4.Bölüm
Ya Rabbi Yüce ALLAH(cc)ım hiçbir değer verdiğin kulunu şeytanın ve avanelerinin hamalı olmasına o pisliklerin nefis,ruh ve ameliyle yaşatılmasına fırsat verme her bir güzelim kulunu değer verdiklerini kurtar,benide aile efradımıda kurtar ey en Adaletli en merhametli olan güzeller güzeli.Bizleri ihlası hakikide muaffak kıl ,riyadan, riyakara verilecek şiddetli azabından,Mesih Deccal fitnesinden kahredilecek gibi helak olacak gibi şöhrettende koru inşallah Yüce ALLAH(cc)ım.Beddua etmek ruhu zayıflatıyor ALLAH(cc) falan kişinin şerrinden emin eylesin demek daha doğru davranıştır.Küfretmek dilini küfretmeye alıştırmak kişiyi dalalete sürükler kötü ahlaklı olması söz konusu olabilir.Güzel söze alıştırmak lazım dilimizi,güzel söz sadaka hükmündedir,sadaka belayı def eder H.Ş.
Lübnanlı hiristiyan yazar Halil Cibrana göre Tanrının tarifi insanların arşa yükselmiş benliğidir der .Bende derimki o insanları ilahlaştırmış onun Tanrı kavramı ancak şirkin ilahıdır,hiçbir insan veya cin Tanrı değildir belki içlerinde o havayı özümsemiş tipler hiçbir şey yaratmaya gücü yetmiyen mitolojik pisliklerdir. ALLAH(cc) ile alakası yoktur,insan üstündeki nimet ile maneviyatı zenginleşince yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır ölçüsünü unutmayacak ilahlaşmıyacak belki ALLAH(cc)a koştukça ilahileşecek,olgun mümin kamil insan olacak , hiçbir şey yaratma gücü ne bir insanın ne bir cinin elinden gelmez kuru yaprak bile yaratamazlar .İnsanların buluşlarını işte filan adam şunu yarattı demekte şirktir.Kendinden olmayanı şeytanın malı,kendinden olmayanı küfrü mutlakın malı ilan etmek evliyalık olduğu sahte İslam anlayışı kirlemiş nice güzel istidatlı güzelim insanı,bu gibilerin en bariz özelliğide din hırsızlığı ,din hırsızı ise imami Rabbaniye göre münafıklıktır.Zaten herkes haddini bilse idi İslam dünyası kafir ve zalimlerin çirkef zevklerinin tarlası olmazdı Yüce ALLAH(cc) inanıyorsanız üstünsünüz der hani nerede üstünlük .İman ile küfür aynı pazarda kafir ve zalimler rahat ,samimi Müslüman deccallıkla suçlanıyor,şeytanlarla bir zikrediliyor.Ben böyle söyleyince nerdeki münafık ve kafirleri kayıranada lanet olsun inşallah.itikadı doğru olanın,iyileri,güzel değerleri sevenin mücadelesi o kişiyi ALLAH(cc)a yakınlaştırır,itikadı bozuk olanın kafir ve zalimleri sevenin mücadelesi o kimseyi ALLAH(cc) tan uzaklaştırır.
Sait nursi,bir kısım şarlatan şeyhler ve bu günün Dünyasını şekillendiren çakma mehdi ve Mustafa kemal gibi müfrit dengesiz tipler İnönü gibi her zülmü müslümana reva görenler ,Tayyip Erdoğan gibi kafir ve zalimlerin hukuku için çalışmaktan geri kalmıyanlar ,Fetullah denen hoca müsfeddesi gibi vatana ihaneti İslam diye satanlar,insi ve cinni şeytanları ikliminde barındıran tipler ümmeti Muhammedinde(asm) nezih Türk milletinin katilleridir ,onların ikliminde imanla küfür aynı pazardadır masum mazlum insanlığı zalim kafir cinni pisliklere ve insan bozması dostlarına boğdururlar neredeki pislik ruh ve nefisleri cinni şeytanların güdümünde iyilere güzelliklere nefis ve ruhun diye yuttururlar en basit günahlarından bahsedeni bile idam etmekten deccal ilan etmekten ,şeytan ilan etmekten hiçte geri kalmazlar böyle şekillenen bir Dünyada doğru Müslüman kendini ifade edemez.Halbuki nezih dinimiz İslam inanıyorsanız üstünsünüz der. Nerede islamın üstünlüğü Müslüman Dünya kafir ve zalimlerin sadist zevklerinin külli cinayetlerinin tarlası olmuş.Sözde Müslüman bu ülkede her türlü haram serbest İtibar gören din alimleri kafir ve zalimlere yağ çekmekle meşgul.Dünyada din tamamen ALLAH(cc) ın oluncaya kadar kafir ve zalimlerle mücadele et der dinimiz İslamiyet .Bugün öylemi kafir ve zalimlerin yalakası olanlar ,işi gücü din hırsızlığı olanlar makbul.Birde ılımlı İslam diye bir yol bulmuşlar kafir ve zalimleride tebrik etmekten onların tahribatlarınıda sanki hak bir dine hizmet ediyorlarmış gibi tebrik ediyorlar güyaimana hizmet ediyorlar adalet getiriyorlar,GüzelAhlakı tesis ediyorlar.
Süleyman Hilmi Tunahan derki talebe ,mürid evinin yolunu bulacak kadar aklı olsun yeter der ,Süleymancılık olarak bilinen akım pozitif yönü zengin Kur’an ve sünnet hususunda dikkatli ve gayretli olmaya çalışırken bu gaflet niye,gayeleri olgun akıllı zeki insan yetiştirmek değilmi? Ruhunu kemirebilecekleri düşünmeden,araştırmadan kendilerine teslim olacak aptallar yetiştirme gayretine girmişlerki söyledikleri sözlerin hepsini ayetmiş gibi yutturmuşlar .İslamda ruhbanlık yok ama onların işi gücü ruhbanlık,tecessüs haram işleri güçleri tecessüsle en mahrem hayatlara dahi karışmak karakterleri,neymiş efendim gerçek mürşidi kamil müridinin yatağında hanımı ile kaç takla attığını bilmeli derler .Bunlarınki güzel Ahlak İslam değil edepsizlik ve zülüm dini.Öylelerin çoğu ALLAH(cc) lık makamına oturmuş şeytanlıktanda geri kalmayan şarlatanlar.Yine tarikat ehilleri derki ALLAH(cc)a doğrudan bağlanmak olmaz kimse ALLAH(cc) ın tasarrufuna dayanamaz nasılki bir barajdan elektrik alınacağı zaman direk ev ve iş yerlerine vermezler arada trafolar kurarlar onun için bizde şeyhimize hocamıza üstadımıza tabi olacağız derler . Bende soruyorum la yükellifullahün efsenilla vüseha olan ALLAH(cc) kuluna kaldıramıyacağını yüklemem diyor ,tarikatçıda diyorki şeyhimiz ölçülü verir Haşa ALLAH(cc) ölçüsüz verir diyor ALLAH(cc)ı hakir görüyor şeyhini Yüce ALLAH(cc)tan üstün konumda görüyor.Bende diyorumki ALLAH(cc) kulunu kul kendisini tanıdığından daha iyi tanır ve en güzel ölçü ile muamele eder. Asıl ölçüsüz veren şarlatan diyeceğim ehliyetsiz şeyhler ,cahil olduğu halde hoca geçinenler belki kendi kendine bencilce en iyisini layık gören sözde din adamlarıdır Ya o çok güvendiği şeyhi ALLAH(cc) affetmiyecekse ne olacak bütün amelleri boşa gidecek .Gayemiz nefis terbiyesini tamamlamış ,helal yaşantısı olan,dengeli,güzel Ahlaktan nasibi ziyade olan kamil müminleri karalamak değil zaten kamil olan şarlatanlık yapmaz doğru islamı anlatır ,helal yaşantısı varsa duası tesir eder.
Bacımın tesettürü batmakta zalimin gözüne acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne.M.Akif.Medeniyet dediğin açmaksa bedenin her yerini Desene hayvanlar senden daha medeni.M.Akif Ahlak örtüsü olmayanı baş örtüsü dindar yapmaz.Mevlana.
Kaderimizi pozitif bir gayretle zenginleştirmeliyiz ancak bunu yaparken ALLAH(cc)ın Resulünün(asm) Kur’ani mananın hukukunu çiğnemeden dengeli istikrarlı hareket etmeliyizki Adaletli olabilelim.Bu da başta hevamızı yani nefsani ve şeytani olanın terk etmekle mümkün.Dünyayıda Kainatıda zahiri ve batını alemi kirleten cinni domuzlar ve tağut dostlarıdır ,melun şeytan ve piçleridir ancak ALLAH(cc)ın ipine sımsıkı sarılanlar Kur’an ve sünnete ciddi kıymet verenler korunmuştur.Sıhhatın yerinde ise Dünyanıda Ahiretinide sağlıklı yaparsın onun için önce can sonra cihan demeli ancak ALLAH(cc) ve Resülüne(asm)sıra gelince imanımız gereği önce canan sonra can demeliyiz.
Yaşamak Bir ağaç gibi tek başına ve hür bir orman gibi kardeşçesine bu doğru müslümanın mümin kişinin ölçüsüdür ne hikmetse bu sözü söylemek Nazım Hikmet gibi bir münafıka belki ateist komünist geçinen kafir kafalıya nasip olmuş.Hür olmak ALLAH(cc)a kul Resulüne(asm) ümmet olabilmektir ,ümmeti Muhammedin(asm) ve milleti İbrahim(as)ın şerefli bir ferdi olabilmektir bu hürriyetin manası sonsuz hayatı kazanmaktır Dünya ve Ahiret mutluluğunun gerçek adaletin güzel ahlakın helaliyle namusuyla yaşamanın zirvesidir.
Her güzellik ALLAH(cc) ın hazinesindendir beni kulu olarak islamın rütbesiz bir askeri olarak kabul ederse o benim için en büyük ikramı ilahidir makam mevki peşinde olanların cinayetleriyle gerçek islamın karalandığı müslümana sunulan nimetleri kafir ve zalimlerin yediği zalim bir Dünyada yaşıyorsak haddini bilmiyenlerin ALLAH(cc)hakkından gelsin inşallahta islamın gerçek yüzü güneş gibi bütün mahlükatı kuşatsın inşallah.İslam aziz olsun inşallah , küfür zülüm şirk iblis şeytan ve avaneleri zelil ve rezil olsun inşallah.Nerede bir masum yavru bir güzelim bacı bir ehli iman bir ehli namus ALLAH(cc)ın değer verdiği kulu zor durumda ise meded ya ALLAH(cc).Her şey ALLAH(cc) tan ise onca cinayet niye Cinayetlerin sorumlusu haşa ALLAH(cc) mı ,asla .Herşeyin ALLAH(cc) tan olması ancak Kur’ani mananın hakim olduğu iklimlerde geçerli,gerisi şirke ,küfre,zülme,iğrenç olana bulaşmış iklimlerdir ve insi ve cinni şeytanların cinayetleriyle doludur.Benim göbek adım Habip resmiyette ismim Halil ALLAH(cc) sevdiklerine,değer verdiklerine Habip= sevgili ve Halil= dost eylesin inşallah.
Türk ve Müslüman olmayı benimsemişim ve seviyorum her ne kadar laz kimliği ile yaşıyorsamda aslımız Kafkas kökenli,belki aslımız Müslüman,La ilahe illallah Muhammeden Resulüllah(asm) diyen iman ehlini kardeş gören herkes kardeşimizdir,bizim milliyetçiliğimiz Müslüman olmaktır .İslama gönül vermiş mümin kardeşlerinin hata ve günahlarını görme onların ayıplarıyla uğraşma herkes nefis ve şeytana avlanabilir ancak müminin niyeti amelinden hayırlı olduğu ölçüsünüde unutma ayrıntıların içinde boğulma kimsenin günahıda sevabıda senin artın değildir hepsinin hesabını Yüce ALLAH(cc)ımız görecek insanları günahları yüzünden yargılamak cezalandırmak bize düşmez der H.Şerif
Bir insanın şöhretine ve görünüşüne aldanma,namaz ve niyazına bakma,aklına ve doğruluğuna bak.Hz.Ömer (ra).
İman sadece camilerde,mal cimrilerde,silah korkaklarda,yetki zayıflarda olursa işler bozulur.Ebubekir sıddık (ra).
Kalbin tasfiyesi-temizlenmesi-İslamiyete uymakla,sünnetlere yapışmakla,bidatlerden kaçmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur zikir ve rehberi-doğru yolu gösteren alimi-bulmak bunu kolaylaştırır. İmamı Rabbani(ra)Edebini hayanı ziyadeleştirmek istiyorsan ya hayır söyle ya da sus,haram olandan uzak dur.
Eğer insanlar oruç tutmanın ruhtaki ve nefisteki,Dünya ve Ahiret hayatındaki pozitif etkisini bilselerdi senenin her günü oruç tutmak isterlerdi.
Ey kurban olduğum ALLAH(cc) kadersizliğim bana sunduğunun benimle buluşmasını engelledi hep, hayatımı zehirliyen insi ve cinni pisliklerin hakkından gel inşallahta benim hayatımda taşınacak gibi rızana uygun bir hayat olsun inşallah.ALLAH(cc) ile aramda din şarlatanları insi ve cinni şeytanlar dolaşmasın onların kirli iklimi, zalim şahsiyetleri bendende her değer verdiğin güzelim kulundanda büsbütün uzak olsun inşallah.Nurcusu ilede barışık ol,Süleymancısı ilede ,tarikatçısı ilede, laik dindarı ilede Müslüman kardeşlerlede,tebliğ cemaatı ilede, cemaatı İslami hareketi ilede, az çok pozitif birikimi olan güzel yaratılmış her insan evladı ilede barışık ol. Ancak insanlığın ezeli düşmanı iblis ve piçlerini iyi tanı öylelerdende uzak ol hakiki düşmanın seni ebedi cehenneme çağıran onlardır,Dünyanıda Ahiretini de mahvetmeye çalışırlar onların birinci özelliği Her güzelliğin tek yaratıcısı Yüce ALLAH(cc)a ve sevdiklerine düşmanlıktır, bütün ahlaksızlıkların zülmün,şirkin,küfrün,iğrenç olanın çarşısı onlardır.Her bir güzelim yavruya,güzelim bacıya ,ehli imana ,ehli namusa hayır dile Dünya tarihinde en çok horlanan zülüm gören ve iblis ve piçleri tarafından zarara felaketlere layık görülen onlardır.
Bugün M.Kemalin putları dikili ise şirk küfür zülüm ikliminde eksik değilse bu duruma gelmesi için laik dinsizler sait nursiler,insi ve cinni kafirler çok çalıştı.Şayet M.Kemal kendini içkiye ,aleme vermeseydi ,harf ınkılabı gibi kılık kıyafet devrimi gibi cinayetleri olmasa idi ,Pakistanın Muhammed ikbalının yaptığı gibi ALLAH(cc) a koşsa idi Kuvai milliye ruhu ölmeyecek bugünkü gibi mahküm olmayacaktı.Aklı olan Türk vatandaşı onun sadece artılarını alır.Yoksa haşa ALLAH(cc)a taparcasına ona tapmaz.Neticede o da bir insan ilahlaştırmak,putlaştırmak kendisi içinde, alakadar olduğu insanlar içinde külli bir cinayet
.İhsan Eliaçık sen eğer gerçek bir müslümansan maksadın fitneyi körüklemek değilse anti kapitalist olduğun kadar anti Siyonist ,anti emperyalist ,anti komünist anti faşist ,anti satanist, olduğunuda söyle ,bütün şer güçlerin düşmanı olduğunu açıkla bugünkü görüntünden en ziyade komünistler haz duyuyor sen devletin dibine dinamit koyan bir fitne durumundasın senin gibisi riyakardır gerçek müslümanı sevmediğin kadar komünistleri ve onların eylemlerini belki şirkin içindeki beyinsiz şahsiyetleri seviyorsun sen peygamberimi(asm) değil kral Marksların Leninlerin Darwinlerin soyunu memnun etmeye çalışıyorsun seninki ALLAH(cc)a kulluk değil fitneye kulluk ve dinamo olmaktan ibaret.
Ya Rabbi Yüce ALLAH(cc)ım Eksiklik sende değil haşa! zülmeden sen değilsin eksik olan zülümden ziyadesi ile nasiplenenler , kendini dev aynasında gören ALLAH(cc)çı geçinen Müslümanlığı en doğru kendisi yaşadığını iddia eden din şarlatanları ve iblis ruhlular .Din adına sahneye çıkıpta ortalığı karıştıran fitneleri çare diye hayata geçirende öyleleri.Kefere fecere iblis şeytan ve piçleri benide nice güzelim insanıda dalalet vadilerinde görmek istiyor,biz inşallah ALLAH(cc)a koşacağız mağlup olmayacağız.Bu Dünyanın Ahireti var masum mazlumun ruhunun güzelliklerini talan eden din simsarları,kul hakkından hiç biriniz yakanızı kurtaramıyacaksınız.Beni ,ailemi ,ehli imanı,ehli namusu,belki güzel yaratılanı çirkef çıkarları uğruna kahreden cümle pisliklere ebedi lanet olsun inşallah. ALLAH(cc)ım arındır sen bizi şirkten ,tağuttan ,zülümden, küfürden ,insi ve cinni şeytanların zerresinden,Kıyametin dehşetinden,cehennemin azabından, Mesih deccal fitnesinden ALLAH(cc) ın ,Resulünün(asm) Kur’ani mananın hukukunu çiğneyen biri olmaktan,riyakarlıktan,bildiğim bilmediğim günahlarımdan, yaptığım yapmadığımın şerrinden,zahiri ve batını alemin fitnelerinden,geçmişin geleceğin fitnelerinden, bildiğimiz bilmediğimiz fitnelerden,Dünya ve Ahiretin fitnelerinden,sihirbazların,büyücülerin,iftiracıların din hırsızı zalimlerin şerrinden inşallah büsbütün arındır.Ucb ,gurur ve kibirden kafir ve münafıklardan arındır inşallah . Bizimde huzuruna varacak belki kurtuluşumuz için ümit edecek ihlaslı güzel fiillerimiz olsun ,biz ne kaybettiysek cehaletimizden kaybettik belki saftık şarlatan din simsarlarına inandık onlar ise bize zülmettiler.
Ya Rabbi kadersizliğimize hükmetmeni meccanen affınla, rızanla, rahmetinle affetmeni ümit ediyoruz bizleri, ehli imanı ,ehli namusu, aile efradımı belki güzel yaratılanı kurtar insi ve cinni şeytanlara şarlatan din simsarlarına yedirme ,günahlarıma gark etme inşallah. Kurtar ey en merhametli, en Adaletli olan güzeller güzeli Yüce Rabbimiz.Şeytanlara ve piçlerine fırsat verme ,hiçbir güzelliğe hakimiyet kuramasın o pislik ruhlar Ya Rabbi.
Cihad ALLAH(cc) ile aramızdaki engelleri kaldırmaktır insi ve cinni şeytanların hakimiyetine nefsin hakimiyetine cümle haramların, fitnelerin,her şerlinin şirkin,zülmün,küfrün hakimiyetine son vermektir.Bu ise Kur’an ve sünnetin hakkını vermeye çalışmakla olur .Cumhuriyet tarihi boyunca bu millet birbiri ile boğuşuyor . Bu memlekette olsun alemi islamda olsun, Alemi islamı çirkef çıkarları için cehenneme çeviren batının çirkef yüzünde olsun külli cinayetler çok rahat icra ediliyor .Din adına ortaya çıkan helal haram hesap etmeyen tipler yeri geliyor en büyük fitneleri kendileri hayata geçiriyor. Durum bu olunca Sevgili Peygamberimiz(asm)ın şu hadisi kafalara kazınıyor Ahirzamanda öyle günahlar varki bir kişinin işlemesi ile milyonlar zarar görür H.Şerif. İşte dini gerçek ölçüsünden saptırıp kendi yorumlarını bozuk felsefeleri din adına hakikatmış gibi hayata geçirenlerin cinayetleri bu kadar vicdansız ve Kur’ani manayı tahrip edercesine bir zülmün zirvesi Kulluğu bırakıp ALLAH(cc) lık pozisyonuna girmeyi evliyalık sayan din hırsızı zalimler,şirkin, küfrün, zülmün dinamoları melun şeytanlarla ortak hareket eden islamında güzelim insanlarında katilleri belki nicesinin hayat boyu yaptığı hayırları,emeklerini, ibadetlerini çalan gerçek zalimler kendileri gibi fitneleride acımasızca hayata geçiren gerçek pisliklerdir.Münafıklıktır öylelerin yaptığı ,münafık ise kafirden daha tehlikeli olduğunu Ayet ve Hadisler bize bildiriyor.
Ey nurcu ,ey tarikatçı ey şucu bucu ne Sait Nursine, ne risalei nuruna,ne şeyhine ,ne Atatürküne ,ne amellerinin çokluğuna ,güvenme seni kurtaracak olan ALLAH(cc)ın rızasına uygun amellerindir ,doğru insan olmaya bak ,doğru ilimle -Kur’an ve sünnetin ölçüleri ile -ilimlen doğru hareketi yap kimsenin ahını alma.
