe ve ibadetleri islammış diye satanlar Din hırsızları ,siyonist ,emperyalist komünist,faşist,Budist,satanist,kapitalist her iblis karakter melun şeytanların güdümünde insanlığın felaketine cehenneme çalışıyor kurani manayı öldürmenin doğru Müslümanları ve bütün güzellikleri güzel değerleri yakmanın savaşı var Ey sancılı Müslüman ya şerefinle son nefesine kadar Vatanını Dini mübini islamı savunacak belki şehadeti tadacaksın ancak şehid kanıyle sulanmış 7 iklimi cennet bu Vatanı teslim etmeyeceksin hala hainler zalimler,din şarlatanları çare diye satılıyor sen Tevhid bazlı kuranı sünneti rehber edinen hür mümin kul olmaya mecbursun. iyilerin tenbelliği fasıkların hakimiyetini arttırır.Onun için dengeli bir şekilde her zaman gayretli çalışkan ol.
Kısacası dışkı çıkaran ilahlarla kula kullukla insi cinni şeytanlarla ve kendini sorgulamayan insanlarla kurani manayı öldürenlerle haramı şirki küfrü zülmü hayatının dinamosu yapanlarla izimlerle şirkin dinleriyle din yobazlarıyle hiziplerle partilerle cinlerin ve Yahudi kafalıların patronluğuyla melun şeytana iş bırakmamış iman ile küfrün nikahını kıyanlarla Adaletsizlik,vicdansızlık ve Ahlaksızlıkla münafıklarla kafirlerle din hırsızlarıyle insanlık düşmanlarıyle iblise talebe nefsine köle insanlıkla kainat fesada gitmiş gideceği kadar kıyamet kapıda.
Cumhurbaşkanı ve danışmanlar beş altı yerden maaş alanlar milletvekilleri ve vergisi affedilen hırsız müteahhitler yok parasına devletin mülkünü satın alanlar benim bu parada hakkım yok diyen varmıki alıyorum demiyor.Devleti yönetenler günü birlik siyasetle bugün beyaz yarın siyah görüntü verdikleri sürece sağlıklı bir gelecek hayal. Vatanda hain insi cinni şeytan çok haramlar kanunlarla korunuyor meclis hain dolu çare özümüze sahip çıkmak şirke küfre zülme haramlara karşı samimi mücadele meclisi temizleme hainlerle aynı ruh olmamak. Akıllı insan kendi aklını kullanandır koyun olmadan aklını kiraya vermeden doğru bilgilerle pozitif ilimle belki en önemlisi Hak din islamla kuran ve sünnetle donanıp hayatını tanzim edendir. Zeki insan akıllı değildir ancak Akıllıları örnek almayı iyi bilir onların pozitif yönünden faydalanır çok kendini Akıllı zannedenide koyun sürüsü gibi güder.Üzerinde çalışacağın en iyi proje sensin nefsinin terbiyesini tamamlamadıkça pozitif ilimle doğru bilgiyle cihazlanmadan etrafına ışık saçamazsın ferd olarak herkes öncelikle kendi kapısını temizlemedikçe temiz bir Dünyada yaşıyamazsın.
·
İçlerinden bir topluluk: «Allah´ın helâk edeceği yahut şiddetli bir şekilde azap edeceği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?» dedi. (Öğüt verenler) dediler ki: Rabbinize mazeret beyan edelim diye bir de sakınırlar ümidiyle (öğüt veriyoruz).
Araf 164.Ayet
Ömrünü nefsinin istekleri doğrultusunda haramlarla tüketipte ALLAH(cc)tan cennet bekleyen ahmaktır.H.Şerif.
Hala bu milletin kanını emmiş ve neticede Yahudi haçlı dostlarının safına koşmuş Fetoyu Müslüman zannedip o zalim hain riyakar pisliğin muhabbetiyle yaşıyanlar boşuna ibadet etmeyin boşa kürek çekmeyin.Çünkü sizinkide Yahudi muhabbeti sizinkide haçlı muhabbeti.Kurani mana ile tanışsanız cinayetin boyutunu görür Hak ile batılı ayırd edecek imanın ne demek olduğunuda ders alırsınız.
Aldığın ekmek bile ikinci gün bayatlıyor,iman tazelenmek ister aziz kardeşim. La ilahe illallah zikriyle imanınızı tazeleyin der Hak dinimiz İslam.
Eğitim gerçeklerin öğretilmesi değildir.Düşünmek için Aklın eğitilmesidir.A.Einstein
İnsan Nasıl Düşünür?Düşünme Nedir? Nasıl Olur?
Bugün en son teknoloji ürünü bilgisayarlar bir insan beyni yanında çok aciz kalır. Nedeni basit yüce ALLAH(cc) insan beynini öyle bir şekilde yaratmıştırki günümüzde hala beynin tüm işlevleri anlaşılamamıştır. Anlaşılan bazı kısımları vardır ama cevap bekleyen birçok soruda vardır. “İnsan nasıl düşünür” sorusuda bunlardandır. İnsan beyninin trilyonlarca sinir hücresi içerdiği ve her sinir hücresinin milyarlarca diğer hücreyle etkileşimde olduğu düşünülürse ne demek istendiği anlaşılabilir.
Düşünme sistematik ya da rastlantısal olarak düşünce (fikir) üretimi ile sonuçlanan zihinsel bir süreçtir. Düşünme sırasında insan beyninin değişik bölgelerinde meydana gelen değişikliklerin aygıtlar yardımıyla gözlenmesine ve beynin anatomik yapısının ayrıntıları ile bilinmesine karşın, düşünmenin fizyolojik bir süreç olarak ayrıntılı betimlemesini yapmak henüz mümkün olmamıştır. Psikolojik açıdan düşünme daha çok algı ve anlakla (zekayla) ilintilendirilmekte, problem çözme ve karar verme bağlamında ele alınmaktadır. Düşünme her türden akıl yürütmenin yanısıra, sezme veya düş kurmaşeklinde de tezahür edebilmektedir.
Düşünceler düşünen tarafından açıkça ortaya konduğunda, nesneler, kişiler, olgular ya da kavramlara ya da bunların meydana getirdiği daha karmaşık bütünlere ilişkin sembolik ifadeler biçimini almaktadır. Bu ifadeler ussal (rasyonel) olabildikleri gibi usdışı (irrasyonel) da olabilmektedir. İfadeleri meydana getirmek için kullanılan standart sembollere ve bu sembollerin kullanımına ilişkin kurallara dil denmektedir. Ancak düşüncelerin ifadesi için tek araç dil değildir: Resim, hareketli görüntü, ses, mimik ya da beden hareketleri (jestler) de düşünceleri ifade etmekte kullanılabilmektedir.
Düşünme çeşitli bakımlardan sınıflamalara tabi tutulmaktadır:
· Mantıklı düşünme-mantıksız düşünme.
· Somut düşünme-soyut düşünme.
· Tümdengelimsel düşünme-tümevarımsal düşünme.
· Bilinçli düşünme-bilinçsiz düşünme.
· Bilme-inanma.Hakkı Batılı ayırd edecek şuurla düşünme
· Gerçekçi düşünme-gerçekdışı düşünme-gerçeküstü düşünme.
· Mutlakçı düşünme-bulanık düşünme.
· Dikey (sistematik ya da programlı) düşünme-yanal düşünme.
İnsan Beyni Nasıl Karar Veriyor?
Beyin seçim yaparken anlık keyif ile uzun vadeli mantıklı karar arasında gidip geliyor. Mantıklı kararı seçebilmek için anlık zevkin bastırılması gerekiyor.
Bilim insanları, beyinde kişi seçim yaparken devreye giren yeni bölümler keşfetti. Deneyde kişiler iki seçenek arasında seçim yapıyor, bunlardan biri mevcut durumda yararı bilinen bir seçenek, diğeri ise yeni henüz bilinmeyen ve potansiyeli olan bir seçenek. Araştırmaya göre, beyin uzun vadeli seçeneği seçebilmesi için kısa vadeli hazır yarardan vazgeçmesi gerekiyor.
Araştırmada deneklere kumar makinelerinde şans oyunları oynatıldı. Makinelerin ödül şemaları, her bir seferde değişecek şekilde ayarlandı. Oyun sonunda 14 deneğin 11″i arada sırada farklı makineyi deneyerek, acaba diğerinin daha iyi kazandırıp kazandırmayacağa baktıklarını ifade etti. Denekler, mevcut makinede iyi kazandığını düşündüğünde eldeki makineyi değiştirmiyor, bir başka makineye ancak mevcut makinede az kazandığını düşündüğünde geçiyor.
Denekler mevcut bir makinede şansını denerken, beyinde alnın hemen arkasındaki mantık işlerini gören bölge aktif hale geliyor. Daha yüksek kazancın peşinden giderken ise, beynin daha derinindeki keyif ve mükafat merkezleri aktif hale geliyor.
BİRAZ BEKLERSEN MÜKAFAT ARTAR
Araştırmayı yürüten University College London profesörü Nathaniel Daw, yeni bir seçim yaparken kişinin risklerine karşı getirilerini tarttığını ve bunun mantık merkezi ile mükafat merkezi arasında bir çatışma yarattığını belirtiyor. Dr. Daw”a göre seçim sırasında beyin kendine şu soruyu soruyor; “Şimdi az bir ödülle yetinmek yerine bekleyip, daha yüksek bir ödül almak daha mı iyi?”
Örneğin, şimdi tek bir kurabiye yemek anlık zevki artırıyor, ancak biraz bekleyip iki kurabiye yemek daha mantıklı. “Dolayısıyla” diyor Dr. Daw, “Beyin, tatlı bir opsiyondan feragat edip, gelecekte daha iyisini kazanma alternatifini seçebiliyor, ancak bunun için anlık keyif içgüdüsünü bastırması gerekiyor.”
Beyni Zinde Tutmak ve Çalıştırmak
Beyin sabahları çok çalışır öğlenleri ise siesta ister! Beyin Cerrahı Doç. Dr. Cahide Topsakal, beyni daha zinde ve verimli kılmak için yapılması gerekenleri anlattı.
1- Toplantı ve önemli işlerinizi sabah yapın. Beyin, saat 10.00’a kadar çok daha verimli çalışıyor
2- Öğlen yemekten sonra konsantrasyon düşer. 10 dakikalık öğlen uykusu, beynin tekrar çalışmasını sağlar
3- Beyin akşam saatlerinde tekrar çalışmaya başlar. Sakin bir müzikle, beynin stresini alabilirsiniz
Beyin Cerrahı Doç. Dr. Cahide Topsakal, beyni daha zinde ve verimli kılmak için neler yapılması gerektiğine dair sorularımızı yanıtladı:
İnsanın zekasını, beyni mi belirliyor?
İnsan zekasını yüzde 50 genetik özellikler, yüzde 50 çevresel faktörler belirler. Çevresel faktörler genetikten daha önemlidir. Çok zeki doğup, zekası ileride de aynı seviyede kalan çok insan var. Ama sıradan bir ailenin çocuğu olarak doğup, birer dehaya dönüşen örnekler de var. Bu; eğitimle alakalı. Beynin gelişim ve eğitiminin yüzde 90’ı, altı yaşa kadarki süreçte tamamlanır. Beynin anatomik gelişimi ise 20’li yaşlara kadar sürer. Öğrenme kapasitesi ilk altı yılda çok daha ön plandadır. Çocuğa ne verilecekse, bu dönemde verilmelidir. Anaokulu eğitimi önemlidir.
Beyni Geliştirmek İçin Yapılacaklar
Yapbozlar, çocukların beyin gelişimi için yararlıdır. İleri yaşlarda da bulmaca çözmek, bol rakamlı şifreleri ve sayıları akılda tutmak ya da ezberlemek faydalıdır. Telefon numarası ezberlemekte de fayda vardır. Basit matematik hesaplarını kafadan çözmek de önemlidir. Bunları yapamayanların, bol bol kitap okumaları gerekir. Okuyan beyin, geç bunar. Bu egzersizler, beyinde kısa yollar oluşturur. Kısa yollar yaratmak, pratik yaşam için önemlidir. Mesela öğrenciler bir sorunun yanıtını kolay hatırlamak için cevap maddelerinin satır başlıklarına harf koyar ve ondan kelime üretir. Böyle kelimeler türetmek de, yapılması gereken bir egzersizdir. Diyelim ki; aracımı otoparkta yeşil alanda bulunan C6’ya koydum. ‘Yeşil Bursa’nın Ceyhan 6’sı’ diye bir kelime türetirsem, orayı unutmam zorlaşır.
Beyin hangi saatte ne şekilde çalışmaktadır?
Depresyondaki beyin, gece yarısından sonra sağlıksız düşünür. İyi uyumuş ve yeterli beslenmiş bir bedenin beyni ise gerekli beyin egzersizlerini de yapmışsa; en iyi sabah saatlerinde çalışır. 07.00-10.00 arası, öğrenmeye en yatkın saatlerdir. Yemekten sora konsantrasyon düşer ve uyku bastırır. Siesta döneminde beyin az çalışır ve hiç randıman alınmaz. Şekerlemeler, beyne iyi gelir. 10 dakikalık bir şekerleme bazen altı saatlik uykuya bedeldir. Beyin, akşam saatlerinde tekrar açılır. Ancak midenin aç olmaması gerekir. Beyin sadece şekerle beslenir. Kan şekeri düşerse, beyin çalışmaz. Sık ama az yemek, kan şekerini sabit tutmak için önemlidir.
Bu yüzden mi, sınavlardan önce şeker yemek önerilir?
Evet. Kan şekerini sabit ve yüksek tutmak, beynin tam kapasiteli çalışmasını sağlar. Beyin, hızlı şokları sevmez. Günde altı kez beslenmek ise en sevdiği şeydir. Zihin akşam saatlerinde açılır. Bunda çay ve kahvenin de rolü var. Gün içinde beden yorgun düştüğü için beyin de bir süre çalışmayı reddeder. Trafik stresi, gürültü ve aile problemleri beyni yorar. Bu yorgunluktan kurtulmak için kendi ilacınızı kendiniz bulun, sakin bir müzik ve biraz Polyannacılık gerekebilir. Uykudan az önce verim artar. Beyin gece verim alıyorsa, bu saatler değerlendirilmelidir.
Başkasının acısına çok üzülmeyin
Beynimizi endişeden uzak tutmalıyız. Beyin ‘acaba’yı sevmez. Evrene soru işareti şeklindeki düşünceler yayarsanız, gerçekleşecek güzel olayları olumsuzlaştırabilirsiniz. Hiç kimsenin acısı ile çok fazla empati yapmamak lazım. Çok fazla empati, benzer acıların size yapışmasına yol açar. Endişeli bir beyin verimli olamaz. Hedefe kitlenin! “Kesinlikle bunu yaşayacağım dediğiniz” anda, bir beyin cerrahı olarak size garanti ediyorum ki; yapamayacağınız şey yoktur. Öte yandan başarıya alışmış bir beyni de doyurmak gerekir. Böyle bir beyin, daha çok başarı ister.
Beyni genç ve zinde tutmak için tüketilmesi gereken gıdalar var mı?
Hafif miktarda kafein yani çay, kahve ve kola tüketimi beynin daha berrak çalışmasını sağlar. Birçok insanda kahve alışkanlığı beyni açmak için gelişmiştir. Kahve içmeden uyanamayan birçok insan vardır. Ancak alışık olmayan bir kişinin, güne kahve içerek başlaması ters etki yaratabilir. Çikolata, muz, fındık, fıstık ve balık gibi birtakım gıdalar ise serotonin içerdikleri için mutluluk hormonu yayılmasını sağlar. Bu gıdaların, beyni zinde ve mutlu tutmaya yönelik bir etkileri vardır. Mutlu beyin de, tam kapasite ile çalışır.
Beyin sağlığı için kesinlikle uzak durulması gereken şeyler var mı?
Sigara ve alkolden mutlaka uzak durmak gerekiyor. Nikotin, vücudun bütün damarlarını büzeceği için beynin kanlanmasını bozar. Bu da; beyne az kan gitmesi anlamına geleceği için beyin yarı kapasite ile çalışmaya başlar. Sürekli alkol tüketenlerin beyinlerinde küçülmeler de olabilir. Kokain kullanımı da, beyni bir ceviz kadar küçültebilir.
Spor ve müziğin, beyin sağlığına yönelik olumlu etkileri var mı?
Kesinlikle var. Spor ve müzikle alakalı olmak, beyni besler. Bir hobi edinmek bu anlamda çok önemlidir. Örgü örmek gibi en basit hobi bile, sizin, dolayısıyla da beyninizin mutlu olmasını sağlar. Spor yapmak da beyin sağlığı için çok yararlıdır. Spor yaparken, beyinde endorfin denen bir madde salgılanır. Bu da; beyne haz duygusu verir ve gelişmesini sağlar. Spor, beyinde gençlik hormonu salgılanmasına da imkan verir. Bu da, eskiyen hücreleri yeniler.
Mutluluk ve mutsuzluk beyni nasıl etkiler?
Beyin depresyona girdiği zaman farklı, mutlu olduğu zaman farklı çalışır. Ağır depresyon yaşayanların hafıza kaybına uğrar. Hafızanın geri gelmesi, bir-iki yılı bulabilir. Bu yüzden, depresyonları ağır seviyeye vardırmamalı. Gün içinde beynin salgıladığı hormonlar, performans kabiliyetini etkiler. Mutsuzluk, mutluluk hormonunu aşağı çeker ve depresyonu getirir. Biz de, mutluluk hormonunun yeniden salgılanması için antidepresan veririz.
Antidepresanlar beyne herhangi bir zarar verir mi?
Beyne zarar vermezler ancak beyin dışındaki başka fonksiyonları etkileyebilirler. Şişmanlık ya da cinsel isteksizlik yaratabilirler. Ancak alkol ile birlikte alınırlarsa, beyne zarar verirler. Ben depresyondaki insanlara bol bol yürüyüşe çıkmalarını öneriyorum. Ayrıca, depresyona eğilimi olanlar odalarının perdeleri kapalı olarak uyumamalı. İnsanların sabahları gün ışığı ile uyanmaları gerekir. Gün ışığı, beyinde serotonin denen mutluluk hormonunu salgılayan en önemli faktördür. Sabahları, yavaş yavaş dönen ışığı beynin algılaması gerekir. İlaç, beynin kendi ürettiği serotoninin yerini almaz.
DÜŞÜNME
Müellif:
İslâmî terminolojinin esasını teşkil eden Kur’ân-ı Kerîm’in çeşitli kelimelerle ifade ettiği ve çok sayıda âyette teşvikte bulunduğu düşünme eylemi, İslâm kültür tarihindeki entelektüel geleneklere hayat veren ve bu gelenekler içinde çeşitli açıklamaların konusunu teşkil eden insanî bir çabadır.
Arapça’da düşünmeyi ifade eden kelimelerin başında nazar, tefekkür, tedebbür, i‘tibâr ve taakkul (akl) gelmektedir. Asıl anlamı “gözle bakmak” olan nazar, “kalp gözüyle bakmak, düşünmek” mânasında kullanıldığı gibi “bir şey hakkında tefekküre dalmak, nazarî araştırmalarda bulunmak” anlamına da gelir. Fikr kökünden türeyen tefekkür de aynı anlamdadır ( , “nẓr”, “fkr” md.leri). Buna göre nazar ve tefekkür “bir işin âkıbeti konusunda düşünmek”, tedebbür ise “bir işin sonucunu başından hesap etmek” anlamına gelir. Aynı kökten gelen tedbir, tedebbürün sonucu olarak “gereken önlemi almak” demektir. İ‘tibârın da tedebbürle hemen hemen aynı mânayı ifade ettiği anlaşılmaktadır. Düşünme, tedebbürde olduğu gibi geleceğe değil de geçmişe yönelikse tezekkür adını alır ve “hatırlama, anma” anlamına gelir. Zikir ve tezekkür sözlükte aynı anlamdadır ve “hem lisan ile anma hem de kalp ile hatırlama, akıldan geçirme” demektir (a.g.e., “dbr”, “ʿabr”, “ẕkr” md.leri). “Akletmek” mânasındaki akl masdarı “teorik ve pratik meseleler üzerinde düşünmek” anlamında kullanılmaktadır. Buna göre akıllı kişi, tutarlı bir şekilde düşünen ve tutkulara karşı kendisini kontrol edebilen kimsedir. Ma‘kūl ise “akılla kavranan şey” demektir. İsim olarak akıl kalp ile aynı anlama gelir ve insanı, düşünemeyen canlılardan farklı kılan temyiz gücünü ifade eder. Bir şeyi akletmek onu anlamaktır. Bir kimsenin akleden bir kalbi olduğundan söz edilirse bundan onun anlayışının yerinde olduğu sonucu çıkar. Dil bilginleri akıl ile kalbi (fuâd) özdeş saymışlar ve kalp kelimesinin geçtiği deyimlerde bu kelimeyi akıl olarak anlamakta tereddüt etmemişlerdir (a.g.e., “ʿaḳl”, “ḳlb” md.leri). Düşünmeyle ilgili anlamlar taşıdığı için teemmül ve re’y kelimelerini de bu terimler grubuna katmak gerekir. Teemmül, “bir nesne hakkındaki düşünceyi zihinde yoğunlaştırma” demektir. Re’y (veya rü’yet) ise tıpkı nazar gibi hem gözle hem de kalple (akılla) bakıp görmek anlamına gelir. İnsanda bu gözlemler sonucunda oluşan fikrî kanaate de (itikad) re’y denir (a.g.e., “eml”, “reʾy” md.leri).
Kur’ân-ı Kerîm’de düşünme eylemini ifade eden bu terimlerin kullanılışı yukarıdaki anlamlarından önemli bir farklılık arzetmez. Bu sebeple asıl vurgulanması gereken şey Kur’an’ın, düşünmeye verdiği önemin yanı sıra düşünmenin biçimi, hareket noktaları ve gayesi hakkındaki telkinleridir. İnsanı düşünmeye sevk ve teşvik eden çok sayıda âyete topluca bakıldığında düşünmenin önemli bir kulluk görevi, bir ibadet olduğu sonucuna varılabilir. Düşünmenin konusu ise başta bizâtihi Kur’an’ın mesajı olmak üzere bu mesajın aydınlatıcı ve yol gösterici ışığı altında Allah-âlem, âlem-insan, Allah-insan ilişkisidir. Kur’an’ın, kâinatı ve insanı belli bir yaratılış sürecinde ve süreklilik arzeden ilâhî yasalar çerçevesinde anlamlandıran, insanı var oluşun ilâhî kanunlarına paralel olarak doğru bilgi ve doğru eylemin gereklerine uygun şekilde yönlendiren âyetleri, düşünmenin konusunu kendiliğinden belirlemektedir.
“Göklerin ve yerin melekûtu hakkında düşünmezler mi?” (el-A‘râf 7/185); “Bakmıyorlar mı deveye, nasıl yaratılmış!” (el-Gāşiye 88/17) meâlindeki âyetlerde “bir şey hakkında düşünmek” ve “bir şey hakkında gözlemde bulunmak” anlamları ile nazarî çabanın önemi açıkça vurgulanmaktadır. Bu çabanın gözlemle düşünmeyi birleştiren özelliğine Kur’an terminolojisiyle uğraşanlar işaret etmişlerdir (bk. Râgıb el-İsfahânî, “nẓr” md.).
Kur’an’da düşünmenin anlamına en çok yaklaşan terimler tefekkür ve akıldır. “Muhakkak ki göklerin ve yerin yaratılışında, gündüzle gecenin ardarda gelişinde akıl sahipleri için alâmetler vardır. Onlar ayakta, otururken ve yaslanmışken Allah’ı zikredip göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler” (Âl-i İmrân 3/190-191) meâlindeki âyette akıl sahipleri, Allah inancıyla fikrî araştırmayı bir arada götüren, entelektüel faaliyetlerini tezekkür ve tefekkürün birbirini takip ettiği ve bütünlediği bir aklî yapıyla gerçekleştiren insanlardır. Ayrıca zikir, dille anmaktan ziyade Allah’ın hayranlık uyandırıcı kudret belirtilerini tefekkür ve teemmüle dalmak, bu alâmetlerin Allah’ın kudretini hatırlatıcı tesiriyle düşünmeye koyularak Allah bilinciyle dolmaktır. Göklerle yerin yaratılışı, yani kozmosun menşeini gösteren âyetlerle gündüz ve gecenin ardarda gelişi, yani onda süreklilik arzeden düzeni gösteren âyetler üzerinde tefekkür, bu düzenin yaratıcısı olan Allah’ın âleme tasarruf ettiği isimleri hakkında tezekkürle bütünleşmelidir. Böylece Kur’an’da teşvik edilen kozmolojik araştırmalar, sebep ve gaye fikri açısından metafizik ilkelerinden mahrum bırakılmamış olacaktır (Elmalılı, II, 1258-1261; V, 3611).
“Muhakkak ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde... akleden bir topluluk için âyetler vardır” (el-Bakara 2/164); “İşte böylece Allah ölüyü diriltir ve size belki akledersiniz diye âyetlerini gösterir” (el-Bakara 2/73); “Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki akledecek kalpleri ve işitecek kulakları olsun” (el-Hac 22/46) vb. birçok ilâhî mesajda kalp, akletmek ve âyet kelimeleri arasındaki ilişki açıktır. “Delil, alâmet, işaret” anlamına gelen âyet kelimesi Kur’an’da hem olağan ve mûcizevî kâinat hadiseleri, hem de doğrudan doğruya ilâhî kelâmın muayyen parçaları için kullanılmaktadır. Akletmek de özel anlamda kalbin yani aklın fonksiyonu olarak Allah’ın ilim, hikmet ve kudretini gösteren bu âyetler üzerinde düşünmek ve gerekli sonuçları çıkarmak demektir. Elmalılı Muhammed Hamdi’ye göre akletmek fiilinin özü gözlemden teoriye, duyulardan akledilir olana intikaldir ve bu intikal illiyyet prensibinin gereklerine uygun şekilde gerçekleşir (bk. İLLİYYET). Kur’an’da akletmeye bu yoğun teşvikin hedefi insanoğlunun gözle görülür, elle tutulur duyu planından teorik alana sevkedilmesidir; dolayısıyla Kur’an, hissî mûcizelerin delil teşkil ettiği bir imandan ziyade akletmenin, yani ilmî ve fikrî araştırmalarla çözümlenen Kur’an ve kâinat âyetlerinin delil teşkil ettiği bir iman üzerinde durmaktadır (Hak Dini, I, 564-570).
Kur’an ve kâinat âyetleri ikilisi, “âfâk” ve “enfüs” âyetleri ikilisiyle teyit edilip gözleyen ve düşünen bir özne olarak insan gerçeğini de entelektüel faaliyetin konusu haline getirir: “Onlara hem dış dünyada (âfâk) hem de kendi varlıklarında (enfüs) bulunan âyetlerimizi göstereceğiz ki Kur’an’ın hak olduğu kendilerince sabit olsun” (Fussılet 41/53). Bu tür ilâhî beyanlarda, bir yandan yaratılışın eseri olan kâinat kitabı ile ilâhî kelâm sıfatının tecellisi olan Kur’an arasında düşünmenin konusunu teşkil etmek bakımından paralellik kurulurken öte yandan âfâk ve enfüs âyetleri ikilisinde düşünen bir özne olarak insanın kendi dünyası ve var oluşuna ait âyetlerle bu enfüsî (sübjektif) varlık çemberini kuşatan dış dünyaya ait âfâkî (objektif) âyetler arasındaki irtibata işaret edilmiş olmaktadır. Sonuç olarak âyet kelimesinin Kur’an, kâinat ve insan gerçeğine ilişkin anlamları birbirini açıklamakta ve bu gerçeklerden birinin göz ardı edilmesinin, düşünmeyi aslî konularının birinden mahrum bırakma neticesini doğurduğuna işaret etmektedir.
İ‘tibâr kelimesi de Kur’an’da aklî muhakemenin bir çeşidine delâlet etmektedir. “Düşünüp ibret alın, ey basiret sahipleri!” (el-Haşr 59/2) meâlindeki âyette i‘tibâr, “gözlenen ve bilinen bir olgu üzerinde fikren yoğunlaşıp oradan, gözlenmemiş olmakla birlikte, mukayese yoluyla ibret verici bir sonuca intikal etmek” anlamında kullanılmıştır. Kelimenin kökünü teşkil eden abr ve ubûr (geçmek, katetmek) hep bu zihnî intikale işaret etmektedir (Râgıb el-İsfahânî, “ʿabr” md.). Fıkıh âlimlerinin, kıyasın hüccet oluşuna delil olarak bu âyetteki “fa‘tebirû” emrini göstermeleri dikkat çekicidir (Elmalılı, VII, 4815-4816; ayrıca bk. , “iʿtibâr” md.).
Re’y/rü’yet kelimelerinin de Kur’an’da hem hissî hem de aklî idrak anlamına geldiği anlaşılmaktadır. Hatta Kur’an terminolojisi bilgini Râgıb el-İsfahânî hissî, hayalî, vehmî ve aklî idrak türleri bakımından (bunlar İslâm psikolojisi disiplininin temel terimleridir) re’y ve rü’yetin tefekkür ve akletmeyle bağlantılı anlamlarını âyetlerden örnekler getirerek açıklamaktadır (bk. el-Müfredât, “reʾy” md.). Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’in, aynı masdardan türeyen “eraeytüm” (gördünüz mü, görmüş gibi bildiniz mi?), “elem tera” (görmedin mi, bilmedin mi?) şeklinde birçok defa tekrar edilen kullanımlarında gözlemin yanı sıra düşünmeye davet iması da sezilebilmektedir.
Bütün bu terimlerin klasik sözlük kitaplarında ve Kur’an’daki anlamları, İslâm düşünce tarihi içinde her ilmî disipline göre farklılıklar arzeden psikolojik ve epistemolojik yaklaşımlara hayat vermiştir. Fıkıhta re’y ve kıyasın metodolojik önemi, kelâmda nazar ve istidlâlin yeri, felsefede burhan metodu denilen ve mantıkî kıyası esas alan nazarî ispat şekilleri, tasavvufta yine tefekkür ve rü’yet (müşâhede) terimlerinin şahsî ve derunî bir tecrübeyi yansıtıcı anlamları, nihayet söz konusu terimlerin modern ilimler bakımından ifade edebileceği mânalar, esaslarını hep bu Kur’an terimlerinin semantiğinde bulmuştur.
Nasları yoruma tâbi tutma metodunun naklî bilgiye muhtevasında olmayan unsurlar katabileceğinden endişe eden, bu sebeple re’y ve kıyasa başvurmayı tehlikeli bulan “ehl-i eser” ile, naklî muhtevayı göz ardı etmemekle beraber onun üzerinde akıl yürütmeyi ve hakkında naslarda bilgi bulunmayan konularda sonuç çıkarmayı sakıncalı görmeyen “ehl-i re’y” arasındaki fıkıh usulüne dair tartışmalar, İslâm düşüncesi ve bilhassa hukuk metodolojisi bakımından büyük önem taşır (bk. EHL-i HADÎS; EHL-i RE’Y). Dinin temel ilkelerine dair hususlarda akıl yürütmenin gereğini vurgulayan kelâm ilmine gelince, esasen bu disiplini mümkün kılan ilmî çabanın nazarî düşünce ve akıl yürütme olduğu hemen görülebilir. Kelâm disiplininin teşekkül döneminde Mu‘tezile’nin oynadığı belirleyici rol hesaba katıldığında bu akımın düşünme eylemine getirdiği yorum öncelikle önem kazanır. Bu konudaki Mu‘tezilî doktrini, el-Muġnî adlı hacimli eserinin müstakil bir cildinde (XXII, 533 sayfa) esaslı bir şekilde işleyen Kādî Abdülcebbâr düşünmeyi, yanlışları eleyip kesin bilgiyi doğuran entelektüel faaliyet olarak görmekte ve bunu bilgi için vazgeçilmez bir yöntem kabul etmektedir. Ona göre düşünme (nazar), akıllı kişinin bilinen bir delilden hareketle bilinmeyenin bilgisine ulaşmasıdır. Ancak düşünmenin gerçekleşmesi için ispat konusu olan şey (medlûl), hakkında alternatif fikirler yürütmeye elverişli olmalıdır. Dolayısıyla düşünme, süjenin düşünülen şey hakkında belli bir metodik şüpheye açık olması demektir. Şu halde nazarî inceleme ve ispatın konusu üzerine belirli bir kanaat (itikad) veya zannın bulunması gerekir. Sahip olunan böyle bir kanaat üzerinde delillere dayalı olarak nazarî tahlillere girişmek önceki zanları giderecek ve bu kanaati kesinleştirecektir. Kādî Abdülcebbâr’a göre bir konu hakkında zanna dayalı bir itikad veya varsayım üretecek bir kanaat yoksa, yahut o konu hakkında tam bir bilgisizlik söz konusu ise düşünme gerçekleşmez.
Mu‘tezile’nin insan fiilleriyle ilgili olarak benimsediği tevlîd-tevellüd doktrini, bir insan fiili olması sebebiyle düşünmeye de uygulanmıştır. Daha sonra Eş‘ariyye’nin zorunlu sebeplilik fikriyle alâkalı gördüğü için reddedeceği bu doktrine göre düşünme fiili sağlıklı şekilde gerçekleştiğinde bilginin zorunlu olarak doğmasına sebebiyet verir. Ancak düşünmenin bilgi doğurabilmesi için sağlıklı (tutarlı ve çelişkiden uzak) olması gerekir. Sağlıklı düşünmenin doğru bilgiyi doğurması ise zihnin kesinlik duygusuyla tecrübe edilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, bilgiyi doğuranın delil değil düşünme oluşudur. Çünkü delilleri bilmek yalnız başına bilgi doğurmaz. Ayrıca bilgiyi arttıran şey, bu deliller hakkındaki mâlûmatın artmasından ziyade onlar üzerindeki düşünce yoğunluğunun artmasıdır (Kādî Abdülcebbâr, XII, 95, 144-146).
İtikad-delil-ilim kavramlar üçgenine oturtulan düşünme eylemi, modern ifadelerle doğrulama yahut yanlışlamaya açık bir varsayımın yeterli kanıtlarla doğruluğunun ispatlanması durumunda onun teorik bilgi halini almasını sağlamaktadır. Düşünmenin doğru bilgi yerine hata ile sonuçlanmasının sebebi ise bâtıl itikad ve taklittir. İtikad veya kanaat temelden yanlışsa ve bu yanlışa bir ön yargı olarak körü körüne bağlanılmışsa, onu doğrulamak için girişilecek bütün nazarî çabalar yanlışı gidermek yerine kökleşmesine yardımcı olacaktır. Çünkü bu durumda düşünen özne daima ön yargılarını destekleyecek mesnetler peşindedir; dolayısıyla aksi delillere rağmen düşünme eylemi kendisinden beklenen fonksiyonu yerine getiremez (a.g.e., XII, 117, 120).
Mu‘tezile içinden çıkan ve Selef itikadının temellerini kelâm metoduyla destekleyerek savunan Eş‘arî, bu yönteme taraftar olmayan çevrelere karşı, düşünme ve akıl yürütmenin dinî açıdan meşrû olduğunu göstermek amacıyla Risâle fî istiḥsâni’l-ḫavż fî ʿilmi’l-kelâm adlı bir eser kaleme almıştır. Naklî bilgiler konusunda düşünmeye ve fikrî araştırmalar yapmaya karşı çıkan taklitçi zihniyeti eleştiren Eş‘arî kelâmın hareket, sükûn, cisim, araz gibi kavramları hakkında nazarî incelemeler yapmayı, sırf Hz. Peygamber’in bunlardan söz etmediği gerekçesiyle sapıklık saymanın kabul edilebilir olmadığını belirtmiştir. Çünkü bu konuların esasları Kur’an’da yer almaktadır. Ayrıca bu meseleler hakkında Hz. Peygamber’e soru sorulmamıştır; eğer sorulsaydı şüphesiz ki cevap verirdi. Bu sebeple tartışma gündemine yeni girdiği gerekçesiyle bu konular üzerinde düşünmeyi bid‘at olarak nitelendirmek mümkün değildir (Eş‘arî, s. 87-96). Aynı dönemde yaşayan Mâtürîdî de düşünmenin veya nazarî araştırmanın nakledilen haberleri anlamak için gerekli olduğunu vurgulamaktadır. Esasen haber duyularla kavranabilenler türünden değilse geriye onun anlamı üzerinde düşünmekten başka bir yol kalmamaktadır. Ayrıca Allah Kur’an’da çeşitli konularda aklî deliller getirmekte ve düşünmeyi teşvik etmektedir. Yaratılanlar yaratana delil olduğuna ve yaratılışta birçok hikmet bulunduğuna göre düşünmek gerekli bir eylemdir. Nesnelerin duyu ötesi gerçekliği düşünmeyle kavranabilir. Kaldı ki nazarî düşünmenin bilgi sağlayıcı fonksiyonu olmadığını ispat etmek bile ancak nazarî düşünmeyle kabildir (Kitâbü’t-Tevḥîd, s. 9-11). Eş‘arî kelâmcılarından Abdülkāhir el-Bağdâdî felsefe tarihindeki adlarıyla septik, agnostik ve sofist akımların bu konudaki telakkilerine karşı çıkmaktadır. Bağdâdî’nin üzerinde durduğu ana fikre göre hak din çerçevesinde bilgiye götüren yol ancak nazar ve istidlâldir (Uṣûlü’d-dîn, s. 6-7, 10-11). Aynı ekole mensup İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî ise düşüncenin bilgiyi zorunlu olarak doğurduğu şeklindeki Mu‘tezilî tevlîd doktrinine karşı çıkar. Ona göre düşünce ile bilgi arasında böylesine zorunlu bir bağ yoktur. Sağlıklı düşünme bir engelle karşılaşmadığı ve usulüne uygun olarak gerçekleştiği takdirde bilgiye ulaştırabilirse de ona zorunlu olarak ulaştırmıştır denilemez. Şu halde sağlıklı düşünme bilgiyi zorunlu değil sadece mümkün kılar. Bilme mümkünse ve bunu düşünme eylemi sağlayabiliyorsa nazar ve istidlâl dinen vâciptir. Çünkü Allah’ı bilmenin gereği hakkında ümmetin ittifakı vardır; bilgi düşünce ile mümkündür; o halde düşünme vâcip olmaktadır (Cüveynî, el-İrşâd, s. 25-31).
Kelâm ilminde nazarî düşüncenin gereğini vurgulamak daima önemli olmuş, ancak bu konuyu tartışırken muhatap alınan kesimler değişmiştir. Bu kesimler bazan objektif bilginin imkânını reddeden sofistler, bazan Hint kültürüne mensup bulunan duyumcu akımlar, bazan nazarî düşünceyi tehlikeli bulan Haşviyye, bazan da Bâtınîler olmuştur. Bilgi problemine büyük önem veren ve el-Ḳısṭâsü’l-müstaḳīm adlı eserinde düşünmenin veya akıl yürütmenin temel şekilleri itibariyle Kur’an’da bulunduğunu, doğruyu yanlıştan ayıran kriterin, beş şekliyle (mîzan) Kur’an’da örneklendirildiğini belirten Gazzâlî, doğrunun ölçüsünü mâsum imamın sözlerinde arayan, şahsî görüş ve akıl yürütmenin (re’y ve kıyas) şeytanî bir yol olduğunu ileri süren Bâtınîler’e karşı Allah elçilerinin öğrettiği aklî ölçülerin asıl kriter olduğunu savunmuştur. Gazzâlî bu kriterlerin yalnızca Allah, melekler, kitaplar, peygamberler, mülk ve melekût gibi fizik ve metafizik konularda bilgi sağlamakla veya dinî bilgileri ölçmekle kalmayıp aritmetik, geometri, tıp, fıkıh ve kelâm ilimlerine dair bilgileri de değerlendiren şaşmaz ölçü niteliği taşıdığını vurgulamaktadır (el-Ḳısṭâsü’l-müstaḳīm, s. 41-43). Ancak yanlış analoji ve mukayese yöntemlerine dönüştürülmüş re’y ve kıyas anlayışını kabul etmeyen Gazzâlî, naklî bilgilerin ölçü olarak değerinin akıl karşısında ikinci plana itilmesini de asla tasvip etmemektedir (a.e., s. 94-101). Gazzâlî’nin İslâm düşüncesine en önemli katkılarından biri, düşünmenin önem ve gereğine temas etmekle kalmayıp onun ilmî değerini belirleyecek mantıkî kriterleri tesbite çalışması ve öteden beri belli çevrelerce yabancı kültür ürünü olarak görülüp dışlanan mantık disiplinini Kur’an’ın kavram sistemi içinde yeniden yorumlayıp hem din hem de dünya ilimleri için bir düşünce ölçüsü olarak tanımlamasıdır. Onun bu gayreti sayesinde mantık İslâm ilimlerinin bir şubesi olarak benimsenmiştir.
Müteahhirîn dönemi kelâmının sistemleştiricisi olan Fahreddin er-Râzî’ye göre fikir kısaca aklı faaliyete geçirmek, onu nesnel gerçekliğe yöneltmektir. Nazar ise bir hükme varmanın formel şartlarını yerine getirmek yani önermeleri düzenlemektir. Düşünmenin bilgiye götüren emin bir yol olmadığını, düşünme ile ulaşılan kanaati doğrulayacak kriterin yine nazarî olduğunu, bunun ise totolojiye yol açtığını, nazarî sonuçların olsa olsa ihtimaliyet ifade edeceğini, nazarî düşüncenin aslında sonucunu önceden içeren analitik önermelerden oluştuğunu ve nihayet özellikle metafizik sahada nazarî incelemenin kesin neticeler vermeyeceğini savunanlara karşı çıkan Râzî, doğruluğu kesin olan önermelerin akıl yürütme sonucu zorunlu olarak doğru neticeler vereceğini, ihtimaliyetin kaynağının akıl değil kusurlu duyu tecrübeleri veya eksik gözlemler olduğunu, metafizik hakikatlerin fizik gerçeklikle ilişkileri içinde tasavvur edilmeleri durumunda bu konuda doğru hükümlere ulaşmanın zor da olsa mümkün olduğunu belirtmektedir. Bunun yanında düşünme ve akıl yürütmeyi “sonucu bilinen bir problemi çözme” olarak tanımlamak yanlıştır. Aklî analizin problem (matlûb) çözme olduğu doğru ise de sonuç önceden bilinmez. Çünkü deliller, önceden bilinen bir şeyi değil bilinenden hareketle ulaşılmak istenen bilinmeyeni ispatlamaktadır. Râzî’ye göre düşünme fiilinin bilme ile sonuçlanması Allah’ın kudretiyle sağlanan bir eserdir. Kısacası insan düşünür, Allah zihinde bilgiyi yaratır. Tabii ki düşünmenin şekil şartları bir zorunluluk, bir kanunluluk içerir. Bu şartların ilki önermelerin nesnel gerçekliğe uygun olması, ikincisi ise önermelerin düzenlenişinin doğru yapılmasıdır (Kelâm’a Giriş [el-Muhassal], s. 35-42).
İslâm felsefe geleneğinde düşünme psikolojinin bir konusu olarak ele alınmıştır. Ancak zihnî bir süreç olarak düşünme hadisesinin açıklanması, esasen insanın nasıl bildiğini temellendirmeye yönelik olmuş, tıpkı İslâm kelâmcıları gibi veya onlardan daha analitik şekilde düşünme, bilgiye yönelen zihnî faaliyet veya bilme çabası şeklinde kavranmıştır. Modern psikoloji ise bilmeyi felsefenin epistemoloji disiplinindeki tartışmalara terkedip düşünmenin bir zihnî süreç olarak nasıl gerçekleştiği meselesiyle kendisini sınırlamıştır.
İslâm felsefe geleneğinde “düşünen canlı” olarak tanımlanan insan akıl sahibi olmakla öteki canlılardan ayrılmaktadır. Fârâbî, nutk teriminin sözlükteki “konuşma”, felsefî terminolojideki “düşünme” şeklindeki anlamlarından hareketle düşünmeyi bir “iç konuşma” olarak tanımlamış, bu sebeple gramerin lisanın mantığı, mantığın da düşünmenin grameri olduğunu ima etmiştir (İḥṣâʾü’l-ʿulûm, s. 12, 20).
Düşünme olayını ayrıntılarıyla açıklama ve Ortaçağ’ın ilmî anlayışına uygun teorik bir temele oturtma gayreti, Kindî’den İbn Sînâ’ya uzanan bir felsefe geleneği içinde devam etmiştir. Kindî duyu ve akıl kavramı üzerinde durarak daha ziyade epistemolojik tesbitlerde bulunmaya çalışmış; Ebû Bekir er-Râzî, akıl-tutku zıtlığına dikkat çekerek entelektüel faaliyete ahlâkî bir boyut eklemek istemiş; Fârâbî ise belirgin bir psikolojik modelden hareketle pratik aklın düşünme faaliyeti olan “taakkul”ün, düşünen özne üzerindeki ahlâkî etkilerinin yanı sıra duyular ve akıl arasında köprü vazifesi yapan mütehayyilenin düşünme faaliyetindeki soyutlayıcı rolünü vurgulamıştır.
Düşünme hadisesinin kapsamlı bir psikolojik teori ışığında açıklanışı İbn Sînâ’ya nasip olmuştur. Onun kendisinden sonraki düşünürleri -ünlü muhalifi Gazzâlî dahil- etkilemiş olan melekeler psikolojisinde düşünme, aklın iç idrak melekelerinden olan mütehayyile ve müfekkire gücünü kullanışıyla açıklanmaktadır. Türkçe’deki “düş” ve “düşünme” kelimeleri arasında mevcut irtibatı terminolojik olarak da vurgulayan bu meleke vehim gücü tarafından kullanıldığında mütehayyile, akıl gücü tarafından kullanıldığında müfekkire adını almaktadır. Vehim, hayal (musavvire) gücünde saklanan duyu formlarını mütehayyile aracılığıyla alıp onların faydalı-faydasız, acı verici-haz verici gibi anlamları hakkında parça parça ve doğrulanmamış yargılardan ibaret sonuçlara varır. Vehmin mütehayyile aracılığıyla gerçekleştirdiği bu tahayyül ile meselâ “sopa” formunun “dayak” anlamına geldiğini geçmiş yaşantılarında öğrenmiş olan bir köpek veya bir çocuk, elinde sopa tutan birini gördüğünde dayak yiyeceği düşüncesine (vehmine) kapılır. Ancak bu tahayyülün vehmin idraki seviyesinde kaldığı ortadadır. Tahayyül ile duyu ve hayal formları maddeden soyutlanmış olsa da maddî gerçekliğinden (alâik, levâhik) tam anlamıyla soyutlanamaz. Dolayısıyla tahayyül seviyesinde soyutlama, soyut ve küllî kavramlara ulaşma anlamına gelmez. Tefekkür anlamıyla düşünme ise aklın müfekkire melekesini kullanması ile gerçekleşir. Müfekkire, aklın yönetiminde hayal gücünden aldığı duyu formlarını çeşitli kategoriler çerçevesinde soyutlamaya yönelir. Müfekkirenin işleyişi ve faal aklın aydınlatmasıyla (feyz) akıl tikel formlardan tümel kavramlara ulaşır. Bu anlamda düşünme soyutlama çabasıdır. Bu soyutlama çabasıyla nesnelerdeki “bilkuvve ma‘kūl” denilen bilinebilir aklî gerçeklikler akıl tarafından fiil halinde bilinmiş olur. Soyut ve küllî kavramlar tefekkürün cüz’îlerden çıkardığı kavramlar değildir. Onlar faal akıldan gelir. Ancak insan aklının faal akıl ile ittisâli sonucu tikel nesnelerden bağımsız olan ve “bilfiil ma‘kūl” denilen soyut metafizik gerçeklikler düşünmeye, ayrıca soyutlamaya gerek olmadan bilinirler.
Buna göre düşünme olayında vehim tahayyül, akıl ise tefekkür eder. Ancak vehmin tahayyüle dayalı bu cüz’î idrakleri hiçbir zaman kesinlik ifade etmez, akıl onların doğru veya yanlış olduğuna hükmedebilir. Çünkü vehim sadece cüz’î duyu formları arasında mütehayyilenin tafsil ve terkip işlemine dayalı bir irtibat kurar. Dolayısıyla vehim duyu ötesi soyut formları, metafizik kavramları kabule yabancı bir yapıdadır. Oysa aklın tefekkürü tabiatı gereği gerçek bir soyutlama çabasıdır; küllî ve soyut kavramlara, evrensel ve metafizik gerçekliklere bir yöneliştir. Bu çaba ve yönelişin bilmeyle sonuçlanması ise bilinenden bilinmeyeni çıkarmayı mümkün kılan “orta terim”i (el-haddü’l-evsat) bulmakla olur. Bu açıdan bakıldığında düşünme, bilinenle bilinmeyenin arasını irtibatlandıracak orta terimi aramak, araştırmaktır. Yoğun düşünme ve araştırma sonucu zihinde oluşan problematik, aklı faal akıldan gelen aydınlanmayı almaya veya başka bir deyişle orta terimin keşfine hazır hale getirir. Aydınlanma gerçekleştiğinde orta terim bulunmuş ve sonuçta bilgiye ulaşılmış olur. Şu halde düşünme, bilgiye götüren yolda gerekli olan fakat kendi başına yeterli olmayan bir şarttır (İbn Sînâ, s. 45, 48, 166-167, 183, 185, 214, 221-222, 234-235).
Özellikle faal akıl öğretisiyle ilgili bazı önemli ayrıntılarda Fârâbî-İbn Sînâ çizgisini eleştirse de genelde onların psikolojik modelini benimsemiş olan İbn Rüşd, daha ziyade felsefî düşünce tarzının meşruiyeti meselesine yönelmiş, Gazzâlî’nin tenkitleriyle itibar kaybına uğrayan felsefî düşünceyi şeriat nezdinde meşrû hatta vâcip göstermeye çalışmıştır. Bu konuya ayırdığı Faṣlü’l-maḳāl adlı ünlü eserinde, felsefe ve mantık disiplinleri konusunda nazarî araştırmalar yapmanın şeriat açısından mubah mı, yasak mı, emredilmiş mi olduğunu; eğer emredilmişse bu emrin mendûbiyet mi yoksa vücûb mu ifade ettiğini ortaya koymak istemiştir. Filozofa göre şeriat, “Düşünüp ibret alın, ey basiret sahipleri!” (el-Haşr 59/2) meâlindeki âyetle aklî -veya hem aklî hem şer‘î- kıyasa başvurmayı vâcip kılmıştır. Nazar, re’y, tefekkür terimlerinin geçtiği âyetleri de aklî ve nazarî araştırmalara teşvik sadedinde zikreden İbn Rüşd, Haşr sûresinin 2. âyetindeki “i‘tibâr” fiilini aklî (felsefî) kıyasa başvurma olarak yorumlar (Faṣlü’l-maḳāl, s. 27-30). İbn Rüşd, mantığın kesin sonuçlarına dayalı düşünme anlamındaki felsefî araştırma metoduyla varılan sonuçların gerçeğin ifadesi olduğunu, şeriat da gerçek olduğuna göre bu ikisinin ilke olarak çatışmayacağını vurgulayarak yalnızca felsefî düşünme tarzının şer‘an vâcip olduğunu ileri sürmekle kalmaz, sonuçlarının da şeriata uygun olduğunu ileri sürer (a.g.e., s. 33-35).
Kelâm ve felsefedeki teorik araştırmadan ziyade derunî müşâhedeye ağırlık veren tasavvuf tedebbür, teemmül, tefekkür ve i‘tibâr gibi terimlerle ifade edilen düşünme tarzlarını ruhî arınmanın bir yolu olarak görür. İnsanın kendi hali ve âkıbeti üzerinde düşünmesi, ayrıca Kur’an okuyarak onun derin anlamları üzerinde tefekküre dalma (tedebbür), dış dünyanın etkilerinden olabildiğince soyutlanarak ilâhî ve ezelî hakikatler üzerine yoğun biçimde düşünme (teemmül), eşyanın mahiyet, hakikat ve yaratılış hikmeti üzerinde kalbin nuruyla muhakemede bulunma, yahut Allah’ın nimetleri üzerinde düşünme (tefekkür), dünyanın ve içindekilerinin geçici ve aldatıcı olduğu bilincini besleyen ibret verici düşünme (i‘tibâr) gibi fikrî yönelişleriyle tasavvuf, kendine özgü mânevî eğitim yolları çerçevesinde entelektüel faaliyete şekil verir (Hifnî, s. 46; Uludağ, s. 264, 475-476).
Özellikle İbnü’l-Arabî’nin kurduğu, mârifete dayalı tasavvufî gelenekte nesnel gerçekliği gözleme (müşâhede), nesnelerin gerçeğini görme (rü’yet), bunların ardındaki gerçeği bulma (keşf), bu entelektüel (aklî veya kalbî) faaliyetin mârifete ulaşma yolundaki aşamalarını oluşturur. İbnü’l-Arabî’ye göre müşâhede belli bir bilgi veya itikad ışığındaki gözlemdir. Bu sebeple daha önceden sahip olunan kanaat ve itikada göre sonuçları kabul de inkâr da mümkündür. Halbuki rü’yet, gözlenen şey hakkında herhangi bir kanaat veya itikadın söz konusu olmadığı durumlarla ilgilidir. Dolayısıyla gözlenen gerçek inkâr olunamaz. Ancak müşâhede keşiften farklıdır. Çünkü ilki nesnel boyutta kalırken ikincisi onun ardındaki anlam ve sırları ortaya çıkarır. Bir entelektüel faaliyet olarak müşâhede bilgiye götüren yol, mükâşefe ise bu yolun sonudur (Suâd el-Hakîm, s. 662-664).
Söz konusu müşâhede ve keşif mantığının entelektüel tavırları, İbnü’l-Arabî ekolüne mensup Kâşânî tarafından tasavvufta akıl ile kalp arasındaki farkı belirtecek şekilde akıl, kalp gözü (ayn) ve hem akıl hem kalp gözü ile gerçekleşmesi bakımından belli bir tasnife tâbi tutulmuştur. Aklî tavrın tefekküre dayalı müşâhedesinde yaratılmışlar (halk) apaçık görünür, yaratan (Hak) gizli kalır. Bu tavırda gerçek veya Allah, nesnelerin görünen sûretlerine ayna olduğu için sûretler görünür, ayna görünmez. Kalp gözüyle müşâhedede ise yaratılmışlar yaratıcı gerçeğe ayna olurlar. Gerçek görünür, nesneler görünmez. Nihayet hem akıl hem kalp gözü ile müşâhedede yaratılmış nesnelerle gerçek birbirini perdelemez. Aynı varlık bir açıdan halk, öbür açıdan Hak olarak gözlenir (Kâşânî, s. 162-163).
Kâşânî’nin bu tasnifindeki aklî müşâhede, tasavvuf yolunun başlangıcındaki tefekkür ve i‘tibâra dayalı nazarî hazırlıktır. Yolun ortasında kalp gözü açılan sâlik Allah’tan başkasını müşâhede etmez olur. Çokluk dünyasındaki nesne ve hadiseler düşünme konusu olmaktan çıkar; müşâhede kalbi tek olan Allah ile tamamen meşgul etmektedir. Mârifet yolunun sonunda ise ârif her şeyle Allah’ı, Allah ile de her şeyi müşâhede etmeye başlar. Allah’ın hem zâhir hem bâtın, hem evvel hem âhir oluşunun bilincine böylece varılır (Hifnî, s. 244). Bu son aşamada akıl ve kalp gözü, birbirinin düşünme ve görme fonksiyonunu perdelemeyecek tarzda bütünleşmiştir. Bu açıdan tasavvuf entelektüel faaliyeti nazarî incelemeden ibaret görmez; ancak onu gereksiz de saymaz; nazarî araştırma tasavvufî müşâhedenin bir boyutudur. Fakat tasavvuf aklı sadece istidlâlî (discursive) bir düşünme melekesinden ibaret sayar ve mükâşefenin yani metafizik ilkelere nüfuz etmenin gerçek imkânını “kalp gözü” kavramıyla temellendirir.
Kendinle yarış yanlışlarından arınmaya nefsini terbiye etmeye insanı kamil mümin kul olmaya bak başkasının ancak doğrularını al.Hakkın olmayan maddi manevi hiçbirşeyi alma meşru hakkınıda aptalca zalimlere kaptırma.
Sabah markette alışveriş yaparken portakal almaya gittiğimde biri 1.99 TL, diğeri 3.99 TL olan iki farklı cins portakal gördüm. Biraz daha kaliteli olduğu için 3.99 olana gittim. Yanımda benimle birlikte aynı portakaldan alan bir adam daha vardı.
Ben bir şey demeden "İçine ettiler memleketin" diye laf attı, cevap vermedim.
"Tarımı bitirdiler, şu fiyatlara bak." dedi, yine cevap vermedim.
"Marketler de şerefsiz, belediye satış yapmaya başlayınca hemen fiyatları düşürdüler" dedi, tebessüm ettim sadece.
Sonra birlikte kasaya doğru ilerledik. Kasadaki hanım, portakalı tartarken 1.99'luk olandan mı yoksa 3.99'luk olandan mı aldığını sordu. Adam pahalı olandan almasına rağmen 1.99 olandan aldım dedi.
Belki yanlışlıkla söylemiştir diye bekledim ama düzeltmedi. Beyefendi yanlış hatırlıyor herhalde, 3.99 olandan aldı, dedim. Kıpkırmızı oldu.
Aldığı alacağı 2 kilo portakalda yapacağı sahtekarlıkla edeceği en fazla 4 lirayı kâr saydı zavallı. Belki de ne zorluklarla kazandığı paraya, kim bilir kaç kere böyle ufak ufak haramlar kattı.
Daha sonra otobüse bindim, adamın biri akbil bastı, yetersiz bakiye ikazı verdi. Hiçbir şey demeden cüzdanından 5 lira çıkardı, şöföre verdi. O da hiçbir şey demeden para üstünü verdi. Şöförün kendi akbilini çıkarıp basmasını bekledim, yapmadı.
Belki unutmuştur diye 2-3 dakika sonra hatırlatmak için "Akbil basmadınız" dedim. Şaşkın şaşkın yüzüme bakıp:
“Niye?” dedi.
"Otobüs ücreti aldınız az önce" dedim,
"Eee?" dedi.
"Onun içinde belediyenin alması gereken pay da var" dedim,
"Akşama kadar direksiyon sallıyorum ben burda, bir de senle uğraşmayayım. Git işine" dedi.
Birkaç kuruşluk paraya, milyonlarca kişinin hakkına girme pahasına tamah etti zavallı. Akşama kadar İstanbul trafiğinde debelenerek kazandığı paraya, kim bilir kaç kere böyle ufak ufak haramlar kattı.
Hakka girmek illa maddi bir şeyi çalmakla olmuyor.
Metrodayım, yanımda ayakta duran hanımın hemen önündeki koltuk boşaldı. Kadın oturmak için yere koyduğu poşetleri alırken 2-3 metre ötedeki bir adam fırladı ve koltuğa oturdu. Kadıncağız elinde poşetle kalakaldı.
Dayanamayıp "Hanımefendi oturacaktı oraya" diye müdahale ettim.
-"E oturmadı" dedi.
-"Fırsat vermedinizki" deyince kadın uzatmamak için
-"Tamam oturmayacağım, mühim değil" dedi.
Belki de 10 dakika sonra kalkacağı koltuğa, sırf facebooktaki komik videoları daha rahat seyretmek için tamah etti zavallı.
Bu hadiseleri gördükçe sebze meyve fiyatlarını manipüle eden komisyoncuları, stokçuları; 5 katlık ruhsat alıp 8 kat bina yapan müteahhiti; binanın kolonları kesildiği halde avantasını aldığı için göz yuman belediye denetçisini garipsemiyorum.
Herkes kendi imkânınca bir şeylere tamah ediyor. Herkes imkânı elverdiğince zavallı…
Tepeden tırnağa her kademede, dünyalık şeylere tamah eden bir yozlaşma var. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyevi menfaat odaklı bir anlayış hakim.
Halbuki öleceğiz be abi. Belki 1 dakika sonra belki de en fazla 40 sene sonra bu dünyada olmayacağız ve insanı bu dünyada da, ahirette de zavallı konumuna düşüren şeylerin hiçbirini yanımızda götüremeyeceğiz.
Bazen herkesin şikâyet ettiği meselelere, büyük büyük çözüm teklifleri, acil faaliyet planları yapıldığını görüyorum. Bazısı çok mantıklı geliyor. Ama ölümü unuttuktan sonra hepsi pansuman nispetinde. Çünkü hiç ölmeyecek gibi dünyalık şeylere tamah eden toplum, en mükemmel düzenlemeler yapılsa dahi bir açık bulur. Yani “Haramı helâlleştirdim diyerek helâl olmaz”.
“TUZ KOKARSA“ kokuşmaya mani olmak zor.
Bu kontroldeki insanlar işsiz mi? Açıkta mı kalmış? Maaşı olan ama AHLAKSIZ ŞEREF Fukarası BİR MAHLUK.
Bir firmada üst düzey yetkili olarak çalıştım.
Mesai başlarken giriş saati yazıyorlar ve işe başlamak için hazırlanmaya çıkıyorlar ve 30-40 dakika sonra işinin başına geçiyorlar.
Mesai bitimine bir saat kala 30-40 dakika önce işinin başından ayrılıyor ve çıkış için giyinmeye gidiyor. İşini terk ediyor, tam çıkacağı saati çıkış saati olarak yazıyor. Günlük 1-1,5 saat çalışmıyor, ara kaçamakları saymıyorum.
1 saat, 1,5 saat x 26 gün = 26 saat 3 gün 2 saat, 39 saat olursa 5 gün sadece giriş çıkış saatlerine uymadığı için çalışmayanlar var.
Haram nedir? Biliyor musunuz?
1.000 LT lik suya karıştırdığınız 5 damla idrardır. Bu su içilir mi? İçilmezzz diyorsunuz. Abdest alınır mı? Alınmaz diyorsunuz. İçilir öldürmez iştahla olmaz. Ama abdest alınmaz.
İşte bütün kazançlarımıza 5'er damla idrar karıştırarak yaşamaya devam ediyoruz.Biraz DÜŞÜNELİM derim… ….Alıntı
Evet acıklı Türkiye manzaraları sadece bu boyuttamı fuhşiyat AKP döneminde Cumhuriyet tarihinin en astronomik seviyelerine ulaştı %de 794 ler seviyesinde çoğu Ahlaksızlığından bazılarıda açlığından o yolu seçmiş. Kısacası Ahlaki seciyelerin bozulması bugünün yapılanmasının her türlü haramın kanunlarla korunmasının ,medyatik tahribatın ve eğitimde hiçbir Ahlaki Adil Vicdani bir kişilik kazanmıyan milletin bozuk tablosu laik kapitalist düzen sosyal Adaletteki uçurum helalin haramın hesap edilmeyişi başlıca tetikleyen sebepler sözde Müslüman ülke kurani gerçekler ayaklar altında bu Dünyayıda ahretide kaybettik insanlığımızı kaybettik sarayında mutlumusun Tayip başkan sen Dünya müslümanısın lokomototifi karga
olanın burnu pislikten kurtulamaz 19 yılda cehennemin kenarındayız lokomotifiniz Kuran ve sünnet olsunki yaptığınız doğru işler rayına otursun ebedileşsin Ey Hükümetin başındakiler efelik nereye kadar kaliteli şuurlu doğru bilgilerle milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan bir şüra ile iştişare etmeden önemli işlerde karar vermeyin yoksa bugünün toplumuyla bu insanlarlamı bu devleti Dünyanın ilk onuna sokmanın hülyasını kuruyorsunuz .
Ya Rabbi Ey Adili Mutlak Rahman ve Rahim olan ey Din gününün sahibi ALLAH(cc)ım bana Din hırsızlığı yaptırma.Din hırsızlığı kul Hakkı yemek yapısında olan kemalizminde nurculuğunda tarikatçılığında siyasi partilerinde medyatik maymunlarında insi cinni şeytanlarında ve onların biçtiği fiatında şerrinden beni ailemi ehli imanı ehli namusu masum mazlumu her güzelliği koru.Bizleri razı olduğun kuran ve sünnet dairesinde liyakatlı müminler kıl.
Şeytani Cinler ve insan bozmaları insanlardan ancak şu hallerde hoşlanır. Aşırı öfke, aşırı korku, nefsin aşırı isteklerine düşkünlüğü ve aşırı gaflet Dünya muhabbeti Ahlaksızlık.zülüm küfür,şirk ,haramlara dalmak,ifrata tefrite girmek dengesizlik.kötülerle kötü Ahlaklılarla hayatı paylaşmak.
Ben evlenemem sorumluluk alamam.Bu Dünya zalimlerin vicdansızların Aklaksızların Adaletsizlerin hırsız namussuzların edepsizlerin Dünyası,insi cinni şeytanların hür olduğu ,masum mazlumun güzelliklerin yandığı Dünya Bu kadersiz aciz günahkar kulun güzellikleri sevmişse cennette ister,layık kıl Hevamıza,nefsimize,benliğimize insi cinni şeytanlara yedirme sahip çık Ey Rahmeti gazabını geçmiş iyilere iyiliğe koşanlara müminlere şefkatli Rab.
Bu zamanda Peygamberimiz(asm) gelse ve gerçek islamı anlatsa onuda İslam düşmanı ilan edecek nice sahte Müslüman en doğrusu kendini görüyor.
Tayyip Erdoğan ,Atatürk,İnönü,sait nursi şarlatan şeyhler Akıllı Adil aktörler değil. Zeki helal haram hesap etmeyen kul hakkı yiyen insanlardır,cinlerin ve nefislerinin egolarının uşağı,övülmeyi seven eleştiri kaldırmayan insanlardır.
Şirk ,küfür,zülüm ehliyle haramzadelerle kafir münafık şeytanlarla sınırlı olamaz bir masum mazlumun bir güzelliğin hayatı Ey Müslüman haramlardan uzak ol,çokça tövbe et sen Hakim ol İslam Hakim olsun ALLAH(cc)ın razasına yapış kuranm ve sünnetin nurlu iklimine gir,hür bir kul ol..
Pozitif benlik mümin kişinin benliğidir iyilerle paylaşmasını bilir,kötülere sed çeker,şirke,küfre,zülme haramlara karşı savaşır.
Bu memlekette Dinini yalnızca ALLAH(cc)a has kılmış.Hak yolun yolcusu hakiki mümin kullar var olduğu sürece bu Vatan düşmeyecek inşallah.
Üstündeki maddi manevi nimetlere hayatında her zaman şükredenler cennete ilk girecekler olacağını söylüyor Peygamberimiz(asm)
Mübariz Ağakerim oğlu İbrahimov (7 Şubat 1988; Bilesuvar - 18 Haziran 2010; Terter), Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin askeri, 2010 yılında Azerbaycan'da yılın adamı ve Azerbaycan ulusal kahramanı.
