5.Bölüm
İnsan ancak dostları kadar büyür, dostları kadar gelişir.
İnsanın çapı, dostlarının çapı kadardır.
Bir insanla dost olmak, geleceğinizi o insana emanet etmektir.
Dostlarımızın, boyasıyla boyanır, ahlakı ile ahlaklanırız.
Kişinin kalitesini, dostları belirler.
Kim olduğunu bilmek isterse, kimlerle dost olduğuna bakmalı insan.
Adaletin önderi Hz. Ömer’in dediği gibi; “Kişinin dostu; aklının kılavuzudur.”
Herkes, kendi “ayarına”, aklına göre dost edinir.
Her kuş, kendi cinsiyle uçar.
Kartallar kartallarla...Kargalar kargalarla.
Hayallerini, umutlarını, hedeflerini gerçekleştirmene destek veren, seni yüreklendiren, sana omuz veren, seninle aynı yöne bakan, aynı değerlere sahip insanla dost olmalı.
Akıllı insan, kime akıl danışacağını bilen insandır.
Akıl danışacağın insanla dost ol.
İnsanın hayatında, mutlaka kendine öğüt veren gerçek dostları olmalı.
Çünkü gerçek dostlar, insanın "hayat sigortasıdır."
Nasıl bir insan olmak istiyorsan, öyle insanlarla dost ol.
Hayat, yanlış insanlarla harcanacak kadar ucuz değildir.
Bir kişi, ilişkilerinde, hep sosyal statüsüne sığınıyorsa, "karakter kıtlığı" yaşıyor demektir.
Yüreği temiz insanla dost ol.
Edindiğin dostlarının fikirleri kirliyse, senin “kalbin ve fikirlerin” ne kadar temiz olursa olsun, er ya da geç senin de kalbin ve fikirlerin kirlenir.
Duygular gibi, değerler ve inançlar da kişiden kişiye sirayet eder.
Doğru yolu yanlış insanla yürürsen, yolunu da doğrunu da kaybedersin.
Bir dostta, neyi aradığını bilmiyorsan, kiminle dost olduğunun ne önemi var.
Niçin sevdiğini bilmiyorsan, kimi ve neyi sevdiğinin ne anlamı var.
Bir insana yaptığın fedakarlık, sevgisini değil de "istismarını" artırıyorsa; bu, onun sadece fedakarlığa layık olmadığını göstermez; aynı zamanda, onun ne kadar ahmak ve zalim olduğunun da göstergesidir.
Fedakarlığı, iyiliği, merhameti, sevgiyi istismar eden kişi, ahmağın belki zalimin ta kendisidir.
Vefa, sadece "asil ruhlu" insanlarda bulunan bir özelliktir.
Vefası olmayan, duygularını istismar eden ahmak adamdan uzak dur.
Kendisine yapılan bir iyilik karşısında, teşekkür etmeyen ve kendisinin yaptığı hatadan dolayı, özür dilemeyen insanlardan uzak dur...!!!!
Çünkü teşekkür etmemek ve hatalarından dolayı özür dilememek, "iflah olmaz bir kibrin" göstergesidir...
Asla dikene de güle de aynı değeri verme. Bu senin gülü de dikeni de tanımadığını gösterir.
Usta şair İsmet Özel’in deyimiyle; “Karlı bir gece vakti uyandıracağın” dostlar bul kendine.
Bir insanla birlikte olduğunda, mutlu hissetmen ve zevk alman seni aldatmasın.!!!
Gerçek dostlukta, bundan daha fazlası gerekir.
Yanında bulunduğunda, “iç huzursuzluğu hissettiğin” insandan uzak dur.!!!
İç huzuru, gerçek dostla sahte dostu ayırabileceğin en sağlam duygudur. Çünkü “iç huzursuzluğu” duyguların “sigortasıdır.”
Gerçek dostlar insana, mutluluğun yanında, iç huzuru verir.!!!
Dost seçmesini bilmeyenin, “keşkesi, ah vahı” bol olur.
Kimi arkadaş vardır; kişiyi ölümün eşiğinden kurtarır; kimisi de ölümün eşiğine bırakır.
Ulu bilge Tebrizli Şems ne güzel söylemiş; “Biri gelir seni sen eder, biri gelir seni senden eder.!!!!!
Unutma; güvenine layık olmayan, sevgine de layık değildir.
Güven, sevgiden önce gelir...
Güvenmeden sevmek, dost olmak; üç günlüktür. Güvenerek sevmek, dost olmak; ömürlük…
Güvenmeden sevmek, pişmanlıktır.
Kimi seveceğini, kime güveneceğini bilmemek de ahmaklık.
Çünkü bütün büyük hataların başı, budur.
İnsan; yolunu, kendini, kimliğini ve değerlerini bundan dolayı kaybeder.
Akıllı insan; sevgisini, değerini ve güvenini ancak bunlara layık olana verir.
Bir insana güvenmek için, o insanın "gerçek değerlerini" bilmelisin...
Çünkü insanların, bir gerçek değerleri, bir de "sözde, sahte değerleri" vardır.
Sözde; herkes dürüsttür, adildir, anlayışlıdır, cömerttir, yardımseverdir, tutarlıdır, ahlaklıdır.
İnsanın gerçek değerlerini; sözü değil, davranışı gösterir.
Çaplı dostlarla birlikte olmak, insanı çoğaltır, artırır, geliştirir ve yeni ufuklar açar...
Huzur bulursun onlarla...
Çapsız insanlarla birlikte olmak da, insanı zihinsel olarak çoraklaştırır, ufkunu daraltır,
O insanların ilgi alanları, basitleşir, düşünceleri, sığlaşır, gündemi, magazinleşir; konuşmaları, dedikodu seviyesine iner, duyguları Harab olur eskir ve hayatının anlam düzeyi düşer...
Onun için, bizi soylu ve onurlu duygu ve düşüncelerle tanıştıracak, çaplı dostlar arayıp bulmalı.!!!!
Seni ihtiyacı kadar seven kimsenin dostluğundan sakın. Çünkü onun ihtiyacı bitince, egosunu tatmin edince; sevgisi de, dostluğu da biter.
Yola çıktıklarını, yolda bulduklarına değişen karakter yoksunları işte bunlardır.
Nasıl bir insan olmak istiyorsan, o kalitede ve özellikte insanla dost ol.
Çünkü arifle oturan, arif kalkar.
Cahille oturan, cahil kalkar...S.T.
Gerçek Müslümanlığı ,Kur’an ve Sünnetteki ilahi Adaletin ve ,Güzel Ahlakın cihad ruhunun kurallarını rafa kaldıran ve nefis ve şeytanın ,kültür emperyalizminin öğretileri ile ilk okula uyu uyu yat uyu ile başlıyan millet küfrün ,şirkin,zülmün ve iğrençliğin alfabesini iyi ezberledi ağzından küfür eksik olmiyan ve her cihette uyuyan millet oldu illet oğlu illet. Rabbinin adıyla oku diyen Kur’anın ilk emrini çokları zaten bilmeyen ve kültür emperyalizmi ile dikte edilen emperyalist yayınlarla ALLAH(cc)sız ,Ahlaksız yayınlarla bu milletin değerlerini bile bile çiğneyen bir millet doğdu .Nasılki çanakkalede bozguna uğrayan İngiliz Lord Cürzon Bu Kur’an Müslümanların elinde oldukça biz onları mağlup edemeyiz demişti ,Ve yıllardır içi boşaltılan Kur’an ve sünnetteki islamdan ,nefis terbiyesinden 360 Güzel Ahlak kuralından ilahi hukuktan daha nice güzelliklerden ve müslümanın güzel değerlerini şahsında yaşatmaktan ibaret cihad ruhundan mahrum ve nefsinin dininden ,insi ve cinni şeytanların öğretilerinden ibaret eğitimle dini yöndende fenni yöndende hiçbir şey üretemiyen körkütük bir nesil .Bugün senin dininin güzellikleri kafir dediğinin malzemesi olmuş ancak sen gerçek islama ecnebisin nasılki bir Alimimizin dediği gibi Batıya gittim islamı gördüm ancak içinde Müslüman yoktu Doğuya gittim Müslümanları gördüm ama içinde İslam yoktu .Çok acıdır kendi öz değerlerinden koparılıp keferenin taşeronu kukla bir nesil olmak ,şahsiyetsiz, ruhu satılmış bir nesil olmak .UYAN Ey yüzyıllardır Dünyaya Adalet Ahlak ve pozitif ilmin dersini vermiş şerefli milletin bugünkü nesli ,yaşantınızda keferenin konforunu ararken ecdadın At sırtından inmeden ömrünü tamamladığını çoktan unuttun. Helal ,haram iman ile küfür birbirine karıştı sözde din olan sunulan din ,ilahi vahyin dini islamdan daha fazla ses getirir oldu. Ahlaki ve Adaletli olan ve inanıyorsanız üstünsünüz diyen vahyin dini yıllardır hakiki sahiplerini bekliyor ALLAH(cc) ve Resulüllah(asm) hep sabretti onlar inanıyorki genlerinde gerçek islamın malı nice güzellikler olan bu millet ümmeti Muhammed(asm) bir uyanışı efendi olmayı hak edecek bir çalışmayı yeniden hayata geçirecek şereflilerin omzunda gerçek İslam yeniden hükümran olacak bütün Dünyada bu hakikatı görecek.Evet uyumayın sadece Dünyanız değil Ebedi hayatınız tehdit altındadır bugün .Münafıkların sergilediği şirkin dinlerini değil Kur’an ve sünnetteki ALLAH(cc) ve Resulünün(asm)dini olan tek kurtuluş reçetesi gerçek islamla tanışın .Evet benim bildiklerimi bilseydiniz çok ağlar ,az gülerdiniz diyen sevgililer sevgilisi seni islama şuurla sarılmaya davet ediyor uyuma uyuma uyuma uyan artık Ebedi cehennemden kurtulmak için seninde bir şeylerin olsun .İnkar etmekle hakkın karşısına bir kısım emperyalist ölçülerle sahte kahramanları baş tacı edip ALLAH(cc) ve Resulüne(asm)saldırmakla insanlık sergilediğini ışık saçtığını zanneden ve cehaletin gırdabında boğulurken insanlığa saadet getirdiğini iddia eden şuursuz millet.
Tayyip Erdoğan bugün Atatürk gibi kıymetlidir ,onunda putunu dikerseniz altında kalırsınız,artılarını takdir eder ve yanlışlarını insani bir tavırla uyarırsanız gelecek inşallah güzel olacak .Bunun aksine yağcı zalimlerle ve muhalefet eden insanlıktan mahrum sırf yıpratıcı röl üstlenen hainlerle bir olup artılarını büsbütün mahküm ederseniz bu milletin bir yüz yılınıda sizler çalarsınız herkes nefsini sorgulamayı bilsin bize önce iman sonra Vatan ve bizi idare eden pozitif birikimi olan liderlerimiz lazım şimarmıyalım,şimartmıyalım gelen her nimet için başta ALLAH(cc)a teşekkür etmesini bilelim o her güzel nimetin tek yaratıcısı Yüce ALLAH(cc)ı küstürmiyelim kısacası her bir Vatan evladı haddimizi bilelim son 300 yıldır batı emperyalizminin bu milletin üzerindeki gerek ekonomik gerek kültürel tahribatı had safhadadır hareketlerimiz bu milletin değerleri için yapıcı olduğu sürece inşallah güzel bir geleceği millet olarak yakalıyacağız,ALLAH(cc) doğru işlere soyundursun ve doğru işlerde muaffak etsin inşallah.
Nurculuk,kemalizim,Şialık,vehhabilik ve tarikatçılık İslam değildir belki İslami etiketi olan rant şirketleridir her birinden insi ve cinni şeytanlar anormal derecede besleniyor.Lokomotif vazifesi gören liderlerinin nefsinin ve hevasının yoludur. İslam bu içten pazarlıklı misyonlardan çok çekti samimi Müslüman çok çekti,haddinden fazla alemi islamı meşgul ettiler.Zülümle geldiler ,zülümle yaşıyorlar zülümle gidecekler en azından gerçek İslam değil dışkı çıkaran nefisperest şirk kokan zülümlü yollar.Haliyle günümüzdeki Müslümanlık dışkı çıkaran münafıkların tekelinde bir İslam anlayışı,sadece güçlü pisliklerin hegemonyası ve vicdansız bir rant. Ve bu tabloya bakınca Sevgili Peygamberimizin(asm) Ahirzamanda fitne ve zülüm devamlı olacak hadisinden başka bir tablo yok.Kul hakkı yemek ve Hukukullahı çiğnemek masum mazlumu kahretmek en bariz özellikleri deccalizim iyi besleniyor ,iblis şeytan ve piçleri iyi besleniyor değil İslam bunların imanı bile şaibeli uyu uyu yat uyu demişlerya uyumak en güzel Müslümanlık.İnsanlar uykudadır ancak öldükleri zaman uyanırlar.H.Şerif.Hayatımın artıları ALLAH(cc)ve Resulünün(asm),ehli iman ehli namusun güzel Ahlaklıların . Hayatımdaki cinayetler iblis ve piçlerinin ve onların emriyle gezen şarlatan din simsarlarınındır,belki nefsiminde, payı var.
Madem Peygamberimiz(asm) Peygamberliğini açıkladığında ilk mesajı ben Güzel Ahlakı tamamlamak için gönderildim ölçüsü ise çocuklara ibadeti öğretmeden önce Ahlaklı olmayı öğretelim yoksa çocuklarımız Namaz kılan bir hırsız,oruç tutan bir sapık,hacca giden bir yalancı,kurban kesen bir tefeci,şehadet getiren bir terörist dindar geçinen bir haramzade fitne olabilir.
Önce düzüp düzdürdüler sonra yarattılar,Adaletin zerresinden nasibi olmiyanlar ALLAH(cc)kahretsin Kur’an ve sünnet dışı din anlayışlarını.
Nurculuk bizler muhabbet fadaileriyiz husumete vaktimiz yoktur ölçüsüyle nice ALLAH(cc)sız,Ahlaksız hain ve zalimleri kayırırken,nice hak sahibi masum ,mazlumu ,güzelim bacıları ,doğru müslümanı günah keçisi yapmış belki helak etmiş devamlı zülüm üreten bir yapılanmadırki öyle bir İslam yoktur.Haliyle sadece masum mazlum insanlığı değil ilahi hukukuda çiğneyen nurculuğun islama lokomotif olmaya hakkı yoktur zaten sait nursinin bütün yaptığı iman ile küfrün nikahını kıymaktan ibaret hırsızlık ve zülümden başka fiatı olmiyan nurculuk dini islamında doğru müslümanında düşmanlığından başka bir rölüde yoktur.Zaten son yüz yıla damgasını vuran bu sefil din anlayışının islamın birlik ruhuna ne ağır faturalar biçtiğide ortada bugün Alemi İslam kafirin senaryosunun mahkümü ise ,masum yavrular güzelim bacılar ,doğru Müslüman bedel ödüyorsa nurculuk başta olmak üzere Şialık ,vehhabilik ve kemalizminde bu cinayetlerde imzası vardır hepsi insi ve cinni şeytanların dinamoluğunu iyi icra ediyor.Kur’an ve sünnetin dinine dönmedikçe ilahi hukukta ,insanlık hukukuda mahkümdür kafir ve zalimlerin hürriyeti için kıçını yırttığı kadar gerçek masum mazlumun hukukuna zerre kafa yormiyan yapılanmalar bunlar her biri insi ve cinni şeytanların güdümünde bozuk 72 fırkanın bugünkü temsilcileridir.
ALLAH(cc)ın ,Resulüllah(asm)ın ,masum,mazlum güzelliklerin hakkını ben nasıl affedeyim öyle bir hakkımızmı var Hukukullahı çiğnemenin Kur’ani manayı çiğnemenin ,kul hakkı yemenin hakkını kim vermişki biz affedecekmişiz.ALLAH(cc) kul hakkıyla gelmeyin derken, şirk koşmayın derken.
ALLAH(cc) Rahmetini ikiye ayırdı%de 99 unu Mahşer günü mümin kulları için sakladı ,%de birini bu Dünyada bütün mahlükatının maddi manevi ihtiyacı için sundu ancak Dünya insanlığı hatta cinni pislikler Adaleti ilahiyi çiğnedikleri için ve nice din simsarı bile bencilce davrandığı için çoğu iklimlerde gerçek masum mazlum ilahi Rahmetten uzak ne mahkümiyetler yiyor ortada.Uyan ey Müslüman Dünya ey insan olduğunu iddia eden bencil zalimler hakkınıza razı olun ilahi hukuku ,insanlık hukukunu çiğnemeyin gerçek masum mazlumu çiğneyip kul hakkı yemeyin Adaletli ,Ahlaklı namuslu,helal ve dengeli kullar olun,sağlıklı sıhhatli huzur içinde olduğun her demde her bir masum mazlum içinde kendin ve ailen içinde en güzel duaları yap ,çok kazanıyorsanız hayırda yarışınki ebedi hayatınızda cennete dönsün ALLAH(cc) ın Rahmetinden ziyade Adaletine talip olunki Dünyada insanlıkta şirkin,küfrün,zülmün,iğrençliğin istilasından iblis karakterli gerçek zalimlerden kurtulsun.
Münafıklara,kafirlere ,şeytanlara Rahmet okumayı Müslümanlık diye satanlar musibetten kurtulamazlar Ahiretleride kocaman bir hiç tir.
Alemi düzmenin Pröfesörüsün sen Haydar Baş ,kurduğun ütöpik Dünyanda kahramansın bugüne dek ALLAH(cc)için,insanlık için ,Müslüman Dünya için Türk-islam coğrafyası için ne yaptın sende Atatürkün putunu dikenlerdensin henüz gerçek imandan bile nasibin yok,ütopyanın kahramanı Pröfesörlüğün bile çakma kaç yıl eğitimci oldun kaç yıl pozitif ilimlere kafa patlattın çakma Pröfesör.
Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ın olduğuna göre tek yaratıcı nimet verende ALLAH(cc) olduğuna göre kainatta nimet olarak değerli her şey ALLAH(cc)ın dır kimse başkasına ilahlık vermesin alemde bir tek ALLAH(cc)var kanunuda Kur’an ve sünnettir onun dışındaki her şey o ilahi kanunlara ve sahibi ALLAH(cc)a hesap verecek.
Niçin hala Akıllı ve Kur’ani hükümlere rıza gösteren biri olduğumu soruyor din şarlatanları insi ve cinni hırsız namussuz zalimler.Çünkü ben doğru değerlerin ve doğru insanların ve güzelliklerin aşığı iken hep sizin gibilere ömür boyu düzüldüm sadece ben değil gaflette kalmış nice güzelim insanda düzülmekten başka bir şey görmedi.İslam hırsızlık ve zülüm dini değildir,hırsızlık ve zülüm ,münafık ,kafir ve şeytan karakterlilerin işi. Doğru Müslüman ,helal,namuslu ,güzel Ahlaklı ve dengeli yaşarken,iyiliği emreder ,kötülükten nehyeder,davranışlarıyle insanlığa en güzel örnek olur.Din simsarı münafıklar ise her pisliğini dininiz diye yutturur. Doğru imanı özümsemiş şaibesiz mümin kullar her zaman benden daha hayırlıdır çünkü her ne kadar doğruları hayata geçirsemde ruhumu fazlasıyla zehirliyen zehirlemiş.Ben gerçek Müslümanlığı hakkıyla yaşıyamadım.Özümdeki güzellikleri ömrüm boyu din şarlatanları ,insi ve cinni şeytanlar,yalanıyle ,hasediyle,hırsızlığıyle zehirleyip durdular ve bana şirki,küfrü,zülüm ve iğrençliği hayat tarzı yapmaya çalıştılar bugün ise doğru ilimden Elhamdülillah nasiplenmiş biriyim ,hayatta ne gibi tiplerden ne zararlar gördüğümün farkındayım.Otokontrölünü ALLAH(cc)ile paylaşmasını bilen kendin olacaksın insi ve cinni şeytanların,şarlatanların şirk,küfür,zülüm ve iğrençliğin zerresinden her türlü haramdan,deccalizmin temsilcilerinden uzak,mutluluğu kendi içinde arıyan ve vahyin ilmine tabi olmaya çalışan gerçek mümin vasfsına kavuşan
ve şeytanlardan arınan helal,namuslu,güzel Ahlaklı ve dengeli kul olmaya çalışacaksınki ALLAH(cc) indinde bir kıymetin olsun.