Sen nefisleri ve ruhları birbirine karıştırıp Müslüman ümmeti fitne yaptın sait nursi denen ömrü boyu haram yemiş adam.Nurculukla amel etmek demek nurculuğun her cinayetini meşrulaştırmak demektir Muhammed Mehdi(ra)ta gelse nurculukla amel etse ben Kur’ana sarılacağım o zalimliği din hırsızlığını ,din şarlatanlığını,hainliği ,hırsızlığı,namussuzluğu İslam diye iman hizmeti diye satan bir nurcu olmiyacağım inşallah.Onların talimatı ile yaşamıyacağım çünkü tarih boyu insanlığı katletmiş cinni pisliklerle ve onları çare diye satanlarla aynı nefis aynı ruh hiçbir zaman olmiyacağım inşallah.Müfrit ,dengesiz,anormal,haramzade bir yaşantıyla hayata geçirilmiş devamlı kul hakkı yiyen bir yapılanma benim yolum olamaz.Bugüne dek ruhumda yaptıkları tahribatlar ve nice güzelim bacıya nice doğru müslümana cihad ruhunu yaşatmaya çalışan mümin kardeşime biçtikleri fiatta başlarına yansın,hatta başlarını yesin inşallah derim.Nurculuk başından beri fitnedir kim bana hala nurcu muamelesi yapıyorsa o da benim hayatıma ancak zehirini katan en büyük fitnedir herkes yoluna siz uyumaya ve zületmeye ben inşallah doğru müslüman profiline hizmet edeceğim,kişilik sahibi içinde cihad ruhunu yaşatan güzel Ahlaklı,ilahi hukuku çiğnemiyen şereflilerin dostu olarak ebedileşeceğim.Risalei nurları Rahmetmiş nasılki kafir ve zalimler çaldıkarıyle bu Dünyada kedilerine Rahmeti masum mazluma azabı layık gördüler.Risalei nur cemaatide öyle hırsızlıkla abad olmaya çalışan devamlı zülüm yapan bir yapılanmadır.Sait Nursi Risalei nurunda yazmış cinayetlerini anlıyana sivri sinek saz anlamıyana davul zurna az.Varsın sizi şarlatan Sait Nursiniz kurtarsın ,bizide inşalah ALLAH(cc) Bir daha ne size nede başka bir fitneye mahküm etmesin ancak kaldırabildiğimizle baş başa Kur’an ve sünnetin güzel Ahlaklı Adaletli iklimiyle iç içe.
Günah selinde yüzme günahlarından arınmaya bak nefsini Cenabü ALLAH(cc)tan satın alki ,zalimlerin ve kafirlerin iblis ruhların suyunda yüzme.
Biz Türk milletininde ,diğer milletlerinde faziletli,ahlaklı,namuslu,helaliyle yaşamayı seven,dengeli ,adaletli,Güzel Ahlaklı, vicdan sahibi olanını seviyoruz,yoksa nice çirkef senaryoya imzasını atmış ,nice masum mazluma kan ağlatmış zalimleri asla zerre kadar sevmemiz söz konusu olamaz olmamalı.Adalet masum mazlumun hakkını zalime,kafire yedirmek olamaz.Adalet bir şeyi yerine koymak layık olana vermektir.
Nerde peygamberimiz(asm) ve arkadaşlarının çilekeş yaşantısı,nerde bugünün mirasyedileri.2014 ocak rakamları ile Cumhurbaşkanı maaşı=37.250 Milletvekili maaşı=17.000 Asgari ücret=846Açlık sınırı=1082 yoksulluk sınırı 3544 tl.Bunların çıkıpta Hz. Ömer(ra) tan örnek vermeye hakları yok onun hilafetinde Adalet ile anıldı ise halifenin maaşı ile halkın en fakirinin maaşı aynı idi.Bugün Türkiyede çöplükten ekmek arayan var ise vahşi kapitalizim hüküm sürüyor.İslam toplumunda zekat ve öşür en zengin ile en fakirin arasındaki mesafe en fazla 1/40 oranında idi.Çok kazanan güzide sahabiler varını yoğunu islamın inkişafı için müminlerin selameti için büsbütün feda etmeyi temel vazife bilmişlerdi şimdi ise bu oran milyonlarla,milyarlarla,trilyonlarla ifade ediliyor.Niyeti temiz güzelim insanları beni ailemi iblislere layık gören cümle insi ve cinni şeytanlar, şarlatan din simsarları,bütün kazancı din hırsızlığı olanlar ebedi cehenneme inşallah.
Bana isteyen nurcu desin,isteyen Süleymancı desin, isteyen tarikatçı desin ,isteyen laik dindar Atatürkçü desin isteyen yurt dışındaki sair İslami cemaatlerle zikretsin ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Müslümanım ve innemel müminune ihvetün=Bütün müminler kardeştir ölçüsü ile ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) ait olmayı hepsinin üstünde bilirim.İslama az çok gönül verenler,helal olanı sevip seçenler , ahlakını temizliyenler,bütün güzelliklerin selametini isteyenler ,hayırlı işler için çalışmayı vazife bilenler, her şerri ve şerliyi dışlamayı ölçü edinenler kardeşimdir .Benimsediğim kimlikten rahatsız olan insi ve cinni şeytanlar ve onların güdümündeki şarlatan din simsarları istediğiniz kadar zülmedin iftiralarla ,sihirbazlığınızla süsleyin beni en kötülerle yad edin bu Dünyanın Ahireti var hesabımız mahşerde cümle pisliklerin ALLAH(cc) hakkından gelsin inşallah.
Benden en çok gocunan cinni pislikler ve insan bozması zalim dostlarıdır. Ancak İslamiyet bütün mahlükatın üzerinde güneş misalidir herkesi aydınlatır ancak nasılki saydam cisimler güneşten daha ziyade faydalanır aynen öylede güzel istidadı olanlarda İslam güneşinden ziyadesi ile nasiplenirler Onun için bildiğim hakikatleri islamın ölçüsünüde herkese anlatmayı bir Müslüman olarak üzerime vazife bilirim.
Risalei nur ve sait nursi derki İslamiyet ve Peygamberlerin(asm) mesleği yardımlaşmadır mücadele felsefecilerin ve yahudinin işidir. Ben de derimki İslamda ALLAH(cc) rızası için cihad farz hem Kur’an derki Dünyada din tamamen ALLAH(cc)ın oluncaya kadar,İslam hakim oluncaya kadar kafirlerle ve münafıklarla mücadele et.Yine Kur’an derki Muhammed(asm) ALLAH(cc) ın Peygamberidir onunla beraber olanlar inkarcılara,kafirlere karşı şiddetli ,birbirlerine karşıda merhametlidirler haliyle demekki İslamiyet hem müminler mabeyninde yardımlaşma hemde kafirlere ,münafık ve zalimlere karşı ve nefse,mel’un şeytana karşı mücadeledir.Bu islamın tavsiye ettiği cihad ruhudur içinde cihad ruhu olmaksızın ölen bir nevi cahiliye ölümü üzerine ölmüş gibidir der H.Şerif.Hem sait nursi der kim olursan ol gel birbirinde fani ol der nice insi ve cinni şeytanı kayırır yetmez iyilere nefis ruh ve amellerini karıştırır haliyle bu konumda olan saf insanları çirkef olanın hamalı yapar iyiler kötü diye anılır kötüler evliya diye bu durum aynı zamanda insi ve cinni şeytanların bir oyunudur.Kadını şer bela fitne ilan eder nicesini insi ve cinni şeytanlara belki cehenneme namzet hale getirir genelleyipte bütün kadınlar için şer bela fitne demeseydi yalnız kötü kadınların kötü erkeklerin fitnesinden ALLAH(cc) a sığınsaydı sünnete uygun hareket etmiş olurdu.
Günümüzde dindardan çok dinci var onlar için Adalet ve Ahlak kavramlarının bir önemi yoktur,nice karaktersiz tiplerle iyi geçinirler samimi müslümanı sevmedikleri kadar kendilerini ve menfaatlerini severler.Aile hayatları düzensizdir.Nefislerini sorgulamadıkları kadar başkalarının ayıplarını sorgularlar ,ALLAH(cc) derler ALLAH(cc) razı olduğu manayı çiğnerler,milli ve manevi değerlerimizi bir mirasyedi gibi insi ve cinni şeytanlarla vatan hainleriyle yerler ,sorarsan en mükemmel müslümanda kendileridir iman ve inançları şekildedir kalbe inmiş olsa gerçek Ahlakı ve Adaleti karakterlerine yansıtırlar,böyleleri kendilerini düzeltmedikçe alemi İslam mahkümdür. Bir yandan müslümanım deyipte namaz kılıpta Suriyedeki Beşer Esad katiline diktatörüne Mısırdaki diktatör Sisi zalimine belki hakiki kafirlere ki dinimiz münafıkı kafirden daha zararlı kabul etmiş bu gibi zalimlere dua ediyorsa bir Müslüman Müslümanlığını sorgulasın çünkü bir müslümana değil küfrün ,zülmün,şirkin mimarlarına dua ediyor gerçek kafirlere destek veriyor.Benim isyanım zülme,küfre,şirke,iğrençliğe ,iblis şeytan ve sadık köpeklerine ,hayatımıza zehirini ekenlere ,yoksa güzel söze ,güzel ahlaka, gerçek Adalete ,helal olana, ALLAH(cc)a Resulüne(asm) ve sevdiklerine ,değer verdiklerine ,güzelliklerin selametine milyon kere feda olsun canımız.
Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimseler değer verir ,onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür . H.Şerif Kadının namusunu pazara dökenler bu günkü düzenin maddi manevi kurucuları kadını şer,bela ve fitne olarak zikreden ettiren sait nursiler ve örtüsünü horlayan namusu ile oynayan laik dinsizler sakın müslümanız demeyin.Cümle münafıkların kafirlerin işi gücü din hırsızlığı ve zülüm endekslidir. Öylelerin hakimiyeti ise gerçek kıyamettir.Bugün küfür zülüm ve şirke rantı din diye satan kulluğu bırakıp ALLAH(cc) lığa soyunmuş şeytanlık mesleği olan hakiki zalimlerin istilası var ALLAH(cc) iyileri üstümüzde önümüzde yürütsün din şarlatanlarının ve şeytani ruhların hakkından gelsin inşallah.
Sait nursi yine Osmanlının son alimlerinden olan ve kendisine tabi olan talebesi Mehmet Feyziye yazdığı mektubunda Risalei Nur talebesi hizmette ilerledikçe ruhu kararır diyor Bende islamdan aldığım dersle iddia ediyorumki doğru islamı yaşıyan dinini yaşadıkça ruhu ilahileşir letafet kespeder ilahi nurlara mazhar olur, ruhu kararan nurcular kafir ve zalimlerin hamalıdır onların nefis ruh ve amellerini nefisleri bellemişler onlar üstadlarının her sözünü Yüce ALLAH(cc)ın ayeti bellemişler. Bende diyorumki Kuvai milliye ruhu çanakkalede en imkansız olanı başardı peki o ruhu öldüren Sait Nursi Mustafa kemal ve İnönü dünyaya saadetmi getirdi birbirini yiyen bir millet doğurdular .Onlar insi ve cinni kafir ruhları dinlediler hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir ölçüsüde doğrudan doğruya şirktir kula ilahlık yakıştıracak kadar vicdansızdır doğrusu yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır ölçüsüdür Nasıl inanıyorsanız öyle muamele göreceksiniz der dinimiz.Hakimmisiniz cinayetlerinize mahkümmü mahşerde göreceksiniz ,Bugün bu memlekette her türlü haram serbestse bu milleti şekillendiren sivrilerin yüzündendir maddi manevi sahadaki tahribatlar asla doğru müslümanın işi değildir onların her günahı milyon günahtır zanettikleri gibi sünneti seniyenin hakkını verenler olsalardı her biri Ömer(ra) kıymetinde olurlardı.ALLAH(cc) Resulü (asm) Ömer(ra) hayatta oldukça fitneler zuhur etmez der demekki doğru müslümanın profili hiçbir fitneye geçit vermiyor. İddia ediyorumki zaman şahıs zamanı değil deyipte nice güzel istidadı öldüren sait nursinin hakimiyeti zülüm endekslidir ve risalei nuru şaibelidir doğru islamı bilmeyenler o eserlerden zarar görür müslümanda benlik olacak ancak bencillik olmayacak ve benliğini helal dairede dengeli istikrarlı güzel ahlak ile kaynaştıracakki gerçek adaleti hayata hakim kılabilsin, bugün aleme şekil verenler münafıklık yapıyor münafık din hırsızıdır demiş imami Rabbani. Bakara süresinde münafıkı tarif ederken onlar bizler düzelticileriz derler halbuki onlar bozguncuların ta kendileridir der Cenabü Hak.
Nice güzel istidadın manevi kazancını ruhunun güzelliklerini çalıpta iman hizmeti yaptığını iddia edenlerin şekillendirdiği bir Dünya düzeninde bedeli sait nursinin horladığı potansiyel suçlu gördüğü kadınlar ve kafir ve zalimlerin istismar ettiği çocuklar ,kirlettiği kadınlar ödüyor. Risalei nurları hakim konumda olduğu sürece ,hakimiyet milletindir diye inanıldığı sürece,Haramzadeler liderlik yaptığı sürece Kur’ani mana mahkümdür .Kör nefisler kör ruhlar her türlü haramın serbestiyetinide normal karşıladıkları sürece masum mazlum kafir ve zalimlerin oyuncağı olmaya devam edecek .Yüce ALLAH((cc) Kur’ani manayı hakim kılsın islamı aziz eylesin inşallah. Bugün hakim konumda ALLAH(cc)lık pozuna bürünmüş mutasarrıf sahte evliyalar var işleri güçleri zülüm, küfür ve şirki beslemekten ibaret.Kılık kıyafet devrimi bu milletin namusunu pazara dökmenin yolunu açmıştır. Bugün kadınlarımız yatağa girmedikleri kadar soyunup plajlara gidebiliyorsa melun şeytanın vazifesi icra ediliyor kadını genel manada şer bela fitne diye zikreden nurculuk bu sürecin mimarıdır Mustafa kemal bu sürecin mimarıdır.Nefsinizi satın alın Cenabü Haktan ondan sonra Adalet ne imiş iç huzuru ne imiş cennet ne imiş görün.Kafir ve zalimler istediği zülmü yapıyorsa Müslüman Dünya onların adetleri ile cinni şeytanlarında tahribatı ile yaşıyan bir İslam Dünyası var bugün .Birbirinizle boğuşmayın yoksa zayıf düşersiniz rahmetimin rüzgarları kesilir der dinimiz.İslam aziz olsun inşallah.Küfür ,iblis ve dostları ,şirk,zülüm kahrolsun inşallah.Günahlarımız arttıkça esaretimizde artacak külli günahlara imza atanlar küçük günahlar yüzünden samimi müslümanı deccallıkla suçlamaya devam ediyor.İnsanlar günah işler, günah işleyenlerin hayırlısı günahlarına tevbe edenlerdir.H.Şerif.İnsanlar günah işlemeseydi o kavmi kaldırır günah işleyip tevbe eden bir kavim yaratırdım der Cenabü Hak. Bu demek değilki işimiz gücümüz günah işlemek olsun.Bugünkü Dünyada ALLAH(cc)ı yalancı çıkaran ALLAH(cc) lık makamına oturmuş din hırsızı insi ve cinni mutasarrıf zalim kafir ruhlardır.Öyleleri evliya zanneden aptallar o kadar çokki belki ancak öldüklerinde uyanacaklar ancak iş işten geçmiş olacak.Hiç bir insi ve cinni şeytanın zalim ve kafir ruhun zerresini içimde ve üstümde hakim görmek zerresine mahküm olmak istemediğim gibi, bir masum mazlumuda soyup yaşıyamam.Bizim hayırlarımızı insi ve cinni şeytanlara mal edenlerin ,insi ve cinni şeytanların pisliklerini,cinayetlerini bize ehli imana,ehli namusa, güzelliklere mal edenlerin ALLAH(cc) hakkından gelsin inşallah.İslamın birinci şartlarından biri belki temeli her türlü haramı terk etmektir.
İran Mecusilerinin üzerine giden İslam ordusunun komutanı derki sizin askerleriniz Dünyaya,kadınlara ve içkiye düşkün olduklarından ziyade bizim askerlerimiz ölmeye şehid olmaya sevdalı der.O ruhu benimsemiş İslam ordusu Mute savaşında 3000 kişi kadar iken 200000 kişilik hiristiyan ordusuna karşı savaşır ve büyük kayıplar verdirir .Bizim tarihimizdeki Çanakkaledeki destanlaşan ruh bütün imkansızlıklara karşı başarılı olmuş ise o kahraman mehmedçikler nefislerinden vazgeçmiş sadece şehid olmanın,kafir ve zalimleri bu inançla bu Tevhide imanla mahvedeceklerine inanmanın şuuru içinde olmalarındandı Müslüman Dünya kafir ve zalimlerin modern teknolojisini alacak,belki daha iyisini yapacak yoksa bugün olduğu gibi o zalimlerin vicdansız ,Ahlaksız ALLAH(cc) sız suyunda yüzmeyecek ,o pislik coğrafyayı çare diye almayacak .Şayet kafirin Ahlak anlayışından Müslüman Dünya arınmazsa Dünyasıda ,Ahiretide mahküm olmaktan kurtulamıyacak belki cehennemi tadacak.Çare ALLAH(cc) ve Peygamberlerinin(asm)yolu ,Kainattaki bütün doğrular burada,yoksa insi ve cinni şeytanların yolunda değil.Büyük oynayıpta her şeyi kaybetmek riskinden ise vasatı yaşayıp ümitle yarınlara bakmak Akıllıların işidir.Bunun için ifrata tefrite sapmadan istikrarla yaşamak temel gaye olmalı.Biz Müslümanların helalinden yaşıyanlarla bir zoru yoktur.Pröblem ;Çalarak ,zülmederek,ifsad ederek kazanan yılan ruhlular ,bütün pisliğine rağmen hala müslümanın doğrusu kendisi olduğunu iddia eden zalimler,münafıklar.Hamiyeti milliyemi önemli ,yoksa hamiyeti diniyemi:Her ikiside önemli, vatan sevgisi imandandır der dinimiz .ALLAH(cc) ı, Resulünü(asm) seven vatanınıda sever ,maddi ,manevi değerlerinide sever,kudsi değerlerinin satılmasını , kirlenmesini hiçbir zaman istemez .Haliyle hamiyeti milliye ,hamiyeti diniye kardeştir ayrı düşünülemez.Milletin hayırlarını çalmaya iman hizmeti demişler,milleti put yapmayada hidayet demişler.Kısacası yalnız ALLAH(cc) ve Resulü(asm) Kur’an ve sünnet diyorum geride kalanlar kendilerine çeki düzen versin diyorum .Masum mazlum insanlığı ,nice güzellikleri din diye sahiplendikleri şeytanın pisliklerine mahküm etmesinler ,kul hakkından hiçbir zaman yakalarını kurtaramazlar,herkes haddini bilsin başka söze gerek yok,şeytana ve avanelerine ebedi lanet olsun inşallah.İslamı aziz kıl Ya Rabbi Amin.