Hayatı ve kariyeri
İbrahimov, 7 Şubat 1988'de Aliabad'ta doğdu. 1994 yılında Aliabad köyü Şehit M. Piriyev İlkokulu'nda başlayıp 2005 yılında lise öğretimini tamamladı.
Aynı sene askerî görevini yapmak üzere hizmete alındı. Askerî hizmetini, Azerbaycan İçişleri Bakanlığına bağlı Özel Kuvvetler Birliğinde sürdürdü. 2007 yılında askerî hizmetini Çavuş rütbesiyle tamamladı. Bir müddet sivil işlerde çalıştıktan sonra 2009 yılının Ağustos ayında Astsubay Çavuş oldu. Terter kazasının askerî birliklerinden birinde hizmet etmiştir
19 Haziran 2010 tarihinde gece saat 23.30 civarında Mübariz İbrahimov, kimseye haber vermeden, sadece "Şehit olursam üzülmeyin. Vatan sağ olsun." diye bir mektup bırakarak tek başına 1 km mayın döşeli sınırı aşarak, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri'nin bulunduğu karakola baskın düzenledi. 45 Ermeni asker ve subayını öldürdü. Ermeni destek kuvvetleri ile 5 saat, Ermeni silah ve mühimmatını kullanarak çarpıştı ve sabaha karşı öldü.
Millî kahraman[
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri'nin Astsubay Çavuşu Mübariz Ağakerim oğlu İbrahimov'a "Azerbaycan'ın Millî Kahramanı" unvanının (ölümünden sonra) verilmesi hakkında kararını onadı. Çatışmada ölen askere bu unvan Azerbaycan Cumhuriyeti'nin erkinliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasında gösterdiği üstün hizmet ve reşadet sebebiyle verildi. Azerbaycan Cumhurbaşkanının diğer kararında Millî Kahraman Mübariz Ağakerim oğlu İbrahimov'un hatırasını ebedileştirmek amacıyla aşağıdaki çalışmalar yapılacaktır:
1. Azerbaycan Bakanlar Kabinesi Bilesuvar Rayonu'nun okullarından birine Mübariz İbrahimov'un adının verilmesini temin etsin.
2. Bilesuvar Rayon İcra Hakimiyyeti Bilesuvar Rayonu'nda sokaklardan birine Mübariz İbrahimovun adının verilmesini temin etsin.
Evet içinde Vatan aşkı,iman taşıyan bir yiğit kahraman gözünü kırpmadan şehadeti tadanların başta gelenleri.Rabbim bizdede cihad şuurunu yeşertsin.
Bir kimse namaz kılmadığı halde,farz olan ibadetleri ihmal ettiği halde haramlara daldığı halde işleri iyi gidiyorsa,Aile hayatı iyi gidiyorsa dükkanında müşteriler bol ise;Kork ALLAH(cc) seni sevmediği için veriyor sevdiği için değil.Sen hem ALLAH(cc)a isyan edeceksin,hem ALLAH(cc)a karşı geleceksin hep işlerin rast gidecek sen tuzağa düşmüşsün .Çünkü ALLAH(cc)ın firavuna çok vermesi ondan razı olduğunu göstermiyor.Karun Kuarana mesele olmuş ayet var ayet.40tane deve hazinelerinin yalnız anahtarlarını taşıyor.Ne dedi ben bunları kendi ilmimle kazandım zekatını vermedi.Firavun ALLAH(cc)a karşı geldi bir kere bile hasta olmadı burnu kanamadı işte tuzağa düştü nefsine şeytana köle oldu.ALLAH(cc) sevmediği kulunada çokça verir onun için verdiğinin bir kısmını bizden zekatla,öşürle sadakayla islama hibe etmekle alacakki kulun bir kıymeti olsun Dünya muhabbetini mal para sevdasını kalbine gönlüne sokma,işlerinde yaşantında ALLAH(cc) ın rızasını ara ,infak et fakiri gör duasını al.Belki malının hepsini elinden alır yangınla,selle,depremle o hallerde sabredip hala şükür ehli olup isyan etmeden Rabbine tevekkül teslimiyet gösterebiliyormusun işte o zaman ALLAH(cc)ın razı olduğu kul olmayı başardın şükret Ebedi saadete koş.İmanınıza,bayrağınıza,devletinize sımsıkı sarılın.Aliya İzzetbegoviç masum mazlumu güzellikleri islamdan koparanlara ebedi lanet melun şeytanada şeytanın kuklası zalim insan ve cinlerede lanetler olsun. İnsanı yaşatki Devlet yaşasın.O insanların pozitif ilmini mesleğini yaşatki fütühat kapıları açılsın.Sahabi ölürken bile islamı aziz kıl Hakim kıl Allah cc ım derdi. Cumhuriyet tarihinde insanlar nefisler Dünyevi çok şey ilahlaştırıldı köle olduk.insan parasını kaybettiğinde değil Aklını,sağlığını ve sevdilerini kaybettiğinde fakirleşir.
ALLAH (cc) Aklını çalıştıranın kendine ve ALLAH(cc)a güvenen Dürüst güzel Ahlaklı,helal,namuslu,imanlıkulun yolunu açıyor kuruntuları içinde boğulanı işini bilmeyeni fikri bozuk kendi bozuk helal haram hesap etmeyen fesad kulunu,karını zararını görmeyenide kendi haline bırakıyor ,belki öylesinden intikamınıda gün geliyor alıyor.Kimse Akılsızlığının vicdansızlığının faturasını Allah cc a biçmesin. ALLAH (cc) herkesi gerçek fiatıyle tescil etti ezelde .O ise insanın kalbindeki gerçek kişiliğidir ömür boyu müslüman geçinip imansız ölende var ömür boyu ibadetten uzak olup imanla ölende özünü tanı menfi kaderin esiri olma çokça tövbe et hayra koş rızai ilahiyi kazanmak için gayretin olsun. Küçük düşürücü sözlerle hakaretleşmeyin.Haklı bir davanın insanı iseniz haksız duruma düşersiniz kimse değerli sözlerinize bakmaz insan ne kadar suçlu olsada kendince beyaz duvar gibidir kir kaldırmaz.kel ilaç bulsa başına sürermiş insanları ve cinleri çare bilme cehennemden kurtulmak için gayretin olsun her anını ganimet bil doğru işlerde sebat et ümitle iyi bir geleceğe inşallah. Canı cehenneme ne hali varsa görsün değil her koyun kendi bacağından asılır değil ceza kesmek haddimize düşmez vazifemizde değil düşene tekme vurmak değil elinden tutmak insani Ahlaki ve vicdani olan.
Sabır Adaletli olana ALLAH(cc)tan gelene yapılır zalimin zülmüne susulmaz.
Şirkin içindeki cinni insi sahte kahramanlar kula kulluğun birinci adresi işleri güçleri Din hırsızlığı ve zülüm endeksli Hak Hukuk onların egosuyla ölçülüyor haliyle o gibiler kurani manaya savaş açmış ve insan kıyımını meşrulaştırıyor.İmanınıza,bayrağınıza,devletinize sımsıkı sarılın.Aliya İzzetbegoviç masum mazlumu güzellikleri islamdan koparanlara ebedi lanet melun şeytanada şeytanın kuklası zalim insan ve cinlerede lanetler olsun.
İnsanı yaşatki Devlet yaşasın.O insanların pozitif ilmini mesleğini yaşatki fütühat kapıları açılsın.Sahabi ölürken bile islamı aziz kıl Hakim kıl Allah cc ım derdi. Cumhuriyet tarihinde insanlar ilahlaştırıldı köle olduk.AKP iktidarında 19 sene sonra şunu anladımki istediğin kadar milli tank,tüfek,helikopter,uçak gemisi,helikopter, iha,siha ne üretirsen üret; Milli vatanını islamı seven güzel Ahlaklı helal namuslu imanlı sevgi dolu dürüst vicdanlı Adaletli merhametli insanlar üretmediğin sürece Ahlak seviyesi hergün düşen bu milletin içindeki onca hain 2 kg soğana patatese satar bu ülkeyi. Nasılki camiler Allah cc ın evi ise içinde ibadet yapılan kuran okunan hayırlı iş yapılan her evde Allah cc ın evidir.İçinde kuran okunan ev cennet bahçelerinden bir bahçedir.H.Şerif.Kula kulluğu insanlara cinni pislikler ders verdi şeyhleri üstadları Atetürkleri kullandılar onlarda bozuk felsefelerle insanlığı Allah cc tan kopardılar kendileri için cinler için insan bozmaları için ibadet yapan kurani gerçeklerden uzak bir İslam Dünyası yarattılar insanlık kul köle şeytanın malı firavun deccal sefil yaratıklar onlar için Hakikatı kuran bazlı anlatanlar onlar için en büyük fitne cinler şeytanlar istediği gibi kullanıyor her birini onlarda ilhami ilahi diye satıyorlar. Dünya yaşasın diye zalimler kafirler münafıklar rahat olsun diye tarih boyu insanlığı kullandılar ,zehirlediler şeytanıda emekliye ayırdılar.insanlarda gafleti dalaleti,hıyaneti yol zannettiler uyku derin lütfen kurani gerçeklerle tanışın müslümansanız,hala insani seciyeleriniz ölmemişse.Çünkü bugünkü tablonun sonu cehenneme gidiyor en azından ebedi kölelik şahsiyetsizlik.Ben olmazsam tüm işler batar diyenlerin hepsi mezarlıkta kendi dertlerine düşmüş.Ey insan ölmeden uyan ölüm her an ensende Ahiret hayatı ebedi yurdun orası için ne yaptın. Mevlanada ne güzel söylemiş Her türlü işlerde çok ahesteyim kabir beni bekliyorken Dünyevi hevesteyim kurtar beni ya Rabbi belkide son nefesteyim.Evet ölüm an meselesi uyan artık ey nefsim imansız ölüp cehennemi boylamakta var Allah cc korusun inşallah.Dışkı çıkaran makineleriz hayatımızın bir artısı olmadıkça hayvan kadarda olamayız.Güzel Ahlaklı,helal,namuslu,Adaletli,vicdanlı, merhametli,dürüst,iyilere sevgi dolu Vatanına kudsi değerlerine kurana sünnete sahip çıkmadıkça neyiz biz bu hayat amaçsızmı .ALLAH (cc)var gam yok oh ne güzel ancak Adam gibi adam ol vicdanlı Ahlaklı olda gam olmasın.
Mahatma Gandi
“Londra'da hukuk okurken Peters soyadlı, kötü niyetli ve kibirli bir hocası vardı.
Gandhi onunla her karşılaştığında hiç boyun eğmedi, hep dik durdu ona yanıt verirken.
Bir gün Peters üniversite kantininde bir şeyler atıştırırken Gandi tepsisini alıp yanına oturdu.
Hocası kibirli bir ifadeyle şöyle dedi:
- Gandi, anlamıyor musun?
Hiçbir zaman bir domuz ve bir kuş yan yana oturamaz.
Gandi:
-Sakin olun hocam, ben uçuyorum öyleyse!
deyip bir başka masaya geçti.
Profesör Peters öğrencisinin kendisini domuz yerine koymasına çok içerledi.
Bunun acısını çıkarmak amacıyla yapacağı sınavda ona bir ders vermek istedi
ama Gandi soruların hepsini doğru cevapladı.
Sıra can alıcı soruya gelmişti.
-Gandi, yolda yürürken iki çanta görüyorsun, biri akıl diğeri para dolu. Hangisini alırdın?
Gandi hiç tereddüt etmeden şu yanıtı verdi:
-Para olanı hocam!
-Ben, senin yerinde olsam diğerini alırdım. Sence de öyle olması gerekmez mi?
dedi hocası.
Gandi'nin yanıtı şu oldu:
-Herkes ihtiyacı olanı alır!
Profesör öyle kızmıştı ki sınav kağıdına ‘APTAL’ yazıp Gandi' ye kağıdı uzattı.
Gandi bir yere oturup birkaç dakika düşündükten sonra profesöre dönüp şunları söyledi:
-Kağıda imzanızı atmışsınız ama bana bir not vermemişsiniz!
Eğer birinin seni incitmesine,
kırmasına izin verirsen incinir ve kırılırsın!
Eğer izin vermezsen
kötülük çıktığı yere geri döner!..”Alıntıdır
Şu hayatta en büyük israf Hak etmeyen insanlara değer vermek münafıka kafire şeytana ve yandaşlarına kendini feda etmek.Sevmek mesele değilde zaten zalimleri sevip birde güvenmek zor be azizim her halde aptallığın zirvesi.Sır versen anlatıyorlar,dert dersen kullanıyorlar,düştüğün zaman tanımıyorlar bir acaip haldeyiz vesselam.Çünkü insanların çoğu bencil ve nefsani haramzade şeytanın güdümünde. Dost zannediyorsun kuyunu kazıyorlar belki bu derece zalimlerle iç içe olmak ferasetsizlik nefsimizi kontröl altında tutamayışımızın Dünyevi tokadı.
İyileri dost edinmektir ferasetli mümin kula yakışan yoksa münafık,fasık,kafir şeytani ruhların hamallığı değil.Hiçbir yara kapanmıyor aslında belki zamanla kabulleniyorsun,onlarla yaşamaya mecbur kalıyorsun.Belki kırılan kristaller paramparça olmuş bir daha eski haline gelmesi mümkün değil.Yinede sen mümin bir delikten iki kez ısırılmaz ölçüsünü düstür edin unut zülmedenide Aklına getirme hiç Dünyandada barındırma.Bazan boğulmak için suya ihtiyacın yoktur,kendi düşünceleriniz yaşadığınız olumsuzlukları unutamamak yeter.İnsan istemediği şeyin bahanesini istediği şeyin ise çaresini bulur.Arıyan Mevlasınıda belasınıda bulurmuş.Beni sakın unutma canını yaktığın insanım ben ,istediğin günü istediğin insanla kutla,hesap günü beraberiz unutma.Sizi güzel sevecek insanları yaktınız,tükettiniz,bitirdiniz mutluluğun zerresini çok gördünüz siz nefsani bir sarhoşluğunuza sattınız onca güzellikleri belki güzel değerleri şimdi sevecek insan arıyorsunuz,bekleyin bulursunuz.Sizi kaybetmek gibi bir derdi olmayan insanları kazanmak için daha ne kadar bedel ödeyecek belki helaketler yaşıyacaksınız.Dilini yalan ruhunu hased fesad bürümüş ne insanlar gördüm bütün çirkefliklerine vicdansızlıklarına hırsızlık namussuzluklarına rağmen hala pişkindiler ve insan muamelesi görüyorlardı.Dilleri uzadıkça yılandan beter nice gönüller yıkan yalanlar gördüm.Sözünde güven olmayanın kalbinde yüreğinde sevgi olmaz helal yaşamıyan kalbi fesad insanla yola çıkılmaz.Bazı insanlar öyle çok sabrımızla oynuyorlarki,ateşle oynar gibi ,bilmiyorlarki ateş kor için için yanıyor.Buraya yazıyorum,benden söylemesi.Ateş kor olunca önce hayatımla belki masum mazlum güzelliklerin hayatıyla kumar oynayan yanacak inşallah.Elinden geleni yaptıktan sonra baktın olmuyor,sonra iş ayaklara düşer sonra yürek üşür küser gider.Gel gidelim çocukluğum gel gidelim içimdeki güzel ve temiz duygular pozitif fikirler bu diyar bizde huzur bırakmadı.Acı deyip geçme bazı acıların güzel tarafları var dostu düşmanı tanırsın,kime güvenip kime niçin güvenmiyeceğini çok iyi anlarsın. Yanlışı savunup kalabalıkları arkama almaktansa,doğruyu savunur,yalnız kalırım,iç Dünyamda kendimle hesaplaşır vicdani olanı Adil ve Ahlaki olanı yaşarım.Bana iyilik yapmanızı özverinizi beklemiyorum,şerefsizlik ve kahpelik yapmayın nefsani şeytani olmayın vicdanınızla imanınızla Adil ve Ahlaki yargılayın yeter.
Kendin olmak için mümin kul olmak için nefse , kula kulluktan kurtulup yalnızca her güzel nimeti ihtiyacına sunan Allah cc a kul olmak için nefsini satın almak için kuran sünnete sahip çık cehennemden kurtul inşallah. Ya Adl Ya Rahman Ya Rahim Ya Gaffar Ya Settar Ya Hafiz Ya Samed Ya Hakem Ya Küddüs Ya Sabur Ya Erhamürrahimin birşey istemeye belki yüzümüz yok ama her halimi bilen sensin affet ya Rabbi mümin kul olmanın hakkını veremedik tövbelerimizi gafilde olsa ibadet ve hayırlarımızı kabul et meccanen affet rızana eren kullarına dost eyle affet ey kimsenin etkisinde kalmaksızın karar veren Din gününün tek sahibi merhameti gazabını geçmiş Rabbimiz. Tarih boyu insan ve cin bozmaları şeytani karakter namussuzlar haramzadeler şirk küfür ve zülüm ehli hased yalancı iftiracı hırsız fitne o kadar kirlettiki Dünyayı öyle çokça yağmurla temizlenmez.Sen doğru insan olduğuna inanıyorsan kapını temizle iç Dünyanda güzel Ahlaklı insan ol,vicdanlı,imanlı,Adaletli merhametli dosdoğru insan, kul hakkı yemeyen Hukukullahı Kurani ölçüleri çiğnemeyen mümin kul ol.Dünyanda Evinde Ahiretinde kişiliğinde cennete dönsün.
Ne olur bir özür diliyorum sarmaşık olalım,öpüşme zamanı kucaklaşma zamanı düşmanlarımızı mutlu etmeyin ,Siyonistleri mutlu etmeyin ,Amerikayı mutlu etmeyin,kahrolası AB yi mutlu etmeyin ,şeytani pislikleri mutlu etmeyin.Ve Müslümanları her fırsatta sırtından hançerliyen yanlış ve sapkın oluşumları hainleri münafıkları kafirleri şeytan ve avanelerini azgın nefis sahibi deccal karakterleri mutlu etmeyin.Resulüllah(asm) mutlu olsun Sahabesi mutlu olsun,Temiz geçmişimiz mutlu olsun şirkin,küfrün,zülmün haramların kirli coğrafyası şeytani ruhlar kahrolsun.İncitme yazıktır atanı diyen lizeler mutlu olsun .Birazda bu mutluluğu yudumlayalım vicdani huzuru iman İslam şuurunu içimizde yaşatalım.Biz bu kadar samimi iltifatlarla samimi organizasyonlarla kimsenin ekmeğinden yağ çalmamak,zalimlerin ekmeğine yağ sürmemek ,yeşil kubbenin altında Hz.Muhammedi(asm) mutlu etmek için,ehli beyti,sahabeyi mutlu etmek için,selahaddini Eyyübiyi şerefi ALLAH(cc)askerlerini ehli imanı ehli namusu masum mazlum güzellikleri mutlu etmek için,Bizim doğu Türkistanlı mağdurları mutlu etmek için ALLAH(cc)a ve Ahiret gününe inanan her güzelim kulu Filistinli yiğitleri mutlu etmek için bu milletin şereflilerini mutlu etmek için ,madur suriyenin ,ırakın,mısırın İslam coğrafyasının tüm Dünyanın masum mazlum güzelliklerinin kurtuluşu için bir araya geliyor innemel müminune ihvetün sırrına ermek için samimi ihlas ile ALLAH(cc)ın ipine sımsıkı sarılıyoruz inşallah.Bu işin Bismillahıdır daha arkası gelecek inşallah ALLAH(cc) yardım etsin inşallah.Çok şey söyleyecek değilim bunu ALLAH(cc) biliyor Sizi ALLAH(cc) için seviyorum yetmezmi.Hanımıyla erkeğiyle bu kadar insansınız ,siz Türkiyeye değil Dünyaya yetersiniz ALLAH(cc) için ayağa kalkın her saniyenizin kıymetini bilin Kuran ve sünnetin derslerini iyi dinleyin masum mazlumu iyileri,güzellikleri ALLAH(cc) için sevin Aksa sesleniyor,Arakan sesleniyor mağdur uluslar sesleniyor,konuş yiğidim diyor,yaz yiğidim diyor,bir araya gel yiğidim diyor,yardım et yiğidim diyor ve omuz omuza gel bütün kötülüklere ve kötülere karşi savaşalım diyor .Beraber gazi beraber şehid olalım diyor, beraber Hz.Hamza (ra)ile Musab Bin Umeyr(ra)ile beraber,şehidi şüheda ile beraber cennete girelim diyor Hepinizi bu anlamda Dertli Muhammedin(asm) derdine ortak olma anlamında Dünyanın haramların şirkin,zülün küfrün karşısında cihada nefislerimizi temizlemeye doğru insan mümin kul olmaya Dünyevileşmekten kurtulmaya ilahi rızayı kazanmak çabasına cennete Cemalullaha mazhar olacak hakikatlere sarılmaya silkinmeye temizlenmeye hayatın gayesinin imtihan olduğunu idrak etmeye ayağa kaldırmaya davet ediyorum El fatiha .Biz senin ümmeti Muhammedi dert edişine şahidiz.Abdülmetin Balkanlıoğlu Tüm İslam şehidlerine islamı derdi bilen güzel Ahlaka ,kul hakkı yememeye,ilahi Hukuku Kurani Hukuku çiğnememeye gayretli samimi müminlere yüce ALLAH(cc) yar ve yardımcısı olsun inşallah günahlarımızdan arınacak doğru güzel fiiller nasip etsin .
Ne kadar zehirleselerde zehirlesinler ilahi Adalet benimle ve bana Rahmetle şefkatla yanaşıyor kurban olduğum ALLAH(cc) zayıf kaldığımıda görüyor niyetimide .Rüyamda Selahattin Demirtaşla boğuşuyorum ama bana sahip çıkan askerin mermisi tesirsiz ey Müslüman Türkün vatandaşı bu Vatan başta maneviyatta satılıyor gönlünde zalimlere hainlere kafirlere ve seni onlara layık gören din yobazlarına nefsine haramlara muhabbeti öldür doğru mümin kul ol.iyilerin gafleti tembelliği fasıkların hainlerin hakimiyetini arttırıyor. Onların ruhen hür olması senin vazifeni hakkıyle yapmadığının delilidir hala onların ruh ikliminde onları motive eden ve senin üzerine salan bir güç var o ise senin gafletinden nemalanan insi cinni şeytanlardır hainlere destek veren yobazlardır uyuma. Ne kadar pozitif fikirlerin insanı olsakta hainlik Aklımızın ucundan bile geçmesede içimizde cihad ruhunu yaşatmadığımız için gafletimize sessiz kaldığımız için belki zayıf kaldığımız için gerçek hainler zalimler nemalanıyor.Dahası Ahlakı bozulmuş bir milletle her türlü haramı kanunlarla koruyan bir Devlet yapısıyla Medyadaki tahribatlara Ahlaki erezyona sessiz kalmakla ,iyilerle kardeşliği öldürdüğümüz sürece eğitimde milli ve manevi değerlerimizi baş köşeye koyup lokomotif yapmadığımız sürece israf faiz ekonomisiyle,sosyal Adaleti uçuruma çevirmekle Ekonomide üretimi kaliteli bir seviyeye taşımadığımız sürece,Ahlaki,Adaletli,vicdanlı kurana sünnete sahip çıkanlar olmadığımız sürece ilahi Hukuku hiçe sayan ve hala kafir bir Anayasayla bu millete yön verdiğimiz sürece mecliste bile hainleri barındırdığımız sürece. Kendimizde başta idareciler olmak üzere Devlet olarak millet olarak lükse haramlara daldığımız sürece bu Vatan insi cinni şeytanların tarlası olmaya devam edecek.
ALLAH(cc)ın ancak gerçek müminleri bu Vatanın toprağı,suyu,havası bağrındaki iman meşalesi Dinini yalnızca ALLAH(cc)a has kılmanın mücadelesini veren ve güzel Ahlakı cihad ruhunu içinde yaşatan Adaletli vicdanlı kullarını sahiplendiğini görüyorum. Hala Ataputları,İnönüleri komünist liderleri sait nursileri,şarlatan şeyhleri siyasi liderleri, medyatik maymunları Dünyevileşmiş bir nefsi ,haramları kendine lokomotif yapanlarda bu Vatanı satanlardır. Eğer bu Vatanda Hür ve bağımsız her fitneden arınmış bir gelecek bekliyorsak millet olarak içimizdeki hainlerden haramlardan bozuk felsefeleri din diye satanlardan ve ilahlaştırılan cemaat ve siyasi liderlerden arınıp milli ve manevi değerlerimize saygılı bir ümmet şuuruyla innemel müminune ihvetün ancak müminler kardeştir inancıyla o şuurla hareket zaruridir iman kardeşliği şaibesizlerle iç içe bize artı katanlardır dostumuz içimizi yakanlar değil.Kuran ve sünnetin şuuruyla en yüksek muhabbeti ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) tevcih ederek hiziplerin tekelinden kula kulluktan kurtularak insi cinni şeytanlara şirke,küfre,zülme karşı dik durarak bu Vatanda Hür yaşamaya hakkımız var yoksa bugünkü haliyle zaten her cihette köleyiz bu yollar lider egosuyla değil değerli milli ve manevi değerlerimize kurana sünnete sahip çıkan bir şüra ile yönetilirse sahili selamete çıkar inşallah. Çünkü bazı horozlar varki sırf kendileri öttüğü için sabah olduğunu zannederler o sabahı o akşamı yöneten ilahi gücü unuturlar nefisperestlerin egosu öyle çalışıyor .Bu yolları aşmak için nefsine uymayacak haramlara dalmayacak ve hainlerin zalimlerin ikliminde yüzmeyecek kuvvetli iman sahibi iyilerle paylaşmasını bilen kötüleri içinde ikliminde hayatında barındırmayan sed çeken Ahlaki,Adaletli Vicdani duruşunu bozmayan kişilikli dengeli dürüst liderlere ihtiyaç var.
En küçük bir işin tersine gidiyorsa bir musibet yaşıyorsan başta nefsini sorgula çokça tövbe et yanlış ilişkilerini sonlandır insi cinni şeytanlardan Allah cc a sığın hayatını kuran ve sünnete göre tanzim et duada gafil olma. Unutma zamanın müslümanı üzerinde içinde nefsani ve şeytani bir baskı zaman zaman sana hakimiyet kurmaya çalışıyor teslim olmayacaksın kendini doğru iş dua zikre odaklayacaksın o küçülecek iflas edecek. Masum mazlumun güzelliklerin hayatından pozitif yönlerini koparıp kafirlere zalimlere münafıklara şeytanlara rant edinen ve güzelim insanların hayatını yakan ne kadar pislik var kahrolsun inşallah.Ruhuma içime sokulan nefsani şeytani her pislikten Allah cc a sığınırım masum mazlumu güzellikleri ehli imanı ehli namusu beni ailemi cümle insi cinni şeytanlardan arındır günahlarımdan günahlarındanda arındır ya Rabbi. Büyük oynama olmadığın kadar ötme,ayağını yorganına göre uzat sağlıkla geri dönemiyeceğin yola çikma yaptığın işin sonunu karını zararını gör öyle yap lüks yaşama kul hakkı yeme vicdanlı Ahlaki Adil ol.Ömrün kalbin gibi olsun dediklerinde amin diyebilmekti hayat Allah cc kalbimizi razı olduğu muhabbetle doldursun,insanın fiilleri kalbindekinin yansımasıdır.Fitneden şeytandan haramlardan arındır ya Rabbi.Siyonizim bir timsaha benzer üst çenesi Amerike alt çenesi Avrupa,beyni israil,gövdesi ise içimizdeki işbirlikçileridir.Prf.Necmeddin Erbakan.Erbakan hocamızın adını Necmettin diye yazıyorlar Necmettin incirin yıldızı demek velev kimliğindede Necmettin yazsada biz ehli iman onu cihad ruhunu içinde yaşatan ve Dinin yıldızı manasına gelen Necmeddin ismiyle hafızamıza kazıyoruz. Çünkü o çok evliya geçinen şeyh üstad ve hocadan ziyade cihad ruhunu içinde yaşatan ve Peygamberlerin(asm) varisi olmaya liyakatli sahabi misali mümindi.
ALLAH(cc)tan Tüm iyilikleri isteme duası ALLAH(cc)ım senden Dinde sebat etmemi istiyorum.Senden doğrulukta kararlı olmak istiyorum.Senden nimetlerine şükretmeyi en güzel biçimde yapmak istiyorum.Senden doğru söyleyen bir dil,sağlıklı ve sana teslim olan bir kalp istiyorum .Bildiklerinin şerrinden sana sığınıyorum.Bildiğin her hayırlı şeyi istiyorum.Bildiğin her günahım için bağışlamanı diliyorum.Sen gizli açık her şeyimi bilensin.
ŞUUR DERSLERİ-41
İSTİÂZE ve BESMELE
(Euzu- besmele)
Müminin öncelikle yapması gereken şey; şeytanın her türlü vesvese ve fitnesine düşmemek için Allah’a sığınmak, hayırlı olan işlerine de besmele ile başlamak olmalıdır. Çünkü “Eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasuluhu” Kelime-i Şehadeti dil ile söyleyip kalbi ile doğrulayan kişi Yüce Rabbimizle kulluk sözleşmesini yapmış olur.
Kulluk bilinci; her şeyi yoktan var eden, hayat veren, rızıklandıran, kâinat için kanunlar tanzim eden. İnsan hayatı, toplumsal sorumluluk ve dünyanın adil bir şekilde yönetilmesi için en mükemmel kuralları koyan, nimetler ikram eden, rızası gözetilen ve hükmüne boyun eğilen tek güç olarak Allah Teâlâ’yı kabul etmek ve O’na teslim olmak demektir.
Kulluk makamı insanoğlunun hayatta kavuşabileceği en üstün, en özellikli makam ve rütbedir.
Efendimiz (sav) miraca çıktığında ve Efendimizin (sav) birçok sıfat ve özelliği varken,
Rabbimiz ona “kul-unu” şeklinde bir ifadeyle hitap ettiğini Kur’an haber vermektedir. Bu mertebeye de ancak yaşamın tamamında Yüce Rabbimizin rızası gözetilecek niyet ve amel ile kavuşulabilir. Allah’a teslim olmuş Mümin bir kula, Rabbimiz şöyle hitap etmektedir: Nerede olursanız olun O (c.c) sizinle beraberdir.
Bu ilahi emrin muhatabı olan Mümin hayatının tamamında, meşgul olduğu iş ve sorumluluklarının her birinde Allah’ın rızasını gözetmekle mükelleftir. Bu duruş, iman eden kul için dünya ve ahiret nimetleri ve mutluluklarına ulaşabilme vesilesi olacaktır. Rabbimize karşı ihsan derecesinde kulluk yapabilmek, hesap gününde Rabbimize sunacağımız en önemli sorumluluğumuz olacaktır. Hadis kaynaklarımızda Cibril Hadisi olarak geçen Hadis-i Şerifte Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) İhsan kavramını bize şöyle tanımlamaktadır:
Cebrail (a.s), bana ihsandan haber ver? dedi. Rasûlüllah (sav): Allah'a, O'nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü her ne kadar sen onu görmüyorsan da o seni muhakkak görür." buyurdu.”
İnsanı en mükemmel ve en mükerrem varlık olarak yaratan, diğer yarattıklarına üstün kılan, iman ve akıl nimeti veren Cenab-ı Allah’tır. Yüce Rabbimiz, yeryüzünde “Halife” sıfatını verdiği mümin kullarına çok önemli bir misyon yüklemektedir. Bu sıfata sahip olan kullar, yeryüzünde Allah’ın emrettiği ve râzı olduğu bir düzeni kurmak ve yürütmekle mükelleftirler. Böylece dünya hayatı, Rabbimizin rızasını kazanmaya ve sonsuz hayattaki ikramlara ulaşabilme imtihanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani dünyada bize verilen ömür, nimet ve sonsuz imkânların hepsi bir imtihan ve sınama vesiledir. Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
Hanginizin davranışça daha iyi olduğunu deneyerek göstermek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. O, güçlüdür, çok bağışlayıcıdır.
Yüce Rabbimiz dünya ismi verilen bu âlemde ilk insan olarak Hz. Âdem’i (a.s) yaratmıştır. O zamana kadar, Rabbimizi tesbih eden, yüceliğini zikreden, emrine teslim olan meleklere de ilk insan olan Âdem’e (a.s) secde etmelerini emretmiştir. Allah Teâlâ’nın her emrine itaat etme sorumluluğu olan melekler de bu emrin gereğini yapmış ve secde etmişlerdir. Nurdan yaratılan bu mahlûkatın Allah’ın emrine itaatsizlikleri asla söz konusu değildir. Ancak ateşten yaratılan şeytan, Yüce Rabbimizin bu emrine itaat etmemiş, karşı çıkarak isyan etmiştir. Yaratılış farkını bir üstünlük olarak görüp secde etmemiştir. Zaten lanetlenmesi de secde etmemesinden dolayı değil, Allah’ın (c.c) emrine itaat etmemesi sebebiyledir. Rabbimiz, şeytanın itaatsizliğini Kur’an-ı Kerim’ de bize şöyle bildirmektedir:
Allah buyurdu: Ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir? (İblîs), Ben ondan daha üstünüm; çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın dedi.
Şeytan, Yüce Rabbimizin emrine karşı kibirlenmiş, böbürlenmiş, üstün olduğunu düşünerek karşı gelmiş ve isyan etmişti. Çünkü şeytan burada sakat bir mantık yürütmüş ve: Ateş yukarı çıkar, toprak ise yerdedir, yerde olan yüksekte olana göre aşağıda sayılır. Dolayısıyla üstün olan benim.Diyerek verilen emre itaat etmemiş ve bundan dolayı da lanetlenmiştir. Haddini aşan şeytan, Yüce Rabbimizin huzurundan ve rahmetinden böylece kovulmuş oldu. Bizlere Hidayet kaynağı olarak gönderilen Kur’an-ı Kerim bu durum karşısında Şeytan’a verilen cezayı şöyle bildirmektedir:
Allah(cc)Öyle ise in oradan! Orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık! Artık sen aşağılıklardansın!" buyurdu.”
Rabbimizin, bu hükmünden sonra Şeytan bir izin talebinde bulunarak şöyle dedi: "Rabbim! Benim sapmama imkân verdiğin için yemin olsun ki ben de yeryüzünde onlara (günahları) şirin göstereceğim ve -aralarından senin samimi kulların hariç- onların topunu kesinlikle yoldan çıkaracağım."
Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerimde Şeytan’ın isyanını açıkça biz Mümin kullarına bildirmiştir. Bununla beraber Şeytan’ın, müminleri Allah’a karşı isyana teşvik eden aldatma, kandırma ve günahları güzel gösterip teşvik ederek karşımıza çıkacağını da haber vermiştir. İşte ilk insanın yaratılması ile başlayan süreçte insanoğlu için bu imtihan da başlamıştır. Allah Teâlâ, tüm insanlığa Peygamberler ve Kitaplar göndererek razı olduğu yolu; kulları için doğru istikameti göstermiş, kullarına rızasını ve nimetlerini vadetmiştir. Bununla beraber, kendisine mühlet verilen Şeytan’ı bize tanıtmış ve ona karşı kendimizi korumamızı emretmiştir.
Şeytan’ın kandırma ve aldatmacasına karşı kendimizi nasıl korumamız gerektiği yukarıda zikredilen ayet-i kerimede yer almaktadır. Bu korunmanın sırrı “İhlas Sahibi” olabilmektir.
Gönüllerimizi ve zihinlerimizi Rabbimize döndürmek ve sırf O’nun rızasını kazanmak için gayret edebilme mücadelesini verebilmektir.
Allah’a samimi duygularla iman eden, Rasulüne teslim olan, ibadetini, ticaretini, gayretini, eğitimini, siyasetini, gelir ve giderini, yiyip içtiklerini, davranış ve sözlerini, amel ve niyetlerini Allah için yapan, bunun için gayret eden müminler, en büyük düşmanları olan şeytandan kendilerini korumuş ve nefsin kötü isteklerine karşı da yine korunmuş olacaklardır. Düşman ile gerçekleştirilen bu görünmeyen mücadelede en önemli özellik ise, Allah’tan yardım istemek ve her türlü isyan ve günaha düşmekten O’na sığınmaktır.
Yüce Rabbimiz’in güzel isimlerinden birisi de; el–Hafîz (c.c)’dir. Rabbimiz, kullarının gayretine karşı, onları günahlardan ve kötülüklerden koruyandır, manasında olan bir sıfatıdır. Allah’ a karşı sorumlu olduğumuz kulluk duruşunu hakkıyla yerine getirebilmek için ilk görevimiz O’na (c.c) sığınmamızdır (istiâze etmemizdir). Kulluk mektebimizde bilmemiz ve uygulamamız gereken İstiâze: başkasına sığınmak ve ona bağlanmak anlamına gelmektedir. Kavram olarak ise; Şeytan’ın ve kötü insanların şerrinden, her türlü zarar, belâ, afet ve musibetlerden Allah’a sığınmak demektir. Mümin, Allah’a kulluk yolunda, günah ve haram olan söz ve amel işlemekten kendini koruması için Rabbimize sığınmalı ve bunun için dua etmelidir. Mümin duruşumuzda ise, en büyük düşmanımız olan şeytanın,
6 Hicr Suresi 39-40. Ayet-i Kerimeler
şeytanlaşmış insanların ve sistemlerin şerrinden Allah’a (c.c) sığınmaktır. Kur’an-ı Kerimde Allah Teâlâ’ya sığınılan bazı örnekler Rabbimiz tarafından bize haber verilmektedir. Hz. Musa’nın (a.s) diliyle imansızlardan Allah’a sığınılması zikredilmiştir:
“Mûsâ ise, "Hesap gününe inanmayan her kibirli kişinin şerrinden, benim ve sizin rabbiniz olan Allah’a sığındım!" dedi.” Hz. Nuh’un (a.s) dili ile ne istediğini bilememekten Allah’a sığınılması zikredilmiştir:
“Nuh dedi ki: "Ey rabbim! Ben, senden hakkında bilgi sahibi olmadığım bir şeyi istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, kaybedenlerden olurum!" Yusuf’un (a.s) dili ile iffet ve namus konusunda Allah’a sığınılması zikredilmiştir:
“Evinde bulunduğu kadın, onunla ilişkiye girmek istedi. Kapıları iyice kapattı ve "haydi gel!" dedi. O da "Hâşâ, Allah’a sığınırım! Zira kocan benim efendimdir, bana iyilik edip evini açtı. Gerçek şu ki zalimler iflah olmaz!" dedi”
Felâk ve Nas Sureleri de Rabbimize sığınmamız gerektiğini bize haber veren iki suredir.
Ayrıca Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Hadis-i Şeriflerinde ise şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ım! Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, ihtiyarlayıp ele avuca düşmekten ve cimrilikten sana sığınırım. Kabir azâbından sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım.”
Efendimiz (sav), bu duası ile saydığı hallere düşmekten Rabbimize sığınmamızı ve bu hallerden uzak durmamızı bize, bir mesaj olarak emanet etmiştir.
Kulluk, Rabbimizin bizden istediği duruşun adıdır. Bu duruşu bozabilecek şeylerden birisi de gaflettir. Gaflet, Yüce Rabbimiz ile irtibatımızın göz acıyıp kapayacak kadar kısa da olsa kesilmesi anlamına gelmektedir. Gaflet, kulu boşluğa düşürür. Bu düşüş ise bir yanlışın, hatanın, günahın, haramın işlenmesine sebep olur. Bundan dolayı her zaman ve yerde Yüce Rabbimizin huzurunda olduğumuzu asla unutmamamız gerekir. Hayatımız içerisinde; güne başlarken, işimize koyulurken, ibadetlerimizi yerine getirirken, maddi ve manevi temizlik olan abdesti alırken, bir söz söylerken, Kur’an-ı Kerim okurken, dilimizi zikir ile meşgul ederken, kazanç sağlarken, karar verirken EÛZU BİLLÂHİMİN –EŞ- ŞEYTÂNİR- RACÎM; Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım cümlesini söylemek gerekir.
Dilimiz ile söylediğimiz bu cümle, kalbimizin yörüngesini Rabbimize döndürmelidir.
Sözümüz eyleme dönüşmelidir. Allah’a dayanıp güvendikten sonra Allah için, Allah yolunda olabilme dirayetini ortaya koyabilmemiz gerekir.
Her amelimizde söylememiz gereken İstiâze’nin, Kur’an-ı Kerim okurken zikredilmesi ayrıca Rabbimizin bir emridir. Kur’an-ı Kerim, Müminler için hayat rehberidir. Çünkü Kur’an, Allah’ın rızasına ulaşılacak yolu ve sınırları bize gösterir. Bu yolda nasıl yürümemiz gerektiğini bize öğreten ise Peygamberimiz Hz. Muhammed’dir (sav). Rabbimizin bize en büyük mesajı olan Kur’an’ı okumamıza, anlamamıza, yaşamamıza, tebliğ etmemize engel olmasından dolayı şeytanın şerrinden, Allah’a sığınmamız gerektiği bize emredilmiştir.
Rabbimiz buyuruyor ki;
“Kur’an okuyacağın vakit, o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.”13
Peygamberimiz (sav), Kur’an okurken önce besmele ve hemen ardından istiâze’yi (euzu) birlikte okumuşlardır. İslam âlimleri de Kur’an-ı Kerim okumaya başlarken İstiâze’nin okunması gerektiğini ifade etmişlerdir. Hükmü konusunda ise sünnet veya vacip olduğuna dâir farklı görüşler ortaya konmuştur. Ancak sünnet de olsa, vacip de olsa okunması gerektiği unutulmamalıdır.
İstiâze (euzu) ile birlikte zikredilen diğer bir cümle ise BESMELE’dir. Besmele, BİSMİLLÂHİR RAHMANİRRAHİM cümlesinin adıdır. Bu cümlede Yüce Rabbimiz’in isimlerinden üç tanesi yer almaktadır. Birincisi, Allah’tır (c.c). Allah ismi sadece ve sadece Rabbimize mahsus, özel bir isimdir. “Allah, varlığı vâcib olan Mukaddes Zât’ın ismidir. Bu sebeple O’ ndan başkasına verilemez”14. “Allah lafzı, hak üzere ibadet olunan manasındadır.”15 İkinci isim-sıfatı ise Rahman’dır. Rahman sıfatı; dünyada tüm yarattıklarına merhamet eden, şefkat gösteren, rızkını veren anlamına gelmektedir. Üçüncüsü ise Rahim’dir. Rahim sıfatı ise; Ahirette sadece Müminlere lütuf, ikram ve merhamet eden anlamına gelmektedir. Anlamları ayrı ayrı olarak verilen bu isimleri cümle içerisinde bir araya topladığımızda besmeleye “Sonsuz şefkat ve Merhamet sahibi Allah’ın adıyla” anlamı verilmektedir.
13 Nahl Suresi 98. Ayet-i Kerime
Besmele ile aslında Rabbimize kul olduğumuzu belirtiriz. Ayrıca besmele bize, ibadetlerimize, hayırlı her türlü işlerimize O’nun (c.c) isimlerini zikrederek, O’ndan (c.c) lütuf, bereket ve yardım dileyerek ve “Ya Rabbi! Bütün işlerimde senin yardımını beklerim” diyerek başlamamız gerektiğini bize öğretir. Bizleri yoktan var eden, hayat veren, can lütfeden, sağlık ikram eden, nimetlerle donatan, mülkünde dolaştıran Allah, bize güç, kuvvet, hayır, başarı, sağlık, nimet verecek olandır. Tüm bunlara güç yetirmemizde bize yardım edecek olan da Yüce Rabbimizdir. Ve biz, her işte ancak O’ nun rızasını umarak ve rızasını kazanmaya niyet ederek başlarız. Özet olarak sunduğumuz bu anlamlar besmele cümlesinin içinde yer almaktadır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur:
“Besmeleyle başlanmayan her iş noksandır”
Peygamber Efendimiz’in (sav), bu uyarısı her iş ve sözümüze mutlaka besmele ile başlamamız gerektiğini bize ifade etmektedir. Gönül, Allah ile beraber olduğu gibi dil de onunla meşgul olmalıdır. Su içerken besmele okuduğumuz gibi, yaptığımız sözleşmenin başında da besmele olmalıdır. Kur’an-ı Kerim okumaya başladığımızda söylediğimiz gibi, insanlarla konuşmaya başladığımızda da okumamız gereken bir cümledir besmele. İbadetlerimizde zikrettiğimiz gibi, verdiğimiz sözlerin ve kararların ruhunda da yer almalıdır. Rabbimizin bu cümlede yer alan şefkat ve merhamet sıfatlarının bir parçası, insani ilişkilerde bizim de temel özelliklerimizden biri olmalıdır.
Besmele aynı zamanda Müslümanın duruşunun nasıl olması gerektiğini ortaya koyan bir ayettir. Hak tarafında yer alan, Hakça düşünen ve yaşayan bir hayatı ifade eder. Besmele okunduğu gibi anlaşılan, hissedilen ve yaşanılan bir hayat manzumesini ifade eder. Besmele
Kur’an-ı Kerim’i ve Kâinat kitabını okumaya başlarken; Yaratan ve ilahi mesajı gönderen Yüce Rabbimizi tanımamızı sağlar. Rabbimizin Şefkat ve Merhamet sıfatları bu cümlede zikredilir. Ayrıca besmele, Kur’an-ı Kerim’i hakkıyla okuyup anlayabilmek için de Rabbimizden yardım ve bereket niyaz cümlesidir. Besmele, Kur’an-ı Kerim’in bir ayetidir. Yüce Rabbimiz buyurur
“Mektup Süleyman’dan gelmekte, Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
başlamaktadır”
Ayrıca Tevbe Suresi hariç yüz on üç surenin başında yer almaktadır. Tevbe Suresinin başında besmele bulunmaması ile ilgili Müfessirler; Tevbe suresinin bir önceki sure olan Enfal suresinin devamı mahiyetinde olduğunu, Tevbe suresinin içinde müşriklere ve münafıklara tehdit içeren ayetler olduğunu, bundan dolayı da rahmet ve merhameti ifade eden besmele cümlesinin bu surenin başında yer almadığını söylemişlerdir. En doğrusunu Allah (c.c) bilir.
Besmelenin Kur’an-ı Kerim’den bir ayet sayılıp sayılamayacağı ile ilgili mezheplerin görüşleri de şu şekildedir;
İmam-ı Şafiî’ye (r.a) göre besmele hem Fatiha’nın hem de diğer surelerin başında bir ayettir.
İmam-ı Mâlik’e (r.a) göre besmele ne Fatiha’dan bir ayet ne de herhangi bir surenin başından bir ayettir.
İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye (r.a) göre Kur’an-ı Kerim’den tam bir ayettir. Sureleri birbirinden ayırmak için gönderilmiştir. Fatiha Suresi’nden bir ayet değildir. Rabbimiz, bizlere kendine hakkıyla kul olabilmeyi nasip eylesin.
Habibine ümmet olabilmeye lâyık eylesin.
Her söz ve amelimizde rızasını kazanabilecek şuurda olabilmeyi nasip eylesin.
Şeytanın, şeytanlaşmış insanların ve şer maksatları için şeytani düzenleri kuranların şerrinden, zihnimizi ve gönlümüzü yanlışa çevirme tehlikelerinden bizi muhafaza buyursun. Bize şefkat ve merhametiyle muamele buyursun.
Yolunda Mücahitlerden, katında ihlas sahibi olan kullarından eylesin. Âmin
Ey Asırlardır insan kıyımı yapan cinni pislikler ve onların güdümündeki isyani cemaatler Ateputlar her saniye kul hakkı yiyen ve kula kulluğu çare diye satan ve ruhbanlığı meşrulaştıran şirkin küfrün zülmün haramların dinamosu zalim insi cinni pislikler Mahşerde hesaplaşacağız yalanlarınızın iftiralarınızın hasedinizin gıybetlerinizin şirkinizin küfrünüzün zülmünüzün kayırdığınız kafir yandaşlarınızın ve yaktığınız her güzelim insan evladının ahı ile inşallah cehennemi tadacaksınız ancak sorarsanız hepiniz evliya geçinir insanların en mahrem Dünyasına tecavüz edersiniz ancak benim bütün yazdıklarım biliyorumki sizi kudurtuyor ama unutmayın ben bir pislik cinayetinizden bahsediyorsam ALLAH(cc)sizin milyon cinayetinizi başınıza çalacak ve ömür boyu zillete mahküm ettiğiniz her güzelim kulun intikamı korkunç olacak bu zayıf kul sizi uyarıyor kahrolun cinayetleriniz başınıza yansın inşallah.
Sait nursilerin,beton kemallerin ,şarlatan şeyhlerin,cinlerin güdümünde insan bozmalarınıda kullanarak insanlığı kendilerine ve şeytanlara kul köle etmenin mücadelesinde insanlığın cehennemini hazırlıyor.Hakikat zülüm dolu hepsi.
Jilet keskindir ama bir ağacı kesemez .Balta güçlüdür ama bir insanı traş edemez .Herşey kendi özel amacına göre değerlidir .Hepimizin yetenekleri farklıdır .Bu yüzden size tavsiyem şudur:Kendinizi başka insanlarla kıyaslamayın.Hayatınızı nasıl taşıyabiliyorsanız öyle yaşayın dengeli istikrarlı kul hakkına riayet ederek Ahlaki,Adaletli,vicdanlı,dürüst bir insan olarak.
İYİ İNSAN MISIN
Dilenen birini gördüğünde yüreğin, sızlıyorsa,
Engelli birini gördüğünde ne yapabilirim, diyorsan,
Çocuğuna istediğini alamayan bir baba gördüğünde, burkuluyorsan,
Haramdan gelen büyük paralara, hayır diyorsan,
Kazancınızın en azından bir kısmını, fakirlere paylaştırıyorsan,
Senden farklı düşünen birine, engin tahammül gösteriyorsan,
Hakaret, iftira ve küfre varmadıkça sana itiraz edene, söyle bakalım diyorsan,
Gönlünde başkasına karşı kin ve nefret olmadan, sabahlıyorsan,
Allah'ın sana takdir ettiğine, isyan etmeden bakıyorsan,
Başkasının endamını, kazancını, çocuklarını, sağlığını veya Allah'ın verdiği özellikleri, kıskanmıyorsan,
İbadetle kendinden daha yüksek olana bakıp neden onun gibi olamıyorum, diyorsan,
Dünyalıktan kendinden daha düşükte olana bakıp, şükrediyorsan,
Yüce Allah'a muhtaç olduğunu, büyüklenecek hiçbir şeye sahip olmadığını, anlıyorsan,
Herkesin hayatına, onuruna, şerefine, namusuna, sıhhatine, hayat hakkına, yaşam hakkına, söz hakkına kendin kadar önem, veriyorsan,
Sana sataşan, iftira atan ve karalayan karanlık ruhlulara aldırmadan yoluna devam ediyorsan, Sen iyi yoldasın. İyi bir kalp taşıyorsun demek ki.Yoluna revan ol. Rabbin seninle beraberdir..
Ey Rabbimiz! Bizi iyilerden eyle. Bizi dünyada da, Ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Amin.
İnsanın özgürlüğü istediği her şeyi yapabilmesi değil,istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasıdır.Birincisi gafleti ,dalaleti,hıyaneti hoş gören uyuyan bir nefsin sahasıdır insan kişiliğini bulamaz her renge girer. ikincisi şirki küfrü zülmü haramları insi cinni şeytanları reddeden hakiki mümin insani kamil olmanın sahasıdır.Bu sahada insan kişilik sahibidir İmanlı Akıllı,Şuurludur, karını zararını doğruyu yanlışı güzeli çirkini fark eder.Savaştayken Namazı sonra kılarız düşmanın işi bitmek üzere diyenlere Hz.Ali ra ın cevabı müthiş.Uğruna savaştığımız değerleri terk ederek kazanılacak bir değerin hiçbir anlamı yoktur.Sen aşkı buz gibi havada soğuk suda abdest alan mümin kuldan sor. Şucu,bucu kardeş diye bir kavram kabul etmiyoruz.Tefrikalara bölündünüz birbirinizi yemeyi cihad bellediniz.Sadece müslüman kardeşliği var.innemel müminüne ihvetün.Hizipçilik yaktı Alemi İslamı Din öcü oldu.Dışkı çıkaran şirkin ilahlarından alem temizlenmedikçe kula kullukta her türlü fitnede sonu cehennem olan yolculukta çare diye satılacak.Unutma Müslüman Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır.A.Kerime Anormal egoların anormal nefislerin zülmüyle dolu insanlık tarihi.Biz Kuran ve sünneti yaşadıkmıda ,helali haramı hesap ettikmide şirkin küfrün zülmün haramların coğrafyasında yandık tükendik Alem hastalıklarla fitne ve musibetlerle doldu.Hiçbirşey benim malım değil ,iyisi ALLAH(cc) ın ,kötüsü çöplüğün belki cehennemin malı uyan artık.
ALLAH(cc)ın zatını düşünmek küfürdür demişler ey zalim sen şeytanını nefsini düşünde hala adam olduğunu zannet sen nefsindeki ruhundaki pislikleri ALLAH(cc)tan bilmişsin hezeyanlarınıda Din diye satmışsın.
Müslüman genç evlenirken birinci sıraya imanı koy,Hazreti Kuranı koy,Peygamberimiz(asm)ı koy,ihlası,ibadeti,helali,haramı koyki eviniz şeytanın çalışma sahası olmasın.Sen eşini eşin seni cennete taşısın.ihsan şenocak.
Bir camide binden fazla kişi namaz kılacak ,fakat içlerinde bir tane bile mümin bulunmayacak.Deylemi. Evet hizipler o günü hazırlıyorlar Edep güzel Ahlak vicdan Adalet doğruluk sevgi merhamet vb gibi 360 adet müminin hasletlerinden mahrum ALLAH(cc) için sevip,ALLAH(cc)için buğz etmekten uzak kötüleri hoşgören kula kulluğu esas alan sahte Müslümanların profili.
Bir zerre mikrop corona ile bütün insanlığı hizaya getiren ve zerrede kürre kudretinin emarelerini gösteren ALLAH(cc) Bir zayıf mümin kuluyla Asırlardır tahribat yapan insi cinni kafirleri ve onların dinamosu paratoneri pislik din simsarlarınıda hizaya getirir çünkü o şirkin temsilcisi sahte evliya haramzadelerin işi gücü islamı sermaye yaparak kurani manayı doğru müminleri haliyle her güzelliği öldürmek onların ilahları tağuti egoları cinni kafir yandaşları Ey Müslüman dünya kula kullukla şeyhe üstada hocaya lidere Atatürke cinni insi pisliklere kullukla onların kazandırdığı haram Dünyandaki nefsinle cehenneme koşuyorsun ne zaman Dinini yalnızca ALLAH(cc)a has kılan mümin kullar olursunuz güzel Ahlaklı,edepli,Adaletli merhametli vicdanlı doğruluktan şaşmayan helal namuslu bir kişiliğiniz olur,yoksa boşa kürek çekiyorsunuz sizinki ninnilerin Dini nefsinizin Dini şeytan sizden memnun.Allah cc Resulü asm islamiyet hakkında bu din sevgi ve buğzdur demiş ey Müslüman. Kötüler şirk küfür zülüm ehli haramzadeler insi cinni şeytanlar aklına geldiğinde buğz ettinmi.İyiler masum mazlum güzelim insanlar aklına geldiğinde Allah cc razı olsun Allah cc korusun dedinmi.Öne çıkan İslam erlerinin genlerinde fikirlerinde doğru ölçüler varmışki her zaman ALLAH(cc) için sevip,ALLAH(cc) için buğz etmenin hakkını vermeye çalışmışlar onlar için hayatın rıza ilahiyi tahsil etmek olduğunu anlamışlar. Tevhid bazlı bir iman anlayışıyle Kuran sünnet dairesine girmişler .Lut (as)ın Azıtmış Ahlaksız kavmini helak etmek için Yüce ALLAH(cc) azap meleklerini gönderdiğinde melekler baktılarki gece teheccüt namazı kılanlar var.ALLAH(cc)a yalvardılar Ya Rabbi sen bu kavmi batır diyorsunda gece teheccüt namazı kılanlar var.Yüce ALLAH(cc) onlarıda batırın der.Melekler sebebi ne ya Rabbi dediklerinde Cenabü Hak :Onlar her ne kadar ibadet ehli olsalarda piyasadaki pisliklere ses çıkarmaz rıza gösterirlerdi der ve o azgın kavmi helak eder.İşte ey Müslüman kalbinde fiilinde sevgi ve buğzun hakkını vereceksin.Piyasanın pisliklerine karşı mücadele-cihad-ruhunu içinde bulamıyanlar o pislikler içinde yok olmaya mahkümdür zülme rıza zülümdür.
Peygamber Efendimiz -sallâllahu aleyhi ve sellem-'in bir hadis-i şeriflerinde mü'minin nasıl bir hayat sürmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurur:
“Mü’min, bal arısına benzer. Temiz olanı yer (helâl yer), temiz olan şeyler ortaya koyar (Hakk’ın rızâsına uygun işler yapar), temiz yerlere konar (sâlih ve sâdık kişilerle dost olur) ve konduğu yeri ne kırar ne de bozar (bilâkis ihyâ ve âbâd eder).” (Ahmed bin Hanbel, II, 199)
Nasıl ki bir arı, peteğini doldurmak için bin çiçeği gezerse, bizler de bir bal arısı misâli, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in ve Hak dostlarının örnek hayatlarından hisseler almalı ve bu güzellikleri hayatımızın her ânına aksettirmeliyiz. Böylece parlak bir ayna misâli,Güzel Ahlakla helal namuslu yaşamla doğruluğumuzla vicdanlı Adaletli olmakla İslâm’ın nezâket, zarâfet, merhamet ve güler yüzünü bütün insanlığa yansıtmalıyız.
Allah cc için sevip Allah cc için buğz etmek iyiliği emredip kötülükten nehyetmek Allah cc ın rızası için yapılan ibadetlerdir.Diğer bütün ibadet hayırlar kişinin kendisi içindir.Haramdan uzak olmak şart. Ey Akp zihniyeti 2023 ü çantada keklik gören gafiller Bu milleti tanımıyorsunuz emekçi kesim açlıkla boğuşuyor ve sizi istemiyor toplum Ahlakende çöktü sizin döneminizde sosyal Adalettede sınıfta kaldınız medya tahribatta,eğitim desen milli ve dini canavar ilk okula Müslüman başlayan üniversiteyi ateist bitiriyor . Ey Akp Denize düşen yılana sarılır misali sizden kötüsüde iktidar olabilir o zaman saltanatınız ne sizi nede bu milleti kurtarmaz 19 yıl boyunca islamdan dem vurdunuz çoklarını dindende soğuttunuz çünkü dini mübini islama çok karalar çalındı sizin döneminizde kuranın islamını ne siz ne isyani cemaatler yaşamadınız helal haram dost düşman karıştı israf ve lüks yaşantınızla ancak bu millete kambur oldunuz Dünya saltanatı ve lüks yaşantıya halkınızıda feda ettiniz millet lüks yaşam uğruna bankalara mahküm çokları açlığından bazılarıda Ahlaksızlığından fuhuş yapıyor bu rakam sizin döneminizde cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyelerine yüzde 794 lere tırmandı halk Ahlaken çöktü en büyük hırsızlığı başta siz sonrada Ahlak yoksulu vicdansız ticaret adamları büyük zincir marketler yapıyor körpecik çocuklara tecavüz ve öldürmeler kuran kurslarında tecavüzler eksik olmadı ne zaman saltanatınızı sorgulayacak haramlara savaş açacak ve bu memleketi şeytani pisliklerden şirkin küfrün zülmün kirli coğrafyası olmaktan kurtarmanın mücadelesinin zaruretine inanacak kendinizde Ahlaki Adaletli vicdanlı doğruluktan şaşmayan milli ve manevi değerlerimize saygılı yalnız Allah cc a kul olacaksınız.
Cinni pisliklerin güdümündeki din hırsızı zalimler sözde evliya yetiştiriyorlar en mahrem hayatlara burnunu sokan edep ve Ahlak yoksulu vicdansız şerefsiz bir Dünya yaratmanın gayretindeler ALLAH(cc) her güzelim kulunu korusun.
İnsanlık belki İslam Dünyası bile öyle derin uykudaki hakiki mümin kullar hariç kim kimin nefis ve ruhuyla yaşadığı belli değil kim kimin günahının bedelini ödediğide belli değil zalimler mutlu.Nefisler satın alınmalı.
Ayetleri inkar ederek ALLAH(cc)a yalancı diyen şirk ehli evliya geçiniyor .
Kıyamet öncelikle münafık ve kafirlerin cinni pisliklerin sonrada onların paratoneri din şarlatanı din müfriti dengesizlerin bozuk felsefeleri İslam diye satanların haramzadelerin din satıp lüks yaşıyanların ürünü olacak.
İsterse trilyon maaş versinler kesinlikle siyasilerin kervanına katılmam ancak Allah cc ın rızasını ümid ederek kuran ve sünneti çiğnememeye özen göstererek doğru sözü söylerim.Temiz siyasetide insanlarımızın huzuru için islamın muhafazası için Ahlaki Adil vicdanlı helal haram hesap eden siyasileride siyasetide desteklerim. İnsanlık belki islam Dünyası bile öyle derin uykudaki Hakiki mümin kullar hariç kim kimin nefis ve ruhuyla yaşadığı belli değil kim kimin günahının bedelini ödediğide belli değil zalimler mutlu nefisler satın alınmalı.Nurculuk piç ruh yetiştiriyor Atatürk firavun ruh yetiştiriyor şeyhler şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır deyip insanlığı şeytanlara boğduruyor veya kendileri için cinler için ibadet yaptırıyor insi cinni şeytanlar münafıklar kafirler zaten şeytanın aleminde Allah cc masum mazlumu ehli imanı ehli namusu her güzelliği kuranın çatısı altında toplasın inşallah. Kıyamet münafık, kafirlerin,cinni pisliklerin ve onların paratoneri din şarlatanı müfrit dengesizlerin,bozuk ölçüleri felsefeleri islam diye satanların haramzadelerin,din satıp lüks yaşıyanların ürünü olacak.
Nurculukla,tarikatçılıkla,Süleymancılıkla,ışıkçılıkla,kemalizim ile,vehhabi şia ile hizipçilikle kirli siyasetle ,mecliste hainleri zalimleri barındırmakla her türlü haramı kanunlarla korumakla medyatik tahribatlarla ,eğitimide milli ve manevi değerlerimizi esas almadıkça asla Ahlaki ,Adaletli, Vicdanlı helal namuslu Doğru bir gelecek tesis edilemez her biri kafir ve zalimleri bağrında besliyor Niçin bugünün Dünyasında şer güçler kafirler fitneler,haramzadeler,şirk,küfür zülüm ehli Dünyayı insanlığı yakıp kavuruyorda üstte zikrettiklerimin bir tesiri yok.Çünkü kula kulluk ruhbanlık,şirk,bozuk felsefeler,haramlar eksik değil. Kurani mananın tahribatı var her biri tasarrufuyla belki yaşantısıyla kul hakkı yiyor zülmediyor.Bugünün Dünyasında nimet bol ancak Adaletli,Ahlaki vicdani bir paylaşım yok maneviyat bozuk kılavuzlar karga zalimlerin kölesi insanlık.
Faiz düzeninin seline kapılan insanlık çokları geçimine zor para yettirirken faizle kredi alıp ev ,araba almayı marifet bildiler
İhsan Şenocağı ilk gördüğüm gün trt de bir proğrama katılmıştı sözlerinde samimiyet vardı ve bu insan sahabi(ra)misalidir dedim aradan en az 10 yıl geçti bu zaman zarfında izlenimim ilk gördüğümde verdiğin fiatta beni yanıltmadı o Tevhid bazlı yaşayan ve Peygamberlerin(asm) varisi olmaya layık bir ehli sünnet temsilcisi o okyanuslara layıkken biz günahkarlar kıyısında küçük bir göletle iktifa etmişiz ve kendimizi okyanusun temsilcisi sanmışız ya Rabbi kaderimle kumar oynayan çok oldu ama ben ALLAH(cc)ı Resulünü(asm) Hakiki müminleri(ra) cümle masum mazlumu ailemi,iyileri kuranı sünneti kendimden çok seviyorum bu sevginin hakkını veremesemde razı ol ya Rabbi. Masum mazlumun,ehli imanın ehli namusun,güzelliklerin ,ailemin ,benim ruhumuzda nefsimizde bir tağut ,şeytan,münafık,kafir zalim yaşamasın.
Beni ne kadar zehirlerseniz zehirleyin ruhuma sokulan pislikler,ne kadar hased ile,iftirayla,yalanla,gıybetle çirkef yandaşlarınızla hayatıma zehir katarsanız katın Beni Doğruluğum güzel hasletlerim güzel fiillerim,güzel amellerim ve hakkımdaki hayırlıların dostlarımın duaları temiz muhabbetlerim ebediyen selamete çıkaracak inşallah.Ben felsefeyle değil damarımdaki asil kanla yaşıyan faziletli doğruluktan şaşmayan yalan nedir bilmeyen bir insanım bir silsilenin evladıyım anam babam fazla bir ilimleri yoktu ama bana kardeşlerime yanlış bir şey öğretmedi ALLAH(cc) her ikisinide cennetine layık kılsın inşallah. Hayatta ne zehir kaptıysam ruhuma sokulan hayatıma giren insi ve cinni şeytanların münafık ve kafirlerin eseri birde o pislikleri benden bilip yıllardır felaketime çalışan sahte evliya cinlerin güdümündeki din simsarlarının eseri o kadar zehirledilerki sorarsan Adalet yaptılar Mahşerde hesabımız kim cennetlik kim cehennemlik bu Dünyada hep o tip şeytanın emriyle gezen ilahlığa soyunmuş şirkin küfrün zülmün haramların paratoneri zalimler karar verdi ilahi Hukukta delik deşik oldu kul hakkı yemekte İslam diye satıldı.Ahlak,Adalet Vicdan sınıfta kaldı.
Kontrölsüz güç nurculuk bize iyi şeyler vermedi ruhumuzun pozitif birikimini yuttuktan sonra bizi dışladı zehirledi durdu.Nice kafiri koynunda beslerken ve saf insanları onlara feda ederken iman hizmeti yapıyoruz diyen zihniyet her saniye kul hakkı yiyor kurani manayıda doğru müminleride yıpratıyor.Benim nefsim ile bir zorum yok insi cinni şeytanlarla bozuk felsefelerle şekillendirip nefsin diye amelin diye yutturduğunuz pislikler başınıza yansın cümle din şarlatanları beton kemaller cinni ,insi pislikler şeytani ruhlara rant uğruna nice güzellikleri zehirleyenler birde pervasızca evliya geçinen din simsarı hırsızlar.