Nefsini satın almak için tek sağlıklı çare ALLAH(cc) ve Resulüllah(asm)ın rızasını murad ederek Kur’an ve sünnet çatısı altında kendin olabilmek vahyin ilmi ile ilimlenmek Ahlaki ve Adil olanda o dur.Şeyhler üstadlar hocalar helal,namuslu ,güzel Ahlaklı dengeli vicdan sahibi kimselerse öylelerin duasıda makbüle geçer
Evet biz saf iken ve henüz yeterince ilmimiz yokken avlandık sütten dilimiz yandı,yoğurdu üfliyerek yiyoruz.Din simsarları yüzünden Dünyamızda,Ahiretimizde yandı.Artık her zaman kendimi ve alemi sorguluyarak yaşıyorum ne demiş sevgili Peygamberimiz(asm)Benim bildiklerimi bilseydiniz çok ağlar az gülerdiniz.Kul ile ALLAH(cc)arasına girip ruhumuzla kumar oyniyan şarlatanlara sermaye olmamalıyız uyanık olmazsak hayırlar ,ibadetler fayda vermez.Teslimiyet ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) olmalı gerçek vefalı ve Adaletlilerin en hayırlısı ancak onlar doğru kulluk ancak onların rızasında.
Şeytan farzları ihmal edip haramlara dalan kulların fiilleri ile beslenir ve semizlenir o hale gelen şeytan ile ölüm anında baş etmek zordur.Tevbe edip hayırlı amel işleyenlere altlarından ırmaklar akan cennetler vardır.A.Kerime.
Ya Rabbi biz ihtiyaç sahibi kulların Rahmetin olmadan yaşıyamayız,bütün güzel nimetler Rahmetinin eseridir sen istediğin için oldu bu fakir kulun Adalet istediyse Rahmetini üzerimizden kaldırmanı istemedi .Belki verdikçe azan ve sana insanlığa düşman olan imansız zalimlerin Rahmet içinde yüzerken masum mazlumun güzelliklerin yanmasına dayanamadık ve masum mazlumu katleden o kafir gürühün haddini milyon kere aşanların Rahmetine layık olmadığını söyledik inşallah isyan değil yaptığımız.Biz zayıf kullarını Rahmetine şükür ehli kıl.Bol bol veripte azanlardan olmiyalım inşallah iyilerle paylaşmasını bilelim.
İblislerle ,kafirlerle ruhu kafir münafıklarla bir olup nice güzelliklerin zehirliyenler ,yeyip bitirenler cennete gidecekmiş evliya imiş ALLAH(cc)ın dostu imiş .
Ben ibadet ve hayır yapmışsam dışladığım hiçbir pisliğin üzerimde hakkı yoktur.İbadet ve hayırlarım Adili mutlak olan her güzelliğin hakiki sahibi ALLAH(cc) içindir.Güzel nimetleri hak ettiğine inandığım güzel Ahlak sahibi helaline ,namusuna düşkün güzellikler içindir.
Kainatın sırrını azda olsa anlıyan biri bütün zevklerden kesilir,belki sadece ALLAH(cc)ile olmak ister,çünkü Dünya tarihinin bütün pislikleri fazlasıyla Kainatta mevcüt,insi ve cinni şeytanların işide insanlığın felaketine çalışmak.
Deccalizmin fabrikası nurculuk eseri kemalizim ve imanla küfrün nikahından ibaret piç nesil,dinamoları cinni şeytanlar,rant insi ,cinni pislikler için ,sermayeleri aptal ,saf Müslümanlar,zülümle geldiler,zülümle yaşıyorlar,zülümle gidecekler.
Dalaleti ilahi diye bir şey yoktur,ALLAH(cc)lık tastlıyan insan ve cinlerin şahsı manevisi var.O kadar gelme üstüme hayat ben zaten dolmuşum.
Değerli cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğana -önemlidir -
Nasılki kurtuluş mücadelesi gazisi Mustafa kemali kendi değerlerine düşman olacak kadar ruhen zehirlediler ve işin mimarı olan sait nursi ve cinni pislik dostları M.Kemal henüz tertemiz mazisiyle barışık bir halde iken başta cinni şeytanların emriyle sonrada sait nursi denen ömrü boyu haram yemiş din şarlatanının emriyle deccal ilan etmişler ve 1923 ten taki M.Kemalin ölümüne kadar 1938 e kadar o kurtuluş mücadelesi gazisinin ruhunu insi ve cinni kafirlerin ruhuyla yoğurmuş durmuşlar o da yorgun ruhuyla kendini içkiye aleme vermiş,inkilaplar yapmış açık söylüyorum nurculuk tarikatçılık gibi akımlar cinni şeytanlarla ruhen yoğrulmuş nicesininde içine girerek nesiller piçleştirilmiş cihad ruhunu içinde yaşatan doğru Müslümanlar ruhen iflas ettirilmiş birincisi Hz.Ali (ra)hakkında Resulüllah(asm) Hz.Ali(ra)de iki sınıf insan helake gider biri ifratı muhabbetten diğeri ifratı adavetten der Hz. Ali(ra)ın bu pröblemli halinin kaynağı cinlerden bir ifriti kendine koruyucu istemiş ve bu fitne halin kaynağını teşkil etmiştir.ikincisi Evliyaların şahı diye satılan Abdülkadir geylaninin hali içine cinlerin girdiği bir ineğin talimatıyle ilim öğrenmeye giderek başlamış yaşantısında ve eserinde cinler zararsız mahlüklardır diyor şeytan başta olmak üzere cinleri asırlardır kudsamayı bunun yanında defalarca nasihatlerinde insanlara deccal deccal diye fişliyerek asırlardır muhtemel bir deccal fitnesinin profilini müşahhas bir hale getirip şeytan misali bir insan yaratmayı yazdıkları zehirli eserleriyle insanlığa mal etmişlerdir Kur’anda Cenabü Hak enam süresi 128. Ayette ey cinler topluluğu siz insanlara çok çektirdiniz siz insanların çoğunu aldattınız ve kendinize bağladınız der asırlar boyu Kur’ani mananın ve doğru müslümanın tahribatı var Kur’ani mana insana ALLAH(cc) kaldıramıyacağı yükü yüklemez der gördük Adıyamanıda nurculuğuda süleymancılığıda dinleri mehdi deccal endekslidir sihirbazlıkla gizli şirki yaşatarak kurani manayı öldürmek yarışı var Kur’anın müslümanı ise ben güzel Ahlakı tamamlamak için gönderildim diyen en şerefli insan yüce ALLAH(cc)ın sevgilisi sevgili Peygamberimiz(asm) önce güzel Ahlak demiş ve bütün hayatının temelini teşkil etmiş helal namuslu kul hakkı yemiyen vicdan sahibi Adaletin en güzeline Muaffak olan en faziletli kullar yetişmiş ve insanlık tarihinin en şereflisi olmuş sahabileri kainatın çekirdeği olan Kur’an ve sünnet ile şekillenmişler ancak tarikatların yapılanması ile şeyhinde fani ol deyip ,şeyhi olmiyanın şeyhi şeytandır deyip yine cinni pisliklerinde güdümünde sahte ilahlar olan şarlatan şeyhler doğmuş –şeyh milletini genellediğim yok bir şeyh edebaliyede şeyh demişler onun misali ilmiyle insanlığa ışık tutmuş,edepli güzel Ahlaklı değerli zatlarda gelmiş geçmiş onlarda bir sorun yok sorun şarlatanlarda sizi biz kurtaracağız deyip insanların Aklını öldürenlerde imanını söndürenlerde şirke teslimiyeti kulluk diye satmada görüyoruz madem Adıyamandaki şarlatan evliya idi onun ikliminde nice çocuğa tecavüz edildi bunlar şeytanları ruhlarında besliyen mehdi deccal endeksli dinciler evliyalıkları şarlatanlıktan ibaret Muhammed Raşid öldüğünde müridlerinden hortumladığı 5 milyon doların kavgasını yaptılar ve edepsizliklerinin boyutuna gelince gerçek mürşidi kamil müridinin hanımı ile yatağında kaç takla attığını bilmeli derler müridleri şeyhe iplerle bağlamışlar rezilliğin adı en güzel İslam belki sünneti seniyye onlara tabi olduktan sonra sapıtanlar eksik değil rezilliklerinin gerçek boyutunu ancak mahşerde görecekler.Gelelim nurculuğa sait nursi denen din simsarı bir kere ümmetimin şerlileri bekarlarınızdır hadisi şerifinin en şerli muhataplarından biri,kadını her gün sabah akşam şer bela fitne diye zikrederek bugüne dek nicesini kafirlere zalimlere sermaye yaptıkları gerçeği ortada m.kemal görünüşte namusunu pazara dökmüş nurculuk denen şirkin dini nicesini cehennemini hazırlamış sultan Reşattan doğuda üniversite yapacağım
diye hortumladığı 19000 osmanlı altınını ki bugünün değeriyle 20 trilyonun üstünde bir meblağ şahsi işlerinde harcamış bir haramzade üstelik kendini anadan babadan seyidim diye satmış bir sahtekar zaman şahıs zamanı değil diyerek doğru kişilik sahibi Müslümanların katliamını gerçekleştirmiş kim olursan ol gel birbirinde fani ol deyip kendine inanan saf insanları kafir ve zalimlerin şeytanların ruh ikizi yapmış risalei nurda ilerliyenin ruhu kararır der eserinde. Hiç helaliyle namusuyla güzel Ahlakıyla yaşıyan bir insanın ruhu kararırmı ibadetine ibadet katanın ruhu ilahi nurlara mazhar olur letafet kespeder ancak nurculukta başından beri ümmeti muhammedin(asm) katliamıyle bacıların katliamıyle iman hizmeti yapıyoruz diye sihirbazlıkla piç bir nesil ki hiçbiri onca ibadetine rağmen kendini taşıyacak kişilikli bireyler değil her yol meşrudur o dairenin sivrilerine göre Yahudi cennetliktir ancak kuranın müslümanı deccaldır özet olarak nurcukla amel etmekte doğru Müslümanlık değil o dairenin en sivrileridir Adnan Oktar feto yahudisi çakma mehdileri dün Mustafa kemali ruhen zehirleyip idam eden sait nursi ve cinni pislik dostları bugününde faturasını çıkarmışlar nurculuğa göre deccal 40 günde dünyayı dolaşır der bugün o dairenin deccal diye vasfettiklerinin listesinde sizde başı çekenlerdensiniz sizi büsbütün fitne yapmanın gayreti var ve feto kafirini hala o cemaat ruhen besliyor koruyor insi cinni kafir dostlarınıda doğruları haykıran doğru Müslümanlara bela edip deccal ilan ederek zehirleyip duruyorlar bu yapılanmalar din müfritliğinin müşahhas halidirki sevgili peygamberimiz(asm) din müfritlerine şefaatim yoktur der bunların yüzünden ruhumuzun ve şahsımızın her hayrı her ibadeti ruh göçünü yaşıyor gerçek İslam az çok diyanet çerçevesinde yaşanıyor ancak tarikatlar ve nurculuk çok daha gayretli cemaatleşme ile her cinayetlerini din diye hayata geçiriyorlar tabandakiler hiçbir şeyi sorgulamadan kuranı hakikatlerden uzak bu yapılanmaların yakıtı yaptıkları ibadetler şeyh için üstad için mahşerde hesabınıda şeyhler üstadları görecekmiş ve cennete onlar taşıyacakmiş halbuki Cenabü Hak kudsi hadiste sizin teker teker hesabınızı göreceğim der bir kısım kulların hesapsız cennete bir kısım kulları hesapsız cehenneme dolduracağınıda haber verir anla artık İslam alemi niye fitne kazanı çünkü kurani mananın mahküm edildiği, ruhbanlığı esas alan ve dinimiz gaybiyatla uğraşmayın tecessüs etmeyin demesine rağmen en mahrem hayatlar bile bu pisliklerin ve cinni kafir dostlarının tarlası eğer eserimi dikkatlice incelerseniz daha sağlıklı bilgilerede kavuşursunuz Süleymancılığa gelince o yapılanmadada diğerlerinde olduğu gibi şeyhleri ALLAH(cc)lık makamında ne demişsede din olmuş ancak nurculuğa ve adıyamana nazaran daha pozitif bir görüntüleri var kısacası genel tablo insanları ALLAH(cc)tan koparmanın ve azgın nefislere mahküm etmenin adı en güzel İslam gör İslam dünyasını bunların saltanatına nice çoluk çocuk nice biçare bacı nice masum mazlum doğru Müslüman nice Rabbimizin haklarında hayır murad ettiği ve güzelliklerle donattığı güzelim insanlar bedel ödüyor sayın Tayyip Erdoğan lütfen benimle boğuşma beni ve benim gibi düşünen kurani manayı yaşamaya çalışan doğru Müslümanları harcarsan sende şirkin pisliklerini küfrü,zülmü,iğrençliği şahsında yaşatan ve o çanakkaledeki birlik ruhunu kuvai milliye ruhunu cihad ruhunu öldüren bu pislik gidişatın içinde kaybolur fitne olur çıkarsın zaten şeytanların dersiyle aleme şekil veren o şarlatanlar yeni beton kemaller yeni deccallar yaratmanın peşinde iman hizmeti hikaye fazla göze batarsan senide fitne dinleri ile yerler sen elinden geldiğince dikkatli ve uyanık olmak zorundasın ,bugün Türkiyede kanunlarla korunan her türlü haramın kapısını kapatmaya bak bunu yaparken seni ilahlaştırmaya çalışan bu dincilere ve cinni pislik dostlarına ve imansız yağcılara karşıda uyanık ol tarikat ve cemaatleri diyanetin denetimi altına al bizim sahte ilahlara tahammülümüz yoktur bütün bunları yaparken piyasadaki insi ve cinni şeytanların ekmeğine yağ sürecek davranışlardanda uzak olun marjinal ateist komünsit ALLAH(cc)sız Ahlaksız tipleride iyi kontröl edin cemaatlerden guruplarla orta öğrenimde ek derslerden bahsediliyor sağlıklı bir netice vereceğine inanmıyorum belki diyanette ilahiyatta yetişmiş hocalarla kuran ve sünnet endeksli bir eğitim olursa inşallah meyvelerini toplarsınız hala Atatürk üzeriden rant edinen her kesimde şarlatanlar eksik değil kimisi deccal diye putunu dikerken kimiside hala büyük kurtarıcı diye ilahlaştırmaktan başka birşey yaptığı yok belki ancak artıları alınır doğru işeri takdir edilir yanlışları bal gibi satılmazsa o da doğru fiatını bulur,bu durum sizin içinde geçerli henüz yaşıyorsunuz yanlış işlerinizden arınıp inşallah pozitif bir kişiliği koruyun özellikle dikkatle üzerinde durulacak İslam anlayışı ancak kuran sünnet çerçevesinde başta umum hak peygamberlerin(asm) hayatı ve ashabın(ra) büyüklerinin örnek yaşantısını baz alıp insanlığı gerçek islamla tanıştırınki dine ucube diye bakanlarında belki vicdanları uyanır nasibi olan hidayetide tadar inşallah yoksa din şarlatanları 6 yaşında çocuğu evlendirir kadını potansiyel suçlu görür ancak kendileri her şeytanlığı yapar olur en doğru Müslüman Adalet hususundada gayretli olun kuran derki hevanızı terk etmedikçe Adaletli olamazsınız evet artık her türlü haramı insanımızın hayatından çıkarmak içinde gayretli olun ehliyetli kendini yetiştirmiş öğretmen ve hocalarımızıda iyi seçinki en güzel örnek onlar olmadıkça toplum iflah olmaz güzel bir gelecek Dünyadada Ahirette ancak hayal olur.Bugüne kadar gördüğüm her doğru işinizi takdir ettim duacı oldum vicdanen rahat olduğumda partinizide reyimle destekledim ancak size getirdiğim tenkidleri zamanında yazıp sizinle paylaştım ancak 15 yıldır yazdıklarımda o gün itibarıyle belki kontrölsüz düşünce buutundan çıkarak hakaret içeren kelimeler sarfetmişim doğru işlerde ümmeti Muhammedin(asm) ve Türk milletinin ve mazlum insanlığın yararına yaptığınız ve yapacağınız her doğru işin en samimi destekçilerinden olmaya çalışacağım inşallah Atatürkün başına bela olup bugünkü fitne İslam coğrafyasını yaratan şirkin ilahı şarlatan belki vatan haini insanlık düşmanı sahtekarlardan şarlatanlardan olmiyacağım inşallah evet değerli Tayyip Erdoğan sen doğru duruş gösterdiğin her demde milli ve manevi değerlerimizin ve masum mazlum insanlığın dostluğu için çalışmaya bak evet Tayyip Erdoğanda Peygamber(asm)değil melek değil haşa ALLAH(cc) değil –yağcı fevai aslanın dediği gibi ALLAH(cc)ın bütün vasıflarını şahsında yaşatan biri değilki öyle bir şey peygamberlere (asm) bile isnad etmek şirke girer Tayyip Erdoğanda nefis sahibidir hatada yapar günahta işler yalnız şunuda unutmayın insanları günahları yüzünden yargılamak bizim haddimize düşmez diyen bir Peygamber(asm) ın ümmetiyiz ben yıllardır hastayım ve eserimi okursanız görürsünüz dışladığım iblis şeytan ve piçlerinin şarlatan din simsarlarınında günah keçisiyim lütfen hasta anamın derdi ile uğraşıyorum o bir Alzheimer hastası 1 yaşında çocuk gibi her saniye kontröl gerekiyor evime giren gelir 3100 tl yaklaşık 2000 tlsi bakıcı kadının maaşı ve sair masrafları geri kalan 1100 tl gibi bir para ile ayakta durmaya çalışıyoruz ne hapise girmem nede bir tazminat ödemem hiç te iyi bir sonuç doğurmiyacak uğraşacaksan yinede sen bilirsin olgun Müslüman şahsına değil kudsi değerlere düşman olana tavır koyar ancak ALLAH(cc)a emanet olun fitnelere karşı dik durun dengeli olun fitne olmayın inşallah Alemi islamında masum mazlum insanlığında yapacağınız her doğru işe sizden ziyade ihtiyacı var bir Tayyip Erdoğan kolay yetişmiyor diyebilirim her akşam evinize gittiğinizde kuran ve sünnetin huzurunda ALLAH(cc) ve Resulüllah(asm)ın huzurunda bu milletin şerefli tarihi huzurunda nefsinizi sorgulayıp inşallah sağlıklı bir mümin kişiliği ile daha güzel işlere imzanızı atarak
Zavallı insan sizsiniz Süleymancılar ,nurcular ,tarikatçılar,Kemalistler her biriniz kaldıramıyacağınız kadar yükler yüklenmiş beyinsiz kuklalarsınız her türlü fitneye açık bir ruh yapınız var kur’anın dinine dönmedikçe Dünyadada Ahirettede daha çok çeker dostlarınızada daha çok olumsuzluklar yaşatırsınız çünkü mevcüt yapınızdan şeytana varıncaya kadar her pislik nemalanıyor.
Şereflileri şerefsizlerin nefis ruh ve amelinden koru Ya Rabbi ,şerefliler ALLAH(cc)ın sevdikleri ve dost seçtikleri,masum ,mazlum kategorisine koyduğu güzel yarattığı kullarıdır.Onlar güzel Ahlaklı namuslu helal vicdan sahibi merhamet ehli Kur’an ve sünneti Rehber edinen kul hakkı yemiyen haramlardan uzak ilahi hukuku çiğnemiyen faziletli insanlardır insanlık öylelerin hürmetine rızıklanır. .Şerefsizler şeytanın ve yandaşlarının yolunu yol belliyen şirkin,küfrün,zülmün,iğrençliğin mimarı hevasını Rab edinen ALLAH(cc)sız Ahlaksızlardır cehennem ehlidir.