Tayyip Erdoğan gittiği yerlerde dinsel milliyetçiliğede karşı olduğunu defalarca söyledi .Dinsel milliyetçilik nedir :La ilahe illallah Muhammeden Resulüllah(asm)diyen herkesi bir millet kabul etmektir ,İslam kardeşliğidir Tayyipin görüşü iman ile küfrü aynı çatı altında barındırmaktan ibaret en kötüleride masum mazlum gibi hak sahibi görmekten ibaret zülmü,şirki,küfrü içinde barındıran bir anlayış .Bugünkü Dünyada Müslüman unsurlar çoluk çocuk bedel ödüyorsa ALLAH(cc)ın rahmetinden ileri rahmetini süren masum mazlum insanların duasını alıp zalim ve kafirlere rahmet okumayı ihmal etmiyen ve gerçek iman nedir henüz idrak edememiş liderlerin cinayeti ile dolu bugünkü Dünya.Biz Müslüman isek İslam kardeşliği esas olmalı islamı henüz bulamamış ancak mazlum durumda olanada sahip çıkacağız, gerçek zalimlerin ,kafir ruhların ,iblis ve avanelerinin amansız düşmanı olmalıyız, yoksa bu gibi zalimlere rahmet okumayacağız.Alemi islamın kaderini ALLAH(cc) tayin etsin her güzelim insanın yüzüne baksın inşallah.Doğru Müslüman yani mümin profili nasıl olmalı:Helal,namuslu,güzel ahlaklı,imanlı,vicdanlı ,sevgi dolu,adaletli,akıllı,dürüst,cesaretli,basiretli,dengeli,kudsi değerlere saygılı,çalışkan,ALLAH(cc) için sevip,ALLAH(cc) için buğzeden,düşünerek iş yapan ,istikrarla yaşamaya çalışan,Dünya ve Ahireti dengeli,içi dışı bir, merhamet sahibi,edepli, her yönüyle örnek insan olmalı.İslamiyet öyle büyük bir nimetki o nimetin farkında olmak onunla iç içe yaşamak daha büyük bir nimet ama genel olarak bakıldığında denizin içinde iken denizin kıymetini idrak edemiyen ancak karaya düştüğünde çırpınarak can veren balık misali olmak istemiyorsanız bu güzel dinin esaslarını hayat tarzı edininki Dünya ve Ahiret saadetine kavuşasınız.ALLAH(cc) ın rahmetinden ileri rahmetini gadabından ziyade gadabını ileri sürenler küfür ehlini,şeytani ruhlarıda kardeş gibi ananlar iman ile küfrü bir arada görmek istiyenler Kur’ani mananın düşmanıdırki ALLAH(cc)ın,Resulünün ve Kur’ani mananın hukukunu çiğneyenlerin sonu ebedi cehennemdir.A.Kerime kafir ve zalimleri rahmetle ananların sonu cehennemdir.Masum insanlardan,mazlum insanlardan dua alıp kafir ve zalimlere rahmet okumanın Adaletlede vicdan ilede bağdaşır hiçbir yanı yoktur.İsteseydik hepinizi kurtarabilirdik ancak istemedik.A.Kerime.Alemi islamın umudu olmak gibi bir şerefe nail olmak isteyen senin yaptığın gibi kafir ve zalimlere rahmet okumaz Tayyip efendi .Çünkü ALLAH(cc) masum mazlumu kurtarmayı kafir ve zalimleri cehenneme doldurmayı şeytan ve dostlarını büsbütün kahretmeyi murad ederken sen ve senin gibi düşünenler kim oluyorsunuzda yeri geliyor Yahudi domuzlarına ,yeri geliyor PKK nın domuzlarına,yeri geliyor ABDnin domuzlarına ,yeri geliyor Ermeni domuzlarına ve insi cinni pislik şeytani ruhlara rahmet okuyorsunuz.Şimdikiler çoğunlukla hem mirasyedi hem gafil hemde zalim .Urfadaki konuşmanızda yahudide burada ekip biçecek tabii ki dediniz . İman ve küfrü birleştirmeye çalışanlar Alemde kanun olduğunda umumi kıyamet kaçınılmazdır. İmanla küfrün savaşı ancak kıyamet kopuncaya kadar devam edecek iman ve küfrü aynı çatı altında gören veya görmek isteyenler ALLAH(cc)ın nizamının katili kafir ve zalimlerin kardeşidir.Gafil insanlar için tarih tekerrürden ibarettir ancak Mehmed Akif gibi sağlam Müslüman derki hiç ibret alınsaydı tekerrür edermiydi tarih.Türk-İslam tarihinde azınlıklara statü verilmesini vicdani bulmuşlar ancak devletin her zaafında en büyük kazık azınlıklardan ve onları kullanan dış güçlerden gelmiş kısacası vicdani bulduğumuz şey koynumuzda yılan beslemekten ibaretmiş Müslüman Dünyanın Türkün tarihine bakın ermeni,rum,yahudi, sırp devşirme büyümüş Osmanlı tebası Osmanlının tükenişinin en büyük etkeni. Şimdide gelmiş Tayyip efendi Ermeniye küfür yolunda ölmüş zalimlere taziye veriyor.Gidin doğuda Gümüşhane ,Erzururum,Kars, Erzincan,Ağrı ,Van gibi vilayetlerde 100 yaşını aşkın birini bulursanız konuşturun Ermeni pisliklerin müslüman halkı çocuk,kadın,ihtiyar demeden camilere hapsedip yakarak sadistçe öldürmelerini,Baltalarla vahşice parçaladıklarını anlatsınlar kaldıki Osmanlı bu gibi zalim teröristleri askercesine öldürdü ve bu memleketten kovdu şimdi ecdadın ,masum insanların kanlı katillerinden özür diliyen bir başbakanımız var .Hocaali henüz 20 yıllık bir mesele oradada masum mazlumu katleden Ermeni pislikleri .Ey gafil Tayyip senin gibiler için tarih tekerrürden ibarettir adam olsan sen değil o zalimler özür dilerdi.Gün gelecek rahmet okuduğun zalimlerin altında kalacaksın ama Dünyada ama Ahirette.Sadece sen değil seni adam yerine koyup sana dua edenlerde kalacak.
Aklınızı başınıza alın Osmanlı çöktüyse gafillerin yüzünden çöktü ,zalim ve kafirlerle önce ruh kardeşi sonra öylelerin kulu kölesi olanların yüzünden çöktü bu son Müslüman Türk devletide çökerse senin gibi masum mazlumun hakkını zalim ve kafirlerle paylaşmayı marifet bilenlerin yüzünden çöker ondan sonrası Dünyadada Ahirettede cehennemden başka bir şey değildir ya aklını başına alırsın yada gün gelir masum mazlumun ahı ile kahrolur gidersin .
Gezi parkında ağaç kesildi diye Türkiyeyi cehenneme çevirenler tam bir Emperyalist hesaba hizmet ettiler .Taksimde vatandaşın dükkanlarını tahrip etmekle ,arabalarını parçalamakla vahşiliğinizi ispatladınız insanlığınızı değil.Ekonomimize bu vahşi icraatlerinizle trilyonlarca liralık zarar verdiniz .Madem 10-15 ağaç için bu kadar yaygaraya hizmet etiniz siz nice ağaçları katlederek asırlardır sobalarınızda yakanlar değilmisiniz, dahası lüks yaşayacağız diye mobilyalar yaptınız, apartmanlar diktiniz,ormanlarda piknik yaptınız zevkinize yaktığınız ızgaranın ateşiyle,veya sorumsuzca içip ızgarasını söndürmeden attığınız sigaranın ateşiyle , nice ormanları cehenneme çevirdiniz asırlardır hiç duyarlı olmadınız şimdimi aklınıza geldi, Emperyalizmin kuklaları o olayda hükümetin bir cinayeti söz konusu değil üstelik bu Tayyip Erdoğan ve taraftarları zaruret olarak 10-15 ağaç kesmişse milyonlarca fidan dikmiş hanginiz doğaya daha duyarlı hanginizinki ağaç sevgisi zavallı düşüncesiz insanlar.
Gezi parkı olaylarındaki duvara yazılan yazı –Zülüm 1453 te başladı- yazısıydıki o yazıyı yazanlarla aynı senaryoda yer alan kandırılmış o beyinsizler ordusunun nasıl bir kuklalığa soyunduğunu tamamıyle emperyalist Siyonist haçlı kafasına hizmet ettiğinin en bariz görüntüsü artık artık bu gerçekler ortada iken hala Tayyip Erdoğanın yaptığı ve yapmaya çalıştığı doğru işleri desteklemeyip sadece günahlarına yanlış işlerine bakıp karşısına dikilmek bu milletin kudsi değerlerine saygısızlıktır mazide ne yaptıysa yaptı Tayyip egosu ancak hayatının artılarına baktığımızda desteklenmesini ve sahip çıkılmasını daha Adaletli ve vicdani bir duruş olarak görüyorum artık Tayyip Erdoğanın kaderi milletin kaderi olmuştur desteklenmesi lazım diyen Tansu Çillerin görüşünede kalben katılıyorum mevcüt eserimde Tayyip Erdoğana çok eleştirilerde bulundum ancak her şey zamanına göre tartılmalı son zamanlarda sergilediği davranışlar milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan bir lider olduğunu gösterdi inşallah daha sağlıklı bir kişiliğe bürünür bir daha ALLAH(cc)sız Ahlaksızlarla Siyonist emperyalist itleriyle aynı senaryoda yer almaz iyilerin safında Müslümanların liderliğine liyakatli kudsi değerlerimiz uğruna mücadelesini veren Hakkın temsilcisi bir lider olur
Bir başka işte hacca ve umreye gidenler niçin gidiyorda Arapları zengin ediyor diyorlar bu gibi konuşma yapanlara bakıyoruz ibadet yapanları tenkid ederken kendileri sırf kumar oynamak için veya nefsini tatmin edecek bir rezilliğe milyonları döküyorlar işleri güçleri inançlı insanlara çamur atmaktan ibaret .Kurban bayramında katliam yapıyor diyen zihniyet kurban etini belki senede bir kere bile et yüzü görmemiş nice fakir fukara yiyor ancak kurbana katliam diyenler sığır etinide beğenmiyor yavru kuzuyu boğazlıyor içkisine meze yapıyor kim vicdanlı gafil insan taş atarken zülmeden sensin ALLAH(cc) için kurban kesip fakir fukarayı doyuranlar değil.
Komşumuz Gürcistanda araba karşılığı ev karşılığı islamdan çıkıp hiristiyan olanlar var millete islamın özü ruhu anlatılmıyor ,Marmara depreminde misyonerler içine 100 dolar koydukları İncilleri dağıttılar o mahşeri günde bile bu milletin imanı ile kumar oynayan o gibi pislikleri hala hak sahibi gören laik düzendir gerçek Cumhuriyette fitne barınamaz.Kişi doğru ilimle doğru bilgi ile Kur’an ve sünnetin ölçüleri ile kendini yetiştirmedikçe öğrendiği yanlış fikir ve ölçüleri hakikat zanneder bu durumdaki insanlar vahyin mesajına Kainatın en yüksek fikirlerine düşman olurlar, bu kesimde hakikat namına ne varsa birinci adresi hiç şüphesiz Peygamberler(asm) ve getirdikleri olmasına rağmen yine nefis ve şeytanı dinler ve çokları Dünyadada ,Ahirettede cehenneme koşarlar çünkü edinmiş oldukları yanlış fikirler gönül gözlerini kör etmiştir . Benim süretime giren insi ve cinni kafirlerinde,onların benim nefsim veya ruhum olduğunu iddia eden kafir ruhlarında,hayırlarımı çalan ve kendi pisliğini bana layık gören din hırsızı kafir ve zalim ruhlarında ALLAH(cc) hakkından gelsin inşallah,hayrımı zalim ve kafirlerin şerrine pislik şahsiyetlerine layık gören ve ALLAH(cc) ile arama giren din şarlatanlarınında ALLAH(cc) hakkından gelsin inşallah ,hiçbir insi ve cinni zalim,kafir ruha din hırsızı münafıka hakkımı helal etmiyorum. Masum mazlum kullarını bu gibi zalimlere terk etme Ya Rabbi.Ey en adaletli, en merhametli güzeller güzeli yüce ALLAH(cc)ım.ALLAH(cc) lık tastlıyan veya şirki küfrü ,zülmü temsil eden cümle insi ve cinni habis ruhların hakkından gel ki aleme huzur ve adalet gelsin Kur’ani mana hakim olsun inşallah.Cümle din hırsızlarınıda bertaraf eyle ya Rabbi.Zalimler,maddi manevi haram depoluyanlar işiniz gücünüz masum,mazlumu ağlatmak iken,Dünya sizin ,Ahirette sizin, bu ne bolluk ne kadarda kötü hükmediyorsunuz rantiyeci haramzadeler.Adaleti İlahi derki boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkını alacağı bir mahkemei Kübra var .Riyakar Müslümanlar insanlığın islamı sevmesine engeldir,onun için Cenabü Hak öylelerini deccaldan daha şiddetli azaba layık görmüş.İbadetin fazlası helak edecek olsa idi ,Başta ALLAH(cc) Resulü(asm) ve onun güzide sahabileri,hak Peygamberler(asm) helak olurdu.İbadetin fazlası nasıl helak eder:Eğer yaşantısı haram ile iç içe ise ,ALLAH(cc) ın Adaletinin,Kur’ani mananın hukukunu çiğniyor ise ,zalim ve kafirleri kayırıp,diğer yandan masum ,mazluma,samimi Müslümanlara zarar veriyor ise,böyle birisinin ibadetlerinin çokluğu riyakarlıktır ki deccala verilecek cezadan daha şiddetli bir azapla cezalandırılacak, o gibi fitnelerden ALLAH(cc) cümle güzelim kullarını korusun inşallah.Atatürkte ırkçılık yaptı ,sait nurside ne mutlu Türküm diyene sözü Kürtlere yapılan kavmiyetçi baskılar ,Türk kavmiyetçiliği olarak tescillendi,şeyh saitin devlet içinde devletmiş gibi silahlı bir gurubu yönetip nice kan dökülmesine zemin hazırlaması ki o süreç İngilizlerle masaya oturup Musul,Kerkükün elimizden çıkmasına sebep olmasıyla başlıyan süreçtir.Atatürk durup dururken sebepsiz o zatı ve baş kaldıran Kürtleri cezalandırmadı. Belki Kürtleri Dersimde cezalandırması onun askeri kafasının ürünü ,Musul ,kerkükün elden çıkışını hazmedemeyişiki bana sorarsan vatan severliği.Şeyh saiti yakalayıp cezalandırması gerekirken ona tabi olan nice Kürdün cezalandırılmasını normal görmüş ve bu memlekette Türk –Kürt ayrımını tetiklemiştir.Sait nursiye sıra gelince hem demiş 1000 yıldır İslama hizmet eden bir milletin torunlarına silah çekemem diye şeyh saitin davetini reddetmiş hemde bir sözünde küfür yolunda ölmüş atalarını yad ederek kürt kavmiyetçiliğini tetiklemiştir:Ey Asuriler ve keyanilerin cihangirlik zamanında pişdar kahraman askerleri olan aslan Kürtler 500 senedir yattığınız yeter ,artık uyanınız sabahtır yoksa sahrai vahşette vahşet ve gaflet sizi yağmalıyacaktır.Bunların hiçbiri sütten çıkmış ak kaşık değil başta cinni ve insi şeytanların sonrada bize yön vermiş dini ve siyasi liderlerin kirli ikliminde zehirleneceğimiz kadar zehirlendik.
Kur’an kudsi kitap deyipte baş ucuna asarak Kur’anın hükümlerinden habersiz ve uzak yaşamayı Müslümanlık belleyenler asırlardır maddi manevi musibetler yaşıyarak Kur’ani Hakimin tokadını yiyor ve hala uyanmıyor.Çünkü Kur’an sadece ölülerimize ukumak için inmedi belki Dünya ve Ahiretimizin saadeti için ilahi bir proğram olarak indi.İnsanlar uykudadır öldükleri zaman uyanırlar.H.Şerif.
M.Kemal dininin hakkını verseydi sait nursilerden efsane diye bahsedilmezdi.M.Kemal efendi bu memleketi senin kurtardığını söylüyorlar halbuki kendi kendini kurtarmaktan bile aciz olduğunu ancak öldükten sonra anladın,belki harika işlerde muaffak oldunsa başta yüce ALLAH(cc) ın sana ikramı sonrada Ahlaklı,imanlı ,helal,Adaleti İlahiye uygun yaşamayı az çok bilmiş olanların gayreti ve duasıyle Muaffak olmuşsun ,daha sonra dönmüş o kesimi arkadan vurmak gibi bir İngiliz hesabına hizmet etmişsin,din öldürülecektir diyen İngiliz kafirlerin hesabına,kuvai milliye ruhunun öldürülmesine .Başta melun şeytan sonra sen,cinni kafirler sait nursiler ve din düşmanı laikler imzasını atmış,şarlatan din simsarları ise yangına körükle gitmiş.Doğru müslümandan senin bir alacağın yoktur bu memleketi sen ve senin gibi ikili oyniyanlar değil ALLAH(cc) ve onun hükmüne razı olan ,ilahi kanunlarına uyanlar,helaliyle,namusuyla,güzel ahlakıyla yaşıyanlar kurtardı.Bir şey yapabiliyorsan putlarını yıktırkı zülüm,şirk,küfür kahrolsun,İslam Dünyası senide Müslüman diye ansın.Ey iman ehli ALLAH(cc) tan hem güzel hemde çok şeyler istediniz belki doğru dürüst hayır ve ibadette yapmadınız buna mukabil elbette imtihanınız şiddetli olacak.Nerede Kur’ani mana nerede günümüzün ve asırların mimarlarının zalim cinayetleri,çünkü zalim cinayetler din diye satılmış,hala satılıyor,İslam alemi kan ağlıyor,bedeli masum çocuklar ,kefereye düzülen Müslüman kadınlar ödüyor.Zalim nefis sahipleri ALLAH(cc) lık makamına oturtulmuş adıda din olmuş.Çalarak milletin maddi manevi birikimini zalimce gaspedenlermi haklı yoksa o gibilere mahküm olan kadersiz iyi niyetli insanlarmı.İslam akli değil nakli diyorlar Kur’anda defalarca düşünmezmisiniz Akıl etmezmisiniz ibaresi varken,hem Kur’an Adaleti ilahiyeyi tesis etmek için gönderildiği gerçeği varken,hem ALLAH(cc) Resulü(asm) size iki emanet bırakıyorum onlara sımsıkı sarılırsanız sapıtmazsınız,onlar ALLAH(cc) ın kitabı Kur’an ve sünnetimdir demesine rağmen o kudsi değeri akıl kabul etmez diyen Akıldan nasibi olmayanlar olduğunu imanın lezzetini almış olanlar feraset sahipleri Adaleti ilahiyi isteyenler çıplak gözle görüyor ve bende diyorumki Yüce Kitabımız Kur’an hem akli ,hemde naklidir diyorum.Vahyin mesajı Akılla tartılmaz diyemeyiz,belki o kudsi mesajı derin tefekkürle şuurluca hayatımıza tatbik edeceğiz hem akıl ,haya,iman,beraberdir ayrılmaz.Ey gafil Müslüman sen islamın nimetlerine gark olmuşsan ALLAH(cc) ın verdiği Akıl nimeti ile buldun ,sen Kur’anı akli bulmazsan dalalet fırkası sana akıl satar sende öylelerinide adam yerine koyarsın,vahyin mesajını aklına yerleştirmez akıl bu mesajı idrak edemez dersen iman ile küfür aynı çizgide belki aynı iklimde,müslümanda bulanık sularda yüzer durur.Kur’an ve sünnet Kainatın en güzel,en yüksek kanunları olmasına rağmen hala akli değil demek cinayettir ,o cinayeti din diye ,İslam diye satmak daha katmerli bir cinayettir.Müslüman Dünya asırlardır böyle ninnilerle şekilleniyor,cinayetin failleride Asrın kurtarıcısı diye lanse ediliyor.ALLAH(cc) uyandırsın zavallı uyuyan kullarını.Kur’anda Akıllı,helal ,namuslu ,güzel ahlaklı insanların kabullenemiyeceği akla ters düşen hiçbir şey yoktur.Ancak şeytan tabiatlılar tenkid eder,akla ,mantığa ters olduğunu iddia ederler.Ey Müslüman onun için Kur’an akli değil sözünün ne derece büyük bir cinayet olduğunuda gör imanına kuvvet kat.
Herkesin bir hesabı var ama ALLAH(cc) ında bir hesabı var, hah dini ve siyasi liderlerimiz bunu bilseydiniz.İslamı kendine amaç değilde araç edinen sahte Müslümanlarla BOP a hizmet eden sahtekar müsümanlarla aynı horonu oynayan samimi Müslümanlar helaline namusuna vatanına Güzel Ahlaka düşkün güzelim Vatan ve İman sevdalıları uykunuzdan ne zaman uyanacaksınız.AKP nin Yahudi uşağı PKK ya da Yahudi domuzlarına sevdasıda bugün küllenmiş gibi görünsede içini kavuran ve içindeki gerçek maksadı olduğunu öğrendiğinizde bu memleket bölündüğünde sizde buna alet olduğunuzda ne yapacaksınız .Sayın başbakan şunu unutma Müslüman süt mizaçlıdır,süt bozulursa peynir yapılır,yoğurt ekşidiğinde süzme yapılır,ama yine süt ürünlerinin en iyisi olan tereyağı bozulduğunda acı acı kokar hiçbir işe yaramaz onun için tereyağı kıymetinde Alemi islama şekil veren liderler iki yüzlü hareket ederseniz bozulursunuz ,hiçbir işe yaramazsınız,cehennemde sizin için kaçınılmaz bir son olur.Bugün belki bir kısım saf insanları kandırabilir,çirkef maksadınıza hizmet ettirebilirsiniz ,ancak içinizdeki gerçek maksadı bilen ALLAH(cc)ın Ebedi cehenneminden kurtulamazsınız ki o iki yüzlü gerçek münafıklar için hazırlanan cehennemden mevcut Ayet ve Hadislerdeki Cehennem günde 70 kere azabından ALLAH(cc)a sığınırmış.Recep Tayyip Erdoğan tuhaf bir adam onu üç kategoride görmek lazım:Ya gerçekten islamın ve Türkiye insanının istikbalini düşünen bir siyaset kurdu ki dilerim gerçek yalnız bu olsun.Ya ne yaptığının şuurunda bile olmayan düşüncesiz bir aptal veya kanı bozuk,kökü bozuk niyeti bozuk gerçek bir zalimki bu güne kadar verdiği falsolar ve yaptığı doğru işler göz önüne getirilirse henüz münafıklığı zaman zaman oynayan biri.Gerçek yüzünü ALLAH(cc) bilir,zamanlada ortaya çıkacak.Helaline düşkün ,güzel ahlaka sevdalı,vatanını seven islama gönül vermiş gerçek adaletin, Kur’ani şuurun güzel insanları Müslüman Türk halkı bu adamı iyi izleyin.Bugün geldiği nokta ne MHP ile, ne SP ile,ne BBP ile,ne CHP ile ne Fetullah hoca gibi pozitif yönü yüksek biri ve gurubu ile dostane olmuyorda Apo keferesi için zerre kadar söz etmeyip yine memleket sevdalısı insanları topa tutuyorsa bu adamı iyi izleyin Türk milleti, ümmeti Muhammed(asm) bir insan şirki,küfrü,zülmü haram olanı şahsında yaşatıyor ve bundanda rahatsız olmuyorsa o kimse asla iyi niyetli olamaz,iblis şeytan ve taraftarlarını kayırıp helaline,namusuna,güzel ahlaka düşkün gerçek adaletlileri zehirliyorsa hiçbir zaman iyiliğine hükmedilemez .Hala kalbimdeki duygu bu adama sahip çıkmak görmediği memleketin ,İslam dünyasının güzelim insanlarımızın menfaatlerini göstermek yapıcı bir üslüple inşallah geleceğin güzel Türkiyesine istikrarla sabırla.Tayyip Erdoğanın ziyadesiyle zeki biri olduğuna niyetinin söylediği doğru sözlerle özetlenmesi gerektiğine bu güne kadar Fetullah hocanın güdümündeki yanlışlarına sırf o İslam alimi sıfatı ile zalimlikten ziyadesi ile nasibini almış adama bu derece başbakanın tavır koyması yılların aldatılmışlığının göstergesi diyorum sağ duyulu Türk seçmeninin ferasetiyle daha fazla destek göreceğine inanıyorum , bir güzelim kulunu gerçek haramilere terk etme Ya Rabbi.