ALLAH(cc) ile aranıza mesafe koyarsanız yerini başkaları doldurur.İslamda cihad ALLAH(cc)ile aramızdaki engellerden kurtulmaktır.Bu ise insi cinni şeytanlara nefse şirk,küfür,zülüm ve haramlara karşı devamlı mücadeledir.
Peygamberimiz(asm) borçlu olarak ölen sahabinin cenazesini kıldırmamış ne zaman borcunu ödemişler o zaman kıldırmış.Ya Rabbi borç yükünden günah yükünden kurtulmadıkça canımı alma kul hakkıyla ölmekten sana sığınırım. Hayat boyu ruhuma sokulan insi cinni şeytanlardan din şarlatanlarından fasık münafık ve kafirlerden sana sığınırım ey Adili Mutlak Erhamürrahimin.
Güzel Ahlak,vicdanlı,Adaletli olmak,Akıl,haya,iman,sağlık,namus,helal yaşam,dürüst insan olmak en kıymetli nimetler.Beş duyu organının sağlıklı olması hepsi peşin verilmiş nimetler.Temiz su,temiz hava,temiz gıdalar hep şükür ister .Farz olan ibadetleri bütün bu nimetlere gark olupta yapmayan haramlara Dünyaya dalan nefsini ilah edinen insanın insanım demeye hakkı varmı.Bencilce sadece kendi mutluluğunu düşünen fakirin,masum mazlumun ailesinin,komşusunun akrabasının derdine merhem olacak imkanı varken duyarsız davrananın en azından bir dua bile etmeyenin vicdanıda vicdanmı.
Güzel şeyler olacak güzel dualarımız var elhamdülillah demiş vatandaş. Bizde diyoruzki güzel çalışmalarımız var güzel ahlaklı helal namuslu vicdanlı adaletli merhametli dürüst insan olma gayretimiz var elhamdülillah diyebildiğinde duanın meyvesini yersin inşallah armut piş ağzıma düş mantığıyla sadece dua ile gelmedi bu din. Bu dünyanın kafir ve zalimleri şeytani ruhlar münafık din hırsızları hiç bir zaman iyilere dürüst insanlara tahammülü yok iftira hased yalan zülüm şirk küfür haramlar insi cinni şeytanlar silahları vicdanları ise cüzdanları.
Bana hüsnü zan besleyen,benim için fedakarlık yapan, beni seven dua eden senin değer verdiğin masum mazlum hiçbir kuluna günahlarımı sarma Ya Rab
Bu zamanda yalnız savaşmayı seviyorum vicdani sorumluluğumun gereği bu. Bütün gücümün kaynağı hiç şüphesiz ALLAH(cc)ın bana layık gördüğü en büyük nimet doğruluğum ve damarımdaki asil kan bu iki özelliğimi yok etmek için insi cinni şeytanlar din simsarı kafirler kıçını yırttı ben hala dosdoğruyum. Hiçbir iblis ruhlu zalimin ruhunda bir güzellik bırakma Ey Adili Mutlak Rab.
Günümüzde dinci yobazların eserleri ve felsefecilerin eserlerinden ders alarak veya haramlarda yüzerek islami ölçülerden uzak şirkin küfrün zülmün insi cinni şeytanların coğrafyasında bir kısım insi ve cinni şeytanları nefsin diye ruhun diye yutturdular ne zaman nefsini satın almaya çalıştıysan o pisliklerin nefis ve ruhlarını senin süretine sokup sana yüklediler nice günahsız temiz insan böyle zehirlendi belki hayat boyu zalimlerin kafirlerin günahlarının bedeli ödetildi ne o kafir ve zalimler imana geldi ne biçare müslümanın yüzü güldü asırlar cinni kafir ruhların telkini ile yazılmış nice zalimane ölçülerle dolu bütün bunlar dininiz diye yutturuldu nesil piçleşti kula kul oldu çokları haliyle bozuk 72 fırka bir yandan İslam ile beslenirken belki hayatı boyu ALLAH(cc)a savaş açtı insanlığın felaketine çalışmayı cehennem yolculuğunu insanlık zannetti şeyhler sait nursiler m.kemaller daha nice felsefeci sırf insan katliamı yaptı yazdıkları kitaplarla oldular evliya evey ey Dünyası ahreti harap insanlık:Ey cinler topluluğu siz insanlara çok çektirdiniz siz insanların çoğunu aldattınız ve kendinize bağladınız.Enam-128 ey insanlık ileride belki bilimsel olarakta ispatlanır çoğunuzun terkibine insi cinni şeytanlar karışmış ne ananızın ne babanızın alakası olmayan özellikleriniz var çoğu kötü özellikler .Biede bütün bu saydıklarımı insanların nesline ortak olmayı insanlık diye iman hizmeti diye hidayet diye satmak insanların içine girmek asırlardır kurani ölçüleri çiğneyip insan neslini piçleştirmek cinlerin güdümündeki şarlatan din simsarlarınında cinayeti.Kıyamet insi cinni pislikler insanların içine girdiğinde kopmuştu zaten.Biz kurani manayı savunuyoruz Güzel Ahlakı insani kamil bir insan modelini savunuyoruz Birinin hatasıyla başkaları mesul olmaz.A.Kerime Başkalarının dalaleti sizin hidayetinize zarar vermez.A.Kerime.ALLAH(cc) kuluna kaldıramıyacağı yükü yüklemez.A.Kerime daha nice Ayet Ahlaki ve Adaletli Vicdani ölçülerle bütün bu cinayetleri kökünden reddeder işte ey insanlık emin olun maddi manevi sakat ve bozuk nesil nefsini satın almadan sen kendin olmadan yapılan ilişkilerin ürünüdür kısacası bugünün insanlarının çoğu cinlerle insan bozmalarıyle ortak yapımdır zerre Ahlaki seciyesi ve vicdanı olan bu şerefsiz tabloya karşı dik durmak için Kuranın derslerine kulak verir kendinide çocuklarınıda şerefliler kervanına katar cehennemdende kurtulur insanı kamil güzel seciyeli bir neslin kişiliğini şahsında tesis eder.. Ne yapılmalı nasıl yapılmalı kuran ve sünneti dinleyin Tövbe edip hayırlı amellere sarılın Dünyanızdada ahretinizdede güller açsın insanı kamil olun.İslam Dünyasının bütün hastalığı her türlü fitne kurandan sünnetten kaçışın acı faturası bu kadar acı ve muğlak yolculuk cehenneme.İnsanlar uykudadır ancak öldükleri zaman uyanır.h.Şerif Ey kızım fatıma(ra) nefsini satın al cenabü Haktan babam peygamberdir diye bana güvenme zira ahrette senin için bir şey yapamam sonra amcasına sülalesine ümmete aynı dersi veriyor o güzel Ahlakın çarşsı Hz.Muhammed(asm)Artık uyan ey insanlık cehennemin zerresine dayanılmaz islamı kuran ve sünnet çerçevesinde yaşamadıkça kurtuluş yoktur.Kula kulluktan ,nefse insi cinni şeytanlara kulluktan Dünya mal muhabbetinden haram yaşantıdan zalimlerin muhabbetinden kurtulup kuran ve sünneti ders alarak Dinini yalnızca ALLAH(cc)a has kılmadıkça kurtuluş yoktur.Ya Rabbi özellikle masum mazlumu ehli imanı ehli namusu her güzelliği soyupta felaketini hazırlayan her pisliğin hakkından gel iyilere güzelliklere sahip çık. Cümle şer güçlerden şirk,küfür ve zülümden haramlardan arındır ey Rabbimiz
ALLAH(cc) gerçek velilerini yalnız kendisi bilir Velayetmiş,evliyalıkmış,kutuplukmuş öyle zehirlerler adamı rezil eder şöhret eder maskara fitne yaparlar hele bu zamanda birde ilahlaştırırlar insanlığınıda Dünyasınıda Ahiretinide karartırlar cinlerin insan bozmalarının içine sokarlar. Siz ruhbanlığı şirki din hırsızlığını kula kulluğu İslam diye evliyalık diye satan zalimlersiniz melun şeytan sizi tebrik ediyor.Birde şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır demişsiniz bütün insanlığı şeytanlara boğdurmanın savaşını vermişsiniz evet Aklını kiraya verenler size evliya diyorya şeytan memnun. Gavur oğlu gavur şeytan bir laf atıyor,külli cinayet ,ilmin yoksa avlanırsın.
Ey Müslüman Dünyevileştiğin ve gaflete haramlara daldığın her demde nefsin bu milletin içindeki hainleride hoş görecek şeytanı bile hoş görecek belki hainlerle zalimlerle aynı coğrafyanın insanı olacaksın.Devamlı nefsini sorgulayıp tövbe istiğfarı eksik etmediğin sürece, her akşam kendinle hesaplaştığın sürece her namazında insi cinni şeytanlardan Dünyayı gönlünde yaşatmaktan haram bir hayattan ALLAH(cc)a sığındığın sürece zalimlerle muhabbetin olmadığı sürece bu gemi sahili selamete çıkar inşallah. Aksine nefsani Dünyevi gafil bir kişilikle yaşadığın sürece fitnelerle barışık olacaksın. Belki maddi manevi yerinde sayacak hatta hergün kötüye gideceksin uyuma gafil olma mümin kul olmak için her zaman gayretli ol ruhunun güzellikleri bu güzel Vatan hainlerin zalimlerin şeytanların,haramların,şirkin küfrün zülmün coğrafyası olmasın .Unutma senin en birinci düşmanın nefis ve şeytandır onlara köle olduğunda her zaliminde kafirinde kölesisin.Özellikle Hükümetin başındakiler bu hususta hassas davranmalıki gelecek güzel olsun. Nefsini ne derece dizginler ve kölesi olmazsan İmanlı Ahlaklı, Adaletli, Vicdanlı dosdoğru bir duruş sergiler kişiliğini korursun.Ancak o şekilde bu Vatanada,kendinede,sevdiklerinede faydalı olursun.Aksi fitne olmaktır.
Bazen o kadar küçük bir mutluluk istiyorumki,kimse istemesin onu benden.
Günümüzde Kurani manada bir tasarruf yok azgın nefisler hükmediyor.
Hiçbir partiyi ,cemaati hiçbir zalim nefis sahibini gönlünde yaşatma ,yalnız ALLAH(cc)a kul olmanın gayretinde kuran ve sünneti ders alarak iyilerin masum mazlumun güzelliklerin muhabbetiyle yaşa.
Sukut eyledim,kahrı var dediler,biraz söyledim zehri var dediler ,sustum kahrından susuyor dediler,biraz konuştum zehrini kusuyor dediler.Mevlana
Bize zehir kusturacak kadar zehirleyenler hırsız hased zalimler kahrolsun .
İnsan kaybettiklerini özler,vazgeçtiklerini değil.Hayatıma sokulan yılanlar benim artık sizinle hesabım mahşerde çünkü günahlarınız bu Dünyaya sığışmaz Doğru insanı katletmenin bedelini cehennemde siz yaşayın artık.
Velayet şişirilmiş balon gibidir şişirilmiş balonun havası söndüğünde genişlenmiş genleriyle oynanmış bir haldedir ateşe tuttuğunda eski halini alır Velayette ateşle oynamak ateşe yakın olmaktır Ahlaki,Adil ve Vicdani bir hal değildir Velayet hikayesiyle tarih boyu çoklarını ilahlaştırdılar insanlığa bela yetiştirdiler şirk,küfür,zülüm,haramlar daha ziyede Velayet sahibi Kurani ölçülerin düşmanı pisliklerin eseridir.O kişi asla Mümin olamaz insan olamaz.
BU KÖŞK HZ.ÖMER'in olsun
Bir gün Hz.Ömer (r.a) Hz.Ebubekir (r.a)'ı Peygamber Efendimize (ﷺ) şikayet eder ve der ki;
Ebubekir (r.a) benim yanımdan geçiyor fakat bana Selam vermeyip benim kendisine Selam vermemi bekliyor.
ALLAH'ın Resul'ü Aleyhisselâtü Vesselâm Efendimiz (ﷺ) Hz.Ebubekir (r.a) geldiğinde Hz.Ömer'e (r.a) neden bu şekilde davrandığının sebebini sorar,
Hz.Ebubekir(r.a) der ki;
Ya Resûlullah ! Seni şöyle derken duydum:
"Kim ki müslüman kardeşine Selâm vermede acele ederse Allahü Teâlâ (ﷻ) Cennette onun için bir köşk bina eder"
Bende istedim ki bu köşk Hz.Ömer'in olsun ve Hz.Ömer (r.a) ağladı.
Bu nasıl bir kardeşini tercih etme düşüncesi?...
Bu hangi razı olmuş ve olunmuş bir Nefis ve hangi sevgi bu? ...
Bu gerçek sevgiye ve yumuşak şefkatli kalbe,
Hata yaptığımızda hoşgörüye,
Yanıldığımızda özür dilemeye,
Hastalandığımızda duaya,
Hüsnü zanna ve zorlandığında mazeret uydurmamaya ne kadarda muhtacız...
Günümüzü Hz. Osman'ın duasıyla...
“Ya RABBİ!
; Dinimi, İslam’ı, Emanetimi, İmanımı ve Kuvvetimi Sen Muhafaza Eyle!”
Âmin âmin Ya Rabbel âlemin, ecmain...
Nerede üstteki gibi feragat iman kardeşliği fedakarlık kardeşini nefsine tercih.
Her şeyin zülüm koktuğu bir Dünya yaratmışlar yaşa yaşıyabilirsen ey insan.
Tarih boyu insanlığı iyi zehirlemiş ,hala zehirliyor cinni kafirler ve tağut yandaşları ,isyani cemaatlerde kemalizimde paratonerleri.
Daha fazla rezaleti nursiye hamal olmaya onun şablonuyla şekillenmeye tahammülümüz yok her saniye kul hakkı yiyen ve kurani ölçüleri doğru müslümanı temiz ruhları katleden o cemaate tahammülümüz yok.Gelişi zülüm yaşantısı zülüm ,gidişide zülüm olan o cemaatin pozitif sermayesi hırsızlama onun dışında ise şirki,küfrü,zülmü,haramları tetikleyen ve insi cinni şeytanların paratoneri bir tasarruf var bunun neresi İslam .Bugüne kadar başıma yıktığı her cinayetini kanun yapmanın derdinde sorarsan aklanacak Kemalizim desen onların özellikle sait nursi ve cinni yandaşlarının şarlatan şeyhlerin laik dinsizlerin eseriyken düzemediğini onun iklimine kapatıyorlar işleri ilahlık şirke,küfre,zülme,harama kuvvet vermek onlarınki kullukla alakası olmayan temeli maddi manevi hırsızlığa zülme dayalı bir isyani yol. Risalei nur doğru bir eser değil.Kuran tefsiri diye satılması ise o daireyi şirkin pisliğinden nasiplendiriyor.
ALLAH(cc) kimseyi köle yaratmadı kula kulluğu çare diye satanlara teslim olma ,Aklını kiraya verme koyun olma.Unutma ey nefsim ben böyle konuşunca hayatımı mahvedenler kuduruyor sen savaşını yalnızca sürdürdün hep kaybettin tevekkül ve teslimiyetin ALLAH(cc)a olmalı .Ruhbanlık islamın malı değil.Ancak hayattan ne yara aldıysak ona takılmayalım kendimizle pozitif manada barışık olalım.kimseyle değil kendimizle yarışalım.Her akşam kuranın sünnetin ALLAH(cc)ın Resulünün(asm) huzurunda nefsimizi sorgulayarak bugün ne yanlış yaptım sorusunu soralım hatalıda olsan hiç günahsız gün geçirdiğimizede inansak en az yüz kere Sübhanallahü vebihamdihi Sübhanallahül azim estağfirullah zikrini yapalım yapabilirsek 100 kerede sevgili Peygamberimize salavat getirelim haramlara haramzadelere yanaşmıyalım.Şirke ,küfre,zülme,haramlara karşı dik duruşumuz olsun.Güzel Ahlaklı mümin kul olmak için gayretimiz olsun ,helal,namuslu,vicdanlı,merhametli,fedakar dosdoğru kul olmak için ,hayatımızı tanzim edelim.Empati yapalım imkanımız varsa ihtiyaç sahiplerini kendimizi düşündüğümüzden ziyade düşünelimki Rabbimizin hoşnudluğunu kazanalım.Hiçbir şey yapamasakta her zaman masum mazlum için Duamız eksik olmasın.iyilerin muhabbeti güzel değerlerin kurani ölçlerin muhabbeti.Şirk,küfür,zülüm ehli haramzadelere sed çekmek hayatımızın temeli olsun.Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır şuuruyla
Almanya Başbakanı Angela Merkel kimsenin yanıtlayamadığı Bir şey söyledi: Hindistan ve Çin birlikte iki milyar beş yüz milyon nüfusa sahip. 150 tanrısı ve 800'den fazla inancı var ve de barış içerisinde yaşıyorlar.
Ama Müslümanların 1 Allah'ı, 1 Peygamberi, 1 dini , 1 kitabı var... Ama sokakları birbirinin kanıyla kıpkırmızı !.. Katili "Allah'u Ekber" diyor, kurbanı "Allah'u Ekber" diyor!.. Ve her iki tarafta öldürülenlere şehit diyor!..
Musebbibi sizsiniz sizin emperyal doyumsuzluğunuz silah satalım diye Müslümanları birbirine kırdıran sizsiniz batıdır
Halil Dudak ondan önce Müslüman dünyanın kurandan kaçıp 72 bozuk fırka haline gelişi haramlarda yüzüşü şirk,küfür ve zülme karşı kayıtsız kalışı İslam kardeşliğinden ziyade nefsani bencil yaşayışı öncelikli sebeptir cehalet fitneyi tetikleyen en büyük sebep böyle bir insanlık şeytanın çarşısıdır.
Bazen güldüm bazen ağladım hayatı yaşanır sandım,yanıldım .Yüzüme gülenlere hep inandım,ben herkesi kendim gibi sandım hayatımın 50 yılı böyle geçti.Ne zaman gerçeği vahyin ilmi kuran ve sünnetten öğrendim hayat boyu ne kadar yandığımı çulu beş para etmeyen nicelerinede ne kadar değer verdiğimi ve sevdiklerimede bütün iyi niyetime rağmen zararlı olduğumuda gördüm.Tokatlana tokatlana az çok yola geldim ancak artık şaibeli bir kulum gençliğin gafleti belki bitti ama ben daha çok bittim.
Ey Atatürk Yurtta sulh cihanda sulh demişsinde;İnsanlık düşmanları,Vatan hainler i boş durmuyor,kan emiyor.
Korkma iyilerin iyilikleri zayi olmaz.Toprak bile ekilen tohumu ALLAH(cc)ın izniyle fideye döndürür.Endişelenme karanlığın en kesif hali aydınlığın başlangıcıdır.Üzülme bir bağa yağmur uğramadan üzüm taneleri bal tulumbası olmaz.Şükret nice dertliler varki sendeki derdi şifa sanır.Sabret nice dertler vardır kaya çatlaklarından çıkarak çiçek açmış.Dua et göreceksinki zamanla düzelecek her şey.Şikayetçi olma seni senden ziyade düşünen Adaletli Merhametli bir Rabbimiz var.Ya Rabbi bizleri sevdiğin ve razı olduğun doğru kullarından eyle Ahlakımızı güzelleştir gadabına dokunacak her yanlıştan koru
Ya Rabbi ruhumdaki lüzümsüz belki zararlı belki seninde razı olmadığın ne varsa hepsinden arındır razı olduğun Dualarımı kabul et gerek beni gerekse alakadar olduğum değer verdiğin kullarını kurtar.Bu kadar yükle eğer bu gemi batacaksa bu uçak uçmayacaksa bu araç yol gitmeyecekse sen Akıl ver üzerimizden rahmetini esirgeme niyeti bozuk kendi bozuk her zalimden kafir ruhtan şeytanlardan arındır sevdiklerine zararlı olmaktanda arındır beni ailemi ehli imanı ehli namusu masum mazlumu her güzelim kulunu kurtar bu Dünyadada hidayet ver cehennemin azabından kıyametin dehşetinden koru Şirkin,küfrün,zülmün,haramların,hased ruhların,yalancının ,gıybetçinin iftiracının ,sihirbazın,büyücünün,Adaletsiz,vicdansız,Ahlaksız,kalbinde sevgi kalmamış,insanlık düşmanlarının senin Hukukunu çiğnemekle yol gidenlerin her şeytanın şeytani karakterlerin hepsinden arındır gafletle ettiğimiz duaları hayra çevir. Sen Erhamürrahimsin bizim seni imtihan etmek gibi bir edepsizliğimiz olmasın haddini bilenlerden eyle affet ya Rabbi rızana erecek ameller nasip et affet.
Cehaletin cenderesinde başındaki musibetlerden habersiz nefsani belki şeytani iklimlere hapsedilmeye çalışılan güzel yarattığın her kulunu kurtar ey Erhamürrahimin hiçbir değer verdiğin kulun helak olmasın iyilerin amelleri hürmetine cennetten bu Dünyaya gelenleri cennetine layık amellerle süsle.
Saadet partisi Temel Karamollaoğlu Fatih Erbakana ki Necmeddin Erbakan gibi sahabi(ra) misali cihad ruhunu yaşamaya yaşatmaya çalışmış şerefli bir askerinin şaibesiz evladına sırf hasedlerinden kafir münafık hain yakıştırması yapanlara Fatih Erbakan kulunu yedirme ya Rabbi.Saadet zihniyeti CHP ile HDP-PKK ile sevişirken hiçbir doğruyu yanlışı Hakkaniyetle görmezken münafık olmuyorda Fatih Erbakan AKP nin doğrusuna doğru yanlışına yanlış dediği içinmi münafık,hain,kafir oluyor.Biz Fatih Erbakanı bir ümit görüyoruz inşallah bu milletin duyarlılarını kurana sünnete saygılı sahip çıkan kullarını o samimiyetine inandığımız temiz silsilenin evladının safında topla üzerimizden nusretini Rahmetini rızanı esirgeme iyilerin masum mazlumun güzelliklerin selameti ancak senin rızan iledir bizi razı olduklarının safına kat razı ol ya Rab
19 yıllık AKP iktidarı boyunca Türkiye küçük ABD olma yolunda büyük mesafe kat etti 59 kilise ve havra onarıldı domuz çiftlikleri had safhada çoğaldı fuhşiyat yüzde 794 lere tırmandı sefalet Ahlaksızlık hırsızlık doyumsuzluk sosyal Adaletteki uçurum içki fabrikalarının artışı kuran kurslarındaki rezaletler 8 yıl İstanbul sözleşmesiyle bu şerefli tarihi olan milletin Aile hayatını felç etme nice yuvayı dağıtma ,medyanın rezil tablosu haramların kanunlarla korunması mecliste hainlerin barınması gdo lu tohumlarla toprağımızı bile özelliğini kaybetmesi belki genlerimizi etkilemesi,hes projesiyle doğallığı öldürülmesi,Yahudi genetiğiyle oynanmış sazanlarla göletlerimizdeki balıkların katledilmesi hep Yahudi projeleri eğitimde milli ve manevi değerlerimize yönelik hiçbir şeyin yapılmayışı betonlaşan Türkiye tarımın hayvancılığın ve gelir getiren iş sahalarının fabrikaların nice verimli arazilerin Yahudi zihniyetine peşkeş çekilişi çiftçinin özellikle yabancı bankalara mahkümiyeti Cehenneme yolculuk sözde Dindar kesimi koruyan adeta hiptonize edip nice cinayeti giydiren BOP eş başkanı ne derece Müslüman Türkiye Türk milleti nereye koşuyor sonumuz hayrolsun.
Tayyip Erdoğanın Müslümanlığının sadece kılf olduğu çok delillerle ortada Türkiyenin bütün güzellikleri gelir getiren mülkler fabrikalar ya satıldı ya yandaşlara yok parasına peşkeş çekildi .Kafir dediğin ülkelerin liderleri Tayyip Erdoğandan daha Adaletli partisinin adı Adalet kalkınma onun döneminde hırsızlar namussuzlar kalkındı fakir açlıktan intihar etti geçmiştede yokluk vardı ama millet bu derece ruh hastası olmamıştı canına kıyacak kadar. Çöplükten ekmeğini toplayanın zerresiyle ilgilenmeyen bu zihniyet nice yüzlerce trilyonluk hırsız müteahhitlerin borcunu sildi sorarsan babasının parasını bağışlıyor Ahlaksızlık anormal seviyede çok kesimde sırıtıyor Benim yapılan doğru işlerle bir derdim yok ancak bu zihniyetin günahı sevabını kat kat aştı.Bu kafa ile 2023 ler 2053 ler 2071 ler zafermi hezimetmi Ahlaken çökmüş bir millet Dünyevileşmeyi Dini Dünyaya feda etmeyi marifet bilen bir zihniyet neyi ihya ediyor yapılan işlerin ne kıymeti var kurani manada müslümanca bir yaşam olmadıkça sonuç hezimet.
HALİL DUDAK: Sedat sen sen ol bugüne dek üstündeki maddi manevi nimete senden ziyade vesile olduğuna inandığım süleymancı cemaate ters düşme Tayyip Erdoğan haddinden fazla şişirilmiş bir balon bugüne dek her havaya girdi onun için değil Allah cc razı olduğu bir hal için fedakarlık yapalım süleymancı cemaat meral akşener diyor ama ben acizane bir umut varsa fatih erbakan belki MHP BBP çerçevesinde bir ittifak olsun istiyorum iktidarın dışındaki mhp fatih erbakan bbp hariç diğerleri sağda görünse solda görünse dincide olsa Yahudi ABD projesidir diyorum tekrar söylüyorum sürüden ayrılanı kurt kapar mantığınca ne düşünürsen düşün cemaatten ayrı düşme Tayyip Erdoğanın eksileri artılarının çok fazla onun için fedakarlık İslama hizmet değildir bugün pozitif bir görüntü veriyorsa MHP nin ve onun artılarına dua edenlerin katkısıyledir neticede sizler layık olduğunuz kişilerle layık olduğunuz şekilde yönetilirsiniz diyor Peygamber efendimiz asm Külli irade ALLAH cc rızasıyle hayırlıları iş başına getirsin inşallah iyiler hürmetine
Ben TC vatandaşı olarak akp döneminde mahküm olduğum kadar geçmiş dönemlerde çekmedim hayatım boyuncada bir ALLAH(cc)sız ,Ahlaksızı sevmedim yıllardır ruhen rahatsızım Dünyanın düzeni Hükümetin yanlışları muhalefetin hainlikleri ,medyadaki tahribatlar cemaatlerin kemalizmin cinayetleri ve bunlardan nemalanan insi cinni şeytanlar beni ruhen yıpratıyor
Ya Rabbi içimizdeki şeytanlaşmış tiplere Vatan hainlerine İslama saldıran Kurani hakikatlerin düşmanlarına fırsat verme Ezanımız dinmesin bayrağımız inmesin,şehidlerimizin ruhları masum mazlum güzellikler azap görmesin.
Bana pahallı yolu seçtin diyorlar pahallı yol sizinki gibi mirasyediliktir kul hakkı yemeyi Din hırsızlığını marifet bilmektir fitnelere paratonerliktir hizipçi anlayıştır biz bütün inananları kucaklıyacak kuran sünnet çerçevesinde bir İslam bir anlayışa sahibiz hiziplerse sadece kendilerine yontuyor.Nurcusu tarikatçısı,Süleymancısı,ışıkçısı, Atatürkçüsü particisi patırtıcısı yoksa kendin olmak güzel Ahlaka vicdani ve Adaletli olana cihad ruhuna yatırım yapmak kişilik sahibi mümin kul olmak Dinini yalnızca ALLAH(cc)a has kılıp kula kulluktan kurtulmak fitnelere şirke,küfre,zülme,haramlara ,insi cinni şeytanlara karşı dik duruş her zaman en şerefli olandır.
Risalei nur ile kimin eli kimin cebinde belli değil nefisler ve ruhlar birbirine karmakarışık Sait nursi kuran tefsiri diye yutturduğu eserinde kuranı değil kendi ruh iklimini ve zamanı tefsir etmiş milletin ruhunun güzelliklerinide çalarak.Zaten adamın hayatının temeli maddi manevi hırsızlık her saniye kul hakkı yiyen 16 ayrı guruba ayrılmış bir şahsı manevi ile temsil ediliyor.İnsan kendisi olacak başkası değil nurculuk piç bir ruhun temsilcisidir fitneye gebe.
Allahü Ekber Allahü Ekber ezan okunuyor namaza gidiyorum diyor mümin kardeşimiz o anda arkadaşlık yaptığı bayan gülüyor ve nereye gidiyorsun diyor .Namaz vakti geldi namaz kılmaya gidiyorum diyor. Ateist düşünceye sahip bayan arkadaşı: Gerçekten Allahın var olduğuna inanıyormusun diyor ve ekliyor felsefeye göre görmediğin dokunamadığın şeyler yoktur ,yani o zaman Allah yoktur demektir diyor namaza giden genç sana bir soru soracağım diyor Beynini görebiliyormusun,dokunabiliyormusun diyor cevap hayır Ozaman seninde beynin yok diyor Sonsuz kainatta nice mükemmel yaratılmış eserler en küçük zerreden galaksilere kadar mükemmel bir sanat mükemmel bir ilim gayet mahatetli kudret sahibi bir sanatkar Alimi mutlakı gösteriyor bir sanat eseri varsa bir makine varsa onu yapan ilim ve Akıl sahibi bir ustası var evet beynin olmazsa yaşıyamıyacağına göre o beynin varlığına inandığın gibi o beyni mükemmel yaratan Allahada mutlak sürette inanmalı
Yükümüz ağır sen kolaylaştır ALLAH(cc)ım,biz bilmiyoruz sen bize öğret ALLAH(cc)ım,biz unutkanız sen bize hatırlat ALLAH(cc)ım.Biz noksanız sen bizi tamamla ALLAH(cc)ım. Kullarım eğer isteseydiniz verirdim diye buyurduğun ne kadar Rahmet hazinene ait nimetler var ise sen bize lütfet ALLAH(cc)ım Kullarım eğer sığınsaydınız korurdum buyurduğun ne kadar şer var ise sen bizi muhafaza et ALLAH(cc)ım Amin Elhamdülillah Amin.
Adanada yaşıyan tatlıcı Cuma Ali efendi çocuklarının ateş yakmak için kesilen odunlar arasından düzgün olanlarını ayırdıklarını görünce bunu sebebini sormuş.Çocukları:Onlardan balta ve keser sapı yapabiliriz diye cevap vermişler,bu yüzden yakmayıp ayırıyoruz.Ali efendi lafı hemen gediğine koyarak:Odunların doğru olanları bile kendini ateşten kurtarıyor demiş.Ya insanların doğru olanları .İnşallah Doğrulukla güzel Ahlakla kurtulacağız.
İnsanlar tek bir kötü davranışınızla tüm güzel geçmişinizi siler.ALLAH(cc) ise bir tövbenizle tüm kötü geçmişinizi siler.Sonsuz Elhamdülillah Rabbimize
PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM HAZRETLERİ'NİN, HZ.ALİ KEREMALLAHU VECHE HAZRETLERİNE NASİHATLERİ...*
Ya Ali,
Güneş'e ve Ay'a karşı oturma, arkanı dön de otur. Güneş'te de çok oturma hastalık gelir.
Ya Ali;
Yâsin-i şerifi çok oku, aç, susuz, çıplak kalmazsın. Hastalık, korku, zindan görmezsin, yalnız kalmazsın, her yerde hürmet görürsün. Bir şeyin kaybolmaz.
Bir hastanın başında okursan, ecel gelmişse, ölümü asan olur.
Akşam okuyan, sabaha, sabah okuyan, akşama kadar emin olur.
Ya Ali;
Yatarken Tebareke suresini oku.
Kabir azabı görmezsin, Münkir, Nekir sual sormaz.
Ya Ali;
İhlas sure-i Celilesini (KUL HU VALLAHU AHAD)’ abdestli olarak çok oku. Kıyamet gününde; "Ey Allah’ını metheden, kalk Cennet’e buyur!.." derler.
Ya Ali;
Kötü sözlerden ve kötü gözlerden korunmak için “Maşaallah” de. (Lâ Havle vela kuvvete illa billahil aliyyül azim.) i çok oku.
Ya Ali;
Zeytinyağı ye ve vücuduna çal. Şeytan yaklaşamaz.
Ya Ali;
Yemeğe başlarken tuzla başla.
Sonunda da tuzla bitir.
Birçok dertlere devadır.
Ya Ali;
Yemeğin başında Besmele çek, sonunda da Hamd et.
Sonuna kadar melekler sevap yazarlar.
Ya Ali;
Evinden çıkarken Ayet-ül Kürsü’yi oku,
işlerin kolaylaşır.
Ya Ali;
Yalnız sefere çıkma. Şeytan seninle beraber çıkar.
Ya Ali;
Çocuğun olursa, sağ kulağına ezan oku,
sol kulağına kâmet getir.
O çocuğa şeytan zarar yapamaz.
Gök aylarının başında ve ortasında şeytanlar çok faal olurlar.
Kendinizi koruyun, şerlerinden Allah’a sığının.
Ya Ali;
Sail’i (Senden bir şey isteyeni) reddetme. İsterse at üzerinde gelsin, bir şey ver.
Verilen sadaka sail’den evvel Allah’a gider. Sabah erken sadaka vermeli.
Çünkü, belâ ve musibetler sadakanın
önüne geçemezler.
Ya Ali;
Fakirleri miskinleri sev.
Allah da seni sever.
Ya Ali;
Evine girince evdekilere selâm ver.
Evinin bereketi artar.
Ya Ali,
Güzel huylu ol. Böyle olursan, oruç tutanların,
Namaz kılanların derecesine ulaşırsın.
Ya Ali;
Öfkelenme. Öfkeli insana şeytan istediği şeyi yaptırır.
Ya Ali;
Allah’ın affedici olduğunu unutma.
Daima Allah’tan mağfiret iste.
Allah, meleklerine
buyurur ki:
“Kulum benden başka kimsenin günahları mağfiret edemez olduğunu bildi. Şahid olun. Ben kulumu affettim.”
Ya Ali;
Yeni bir elbise giyersen, eskisini bir fakire giydir. O elbise fakirin üzerinde
bulundukça Allah’ın hıfzındasın.
Ya Ali;
Cami'ye girerken: “Allah’ım bana rahmet kapılarını aç” de.
Çıkarken de, “Allah’ım, bana rızık kapılarını aç” de.
Ya Ali’;
Doğru, yalan ne olursa olsun, Allah’a yemin etme. Ağzını yemine alıştırma.
(Yeminlerinize Allah’ı siper yapmayın.) Allah, yalan yere yemin edenleri temizlemez. Ve onlara merhamet etmez.
Ya Ali;
Dört şey var ki şeytandandır:
Ağlamayan göz, Katı kalb,
Uzun emel, Dünya sevgisi...
Ya Ali;
Dişlerini temizle.
Aralarında yemek parçaları kalmasın.
Melekler sevmezler.
Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri (Kuddise Sırruhu)
Dualarda buluşmak ümidiyle Hayırlı bereketli günlerimiz olsun
Sen Leyla ben mecnun iyiki evlenmemişiz bu Dünyada cehennemi çok kez yaşadım bana ne derece sabrederdin ey sevgili sevgimizin meyvesi inşallah cennet olsun ben kaderimi menfi yazan bir sürü pisliğin mahkümüyüm zerre kadar sana sevdiklerime ve bana muhabbeti olan iyilere zararım dokunmasın
Eğer Adalet istiyorsan zenginlerin sözlerine değil fakirlerin gözlerine bakacaksınki vicdanın uyansın duruşunu düzelt Ahlaki Adil ol.
ALLAH(cc)ım ürpermeyen kalpten,doymayan nefisten,kabul olmayan duadan,faydasız ilimden,her türlü iftiradan şerden,haramdan musibetten,riya ve gösterişten,çaresizlikten,acizlikten,tenbellikten,son nefeste imansız gitmekten, kabir azabından,cehennem azabıbdan Dünya ve Ahiret azabından ,kıyametin dehşetinden,şirk,küfür, zülümden münafıktan kafirden şeytandan her türlü fitneden helak olmaktan güzelliklere zülmetmekten sana sığınırım.
Ama olmuş Aşık Veyselin gören gözlere mesajı madem görüyorsun o zaman hoş gör bir hatasına bir günahına mahküm etme nice güzel istidadı olanı.
ALLAH(cc) Bize 24 saat vermiş bir saatini namaz için geri istiyor,12 ay yıl içinde hayat vermiş bir saatini oruç için geri istiyor ,40 altın vermiş birini zekat için geri istiyor .O Adili Mutlak merhameti iyiler için sonsuz olan Rahman ve Rahim Rabbimizin isteklerini yerine getirip hakiki mümin kul olursak sonsuz saadet ,Ebedi Cennet,Cemalullah ve Rızası var Elhamdülillah.
Ezanla dirilt bizi Ya Rabb'i.! Namazla canlandır.Rüku ile çek kendine.
Secde ile yücelt.Hamdinle kemale erdir.Şükrünle mesut eyle. Ya Rabbi!
Dünya imtihanımızı kolaylaştır, musibetler karşısında bilincimizi
ve direncimizi artır,bizlere sabır ve metanet ver. Allah'ım!
Sen Karîb'sin, bizi Sana yakın eyle.Sen Ğafûr'sun, bizi bağışla.
Sen Mecîd'sin, bizi şerefli kıl.Sen Ğanî'sin, bizi zengin eyle. Rabb'im
Sen razı olduğun yola yönelt,Ne bilmediğimiz kapılardan girip pişman olalım,
nede ayazda kalıp gönlümüzü üşütelim. Veren büyük olunca,
Küçük şeyler istenmiyor...RABBİM;Rızâna talibiz...Cemâline talibiz...
Habibinin (s.a.v.) Şefâtine talibiz...Nail eyle. Allah’ım,Günümü hayırlı eyle.
Kazancımı helal eyle.Emeğimi bereketli eyle.Annemi babamı affeyle.
Kusurlarımızı setreyle.İfrat ve tefritten uzak dengede yaşamayı nasip eyle.
Allah’ım yaşadığımız hayat boyunca bizlere hayatın sıhhatlisini nasip eyle.
AMİN Hayırlı Sabahlar........
Biz varsayımlarla değil kuran ve sünnetin gerçekleriyle amel etmek isteriz Dinimizi yalnızca ALLAH(cc)a hasrederek Ahlakımızı ruhumuzu nefsimizi temizlemenin çabasında.Evet birilerini ilahlaştırarak milletin ümmetin kaderiyle oynayanlar belki insanlığı cehenneme dolduranlar ne hikmetse hep ALLAH(cc) dostu diye satılmış ve nice külli cinayetlerdede imzaları var şirke,küfre,zülme,haramlara insi cinni şeytanlara sessiz kalıp öylelerle horon oynayanlar tarih boyu hep kurtarıcı diye satıldı hala satılıyor kula kulluk öylelerin yolu,işleri güçleri güzel istidadların katliamı. Hakiki müminlerin vasıflarını merak ediyorsanız Kuran ve sünnet ile tanışın şeyhmiş,üstadmış hocaymış,ALLAH(cc) dostu diye satılan niceleri sadece fitneye çalışıyor.
ALLAH(cc)ım Evi sokak olana,geçim sıkıntısı olana,işi zor olana,karnı aç olana,kimsesiz olana,yetim olana ,mutsuz olana,huzursuz olana,sağlıksız olana,yatakta hasta olana ,her bir masum mazluma,güzelliklere,içi acı dolana, eli darda olana,gönlü yarda olana,yolda susuz kalana,evsize,yurtsuza kışın soğuğunda sokaklarda sürünene,yiyeceğini giyeceğini bile bulamayana nice güzel yarattığın helal namuslu ,güzel seciyeli yaradılışı güzel kuluna sen en güzel şekilde sahip çık,sen yardım et Ya Rabbi bizi kula kulluk ettirme.Nice şarlatan münafık bozguncu insanlık düşmanı münafık kafir şeytan şirk,küfür ve zülüm ehli haramzadenin insanlık katliamı yaptığı günümüzde Hiptonize olmuş insanlık.Biz kendimize yetemiyoruz hırsızlar ise çırılçıplak vatansız yapmak için maddi manevi Din adınada Dünya adınada asırlardır soyuyor daha tehlikelisi kendileri için ibadet yaptırıyorlar koyun olmamız için çalışıyorlar.Kişilik sahibi bir mümine kurani Hakikatleri anlatana deli fitne bozguncu hain münafık kafir deccal yakıştırması yapmaktanda geri kalmıyorlar hem külli cinayetlere soyunmuşlar hemde günah keçisi arıyorlar
Hayatının artıları tavsiyelerin emek verdiklerin itikadın ,imanın,mümin duruşun Ahlaki ,Adaletli,vicdani,olmaya çalışman Doğrulukta ısrarın doğru şeyler bütün bu doğrular başta şeytanı kudurtuyor itlerinide başına sarıyor o sözde insanlar belki cinler sihirle büyüyle,iftirayla ,yalanla Din hırsızlığıyle şarlatanlıkla işi gücü fitneyi hayata geçirmek olanlar senin gibileri yese doymazlar.Belki çok yıprandın kara gözlük takanlar seni hiç tanımıyanlar elbette senin pozitif zenginliğini hiçbir zaman görecekleri yok bir direnişle karşılaşınca önyargılı yanaşan o vicdansızlar rahatlıkla kara listeye alıyor.
Biri size derdiyle gelirse sakın geri çevirmeyin,imkanınız yoksada fedakarlık yapın Çünkü o önce ALLAH(cc)a gitmiştir ALLAH(cc)ta size yönlendirmiştir.
Hayatına artı katan güzel Ahlaklıları dost edin,mutluluğu lüks olanda değil ihtiyacını normal karşılayacak olanda bulursu lüks hayatın faturası her zaman yüksektir belki uğruna çok güzellikleri feda eder neticesi bunalımdan hiçbir zaman kurtulamazsın.Çok arkadaş değil kaliteli Ahlaklı vicdanlı az arkadaş
Bugüne dek bana zülmedenler o kadar ileri gittinizki beni Vatan hainleriyle İslam düşmanlarıyle bir yazdınız iftira yalan hased sihir büyü,din hırsızlığı münafıklık kafirlik şeytanlık sizin gibilerin karakteri ancak bana yapılan zülümleri sevdiklerimede bulaştırdığınızda Ebediyen kahrolun en şiddetli azaplara Dünyadada Ahirettede uğrayın inşallah sizin patronunuz insi cinni şeytanlar beni tanımak isteyen internetteki eserim cihad ruhu ve güzel Ahlak İslam dur yolcu adlı eserimi incelesin yoksa hakkımda hiçbir şey bilmeden kafir ruhların dolmuşuyla beni cezalandırmasın.Herkes haddini bilip Adaletli vicdanlı Ahlaki hareket ederse bana düşen her şeye razıyım insi cinni pislik şeytanlarla beni bir tutanlara Vatan haini İslam düşmanı yazanlara asla hakkımı helal etmiyorum onlarınki devamlı zülüm hiçbir delilleride yok zülümlerinden başka onların hocaları insi cinni şeytanlar kendileri hangi kılıfın insanı belli değil bilmiyorum eğer onlarınki bu Vatana islama sahip çıkmaksa vay gelmiş başımıza layık olduklarını bulsunlar çektirdikleri kadar çeksinler inşallah.
Bütün hastalık ve musibetlerin ,fitnelerin birinci reçetesi günah işlemeyecek kula kul olmayacaksın zalimleri dost bilmeyeceksin.
Cihad ruhunu benimseyip güzel Ahlaklı olmanın gayretiyle nefsini satın almaya çalışan kul kolay kolay fitnelere mağlup olmaz çünkü nefsini tanıyor ve tehlikeyi görüyor şeytana mağlup olmuyor.Ne yapsın ALLAH cc hangi pislik Müslüman müsfeddesiyle uğraşsın müslümanım deyip kendini düzeltmeden kapısını temizlemeden pislik saçarak insi cinsi şeytanlara rant uğruna nice masum mazlumu güzellikleri soymayı savunmasız bırakmayı insanlık vazifesi hatta imana İslama hizmet belleyenlerin hangisini düzeltsin ALLAH cc Bir kere ALLAH cc korkusu yok Bizim kitabımızda ALLAH cc korkusunun tarifi kişi yanlış işler yaparak sevdiğini kaybetmekten korkmalı Bu sorumluluğu Rabbimize karşıda her güzelim kula karşıda her daim sürdürmedikçe kimse bendoğru kulum demeye hakkı yoktur. Sırf hasedinden doğru müminleri nice güzellikleri yakarak yol gidenler ancak münafıklar,kafirdir,şeytanların yandaşıdır.
Alın şu çocukların elinden tabletleri,telefonları,gönderin sokağa düşsünler kolları parçalansın,kanasın dizleri,eve terli gelip Annelerinden azar işitsinler biraz.Çünkü bir daha hiçbir zaman çocuk olmayacaklar hayatı tanımayacaklar
Kudsi hadis Kimsenin sevabı ALLAH(cc)ın bir şeyini arttırmaz,kimsenin günahıda ALLAH(cc)ın bir şeyini eksiltmez.insanın kulun yapacağı ibadet ve hayırlar öncelikle kendi hayrınadır.Maksad Rabbimizin rızsını kazanmaktır ,
İslamiyet gaybiyyatla uğraşmayın der sizin bütün hayatınız gaybiyyatla uğraşmaya endeksli islmiyet tecessüs etmeyin der işiniz gücünüz tecessüsle İslamiyet ruhbanlığı reddeder işiniz gücünüz ruhbanlık,İslamiyet kula kulluğu reddeder işiniz gücünüz insanları hiptonize edip kendiniz için ibadet ettirmek ALLAH(cc)ile kulları arasında barikat olmuşken trafo vazifesi yapıyoruz der birde evliya geçinirsiniz siz bu dininizi cinlerden ders aldınız ALLAH(cc) ın kitabı kuranda böyle bir din yok Mescitlerde ALLAH(cc)ı andığınız zaman başkalarını ona katmayın Cin süresi Ayet-18 Mülkünde tasarruf sadece ALLAH(cc)ın hakkı Hem islamı yaşamazsınız hemde evliyasınız piyasa sizinde ,ders aldığınız cinni pisliklerinde piçleriyle dolu düşün yakamızdan.
Hem şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır dediniz nice güzelim insanı şeytanlara boğdurmanın mücadelesini verdiniz tarih boyu oldunuz evliya oldunuz ALLAH(cc)dostu kulluk yapacağınıza ilahlık yaptınız .ALLAH(cc) Ben insanları ve cinleri yalnız bana ibadet etsinler diye yarattım dedi siz şeyhinde fani ol birbirinde fani ol,hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir dediniz kula kulluk insanlığın kaderi oldu kısacası insanlığı cehenneme doldurdunuz.
YALNIZ MÜLK SAHİBİ ALLAH cc, MÜLKÜNDE İSTEDİĞİ GİBİ TASARRUF EDER
Ayet-i kerimesinin ifadesiyle; “(Göklerin ve yerin ve içlerindeki her şeyin mülkü) saltanatı ve hükümranlığı (Allahu Teâlâ'nındır.) Bütün mevcudat, hem O’nun mülkü, hem de memlûküdür. Dünya saltanatı, O’nun olduğu gibi; ahiret saltanatı da O’nun’dur. Burada tasarruf ettiği gibi; orada da tasarruf eder. Ve O, her şeye hakkıyla kâdirdir
Madem mülkün yegâne sahibi Cenab-ı Hak’tır. Hem madem , “Mülk sahibi, mülkünde istediği gibi tasarruf eder.” Öyle ise Malikü’l-Mülk olan Cenab-ı Hakk’ın mülkündeki tasarrufatına hiçbir mevcudun itiraza hakkı yoktur. Zira itiraz, bir haktan ileri gelir. Mevcudatın Allah’a karşı bir hakkı yoktur ki; O’na karşı hak dava etsin. Zira semavat ve arzın ve içlerindeki her şeyin mülkü O’nundur. Mülkü dilediğine verir, dilediğinden alır. Dilediğini aziz, dilediğini zelil kılar. Geceyi gündüze, gündüzü geceye çevirir. Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkarır. Dilediğini zengin, dilediğini fakir eder. Ve hakeza istediği mahlûkunda, istediği tasarrufu yapar. Kimse O’nun bu tasarrufuna itiraz edemez. Evet, eğer bir kimsenin hakkı zayi olmuşsa veya hakkı zabtedilmişse, hakkını aramaya itiraz hakkı doğar. Halbuki, mevcudatın Allah’a karşı hiçbir hakları yoktur ki veya haşa Allah (cc), onların haklarını gasbetmemiş ki; mevcudat O’na karşı hakkını arasın. Zira O Malikü’l-Mülk’tür. Bütün mevcudat ise, O’nun mahlûku, mülkü ve âbididir. Mülk sahibi, mülkünde istediği gibi tasarruf eder. İşte O Malikü’l-Mülk, gelecek ayet-i kerimelerinde bu tasarrufatını şöyle ifade buyuruyor:
“De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah'ım! Sen, mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın. Dilediğini azîz eder, dilediğini zelil edersin. Her türlü iyilik senin elindedir. Şüphe yok ki; Sen, her şeye kâdirsin. Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katarsın. Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarırsın. Dilediğine de hesabsız bir surette rızık verirsin.”
SİVRİSİNEK MUCİZESİ"
"ALLAH bir sivrisineği misal verdiğinde, kâfirler hayretler içinde kaldılar ve "Kâinatı yaratanın küçük bir böceği misal vermesi nasıl olur?" dediler.
"İnkar edenlere gelince: ALLAH bu misalle ne demek istedi" Ve 1400 yıl sonra büyük sürpriz ve büyük alamet belirir..
SİVRİSİNEK;
- Dişi sivrisineğin başında yüz tane göz var...
- Ağzında 48 dişi var...
- İçinde üç tam kalp var...
- Hortumunda altı bıçak var ve her birinin bir işlevi var...
- Her iki ucunda da üç kanat var...
- Kızılötesi sistem gibi çalışan ve askerlerin kullandığı gece görüş sistemleri gibi karanlıkta insan derisinin rengini mor renge yansıtan bir ısı cihazı ile donatılmış...
- Kan emene kadar iğnelerini insan vücuduna herhangi bir sıkışma hissetmeden sokmasına yardımcı olan lokal anestezi cihazı ile donatılmış...
-Kan analiz cihazı ile donatılmış olup, kana tolerans göstermez...
-Aspirasyon işlemi sırasında kanı çok ince hortumunda akması için sulandıran bir cihazla donatılmıştır...
- (60) metre mesafeden insan terinin kokusunu alabileceğiniz bir koku alma cihazı ile donatılmıştır.
-Tüm bunlardan daha da tuhafı, modern bilim, bir sivrisineğin sırtında yaşayan ve ancak mikroskopla görülebilen çok küçük bir böcek olduğunu keşfetti.
-Cenâb-ı Hak buyurmuştur ki: "ALLAH, sivrisinek ve üzerinde yaşayanı misal vermekten utanmaz”.
Mülkün, kudretin, gururun ve büyüklüğün sahibine hamdolsun." (ALLAH'cc Herşeye Kadirdir)
Çoğaltmak lazım Ahlaki,Adaletli,Vicdani,Sevgi dolu,doğru olan her şeyi Gökyüzünde kuşları,arıları,suda balıkları,yüzlerde gülümsemeyi,Dünyada iyi ve güzel olan,temiz bir hayat bahşeden herşeyi.Temel Karamollaoğlu zalimi Fatih Erbakana düşmanlığı artık zirveye taşımış yeniden refah partisinin kapatılması için mahkeme açmış. Hasedinden yanıyor hainliği tescilli artık İngiliz casusu yakıştırması haksız değilmiş CHP ile HDP PKK ile sevişir AKP nin hiçbir doğru icraatını görmez küfür tek millet çirkef yüzünü gösteriyor İran tarihinde hiç hiristiyanla veya yahudiylen savaş etmemiş,hep Müslüman
kanı dökmüş şerefsiz bir ülke. İslama karalar çalanlara, kanbur olanlara ALLAH cc doğru işlerde muaffakiyet nasip etmez nasıl yezidin kumandan olduğu nice sahabininde iştirak ettiği orduya İstanbulun fethini nasip etmediği gibi şerefli işler şerefli lokomotiflerle şerefli liderlerle mümkün bugün saadet partisi bünyesindeki münafıklarla aynı hormonu oynayan saf cesur ihlaslı Müslümanlar var aynen Yezid kafirinin ordusundaki sahabeler misali uyanın ey gafiller Erbakan hocanın emanetini temsil etmek karamollaoğlu gibi bir hainin haddine düşmez.Ayarlarını bozmuşuz başta bir Kuran ile tanışsalar zaten içlerinde fitnenin kaynadığı bozuk insanlar olduklarını görecekler.İzzet ALLAH(cc)ın onun Resulünün(asm) ve müminlerindir.Partiler üstü yalnız ALLAH(cc)ın rızası için hizipçilikten uzak Kuran ve sünneti ders alarak. Temel Karamollaoğlu 80 yaşında. Erbakan hocamızın değerli emaneti Fatih Erbakana bu derece düşmanlığı diğer yandan sözde Erbakan Hocamızın misyonunu temsil ettiğini söylemesi ancak şöyle değerlendirilir:Eceli gelen köpek cami duvarına pislermiş hazımsız adam yeniden Refahın ülke çapında kabul görmesi anketlerde üst sıralarda gezmesi kudurtmuş adamı anlaşılan.
Hayat bir nimettir şükredin,hayat güzelliktir yaşayın.Hayat imtihandır şuurlu Akıllı pozitif ilimle güzel Ahlaklı ,vicdanlı,Adaletli doğruluktan şaşmadan iyilere sevgiyle kötülere sed çekerek kuran ve sünnet ile donanın yaşayın ve kazanın.Hayat bir çiledir dayanın iyilerle köprüleri yıkmadan .Hayat meşru dairede olgunlaşıp cennete layık olmaktır.İmtihanın temelinde sevgi ve buğz var şirke,küfre,zülme,haramlara ,insi cinni şeytanlara karşı dik duruş var.En başta ALLAH(cc)a Resulüne(asm) kurana sünnete sonra mümin kullara masum mazluma güzelliklere güzel değerlere sevgi var,Müslümanlık budur.
İslama ve Vatana ihanet içeren icraatler kimden gelirse gelsin sessiz kalmak rıza göstermek zülmün karşısında susan dilsiz şeytanı oynamaktır.
Ben ALLAH(cc) ı bütün esma ve tecelliyatıyla kuranıyla sünnetiyle zeburu,incili,tevratı,sahifeleri aslıyle Peygamberlerine indirdiği haliyle rızasıyle kabul eden mümin kul olmanın gayretinde bir insanım.Hiziplerin derdi hangi ALLAH(cc).ALLAH(cc)ı bile parsellemişler hadlerini bilsinler ya kuran ve sünnetin dinine dönsünler yada çekecekleri var haberleri olsun.Beni zehirleyen cin küfür eden din şarlatanları din hırsızları sihirbazlar benim kötü bir huyum,karakterim bozuk bir fikrim ,bozuk bir itikadım yok hem amelimin hesabı ALLAH(cc)ile arama giren o gibi densizlere kalmadı haddini bilsinler
Ey beni cübbeli denen şarlatanı sevmeye onu dinlemeye çağıran gafil Müslüman sahabi(ra) Halife Ömer(ra)ın üzerinde yeni bir gömlek görünce nasıl kazandında bu gömleği giydin sen hesap vermedikçe seni dinlemeyiz diyor.Senin cübbeli o gömleğin milyon katını din satarak cukka etmiş her biri 400000 dolar değerinde üç villası üçte karısı var kızınıda ispanyada hiristiyan zihniyetin mektebinde okutuyor karga kılavuzlarla bir yere varılmaz.Ancak fitneye feda edersin kendini uyan ey Müslüman şucu bucu değil kuranın sünnetin müslümanı ol ALLAH(cc) a has kılınmış bir dinin bir imanın olsun.
Daha ne kadar isyan edeceğiz,nefsimizin kusurlarını ne zaman göreceğiz.
AKP nin Müslümanlığı başörtü serbestiyetiyle bacılara rahatlık sonrası çokları için rehavet ve moda sonrası bunların Müslümanlığı kilise havra cami inşa etmek piyasada Ahlaksızlık sefalet tavan yapmış tedbir yok.Nice domuz çiftliği,nice rakı,içki fabrikaları fuhşiyatın%de 794 lere vurması verilen nice tavizler medyadaki Ahlaki tahribat,her türlü haramın kanunlarla korunması ne yazıkki hep bu anlayışın duyarsızlığı terörü önlediyse en büyük hisse Süleyman soylu,Hulusi Akar ve Devlet bahçelinin ama çözüm sürecinde ihanet içinde olan Tayyip efendi kahraman kısacası Müslümanlıkları hikaye.En önemlisi şuki bu memlekette insan kıyımı Ahlak fesadı sosyal Adaletsizlik Din adına cinayete varan Ahlaksızlıklar zalim tasarruflar eksik değil lokomotiflik yapan evliya geçinen tiplerin külli cinayetlerde imzası var iyi bilin Türkiyeyi yönetenler kokuşmuş batı etrafımızı sarmış savaşa hevesliyse sırf sizin samimiyetsizliğinizin islamı yaşamayışınızın lüks içindeki saltanatınızın eseri.Hadisi şerifte üç şey insanları korur der -1-Gizlide ve açıkta ALLAH(cc)tan korkmak-Bugünün Türkiyesinde bir kişi hakkını veriyorsa 99 u vermiyor.-2-Öfkeli ve sakinken Adaletli olmak yine %de 90 Adaletsiz bir toplumuz-3-Varlıkta ve yoklukta iktisada riayet-Evet en çok sınıfta kaldığımız konu hele AKP döneminde yiyecek ekmeğini zor bulanlar bile büyük çoğunlukla kredilere mahküm araba,ev hayaliyle lüks tüketimle saray desen o hususta lokomotif evet ecdadın kemikleri sızlıyor belki ruhları azapta.Unutma musibetler kapıdaysa nefisler azmış herkes öncelikle kapısını temizlemedikçe hele memleketi idare edenler güzel örnek olmadıkça Gadabı ilahi kaçınılmazdır ekonomideki çalkantıların baş sebebi haramların her eve girmesi benim evime haram girmez diyeninde sevdiği arkadaşı akrabası kardeşi haramzade, kısacası yediğimize bile helal haram karışmış zehirlendik ALLAH(cc)daha ne yapsın insanımız ALLAH(cc)ı imtihan ediyor özellikle Hükümetin başındakiler bu sürünmenin sonu cehennem olması ihtimali yüksek Dünyamız cehenneme dönecekse burasıda bir suriye,bir ırak,bir libya olacaksa şaşmayın .Ama herşey bitmiş değil:Tövbe edip hayırlı amel işleyenlere altlarından ırmaklar akan cennetler vardır.A.Kerime uyan Türkiye uyan islam ümmeti üç kuruşluk Dünyanın uğruna cehenneme koşma.
Ben lokomotiflik yapacak adam değilim ancak yazdıklarım doğru şeyler belki ders alıp benden ziyade yaşıyan çıkar evet liderlik yapacak biri değilim.
Tayyip Erdoğanın 2.Abdülhamide benzetilmesi doğru bir yargı değil çünkü Akıl olarakta ,dirayet olarakta 2.Abdülhamidin papucu etmez.Tayyip genel olarak daha ziyade Atatürke benziyor. Çünkü her kılıfa girdi bugüne dek.
Ey cinni insi domuzların güdümündeki gafiller Ey binbir yüzlü nurculuk,Ey firavun deccal kafalı Ataputçuluk,Ey kula kulluğu ruhbanlığı çare diye satan tarikatçılık,Ey her türlü haramı kanunlarıyle koruyan ve hala kafir Anayasayla insanımızı şekillendiren Devlet düzeni ,Ey siyasi arenada milleti hiptonize edip bütün bozukluğunuza Dünyevi makam hırsınıza belki hainliğinize rağmen kendini çare diye satanlar ,Ey Ahlaksızlığın Adaletsizliğin binbir süratlı Vicdansızlığın,yalanın,iftiranın,haramların,şirkin,küfrün,zülmün içindeki cenderesindeki kendini Allame gören cehalet bataklığındaki batı taklitçisi gafil toplum düzeni ve Ey her türlü tahribatta Ahlaksızlıkta bu milleti zehirleyen medyatik maymunlar kültür emperyalizmi ,haramlar ciğerinize yüreğinize işlemişken sizmi insanlığı düzeltecek bu milleti kurtaracaksınız.Ne zaman uyanır ecdadın ruhuna azap veren bu cehennem yolculuğundan biran önce vazgeçer Tövbe edip kurana sünnete ciddi sahip çıkan Müslümanlar olursunuz belki o zaman inanıyorsanız üstünsünüz ayetinin muhatabı mümin kullardan olursunuz .Bugün insanlık adına bir şeyler üretebiliyorsanız genlerinizdeki ecdadın güzel seciyeleriyledir yoksa eğitim,toplum,medya Devlet düzeni hepsi zehir saçıyor bu kafayla ne Dünya kazanılır nede Ahiret. Bu Ahlaki çöküşle bu Dünyevileşmiş Batılılaşmış havamızla ne doğru Müslüman olabildik nede bir batılı hiristiyan ancak nefse mala paraya ona buna egomuza kul olduk.ALLAH(cc)a ne zaman kul olur gerçek müminler olursak o zaman hiçbir kafir unsurun üzerimizde bir tesiri tahribatı kalmaz yoksa haram bataklığında şirkin küfrün zülmün cenderesinde cehalet içinde bataklığında herşeyi nefsani belki şeytani bir halk ile Dünyadada Ahirettede ancak esiriz asla hür değiliz gerçek hürriyet yalnız ALLAH(cc)a samimi kulluktadır .Güzel Ahlaklı Adaletli vicdanlı doğruluğundan şaşmayan sevgi dolu merhametli,empati yapabilen fedakar dengeli istikrarlı haramdan uzak bir toplum olmadıkça Dünyadada ,Ahirettede güzel günler hayaldir,etopyadır.
Bugünkü Türkiyenin ordusu askeri,polisi bir Cengiz hanın Hülagünün Yezidin ordusundan kat kat Adaletli ve Vicdanlı Askerce masum mazlumu güzellikleri katletmeden savaşıyor.Hele Emperyalist Siyonist pisliklerin savaş anlayışıyla hiçbir zaman kıyas edilmeyecek ölçüde temiz bizim savaşımız bile Çünkü biz Muhammedi(asm) ölçüyüz Ne zülmedin nede zülme uğrayınız. ders alıp öyle yola çıktık gayemiz ALLAH(cc)ın rızasıdır ilai kelimetullahtır hegemonya hesabı değil zülüm küfür şirk ve haramlara karşı savaşırken onlar gibi olamayız
ABDESTSİZ DOLAŞMAMAK
İsviçreli bilim adamı Robert Kenzi, elinde termal kamerasıyla çekim yapıyordu. Abdest alan insanlar, Müslümanlar vardı. Çekmeye devam etti.
O da ne? Abdest alan insanların, Müslümanların vücüdundan dalga dalga ısı ve ışın çıkıyordu. Bunu daha detaylı incelemeye ve araştırmaya başladı... Işık dalgaları ilginçti. Müslümanlığın kutsal kitaplarını da okumaya başladı. Her an muhteşem bilgiler, bambaşka keşifler yapıyordu. 63 yaşına kadar bunları nasıl farkedememişti?
Kamera ve kitap... Her iki yönden de bu çalışmaları ilerletti.
Abdest alınca insan vucudundan önce, güven ve huzur hissi veren kırmızı bir ışık dalgası çıkıyordu.
İslam'ın Peygamberi Hz. Muhammed a.s. şöyle bir de söz söylemişti üstelik... Hadis deniyordu.
"Kul abdest aldığında günahları iki gözünün arasından çıkar, iki kulağının arasından çıkar, iki elinin arasından çıkar, iki ayağının arasından çıkar. Abdestten sonra oturduğunda bağışlanmış olarak oturur."
Robert Kenzi, binlerce kişi üzerinde, Müslüman olan veya olmayan binlerce kişi üzerinde bu kırmızı ışın ve sıcaklık dalgasını ölçer ve en son kendisinde denemeye başlar.
37 defa üst üste dener. Aynı sonucu alır. Müslüman olur. 67 yaşında Kur'anı Kerim'i ezberler...
Hastalarına bundan sonra sakinleştirici olarak İslami usülde abdesti reçete vermeye başlar.
Hz. Peygamber a.s.m şöyle demiştir:
"Benim ümmetim kıyamet gününde el ve ayaklarının (abdest uzuvlarının) nurundan tanınır. Kim bunun kendisinde bulunmasını isterse abdeste devam etsin."
Yaşam tarzı ve alışkanlık kazanılması için tavsiye ederim. Abdesti bıraktığınız yerde alın. Abdestsiz gezmeyin. Bu sayede hem namaz vakti gelince kılmak kolay olur, hem de abdestli olmak insanın elini ve dilini o kadar kötülükten korur ki... Deneyin göreceksiniz...Selam ve dua ile...
Vallahi nurculuk,kemalizim,tarikatçılık, particilik cinni insi şeytanlar her saniye insan katliamı yapıyor nice suçsuz insanın ruhunun güzelliklerini soyup felaketlerine çalışıyor.Sen sen ol kula kul olma ALLAH(cc)a koş. Kuran sünnet dairesine gir iyilerle köprüleri yıkma kötülerden uzak dur.
En az farz ibadetler kadar önemli bir kulun Dürüstlüğü Ahlaki Adaletli Vicdani Merhametli milli ve manevi değerlerine Vatanına sevdalı ve bağlı oluşu zaten doğru insan olmadıkça doğru Müslüman olunmaz.Elinde kuran ,ağzında yalan,midesinde haram.kalbinde kin ve nefret olan nefsinin şeytanın kölesi cümle zalim haramzadelerden kurtar ALLAH cc ım.Biz mümin kul olarak küfrü zülmü şirki haramları Ahlaksızlığı Vicdansızlığı Adaletsizliği sefaleti rezaleti nefsimizi olumsuz giden herşeyi tağutu şeytani ruhları sorgulayan şuurlu kuvvetli iman sahibi, fitnelere insi cinni şeytanlara sed çekebilen dosdoğru güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli kullar olmak istiyoruz Sakın olaki su dan sebeplerle başta ailen olmak üzere dost edindiğin güzelim insanlarla güzel Ahlaklılarla yollarını ayırma sürüden ayrılanı kurt kapar sonra yalnız hayat insana azap verir şeytanlara oyuncak olursun.