Ne kadar ALLAH(cc)lık tastlıyan insan ve cin varsa ne kadar hevasını ,insi ,cinni pislikleri Rab edinen varsa ne kadar şirkin ,küfrün ,zülmün,iğrençliğin mimarı varsa ,şerlerinden cümle masum ,mazlumu,cümle güzellikleri kurtar ey her güzelliğin hakiki sahibi tek yaratıcısı güzelim ALLAH(cc)ım.
Sıhhat ,iman,güzel Ahlak helal ve namuslu olmak,vicdan sahibi olmak Dünya ve Ahiret nimetlerinin en güzelidir,elbette teknolojide ileri seviyelere ulaşmak müslümanın şiarı olmalı miskinlik rezillik,tembellik karakteri olmuş ,haramlara batmış ALLAH(cc)sız Ahlaksızlarla olacak şeyler değil hiçbir güzelliğin hayata kazandırılması.
Şu Fetocuların gazetesi zaman özellikle seçilmiş bir isim sanki,tersinden okuyunca namaz görünüşte müslümanın profili ve o gurubun ılımlı İslam hikayesiyle nice doğru müslümana,belki namazın hakkını veren imanına vatanına güzel Ahlaka sevdalı doğru Müslümanlara düşmanlığı artık tescillendi Feto artık Yahudi ve Hiristiyanların kölesi ve onlardan biri her şey aslına rucu eder der Yüce kitabımız Kur’anı kerim demekki hayatı boyu o şirk ehlinin muhabbetiyle yaşamış ve bugünlere gelmiş.Hala peşinden koşanların ALLAH(cc)tan bir şey istemeye müslümanım demeye hakları yoktur La ilahe illallah diyeni öldüren cehennemliktir hükmünce Müslüman kardeşlerimizi katleden o cemaat mensupları hala Fetonun muhabbetiyle yaşıyorsa kişi sevdikleriyle haşrolunacak der güzel dinimiz İslamiyet.Artık hem kafir ve zalimlerin muhabbetiyle yaşayıp hemde Müslüman geçinen hain münafıklar boşuna cennetin hayalini kurmayın bütün güzelliklerin düşmanları zalimler guruhu.
Tağutu,şeytanları,haramları,şirki,küfrü,zülmü,dışlamadan en azından farzları yapmadan Müslüman geçinen ancak kendini kandırır bende müslümanım diye.
İnsanların çoğunun iki tanrısı varmış birincisi yaptığı işe ALLAH(cc)ne der dermişler ikincisi ALLAH(cc) tan çekinmedikleri kadar elalemin yargılamasından çekinirlermiş.
Her insan hata yapar ve günah işler ,günah işleyenlerin hayırlısı günahlarına tevbe edenlerdir.H.Şerif. Beş vakit namaz küçük günahlara kefarettir H.Şerif. İnsanlar günah işlemeseydi o kavmi kaldırır günah işleyip tevbe eden bir kavim yaratırdım.H.Kudsi Bütün bu ölçüler bizi günah işlemeye teşvik etmemeli aksine kul kendini kusurlu bilmeli her zaman tevbekar olmalı,büyük günahlara düşmekten ALLAH(cc)a sığınmalı Rabbinide affedici geniş merhamet sahibi bilmeli.
Çokları nefsini paşa paşa beslerken bereket içinde bolluk içinde bile bencilken ,müslümanın doğrusu kendileri geçiniyorken,belki öyleleri bütün pozitif birikimimi çalmışken ben yıllardır musibetler içinde ,müminin zindanında yaşadım.Hala ben cehennemlikte beni mahküm edenler, nice din hırsızı nice iftiracı zalim belki kafir ,şirk ehli şeytanlaşmış tipler cennetlikse ortada hak ,hukuk diye bir şey yoktur,Alemin domuzlarını kayırıp nice masum mazluma o domuzların pisliğini saran cümle şirkin pisliklerine Ebedi lanet gerçek zalimler sürünsün inşallah.
Bugünde uyuduğumda ALLAH(cc)ın safi bir kulu bana dersimi verdi beyin nedir diyor kalbini fethedeceksin diyor bana sorarsan beyinde önemli insanlar dış görüntüne bakar itici tavırlar içine giren bir müslümanda olmiyacaksın,güzelim dinimiz islamı yaşıyorum diye islamdan nefret ettirmiyeceksin ,güzel Ahlak hayatının temeli olacak , ancak rüyada gördüğüm safi kulun verdiği derse gelince biz herhalde layıkıyla ALLAH(cc)a kulluk yapamamışızki melun şeytan ve itleri her fırsatta rahatsızlık verebiliyor evet kalbin her türlü masivadan temizlenmedikçe halis ibadetler olmuyor,haliyle kalp ayinei sameddir cenabü Hakka liyakatli kulluk kalbin temizlenmesiyle mümkün, biliyoruz belki bütün davranışlarımızı kalbimizde olanın bir yansıması olarak görmeliyiz bu kuru zikirden ibaret değil başta her türlü haramın ve haramzadenin seninle kalbi bir muhabbeti kalmıyacak ondan sonra dengeli istikrarlı her zaman taşıyabileceğin bir hayatın olacak ,iyilerin dostluğundan kopmadan bozuk felsefelerden ve ibadet diye dayatılan taşınmıyacak hallerdende sakınacaksın ,ifrata tefrite düşmiyeceksin ,güzel Ahlaklı olmanın gayreti içinde olacaksın kafirlere zalimlere şeytanlara iç dünyandada yer bırakmıyacaksın kısacası Peygamberimiz(asm)ın dediği gibi bu din sevgi ve buğz olacak ,iyiler dost,kötüler düşman safına konacak doğru ilim ve itikadın olacak,helal rızıkla gıdalanacak ,geçimini helal dairede sürdüreceksin ,namuslu bir hayatın olacak,takvayı hayatının temeli yapabileceksinki şeytana ve avanelerine söz hakkı kalmasın.Çekirdek kalptir kalp sağlam olunca güzel meyvelerini Dünya ve Ahiretinde cennet vari bir hayat olarak bereket içinde bir yaşamın ferdi olarak tadacaksın en güzel halleri maddi manevi hayatında göreceksin . Hepsinden önemlisi inşallah duaların makbül dualar olacak ruhun huzura kavuşacak inşallah.Bu din müfritliği değildir din müfritleri her şeyi mübah görüp ibadetine ibadet katan riyakarlıktan geri kalmıyanların görüntüsüdürki öylelerine şefaati Peygamberi(asm) yoktur.Kalbini temizlemeye Muaffak olup Rabbi ile barışık olan ancak gerçek mümin vasfını kazanmış olur.Ancak bu şekilde vesveseden nefsani şeytani düşünce ve davranışlardan kurtulur selametli bir limana sığınmış olursun .Aptal olmiyacaksın Aklınla tartacaksın ama kalbinede danışacaksın Müslüman aptal olmaz,aptaldanda Müslüman olmaz.İşte Ebedi cennet.Ruhun ve kalbin cennet fikir ve fiillerin cennet Dünyan cennet ,Ahiretinde cennet inşallah.
Güzellik namına ,nimet namına ,Rahmet namına Adalet adına ,güzel Ahlak adına helal ve namuslu olan adına fazilet adına, merhametli ve vicdanlı olmak adına ne varsa ALLAH(cc)ın dır şirkten ,küfürden ,zülümden,iğrençlikten ,iblis şeytan ve piçlerinden her türlü olumsuzluktan arınmak adına ne varsa ALLAH(cc)ın dır kısacası Ayette beyan edildiği gibi yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ın dır bu ise güzel bir şükür isterki Dünya ve Ahiretimiz cennete dönsün .Bunun ise en güzel ve tek yolu umum hak Peygamberlerin(asm) hayatını Kur’an ve sünnete uygun bir hayatı hayat tarzını hayatımızın kendisi yaptığımızda ,en azından farzları yapıp haramları terk ettiğimizde insi ve cinni şeytanlardan arındığımızda cennete layık gerçek mümin kullar olduğumuzda gelen her güzel nimetin farkında olup şükrümüzü icra ettiğimizde inşallah Rabbimizin cennetine layık samimimi kullar olduğumuzda gerçek Adaletin güzel Ahlakın helal namuslu ve vicdani olanın kul hakkının ve ilahi hukukun çiğnenmediği bir hayat tarzının ve hayatımıza hakim olduğunuda göreceğiz .
Sait nursi gibi ömrü haram yemekle zülmetmekle geçmiş felsefeciyi dinin malı olmiyanı din diye satan bir hayatın münafık bir insanını Dünyanında Ahiretinde efendisi yaptın hırsızı namussuzu başımızın ruhumuzun belası kıldın melun şeytan buna karşılık bu iman hizmetinden dolayı sana ebedi cehennem farz olsun inşallah en şiddetli azap nasip olsun inşallah cümle din şarlatanlarına ve hocaları iblis şeytana.Eğer Ahmet Tomor hocanın naklettiği hadis ki Deccal Suriye ırak arasında çıkacak hadisi sahih bir hadis ise bitlisin konumu orası olduğuna göre sait nurside deccallığın önde gelen adaylarından biridirki ömrüde kurduğu dinde işi gücü hırsızlık edepsizlik ve zülümdür. İşleri güçleri iman ile küfrün nikahını kıymak malzemeleri aptal Müslümanlar mesleği ise dostu yemekten ibaret Halili ye.
Nefsi için kainatı istiyen nurculuk alemi islamı kilitlemiştir ebedi cehennemde yanarım havası atan nurculuk alemi islamı kilitlemiştir bir bakışta batma kainatı içine alan bütün duygularını onda batırma diyen nurculuk alemi islamı kilitlemiştir bu şartlarda asla nefsini satın almak gibi bir şansın yoktur bacıları umumi olarak şer bela fitne diye zikredip milyonların felaketine çalışan nurculuk alemi islamı kilitlemiştir ,zaman şahıs zamanı değil diyen nurculuk doğru müslümanın katliamıyla alemi islamı kilitlemiştir kim olursan ol gel birbirinde fani ol diyen nurculuk en iyileriyle en kötüleri bir ruh bir nefis yapmış nesil piçleşmiştir doğru müslümanın katliamı nuculuğun işi o dairenin tasarrufuyla devamlı kul hakkı yeniyor o derece ilahlaştırılan kusursuz ehli sünnet alimi diye satılan sait nursi 19000 osmanlı altınının üstüne oturmuşki bugünün değeriyle 20 trilyonun üstünde bir meblağ haramzade ömründe geçimi için hiç çalışmamış bir şarlatandır artık o nurcu kalabalıkta kendilerini sorgulasın onun için nurculuk asla islamı temsil etmeye hakkı yoktur.o dairenin sivrilerinden hiç biri sütten çıkmış ak kaşık değil tabandakilerde onlara çalışıyor bir şirketi manevi olduklarını söylüyorlar Ahirette ALLAH(cc)tan bir şey istemeye hakları yoktur patron sait nursidir kanun koyucu o ve sivri dostları Adnan Oktar,Feto,çakma mehdi gibi insanlığın felaketine çalışanlarda nurcu geçindiğine göre tabandaki aptallar ordusu artık sorgulasın gittikleri yolu.Sadece m.kemali deccal ilan etmekle haklı olduklarını zannettiler ve sadece en güzel yıllarımın birikimini çalıp beni günah keçisi yapmaklada iman hizmeti yaptıklarını zannettiler ancak kafir ve zalimlere rant nurculuğa göre kafirlerde velayet sahibidir evliyadır ey iman ile küfrün nikahını kıyan sait nursi hala sen kahramansan ve nurcular 100 şehid sevabı kazanan sahabi misali Müslümanlarsa alemi İslam niye cehennem yüz yıla imzanızı attınız ne kuvai milliye ruhu kaldı ne Çanakkale ruhu kaldı alemi islamı parçaladınız fitne kazanı yaptınız oldunuz en doğru Müslüman uyanın kur’ani mana ile amel edin nefsinizi satın almak gibi bir şansınız olsun yoksa Ahirette müflis olarak sait nursinizden dilenerekmi cenneti kazanacağınızı zannediyorsunuz.kötü sizsiniz aynada kendini gören müflis nurcular sait nursiniz demiyormu nurculukta ilerliyenin ruhu kararır diye doğru müslümanın ruhu kararmaz ruhu kararan nurcular kafirlerin zalimlerin hamalı ve ruh ikizidir kendinizi kandırmaya devam edin insanlar uykudadır ancak öldüklerinde uyanırlar.H.Şerif.Bizler muhabbet fedaileriyiz husumete vaktimiz yoktur diyen nuculuk Peygamberimiz(asm)ın temeli sevgi ve buğz olduğunu söylediği kur’ani manayıda öldürmüştür onlara göre başta şeytana sonra onun peşine koşanlara nice insanlık düşmanına ALLAH(cc) ve Resulüllah(asm)ın düşmanınada muhabbet esas ve bu derece islama ters düşmüş bir tabloyu iman hizmeti yapıyoruz diye alemi islamın başına bela ettiler daha feto gibi nicelerini kusacak o din şarlatanlığından başka bir şey olmiyan nurculuk dini.
Sana göre şeytan içimizdeki basit bir his olabilir şemsi Tebrizi efendi ancak islama göre şeytan her türlü haramın şirkin,küfrün,zülmün,ve iğrençliğin çarşısıdır ve essebebü kel fail sırrınca bütün felaketini hazırladığı insanların tümünün günahından ziyade günahkardır ve en azılı bir pislik ve ALLAH (cc)ında insanlığında ilk düşmanıdır.
İyilerden ehli kalp birine sormuşlar şeriat nedir,tarikat nedir,hakikat nedir diye o zat soruyu soran müslümana filan camide buluşalım sorunu cevaplıyayım demiş.önce birine yanaşmış ensesine bir tokat patlatmış o kişide kalkarak buna bir tokat patlatmış bu birinci sorunun cevabı kısasa kısas bu şeriat demiş sonra ikinci bir adama yanaşmış bir tokat patlatmış o kişide dönmüş bakmış kimden geldi diye sonra kendi işine devam etmiş bu ikinci sorunun cevabı bu tarikat demiş sonra üçüncü bir adama yanaşıp bir tokat vurmuş o kişide zerre kadar vurulan tokatla alakadar olmamış işine devam etmiş bu ise üçüncü sorunun cevabı bu ise hakikat demiş.Ancak mahşerde şeriatı garra tecelli edecek orada kim zerre hayır yaptıysa mükafatını ,kim zerre şer yaptıysa cezasını görecek .onun için eline beline diline hakim ol sonuçta müflis olma.Mazlum ol zalim olma diyor sevgili Peygamberimiz(asm).Ben şeytana ve piçlerine acımam şeytana acıyan münafıklara kafirlere katmerli zalimlere acıyanlar benden değildir bende onlardan değilim.Hakikat dediğin şey taşınacak şeylermi zannediyorsun yükünüz bir iken bine çıktı sen hangi cesaretle yüklendin ey zalim insan beyinsiz insan .Tarikat dediğin şey bile kur’anın islamından sapma ise hangi beyinle insanlığın yükü yaptınız bu yapılanmalar ile şeytan hayatınıza ortak oldu kalbinize girdi belki çoğunuzun nesline ortak oldu ve ikliminizde küfür zülüm ,şirk ve iğrençlik,her türlü haram hep hür oldu siz gafiller kafir ve zalimlerin ruh ikizi oldunuz Kur’an ve sünnetin şeriatı garranın hakkını veren gerçek müminlerin ikliminde zerre fitne barınamazken asırlardır insanlık cinni şeytanların insi şeytanların oyununda kurban gittiyse işin dinamosu sizin çakma din anlayışınızın ürünü olmuştur.onun için iki tanrıya tapanların dini iki ruhluların dini beni ilgilendirmiyor kurtuluşun tek adresi sevgili Peygamberimiz (asm)ında dediği gibi size iki emanet bırakıyorum onlara sımsıkı sarılırsanız sapıtmazsınız onlar ALLAH(cc)ın kitabı Kur’an ve benim sünnetimdir der bu pencereden bakarsan cinlerin telkiniyle icad edilen tarikat mesleğinide hakikat mesleğinide şeriatı garranın huzurunda objektif olarak görürsün.
Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste,masum ikende mazlum ikende katledilen bir kul iken alemi zülmü ile şirk,küfür,iğrençlikle her türlü haram ile dolduranlar bana hala hased edip cehennemle tehdit ediyorlar.
Beni menfi kaderime terk edip Dünya bataklığında büsbütün boğmiyan ALLAH(cc)a sonsuz hamdü senalar dahası özüme derc etmiş olduğu Rahmani çekirdeğin hakikatlerine kavuşturan ve katledilmiş ruhumu cihad ruhuyla değiştirip hakiki müminin seciyelerine layık gören ALLAH(cc)a sonsuz Elhamdülillah yeniden dirilişimi pozitif manada her demde fedakarlığıyle destekliyen ve ruhumdaki nefsimdeki fitnelere sabreden belki bertaraf edilmesini isteyen en fedakar kul Hz.Muhammed(asm)a sonsuz selatü selam en güzel kulluğu en güzel ümmetliği yapacak olsam bile hiçbir zaman ne sizin nede güzelim kullarınızın hakkını ödemiş sayılmam meccanen affeyle ya Rabbi fitnelerden arındır hayatımızıda sonumuzuda hayırlı kıl hiçbir güzelim değer verdiğin kulun ne günahlarımın ne bir insi ve cinni şeytanın ne bir din şarlatanının kurbanı olmasın inşallah huzuruna bir müflis bir şaki bir insanlık düşmani kul hakkı yemiş biri hukukullahı çiğnemiş biri olarak çıkarma inşallah kadersizliğimize hükmedip bizede mümin muamelesi yap bir masum mazlum bir güzelim kul zarar görmeden inşallah.
Ben cehennemide gördüm oraya bir saniye bile kimsenin dayanabileceğini sanmıyorum imansızlara zülüm şirk ve küfür ehline Ebedi azap var Rabbül Alemini bütün esma ve tecelliyatı ile razı olduğu her şeyi ile kabul ediyorum ben ancak kur’anın ve sünnetin Rabbine kulum hevasını Rab edinenlerden uzak olmak istiyorum şirke küfre zülme iğrençliğe bulaşmış iklimlerden haramlara batmış tiplerden uzak olmak istiyorum şirkin ilahları kahrolsun insanlardan ve cinlerden ALLAH(cc)lık tastlıyanlar kahrolsun,şeytanlar ve dostları kahrolsun inşallah.ALLAH(cc)ın Resulünün(asm) ve Kur’ani mananın hukukunu çiğneyenlerden olmaktan ALLAH(cc)a sığınırım.
İman nimeti İslam nimeti kur’an ve sünnetteki manada bir din kainatın zerratı adedince temiz halis bir değil sonsuz şükür ister.
Alzheimer hastalığına yakalanmamak için en azından farzları yapan haramları terk eden güzel Ahlaklı biri olacaksın,kötü Ahlaklılardan uzak duracaksın ve insi cinni şeytanlardan her zaman ALLAH(cc)a sığınacaksın iyilerle güzel Ahlaklılarla dost olacaksın eğer kötü rüyalar görüyorsan şeytanidir Yüce ALLAH(cc) şeytana hitaben kulum tevbe istiğfara devam ettiği sürece onu sana bırakmıyacağım der tevbe istiğfarı en az günde 100 kere ihmal etmeyeceksinki ruhun ALLAH(cc) ile beraber olsun.Bir önemli hususta dengesiz yaşamıyacak dengesiz tiplerdende uzak olacaksın istikrarlı bir hayatın olduğu sürece sana sunulan maddi manevi nimetlere kavuşursun aksi ise musibetlere ve hastalıklara davetiye çıkarmaktır.Duayı ihmal etmeyeceksin iyilerin selameti için dua kötülerinse şerlerinden ise ALLAH(cc)a sığınacaksın.