Diyarbakırda seni PKK nın itleri karşılamıştı onlara verdiğin sıcak mesajlar sizinle Mahşerde bile kardeşiz demenizden cesaret alıp Apo zalimi ile senin fotoğrafını aynı pankartta taşıdılar sen bumu olmalısın Tayyip başbakan Yahudi hesaplarına hizmetmi gerçek hesabın,Kıbrıstaki teslimiyetçi ölçüler ,Emperyalist hesaplarına mahküm olmakmı çare hala AB hayalimi bu memleket AB sizde kalkınıyorsa Adil ol yeter. Müslümandan dua alıp kefereye rahmet okuma.
Kainatta en yüksek hakikat ALLAH(cc) ve Resulüne(asm),Kur’ani ölçülere imandır ,ondan sonra namazdır. Ne çok nimetler bahşettin insanoğluna Ya Rabbi belki peygamberlerine(asm) verdiğinden 1000 katı fazla imkanlar sundun nicesine ,hala insanlığın çoğu şükürden hayırdan,ibadetten uzak gaflette,dalalette belki isyanda ,hıyanette .Yaptığım iş ya Dünyama fayda vermeli ya Ahiretime ,ikisinede fayda vermiyen işlerle meşgul olmak gafillerin ve ahmakların işidir,vakti boşa harcamaktır.İnsan ne zaman belli olur bilirmisiniz:Ancak eline fırsat verildiğinde,iyisi imkanlarını hayırlarla süsler ,kötüsü nefsani ve şeytani olanı yapar.ALLAH(cc)a kul olmak laf ile değil;Helal,namuslu,Adaletli, güzel Ahlaklı,dengeli bir hayat ile ALLAH(cc) ın dinine sahip çıkarak olur yoksa herkes Rahman olan bir ALLAH(cc) ın kuludur ve rızıklanır .Mahşerde hesapta gülecek olan ancak ALLAH(cc) a asker olmanın şerefli bir şekilde hakkını vermeye çalışanlardır.Onlar ALLAH(cc) a kul olmakla gerçek hürriyeti sonsuz mutluluğu bu Dünyadada bir derece tadarlar,hiçbir zaman umudunu yitirmez ve haddide aşmazlar tek gayeleri ALLAH(cc) ın rızasını kazanmaktır.En doğru,en güzel ,ziyadesi ile razı olduğun Peygamberlerinin(asm)yoluna ve günümüz Dünyasında o yola ziyadesi ile liyakatı olan güzel insanlara dost eyle her bir güzelim kulunuda biz biçare kullarınıda Ya Rabbi güzeller güzeli Yüce ALLAH(cc)ım.Gördünmü o hevasını ilah edineni ,artık ona senmi vekil olacaksın yoksa onların çoğunu işitirler veya akıl ederlermi sanıyorsun,onlar sırf hayvan gibi hatta gidişçe daha sapkındırlar.A.Kerime Günümüz Dünyasında çoğunluk bu durumdadır.ALLAH(cc) diye nefislerine benliklerine tabi olurlar gerçeği göremezler.Şeriati İslami helal yaşamak ,güzel ahlaklı ve Adaletli olmaktır bu özellikler gerçek islamdır öcü gibi gösteren zorba siyaset ve din adamlarıyla bu güzellikler asla sevdirilemez zorbalıkla gönüller fethedilemez ki zorba siyaset ve din adamları ancak şirki,küfrü ve zülmü hayata geçirmek için çalışırlar masum ,mazlumu yakar şeytanı ve yandaşlarını kayırırlar öyleleri ancak münafıklıkla iç içe yaşarlar.Gerçek mümin Kur’ani manayı hakim kılmak için önce nefsini terbiye etmekle helal yaşamakla, güzel ahlaklı olmakla örnek şahsiyet olur.Vatanını ve kudsi değerlerini çirkef çıkarının uğruna değil satmak her saniye en güçlü savunucusu olur.Şimdikilerin çoğu hala münafıklığı oynuyor işleri güçleri hegemonya zülümlerini artırdıkça bedelini bugünkü Dünyada görüyoruzki masum mazlum ödüyor.Bugün İslam deyipte kendilerinin haram olan yaşantısını her çirkefliği çare diye satanlar cehennemden başka seçenekleri kalmadığı güne doğru koşuyorlar Bütün iyi niyetime rağmen o gibi gerçek kafirlerin defalarca maddi manevi kazığını yiyorum. Onların işi gücü iblis şeytanın emriyle zülüm,küfür ve şirktir bu çerçevedede onlar için gerçek suçlu doğru Müslümanlardır.Sait nursinin şarlatan şeyhlerin Mustafa kemallerin insi ve cinni pisliklerin islamiyeti hırsızlık ,küfür ,zülüm ve şirkten ibaret kendileri gibi yaşamak istemiyenlere her pisliği layık görmekten ibaret.Onlar ya yoğururlar kendi hamurları ile ya idam ederler tağut kanunlarıyle ,sorarsan kendileri en doğrusudur ,kendileri dışındakiler ise her çirkef fiata layıktır kendi cinayetleri kainatı kirletmiş ,hala günah keçisi arıyorlar .
Yeryüzünün efendisi ve hakimi öğretmeni olmak istiyorsanız göklerin ve yerlerin hakiminin Yüce yaratıcı ALLAH(cc) ın öğrencisi ve kulu olmanız zarurettir .Bu ölçünün dışına çıkanların işi gücü şirk,küfür ve zülümdür şeytana ve piçlerine tabi olmaktır,cehennemi Dünyadada Ahirettede tatmaktan başka seçenek bırakmaz .Çok bilmek ,doğruyu bilmek ölçü değil ,yetmiyor ne zaman doğru olanı hayatına tatbik edersin işte o zaman Dünyanda Ahiretinde cennettir.Alemi yöneten ve nice masum mazluma bu Dünyada cehenemi yaşatan kirli paraların kirli efendilerine ve onların akıl hocası iblis şeytan ve piçlerine cinni insi gerçek kafirlere ve saltanatlarına lanetlenmiş millet Yahudi piçlerine ebedi lanetullah mahlukat adedince inşallah.Yıl 2014 ramazan ayı Yahudi illeti yine hortladı bu sefer yine Gazzede Netenyahu denen pisliğin sadist vicdansız arzularını tatmin uğruna körpe çocuklar bile acımasızca katlediliyor haddini bilmiyen sözde Müslüman hakikatte canavar hasletli cinni pisliklerin has dostları alemi fitneleriyle doldurma çabasında asırlardır cin denen çoğu sapık pislikleri kayıran zihniyet olup biten bu cinayetlerin birinci ortağı ancak kendilerine toz kondurmadan şirkini küfrünü zülmünü hakim kılma çabasında Yüce ALLAH(cc) cinni şeytanların insanlık alemine zülüm,şirk,küfür ektiğini Kur’anda haber veriyor ama evliya geçinenler hala onlarla yatıyor ,onlarla kalkıyor,Kur’anda tecessüs etmeyin der işleri güçleri tecessüs insi ve cinni şeytanlar ne talimat veriyorsa onu hayata geçirmek çabasındalar.Yüce ALLAH(cc) şeytanları ve piçlerini ve şuurluca onların izinden gidenleri ebediyen kahretsin inşallah.Günümüz müslümanı az çok Kur’anın hakikatları ile tanışmış az çok huzuru yakalamışsa Yahudi tıynetli ,şeytan tıynetli pislikler kuduruyor hasedlerinden her türlü çirkefliği müslümanın başına sarmanın hesap ve icraatını yapıyorlar ne yapalım Yüce ALLAH(cc) ın cennete davetine düşman olanlara sözümüz o ki cehennemede odun lazım madem tercihiniz cehennem kendi rızası ile zarara gidene acınmaz zalimler için yaşasın cehennem inşallah.Yahudinin ve batının değil imanı vicdanı bile yoktur kendi adamı olunca en zalimini en mikrobunu bile korurlar ama müslümana sıra gelince milyonları katlederler çoluk çocuğu bile gözünü kırpmadan öldürürler sadistlik genel karakterleri ya BOP projesinin mimarları sahte müslümanlar yahudinin ve batının kuklaları farklımı onlarda kafir ruhlu şeytan tıynetli onlardada vicdan unsuru ölmüş. Bizdeki siyasilerede fazla güvenmeyin onlarda vicdansızlara zaman zaman yeşil ışık yakan kişiliğini henüz bulamamış Türk ve Müslüman olmak ne demek idrak edememiş çok yönlü cambazlar.
En az maaş alan asgari ücretlinin 20 katı maaş alıyor yetmiyor devletin imkanlarıyla gezip tozuyorlar bilmiyorlarmı sanki bu memlekette hala çöplükte ekmeğini toplayan bile eksik değil.Onlar dinden bahsederken bile samimi değil onlarınki dindarlıktan ziyade dincilik M.Kemal boşuna dememiş siyaset orospuluktur diye.
Yahudinin çirkef katliamlarına cevaben Şili,Venezüella,Bolivya,Uruguay ve Küba Yahudi büyükelçilerini ülkesinden kovdu ticari ilişkilerini kestiler onlar sosyalist ve vicdan sahibi olabiliyor .Yüce ALLAH(cc) gerçek imanıda nasip etsin inşallahta Ebedi hayattada gülsünler.Bu Müslüman 63 tane ülkeyi yöneten kendilerininde Müslüman olduğunu söyliyen liderlere ne oluyorki o sosyalistler kadar duyarlı değiller.Müslümanların çoğu mirasyedi çileyi ALLAH(cc)ın peygamberleri(asm) ve fedakar Müslümanlar çekiyor ve onlar bedel ödüyor geri kalan ise lüks içinde yaşıyor müslümanlığıda kimseye bırakmıyor.
Komşunun rızkını kapmak köpeklere göre normaldir arslanlara göre değil.Günümüzde çoklarının vicdanı ile cüzdanı bir olmuş bencillik had safhada menfaatleri dinleri olmuş kimseyi gördükleri yok, Mevcüt idare hala batılı amcalarıyle flört ediyor ,ne zaman kendi senaryonuzu kendiniz yazacaksınız.
Peygamberimiz(asm) insan günah işleyince aklının bir kısmı ondan kopar ve ebediyen bir daha geri gelmez der H.Şerif .Bugünkü Dünyada hergün günah selinde yüzen ve kendini akıllı zaneden ahmaklar az çok doğru bilginiz varsada pek akıllı insanlar olduğunuzu sanmayın çoğunuz günah selinde yüzen akıl fukarası zavallılarsınız.Hayat ne mecazi bir aşk davasıdır, ne ekmek kavgasıdır ,Hayat insan kalabilme ALLAH(cc) a kul olmanın şuuruna varabilmektir.İmanınla , edebinle ,şerefinle ,namusunla,helalinle,güzel Ahlakınla,Adil bir kul olarak.Rahmet denizinde yüzüyorsan haramın zerresininden uzak olki o rahmet denizini kirleme,bulandırma ve gadabı ilahiye sebep olacak işlerden uzak olki büsbütün helak olmakta var işin içinde.Rahmeti ilahiye sebep olan sendeki edeptir güzel ahlaktır her zaman edepli ol.İnsi ve cinni şeytanlarla ayni havayı soluma kişiliğini güzel ahlakla bina et.Masum ikende, mazlum ikende vurulan bir insanın mutluluğu aramak kadar doğal hakkı ancak ALLAH(cc) ve Resulüllah(asm) hariç ve onların rızası hariç kimsenin hakkı değildir, kul hakkı yemeyi ,ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) düşmanı olmayı, masum,mazlumu ağlatmayı marifet bilenin ,şirki,küfrü, zülmü çare diye satanın mutlu olmaya zerre kadar hakkı yoktur öyleleri nasıl iyilere Dünyayı belki Ahireti zindan etmiş kendisi içinde ebedi azap ,cehenem hak olmuştur.Bu gibi şeytan karakterleri iyi tanımak ve uzak durmakta mutlu olmanın anahtarı.Rahmeti ilahi olan her güzel nimeti şükürle karşılamak nasip olsun inşallah nankörlükle azacak gibi yaşamaktan ALLAH(cc) korusun inşallah şükrümüzü her zaman yapalım Rabbimizi küstürmeyelim ,ilahi nimet olan rızkımız büsbütün kesilmesin inşallah.ALLAH(cc) ın helal,namuslu,güzel ahlaklı,adil,edepli kullarıyla bir zorum yok ancak Günümüz Dünyasında insanlığa şekil veren ALLAH(cc) lık makamına oturmuş evliya geçinen şeytani pislikler o kadar çokki evimizin içinde bile bizi istedikleri kadar zehirliyorlar işleri güçleri islamın yasak dediği tecessüsle en mahrem hayatlara tecavüz ve gaybiyatla uğraşmak,ruhbanlık hayata geçirdikleri zülüm,şirk ve küfür ile nice güzelim insan masum mazlum en çirkef bir hayata layık görülüyor haliyle zahiri hayattada gördüğümüz kadarıyla Müslüman Dünya kan ağlıyor suçsuz insanlar katlediliyor bu uğursuz gece ve gündüzün Dünyada rahat bıraktığı gün olmayacak her haldeki H.Şerifte Ahirzamanda fitne ve zülüm devamlıdır der Peygamberimiz(asm) bütün bunlar dini yanlış yorumlamış din şarlatanı haramzade tiplerin cinayetinden ibaret.Bugün Emperyalistlerin, kapitalistlerin,Siyonistlerin kölesi durumuna düşmüş özellikle İslam ülkeleri keferenin seni sömürmesine ALLAH(cc) ın sana verdiği doğal zenginlikleri senden gaspetmesine seyirci kaldın ağzındaki nimeti çalana sessiz kaldın ALLAH(cc) ne yapsın.ALLAH(cc) için cihad edip kefereye haddini bildirmedin Dünyadada Ahirettede köleliğe razı oldunsa suçlu kim.Rahat zamanında keyfeden ve hiçbir bedel ödemeden cenneti yaşıyanlar Müslüman dünyanın yaşadığı felaketlerde sizlerinde payı var o rahatlığınızda bir masum mazlum zor durumda ise onlarıda gör ya Rabbi diye bir dua etmeyi bile esirgediniz bumu kardeşlik bumu İslam ki bir müslümanın eline diken batınca bütün azaları bunu hisseder diyen dinimiz illa her musibet başımıza sarılıncamı uyanacağız belkide iş işten geçmiş cehenemin ortasına düşmüş olacağız.Özellikle bugünkü Dünyada nerede Kur’anın dini nerede aleme şekil veren din şarlatanlarının dini, şeytanlarla birlikte yola çıkmış zalimler alem cinayetleriniz ile dolu .Günümüz Dünyasında herkes suçlanıyorsa ancak hakikatte suçlu iblis şeytan ve sadık köpekleri iken hala islama gönül vermiş haramdan kaçınan az çok güzel ahlaklı olabilmiş farzları yapmaya çalışan birilerini potansiyel suçlu görmek hiç Adil değil. Gerçek suçlu ruhu kafir münafıklar ,şeytan ve piçleri ,kafirler ve her türlü haramı çare diye satanlar.Artık herkes haddini bilsin insanlık nimet içinde yaşıyorsa ALLAH(cc) indinde iyilerin ve masum mazlum konumda olanların yüzündendir. Yoksa insi ve cinni şeytanların ve onların hukuku için çalışan din simsarı şarlatanlar gerçek müflislerdir gülmeyede hakları yoktur.Yaşadığım hayattan ben razı değilim ancak hayatımın pozitif yönü hayırlar ve ibadetler inşallah temize çıksın bende ümitle yaşayıp ümitle öleyim kurtuluşum için vesilelerim olsun inşallah ALLAH(cc) ihsan ettiği güzelliklerle muamele etsin meccanen affetsin inşallah.Özet olarak işlerinizde ifrat tefrit yapmayın daima mutedil orta halli ve doğru olun sizden hiç biriniz yapmış olduğu ibadetle kendini kurtaramaz.H.Şerif Kimsenin sana gaz vermesine itibar etme hiçbir konudada fazla ileri gitme helalinle namusunla güzel ahlakınla iç içe yaşaki kurtulasın . İslamın ve Müslümanların kaderini yazmak münafıklıktan nasibini almış din şarlatanlarının işi olamaz öyleleri müslümana lider olamaz olursa şayet zülüm küfür ve şirk her türlü fitne beslenir iyiler mahküm olurken kötüler adam diye itibar görür.1 milyar 370 milyona Aksaray dedikleri binaları kurdular yeşillikleri katlederek neymiş efendim prestij için lazımmış Benim Peygamberim(asm) toprak evde yaşadı kayzerler kisralar saraylarda yaşıyorken ama siz peygamberime(asm) değilde kafir ve zalimlere özendiniz Dünya muhabbeti bütün hataların başıdır.H.Şerif Siz Dünyayı gönlünüze yerleştirmiş Dünyaya muhabbet etmiş Ebedi Ahiret yurdu sizin için istetme lastik sizin prestijiniz mümin kul olmak değil kafir ve zalimlere kendinizi beğendirmekten ibaretmiş. Asıl prestij fukara vatandaş çöplükten ekmeğini çıkarmaya çalışıyorsa onu görebilmektir ,maden facialarında nice biçare ölüyorsa onun önüne geçebilmek gerekli tedbirleri alabilmektir belki gelişmiş ülkelerdeki gibi robotlarla o işi çözmektir.Memleket insanının namusu tehdid altında fuhşiyat almış başını gidiyor caydırıcı bir tavrınız yok ,dahası her türlü haramda haramzadede kanunlarla korunuyor bu gibi olumsuzlukların hakkından gelinki insan gibi insan olun hakiki prestij budur vicdanlı idareciler Adil hükmedenler olmak.Zülmün ,küfrün,şirkin mimarı cinni kafirler ve tağut dostları iken ve o gibiler kendi nefislerine,benliklerine ,tağuti dostlarına tapanlar iken asırlardır kayırılmış ve durmadan insanlardan iblis misali bir deccal yaratmanın çabasına girmişler.Her türlü pisliğin birinci adresi iblis şeytan ve tağut dostlarıdır .Doğru Müslüman hem böyleleri bertaraf etmek için mücadele verecek ,hem nefsi emmareyi öldürmek için. Küçük günahları küçük görmek ve ısrar etmek büyük günahlara davetiye ve musibetlere açık bir kapıdır.Rezaleti nursinin ve kemalizmin girdiği kapıdan nice insi ve cinni pislik girdi bu milletin ruhuna ortak oldu.Onlar için en büyük düşman gerçek müminlerdir helaliyle namusuyla yaşamaya çalışanlardır.Hayatta bir kere ifrat ettim ömür boyu belasını çekiyorum çevreme zaman zaman olumsuz etki bırakıyorum ve kaldıramadığım nice halleri yaşıyorum.İfrat edince kendi otokontrölümün dışına çıktım kendim olduğumdan ziyade başkaları oldum ,geçmişimi güzel tanzim eden ALLAH(cc) beni ihsan ettiğin özümdeki güzelliklere kavuştur affet Ya Rabbi.Aleme şarlatanlar,kafirler ve zalimler şekil veriyor nefislerini tatmin uğruna masum ,mazlum insanlığa bedel ödeten hakiki zalimler sanal mutlulukların hakikatte zülmün,şirkin,küfrün mimarları ,hevesleriyle hareket eden ALLAH(cc) ın kanunlarını istetme lastik yapmış sahte evliyalar her biriniz layık olduğunuzu bulun inşallah,sizmi Alemi islama saadet vaad ediyorsunuz nefsinin zebunu yamyamlar.Masum ,mazlumun kanı ile namusunu lağvetmekle beslenen insi ve cinni kafirlerin has kardeşleri.Cumhuriyet devrinde tahribatlar yapılıyorken dindar geçinenler sümüklü böcek misali kendi kaplarına çekildiler devleti yönetenler tahribat yaparken zülmün karşısında susan dilsiz şeytanı oynadılar nasıl olmuşsa birkaç sivri çıkmış zaman içinde onlarda ilahlaştırılmış halbuki tavırları yapıcı değil yıkıcı olmuş kuvai milliye ruhu birkaç sivrinin hevesleri uğrunda lağvedilmiş ,mahküm edilmiş.Bedeli bu milletin yüz yılını çalmışlar millet illet olmuş çıkmış.Bugün nerede çanakkalede destan yazan o ruh nerede bugünün Türkiyesinin insanı.Bizi bu derece ötekileştirenlere bir Müslüman vatandaş olarak hakkımı helal etmiyorum. Bugün ise bizi idare edenler batının yazdığı senaryoda figüranlığı üstlenmiş millet olarak cehenneme yolcuyuz.Halilim sen yanlış adam değil yanmış adamsın kim ne derse desin ALLAH(cc) a güven ve doğruluğundan taviz verme sen kimseyi aldatmadın seni en iyi bilen hiç şüphesiz Cenabü Haktır şirkin ,küfrün,zülmün mimarlarına tahammülünde yok inşallah sonun hayırlı olacak çünkü sen imandan ve islamdan gelen şerefin uğruna ,izzeti nefsin uğruna,imanına islama ,vatanına muhabbetin uğrunda mücadeleni verdin bugün mağlup olsanda sonuçta gülen inşallah sen olacaksın müminin niyeti amelinden hayırlı ve inşallah sende mümin muamelesi göreceksin.