Kişiliğimi davranışlarımla karıştırmayın ,kişiliğim kim olduğumdur. Davranışım ise sizin kim olduğunuza bağlıdır.
Deccalın,şeytanın,münafıkın,kafirin,Vatan haininin duası kendi başını yesin
İşgal ordularına gerek yok 37 milyon piyango bileti 20000 in üstünde faizli banka şübesi 114 milyon faizli banka kartı,Şans oyunlarına bel bağlamış cehaletin içinde haram bir Dünyada kendine insan diyen sefiller hergün kahvehanelerde birbirinin emeğini paraların çalmak için gününü geçiren ve hayvan kadar insanlığa faydası olmayan insan müsfeddeleri binlerce tekel bayii,yüzlerce Ahlaksız dizi,yüzlerce domuz çiftliği,diskotekler ,kerhaneler lüks ötelerdeki rezaletler ,genleriyle oynanmış genetiğimizi bozan gıdalar kafire yahudiye haramzadelere peşkeş çekilen topraklarımız evlerimiz ekranlarımız en mahrem hayatların Din adınada Dünya adınada edepsizce zülmen işgali ,Her türlü haramın kanunlarla korunması şirkin küfrün ,zülmün,haramların haramzadelerin hür oluşu Bu milletin meclisinde bir sürü vatan haininin barınıp milletin parasıyle ihanetlerini sürdürmesi her cihette ceplerimiz ve yüreklerimiz Dünyamızda Ahiretimizde işgal edilmiş zaten.
Damdaki eşek her seferinde kendine zarar veriyor aynen hikayesinde anlatıldığı gibi en değerli ilimler cahil bir toplulukta nasıl kıymeti bilinmez aynen öylede çok değerli antika bir eser hurdacılar çarşısında bir kıymeti yoktur o ilminde o harika sanat eserininde gerçek fiatını ancak ehli bilir
İyileşme her sahada özellikle Ahlaki milli ve manevi değerlerimize yönelik bir eğitimle olmalı.Sizin hayırlınız Dünyasınıda,Ahiretinide yapandır.H.Şerif.
Son 6 ayda 538 yeni fabrika açılmış,niceleri Türkiyeye yatırım için yarışıyor bir aylık ihracat 20 milyar doların üstünde hal böyle olunca asgari ücrete %de 50 artış yapan bir hükümet var .Ancak Ey cumhurbaşkanımız bütün bunlar ve 19 yıl içindeki yapılan bütün yatırımlar Dünyalık işler tamam güzel şeylerde en az o işlere kafa yorduğunuz kadar Ahlaki ve milli manevi değerlerimize yönelik bir eğitime medyadaki ,tv ve internetteki ve piyasadaki Ahlaki tahribatlara karşı samimi bir tavrınız duruşunuz olsun istiyoruz.İslamın temeli Güzel Ahlaktır eğer samimiyseniz Müslümanlığınızda deccalizmin bataklığınında küfrün,zülmün,şirkin,haramların çarşısından sefaletten rezaletten şeytani ruhların çarşısı olmaktan bu milleti kurtarın sonrada ben yaptımda oldu diye havalara girmeyin bazı horozlar sırf kendileri öttüğü için sabah olduğunu zannermiş.Dengeli istikrarlı olmaya çalışın.kısa zamandaki zenginlikle uzun zamandaki orta hallilik arasında mühim bir seçenek yapmak lazım demiş iktisadın üstadlarından biri .Bu ülkede her şeye sağlıklı bir yapılanma gelsin istiyorsanız her türlü haramı ,haramzadeyi kanunlarla korumaktan vazgeçin ilahi hukukun hala çiğnendiği batının çürük Anayasasını değil İslam Hukukunu kuranın Anayasasını hayata geçirin laiklik teranesiyle 100 yıldır kölelik yaşadı bu millet.Gerçek Hürriyet ALLAH(cc)a samimi kulluktur .Bugüne dek başardığınız her doğru iş iyilerin masum mazlumun gayret ve duasının eseri olduğunu unutmayın.iyilerle köprüleri yıkıp kötülerle aynı kareyi paylaşmayın.Şeytanlaşmış hiçbir insan bozmasının insanlık katillerinin ALLAH(cc)indinde bir kıymeti yoktur öyleleri gerçek pislik şerefsizlerdir .Her işinizde sevgili Peygamberimiz(asm) en birinci rehberiniz olsun .Çünkü o islamı inşa ederken cehenneme postaladığı hiç kimseden özür dilemedi yeniden barışmak gibi bir zaafada düşmedi .Tarihi vicdansız cinayetlerle dolu zalimlerle aynı karede yer almadığınız sürece aydınlık bir caddede yürüyeceksiniz .Aksine kafir ve zalimlerede iyilere baktığınız gibi baktığınız sürece Hem Hukukullahı hem insanlık hukukunu çiğneyecek belki o pisliklerin selinde boğulacaksınız.Kendinize ve iyilere masum mazluma kurani hakikatlere saygı duduğunuz sürece yolunuz açık olsun inşallah.
Kar taneleri ne güzel anlatıyor birbirine zarar vermeden yol almanın mümkün olduğunu neticede yeryüzünün bütün ayıplarını örtüyor herşey bembeyaz.Bencilce çıkarların uğruna insanları kullanma hayvanlara eziyet etme ,doğayı tahrip etme belki işin içinde bir hayır varsa masum mazluma yarıyacaksa dayanışma içinde hukuk çerçevesinde hareket et.Alem yalancı şahid hırsızlarla dolu.insi cinni kafir şeytanı ruhlara lanet,onların değirmenine bilerek şu taşıyan hainlere lanet,masum mazlumu, güzellikleri ,ehli imanı ehli namusu beni ailemi bilerek zehirleyen her pisliğe ebedi lanet.Allah cc her güzelim kulunu her şeytanı pislikten arındırsın inşallah. Biz iyi olmanın mücadelesini verenler zehirli yılanların hamalı olduğumuz sürece hiçiz kendimizi kandırmayalım bir adım yol gidemeyiz.Haram yaşantıdan kurtulmadıkça kula kulluktan kurtulmadıkçada asla gerçek müminler olamaz,inanıyorsanız üstünsünüz hakikatine liyakat kazanamayız ALLAH cc ta nasip etmez.Ne fitnelerin sonu gelir nede hiçbir işimizde bereket olur.
Şu maneviyata şekil verenler içimize gireceğine doğru sözü söylesinler belki dualarıyle hakkımızda hayır dileseler daha tesirli,daha Ahlaki,vicdani olur.
Ben deccalizimin çöplüğünde yana yana büyüdüm yalnız ALLAH(cc)a kulum
Asgari ücrete %de 50 artış yapılmışsa piyasa %de 200 e varan yıllık artışlarla dolu çok ürünlerde temel gıdada %de 100 ün üstünde artış var.
Gebermiş leşlerede yaşıyan leşlerede ebedi lanet kopsunlar masum mazlumdan
ALLAH(cc)ım üzerimize yağdırdığın yağmur gibi şifa yağdır,huzur yağdır,edep yağdır,Ahlak yağdır,merhamet,dürüstlük, ve insanlık yağdır.Senin rahmetine muhtacız bizi şuurlandır şirke,küfre,zülme,haramlara karşı dik duran eyle.
Ben her şeyin ALLAH(cc)tan olduğu Tevhidin ikliminde yaşamak istiyorum
Hiziplerden olmamak için çok çalıştım ancak hizipler hayatımın güzelliklerini gaspedip beni kendilerinden beter etmek için çok çaşıştı.Sorarsan bendeki nimetler hep kendilerinden ben ise her pisliğe layık bir hiçim hür irademle seçtiğim yaşadığımdan ziyade yazdıklarım.Ben dualarımda fikirlerimde bütün masum mazluma bütün güzelliklere dua ediyor kurana uygun fikir üretiyorum
Kaderimi menfi yazan ve suçum olmadığı nice pislikleri bana yükleyenin ALLAH(cc) olduğuna inanmıyorum.Başıma bela masum mazluma güzelliklere ehli imana ehli namusa aileme bela ulup sihirle,yalanla,hasedle ,iftirayla ,din hırsızlığıyle,münafıkı,kafiri,şeytani pisliklerle bizi zehirleyen ve hayatı bize çekilmez hale getiren her pisliğin hakkından gel ya Rabbi.Bizim inancımızda senin hazinende zülüm yoktur acımasız,Ahlaksız,vicdansız zalimlerden koru.
Siz bu şerefli milleti tanımıyorsunuz bu millet Cehenneme postaladığı pislikleri kardeş bilmez yasını tutmaz rahmette okumaz belki hakiki mümin olmaya layık olmayanların zaafıdır o.Hiçbir domuz bir masum mazlumun yükü olmasın ya Rabbi. Bu cinni insi domuzlar melun şeytanlar ve onların güdümündeki din yobazları ve her pisliğe aklı kesen münafıklar kafirler var olduğu sürece Dünyada huzur arama.Bugünü yaşarken dünü unuttuk ders alıp şuurlanacağımıza çoğumuz mirsyedi gibi yaşadık yetmedi haramlara daldık öz değerlerimize ihanet ettik hainleride hoş gördük.Alemde sen çalış ben yiyeyim diyen yahudi mantığı hakim,işleri hırsızlık ve zülüm .şirki küfrü zülmü haramları bozuk felsefeleri dünyevileşmeyi nefsani şeytanı herşeyi çare diye satıyorlar.
Ömrü boyu haram yemiş ve nice bozuk felsefeyi nice zülüm içeren ibadeti hayata geçiren ve saf Anadolu çocuklarını sermaye yapan ve nice insi cinni şeytanın paratoneri,her saniye kul hakkı yiyen şirkin kokusu eksik olmayan iman ile küfrün nikahını kıyan cemaatin kurucusu sait nursi yazdı bu milletin kaderini Deccalizmin tetiğini ilk o çekti,beton kemali öncelikle o yetiştirdi. Kadın şer ,bela,fitne diye zikredip milyonların cehennemini hazırladı İftirayla hasedle yalanla değil delille konuşacaksın sahte evliya hırsız zalim sait nursi
Ya teslim olup müsaade ettikleri kadar nefes alacağız ,yada sıkıntılara sabredip saldırılara karşı koyup günü geldiğinde gırtlaklarına çökeceğiz .Bizim gidecek başka bir Vatanımız,nede teslim edecek istiklalimiz var .Ceddimiz yüzlerce yıllık tarihimizi İman,Ahlak,Adalet,Vicdan sabır,sebat cesaret ve azimle ve doğrulukla pozitif gayretle yazdıysa bundan sonrada böyle yazılacaktır Emeksiz zenginlik,savaşsız barış,zahmetsiz Rahmet ,mücadelesiz Hak kazanılmazVatan sevgisi imandandır. Gaye güzel Ahlakın Adaletin tesisidir ilai kelimetullahtır yolumuz ancak böyle olduğumuzda Turan davası,Kızılelma davası en güzel anlamını kazanır.Ayrıca her sahada Ahlaki eğitim şart ,islamın temeli güzel Ahlaktır,cihad ruhudur,edeptir,helal,namuslu,iyilere masum mazluma ,güzelliklere her şeyden önce her güzelliğin tek yaratıcısı ALLAH(cc)a ve onun ilahi mesajını bize ulaştırmanın çilesini çeken sevgili Hz.Muhammed(asm)a samimi sevgidir.Vicdanlı,Adaletli,dosdoğru kullar olmaktır.
Hayat bu bazı anlar attığın taşlar yerini bulmaz. Bazı günler çelme takar Bazı güzellikler ara verir. Her şeyin üst üste gelmesi meşhurdur bazen.Bir vazgeçmek düşer aklına.Yapma!Yeniden dene.Olmadı mı.Yeniden...Sana umutsuzluktan bahsedenlere,en güzel cevaptır.Karlar içinde boy veren kardelen.Seçil Oğuz
Namaz, niçin uykudan daha hayırlıdır?
•Uyku nefsin, Namaz ise Allah'ın çağrısına uymaktır.
•Uykuda ölüm, Namazda hayat vardır.
•Uyku bedenin, Namaz ise ruhun ve aklın gıdasıdır; rahatlaması ve huzur bulmasıdır.•Uykuda gaflet, Namazda ise Rahmet vardır.
Bu CUMA sabahında da Huzuruna kabul eden Rabbimize Hamdü Senalar olsun “Allah’ım!Sana muhtaç olmak en büyük zenginliğimdir.
Senin fakirin eyle beni. Senin verdiğinle doymak, En büyük lezzetimdir.
Sofralarında ağırla bizleri..” Ey Allah'ım...Ömür'de,Ölüm'de,Kabir'de,
Mahşer'deMizan'da, Sırat'ta,Rahmetinle muamele eyle bizlere...
Sana sığınıyoruz... Ey Rabbimiz!~ Senden daimi bir iman~ Senden korkan bir kalp~ Derinden inanan doğru bir yakin~ Senden yararlı bir ilim
~ Senden sapa sağlam bir din~ Ve her belaya karşı afiyet dilerim.
~ Verdiğin sağlık ve afiyete gereği gibi şükretmeye muvaffak eyle bizi.
RABBENA!Bizi istikametten ayırmaYolunda gayretimizi artırSabır sebat
İkram eyle!Adını ananlardan Zikrinle fikrinle,Hemdem olanlardan eyle
Rızanı istiyoruz ALLAHIM.Razı olacağın haller ile Hallendir bizi ebeden ÜMMETİ MAĞFİRET EYLE ALLAHIM!AminEsselamü Aleyküm
1.
Başkalarının kusuruyla meşgul olupta kendini düzelten birini görmedim demiş arif bir zat.Ancak zülme sessiz kalmakta zulümdür.Zülmün karşısında susan dilsiz şeytandır.H.Şerif.Ahlaklı,Adaletli, Vicdanlı,İmanlı,Sevgi ve Empatiden,Merhametten,Doğruluktan,Helaliyle,Namusuyla,Şerefiyle yaşamaktan uzak her yapılanma şirki,küfrü,zülmü haramları yaşatan Cehennemi hayattır.Masum Mazlum konumda olan cümle güzelim kullarını kurtarsın ALLAH cc inşallah.İnsanlık niçin bu kadar bozuldu işlerine hayatlarına ALLAH cc ı karıştırmadılar kurani hakikatlere değilde nefis ve şeytana uydular,Dünyanın cazibesine kapıldılar,haramları hayat tarzı edindiler.Yediğini giydiğini hayatını her nimeti Bismillah diye başlayıp Elhamdülillah diye sonlandırana Ahirettede Ebedi nimetler var.Hayatıda bereket içinde geçer,şeytanlarda iflas eder.Yaşadığiımız hayatta uyanık olmak yetmiyor herşeyimizle doğru kul mümin kul helal namuslu güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli Merhametli kul olacağızki Allah cc razı olsun.Nice çürümemiş taptaze meyve sebze nice ekmekler çöpe dökülüyor Dünyada hergün 25000 in üstünde insan sırf açlıktan ölüyor bırak Dünyayı bu memleketin üçte biri açlık sınırında yaşıyor bu nasıl bir Ahlak nasıl bir vicdan anlayışıdır bu meyveleri sebzeleri ekmekleri çöpe dolduran zihniyeti denetleyecek bir devlette yok saltanat israfın tavanına vurmuş piyasada sebepsiz zamlar eksik değil Türkiyede zülüm var sorumsuz bir halk yetersiz bir devlet anlayışı sırf fiyatlar artsın diye hareket eden vicdansız insan bozmaları var
Deccalizmin silahı kadın olacak demiş Alimin biri bu hususta Hadisi Şerif varmı bilmiyorum ama gerek Dinci yobazların gerek Dünyevi zalimlerin tarih boyu kadın üzerinden yapmış oldukları spekülasyon ve rant gösteriyorki o biçareler tarih boyu günah keçisi seçilmiş.Gerek Türkiyede gerek Dünyada ağır işçiliğe kadınları layık görürken erkeklerin kahvede kumar oynaması veya duyarsızlığı bencilliği sorumsuzluğu.Bir sait nursi ve cemaatinin sabah akşam ibadetlerinde kadın şer,bela,fitne demesi ve çoklarının felaketine imzasını atması,Bir Mahmut efendinin kitabında değil Ahlaksız kadınları helalinden rızık peşinde koşan Doktor,hemşire ve bakkallık yapan kadınları bile ALLAH(cc)ın düşmanı diye vasfetmesi.Bir Adnan oktarın bir yandan medhiyeler düzüp iffet namus dersi verip çarşafa büründürdüğü kadınları diğer yandan soyup soğana çevirip kendininde Dünyanında iştahına sunması.m.kemalim özgürlük anlayışıyle milyonların iffetiyle namusuyla oynayıp laik düzende nicesini kerhanelere meyhanelere diskoteklere insi cinni şeytanlara cehenneme mahküm etmesi.Nice Dinci yobazın kadına hayvan kadarda kıymet vermeyişi,kadına karşı şiddetle nice Ailelerin dağıtılması,İstanbul sözleşmesi denen Yahudi satanist emperyalist dayatmayla sözde kadın hakları adı altında Aile yuvalarının dağıtılması ve nice insi cinni şeytanın tarih boyu eşya muamelesi yapması.Medyada Ahlaksız dizilerde,reklamlarda hiç alakası yokken soyup milletin iştahına sunulması.Tarihin çok evresinde hayat kadını muamelesiyle fuhşiyata mahküm edilişi.Günümüzde internet ortamında kadınların Dünyadaki satanist,Siyonist,emperyalist ,komünist ,faşist kafalara feda edilmesi Komünizmin işçi statüsünde ve nikahsız ilişkilerde kadını Aile hayatından koparıp dinsiz bir anlayışın esiri yapması daha düşünemediğim nice çirkefliğe tarih boyu mahkümiyetleri hep kölelik hep zalim egolara zalim nefislere teslimiyeti haliylede deccalizmin malzemesi olmaları o biçarelere hiçbir zaman bir Ana şefkat abidesi fedakar merhametli iffetli güzel Ahlaklı kişiliğini vermemiş sadece zehirleyip cehenneme namzet bir hale getirmiş.
Kadının gerçek değerini kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü vahşetin tağutluğun,şirkin küfrün ,zülmün coğrafyasında Fatıma anamızı(ra) omzunun üstünde Mekke sokaklarında gezdirip o nazenin çiçeğine hakiki değerini veren ve şeytanlaşmış insan bozmalarına meydan okuyan ve cennet Anaların ayakları altındadır hadisiyle cenneti kadının ayağına seren ve büyük mücizesi Kuran ve sünnetiyle Güzel Ahlak iffet namus helal vicdani bir yaşamı bütün insanlığa cinlere ders veren sevgililer sevgilisi islamın müşahhas ve en mükemmel temsilcisi Hz Muhammed (asm) vermiştir ALLAH(cc) vermiştir hakiki mümin Ahlaklı vicdanlı merhametli dürüst kullar vermiş en güzel değeri.
İlahiyatçı Faruk Beşer'in "İyi bir Müslüman olmadan iyi bir insan olunmaz" sözüne Yeprem, Kırbaşoğlu, Balcı'dan "Dindar olmayan biri de iyi olabilir" itirazı geldi. Bayındır ise, "Kafir, inandıktan sonra üstünü örten kişidir" iddiasında bulundu
Beşer, Müslüman olmadan iyi insan olunamayacağını iddia ederken, bu görüşüne bazı meslektaşlarından itiraz geldi / Fotoğraf: İHA
İlahiyatçı Prof. Dr. Faruk Beşer, Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde "Müslüman olmadan iyi bir insan olunabilir mi?" başlıklı köşe yazısında "İyi bir insan olmak için Tanrı'ya inanmak gibi bir ön şart yoktur" görüşünü eleştirmiş ve şöyle demişti:
"İnsan olmadan Müslüman olunmaz" gibi sorunlu bir aforizma yerine, "Allah'a inanıp salih amelleri yaparak iyi bir Müslüman olmadan iyi bir insan olunmaz" dememiz gerekir. Mevlana'ya nispet edilen, ‘Ne olursan ol gel' sözü bile, safi hümanizm kokan böyle ifadelere göre çok daha savunulabilir bir aforizmadır. Ve İslam söz konusu olduğunda mesele ‘bana göre' meselesi olmaktan çıkar. Onu doğru anlama meselesi ise her zaman geçerlidir."
Her dönemin tartışma konusu
Beşer'in iddiası aslında her dönem tartışılan bir konu.
"Dindar insanlar daha mı ahlaklıdır" ya da "Ahlaklı insanlar daha mı dindar olur" gibi iddialar her zaman tartışma konusu olmuştur.
Son olarak Beşer'in yazısında dile getirdiği "İyi Müslüman olmadan iyi insan olunmaz" iddiasını farklı ilahiyatçılara yönelttik.
Prof.Dr. Saim Yeprem / İlahiyatçı
"Dindar olmayan biri de çok ahlaklı olabilir"
Bu konuyu felsefi açıdan ele almakta fayda var. Ahlak ile din arasındaki ilişkiyi ele aldığımız zaman iyi bir dindar, mutlaka ahlaklı kişidir. Ama iyi ahlaklı bir kişinin mutlaka dindar olması gerekmez. Bu genel bir kuraldır. Ahlak dinin olmazsa olmazıdır. Ahlaksız birinin iyi bir dindar olması düşünülemez. Ama tersinden bakarsak dindar olmayan biri de çok ahlaklı olabilir. Konuya bu açıdan bakıldığında sorunun cevabı bulunmuş oluyor. Bugün bütün insanlığın faydasına icatlar yapmış, milyonlarca insanı kurtarmış ama dindar olmayan birine iyi bir insan değildir diyebilir miyiz? Birine iyi bir dindar diyebilmek için önce çok iyi ahlaka sahip olması şarttır.
hayrikırbaşoğlu.jpg
Prof.Dr.Hayri Kırbaşoğlu / İlahiyatçı
"Müslüman olmadan çok iyi olan insanlar var"
Beşer'in iddiası savunmacı bir söylem. Çünkü İslam dünyası ahlak bakımından imtihanı kaybetmiştir. Dünyanın en ahlaklı, düzgün insanları Müslümanlar'dan çıkmıyor. İnsanlar maalesef dindarlıklarını sorguluyor. Bu iddia da bu gelişmelere karşı bir savunma.
İkincisi konunun bilimsel ve teolojik boyutunu ayırt etmek lazım. Müslüman olmadan çok iyi olan insanlar var. Yazarın Müslüman iyi olmalıdır sözü bir temenni. Temennilerle zaman geçiriyorlar. Temenni yerine İslam dünyası neden birey ve toplum olarak daha ahlaklı değil sorusunun cevabı aranmalıdır.
"Dinsiz olduğu halde pek çok Müslüman'dan daha ahlaklı insanlar vardır"
"Bugün maalesef uluslar arası verilere göre yolsuzluk konusunda İslam ülkelerinin zirvede olduğunu görüyoruz. Hal böyle iken bu tür söylemler sorunun üzerine gitmek yerine ondan kaçmaktır" diyen Kırbaşoğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü:
Dinsiz olduğu halde pek çok Müslüman'dan daha ahlaklı insanlar vardır. Tarihte bunun birçok örnekleri vardır. Beşer'in temennisi dış dünyadaki durumu değiştirmiyor. Bugün İslami öğretide ahlak sadece cinsellik ve basit gündelik olaylara indirgenmiştir. Oysa siyasetten, bilime, sanata hayatın her alanına ahlak sistemini koymamışız.
"Bizde haram yemek sol elle yemek kadar önemsenmedi"
Biz de ahlak sorunu en son sırada gelir. İsmet Özel'in "Bizde haram yemek sol elle yemek yemek kadar önemsenmedi" diye bir sözü vardır. Sol el ile yemek yendiğinde kıyamet koparan muhafazakarlar haram yendiğinde süküt içerisindeler. İyi insan olmak için önce Müslüman olmak gerektiği iddiası Türkiye'de İslamcılık iddiasında bulunanların ahlaki olarak iflas etmelerine karşı yaptığı cılız olarak yapılmış bir savunmadır. Oysa din bile ahlaki bir eylemdir.
"Müslümanlar'da ahlak cinselliğe indirgeniyor ama sistem ahlakı yok"
Bugünkü Müslümanlar'da ahlak cinselliğe indirgeniyor ama sistem ahlakı kesinlikle yok. Bu konuda bir öneri de yok. Örneğin ticari reklamların nasıl olması gerektiğine dair bir metin bulamazsınız. Oysa Vatika'dan Papalığın sitesinde Katoliklerin reklamcılık konusunda uyması gereken kurallarla ilgili bir metin vardır ve buradaki kurallara dünyanın her yerindeki ahlaklı insanlar imza atar. Bizde bu konuda bir öneri bulamazsın
Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır / İlahiyatçı
"Kafir inandıktan sonra gerçekleri örten kişidir"
Her insan, büluğa erinceye kadar yaptığı gözlemlerle Allah'ın varlığı ve birliği konusunda kesin kanaate ulaşır. Bunun örneği, putperest bir ailenin çocuğu olarak doğan İbrahim aleyhisselamdır. İslam fıtrat, yani Allah'ın doğal yapıya koyduğu kanun ve kurallar bütünüdür. Bu kurallar her insanda olduğu için doğal yapısını koruyana müttakî denir. Ona Kur'an, doğru bir şekilde anlatılırsa hiç tereddüt etmeden onu kendine rehber edinir. Böyle biri, daima dürüst ve erdemli olmaya ve kendini her türlü yanlıştan korumaya çalışır. İşte iyi insan odur.
Kafir, inandıktan sonra gerçeklerin üstünü örten kişidir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
"Bazı yüzlerin ak olacağı, bazı yüzlerin de kararacağı günde, yüzleri kararanlara şöyle denir: ‘Siz inandıktan sonra kâfir oldunuz, öyle mi! Kâfir olmanıza karşılık, tadın şu azabı!' Yüzleri ak olanlar ise Allah'ın ikramı içinde olurlar ve orada ölümsüz olarak kalırlar." (Al-i İmran 3/106-107)
"Allah'ın yüklediği görevlerden birini kabul etmeyen kafir olur"
İblis dahil, Allah'ın varlığını ve birliğini kabul etmeyen yoktur. İlgili ayetleri dikkatle okuyanlar görürler ki, İblis'i kâfir yapan, Allah'ın tek bir emrini kabul etmemesidir. Bu sebeple Allah'ın yüklediği görevlerden sadece birini bile kabul etmeyen kâfir olur. Çünkü kendine göre şartlar koyan biri Allah'a teslim olmuş sayılamaz.
"Dini menfaatleri için kullananlar en tehlikeli insanlardır"
Doğru dindarlık, aklı kullanmayı ve Allah'ın ayetlerine uymayı gerektirir. İşte tam burada din adamları devreye girer. Onların bir menfaat peşinde olmayanları çok faydalı olur ve çözüm yollarını gösterirler. Ama dini menfaatleri için kullananlar, en tehlikeli insanlardır. Onların bütün çabaları, Allah'ın kitabını etkisizleştirmek, başkalarının sözünü Allah'ın sözü gibi kullanıp dini istedikleri gibi kullanmaktır. İşte en tehlikeli insanlar onlardır.
"Hayatında Allah birinci sırada olan dünyanın en hür insanıdır"
Herkes kendine şu soruyu sormalı: "Allah benim hayatımda kaçıncı sırada?" Eğer birinci sırada ise dünyanın en hür ve en güçlü insanı odur. Allah'a güvenir ve ona tam teslim olur. Eğer Allah ikinci sırada ise o, birinci sıraya koyduğu şeyin kulu ve kölesi olur. Bütün hürriyetini kaybeder ve hayatını yanlışlar içinde geçirir. Dini konularda çok uyanık olmalı, akla ve doğal yapıya uymayan her şey, sonuna kadar sorgulanmalıdır.
Prof. Dr İsrafil Balcı / İlahiyatçı
"İyi Müslüman olmak için önce iyi insan olmak gereklidir"
Evet İyi Müslüman olmak için önce iyi insan olmak gereklidir. İyi insan olmadıktan sonra Müslüman olmanın anlamı yoktur. Zaten Kuran-ı Kerim'de iyi insan olmanın kodları verilmiştir. İyi insan kime denir? Ahlaklı, dürüst, hak yemeyen, hak hukuk tanıyan, insanlarla barışık yaşayan, insanları ötekileştirmeyen, yardımsever... Bunlar iyi insan olmanın hasletleridir.
Bunların olması için mutlak inanmak şartı yoktur. Nitekim de inanmadığı halde son derece ahlaklı, dürüst yaşayan insanlar vardır. Buna mukabil inandığı halde birçok konuda ahlaki sorunlar yaşayan insanlar da vardır.
"İyi insan olmak için inanmak yetmiyor"
"Eğer iyi insan olmak için iyi Müslüman olmak gerekseydi bütün Müslümanların şu anda toz pembe bir hayat sürmesi gerekirdi" diyen Balcı, sözlerini şöyle devam ettirdi:
Demek ki inanmak yetmiyor. O zaman ne gerekiyor? Önce iyi insan olacaksınız. İyi insanda olmanın ön koşulu da saydığımız ve evrensel olan kriterlerdir. Bunlar yerine getiren zaten iyi insan olur. Rabbimizin de bizden istediği budur.
"Müslümanlar dindarlığı sadece ibadet olarak görüyor"
"Müslümanlar olarak en çok içinden çıkamadığı hususlardan biri dindarlığı sadece ibadet ve muamalat olarak görüyoruz" diyen Balcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Oysa dindarlık aynı zamanda iyi insan olmanın gereğidir. Kuran-ı Kerim, 60'e yakın ayette ‘İnananlar ve yararlı iş yapanlar' der. Biz inananlar kısmında varız ama salih amel kısmında yokuz. Salih amel kısmını sadece ibadete mal ederek anlamaya çalışmışız. Yani daha çok ibadet ederek iyi Müslüman olacağımızı sanıyoruz. Tabii ki ibadette olacak ama önce ahlak, dürüstlük, çalışmak, ahlak gelir. Ahlakın, hukukun, paylaşımın olmadığı dünyada ne kadar iyi bir Müslüman olabiliriz. Dolayısıyla bunlar için önce iyi insan olmak gerekir. İyi insan olan da zaten dürüst iyi Müslüman olandır. İyi insan olmadan asla iyi Müslüman olunamaz…İyi insan olmadan, iyi Müslüman olunmaz” der bilge lider Aliya İzzetbegoviç… Önce ahlâkımız güzelleşmelidir. Ahlâkımız, ilhamını, edebini, ilmini, güzelliğini, vakarını, şahsiyetini Kur’an’dan ve onun teslimiyetiyle ümmete örneklik teşkil ettiği Hz. Muhammed Mustafa (sav.)’den almalıdır.
Kur’an-ı Kerim’de ilk inen ayetlerden bir tanesi, Resulallah (s.a.v.)’in ahlâkına, “Ey Peygamber! Muhakkak sen pek yüce bir ahlâk üzerindesin!” (Kalem, 68/4) buyurulmak suretiyle dikkatler çekilmekte, vurgu yapılmaktadır. Bizler, öyle bir hayat yaşamalıyız ki, ibadetlerimiz, üzerimizde bir yük, bir fazlalık, bir sıkıntı, bir bıkkınlık sebebi gibi gözükmemelidir. Öyle güzel insanlar olmalıyız ki, ibadetlerimiz bizim ahlâkımızı, yaşayışımızı, konuşmalarımızı, bakışımızı taçlandırır mahiyette olmalıdır.
Rabbimizin fıtratta ruhumuza yazdığı yaratılış ayarlarımıza yeniden dönebilmemiz için kendimizi yenilememiz, yeniden iman edip salih ameller işleyerek özümüze dönebilmek için tevbe ve istiğfar ile kendimize söz vermemiz gerekiyor. Rabbimizin mübarek vahyinden mülhem;
“Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır.” (Nîsa, 4/136)
İnsan olmak erdemli olmayı, erdem sahibi olmak ahlâk-ı hamide ’yi kuşanmış bir mü’min/Müslüman olmayı gerekli kılar. En tabii insânî davranışlarımızı özümüz gibi bilip, Rasûlullah’ın (s.a.v.); “din samimiyettir, din samimiyettir, din samimiyettir” ölçüsünü de asla hatırımızdan çıkarmadan, fıtratımıza uygun bir hayat yaşamalıyız.
İnsan olmanın temel şartlarından birisi, nefse muhalefet etmektir. Yani onun isteklerini değil, istemediklerini yapmaya yönelmek… Zira nefsini dizginleyemeyen kimse, kesinlikle olgun bir insan olma vasfını yakalayamaz.
Böyle bir insan ve böyle bir mü’min; kendisine Hz. Peygamber (s.a.v.)’i rehber edinecek, onu örnek alacak, modern deyimiyle; “rol model” kabul edecek, elinden geldiği, gücü ve bilgisi yettiği oranda ahlâkıyla ve şahsiyet duruşuyla ona benzemeye çalışacak…
Allah (c.c.); güzel insan, güzel bir kul, Rabbinin rızâsını kazanmış bir bahtiyâr olmayı cümlemize nasîb eylesin.BİR MÜSLÜMAN NASIL OLMALI?
Osman KESKİOĞLU
Müslüman, üstün ahlâklı bir insan demektir. “Ben üstün ahlâkı tamamlamak için gönderildim” diyen Peygamberimiz: “Müslümanlık güzel ahlâktır, îmânı en üstün ve olgun mü’min, ahlâkı en güzel olandır. Mizanda güzel ahlâktan daha ağır basan bir şey asla yoktur” buyurmuşlardır. Öyle olunca Müslüman, bütün güzel huyları kendinde toplamış olgun bir insan olmalı ve bu haliyle bir fazilet örneği, bir olgun insan timsali sayılmağa liyakat kazanmalıdır. Hareketlerinin dürüstlüğü, sözlerinin doğruluğu herkese saygı ve sevgi telkin etmelidir. Yine Peygamberimiz buyurmuştur ki : “Îmân ettim de ve sonra da dosdoğru ol. Doğru ol ki, ahlâkını halk beğensin.”
Temiz ahlâklı ve faziletli bir adam olmanın yolunu ilim gösterir. Onun için dinimiz her şeyden evvel ilim ve irfan sahibi olmağı emretmiş; kadın, erkek herkese ilim öğrenmeği farz kılmıştır, ilim, medeniyetin temelidir, insanın fazilet rehberidir, yoluna ışık tutar ve nur saçar. “Ya bilenlerden ol, ya öğrenenlerden ol veyahut bilgi severlerden ol, yoksa bir hiç olup kalırsın” (Hadîs)
Bilgili kimse güzel ahlâklı, temiz yürekli olur. Kalbi insanlık sevgisiyle dolup taşar. Düşmüşleri kaldırır, zavallıların imdadına koşar, biçarelere şefkat ve merhamet elini uzatır, iyilik yapmak güzel ahlâkın en yüksek mertebesi olduğunu bilir.
Müslüman işte bunun için ilmin dostudur. Cehaletin düşmanıdır. İslâmla cehalet barışamaz. Çünkü İslâm nurdur, cehâlet ise karanlıktır. Müslüman karanlığa düşmez. Karanlığı boğan bir nur gibi daima ışıldar, ilmin ışığiyle yaşar. Onun için batıl inançlar, hurafeler, fallar bir Müslümanın kafasında yer tutamaz. İnsanın fikrini çelen, aklını zehirliyen boş düşüncelere, mânâsız kuruntulara kendini kaptırmaz. Hurafelerin, üfürükçülerin esiri olamaz. O daima nedenini ve niçinini araştırır. Bilmediği şeyin peşine düşmez.[1] Geriliğe kapılmaz. Bilir ki, din, hamle yapan bir kuvvettir. İslâm en büyük bir inkılâptır, Müslüman daima ileri gider, geri dönmez; üstün gelir, aşağı kalmaz.
Müslüman, tevhit dininde en nezih akide dürüstlüğü yanında muhakeme kudretini de bulmuştur. Aklı ona doğru düşünmeyi öğretir. Her şeyin doğrusunu düşünür, bular, anlar ve yapar. Akidesi temiz, içi temiz olan Müslümamn her şeyi onlara uygun olur. İslâm, akide temizliğine son derece önem verir. Çünkü îmanı temiz olanın işleri de temiz olur. İş bir düşünce mahsulüdür. Kaynak temiz olursa oradan çıkanlar da temiz çıkar. Böylece temiz îman temiz insan yaratır. Olgun akîde insanı olgunlaştırır. Hayatın güzelliği kalb i’tikâdının güzelliğiyle başlar. Böyle bir îman sahibi Müslümandan kötü hareket, yanlış iş çıkmaz. Özü, sözü doğrudur. Her şeyin mükemmelini ve iyisini isteyip arayan Müslümanın estetik duyguları da gelişir. Güzel, temiz, iyi, faydalı olan şeyleri ister ve yapar olur. Temizliğin îmandan olduğunu bilir ve bunu tatbik eder. Çirkin hareketlerden ve pis şeylerden nefret eder. Düşüncesi, hareketleri doğru olduğu gibi giyinmesi, kuşanması, yaşaması da iyi ve temiz olur. Temiz yer, temîz içer, temiz yaşar. Muhitinde temizlik örneği olur. Böylece toplum içinde temizlik fikrinin yerleşmesine sebeb olur. Çevresinin yükselmesine çalışır. Yurdunu cennete çevirir. Yurt sevgisinin, îmandan doğduğunu bilir.
Müslüman, katı yürekli, merhametsiz olamaz. Yabanilik, kabalık, tecavüz gibi her türlü fena hareketlerden uzak bulunur. İnsanlığa yakışmayan bu gibi kötü hareketlerin kendisini Allah’ın rızasından uzaklaştırdığı gibi insanların gözünden düşüreceğini de bilir. Allah’ın sevmediği, kulların saymadığı bir insan olmak ne bedbahtlıktır.
Müslüman daima intizamlıdır. Her hareketini ayarlar, her işini plânlar. Beş vakit namaza devam i’tiyadı onun hareketlerinde bir nâzım rolü oynar. Vakitler hesaplanır, her şey vaktinde yapılır. Eskiler: vakit, nakitdir, demişler. Gerçekte vakit nakitten daha kıymetlidir. Hayatta başarının sırrı disiplindir, ölçüsüz, hesapsız hareketler verimsiz toprak gibidir. Sahası ne kadar çok olsa, üzerinde ne kadar çok işlenip didik didik edilse yine de mahsul alınamaz.
Müslüman iyi niyet sahibidir. Bozuk niyet onda asla konuklayamaz, bozuk niyetliler onda hiç yüz bulamaz. O, kimsenin zararına çalışmaz. Dedikodu yapmaz, insanları çekiştirmez. Koğuculuk yapmaz. Boşboğazlıktan kaçınır. Lâfinı da, parası ve malı gibi lüzumsuz ve faydasız yere harcamaz. Elinden, dilinden herkes emin olabilir.
Müslüman, Allah’tan başkasına kul olmaz. O yalnız Allah’ın karşısında eğilir. Kula kulluk etmez. Kulu vesîle yapıp dilek dilemez. Hayrı Allahtan’ diler. Ve hayırdan başka bir şey düşünmez. Düşüncenin bile ibadet olduğunu bilir.
Müslüman hayatını alın teriyle kazanır. Kimseye yük olmaz, bereketli toprakları işlediği gibi sanatın altın bilezik olduğunu bilir. Ticaret yollarını da öğrenir; hem kazanır, hem kazandırır. Bunları şerefiyle, namusiyle yapar. Hile bilmez, dalavereye tenezzül etmez, bilir ki “Allah, bir kulun işini iyi ve mükemmel yapmasını sever” (Hadîs). Onun için işine canla başla sarılır. Kendisini sanatına verir. Hangi işte olursa olsun eserinin en mükemmel ve en üstün olmasına çalışır. Eserine milletinin şerefinden şeref katmağı kutsal bir borç bilir. Yaptığı işin temiz ve sağlam olmasiyle milletinin öğüneceğini düşünerek çalışır ve bununla haklı olarak öğünür. Temiz akide, nezih düşünce, dürüst hareket, üstün ahlâk onun fazilet düsturlarıdır.
İşte bir Müslüman’da bulunması gereken vasıflardan bir kısmı bunlardır. Müslüman böyle olur ve bunları yapan Müslüman, milletinin şerefini yükselterek gönül rahathğiyle yaşar, îmanın verdiği iç rahatlığa kavuşur.
Müslüman, meskenet ve zillet içinde yaşayamaz. Maddî ve manevî bakımdan aşağı dereceye düşüp bir kötü örnek halinde ortaya çıkarak bu mübarek dîni lekelemeğe kimsenin hakkı yoktur. Böyleleri kötü halleriyle İslâmiyet’i medenî insanlar nazarında küçük düşürmeye sebep olduklarından pek ağır bir vebal altına girerler. Kendi günahlarından başka, cemiyetin günahını da yüklenirler.
İslâmiyet gericilik, eskilik, harabelik yığını halinde bir zihniyetle bağdaşamaz. Müslümanların yanlış telkin yüzünden böyle geri kalmaları, perişan bir hale düşmeleri dînin icabı değil, dînin icablarına uymamalarının bir neticesidir. Bu yanlış anlamadan, koyu cehaletten ileri gelmiş bir durumdur. Bu yanlış anlayışlara bakarak hüküm vermek de cehaletin başka türlüsüdür. İslâm hakkında bilgisi olmayanlann ikide birde dîne hücumları vukufsuzluklarından ileri geliyor. Münevverlere düşen, yolunu şaşıranlara ışık tutup doğru yolu göstermektir. Onlara düşman kesilmek, kin beslemek değil. Milletçe saadete kavuşmak, medenî milletler seviyesine ulaşmak istiyorsak gerçeklere uyalım, yanhş anlayışlara son verelim. Bozguncu ve yıkıcı değil, düzeltici ve yapıcı olalım. Millet ve vatana hizmetin yolu budur.Prof. Dr. İhsan ÇAPCIOĞLU
DEM BU DEM
Dr. Lamia LEVENT ABUL
VARLIĞA ŞÜKRETMEYEN TOPLUMA PEYGAMBER HZ. SALİH
Prof. Dr. Âdem APAK
Makale
PEYGAMBERİMİZ VE VEFA TOPLUMU
Yazan: Prof. Dr. Ali ERBAŞ 10780
PEYGAMBERİMİZ VE
VEFA TOPLUMU
Prof. Dr. Ali ERBAŞ
Diyanet İşleri Başkanı
Vahyin ışığında şekillenen ahlaki değerler, insanların huzurlu bir hayat sürmesini sağlamakla birlikte toplumsal birlik ve beraberliğin de temel şartlarını oluşturmaktadır. Özünde sadakat, samimiyet gibi ahlaki davranışları barındıran vefa da bu kuşatıcı değerlerden biridir ve kavram olarak sözünde durmak, sevgide bağlılık, yapılan iyilikleri unutmamak ve buna göre davranmak gibi anlamları içermektedir. İslam ahlakının temel esaslarından kabul edilen ve Allah ile kul arasındaki iman ilişkisini düzenleyen değerlerden olan vefa, müminin Rabbi ile yaptığı ahit ve bu ahdin tutum ve davranışlarla hayata ve tüm mahlûkata dair taşıdığı hassasiyettir. Yaratanını tanımak, kulluk görevlerini yapmak, O’nun verdiği nimetlerin kıymetini bilmek, şükretmektir. Vefa, iyilik ve takvada buluşmayı gerektirir. Kur’an-ı Kerim’de temel bir ahlaki kavram olan vefa söylemden ziyade eylem ile ortaya konması gereken büyük bir ahlaki erdem olarak dikkati çekmektedir. Vefa, fertlerin diğerleriyle ilişkisini sağlayan, toplumsal dağınıklığı ve bozulmayı engelleyen en önemli bağlardan biridir. Milletler bu hasletle fazilete ermiş, devletler bu meziyetle itibarını koruyabilmiş, aileler bu sadakatle varlıklarını devam ettirebilmiştir.
İnsanı vahyin bilgisi ile destekleyen ve peygamberleri vasıtasıyla onlara yol gösteren Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de, kendisine kulluktan anne babaya saygıya, sözünde durmaktan nimetin kadrini bilmeye, antlaşmalara riayetten yetim malını koruyup gözetmeye kadar birçok konuda vefa hatırlatması yapmakta, mücadelelerini anlattığı ve bizlere örnek gösterdiği tüm nebilerin en belirgin vasıflarından birinin vefa olduğunu bildirmektedir. Kur’an-ı Kerim bizlere bir taraftan Allah’a ve onun kullarına karşı nasıl vefalı olmamız gerektiğini öğretirken diğer taraftan da vefasızlık örneklerini göstererek bizleri uyarmaktadır. Allah ile kulları arasındaki bir ahitleşmeden de bahseden yüce kitabımızda Allah adına verilen ahdin bozulmaması istenmekte, Allah’a ve insanlara verdiği söze sadakat gösteren ve sözleşmelerine hakkıyla riayet eden kimseler övülmekte ve bu davranış müminlerin bir özelliği olarak zikredilmektedir. Bu doğrultuda Allah ile yaptıkları muahedeye sadık kalanlara büyük mükâfat vadedilmiştir. Ahdini yerine getirmeyenler ise bozguncu olarak nitelendirilmiş ve Allah’a karşı ahitlerini hiçe sayanların ahirette hiçbir nasip alamayacakları haber verilmiştir.
Olgun müminlerin vasıfları sayılırken onların ahde vefa gösterme özelliklerine de işaret edilen Kur’an-ı Kerim’de yer alan kıssalar ve Peygamber Efendimizin (s.a.s.) yaşantısında sergilediği davranışlar, müminler için nasıl bir hayat yaşanması gerektiğini en güzel şekilde ortaya koymaktadır. Efendimizin (s.a.s.) hayatı; Allah’ın emirlerine, ailesine, dostlarına ve çevresine vefa örnekleri ile doludur. Onun tüm İslam peygamberlerinin her birine ayrı ayrı vefa duyması, kendisinden sonra yaşayacak ümmeti için vefa göstermesi, zorla çıkarıldığı memleketine, canlı cansız varlıklara duyarlı olması gibi nice vefa örneklerine tanık olmaktayız. O, ömrü boyunca vefakârlığı bir erdem olarak öğretmiş, tebliğ ettiği dine inanan inanmayan herkes tarafından ahde vefa ve emanete riayete tam anlamıyla sahip olmasından dolayı “el-Emin” olarak bilinmiştir. Ahde uygun hareket edilmesini imandan sayan ve hayatı boyunca vefanın en güzel örneklerini sergileyen Peygamber Efendimiz (s.a.s.), gerek Allah’a kullukta ve nimetlerine şükürde gerekse insani tüm ilişkilerinde vefayı ahlaki bir davranış olarak görmüş ve hayatına yansıtmıştır. O, ailesine, ashabına ve ümmetine, en zor durumlar ve en küçük iyilikler için dahi vefa vurgusu yapmak suretiyle vefanın önemini anlatmıştır. Bununla beraber savaş gibi en sıkıntılı zamanlarda bile onun hiçbir ahdine vefasızlık yaptığı da görülmemiştir.
Hz. Peygamber (s.a.s.) İslam’a hizmet etmiş olanlara karşı da her zaman vefalı davranmıştır. Onların hizmet ve iyiliklerini asla karşılıksız bırakmamış, üzerinde emeği olan hiç kimseyi unutmamış, hayatı boyunca onlara hep vefa göstermiştir. Allah yolunda şehit düşenleri de asla unutmayan Peygamber Efendimiz (s.a.s.), onların çocuklarının yetiştirilmesini, geride kalan ailelerinin ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamaya çalışmış, ashabını da bu konuda teşvik edip yönlendirmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.), iyiliğini görüp ahirete irtihal etmiş tüm insanları da hayırla yâd etmiş, geride bıraktıklarına sahip çıkarak onları himayesinde bulundurmuştur. O, çok sevdiği Mekke’yi özlemle anacak kadar, en zor durumda sığındığı Uhud’un sevgisini hissedecek kadar vefa peygamberidir. Onun vefası, varlıkta da yoklukta da aynıdır ve sadece inananları değil inanmayanları da etkisi altına almıştır.
İletişim teknolojilerinin durmaksızın gelişim gösterdiği günümüzde, insani ve toplumsal meziyetlerden olan vefa ne yazık ki toplumumuzda ahlakla ilgili bir değer olarak hızla unutulmakta ve gün geçtikçe de kaybolmaya yüz tutmaktadır. Bugün maddi hazları öne çıkaran, manevi değerleri ötekileştirerek kişisel arzu ve istekleri hayatın odağına yerleştiren yaklaşımlar vefayı oluşturan bütün kavramların içinin boşaltılmasına, taşıdığı anlamları kaybetmesine neden olacak geniş bir zemin hazırlamaktadır. Oysa fert ve toplum huzurunu temin etme amacıyla İslam dininin merkeze aldığı erdemlerden olan ve vefa duygusuyla beslenen samimiyet, sadakat, sözünde durma, güven, fedakârlık, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerler insan hayatına rehberlik eden faziletli davranışlardandır. Bu davranışların toplumların huzurunu, birlik ve beraberliğini sağlamada hayati bir rol üstlendiğini hatırdan çıkarmamamız ve ona göre hayatımızı şekillendirmemiz büyük önem arz etmektedir.
“Her kim ahdine vefa gösterir ve günah işlemekten sakınırsa bilsin ki Allah o sakınanları sever.” (Âli İmran, 3/76.) Sonuç olarak acı bir gerçek şuki Müslüman Dünyada iyi insanların kıtlığı varsa İslama Müslümana karşı bir soğukluk varsa bunun temelinde Kuran ve sünnetten güzel Ahlakın müşahhas temsilcisi Hz.Muhammed asm ı örnek almaktan kaçışın ,nefsani belki şeytanı bir yaşamı kula kulluğu nefse zalimlere kulluğu ALLAH cc a kuluğa tercih edişin acı faturasıdır
Karadeniz engindurda balıkçılar zengindur ALLAH(cc)a teslim ol bereket içinde yaşa ,kendinle yarış kula kulluktan kurtul kimsenin hayatına karışma
Musibetlerden başını kurtaramayan iman ehli kardeşim sende dikkat dağınıklığı var nefsinde ve ruhunda aynı eksiklik var otokontrölünü ALLAH cc ile paylaşıp kula kulluktan nefsini ruhunu arındırmalı günahlarına çokça tövbe etmeli yanlış insanlarla ilişkilerini sonlandırmalısın dengeli bir ruh iklimin olmadıkça bu halleri çok yaşarsın.insi cinni şeytanlardan her zaman ALLAH cc a sığınmalı dengeli istikrarlı bir kişiliğin tesisi için gayret göstermeli ruhuna musallat insi cinni şeytanlardan arınmak için Ayetel kürsi felek nas Rukye ayetlerini okumalısın İnternet ortamında var oradan dinleyebilirsin tövbe istiğfarı ihmal etme haramdan uzak kötü Ahlaklı tiplerden uzak ol.Erkek veya kadın bir mümin ALLAH cc a günahsız tertemiz kavuşunca kadar başından ,malından,çoluk çocuğundan musibet eksik olmaz.H.Şerif zekatını öşürünü aksatmadan infakla tövbe istiğfarla temizlenmeli haramlardan uzak iyilerin dostluğundan kopmadan dürüstlükle Ahlaki ve Vicdani Adaletli olmanın gayretiyle hadisi şerifte üç şey insanları korur der 1.Gizlide ve açıkta ALLAH cc tan korkmak.2.Öfkeli ve sakinken Adaletli olmak.3Varlıkta ve yoklukta iktisada riayet.Şucu bucu zihniyetiyle bir hizip olarak değil ,inlemeli müminune ihvetün bütün müminler kardeştir şuuruyla dinini yalnızca ALLAH cc a has kılarak doğru mümin olmanın gayretiyle yaşa.Ayrıca her abdest aldığında iman tazelemek imanına kuvvet vermek için Amentüyü oku,duada gafil olma hele her rahat zamanında kendin için ailen için ehli iman,ehli namus için masum mazlum güzellikler için duan olsun,bencil olma.Kul ALLAH cc a koştukça ilahileşir .Ancak nefsani ve şeytanı bir çerçevenin insanı olursa şirk,küfür,zülüm haramlar,insi cinni şeytanlar ruhunu nefsini sarar,dengeli olmalı,her fitneden şeytandan,tağuttan ALLAH cc a sığınmalı ifrat tefrite girmeden huzuru iç Dünyanda Kuran ve sünnetin ikliminde arayarak.
Hz.Ömer ne güzel söylemiş:ALLAH(cc) korkusu olan insandan daha güvenilir insan yoktur.Evet çünkü onun öğretmenide ALLAH(cc) ın kendisidir.Bu özellikleri taşımıyan şirke,küfre,zülme bulaşmış nefsinin kölesi haramzadelerin ise öğretmeni şeytandır.
Ben kendime çağırmıyorum benim eserim tecrübe edinmeniz için bir rehber olabilir ancak Amel edilecek tek eser Kuran ve sünnettir sığınılacak liman ALLAH(cc) ve Resulüdür(asm) Sen güzel Ahlaklı olmanın gayretinde ,haramlardan uzak,farzları yapan doğruluğundan şaşmayan dengeli istikrarlı vicdanlı bir kul olduğun sürece doğru adrestesin yolun açık olsun inşallah.
Yediği helal veya haram her gıdanın,konuştuğu her sözün Aldığı her duanın veya bedduanın muhatap olduğu her nazarın,ruhuna sokulan her ruhun ve ,bedenine sokulan cin veya insandan herkesin kişinin gen haritasına müspet veya menfi tesiri var .Sen doğru fikirlerin insanı ,doğru insanların arkadaşı olduğun sürece doğrularla beraber olur üzerindede pozitif bir enerji olur.Ne zaman Ahlaksız,ALLAH(cc)sız larıda hoş görür arkadaşlık edersen karakterin bozulur ruhun iflas eder ,negatif bir Dünyan harap olmuş bir Ahiretin olur.Bütün bu tabloda eğer iyi olmanın gayretinde olmak istiyorsan tövbe edip hayırlı amel işleyenlerden ol .ALLAH(cc)ın mesajı Kuranı,Resülünün(asm) sünnetini Tevhid inancını,doğru itikadı,Güzel Ahlakı,helal rızkı hayatının temeline koy iyilerle muhabbetin dostluğun ölmesin.Kötü karakterlilerden uzak ol.Şeytandan tağuttan,şirk,küfür,zülüm ve iğrençlikten,haramlardan her zaman ALLAH(cc)a sığın.Doğruluktan şaşma Ahlaklı,Adaletli, Vicdanlı olmaya çalış.
Edepsizliği,Ahlaksızlığı,Adaletsizliği,vicdansızlığı,hırsızlığı,zülmü,küfrü,şirki,ruhbanlığı,haramları ,sahtekarlığı din yapmış satıyorlar kurani manayı öldürmenin yarışı var.Başta Vahyin mesajı Kurana sünnete sahip çıkmak İman,Akıl ,Ahlak,Vicdan, Şuur,Kul hakkına riayet, Helaliyle yetinme Dürüstlük,İrade,Sevgi, Empati,Güven,Adaletli olmak,Merhamet,vefa,iyilere hoşgörü,namuslu olmak insanlığın temel özellikleri olmadıkça huzur arama.Bu memlekette Allah cc a kul olmak suç .Ancak şirkin ilahlarına kul oldunmu ebedi cehennemlik oldunmu ne şeytanlar uğraşır nede o melunların izinden gidenler.B.A.Emirliğinin onca düşmanlıktan sonra Türkiyeye 50 milyar dolarlık yatırım yapmasının arkasında sinsi şeytanı hesaplar var uyanık olmalı.Konarsan güle kon düşmana konma eski düşmanların dost olur sanma adam İngiliz uşağı unutma.islamı kimseye bırakmayan sözde evliyalar kafir demeden zalim demeden velayet takıyorlar öylelere nice güzellikleri feda ediyorlar
Bazı kesimlerde ALLAH(cc)ın zatını düşünmenin küfür olduğuna dair inanış var.Süleymancılar ALLAH(cc) ve Resulü(asm)ile doğrudan muhatap olursanız delirirsiniz der sonra ALLAH(cc)ın yarattığı sanat eserlerini düşünün onun Azametini idrak edemezsiniz şeklinde hadis nakledilmiş ancak elbette azametini idrak edecek bir istidadı o yüce yaratıcımız kimseye takmamış ancak ALLAH(cc)ve Resulünü(asm)Edeple düşünmenin hüsnü zannın küfürle alakası yoktur belki nefsi firavunlaşmış olan bir kul o yüksek aynada kendi küfrünü görür ALLAH(cc)tan bilir kendine toz kondurmazsa işte o küfürdür şirktir tağutluktur.Tövbe edip nefsini temizleyerek yaratılan her güzel eseri tefekkür edip ne güzel bir yaratıcının eseri olduğunu idrak ederek o Adili Mutlak Rahman ve Rahim olan Rahmeti gazabını geçmiş Rabbimize temizlenerek nefsimizi satın almanın gayretiyle haramlardan uzak kalarak en azından Farzları yapan güzel Ahlaklı bir kişiliğin tesisine gayret ederek zatı zülcelale daha yakın olabiliriz bu maddi bir yakınlıktan ziyade ALLAH(cc)ile ruhumuzu buluşturacak bir çalışma süreci zaten cihadı tarif ederken ALLAH(cc)ile aramızdaki engellerden arınmaktır diye tarif edilmiş.Bu ise başta her türlü haram,şirk,küfür,zülüm,iğrenç olan her şey insi cinni şeytanlar ve nefsimiz .Evet nefsin mutmain oluncaya kadar nefis terbiyesi az yemek,az konuşmak,az uyumak,oruç tutmak,infak ,farz ibadetler iyilerin dostluğu güzel Ahlaklı vicdanlı, namuslu,helal,doğruluğundan şaşmayan dengeli,istikrarlı en yüksek muhabbeti ALLAH(cc)a Resulüne(asm) tevcih eden hakiki iman ve kurana sünnete uygun doğru itikadla Rabbine ziyadesiyle yanaşır Hakiki mümin kul olursun.İşte o zaman inanıyorsanız üstünsünüz Ayetinin muhatabısın.Yoksa nefsi haramlara batmış,ruhu mahküm gafil kul olursan hevasını nefsini Rab edinenlerden olur kendindeki dalaleti nefsindeki firavunluğu ALLAH(cc)tan Resülünden(asm)bilir şirkin içinde zülüm ehli küfür ehli olur çıkarsın.
Nice masum mazlumun Mahşeri yaşadığı zülüm gördüğü Dünyada evinde işinde zevk sürenlerdensen insan değilsin Ahlakını imanını vicdanını sorgula. Günümüzün rahat müslümanına nefsani yaşamak haramdır kul hakkıdır.Sen nefsini satın almanın gayretinde ol ,haramlara dalma kendini sorgula,uyan.
ALLAH(cc)ım benden sudur eden bir zülüm varsa yak ,bir masum mazlum yanmasın günahlarımın hamalı olmasın insi cinni pisliklere vurulmasın.Gafil iken ruhumuzdan nefsimizden haberimiz yoktu,içimizde neler yaşattık yine haberimiz yoktu bilmiyerek kul hakkına girmişsek şerrimizden arındır cümle masum mazlum kullarını.Her güzelim kulunu sahili selamete çıkar.
ALLAH(cc)ım üzerimize yağdırdığın yağmur gibi şifa yağdır,huzur yağdır,edep yağdır,Ahlak yağdır,merhamet,dürüstlük, ve insanlık yağdır.Senin rahmetine muhtacız bizi şuurlandır şirke,küfre,zülme,haramlara karşı dik duran eyle.
Ben her şeyin ALLAH(cc)tan olduğu Tevhidin ikliminde yaşamak istiyorum
Hiziplerden olmamak için çok çalıştım ancak hizipler hayatımın güzelliklerini gaspedip beni kendilerinden beter etmek için çok çalıştı.Sorarsan bendeki nimetler hep kendilerinden ben ise her pisliğe layık bir hiçim hür irademle seçtiğim yaşadığımdan ziyade yazdıklarım.Ben dualarımda fikirlerimde bütün masum mazluma bütün güzelliklere dua ediyor kurana uygun fikir üretiyorum
Kaderimi menfi yazan ve suçum olmadığı nice pislikleri bana yükleyenin ALLAH(cc) olduğuna inanmıyorum.Başıma bela masum mazluma güzelliklere ehli imana ehli namusa aileme bela olup sihirle,yalanla,hasedle ,iftirayla ,din hırsızlığıyle,münafıkı,kafiri,şeytani pisliklerle bizi zehirleyen ve hayatı bize çekilmez hale getiren her pisliğin hakkından gel ya Rabbi.Bizim inancımızda senin hazinende zülüm yoktur acımasız,Ahlaksız,vicdansız zalimlerden koru.
Onun bunun icad ettiği hizip dinlerin ninnileriyle büsbütün fitne olmak istemiyorsan kuran ve sünnete sahip çık.Haramdan uzak ol,kula kulluktan nefse kulluktan kurtul.Nurculuğun,tarikatçılığın,süleymancılığın,kemalizmin belki insanlığın artılarını, güzelliklerini değer verdiğin güzel yarattığın masum mazlum kullarını güzel değerleri kurtar ya Rabbi. Gördüğünden,tattığından,duyduğundan yaratılışındaki mükemmelliğinden ders alıp nefsini iyi kötü herşeyi sorgulamıyorsan ders alıp Rabbini bulamıyorsan onca nimete şükür yoksa nesin sen. Kuran ve sünnetin ölçülerini,dersini hiçe sayan ilgilenmeyen ve olumsuz giden hiçbirşeyi ve nefsini sorgulamayan,pozitif ilimlerle değilde felsefelerle yol giden kula kulluğu,haramı çare bilen benden değil,bende ondan değilim.
İblis inat etti şeytan oldu,kabil inat etti katil oldu,nefis inat etti helak oldu. Rabbim cümlemizi kibir ve benlikten ,nefis ve şeytandan ,inat ve gafletten günah ve haramdan,şirk,küfür ve zülümden kul hakkı yemekten,kula kulluktan ,her türlü fitneden, kıyametin dehşetinden,cehennemin azabınan affedilmiyecek her günahtan korusun.Rızasına uygun yaşayıp ölelim inşallah
Türkiye insanının Ahlak,saygı ve sorumluluğu belki insanlığının seviyesi belki istisna şahsiyetler hariç genel olarak eğitimsizliği ortada.Bakırköy incirlik durağında bir resim çekilmiş inek üst geçite çıkmış yolun karşısına geçiyor,aynı anda alt karede bir vatandaş araba yolundan karşıya geçmeye çalışıyor.Birde hem Maltepede hem Beşiktaşta çekilmiş köpek kırmızı ışıkta bekliyor yeşil yanınca geçiyor aynı anda vatandaş kuralları çiğniyerek kırmızı ışıkta araba yolundan geçiyor,hangisi daha Akıllı ve saygılı .Klasik yapımızı anlatan bir fıkrada şöyle beş metreye varan havale yük yüklenmiş bir araçla seyrederken tünele geldiklerinde azami yükseklik 4.5 metre yazıyor ,şöförün yanındaki arkadaşı geç geç polis yok diyor düşüncesizliğin böylesi.Bugün mutlu olduğu söylenen çok Batı ülkesinde Hak ihlalleri ve Ahlaksız ,saygısız tavırlar için çok yüksek caydırıcı cezalar var .Neden Türkiyede olmasın her halde Eğitim sistemimiz Devletin sorumluluk anlayışı sorgulanmalı diye düşünüyorum birbirimizi çekemeyen bir toplum olmuşuz,çoğumuz bencilce yaşıyoruz sorumluluk yok. Ben zannetmiyorum Türkiyede olduğu kadar Dünyanın bir başka ülkesinde taptaze meyve sebze sırf fiatlar artsın diye çöpe döküldüğünü,günde 5 milyon ,bazı günler12 milyona kadar çıkıyor ekmekler çöpte.Sonra denetlenmiyen aşırı artışlar .Evet bu vicdansız Ahlaksız sorumsuz insanlara dur diyecek caydırıcı yüksek cezalar olmalı.Devletin başındakilerin pozitif bir hakimiyeti yok hatta onlarda israfın tavanına vurmuş lüks yaşıyor Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir tablo yok artık Balık baştan kokarmış onca milletvekili neyin maaşını alıyor vatandaşa maddi manevi bir hizmet sunmadıktan sonra,gelecek vahim.
Madem bu imtihanın Adaleti,Ahlakı,Vicdanı yok,yalancı şahidi çok kula kulluk kanun olmuş istediğiniz kadar azap edin hemde kılı kırk yararak.
Benim ALLAH(cc)ın Adaletinden rızasından şüphem yok ancak beni ilk önce din şarlatanları yaktı ömür boyu çektirmedikleri kalmadı cinniside ,insiside.Ya Rabbi bugünden itibaren bir masum mazlumun bir güzelim kulunun hakkını yedirme bana her ne kadar masum ikende mazlum ikende vurulan bir kulun isemde hayatımda çok kaoslar çok isyanlar yaşadım zerresini değer verdiğin kullarına bela etme benimde akibetimi hayreyle affet ya Rabbi bunaldım.