Alzheimer hastalığı Rahmani değil şeytani bir tahribatın neticesi ortaya çıktığı için o hastalaları kurtarmak maddi ilaçlardan ziyade manevi bir tedavi ile mümkün olacağına dair rüyamda bana ders verildi önce İman tazelemek için hastanın yüzüne bakarak Amentü billahi vemelai ketihi vekütübihi veresulihi vel yevmil ahiri ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minellahi Teala velbasü badel mevti hakkun eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve resulülühü okunur ardından70-veya 100 kere estağfirullah elazim elkerim errahim ellezi la ilahe illa hüvel hayyul kayyum ve etübü ileyhi sübhanehü okunur ardından 33-70 veya 100 kere Allahümmeselli ala seyyidina Muhammedin asm tıbbıl külübi ve devaiha ve afiyetül ebdani ve şifaiha ve nuril ebsari ve ziyaiha ve ala alihi ve sahbihi vesellem salavatı okunur ardından 100 kere euzubillahi mineşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim okunur.100 kere bismillahi Ya Şafi okunur.ardından33 kez Fatiha ihlas felek nas süreleri okunur ardından 33 Ayetel kürsi okunur bunamaya şifa için Allahumme inni euzu bike minel buhli vel keseli ve erzel omri ve azabil kabrive fitneti mahya vel memat ardından şeytandan ALLAH(cc)a sığınmak için Euzu bikelimati tammeti min şerri ma halaka ve zerae ve berae ve min şerri ma yenzilü minessemai ve min şerri ma yarucu fiha ve min şerri fitnetilleyli vennehari ve min şerri külli tarikın illa tarikan yatruku bi Hayri ya rahman ardından şifa ayetleri olan ayetler Ve yeşfisudura kavmin müminune-ve şifaun lima fissudur -yahrucu min butuniha şerabun muhtelifun elvanuhu fihi şifaun linnasi - ve nunezzilü minel kurani mahüve şifaun ve Rahmetün lil müminin -ve iza mariztü fe hüve yeşfin kulhüvelillezine amenü hüden ve şifaun ayetleri 7 kez okunur.ardından Rabbi enni messenni durru ve ente erhamürrahimin ayeti 33 kez okunur ya Kayyum cc ismi 156 kez okunur ardından selamün kavlen min Rabbün Rahim ayeti 33-70-100 kez okunur bu dualara en az kırk gün belki hastanın durumuna göre 6 ay veya bir sene devam edilir hasta kötü Ahlaklı haramzade şirk ehli şeytanlaşmış insanlardan uzak tutulur ki şeytanlar öylelerin kapısından girer. İnşallah bu reçete ile şifalarını bulurlar çörek otu ceviz içi hakiki bal muz,B12 vitamini ,balıketi , sarımsakta maddi gıda olarak şifa için verilmeli .Tedavi süresince elinden geldiğince hacet namazı kılıp hastanın şifa bulması için dua etmeli.313 kez eüzübillahi mineşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim Ya Erhamürrahimin zikride duanın kabülüne vesile.
Sadece Alzheimer için değil şifasız zannettiğin her hastalık için Yapılması şifa için belki zaruret gibi görülen bir iki husus güzel bir abdest alıp ALLAH(cc) rızası için iki rekat namaz kılıp namazdan sonra Allahümme inni eselüke ve etevecehü ileyke bi nebiyyike Muhammedin nebiyyirahme ya Muhammed inni eteveccehü bike ila Rabbi fi haceti hazihi li taktıye li Allahümme şeffi hüfiyye duasını yapmak Hacet namazı kılıp hastanın şifa bulması için dua etmek birde Cuma geceleri yüz selavatı şerif 500 kere la havle vela kuvvete illa billahi aliyyül azim duası peşine yüz salavati şerif okuyarak hastanın şifa bulması için dua etmek netice Rabbül Alemin inşallah bir mücize yaratır Allah (cc) ölümden başka her şeyin devasını yaratmıştır der.H.Şerif.Hadisi şerifte erkek veya kadın bir mümin ALLAH(cc)a günahsız tertemiz kavuşuncaya kadar başından malından çoluk çocuğundan musibet eksik olmaz der Hz.Ali ra ta günahlardan kurtulmanın en selametli yolu tevbe istiğfardır der ALLAH(cc) kudsi hadisinde şeytana hitaben kulum tevbe istiğfara devam ettikçe onu sana bırakmıyacağım der madem Alzheimer şeytani tahribatların neticesi belki çok hastalık günahlarımızın neticesi her zaman yapabildiğimiz ölçüde çokça tevbe istiğfarı ihmal etmiyelim şifa ALLAH(cc)tan.
"Ilımlı ne demek? Cihad şuuru olmayacak. Düzene karışmayacak. Yahudi kölesi olacak. Ama namaz kılacak, oruç tutacak. Düzeni yahudi tanzim edecek. Sen Yahudi'ye ödeyeceksin her bir şeyin bedelini... Düzene karışmayacaksın... Haa namaz kılacakmışsın, kıl! Parayı ver, kıl. Ilımlı demek, cihad şuuru olmayacak! Yani insanların saadeti ile ilgilenmeyecek. Sömürüye sesin çıkmayacak! Yahudi'ye köle olacaksın... Böyle düşünen Müslümanları arttıralım diyor... Nasıl arttıracaklarını raporda anlatıyorlar. Bunlara para verelim, aralarında zincir kuralım, destekleyelim, kuvvetlendirelim... İslam alemine bunlar hakim olsun ve Müslümanlık budur diye tanıtalım diyor... Onun için de Kur'an-ı Kerim bastırıyor, cihad ayetlerini çıkartıyor içinden..."
Evet namaz kılıp oruç tutup belki hacca gidip keferenin muhabbeti ile yaşıyan kafirin ruh ikizi olmuş ve kalbine iman inmemiş namaz kılan kafirler var.
Polisimize ,askerimize sahip çık ,içimize sokulan şeytanın piçlerine fırsat verme ya Rabbi her bir güzelim kulunu kurtar inşallah fitne fesatçılara fırsat verme.
Ateist kafalının biri batıda kiliselerin ödenek almadığını ve çoğunun kapandığını söylüyor ve dinler iflas etti diye islamada tavır koyarak kendince bayram ediyor
Ey şeytanın güdümündeki ateist kafa şirkin dinleri olan yahudilik hiristiyanlık budizim ve cümle şer üreten akımlar zaten hak din islamın gelmesiyle ebediyen iflas etti bozulmuş insan eli karışmış incilin tevratın zeburun hakkın indinde bir kıymeti yoktur bu hakikat 1450 yıldır ilan ediliyor hak olan Kainatın anayasası Kurandır İslam Dünyasındaki tarih boyu ve günümüzdeki bütün fitneler Kurana sırtını dönüp sahte hadislerle ve münafık din kisfesi altındaki pisliklerle Kuran ve Sünnetteki gerçek İslamı karalamaya çalışanlar ise kafirlerden daha şiddetli bir azaba layık görülmüştür Kurana uygun yaşanan her devre maddi manevi insanlığı en şerefli bir yapıya kavuşturmuştur şeytanın aleminde bayram yapan imandan nasibi olmiyanlarda ancak cehenneme bilet almış islam güneşini ki Kainatı ışıklandıran ilahi kanunları söndüreceğini zannediyor her şeyi madede arıyanların akılları gözlerindedir göz ise maneviyatta kördür batıl dinlerle İslam güneşini aynı kefeye koyan şeytandır senin gibileride iyi avlıyor ateistliği marifet zannedip cehenneme koşuyorsunuz.
Türkiye kalkınmamışsa bunun sebebi batının içimizden çok kolay adam satın alabilmiş olmasıdır.Turgut Özal.Ama yetişmiş beyinler ama hainliğin zirvesindekiler veya din adına sahneye çıkıp kafir ve zalimlerin muhabbeti ile yaşıyanlar.Kısacası Kur’ani manaya savaş açmış ve Türkün Müslümanın düşmanı münafıklar.
Amelde zayıf kalırsan en doğru fikirlerin insanıda olsan din hırsızı münafıklara boğdururlar,belki münafıklar ,kafirler kayırılırken seni fitne ilan eder çıkar şeytan tıynetli maneviyatın köpekleri. Senin dostun öncelikle sensin,iyilerin tembelliği fasıkların hakimiyetini arttırır diyor Mevlana . Kimsenin gönlünü kimse yapamaz onu gördük gerisi boş en samimi dost zannettiğin bile yeri gelir sana en büyük kazığı atar belki ebedi süründürmenin sevdasında vicdansızcasına.
ALLAH(cc)ım içimizden geçen her şeyi değil,yalnız razı olduğun güzellikleri nasip et,içimizden iyi kötü çok şey geçiyor,kötülerden ,kötülüklerden koru inşallah.
Ben günahkar biri olabilirim ancak münafık,kafir,iblis,deccal,tağut,belhüm adal diye fişliyenlerede hasedinden iftira atanlarada hakkımızda yalan söyleyip millete o yalanı satanlarada ebedi lanet olsun inşallah.
Peygamber(asm)a gerçek masum mazluma ve ALLAH(cc)ın hakkında kurtuluş dilediği her güzelliğe mahkümiyet biçen bir hürriyet anlayışına lanet olsun.
Melek olmadığıma göre ,Peygamberlerden(asm)olmadığıma göre ,cennetle müjdeli sahabiden olmadığıma göre çocuk olmadığıma göre demekki bende günahkarım günahlarımsa ne derecede olduğunu ancak ALLAH(cc)bilir nefsimize çok zülmettik alakadar olduğumuz kullarda etkilendi ancak cenabu Hak Ey öz nefisleri aleyhinde kendilerine zülmeden kullarım ALLAH(cc) ın Rahmetinden umudunuzu kesmeyin o öyle gafur öyle Rahim merhametli bir Rabdır günahlarımın bedelini Yüce ALLAH(cc) başta sebep olan insi ve cinni şeytanlardan din hırsızı müfsid ,münafık kafirlerden ve iblis ruhlardan sorsun sonrada bana biçtiğini ancak benden sorsun yoksa bir masum mazlum benim yüzümden yanmasın iblis ruhların malı olmasın günümüzde şeytan ve itleri hür olduğu kadar doğru Müslüman hür değil. Yandık yanacak kadar,iblislerin şeytanların ,kafirlerin münafıkların ALLAH(cc)sız Ahlaksızların avukatı aptal Müslümanların yüzünden.Ne kadar şirk küfür zülüm ,iğrençlik şeytanlık ALLAH(cc)sızlık,Ahlaksızlık üreten varsa ALLAH(cc) hakkından gelsin.Boynuzlu koyun olmak istemiyorum ancak enayi bir boynuzsuz koyun olup insi ve cinni şeytanlara düzülürkende sessiz kalmak istemiyorum.Ben kimse ALLAH(cc) sız ,Ahlaksız olsun demedim islamı ,doğru müslümanı,güzellikleri bilerek yakanlar kahrolsun inşallah.Ben intikam sevdalısı değilim ancak hayatımın artılarını çalıpta bana sefil ,rezil,aşağılık belki tağuti bir hayat biçenlerede asla hakkımı helal etmiyorum.
Bir insanı ,bir yuvayı ,bir işletmeyi hatta devleti ayakta tutmak başarılı kılmak istiyorsanız ;Sevginin ,istikrarın,Ahlakın,Adaletin ,maddi manevi çalışmanın ,doğru işlerin hayır ve duaların önemi büyüktür.
Zannedilenin aksine Müslüman ülkeler Kur’ana uydukları için değil uymadıkları için geri kaldılar .Batı ülkeleri ise Kur’andan yüz çevirdikleri için değil,Kur’anın emirlerini bilmedende olsa uyguladıkları için ilerlediler.M.Kemal.Atatürk
Cinni kafirler ve tağut dostlarının bizleri yönetmesine tahammülümüz yoktur,zalimlerin ,kafirlerin ,şeytani ruhların oyuncağı olmak istemiyorsan her haramdan uzak dur ,en azından farz ibadetleri yapan ol.ve özellikle cinni şeytanların tahribatından korunmak için bakara süresini okumaya devam et.Milli ve ve manevi değerlerine sahip çıkan ol.
Ey liderliğiyle büyük başarılara imza atan liderler bu başarıda milyonlarca ehli imanın hissesi gayreti belki ihlaslı ibadeti var onun için havalara girme bencilce hareketlerle gururlanma belki bu büyük başarıyı sana nasip eden ALLAH(cc)a Elhamdülillah demesini bil. Ehli iman destekçilerinede teşekkür etmesini bilki Adaletle hükmetmiş ol.
ALLAH(cc)ın iradesi kur’ani manadır asla şarlatan din simsarlarının,insi ve cinni şeytanların yazdığı kader değil,onların iradesi ve fikirleri doğrultusunda bir hayat değil.Kafir ve zalimlere kol kanat geren nurculuk düzebildiğini çirkef çıkarları için hoyratça kullanıyor,düzemediğini ise deccal ilan edip her türlü pisliğin çöplüğü haline getirmeye çalışıyor,istiklal mücadelesini şerefiyle kazanmış ve mazisinde hiçbir kirlilik olmiyan M.Kemali ruhen piç edip fitne haline getirerek bu milleti yüz yıldır şirkin ,küfrün ,zülmün ,iğrençliğin karanlık fitne iklimine mahküm eden,ve bu milleti deccalizmin çöplüğü haline getiren haramzade sait nursi pisliğidir .Beni kullandıklarında mehdi ilan eden ,ancak bütün pozitif birikimimi çalıp,hayatımın en güzel yıllarını çalıp içimi boşalttıktan sonrada deccal ilan eden sait nursi haramzadesi ve cinni kafir dostlarıdır.Bu milleti yüz yıldır karanlığa gömen ve bacıları potansiyel suçlu görenve doğru müslümanı,cihad ruhunu öldüren,çanakkaledeki ruh birliğini,kuvai milliye ruhunu tüketen ve iman ile küfrün nikahını kıyan nurculuktur,M.Kemal cinayetleri cihetiyle ancak sait nursi fitnesinin,insi ve cinni kafir ruhların senaryosunda figürandır.
Çocuklar bu Dünyada her şeyin boş olduğunu insanların çoğu bilmezler az çok Aklı ile hareket eden hakikatı bir nebze yaşar çokları öldükten sonra uyanır Akıl ve vicdan sahibi güzel Ahlaklı olmak için ve her güzel nimeti yaratan ALLAH(cc)ın rızasını kazanmak için çalışır ve neticede Ebedi bir cennet hayatını kazanır dertlenmiyen sıkıntıya girmeyen bu Dünyayı cennet zanneder ALLAH(cc) Rahmetini yüze bölmüş birini bu Dünyaya göndermiş ,bu Dünyada güzellik adına nimet adına ne görüyorsan o yüzde bir olan rahmeti ilahi iledir onun yüz katını mümin kulları için mahşer gününe saklamış bu Dünyanın mesudane bin senesi Cennet hayatının bir saatine bedel olamıyor o Cennet hayatının bin seneside bir saat Cemalullaha muhatap olmaya bedel olamıyor kıyasa bakarsan bu Dünyada Cennetini yaşadığını zannedende bir nevi Cehennemde yaşıyor ,ölüncemi uyanacaksın her şeyini kaybettikten sonramı uyanacaksın onca güzel yaratılmış nimetler için o her güzelliğin tek yaratıcısı ALLAH(cc)a bir teşekkür maiyetindeki ibadet ve hayırlara koşmiyacakmısın her şeyini kaybeder bir sürü günahın hamalı olurda öyle ölürsen seni cehennemin azabından kim kurtaracak uyan uyan uyan.
Kader hür iradenle seçtiğindir,gerisi insi ve cinni şeytanların yazdığıdır insanlığın felaketine çalışan onlardır yoksa ne ALLAH(cc) nede sevdikleri insanlığın felaketine çalışmazlar.
ALLAH(cc) kitabını esas alır kitabına uygun hareket edeni kendine asker kılar yoksa herkes Rahmanın kuludur Ayette ey Rahmanın kulları ALLAH(cc)a asker olun der.Yüce Yaratanımız gerçek mümin kulların ve hak Peygamberlerin(asm)ALLAH(cc)ı dır.Cennet ise ancak gerçek müminlerin yurdudur.Tağutların cümlesinede tağut şeytanada ebeden lanet olsun inşallah ,insi ve cinni şeytanların pisliklerinden ,masum mazlum insanlığı mesul tutan cümle pisliklere ebeden lanet olsun inşallah.
Günümüzün insanı çoğunuz cinlenmişsiniz ancak kendinizden haberiniz yok hakir görülmüş sudan yaratıldığınızı unuttunuz her güzel nimeti veren Rabbinizide unuttunuz ,burnunuz kaf dağında kibirinizden geçilmiyor ölecek ve toprak olacaksınız eğer Dünyada hayırlı amellere imza atmadıyseniz ruhunuzda azaptan kurtulamıyacak gel ölmeden uyan yaratılış gayesine uygun Rabbine kul olmayı bil Hak Din İslam ne diyor dinle nefsini satın alacak hayırlı ibadetlere imza atki iman ile ölüp ebedi cennetin sakinlerinden ol Ruhun hürriyeti yudum yudum tatsın ebedi mutluluğu tad.
Eğer uyanmak nurculuksa,tarikatçılıksa,kemalizimse,Şialıksa,vehhabilikse ,cinni,insi pislik ruhlarla yaşamaksa ben uyanmak istemiyorum.Kefere şeytan bana yanaşamadığın her zaman insi ve cinni dostlarını ,ama dinci ama dinsiz her zaman başıma sardın, şirk,küfür,zülüm,iğrençlik ,hased,yalan iftira,sihir büyü,her türlü haramda her demde hele bu düzende hep malzemen oldu. ALLAH(cc) her birinizin şerrinden cümle masum mazlumu,güzellikleri,beni,ailemi korusun,kurtarsın inşallah.
Kuşum bile anlıyor CHP peşine koşulacak bir değeri olmiyan pislikleri bünyesinde barındıran pislik bir parti AKP nin günahlarıda ondan aşağı değil.Kullanamadımı düzdüren din simsarı cehennemin dibine kadar yolun var.
Biz aşıklarla,eşeklerle ,bencillerle,münafıklarla,kafirlerle yol gidemeyiz şeyhinde fani olmakla ,birbirinde fani olmakla falanca filanca olmakla,insi ve cinni şeytanlarla ,ALLAH(cc)sız,Ahlaksızlarla her haramın çarşısında nefisler terbiye edilmez,satın alınmaz.Ancak Kur’an ve sünnetin yolu Aklın ,imanın,edebin,ilmin ,cihadın ,vicdanın ,merhametin hayra koşmanın,güzel Ahlakın kul hakkına riayetin ve ilahi Adaletin yoludur gerçek mutluluğun Dünya ve Ahiret saadetinin adresi.Pozitif kişiliği bu yolda kazanır Ebedi bir cennetin varisi olursun.Caddei Kübrada yürümek istiyorsan Kur’an ve sünnetin hakkını vereceksin ne idüğü belirsiz sonunun ne olacağını bilmediğin şer güçlerin şarlatan tiplerin peşinde koşup Dünyanıda Ahiretinide idam etmiyeceksin.Her şeyi ile kanun olması gereken sadece ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) rızasıdır,mutlak doğruda bu ölçüdür.