İnsanlığın ikinci babası Nuh(as)ın oğullarından Yafesin soyu olan Türk milletinin yaklaşık yedi bin yıllık Türk kültürünü inkar eden bir Tayyip Erdoğan gerçeği var neymiş efendim Türkçe ile felsefe yapamazsınız diyor ya İngilizce ya Fransızca kelimeler katarsanız ancak felsefe yaparsınız diyor ne büyük bir bahtsızlıkki bu adam TC nin cumhurbaşkanı seçilmiş Türküm demeye dili varmıyor ve Peygamber(asm)ın medhine mazhar olmuş Türk milletini nice alimler bilim adamları yetiştirmiş bir milleti nice imparatorluklar kurmuş bir milleti aşağılamaya çalışıyor.24 Ağustos 2013 te sayın Devlet Bahçelinin Türkçemiz hakkındaki Konyadaki konuşması senin basiretsiz kör ve nankör gönlüne bir heyecan katmıyor ve yetmiyor birde kinini kusuyorsan sende seni iş başına getirenlerde bu milletin nezih tarihine hesap vermek zorundadır yanlışlıkla TC nin cumhurbaşkanı olmuş satılmış ruh.Sen kafir ve zalimlere kendini beğendirmek için ne yaptığını bilmeyen bir hainsin hemde mirasyedi bir hain BOP başkanı Yahudi Siyonistlerin ve kirli paraların efendileri olan Emperyalistlerin,kapitalistlerin kuklası.kendinden başka kimse senin için adam değil din ise senin istetme lastiğin sen kim Müslüman olmak kim şarlatan ruh.Senin dinin imanın para şöhret ve saltanat merak etme bu saltanatında sonu gelecek.Nasibin var ise birazcık akıldan hisse almış isen zülüm ehli olmaktan vazgeçer nefsinide sorgulamayı öğrenir adam sıfatına girersin.Dahası maneviyatta mesafe almış veli zatların büyüklerin keşfiyatına göre Cennet dili Arapça, Farsça ve Türkçe olacak çünkü gerçek zenginlik burada sen henüz bu gerçeği görecek kadar olgunlaşmadın pişmen için daha çok fırın ekmek yemen lazım zavallı para babası aptal.Masum mazlumu ,güzellikleri insi ve cinni şeytanların hamalı yapanlar nice güzellikleri iblis ve piçlerine feda edenler ,ehli imanı ehli namusu sefil ve rezil belki cehennemlik yapan hakiki zalimler masum mazlumdan dua alıp insi ve cinni şeytanlara rahmet okuyanlar madem sizin için insi ve cinni şeytanların hukuku nice güzelim insanın hukukundan önemli canınız dünyadada cehennemi tatsınki belki uyanırsınız hakikati görür Adaleti ilahiyi çiğnemekten vazgeçersiniz.Rahmet meclislerinde herkes adam zannediyor kendini marifet er meydanında musibetlerle iç içe olduğunda Adaletli olabilmektir.Size gelince din şarlatanı diyeceğim sahtekarlar belki kendine evliyalığı layık gören din hırsızı zalimler sizin yaptığınız gibi İslam zikredip uçmaktan ibaret olsaydı Alemi İslam bu derece fitnelere maruz kalmazdı. Doğru ilimle ilimlenin doğru hareketi yapın kimsenin ahını almayın kul hakkı yemeyin sosyal hayatı öldürmeyin şahsiyetinizle kişiliğinizle güzel ahlakınızla kişilik sahibi insanlara pozitif enerji veren gerçek müminler olun dengeli olun her bir masum mazlum ehli imanın ehli namusun hukukunu kendi hukukunuzdan üstün görün iblis ve piçlerine rahmet okumayınki fitnelerin sonu gelsin ilahi Adalet tecelli etsin inşallah. Yıllardır hayatımın artılarını gaspeden din hırsızı zalimler ne bunalımlı günler yaşadım sizin zülüm,şirk ve küfürden ibaret adalet anlayışınızla bana her pisliği layık gördünüz ama Rabbimin inayetiyle Kur’anın tek harfine muhalefet etmedim, inkar etmedim belki Kur’ani mananın hakimiyeti niçin yok niçin din adına sahneye çıkanlar kendi fikirlerini nefis ve ruhlarını Kur’ani mananın üstüne çıkarmış Kur’ani mana mahküm edilmiş bedelini yahudinin kurşunladığı ümmetin Yahudilerinin lağvettiği masum mazlum ödemek zorunda kalmış.Sait nurside M.Kemalde evliyalık makamına oturmuş eşkiyalardır.Sait Nursininde M.Kemalinde Alemi islamda fitneye dinamo oldukları gerçeği vardır ancak bu şahısların hayrıda boldur hesapları ise ALLAH(cc) iledir.Biz kendi işimize bakalım Tayyip Erdoğanda Fetullah Gülende fitneye dinamo olmuş hayrıda şerride bol insanlardır bir domuz çakma mehdi var o ise şeytanlıktan geri kalmıyan ve gerçek kafirler gibi bir münafık fitneye ve zülme şirke ,küfre hizmetçidir. Süleymancı gurup muaviye oğlu yezid kafirini ki sevgili Peygamberimiz(asm) ın ciğerparesi Hüseyin(ra) ve 70 yakınını katleden bir pisliğe Müslüman diye bakıyorlar.Ah Tayyip ,Ah Fetullah ölmeden uyanın inşallah koca bir milletin ,ümmeti Muhammed(asm)ın kaderiyle kumar oynamayın.Geçmişimde nurculukla daha ziyade iç içe olduğum için maneviyatımda Peygamberimiz(asm) Nurculukla barışık ol dedi ancak ben nurculuğun cinayetlerinin hamalı değilim onlar beni hala günah keçisi görüyor dedim ancak doğru işlerini ve icraatlerini destekliyebileceğimi ve o dairedeki temiz insanlara dost olabileceğimi ve asla kayırdıkları pisliklere sahip çıkmamın mümkün olmiyacağını büyük günahları işlemekten zülmetmekten zevk alan ve rahatsızlık duymayanlarla samimi olmamın sözkonusu olamıyacağını söyledim ve kabul gördüm ancak bir kısım din hırsızı insi ve cinni şeytan diyeceğim tipler tavrımdan rahatsız oldular çünkü onların bütün delilleri iftiraları ve zülümleri .Yüce ALLAH(cc) beni bütün isyanlarıma rağmen bana iftira ile zülüm ile yanaşanlara büsbütün yedirmedi ve yedirmeyecek inşallah ben hayatımın hiçbir devresinde yalanla iftira ile işim olmadı ,kimseyede münkeri çare diye sunmadım.Benim günahımın hesabını hakkıyla ancak ALLAH(cc) yapar kendi küfrünü,zülmünü, şirkini iğrençliğini benden bilen ve bozuk felsefe ve icraatleri İslam diye satan münafık din hırsızı zalimler değil ,insi ve cinni şeytanları kayırıp diğer yandan nice güzellikleri iblislere peşkeş çekenler ve ehli ,imana ehli namusa zülmedenler değil ,asırlar boyu kayırılan cinni pislikler hiç değil.İslam alemini cehenneme çeviren cinni pislikler ve insanlardan münafık ve kafirler iblis şeytan ve piçleri kirli paraların efendileri tağuti ruhlar.Yok eğer benim mahkümiyetim için helaketim için çalışıp gerek şahsıma ve gerekse şahsımda ehli iman ehli namusa güzelim insanlara bilmeyerek zarar veren ve içinde zerre kadar iman bulunanıda ve eğer onları yanlış düşünmeye sevk eden ben isem benide ama iyilikle ama tokatla islah etsin inşallah .Alemde at koşturan fitneler kendilerine günah keçisi arıyorsa başta nefislerini sorgulasın sonrada potansiyel suçlunun Müslümanlar belki güzel yaratılan hiçbir insan değilde iblis şeytan ve piçleri olduğunu unutmasın benim özümdeki güzellikleri öldürmeye ve çalmaya yeltenmesin .Silsilemde gerçek münafıka rastlanmadı büsbütün günah keçisi seçenlerin ALLAH(cc) hakkından gelsin.Türk İslam tarihinin güzelliklerini,Alemi islamın güzelliklerini her bir güzelliği ,güzelim insanları bilerek katledenler, bu şerefli milleti şerefsizlikle iblis ve sadık köpekleriyle eşdeğer görenler ebedi cehennemliktir inşallah.ALLAH(cc) ım ben Peygamberin(asm) değilim günahkarım, günahımın gerçek ölçüsünü bilen sensin ,hayatıma sokulan insi ve cinni pislikleri benden kopar, onları benden sayan iftiracılara fırsat verme her bir güzelim kulunu insi ve cinni şeytanlardan kopar bizi mümin vasfı ile vasıflandır güzelim insanlarla haşrolacak gibi güzel fiiller nasip eyle ya Rabbi.ALLAH(cc) ım hiç şüphesiz sen haklısın ,takva kulların haklı bu kadersiz kulun takvanın hakkını veremedi meccanen affedersin inşallah.Alemde bir rant kavgası var ,sorarsan hepsi hak sahibi .Asıl hak sahibi her güzel nimetin yaratıcısı ALLAH(cc) ve Resulü(asm) olduğuna göre akıllı her bir güzelim insan onların muhabbetine koşmalı ve az çok pozitif birikimi olan hiçbir insana düşman olmamalı , hangi fikrin insanı olursa olsun belki yarınlarda onlarda hidayeti ,hakikatı bulur de büsbütün düşman olma ,asıl düşman şeytanlar ve piçleri onların işi gücü ALLAH(cc) ve Resulüne aleni düşmanlık meslekleri şirk,küfür,zülüm ve iğrençliktir,gidişatları cehennemedir, kılavuzları melun iblis şeytandır.Düşüncesiz insanlar onlarıda adam yerine koyar ve cehenneme koşar.Günümüz Müslümanı ALLAH(cc) için ölmeyi ve nefsimizi kötülüklerden arındırmayı çoklarımız kabullenmedi ,Dünya tatlı geldi nefis ve şeytanın insi ve cinni pisliklerin hamalı olmayı seçtik ne Dünyamız Dünya ne Ahiretimiz Ahiret.
Bugünün Müslümanları çoğunluk olarak biz buyuz . Onun için Müslümanlığımız egomuza ve nefsimize kölelikten ibaret,Ruh ve kalbimiz ne çok şeye mahküm netlik yok bulanık suda yüzüyoruz,nefisler satın alınmadıkça Dünyada çektiğimizden fazlasını beklide Ahirette çekeceğiz .Uyan derin uykudan ALLAH(cc) ın kitabı ne diyor ömründe bir kere olsun izan ile ibret ile düşünerek okuki belki sende hakikatı objektif ,net görmek bahtiyarlığına erersin doğru yolu bulur cehenneme koşmaktan vaz geçersin.Birbirinde fani olmakta, şeyhinde fani olmakta,falanca ol filanca ol cinayetleride maneviyattaki Ahlaksızlık ve zülüm içeren ölçülerdir.Günümüz İslam Dünyası ne Ahireti hususuda ciddi bir gayret,ne Dünyası için bir teknolojik gayret.Gavur dediğin şirkin Dünyası insanlığın saadeti için bir şeyler üretiyor ,yıllardır araştırmalar yapıyor,sen birbirini yemekten başka bir şey yaptığın yok .Zaten çoğu Müslüman ülkeler Emperyalistin ,Siyonistin güdümünde sırf müslümanım dediğin için senin maddi manevi kalkınmana hele pozitif üretken ,maddi manevi güzel şeyler yapabilen biri olmana tahammülleri yok,Ziyaül Hakı,Eşref Bitlisi,Turgut özalı,Yaser Arafatı daha yetişmiş nice beyni yakan ,katleden onlar ,Müslüman ülkeler batılı ajanlarla kaynıyor ,İslam aleminde yangın varsa körükle destekliyorlar ,binlerce Müslüman zülme uğrar ancak onlar seyircidirler.Muhsin yazıcıoğlunu katledenler ona tuzak kuranlar medyada bahsedildiği gibi Recep Tayyip Erdoğan,mit müsteşarı Hakan Fidan ve onların eylemlerini fetvasıyla meşrulaştıran Hayrettin Karaman üçlüsü ise her birini ALLAH(cc) iki cihanda süründürsün iyi gün yüzü göremesinler inşallah.Her şey kendisine ayan olan ve hiçbir şey kendisinden gizlenilmiyen ALLAH(cc) biliyor bu bir iftiradan ibaret ise bu iftiranın failleri cehennemi boylasın inşallah.
ALLAH(cc)ın olmadığı yerde nimet adına ,güzellik adına hiçbir şey yoktur.Tağut benliklerin hakim olduğu coğrafyalar cehennemden başka bir şey değildir.Evet ALLAH(cc)ın verdiği nimetler ile beslenip ALLAH(cc)a savaş açanlar sizin bir İslam coğrafyasında Kur’anın ikliminde barınmanız mümkün değilken nasıl oluyorda itibar görüyor adammış gibi yaşıyorsunuz cümle tağut benlikler ebedi cehenneme inşallah.Ey gafil Müslüman müsfeddeleri ALLAH(cc)a koşun Kur’anın nizamını tanıyın,iblis kafaların koyduğu kanunlarla hayata düzen koymak nimet veren Yüce Yaratıcıyı büsbütün devre dışı koymaktırkı sonu ebedi cehennemden başka bir şey değildir.Atatürkün profili de kafirdir,inönününde,sait nursininde ,cinni kafirler ve insan bozmaları onların has kardeşleridir iklimlerinde nice masum mazlum kahroluyor.Atatürkte ,inönüde kafir bir düzenin mimarı idi sonradan gelen ve her türlü haramın serbestiyetine rıza gösteren ve kanunlarla koruyan bu milletin idarecileride kafirlerin hamalı bu memlekette hala küfür,zülüm ve şirk,her türlü haram tam gaz.Kafir ve zalimlerin hukuku her şeyin üstünde .Ey gafil idareciler millet olarak cehenneme koşuyoruz .Sözde kurtarıcı büyük Ataput sen bu milletin tarihi kazanımlarını tarihin çöplüğüne gömdün milletide şeytanlara ,kafirlere düzdürdün hala bu millete kafir kafan ile ektiğin küfür tohumlarıyle şekil veriyorsun bu milletin temiz dimağları senin günah keçin olamaz sen onca cinayetini çare diye satarken koskoca bir millet cehennemi tadamaz.inşallah cehennemi sen tadacaksın kahrettiğin vatanına islama sevdalı güzel yaratılmış nice güzelim insan evladı değil.E gafil idareciler ne zaman uyanacaksınızki millet illet olmaktan kurtulsun ,kendine gelsin.B u cehennem yolculuğu son bulsun.
Kimki bile bile din müfritliğini ve dengesizliği islam diye satıp masum mazlumun ,güzel Ahlaklı helal namuslu hayatın insanlarının ruhuyla kumar oynuyor hayırlarını ibadetlerini çalıyor ve Alemi pisliğiyle yoğuruyor Ebedi lanetullah üzerine olsun cümle haramzade sihirbazların.
Nasılsın ey koca millet ,ne oldu akibetin ,yabancılar ediyormuş eder ya istikrah dilenciler bile senden daha şereflidir billah .Vakarı çoktan unuttun Hayayı kaldırdın mukaddesatı ısırdın Hüdaya saldırdın Ne hatırana hürmet ne geleneğini yad ,Deden böylemi yapmıştı ey sefil evlat .Mehmed Akif.
Türkleri Kur’andan ayırmadıkça yenmenin imkanı yoktur ,
Lord Gürzon İngiltere başbakanı
Çanakkale geçilmez çünkü Türklerin atacak barutu bile yoktu biz orada gökten inen güçleri gördük. İngiliz komutanı Hamilton.
Türk milleti böylesi bir lütfa mazhar olmuş millet iken bugün hiristiyan ve Yahudiler gibi onların adetleri ile her türlü haramı normal karşılıyarak onlar gibi yaşamayı marifet biliyorsa ecdadı çiğneyen ebedi saadeti bu dünyanın kirli meşakkatlı ,zülümlü hayatı uğruna feda eden ve cehenneme koşan bugünün taklitçi zihniyeti uyanın ebedi saadeti kazanıp kaybetmek davası var.En zalim insan dünyası uğruna Ahiretini yakandır,ondan daha zalimi başkalarının dünyası uğruna Ahiretini yakandır.Hz.Ömer (ra)
SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN'IN RUHANİYETİNDEN İSTİMDAT
Nerdesin şevketlim, sultan hamid han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör milletin bak günâhına.
Tahkire yeltenen tac-ü tahtını,
Denedi bu millet kara bahtını;
Sınad-ı sillenin nerm ve sahtını,
Rahmet et sultanım suz-i âhına.
Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî padişâhına.
"Pâdişah hem zâlim, hem deli' dedik,
İhtilâle kıyam etmeli dedik;
Şeytan ne dediyse, biz 'belî' dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına.
Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına.
Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
Bir sürü türedi, girdi meydana.
Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
Yuh olsun bunların ham ervâhına!
Bunlar halkı didik didik ettiler,
Katliâma kadar sürüp gittiler.
Saçak öpmeyenler, secde ettiler.
Bir asi zabitin pis külâhına.
Bugün varsa yoksa ..............,
Şöhretinde herkes fuzuli dellal;
Âlem-i mânâ'dan bak da ibret al,
Uğursuz taliin şu gümrâhına.
Haddi yok, açlıkla derde girenin,
Sehpâ-yı kazâya boyun verenin.
Lânetle anılan cebâbirenin
Bu, rahmet okuttu en küstâhına.
Çok kişiye şimdi vatan mezardır,
Herkesin belâdan nasîbi vardır,
Selâmetle eren pek bahtiyardır,
Bu şeb-i yeldânın şen sabahına.
Milliyet dâvâsı fıska büründü,
Ridâ-yı diyânet yerde süründü,
Türkün ruhu zorla âsi göründü,
Hem peygamberine, hem Allâh'ına.
Sen hafiyelerle dem sürdün ancak,
Bunlar her tarafa kurdu salıncak;
Eli,yüzü kanlı bir sürü alçak,
Kemend attı dehrin mihr-u mahına.
Bu itler nedense bana salmadı,
Bahalıydı başım kimse almadı,
Seyrandan başkaca iş de kalmadı;
Gurbet ellerinin bu seyyahına.
Hoş oldu cilvesi Cumhuriyetin,
Tadı kalmamıştı Meşrutiyetin,
Deccal'a dil çalan böyle milletin,
Bundan başka çare yok ıslahına.
Lâkin sen sultânım gavs-ı ekbersin
Âhiretten bile himmet eylersin,
Çok çekti şu millet murada ersin
Şefâat kıl şâhım mededhâhına.
Rıza Tevfik BÖLÜKBAŞI
Günümüz İslam Dünyasına 2.Abdülhamid(ra) misali duruşu olan ve kafirlere zalimlere cesaret vermeyen islamın ve müslümanın hakkını çiğnemiyen cesur ve Adaletli liderler lazım.Abdülhamid(ra) Hanı Kudüste Yahudinin arazi talebine kan ile alınan masa başında satılmaz ,bu şehidime ihanettir dediği için Yahudi bozguncular onu kızıl sultan diye andılar o Yahudi pislikler şeriat isteriz sloganlarıyle o Asrın Adaletli padişahına baş kaldırdılar halbuki o pisliklerin şeraitle İslam ile uzak, yakın hiçbir ilişkisi yoktu.Mehmet Görmez dinin vatanını satanları görmez,keferenin cinayetini tebrik eder çünkü onlara yağ çekmek onun dini.Boşuna Görmez dememişler bu adam cihad ruhunuda görmez,imanın gereğinide görmez.