Ey asırlardır insanlığı zehirleyen ve nice saf insanı kula kul ederek kendileri için ibadet ettiren cinni kafirler ve sahte evliyalar kayırdığınız nice tağut şeytanın çarşısı haklı,günah keçisi seçtiğiniz nice suçsuz insan cehennem ehli.Ey Abdülkadir Geylaniler cinler zararsız mahlüklar diye genelleyip şeytanı bile kudsayan ilahlığa soyunmuş bedbaht ruh ey sait nursiler iman ile küfrün nikahını kıymak doğru müslümanı ruhen piç etmek kaldıramıyacağı bir kişiliğe mahküm etmek ,bacıları şer,bela,fitne diye zehirlemek ben bunları söyledim diye beni her pisliğin çarşısı yapma gayretin,ömür boyu geçimin için hiç çalışmadan devletten milletten ümmetten çaldığınla saltanat sürmek deccalizmin senaryosunu yazmak kafire velayet biçmek yahudiye felsefeciye cihad ruhunu layık görmek insi cinni şeytanların paratoneri her saniye kul hakkı yiyen bir cemaat kurmak Çanakkale ruhunu yetiştirdiğin beton kemallerle kayırdığın insi cinni pisliklerle katletmek,risalei nurdan ayrılan küfrü mutlakın malı demek daha nice cürmüne rağmen sütten çıkmış ak kaşık muamelesi görmen bütün bunları saf Anadolu çocuklarını Din diye iman hizmeti diye kandırarak yapman Fetoları Adnan Oktarları Müslüm gündüzleri nice masonu pkk lı nurcuları bağrında beslemek hakiki müminlere günah keçisi muamelesi yapmak bütün bunlar İslam ise sende riyakar müslümanın ta kendisisin Deccalizim başta cinlerle yatıp kalkan senin gibilerin Abdülkadir geylanilerin sonra şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır deyip bütün insanlığı şeytanlara boğdurmanın mücadelesini veren şarlatan şeyhlerin sonrada cinlerin ve onların emriyle yetiştirdiğiniz belki günah keçisi seçtiğiniz beton kemallerin ve şekavete mahküm ettiğiniz halkın ürünü belki sizin asırlardır tahribatınızın ürünü .Ama ne hikmetse bütün bunları dile getirdiğim için bende potansiyel suçluyum sizin dininizde .Vallahi her saniye Kuran düşmanlığı yapıyor ALLAH(cc) diye diye kuranı çirkef çıkarlarınıza alet ederek kurani manayı öldürmenin savaşını veriyorsunuz saf insanları kullanıyorsunuz kula kulluk sizin yolunuz.Nefisler satın alınmadıkça bu karanlık tablo devam edecek.islam garip geldi garip olduğunu söyleyen sizlerle katledilecek.Ey insanlık uyan çare şeyh üstad hoca siyasi lider Atatürkler değil.Tek çare ALLAH(cc)ta Resülünde(asm)kuran ve sünnette bugünkü din ve dünya şirkten,küfürden zülümden haramlardan nasibini almış.İnsi cinni şeytanlara rant uğruna iyileri masum mazlumu güzellikleri güzel değerleri kuranı sünneti katletmenin savaşı var.Hakiki mümin kullar olmadıkça nefisler satın alınmadıkça sonuç cehennem haydi kötüler yansında iyilerin saf Müslümanların hele hiç suçu olmayan çoluk çocuk hakiki müminler insi cinni pisliklerin uğruna onların kurduğu din anlayışları uğruna onların rant Dünyası uğruna niçin yansın.Evet işin temeli ALLAH(cc)tan Resülünden(asm) Kuran ve sünnetten kaçış bugünün İslam dünyasının hastalığı kula kulluk ve Dünyevileşme nefsinin dinini yaşamak Ey cinler topluluğu siz insanların çoğunu aldattınız ve kendinize bağladınız siz insanlara çok çektirdiniz.A.Kerime. ALLLAH(cc)a kulluğu öldürdünüz.Ey benide mutlak çare zanneden şuursuz düşüncesiz kul kim isen kula kul olma ALLAH(cc)a kul ol ,Kurana sünnete tabi ol güzel Ahlaka helaline doğru imana Tevhide teslim ol.Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır.A.Kerime innemel müminüne ihvetün bütün müminler kadeştir şuuruyla şirke ,küfre zülme,haramlara insi cinni şeytanlara karşı dik duruşunla gerçek islamı kuran ve sünnetten ders alarak yaşa,helal,namuslu,güzel Ahlaklı,vicdanlı,Adaletli ol. İyi olduğun hiçbir demde Duadan gafil olma kötü olduğunda Hasbünallahü venimel vekil ALLAH(cc) ne güzel vekildir Duasını ihmal etme kötü Ahlaklılardan uzak ol ,iyilerle muhabbetin ölmesin masum mazluma duacı ol.
Suçsuz çocuk yiyemiyor kızarmış tavuğu Abdülkadir Geylani yiyor 40 yerde iftar sofrasında yemek yiyor bu derece cinlere entegre olmuş bu tarzda bir ruh hali böylesi anormal nefis ne sahabede(ra) nede Peygamberlerde(asm)yok. Dahası benim gelmemle gelmiş geçmiş bütün evliyaların hükmü bitmiştir diyor yani ne peygamberleri(asm) ne sahabiyi(ra) tanıyor nede şaibesiz hiçbir ehli imanı(ra) böylesine anormal ego Asırlar boyu ilahlık yapıyor kulluk bu değil
BEN 66 YAŞINDA ÖĞRENDİM.. BAŞKA GEÇ KALANLAR VARSA ONLAR İÇİN PAYLAŞIYORUM..
MEYVEYİ AÇ KARNINA YEMEK LAZIM !..
(Bu gözlerinizi açacak! Sonuna kadar okuyun ve ardından e-listenizdeki herkese gönderin lütfen..)
Dr Stephen Mak, ölümcül kanser hastalarını "ortodoks olmayan" bir şekilde tedavi ediyor ve birçok hasta iyileşiyor.
Hastalarının hastalıklarını temizlemek için güneş enerjisini kullanmadan önce, hastalıklara karşı vücuttaki doğal şifaya inanır. Aşağıdaki makalesine bakın.
Kanseri iyileştirme stratejilerinden biridir. Son zamanlarda kanseri tedavi etmedeki başarı oranım yaklaşık %80'dir.
Kanser hastaları ölmemeli. Kanserin tedavisi zaten bulundu - meyve yeme şeklimizde.
İnanıp inanmama meselesi.
Geleneksel tedaviler altında ölen yüzlerce kanser hastası için üzgünüm.
MEYVE YEMEK
Hepimiz meyve yemenin sadece meyve almak, kesmek ve ağzımıza atmak olduğunu düşünürüz.
Düşündüğün kadar kolay değil. Meyveleri nasıl ve ne zaman yiyeceğinizi bilmek önemlidir.
Meyve yemenin doğru yolu nedir?
YEMEKLERDEN SONRA MEYVE YEMEMEK DEMEKTİR!
MEYVELER BOŞ MİDE ÜZERİNDE YENİLENMELİDİR
Meyveleri aç karnına yerseniz, sisteminizi detoksifiye etmede önemli bir rol oynayacak, size kilo verme ve diğer yaşam aktiviteleri için büyük miktarda enerji sağlayacaktır.
MEYVE EN ÖNEMLİ GIDADIR.
Diyelim ki iki dilim ekmek ve ardından bir dilim meyve yiyorsunuz.
Meyve dilimi doğrudan mideden bağırsaklara gitmeye hazırdır, ancak meyveden önce alınan ekmek nedeniyle bunu yapması engellenir.
Bu arada bütün öğün ekmek ve meyve çürür, fermente olur ve asitleşir.
Meyvenin midedeki yiyeceklerle ve sindirim sıvılarıyla temas ettiği anda tüm yiyecek kütlesi bozulmaya başlar.
Bu yüzden lütfen meyvelerinizi aç karnına veya yemeklerden önce yiyin!
İnsanların şikayet ettiğini duydunuz:
Ne zaman karpuz yesem geğiriyorum, durian yediğimde midem şişiyor, muz yediğimde tuvalete koşuyor gibi hissediyorum vs..
Meyveyi aç karnına yerseniz, aslında tüm bunlar ortaya çıkmayacak.
Meyve, diğer yiyeceklerin çürümesiyle karışır ve gaz üretir ve dolayısıyla şişkinlik yaparsınız!
Ağarmış saçlar, kellik, sinir patlamaları ve göz altı morlukları tüm bunlar aç karnına meyve yerseniz olmaz olmaz.
Bu konuda araştırma yapan Dr. Herbert Shelton'a göre portakal ve limon gibi bazı meyveler asidik diye bir şey yoktur çünkü tüm meyveler vücudumuzda alkali hale gelir.
Meyve yemenin doğru yolunda ustalaştıysanız, güzelliğin, uzun ömürlülüğün, sağlığın, enerjinin, mutluluğun ve normal kilonun SIRRI sizdedir.
Meyve suyu içmeniz gerektiğinde - sadece taze meyve suyu için, kutulardan, paketlerden veya şişelerden DEĞİL.
Isıtılmış meyve suyu bile içmeyin.
Pişmiş meyve yemeyin çünkü besinlerini hiç almıyorsunuz.
Sadece onun tadına varırsın.
Yemek yapmak tüm vitaminleri yok eder.
Ancak bütün bir meyveyi yemek, suyunu içmekten daha iyidir.
Taze meyve suyunu içmeniz gerekiyorsa, ağız dolusu yavaş yavaş içiniz çünkü yutmadan önce tükürüğünüzle karışmasını sağlamalısınız.
Vücudunuzu temizlemek veya detoksifiye etmek için 3 günlük meyve orucuna devam edebilirsiniz.
3 gün boyunca sadece meyve yiyin ve taze meyve suyu için.
Ve arkadaşların sana ne kadar ışıltılı göründüğünü söylediğinde şaşıracaksın!
Kivi meyvesi:
Küçük ama güçlü.
Bu iyi bir potasyum, magnezyum, E vitamini ve lif kaynağıdır. C vitamini içeriği portakalın iki katıdır.
ELMA:
Elma yiyen insan doktor yüzü görmez?
Bir elmanın C vitamini içeriği düşük olmasına rağmen, C vitamininin aktivitesini artıran antioksidanlar ve flavonoidler içerir, böylece kolon kanseri, kalp krizi ve felç riskini azaltmaya yardımcı olur.
ÇİLEK:
Koruyucu Meyve.
Çilek, ana meyveler arasında en yüksek toplam antioksidan güce sahiptir ve vücudu kansere neden olan, kan damarı tıkanması ve serbest radikallerden korur.
TURUNCU
En tatlı ilaç.
Günde 2-4 portakal almak soğuk algınlığını önlemeye, kolesterolü düşürmeye, böbrek taşlarını önlemeye ve çözmeye yardımcı olabilir ve ayrıca kolon kanseri riskini azaltabilir.
KARPUZ:
En havalı susuzluk giderici. %92'si sudan oluşur ve aynı zamanda _bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye yardımcı olan dev dozda glutatyon ile doludur.
Aynı zamanda kanserle savaşan oksidan olan likopenin önemli bir kaynağıdır
Karpuzda bulunan diğer besinler C vitamini ve Potasyumdur.
GUAVA , PAPAYA:
C vitamini için en iyi ödüller. Yüksek C vitamini içeriği için açık ara kazananlardır.
Guava ayrıca kabızlığı önlemeye yardımcı olan lif açısından da zengindir.
Papaya karoten açısından zengindir; bu gözlerin için iyi.
Yemekten sonra SOĞUK su veya içecekler içmek = KANSER
Buna inanabiliyor musun ?
Soğuk su veya soğuk içecekler içmeyi sevenler için bu yazımız tam size göre.
Yemekten sonra bir bardak soğuk su veya soğuk içecek içmek güzeldir.
Ancak, soğuk su veya içecekler az önce yediğiniz yağlı şeyleri katılaştıracaktır.
Sindirimi yavaşlatır.
Bu 'çamur' asitle reaksiyona girdiğinde, katı gıdadan daha hızlı parçalanacak ve bağırsak tarafından emilecektir.
Bağırsakları hizalar.
Çok yakında bu durum YAĞLARa dönüşecek ve KANSER'e yol açacaktır !
Yemekten sonra sıcak çorba veya ılık su içmek en iyisidir.
Dikkatli olalım ve farkında olalım. Ne kadar çok bilirsek hayatta kalma şansımız o kadar artar.
Bir kardiyolog diyor ki:
Bu maili alan herkes 10 kişiye gönderirse en az bir hayat kurtaracağımızdan emin olabilirsiniz.
Devletin malı Deniz yemeyen keriz lafını şiddetle kınıyorum.Onun yerine Devletin malı namus korumayan şerefsiz olmalı.Belki vicdana gelirler.
Ne sait nursi misali,ne şarlatan şeyhler misali,ne Atatürkler misali,ne insi cinni şeytanları barındırmak,nede haramlara batmak küfrü,zülmü,şirki hoş görmek ,insi cinni pisliklere paratonerlik doğru müslümanın mümin kişinin hayatı olamaz ,olmamalı kula kulluk insanlık,fitneye hizmet Müslümanlık olamaz.
Hz. EBUBEKİR ( r.a.)
Bir gün,Peygamber Efendimiz(sav),Sabah Namazını; kıldırır.
Sabah Namazını kıldırdıktan sonra, Efendimiz (sav),selâm verir.
Efendimiz (sav)
Hz.Ebu Bekir(r.a), nerededir ?diye sual eder.
Hz.Ebubekir(r.a):
Cemaatin arkasında, Safların arkasından;
Buradayım Efendim (sav) diye cevap verir.
Efendimiz(sav):
Biraz,yanıma; gelir misin ?buyurur.
Hz.Ebu Bekir (r.a), Efendimiz (sav)' in; yanına gider._
Efendimiz(sav):
Anlat bakalım.
Bir şeyler,oldu; galiba ! buyurur.....
Hz.Ebu Bekir (r.a):
Efendim(sav)!
Siz, birinci rekata; tekbir aldınız, ben de; uydum.
Fatiha Şerife'yi okurken,sonuna doğru; gelirken, Abdestime; bir şüphe geldi.
Bir şey, arız; oldu. Hemen, namazdan; çıktım, abdestimi; yenilemek üzere...demiş.
Hz.Ebu Bekir (r.a), Sözlerini şu şekilde; sürdürmüş.
Çıkınca,orada; altından bir kap gördüm,
İçi; su dolu.
Lâkin, üzerinde; bir mendil örtülüydü.
Hemen,o su ile; alel acele abdest aldım.
O mendil ile de; kurulandım ve hemen geldim.
Siz,Fatiha'dan sonra; zammı sureye devam ederken, yetiştim; Ya Rasulullah(sav)! demiş.
Efendimiz(sav):
Ya Eba Bekir(r.a)!
O'nun için,Sizi; çağırdım.
Çünkü,Ben; tam Fatiha'yı okudum.
Zammı sureyi; okudum.
Tam,rükuya; gidecektim.
Ama, dizlerim; tutuldu.
Bir türlü, rükuya; gidemiyordum ve ayetleri uzattım...demiş. Efendimiz(sav),sözlerine; şu şekilde devam etmiş.
Rasulullah(sav)
Size, müjdeler olsun; Ya Ebu Bekir(r.a).
Sen,Namaza yetişmen için; abdest almaya çıkınca....
O, Altın kaptaki suyu; getiren Cebrail(a.s) idi.
O, mendili koyan ise; Mikail (a.s) idi
Israfiil(a.s),Bana da; geldi.
İsrafil(a.s):
Ebu Bekir(r.a), namaza; yetişecek.
Namazı, biraz; uzat. dedi.
Efendimiz(sav), sözlerini; şu şekilde bitirmiş.
Rasulullah(sav)
Ben de,onun için; Sizi yanıma çağırdım. buyurmuş.
Aşk,muhabbet,saygı ve edep ile,Yüce Rabbi (c.c)' ne doğru koşanların ve görevlerini tam olarak yerine getirenlerin, her işi ve niyeti; Allah(c.c)'ın rızası ve hoşnutluğu olanların, yardımlarına da; Cümle Melekler yetişirler...
Her işiniz Gül'e güle olsun.
Allah (c.c)'a Emanet Olunuz
ESSELAMÜ ALEYKÜM
Hz. Ebubekir sevgisi ile ilgili kıssa;
Bir mecliste HAZRETİ Ebu Bekir (RA) içeri girince Sevgili Peygamberimiz ayağa kalktılar.
Mecliste bulunan Hz. Ömer merak eder:
Ey Allah’ın Resulu, Ebu Bekir (RA) içeri girince siz ayağa kalktınız. Neden böyle yaptınız?
Efendimiz cevap verirler:
Cebrail yanımdaydı. Hz. Ebu Bekir gelince, Bu Ebu Bekir’dir, sen onu tanır mısın’ diye sordum.
Cebrail: Senin yeryüzünde tanıdığını (sevdiğini) göktekiler de bilir’ dedi ve ayağa kalktı.
Ben de ayağa kalktım. Cebrail oturmadıkça ben de oturmadım.
Cebrail’i ayağa kaldırabilecek kadar göktekilere sevilmek, övülmek ve itibar görmek! Ne dersiniz; dünyamız standartlarını çok aşıyor değil mi?
Yarabbi bizlere onların maneviyatından istifade etmeyi nasip eyle.Amin.
Onlarınki kabül görmüş şerefli ibadetlerdi,bizimkisi şaibeli gafletle.
Veda haccında, Arafat esnasında, Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) efendimiz konuşurken bir kişi elini kaldırıp söz istedi, Efendimiz de söz talebini kabul etti.
O kişi: ‘Ey Alemlerin Rabbi, biz dilemesini bilmiyoruz, fakat sen vermesini iyi bilirsin.’ dedi. Oradan ayrılırken Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem): ‘O kişiyi bulup bana getirin.’ dedi.
O kişi Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) efendimizin yanına gelince: Ey insanlar..! Cennetlik görmek isterseniz bu şahsın yüzüne bakın. O, öyle bir talepte bulundu ki, talebi kabul olduğu gibi Cenneti de hak etti.
Ey Rabbimiz..!
Böylesi kadri yüce kullarının hürmetine Aşure günümüzü mübarek eyle.
Ey Rabbimiz..!
Dileği kabul olunan sevgili kullarının hürmetine bizleri af ederek bağışla.
Ey Rabbimiz .!
Aşure gününde kurtulanlar hürmetine bizleri de maddi ve manevi kirlerden kurtar.
Senin ilk kulun, ilk peygamberin, insanlığın ilk babası bir zelle yüzünden derin üzüntüye düşüp ‘Ya Rabbi, bu halimde kalır ebedi hüsran içinde olursam vay halime. Rabbim! Nefsime zulmettim. Sen affedicisin, affetmeyi çok seversin, affeyle Ya Rabbi..!’ deyip affa uğradığı gibi bizleri de affa uğrat Ya Rabbi..!
Kulun ve peygamberin Nuh Aleyhisselâm’ı selamete çıkardığın gibi bizleri de hem dünyamızda hem de ahiretimizde saadete ulaştır Ya Rabbi..!
Kulun ve halilin İbrahim Aleyhisselâm’ı canilerin şerrinden muhafaza ettiğin gibi bizleri de günah kirlerinden arındır
Ya Rabbi..!
Kulun ve peygamberin İsmail Aleyhisselâm’ı bıçağın altından, yerine vekaleten koç gönderip bağışladığın gibi bizleri de isyan, nisyan kirlerinden koru Ya Rabbi..!
Kulun ve peygamberin Musa Aleyhisselâm’a zatınla tecelli edince ‘Görün de göreyim..!’ dediği zaman ‘Bu hale takat getiremezsin, karşıki dağa bak ey Musa.’ buyurdun. Celâline dağ takat getiremeyip tuz buz olunca Musa Aleyhisselâm sayha edip baygın düştü. Allah’ın rahmeti ulaşınca hem kendini, hem eşini, hem de çocuklarını selamete erdirdiğin gibi bizleri de düşmanların şerrinden muhafaza eyle...
Bir sahabe Hz Peygamber (sas)’e geldi ve:
-“İslam nedir?”
diye sordu. Hz Peygamber cevap verdi:
- “Güzel söz söylemek ve yemek yedirmek, insanlara ikramda bulunmaktır.”
Sahabe tekrar sordu:
-“İman nedir?”
Hz Peygamber (SAV) cevap verdi:
- “Sabırlı ve hoşgörülü olmaktır.”
Sahabe tekrar sordu:
-“Hangi Müslüman daha faziletlidir?”
Hz Peygamber (SAV) cevap verdi:
-“Elinden ve dilinden Müslümanların zarar görmediği kimsedir.”
Sahabe tekrar sordu:
-“İmanın gerektirdiği hangi davranış
daha faziletlidir?”
Hz Peygamber (SAV) cevap verdi:
“Güzel ahlâktır.”
Sahabe yine sordu:
-“Hangi namaz daha faziletlidir?”
Hz Peygamber (SAV) cevap verdi:
- “Kıyamı uzun olan namazdır.”
Sahabe yine sordu:
- “Hicretin hangisi daha faziletlidir?”
Hz Peygamber (SAV) cevap verdi:
-“Rabbinin hoşlanmadığı şeyleri terk etmendir.”
Ben tövbe edince kendi günahımdan arınacağım.Yoksa cinayetlerinde ısrar edenlerin günahını yüklenmeyeceğim.
Kanun olması gereken tek merci ALLAH(cc)ın kendisidir kimi kendine yakın görmüşse sinesine çekecektir ,sahip çıkacaktır Kuranı manayı Hakim kılacak Falanca filanca kutup yok Kainatta tek kutup ALLAH(cc)ın kendisidir.Ya Rabbi biz hakikaten Dua etmeyide beceremedik sen razı olduğunu ver.
Rızık Duası:Allahümme ya Rabbi Cebraile ve Mikaile ve İsrafile ve Azraile ve İbrahime ve İsmaile ve İshaka ve Yakube ve münzilel berekati vet Tevrati vez Zeburi,vel İncili ,vel Furkan .Vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyül Azim.La ilahe illallahül melikül hakkul mübin Muhammedenresülüllah(asm) sadikül vahidül emin.
Zahmetsiz Rahmet beklemek tarlayı ekmeden mahsül beklemeye benzer onun için önce fiili Duanı yapacaksın çalışacak tarlanı ekeceksin bu Din bu Dünya nimetleri sadece Dua ile gelmedi.Önce hayrını ibadetini yapacak ondan sonra hakkında hayırlısını isteyeceksin.Nefsani hevasına uymuş,haramlara dalmış bir ego ile ancak haram depolarsın,sonuçta ancak cehennem olur.İbadet ve hayırlarına haram bulaştırmadan nefsini terbiye ederek ,insi cinni şeytanlardan ALLAH(cc)a sığınarak helalinden rızkının peşine koşarsan doğru olanı yaparsın Helalinden rızkının peşine koşmak ibadetin onda dokuzudur.H.Şerif.
Dünyadaki en büyük servet nedir demişler bizce Akıl,İman,pozitif İrade,sağlık,hür bir Vatanda yaşamak ,Kuran ve sünnet çerçevesinde gerçek İslam nimeti,yalnız Allah cc a kulluk,doğruluk,güzel Ahlak,helal namuslu yaşam,Vicdanlı,Adaletli olmak.Başta nefsini,sonrada olumsuz giden herşeyi tağutu şeytanı şirki,küfrü, zülmü haramları sorgulayan ol.Rehberin Kuran ve sünnet olsun.Tevhide yalnız bir ALLAH cc a teslim ol.Euzubillahi mineşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim Sübhanallahü vebihamdihi Sübhanallahül Azim estağfirullah zikrini hergün yüz kere yapki şeytan hayatına yön vermesin gafillerden olma günahlarından arınki ruhun Rabbin ile buluşsun. Bingöl müftüsü yılbaşı kutlayan şerefini kaybeder demiş.Her türlü haramı kanunlarla korurken şerefimizmi vardı.Vatandaş birtakım hesaplarla 2022 yi uğursuzluk yılı olarak zikretmiş .İslamda uğursuzluk diye birşey yoktur Hz.Ömer ra hilafetinde baykuş öttüğünde uğursuzluk sayanlara sadece baykuş öttü uğursuzluk diye birey yok demiş .Ancak insanlar Allah cc ı Resulünü asm Kuran ve sünnetin yolunu terk edip haramlara dalarsa ihanete gaflete dalalete saparsa musibet eksik olmaz.
Peygamberimiz (s.a.v) çocuklarımıza 7 yaşına kadar sevginin, saygının, iyi Ahlaklı ,vicdanlı insan olmayı,doğruluğun güzelliğini.Yalanın,iftiranın gıybetin,haramların kötülüğünü; Değerlerimizi,helal namuslu yaşamı abdest nasıl alınır,namaz nasıl kılınır gibi temel dini vecibeleri Güzel Ahlakın kurallarını Dünya ve Ahiretin gerçeklerini Kuran ve sünnetle öğretmemizi istiyor.
*NAMAZ NAMAZ NAMAZ*
Cebrail Aleyhisselamın Dilinde Namaz
Hz.Muhammed(s.a.v) buyuruyor ki...
ümmetimin önünde muhakkak 5 yokuş vardir.
Hz. Ebubekir(r.a) sordu:
'Nedir bu yokuşlar Ya Rasulullah?'
Efendimiz (s.a.v) buyurdularki:
1.ölüm ve onun zorluğu
2.kabir ve onun yalnizliği
3.Münker ve Nekir'in sualleri ve Onların heybetleri
4.terazi ve onun hafifliği
5.Sırat Köprüsü ve onun inceliği
Hz Ebubekir (r.a), bu sözü işitince öyle çok ağladı ki onunla birlikte yedi kat gök ve melekler ağladı. Bunun üzerine Cebrail(a.s)
indi ve dediki:
'Ya Muhammed (s.a.v) Ebu Bekir(r.a)'e söyle ağlamasın şu sözü işitmedi ki:
'ölümden başka herşeyin çaresi vardır' sonra Cebrail (a.s) şöyle buyurdu:
1.her kim sabah namazını kılarsa
ölüm ve onun zorluğu kolay olur
2.her kim öğle namazını kılarsa
kabir ve darlığı ona kolay olur
3.her kim ikindi namazını kılarsa
Münker ve Nekir'in heybetleri ve sualleri kolay olur
4.her kim akşam namazını kılarsa
terazi ve onun hafifliği kolay olur
5.her kim yatsı namazını kılarsa
Sırat ve onun inceliği kolay olur
ve denildi ki:
her Kim namazinda gevşeklik yaparsa ölüm anında
(la ilahe illlallah Muhammedur Resulullah)
sözünü söylemesi güçleşir.
Rabbim hepimizi hakkıyla Namazlarını kılanlardan eylesin.Amin...
Şiddete hayır kadınlara çocuklara şiddete hayır.Hicretin onuncu yılıydı Sevgili Peygamberimiz(asm)ve güzide ashabı(ra) Hac ibadeti için şehirlerin Anası Mekke de buluşmuşlardı Haccın rükünlerinden Arafat vakfesine durmuşlardı.ALLAH(cc) Resulü(asm) bu mukaddes mekanda onbinlerce mümine yaptığı ve tüm insanlığa önemli mesajlar verdiği Veda Hutbesine şu sözlerle başladı :Ey insanlar bu zilhicce ayınız ,bu Mekke şehriniz ,bu gününüz nasıl mukaddes ise,kanlarınız,canlarınız ,mallarınız,ırzlarınız ,şeref ve namusunuzda aynı şekilde mukaddestir.Sevgili Peygamberimiz(asm) bu uyarısından sonra sözlerine şöyle devam etti:Dikkat edin size mümini tanıtıyorum:O insanların canı ve malı hususunda güvendiği kişidir.Müslüman ise elinden dilinden insanlara zarar gelmeyendir.
Aziz müminler yüce Dinimiz İslama göre kadın,erkek, çocuk,genç ve yaşlı her insanın bedeni kişiliği,haysiyeti,iffeti ve şerefi dokunulmazdır .Onun içindirki hiçbir kimse bir başkasının canına malına ve kişilik haklarına karşı kast edemez.Şerefini ve onurunu zedeliyecek davranışlarda bulunamaz .Canlı cansız hiçbir yaradılmışa zarar verecek bir tavır ve tutum içinde olamaz. Kıymetli Müslümanlar ,maalesef her geçen gün daha fazla şahid olduğumuz kadınlara ,çocuklara yönelik şiddet zülüm Ahlak dışı çok şey vicdanlarımızı yaralıyor ,yüreklerimizi dağlıyor.Oysaki inancımızda asla yeri olmayan şiddet insanlık suçudur.Şiddet acizliktir,merhametsizliktir zülümdür.Şiddet can dokunulmazlığı ihlalidir ilahi hukukuda çiğnemektir Kuranın Hukuk anlayışına düşmanlıktır ve insan onuruyla bağdaşmaz.Hiçbir gerekçe şiddet için mazeret olamaz. Şiddetin dini,dili,coğrafyası ve sosyal statüsü yoktur. Kimden gelirse gelsin şiddetin hiçbir şekli kabul edilemez.-İnsanlık düşmanlarına ALLAH(cc) ve Resülünün(asm) düşmanlarına ,Vatan hainlerine ,İslam düşmanlarına o zalimlerin zülümlerine karşı askerce müdahalenin şiddetle alakası yoktur,o islamın cihadıdır ilahi Hukukun Adaletidir-Rabbimizin gazabı meleklerin gök ve yer ehlinin laneti şiddete yeltenen ve ALLAH(cc)ın dokunulmaz kıldığı canları katleden zalimlerin üzerinedir.Onlar Dünyada rezil rüsvay olmuşlardır.Ahirette ise varacakları yer cehennemdir.Değerli müminler!Dinimize göre asıl olan şefkattir merhamettir,yaşatmaktır.ALLAH(cc)ın masum kıldığı cana kıymamak zarar vermemektir.Nitekim yüce kitabımız Kuranda şöyle buyurulmaktadır:Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesad çıkarmaya karşılık olması dışında ,kim bir kimseyi suçsuz yere öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibi olur.Kimde bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.Şiddet ve merhametsizlik görüntülerinin sık sık ekrana taşındığı günümüzde bize düşen her durumda merhameti kuşanmak ,insaflı ve vicdanlı davranmaktır. Sevgi ve ülfeti,muhabbet ve şefkati hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline getirmektir.Eşimizi çocuklarımızı ,Ailemizi,komşularımızı ve tüm çevremizi elimizden ve dilimizden emin kılmaktır.Şiddeti doğuran,yaygınlaştıran ,normal gösteren şiddete yönlendiren her türlü söylem ve davranıştan uzak kalmalı.Şiddetin ortadan kalkması,insan onurunun korunması için var gücümüzle gayret etmektir.Şiddete yeltenmek bir yana ,gönül kırmanın bile Kabeyi yıkmaktan daha büyük bir vabal olduğunu asla unutmamaktır.Karıncayı bile incitmekten sakındıran,sakınan bir medeniyetin mirasçısı olduğumuzu her daim Akılda tutmaktır.Bu vesileyle şiddete maruz kalarak hayattan koparılan tüm kardeşlerime Cenabü Haktan Rahmet diliyorum.Yüce Rabbimiz merhameti önce yüreklerimize şuurumuza hayatımıza,sonrada yer yüzündeki cümle masum mazluma güzelliklere Hakim kılmayı nasip eylesin. Bizim duruşumuz küfre ,zülme,şirke,haramlara karşı olmalı .İnsanları günahları yüzünden cezalandırmak bizim haddimize düşmez diyen bir Din anlayışına iman etmişiz .Bu Dinin temeli Güzel Ahlaklı,vicdanlı,Adaletli olmaktır doğruluğundan şaşmayan merhametli insanlar olabilmektir.
Dinime,namusuma şanlı tarihime insanımıza en büyük kazığı atmış şeytanın nefsinin ingilizin yahudinin ermeninin kuklasını Atetürkünüzü çare diye satıp milleti cehenneme taşımayın putçuluğunuzu şirki,küfrü,zülmü,haramları
iğrençliği çare diye satmayın cehennem var.Azıcık Aklınız varsa kurani gerçekleri görün yaşayın yaşatın.Bir damla suyu bir anlık havayı zerre nimeti yaratmaya gücü olmayan taştan ilahınızla cehenneme koşuyorsunuz.
Herkesin bir hak ve had sınırı vardır eğer kul hakkı yemek zülmetmek istemiyorsan Allah cc ın Resulünün asm kurani mananın hukukunu çiğneme günahlarının şerrinden Allah'a sığın.Savaş ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir.Aliya İzzetbegoviç.Zalimlerin,iblislerin,habislerin,niyeti pislerin,din hırsızı şarlatanların zülüm,küfür ve şirkini haramları Ahlaksızlığı Vicdansızlığı ruhbanlığı kula kulluğu çare diye satan,cinni insi şeytanlara paratonerlik yapan öyleleri kayırıp nice güzellikleri masum mazlumu hak sahibi müminleri yakan din anlayışı hiçbir doğru insanında benimde dinim olamaz.Belki Kuran sünnet çerçevesinde gerçek İslam dinini yalnızca ALLAH cc a has kılmak yolumuz olmalı,nefisler satın alınmalı güzel Ahlaklı helal namuslu bir hayatın tesisine çalışan ve insi cinni şeytanlardan günahlarından arınan Vicdanlı dosdoğru kullar olmanın gayretindedir doğru Müslüman Mümin kul olmak .Müminin ruhunda nefsinde insi cinni pislikler hükümran olamaz ancak eserimizi,belki kuran ve sünneti ders alırsanız dinci yobazların din şarlatanlarının cinni insi pisliklerin cinayetlerini daha net görürsünüz o zalimler nefsi satın alınmaz hale getiren bir sürü bozuk felsefe üretmiş ve şeytanların emriyle insan katliamı yapıyorlar hayatımızın artılarını çalıp aleyhinizde çalışıyorlar özellikle bütün bu kuran ve sünneti doğru mümin kulları masum mazlum güzellikleri tahribe,kurani ölçüleri ortadan kaldırıp güzel Ahlaki idam etmeye yönelik ruhbanlığı şirki,küfrü zülmü haramları iyilere giydirmek kula kulluğu meşrulaştırmak ve insanlardan müşahhas bir şeytan deccal yetiştirmenin mücadelesini veriyorlar .Onlar için islamın haram kıldığı çok şey din olmuş ama herbiri evliya geçiniyor iyileri özellikle günah keçisi seçip fitne yapmak için yalan,iftira,zülüm haramlar, şirk,küfür, sihir,büyü silahları insi cinni pislikler dostları ama herbiri evliya ne hikmetse hırsızlık din satıp trilyonları cukka etmek meslekleri ama alemi kendileri kurtarıyor.Onlara yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın dendiği vakit, bizler düzelticileriz derler halbuki bozguncuların ta kendileridir,ancak anlamazlar.A.Kerime Nice domuzu kayırıp iyileri güzellikleri masum mazlumu yakanlara günah keçisi seçenlere ve kendi çirkef davasına sermaye yapanlara bozuk felsefe ve ibadetleri din diye satanlara, insanlığın güzel istidadlarını helal emeklerini öldürüp savunmasız bırakanlara güzelim insanlarla ALLAH cc arasına girip hidayetlerini engelleyenlere ebedi lanet inşallah.
Allah; tüm kainatı yaratan ve tek olan Zat'ın ismidir. Tanrı; insanların -olağanüstü güç sahibi yaratıcı ve yönetici -olduğuna inandıkları varlık ya da varlıklara verdikleri genel isim olmuştur. Türkçe'de Tanrı olan bu kelime, Arapça'da ilah olarak geçmektedir. ... Yani tanrı çoğulcu bir anlayışın ürünüdür. Kur'an ve Sünnet'te geçen ve zikredilince sevabı olan, "La ilahe illallah" derken içinde bulunan, Tevhid'i ve nuru içinde barındıran isim: Allah (c.c) ismidir! Esmaül hüsna Kur'an ve Sünnet'te geçenlerdir... Lütfen riske girmeyelim...yıllar yılı bu şehid kanıyla sulanmış Vatanda şirke küfre zülme harama hizmet ettiler ALLAH(cc)ismi celaline düşman oldular ezanı susturdular kuran okuyanları idam ettiler ve bizim Tanrımız var deyip menfi ırkçılık yaptılar.Bugün taşlarla temsil ediliyorlar imansızların idölü zalimler
Böyle bir esere muaffak olmakla ve facebook taki paylaşımlarımla,hayatımın artılarıyle ,hayır ve ibadetimle iyilere muhabbetimle islamı yaşıyabildiğim kadarıyle Müslüman mümin bir kulum inşallah.Ben bütün karalamalara rağmen izzeti nefis mücadelesi verdim.Kimki kendi coğrafyasının pisliğine layık görmüş ,kendiside layık olduğunu bulsun ALLAH(cc) ne güzel vekildir.
Din kitaplarda kapalı kalmış özü güzel Ahlak cihad ruhu nefsin terbiyesi ,ilahi Hukuka riayet,kul hakkına riayet,şirke,küfre,zülme haramlara karşı mücadele ve Tevhid olan İslam kurandaki Din ne anlatılıyor hakkıyle nede yaşanıyor Kafirin kanunuyla bir Hukuk düzeni her türlü haramı kanunlarıyle koruyan Devlet düzeni var kula kulluk,nefse kulluk putlarına paraya eşyaya kulluk hayatımızın dinamosu olmuş
İnsanlığın başındaki bütün felaketlerin ardında iblis şeytan ve sadık köpekleri,cinni,kafirler ve insanlıktan kullandıkları piçleri tağut yandaşları var yani insi ve cinni şeytanlar var Dünyadaki bütün zülümlerin şirkin,küfrün ,haramların ardında ABD nin israilin ,sırpın,ermeninin ,çinin,rusun.yunanın ingilizin,fransızın belki içteki ve dıştaki her pisliğin ardında o habislerin imzası var Bozuk felsefelerinki çakma dinlerede bulaştırmışlar .Dinci vasfedeceğimiz haramzade çok tip onların paratoneri olmuş .Bütün bunlardan kurtulmanın tek çaresi Kuran ve sünnetin müslümanı olabilmek,kula kulluktan kurtulup yalnıza bir tek ALLAH(cc)kul olabilmek dinini yalnızca ona has kılmak.Ama gerçek müminler vatanına Dinine sevdalı güzel insanlar o zalimlerin boy hedefi asırlardır insanlığı karalamanın müşahhas bir şeytan insan bozması potansiyel suç merkezi deccal yaratmanında mücadelesi var .Sen islamın merkezine Tevhidi,güzel Ahlakı,cihad ruhunu,doğruluğu Adaleti,vicdanlı olmayı,helal,namuslu bir yaşamı,dengeli,istikrarlı ,helal rızkı oturtursan bütün bu fitnelerin hakkından gelirsin.Yoksa gidişat cehenneme yolculuk.
Karınca bile Hz.İbrahim Aleyhisselam'a yakılan ateşin bir damla su ile sönmeyeceğini bildiği halde bir damla su ile safını belirlerken !
Ey yılbaşını kutlamak için kulp arayan müslüman !
Sen bundan birşey olmaz dediğin küçük şeylerle hangi safta olduğunu sanıyorsun?İman meselesi oyun değildir!
Her güzel nimete sonsuz Elhamdülillah Arşın ağırlığınca,kainatın zerratı adedince,kumların sayısınca,Denizlerin katresince,mahlükatın kılları adedince her fitneden arınmış ihlasla Elhamdülillah,La ilahe illallah,SübhanAllah Allahü Ekber Hasbünallahü Venimel Vekil günahlarımızdan arındır ya Rab cümle masum mazlumu güzelim kullarını beni ailemi ehli iman,ehli namusu kurtar rızana uygun ameller nasip et şirk,küfür,zülüm ehlinden haramlardan haramzadelerden günahlarımdan ,günahlarından her şeytandan arındır ya Rab
Ne kadar Din müfriti,müfsid bilerek tahribat yapan varsa,ne kadar Din hırsızı,Din yobazı münafık ,kafir şeytani pislik varsa hepsine ebedi lanet.
Hakimiyet kayıtsız şartsız ALLAH(cc)ındır.Hiçbir fani ilah olamaz.
Biz şirkten,tağuttan şeytandan,küfürden zülümden,haramlardan uzak kalmanın mücadelesini verenler ,güzel Ahlaka,vicdanlı ,Adaletli,dosdoğru bir kişiliğin tesisine çalışanlar ,mümin kullar yani biz ilahlaşmadık belki ALLAH(cc)a koştukça,doğru işlerde sebat ettikçe ilahileştik insani kamil olmak için.
Biz müslüman Türk milleti iki Tanrıya tapmıyoruz 100 yıldır buülkedeALLAH(cc) ve Tanrı kavramları birbirinden ayrı şeylermiş diye algılanıp birbirine kırdırılıyor bundan yaratıcımız değil nimet verenimiz değil hesabımızı görecek olan değil yine biz insanlık zarar gördük :Madem Tanrı kavramı yaratıcı bir güç olarak kabul ediliyor o da ALLAH(cc)ın tecellilerinden biri.Kainatta birden fazla Rab olsaydı Kainat fesada giderdi.A.KerimeŞükürler olsun Her güzelliğin merkezi ALLAH(cc) a yüce TanrımızaTürkler Hz Muhammede(asm) Kurana sünnete tabi olmakla Tevhidin Hakikatine ulaştı.Törelerinde zikredilen hususlar hep islama uygun ölçüler şirkmi bu. Ancak tarihe ve bugünümüze baktığımızda ,aynen islamdaki bozuk fırkalar misali amelde belki itikada yanlışların içinde boğulmuş,çokları sapıtmış.Ancak Bugün Kainatın Anayasası Kuran ve sünnet var,başka yol yok nihai gerçek. Biz kışın açan kardelenleriz Hakikat yalnız ALLAH(cc)ın rızasıdır o ise sadece Kuran sünnet dairesinde güzel Ahlakla helal namuslu dosdoğru vicdanlı Adil kul olmakla merhametle fedakarlıkla şirke,küfre,zülme,haramlara karşı dik duruşla iyilerin,güzelliklerin,güzel değerlerin muhabbetiyle Tevhid inancıyla cihad ruhuyla kavuşulur
Mehdi deccal senaryoları iblis şeytan ve cinler tarafından kullandıkları insanlar tarafından hayata geçirilmiş,Kurani ölçülerle bağdaşmayan bir külli cinayettir. Deccal arıyorsanız alemde milyon tane var tarih boyu.Mehdi arıyorsanız her şaibesiz mümin güzel Ahlaklı kul mehdi mesabesindedir .insanları şirkin tanrısı yapmayın ilahlaştırmayın ve yine şeytanın ikizi insan aramayın.Ben bunları yazıyorum ama tarih boyu o zalim senaryo harıl harıl çalışıyor.
Çok ilginç değimli Kuranı güzel okuyunca ödül alırken ;Kuranı güzel anlatınca ya deli oluyorsun ya suçlu .Çünkü nameler uyutur,manalar uyandırır.
Nice masum mazlumu nice güzellikleri ALLAH(cc) tan koparanlar yaktı,din hırsızı şarlatanlar,münafıklar,kafirler,iblisler,niyeti pisler,sihirbazlar,büyücüler yaktı haddini bilmeyen hırsız şirk,küfür,zülüm ehli haramzadeler yaktı.Dinin malı olmayanı din diye satan zalimler yaktı .ALLAH(cc) kurtarsın inşallah.
Ben şeyhlik yapmam,ruhbanlık yapamam,itibarda etmem ,çare olarakta görmem,iyileri soyamam .Cinni insi şeytanlarla aynı ruh ,aynı nefis olamam bütün bunları İslam olarak görmem.Hakikat Kuran ve sünnetin hakikatleri iken yaptıklarınızı,yazdıklarınızı belki kirli şirkin içindeki nefsinizi bozuk itikadınızı Hakikat diye sattınız ALLAH cc ile aramızda barikat kurdunuz kula kulluğa çare dediniz put şahsiyetinizden sudur eden herşey yaşam tarzımız oldu.Rabbimiz nimetlerine cennete çağırırken o nimetleri hep zalim şahsiyetinizden bildiniz öylede ders verdiniz .Tevhidi Cihad ruhunu güzel Ahlakı öldürmek içinde bu Şehid kanıyla sulanmış vatanı kafir ve zalimlerin belki iblislerin tarlası yapmak için deccalizmi hizip dinleri hayata geçirdiniz onca cinayetinize rağmen şaibesiz kurtarıcısı oldunuz bu dininde bu vatanında .100 yıllık icraatinizle milyonları Cehenneme taşıdınız çakma ilahlar düşün yakamızdan cinayetlerinizide alın başınıza çalın,düzeninizide.Biz yalnız Allah cc a kul olmak istiyoruz her türlü haramdan uzak Tevhidin ikliminde yaşamak istiyoruz Cehenneme düşmek istemiyoruz.Sizin yalancı cennetinizede ihtiyacımız yok .Çaldığınız güzelliğin çarçur ettiğiniz hayatımızın hesabını verin,layık olduğunuzda bulun şirkin ilahları.
İslamiyetin birinci şartı ALLAH(cc)a ,Peygamberlerine(asm) Meleklerine(asm),kitaplarına,Ahiret gününe,Hayır ve şerrin ALLAH(cc)tan olduğuna,kadere Eşhedü en la ilahe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden(asm) abdühü ve resülühü diyerek saydığım 6 şartına imandır ondan sonra 5 şartından ibaret İslam Namaz,oruç,hac,zekat,kelimei şehadet. Sonrada diğer farzlar bunları yapmadan cennet kazanılmaz ALLAH(cc) rızasına eremezsin.Bu yolun Hakkı Kuran ve sünnetteki ölçüleri yaşamakla verilir.Temelinde,Tevhid ,güzel Ahlak,nefsin terbiyesi,cihad ruhu yatar.Vicdanlı,doğruluğundan şaşmayan haramlardan uzak,namuslu,merhametli fedakar kul olmak yatarki mümin olasın.
Ey insanlar günah işleyerek yaktığınız cehennem ateşini namaz kılarak söndürün.Hz.Ebubekir Sıdık(ra)
Kula kaldıramıyacağını yükleyen bir sürü cinayet var alemde.Sen iyilerin dostluğuyla,iyi olmanın gayretiyle aşacaksın bütün bu olumsuzlukları.
Gandhi ye göre Dünyanın yedi hatası :1-Ahlaksız ticaret-2-ilkesiz siyaset, 3-Niteliksiz eğitim-4-Emeksiz zenginlik-5-Vicdansız haz-6-İnsaniyetsiz bilim 7-Gösterişe dayalı ibadet.
Müslümanlar masada yemekten vazgeçip mideyi tıka basa doyurmaktan vazgeçip yer sofrasına dönmedikçe midenin üçte birini yemek ,üçte birini su, üçte birini havaya ayırmadıkça nefislerini azdıracak,haramları hoş görecek o eski şuuruna satvetine hiçbir zaman kavuşamayacak demiş batılı bir ilim adamı. Evet bu görüşün içinde sünneti seniyye var ,nefsin satın alınması için adım var ve yine evet büyük cihad nefislerin satın alınmasıdır.Birde Devlet her türlü haramı kanunlarla korumaktan vazgeçip haramlara karşı mücadele edecek bir icraat içinde olsa ne güzel bir Dünyamız olurdu .Ahireti kazanmak kolaylaşırdı
Ömer(ra)lar bekleme Alparslanlar,Selahaddin Eyyübiler,Fatihler,Yavuzlar, Abdülhamitler bekleme onlar gibi olmaya çalış şereflileri ezmeden,iyilerle muhabbeti öldürmeden,haramlara dalmadan,zülmetmeden güzel Ahlakla.
Birşey yaparken Hakkın olmayanı çaldınmı yoksa emek verip helaliyle kazandınmı orası önemli maddi manevi hırsız olup havalara girenlerden olma Ahlaki,Adil,Vicdanlı ol.
Ya Rabbi bildiğim bilmediğim günahlarımdan,yaptığım yapmadığımın şerrinden kul hakkı yemekten ,Kurani manayı ,ALLAH(cc) ve Resulünün Hukukunu çiğnemekten,zülümden,küfürden,şirkten ,tağuttan,insi cinni şeytanlardan,her türlü fitneden,haramlardan razı olmadığın her şeyden cümle masum mazlumuda ,ailemide benide değer verdiğin her kulunuda arındır.
Mısır’da adamın biri, küçük bir cami inşa etmeye ihtiyaç duyan bir köyün varlığından haberdar oldu. O köye gitti, kendisini; Haliç ülkelerinde çalışan bir tüccar olarak tanıttı. Meseleyi Camiye getirip,neden Camileri olmadığını sordu. Köylüler; yedi yıldır Cami arsalarının hazır olduğunu, ama fakir oldukları için Camiyi yapamadıklarını söylediler.
-Adam, ne kadar parayla Caminin inşa edilebileceğini sordu, köylüler 250.000 Cuney, dediler. Adam; size 300,000 Cuney veriyorum, Camiyi inşa edin, açılışa beni de davet edin, dedi. Devamla: ama şimdi gitmem lazım, şirketten beni aradılar, dolgun bir ücret ve üç yıllık bir süreyle 200 işiye ihtiyaç var, onu acil halletmem lazım, dedi.
-Köylüler; neden bizi işe almıyorsun, görüyorsun buna ihtiyacı olan fakir insanlarız, üstelik içimizde her meslekte maharetli insanlar var, dediler. Adam; tamam dedi. İkiyüz kişi bir hafta içerisinde pasaportlarınızı alın, mesleğinizi pasaporta yazdırın, bilet ve vize masrafları için kişi başına 5000 Cuney i bir zarfa koyun, gelip işlemlerinizi başlatacağım.
-Adam bir hafta sonra köye geldi, köylülerden: 200x5000=1.000.000(bir milyon) alıp gitti. Bu gidişin gelişi olmadı, köylüler polise başvurunca, adamın sahte isim ve telefon kullanan bir dolandırıcı olduğu anlaşıldı.
-Üzücü olan, yedi yıldır Camilerini yapmak için 250.000 Cuney bulamayan köylülerin, kendi işleri için bir haftada bir milyon bulmalarıydı. Camileri için veremedikleri 250.000 yerine, bir sahtekara 700.000 Cuney kaptırmışlardı. Eminim ki, Allahtan da yardım bekliyorlardı...Siz siz olun Dostlar, Ahiretinize iyi yatırım yapın, yoksa birileri, yapmadığınız yatırımı YATIRIR…Sizide batırır Dünyanızıda yakar Ahiretinizide.
İyi olmanın gayretindeki kuluna ALLAH(cc) Rahmet edip günahlarını silince hasedinden kuduran insi ve cinni pisliklere layık oldukları fiatı ve ya Rabbi.
Ey gafil nefis ben öttüğüm için sabah oldu diyen horozlardan olma külli İrade milleti layık olduğuna kavuşturur.Neden olumlu düşünmeyip kötüyü çağırır gibi uğursuzluk diyorsunuz Ağzınızdan çıkanlara dikkat edin dua saatine denk gelirse kabul olur o yüzden Rabbim her anımızı hayırlı ferah eyle deseniz daha iyi olmazmı.Biz millet olarak layıkıyla ALLAH(cc)a kul olamadık.Bütün fitneler,belalar nefsimizin zafiyetinden ibaret.Ne batılı olabildik nede doğru müminler olabildik etiketi Müslüman yaşantısı haramlara iç içe bir toplumuz.Şeytani şahsiyetlerden şeytanı iklimlerden değer verdiğin cümle güzelim kullarını koru ya Rabbi .Bu zamanda 40 gün günah işlemeden yaşarsan evliya makamına çıkarsın.Ey hizip dinler ey ruhbanlığı,şirki,küfrü ,zülmü,haramları Ahlaksızlığı,her fitneyi kanun yapanların paratonerleri ALLAH cc için sevmenin ve ALLAH cc için buğz etmenin Kurani mananın hakkını vermeyen din hırsızları iman hizmeti değil sizinki islamın katliamı eğer Müslüman olduğunuzu iddia ediyorsanız kuran ve sünnet ile amel edin hakkını veremiyorsanız çokça tövbe edin yoksa bozuk yapınızı yapılanmanızı kanun yapıp fitneleri hayata geçirerek insanlığın cehennemini hazırlamayın güzel değerleri masum mazlumu yakmayın.İslama kurani ölçülere çalışmanın,nefsi terbiyenin ,güzel Ahlakın meyvesi Adaleti huzuru fazileti hakim kılmaktır.Siz hiziplerin işi zülmü şirki küfrü haramları dinamo yapıp nefislerin dinini rezaleti hakim kılmaktır. Kendiniz öttüğünüz için masum mazlumdan soyduklarınızla sabah olduğunu bahar geldiğini zannediyorsunuz.Kula kulluk sizinki sabahınız gecelerden karanlık baharlarınız zemheri kışından beter.Tasarrufunuz cehennemleri çağrıştırıyor,fitneleri alevlendiriyor en kötüsü iyilerin katliamı var.Dininiz nefislerin dini ninnilerin dini.İnsanlığın pozitif gayretini emeğini sömürerek islama hizmet edilmez.Belki Adaletle,güzel Ahlakla ,Vicdani hareketle,temiz ilişkilerle,dinini yalnızca ALLAH cc a has kılarak kuran ve sünnetin hakkını vermeye çalışarak kul hakkı yemeden olur.İslamın tavsiye ettiği cihad nefsin satın alınmasıdır ,her türlü haramdan şirkten,küfürden zülümden,insi cinni şeytanlardan arınmaktır.İnsanları günahları yüzünden cezalandırmak bizim haddimize düşmez diyen bir peygamberin (asm) ümmetiyiz. Adaletli olmak istiyorsanız Hevanızı terk etmedikçe Adaletli olamazsınız diyen Kuranı dinle nefsine hakim değilsen Aleme ,insanlığa Hakim olmaya çalışma Hakimiyet kayıtsız şartsız ALLAH(cc)ındır ölçüsüyle amel et haramzadeden haramdan, uzak ol ,çokça tövbe et kısacası her şartta haddini bil insanlığın üzerinde tasarruf hakkı senın hakkın değil.ABD Harvard üniversitesinin bir araştırmasının sonucunu yine zikretmeden geçemiyeceğim mutluluğun sırrı nedir diye 70 yıl insanlara aynı soruyu sormuşlar:En çok verilen cevap sağlıklı sosyal ilişkiler olmuş.Evet güzel Ahlakı hayata Hakim kılmanın reçetesi budur.Yoksa Din hırsızlığı emek hırsızlığı yapıp milletin üstünde ilahvari şeytani şirk kokan zülüm dolu tasarrufları hayata geçirmek değil.İnsanlığa iyi örnek ol mümince yaşa Kuranı sünneti öğren yaşa ,anlat Akşam evine gittiğinde nefsi muhasebeni yap günahlarından arınmanın gayretinde ol.Masum mazluma ALLAH(cc)ın değer verdiği kullarına Duacı ol .Kendin içinde ümmeti Muhammed(asm)içinde hayırlı olanı iste her türlü fitneden her şeytani ruhtan ALLAH(cc)a sığın kısacası ışık saçacak doğru mümin kul olmanın gayretinde mutluluğu iç Dünyanda tesis etmenin gayretinde ol.Sen kapını temizlemeye çalışki Dünya güzelleşsin Dünyaya Kainata şekil vermek bizim işimiz değil .Bugün belki tarih boyu Din müfritlerinin Din hırsızı münafık ve kafirlerin belasını çekiyor insanlık uyan ey kul .Mesuliyet sahibi olmadan ilminizi tamamlayın diyen Adaletin kapısı Hz.Ömer (ra)ı ve Adaletin çarşısı Sevgili Peygamberimiz(asm)ı örnek al kuran ve sünneti baş tacı yap egon ile cahilliğinle temiz iklimleri fitnelerle doldurma haddini bil.
Nurculukla,kemalizimle,Tarikatçılık,Süleymancılıkla doğru adam yatişmez onlar bugüne dek nice pisliği bağrında besleyip masum mazlumu zarara uğratan hizip yollardır nice fitneler,insi cinni şeytanlar bugün hür ise onlaedaki çatlağın meyvesidir .Ey Müslüman Dinini ALLAH(cc)a has kıl,kula kulluk helakettir. İnsan kendisi doğru insan olacak ancak bu hizipler kullanamadıkları en doğru insanları bile günah keçisi bellemişler ,insi cinni pisliklerle bir tutmuşlar.
Ey sait nursi ve sivri dostları o risalei nurunuz ve bugüne dek zülüm dolu icraatınız sizi milyon kez cehenneme taşımaya yeterli potansiyele sahip dayatma dininiz uydurulan din iken Kurani manayı çiğneyerek müminleri bacıları çocukları zehirleyerek icra ettiğiniz saltanat Hukukullahla alay etmektir kul hakkı yamektir betom kemal yetiştirmek İslam değil ,nurculuktur tarikatçıkıktır cinni insi şeytanlara ranttır ,laik dinsizlerden ne farkınız var Bizim kimsenin artılarıyle bir zorumuz yok dava fitneler hakim olmasın. Yahudi kafalara,şeytanlara,şirke,küfre zülme,haramlara fitneye ve fitneyi çare diye satan zehirli tiplere hainlere zalimlere ruhu kafir her pisliğe ebedi lanet. Benim birden fazla Rabbim yok bütün esma ve tecelliyatıyle bir Rabbim bir ALLAH(cc)ın kuluyum.Günah işlesemde hevamın nefsimin şeytanın tağutun şerrinden ALLAH(cc)a sığınır günahlarıma tövbe eder yolumu çizerim hizip Din anlayışlarına insi cinni pisliklere ömür boyu düzüldük insanlık olarak Tövbe edip Kurani ölçülere teslim olmadıkça yolun sonu kula kulluk azap diyarlar belki imansız ölüm belki ebedi cehennem uyan ey Müslüman boşa kürek çekme nefsini satın almanın gayretinde yalnızca ALLAH(cc)a kul ol.
Şöhret aynı riyadır kalbi öldüren zehirli bir baldır insanı insana Abd ve köle yapar. Bu lafı söyleyen Sait nursi Kainatın şöhreti olmuş yüz yıldır icraatinde Anadolunun saf çocuklarını kuranı Çanakkale ruhunu sermaye yapıp kafire velayet felsefeciye yahudiye Cihad ruhu kadın şer bela fitne deyip milyonlarca bacıya felaket ve risalei nurda ayetlere ters nice cinayet 16 ayrı gurup olmuş herbiri birbiriyle papaz kim olursan ol gel birbirinden fani ol deyip ruhları piçleştirme fetoları Adnan oktarları müslüm gündüzleri pkk lı nurcuları masonları insi cinni nice pisliği bağrında beslemek deccalizmin senaryosunu yazmak ve yinede sütten çıkmış ak kaşık muamelesi görmek bütün cinayetlerine günah keçisi aramak iman hizmetiyse ömür boyu geçimi için hiç çalışmamış maddi manevi hırsız sırf sultan Reşad tan bir rivayete göre 19000 Hüsrev altınbaşağın rivayetine göre 40000 Osmanlı altınını üniversite yapacağım diye alıp şahsi işlerinde kullanması milletin ruhuyla kumar oynaması kula kulluğu meşrulaştırmak nefsi için kainatı istemesi cehennem dahi olsa ebed isterim havaları 25 milyon milyon Türk insanını selamette görürsem Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur riyakarlığı ve bugüne dek nice güzelim insanlarlara biçtiği zulümlerle Kainatın şöhreti o ne derece fitneye dinamo olduğunun bizim gördüğümüz kadarıyla göstergesi ey mehmet yazıcı kuran ve sünnetin hakkını vermedikçe nefsini satın almadıkça o felsefesi ve zülümleriyle şöhret olmuş sait nursinle bir yere varamazsın yıllarım nurculuğun içinde geçti o dairenin sivrileri yıllardır beni günah keçisi bellediler tarihi boyu nurculuk devamlı kul hakkı yiyen bir yapılanmadır devamlı zülüm var şöhreti fitne olmaktan din hırsızlığından öteye gitmedi nurculuğun. kuran ve sünnetin Müslümanı olmak isteyen mümin kul olacak mümin kimmiş kuran ve sünnetten öğreneceksin şarlatan sait nursiden değil.Ne yapıyorum biliyormusun çürük bir din anlayışını hizipleri gördüğüm kadarıyla deşifre ediyorum fazlasını görmek isteyen internetteki Cihad ruhu ve güzel Ahlak İslam dur yolcu adlı eserimle tanışabilir gerçeğin boyutu mahşerde gözler önüne serilecek nefsini kuran ve sünnetin ölçüleriyle satın alacaksın hizip dinlerle değil.Ey hizip dinlerin rükünleri babamda 90 sene yaşadı sait nursisi için helak oldu bizide helak etti sait nursısi ve sivri dostları sanki o dinin ilahıydı sihirbaz zalimlerle bir yere varılmaz kula kulluk çare olamaz hiçbiriniz benim için ALLAH(cc)ve Resulünden(asm) ve şerefli müminlerden masum mazlumdan aile fertlerimden değeri olamazsınız.bırakın alemde evliyalık tastlayıp ilahvari yaşamayı; Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır şuuruyla Kuran ve sünnetle nefsinizi satın almaya çalışın.Önce kendinizi tanıyıki Rabbinizi bulun.Üstelik mülkünde tasarruf yalnız ALLAH(cc)ın hakkı dilediğini dilediğine yar etmekte onun işi olmalı.Azgın nefislerin kurbanı olmak Akıl ve vicdan Ahlak Adalet anlayışı olamaz olsa olsa Aptallıktır nefsinede iyilerede zülümdür.insanları uyandırmak kula kulluktan nefse kulluktan kurtuluşu için yalnız kuran ve sünneti ders almalarını ve Dinlerini yalnızca ALLAH(cc)a has kılmalarını helal namuslu güzel Ahlaklı kullar olmalarını tavsiyedir inşallah imana islama hizmet.Yoksa dışkı çıkaran ilahlar uğruna fitnelere ömrü feda etmek değil. Ben bir saniye sonrasını bilemem gerek bana gerek masum mazluma ALLAH(cc)ın değer verdiği doğru güzelim kullarına helaline namusuna güzel Ahlaka değer veren vicdanlı olmasını bilen kullara çirkef kader yazmak ancak şeytani karakterlerin işi dinci yobazlarda paratonerleri dinamoları insi cinni şeytanlarda askerleri Yüce ALLAH(cc) temizlenenleri korusun.Hak etmediği halde zehirlenenleride kurtarsın.Kanun koyucu olarak ALLAH(cc) yeter nefsimizin firavunluğundan ,günahlarımızın şerrinden alakadar olduğumuz her bir güzelim kulunuda bizide arındırsın inşallah.Sait nusi yılanı yaka yaka geldi beton kemal yaka yaka geldi şarlatan şeyhler yaka yaka geldi her biri insi cinni şeytanların ruh ikizi,yaka yaka yaşıyorlar yaka yaka gidecekler. Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ın .Ancak hala dışkı çıkaranların imparatorluğu çare diye satılıyor.Benim iyilerle zorum yok onların ALLAH(cc)a kulluğu en şerefli yerdedir,zülüm değil ışık saçarlar.
Bir Emevi mirası: Sorumluluğu Allah'a atmak
Bülent Şahin Erdeğer Independent Türkçe için yazdı
Bülent Şahin Erdeğer Gazeteci-Yazar. Temel çalışma alanları Ortadoğu ve Dinler tarihidir
Cumartesi 1 Ocak 2022 7:53
Kur'an'da anlatılan "kader" kozmoloji için konan ölçüleri-yasaları ifade eder. 1
Bu bağlamda insanın kaderi de "özgür iradesi ile yaptığı seçimler" ekseninde ölçülendirilir. 2
Bu sebepledir ki seçimlerimizin sonuçlarının getirdiği sorumlulukları vardır.
İşte bu sorumluluklardan kaçınmak isteyenler kendi tercihlerinin, kararlarının yol açtığı sorunlarla yüzleşmekten kaçmanın yolu olarak tüm bunların kendileri dışındaki faktörleri sonucu olduğunu bunun önceden belirlenmiş bir plan/kader olduğunu iddia ederler.
Özellikle de sorumluluk toplumsal ise yani siyasi liderler kendi sorumluluklarındaki eylemleri meşrulaştırmak, bu icraatları sorgulatmamak için "Biz yapmıyoruz; bunları bize Allah yaptırıyor" derler.
Bu tarihin en eski siyasi manipülasyonudur: Allah'ı kendine kalkan edinip, sorumluyken kendilerini sorgulanamaz kılmak…
Yöneticilerin kaderi kullanıp Allah'ı istismar etme taktiklerinin Müslümanların tarihindeki ilk izdüşümünü Muaviye'de rastlıyoruz.
Peygamberimizin arkadaşlarından Hucr b. Adiy'i Hz. Ali taraftarı olduğu için öldüren Muaviye, tepkiler karşısında zor durumdaydı. "Biz yapmadık, Allah yaptırdı bize" diyerek kendisini sorgulanamaz kılmaya çalışmıştı.
Emevilerle birlikte "Zillullahi fi'l-Arz" (Allah'ın yeryüzündeki gölgesi) ve "Sultânullahi fi Arzihî" (Allah'ın yeryüzündeki gücü) gibi sıfatlarla kutsallık kazandırılıyor, sultanların her icraatı, Allah adına sayılıyor dolayısıyla eleştirilemiyordu. Çünkü bu yapan, Allah adına(!) iş yapan birisiydi.
Muaviye'den sonra yerine sultan olarak varis bıraktığı Yezid döneminde Kerbela, Harre gibi travmatik katliamlarına, kadınlara tecavüzlere, yağma ve yolsuzluklara vb. büyük yıkımlarına gerekçe olarak bunların Allah'ın önceden belirlediği planı/kaderi olduğunu camilerden vaaz ettirmişti.
Bir başka Emevi Sultanı Abdülmelik b. Mervan, öldürdüğü bir muhalif için, "Onu Allah'ın takdiriyle öldürdüğünü" söylemişti. 3
Hicri 40 yılında Muaviye Medine Mescidinde elinde ki kılıcı sallayarak, "Bu iş kaza ve kader iledir" diyerek kadercilik anlayışını ilan etmişti.
Bu resmi dini ideoloji ile Muaviye demiştir ki;
Bizim ümmetin başında olmamız Allah'ın kaza ve kaderi iledir.
Bu tarihten itibaren Müslümanların kader algıları değişmiş, yapılan zulme, adaletsizliğe, kötülüğe ve ahlaksızlığa ses çıkarılamamıştır.
İtiraz edenler "kaderi" inkâr ettikleri iddiasıyla ağır işkenceler altında şehit edilmişlerdir.
Hasan-ı Basri, İslam Kelam tarihinde oldukça meşhur olan risalesinde özetle şunları söylemiştir:
İnsanın irade ve sorumluluğunu ortadan kaldıran bu kader anlayışı açık bir dille reddetmek ve özgür iradeyi savunmak gerekir.
Hasan-ı Basri, ısrarla "insanın özgür irade sahibi olduğunu, kulların fiillerinden bizzat kendilerinin sorumlu olduğunu, başımıza gelenlerin önceden tayin edilmediğini, zulümlerin ve kötülüklerin O'na nispet edilmesinin Allah'ın adaletine sığmayacağını anlatmıştır."
Emevîlerin zulümlerine karşı isyan eden İbn Eşas'ın (v.85/704) saflarına katılan Ma'bed el-Cüheni, ayaklanma başarısızlıkla sonuçlanınca, Emevi Valisi Haccâc (v.95/714) tarafından zindana atılır.
Daha sonra Haccâc, Ma'bed'in getirilmesini ister ve O'na sorar:
Allah'ın senin için takdir ettiğini nasıl buluyorsun? Senin bağlı olman Allah'ın takdiriyle değil mi?
Ma'bed de, "Beni senden başka tutan yok, çöz zincirleri! Eğer Allah'ın takdiri müdâhil olursa, sen doğru söylemiş olursun" diye cevap verir. Ancak Haccâc, onu işkence ederek şehit eder. (H.83/M. 702).
Mabed'in Allah ile aldatan Sultanlara karşı tavrını sürdüren bir başka isim de Gaylân ed-Dımeşki'dir. Emevi Sultanı Hişâm b. Abdülmelik, Gaylan'ın el ve ayaklarının kesilmesini emreder.
Sonra, Gaylan'a "Rabbinin sana yaptığını nasıl buluyorsun?" diye sorunca Gaylân "Bunu bana yapana Allah lânet etsin" cevabını verir. Bu işkence neticesinde ise Gaylân şehit düşer. (H. 105/M. 723).