İnsanları insanlar kanser ediyor sigaraya suç atmayın,bazı insanlar kara bulutlara benzer onlar gittiğinde hava güzelleşir,bazı insanlar hatalarını yüzlerine vurmadığımız için kendilerini kusursuz sanırlar.Marifet kralın adamı olmak değil,adamın kralı olmaktır, herkes uğraşır durur doğru insanı bulayım diye ama kimse aynaya bakmaz doğru insanmıyım diye bazı insanlar kalitesiz çamaşır suyu gibidir insanları yıpratmaktan başka bir şeye yaramazlar .Çevrem çok geniş diyenlere kısa bir not 10 tane 10 kuruşta 1 lira eder 2 tane 50 kuruşta. Bazı insanların samimiyetsizliği o kadar samimiki inanmamak mümkün değil. Sorunun kendinde olduğunu anlamıyan insanlar çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur. Bazı insanların matematiği zayıftır ama kendi çıkarlarını hesaplamayı iyi bilirler.Bazı insanların yürekleri daracık ne sevgi sığıyor içine ne insanlık.Bir insan kütükse değişmesini beklemeyin,çünkü kütük tersten okununcada kütüktür.Belkide en büyük hatalarımızdan biriydi kapıyı göstereceğimiz yerde anlayış göstermek,bazı insanları kırmak gerekir ,içinde ne olduğunu görmek için.İnsanoğlu ne kadar büyüklenirse büyüklensin ,oyun bitince şah ta piyonda aynı kutuya konur.Doğal olmak bir insana en çok yakışan poz dur.Ama her insan bunu beceremez.Kötü günlerin iyi taraflarıda vardır insanları tanırsın,özellikle yanında sandıklarını.Bazı insanlar kalem gibidir,ne kadar zarif,ince ve renkli görünselerde,hammaddeleri odundur.Demliğin burnu ne kadar yukarıda olursa olsun bardağın önünde eğilmeye mahkümdür.Bize öylesine yanımızda olacaklar değil,ölesiye yanımızda kalacaklar lazım.Aradığınız kişilere ulaşılamıyorsa sorun hatlarda değil menfaatlerdedir.Bazı insanlar uzaktan bakınca kusursuz,tanımaya başlayınca lüzümsüz.Giydiğiniz kıyafet değil,taşıdığınız karakter kaliteli olsun.Herkes o kadar masum,o kadar iyiki,sanırımki cehennemde yalnız ben yanacağım.Aklını başına al insanoğlu ebedi bir cehennemden kurtulup ebedi bir cenneti kazanmak davası var başında.
Yüzünüzü yıkamaya gitmeniz 10 saniyenizi alırken ,yatağa bağlı yaşıyanlar var ,tüm manzarası tavan olanlar var ,şükret arkadaşım ayakkabını giyebileceğin bir ayağın var senin kızarak bindiğin ötöbüse uzaktan bakıp iç geçiren tekerlekli sandalyedeki o adam var.10 saat uyuyup iş yerinde hala esnerken geceyi çocuğunun başında hiç uyumadan bekleyip ,ilaç parası için işe giden babalar var.sen annenin önüne koyduğu yemeğe burun kıvırırken Pazar dağıldığında çürük domatesleri toplayan kimi anneler var.isyan etme arkadaşım anasız babasız yetimler var,kıymetini bil.Her nefsin tadacağı bir ölüm var.Şükret halineki sen bugün uyanırken nefesini yastıkta verenler var.üstündeki her nimete bir damla suya bir anlık aldığın nefese şükretki seninde inşallah güzel günlerin olsun.
Madem bu Dünyada çoluk çocuk savaş ortamında korku içinde ,aç,susuz helak olup giderken belki organ mafyası harıl harıl çalışırken birileri zevk içinde hala vicdanlar sorgulanmıyorsa Adaletin ve vicdani Ahlakın zerresi kalmamıştır
Hikmetli bir tespit:Kur’anı Cebrail(as) getirdi,bununla meleklerin en faziletlisi oldu.Kur’an Muhammed(asm)a indirildi Muhammed(asm) bununla insanların en şereflisi efendisi oldu.Kur’an Muhammed(asm) ümmetine geldi ümmeti Muhammed(asm) bu sayede ümmetlerin en hayırlısı oldu.Kur’an Ramazanda indi bununla Ramazan ayı 11 ayın sultanı oldu.Kur’an kadir gecesinde indi kadir gecesi bunula gecelerin en hayırlısı oldu.Kur’an acaba bizim kalplerimize inse ve davranışlarımıza hayat nizamı olsa acaba biz ne oluruz.
Sorgulanması gereken TC düzeni emeklilik hakkı nasıl bir şey bir tarafta genç emekliler diğer tarafta yaşlı madurlar ,bir tarafta 30 sene çalışıp düşük emekli ücreti alanlar diğer tarafta hiç çalışmadan pirim ödeyip 30 sene çalışanın üç misli emekli parası alanlar ,bir tarafta 3600 gün ile emekli olanlar diğer tarafta 9000 iş günü şartı arananlar sosyal Adalet iflas etmiş kul hakkı yemeyide devlet eliyle icra ediyorlar işte kabus Türkiye nerede Adalet nerede Ahlak ne kadar mükemmel olursan ol .Madur bir yakınım var şartlara göre 44 yaşında eğer pirimini ödemiş olsaydı 3600 gün ile emekli olabiliyordu bugün yaşı
Hayal kurmakla bir anda kendini kainatı öbür ucunda bir anda ebedi saadet diyarı cennette bir anda sırattan geçmeyi düşünebilirsin sonsuzluğu hayal edebilir cemalullahı hayal edebilirsin bir anda ilahi iradeye teslimiyeti hayal edebilirsin bir anda arşın gölgesinde düşünebilirsin hayalden hızlı hiç birşey yoktur .Belki rızai ilahi hepsinin üstünde bütün zamanları kapsar.
1724
GERCEK MÜMİNLERİN KURANDAKİ SIFATLARI
--------------------------------------------------------------------------------
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Kurandaki Müminlerin sıfatlarına sahip olmak istermiydiniz Acaba Rahmanın
Memnun olduğu müminlerin özelikleri nelerdir Allahın sizden Hoşnut olmasını isterseniz kurandaki Müminlerden olmaya calışın O takdirde gercek Mümin olursunuz Allah cc bizi bu Müminlerden etmeyi nasip eder inşallah kurtuluşu Allahın kitabından arayanlara Müjdeler olsun .........
1) Yalnızca Allah'tan korkup sakınırlar
Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O'nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler. (ENFAL SURESİ / 2)
Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa öylece korkup-sakının ve siz, ancak müslüman olmaktan başka (bir din ve tutum üzerinde) ölmeyin. (AL-İ İMRAN SURESİ / 102)
Sen ancak, zikre (Kur'an'a) uyan ve gayb ile Rahman olan (Allah')a (karşı) içi titreyerek korku duyan kimseyi uyarırsın. İşte böylesini, bir bağışlanma ve üstün bir ecirle müjdele. (YASİN SURESİ / 11)
2) Yalnızca Allah'a ibadet ederler
Şüphesiz, sana bu Kitabı hak ile indirdik; öyleyse sen de dini yalnızca O'na halis kılarak Allah'a ibadet et. (ZÜMER SURESİ / 2)
Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) "Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez. (ZÜMER SURESİ / 3)
Ey iman eden kullarım, şüphesiz benim arzım geniştir; artık yalnızca bana ibadet edin. (ANKEBUT SURESİ / 56)
Allah'ı herşeyin üzerinde tutarlar
Onlar, kendilerine insanlar: "Size karşı insanlar topla(n)dılar, artık onlardan korkun" dedikleri halde imanları artanlar ve: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" diyenlerdir. (AL-İ İMRAN SURESİ / 173)
İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi. (BAKARA SURESİ / 165)
Allah'tan başka ilah aramazlar
De ki: "Şahidlik bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahiddir. Sizi -ve kime ulaşırsa- kendisiyle uyarmam için bana şu Kur'an vahyedildi. Gerçekten Allah'la beraber başka ilahların da bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?" De ki: "Ben şehadet etmem." De ki: O, ancak bir tek olan ilahtır ve gerçekten ben, sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım. (EN'AM SURESİ / 19)
İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü'minlerseniz, Ben'den korkun. (AL-İ İMRAN SURESİ / 175
Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O'nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir. (ZÜMER SURESİ / 67)
Ve Allah ile beraber başka bir ilaha tapma. O'ndan başka ilah yoktur. O'nun yüzünden (zatından) başka her şey helak olucudur. Hüküm O'nundur ve siz O'na döndürüleceksiniz. (KASAS SURESİ / 8
Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmazlar
De ki: "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın." (KEHF SURESİ / 110)
Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü'minlerle beraberdirler. Allah mü'minlere büyük bir ecir verecektir. (NİSA SURESİ / 146
Atalarına körü körüne uymazlar
Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde, "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter" derler. (Peki,) Ya ataları bir şey bilmiyor ve hidayete ermiyor idilerse? (MAİDE SURESİ / 104)
Onlara; "Allah'ın indirdiklerine uyun" denildiğinde, derler ki; "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." Şayet şeytan, onları çılgınca yanan ateşin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)? (LOKMAN SURESİ / 21)
İşte böyle, senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım, mutlaka onun 'refah içinde şımarıp azan önde gelenleri' (şöyle) demişlerdir: "Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz." (ZUHRUF SURESİ / 23)
Müminler kesinlikle Atalar Dinini takip etmezler Ve Kuran ve sünneti kendilerine Rehber edinirler islamı kurandan ve sünneten öğrenirlerr
Hiçbir kuşkuya kapılmadan iman ederler
Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Resûlü'ne iman ettiler, sonra hiç bir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir. (HUCURAT SURESİ / 15)
Hakkında ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şey; artık O'nun hükmü Allah'ındır. İşte Rabbim olan Allah. Ben O'na tevekkül ettim ve yalnızca O'na dönüp-yönelirim. (ŞURA SURESİ / 10) Elçiye indirileni dinlediklerinde hakkı
tanıdıklarından dolayı gözlerinin yaşlarla dolup taştığını görürsün. Derler ki: "Rabbimiz inandık; öyleyse bizi şahidlerle birlikte yaz." (MAİDE SURESİ / 83)
Herşeyin Allah'tan olduğunu bilirler
Allah'ın izni olmaksızın hiç bir musibet (hiç kimseye) isabet etmez. Kim Allah'a iman ederse, onun kalbini hidayete yöneltir. Allah, her şeyi bilendir. (TEĞABÜN SURESİ / 11)
De Deki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (TEVBE SURESİ / 51)
De ki: "Allah'ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiç bir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler. (YUNUS SURESİ / 49)
Hiç bir şey hakkında: "Ben bunu yarın mutlaka yapacağım" deme. (KEHF SURESİ / 23)
Ancak: "Allah dilerse" (inşallah yapacağım de). Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki:
"Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip-iletir." (KEHF SURESİ / 24)
Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minleri kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir. (ENFAL SURESİ / 17)
Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. (HADİD SURESİ / 22)
Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. (TEKVİR SURESİ / 29)
Asıl hedefleri Allah'ın rızasıdır
Yalnızca Allah'ın rızasını istemek ve kendilerinde olanı kökleştirip- güçlendirmek için mallarını infak edenlerin örneği, yüksekçe bir tepede bulunan, sağnak yağmur aldığında ürünlerini iki kat veren bir bahçenin örneğine benzer ki ona sağnak yağmur isabet etmese de bir çisintisi (vardır). Allah, yaptıklarınızı görendir. (BAKARA SURESİ / 265)
Ve onlar-Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir. (RA'D SURESİ / 22)
Sen de sabah akşam O'nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi 'istek ve tutkularına (hevasına)' uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme. (KEHF SURESİ / 2
Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. (TEVBE SURESİ / 109)
Hayatlarının tamamını Allah'ın rızası için yaşarlar
De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (EN'AM SURESİ / 162)
Sen de sabah akşam O'nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi 'istek ve tutkularına (hevasına)' uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme. (KEHF SURESİ / 2
Allah'ın ayetlerine gönülden boyun eğerler
Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir; kendilerine isabet eden musibetlere sabredenler, namazı dosdoğru kılanlar ve rızık olarak verdiklerimizden infak edenlerdir. (HAC SURESİ / 35)
İyilik yaparak kendini Allah'a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim'in dinine uyandan daha güzel din'li kimdir? Allah, İbrahim'i dost edinmiştir. (NİSA SURESİ / 125)
Allah'a güvenip-dayanırlar
Kafirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter. (AHZAB SURESİ / 4
Eğer onlar yüz çevirirlerse, de ki: "Bana Allah yeter. O'ndan başka ilah yoktur. Ben O'na tevekkül ettim ve büyük arşın Rabbi O'dur." (TEVBE SURESİ / 129)
Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler. (AL-İ İMRAN SURESİ / 160)
Ey iman edenler, Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani bir topluluk, size ellerini uzatmaya yeltenmişti de, (Allah,) onların ellerini sizlerden geri püskürtmüştü. Allah'tan korkup-sakının. Mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler. (MAİDE SURESİ / 11)
Ki onlar, sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir. (ANKEBUT SURESİ / 59)
Ey Peygamber, sana ve seni izleyen mü'minlere Allah yeter. (ENFAL SURESİ / 64)
Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)a tevekkül et ve O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter. (FURKAN SURESİ / 5
"Bize ne oluyor ki, Allah'a tevekkül etmeyelim? Bize doğru olan yolları O göstermiştir. Ve elbette bize yaptığınız işkencelere karşı sabredeceğiz. Tevekkül edenler Allah'a tevekkül etmelidirler." (İBRAHİM SURESİ / 12)
Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir. (NAHL SURESİ / 42)
Onlar, kendilerine insanlar: "Size karşı insanlar topla(n)dılar, artık onlardan korkun" dedikleri halde im`nları artanlar ve: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" diyenlerdir. (AL-İ İMRAN SURESİ / 173)
Ve dedi ki: "Ey çocuklarım, tek bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben size Allah'tan hiç bir şeyi sağlayamam (gideremem). Hüküm yalnızca Allah'ındır. Ben O'na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnızca O'na tevekkül etmelidirler." (YUSUF SURESİ / 67)
Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir. (A'RAF SURESİ / 200)
Yardımın ancak Allah'tan olduğunu bilirler
Hamd Alemlerin Rabbi'nedir. (FATİHA SURESİ / 1),
Rahman ve Rahimdir. (FATİHA SURESİ / 2)
Din gününün malikidir. (FATİHA SURESİ / 3)
Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Sen'den yardım dileriz. (FATİHA SURESİ / 4)
Ve üzerine yalandan kan (sürülmüş) olan gömleğini getirdiler. "Hayır" dedi. Nefsiniz, sizi yanıltıp (böyle) bir işe sürüklemiş. Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin bu düzüp-uydurduklarınıza karşı (kendisinden) yardım istenecek olan Allah'tır." (YUSUF SURESİ / 1
Musa kavmine: "Allah'tan yardım dileyin ve sabredin. Gerçek şu ki, arz Allah'ındır; ona kullarından dilediğini mirasçı kılar. En güzel sonuç muttakiler içindir." dedi. (A'RAF SURESİ / 128)
Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için andolsun bir ayet (ibret) vardır. Bir topluluk, Allah yolunda çarpışıyordu, diğeri ise kafirdi ki göz görmesiyle karşılarındakini kendilerinin iki katı görüyorlardı. İşte Allah, dilediğini yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda, basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardır. (AL-İ İMRAN SURESİ / 13)
Ve de ki: "Rabbim, beni (girilecek yere) doğru bir girdirişle girdir ve (çıkarılacak yerden) doğru bir çıkarışla çıkar ve katından bana yardımcı bir kuvvet ver." (İSRA SURESİ / 80)
O zaman sizden iki grup, neredeyse 'çözülüp geri çekilmek' istemişti. Oysa Allah onların (velisi) yardımcısıydı. Artık mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etmelidir. (AL-İ İMRAN SURESİ / 122)
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et." (BAKARA SURESİ / 286)
Daima Allah'ı anarlar
Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir. (ANKEBUT SURESİ / 45)
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru." (AL-İ İMRAN SURESİ / 191)
Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalbler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur. (RA'D SURESİ / 2
Ey iman edenler, bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman, dayanıklık gösterin ve Allah'ı çokca zikredin. Ki kurtuluş (felah) bulasınız. (ENFAL SURESİ / 45)
(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar. (NUR SURESİ / 37)
Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır. (AHZAB SURESİ / 21)
Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. (A'RAF SURESİ / 205)
Güç ve imkanlarına değil sadece Allah'a güvenirler
Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki: "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar): "Bugün bizim Calut'a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak Allah'a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir." (BAKARA SURESİ / 249)
Andolsun, Allah birçok yerlerde ve Huneyn gününde size yardım etti. Hani çok sayıda oluşunuz sizi böbürlendirip-gururlandırmıştı, fakat size bir şey de sağlayamamıştı. Yer ise, bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti, sonra arkanıza dönüp gerisin geri gitmiştiniz. (TEVBE SURESİ / 25)
(Bundan) Sonra Allah, elçisi ile mü'minlerin üzerine 'güven duygusu ve huzur' indirdi, sizin görmediğiniz orduları indirdi ve inkâr edenleri azablandırdı. Bu, inkârcıların cezasıdır. (TEVBE SURESİ / 26)
Kuran'a kuvvetle bağlanmışlardır
İşte bu (Kur'an), önündekileri doğrulayıcı ve şehirler anası (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz kutlu Kitaptır. Ahirete iman edenler buna inanırlar. Onlar namazlarını (özenle) koruyanlardır. (EN'AM SURESİ / 92)
Evlerinizde okunmakta olan Allah'ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah, latiftir, haberdar olandır. (AHZAB SURESİ / 34) Onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onun üstünde sağır ve körler olarak kapanıp kalmayanlardır. (FURKAN SURESİ / 73)
Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır. (ANKEBUT SURESİ / 51)
Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve onların hevalarına uyma. Allah'ın sana indirdiklerinin bir kısmından seni şaşırtmamaları için diye onlardan sakın. Şayet yüz çevirirlerse, bil ki, Allah bir kısım günahları nedeniyle onlara bir musibeti tattırmak istemektedir. Şüphesiz, insanların çoğu fasıklardır. (MAİDE SURESİ / 49)
Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur'an'la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah'tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır. (EN'AM SURESİ / 70)
Şüphesiz, Allah'ın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik. (Sakın) Hainlerin savunucusu olma. (NİSA SURESİ / 105)
Kitaba sımsıkı sarılanlar ve namazı dosdoğru kılanlar, şüphesiz biz salih olanların ecrini kaybetmeyiz. (A'RAF SURESİ / 170)
Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim de onu inkâr ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. (BAKARA SURESİ / 121)
Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara (Kur'an'la) büyük bir cihad ver. (FURKAN SURESİ / 52)
Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: "Allah'ı bırakıp bana kulluk edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre Rabbaniler olunuz" (deme görevindedir.) (AL-İ İMRAN SURESİ / 79)
Kuran ayetleri Allah korkularınıve imanlarını arttırır
Allah, müteşabih (benzeşmeli), ikişerli bir kitap olarak sözün en güzelini indirdi. Rablerine karşı içleri titreyerek-korkanların O'ndan derileri ürperir. Sonra onların derileri ve kalpleri Allah'ın zikrine (karşı) yumuşar-yatışır. İşte bu, Allah'ın yol göstermesidir, onunla dilediğini hidayete erdirir. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için de bir yol gösterici yoktur. (ZÜMER SURESİ / 23)
De ki: "İster ona inanın, ister inanmayın: O, daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman, çenelerinin üstüne kapanarak secde ederler." (İSRA SURESİ / 107)
Ve derler ki: "Rabbimiz yücedir, Rabbimizin va'di gerçekten gerçekleşmiş bulunuyor." (İSRA SURESİ / 108)
Çeneleri üstüne kapanıp ağlıyorlar ve (Kur'an) onların huşu (saygı dolu korku)larını arttırıyor. (İSRA SURESİ / 109)
Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir; kendilerine isabet eden musibetlere sabredenler, namazı dosdoğru kılanlar ve rızık olarak verdiklerimizden infak edenlerdir. (HAC SURESİ / 35)
İşte bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem'in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah')ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar. (MERYEM SURESİ / 5
Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O'nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler. (ENFAL SURESİ / 2)
Kıyamet gününe kesin olarak inanırlar
Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.' (ENBİYA SURESİ / 49)
İşte biz sana, böyle Arapça bir Kur'an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler. (ŞURA SURESİ / 7)
Kıyamet gününden korkarlar
(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar. (NUR SURESİ / 37)
Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler. (İNSAN SURESİ /
"Biz size, ancak Allah'ın yüzü (rızası) için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür." (İNSAN SURESİ / 9)
"Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkuyoruz." (İNSAN SURESİ / 10)
Dünya hayatına bağlanmazlar
Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onları dünyada azablandırmak ve canlarının onlar inkâr içindeyken zorluk içinde çıkmasını istiyor. (TEVBE SURESİ / 85)
Sen de sabah akşam O'nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi 'istek ve tutkularına (hevasına)' uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme. (KEHF SURESİ / 2
Şu halde onların malları ve çocukları seni imrendirmesin; Allah bunlarla ancak onları dünya hayatında azablandırmak ve canlarının inkâr içindeyken zorlukla çıkmasını ister. (TEVBE SURESİ / 55)
Onlardan bazı gruplara, kendilerini denemek için yararlandırdığımız dünya hayatının süsüne gözünü dikme. Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir. (TAHA SURESİ / 131)
Kötü olarak işledikleri kendisine çekici-süslü kılınıp da onu güzel gören mi (Allah katında kabul görecek)? Artık şüphesiz Allah, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete eriştirir. Öyleyse, onlara karşı nefsin hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Allah, yaptıklarını bilendir. (FATIR SURESİ /
Ey iman edenler, ne mallarınız, ne çocuklarınız sizi Allah'ı zikretmekten 'tutkuya kaptırarak-alıkoymasın'; kim böyle yaparsa, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. MÜNAFİKUN SURESİ / 9)
Ve de ki: "Şüphe yok, ben apaçık bir uyarıcıyım." (HİCR SURESİ / 88
Gelecek endişesi taşımazlar
Onlara Nuh'un haberini oku. Hani kavmine demişti ki: "Ey kavmim, benim makamım ve Allah'ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah'a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin. (YUNUS SURESİ / 71)
Eğer yüz çevirecek olursanız, ben sizden bir karşılık istemedim. Benim ecrim, yalnızca Allah'a aittir. Ve ben, müslümanlardan olmakla emrolundum. (YUNUS SURESİ / 72)
Şeytan, sizi fakirlikle korkutuyor ve size çirkin -hayasızlığı emrediyor. Allah ise, size kendisinden bağışlama ve bol ihsan (fazl) vadediyor. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir. (BAKARA SURESİ / 268)
Tüm özelliklerini Allah borçlu olduklarını bilirler
Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öğrettin. Göklerin ve yerin yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat." (YUSUF SURESİ / 101)
Ve Adem'e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip: "Eğer doğru sözlüyseniz, bunları bana isimleriyle haber verin" dedi. (BAKARA SURESİ / 31)
Dediler ki: "Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın." (BAKARA SURESİ / 32)
Dedi ki: "Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm. Bu, rabbimin bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terkettim." (YUSUF SURESİ / 37)
Başlarına gelen herşeyi hayır gözüyle değerlendirirler
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (TEVBE SURESİ / 51)
Allah'a, hükümlerine ve elçilerine gönülden itaat ederler
Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü'ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır. (AHZAB SURESİ / 36)
Ama sizden kim Allah'a ve Resûlü'ne gönülden -itaat eder ve salih bir amelde bulunursa, ona ecrini iki kat veririz. Ve biz ona üstün bir rızık da hazırlamışızdır. (AHZAB SURESİ / 31)
Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin ve sakının. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki, elçimize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir. (MAİDE SURESİ / 92)
De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir." (AL-İ İMRAN SURESİ / 31)
Peygamberlerin ve elçilerin yolundadırlar
Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır. (AHZAB SURESİ / 21)
Yoksa siz, Yakub'un ölüm anında, orada şahidler miydiniz? O, oğullarına: "Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?" dediğinde, onlar: "Senin ilahına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilahı olan tek bir ilaha ibadet edeceğiz; bizler ona teslim olduk" demişlerdi. (BAKARA SURESİ / 133)
Deyin ki: "Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiç birini diğerinden ayırdetmeyiz ve biz O'na teslim olmuşlarız." (BAKARA SURESİ / 136)
"Atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinine uydum. Allah'a hiç bir şeyle şirk koşmamız bizim için olacak şey değil. Bu, bize ve insanlara Allah'ın lütuf ve ihsanındandır, ancak insanların çoğu şükretmezler." (YUSUF SURESİ / 3
Şeytanın etkisine girmezler
Öyleyse Kur'an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın. (NAHL SURESİ / 9
Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiç bir zorlayıcı-gücü yoktur. (NAHL SURESİ / 99)
Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir. (A'RAF SURESİ / 200)
(Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir. (A'RAF SURESİ / 201)
Dedi ki: "Rabbim, beni kışkırttığın şeye karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım." (HİCR SURESİ / 39)
"Ancak onlardan muhlis olan kulların müstesna." (HİCR SURESİ / 40)
(Allah) Dedi ki: "İşte bu, bana göre dosdoğru olan yoldur." (HİCR SURESİ / 41)
"Şüphesiz, kışkırtılıp-saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiç bir gücün yoktur." (HİCR SURESİ / 42)
güzelliklerin hayalini gerçekleştirsin inşallah.