Sayın değerli cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Bugüne dek doğru işlere destek Adaletsiz ve ihanet kokana ise tavır koydum reddettim gün oldu seni takdir ettim hiçbir eleştiri ile yıpratmayı doğru bulmadım geçmişte Sultan 2. Abdülhamite özür maiyetinde yazılmış olanı sanada layık görerek özür diledim ama bugün soruyorum Sayın Cumhurbaşkanı methedilmeye özür dilememize layıkmı diye .Senden korktuğum için yazmıyorum belki fitne olmaya koşan sizlere engel olmak istediğim için ancak görüyorumki zatı aliniz ve sizin çizginizde sayın Başbakan Ahmed Davudoğlu Dünyaya battıkça battınız Dininizi Dünyaya satmayın büsbütün helak olmanız büyük fitnelere sebep olmanız söz konusu olabilir. Çünkü bu güne kadar sizleri pozitif gayretlerinizden dolayı takdir eden ve islamın ve bu vatanın selameti güzelim insanlarımızın güzel günlere kavuşması için ümit besleyen nice güzelim insanı hayal kırıklılığına uğratacak yanlış icraatler bu fakir duyarlı olmaya çalışan vatan evladını ziyadesi ile rahatsız ediyor siz sayın Recep Ağabeyimiz hapse girmenize sebep olan şiirinizden dolayı mahküm olduğunuzdada O zaman yargıtayın başındaki Vural şavaş denen Ateist mikroba sırf size sahip çıkmak maksadıyla hararetli bir mektup yazdım ve o mikrobu başıma bela ettim benimle çok uğraştı ancak fazla zarar veremedi her neyse dava seninde onun gibi milli ve manevi değerlerimize zarar verecek bir pozisyonda görmek istemiyoruz bu uyarı senin maddi manevi menfaatin içindir AKP döneminde her ne kadar güzel şeyler olduysada hala kafir ve zalimlere dost yüzü gösteren yağ çeken ihalelere sokan bir idari anlayış var bu memleketin maddi manevi değerleri hala satılıyor ve siz Dünya muhabbeti bütün hataların başıdır.H.Şerifinin muhatabısınız.PKK itini ve taraftarlarını bütün külli cinayetlerine rağmen vatandaş olarak görmek ve affetmek gibi bir zaafınız var aynı hassasiyeti belki hiçbir suçu olmayan ve PKKnın itleri gibi hain değil belki imanlı namuslu yaşamayı şiar edinmiş vatandaşlara göstermiyorsunuz .Sırf Fetullah Gülene muhabbetleri var diye tabandaki nice güzelim insana zülmediliyor bugünkü Türkiyede failide başta insi ve cinni şeytanlar sonra siz idareciler , zülüm ile abad olanın sonu berbattır. Kim bir müslümana zarar verirse ALLAH(cc) ta ona zarar verir .H.Kudsi.Lütfen nefsinizide sorgulayın ve hiç olmazsa huzuru kaçan belki Dünyası Ahireti perişan olan o saf belki temiz olmaya çalışan insanlarla uğraşma suç işleyen Fetullah hoca ise ve gerçekten bir iftira değilde bir ihanet var ise Fetullah hocayı cezalandırın tabandaki saf temiz vatan evlatlarını PKKnın itlerini suçlamadığınız kadar suçlamaktan vazgeçin.Aksi taktirde zülüm devam ederse meydan gerçek vatan hainlerine ,bu vatanın kudsi değerlerinin maddi manevi kazanımlarının düşmanlarına kalacak. Evet egonuzun ve yanlış işlerinizin değil ALLAH(cc) ın rızasını isteyin .Nefis ve benliğin hakim olduğu yerde kalp ve ruh mahkümdür ve bu da zülüm ehli olmak demektir bu kaos kişilik ise insanı cehenneme götürür .İnşallah yanlışınızı görün ve bu olumsuz tabloyu değiştirin siz Müslüman ana babanın çocuğusunuz kafir ve zalimlere yaranmak için değil Ebedi saadeti rızai ilahiyi kazanmak olsun hayatınızın temeli ki gerçek Adalet hakim olsun.Yanlışlarımızı görecek basiret nasip olsun ALLAH(cc) uyandırsın .Bugün şeytan amellerinizi süsler ölçüsü çerçevesinde zülüm yapılıyor uyanın kul hakkı yemek şirk,küfür ve zülme kapı açmak büyük fitneleri beraberinde getirir Lütfen hiçbir ard niyeti olmayan bu fakir hakir vatandaşın sözünü hafife almayın .Hukukullahın çiğnendiği zaman Kainat hiddete gelir ALLAH(cc) niyeti temiz olanları Muaffak kılsın inşallah. Gerçek hainlerinde hakkından gelsin inşallah.Nerde bir masum mazlum zor durumda ise meded Ya ALLAH(cc) affet biz gafil kullarını doğru işler razı olduğun işler yaptır inşallah.
Borsada kirli paraların efendilerine ranttan başka bir şey yok milli kumar.Paran varsa arsa al ,Altın al ancak menfaatin için masum ,mazlumu ağlatma fakiri gör ,duasını alki gülesin.Müslüman kişiliği saf ve temiz kalmaya çalışan emri ilahiyi çiğnemiyen ,helal,namuslu ,güzel Ahlaklı olmaya çalışan gerçek Adaletin-ilahi Adaletin- hakimiyetini esas almış vicdan sahibi merhametli ,çalışkan,cesur ,dengeli ,kul hakkı yemiyen ,her ortamda hakkı savunmasını bilen ,vatanını ve güzel değerlerini,güzelim insanları ALLAH(cc) için seven,her pisliği iblis ve piçlerini ALLAH(cc) için dışlıyan güzelim insanların kişiliğidir .Yoksa ALLAH(cc)lık makamına oturup şeytanlıktan geri kalmıyan haramzade şarlatanların kişiliği değil.
Sayın Mehmet Görmez ihya ettiğiniz diyanet işleri başkanlığı islamın esaslarına objektif bir İslam anlayışına İlahi Adalet ve Rızai ilahiyi tahsil etme sancısıyla hizmet ettiği sürece islamın hizmetini ihya edebilir yoksa yanlış işler ve zülüm içeren icraatler yapan iktidarlara fitne zihniyetine yağ çektiği sürece fener rum patriğini misyoner faliyetinden dolayı tebrik eden görüntünüz sizi rahatsız etmediği sürece üstteki resimde gerçek yüzü görünen bir zihniyete hizmet ettiğiniz sürece siz müslümanın hele Türk insanının ne Dünyasını nede Ahiretini temsil etmeye hakkınız yoktur. Başbakan olacak adam gittiği her yerde dinsel milliyetçiliğede karşı olduğunu defalarca söylemesine rağmen sizin bu gibi tavırlara zerre kadar tepkiniz olmadı .Dinsel milliyetçilik nedir.Başta umum hak peygamberlerin(asm) ve sahabei kiramın,asrı saadetteki İslami hayatın ve onlardan doğru ders alanların ve Ecdad Osmanlının 621 yıllık Dünya hakimiyetinin özüdür.Dinsel milliyetçilik La İlahe İllallah Muhammeden Resulüllah diyen hangi milletten olursa olsun her güzelim insanı kucaklamak ve bir millet kabul etmektir bu da İslam kardeşliğidir evet İslam kardeşliğine karşı olduğunu defalarca ifade eden bir zihniyete sessiz kalmanız zülmün karşısında susan dilsiz şeytandır .H.Ş.ölçüsünün sizde içindesiniz imanla küfrü aynı çatı altında kucaklıyan ve İslam dünyasında bedelini çoluk çocuğun ,masum mazlumun canlarıyla namuslarının kirletilmesiyle ödemeside sizleri rahatsız etmiyor anlaşılıyorki İslam coğrafyasındaki cinayetlere kefereye mahküm çoluk çocuğa masum mazluma ödeten kafir zihniyete sessiz kalmaktan ibaret sizin duruşunuz. Ne zaman günahlarınıza tevbe eder şirki ,küfrü,zülmü besliyen bir anlayışın değilde ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) gerçek islamın Kur’an ve sünnetin hizmetkarı olursunuz o zaman İslam sahifesinde sizinde şerefli bir yeriniz olur .Aksi taktirde riyakar Müslüman muamelesinden sizde yakanızı kurtaramazsınızki, riyakar müslümanın azap göreceği cehennemden hadis ve ayetlerde bildirilen 7 cehennem hergün 70 kere azabından ALLAH(cc) a sığınırmış.İslamın öğretilerini din samimiyettir derken sizler ne derece samimiyeti ve kardeşliği hayata hakim kılmak için gayret gösteriyorsunuz .Düzenin değil ,koltuğun değil,kafir ve zalimlerin değil ALLAH(cc) ın Resulünün(asm) ve Kur’ani mananın hizmetkarı olunki Ahiretinizde Dünyanızda gerçek cennet olsun.
2015 nevruz kutlamaları şeytan+Batı emperyalizmi ve siyonizim+içimizdeki hainler ve onların horonuna uyan Gafil AKP zihniyeti.Bakıyorumda bayram yapıyorsunuz şeytanın emrindeki ve 40000 in üstünde masum mazlum halkın katil elebaşının talimatlarıyla sözde memleketi kurtarmış beyinsizler ordusu. Siz sadece batının en az 100 yıllık hesabında bir figüransınız senaryoyu şeytanlar ve piçleri olan Siyonist emperyalist güçler yazıyor ama sizde bu cinayeti görecek ne beyin var nede gerçek müslümanın feraseti, bir kere kılavuzunuz karga hemde leş kargası hiç berrak su hükmündeki bu memleketin duyarlı ve imanından gelen vatan aşkı ile yanan ruhu ,leş hükmündeki emperyalist –siyonist maşası PKK ve uzantıları ile uyum sağlıyacağınmı zannediyorsunuz onlar bu memleketin kanını emdi maddi manevi 40 yıldır bu memleketi bitirdi siz hala masum mazlumdan aldığınız dua ile cinayetlerinize devam ediyor ve bunuda zafer şarhoşluğu içinde hayata geçirmeyi marifet biliyorsunuz.sizin kardeşiniz olabilir çirkef hesapları olanlar ancak masum ,mazlum helaline,namusuna,vatanına,bayrağına, ezanına,imanına ve tarihi kazanımlarına düşkün duyarlı halkımız sizin filiminizde oynamayı zillet sayıyor .Din adına sahneye çıkan birileride şirkin içinde küfrü ve zülmü hayata geçirmekten başka bir şey yapmıyor.AKP zihniyeti masum mazlumdan penbe yalanlarıyle aldığı dualar kafir ve zalimlerin hakimiyeti için harcanıyor bugüne dek belki zaman zaman siyasiler dini siyasete alet etti ama hiçbir devrede bu derece Yahudi kuklası olmadı ve sizin kadar din istismarcısı ender bulunur şeytan amellerinizi süslüyor siz bayram havasındasınız.Bu hesap batının domuzlarının hesabı bu hesapta milyonlarca müslümanın kanını ,namusunu tarümar edenlerin imzası hatta güçlü bir iradesi var Devlet bahçeli size göre fitneyi karıştırıyor öylemi .O tarihinin güzelliklerine ihanet eden değil bu milleti PKK nın güdümünde,batını güdümünde hatta şeytanın güdümünde yaşatan sizlerin ne bu Dünyada ne Ahirette gülmeye hakkınız yok bu memlekette hala her türlü haram ,zülüm ve şirk istediği gibi saltanat sürüyor siz ise Müslümanlığı kimseye kaptırmıyan ve şeytanın ve piçlerinin talimatına uyduğunuz kadar ALLAH(cc) ın kitabına uymayan riyakar görüntünüzle azabı bu Dünyadada tadacak zillet içinde öleceksiniz evet masum mazlumu kafir ve zalimlere kardeş yapan zihniyet siz hangi dindenseniz oraya gidin dindarlara yağ çekip BOP a zemin hazırlamak Müslümanlıksa canınız cehenneme.PKKlı şeytanın piçlerine toz kondurmuyor ancak Türk-islam dünyasını kalkınması için çabalıyan ve kimseyi öldürmemiş belki hiçbir suçu olmayan belki tek suçları Fetullah Gülene muhabbet olan nice güzelim müslümana kan ağlatıyor korku içinde hayatlarını zehir ediyorsunuz evet çok kul hakkı yediniz iki kere rey verdim haram zıkkım olsun uyuyan gafil Müslümanlar yalanclıktan bayram yapmayın hiçbir PKKlı cinayetlerine tevbe ettiği yok ALLAH(cc) a tabi olduğu yok onların çoğu şeytanın piçleridir.Bu memleketin değerleriyle bağdaşmıyan Marksist –Leninist bir yapı iken bugün siyonistin Emperyalistin ve her zamanda şeytanın kuklasıdırlar.Onlar masum mazlumun kanı ile beslenmiş vampirlerdir.Ve hiçbir müslüman Kürdüde temsil etmek o hain zalimlerin hakkı değildir nice masum ,mazlum kürdünde katilleri iken bu kardeşlik hikayeleri ile bu milleti uyutamıyacaksınız Mahşer var hesap var.
İslamda mutlak doğru ALLAH(cc)ın rızasıdır. ALLAH(cc) ve Hz.Muhammed(asm) hariç kimse büsbütün haklı değildir ne bir cin ne bir insan mutlak kanun değildir Kanun Kuran ve sünnet üstündede doğru ALLAH(cc)ın rızası esastır .Sen Müslüman olarak doğru ilimle ilimlen doğru hareketi yap kimsenin ahını alma.Helaliyle ,namusunla ,dengeli,güzel Ahlaklı olmak için gayretli olki Adaletli tavır sergilemeye muaffak olabilesin.Alemde günah keçisi arayan çok , sen iyilerin dostluğundan kopma münafıka,kafire,şeytani ruhlara fırsat verme,yalan konuşma. İman ettikten sonra itikadın doğru olsun sende dosdoğru ol.Cinni şeytanların ve insan bozması dostlarının,sihir büyü,gıybet,yalan,hased iftira,şirk,küfür ,zülüm gibi her zaman çalıştırdıkları silahlardan korunmak için islamın hakkını vermeye çalışmak lazım.Adaleti ilahiye uygun yaşamak için nefsani ve şeytani olanı ,hevamızı terk etmemiz lazım.ALLAH(cc) sız Ahlaksız tiplerin muhabbetine gönlümüzde yer bırakmamak lazım.
Günümüz İslam Dünyasının tahlilini yapacak olursak dindar olmaktan ziyade-helal,namuslu,güzel Ahlaklı,vicdanlı,Adaletli- olmaktan ziyade ,dinci dolu piyasa din simsarı dolu .İslamın Emir ve yasaklarının hakkını vermek yerine kafir ve zalimlerin hukuku için Dünyevi çıkarları için islamın hukukunu çiğneyen masum mazluma kan ağlatmayı ,ruhlarının güzelliklerini maddi manevi kazanımlarını çalmayı İslam diye satan gerçek cehennemlikler günümüzde islamın lokomotifi olmuş Dini sahadada ,siyasi sahadada büyük bir gaflet hatta ihanet öylelerin çare diye sattığı bir yol.Vatanı satılmış, imanı satılmış, namusu satılmış, kudsi değerleri satılmış , kısacası Müslüman ümmetin her şeyi satılmış nesil piçleşmiş ecdad kan ağlıyor ama dinciler bayram havasında .Din hırsızı domuzlar ise saltanatlarını tenkid eden hakkı konuşan, helaline ,namusuna düşkün ,iyiliğe çalışan doğruluktan taviz vermek istemiyen vatanına sevdalı geçek müminleri beddualarla ,iftiralarla anıyor Adaletten dem vuruyorlar kafir ve şeytanlarla yarışa çıkmışlar güzellikleri kahretmek için,kıyameti koparmak için .Bugün iman ile küfrün nikahını kıymayı kafir ve zalimleri iyilerle kardeş yapmayı şiar edinmiş dinciler kirli paraların efendileriyle aynı senaryoda röl almış ve İslam dünyası cehenneme dönmüştür.Kendini ehli sünet Alimi sıfatına layık görenler üstlerindeki kara bulutları rahmet diye zikrediyor onlarda şeytanın amellerini süslediği gafilleri oynarken çokları Evliya geçiniyor ebedi cennetin belki Cemalullahın varisi sözde Adil hakikatte şirkin ,küfrün, zülmün dinamolarıyle aynı senaryonun parçası, dinleri ,imanları paradan başka bir şey değil. Bu derece kara tablolara rağmen hala az çok güzel şeyler oluyor bir yerlerde ,helaline ,namusuna, imanına, islama samimi sahip çıkan birileri var herhaldeki bu ümmet hala maddi manevi besleniyor. Ancak işlenen külli cinayetlerin bedelini ,körpe çocuklar kurşunlanarak ,nice namusuna düşkün bacı kafir ve zalimlere düzülerek bedel ödüyor .Evet iddia ediyorum ALLAH(cc) ın insanlığa Dünya ve Ahiret saadeti için indirdiği Tevhid dini İslam bugün yaşanmıyor yaşadığını iddia edenler ALLAH(cc) tan ziyade kafir ve zalimlerin birde ihanet içindeki nefislerinin ve şeytanlaşmış ruhların kulu.Ya Rabbi islamı yanlış yorumlayıp ümmeti Muhammedi(asm) kahredenleri iki cihanda süründürki islamın güzel çiçekleri olması gereken samimi Müslümanlar için güzelim insanlar için bir kurtuluş ümidi olsun inşallah.
CHP her türlü ihanete açık PKK ile koalisyon hükümeti kurabilirim diyor,PKK nın temelide Marksist-leninist bugün Siyonist Emperyalist uşağı, CHP nin içide komünist muhabbetiyle yaşıyan ,islamı,ALLAH(cc) ve Resulünü(asm) hakir gören ,aşağılayan fitnelerle dolu.küfür tek millettir.H.Şerif normaldır.Şirki,küfrü zülmü şahsında yaşatan sözde Müslümanlar.Ben kimsenin tepesinde durmak istemiyorum,hiçbir pisliğinde beni kullanmasına tahammülüm yok.
Farz ibadetlerin haricinde vird edinmek isteyene tasvsiye edilir:
Pazartesi -1 kere Amentü billahi vemelai ketihi ve kütübihi ve Resulihi vel yevmil ahiri ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minellahi teala vel ba’sü badel mevti hakkun Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü veresülühü der. 33-70-100 kere tevbe istiğfar,33-70-100 La ilahe illallahü vehdehü la şerike leh lehül mülkü velahül hamdü yühyi ve yümitü vehüve hayyün la yemütü biyedihil hayir vehüve ala külli şeyin kadir.Ondan sonra 33-70-100 kere Allahumme inneke afüvvün kerimün tühibbün affü fehfüanna-Allahım affedicisin affı seversin benide affet duası.Ayşe(ra) anamıza Peygamberimizin(asm) tavsiyesi.
Salı –Bir kere Amentü okunur.33-70-100 tevbe istiğfar. 33-70-100 La ilahe illallahü vehdehü la şerike leh lehül mülkü velehül hamdü yühyi ve yümitü vehüve hayyünla yemütü biyedihil hayir ve hüve ala külli şeyin kadir.Sonra,Rabbena zalemna enfüsena inlem teğfirlena ve terhemna lenekünenne minel hasirin .Adem(as)ın tevbesi.Ey Rabbimiz biz nefsimize zülmettik ,eyerki sen bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen elbetteki biz hüsrana uğrayayanlardan oluruz.33-70-100 kez
Çarşamba.Bir kere Amentü okunur.33-70-100 tevbe istiğfar.La ilahe illallahü vehdehü la şerike leh lehül mülkü velehül hamdü yühyi ve yümitü vehüve hayyün la yemütü biyedihil hayir ve hüve ala külli şeyin kadir.Sonra,Rabbi enni messenni durru ve ente erhamürrahimin .Eyüp(as)ın duası. Rabbim muhakkakki zarar bana dokundu ,sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.33-70-100 kez
Perşembe-Bir kere Amentü okunur.33-70-100 tevbe istiğfar.33-70-100 La ilahe illallahü vehdehü la şerike leh lehül mülkü velehül hamdü yühyi ve yümitü vehüve hayyün la yemütü biyedihil hayir ve hüve ala külli şeyin kadir.Sonra,Rabbi cealni mukimesselati ve min zürriyeti Rabbena ve tekabbel dua Rabbenağfirli veli vali deyye velil müminine yevme yekümül hesap.Rabbimiz bizi ve neslimizi namazı dosdoğru kılanlardan eyle Rabbimiz duamızı kabul eyle.33-70-100 kez.