Emevîlerin, yönetimi ele geçirmelerini ilâhî ta'yinle izah etmelerine karşı çıkma ve cemaat içinde Allah'ın buyurduğu şeylerde adalete sahip olma düşünceleri yatmaktaydı.
Ma'bed ve Atâ b. Yesâr'ın Hasan Basrî'ye (v.110/728) gelerek şu şikayette bulunmaları, oldukça düşündürücüdür:
"Ebu Said! Bu hükümdarlar, Müslümanların kanını akıtıp mallarını alıyorlar, sonra da 'İşlerimiz Allah'ın kaderine uygun cereyan ediyor' diyorlar. Bu konuda ne diyorsun?" diye sorduklarında Hasan Basrî de bu soruya, "Allah'ın düşmanları yalan söylüyor" cevabını vermiştir. 4
Dolayısıyla örnekler çoğaltılabilir.
Sayın Soylu'nun cümleleri de aslında aynı yönetim zihniyetinin dışavurumudur. Soylu, konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:
Cenab-ı Allah biliyor. Milletimize hiç ihanet etmedik. Üzerimize ne kadar gelirlerse gelsinler hiç ihanet etmedik. Cumhurbaşkanımız ne kadar yalnız kalırsa kalsın, ben sadece milletin ve sadece Allah'ın önünde eğilirim cümlesinin ve ortaya koyduğu viereyatın dışında başka bir iş yapmadı. Kim ne derse desin.
Onun için sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki, bize yaptıran Allah'tır. Bize yaptıran Allah'tır. Bize yaptıran Allah'tır. Bizim inancımız budur.
Onun için kıymetli arkadaşlar bizden çok beklenti var. Çok çalışacağız, hakikaten çok gayret göstereceğiz. Ama bir şeye çok dikkat edeceğiz. Bizim dinimizin, bizim inancımızın bir tebbiatı var. Birlikte rahmet vardır.
Soylu muhataplarına alt metin olarak diyor ki;
'Bana hesap sormayın Allah'a hesap sormuş olursunuz. Biz kutsal bir dava adına icraat yapıyoruz. Evet, kafanız bazı iddialarla karışıyor olabilir ama onların hepsinin size açıklayamayacağım gizemli hikmetleri var ama siz bize itaat edip desteklemeye devam edin.'
Sonuç itibarıyla yöneticilerin "Ben yapmadım Allah yaptı, bizi sorgulamak Allah'ı sorgulamaktır" söylemleri, sorumluluk almaktan kaçmak ve dine büyük zarar vermektir.
Muhatap kitleleri itaatkar koyun olmak ya da dinden, Allah'tan soğumak, uzaklaşmak seçenekleri arasında bırakmaktır.
Her iki durumda da dini değerlere büyük zarar vermek demek bu. Oysa üçüncü yol mümkün. Sorumluluk sahiplerine hesap sorma bilincini geliştirmek.
Çünkü hesap sormak da Allah'ın kullarına verdiği haktır ve sorumluluktur.
Sait nurside aynı pröblem var Ben kendime Hakim değilim der ,nefsi için kainatı ister,ebedi cehennem ister onca cinayetlerini ALLAH(cc)a mal eder risalei nurunun İlhami ilahi olduğunu iddia eder hiçbir sorumluluk almaz yazdıkları tam riyakarlık eseri.
Hayatımızı artıları her güzel temiz nimet ALLAH(cc)ın dır bizim değil,temiz bir şükür isterki sonuç Cennet olsun,Cemalullah olsun.
Herkesin bir derdi var durur içerisinde diyen Volkan Konak denen vatan haini masum mazlumun derdi hür vatanda ezanına bayrağına kuranına vatanına sahip çıkıp şerefiyle yaşayıp imanla ALLAH(cc)a varmak. seninki pkk,komünistlik.Bu vatan sizin gibi tağut kafalılara yar olamaz ne kadar emperyalist düşmanı geçinirsen geçin ruh firavun.
Allah'ın rahmeti bereketi nuru sabrı üzerinize olsun Rabbîm cümlemize huzur ve hidayet versin.İyilerle karşılaştırsın.Allah cc kömür madeninden elmasmı çıkarır,bakır madeninden altınmı çıkarır yoksa hepsini birbirine karıştırıp ateş lerdemi cehennemdemi yakar kendisi bilir nefsine güvenme ümitsizde olma.Allah cc ım fitne olmaktan iyilerle dostluk köprülerini yıkmaktan her fitneden her haramdan insi cinni şeytanlardan onlardan biri olmaktan cümle masum mazlumuda benide koru.Nice masum,mazlumun nice güzelliklerin belki suçsuz insanların sebepsiz kahredildiği ve nice insi cinni şeytanın haramzadenin,bozuk felsefeleri çare diye din diye satanın din hırsızlığıyla şarlatanlıkla münafıklıkla kafirlikle şeytanlıkla iyileri kahredenin kulluğu bırakıp ilahlığa soyunanın her saniye kul hakkı yiyenlerin zulmedenlerin belki şirk ve küfür ehlinin kahraman olduğu bir dünyada imtihanın ne Ahlakı ,ne Adaleti ,ne Vicdani nede merhameti yoktur öyleleri kimseyi sevmeyede kurtarıcı pozları tanınmayada hakları yoktur.Sivri cahillerle uğraşacak zamanım yok,kendimde o cümleden olmak istemiyorum,günahlarımın şerrinden değer verdiği kullarını korusun ALLAH(cc).
·
KURANSIZ MÜSLÜMANLIK PROJESİ
İslam coğrafyası üzerinde birçok oyun oynandı, projeler yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Ancak en büyük proje ‘Kur’an'sız Müslümanlık’ projesidir. En çok başarılı olunan proje de budur.
Bu projeyi yapanlar, o kadar profesyonel çalışmışlar ki, Kur'an elinde ve evinde olduğu halde, Kur’an'sız Müslüman olarak yaşayıp ölüyor birçok Müslüman.
Bu gerçeği çok geç fark etmiş olan bir arkadaşım, yaşadığı arayışı, travmaları ve pişmanlıkları anlatınca, bu projenin ne kadar büyük bir oyun olduğunu daha iyi anladım. Hiç yorum yapmadan arkadaşımın anlattıklarını aktarıyorum:
Benim ailem bir tarikat üyesi. Mahmut Efendi ile gözümüz açıldı ve İsmailağa ziyaretleri ile büyüdük. İmam Hatip Lisesi yıllarımda hem okulda dini bilgiler öğreniyor hem tarikat adına sohbetler yapan babamdan hem medrese eğitimi veren abimden ders alıyordum. Okulda ezber yapıyor, evde zikir çekiyor, babamdan menkıbeler dinliyor, bir yandan emsile ezberliyordum. Bir şeylerin doğru gitmediğini biliyordum ama işin içinden çıkamıyordum. İmam Hatip Lisesinde hocalarımızla ve diğer cemaatlerden arkadaşlarımızla tartışmalarımız olurdu. Her tartışma bende soru işaretleri bırakıyordu.
Üniversiteye başlayınca, o yıllarda ‘radikal’ diye bilinen gruplara takıldım. Bambaşka bir din öğrendim. Artık Cuma namazlarına bile gitmez olmuştum. Gençlik yıllarımda Refah Partisi içerisinde aktif görev almış olmama rağmen, siyasetin şirk, particiliğin kötü, oy vermenin haram olduğunu düşünüyordum. Böyle bir rejimde Cuma namazı kılmanın caiz olmadığını anlattıkları için, 3 yıl boyunca Cuma namazlarına gitmedim. Ancak sorular yine beynimi kemiriyor, kimseye derdimi anlatamıyordum.
Süleymancıların nasıl bir cemaat olduğunu merak etmiştim. Ne yapıyor, ne okuyor, neler konuşuyordular? Üniversitede tanıştığım Süleymancı bir arkadaşa merak ettiğim tüm soruları sordum. Benim gençlik yıllarımda ezberlediğim emsile, bina, avamil gibi medrese kitaplarının aynısını ezberleyenler hoca oluyordu onlarda. Cemaatin esnafından alıveriş yapıyor, zekatını cemaatine veriyor, çocuklarını cemaat yurtlarına gönderiyordular. Süleymancılarla içinde yetiştiğim İsmailağa cemaati arasında pek fark olmadığını sadece iki büyük farkları olduğunu gördüm. Biri liderleri diğeri kıyafetleri...
Yaz tatilinde ‘Nurcu’ bir grupla tanıştım. Sohbetlerine davet ettiler. Bende gitmeye başladım. Her hafta Said Nursi kitapları okunuyor, okuyan kişi açıklama yapmasa anlaşılmıyordu. Üç hafta sonra dayanamadım ‘Neden hep aynı kişinin kitaplarını okuyoruz? Başka Alim yok mu?’ diye sordum. Nerden bileyim o soruyu soranların aforoz edildiğini? Beni sohbete götürmek için nerdeyse yalvaran, beni almak için 3 km yol yürüyen Nurcu arkadaş, sokakta selam vermediği gibi, sohbete katılmamı istemediğini açıkça söyledi. Ben yine ortada kalmıştım.
Bir ara yan mahallemizde sesli zikir çeken bir tarikata davet edildim. El almam isteniyordu. Bir kış günü, loş bir ışık altında, bir saat boyunca sesli zikir çektik. Bağıranlar, ağlayanlar, bayılanlar, kan ter içinde kalanlar beni etkiledi. Biraz arka tarafta kendi kendimi sorgulamaya başladım. ‘Bağırmıyorum, ağlamıyorum, bayılmıyorum… Demek ki benim imanımda bir zayıflık var’ diye geçirdim içimden. Sesli zikir bitip ışıklar yanınca, benim gibi yeni gelenler ‘el alma’ sırasına geçti. Diğer tarikatların derslerini de bildiğim için, şimdilik el almaya niyetimin olmadığını söyleyerek müsaade istedim. İçimde ki boşluk dolmamıştı.
Mesleğe başladığım yıllarda arkadaşlar ‘Menzile gidelim’ diyordu. Çok mübarek bir şeyhin sarhoşlara içkiyi bıraktırdığından bahsediyordular. Hem meraktan hem içimde ki boşluğa iyi gelir düşüncesiyle üç araba yola çıktık. Menzil dedikleri köye vardık. Çayımızı çorbamızı içerken, çevremdekilerin konuşmaları beni ortamdan soğuttu. Bitmeyen çorba, şifa olan çorba, şeyhin yakan gözleri bana sihirbaz filmlerini hatırlatıyordu. Şeyhten tövbe almak için gelen grup kalabalık olunca, bir ucu şeyhin elinde olan ipin diğer ucundan tutturarak yüz kişiye birden tövbe aldırıyormuşlar. En arkada ipi tutanların arasında olsamda, bu tuttuğum ipin beni boşluktan kurtarmayacağını biliyordum.
Bu savrulmaları sadece ben yaşamadım. İmam Hatip yıllarından ve üniversiteden birçok arkadaşım benzer sancılar çektiler. Cuma namazı kılmanın haram olduğunu bize anlatan arkadaşım Diyanette imamlık yapıyor şimdi. Siyasetin şirk olduğunu bize anlatan büyüğümüz Milletvekili oldu. Nurcu arkadaşın cezaevinde olduğunu duydum. Bazı arkadaşlarım Adnan Oktar grubuna, bazıları diğer cemaatlere kaptırdı kendilerini.
Uzun yıllardır tanıdığım arkadaşım, bütün bunları anlatırken hep bir boşluğa bakar gibi anlatıyordu. İçinde ki boşluğu hala dolduramadığı her halinden belliydi. Konuşmasının sonunda öyle bir cümle kurdu ki, ‘Kur'an'sız Müslümanlık projesi buymuş işte’ dedim içimden.
Arkadaşımın son cümlesi şöyleydi;
….ve ben 45 yaşımı geçtim. Bu yaşıma kadar bir defa bile Kur'an’ı Kerim’in mealini veya onun tefsirlerinden birini hala sakın okuma sapıtırsın diyenlerin etkisinde kalarak bir kere bile okumadım alıntı..
Yaratmış olduğun tüm zehirli mahlükatın şerrinden sana sığınırız,bizleri koru Ya Erhamürrahimin masum mazluma bizimde zararımız dokunmasın inşallah
Sevgili Peygamberimiz asm veda hutbesinde size iki emanet bırakıyorum onlara sımsıkı sarılırsanız sapıtmazsınız onlar ALLAH cc ın kitabı kuran ve Resulünün asm sünnetidir der hizip dinlerin ortak özelliği kula kulluktan ibaret ALLAH cc ı bile parsellemişler mümin kul olmaları nefislerini satın almaları mümkün değil gerçek mümin ALLAH cc ı bütün Esma ve tecellisiyle kuran ve sünnetin ölçüleri ile tanır güzel Ahlaklı,helal namuslu,dürüst Vicdanlı,Adaletli kul olmaya çalışır öyle iman eder ruhbanlığa şirke fitneye sermaye olmaz.Peşlerine taktıkları Vatana,Ezana,Bayrağa,Kurana Kudsi değerlerimize güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli güzelliklere sevdalı insanlara hain kafir demem ama dini siyasi liderlerin çoğu hainliğe kafirliğe zülme şirke küfre haramlara açık.İnsanların çoğu nefsine insi cinni şeytanlara paraya mala Dünya nimetlerine şöhrete makama zalimlere evlada kadına erkeğe haramlara köleliği kabul ettiği kadar her güzel nimetin ebedi saadetin sahibi ALLAH a kulluğu kurani ölçüleri kabul etmedi belki Cehenneme razı oldu.Gerçekler acı reçeteler gafletten delaletten hıyanetten haramlardan zalimlerin muhabbetinden insi cinni şeytanlardan nefsimizin şerrinden her fitneden ALLAH cc arındırsın ölmeden uyandırsın karını zararını gören ve her zaman nefsini ve olumsuz giden herşeyi sorgulayan ve otokontrölünü ALLAH cc ile paylaşan iyilerle dostluk köprülerini yıkmayan mümin kullar olalım inşallah.
Neden kendinle yarışıp yaralarını tamir etmek,günahlarından arınmak yerine başkalarının ayıbıyle uğraşıyorsun,şeytanı sevindirme iç Dünyanı sağlamlaştır kapını temizle helal,namuslu dürüst,güzel Ahlaklı,Vicdanlı Adaletli merhametli sevgi dolu iyilerle paylaşmasını bilen kul olmaya çalış.Nefsini satın almadıkça,insi cinni şeytanlar ikliminde eksik olmayacak ,öyleleride adam yerine koyarsan daha çok çekersin.Ancak sen kendin olursan ruhen otokontrölünü ALLAH cc ile paylaşıp dürüst dengeli bir yaşam sürersen kendini tanırsın.Aksine hizip dinlerle ancak ninnilerin dinini yaşarsın.Hiçbir insi cinni şeytanın rahat yatmaya hakkı yok.Helaliyle yaşayanları zehirleyen domuzun Adaletinede tahammülüm yok.Dünyamızında Ahiretimizinde huzurunun sigortası İslami yaşam ile mümkün.Namazımda bile belki günümü hayırla doldursam bile hasedinden çatlayan ve zulmedenler masum mazlumu beni ailemi nice güzellikleri zehirleyen din hırsızı şarlatanlar münafıklar kafirler belki kulluğu bırakıp ilahlığa soyunanlar din müritleri kul hakkı yemenin zevkiyle sarhoş olmuş hizipler ne kadar çektirdiyseniz beter olun doğru insanları fitne yapmak için kıçını yırtanlar.Ya Rabbi cümle masum mazlumu gör.Şirke küfre,zülme insi cinni şeytanlara yedirme benide değer verdiğin kullarınıda kul hakkı yemekten zulmetmekten Hukukullahı çiğnemekten koru.Nefsimden kaynaklanan her fitneninde ,cümle insi cinni şeytanlarında Din hırsızlarınında hakkından gel Ey Adili Mutlak iyileri Rahmetine layık gören Rabbimiz.
ALLAH(cc)ım değer verdiklerini Anamı bacımı ,Ailemi masum mazlumu güzellikleri,ehli imanı ehli namusu,beni kurtar.insi cinni pisliklere fırsat verme o zalimleri sevindirecek işlerden bizi koru inşallah.
Musa(asm)ı Yahudi,İsa(asm)ı Hiristiyan belleyenin ALLAH(cc)hakkından gelsin onlar her ikiside Müslüman mümin günahsız kullar.
Ne zorluklara belki zülümlere mahküm nice güzel insan var kurtar ya Rabbi.
KALEM SURESİ TEFSİR DERSİNDEN NOTLAR:1-15. AYETLER
Bismillahirrahmanirrahim
Kalem Suresi 2.ayet
“Sen Rabbının Ni'meti ile, Mecnun, Deli, Cinlenmiş değilsin”
Burada bahsedilen “Ni’met” kelimesi maddi imkanlar manasına gelebildiği gibi Din, Kur’an, ilim, irfan maneviyat, vahiy, sünnet manasına da gelebilir. Bütün bunlar Allah’a c.c. dayanıyor.
“Mecnun” kelimesi
“Cin” kelimesinin İsmi-i Mef’ulüdür.
Cin: Bir şeyin üzerinin örtülmesi demektir.
Mecnun; Aklı gizlenmiş, neden gizlenmiş Cinler gelmiş gizlemiş.
Bir insana akıl hastası olunca Neden mecnun deniliyor?
Çünkü onunda aklı örtülüyor. Gizleniyor. Aklı var ama çalışmıyor.
Peygamber a.s. Rabbimizin c.c. nimeti sayesinde iblisin şerrinden mahfuzdur.
Peygamber’imize a.s. şeytan yaklaşamaz. Yaklaşsalarda kalıcı olamıyorlar
Peygamberimizi a.s. Allah c.c. koruyor.
Aklını idrakini cinler etkileyemez. Çünkü Peygamberimizi a.s. Allah’ın c.c. koruması, himayesi altındadır. Ayeti kerimede ilahi bir garanti var.
Cinler, şeytanlar Peygamber’de a.s. kalıcı değiller. Anlık uğrarlar kovulur giderler.
Tevbe etmezsek bizde kalıcıdırlar.
Kur’an-ı Kerim okumazsak- manevi dezenfekte yapmazsak bizde kalıcı olurlar!
Cenabı Hakk'ın bize garantisi yok.
Şayet biz; Cinlerin, şeytanların tesiri altına girmek istemiyorsak, onların etkisinden uzak yaşamak istiyorsak Kur’an-ı Kerim ni’metine sığınmamız lazım.
Kur’an-ı Kerim’i okuyan, okutan, öğrenen, öğreten amel eden insanı ne iblis, ne cin, ne de kimse kolay kolay etkileyemez. Etkilese bile insan kısa zaman da kendini toparlar.
Biz bu nimet sayesinde akıllılanacağız.
Bu nimetten mahrumiyet olduğu için toplum deliriyor.
Kur’an'sız toplum, mecnun toplum demektir. Aklı gizlidir, aklını kullanamaz!
Kur’an'sız toplum cinlerin- şeytanların etkisi altındadır.
Onun için de iflah olmaz.
Kur’an-ı Kerim’in hem lafzı hem manası, çevremizdeki negatif enerji diye anlatılan pislikleri temizleme özelliğine sahiptir.
Peygamberimiz’in a.s. “Bakara suresinin okunduğu yerde şeytan duramaz” hadisini bu manada iyi anlamak lazım.
“Evlerinizde namaz kılın, Kur’an-ı kerim okuyun evlerinizi mezarlığa çevirmeyin.” Buyuruyor.
Evlerimizde yaşadığımız huzursuzlukların büyük bölümünün sebebi evlerde Kur’an-ı Kerim okunmayışıdır.
Kur’an-ı Kerim okunmaya başlanmadan önce insanlarda bir tembellik başlar, kırk tane mani çıkar. Kur’an-ı Kerim'i ele almak zor olur. Mücadeleden sonra Kur’an-ı Kerim’i okumaya başladıktan sonra esnemeler başlar, esnemeler bittimi onun yerini huzur alır. Gönül huzuru ile okunmaya devam edilir.
Bu süreç bize çok şeyler anlatıyor.Haydi Kur'an okumaya-anlamaya-yaşamaya!...SELAM VE DUA İLE...
Yüksek Rahmet ehli imanın ortak değeridir Ancak Allah cc ın eseridir Elhamdülillahi Rabbül alemin iyilerden razı ol ya Rabbi,masum mazlumu da bizi,de kurtar.Adalet Kurani ölçülerle yapılır yoksa onun bunun hevasının keyfine değil.kafirin kanunlarıyla değil.Her ne kadar Adaletin hakkını veremesemde zalimlerin kafirlerin melun şeytanların içimde işi yok.Hoca talebesine;Her sıkıştığında bana geleceğine birazda kendine gel,ilmini çoğalt,Kuran ve sünneti öğren ,günah işlediğinde tövbe et,iyilerle dost ol köprüleri yıkma,helal,namuslu dürüst dengeli güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli ol,zikrullah,dua,infak et,hayrını çoğalt,ayakta durmayı öğren,kötülerden haramlardan uzak ol.Ben onca fitneye ve günahıma onca tacize rağmen ayaktaysem doğru fikirlerin doğru itikadın insanı olduğum içindir,Dürüstlüğü temel yaptığım içindir.Güzel Ahlaka ehemmiyet verip Tevhidi esas alıp yalnız ALLAH cc a kul olmaya çalıştığım içindir. Günaha düşünce hemen tövbe ettiğim içindir.iyilerle dost kalmaya çalıştığım içindir.Cahil adam insanların en fakiridir herşeyi kendisi bildiğini sanır haramda yüzer ölümü düşünüp ders almaz nefsinin kuludur,doğru söz tesir etmez kötü Ahlaklılarıda arkadaş edinir.Tövbe edip kendini düzeltmeyide düşünmez ,hayat boyu yerinde sayar belki kötüye gider.Ben herşey ALLAH cc tandır ölçüsünü çiğnemedimki,belki şirkin,küfrün,zülmün coğrafyasında herşeyin ALLAH cc tan olduğunü kabul etmenin ve zalim nefislerin cinayetlerinin ALLAH cc tan geldiğini söylemenin külli bir cinayet olduğunu o noktada sadece bir takdiri ilahi olduğunu söylemişim yoksa her cinayeti ALLAH cc tan bilmek Tevhidden nasibi olmayan coğrafyalardaki zülümleri Adili Mutlak olan ALLAH cc tan bilmek en büyük zülümdür.Bu güzel fikirlere bu güzel esere kavuşturan ve benim ayakta duracak kadar belki ışık saçacak kadar pozitif ilimlerle buluşmamı sağlayan merhameti iyiler için sonsuz Rabbime Rahman ve Rahim olan Adili Mutlak ALLAH(cc)a sonsuz teşekkür bugünlere gelmemde hissesi olan Aile fertlerimdende alakadar olduğum ehli imandanda her güzelim kulundanda ALLAH(cc) razı olsun inşallah .Çok kötü günler geçirdim kolay olmadı beni duyan herkese tavsiyem hayatta en öncelikli en önemli işiniz Vahyin ilmi Kuran ve sünnet ile tanışmak okumak ders almak yaşamak olsun pozitif ilimlerin en değerlisi kuran ve sünnettir.Kula kulluktan nefse kulluktan fitnelere malzeme olmaktan ve şeytanlardan günahlardan arınıp Dünya ve Ahiretini huzur ile bina etmenin tek yoludur.Katmerli pislikleri masum mazluma bana güzelim insanlara yükleyenlerin bizimle dost olması mümkün değildir kafirin derdinde olanlar ancak onların kardeşidir ,güle güle bilerek cehenneme koşan ahmak aptallar.Zalime yardım eden zalimden zarar görür .Sakın zalimlere yağcılıkla yanaşmayın yoksa ateş size dokunur.A.Kerime.
İslamı 100 yıldır ifsad eden nurculuk ve kemalizim,siyasi partiler 1000 yıldır ifsad eden şarlatan şeyhler ve cinler zahirde ifsad eden vehhabi şia selefi gibi birbirini yiyen sözde Müslümanlar ve bunların değirmenine su taşıyan fitneleri körükleyen kafir Yahudi ve hiristiyanlar iken hala potansiyel suçlu müşahhas şeytan deccal arıyorlar şeytanı bile kudsayarak bir sürü bozuk felsefeyi ibadet tarzını İslam diye satarak din satıp köşe dönüp kendilerini evliya müceddid seyit diye pozlara girerek her birinin külli cinayeti var deccal çıkacaksa ilk yatırımını iblis şeytan ve cinler yaptı sonrada nice dinci dinsiz insan bozmasını kullandı .mehdi-deccal endeksli din anlayışı kurani birçok ölçüyü iptal edip kurani manayı öldürüyor .Mehdi ise doğru Müslüman her mümin mehdi mesabesindedir .Deccal ararsan azgın kafir kafali şeytanlaşmış her insan deccal mesabesindedir.Bir tek şahsa yıkmak kurani ölçülerin çiğnenmesidir elbette bu cihetle islamda büyük fitnedir. Deccalizim şirk,küfür,zülüm, iğrençlik içeren her şey cümle haramlar bozuk felsefeler kısacası kuran ve sünnete muhalif kurani ölçüleri çiğneyen her şey temsilcisi bir kişi olacaksa o iblis şeytandır insanlar içinde ruhu kafir kim varsa cinlerden kaç avanesi varsa hepsi deccalizmin askeridir satanizmin askeridir bozuk nefis sahibi katmerli zalimlerdir .Yoksa hiçbir mazlum iblisin askeri değil.
Hz. MUHAMMED (asm)ın Ahlakı ve Hz.ÖMER (ra)ın Adaleti önceliğimdir bu uygulamalar günümüze kadar uygulansaydı bir sıkıntı oluşacağını zannetmiyorum demiş.Doğru demiş bugünün pröblemlerinin fitnelerinin tek sebebi Kurani ölçülerden kaçışın faturasıdır.Kuransız Müslümanlığın faturası
Ruşen Ilgaz ALLAH cc razı olsun zaten islamın özüne kurani ölçülere müşahhas İslam Hz.Muhammedin asm ve seçkin sahabilerinin ra yaşamına sadık kalınsaydı bugünkü ve tarih sahnesindeki onca fitne oluşumlar hurafelerle zülümlerle dolu cemaatler olmazdı.Zaten Peygamberimiz(asm) içimizde münafıklar olmasaydı bu Din daha güzel intişar ederdi demiş.
Sorgulanan bir zamanı ,coğrafyayı insanları ve sorgulanan nefsini kurtarmaya çalışıyorsan bütün bunlarda suçmuş meğer.Belki içinden masum mazlum güzellikleri ayıklayacaksın kim ne derse desin sen rızai ilahiyi ara ölçülü ol.
Örtülü kadın islamın emrine uyar bir mektuptur kime yazılmışsa o okur. Cahiliye kadını bir kartpostaldır bakan herkes okur.Eğer birilerini cezalandırmak yetkisini kendinde görüyorsan,bencil isen,aptal isen,Vicdanlı Adaletli,Güzel Ahlaklı Merhametli,Akıllı olamıyorsan ,haramlara dalıyorsan,kişilik bozukluğu varsa,yıllardır sorunların bitmiyorsa,iyilere zararlı oluyorsan ,Sevgi dolu bir kalbin yoksa,Kul hakkı yiyorsan ,kurani Hukuku çiğniyorsan, nefsaniysen ,kendine toz kondurmuyorsan zarara uğrattığın insanlardan özür dilemiyorsan helallik almıyorsan,gelirin yediğin içtiğin giydiğin haramsa,hevana egona nefsine köle olmuşsan ,gelen nimetleri sadece kendinden biliyorsan,peşin verilmiş onca nimete şükrün yoksa,Empati yapan ve masum mazlumun iyilerin derdiyle dertlenen bir kişiliğin yoksa,kafir ve zalimlerin derdini dert edinmişsen,ömrün gafletle belki dalaletle uykuda geçmişse infak edecek kadar paylaşan bir kişiliğin yoksa,ailenle akrabanla,komşunla pröblemliysen,yalancı iftiracı,giybetçiysen,kötü Ahlaklılarıda dost edinmişsen, nefsini sorgulayan dosdoğru vicdanlı Adaletli güzelliklere güzel değerlere sevdalı ve layık biri değilsen küfrediyorsan,gittiğin mecliste pozitif bir etki bırakmıyorsan din hırsızlığı yapıyorsan insanlık hukukunu çiğniyorsan edebinle yaşamıyorsan,davranışınla zararlı oluyorsan kısacası insanlığın özellikle iyilerin kanburu olmuşsan sende zalimlerdensin.Bütün bu özelliklerden arınmadıkça hep ibadet ehlide olsan zalimlerdensin.Sorgulanan bir zamanı ,coğrafyayı insanları ve sorgulanan nefsini kurtarmaya çalışıyorsan bütün bunlarda suçmuş meğer hele Adaletli olmaya çalışırken günahlara dalmak ceza kesici olmak zalimleri tescil etmek bile suç bırak herşeyi ALLAH cc a, sabretmeyi öğren her rüzgara kapılma ilahi hükme razı ol.Risalei nurun yapısı kemalizmin yapısı,tarikatların süleymancılığın yapısı,siyasilerin yapısı haramlara dalmak karakteri bozuk haramzade insanlarla dost olmak kendinden ziyade başkaları olmak insi cinni pisliklere mahkum olmakla ne kadar kaliteli insan olsanda zülüm ehlisin bu halinle milletin tepesinde gezersen ruhende kul hakkı yersin kabus bir kişiliği temsil edersin .Evet bütün bunlar hevadandır hevanızı terk etmedikçe Adaletli olamazsınız .Ayeti kerime bütün bu hastalıklar sende varsa hiçbir konuda ileri gitme.Gökyüzünün talebesi olmadıkça yeryüzünün öğretmeni olamazsın . Kula kulluk nefse kulluk menfi bir kaderdi her ne kadar doğrulara ulaşsamda temizlensemde o menfi kaderden kurtulamadım nelerin eseri ve esiri olduğumu yaşadığım her musibetle daha iyi görüyorum.Yıllardır her ne kadar güzel şeyler yazsamda iyilerle aynı safın insanı olamadım layıkıyla belki kendime verdiğim negatif telkinlerin sonucu bütün bunlar belki günahlarımız belki yakamı bırakmayan insi cinni pisliklerin hayatına ortak olmak kaderim olmuş.Hasbünallahü venimel vekil demek En Adaletlisi. Hevanızı terk etmedikçe haramlardan günahlardan arınmadıkça zalimlerin kötü Ahlaklıların dostluğundan kopmadıkça verilen nimetleri iyilerle paylaşmadıkça masum mazluma dua ve yardımda bulunmadıkça Adaletli Vicdanlı güzel Ahlaklı Edepli ,dürüst Merhametli olmadıkça doğru insanım diye kendini kandırma.Bir faziletin varsa ALLAH(cc) zikretsin kimsenin yağ çekmesine itibar etme.nefsinide temize çıkarma.Onca günahına rağmen havalara girme. Haramlara dalarak haramzadelerle dostluk kurarak ancak fitne olur çıkarsın. Gafletli günlerimde hayatıma sokulan insi cinni şeytanlar felaketimin her zaman açık kapısı oldu.Ancak bugün aldığım derslerle hayatıma artı katan iyilerle dostluk kurmaya çalışıyorum Yüce ALLAH(cc)ım günahlarımın şerrinden her birinide cümle masum mazlumuda her güzelim kulunuda korusun inşallah insi cinni şeytanlara terk etmesin .Ya Rabbi rızan olmayan her şeyden ve zalimlerden ,zülmetmekten zülme uğramaktan koru affet.
Susma sustukça sıra sana gelecek diyor komünist.Ey doğruluktan şaşmayan kul sen onlardan ziyade susmayacak Hakkı söyleyeceksin.Yanan her ışığı yangın zannedip söndürmeye koşanlar seni çok zehirledi iç Dünyana dön dengeli ol çokça tövbe et ve iyilere masum mazluma ailene kendine duacı ol. Bana şeytanı hatırlatma,bana şeytan diyenleride hatırlatma it ürür kervan yürür inşallah sen nefsine dön ve kapını şüpür kötü kokular gelmesin kim seni neyle suçlarsa suçlasın sen vicdanını ve kuranı dinle,güzel Ahlaklı edepli ol.
Ey Türk halkı hayat asla geriye adım atmaz.Geçicici Dünya hayatınızı ve ömrünüzü ALLAH(cc)ile ve onun kitabı Kuran ile güzelleştirin .ALLAH(cc) tan ve Kurandan güç almadan ayakta durmanız mümkün değildir .Ömrünüzü Kuran ve onun mesajına adayın .Ömrünüz Kuran ile geçsin.Kuranı dincilerin elinden kurtarın ve ALLAH(cc)ile aldatılmamak için Kuranın mesajını çok iyi bilin ve hayatınıza tatbik edin .Aksi takdirde helak kaçınılmazdır.Bunları bir yere yazın.Birgün söylediklerimi hatırlarsınız.Prf.Dr.Yaşar Nuri Öztürk.
İNSANLIK 7 KISIMDIR
1 - YAL EHLİ: Yeme İçme ve Harâm Normal, Hesap, Çıkar, Menfaat Tam Tekmil.
2 - KÂL EHLİ: Sadece Lafını Eder, Konuşur Ama Yapmaz, Teori Sağlam Pratik Sıfır, Yalanı Bol.
3 - MAL EHLİ: Biriktirmekten, Yığmaktan Zevk Alan, Dünyâda Çoğunlukla Kendisi O Malından İstifâde Edemeyecek, Âhirette de Hesabını Veremeyecek Kesim.
4 - ŞAL EHLİ: Değer ve Kıymetinin Giydiklerinden, Giymeyip Açık Bıraktıklarından Oluştuğunu Düşünen Elbise Giydirilmiş Kütükler.
5 - LÂL EHLİ: Ağzı Var Dili Yok Sınıfındandır, Bunca Zulme, Bunca Tuğyana Rağmen, Bunların Sesleri Çıkmaz. Uydum Kalabalığa Der, Hakkı Söylemez.
6 - DÂLL EHLİ: Haktan Sapmış, Dalâlet Ehli İnsanlar. Bâtıla Uymuş. Kalabalıklara Uymuş ve Uyumuş Halk Kesimi.
7 - HÂL EHLİ: Az Yer, Az Konuşur, Söylediğini Yapar, Dertlidir, kuran ve sünnete tabi olmaya çalışır Güzel Ahlaklıdır helal namuslu bir hayatın insanındır doğruluktan şaşmaz Adamdır. Allah Bizi Bu Gruptan Eylesin.
SALAVAT-I FATİH Sırrı ve Fazileti ve Hikmetleri
(120.000 SALAVAT GÜCÜNDE)
ALLAHÜMME SALLİ VE SELLİM VE BARİK ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİNİL FATİHI LİMA UĞLİKA VEL HATİMİ Lİ MA SEBEKA VEN NASIRIL HAKKI BİL HAKKI VEL HADİ İLA SIRATIKEL MÜSTEKIYMİ SALLELLAHÜ ALEYHİ VE ALA ALİHİ VE ASHABİHİ HAKKA KADRİHİ VE MİKDARİHİL AZİYM
Manası:
Allahım: Kapalılıkları açan geçmişe son veren hakka hakikatla destek olan mahlukatı senin doğru yoluna ileten Efendimiz Muhammed’e O’nun aline ve ashabına O’nun yüce kadrü kıymetince salat eyle selam eyle ve O’nu mübarek kıl.
Fazileti ve sırları:
Yüzyirmi bin salavat-ı şerife gücünde olduğu mana aleminde Peygamberimiz(s.a.v.) tarafından bildirilmiştir.
Eski zamanda Kutbül Aktab Ahmed Ticani hazretleri yakaza halinde bu salavatın faziletini Hazreti Resulüllah’a sorar.
Cevaben:
“Bir kimse salavat-ı fatihi bir defa okursa zamanın başından salavat getirenin okuduğu zamana kadar ins ü cinin ve meleklerin getirdiği salavata denk sevap kazanır.Günahları da bağışlanır.” buyurmuşlardır.
Hikmeti:
1. Bu salavat-ı şerife okuyanı cehennem ateşinden korur.
2. Kırk gün okuyanın tevbesi kabul edilirgünahları bağışlanır.
3. Cuma gecesi bin defa okuyan Efendimiz (s.a.v.) ile görüşür.
4. Geçmiş zamanda zamanın Kutbu Muhammed –el Bekri ( k.s.) Hz. ne ait olan bu salavat öyle büyük bir salavattır ki Resulullah (s.a.v) in mana alemindeki beyanı ile ömründe bir defa dahi bu salavatı okuyan kişi cehenneme girmez.
5. Mağrib sadatından bazısının nakline göre bu salat Allahü Teala tarafından bir sahife ile Muhammed el-Bekri Hazretlerine indirilmiştir. Bu salavatın bir defa okunması altı kere Kuran’ı kerimin hatmine denktir.
6. Bu salavata kırk gün devam edene Allahü Teala bütün günahlardan tevbe nasib eder.
7. Her kim bu salavatı Perşembe veya Cuma veya pazartesi gecesi bin defa okursa Resulullah (s.a.v) efendimiz ile uyanık halde buluşur. Ancak bu dört rek’at namazın ardından okunmalı,Bu namazın birinci rekatında üç kere kadir süresi,ikinci rekatında üç kere zelzele süresi,üçüncü rekatında üç kere Kafirun süresi,dördüncü rekatındada üçer kere mu’avvizeteyn (Felak ve Nas sureleri) kıraat edilmelidir.
8. Bu salavatın sahibi olan büyük kutub Muhammed el-Bekri Hz. demiştir ki:”ömründe bir kere bu salavatı okuyan cehenneme girerse ALLAH ’ın huzurunda beni yakalasın.”
Yukarıdaki sözün sahibi olan zat Abdülkadir Geylani Hz. inden sonra “benim bu ayağım doğuda ve batıda bulunan bütün velilerin boynu üzerindedir.” Diyebilmiş ikinci zattır. Bir kere kendisi Resulullahın (s.a.v) kabrini ziyaret ederken Resulullah (s.a.v) ona :”ALLAH seni ve zürriyyetini mübarek kılsın” diye hitab etmiştir. Şa’rani, Şihab ve Münavi gibi bir çok alim bu zatı en mübalağalı ifadelerle medh etmişlerdir. ( es-Savi, el-Esraru’r-Rabbaniyye,sh :45 ;Yusuf-u Nebhani, Efdalü’s Salevat, Salat no : 50, sh:89-96 ) (SALAVAT-I ŞERİFE )
9. Ayrıca bu salavat hakkında yine 120,000 salavatı şerife gücünde olduğu mana aleminde peygamberimiz s.a.v tarafından bildirilmiştir.
İslamın propagandaya ihtiyacı yoktur temsile ihtiyacı var.Atasoy Müftüoğlu. Evet hakiki mümin güzel Ahlakıyla vicdanlı Adaletli Doğruluktan şaşmayan Merhametli bir kişilikle Sevgi dolu bir karakter ve özveriyle Güven veren bir insandır.Helal rızka talip olur haramlara dalmaz kuran ve sünneti ders alır yaşamaya çalışır.Akıllı pozitif bir iradeyle olumlu fikirleriyle doğru itikadıyle kurani ölçüleri yaşayan yaşatan kul hakkına riayet eden helal namuslu yaşamıyla sağlıklı sosyal ilişkileriyle örnek olup insanlığa İslami sevdirendir.Vurmuşum şu cemaat bu cemaate ben hizip değil mümin kul olmak istiyorum kuran ve sünneti ders alıp herkesin sadece doğrularına itibar eder her çiçekten bal alır güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli helal namuslu dürüst kul olmaya çalışırım yoksa felsefe ve hurafelerle helakete koşmam inşallah .Zalimlerin,kafirlerin,şeytanların nefis ruh ve ameliyle yaşamaktan ALLAH cc a sığınırım,günahlarımdan ALLAH cc a sığınırım.
Moralini bozma çünkü yaşadıklarını ALLAH(cc)görüyor.Umutsuz olma çünkü hayat hala devam ediyor.Sakın pes etme çünkü ALLAH(cc) her zaman seninle.
Günümüzde çoğu yerlerde kula kulluk esas olduğu için yapılan ibadetler şirki,küfrü,zülmü,haramları insi cinni şeytanları besliyor.
Kurani kerime orta çağ zihniyeti diyen münafıklar kafirler hainler bu Şehid kanıyla ile sulanmış Vatanda işiniz yoktur,nokta.Benim iyilerin,masum mazlumun tepesinde işim yok liderlik yapacak adamda değilim.bana kul hakkı yedirmme beni sen sınırla ALLAH cc ım.Kafir ve zalimlerden iblislerden,niyeti pislerden,yanlışlarımdan arındır.Ehli iman bana buğzetmişse masum mazlum güzellikler zarar görüyorsa günahlarımın şerrinden koru her fitneden her haramdan insi cinni şeytanlardan koru.münafığa kafire din şarlatanlarına dua etmem şerlerinden ALLAH cc a sığınırım.Beni teksir edeceğine masum mazlumu güzellikleri kurtar fitne olmaktan koru ya Rabbi.Çirkin günahlarımdan alakadar olduğum değer verdiğin her kulunu koru ya Rabbi.Benim hayatımı her halimi çare diye satmasınlar geçmişin Halili ancak ruhunda nefsinde hayatında olup bitenin farkında değildi uykudaydı .Bir kimseye aklına gelen herşeyi söylemesi günah olarak yeter.Hadisi Şerif.
Bana hak etmediğim kadar maddi manevi nimet verdin ,iyileri , güzellikleri,güzel değerleri sevdirdin,karımı zararımı görecek Kurani şuura erdirdin.Bütün bunlar beni şaşırtmasın ,şimartmasın.Cümle masum mazlumada her güzelim kulunada haklarında hayırlısını ver.Ey onca pozitif ilmine ve birikimine rağmen İslami yaşayamayan gafil sakın beni ALLAH cc mahkum ettide böyleyim deme Adili Mutlak ALLAH cc zülmetmez.Belki onca ilmine rağmen yanlış işlerinle rızai ilahiyi çiğniyorsun,imanını tazele,çokça tövbe et,yanlış işlerini,yanlış ilişkileri,haramları terk et.Çünkü sen kendi kendini mahküm etmiş kul hakkı yiyor ve kendine zülmediyorsun ölene dek tövbe kapısı açık.kötülükler nefsimizden ve şeytandandır ALLAH cc ise her zaman en Adaletlisidir,bütün hayırlar ondandır.Çokça tövbe nefsimizin terbiyesi ve iyilere masum mazluma duadır ilacımız.ALLAH cc ın Resulünün asm Kurani mananın hukukunu çiğnemeden haramlara dalmadan,dengeli .Bizim gibi şaibelilerin liderliğide doğru değil ön saflarda işimiz yok.Belki doğru fikirlerle ve tecrübelerimizle insanlığı aydınlatabiliriz Münafıklıktan,kafirlikten nasibini alan haddini bilecek belki bencillikten uzak kendi şerrindende ALLAH cc a sığınacak insanlarla değil nefsiyle mücadele edecek. Şirke küfre zülme haramlara kapısını kapıyacak,Adaletli,merhametli Ahlaklı,Vicdanlı dosdoğru kul olmak için çalışacak,hayatındaki pisliklerden alınmaya çalışacak bunu yaparken Kurani Hukuku çiğnemeyecek.
Ne iyisini soyup yaşamak,nede kötüsünü içimizde taşımak kaderimiz olmasın. İyiyi kötü,kötüyü iyi yazandan ALLAH(cc)a sığınırım.Güzellikler ölmesin.
ALLAH(cc) şöyle buyuruyor:Ey kullarım Benim hidayet ettiklerim hariç hepiniz yanlış yoldasınız.Benden Hidayet isteyinki sizi doğru yola eriştireyim. Hidayet Duaları:Allahümmağfirli verhamni vehdini ve afini verzukni ALLAH(cc)ım beni bağışla,bana merhamet et ,bana hidayet nasip eyle,bana afiyet,hayırlı rızık ver.Allahümme inni eselükel hüda,vet tüka vel afafe vel gına.ALLAH(cc)ım senden hidayet,takva,iffet gönül zenginliği istiyorum. Ya Hayyü ya Kayyum birahmetike esteğisü feaslihi şeni küllehü,vela tekilni ila nefsi tarfete aynin.Ey Hay ve Kayyum olan ALLAH(cc)m Rahmetinle senden yardımını isterim.Benim bütün işlerimi hal ve hareketlerimi düzelt. Beni bir göz kırpması kadar bile olsun nefsime bırakma günahlarımdan her şeytani pislikten arındır rızana uygun yaşayıp iman ile ölenlerden eyle.
Nefsani yaşama,harama dalma kötü Ahlaklıdan uzak dur dengeli ol, Güzel Ahlaklı olmaya çalış, helal rızıkla beslen, farz olanı ihmal etme.
ALLAH(cc)a kul olan cevher insanlar Hakiki mümin kullar genel olarak yetişmedi belki Alparslanlar,Selahaddin Eyyübiler,Yavuz Sultan Selimler Fatih Sultan Mehmedler 2.Abdülhamitler istisna gibi belki ALLAH(cc) gizli yanız kendinin bildiği veli kulları vardı 300 belki 1000 yıldır kula kulluk çare diye satıldı ,kula kulluğu çare diye satanlar nice iyileri masum mazlum güzellikleri katletti.deccalizim hortlatıldı Kuranın manasıyle değil kabuğuyla amel edildi hafız oldular ama çokları kuran ne anlatıyor haberleri yok nicesi Dünyanın paranın malın şöhretin nefsin cazibesine kapıldı.Fitneler çare oldu. Ve bugün sözde Müslüman bu ülkede her türlü haram kanunlarla korunuyor ve kafir Anayasa esas Ahlaksızlık cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyelerinde%de 794 lere tırmanmış her şeyi mübah gören bir toplum var deccalizim bütün ihtişamıyle dincisiyle dinsiziyle tahribatını sürdürüyor
Ey gafiller ey sadece etiketi Müslüman yaşantısı haramlara iç içe ve hiçbir farz ibadetle alakası olmayanlar belki herşeyi ile kafirlere benziyenler sizin kimseyi eleştirmeye hakkınız yok dini için vatanı için ölenlere kambur olmayada hakkınız yok Müslüman geçinmeyin.Ey İslami geçinen cemaatler kuran ve sünnetin hakkını vermeye muvaffak olursanız şirkin küfrün zülmün haramların insi cinni şeytanların saltanatı inşallah çökecek Dünyevileşmeyin nefsinizin dinini haramları terk edin inlemel müminune ihvetün sırrınca bütün müminleri kucaklayın içinizde hain barındırmayın.Yüreğini ört insanlar soğuk üşürsün dedi annem demiş bir kızımız.Evet nefsani menfaatler,sahte muhabbetler sözkonusu hele birde kız çocuğu isen tehlike daha fazla.Çünkü ALLAH cc için birşey yok nefsani ilişkiler şeytanı cinayetler sözkonusu toplum çok bozuldu.Medya tahribat yapıyor,Devlet duyarsız ,eğitim çürük,toplum Ahlaken çöktü.Toplum o derece haramlara battıki,nefsani şeytanı karakterler çoğaldı.Doğru söz,doğru fiil,doğru insan olmak suç oldu.Doyumsuzluk ,şükürsüzlük Ahlaksızlık,Vefasızlık,merhametsizlik ,bencillik belki imansızlık moda.Sevgiler nefsani çıkar için.Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi bu hayatın hesabı yokmuş gibi yaşıyor çokları.Kötüleri iyi iyileri kötü yazanlarla bir hal olduk milleti kazıklamak moda.Raflarda çürüttüğünüz Kuran intikamını alacak hak etmeden yediğiniz her rızık intikamını alacak vicdanlar ölmüşse ne diye hala insanız diye kendinizi kandırıyor,müslümanlığıda kimseye bırakmıyorsunuz.Niye insanlara Doğruluktan bahsediyorum ve Ahlaki Adil Vicdani olanı anlatıyorum niçin,içki,sigara,kumar,yalan,iftira,zülüm,faiz küfür,şirk,fuhşiyat,Vatan hainliği insanlık düşmanlığı,İslam düşmanlığı,Kul hakkı yemek ,Kurani Hukuku çiğnemek her türlü haram kötü şeylermiş kötünün kötüsü benmişim her pisliği ben üretiyormuşum sorarsan ortalık cennette güllük gülistanlık hayatı karartan benmişim kötü adam olmak bu imiş meğer.Unutma ey Müslüman Türk halkı biz hayatın içinden gelmeyiz gerek Atatürkçülük, gerek isyani cemaatler ,gerek her haramzade insanlığın kaymağını yiyen münafıklarla dolu sözd e kurtarıcı,kula kulluğun ,fitnelerin adresi. Ben kendime çağırmıyorum Kuran ve sünnetin nurlu hakikatlerine ,ebedi saadete koşun koyun olmayın Akıllı olun karınızı zararınızı görün,cehenneme koşmayın diyorum.Dünya ve Ahiret haram yaşantıyla kurtulmaz huzur olmaz.
Bana ALLAH cc dostlarına ağır ithamlar yapıyor münafıklıkla suçluyorsun diyorlar.Cinayetler külli olunca katlanacaksın.Ne demek kadın şer,bela,fitne.Ne demek helal rızkı peşindeki kadınlara helaline namusuna güzel Ahlaka düşkün vicdanlı dürüst kadınlara ALLAH cc düşmanı demek ne demek şeyhi olmayanın şeyhi şeytan,Ne demek cehennem dahi olsa ebed isterim.Ne demek nefsi için kainatı istemek.Ne demek nefis 72 şeytan gücünde.Ne demek kim olursan ol gel birbirinde fani ol.Ne demek şeyhinde fani ol.Ne demek ALLAH(cc) ile Resulüllah(asm) ile doğrudan muhatap olursan delirirsin.Ne demek ruhbanlık ALLAH(cc) ile arada trafo olmak ALLAH(cc) Dinini yalnızca kendine has kılan mümin kullar olmamızı isterken.Ne demek mutlak benlik,hakimiyet kayıtsız şartsız milletin.Ne demek kula kulluk.Ne demek Müslüman bir ülkede her türlü haramı kanunlarla korumak.Hepsi din olmuş,haliyle fitneden haramdan,zülümden,şirkten iğrençlikten geçilmeyen İslam coğrafyası.Ahlak helal yaşam ve emek,erdem Adalet,Vicdan,Doğruluk,Merhamet,Vefa,Fedakarlık,Empati ,Sevgi hep idam ediliyor.Kurani ölçülerle amel edilmediği sürece,daha zikretmediğim nice felsefe,sahte hadis ve hurafelerle uydurduğunuz dinlerle ALLAH cc a iftiralar atarak yetmemiş onca külli cinayetinizle din satarak trilyonları cukka ederek evliya pozlarına girip bu nezih milleti dinden soğutan sizsiniz ondan sonra sizin gibilerin cinayetlerini zikredip tahribatınızı Cehenneme yolculuğu engellemeye çalışmak deccallık oluyor hepsi başta cinni şeytanların ondan sonra onların talebesi sizin gibi şarlatanlarının eseri.Kuranla amel etmeyin ALLAH cc a din öğretin olun ALLAH cc dostu.onca helal rızkı için çabalayan emek veren güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli kullar ALLAH cc düşmanı,şeytanın malı.Doğru sözede tahammülünüz yok deccalizmin senaristleri,belki aktörleri cinlerin kuklaları sihirbaz din hırsızları her pisliğini her cinayetini din yapanlar belki her saniye kul hakkı yiyip zulmedenler her fitnede imzası olanlar emek vermeden köşeyi dönen uydurma dinlerin temsilcileri.Helaline,güzel Ahlaka,doğruluğa, namusuna sevdalı her kul doğru insandır,sizden ziyade ALLAH cc dostudur,düşün yakamızdan.Ey şeytan ile barışık tipler bendende cümle güzelliklerden güzel insanlardan uzak durun. Kula kulluk madem çare ve hepinizin her şeyi kirli nefsiniz bozuk felsefeler Din olmuş istediğiniz cinayete imza atın tarihin bozuk 72 fırkası ürününüz.Deccalizmin birinci tetikçileri nice güzel istidadı idam eden Din hırsızları ve nice katmerli kafiri kayırıp masum mazluma bela edenler gerçek fiatınızı Mahşerde göreceksiniz ne derece şirke,küfre,zülme haramlara ivme kazandırdığınızıda.Sayenizde nice şeytanların hür olduğunuda.
Ey melun şeytan Hakikatler en çok seni kudurtuyor ve çok uğraşıyorsun Hakkı söyleyen ve yaşamaya çalışanlarla ebedi sefil rezil ol en şiddetli azapları tat sadık köpeklerinle.
Ben bugüne dek zararını gördüğüm tiplere her ne kadar hakkımı helal etmesemde küfretmek beddua etmek eksik olmadıysa son sözü yüce ALLAH cc söyleyecek tek hüküm onundur Hasbünallahü Venimel Vekil Biz ALLAH cc tan merhametlide değiliz Adaletlide değiliz Başkasına ettiğim nasihati kendime edememiş nefsim ders almamış 400 TL zarar görmüşüm hele dikkatsizliğimin ve telaşımın ürünü 5 kez arabamla kaza yapmışım Elhamdülillah zarar sadece mala gelmiş .Yaklaşık 4 yıl evimde kiracı olan bir sahtekardan 4 yıldır 15 aylık birikmiş kiramı alamıyorum evimi tuttu tutalı başımdaki musibetler arttı ticaretimde anormal işlerden biri samsundan meyve sebze çekiyorduk adam yerli salatalık diye bozulmamış taze salatalıkları görücüye çıkarmış bende 25 kasa satın aldım Hopaya geldiğimde her kasanın içi çoğunlukla çürük doluydu .Bir başka olay köytür tavuk pazarlayıcısının yalanıyla elimde kalan ve muhafaza edecek derin dondurucu olmadığı için bozulan 150 kilo tavuğu denize döktüm şimdiki kadar aklım başımda olsaydı ya ucuza satar elden çıkarırdım yada fakirlere dağıtırım demekki gafletim aklımı çelmiş bir başka sebepte ömür boyu ALLAH cc ile arama giren insi cinni şeytanlar ve din şarlatanlarının cinayeti yoksa ben bozuk bir karakterin insanı değilim aslında çocukluğumdan beri hayatımda insi cinni şeytanların tahribatı eksik olmamış ona rağmen büyük günahlarla alakam yoktu bütün olumsuzluklara rağmen hiçbir zaman doğruluğumdan şaşmadım ancak bana henüz 26 yaşlarında dinci yobazlar sözde evliyalar anormal müfritane haller yaşattılar ondan sonra yaklaşık 35 senedir çekmediğim kalmadı ağır travmalar cerrahpaşalar Bakırköy erenköy mekanım oldu şizofren teşhisi koydular delilerle nice anormal vakaya aynı odaları paylaştım ismimi sorduklarında bile bilmiyordum bu süreç içinde 1990 lı yıllarda özel kliniğinde ücretli tedavi gördüğüm prof.mesut çetin aylarca her türlü ilacı denedi sonuç alamadı çünkü ruhum benimle değildi piçleşmiş bir ruh ile yaşıyordum beni bu hale getiren nurculuk tarikatçılık kemalizim ve onların kapısından giren insi cinni şeytanlardı bugün özellikle son 20 yılın ürünüdür ruhumun pozitif manada şekillenmesinde röl oynayan psikolojik ilaçlardan ziyade bende etki bırakan ve inşallah doğru mümin kişiliğini tesis etmek açısından 20 yıldır emek verdiğim internetteki eserim Cihad ruhu ve güzel Ahlak İslam dur yolcu din siyaset ve hayat okulu adlı eser özellikle kurani ölçüleri ders almakla ve dostluğumuzu sürdürdüğümüz iki elimin parmağını geçmeyecek mümin vasfı ile zikredeceğim insanlarla ve aile fertlerimin hakkımdaki fedakarlıklarıyle büyük ölçüde toparlandım ancak herşey bitmedi benim iyi bir insan olmamı çekemeyen ve devamlı beni zehirlemekten zevk alan başta insi cinni şeytanlar ve sonra onların değirmenine şu taşıyan şirkin dinleri her zülmü reva gördü hala görüyor kısacası ömür boyu hayatıma giren din yobazlarının insi cinni şeytanların günah keçisi muamelesi gördüm bugün ben her ne kadar insanlık ilişkilerim düzeyli olsada ruhen problemli bir insanım çünkü problemli zalimleri sait nursileri sivri dostlarını risalei nurunu şarlatan şeyhleri atatürkleri adam zannettim değer verdim dua ettim kahroldum nice insi cinni pislik ruhumla oynadı ve ben 35 yıldır psikolojik vaka olarak yaşadım hala yaşıyorum kısacası insanların çoğu hele kurtarıcı gördüğünüz şöhret olmuş din hırsızı münafıklara kalben ruhen teslim olmayın çünkü sonuçta fitne olmak var azap var aptallığı oynatır Cehenneme taşırlar her pisliğinide sana giydirirler. Hayatına artı katan insanlarla dost ol.Zalimle arkadaşlığın sonu azaptır maddi manevi musibettir Ahlak fesadıdır ruh hastalığıdır ben 20 yıldır pozitif bir eser verebilimişsem doğruluğumun yalandan uzak hayatımın ailemin ve dost edindiğim müminlerin hakkımda fedakarlık etmiş doktorların ve henüz tanışmadığım başta ALLAH cc ve Resulü asm olmak üzere hakiki müminlerin ve ruhumu pozitif manada motive eden güzelim insanların ürünüdür .Ben belki bu derece çekmezdim ancak şeyhlerin şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır demesi sait nursinin bozuk felsefeleriyle ruhumu zehirlenmesi atetürkün hakimiyet kayıtsız şartsız milletin deyip şirke ķüfre zülme mahkum etmesi cinlerin mutlak benlik gibi zehirli bir felsefeyle zehirlenmesi beni savunmasız ve haksız duruma düşürdü gaflet dalalet ve hıyanet şirki küfrü zülmü haramları sinesinde besleyen o zalimler sadece benim değil insanlığın katilidir onların ikliminde ruhların katliamı var zahiri hayattaki her musibeti tetikliyorlar insi cinni şeytanlar sayelerinde besleniyor saf insanlarda sermayeleri.Hele günümüz dünyasında şirkin küfrün zülmün haramların insi cinni şeytanların saltanatı her fitneyi her hastalığı yaşatan en önemli hususlar artık kendi iç alemimi tamir edip kapımı temizleyip mutlu olmaya sağlığımı düzeltmeye çalışıyorum inşallah gelecek Kaderimi ALLAH cc yazsın yaşadığım olumsuzluklardan masum mazlumu her güzelim kulunuda korusun insanlık düşmanlarının İslami bozanların hakkından gelsin.
ALLAH cc de ötesini bırak diye site açmışlar sorarsan islama hizmet ediyorlar nerede kuranın onca hakikatleri her haltı işliyebilirsin diyor adamlar vede işliyorlar.19 yıllık AKP iktidarında müslümanlığı o kadar kötü tanıttılarki gerek siyasiler gerek dinciler belki camilerdeki vaaz ve hutbeler hariç diyanetin ölçüsüz fetvaları dahil terör estiren sözde müslümanlar dahil.Hükümetin domuz çiftliklerine müsadesi,kiliseleri havraları müslümanın parasıyla besmele çekip açması envai çeşit harama sessiz kalmaları belki teşvikleri ,faiz düzeni envai çeşit içki şans oyunları,medyatik tahribat saraydaki israf ve Adaletsizlikle hepsi insanlığa kötü örnek oldular ve acı faturası Türkiyede bile gençlik ben Müslüman değilim diyebiliyor.Adam zannettiğim ruhu pislik Ahlakı bozuk biriyse satarım güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli helal namuslu dürüst insanlarla, insanlığın felaketine çalışan karaktersiz zalimleri asla bir tutmam. menfaati için yalakalık yapmak karakteri bozuk kişiliksiz insanların özelliği ki hiçbir zaman öyle biri olmak istemem.Ben bugüne dek zararını gördüğüm tiplere her ne kadar hakkımı helal etmesemde küfretmek beddua etmek eksik olmadıysada son sözü yüce ALLAH cc söyleyecek tek hüküm onundur Hasbünallahü Venimel Vekil Biz ALLAH cc tan merhametlide değiliz Adaletlide değiliz.İyileride ezip geçemeyiz.
Ya Rabbi insi cinni şeytanlardan Dünyevileşmekten,günahlarımızdan nefsi emaremizden,şirk,küfür,zülüm ve haramlardan kurtar.Bizi güzel Ahlaka kavuştur Adaletli vicdanlı doğru kıl.İnsanı düzeltki Alem düzelsin.Kimki güzelim yavruları,güzelim bacıları,masum mazlumu ,kötüleri kayırmak adına günah keçisi yapıyor,bozuk felsefeleri kanun yapıp güzellikleri yakıyor hiçbir zaman ALLAH(cc) fırsat vermesin hakkından gelsin cümle zalimin,kafirin. Kirlenerek haramlarla iç içe kötü Ahlaklı tiplerle aynı karede yaşamaktan öylelerle Dünya ve Ahiretimizi idam etmekten ALLAH(cc) kurtarsın affetsin.Gerçek cihadın tarifi ALLAH cc ile aradaki engellerden kurtulmaktır bu ise küfür zülum,şirk,haramlar,insi cinni şeytanlardan arınmaktır.ALLAH cc ile aramızda insi cinni şeytanlar saltanat sürmesin
Millet olarak Ahlaken düzelmezsek milli ve manevi değerlerimize kuran ve sünnete samimi sahip çıkıp haramları terk etmezsek mümin kullar olup şirke,zülme,küfre, haramlara insi cinni şeytanlara dur diyecek bir imanı şahsımızda tesis etmezsek ALLAH cc için sevip ALLAH cc için buğzetmenin kurani ölçülerin hakkını vermeye çalışmaz iman kardeşliğini tesis etmezsek musibetler kapıda,bu vatanı bugünün nimetlerini daha çok ararız.iyilerin tembelliği kötülerinlerin hakimiyetini arttırır.Zalime yardım eden zalimden zarar görür.konarsan güle kon düşmana konma eski düşmanların dost olur sanma.Ancak ALLAH cc ın Resulünün asm kurani mananın hukukunu çiğnemektende uzak ol kim nimeti kim azabı hak ediyor bilemezsin,haddini bil her konuda.
Memlekette yağmur yağmıyormuş kurak bir iklim
Köylünün ekini kurumak üzere Köylü yağmur duâ sına cıkmış
Damla düşmemiş kurban kesmişler damla düşmemiş.
Nasıl olacak nasıl olacak derken köyün büyüklerinin yanına varmışlar.
İhtiyara durumu anlatmışlar duaya çıktık, kurban kestik ne yaptıysak olmadı.
İhtiyar düşünüp derin bir nefes aldıktan sonra demişki
Falanca vilayet'te bir Allah dostu var kendisi çok derin bir Âlim'dir gidin ona danışın hatta getirebiliyorsanız buraya davet edin yağmur duâ'sını bu Mübarek kişiye yaptırın. Bizim köylülerden bir ekip cıkmış yola varmış söylenilen Allah dostunun kapısına Efendim durum böyle, böyle
Davet ediyoruz bizim için gelseniz duâ da bulunsanız mahsulümüz yanmasa
Allah dostu çıkalım yola demiş. Meşakkatli bir yolculuğun ardından varmışlar kurak bölgeye.Allah dostu sormuş bu bölge kaç hâne İşte şu kadar hâne efendim Hepsini gezeceğiz deyince köylünün tuhafına gitmiş
Duâ etmeyemi geldi köyü gezmeye mi?
Neyse Allah dostu hâne lere selam verip hal hatır edip gezmiş.
Bir hânenin önünde durmuş.
Hânenin sahibi yaşlı dul bir kadın yanında iki tane öksüz yetim torunu. Hâne dediysek kerpiç yapı zor ayakta duruyor çatısı rüzgardan bir tarafı uçmuş.
Allah dostu hal hatır edince yaşlı kadın güler yüzüyle
Hamdolsun Efendim sağlık sihhatimiz yerinde geçinip gidiyoruz. Bu sene Rabbim bize müsade etti çatımız aktığı için şükür yağmurda yağmadı.
Allah dostu buyurmuş köylüye bu çatı tamir edilsin duvarlar güçlendirilsin.
Ne vakit çatı tamir edilip duvarlar güçlenirildiyse yaşlı kadın secdeye vararak
ALLAH(cc)ım Ya Rabbi şükürler olsun yağmur yağsada çatımız akmayacak torunlarım ıslanmayacak diye duâ da bulunur bulunmaz Rabbim rahmetini yağmurunu göndermiş.Bugün şükürsüzlük var,fesadlık var Kanaatsizlik var Hile hurda gırla,haramlara dalmış zalimleri adam zannetmiş belki zalimlerden olmuşuz.Bir masum mazlumun ocağınımı yıkmışız bilmedende olsa kul hakkımı yemişiz .Dolarla işimiz olmadığı halde zam yapmak için en temel bahanemiz tamam Yağmur, Rahmet yağmıyor lakin Çok şükür ki başımıza taş'da yağmıyor .Sofralarımız Bereketli Duâ'larımız Kabul Hânemiz Şen Olsun .
Ya Rabbi günahlarımın şerrinden cümle masum mazlumu güzellikleri koru.
Mutlak benlik Tağuti,şeytani zalim bir felsefedir benimseyip onunla amel eden gerçek fitnedir ruhu kolay kolay çıkmaz firavun misali bir nefisle yaşar.
Günümüzün evliya geçinenleri her ışığı yangın zannedip söndürmeye koşuyor belki kafir ve zalimleri kayırıp hoş görürken iyileri güzellikleri yakıyor.
İslamiyet benim yazdıklarımdan ibaret değil,belki Kuran ve sünnettir Ben kendime değil Kuran ve sünnete çağırıyorum.Yazdıklarım benim islamdan ku ran ve sünnetten aldığım dersler tecrübem olayları,kişileri,fikirleri Aklımın ve şuurumun idrakiyle tahlil etmemdir,İbadet kuran ve sünnet çerçeversinde olur İslam fıkıhını ilmihal kitaplarından öğrenip amel etmekle olur,kurani Hukuka riayetle haramdan uzak durmakla olur.Hakiki imanın gereği en yüksek muhabbeti ALLAH cc ve Resulü Hz.Muhammed asm a tevcih etmekle olur her bir mümin kulu masum mazlumu güzellikleri güzel değerleri ALLAH cc için sevmekle olur.Güzel Ahlaka helal namuslu bir hayatın tesisine çalışmakla olur iyilerle dost olmakla kötülere kötülüklere haramlara sed çekmekle olur,Hayırda fedakarlıkla iyilerin kardeşliğiyle olur.Kuran ve sünneti ders alıp yasamaya çalışarak doğru olanı anlatmakla olur güzel Ahlaklı bir duruş gösterip güzel örnek olmakla olur.Hiçbir gerçek mümin ben gerçek müminim diye hava atmaz belki güzel Ahlakıyle örnek olur.Bütün müminler kardeştir şuuruyla olur.