ALLAH(cc) bize acımış ,ancak hasedinden çatlamış iblisler,kainatın pislikleri ,insan bozmalarıda zehir saçıyor ,cümle insi ve cinni şeytanların şerrinden ALLAH(cc) kurtarsın inşallah,nefsimizide satın alabilmemizi nasip etsin razı olduğu gibi güzellikleri yaşamamız nasip olsun.Gerçek mümin olmak ,gerçek hürriyeti tadmak ancak yalnızca ALLAH(cc)a has kılınan bir kulluk iledir.Temizlik imanın yarısıdır.H.Ş.
Olaylara anlık tepkilerle değilde,sabırla yanaşırsan doğru muhakemeyi doğru değerlendirmeyi yapar ,sağlıklı bir sonuca ulaşır sıkıntılardan kurtulur gerçek hürriyeti tadarsın.
Merhametli bir Rabbimiz var.Benim Rahmetim gadabımı geçmiştir diyor.Bir sürü isyanlarımıza rağmen hemen helak etmiyor tevbe etmemizi bekliyor,affetmek için vesile arıyor,bizler ise sahibine havlıyan köpek kadarda olamıyorsak niçin kıymet versin yüce Yaradan.Ne kadar kaliteli fikirlerimiz olsada ne kadar güzel amelimiz olsada kendini garantide görmek gaflettir,dalalete açık bir kapıdır .Elbette ALLAH(cc) büyükte yanlışta ısrar edene ne yapsın.
Nice masum mazlumu nice güzelliklerin ruhlarını iflas ettirmişler iblis ve piçlerine boğdurmuşlar olmuş işin adıda iman hizmeti,kimin malı olduğumuz belli değil.Nurculuk kadar insan kişiliğini katleden başka din anlayışı yok.
Tasavvufun temeli:Güzel Ahlak,ehli sünnet itikadı ve olmazsa olmazı Tevhid akidesi ,ilminin başı belki temeli Kur’an ve sünnet,ruhbanlığın şirkin kokusu olmayacak ,zarureti her türlü haramı terk direği Adalet ,karakteri vicdanlı merhametli hareket gayesi her güzelliğin selametine çalışmak olmadıkça öyle bir yolu İslam diye satamazsın .
Günümüzde şirk ehlinin Adaleti ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) Adalet anlayışından üstün onun için çoluk çocuk ,masum ,mazlum nice güzellikler bedel ödüyor. Ne yıllardır yaptığım ibadetlerim nede hayırlarım helal yaşantım benimle değil ALLAH(cc)ın işine karışan haddini aşan sahte ilahların saltanatı var Kur’ani mana öldürülmüş yalancının ,iftiracının hasedçinin nice pisliğin sözü kanun olmuş canları cehenneme .
İçini dışından daha çok süsle çünkü için hakkın dışın ise halkın nazargahıdır.
Bu seçimde Aklım diyorki muhalefet hep fitne ,sen yine kötünün iyisini destekle.Ancak vicdanımda diyorki hepsi hain dış güdümlü hepsinden uzak dur.
Sait nursi nurculukla fıtratı içinde bir nesil yetiştirdi diyen sözde maneviyat adamına sözüm ALLAH(cc) insanlığı her biri İslam fıtratı üzerinde fıtratı içinde fıtratı ruhuyla kalbiyle Aklıyla bütün temiz ruhlar olarak yarattı ancak sait nursi gibi insan ruhunun kasapları kim olursan ol gel birbirinde fani ol diyerek nice bozuk felsefeyi İslam diye giydirdi ,ben kendime malik değilim diyerek kefereye velayet biçerek ,ey nefsim kalbim gibi ağla ve bağır ve deki faniyim fani olanı istemem acizim aciz olanı istemem ruhumu Rahmana teslim eyledim gayri istemem zerreyim fakat bir şemsü sermed isterim hiç ender hiçim ama bu kainatı umumen isterim diyen dahası bir öpmek bir sevmek bir nazarla batma kainatı içine alan bütün duygularını onda batırma diyen bir felsefeci .Mümin kulun ALLAH(cc) a koştukça ruhu nurlanır ,nefsini satın alır hakiki mümin vasfına erişir ancak nurculuğa göre nurculukta ilerliyenin ruhu kararır demeklede nurculuğa çalışan her aptalın kafirin ruh ikizi belki kafirlerden biri konumuna geleceğine işaret etmiş ve daha nice saçmalık felsefelerle dolu risalei nur dediği kızıl eseriyle anormal kendi kendini taşıması nefsini satın alması mümkün olmayan bir nesil yetiştirmiş.işte Feto haini, Adnan Oktar manyağı çakma mehdi şarlatanı ve daha nurculukta sivrilmiş nicesinin anormal halleri insan fıtratını bozup kafirleştiren bir nurculuk gerçeği var kimse kimseyi kandırmayı fıtraten idam etmeyi ALLAH(cc)a asker olacak nefsini satın alacak hakiki müminler olmasını engellemeyi İslam diye satmasın iman hizmeti diye satmasın.Görüyoruz nice nurcunun arkadaşıda ya Ateist ya komünist ya ALLAH(cc)sız ya Ahlaksız tipler birileride ruhbanlığa soyunmuş milletin ruhuyla kumar oynuyor yüz şehid sevabı kazanıyor benim gördüğüm her şeyi ile ümmetin kanburu müfsid fitne bir cemaat zülümle geldi zülümle yaşıyor zülümle gidecek nurculuğa islamın kendisi diyenler ancak şeytanın yahudinin ekmeğine yağ sürüyor.
Analar Analar vicdanı ölmemiş Analar sizdeki fedakarlığı ve feragatı kendini Akıllı zanneden evlatlar bile anlıyamıyor ,evladını kurtarmak uğruna canını düşünmeden belki severek feda etmek nasıl bir duygu Yüce ALLAH(cc)ın sizlere,vicdanınıza derc ettiği bu duygunun 100 mislini mümin kullarının Ahiretine Ebedi saadetine ayıran ALLAH(cc) hiç hak sahibi iyilikte gayretli kullarını unuturmu terk edermi ,şefkatinden mahrum bırakırmı.Duy Ey insanlık
Sen yeterki merhametli Rabbini tanı ve verdiği nimetlere teşekkür maiyetinde farzları yapan,haramları terk eden mümin kul olmaya çalışki Ebedi saadeti,fedakar Annendeki şefkatin yüz misli merhameti olan Rabbimizin merhametinin genişliğiyle tanışmak şansın olsun.
Müslümanlık,tağutu,kafiri,şeytanı,münafıkı,her türlü haramı şirki,küfrü,zülmü dışlamadan yaşanmaz .Adaletli,Güzel Ahlaklı,vicdanlı paylaşmasını bilen fedakar dengeli merhametli,takvaya ehemmiyet veren ,en azından farzları yapan haramları terk eden iyilerin dostluğunu şerefi bilen ve kötülerin,insanlığa ALLAH(cc)ın ve Resulünün(asm) rızasına düşman olan insanlık düşmanlarına karşı dik duruş göstermeyi üzerine vazife bilmedikçe hakkı hiçbir zaman ödenmiyecek peşin verilmiş mükafatların adresi Kur’anın ,sünnetin islamın ,ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) kainattaki şerefli yoludur ki bütün güzellikler ancak o pencereden en Adaletli fiatını bulur Dünya da Ahirette cennete döner.
Kur’an hafızı demek papağan gibi ezberlemekten ibaret olmamalı ,belki ashabı süffa misali manasının derinlikleriylede tanışmak ve hayat tarzı yapmaktır.
ALLAH(cc) yeryüzünün nimetlerine mümin kullarını varis kılmıştır .A.Kerime. kefere nazım hikmet ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa derken kefere küfür davası için yanmayı göze alıyorsa ey samimi Müslüman olmak isteyen kul sende gerekirse ALLAH(cc) ve Resulü(asm) için imanının ebedi hayatının belki vatanın namusunun kudsi değerlerinin güzelliklerin selameti için yanmayıda göze alacaksın.ALLAH(cc)ın Rahmetinden ümitvar olun ümidinizi hiçbir zaman kaybetmeyin kurtuluş ALLAH(cc)ta Resulünde(asm)Kur’an ve sünnetin dininde.
Merhaba Efendim,
Ben Aliya.
Aliya izzetbegoviç.
Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım.
Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum.
Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın aslında ne olduğuna dair bazı tecrübelerimden bahsetmek istiyorum.
Belki bilirsiniz, benim dedem Devlet-i Aliyye'nin ordusunda askerlik yapmıştı, Üsküdar'da. Orada tanıştığı bir Türk kızıyla, ninem Sıdıka ile evlenmiş. Babam Mustafa Bey, bu evlilikten doğmuş. Biz ailece 1927'ye kadar Bosanski Samac şehrinde yaşadık. Bu şehir Sultan Abdülaziz zamanında Müslümanlara tahsis edilmiş, Semendire'den gelen Boşnaklar tarafından kurulmuş. Ben iki yaşındayken Saraybosna'ya taşınmışız. Çocukluğum ve öğrenciliğim Saraybosna'da geçti. Bu dönemde Yugoslavya'da Kara Corceviç hanedanı hüküm sürüyordu. Bu hanedan, 19.yüzyılda Devlet-i Aliyye'ye isyan eden Sırp Kara Corceviç'in kurduğu hanedandı.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Corceviçier planlı bir şekilde Müslüman halkı yok etmeye yönelik politikalar uyguladı. Yapılan toprak reformuyla bize ait 10 milyon dönüm toprağa el koydular. Birçok zengin aile, bir gecede her şeylerini kaybetti, Müslümanlar varlıklı uyandıkları günün akşamina fakir bir halk olarak girdi.
Bosna'da üç halk yaşıyordu: Müslümanlar, Sırplar, Hırvatlar. Aslında onlar bizi Müslüman diye ayırmıyorlardı, bize Türk diyorlardı. Sırpların gözünde 1389 Kosova Savaşı'nda burayı fetheden Türkler bizdik yani Boşnaklar. (Siz de sorguladınız mı bilmiyorum ama ben 28 Haziran 1389 ile 28 Haziran 1914 arasında küçük de olsa kurnaz bir bağ olduğunu düşünmüşümdür. Hatırlarsınız, 28 Haziran 1914 günü, Saraybosna'da bir Sırp milliyetçisi olan Gavrilo Princip'in ateşlediği kurşun, Birinci Dünya Savaşı'nı başlatmıştı. Bu savaşın en önemli amacı ise Devlet-i Aliyye'yi çökertmek ve sömürgecilere karşı direnen son kaleyi tarumar etmekti. Bunu başardılar da.)
Boşnaklara sorarsınız, tarihi hafızamızda üç tarihin çok önemli olduğunu söylerler. Birisi bu 1918. ikincisi Devlet-i Aliyye'nin Bosna topraklarından çekilmeye başladığı, Avusturya-Macaristan'ın yavaş yavaş hüküm sürdüğü 1878. Son olarak da artık Türk hâkimiyetinin tamamen son bulduğu ve Sultan Abdülhamid'in resimlerinin duvarlardan indirilip Avusturya-Macaristan imparatorunun resimlerinin asıldığı 1908. Babam o günleri gözü dolarak anlatırdı hep. Çünkü 1908'den sonra biz Boşnaklar çok büyük sıkıntılar yaşadık.
İkinci Dünya Savaşı'ndan önce Sırplar ve Hırvatlar, ülkemizi ikiye ayırmaya karar verdiler. Hangi şehirde kimin daha fazla nüfusu varsa, o şehir o devletin olacaktı. Sırp ise Sırbistan'ın, Hırvat ise Hırvatistan'ın… Türklerin yoğun olduğu bölgelerde Türkler hiç hesaba katılmadan sayım yapılacak-tı. Tuhaf olan ise Bosna'da en fazla nüfusa sahip milletin Türkler olmasıydı. Ikinci ayrışmayı Soğuk Savaş'ın sona er-mesi ve Yugoslavya'nın dağılmasıyla yaşadık. Bu yüzyılın bizce en hazin, en zalim, en yoksul vakitleri, 1992 ile 1995 arasına âdeta sıkıştırılmış o felaket günlerdi. Hele insan onurunun tamamen ortadan kalktığı, vicdanın yok olduğu, insanlığın, evet insanlığın kaybolduğu Temmuz 1995…
Efendim,
Boşnak kime deniliyor? Sırplara ve onları himaye eden Avrupalılara sorarsanız, Avrupa'ya İslam'i yaymaya çalışan Türklere deniyor. Peki, Türklere sorsanız nasıl bir cevap alacaksınız? Çoğu, Boşnaklara Müslüman olmuş Slav bir ırk diye tanımlıyor. Benim için ırk zaten önemli değil. Hele 1992-1995 arasında yaşadıklarımızdan sonra Boşnak isminin anlamı çok değişti. Ben size Boşnak'ı “Kültürünü, dinini, kimliğini sömürmeye çalışan güçlere karşı canı pahasına direnen millet” diye tanımlasam ne dersiniz, bilmiyorum. Benim gözümde, Türkiye'den bize destek olmak için gelen savaşçı la da Boşnak'tır. Bosna ismini duyduğu an, kalbinin bir köşesinde küçük bir sızı hisseden başka milletlerin insanları da…
Dedelerimizin seksen yıl önce Çanakkale'de ve Yemen'de korumaya çalıştıkları şey neyse bizim Saraybosna'da ayakta tutmaya çalıştığımız şey oydu. Dünyayı sömürgeleştirmek isteyen, bunun için bazen dini, bazen dili bazen ırkı, bazen mezhebi kullanan işgalcilere karşı insanlığı, kardeşliği bir arada yaşama idealini korumak için direndik. Bu idealin adı Bosna'ydı. Boğazı sıkıldı, kurşuna dizildi, aç bırakıldı, tecavüz edildi, yalnızlaştırıldı ve ölüme terk edildi.
o günü hiç unutmuyorum:
Yugoslavya'nın artık dağılacağı belli olmuştu. Slovenya ve Hırvatistan bağımsızlıklarını ilan ettiler, Avrupalı devletler onları hemen tanıdıklarını açıkladılar. Biz, Boşnakların, Hırvatların ve Sırpların birlikte barışla yaşayacakları bir devleti savunuyorduk. Ama Sırplar bizim gibi düşünmüyorlardı. Yugoslavya'nın hiç parçalanmadan, tamamıyla Sırp hâkimiyeti altında Büyük Sırbistan adıyla devam etmesini planladılar. Kimliğimizi yok edeceklerdi, bizi insan olarak bile görmeyeceklerdi. Yugoslavya ordusunun bütün silahlarına, Yugoslavya istihbaratının bütün araçlarına el koydular. Bosna-Hersek olarak bağımsizlığımızı ilan etmeye kalktığımızda Avrupa bizden referandum istedi. Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatların katıldığı referandumda % 64,4 bağımsızlık yönünde oy kullanıldı. Biz haklıydık ama o gün Sırp askerleri topraklarımızı, devletimizi işgal etmeye başladı.