Cuma –Bir kere Amentü okunur.33-70-100 tevbe istiğfar.33-70-100 La ilahe illallahü vehdehü la şerike leh lehül mülkü velehül hamdü yühyi ve yümitü vehüve hayyün la yemütü biyedihil hayir ve hüve ala külli şeyin kadir.33-70-100 kez.Allahümme salli ala Muhammedin ve Ademe ve Nuhin ve İbrahime ve Musa ve İsa ve Süleyman ve Davut ve Yahya ve Yakup ve Yunus ve Yusuf ve Şit ve İdris ve Hud ve Salih ve Zülkarneyn ve Lut ve İsmail ve İshak ve Eyüp ve Şuayp ve Harun ve Hızır ve İlyas ve Zülkif ve Lokman ve Uzeyr ve Zekeriya ve Yuşa ve Danyal ve Ehli beyti Mustafa ve ma beynehüm minen nebiyyine vel mürseliyn, Salavatüllahi ve selamühü aleyhim ecmain.Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedinil fatihi lima uğlika vel hatimi li ma sebeka ven nasırıl hakkı bil hakkı vel hadi ila sıratıkel müstekımi, sallellahü aleyhi ve ala alihi ve ashabihi hakka kadrihi ve mikdarihil azim.
Ya Rabbi başta Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) olmak üzere bütün resul, nebi, elçi, evliya,asfiya ve onların iman etmiş ailelerine, ümmetlerine,sahabelere,tabiin ve tebai tabiine,Ehli Beyti Mustafa’ya, ailelerimize, sevdiğin kullarına,her güzelim kuluna,maddi manevi her güzelliğin selametine ,şehitlere,gazilere, mazlumlara,gariplere, yetim ve öksüzlere, akrabalarımıza,erenlere,şakirtlere,müritlere,cennet ehline,bütün alemlerdeki iman ehline,Senin rızan için çalışanlara, meleklere, zebanilere; Yarattıkların adedince,atomlar, rüzgarlar,moleküller,ışık huzmeleri, yağmurlar, karlar ,kumlar, yapraklar,sayılar,harfler, düşünceler, nesneler, ruhlar, nefesler, hareketler adedince,Seni tespih eden taneler adedince okunmuş Kuranlar, dualar,salavatlar ve Efendimizin Şefaatiyle birlikte Rabbim Senin Sıfatların büyüklüğünce selamımız ve hediyemiz olsun.El Fatiha
Cumartesi-Bir kere amentü okunur .33-70-100 tevbe istiğfar.33-70-100 La ilahe illallahü vehdehü la şerike leh lehül mülkü velehül hamdü yühyi ve yümitü vehüve hayün la yemütü biyedihil hayir ve hüve ala külli şeyin kadir.Sonra,La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimin.Allahtan başka ilah yoktur ,Sen bütün noksanlıklardan münezzehsin muhakkakki ben zalimlerden oldum.33-70-100
Pazar-Bir kere Amentü okunur.33-70-100 tevbe istiğfar.33-70-100 La ilahe illallahü vehdehü la şerike leh lehül mülkü velehül hamdü yühyi ve yümitü vehüve hayyün la yemütü biyedihil hayir ve hüve ala külli şeyin kadir.Sonra,La havle vela kuvvete illa billahi aliyyül azim.Allahtan başka hiçbir kuvvet ve kudret yoktur onun etrafında ancak Allahtır çok yüce ve büyük olan.33-70-100 kere okunur.Her duadan sonra 33-70-100 Peygamberimize(asm)selatü selam ve Rabbena Atina duası.
.
Din şarlatanı ,her pisliği İslam diye satanların değil ;Kur’anın ve sünnetin ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) kanunlarına uymaya çalışan ,namuslu,helal,güzel Ahlaklı,Edepli olmasını bilen İlahi Adaletin sınırlarını çiğnemiyen en doğru Müslüman sen olacaksın ki Rahmeti Rahman(cc) üstünde ikliminde eksik olmayacak.ALLAH(cc) a asker olmak hürriyetin ta kendisidir ,bugün Alemi İslam coğrafyasında her türlü fitne istediği gibi hükümran olmuşsa o zavallı kalabalık gerçek islamdan uzak yaşadığı içindir ,yoksa suçlu asla ne ALLAH(cc) ne Resulüllah(asm) nede Kur’an ve sünnetteki mana değildir.Yüce ALLAH(cc) inanıyorsanız üstünsünüz der .Nerede bugünkü Müslüman Dünyanın üstünlüğü.Ey gafil Kur’an ve sünnet nerede sen neredesin. Şeyhinin yaşantısı,üstadının yaşantısı,hocanın yaşantısı,siyasi liderinin yaşantısı belki senin nefsani heves ve hesapların islamın yerini almış ve Kur’ani mana, sünnetteki İslam mahküm olmuş.Kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulamaz der Atasözü.Günümüz müslümanının hayatında çoğunluk olarak iman ile küfür ,helal ile haram iç içe. Belki ALLAH(cc) düşmanlarının muhabbeti eksik değil. Böyle Müslümanlık o kişiyi alçaltır yoksa asla üstün kılmaz.Evet çoğunluk olarak kendi kendimizi mahküm etmiş günahkarlar gurühü bir İslam coğrafyası var bugün. Her akşam evine girdiğinde günlük hayatının muhasebesini yapıp kendini temizlemesini bilirsen ,kul hakkı yemeden ,büyük günahlardan uzak yaşarsan, dengeli ,istikrarlı biri olursan ,hayatının temeli ALLAH(cc) için sevmek ve ALLAH(cc) için buğz etmek olursa doğru Müslüman,mü’min profili çizersen ,insanlara acı vermeyi değil yardımcı olmayı ,Dünya ve Ahirette her güzelim insanın kurtuluşuna vesile olacak pozitif bir karakteri şahsında yaşatırsan gör o zaman maddi manevi rahmeti, bereketi üstünlüğü,ALLAH(cc) a kul Resulüne(asm) ümmet olmanın ne şerefli bir kişilik olduğunu.Vatanıma bayrağıma ezanıma sevdalıyım .Birde ALLAH(cc)a ve Resulüne(asm),Kur’ana,sünnete aşığım,bu çerçevede her güzelliğin selametini isterim.
Bu günkü Dünyada domuz padişah ,saygıda görüyor.Güzellikleri,ehli imanı ,ehli namusu ,beni,ailemi ,iblis ve piçlerine boğduranlar kahrolsun inşallah.
Sait nursi,insi ve cinni kafirler ,laik dinsizler yetiştirmiş beton kemali o bedbaht ruh adam olsaydı ALLAH(cc)a koşar mazlumluğunu tescil ederdi ancak acı gerçek o ki beton kemal zaafı ile millet olarak cehenneme koşuyoruz.Alemi yönetenler zalim ve kafirler olunca her türlü fitne istediği tahribatı yapıyor.Nerede Kur’andaki mana nerede siz din şarlatanları aleme kesinlikle kötüler şekil veriyor şirk ,küfür ve zülüm tam gaz.Yoksa onca olumsuzluk senden olamaz ey Adili mutlak olan merhametli Rabbül Alemin ALLAH(cc).ALLAH(cc) ve Resulü(asm)ın yanlışı olmaz yanlış bizde ya dengeyi bozduk yada kafir ve zalimlerle aynı iklimi paylaşıyoruz,
ALLAH(cc) düşmanlarının iklimindeyiz.Kul hakkı yiyenler ,şirke ,küfre,zülme rızasıyla soyunanlar birilerini günah keçisi yapınca kurtulacağını sanıyor masum mazlumun ahının hesabını ALLAH(cc) söke söke alır densizler,dinsizler.
Her türlü fitnenin,her şeytanın,her din hırsızının,her günahımın şerrinden ALLAH(cc) kurtarsın.Maddi manevi sahada kendini ehliyetli görenin Adaletli olması lazım eğer Adaletli değilse içimdede ,üstümdede görmek istemiyorum.İte köpeğe kulluk insanlık değil,Müslümanlık hiç değil.Adaletin ve güzel Ahlakın zerresinden nasibi olmiyan süratle tahribatlara imza atan din hırsızları zalimler,kafirler,şeytani ruhlar var ,onların vicdanları ayakları altında,her biri sadist zevklerinin tatmini uğrunda masum mazlum insanlığı barbarca çiğniyor,her pislik ruh kardeşleri.Bu zalimane yüksek performansı nereden buluyorlarsa onlarada kendilerinede ebedi lanet ,her birine sonsuz cehennem farz olsun inşallah.Kafir ve zalimlerden ,iblis ve piçlerinden kurtar ,her güzelim kulunuda benide ailemide güzelim ALLAH(cc)ım.Hayatlarındaki cinayetleriyle Müslümanlık tastlamasın kimse ,şer fiiller ancak cehenneme götürür.Herkes ancak layık olduğu fiatla anılsın hiçbir güzelim kulun insi ve cinni şeytanların sermayesi olmasın inşallah.
Velayet hikayesiyle şişirtilmiş bir balon olursan gün gelir patlatırlar,hayatın zehir zindan olur.Ancak pozitif ilimle Kur’an ve sünnet ile cihazlanırsan helal namuslu,güzel Ahlaklı ,kendini her zaman sorgulamasını,kontröl etmesini bilen dengeli ,kişilik sahibi bir kul olursan kimse seni ezip geçemez.
Ey iman ile küfrü birleştirmeyi Vatana ,imana hizmet bellemiş zavallılar bu tavırlarınızla herkesi sanki Vatanın a sevdalı iman ehli birileriymiş gibi kucaklamanızla 1970 li yılların tablosuyla karşı karşıya kalmanız kaçınılmazdır.Sizler ey cemaat reisleri et devlet idarecileri ALLAH(cc)sız,Ahlaksız tiplerinde hukuku için yırtınanlar ihlaslı anarşisti,komünisti,ppk lısını Vatan hainini karşında büyük tahribatlara imza atar görürsen hiç şaşma çünkü bugün öyleler hukuk sahibi.ALLAH(cc)a teslim olmanın şartı Ahlaklı,Adaletli,namuslu,helal,dürüst ve dengeli kul olmaktır.Ey AKP zihniyeti geçmişte pkk ya yahudiye ermeniye ALLAH(cc)sız,Ahlaksıza insan diye kıymet verdiniz ,onlar ise cinayetlerine devam ettiler Adalet laf ile olmaz ALLAH(cc) ın Rahmetinden ileri Rahmetini ,gadabından ileri gadabını sürmeyeceksin.Adalet bir şeyi yerine koymaktır.Yoksa masum mazlumun hakkını kafir ve zalimlere ,iblis ve piçlerine yedirmek değildir.Alemi islamın temsilcisi olmak olmak istiyorsan her hareketine dikkat edeceksin. Nerede bir masum mazlum,bir güzellik zor durumda ALLAH(cc) sahip çıksın.inşallah. Kimki masum ,mazlumu güzellikleri kafir ve zalimlere boğduruyor,hamalı yapıyor lanet zerratına inşallah. ALLAH(cc) ın Resulünün(asm) Kur’ani mananın hukukunu çiğneyen biri olmaktan,bildiğim ,bilmediğim günahlarımdan,yaptığım ,yapmadığımın şerrinden ALLAH(cc)a sığınırım.Müslüman Dünyanın liderleri ,cemaat reisleri sizin her yanlışınızda İslam Dünyası bedel ödüyor.Müslüman olduğunuzu iddia ediyorsanız ALLAH(cc) ın rızasını ve sınırlarını çiğnemek gibi bir lüksünüz olmamalı artık herkes haddini bilsin ne derece Müslüman Dünya için samimi Müslümanlar için sancı çekerseniz Dünyadada ,Ahirettede gülmek nasip olur .Aksi taktirde yağ çekip beslediğiniz kafir ve zalimler Vatan hainleri sizi yönetir Dünyanızda,Ahiretinizde cehenneme döner. Bu hayatın oyun olmadığını ,kafir ve zalimlerde vicdan diye bir şey olmadığını kaos ve savaşa mahküm ülkelere bakarsanız görürsünüz.Şunuda unutmayın hem mirasyedi,hemde Rahmet içindesiniz bunun bir bedeli olmalı artık herkes kendini sorgulamalı.Hem ALLAH(cc)ın nimetini yeyip hemde onun kanunlarını rızasını çiğneyenler olursanız Ebediyen gülmeyi unutun.Kim olursa olsun hayatındaki esas ALLAH(cc)ın rızası olursa ancak o zaman gerçek huzuru yakalar.Benim üstümde güç ALLAH(cc) ,Resulüllah(asm) Kur’an ve sünnet,ehli iman ehli namus şaibesiz kullar olmalı ,her güzelliğe sahip çıkılmalı başka bir güç başka bir ölçünün canı cehenneme inşallah. Cinni ve insi şeytanları ve piçlerini,domuz ruhları çare diye satanların ALLAH(cc) hakkından gelsin inşallah. İki cihandada sürünsün öyleleri. Nefsani olanın peşinden koşarsan seni cehenneme götürür iki cihanda sefil rezil olursun ,nice rezil zalimle aynı iklimi paylaşırsın.İblis ve piçlerinin Dünyasına hiçbir güzelim kulunu düşürme ey merhametlilerin en merhametlisi güzelim ALLAH(cc)ım. Her bir güzelim kulunu zalimlerin ,şeytanların din hırsızlarının,şarlatanların kafirlerin,münafıkların cümlesinden kurtar onların talimatı ile ortalığı karıştıranlardanda kurtar.
Bugün AKP yarın bir başka hükümet islamın ,müslümanın ,Vatanın,tarihimizin güzelliklerini kolladığınız sürece dostunuzum aksine bu değerleri çiğneyip kafirlere zalimlere hainlere hukuk tanıyıp azdırdığınız sürece kahrolun inşallah.Her kulun Hukukullah huzurunda fiatı ne ise o kişinin gerçek kimliği o dur.Madem iyi ile kötüler aynı toplumda yaşıyoruz doğru olan kötülerle dost olmamak sadece iyilerden teşekkül bir toplum modeli bugün yok gibi arayışlar ise ne derece doğru bilemiyorum evet özleniyor asrı saadet modeli bir cumhuriyet anlayışı yalnız iyilerin birbirini ALLAH (cc) için seven kardeşlik duyguları zirvede bir toplum anlayışı.Bu ise demokrasi hikayesiyle olmaz diyende eksik değil .Ancak demokrasilerden uzak kalmış toplumlar insi ve cinni şeytanların daha büyük fitneleri hayata geçirdiği birer model olduğunuda günümüz Dünyasında görüyoruz.Madem insi şeytan ABD domuzu 30 bin km den kalkıp gelerek İslam dünyasını cehenneme çevirdi ,madem orta doğunun çıban başı İsrail her fırsatta Müslüman katliamı yapabiliyor.Biz Müslümanlar niçin birbirimizin kuyusunu kazmaktan başka bir şey yapmıyoruz.Neden kafirden daha ziyade çalışıp maddi manevi güçlü bir yapı oluşturmuyoruz.Batı dünyasıda şirkin iklimlerinin hepside şeytanların güdümünde o zaman;Yurtta sulh Cihanda sulh felsefesiyle tükenmeden ,fitnelere fırsat vermeden ,dostu ,düşmanı iyi tanıyarak sağlıklı bir toplum modeli oluşturmalıyızki manen güçlü sağlıklı olunca ,maddetende güzel şeyler üreterek Dünya devlerinden biride biz olabiliriz. ALLAH(cc) uyandırsın inşallah.Yersiz boğuşmalara ,anarşiste ,teröriste ,şeytani ruhlara ALLAH(cc) sız ,Ahlaksızlara ,din şarlatanlarına meydanı bırakmadan, Aklın ve vahyin hakimiyeti altında bir tevhid toplumu olarak en iyisine en güzeline ,Ahlaki ve Adil olana sahip çıkmalıyız inşallah uyanalım yoksa Dünyamızda, Ahiretimizde mahküm.
Jose mujia Uruguay devlet başkanı 12000 dolar maaş alıyor ve maaşının %de 90 ını fakirlere yardım eden kuruluşlara bağışlıyor Dünyanın en fakir Devlet adamı diye biliniyor bu adam 30 yaşında bir wolkswagen otomobille geziyor ve bu adam hak din islamı bulamamış ancak gerçek müslümanın sahabi misali müslümanın cömertliğiyle mütevazi bir hayat sürüyor.İsterse idi ayda 12000 dolar maaşla çok zenginlerden farkı olmayan bir hayat yaşıyabilirdi. Demekki bugünkü Dünyada bu tarz yaşıyabilen devlet başkanıda var. Ya siz Müslüman devletlerin liderleri kafir ve zalimlerden farkı olmayan hayat tarzı sürenler fakir fukaranın ahı ile saltanat süren kul hakkı yiyen ,zülmeden,haram depoliyanlar müslümanın nasıl olması gerektiğini kafir dediğiniz yaşamıyla ispatlıyor
Siz Müslümanlığı kimseye bırakmazken Dünya saltanatı adına zülüm niye.
7 Haziran 2015 seçim sonuçları ancak koalisyon hükümetine izin verdi ve sen AKP ile koalisyona yanaşmadın sayın Devlet bahçeli halbuki 57.hükümeti iki mason la kurdun Bülent Ecevit ve Mesut Yılmazla onların mason locaslarına kayıtlı olduğunu herkes biliyor sn prf.Ahmed Davudoğlu ve kabinesi onlardan dahamı kötü idiki hayırda hayır vardır dedin ve hükümet kurmaya yanaşmadın. Ve seçime gittin ve 1 kasım 2015te senin yarı seçmenin AKP ye oy verdi ve senin 80 milletvekilin 40 a düştü sende basiret kalmamış bırak şu MHP yi ehliyetli ellerede belki iktidar yüzü görür sen bu işin adamı değilsin.
13 kasım 2015 Fransanın başkenti Pariste işidin üstlendiği terörist saldırıda ilk belirlemelere göre 127 kişi öldü 100 cıvarında ağır yaralı var batı Dünyası ve birleşmiş milletler ayağa kalktı .Yıllardır İslam coğrafyasını cehenneme çevirenler ve teröristlere silah yardımı yapanlar kirli paraların efendileri şokta.Parisi vuran işid ,İngiltere,İsrail ve ABD gizli örgütlerinin organizesi ile kurulmuş İslami geçinen ancak İslam ile alakası olmiyan masum ,mazlum insanlarıda geçmiştede bugünde vuran terörist bir örgüttür evet bizde bir söz var besle kargayı oysun gözünü Batının pislikleri kendileri kurdukları bir terörist örgüt tarafından vuruldu onlar İslam coğrafyasını cehenneme çevirdi kuklaları işid ise artık kendilerinide ateşin içine çekiyor.Batı Dünyası belki kendi ajanlarıyla cehenneme çevirdikleri İslam Dünyasındaki kaos için bütün yaptıkları silahlarını pazarlamaktan başka bir şey olmadı.Nice masum ,mazlum savaş ortamı olan ülkelerinden kaçtı son 20 yıldır İslam coğrafyasında 3 milyonu aşkın insan terörist saldırılarda can verdi .Yangını yakan keyif çatarken nice masum mazlum katledildi ,nicesi yurtlarından oldu.Komünist blok çökertildikten sonra batı Dünyası İslam coğrafyasını hedef seçti kirli paraların efendileri silahlarını satacak pazara ihtiyacı vardı hedef petrölünü ve doğal kaynaklarını sömürdükleri rejimi zayıf İslam ülkeleriydi .Belki Türkiyeninde üzerinde oynanan oyunlar özellikle PKK yı silahlandıran yine batasıca batının siyasetinden ,gizli örgütlerinin tezgahından başka bir şey değildi.Türkiye 3 milyonun üstünde mülteciye kapısını açarken Batılı ülkeler 10000 -15000 mülteci ancak alabiliriz dediler bazı batılı ülkeler kapılarını büsbütün kapadı.Evet Teröristleri örgütliyen ve silah yardımı yapan batılı ülkeler ,yoksa hiçbir İslam ülkesi değil.Ey battı kafalılar İslam coğrafyası yanarken zerrenizi oynatmadınız ama Paris gibi bir yerde terörist bir saldırı olunca bir musibet bin nasihatten hayırlıdır ölçüsünce belki uyanmak Dünyada barışı ve huzuru sağlamak için bir adımda sizlerin atması gerektiği gerçeğini inşallah görürsünüz.Evet Dünya artık küçük bir köy gibi komşudaki yangını söndürmek için kılın ızı kıpırdatmadınız yangın sizede sıçradı o kadar basit.Gelelim sözde Müslüman ülke Türkiyeye her türlü haram serbest hatta kanunlarla korunuyor dünkü takva Recep Tayyip Erdoğan ve dünkü takva Ahmed Davudoğlu kimler için siyaset yapıyorsunuz Demokrasi kılıcını tutmuş Mustafa kemalin tabiriyle siyaset orospuluktur sözünü her türlü haramın serbestçe icra edildiği bir ülkede icra ediyorsunuz .Her ne kadar bu memlekette camilerimiz açık namaz kılınıyor ,oruç tutuluyor, belki hayrını yapan yapıyor hacca giden gidiyor ancak ALLAH(cc) ta Resulüllah(asm)da Kur’ani manada mahküm her haramın icra edildiği bir ülkenin başındaki liderlersiniz ancak batılı liderlerden farkınız yok ALLAH(cc) için ne yapıyorsunuz batılı amcalarınız için neler yapıyorsunuz.Sizce değermi bu milletin hele gencecik dimağların haram çerçevelerde kahroluşu karşısında sessiz kalışın hiçbir tavır takınmayışın bize cehennem olarak yansımasına belki çoklarının imansız ölmesine sebep oluşun faturasına Müslümanlığı unuttuk battı modeli çare öylemi onlarda ALLAH(cc) sızlık Ahlaksızlık devletin himayasi altında onlar kafir peki biz neyiz,neyin müslümanıyız ,nerede Peygamber(asm)ın derdi nerede biz.Bir o devri hatırla bir de bu devri düşün anlarsın sebebini islamdaki,insan unsurundaki çöküşün.Müslüman iseniz Müslüman gibi haraket edin yoksa bu milletin içinde ne kadar samimi Müslüman varsa her birinin ahı sırtınızda. Nefsi için yaşıyan bir toplumun aklı ve ruhu her zaman mahkümdür bu ise gerçek imandan nasibi yok demektir.Sırf Atatürk düşmanlığı ile ne cinayetler işlendi,Atatürkte Atatürkçü geçinenlerde sırf Osmanlıyı büsbütün silip atmakla,hatta nicesi bu çerçevede ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) güzel Ahlak ve ilahi Adaletten başka bir şey olmiyan tek Hak din islama saldırmakla en şereflilere düşman bir nesil yetiştirmekle ancak şeytanlara hizmet etmekle ne cinayetlere imza attılar,tarihiyle barışık olmiyan milletler en büyük mahkümiyeti kendi kendine biçmiş belki asimile olmuştur.ALLAH(cc) için zor ve hakkından gelemiyeceği bir hesap yoktur.Kimini kılı kırk yararak sogular kimini sorgusuz sualsiz cennete kiminide sorgusuz sualsiz cehennemine atar.