Şu parti bu parti şu cemaat bu cemaat değil insi cinni pisliklerin yandaşı değil TC vatandaşı müslümanım Rabbim ALLAH cc Peygamberim Hz Muhammed asm Kitabım Kuran kula kulluktan nefse kulluktan ALLAH cc korusun.Adam yaptığı ibadetin zikrin,Kuran okumanın çokluğuna vurgu yaparak reklamını yapıyor Facebookta Twitter de instigramda paylaşıyor aminle hediyemdir diyor.Bu gibi şeylerin reklamı yapılmaz dua ile Allah cc a havale edilir o da en Adaletli sini en güzelini hayata geçirir.Sonra herkese diye dua edilmez masum mazluma ehli imana ehli namusa Rabbimizin değer verdiği kullarına diye dua etmek kurani manaya daha uygundur o yüce yaratıcımız ALLAH cc kimin neye layık olduğunu herkesten iyi bilir dahası mülkünde tasarruf ALLAH cc ın hakkıdır ilahlaşmayın işiniz Rabbimizin rızası ve kurani ölçülerle olsun. ilahileşin,ilahlaşmayın ,fitne olmayın haramı haramzadeyi meşrulaştırıp şirke,küfre,zülme kapı açmayın öylelere kuvvet vermeyin masum mazlumu güzellikleri zalimlere kafirlere şeytanı pisliklere feda etmeyin zalime yardım eden zalimden zarar görür.üstelik küfründe inatlaşanı senmi doğru yola getireceksin artık haddini bil islamı Kuran ve sünnetten öğren öyle yaşa onca bozuk yapılanmalarla din hırsızlığıylede evliya geçinmeyin
Yapabiliyorsanız ayetleri hadisleri güzel sözleri duaların içeriğini paylaşında insanlar birşeyler öğrensin yoksa onca zikirle azmanlar yetiştiriyorsunuz belki fitnelere ivme kazandırıyorsunuz tarikat havası haliyle kuranı manayı tahrip ediyor.Adil,Ahlaki ve Vicdani olmayan fitneler hayata geçiyor.
Dahası sizin gibiler şeyhlik müessesesinin ve nurculuk ,Süleymancılık. Kemalizim, ışıkçılık ve bunun gibi yapılanmalarla asla kurani manaya erişemezsiniz en mahrem hayatlara karışıyor cinni insi pisliklere kapılar açıyor piç bir neslin mimarı olmakta cinni insi pislikleri kayırmakta imzanız eksik değil. Nerede güzel Ahlak İslam kurani ölçüler nerede hizip din anlayışları Alemi İslam fitnelerle doldu hala evliyalık satıyorsunuz.Çok güzel karakterli helaline namusuna düşkün insanlar var aptal değiller Akıllı insanlar lakin doğru ilimden kuran ve sünnetten habersiz yaşadıkları için çevrelerinde kümelenen her pisliğide adam zannediyor öylelerin günahının bedelini ödüyor İrade zayıf otokontröl Tevhidden uzak olunca karını zararını görmüyor musibetler yaşıyor.
Sait nursinin belki en büyük cinayetlerinden biride Dünya hızla şemsi şümüsa gidiyor cinayetidir,kaptırmış kendini iblislerin alemine yüz senedir kuran tefsiri diye okutuyor ALLAH(cc) ne yapsın o Adili Mutlak Rahman ve Rahim olan iyiler için merhameti sonsuz Rabbimiz Nasıl inanıyorsanız öyle muamele göreceksiniz der Nurculukla tarikatçılıkla kemalizimle Süleymancılıkla ancak kula kulluğu yaşarsın dışkı çıkaran sahte ilahlara kul olursun ibadetinide o zalimler için yaparsın.Şeyh takımının şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır cinayetide külli cinayet belki bütün mesaileri insanlık katliamı üzerine kurulu. 100 yıl evvelki İslam Alemindeki kardeşlik bağları nerede Dinci yobazların ve insi cinni şeytanların işbirliğiyle idam edilen insanlığın bugün geldiği nokta neresi bu adamlar insanlığı cehenneme doldurmak için şeytanlarla ortak çalıştı hala çalışıyor o zalimin kuranın ayetinden haberi yok şeytan sizi ateşli azaba çağırıyor siz ALLAH(cc)a koşun der kurani hakikatler ancak Din adına taki Abdülkadir Geylaniden beri cinni şeytanlar patron onların dersi tek Din olmuş. Haliyle tarihteki ve özellikle günümüzdeki cinayetlerin tetikçisi her biri .Kurani gerçeklerin ve doğru müminlerin doğru sözlerin bacıların hatta çocukların katliamı var.Haliyle asırlardır yaptıkları tahribatla Deccalizim hortlatıldı bugün her sahada insan kıyımı ve kurani manayı öldürmenin savaşı var .
Altın yumurtlayan tavuğuda kestiler,milleti uyandıran horozuda kestiler ve ısrarla fitnelerle hurafelerle bozuk felsefelerle dolu dinlerini ruhbanlıkla,şirkle, küfürle,zülümle, haramlarla cinlerin güdümüyle insanlığa mal ettiler ruhlar piç oldu,firavun oldu deccalizmi hortlattılar haliyle ardından fitne bir nesil geldi islamı yüz yıldır o kadar kötü tanıttılarki kula kulluk ve Ahlaksızlık zülüm şirk,küfür haramlar dinin parçası oldu.Sorgulayan Müslüman onların kitabında uydurdukları dinde deccal diye fişlendi.Temeli güzel Ahlak olan İslam helal namuslu,vicdanlı dürüst fedakar insanlardan koparıldı şarlatanlar ilah oldu. Hırsızlık namussuzluk dinci dinsiz çoklarının karakteri oldu.Doğrular eğri eğri insanlar doğru diye satıldı ,en mahrem Dünyalar zehirlendi,Kurani mana öldürüldü ve hizipler ALLAH(cc)tan ziyede söz sahibi oldu .
Nefsimi satın alayım derken imanımı bile kurtaramayacaksam halim ne olur Ey gafil Aklını başına al aldanma zahiri Dünyanın şatafatına kalitesine kendini bir şey sanma ,gördüğün rüyalar seninle alakalı kötü bir rüya görüyorsan önce nefsine dön günahlarına bak çokça tövbe et artık akıllan bu güne dek ne olduysa oldu Her şey ALLAH(cc) tandır de kendine çeki düzen ver kapını temizleki o derece mahkümiyet yeme henüz Dünyadasın ve imtihan devam ediyor.Sonra unutma yazdığın şeylerde nefsinin payının büyük olduğunu düşün yaptığın ibadete hayra güvenip horozlanma nefsini teskin etmek için az konuş,az ya az uyu oruç tut çokça tövbe et sen hakkıyle mümin kul olamadın uyan artık .
Hezeyanlarla dolu nurculuk en pöpüler din 100 yıldır doğru insanların biçare bacıların katliamıyle uğraşıyor.
Hayatında 6 şeyi asla bırakma:Doğru sözlü olmayı.-Azhab süresi-35-Dua etmeyimümin süresi-60-Tevekkül etmeyi-Azhab süresi-3-ALLAH(cc)ı zikretmeyi-Ead süresi-28-ALLAH(cc)tan af dilemeyi.enfal süresi-33-Sabretmeyi –ibrahim süresi-7-
Sen kendine dön iç Dünyanı temizle güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli helal namuslu dürüst dengeli iyileri seven Merhametli Adaletli bir kul ol kötü Ahlaklı tiplerden uzak ol imanın islamın tek çare olduğunu unutma kapını temizle huzuru kendinde ara kuran sünnet rehberin olsun iyileri hayatına artı katacak insanları dost edin kalabalıklarda huzur arama ALLAH cc a koş çokça tövbe et nefsini sorgulaki ruhen rahatla kaliteli az arkadaşın olsun farz olan ibadetleri yap haramları terk et kendin içinde iyiler içinde dua etki düştüğünde senin derdin ile dertlenen insanlar olsun.Sahteleri yanında görmek istemiyorsan uzaklaş zararını gördüğün taşıyamadığın tiplerle arana mesafe koy dengeli ol.Günahlarının şerrinden Allah'a sığın. Helal rızka talip ol.Dünya muhabbetinden gönlünü kalbini Aklını arındır.Ancak unutma ibadet on kısımdır dokuzu helal rızık peşindeki çalışmaktır.Ben çare değilim günahlarımdan cümle masum mazlum güzellikleri koru ya Rabbi beni zehirleyenlerede fırsat verme ben zülüm yapıyorsam engelle.islam birliğimi hangi İslam.. Nefsinin dinini hakim kılmak için kıçını yırtanlarmı 1000 yıldır kendileri için ibadet yaptıranların nefsinin dinimi 100 yıldır deccalizme nice güzellikleri masum mazlumu feda edenlerin dinimi hiçbir suçu olmayanları zehirleyerek günah keçisi yaparak fitne yaparak kan içerek kahraman olanların dinimi her saniye kul hakkı yiyen din hırsızlarının dinimi kulluğu bırakıp ilahlığa soyunan şirk ehlinin dinimi deccalizme satanizme melun şeytanlara insanlığı boğdurmanın tarih boyu mücadelesini verip kusursuz evliyalık tastlıyan cinni şeytanların güdümündeki münafıkların dinimi yoksa kıçını yırtarak insanlığı Cehenneme dolduranlar deccal mehdi endeksli dinlerimi yoksa güzellikleri güzel değerleri katletmeye hırsızlığı namussuzluğu her çirkefliği hayata geçirmek için kıçını yırtanların dinimi yoksa trilyonları din satarak cukka eden ve her fitneyi körükleyen evliya geçinen ve peygamber asm ın lanetini yiyenlerin dinimi Ya Rabbi biz yediğimiz onca kazığa rağmen hala ayaktaysak ve yazdıklarımızda yaşantımızda rızana uymayan şeyleri kanun yapma şeytanın emriyle bizi zehirleyen yobazlara fırsat verme yaşadığım fitneleri olumsuz giden taşıyamadığımız kurani ölçülere ters herşeyin günahlarımızın hakkından gel.Ne pişmesi kolaymı bu zamanda kula kulluk ruhbanlık fitne din anlayışları bozuk felsefeler şeytanlıktan geri kalmayan sahte evliyalar cinni insi pislikleri evliya diye satanlar din hırsızları insanlığın katilleri pöpülerken deccalizmin satanizmin şeytanların hür olduğu Ahlaksız adaletsiz vicdansız her türlü haramın zirve yaptığı toplumda kimsenin peşine koşmayın kurani gerçeklere dönün.Tövbe ile yetinmeyeceksin kuran ve sünnete uygun hayatın olacak devamlı nefsini sorgulayacaksın.
Birgün İbrahim(asm) buyurduki:Elhamdülillahi kalbe külli ehad velhamdülillahi bade külli ehad ,elhamdülillahi ala külli hal .Hak teala hazretleri buyrdu: Ya Cebrail benim dostuma benden selam söyle o üç kelamı üç kere söyledi ben Azimüşşanda kırk defa kabul olunmuş nafile Hac sevabını kendine verdim .Her kim bu Duayı okursa aynı sevabı kendisine ihsan ederim.
Abdestini almış tam namaza gidecekken yaşlı bir teyzenin koridorda dolaştığını görür.Buyur teyzeciğim sıkıntın nedir diye sorar.
Teyze;Evladım bu evrakları Vali Beyefendiye imzalatmam gerekiyor ama bir türlü kendisini bulamadım der.-Sn:Yazıcıoğlu Ver ben imzalayayım teyzeciğim der.-Teyze; olur mu öyle şey vali bey buna çok kızar ben oturup onu bekleyeyim der.
-Rahmetli Yazıcıoğlu evrakları alır tek tek inceleyip imzalar.Teyzeyi kapıya kadar geçirir tam kapıda güvenlik amiri sayın valim Namaz için şahsi aracınızı getirdim der.Teyze bunu duyunca sen Valimisin oğlum der.
-Vali sensin teyzeciğim ben senin hizmetçinim oğlunum der teyzenin elini öper uğurlar....Bu toprakların gördüğü en samimi yöneticilerden biri olan Ömrünü aziz milletimizin hizmetine adamış o merhum Valimiz Recep Yazıcıoğlu’nu, vefatının 17. yıl dönümünde rahmet ve saygıyla yad ediyoruz.
Mekânı cennet olsun.
Araf﴾3﴿Rabbinizden size indirilene uyun; O’nu bırakıp da başka önderlerin ardından gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Bir önceki âyette geçen ikaz ve hatırlatmanın açıklaması mahiyetindeki bu âyette hem müşriklere hem de müminlere hitap edilmekte, birincilerin öncelikle inkâr ve şirkten, müslümanların da günah ve isyandan uzaklaşıp korunarak indirilen kitaba uymaları; Allah’ın dışında bir kısım insanları veya başka varlıkları tanrı yerine koyarak rehber edinip onların peşine düşmemeleri; sadece Allah’ın kitabına tâbi olmaları emredilmektedir. Müminlerin gerçek velîsi yani onları seven, yardım ve himaye eden, indirdiği kitapla yollarını aydınlatan hakiki dostları Allah’tır. Şu halde müminler de O’nu dost ve yardımcı bilip O’nun peygamberini önder, kitabını rehber edinip o kitaba uymalı, din konusunda onun hükümlerine aykırı görüş ve inanç sahiplerine itaat etmemelidirler.
Ya Rabbi elbette senin kitabın esas senin rızanı Resulünün(asm) rızasını kazanabilmek önemli senin Resulünün(asm) kurani mananın Hukukuna riayet önemli biz bir şeyler yazmışsak söylemişsek elbette kusur ve günahlarımız bizim nefsimizin ürünü güzellik ve nimet olarak ne varsa nefsani olmaktan uzak şeytani her zerreden uzak zülüm ,küfür,şirk ve haramlardan uzak her şey senin lütfündür nimetlerindir hazinendendir rızana uygun yaşamayı nasip et.
Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ın dır şuuruyla yaşat şirke düşürme.
Haram yiyen pis bir ağızla çekilmiş besmele ALLAH(cc)a hakarettir. Prf.Yaşar Nuri Öztürk.
Mümin kusur bulucu,lanet edici,azgın ve hayasız olamaz .H.Şerif.Dindar değil kindar bir nesil yetiştiriyorsunuz eserlerinizle övünün siyasiler dinciler isyanı cemaatler çok konuda kötü örnek oldunuz.medya desen insanlığı zehirlenmeyi marifet biliyor bu Şehid kanıyla sulanmış vatan hain dolu bu kafa ile bu memleket adam olmaz.mecliste vatan hainleri bizim paramızla besleniyor ve geleceğimizi menfi etkileyen işlere imzasını atıyor.Cihad etmeyen bir milletin yüzü gelmeyecektir Hz.Ebubekir ra.Kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulamaz.karga pisliğe bülbül güle götürür.Aklın insanı terk etmesine delilik,insanın Aklı terk etmesine cahillik denir.Tuzağın farkında ama riske girmiyor hani bir söz var bir suyun derinliğini iki ayağınızıda sokarak ölçmeyin bir işe bütün paranızı yatırmayın sonuç hüsran olabilir.Çıkmış zillinin biri sözde Müslümanlarının şahsında İslami eleştiriyor.Ahlak dersi vermek sizin gibilere kaldıysa yandık milletin malı olmuşsunuz namus ne demek haberiniz yok batılı yosmalardan farkınız yok milletin nefsine hitap etmekten başka misyonunuz yok örtünmek gericilik sizin için.
Namaz müminin miracıdır.H.Şerif Münafıkın ise azgınlığını arttırır münafık adam düzelmek için gayreti varsa itikadını ve Ahlakını düzeltecek haramdan uzak duracak günah keçisi aramıyacakki düzelmesi için kıldığı namazın faydası olsun.Zülüm bizdense ben bizden değilim sözü çok hayırlı bir söz evet zalim liderlerin bozuk hocaların sözde eviyaların,üstadların,şeyhlerin uğruna kendinide ailesinide sevdiklerinide yakanlar zalimlerin uğruna zalimleşip hala hayatını sorgulamayanlar insi cinni şeytanlarla arkadaş belki ruh ikizi olanlar belki Ahirete müflis gidenler Aklını kiraya verenler nice güzellikleri bir hiç uğruna feda edenler fanileri nefsini kendine mabud edinenler ölmeden uyanın Kurani hakikatlerle tanışın,zalimlerden olmayın cehennem var.kula kulluk ,nefse kulluk şirke,küfre,zülme,haramlara ,ruhbanlığa rıza müslümanlık değildir.Suçsuz insanları zehirlemeyi evliyalık belleyenlerin Adalet yapıyorum diye zülmedenlerin söylediği söz ile külli cinayetlere imzasını atanların hevasıyle yaşıyan zalimlerin şirkini küfrünü zülmünü haram yaşantısını insi cinni şeytanları egosunu hakim kılanların ,kul hakkı yemeyi marifet bilenlerin kurani hukuku çiğneyip Müslümanlığını en doğru yol belleyenlerin ve kendi fitne coğrafyasına insanlığı mahküm edenlerin ve sonuçta suçsuz insanları felakete taşıyıp cehennemi bir hayata mahküm edenlerin ALLAH(cc) hakkından gelsin.Ey kul hakkı yemekten rahatsız olmayan kul ey kamu malını gaspeden ve rüşvet yemeyi hakkı zanneden kul ateş topluyorsun Ahlakını düzeltmedikçe kurani hukuku çiğnedikçe ben doğru insanım diye kendini kandırma zülmetme milletin ruhuyla hayatıyla kumar oynama .Muhatap her nefis sahibidir ben kimsenin fiatını bilemem cezalandırmakta benim haddime düşmez masum mazlumun hakkını yemektende ALLAH(cc)a sığınırım günahlarımın şerrindende kurtar ya Rabbi Cümle masum mazlumu günahlarımızdan ve her fitneden her şeytandan koru ya Rabbi Ey Adili Mutlak Erhamürrahimin ALLAH(cc). Helalinden rızkının peşine koşan bacılarımıza başta olmak üzere değer verdiğin her güzelim kuluna sahip çık gafletten Dünyevileşmekten koru.
Evet Mehmed Akif Cuma cemaatine gelenler sabah namazınada geldiğinde Dünyanın düzeleceğini söylemişsin ama milletin helal namuslu güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli iyilere karsı sevgi dolu kötüleri şirki küfrü zülmü haramları dışlayan,kul hakkı yemekten çekinen kurani Hukuka riayet eden ve hakiki imanın gereği en yüksek muhabbeti ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) tevcih eden hakiki mümin kullar olmasının zaruretinden bahsetmemişsin.
Güzel günlerin var senin ufkunda Rabbim zaferler nasip eylesin müjdesine ulaşmak istiyorum ancak ben geleceği bilemem inşallah Rahmani bir temennidir diye umut ediyorum bugüne dek bilerek engelleyen ve beni fitne yapmak için kıçını yırtanlarıda ALLAH(cc) layığına uğratsın inşallah. Hala şeyh takımını ,sait nursileri,m.kemalleri,Süleyman Hilmi tunahanları,Hüseyin Hilmi ışıkları cinleri belki beni ve daha nice haddini bilmezi fitne siyasileri şirkin küfrün zülmün haramların insi cinni şeytanların bozuk felsefelerin nefsinin melun şeytanların kafirlerin münafıkların zalimlerin aptalların çare diye satılması belki ilahlaştırılması cinayettir çare yalnız vahyin ilmi kuran ve sünnettir yoksa asla kula kulluk değil nefse mala paraya kulluk değil Dünyevileşmek değil ya Rabbi kurani manayı Hakim kıl her fitnenin hakkından her şeytanın hakkından gel deccalizmi satanizmi ve o pislikleri destekleyen her kafir cereyanı ve avanelerini cehennemine çak ,islamı aziz kıl cümle masum mazlum güzelim kullarını kurtar zalimleri kafirleri şeytanları layık olduğuna uğrat Ey Adili Mutlak,Hakimi mutlak bugünün hakiki müminleri yeryüzünde Din tamamıyle ALLAH(cc)ın oluncaya kadar kafirlerle ve münafıklarla mücadele edin ayetinin birinci muhatabı sizlersiniz inşallah bizde hakiki müminlerden olur günahlarımızdan arınırız.Cümle masum mazlumu insi cinni şeytanların seline pislik şahsiyetlerine mahküm olmaktan kurtar her fitneden kurtar hala kafirleri zalimleri bozuk felsefeleri lokomotif yapanların hakkından gel biz mümin kullarını öylelere yedirme her değer verdiğin kulunu sahiplen rızana uygun iman ile yaşat imanla öldür. Hakim Adili Mutlak ALLAH(cc)tır insan ve cinlerin kafasına göre değil kendi rızasına Kuran ve sünnete ilahi kanunlarına göre.
Teheccüd namazı Mehdi için kılınacak diyen zihniyet şirkin içindedir kula kulluğu meşrulaştıranlar gerçek zalimlerdir.
ŞAKA GİBİ GELİYOR AMA İNANIN BUNLARIN HEPSİ GERÇEK
*OSMANLIDA :*
*AKIL ALMAZ VAKIFLAR :*
DÜŞÜNÜN;
Hava buz gibi.
Camiye gittiniz.
Şadırvan da abdest alacaksınız ama buz gibi su içinizi titretiyor.
Tam o anda elinde ibrik yanınızda bir genç bitiyor.
“Buyurun Beyefendi” diyor.
“Abdestinizi sıcak suyla alın”
Şaşırıyorsunuz.
Sonra gencin yakasındaki karta ilişiyor gözünüz:
*“Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Etme Vakfı Görevlisi!”* yazıyor.
Ya da tam tersi.
Ağustos sıcağı, dilinizi damağınıza yapıştırmış.
“Şöyle buz gibi bir su olsaydı” diye içinizden geçirirken, bir bardak uzanıyor elinize.
Suyu kana kana içiyorsunuz, içiniz ferahlıyor.
Teşekkür etmek ve eline üç-beş kuruş tutuşturmak için bardağı uzatan gence dönüyorsunuz.
Ama o parayı kabul etmiyor.
Daha da şaşırıyor ve “Sen de kimsin?” diyorsunuz.
*“Ben, Yaz Günleri Soğuk Su Dağıtma Vakfı Görevlisiyim”* diyor genç.
Bitmedi, çok fakirsiniz.
Evlilik çağına gelmiş bir kızınız var.
Ama çeyizi bile yok.
Bir gün akşam karanlığı çökmek üzereyken, kapınız çalıyor.
Kapıda iki bayan; ellerinde paket paket danteller, el işlemeleri, çeyizlik havlular, saten örtüler.
Gözünüz yaşlı, sesiniz titrek soruyorsunuz; “Siz de kimsiniz?”
“Biz” diyorlar.
*“Fakir Kızlara Çeyiz Hazırlama Vakfı‘ndan geliyoruz”*
Şaka gibi geliyor ama inanın bunların hepsi gerçek.
Hem de bundan 500 yıl önce bu topraklarda yaşanıyordu.
Nereden mi biliyorum?
Vakıflar Genel Müdürlüğü, harika bir çalışma yapmış.
Osmanlı‘da kurulan vakıfların listesini çıkarmış.
İnsan okudukça çarpılıyor, tüyleri diken diken oluyor.
*“Yarabbi bu nasıl büyük bir medeniyettir, nasıl üstün bir meziyettir”*
demekten kendini alamıyor insan.
Kimisi 15. yüzyılda kurulmuş, kimisi 16. yüzyılda.
Hani Türkiye ilerliyor, demokratikleşiyor, sivil toplum güçleniyor deniyor ya.
Hepimize kapak olsun,
*İşte Osmanlı’da kurulan vakıflar:*
1.) Güzel Yazı Öğretme Vakfı,
2.) Sokak Hayvanlarına Ekmek Verme Vakfı,
3.) Hastalara Evinde Bakma Vakfı,
4.) Kızlara Çeyiz Hazırlama Vakfı,
5.) Duvar Yazılarını Silme Vakfı,
6.) Kadın Sığınma Evi Vakfı,
7.) Sıcak Pide Dağıtma Vakfı,
8.) Yaz Günlerinde Soğuk Su Dağıtma Vakfı,
9.) Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Etme Vakfı,
10.) Sıcakta Sebillere Kar Koyma Vakfı,
11.)Yol Güvenliğini Sağlama Vakfı,
12.) Helalleşme Vakfı,
13.) Hristiyan Esirleri Kurtarma Vakfı,
14.) İlkokul Hocalarına Tütünü Yasaklama Vakfı,
15.) Yoksul Mahkumlara Harçlık Verme Vakfı,
16.) Güvercin hane Yaptırma Vakfı,
17.) Leylekleri Koruma Vakfı,
18.) Dara Düşenlerin Vergisini Ödeme Vakfı,
19.) İflas Eden Tüccarlara Yardım Vakfı,
20.) İlmi Kitapları Bağışlama Vakfı,
21.) Şehit ve Sahabe Türbelerini Tamir Etme Vakfı,
22.) Şehir Estetiğini Koruma Vakfı,
23.) Hayvanlara Mera Açma Vakfı.
...........
Ve Daha onlarcası var....
Ama hepsini yazmaya imkan yok.
Ancak şimdi siz karar verin;
500 yıl önceki Osmanlı mı ileri, yoksa bugün çağdaşım diye kan ve gözyaşı ile beslenenler mi?
Umudumuz ve temennimiz bu tür vakıfların ülkemizde çoğalmasıdır. O zaman bu vatan maddi ve manevi saadetler içinde gül ve gülistana dönecektir, inşallah.
*Prof. Dr. Sıtkı Göksu*
*Kaynak :*
İlginç Vakıflar / Vakıflar Gen. Müdürlüğü Yayını
Hiçbir garantim yok Ebedi cehennemliklerden biride ben olabilirim Madem Cennetle müjdelenmiş Adaletin kapısı Hz.Ömer(ra) Eğer Cehenneme bir kişi gideceğini söyleseler acaba benmiyim diye korkardım,dediği gibi bende diyorum Ya Rabbi bu deccalizim asrı çok Vicdansız imansız Ahlaksız ve Adaletsiz ,merhametsiz kafir ve zalimlere yapılan iyilik torpil merhamet Vallahi hiçbir değer verdiğin kuluna masum mazluma güzelliklere yapıldığı yok yıllardır emperyalist Siyonist satanist komünist faşist Budist Münafık kafir yobaz şirk,küfür,zülüm ve haramların zalim dayatmaların kurbanı insanlık belki en büyük zararı Din adına sahneye çıkıp Kurani manaya savaş açan ve senin güzelim kullarına cehennemi hayat yaşatan işi gücü kafir ve zalimlere insi cinni şeytanlara paratonerlik olanlar veriyor.Ey Adili Mutlak kafirler münafıklar günah keçisi ararken nice masum mazlum yanarken daha ne kadar sabredeceksin her gerçek suçlunun hakkından gel ruhumuzu parçalayıp hayatımızın hayırlarını gaspedip kafir dostlarıyle yiyenlere daha ne kadar susacaksın nice masum mazlum nice güzellik her saniye zehirlenirken ehli iman ehli namus bile emniyette değilken bunun neresi imtihan Adaleti Ahlakı,Vicdanı olmayan ve kula kulluğun meşrulaştırıldığı ve dışkı çıkaran şirkin ilahlarıyle temsil edilen ve her cürmünü kanun yapan sahte evliyaların kötü örnek olanların sonrada günah keçisi arayanların belki zülme sessiz kalanların deccalizmi tetikleyenlerin şirkin ilahlığını din hırsızlığı yaparak milleti maddi manevi sövüşleyerek devletin malı deniz yemeyen şerefsiz mantığıyle yol gidenlerin fakir çöplükte rızkını ararken israfın tavanına vuran yetmemiş haramzade müteahitlerin trilyonluk borçlarını affeden ve trilyonlar harcayıp kilseleri havraları restore edenlerin neresi Müslümanlık neresi islama hizmet neresi sana kulluk,neresi insanlığa hizmet yanmışız ağlayanımız yok tarih boyu iyiler masum mazlum güzellikler bedel ödüyor suçsuzluğu aşikar nice masum mazlum yanıyor.Biz bu yazıları yazınca bizi deccallığa layık görenlerin ancak şeytana hizmet ettiğine biz kalıbımızı basıyoruz.Zülmün karşısında susan dilsiz şeytandır beni kafir ve zalimlerin ve her ışığı yangın kabul edip söndürenlerin günah keçisi yapanlarında sen hakkından gel Ey Adili Mutlak.Ey gafil ve zalimler kimliğiniz ne olursa olsun haramların şirkinizin,zülmünüzün,küfrünüzün,insi cinni şeytanların her çirkefliğin paratoneri olduğunuz sürece ve bu deccalizim Dünyasına ivme kazandırdığınız sürece avukatı olduğunuz sürece nice zülümler sizin nefsinizin ürünüyken hala sütten çıkmış ak kaşığı oynadığınız sürece kahrolun zülmünüzü misliyle çektirsin Adili Mutlak ALLAH(cc)Hırsız Ahlaksız zalim terörist dinciler ön safta sizler varsınız kötü örnek olmakla milyonları Güzel Ahlakın ve en yüksek Adaletin tek temsilcisi KURANIN NEZİH COĞRAFYASINDAN NEFRET ETTİRDİNİZ SİZİN PİSLİKLERİNİZ DİN DİYE İSLAM DİYE SATILDI.NİCE KAFİR ZALİM BUGÜN İSTEDİĞİ TAHRİBATI RAHATÇA YAPIYORSA SİZİN GİBİLER ÖYLELERE PARATONER OLDUĞU İÇİNDİR ÖNCELİKLE ASIRLARDIR İNSANLIĞIN ÇOĞUNU CEHENNEME DOLDURDUNUZ CEHENNEME HOŞ GELDİNİZ DİYEN İLAHİ FERMAN SİZİ RAHATSIZ ETMİYOR SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIKSINIZ EVLİYASINIZ MÜCEDDİDSİNİZ EN DOĞRU SİZSİNİZ.
Hala ders almayacakmısın asrın müslümanı ALLAH cc ile aradanki engelleri aşacaksın.Nurcular Süleymancılar Tarikatçılar Atatürkçüler Particiler Ticaret ehli Medya Ders verdikleri fikirler sergilediği fiiller saf ve zalim olmak üzere ikiye ayrılır kim insanlığın yararına çalışıyorsa güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli helal namuslu dürüst hareket ediyorsa saf ve temiz ,kimde insanlığı felakete taşıyorsa gerçek zalimdir haindir din ve Vatanın düşmanıdır.Ey deccalizmin cenderesinde fazilet mücadelesini veren ve şirke,küfre,zülme, haramlara karşı duruşunu bozmadan kurani ölçülerle amel edenler gerçek müminler islamın ve ALLAH cc ın askerleri sizlersiniz hiçbir kınayıcı size zarar veremeyecek ebedi şereflilerin kardeşleride sizlersiniz.Ya Rabbi sana din dayanmaktan sana sığınırım hayatım boyu yaptıklarımdan ve yazdıklarımdan ne kadarından ne kadar razı isen kabul et günahlarımı ruhuma sokulan pislikleri yak bir masum mazlum bir güzellik yanmasın kul hakkı ile yaşatma razı olduğun mümin kul olarak Ahlaken temizlenmiş kullarından eyle.Çok konuşan çok yanılır seviyeli ol ifrata tefrite girme fitne olma zülmetme zülme uğramaya açık halede gelme.
Ahirzamanda fitne ve zülüm devamlı olacak.Hadisi Şerif zülümden küfürden şirkten tağuttan haramlardan insi cinni şeytanlardan cümle masum mazlum güzellikleri koru ya Rabbi güzelim ALLAH cc ım çok az şey istiyorum bu Dünyada kimsenin gözü olmadığı ve benden istemediği .Ahiretim için en kıymetlisini istiyorum kul hakkı yemeden her fitneden arınmış rızanı kazanmış biri olmak cümle masum mazlumun ve alakadar olduğum değer verdiğin kullarının her güzelim kulununda kurtuluşu.Ben olumsuzlukları şirki küfrü zülmü haramları insi cinni şeytanları,münafıkları kafirleri Adaletsizliği sefaleti rezaleti nefsimizi vicdansızlığı Ahlaksızlığı hainliği deccalizmi sorgulayanım insanları günahları yüzünden cezalandırmak haddimize düşmez diyen bir peygamberin asm ümmetiyiz zulmetmekten zülme uğramaktan ALLAH cc a sığınırım.Bir acı gerçeğin aydınlanması lazım kula kulluğu meşrulaştıran ruhbanlık yapan ve kuran ve sünnetin malı olmayan çok şeyi asırlardır İslam diye satan ve helal namuslu güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli dürüst insanları bilerek zehirleyen ve deccalizmi hayata geçiren pisliklere paratonerlik yapanlardır dinci tabir ettiklerim yoksa öylelerine aldanan ve İslami yaşadığını zanneden saf insanları suçlamıyorum hiçbir hakiki müminide suçlamıyorum.
Açlar tokları hırsızları savunmayı ve kendilerine reva görülen zilleti cürmü sefaleti,zülmü kabullendikleri sürece ağa ağalığına sende eşekliğine mahküm olmaya devam edeceksin unutma zülme rızada zülümdür.
Şeyh deyince güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli helal namuslu dürüst dengeli Merhametli ruhbanlıktan uzak kuran ve sünnetin ziyadesiyle hakkını vermeye çalışan,pozitif ilmiyle ışık tutan din satıp dünyalık talep etmeyen, ehli sünnet itikadında İslam fıkhını bilen ve en önemlisi şarlatan şeyhler gibi kendileri için ibadet ettirmeyen ve şeyhi olmayanın şeyhi şeytan deyip insanlığı şeytana boğdurmayan ve sizi cennete ben taşıyacağım diye aldatmayan şirkten zülümden uzak hakiki müminler yad edilmeli.gaybiyatla tecessüsle uğraşıp en mahrem hayatlara bile nefsini karıştıran şarlatanlardan olmamalı Müminin Müslümanın kafir ve zalimlerle teması ne ölçüde olabilir.islamı gerçekleri kuran ve sünnetin hakikatlerini anlatmak ve güzel Ahlakı ile örnek olmak olabilir yoksa o zalimlerin hayatını paylaşmaz Konuşurken üslübün doğru olacak tavrında Ahlaklı fiilin olacak Adaletli vicdanlı doğru söz söyleyeceksin kötü örnek olmayacaksın yapıyorum diye yıkmayacaksın hakkı savunurken batılın oyuncağı malzemesi olmayacaksın.
Ahlakın bozuk olduğu toplumda yalnızlık şifadır.Gerçek zalimlerin işi küfrünü zülmünü şirkini iğrençliği haramları kayırdığı pislikleri insanlığın başına bela etmek öyleleri tanımak istiyorsan nefsani olma haramdan uzak ol kötü Ahlaklı tiplerden bozuk felsefelerden arın tövbe istiğfara devam et insi cinni şeytanlardan ALLAH cc a sığın dengeli ol helal namuslu güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli dürüst bir kişilik için çalış kula Kulluğu çare diye satanlardan uzak ol,Kurani hakikatleri hayat tarzı yap.Farz ibadeti ihmal etme Bugünkü sözde İslami isyanı cemaatlerde kemalizimde siyasilerde Tağutluktan nasibini almış cereyanlardır masum mazlumun ve güzelliklerin katili hakikatte insi cinni şeytanlar olsada bu bozuk yapılanmalar onların değirmenine şu taşıyor paratonerlik yapıyor.özellikle sahte kahraman şeytanlaşmış tiplerden ve öylelere güzellikleri masum mazlumu feda edenlerin hakkından gel ya Rabbi.Milli ve manevi değerlerimizin düşmanlarına Vatan hainlerine ve güzellikleri güzel değerleri katledenlere nefes aldırma iyileri samimi Müslümanları selamete çıkar kafir ruhlardan çalmış oldukları her güzelliği kurtar.gerçek kafirlerin hakkından gel.Kanun koyucu olarak ALLAH cc yeter.Elhamdülillah.ALLAH cc a kulluk cihetinde bir hayvan kadarda olamamışsak biz neyiz.Tertemiz gıdalar yiyip şükürsüz ibadetsiz dışkı çıkaran makine olmak insanlık için yeterlimi.Bu kafa ile cehennemden kurtulmak mümkünmü ey insan düşünen canlı ol olumsuzlukları ve nefsinide sorgula.Kurani hakikatlere teslim ol. senin içinde cennet vacip olsun. Ey merhameti iyiler için sonsuz Rabbimiz ALLAH(cc) hayatımızın artılarını iyilerin hayrına harca ,bizi azgın zalimlere feda etme öylelerin hamalı yapma cümle masum mazlumu koru güzellikleri kurtar bizide affet rızana erdir.
Benim gibi liyakatsiz birini damın üstünde gezen ve tepinip düşerek ölen eşşek misali defalarca vurgun yiyorum hakkımdada alakadar olduğum değer verdiğin kulların hakkındada razı olduğunu isterken benim gibi günahkarları ALLAH(cc)ın(cc) Resulünün(asm) Kurani mananın Hukukunu çiğnemekten muhafaza eyle iyilere masum mazluma günahlarımızı bulaştırma ,bize Din hırsızlığı yaptırma.Egosundan ve nefsinden ve bozuk felsefelerinden başka dini olmayanlar beni ilgilendirmiyor.Zülümle abad olanların sonu berbattır kötülüklerden kötü sondan değer verdiğin her kulunu koru bizi rızana erdir.
Ey zavallılar para varsa güç bizde dersiniz memleketin Ahlaki değerleri ölmüşse imanı sönmüşse haramlara batmışsa fitneler hayatımızı sarmışsa hırsızlık namussuzluk zülüm küfür şirk normal gibi görünüyorsa hainler çoğalmışsa idarecilerde sorumluluk Adalet Ahlaki Vicdani bir yapılanma yoksa kula kulluk nefse kulluk paraya mala kulluk çoklarının özelliği olmuşsa insanlar bütün güzelliklerden uzak cehennem yolcusudur.Ancak mal canın yongasıdır esas gaye Ahiret olduğunda hayat bereketlenir para masum mazlumun huzur ve güveni için harcandığı sürece doğru metadır yinede parayı gönlünde değil cebinde taşıyacaksın.Zalim ve kafirlerin parasınıda yetmeyeceksin yersen hayatın biter haram paraya köle olursun.Ancak hakkın olanıda yedirmeyeceksin.Ey Hz.Ömer ra ın sözünü tenkit edebilen zavallı merak etme boğulan boğuluyor ALLAH cc elbette Adili Mutlakta bugünün Dünyasında Kurani bir Adalet yok çokları nefsinin dinini yaşıyor kula kulluk moda kim Hz Ömer misali yaşamış ondan sonra bugünün kılavuzları karga kılavuzlar.Ey Müslüman haramlara dalmadığın sürece, ifrat tefrite girmediğin sürece ,kafir ve zalimleri şirki küfrü zülmü iğrençliği hoş görmeyecek,Kuran ve sünneti ders alacak ve yaşayacaksın sen islamın hakkını vermeye muvaffak olursan bu Dünyada Cennet Ahiretinde Cennet olacak inşallah işte o zaman inatçı kafir ve zalimlerde hakikati görecek belki çoklarıda imana gelecek.Ahireti için çalışmayanın Dünyevi işleri düzene girmez.Hz.Ömer ra ALLAH cc dinini düzelten kişinin dünyasında düzeltir Hz Ali ra.
Bir horoz öttü diye sabah olmadı,bir çiçek açtı diye bahar gelmedi bir ışık yandı diye karanlıklar aydınlanmadı, Peygamberimiz asm ortaya çıktığı gün o cahiliye toplumu asrı saadeti yaşamadı tam 23 yıllık büyük çilelerle İslam toplumu inşa edildi Kuran mucizesi hayata kazandırıldı evet bugünün İslam Dünyasının etiketi Müslüman her fitneden şeytandan haramdan şirk küfür ve zülümden arınmış bir Dünya için selameti iman için Kuran ve sünnetteki hakiki müminler olacağızki yeniden inanıyorsanız üstünsünüz ayetinin muhatabı olalım.islam Dünyasını iyilikle ıslah et Müslüman Kuran ve sünnet ile tanışın Ahlaki seciyeler gün yüzüne çıksın haramlardan arınalım Tevhidin nuru mahlukatını yeniden kuşatsın iyiler ayıklansın,masum mazlumun yüzü gülsün ebedi hayatımız kurtulsun Dünyamızda taşıyabileceğimiz gibi olsun inşallah.Ey namazları cem eden toptancı ,ey nefsim sende uyan.
Ya Rabbi bir güzel söz ,bir güzel fiil varsa ,Ahlaki,Adaletli,Vicdanlı ,Dürüst olabiliyorsak,bir güzel nimet tattırıyorsan iman ve islamı ders alıp şahsımızda yaşıyabiliyorsak senin hazinendendir sonsuz Elhamdülillah.Ehli imana şifasını Kuran ve sünnetin rahmetiyle ile ver ve bizleri liyakatlı kıl günahlarımızdan ve her fitneden her şeytandan arındır ,rızana erdir.
Gözleri dolu dolu bana bakan köpeğe yem verdim açlığı her halinden belliydi Köpekteki empatiye bak hele kendisi aç iken bile verdiğim yemeği arkadaşıyla paylaşmasını bildi banada iyi ders verdi.Osmanlının son zamanlarının açık fitnelerinden biride o şeyhin malı bu şeyhin malı oluşumudur kula kulluktur.Cumhuriyet Türkiyesini tüketende kula kulluk nefse kulluk haramlara kulluktur.İpini koparan İSLAM'A saldırıyor İslam'a saldıranları
EL-KAHHAR isminle kahret ALLAH'IM
Ey insan evladı Herkes için Adaletli olursan ve zalimi kayırıp masum mazlumu güzellikleri yakmazsan o Adalet ilahi Adalettir sen masumda olsan zalime sermaye olursan ve buna rağmen zalimleri hoş görürsen bu da aptallığın tavan yapmasıdır.Zalimler Yezidler kazandı bu Dünyada kafirlere insi cinni şeytanlara rant uğruna Hz.Hüseyin ra ları 72 yakını masum mazlumu ve Medinede vurulan katledilen tecavüze uğrayan masum mazlumu ve tarih boyu zalim kafir insi cinni şeytanların uğruna kula kulluğu en doğru yol belleyen din hırsızı zülüm ehli, nice iyilere güzelliklere Cehennemi yaşattı o kafir ve zalimleri sorgulamayan kuvvet veren aptallar haklıda peşine koştukları haramzade firavun kafalı din hırsızları haklıda, ömür boyu zehirlenen nice güzelim kul cehennemlik.Sorarsan Mehdi Ahirzaman gelecek Alemi Adaletle dolduracak belki birileri için çözüm olabilir ama benim için değil ben Mehdinin düşmanı değilim kuluda değilim Mehdi deccal endeksli dinde benim dinim değil .Benim iman ettiğim dinin temelinde güzel Ahlak ilahi Adalet Kuran ve sünnet hepsinin üstünde Allah cc ve Resulünün asm rızası esastır kimsenin hevesi değil,benim yaşadıklarımda esas olamaz masum mazlumu şerrimden koru ya Rabbi Herhalde bugüne kadar çok konuştum belki Adaletli Ahlaklı vicdanlı dürüst hareket edemedim hakkıyla artık Din gününün sahibi boynuzsuz koyunun hakkını boynuzlu koyundan alacak olan ALLAH cc ın Resulünün asm rızası konuşsun Kuran sünnet konuşsun benide Müslüman kabul etmişlerse kulluğa ümmetine layık görmüşlerse Elhamdülillah.Kuran ve sünnetin hakkını vermeyen verecek özelliği olmayan kula kulluğun ruhbanlığın esas olduğu her hizip doğru müminlerinde nice güzelliklerinde kurani hukukunda İslam kardeşliğinin katilidir boşuna günah keçisi aramasınlar hiçbiri samimi değil kul hakkı yemekte moda her fitneyide barındırıyorlar zaten insi cinni şeytanların ruh ikizi olmuş onlar için çalışıyorlar.
Japonların uzun ve mutlu yaşama sırrı ikigai prensipleri:-1- Daima aktif ol emekli olma-2-Acele etme sabırlı ol.-3- Karnını asla tam doyurma-4-Etrafında iyi dostlara yer aç-5-Egzersizleri hayatının bir parçası haline getir-6-Gülümse ve şükret-7-istediğin şeyi yapmak için çabala -8-Anı yaşamaya çalış-9-Hayatında farklı alternatifleri bulundur-10-Doğayla bağlantı kur.
Kur'an-Sünnet demek, Resulullah'ın hayatı demek.
O'na dünyalık teklif edildiğinde
"Bir elime ayı-diğer elime güneşi verseniz, bu davadan taviz vermem!" sözü-duruşu demek...
Sahabenin hayatı demek.
Yamalı elbiseli ve çıplak ayakla iken halifelik yapan Hz Ömer'in "Ben Nüşirevan'dan daha adilim" sözü-duruşu demek...
"Fırat kıyısında bir deve helak olsa, Allah bunu Ömer’den sorar diye korkarım.” inancı demek...
Kerbela'da başını vermek pahasına, Tevhid'den-bu davadan taviz vermeyen Hz. Hüseyin demek...
Kadılık makamı teklif edildiğinde, zindana düşmek-şehit olmak pahasına reddeden İmam-ı Azam olmak demek...
Asla İslam'dan ödün vermek-şirk ile uzlaşmak-dünyalık biriktirmek değil...
Zulümden uzak olmak, haksızlık yapmamak, zalimden uzak olmak demek...
Zayıfları korumak,adil olmak demek...
Kul hakkına girmemek demek...
Ahireti düşünmek-ahiretçi olmak-demek...
Dürüst olmak demek...
Kısacası Kur'an ve Sünnet'te ki hayatı yaşamak-İslam'a kayıtsız şartsız teslim olmaktır...
Kur'an-Sünnette olmak bedel ister...
Etiketle olmaz...
Ölene dek veya şehit oluncaya dek gayret-elif gibi dimdik durmak ister...
Selam olsun olabilenlere...
Hakkı savunuyoruzda ne derece o şereflilere liyakatlı gerçek müminleriz ancak Hakkı savunuyorsak günahkarda olsak Adaletliyiz inşallah bizim işimiz karınca ve kuşun nemrutun yaktığı ateşi söndürmek için su taşıması misali büyük yangınları külli irade söndürecek inşallah diyoruzda sesimiz cılız belki işlediğimiz her günah değer verdiğimiz içi kof sözde evliyalar çıkıyor bilmeden zülüm ehli oluyoruz piyasa münafık ve kafirlerin haramzadelerin putların tekelinde Dünyanın kafir ve zalimlerinin ALLAH(cc) hakkından gelsin diyoruz nasıl ki bizden kat kat hayırlı Hz .Hüseyin(ra)lar Medinede katledilen sahabiler ashabı kiram İmamı Azamlar küfre zülme şirke boyun eğmeden her cefaya katlanmış herhalde bizimde büyük bedeller ödememiz lazım öyle bedavadan zikir ve dua ile ve yaşamadığın şeyleri anlatmakla o şerefli kullara yetişemeyiz.Masum mazlumu bize mahküm etme ya Rabbi.
Ya Rabbi helal rızık peşinde olanların helaliyle yetinen ticaret erbabının ve insanlığı temiz gıdalarla buluşturanların bereketini arttır Dünya ve Ahiret huzuruna erdir.Amin.
Osmanlı 621 yıl saltanat sürdü temelinde Edep Ahlak Adalet Cihad ruhu vardı.Türkiyeninse temelinde zülüm şirk küfür ve haram var insi cinni şeytanlar var kendi değerlerini inkar var 100 yıllık bir deccalizim var bugün sorarsan aslına dönüş çabaları var ama 100 yılın kirliliği her kesime bulaşmış ömrü kısa çünkü temel bozuk.Bu Asrın bir güzel tarafıda kitle iletişim araçları internet ,tv,telefon ancak faydalı ve Ahlaki yönüyle insanlığa yararlı.Hiçbir zaman Mehdide olmak istemem deccalda olmak istemem ikisininde işi zor.Her mümin Mehdi gibi kıymetli.İnsanlığın felaketine çalışan her azgın münafık kafir kezzap deccalizmin temsilcisidir deccallığa adaydır.Ey insanlık tarihinde Tevhidin nurundan nasiplenenler ey güzel değerlerin aşığı güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli helal namuslu dürüst insanlar iyilerle dostluğu yaşatmaya çalışanlar hayatınıza sokulan pisliklerin sizinle alakası yoktur sizin vazifeniz bütün o pisliklere karşı devamlı mücadeledir silahımız zırhımız kuran ve sünnete uygun her hayır ibadet ve duadır o pisliklerse her yanlış işimizle her yanlış ilişkimizle beslenen belki haram yaşantımızlada kuvvet bulan nefis ve insi cinni şeytanlardır kula kulluğun moda olduğu firavunların çoğaldığı bu asrın kaderini insi cinni şeytanlar ve güdümündeki din şarlatanları yazdı ALLAH cc ile alakası yok çünkü zemin hazırdı cahil çoktu.Saf insanlar din adına dünya adına felsefe üreten ve insanlığa ders veren herkese ne söylendiyse inandı haliyle düşünen Akıllı şuurlu insanlar yerine papağan koyun sürüsü doğdu.Kıyamet başta çok çalışıp çok tahribat yapanların başlarına kopacak kimse helalinden rızkını arayanları günah keçisi yapmaya kalkmasın.Bozuk felsefelerle haram yaşantılarıyle hak hukuk çiğnediler zalim tasarruflarlada insanlık zehirleniyor.Ben arı gibi olmak istiyorum duyduğum her sözün yaşadığım her olayın karşılaştığım her insanın haliyle bütün hayatımın okuduğum kuran ve sünnetin haricindeki her eserin kuran sünnet süzgecinden pozitif yönünü alırım Kuran ve sünnetin tamamını çünkü o Vahyin ilmi ona teslim olmak ise ALLAH cc ve Resulüne asm imandır.Adam olmak isteyende önce Vahyin mesajı Kuran ve Sünnetin ölçülerini ders alsın yaşasın öyle örnek olsun herşeye o gözle baksın hakikati ders alsın.Elmalılı Hamdi Yazır,Mehmet Akif gibiler ilmini konuşturdu nazım hikmetler aziz nesinler yaşar kemaller Orhan pamuklar atetürkler inönüler zülmünü konuşturdu.sait nursiler ise insanlığı kolektif bir ruh yapısına herşeyi hırsızlama bir hayatla iyisiyle felsefesiyle cinayetleriyle karışık eseriyle bu asrın kaderini yazdı evet insanlık kimliksiz ve kişiliksiz yaşadı rant insi cinni şeytanlara. Koyun sürüsü saf Anadolu insanı sermaye düşünen hakikati arayan ALLAH cc ın kitabını Resülünün sünnetini ders aldı en güzel kişiliğe kavuştu inşallah.Rasûlullâh Sallâllahu Âleyhi Vesellem Efendimize "İnsanların cennete girmesine en çok vesile olan şey nedir?" diye soruldu." Allah 'dan korkmak ve güzel ahlâktır." buyurdular. (Hadis i Şerif, Sünen i Tirmizi)
Ben sait nursi gibi yazdıklarım İlhami ilahidir deyip yanlışlarımıda ALLAH(cc)a mal eden ve Rabbime iftira atanlardan değilim.Ancak eğer pozitif manada bir şeyler yazıyorsam şüphesiz ALLAH(cc) ın verdiği Akıl şuur düşünce tecrübe ve okuduğum başta Kuran ve sünnete ait fikirler sonrada mümin kullardan ettiğim istifadelerin ürünü Rabbimin ihsanı ben milletin ruhuyla kumar oynayan dinci dinsiz her pislik şahsiyetten ALLAH(cc)a sığınıyorum hayatımda cahilken kullanan çok oldu yaşadığım musibetlerle bir derece Aklım başıma geldi Doğru müminlerle kuran ve sünnetin hakikatleriylede bir derece hakikati buldum ama yetmez.
Sadece dua ile iş bitmiyor birazda hak edeceksin.Kimsenin torpiliylede kurtuluş yok.ALLAH cc Güzel Ahlaklı vicdanlı dürüst helal namuslu Adaletli kuran ve sünnete uygun bir yaşam istiyor.İmansız kurtuluş hiç yok ebedi cehennem var.Ey insan kibrit ateşine dayanamıyorsun ebedi cehennemlik tehdidine kayıtsız kalıyorsun.Ben nimet yeyiciyim nimet verici değil.Ey diyanet rutin hutbelerle bu millete bir ruh kazandıramazsın ne zaman ALLAH cc a ve Resulüne asm en yüksek muhabbeti tevcih etmenin doğru imanın zarureti olduğuna tarih boyu cinlerin güdümündeki dincilerle ruhbanlıkla kula kullukla kurtuluş olmadığını.gerçek kurtuluşun ancak ALLAH cc a has kılınmış bir din anlayışıyla güzel Ahlakla helal namuslu vicdanlı Merhametli Adaletli iyilere karşı sevgi dolu kötü Ahlaklı tiplerden uzak, doğruluğundan şaşmayan Empati yapabilen islama saygılı herkesle iyi geçinen ,şirk,küfür,zülüm ehli haramzadelere karşı nefsine şeytana karşı devamlı teyakkuzda zalimlere Rahmet okuyarak değilde İslami anlatarak güzel örnek olarak nefsini satın almanın gayretinde,Kul hakkı yemeden yaşayan ve ALLAH cc ın Resulünün asm Kurani mananın hukukunu çiğnemeyen hakiki müminler olmadıkça kurtuluş yok diyeceksin Kuranın ruhunu anlatacaksın şerefli ALLAH cc askerlerinin çilelerini mümin duruşlarını ders vereceksinizki şuurlansınlar sadece zikirle dua ile yollar aşılmaz.Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH cc ın dır şuuruyla farzları yaparak masum mazlumun derdini dert edinip hayvanata doğayada sahip çıkarak.O zaman sana gerici yobaz diyecekler gericilik haramlara dalmaktır Cehenneme koşmaktır yoksa Cehennemden kurtulma çabası ebedi Cennete Cemalullaha müştak ve sonsuz saadete çalışmakla ancak Akıllı insanların işi olduğunu anlatacaksın. İnsanların ayıbı melun şeytanın ve o günahlara şahid olmuş şeytani karakterlerin ısrarla çalıştırdığı şeylerdir ancak o günahlar masum mazluma bela ediliyorsa orada gadabı ilahi eksik olmaz.
Tayyip Erdoğanda Atatürk ve İnönü gibi olursa her halde başımıza kıyamet kopar.Onun için yanlışlarına ivme kazandırmak yerine doğrularını teşvik edelim
Yolunda bir ağaç gibi dimdik gururla yürü,arkanda dağ varmış gibi güçlü ol. Sabah seheri gibi yumuşak ol.Kalbindeki sevgiyi koru.Güzel günler seni bulacağına inan ve öyle yaşa,Kızıldereli yasası.Bende diyorumki Ya Rabbi güzel ruhlu kullarını kuran sünnet ikliminde buluştur hidayeti nasip et engel olan şirk,küfür,zülüm ehli haramzade pisliklerden arındır hak tecelli etsin.
Sezen aksu ömrü boyu nefsani şeytani iklimin insanı insanları zehirlemekten başka misyonu olmayan pislik güneş gibi kendini lanse eden bedbaht zalim güneş bararken kızıldır demişler. Havva Anamıza zalimane saldırısı ne derece şeytanlaştığının bariz göstergesi su testisi su yolunda kırılır layığını bulsun.
Ehli imana ehli namusa masum mazluma zulmetmekten ,günahlarımın ve ruhuma musallat münafık kafir şeytani pisliklerin deccalizmin şerrinden ALLAH cc a sığınırım Ya Rabbi bizi iyilikle ıslah et mümkün değilse tokatla kurani Hukuku Senin ve Resulünün asm Hukukunu çiğnetme bizim için iyilik düşünen iyileride zarara uğratma.Çirkin günahlarım bir masum mazluma bela olmasın inşallah.Halilim haramlardan uzak kötü Ahlaklı tiplerden uzak kalmadığın sürece belasın unutma.Kimseyle uğraşma kendin ile uğraş.Ey nefsim seni dinledim sana uydum helak oldum,melun şeytanlar bayram etti şerrinden ALLAH cc kurtarsın cümle alakadar olduğum değer verdiğin kullarınıda benide.Sonra islama az çok pozitif katkısı olmuş insanların ayıplarıyla çok uğraştım kendi kusurlarımı hiç görmedim gafletime dalaletime,zülmüme aptallığıma kılıf aradım.sorarsan en Akıllısı en doğrusu bendim ya Rabbi şerrimden sana sığınırım. Haliyle hoş olmayan çok şeyler yaşadım.Her ne kadar güzel şeyler yazsanda hakkını vermediğin için nefsanisin bu cihetinle karga kılavuzsun.Belki tavsiyelerinle ışıksın ancak olgun bir nefis sahibi olmadığın için haramları hafife alıyor kendi kendinede zülmediyorsun belki yangınlara malzeme oluyorsun ey nefis haddini bil zalimliğin sonu cehennemdir.Ey islamın tebliğcileri zalimlere Rahmet okumayın sadece güzel örnek olun hakikati anlatın.Dua ile insan bozulurmu? Evet haramzadelerin ibadetle alakası olmayanın fesad kimsenin fasıkın münafıkın duası insanın otokontrölünü bozar ruhunun pozitif birikimini tüketir,en iyiside olsan kirlenirsin.Öylelerle arkadaş olmayacaksın.Kişinin dini arkadaşının dini gibi olur .H.Şerif.Şişirilmeyede gelmez lağvedilmeyede bu zamanın din şarlatanlarınında,insi cinni şeytanlarında şekillendirdiği insanlar.Ey Müslüman sen nefsine dön,kula kul olma,kapını temizle.Dinini yalnızca ALLAH cc a has kılan mümin kul ol.Haramlardan uzak,kötü Ahlaklı tiplerden uzak ol.
Herşeyi kendileri biliyor cinlerin güdümündeki şarlatan sahte evliyalar.
Bakınız Fatıma validemiz cennetteki komşusunu merak ediyor ve Peygamber Efendimiz’e soruyor. “falan yerdeki hatundur.”buyuruyor. Bunun üzerine Fatıma Validemiz oraya gidiyor. Kapıyı çalıyor. İçeriden yaşlı bir kadın “ kim o?” deyince Fatıma Validemiz: “Ben Rasulullah’ın kızı Fatıma’yım. Açar mısınız? Sizi ziyarete geldim.” Diyor. Kadın: “ Kusura bakma Ya Fatıma! Beyimden izin almadan seni içeriye alamam.” Diyor. Fatıma Validemiz geri dönüyor. Ertesi gün tekrar geliyor. Kadın yanında kim var diye soruyor. Fatıma Validemiz: “oğlum Hasan var” diyor. Kadın: “ kusura bakma Ya Fatıma oğlun için izin almadım.” Diyor. Tekrar geri dönüyor. Ertesi gün olunca içeriye giriyor. Bir de bakıyor ki kadın genç. “Ey kadın! Sesin yaşlı bir hanım sesi gibi geliyor.” Deyince “Ya Fatıma! Olur ya kapıya bir erkek gelir. Sesimi duyunca şehvet hisleri kabarır. Onun için dilimin altına taş koyuyorum ki sesim kalın çıksın diye” diyor. Bunun üzerine Fatıma Validemiz cennetteki komşusunun nasıl bir halde olduğunu anlıyor.
İyilere kambur olma doğru imanın,ilmin,itikadın ve doğru işin,doğru arkadaşların olsun sende doğru olmaya çalış,haramlara dalma kötü Ahlaklı tiplerden uzak ol dengeli daima nefsini sorgulaki bir anormallik yaşama çokça tövbe et güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli helal namuslu dürüst ol.ALLAH cc için yapılan Cihaddan kaçmayacaksın nefsin ile cihadı hiçbir zaman terk etmeyeceksin,musibetten başını kurtaramazsın şereflilerin kardeşliğinden mahrum kalır,şerefsizlere kul köle olursun.Musibetten yanlış işlerden başını kurtaramazsın negatif karakterin gelecek nesillere siyaret eder zalimlere kardeş olursun belki her yanlışın senide yakar azabada düçar olursun.Nefsini temizle güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli helal namuslu dürüst dengeli cesur iyilere karşı sevgi dolu ol.Şirke,küfre,zülme,haramlara ,nefsine karşı dik duruşun olsun ,kötü karakterden arınmaya çalış dünya muhabbetinden kurtul.Nefsani olduğun her demde geri gidersin.Mekke Medine gibi mübarek mekanlarda günah işliyebiliyorsan ve birşeyler tersine gidiyorsa suçlu sensin ey Müslüman nefsine dön.ALLAH cc ın Resulünün asm Kurani mananın hukukunu çiğnemekten ALLAH cc a sığın,ilişkilerini gözden geçir şirk, küfür, zülüm ve haramlardan arın iyileri masum mazlumu koruması için ALLAH cc a dua et çokça tövbe et.Gafletli musibetli bir geçmişin varsa kendi şerrindende alakadar olduğun münafık kafir şeytanı pisliklerden ALLAH cc a sığın Dünyevi bir ruh olmaktan arınmaya bak karga kılavuzlardanda kurtulmaya çalış.Aslında hayatının her döneminde nefsinle mürakabeyi terk etme insi cinni şeytanlardan günahlarından arınmaya bak çokça tövbe et kula kul olma nefsine kul olma melun şeytanı dinleme iyilerin hukukunu gözet kuran ve sünnetin ölçüleri ile yaşayıp güzel örnek olmaya çalış.
Madem yalnız benim bildiğim doğrudur ölçüsüde münafıklıktır.İlim adına ne biliyorsun deseler ;Hiçbir şey bilmediğimi biliyorum derim.Veya imamı Azamın dediği gibi bilmediklerimi ayağımın altına koysalar başım Arşa değerdi derim.Hem ilim adına bir şey söylendiğinde eğer bilgin yoksa bilmiyorum demekte en güzel fazilettir.Ancak bildiğin bir şey sana sorulduğunda gizlemekte cinayettir.Sonra sait nursi gibi risalei nurları okuyan bu zamanın mühim bir Alimi olur sözünede itibar etmiyorum.Eğer yaşantında fitneler felsefeler haramlar ,insi cinni şeytanlar eksik değilse Alim olmaktan ziyade zalimsin.Ben haddimi bilmek isterim bir sürü fitnelere maruz kalmış biri olarak ne anlatırsam anlatayım ehli sünnet Alimi sıfatını şahsıma layık görmüyorum ve kendim için sadece araştırmacı yazar diyorum belki bu çöplük zamanda kış mevsiminde açmış kardelen çiçeği yakıştırması yapıyorum rızai ilahiyi her dem arıyorum affet ya Rabbi zerre günahımı bir masum mazluma bela etme.Melun şeytan zalim nefis ve başıma bela pislikler her günahım yaşadığım her fitne her dem şerlerinden ALLAH(cc)a sığınırım Rabbimiz zülmetmekten zülme uğraman fitne olmaktan fitnelere rıza göstermekten sana sığınırız.Kadın ve kızlarımız adına bu zamanda çıplaklık nefisleri azdıran ruhları bozan ve Ahlakı imanı zaafa uğratan büyük bir fitnedir.
Kainatta birtek ALLAH(cc) var Anayasasıda Kurani ölçülerdir hevasını Rab edinen her zalimin hakkından gelecek sonsuz Kudrettir Nefis sahibi herkesin teker teker hesabını görecek belki azgınları topyekün helak edecek.Cümle masum mazlumu güzelim kullarını sinesine çeksin kurtarsın inşallah.
Bir yanda zalimin zülmü,terör ,savaş ,diğer yanda soğuk ve açlık,küçük bedenlerde titrek bakış ve yalın ayaklı bir anne .Ya Rabbi mazlumun Dünyasında zülüm kol geziyorken ,kıyamet kopuyorken zalime yatağında rahat yüzü gösterme. Azgın zalimleri Kahhar elinle kahreyle Deccalizimin zerratını kahreyle melun şeytani karakterleri haramın,şirkin,zülmün,iğrençliğin küfrün düzenini kahreyle
Kadın ve kızlarımız adına bu zamanda çıplaklık nefisleri azdıran ruhları bozan ve Ahlakı imanı zaafa uğratan büyük bir fitnedir.İnsi cinni şeytanların ve zalim Dünya düzeninin şeytanında rant edindiği tağut bir coğrafyaya ivme kazandırıyor Cehenneme yolculuk yapmak Akıl karımı uyanın gafil analar bacılar sizin ecdadınız bu değildi sizde bu olamazsınız size örtünmeyi itici gösteren nefis ve şeytandır ve zamanın fitneleridir.Hiçbir haram hiçbir zaman çare olamaz,şifa olamaz.Kurani hakikatlere sırtını çevirmekten zalimlere kafirlere haramzadelere rant uğruna güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli helal namuslu dürüst dengeli iyilere doğru değerlere gönül vermiş insanları yakmak kul hakkı yemektir zülümdür iyiler düştüğünde günah keçisi muamelesi gördüğü ve yıllarca dışlandığı zalim bir asırda yaşıyoruz.Ben kimseden vefa beklemiyorum yıllardır en küçük günahım bile dehşetli cezalandırıldı bugün hala ibadetimi yapabiliyorsam ALLAH cc beni hak sahibi bir Müslüman gördüğü içindir bugünkü Dünyada en çok başta ALLAH cc ve Resulü asm olmak üzere hakiki müminlerin ve iyilerin Hukuku çiğneniyor.iyiler kötülere feda edildiği için ve kötülerde çare diye satıldığı için iyiler kötü kötüler iyi diye anıldığı için Kainat yok olacak
Hayatımın artıları ALLAH(cc)ın ve bana dua eden kıymet değer veren iyilerin.Hayatımın eksileri yanlış işlerimin ,nefsimin,insi cinni şeytanların.
Zalimler zülmeder kaderi ilahi Adalet eder demişlerde hiçbir suçu olmayan ve bu Dünyada gözlerini açtığında zülümden başka bir şey görmeyen masum mazlumun Hakkını nasıl ALLAH(cc) ın yazdığı bir kadere bağlayacaksın.
Cennette 12400 eş müminlere verilecek diye zikredilen hadis olduğu söylenen söz şeytanın tuzağı.Öyle inanan çokları hem rezil hem sefil hem fitne oldu
Ne güller soldu,ne bülbüller sustu, ne abidler helak oldu hala caniler kahraman Cümle insi cinni şeytanlar kahrolsun.Cümle masum mazlum güzellikleri ALLAH(cc) kurtarsın inşallah.Sende zalimlerdensin Ahlak,Adalet ve Vicdan yoksulu gafil kul,sözde Müslüman haramda yüzen bedbaht ruh.