Silahımız yoktu. Tankımız, roketatarlarımız, uçaklarımız, bombalama da… Hepsine onlar el koymuştu. Birleşmiş Milletler'e başvurduk. Avrupa'dan ve Amerika'dan adaleti, hakkı, hukuku, yıllardır savundukları demokrasiyi, hürriyet hakkını, kendi koydukları ve var olduğunu savundukları ilkelere sahip çıkmalarını talep ettik. Yardım dilenmedik, para ve silah da… Sadece ama sadece silahsız ve korunmasa halkı koruyacak bazı tedbirler talep ettik. Çünkü Birleşmiş Milletler bunun için kurulmuştu; barışı, demokrasiyi korumak, soykırımlara engel olmak. Toplandılar, bir karar açıkladılar. “Savaşın üstüne savaş eklemek istemiyoruz.” dediler. Silah satışına ambargo koydular.
Bu ne demekti? Bütün Sırplar silahlıydı ama artık ambargo sebebiyle, direnmeye başlayan Boşnaklara silah satışı yasaklanmıştı. Avrupa ve Amerika, Müslümanları, Türkleri yani sizin deyişinizle biz Boşnaklara elimiz kolumuz bağlı hâlde düşmanımızın önüne sürdü.
1200 gün boyunca gece ve gündüz cehennemi yaşadık.
1200 gün boyunca Avrupa'dan, Amerika'dan sesimizi duymalarını bekledik.
Her gün bizi kandırdılar, her gün bizi aldattılar.
Çare bulmak ümidiyle gittiğimiz her toplantının aslında düşmanımıza daha fazla zemin hazırlama çalışması olduğunu fark edince Avrupa'nın ne demek olduğunu anlamıştım
Onlar için biz yoktuk. Avrupa'nın ortasında bir halk, sadece Müslüman olduğu için, hakkını-hukukunu demokrasiyle aradığı için katillerin önüne elleri bağlı halde terk edildi. Ben hatkımı bir savaşın yaklaştığına dair ikaz ettim ama itiraf etmeliyim ki bir savaşın içinde olduğumuzu söylerken bile 20. yüzyılda bir millete soykırım uygulanacağını, hele bunun Avrupa'nın gözünün önünde ve hemen yanında, onların göz yummasıyla yaşanacağını hiç ama hiç düşünmemiştim. (Soykırım elbette soykırımdır. Mesela neredeyse aynı tarihlerde Afrika'da yaşanan ve bir milyon kişinin ölümüyle sonuçlanan Ruanda Soykırımı için Fransa Devlet Başkanı François Mitterand'ın “Oralarda yaşanan şeylerin ciddiye alınmasını gerekli görmüyorum.” dediğini duymuştum. Orası Afrika'ydr Yıllarca Fransızlar ve Ingilizlerin sömürdükleri topraklar. Ben de Fransızların, Ingilizlerin oralara bu kadar umursamaz baktıklarını biliyordum. Biz Avrupa'da olduğumuz için en azından bir sorumluluk hissedeceklerini düşündüm. Yanılmışım.)
Peki, neler oldu Bosna'da?
Bosna, dört bir tarafından Sırp askerleri tarafından kuşatıldı. Boşnaklar, tarihte eşine az rastlanır bir direniş sergilediler. Kendi tüfeğimizi yapmaya çalıştık, kendi silahlarımızı üretmeye uğraştık. Şofbenden bombalar, soba borularından roketatarlar yaptık. Ama hiç tankımız olmadı mesela. Savaşı yaşamayan kişiye onu anlatmak çok zordur. Anlayamazsınız. Dört tarafı dağlarla çevrili bir şehre, her taraftan ateş edildiğini düşünün. Hareket eden her şeyi vurma emri veren bir zihniyet düşünün. Çocuk, kadın, bebek, yaşlı ayırmayan bir yöntem düşünün. Ağır silahlardan 700 bin merminin yağdığı bir şehrin ne hale gelebileceğini hayal etmeye çalışın. Milyonlarca boş kovan… Elinizdeki insani malzemenin tükendiğini… Şehirde gıda bitti, temiz su şebekeleri yok edildi. Elektriğimiz ve gazımız yoktu. Odun ve kömürümüz de… Şehre giriş ve çıkış da yapılamıyordu. Bir kuşatmaydı bu. Çocuklarımız, bebeklerimiz, yaşlıları açlıktan, bakımsızlıktan öldüler. Birleşmiş Milletler, yardım gönderiyoruz diye bize otuz yıl öncesine ait konserveleri, pirinç paketlerini gönderdiler. Bu konserveleri sokağa koyduğumuzda, kapağını henüz açmadan köpekler bile onların kokusunu alıp hemen kaçıyorlardı.
Savaşı yöneten bir lider olarak aldığım en acı haberler, kadınlarımıza ve kızlarımıza yönelik tecavüzlerdi. Maalesef Bosna'nın her tarafından, Mostar'dan, Srebrenitsa'dan bu tür haberler alıyorduk. Bu, Sırp askerlere verilmiş kati bir emirdi. Sırp entelektüellerin teorisini yazdığı etnik temizliğin bir parçası olarak Sırp yöneticiler tarafından kurgulanmış iğrenç bir plandı. Bir gün Brçko'da üç bin kardeşimizin boğazlanıp nehre atıldığını öğrendik, başka bir gün toplu soykırım Kosaraz'da devam etti, peşinden Prijedor'da… Ve sonra bütün Bosna'da…
Biz Sırplara düşman değildik. Onların yöneticilerinin bize ve ortak yaşama idealine karşı çıkmalarına direniyorduk. Yani Sırp devletinin takip ettiği işgal politikasına… Ama düşmanımız yani Sırplar, doğrudan bizim milletimize düşmandı. Savaşta bile olsak, inançlı birer Müslüman olarak Kitab ne emrediyorsa ona göre davranmak zorundaydık. Öyle de davrandık. Bunu, insanlık ve İslamlık onuruyla ve gururla söyleyebilirim. Sırplar, şehitlerimizi gömdüğümüz mezarlarımıza bile tahammül edemediler, hepsini tarumar ettiler. Sadece mezarlarımızı değil, tarih? eserlerimizi de… Yüzyılların kıymeti Mostar'daki köprümüz, Saraybosna'daki NAHIT Kütüphanemiz ki bu kütüphane Avrupa mimari tarzına göre inşa edilmişti. Yıktılar, yaktılar. Yıkılan 1300 camimizi saymaya gerek var mı bilmiyorum.
200 bin insanımızın öldüğünü, binlerce kadınımıza ve çocuğumuza tecavüz edildiğini, insanlarımızın açlıktan kırıldığını ve yüz binlerce vatandaşımızın yurtlarından kaçmak zorunda kaldığını gördükleri halde Fransa, İngiltere, Rusya gibi büyük devletler ne yaptı dersiniz? Onlardan sadece Saraybosna'ya uygulanan ambargoyu kaldırmalarını istediğimiz zaman, Güvenlik Konseyi toplandı ve talebimiz işte bu modern ve demokrat devletler (!) tarafından reddedildi. Ben hem onların, hem Sırpların bana karşı işlediği suçları affedebilirim, askerlerime karşı işledikleri suçları da… Ama söyleyin, hangi sabır, hangi vicdan, hangi inanç onların kadınlarımıza ve kızlarımıza yaptıklarını affettirebilir? Asla affetmeyeceğim.
Bütün bu anlattıklarımdan sonra Batı'nın ve Avrupa'nın Bosna'da yaşanan soykırıma müdahale etmediğini söylemiyorum. yanlış anlaşılmasın. Onlar, bu soykırıma doğrudan ve ‘ok etkili bir şekilde müdahale ettiler: Sırplara yapabilecekleri her türlü yardımı perde arkasında yaptılar, Boşnakları elleri kolları bağlı bıraktılar ve sonunda zeminini hazırladıkları Müslüman kıyımını oturdukları yerden seyrettiler.
Saraybosna'yı, Mostar'ı gezerken göreceksiniz ki bizim şehirlerimizde park yoktur. Bütün parklarımız şehitlerimizin istirahatgâhı. Boşnakların en mahir olduğu işlerden biri de mezar taşıdır. Bu sözün ne anlama geldiğini şehirlerimizin dört bir köşesinde karşınıza çıkacak şehitliklerimizde göreceksiniz. Dünya Bosna'yı o mucizeyi ve onurlu direnişiyle hatırlasın istesem de bizim yüreğimizde sakladığımız ama yine de yüzümüze yansıyan şey “acı"dır. Lütfen bu söz sebebiyle bize acımanız gerektiğini düşünmeyin hatta sakın bize acımayın. Çünkü bahsettiğim bu acı ancak bir Boşnak'ın anlayabileceği ve hakkıyla yaşayabileceği bir histir. Biz acınacak bir millet değiliz aksine bastığımız her adımda gururla yürüyoruz.
Size Bosna hakkında anlatmak istediğim son şey çoğunuzun üstünkörü bildiği, bazı detaylarına vakıf olmadığı Srebrenitsa Olayı hakkında… Bir insanın hayatında karşılaşabileceği en aşağılayıcı, en zalim, en adi günlerin yaşandığı katliam… inanın, o gün Srebrenitsa'da bulunan binlerce Boşnak kardeşimize Allah'ın Kitab'da bize anlattığı cehennemi tarif etseniz, onlar o cehenneme sığınmak için ne yapmaları gerekiyorsa mutlaka yaparlardı. Ama buna bile fırsatları olmadı.
Srebrenitsa, Sırbistan sınırına yakın olan bir şehrimizdi. Birleşmiş Milletler savaş devam ederken burayı Güvenli Bölge ilan etti ve Hollandalı bir asker? birliği şehrin beş kilometre yakınına, Potocari'deki kampa yerleştirdi. Şimdi dinleyeceklerinizi lütfen yüzlerce yıl önce yaşanıp bitmiş bir hadise olarak dinlemeyin. Henüz yirmi yıl önce yaşanmış ve etkileri hâlâ devam eden çok taze bir dramdır bu.
Güvenli Bölge ilan edilen bir yerde "Avrupa'nın ilkeleri” gereği insanlar silahsızlandırılır. Boşnak kardeşlerimiz de Avrupa'ya güvenerek ve artık NATO, BM gibi kurumların ko-ruması altına girdiklerini düşünerek silahlarını teslim ettiler. Fakat 1995'in Temmuz'unda Sırplar, Radko Mladiç komutasında Srebrenitsa'yı abluka altına aldılar. Dağlardan sivil insanlara tanklarla, toplarla saldırmaya başladılar. Çevre kasaba ve köylerdeki vatandaşlarımız, büyük bir korkuyla güvenli yer bildikleri Srebrenitsa'ya sığındı. Şehrin nüfusu bir anda katbekat arttı. Artık bırakın evleri, sokaklarda bile yatacak yer, yiyecek gıda kalmamıştı. Mladiç, bir insanın asla yapamayacağı bir planla silahsız ve korunmasız bu insanların üzerine ateş kustu. Binlerce Boşnak, canını kurtarmak üzere Potocari'deki BM kampına sığındı. Şehir boşaltılmış, yirmi bine yakın masum sivil halk, kampın etrafına kaçmıştı. Gücü yetenler ise ormanlara dalıp Tuzla tarafına doğru koşmaya ve kurtulmaya çalıştı.
Mladiç, askerleriyle birlikte Srebrenitsa'ya girdiğinde yakılmış evler, yıkılmış camiler ve okullarla karşılaştı. Sokaklarda tek bir insan bile yoktu. Büyük bir keyifle gezindiği caddelerde “Nihayet Türklerden intikamımızı alıyoruz, artık onları Avrupa'dan tamamen koymanın zamanı geldi.” diye konuşuyor, askerlerini tebrik ediyordu.
Bugün Almanya'ya gitseniz, sokaklarda karşılaştığınız herhangi bir Alman vatandaşının yüzüne baksanız, Yahudi soykırımı sırasında yaşanan insanlık dışı olayları bu insanların yaptığına inanır mısınız? Ben inanamıyorum. Tıpkı sokakta karşılaştığım bir Sırp'ın o gün Srebrenitsa'da yaşananlar’ yapacağına inanamadığım gibi. Fakat yaptılar. Maalesef yaptılar.
Miadiç, askerleriyle Potocari'deki kampa geldi. Kampa sığınan bütün sivillerin kendisine teslim edilmesini istedi. O gün, orada bulunmalarının tek sebebi, silahsız ve korunmasız hâlde kendilerine yalvaran halkı korumak olan birliğin komutanı, hiçbir direnç göstermeden bu isteği kabul etti. Şimdi gözlerinizi kapatın ve erkek, kadın, çocuk, yaşlı yirmi bin kişinin aynı anda “Bizi teslim etmeyin, öldürecekler.” diye yalvardığını düşünün. Nasıl hüzünlü ve uğultulu bir ses, değil mi? Mahşer yeri denilen bu olsa gerek. Bu sesi umursamamak için ne kadar zalim olmanız gerekir, bir fikriniz var mı? Sizin yoksa da tarihin bir fikri var: BM Bosna Barış Gücü Komutanı, Fransız General Bernard Janvier veya Hollanda Askeri Birliği Komutanı General Tom Karremans olmanız yeterli!
Bombardıman altındaki Güvenli Bölge'yi korumak için bir tek adım bile atmayan bu beyler, yirmi bin masum sivili o gün Radko Mladiç'e teslim ettiler. NATO'ya bağlı uçakların, karargâhtan havalandığını ama Italya üzerindeyken yeni bir emirle geri döndüğünü artık hepimiz biliyoruz.
Peki, o gün orada neler oldu?
Size söylemiştim, bize yapılan her şeyi affedebiliriz ama kadınlarımıza ve çocuklarımıza yapılanlar’ asla affetmeyeceğiz.
Dokuz yaşında henüz ergenliğe girmemiş bir erkek çocuğunu düşünün. Yanında annesi var. Sırp askerler, çocuğun kafasına silah dayıyorlar ve ondan çırılçıplak soydukları kadına yani annesine tecavüz etmesini istiyorlar. Sonunda askerlerin istediğini yapamayınca kafasına yediği tek kur-şunla ölüyor. Bu sırada Hollandalı Barış Gücü askerleri kulaklarına takılı kulaklıkla müzik dinliyorlar.
Bir kadın, kucağında beş yaşında kız çocuğu. İki asker, kızı annesinin kucağından indirmeden kadının ellerini ve bacaklarını iki yana açıp üçüncü bir askerin tecavüzüne yardım ediyor. Bu sırada Birleşmiş Milletler komutanı, askerlerin önderi Mladiç'le aynı masada bira içiyor.
Bir bebek. Kampın etrafındaki binlerce insan gibi ağlıyor. Sesi, askerleri rahatsız etmiş. Annesine “Kes şunun sesini!” diye bağırıyorlar. Kadın bebeğin’ sarıp sarmalıyor, susturmaya çalışıyor ama başaramıyor. Asker “Sen susturamazsan ben sustururum.” deyip elindeki çakıyla bebeğin dilini kesip yere atıyor.
Türk'ün evladı…
Unutma.
Ben Aliya,
Boşnakların içinde herhangi biriyim. O gün bütün Avrupa bizi yapayalnız bıraktı. Üç gün içinde sekiz bin vatandaşımızı katlettiler ve toplu mezarlara gömdüler. Binlerce kadınımıza tecavüz ettiler. Binlerce çocuğumuzu yetim bıraktılar. Henüz mezarların’ bulamadığımız kaç kardeşimiz daha var, bilmiyoruz. önce, hepsini sıraya dizip tek tek öldürmeye başlamışlar. Elinize kazma kürek verildiğini, bir çukur kazdırıldığını, sonra kafanıza bir kurşun sıkıldığını düşünün. Biraz zaman geçince işin çok uzun süreceğini anlıyorlar. Bu kez yirmili, otuzlu, kırklı gruplar hâlinde daha büyük çukurlar kazdırıyorlar. Vatandaşlarımızı bu kuyuların içine atıp üstlerine kurşun yağdırıyorlar. Bu kez de çok fazla mermi harcandığını anlayıp başka bir yola başvuruyorlar. Çukurlara doldurulan kardeşlerimizin üstüne bomba atıp onları paramparça ediyorlar. Onların mezarını biz bulmadık. Kelebekler buldu. Mavi kelebekler. Sadece toplu mezarların olduğu yerde biten bir çeşit bitkiyle beslendikleri için bazı bölgelere kümelendiklerini anladık. Nerede mavi kelebek gördüysek orayı kazdık. Binlerce şehidimizi çıkarıp Potocari'deki şehitliğe defnettik.
Biz “Bosna'da kendi devletimiz olsun.” demedik, onlar dediler. Biz “Bosna'da sadece bizim dinimiz olsun.” demedik, onlar dediler. Biz “Bosna'da sadece bizim kimliğimiz olsun.” demedik, onlar dediler. Bizim Bosna'da savunduğumuz şey, Batı'nın tüm dünyaya göğsünü gererek anlattığı Helsinki Nihai Senedi'ydi, Paris Şartı'ydı, demokrasi ve hürriyet ilkeleriydi. İki yüz bin canımızı kaybettiğimizde, binlerce kadınımız karınlarında kocalarını öldüren askerlerin be-bekleriyle terk edildiğinde, yirmi dokuz günlük bebeklerimiz öldürülüp toprağa düştüğünde Avrupa'nın anlattığı şeylerin koca bir yalan olduğunu anladık. Amerikan Başkanı George Bush'a toplama kamplarını, tecavüzleri, ambargoyu delilleriyle gösterdiğimde verdiği tepki dünyanın nasıl yönetildiğini öğretti bana. Petrol için Irak'a bir gecede savaş açan ama buna demokrasi kılıfı uyduran, yıllarca Afganistan'da, Pakistan'da, Afrika'da, Filistin'de, Hindistan'da askeri operasyon yapan Amerikan başkanı, anlattıklarım’ dinledikten sonra tek bir cümle söyledi bana: “Bosna bizim meselemiz olamaz, o, Avrupa'nın bir iç meselesi.”
Ben Aliya,
Aliya izzetbegoviç.
Unutma, Türk'ün evladı!
Sömürgeciler, bütün ilkeleri kendi menfaatleri için koyuyorlar ve kendi çıkarlarını korumak için denklem kuruyorlar. Onların demokrasi dedikleri, hürriyet dedikleri, aidiyet dedikleri, barış ve hoşgörü dedikleri ilkeler, Saraybosna'da, Srebrenitsa'da, Mostar'da toprağın altına gömüldü. Hem de çok acı hatıralarla… Biz, kendi çocuklarımız en azından tebessüm edebilsinler diye yaşadıklarımızı yeni nesillere anlatmıyoruz, anlatmayacağız.
Ama sen bizim yaşadıklarımızi sakın unutma!
Onlar askerleriyle, basın ve medyasıyla, kurumlarıyla çok güçlüler. Onların güçlerinden değil, ikiyüzlü olmalarından kork.
Biz, senin kardeşin olduğumuz için öldürüldük, boğazlandık, tecavüze uğradık.
Senin hafızana sahip olduğumuz için toplu mezarlara gömüldük, yok edildik.
Türk'ün Evladı,
Bizim korumaya çalıştığımız sancak, Yemen'de, Çanakkale'de, Filistin'de, Kırım'da, Açe'de, Türkistan'da korunmak istenen sancaktı. O, ne bir dinin, ne bir ırkın, ne bir dilin, ne bir mezhebin sancağıydı. insanlığın, tek başına insan olmanın temsiliydi.
Sömürgecilerin karşısında sakın yere düşme. Biz, Çanakkale'den sonra direnişi devam ettiren nesiliz. Sen, direnişin değil, dirilişin nesli olacaksın. Korumak için değil, düzen kurmak için çalışacaksın. Sen varsan biz olacağız. Sen ayaktaysan biz yaşayacağız.
Ama unutma!
Sömürgeciler, seni tamamen Asya'ya sürmek için planlarını adım adım işletecekler. Bir gün sıra sana da gelecek. Seni yok etmek için bin yıldır hazırlananlar, bir gün bile durmadan çalışıyorlar.
Sen Türk'sün. Bir ırk, bir din, bir mezhep değilsin, olamazsın.
Batı, Haçlı Seferlerini düzenlerken Araplara Arap demiyordu, Türk diyordu. Çanakkale'de Kürtleri boğazlarken onlara Kürt demiyordu, Türk diyordu. Ne zaman ki onların çıkarı için yeni devletlere ihtiyaç duydu, Arap'a Arap demeye başladı. Seni ondan, onu senden ayırdı. Bugün de Kürt'ü senden, seni Kürt'ten ayırmak için gece ve gündüz çalışıyor. Türk'ün Evladı,
Biz Boşnak'ız ama Türk'üz de. Sen de kalbimde taşıdığım acıyı taşıdığın kadar Boşnak'sın. Utanacak tarihimiz, saklayacak hafızamız yok. Sırp'a karşı sorumlu olduğumuz için değil, yasayla zorunlu kılındığı için değil, kimimiz dinimiz, kimimiz milletimiz, kimimiz Kitabımız, kimimiz ahlakımız sebebiyle vicdan sahibi olduk. Birileri öyle istediği için değil, vicdan bunu tarif ettiği için hiçbir milletin diline, dinine, mezhebine karışmadık. Mezarlarıni çiğnemedik, ibadethanelerini yıkmadık, kadınlarına tecavüz etmedik, bebeklerini boğazIamadık.
Sen var olmak zorundasın.Bu yüzden bir ve beraber olmak zorundasın.
Sömürgecilerin tezgâhlarıyla saflara ayrışmamalısın.Türk'ün Evladı,Bizi,
onların bize yaptıklarını,ve sorumluluğunu sakın unutma.
Kudüs için ne yapabilirim
Prof.Dr.Ahmet Ağırakça
İslâm’ın mübarek ve kutsal mekanlarının üçüncüsü ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı yüreğinde taşıyan şehir kırk yıldır Yahudi işgali altında… Esir, boynu bükük, her gün şehitler veren, bağrında milyonlarca mağdur ve mazlum barındıran Filistin’in başkenti Kudüs…İslam dünyasının kanayan yarasının sürekli kan damlatan kalbi Kudüs… Bu şehrimiz tarihimiz boyunca defalarca saldırıya ve işgale maruz kalmıştır.
Hz. Resül, Peygamberimiz Muhammed’den (s.a.v) İsra ve Miraç yadigarı olarak kalan ve Cenab-ı Allah’ın bu ümmete tevdi’ ettiği kutsal şehir, İslamî fetihten sonraki tarih diliminde de iki kez esir düştü. Haçlılar beşinci/onbirinci yüzyılda bir dönem bu kutsal mekanı ele geçirdiler. Fakat bu işgal uzun sürmedi… Zira İslam ümmeti bu acıya dayanamadı, bu zilleti kabullenemedi. Bu mübarek şehrin işgalini ve esaretini bir asra yakın bir müddet kalbinde ızdırab taşıyarak sabırla yeniden fethetmeye azmetti ve bu azmini gerçekleştirdi. Ümmetin dava sahibi imanlı mensupları bu işgale karşı direnmeyi bir görev kabul ettiler. Nihayet Salahaddin el-Eyyubî gibi şanlı bir Müslüman kumandan bu şehrimizin işgalini ve esaretten kurtulması meselesini kendisine dert edindi. Bunun için bu işgal uzun sürmedi. Salahaddin tarafından Kudüs’ün yeniden fethedildiği günler öncesinde yaklaşık yarım asır süren heyecan dolu bir dönem yaşandı.
İşte o günlerde herkesin kalbi Kudüs için çarpıyordu. Şairler Kudüs için şiir yazıyorlardı. Marşlar Kudüs için çalınıyordu. Anneler bebeklerini uyutur ve avuturken Kudüs ninnileri ve marşları söylüyordu. Gençlerin ağzında hep Kudüs vardı. Kudüs’ün işgali zihinleri işgal ediyordu. Her dava sahibi Müslüman’ın kalbinde Kudüs taşınıyordu. Kalplere hâkim olan bu mübarek belde, orduları harekete geçiriyor, konferans ve toplantılar Kudüs için yapılıyordu. İlim adamları öğrencilerine, kumandanlar askerlerine hep Kudüs’ü hatırlatıyor ve esaretinin bitmesi gerektiğini zihinlerinde sürekli tutmalarını istiyorlardı.
Kısaca her mü’min ve her Müslüman “ben Kudüs için ne yapabilirim?” sorusunu kendi kendine soracak duygu ve sorumluluğu taşır olmuştu. İlim adamları, devlet adamları, kumandanlar, askerler, esnaf ve tüccar, sanatkâr, âmir-memur, genç-ihtiyar, anneler babalar ve çocuklar herkes, herkes bu soruyu soruyor ve sorumluluktan kurtulmanın yollarını arıyordu. “Ben Kudüs İçin ne yapabilirim”
Zira Kudüs’ün işgal altında olması bütün bir ümmeti sorumlu konumda tutuyordu. Herkes bu durum karşısında bir sorumluluk taşıyor ve kendi kendisine bir konum biçmeyi de görev kabul ediyordu. Zira ümmetin ilk kıblesi haçlıların işgali altındaydı. “Ben Kudüs için ne yapabilirim” sorusunu hep kendi kendisine soran ümmetin ferdleri bazen bu cevabı yine kendileri buluyorlardı.
Haçlı işgalinin sürdüğü o elim dönemde Atabeklerden Nureddin Mahmud Zengi zamanında yaşayan Halepli bir marangoz bu soruyu kendi kendine sorunca cevabını yine kendi mesleği ve imkanları içinde bulmuştu. Bir marangoz Kudüs’ü nasıl kurtarır veya oturduğu Halep’teki dükkanından bu şehrin işgalden kurtulması için ne yapabilirdi? Savaşa mı gitmesi gerekir, belki yaşı müsait değildi. Belki çoluk çocuğunu emanet edeceği kimse yoktu. Ama “Ben Kudüs için ne yapabilirim” sorusunu da zihninden asla eksik etmezdi. Bir marangoz Kudüs için ne yapabilir diye sürekli düşünürken zihni Kudüs’ün fethi ile meşgul olduğundan hatırına hemen bir görev gelir. Benim de görevim budur der: “Ben bir marangozum, yarın Allah’ın izniyle Kudüs fethedilecek ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa özgürlüğüne kavuşacaktır. Ama ne yazık ki zalim haçlılar bu mescidin minberini yok etmişlerdir. O halde ben de bu yüce mescide güzel bir minber yapabilirim. Bir marangoz olarak benim de bu şehre katkım bu olabilir.”
Bir mü’minin düşüncesi, bir Müslüman’ın zihni budur. Her insanın kendi çapında kendi imkanlarıyla yapabilecekleri vardır. Önemli olan neyi yapabileceğini düşünmektir. Minberi aylar süren bir gayret sonucunda yapar bitirir ve dükkanının bir kenarına koyar. Ben hayatta iken Kudüs işgalden kurtulur ve Mescid-i Aksa özgürlüğüne kavuşursa kendi ellerimle bu minberi götürür yerine yerleştiririm, yok eğer ben o fetih günlerinde hayatta olmaz isem, Müslümanlar bu minberi o mübarek şehri fethedecek olan kumandana teslim etsin ve Mescitteki yerine yerleştirilsin. Bu minber tam kırk iki yıl o marangozun dükkanında bekler. Sonra Kudüs Salahaddin tarafından fethedilince çocukluğundan beri o olayı bilen ve Kudüsün sancısıyle büyüyen siyah sarık takıp çadırda yatarak Kudüsün matemini tutan ve o ruh ile büyüyen bu büyük kumandan derhal Haleb’e bir ekip gönderip minberi Kudüs’e getirtir ve yerine yerleştirir. Minber 26 Receb 583 /1187 tarihinden 21 Ağustos 1969 tarihine kadar tam 782 yıl yerinde kalır. Ancak Mescid-i Aksa Siyonist işgalin fanatikleri tarafından yakılınca sadece birkaç parçası elde kalır. Bu gün bu parçalara bakılarak minber yeniden Türkiye’de yapıldı. İnşaallah en yakın zamanda yerine yerleştirilecektir.
Ama bu gün Kudüs hâlâ işgal altındadır ve hem de kırk yıldan beri süren bir Siyonist işgal… Irkçı, zorba, faşist ve batının desteğini arkasına almış, alabildiğine şımarık ve küstahça tavrıyla insafsızca zulmüne devam eden Yahudi işgali… Ve bunu karşısında büyük bir İslam dünyası, eli kolu bağlı olarak duruyor. Bu toprakları 7 Haziran 1967 tarihinde kaybettiğimizde Filistin ile ilgili böyle bir direniş ve bilinç varolmadığı gibi o günün İslam dünyasının başında bulunanlar da daha çok dışa bağımlı ve ABD ile Avrupa’nın kuyrukluğunu yapan bir yönetim tarzını sürdürüyorlardı. Bugün oluşan İslamî hareket ve İslamî bilinç yönetim kadroları üzerinde belli ölçüde de olsa bir etki yapmış ve genel halk kitlesinde önemli bir düzeyde bir Filistin’i dava edinme bilinci ortaya çıkarmıştır. Bu bilinç ile Halepli marangozun sahip olduğu bilinç hemen hemen aynı ortak paydaların bilincidir. O günlerde haçlı işgaline son verme heyecan ve gayreti vardı. Bu gün de bilinçli Müslümanların Filistin’e sahip çıkma ve Mescid-i Aksa’yı esaretten kurtarma arzusu ve gayreti vardır. Bu konuda hassas olan ve elinden geldiğince gayret eden Müslümanlar “Kudüs için ben ne yapabilirim” sorusunu sürekli olarak kendi kendilerine sormak zorundadırlar. Her Müslüman bu soruyu zihninde sürekli olarak canlı tutarsa, önümüzdeki yıllar Kudüs’ün geleceğinin daha da aydınlık günlere taşınacağı anlamını verecektir.
Aynen Kudüs’ün haçlı işgalinden kurtarıldığı günlerde olduğu gibi herkes Salahaddin el-Eyyubi’ni taşıdığı bilinç ve sahip olduğu duyguya sahip olursa bu mübarek şehir elbette esaretten kurtulacaktır. Salahaddin Kudüs işgali günlerinde şöyle düşünüyordu:
“Kudüs işgal altında iken bir Müslüman nasıl olur da gülebilir, Kudüs işgal altında iken bir Müslüman nasıl olur da rahat uyku uyuyabilir, Kudüs işgal altında iken bir Müslüman nasıl olur da rahat bir yemek yiyebilir ve rahatça bir su içebilir…”
Eğer bugün de bu ümmetin bütün ferdleri bu duyguyla yaşar ve bunu hayatının bir parçası haine getirirse, etrafı Allah tarafından mübarek kılınmış olan bu şehir, Yahudilerin kirli ellerinden kurtulacaktır. İşgalin kırkıncı yılında elinden bir şey gelmiyorsa “farzet ki körsün…bir taş al ve at… Elinden bir şey gelmiyorsa günde bir ekmek parasını da mı bu dava için, Kudüs ve Filistin için ayıramıyorsun?… Her Müslüman’ın bu konuda bir şeyler yapabileceğine inanıyorum…Ancak kırk yıldır süren bu işgali unutmaz isek…+
Günümüzün insanı çoğunuz cinlenmişsiniz ancak kendinizden haberiniz yok hakir görülmüş sudan yaratıldığınızı unuttunuz her güzel nimeti veren Rabbinizide unuttunuz ,burnunuz kaf dağında kibirinizden geçilmiyor ölecek ve toprak olacaksınız eğer Dünyada hayırlı amellere imza atmadıyseniz ruhunuzda azaptan kurtulamıyacak gel ölmeden uyan yaratılış gayesine uygun Rabbine kul olmayı bil Hak Din İslam ne diyor dinle nefsini satın alacak hayırlı ibadetlere imza atki iman ile ölüp ebedi cennetin sakinlerinden ol Ruhun hürriyeti yudum yudum tatsın ebedi mutluluğu tad.
Eğer uyanmak nurculuksa,tarikatçılıksa,kemalizimse,Şialıksa,vehhabilikse ,cinni,insi pislik ruhlarla yaşamaksa ben uyanmak istemiyorum.Kefere şeytan bana yanaşamadığın her zaman insi ve cinni dostlarını ,ama dinci ama dinsiz her zaman başıma sardın, şirk,küfür,zülüm,iğrençlik ,hased,yalan iftira,sihir büyü,her türlü haramda her demde hele bu düzende hep malzemen oldu. ALLAH(cc) her birinizin şerrinden cümle masum mazlumu,güzellikleri,beni,ailemi korusun,kurtarsın inşallah.
Kuşum bile anlıyor CHP peşine koşulacak bir değeri olmiyan pislikleri bünyesinde barındıran pislik bir parti AKP nin günahlarıda ondan aşağı değil.Kullanamadımı düzdüren din simsarı cehennemin dibine kadar yolun var.
Biz aşıklarla,eşeklerle ,bencillerle,münafıklarla,kafirlerle yol gidemeyiz şeyhinde fani olmakla ,birbirinde fani olmakla falanca filanca olmakla,insi ve cinni şeytanlarla ,ALLAH(cc)sız,Ahlaksızlarla her haramın çarşısında nefisler terbiye edilmez,satın alınmaz.Ancak Kur’an ve sünnetin yolu Aklın ,imanın,edebin,ilmin ,cihadın ,vicdanın ,merhametin hayra koşmanın,güzel Ahlakın kul hakkına riayetin ve ilahi Adaletin yoludur gerçek mutluluğun Dünya ve Ahiret saadetinin adresi.Pozitif kişiliği bu yolda kazanır Ebedi bir cennetin varisi olursun.Caddei Kübrada yürümek istiyorsan Kur’an ve sünnetin hakkını vereceksin ne idüğü belirsiz sonunun ne olacağını bilmediğin şer güçlerin şarlatan tiplerin peşinde koşup Dünyanıda Ahiretinide idam etmiyeceksin.Her şeyi ile kanun olması gereken sadece ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) rızasıdır,mutlak doğruda bu ölçüdür.
İnsanları insanlar kanser ediyor sigaraya suç atmayın,bazı insanlar kara bulutlara benzer onlar gittiğinde hava güzelleşir,bazı insanlar hatalarını yüzlerine vurmadığımız için kendilerini kusursuz sanırlar.Marifet kralın adamı olmak değil,adamın kralı olmaktır, herkes uğraşır durur doğru insanı bulayım diye ama kimse aynaya bakmaz doğru insanmıyım diye bazı insanlar kalitesiz çamaşır suyu gibidir insanları yıpratmaktan başka bir şeye yaramazlar .Çevrem çok geniş diyenlere kısa bir not 10 tane 10 kuruşta 1 lira eder 2 tane 50 kuruşta. Bazı insanların samimiyetsizliği o kadar samimiki inanmamak mümkün değil. Sorunun kendinde olduğunu anlamıyan insanlar çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur. Bazı insanların matematiği zayıftır ama kendi çıkarlarını hesaplamayı iyi bilirler.Bazı insanların yürekleri daracık ne sevgi sığıyor içine ne insanlık.Bir insan kütükse değişmesini beklemeyin,çünkü kütük tersten okununcada kütüktür.Belkide en büyük hatalarımızdan biriydi kapıyı göstereceğimiz yerde anlayış göstermek,bazı insanları kırmak gerekir ,içinde ne olduğunu görmek için.İnsanoğlu ne kadar büyüklenirse büyüklensin ,oyun bitince şah ta piyonda aynı kutuya konur.Doğal olmak bir insana en çok yakışan poz dur.Ama her insan bunu beceremez.Kötü günlerin iyi taraflarıda vardır insanları tanırsın,özellikle yanında sandıklarını.Bazı insanlar kalem gibidir,ne kadar zarif,ince ve renkli görünselerde,hammaddeleri odundur.Demliğin burnu ne kadar yukarıda olursa olsun bardağın önünde eğilmeye mahkümdür.Bize öylesine yanımızda olacaklar değil,ölesiye yanımızda kalacaklar lazım.Aradığınız kişilere ulaşılamıyorsa sorun hatlarda değil menfaatlerdedir.Bazı insanlar uzaktan bakınca kusursuz,tanımaya başlayınca lüzümsüz.Giydiğiniz kıyafet değil,taşıdığınız karakter kaliteli olsun.Herkes o kadar masum,o kadar iyiki,sanırımki cehennemde yalnız ben yanacağım.Aklını başına al insanoğlu ebedi bir cehennemden kurtulup ebedi bir cenneti kazanmak davası var başında.
Yüzünüzü yıkamaya gitmeniz 10 saniyenizi alırken ,yatağa bağlı yaşıyanlar var ,tüm manzarası tavan olanlar var ,şükret arkadaşım ayakkabını giyebileceğin bir ayağın var senin kızarak bindiğin ötöbüse uzaktan bakıp iç geçiren tekerlekli sandalyedeki o adam var.10 saat uyuyup iş yerinde hala esnerken geceyi çocuğunun başında hiç uyumadan bekleyip ,ilaç parası için işe giden babalar var.sen annenin önüne koyduğu yemeğe burun kıvırırken Pazar dağıldığında çürük domatesleri toplayan kimi anneler var.isyan etme arkadaşım anasız babasız yetimler var,kıymetini bil.Her nefsin tadacağı bir ölüm var.Şükret halineki sen bugün uyanırken nefesini yastıkta verenler var.üstündeki her nimete bir damla suya bir anlık aldığın nefese şükretki seninde inşallah güzel günlerin olsun.
Değerli Faruk Liman ağabeyim selam ve dualarınız başımızın üstüne.
Aleyküm selam ne biz rahat ne vicdanımız dönem kölelik devri kutsal beldeler kafirin istilası altında oruçmu tutuyoruz kendimizimi kandırıyoruz iktidarıda ,muhalefetide hiç güven vermiyor İslami geçinen cemaatlere göre İslam çok iyi bir şekilde yaşanıyor ki o da cihad ruhundan mahrum içi boşaltılmış İslam .Biz böyle konuşunca Deccal damgası yiyoruz beton kemal yaratanlar yeni günah keçileri arıyor nefisler satın alınmadıkça,Kur’an ve sünnete samimi sahip çıkılmadıkça her türlü haramın kanunlarla korunduğu bu düzen şirkin ,küfrün,zülmün,iğrençliğin beslendiği yapılanma alkışlandıkça maalesef inanıyorsanız üstünsünüz diyen vahyin hakikatından uzak ,köleliğe devam.Kullara kulluk İslam diye satıldığı için ortada yalnız ALLAH(cc)a kul olmanın sadece felsefesini yapmışız hakiki kul olamamışız.Ne zamanki din yalnız ALLAH(cc)a has kılınır Kur’anın papağanı değil ,müşahhas askeri oluruz belki gülmeye hak kazanırız ALLAH(cc) için sevmeye liyakatli gördüğüm sancılı bir mümin ağabeyimizsin ALLAH(cc) razı olsun inşallah.
Yazdıklarına aynen imzamı attım .Can kardeşim inşallah dua edelim birbirimize ,teveccühünüze layık oluruz inşallah.Rabbim hayırlı günlerde buluştursun .ALLAH(cc)a a emanet olunuz ,Hayırlı Ramazan ve iftar duasıyle.
Tekrar ALLAH(cc) razı olsun ,rızasını kazanmamızı ,iyilerle karşılaşmamızı nasip etsin günahlarımızın bedelini masum mazluma ödetmekten bizleri korusun inşallah.
Amin Ya Erhamürrahimin …selam ve dua ile.
Şirki kökünden at yetmez pansuman ,Tevhid yaşanmazsa kalmazki iman,Kur’ansız hayatta kalmaz hiç derman ,Batılın içinde huzur olurmu?
Faiz zina içki çağın belası gündemde tutulur şirkin alası Dünyayı kaplamış zülmün sedası bu zülüm içinde huzur olurmu?
Bir mesaj yaz...