İnsan olmayı bir derece becerdik inşallahta,ne kadar müslümanız sorgulanır
Her şeyden önce felsefe hurafelere bozuk bir akla, İslâm ise nakle (yani Kur’ân ve Sünnet’e) istinâd eder.Kuran ve Sünnet ise ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) Aklının ürünüdür insanın Aklına hitap eder .Hem Akla hem nakle istinâd eden derin bir tefekkür sistemi olan İslâm ile, bozuk bir akla heveslere hurafelere dayanan felsefe arasında, gâye ve hedef itibariyle benzerlik olsa da, metod, vâsıta ve salâhiyet bakımından büyük bir fark mevcuttur. İslâm,Tevhide ve Vahye dayanan bir akla büyük bir değer verir. Onu, Allah katında mes’ûl sayılmanın iki temel şartından biri olarak kabul eder.1 Akla bu derecede ehemmiyet veren İslâm, mü’minleri her vesîleyle, hayatın hakikatlerini ve ilâhî beyanların hikmetlerini tefekküre yönlendirir. Lâkin, bu hikmet ve hakikatleri idrâkte, insan aklının zaaf ve kifâyetsizliği Cenâb-ı Hakk’ın mâlûmu olduğundan, tarih boyunca -rivâyete göre- 124 bin küsur peygamber göndererek Rabbimiz, insanı hiçbir zaman uyarıcısız bırakmamıştır. Yine insanlığı hakikate ulaştırmak için suhuf ve kitaplar vahyetmiştir. Bu keyfiyet bile, aklın hakka ve hayra, yani doğruya ve gerçeğe ulaşmada tek başına yeterli olmadığını göstermeye kâfîdir.
Zira akıl bu hususta yeterli bir vâsıta olsaydı, Cenâb-ı Hak insanlığa bunca peygamber ve kitap göndermezdi.Peygamberler, bütün insanlık için, Allâh’ın en büyük nîmetidir. Zira en büyük hakikatler, Allâh’ın kendilerine peygamberlik lûtfettiği müstesnâ kullarının aracılığı olmadan öğrenilemez.
Hâlbuki felsefe ve benzeri yollar, peygamberlerin tebliğ ve irşâdı olmadan, kendi gayretleriyle, hakikati anlamak iddiâsındadırlar. Lâkin insanlar, peygamberlerin hiçbir dünyevî karşılık beklemeden, Allâh’ın zât ve sıfatları hakkında verdikleri o muhteşem ilmin bir zerresini, binlerce senelik felsefî düşünce, araştırma, inceleme, müşâhede ve nefsi arındırma yoluyla bile elde edemezler.Ayrıca bir hakikattir ki, felsefi bozuk aklın ortaya koyduğu bilgiler; şüphe, tereddüt, hatâ, noksanlık ve yanılma tehlikelerinden hiçbir zaman tam olarak arınmış olamaz. Zira felsefi bozuk akıl; kanaatlerin, kalıplaşmış düşüncelerin ve dış çevreden gelen müsbet ve menfî telkinlerin az veya çok, ama mutlakâ tesiri altında kalır. Hırs, öfke, heves,nefsani, düşünceler gibi zaaflardan; unutma, dalgınlık ve hatâ gibi kusurlardan bütünüyle kurtulamaz. Onun ulaştığı pek çok hüküm, bu dış renklerle boyanmış ve karışmış olarak ortaya çıkar. Yani akıl,vahyin ilmini ders alıp lokomotif yapmadığı sürece hatâsız bir kaynak değildir.
Ya Rabbi sen Kuran ve sünnetle ve Kainattaki güzel sanatlı harika eserlerinle hikmetli işlerinle en güzel dersini vermişsin .En güzel Adaleti yapmayada muktedirsin bizi zülmetmekten zülme uğramaktan koru rızana uygun yaşat,İman ile öldür.Kaldıramıyorsan kul hakkına giriyorsan kurani Hukuku çiğniyorsan ,haramlara dalıyorsan iyiside yüktür kötüsüde yüktür.Diyanet işleri başkanı Prf.Ali ERBAŞ açlık en güzel ibadettir demiş fakir fukaraya sorarsan nasihat etmiş. Ey hocaların hocası tepki toplayacak gibi söz sarfetmesende geneli kapsayacak gibi nefis terbiyesi en büyük ibadettir desen daha iyi olmazmıydı.Fakir zaten istesede istemesede bir şekilde açlıkla nefsini teskin ediyor .Asıl sen trilyonluk makam aracının hesabını yapta nefsani konuşma.Hak dinin kuran ve sünnetin ölçüleri nasihati tesir etmiyorsa nefislerin terbiyesi satın alınması kötü Ahlaklı olmaktan arınmak şart.Her günahımdan ruhuma musallat her pislikten ALLAH cc a sığınırım..ALLAH cc ta kusur arıyan ve ehli imana iyilere düşman olanlar,yobaz zalimler nefisleri azgın, Akıldan istifa etmiş Kurani şuurdan uzak Kurani ölçüleren habersiz kula kul olmuş nefsine belki şeytana kul olmuş cehennem yolcularıdır.Ancak ölene kadar tövbe kapısı açıktır.İman edip hayırlı amel işleyenlere altlarından ırmaklar akan cennetler vardır.Ayeti kerime.Kimsenin birşeyini görme kendinle uğraş.Şirke, küfre,zülme iğrençliğe haramlara karşı doğru duruşun olsun insanlarla uğraşma,zararını gördüğün taşıyamadığın tiplerle mesafeli ol.Ey iman edenler siz kendinize bakın siz doğru yolda iseniz sapıtanlar size zarar veremez.Ayeti kerime.Değeri olan hiçbirşey benim değil temiz olan güzel olan değerli olan herşey ALLAH cc ın hazinesindendir şükür ister. Çirkinlikler haramlar olumsuz giden herşey her fitne her musibet insi cinni şeytanların ve kirli nefsin ürünüdür.Ruhunda negatif kişilikler olduğu sürece öylelerin günahınıda sana ödetirler doğru işlerin olsun iyilerle ,hayatına artı katacak insanlarla beraber ol,günahlarına çokça tövbe et.ALLAH cc tan hakkında hayırlısını iste Hasbünallahü Venimel Vekil ALLAH cc ne güzel vekildir zikrini ihmal etme.Sadece başkalarının duasıyla kurtulamazsın seninde ibadetin,hayrın ,güzel fiillerin,haramlardan uzak temiz yaşantın olacak,seninde hayırlı duaların olacak .Hayatıma büyük günahları sokanın ALLAH cc layığını versin ben sokuyorsam benim layığımı versin.
Her hakiki mümin kurani ölçülere teslim olan kul,Mehdi gibi kıymetli.Her şeytana tabi olmuş azgın münafık,kafir,mürted,müşrik deccal kadar beladır. her şeyi bütünüyle kendileri biliyor sahte evliyalar,haliyle fitneler tam gaz.
Pakistanlı Doktor İşan Hüseyin'in ibretlik hikayesi
Ünlü doktor yaptıgı büyük hizmetlerden dolayı ödül almak icin
Uluslararası bir konferansa gidiyordu.Uçağa bindi ancak havada
Bir arıza olmuş ve yıldırım çarpması sonucu ucak en yakın
Havaalanına inmek zorunda kalmıştı.Bir sonraki ucak 16 saat sonra Kalkacakdı.Sinirlendi ve "O toplantıya muhakkak yetişmem lazım. 16 saat bekleyemem" diye bağırdı.
Görevliler gideceği şehrin 6 saat uzaklıkta olduğunu ve isterse araba
kiralayarak gidebileceğini söylediler.
Acele yola çıktı ama aksilik bu sefer de yolda şiddetli yağmurdan
göz gözü görmez olmuş ve selden dolayı araç gidemez olmuştu.
Yol kenarında eski bir evin kapısını çalıp hızla içeri girdi.
Yaşlı bir kadın içeride oturuyordu. Süratle ona sinirlendi ve
Telefonu verir misin telefon etmem lazım dediğinde kadın tebessüm
ederek dedi ki: Görmüyor musun evladım ne telefonu. Burada ne
telefon ne de elektrik var. Geç az dinlen, yemek ye, çay iç sonra
düşünürsün bu işleri
Adam çaresiz az ısınarak yemek yedi ve çayını yudumlarken yaşlı
kadın namaz kılıp uzun uzun dualar etti.
Dikkatle baktığında kadının bir beşiği salladığını ve beşikte
çok küçük bir bebeğin hareketsiz durduğunu gördü.
"Kimin bu bebek anacığım? Hayırdır bu kadar uzun ağlayarak dua ettin"
Yaşlı kadın:
"Hem annesi hem de babasından yetim olan torunumdur. Ağır hastalığı var.
Bölgedeki hiçbir doktor çaresini bulamadı. İşan Hüseyni adlı bir doktor var.
Çaresi ondadır dediler. Ancak çok uzakta olduğundan birkaç gündür ALLAH'a dua ediyorum ki ALLAH bu bebeğin işini kolaylaştırsın.
- Doktor Hüseyni ağlayarak dedi ki "Kalk anacığım. ALLAH senin duanı kabul etti.Senin duan yıldırımlar çaktırıp uçağı yere indirdi. Seller akıttı ve
sonunda beni size ulaştırdı. Dr. İşan Hüseyni benim.
ALLAH'ın kullarına böylece isteğini ulaştıracağına kalpten iman ettim. Bütün yollar kapanınca yeri göğü yaratana sığın..
Ey Müslüman ALLAH(cc)a kul ol,kula kul olma.Kuran ve sünneti öğren ve yaşamaya çalış.Karga kılavuzlar yılandır ,Yılanın koruduğu insanın akibeti ne olur.Belki senin pozitif birikimini iflas ettirir sefilleri yaşarsın fitne olursun.
Kendi canının yanmasını umursamadan, iyilik yapmaktan vazgeçmeyen güzel kalpli "hayvan". Bazı "insan"ların senden öğreneceği çok şey var!...
Zaman zaman labirentler içinde mahkümüz ,yılanı bile öldürenler cezalandırılıyor bu Dünyada hele kendide birilerini sokmuşsa.
Pozitif birikimi yüksek insanları kafir görmek isteyenlerin ilki şeytandır,sonrada şeytana çalışanlardır.İnsanları günahları yüzünden cezalandırmak bizim haddimize düşmez diyen bir dinin mensubuyuz.Yanlış yapanı uyarmak vazifemiz ancak ısrar ediyorsa ALLAH cc a havale edersin.Alakadar olduğum iyileri masum mazlum güzellikleri günahlarımın şerrinden de ruhuma musallat her pisliktende koru ya Rabbi.Ben Adaletli olamıyorsam zararımdan değer verdiğin kullarını koru ey Adili Mutlak ALLAH cc. Halil Konakçı hocam ALLAH cc Razı olsun ebeden hocam şeytanların çakalları deccalizmin bekçileri kuduruyor sizler cesur konuşunca.Biz senden razıyız Rabbül Alemin hak yolda ayaklarını sabit kılsın her daim iyilerle ol bu günahkarın günahları siz şereflileri sarmasın.Ya Rabbi çoğumuz nimetlerini sevdiğimiz kadar seni ve dinini sevmediğinizi ispatladık hani bu ülkenin yüzde 98 i müslümandı.Kurani ölçüler vahşice çiğneniyor fitne zülüm kul hakkı yemek moda doğru iman bile kaç kişide var,Hukukullah hergün çiğneniyor haramlar hayatın temeli olmuş.Ey insan ölüm var,cehennem var .Akıllıyım sorarsan aklım olsaydı tımarhanede ne işim vardı nasihatlerime sıra gelince Yüce ALLAH cc bu güzel dini kuran ve sünneti ders verecek Akıllılar azalınca benim gibi delileride çalıştırıyor kendini Akıllı zanneden çokları uykunuz derin ölünce uyanırsınız ancak iş işten geçmiş olur.Arapların bir duası var ALLAH cc seni hayırla cezalandırsın der.Hayırla ceza nasıl olur deme kirli şahsiyetini masum mazluma yükleme hakkın olmayanı alma her ortamda Adaletli ol.ALLAH cc ın Resulünün asm kurani mananın hukukunu çiğneme sendeki iyi hallerin senden ziyade iyilerin hakkı olduğunu bil her iyi halinde onlar içinde dua et.Gelen nimetleri fakirlerle paylaş.Adaletli olmak istiyorsan harama dalma kötü Ahlaklı tiplerden uzak ol.Zaman zaman labirentler içinde mahkümüz ,yılanı bile öldürenler cezalandırılıyor bu Dünyada hele kendide birilerini sokmuşsa.Ya Ahiret hesap gününü ne kadar düşünüyoruz ve ölçülü hareket ediyoruz ne kadar Adaletliyiz
Zalimlerin nazarı,felsefesi ve tetiklemesiyle yaşadıklarımı niçin sahipleneyim zülüm,şirk,küfür,yalan,iftira,hased,sihir büyü,şeytani pislik öylelerin özelliği. Belki aldanan iyi niyetlilerde alet oluyor .Cümle masum mazlumu güzelim kullarını ALLAH(cc) korusun.
Adalet ve adil olmakla ilgili bazı ayet mealleri:
Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz. (Nahl, 16/90)
Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir. (Nisa, 4/58)
Allah, gerçekten kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O´ndan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik ettiler. Aziz ve Hakim olan O´ndan başka ilah yoktur. (Al-i İmran, 3/18)
Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. (Nisa, 4/135)
Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah´tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır. (Maide, 5/8)
Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. O´nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir. (Enam, 6/115)
De ki: "Rabbim adaletle davranmayı emretti. Her mescid yanında (secde yerinde) yüzlerinizi (O´na) doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O´na dua edin. "Başlangıçta sizi yarattığı" gibi döneceksiniz." (A'raf, 7/29)
Eğer bir kavmin ihanet edeceğinden kesin olarak korkarsan, sen de açık ve adil bir tutumla (onlarla olan anlaşma metnini ve diplomatik ilişkiyi) at. Gerçekten Allah, ihanet edenleri sevmez. (Enfal, 8/58)
Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. hiçbir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun. Allah´ın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz. (Enam, 6/152)
Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (Mümtahine, 60/8)
Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaştıkları zaman, artık onları maruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahid tutun. Şahidliği Allah için dosdoğru yerine getirin. İşte bununla, Allah´a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilir. Kim Allah´tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir. (Talak, 65/2)
Allah´ın ayetlerini inkâr edenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenler; işte onlara acıklı bir azabı müjdele. (Al-i İmran, 3/21)
Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram yiyicilerdir. Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiçbir şeyle kesin olarak zarar veremezler. Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever. (Maide, 5/42)
Musa´nın kavminden hakka ileten ve onunla adalet yapan bir topluluk vardır. (A'raf, 7/159)
Yarattıklarımızdan, hakka yöneltip-ileten ve onunla adaleti kılan (uygulayan) bir ümmet vardır. (A'raf, 7/181)
Sizin tümünüzün dönüşü O´nadır. Allah´ın vaadi bir gerçektir. İman edip salih amellerde bulunanlara, adaletle karşılık vermek için yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan O´dur. İnkâr edenler ise, küfürleri dolayısıyla, onlar için kaynar sudan bir içki ve acı bir azab vardır. (Yunus, 10/4)
Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar. (Yunus, 10/47)
Allah şu örneği verdi: İki kişi; bunlardan birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmez ve herşeyiyle efendisinin üstünde (bir yük), o, onu hangi yöne gönderse bir hayır getirmez; şimdi bu, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunanla eşit olabilir mi? (Nahl, 16/76)
Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur. Onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Ve de ki: Allah´ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adaletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle aranızda ´deliller getirerek tartışma (ya, huccete gerek)´ yoktur. Allah bizi bir araya getirip-toplayacaktır. Dönüş O´nadır." (Şura, 42/15)
Müminlerden iki topluluk çarpışacak olursa, aralarını bulup-düzeltin. Şayet biri diğerine tecavüzde bulunacak olursa, artık tecavüzde bulunanla, Allah´ın emrine dönünceye kadar savaşın; eğer sonunda (Allah´ın emrini kabul edip) dönerse, bu durumda adaletle aralarını bulun ve (her konuda) adil davranın. Şüphesiz Allah, adil olanları sever. (Hucurat, 49/9)
Tartıyı adaletle tutup-doğrultun ve tartıyı noksan tutmayın. (Rahman, 55/9)
Adalet ve adil olmakla ilgili bazı hadis mealleri:
“Çocuklarınız arasında adaletli davranın, çocuklarınız arasında adaletli davranın.” (Ebu Davud, Buyu, 80)
“Her hak sahibine hakkını ver.” (Buhari, Savm, 51)
“(Herhangi bir konuda) hakemlik yaptığınız zaman adil olun.” (Taberani, el-Mu’cemu’l-evsat, IV, 40-41)
“Devlet otoritesi en büyük hamidir(koruyucudur). Haksızlıklarla onun vasıtasıyla (yani hukuk yoluyla) mücadele edilir ve onun vasıtasıyla (tehlikelerden) korunulur. Şayet bu otoriteyi kullananlar, Allah’tan sakınmayı emreder ve adaletle hükmederlerse bu yaptıklarından sevap kazanırlar.Bunun aksine davranırlarsa (vebalini) çekerler.” (Müslim, İmare,43)
“Yönettikleri insanlara, ailelerine ve sorumlu oldukları kişilere karşı adaletli davrananlar, Allah katında, Rahman’ın yanında nurdan minberler üzerinde ağırlanacaklardır.” (Nesai, Adabu'l-kudat, 1)
Kureyşin önde gelen kabilelerinden birine mensup bir kadının yaptığı usulsüzlüklerin cezasını kaldırtmak-hafifletmek için elçi olarak gönderilen azatlısı Üsame’ye Allah Rasulü: “Sizden önceki insanlar şu yüzden helak oldular: Onların ileri gelenlerinden biri hırsızlık yaptığında onu bırakırlar, güçsüz ve zayıf biri çaldığında ise onu cezalandırırlardı. Allah’a yemin olsun ki eğer Muhammed’in kızı Fatıma hırsızlık yapsaydı onun elini keserdim.” (Buhari, Enbiya, 54)
“Yedi kimseyi Allah Teâlâ kendi gölgesinden başka gölge bulunmayan kıyamet gününde, gölgesinde barındıracaktır. Bunlar: Adaletli devlet reisi, Rabbine ibadet ederek yetişen genç, gönlü mescidlere bağlı kimse, birbirlerini Allah rızâsı için seven ve buluşmaları da ayrılmaları da bu sevgiye dayalı olan iki şahıs, itibarlı ve güzel bir kadın kendisiyle beraber olmak isteyince ‘Ben Allah’tan korkarım’ diyerek buna yanaşmayan erkek, sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren adam, tenhâda Allah’ı anıp gözleri yaşla dolan kişidir.” (Buhârî, Ezân 36, Zekât 16, Rikak 24, Hudûd 19; Müslim, Zekât 91)
“Verdiği hükümlerde, ailesinin ve halkın yönetiminde adaletli davranan yöneticiler, kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın yanında nurdan yüksek koltuklar üzerinde otururlar.” (Müslim, İmâre 18)
Devlet başkanlarınızın en hayırlısı, sizi seven ve sizin tarafınızdan sevilen, size dua eden ve sizin duanızı alan kimselerdir. Devlet başkanlarınızın en kötüsü de size buğzeden ve sizin buğzunuza hedef olan, size lânet eden ve lânetinizi alan kimselerdir.”
Bunun üzerine:
“Ya Resûlallah! Onlara karşı tavır takınalım mı?” diye sorulunca, şu cevabı verdi:
“Aranızda namaz kıldıkları sürece, hayır. Aranızda namaz kıldıkları sürece, hayır.” (Müslim, İmâre 65, 66)
“Cennetlikler üç gruptur. Bunlar: Âdil ve başarılı devlet başkanı, yakınlarına ve Müslümanlara karşı merhametli ve yufka yürekli olan kişi, ailesi kalabalık olduğu halde haram kazançtan sakınıp kimseden bir şey istemeyen adamdır.” (Müslim, Cennet 63)
Yalan şahitlik konusu için tıklayınız:
- Yalan söylemek, yalan yere şahitlik etmek ve cezası hakkında bilgi verir misiniz?
* * *
Not: Konuyla ilgili aşağıdaki makaleyi de okumanızı tavsiye ederiz:
Nebevi Adalet: Hz. Peygamber'in Adalet Anlayışından Örnekler
Kuran-ı Kerîm'in nazil olduğu ortamda adaletli bir yapı olmadığı anlaşılıyor. Akrabalık, kavmiyetçilik, düşmanlık, zenginlik, soyluluk ve güçlülük gibi faktörler adaletsiz davranışlar sergilemelerine sebep olmaktaydı. Rivayete göre Mahzumoğullarına mensup soylu bir kadın hırsızlık yaptı. Hak ettiği cezanın uygulanmasını isteyen ailesi, Efendimiz (sav)'in çok sevdiği Üsame b. Zeyd (ra)'i aracı olarak gönderdi. Rasûlullah (sav) bu konuda yapılan aracılığa sinirlendi ve Müslümanlara hitap ederek "Sizden öncekilerin (bazı rivayetlerde İsrailoğullarının) helak olması, fakirler hırsızlık yapınca had uygulayıp nüfuzlu ve zengin olanları cezadan muaf tutmalarındandır. Vallahi Muhammed'in kızı Fatıma da hırsızlık yapsa onun elini keserdim." buyurdu.[1]
Önceki milletlerin helakinin adaletsizliklere bağlanması daha sonra şu veciz ifadede tekrarlanacaktır:
“Adalet mülkün temelidir." Adalet istikrarın ve medeniyetin kaynağıdır. Dinin asli ilkelerinden biridir. Toplumun ve fertlerin huzur içinde hayatiyetlerini sürdürmesinin sebebidir. Rabbimiz Kur'ân-ı Kerîm muhtelif ayetlerinde adaletli davranmayı tekrar tekrar emretmiş[2] ve kendi aleyhlerine bile olsa adaletten şaşmamalarını Müslümanlardan isteyerek şöyle buyurmuştur:
"Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın): çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarptırırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”[3]
Bu ilahi emirler, Efendimiz tarafından Müslümanlara duyurulduğu gibi bizzat örnekliğiyle de müşahhaslaştırılmış ve ümmetin temel değerleri arasına dahil edilmeye çalışılmıştır.
Rivayetlere göre Hz. Peygamber, sahabelerine adaletli davranmalarını sık sık hatırlatmıştır. Allah Teâlâ'nın dünyada insanlara zulmedenlere ahirette azapla cevap vereceğini[4], hiçbir gölgenin olmadığı günde Allah Teala tarafından gölgelendirileceklerden birinin de "âdil yönetici" olduğunu[5], adaletle davrananların Rahman'ın yanında yüksek makamlarda bulunacaklarını[6], zalim yöneticilerin ise Allah Teala'dan en uzak kişiler olacağını[7] ve adil yöneticilerin dualarının reddolunmayacağını [8] bildirmiştir. Bu ilkeye kendisi de hayatı boyunca bağlı kalmıştır.
İnsan önce kendi nefsine karşı adil davranmalıdır. Kaynaklarımızda geçen bir habere göre Hz. Peygamber, gündüzleri oruç tutup geceyi ibadetle ihyaya çalışan Abdullah b. Amr'a şöyle demiştir:
“Abdullah! Duyduğuma göre gündüz oruç tutup gece ibadet ediyormuşsun. Böyle yapma! Bedeninin, gözlerinin ve hanımının senin üzerinde hakları vardır. Oruç tutabilirsin, ama bazen de oruç tutma! Her aydan üç gün tutarsan hep oruç tutmuş gibi olursun.”[9]
Aynı ifadeler Selman-ı Fârisî tarafından Ebu'd-Derdâ'ya söylenmiş ve Rasûlullah (sav) da bu sözleri onaylamıştır, zira "Her hak sahibine hakkı verilmelidir."[10]
Rasûlullah (sav)'ın önemli uyarılarından biri de aile fertleri arasında ayrım yapmamakla ilgilidir. Sahîhayn'da ve başka bazı kaynaklarda yer alan bir habere göre babası, Numan b. Beşîr'i Hz. Peygamber'e getirip ona bir köle bağışladığını söylemiştir. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) “Bütün çocuklarına bağışta bulundun mu?” diye sormuş ve “Hayır” cevabını alınca muhatabına bağıştan dönmesini tavsiye etmiştir. Bazı rivayetlerde Efendimiz’in "Allah'tan korkun ve çocuklarınıza adil davranın." ve "Beni buna şahit tutmayın! Zira ben haksızlığa şahit olmam!" buyurduğu nakledilmiştir.[11] Bazı alimler bu hadise dayanarak çocuklardan yalnızca birine bağışta bulunmayı (hatta fazla öpmeyi) kabul etmezken, bazı İslam fakihleri bu hadisteki emri bağlayıcı kabul etmemiş ve kişinin çocuklarından yalnızca birine bağışta bulunmasını mekruh olmakla birlikte caiz görmüşlerdir.[12]
Müslüman, elinin altında bulunan yetimlere ve hizmetçilerine de adil davranmalı, ihtiyaçlarını en uygun şekilde karşılamalı ve güçlerinin yetmeyeceği sorumluluklar vermemelidir. Yetim malına el uzatmak Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle karşılık bulmuştur:
“Yetim malına haksızca el uzatanlar bilsinler ki ateş yiyorlar ve kesin olarak cehenneme girecekler.”(13)
Rivayetlere göre Efendimiz, "Elinizin altındakilerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılayınız. Onların gücünü aşan işleri vermeyiniz." buyurmuştur.[14] Hatta bazı rivayetlerde onların yiyecek ve giyecek konusunda ayrı tutulmamaları ve eğer güçleri yetmeyecek işler verilmişse onlara yardımcı olunması gerektiği ifade edilmiştir. [15] İş yaptırmak için kiralanan insanlara ücretlerinin hemen verilmesi[16] aksi takdirde ücretleri verilmezse kıyamet günü Rasûlullah (sav)'ın gazabına uğrayacakları kaydedilmiştir. [17]
Peygamberimiz'in hayvanlar hakkında da mühim emir ve tavsiyeleri olmuştur. Aşırı zayıf düşmüş bir deveyi görünce "Bu konuşamayan hayvanlar hakkında Allah'tan korkun! Binilecek haldeyken binin, yenilecek haldeyken yiyin!" buyurmuştur.[18] Her ne kadar isnadı tenkid de edilmiş olsa Rasûlullah Efendimiz'den şöyle bir söz de nakledilmiştir: “Hayvanlarınızı yollarda ve çarşılarda sandalye gibi kullanmayın.”[19] Yani hayvan üzerinde otururken birbirinizle sohbete dalmayın! Bir başka husus da hayvanların gereksiz yere öldürülmeleridir. Bu noktada da şöyle bir nebevi uyarı nakledilmiştir: “Serçe ve daha küçük şeyleri boş yere öldürenler mutlaka bunun hesabını Allah’a verecekler.”[20]
Komşuya haksızlık da Rasûlullah (sav)’ın üzerinde önemle durduğu konular arasındadır. Komşu hakkı Cebrail (as) tarafından o kadar vurgulanmıştır ki, Resul-i Ekrem Efendimiz komşu da mirasçı sayılacak diye düşünmüştür.[21] Komşusuna haksızlık etmeyeceğinden emin olunmayan kişinin imanı sorgulanmış ve Allah'a üç kez kasem edilerek böyle bir kişinin mümin olamayacağı [22] ve cennete giremeyeceği[23] ifade edilmiştir. Namazı, orucu ve verdiği sadakaları dillere destan olmuş bir kadının komşusuna eziyeti sebebiyle cehennemlik olduğu söylenmiştir.[24]
“Kimin bende alacağı varsa alsın ya da helal etsin. Rabbime tertemiz varmak isterim.”
Hz. Peygamber'in adaletini gösteren rivayetlerden biri de hayatının son dönemlerinde sahabelerine yaptığı konuşmayla ilgilidir. Nakledildiğine göre Rasûlullah (sav) Efendimiz sahabeye etkili bir konuşma yapmış ve şöyle demiştir: “Müslümanlar! Allah adına ve üzerinizdeki hakkım için söyleyin. Kime bir haksızlık etmişsem kıyamet günü hesaplaşmadan evvel gelsin hakkını alsın!” Bir sahabi, bir savaştan dönerken Rasûlullah (sav)'ın elindeki değneğin bilerek ya da bilmeyerek kendisine vurduğunu söylemiştir. Bunun üzerine Hz. Peygamber kısas uygulayabileceğine hükmetmiş ve evden değneğin getirilmesini istemiştir. Başka sahabelerin araya girip kısası kendilerinde uygulamasını istemelerine rağmen bu uygun görülmemiş ve sonunda Rasûlullah (sav) karın kısmını açarak vurmasına izin vermiştir. Ukkaşe de bunu fırsat bilip Efendimiz'in karnını öpmüştür. [25] Yine rivayete göre Rasûlullah (sav) 'ın bir şeyler dağıttığı bir anda birisi gelip dağıtılan eşyalara yönelince Hz. Peygamber elindeki dalla ona vurmuş; fakat hemen ardından onun da kendisine vurmasını istemiştir[26] Yine kendisinden alacağını isteyen sahabeye diğer ashab-ı kiram kızınca "Hak sahibinin söz hakkı vardır." karşılığını vermiştir.[27] “Kimin bende alacağı varsa alsın ya da helal etsin. Rabbime tertemiz varmak isterim.” buyurmuştur.[28] Hz. Peygamber'in sadeliğine, kibirli olmayışına ve adaletine en güzel örneklerdir.
Hz. Peygamber'in İslam toplumunda anlaşmazlık yaşanmaması için koyduğu kurallarda adalet ilkesini esas aldığını söyleyebiliriz. Örneğin ödeme vadesi belirsiz bırakılan satışları (habelü'l-habele), garar/bilinmezlik içeren alım satımları, alınacak malı inceleme fırsatı vermeyen sözleşmeleri (mülâmese, münâbeze), satılacak malı olduğundan daha iyi gösterme çabalarını (musarrat gibi), üreticilerin pazar fiyatını öğrenmesine mani olma uğraşlarını (telakki’r-rukbân), malın fiyatını yükseltmek için kurgu yapmayı (neceş), karşılıklı bedellerin eşit olup olmayacağı tam kestirilemeyen satışları (müzâbene, muhâkale) ve olgunlaşıp olgunlaşmayacağı belli olmayan malların satımını (muhâdara) yasaklaması, tamamen tarafların adaletle alışveriş yapmalarını temin etmeye yönelik kurallardır.[29]
Hz. Peygamber'in muamelede bulunduğu insanlara karşı da adaletli ve merhametli olduğu görülmektedir. Rivayete göre yaptığı bir alışveriş için ödeyeceği bedeli tartıya koyan sahabeye “İyi tart hatta biraz da fazla tart.” buyurmuştur.[30] Yine borcunu öderken aldığından daha güzeliyle ödemiş, "En hayırlınız borcunu en iyi şekilde ödeyeninizdir." demiştir.[31] Hâsılı, Efendimiz haksızlık ve adaletsizlikten uzak bir hayat yaşamıştır.
Sonuç
Adalet mülkün ve medeniyetin temeli, zulüm ise yıkım ve anarşinin sebebidir. Adalet İslam'ın en önemli esaslarından biridir. Müslüman Rabbine, kendisine, elinin altındakilere ve çevresindekilere zulmetmeyen, herkesin kendisinden emin olduğu kimsedir. Hz. Peygamber hayatı boyunca adalet ilkesinden ayrılmamış ve bunu ümmetine talim etmiştir. Kimseye haksızlık etmemiş, merhametli davranmış ve adaletle yönetilen bir toplum inşa etmeye çalışmıştır. Fakat tarih boyunca İslam ümmeti ne yazık ki iç karışıklıklardan çoğunlukla kurtulamamıştır. Ümmetin günümüzde ve geçmişte girdiği krizlerin ve iç çalkantıların temelinde adaletsiz yönetimlerin olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Kurtuluş adil, çalışkan, güçlü, şuurlu ve üretken bir toplumun inşasında geçmektedir.
Bugün Hilafette gelse Kuran Anayasada olsa idaredekiler Adalette,Ahlakta doğrulukta,vicdani harekette helal namuslu yaşamda zayıf kalıyorsa zülmeder.
Pozitif birikimi yüksek insanları kafir görmek isteyenlerin ilki şeytandır,sonrada şeytana çalışanlardır.İnsanları günahları yüzünden cezalandırmak bizim haddimize düşmez diyen bir dinin mensubuyuz.Yanlış yapanı uyarmak vazifemiz ancak ısrar ediyorsa ALLAH cc a havale edersin.Alakadar olduğum iyileri masum mazlum güzellikleri günahlarımın şerrinden de ruhuma musallat her pisliktende koru ya Rabbi.Ben Adaletli olamıyorsam zararımdan değer verdiğin kullarını koru ey Adili Mutlak ALLAH cc. Halil Konakçı hocam ALLAH cc Razı olsun ebeden hocam şeytanların çakalları deccalizmin bekçileri kuduruyor sizler cesur konuşunca.Biz senden razıyız Rabbül Alemin hak yolda ayaklarını sabit kılsın her daim iyilerle ol bu günahkarın günahları siz şereflileri sarmasın.Ya Rabbi çoğumuz nimetlerini sevdiğimiz kadar seni ve dinini sevmediğinizi ispatladık hani bu ülkenin yüzde 98 i müslümandı.Kurani ölçüler vahşice çiğneniyor fitne zülüm kul hakkı yemek moda doğru iman bile kaç kişide var,Hukukullah hergün çiğneniyor haramlar hayatın temeli olmuş.Ey insan ölüm var,cehennem var .Akıllıyım sorarsan aklım olsaydı tımarhanede ne işim vardı nasihatlerime sıra gelince Yüce ALLAH cc bu güzel dini kuran ve sünneti ders verecek Akıllılar azalınca benim gibi delileride çalıştırıyor kendini Akıllı zanneden çokları uykunuz derin ölünce uyanırsınız ancak iş işten geçmiş olur.Arapların bir duası var ALLAH cc seni hayırla cezalandırsın der.Hayırla ceza nasıl olur deme kirli şahsiyetini masum mazluma yükleme hakkın olmayanı alma her ortamda Adaletli ol.ALLAH cc ın Resulünün asm kurani mananın hukukunu çiğneme sendeki iyi hallerin senden ziyade iyilerin hakkı olduğunu bil her iyi halinde onlar içinde dua et.Gelen nimetleri fakirlerle paylaş.Adaletli olmak istiyorsan harama dalma kötü Ahlaklı tiplerden uzak ol.Sorgulamadan hiçbir habere inanmayın yoksa kahramanı size hain gösterirler.Ateşte yemeğin yanıyorsa musibetten başını kurtaramıyorsan ruh ikliminde Adaletli olmadığın içindir.Deccalizim mikrobu insi cinni şeytanlar şirk,küfür,zülüm,iğrençlik,haramlar,sihir,büyü,hasedçi,iftiracı,yalancı,gıybetçi,hırsız her eve girmeye çalışıyor şeytan ruhlar insanlığı Cehenneme taşımanın mücadelesinde.Ey insanlık uyuma imanını tazele Euzubillahimineşşeytani rracim bismillahirrahmanirrahimi çokça düzenli oku kurani hakikatlerle hayatını düzenle haramlardan uzak kötü Ahlaklı tiplerden uzak güzel Ahlaklı vicdanlı Adaletli helal namuslu dürüst dengeli farzları ihmal etmeyen bir insan ol.Şakası yok Şeytan sizi ateşli azaba çağırıyor siz ALLAH cc a koşun.Ben birilerinin cinayete varan felsefe,icraat ve tahribatından bahsedince niçin düşman safına koyuyorlar.Her ışığı yangın zannedip söndürmeye koşanlar sizden başka doğru adam sizin fikirlerinizden başka doğru fikir yok herhalde.Kafa fenerinizle değil Kuran ve sünnetle ölçün olayları,fikirleri insanları,Adil,Ahlaki, Vicdani olun.Bizim kimsenin pozitif yönüyle ve şahsiyetiyle zorumuz yok yalnız zehir saçan ölçülerle zorumuz. Emare nefsin şerrinden,günahlarımızdan,insi cinni şeytanlardan ,bozuk felsefelerden,her fitneden cümle masum mazlumuda ehli imanı ehli namusu beni ailemi değer verdiğin her güzelim kulunu arındır bu şehid kanı ile sulanmış Vatanı ve Vatanına ,islama sevdalı her kulunu kurtar ya Rabbi. Bütün zamanların tek çaresi Vahyin ilmi Kuran ve sünnettir.Yoksa kimsenin nefsi,ruhu ve bozuk ölçüleri değil.Ey hizbinden başka yol bilmeyenler ey yanlışlarını ısrarla savunanlar kilitlediniz milyonların hidayetini işiniz günah keçisi aramak.
faruk liman: Pozitif birikimlere örnek verir misin?
24.01.2022 10:52 - HALİL DUDAK: Sahibinin büyükleri ra onlardaki özellikleri bugün benimseyip severek yaşamaya çalışan helal namuslu dürüst dengeli vicdanlı Adaletli güzel Ahlaklı Merhametli Empati yapabilen aile hukukuna komşu hukukuna akraba hukukuna riayet etmeye çalışan nefsini devamlı sorgulayan günahlarından masum mazlumun iyilerin zarar görmemesi için duacı iyilere masum mazluma duacı ihtiyaç sahibi fakiri gören hayvanlarıda düşünen ve gören doğaya çevreye saygılı dinini yalnızca ALLAH cc a has kılan kuran ve sünnetin ölçülerini hayat tarzı yapmaya çalışan kul hakkı yemeyen kurani Hukuku çiğnemeyen rızkını helalinden arayan kula kulluktan nefse kulluktan haramlardan uzak hakkı söylemekten çekinmeyen iyileri ALLAH cc için seven kötüleri ALLAH cc için dışlayan ve defalarca zarar gördüğü tiplere kötü Ahlaklılara mesafeli temkinli zalimlere kafirlere haramzadelere münafıklara müşriklere karşı tedbirli,Hukukullahı kurani Hukuku çiğnemeyen,ucunda ölümde olsa doğruluktan şaşmayan mutluluğu kendi içinde tesis edip kendi kapısını temizleyip güzel Ahlakıyla pozitif ilmi duruşu ve fedakarlığıyle ışık saçan doğruluktan şaşmayan tanıyan doğru sözlülerin iyi insan olduğuna şahitlik ettiği ,sosyal hayatı temiz ilişkiler çerçevesinde sürdüren dengeli istikrarlı,belki islamın temeli 360 güzel Ahlak ölçüsünde ziyadesiyle nasiplenen innemel müminune ihvetün bütün müminler kardeştir şuuruyla dinini yaşamaya çalışan olayların kişilerin ilmin iyisini görüp alabilen her çiçekten bal toplayan arı misali kişiliği ise gül fidanı misali gül güzel kokusuyla bülbüle şifa olurken dikeniyle zararlılara sed çekebilen bir kişilikle hakiki mümin olmaya çalışan belki hak eden kişileri kastediyorum kendim ise bu saydıklarımın hakkını veremedim geçmişim hiziplerin ikliminde hapsolmuş düştüğümde o iklimlerdeki zerre ibadet ve hayrımı yanımda görmedim fitnelere maruz kaldım şimdiki hayat felsefem hayatıma artı katacak mümin kişilikli insanlarla dostluk benim bu halime hased eden insi cinni pislik melun şeytan eksik değil hiziplerse zararlı oluyor sadece hayatıma sokulan fitneleri düştüğüm yanlışları belki bozuk felsefeleri insi cinni şeytanları hayatıma sokup beni fitne yapmak için kıçını yırtanlar eksik olmadı ALLAH cc sonumuzu hayretsin haliyle hakiki müminler gibi olamadım belki hayatımı ve zararını gördüklerimi günahlarımı kendimi çok sorguladım ancak ALLAH cc ile arama giren çok kimsenin hayatıma giren çok kimsenin nefis ve şeytanın çok zararını gördüm hayatımın artıları bana yansıtılmadı hizipler hırsızlık yapıyor ya kendilerinden olacaksın yada deccalsın şeytansın fitnenin onların ve özellikle onları şartlandırdığına inandığım cinni pisliklerin insan bozmalarının zararı eksik olmadı.Bugün felsefem insanı düzeltki Dünya düzelsin felsefesidir ancak Din adına özellikle hiziplerdeki bozuk ölçüler ve her türlü haramın kanunlarla korunduğu bozuk toplum düzeni ve kula kulluğun nefse kulluğun çare diye satıldığı ve şeytanın ve avanelerinin istediği gibi beslendiği insi cinni şeytanların hür olduğu bu Deccalizim Dünyasında özellikle müminlerin mümin olmaya çalışanların Dünya muhabbetinden uzak nefislerini satın almanın gayretinde olmaları lazım kurani Hukuku çiğnemeden dengeli istikrarlı şirke,küfre,zülme,iğrençliğe ,haramlara karşı dik duruşla .Yerdeki ve gökteki hazinelöer ALLAH(cc)ındır şuuruyla makam mevki hesabi yapmadan ihlasla düştüğünde bilenmiş olarak Amentüyü okuyup yeniden yola koyularak.Bu saydıklarıma ancak münafıklar kafirler bencil firafunlaşmış tipler itiraz eder.
Faruk liman: Pozitif birikimlere örnek verir misin?
Sahibinin büyükleri ra onlardaki özellikleri bugün benimseyip severek yaşamaya çalışan helal namuslu dürüst dengeli vicdanlı Adaletli güzel Ahlaklı Merhametli Empati yapabilen hakiki imanı kalbine yazmış,aile hukukuna komşu hukukuna akraba hukukuna riayet etmeye çalışan nefsini devamlı sorgulayan günahlarından masum mazlumun iyilerin zarar görmemesi için duacı iyilere masum mazluma duacı ihtiyaç sahibi fakiri gören hayvanlarıda düşünen ve gören doğaya çevreye saygılı dinini yalnızca ALLAH cc a has kılan kuran ve sünnetin ölçülerini hayat tarzı yapmaya çalışan kul hakkı yemeyen kurani Hukuku çiğnemeyen, Vatanına kudsi değerlerine sahip çıkan kalbi güzel değerlerin sevdasıyle yıkanmış rızkını helalinden arayan kula kulluktan nefse kulluktan haramlardan uzak hakkı söylemekten çekinmeyen iyileri ALLAH cc için seven kötüleri ALLAH cc için dışlayan ve defalarca zarar gördüğü tiplere kötü Ahlaklılara mesafeli temkinli zalimlere kafirlere haramzadelere münafıklara müşriklere karşı tedbirli,Hukukullahı kurani Hukuku çiğnemeyen,ucunda ölümde olsa doğruluktan şaşmayan mutluluğu kendi içinde tesis edip kendi kapısını temizleyip güzel Ahlakıyla pozitif ilmi duruşu ve fedakarlığıyle ışık saçan doğruluktan şaşmayan tanıyan doğru sözlülerin iyi insan olduğuna şahitlik ettiği ,sosyal hayatı temiz ilişkiler çerçevesinde sürdüren dengeli istikrarlı,belki islamın temeli 360 güzel Ahlak ölçüsünde ziyadesiyle nasiplenen innemel müminune ihvetün bütün müminler kardeştir şuuruyla dinini yaşamaya çalışan olayların kişilerin ilmin iyisini görüp alabilen her çiçekten bal toplayan arı misali kişiliği ise gül fidanı misali gül güzel kokusuyla bülbüle şifa olurken dikeniyle zararlılara sed çekebilen bir kişilikle hakiki mümin olmaya çalışan belki hak eden kişileri kastediyorum kendim ise bu saydıklarımın hakkını veremedim geçmişim hiziplerin ikliminde hapsolmuş düştüğümde o iklimlerdeki zerre ibadet ve hayrımı yanımda görmedim fitnelere maruz kaldım şimdiki hayat felsefem hayatıma artı katacak mümin kişilikli insanlarla dostluk benim bu halime hased eden insi cinni pislik melun şeytan eksik değil hiziplerse zararlı oluyor sadece hayatıma sokulan fitneleri düştüğüm yanlışları belki bozuk felsefeleri insi cinni şeytanları hayatıma sokup beni fitne yapmak için kıçını yırtanlar eksik olmadı ALLAH cc sonumuzu hayretsin haliyle hakiki müminler gibi olamadım belki hayatımı ve zararını gördüklerimi günahlarımı kendimi çok sorguladım ancak ALLAH cc ile arama giren çok kimsenin hayatıma giren çok kimsenin nefis ve şeytanın çok zararını gördüm hayatımın artıları bana yansıtılmadı hizipler hırsızlık yapıyor ya kendilerinden olacaksın yada deccalsın şeytansın fitnenin onların ve özellikle onları şartlandırdığına inandığım cinni pisliklerin insan bozmalarının zararı eksik olmadı.Bugün felsefem insanı düzeltki Dünya düzelsin felsefesidir ancak Din adına özellikle hiziplerdeki bozuk ölçüler ve her türlü haramın kanunlarla korunduğu bozuk toplum düzeni ve kula kulluğun nefse kulluğun çare diye satıldığı ve şeytanın ve avanelerinin istediği gibi beslendiği insi cinni şeytanların hür olduğu bu Deccalizim Dünyasında özellikle müminlerin mümin olmaya çalışanların Dünya muhabbetinden uzak nefislerini satın almanın gayretinde olmaları lazım kurani Hukuku çiğnemeden dengeli istikrarlı şirke,küfre ,zülme iğrençliğe ,haramlara karşı dik duruşla .Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır şuuruyla makam mevki hesabi yapmadan ihlasla düştüğünde bilenmiş olarak Amentüyü okuyup yeniden yola koyularak.Bu saydıklarıma ancak münafıklar kafirler bencil firafunlaşmış tipler itiraz eder.Hayırlılar önümüzde üstümüzde eksik olmasın günahlarımıza insi cinni pisliklere mahküm olmasın haddimizi bilelim ilahi Hukuğuda çiğnemeyelim inşallah rızai ilahiyi kazanan şerefliere dost yazılalım,belki şereflilerden olalım .
Hiziplerin davası kirli fitnelere açık zülümlü yollardır mesafeli olmak ve mutluluğu kendi içinde aramak çare kuran sünnet.
Öncelikle hocalarımızın kalbine hakiki imanı beynine kurani şuuru hayatlarına dünyevileşmekten arınmış İslami bir yaşamı tesis edip sözlerinin tesirini pozitif etkisini nasip etsin kula kulluktan nefse kulluktan haramlardan kurtarsın ALLAH cc. Aliya İzzetbegoviçin iyi insan olmadan iyi Müslüman olunmaz sözünü tamamlamak istiyorum o güzel insanda bu manayı murad ederek konuştuğuna inanıyorum.iyi Müslüman olmadan iyi insan olunmaz iyi insan mümin kişidir özelliklerini merak eden Kurana baksın iyi Müslüman iyi insandır.Dünya ve Ahiret saadetinin örnek kişiliğidir.Hayatta en kötü şey imansızlık Ahlaksızlık zülüm,Akılsızlık,Kurani şuurdan uzak olmak,deprem doğal felaketler ,savaş,terör,anarşi,cehennem azabı,Vicdansızlık,fitne olmak,zalimlerin muhabbetiyle yaşamak küfür ,şirk,haramlarda yüzmek ondan sonra yaşam için açlık susuzluk,kirli hava sefalet.
Karargah temeli Tevhid olan kurani şuurla beslenen güzel Ahlakla vicdani ve doğru olmakla sevgiyle hakiki imanla Vatanına kudsi değerlerine sevdalı iyilere masum sevdalı duacı.İslamı Aziz kıl bizi fitne olmaktan kurtar ya Rabbi.Kişi kendisi olmadıkça hep hayır ibadette olsa ninnilerin dinini yaşar.
Karargah temeli Tevhid olan kurani şuurla beslenen güzel Ahlakla vicdani ve doğru olmakla sevgiyle hakiki imanla Vatanına kudsi değerlerine sevdalı iyilere masum mazluma merhametli Akıl ve kalptir mümin kul için.
mazluma Merhametli Akıl ve kalptir mümin kul için.Benden zarar gören masum mazlumu değer verdiği kullarını ALLAH(cc) kurtarsın inşallah.
Ey gafiller sana tabi olalım demeyin ,alışmışsınız kula kul olmaya koyun sürüsü olmayıda sorgulamıyorsunuz ben kendime çağırmıyorum Kurana sünnete ALLAH(cc)a Resulüne(asm) tabi olun hakiki imanı tadın.
1923 doğumlu Senegâlli şair, yazar, yapımcı, yönetmen Ousmane Sembène 1997 yılında kraliçenin özel onur ödülüne lâyık görülür. Ödülünü almak için İngiltere’ye gider; törene katılır ve tarihe geçecek şu konuşmayı yapar ve ödülü almadan salonu terk eder:
“Sayın baylar ve bayanlar, konuşmama İngiliz dilinde devam etmeyeceğim için hepinizden özür dilerim.
Sizin topraklarınızdayım ve sizin sahibi olduğunuz sistem içinde sizin tarafınızdan payelendiriliyorum.
Ancak asıl konuşmam kendi öz dilimde olacaktır. Merak edenler, konuşmamın İngiliz diline tercümesini koltuklarında bulabilirler.
İngilizler geldiklerinde ellerinde İncil, bizim.elimizde topraklarımız vardı.
Bize, gözlerimizi kapayarak dua
etmesini öğrettiler...
Gözümüzü açtığımızda ise; bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız vardı.
İngilizler’in dinini, dilini öğrendik. Uzak dünyadan gelen yeni dil ve din bizi hep çalışmak zorunda kalan itaatkâr köleler yaptı. Özgürlük için her karşı geldiğimizde, bizi birbirimizle savaşmak için ikna ettiler ve silâh verdiler.
İngilizler gelmeden önce
topraklarımızda sadece kavga vardı.
İngilizler’in kutsal dini bizim
kavgacılığımızı kullandı; evlâtlarımızı savaşçı.yaptı...
Hem de sadece kendi kardeşleriyle savaşan, dünyayı İngiliz dilinden ve İncil’den ibaret sanan vahşi savaşçılar.
Hastalıklar yaydılar. Ne olduğunu bilmediğimiz içeceklerle bizleri hasta ve zayıf yaptılar. Atalarımız’ı zincirleyerek büyük şehirlerine köle olarak götürdüler.
O büyük binaları, caddeleri, tünelleri ve kiliseleri insan etinin üzerine inşa ettiler.
Kendilerini temizlemek için sanatçılarına fikir adamlarına; sadece kendilerini kapsayan insan tariflerini yaptırdılar. Her çeşit yiyeceklerin büyüdüğü topraklarımıza ilâçlar döktüler. Toprağın altındaki yanıcı siyah cehennem kanı için bizleri öldürdüler.(Yani kömür ve petrol.)
Büyük acılar ve ölümcül işkenceler gördüler.
Her gelen gemiden; kıyılarımıza hep ikiye bölünmüş tekneler yanaştı.
İlk gelenler zulüm ettiler, arkasından gelen arkadaşları zulmü durdurma vaadiyle bizleri ele geçirdiler. Bugün gelenler de aynı sistemle hâlâ işgâle devam etmekteler.
Yeni ilâçlar, biyolojik silâhları ve hastalıkları deneyen gönüllü doktorlarınızı istemiyoruz.
Emperyalist sisteminizde geri dönüşüm ekonomisiyle aslında sömürü olan yiyecek yardımlarınızı kabul etmiyoruz.
“ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ İLÂN EDİYOR VE DE AVRUPA’YI KOVUYORUZ…”
Birbirimizi anlamamızı zorlaştıran, şarkılarınızı ve masallarınızı unutturan fakir dilinizi reddediyoruz.
Çağdaş dünya daveti içindeki, bizi zorla şekillendiren yüzeysel sanat kuramlarınıza karşı çıkıyoruz.
Özgürlüğümüzü ilân ediyor, Afrikalı insanlar olarak doğduğumuzu ve Afrikalı ölmek için de bütün Avrupa’yı topraklarımızdan kovuyoruz.
Birbirimizi öldürelim diye bize öğrettiğiniz ırkçılığı… Felsefe adına önümüze sürdüğünüz batının sığ kafalı laflarını… Hukuk adına yaptığınız bütün şovenistliklerinizi… Ve sanat diye dayattığınız bütün estetik öğretilerinizi…
Afrika topraklarından silene kadar Afrika sizinle savaşacaktır.
Siz kabul etmeseniz de bir Afrikalı en az dünyanın herhangi bir yerindeki bir batılı kadar onurludur.
İnsan onurlu doğar. Ve hiçbir insanın kraliçelerin vereceği onura ihtiyacı yoktur.
Ben bilmediğimi biliyorum,bileni dinliyorum,sen bilmediğini bilmiyorsun bilenide dinlemiyorsun.Recep yazıcıoğlu.
Hayatta nice nimetler vermişsin biz ise nefsimizin müslümanı olmaktan ileri gidememişiz,bir Elhamdülillah çok şükür demesini bilmemişiz affet ya Rabbi.
Dürüstlük size fazla arkadaş kazandırmaz ama iyi arkadaşlar kazandırır. Harama bakmanın çok kötü bir fiil olduğunu yaşadığım onca musibetten onca fitneden sonra belki bir derece ders aldım,ama bu zalim nefis kolay kolay yola gelmiyor ya Rabbi cahilliğimizin ve gafletimizin şerrinden bizi koru. Yaşadığımız fitnelerden alakadar olduğum değer verdiğin kullarınıda koru
Sana başarının sırrını söyliyeyimmi nefisler satın alındığında,kötü Ahlaktan ,kötü Ahlaklılardan haramlardan günahlarından kurtulduğunda hürsün her fitnenin her zorluğun hakkından gelirsin inşallah.çünkü nefis en büyük düşman ona uyarsan seni şeytana bile kul köle yapar cehenneme sürüklenirsin.
işte islamda büyük cihad o azgın nefsinin hakkından gelebilmektir haramlara koştukça emri ilahiyi çiğnedikçe farz olan ibadeti bile hafife alıp yapmadıkça haramlara daldıkça yolculuk cehenneme .Pozitif birikimi olan münafıklarla kafirlerle fazla uğraşma yalnız şerlerinden ALLAH(cc)a sığın.Emmare nefsin şerrindende ALLAH(cc)a sığın.
Değerli TC Asliye ceza mahkemesine
Benim sayın Cumhurbaşkanımızın doğru işleriyle Vatana Millete bir hayır vermiş fiiliyle bir zorum yok bu suçlandığım yazıda bendeki rahatsızlığın ve hassasiyetin ürünü beni tanıyanlar hissi hareket ettiğimi söylüyor buna rağmen hasta halimle Adalet anlayışım bir insanı yargılıyorsam artısınıda konuşurum eksisinide yalanmı yani 50 yıl feto denen Yahudi ve ermeniden olma hoca müsfeddesini koynunda besleyen onun direktifleriyle muhabbetiyle sarhoş olanlar bu memlekette hala sütten çıkmış ak kaşık muamelesi görürken tabanda saf tanıdığım ve Ahlakına,dürüstlüğüne,dinine,vatanına sevdalı nice Anadolu çocuğu nice hapis cezasına çarptırıldı.Ancak bende inanıyorumki fetoş haininin etrafında kümelenen nice kanıbozuk vatan haini belki kökü bozuk Yahudi ermeni uşağı eksik değil ben belki hızımı alamamış buradaki yazıdada cumhurbaşkanımıza kafirin ruh ikizi demişim.Değerli mahkeme heyeti benim silsilemi soyumu merak ediyorsanız kurtuluş savaşında Batum Cephesinde şehid olmuş Ali Dudak-memişoğlu- babamın dedesi ve o iftihar duyduğumuz dedemizle aynı mücadelede yer almış Annemin babası Rıfat iskenderin kanını taşıyorum geçmişlerim benim şahsımda mahküm edilmeye çalışılıyor sonra nazarınıza verilmesi gereken önemli husus ben m.kemal ve sait nursi gibi bu memleketin yüz yılına imzasını atmış iki sivri şahsiyetin kurbanıyım onların aralarındaki kavganın yıllardır günah keçisiyim o kapıdan nice insi cinni şeytan girdi yıllardır ruhen rahatsızsam bu memlekette gerek din adına sahneye çıkıp zülmedenlerin gerek Siyasi sahnede her pisliğe imza atıp kendine toz kondurmayanların,belki bu şehid kanıyle sulanmış memleketi insi cinni şeytanların Vatan hainlerinin ,İslam düşmanlarının tarlası yapanların günah keçisiyim,öylelerle kimse uğraşmıyor bu memlekette sessizliği tercih eden nice yılan millete devlete yağ çekip varlığını sürdürüyor.Onların kurduğu Dünyada her türlü fitne tam gaz hala hiçbiri nefsini sorgulayıp öz eleştiri yaptığı yok.Mahkemelerin Hukuğun vazifesi nedir benim liderim Hz.Ömer(ra)ın Adaletinden bahsediyorken kendisi bunun neresinde o şerefli sahabi Ömer(ra) kendisi ne kadar ücret alıyorsa halkın en fakirinede aynısını verirdi.Hz. Ömer(ra)Sahabiye soruyor Halifeniz hata yapsa ne yapardınız diye sahabi(ra) kılıncımızla düzeltiriz diyor Benim değerlerim bu şerefli tarihi olan nezih milletin milli ve manevi değerleridir ben Dinim için Vatanım için yaşamaya çalışırken kahrolmuşum benim ömrümde ALLAH(cc)sız Ahlaksız tiplere Vatan hainlerine Bu milletin kudsi değerlerinin bu Vatanın düşmanlarına bir muhabbetim söz konusu değil. Bendeki güzellikleri görenler ya çekemediği için hased etti her yalanını iftirasını zülmünü hakkımda çalıştırmaktan geri durmadı yada beni iyi tanıyanlar çektiğim sıkıntı ve musibetleri hafifletmek için sıkıntıma bir derece ortak oldu ve bir gerçeği daha nazarınıza vermek istiyorum eskide belki yokluk vardı herkes yağı ile kavruluyordu bugün bu memleketteki sosyal adaletsizlik ve Ahlaksızlık Had safhada belki her türlü haramın kanunlarla korunması bu memleketin Müslüman dokusunada anormal zarar veriyor körpe çocuklar tecavüze uğruyor ve öldürülüyor ve hala Adaletten dem vuranlar işin sadece felsefesini yapıyor kimse ölümü cehennemi hesaba kattığı yok.Evet bugün memlekette belki güzel şeylerde oluyor Türkiyedeki ücretsiz sağlık hizmeti Dünyanın hiçbir ülkesinde yok belki artıları çokta verilen tavizler her biri külli cinayet.Tayyip Erdoğan ben Hapise girince veya tımarhaneye kapatılınca veya zor geçinen ve bugün 18000 tl cıvarında borca batmış sadece yediği yemeğin hesabını yapan birinden tazmınat alınca Adalet yerini bulacaksa istediğiniz cezayı verin.Ancak unutmayın kul Hakkı denen bir şey var.Tekrar söylüyorum benim Sayın Cumhurbaşkanı Tayip erdoğanın şahsıyle doğru işleriyle bir zorum yok Adaletsizlik ihanet kokan icraatler ruhumuzu hasta ediyor.Kuvvetsiz Adalet zayıf ,Adaletsiz kuvvet ise zalimdir.Herkes bir Adalet yapar belki yaptığını sanır zülmeder ,Ancak gerçek kusursuz Adalet mahşerdeki ALLAH(cc)ın ilahi Adaletidir.Bugün bu memlekette ALLAH(cc)a Resulüne(asm) küfrediliyor kimsenin duyarlılık gösterdiği yok ancak Atatürke Tayip Erdoğana siyasilere Devletin başındakilere değil hakaret küfür en küçük eleştiri bile cezalandırılıyor ve bu adamların ikliminde suçsuz insanlar günah keçisi.Kaldıkı hayat boyu yaşadığım musibetlerle çok bedeller ödediğime inanıyorum hala maddi manevi sahada mahkümiyetler yemeyi ise külli birer cinayet olarak görüyorum yinede en ziyade ettiğim dua Ya Rabbi yaşadığım musibetleri günahlarımı masum mazluma ,hak sahibi gördüğün değer verdiğin kullarına yükleme bir güzelim kulun benim yüzümden değil yanmak en küçük bir sıkıntısına bile razı değilim .Bugünün Dünyasında maddi manevi sahada zülüm var her türlü fitne tam gaz Adaletli olduğunu iddia edenler nefsinin kölesi haramzadeler .Kuran derki Hevanızı terk etmedikçe Adaletli olamazsınız.Evet benim genel hayatıma bakarsanız bende suçluyum ancak 35 seneye yakındır şizofren teşhisi koyup nice delilerle aynı ortamı yaşamaya mahküm edip benim rahatsızlığımı müzminleştirenler ve hala beni günah keçisi yapanlar ne kadar Adaletli bugünün Dünyasında iyilerin kıyımı var masum mazlum yanarken evinde zevk içinde yaşıyan haramzadeleri kimse sorguladığı yok.Adaletse herkes için olsun kendileri 100 bin lira alırken işçisine emeklisine 3-4 bin lira ile yetin diyenlerin Adaleti zülümdür benim gibi gerçeği dile getirenleri günah keçisi seçenlerde zalimdir.Evet bir söz vardır Akıllı olup Dünyanın derdini çekeceğine deli ol Dünya senin derdini çeksin derler Ben başarılı Akıllı ve Adaletli,Vicdanlı dürüst yaşamını sürdüren bir ticaret adamıydım 35 yıl evveli yediğim darbelerle hayatım söndü ,ömür boyu zehirlendim bugünkü Dünyada Aklımın bu kafayı yemiş halimle son 20 senedir seviyesini ölçmek istiyorsanız flaş bellekteki son 20 yılı aşkın süredeki çalışmamı inceleyin saygılarımla TC nin bugünkü bekçileri .Bu memlekette her türlü haram kanunlarla korunduğu sürece ilahi Hukuk Anayasa olmadığı sürece.daha çok zülümlü kararlara imza atacak bizi idare edenler.Ahlaki ve Adaletli,Vicdanlı ,Dürüst ve milli manevi değerlerimize samimi sahip çıkamayanlar başta kendilerini düzeltsinler bugünün Türkiyesinde ilahi Hukuk ayaklar altında ve her saniye kul hakkı yeniyor İslami geçinende zülmediyor şişirilen her hainde.Hepsi insi cinni şeytanların ve nefislerinin egolarının kölesi öylelerin yüzünden topyekün cehenneme koşuyoruz dış güçler şöyle dış güçler böyle yapıyor derken biz ne yapıyoruz biz kimiz diyen yok.Bu memlekette ne sulh içindeyken nede kafir unsurlara karşı savaşırken hiçbir zaman Adaletli ve Ahlaki Vicdani dürüst yönetilmedi ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar diyen ne güzel söylemiş gencecik fidanlarımız cephede ölürken hala bu memlekette kafir ve zalimlerin Hukukundan üstün Hukuk yok onlarla kimse uğraşmıyor yanan gençlerin ve bugün Halil Dudak ın anası ağlıyor.Anam 6 yıla yakın Alzheimer hastası yaşadıklarım en ziyade ona yansıdı .Beni mahkümde etseniz beratta etseniz bu memleketteki masum mazlumunda nice güzelliklerinde benim ve Aileminde Hukukunun Hakkını veremezsiniz DEĞERLİ MAHKEME HEYETİ SİZLEREDE CÜMLE MASUM MAZLUMADA YÜCE ALLAH (CC) EN HAYIRLISINI YAZSIN İNŞALLAH.HUKUKULLAHIN ÇİĞNENMEDİĞİ KUL HAKKININ YENMEDİĞİ FİTNE VE ZÜLÜMLERİN SON BULDUĞU GÜZEL BİR GELECEK TEMENNİSİYLE Halil Dudak-TC no:13636611502
Ben hakimiyet kayıtsız şartsız milletin değil.Tek Hakimiyet kayıtsız şartsız ALLAH cc ın olduğu iklimlerin insanı olmak istiyorumki. O ALLAH cc ın yeryüzünde din tamamıyla ALLAH cc ın oluncaya kadar kafirlerle ve münafıklarla mücadele et diyen ilahi fermana uyalım inşallah bizde arınalım hakiki imanı tadalım bugün sadece mirasyediyiz.ALLAH cc içinde birşeyler yapalım.Ölmeden önce ölün yani ölüm gelmeden önce nefsani ve şehvani olandan günahlarınızdan arının kaldırabileceğiniz gibi bir ölüm tadın,Kul hakkı yemeden inşallah imanla.Beni ehli imanın dostluğu duası iyi bir yerlere taşıdı kendi başıma çöplükteki çiçektim çokta vurgun yemiş bir isyankarım Tayyip Erdoğan insanlarla uğraşma bugüne dek nicesini şahsına hakaret etti diye mahkemeye verdin çoğunun parasını aldın veya hapsettin.Bu memlekette ALLAH cc a Resülüne asm küfreden nicelerine ne ceza kestin. O egondan kutul Aklı başında İmanlı dinine Vatanına sevdalı insanları dinle her türlü harama,şirke,küfre ,zülme,sefalete ,Ahlaksızlığa savaş aç Adaletli ol.Egolar çoğaldı,nefisler azdı ,zülüm çoğaldı, insanlığı yutma yarışında Cehenneme çağırıyorlar.Sen sen ol ey Müslüman nefsinin terbiyesine iç Dünyana dön.ALLAH cc ve Resulüne asm Kurana Sünnete tabi ol.hergün tövbe istiğfarı Peygamberimiz asm a selatü selamı eksik etme.iyilerin muhabbetinden kopma,günahlarından ALLAH cc a sığın.Yoksa hizipler fitneler haramzadeler felakete taşıyor uyan derin uykundan.Kimseyi suçlama ey Müslüman çare yine kendinde nefsini satın almakta Kurani ölçüleri ders alıp yaşamakta güzel Ahlakta Adaletli,Vivdanlı,merhametli olmakta dengeli istikrarlı bir yaşamda her bir masum mazlumun derdini dert edinmede ve Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ın olduğu şuuruyla edeple yaşamda.
Benim kitabımın Kuran ve sünnetten sonra önemli bir yeri var inşallah.Ben kimseden bir şey çalmam hırsızlık hiziplerin ve harama,şirke,küfre,zülme iğrençliğe kul hakkı yemeye rıza gösterenlerin mesleği.Her güzel nimet her güzellik ALLAH(cc)ındır bizim değil ,üstümüzdeki her nimet Rabbimize şükür gerektirir.Benim hizbim yok yalnız Tevhidin gölgesinde her bir masum mazlumu her bir mümini her güzel istidadlı kulu sahiplenmek var.