Dürüst olmaya çalışan herkes için olduğu gibi dürüstlükten taviz vermeyen Benim için kötü gün dostu ALLAH(cc) ve sevdikleri oldu kalbi fesad kendisi fesad dindar geçinse bile hakiki dost olmaya hakkı yoktur.Hele ALLAH(cc)sız Ahlaksızlar için düşmeye gör düştünmü en büyük yemsin şeytanlar ve dostları her zaman iyi insanların zayıf günlerinden ve zaaflarından faydalanırlar yakıştırmadıkları bir kötülük bir iftira kalmaz.Sorarsan alemin en kötüsüdür o dürüslükten taviz vermeyen kul.
İngiliz tarihçi A.Toynbee 1960 yılnda yazdığı bir kitapta şöyle diyor :Güney Müslümanlığı Eşarilik-Fastan Arabistana- bizim için tehlike olmaktan çıkmıştır.Bir şeyhi satın alırsınız ,hepsini yönetirsiniz.Bizim için kuzey Müslümanlığı Maturidilik –istanbuldan Buharaya kadar Türk bölgesi-Tehlikelidir.Bunlar bilimle barışıktır.O nedenle her zaman Atatürk gibi bir asi çıkabilir. Önlemi şimdiden alınmalıdır. .Atatürk gibileri Deccal ilan eden insi ve cinni şeytanlar ve dinamosundaki sözde Müslümanlar olduğuna göre bugünkü İslam coğrafyasının durumu kaçınılmaz bir senaryonun sonucu olduğunuda görün.Ancak insi ve cinni şeytanlara mahküm edildiğinde yaptığı yanlışları ve bugünkü ruh coğrafyasınıda çare diye satmak ahmaklıktır,zülümdür.Bugün ise Tayyip Erdoğanı kazanmaya çalışın yanlışlarını yıpratmadan anlatın ilahlaştırmayın. Mal sevgisiyle itici bir havaya girmiş olsa bile İslam Dünyasının cesur ve doğru liderlere ihtiyacı var.Atatürkün İngiliz Emperyalizmine isyanı gururumuz iken ibadetlerini terk edip zülümlere soyunması ALLAH(cc)a isyanı ,bir lider olarak millete kötü örnek olması ise hazmedilecek bir şey değil.Bugün bu Devleti yönetenler her türlü haramı kanunlarla koruyanlar Emperyalizmin,siyonizmin ,kapitalizmin kürt faşizminin kuklaları hayallerinizde öze dönüyoruz ecdadının kemiklerini sızlatanlar Müslümanlığı kimseye bırakmıyanlar ABD kafiri bugün sizi istediği gibi kullanıyor bugüne dek kimi kullandıysa ipini çekti cehenneme postaladı ancak sizin uyanmaya hala niyetiniz yok.Sakın zalimlere kafirlere yağcılıkla yanaşmayın yoksa ateş sizede dokunur diyen ALLAH(cc) ı dinleyin milletin kaderiyle kumar oynamayın yoksa tarih sizi asla affetmez.ABD diyorki biz neden büyük devletiz:Kendi içimizdeki hainleri öldürür,başka devletlerin hainlerini destekler o devletin başına getiririz.Eski ABD dişişleri bakanı Henry Kissinger.
Evet Ahmet Davudoğlu bir aile dostun olarak seni samimiyetle uyarıyorum ABD nin gerçek yüzünü nasıl kan ile beslendiğini Dünyayı maddi manevi sömürerek beslendiğini gör ben geçmişteki takva Ahmed Davudoğlulunu arıyorum gerçekten ALLAH(cc) sevgisi ALLAH(cc) korkusu olan bir Müslüman ,şeytanın askeri ABD nin piçini değil, imanının gereği memleketinin insanını vatanının selametini düşünür PKK nın eridiğini gören ABD itini gönderdiki yeniden çözüm süreci teranesi ile sizden uşaklık bekliyor eskisi kadar imanlı olduğunun arık ispat zamanı bu senin imtihanın Tayyip Erdoğanında seni anlıyacağına inanmıyorum o da paracıklarının egosunun ve nefsinin kuklası siyoniste emperyaliste hep kuklalık yaptı artık kendine gel vatanını satanlarla aynı karede olma mümin duruşun sağlıklı olsunki ALLAH(cc) ve Resulü(asm) seninle olsun.
Kalemini silah gibi değilde kaşık gibi tut yoksa aç kalırsın.
Ne söyliyeyim diye başta düşünmek niçin söyledim diye sonunda pişman olmaktan çok iyidir.
Demir mıknatısa aşıktır hep ona doğru koşar zaferde sabıra aşıktır ona doğru koşar.
Ey yanlışında ısrar eden sevgili ,göz yaşlarım kadar değerlisin ama gözyaşlarım nasıl gözümden düştü ise şimdi sende aynı şekilde gözlerimden düştün.
İmanın ve güzel Ahlakın iktidar olmadığı yerde şeytan ihtilal yapar.
Dilini tut kırıcı olmaki dil yarası bıçak yarasından daha kötüdür.
Dost kazanmak için cömert ol bilki cimrinin dostu yoktur.
Kişi dili ile kalemi ile kıymetini kalitesini gösterir.
Kötü insanlarla arkadaşlık etmek durmadan taşlar yuvarlanan bir uçurumun altında durmak gibidir eninde sonunda başınıza bir taş düşer uçurumu boylarsınız.
Bir milletin büyüklüğü nüfüsünün çokluğu ile değil Güzel Ahlaklı Akıl ve fazilet
Sahibi insanların çokluğu ile belli olur.
Huzur ve güven içinde yenen bir kuru ekmek,endişe içinde yenen baldan kıymetlidir
Herkes insanlığı değiştirmeye çalışıyor kimse kendi yanlışını düzeltmeye çalışmıyor
İnsanı hiç kimse dostları kadar aldatamaz.
Hedefsiz gemiye hiçbir rüzgar yadım etmez.
Gençlikte günler kısa yıllar uzun,yaşlılıkta yıllar kısa günler uzundur.
Taşı delen suyun kuvveti değil damlaların devamlılığıdır.
Güçlü olan zayıf yanını iyi bilendir,daha güçlüsü zayıf yanına hükmedebilendir.
Kimi insan odaya girdiğinde odayı aydınlatır,kimiside odadan çıktığında.
Servetin batırdığı insan sayısı kurtardığından çok daha fazladır.
Para her şeyi yapar diyen adam para için her kötülüğü göze almış adamdır.
Silgi kullanmadan resim çizme sanatına Hayat diyoruz düşünüp iş yap,pişman olma.
Hakikate yalnız bir yoldan gidilir onadan uzaklaşmanın yolu binlercedir.
Bir neslin kaderini bir önceki nesil tayin eder.
Kalp ne ile doluysa dudaklardan o dökülür.
Faziletli Fikir adamlarının aydınlatamadığı toplumu şarlatanlar batırır.
İhtiyaçları yüzünden küçülmiyen insan büyüktür.
Elmas yontulmadan insan yanılmadan mükemmeleşemez.
Suyu düşünmekle susuzluğunu gideremez ,ateşi düşünmekle ısınamazsın.
Ancak güzel Ahlak ve doğru bilgi ile içinden aydınlanan dışına ışık verir.
Öğrenmek pahalıdır ancak cehalet çok daha pahalıdır.
Ancak durgun su yıldızları yansıtır ,fazilet sahibinin kıymetini faziletliler bilir
İnsan düşeceği yere çıkmamalıdır,istikrarlı hayat daha emniyetlidir.
Bir adam yetiştir bir kişiyi yetiştirmiş olursun ,bir kadın yetiştirirsen bir Aileyi belki bir toplumu yetiştirmiş olursun.
Kusuru kendisine söylenmiyen adam ayıbını hüner sanır.
Para iyi bir hizmetkar kötü bir efendidir.
Bir insanı doyurmak istiyorsanız ona hergün balık vermeyin balık avlamayı öğretin.
Büyüklük kuvvetli olmak değil kuvveti yerinde kullanmaktır.
Faziletle yükselmek güç ,rezaletle alçalmak kolaydır.
Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha zordur.
Dünyada en zor şey insanın kendini bilmesidir İslam nefsini satın al kendini tanı der
Hilful Fudul Cemiyeti, Hz. Peygamber yirmi yaşlarında iken, Mekke'deki bozulmuş olan toplum düzenini sağlamak ve haksızlığa uğrayanların hakkını aramak için kurulmuş olan bir cemiyettir.
Hılful Fudul veya Hilful fudul, Türkçesi: Erdemliler ittifakı ). 580'li yıllarda Arap kabileleri arasında süregelen savaşlar sonucunda ortaya çıkan anarşi ortamında, can ve mal güvenliğinin sağlanması, zayıf ve güçsüzlerin korunması, zulmün önlenmesi gibi amaçlarla, toplumda sözü geçen, saygın ve iyi niyetli kişilerin önderliğinde kurulan ve Hz. Muhammed'(asm)ın de bir ara toplantılarına katıldığı barış cemiyeti.Peygamberimiz(asm) henüz Peygamberlik(asm) gelmeden böyle bir guruba dahil olmuş benim nazarımda hatta iddia ediyorum Kur’an ve sünnetin nazarında bugünkü Dünyada İslami cemaat diye bilinen cemaatlerin dağlar kadar yanlışları İslam diye satılıyor ve haliyle gizli açık şirk,küfür ve zülüm ,her türlü haram varlığını sürdürüyor .Ancak islamın farz ibadetlerinin yapıldığı bu cemaatler her ne kadar Kur’an ve sünnetin hakkını vermesede aynen Hılful Fudul cemaatı misali bir derece fitnelere karşı mücadele eden yapılanmalar olduğu için desteğimi veriyorum ancak eksiklerini yanlışlarını görebildiğim ölçüde eleştiriyor ve düzeltilmesini istiyorum iki hususu nazara vereceğim birincisi hakiki iman her şeyden çok ALLAH(cc) ve Resulünü (asm)sevmedikçe hakiki iman olmuyor görüyoruzki üstadların ,şeyhlerin koyduğu ölçüler ve o zatların şahsiyetleri ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) ölçülerinden Kur’an ve sünnetteki manadan önemli olabiliyor.Bunun dışında anaya ,babaya, evlada,karısına ,malına,şöhrete mala belki kafir ve zalimlere muhabbet çoklarında ALLAH(cc)a Resulüne(asm)tevcih edilmesi gereken muhabbetten çok ileri, haliyle henüz gerçek iman kalplere inmemiş.İkincisi Ayeti kerimede mescitlerde ALLAH(cc)ı andığınızda başkalarını ona katmayın der Cenabu Hak. Ancak en doğru Müslümanlık kendi yolları olduğunu iddia eden özellikle cemaatlerdeki yapı şeyhleri üstadları hocalarıda ALLAH(cc)lık makamına oturtmuş bu kirlilikten arınmadıkça imanda tam değil ,islamda tam değil.Belki bu kardeşinizi dışlıyacaksınız ancak insanlar uykuda öldüklerinde uyanırlar der hadisi şerif Muhammed Mehdi(ra) geldiğinde bu şeyh hoca ve üstadların hükmü kalmıyacağı için o devre İslam Kur’an ve sünnetteki İslam olacak şimdikiler deve kuşu misali başını kuma sokmuş hiçbir şey görmek istemiyor ancak gövde açıkta her tecavüzata hedef.Bugün sahnede olan İslami diye bilinen cemaatlerin rölü ancak Hılfül Füdül cemiyeti misalidir henüz çokları Kur’an ve sünnetteki islamla tanıştığı yok. .iman ve islam kalplere Akıllara hükmetmekten ziyade heva ve nefse hissiyata hükmediyor yer yer şeytani tahribatlar fitneler baş gösterebiliyor uyan derin uykundan gafil müslüman nefsini satın alki inanıyorsanız üstünsünüz Ayetinin hakikatına kavuşman nasip olsun Dünyanda Ahiretinde cennete dönsün inşallah.Bu tabloya itiraz eden Müslüman Kur’anın her ayetini tek tek oku ve her ayetin terazisi ile yaşadığın hayatı süzgeçten geçir bana neredeki sapık fırkalardan bahsetme,sünneti seniyyeyi bile bile bozanların en azından gizli şirki temsil ettiklerinide fitnelerle iç içe olduklarınıda unutma.
Beni küfrü mutlaka layık gören nurculuk beni şeytana layık gören tarikatçılık her iki gurupta gizli açık şirkin dinamosudur.Onların doğru müslümana deccal yakıştırması yapması ve sırf kendilerinin ürettiği iğrenç bir coğrafyaya layık görmesi dahası kendilerinin külli cinayetlerine rağmen nice masum mazlumu günah keçisi görmesi hep kul hakkına girer istedikleri kadar kaliteli Müslüman olduklarını iddia etsinler.insi ve cinni şeytanların nefis ruh ve ameli ile yaşamaktan her güzelim kulunu koru Ya Rabbi.
Hürriyet asla haramlara dalmak değildir ,vatana ihanet değildir zülmü şirki küfrü,iğrenç olanı beslemek değildir.
Kimse sevabıyla ALLAH(cc)ın bir şeyini arttıramaz ,kimsede günahıyle ALLAH(cc)ın bir şeyini eksiltemez.H.Kudsi Halil Dudak-Habip Dudak denen bu kulun kadersizliğine hükmeden ALLAH(cc)a sonsuz şükürler Ben ALLAH(cc)için umum Hak Peygamberleri(asm)seviyorum her güzelim kulunun selametini istiyorum rivayette Hak yolun yolcuları özellikle Peygamberlerin(asm) kıyamete kadar namazlarına devam ettikleri yazıyor nefsime her ne kadar ağır gelsede bende ölümümden kıyamete kadarda namaz ehli olmak istiyorum.Nurcusu,Süleymancısı,tarikatçısı ,Atatürkçüsü ile sohpet arkadaşıyım belki yoksa onların sermayesi değilim,benim kimliğim TC Vatandaşı Müslüman,cemaatim innemel müminune ihvetün bütün müminler kardeştir cemaatidir
Her şey 4x4 lük olsaydı bu Dünyadada Adalet olurdu hayatımız boyu ,belki insanlık hayatı boyu masum ,mazlum bedel ödüyor.
Nurculuk,tarikatçılık, kemalizim put dikmek ruhları düzüp düzdürmek sanatıdır ALLAH(cc) tanda çalar devlettende çalar milletende çalar vehhabilik ,Şialık şeytanın dinine hizmettir imansızlıktır,Ateistlik,komünistlik,faşistlik,budistlik Siyonistlik ,kapitalistlik,emperyalistlik şeytanlaşmış yapılanmalardır insanlığın katliamından ibaret Onların iklimine razı olanın,onlardan olanın Dünyada şeytani zevkleri Ahirette en şiddetli azabı vardır.
Kur’anın ve sünnetin yapılandırdığı insan modeli için sadece çalıştığı vardır güzel Ahlakın ve ilahi Adaletin çarşısıdır helaliyle namusuyla vicdanıyle Aklıyle yaşamak vardır temiz dostluklar sırf ALLAH(cc)rızası içindir Ebedi saadete namzet şereflilerdir.
İslâm`ın Kadına Bakış Açısı
Bir Soru Bir Cevap
Efendim; geçtiğimiz günlerde “kadına şiddet” ana gündem konusuydu. Lâkin sadece medyadaki haberler tâkip edildiğinde bile toplumdaki bu yaranın gündemden hiç düşmediği açıkça görülüyor. Bu konu ile ilgili olarak; «İslâm’ın kadına bakış açısı ve kadınlara nasıl davranılması gerektiği hususundaki emirleri» hakkında bizleri aydınlatır mısınız?
Cenâb-ı Hak, her varlığı belirli bir maksad için yaratmış ve onlara yaratılış gâyelerini gerçekleştirmeye müsâit birer fizikî ve rûhî yapı lûtfetmiştir. Erkek, hayat mücâdelesi ve evin geçimi ile mükellef kılınmışken; kadın ise, neslin korunması ve hayırlı evlâtların yetiştirilmesi gibi ulvî bir vazifeyle mes’ûl tutulmuştur.
Bu yüce hizmeti dolayısıyla dînimizde kadın; şefkat, merhamet ve hürmet gösterilmesi ve nezâketle davranılması gereken asîl ve nezîh bir varlıktır.
Nitekim Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in:
“Cennet (sâliha) annelerin ayakları altındadır!”[1] beyânı, İslâm’ın kadına bakış açısını sergileyen dikkat çekici pek çok misâlden sadece bir tanesidir.
Öncelikle İslâm, kadını yalnız biyolojik bir varlık olarak görmez. Nitekim onun mânevî yapısında, büyük bir sabır, tahammül, şefkat ve merhamet gerektiren “terbiye etme” özelliği vardır. Bu sebeple bir anne yüreği, çocuğun eğitim gördüğü ilk sınıftır. “اَلْاُمُّ مَدْرَسَةٌ / Anne bir mekteptir.” atasözü de bu hakikatin bir ifâdesidir. Zira annenin ağzından çıkan her bir kelime, çocuğun şahsiyetine konulan bir tuğla mesâbesindedir.
Bu sebeple İslâm, toplumun çekirdeğini oluşturan âiledeki müstesnâ rolünden dolayı kadını, cemiyetin billur bir avizesi gibi görür. Zira o, nikâhın feyz ve nûru ile toplumu aydınlatır. Nesli ve nâmusu korur. Evi düzenler. Malı muhâfaza eder. Âileyi rûhânî neş’elerle doldurur. Günah girdapları ve ahlâksızlık erozyonlarına karşı âilenin koruyucu zırhı -tâbir yerindeyse- bir paratoneri gibidir. Kendisini âilesine hasreden fedâkâr bir kadın; engin bir sevgiye, derin bir saygıya ve ömürlük bir teşekküre lâyıktır.
Milletler, ancak sâlih erkekler ve sâliha hanımlarla ihyâ olur, faziletli bir toplum hâline gelir; onlardan mahrûmiyeti nisbetinde de rezâlet çukurlarına yuvarlanarak insanlık haysiyetine vedâ ederler.
Nitekim İslâm öncesi, zulüm, ahlâksızlık ve cehâletin zirve yaptığı dönem olan câhiliye devrinde kadınlar, dâimâ hanımlık haysiyetini rencide edici bir muâmeleye tâbî tutulmuşken, İslâm ile kadın, toplumda iffet ve fazîlet timsâli görülmüş, evin baş tâcı kabul edilmiştir.
Şu hiç unutulmamalıdır ki, kadınların mânevî terbiyesinin ihmâl edildiği toplumlarda insanlık baharı açılmaz. Kadın, gerçek değerini kaybederek sokağa düşer. Bu ise, bir pırlantanın çöp tenekesine atılması gibi talihsiz bir hâdisedir. Kadının sokağa düşmesi, âile ocağını kurutur, toplumu bir mezbelelik hâline getirir; hayat yollarını huzur ve saâdet yerine cam kırıkları ile doldurur.
Nâzik bir gönül dünyasına ve zarif bir yaratılışa sahip olan kadına nasıl davranılması gerektiği, âyet-i kerîmede şöyle bildirilir:
“…Kadınlarla iyi geçinin (onlara güzel davranın)!..” (en-Nisâ, 19)
Merhamet ummânı Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’de bu hususta şöyle buyurmuştur:
“Mü’minlerin îman bakımından en mükemmeli, huyu en iyi olanıdır. Sizin hayırlı olanınız, kadınlarına karşı hayırlı olanlardır.” (Tirmizî, Radâ’, 11)
Dolayısıyla, bilhassa günümüzde kadınlara yönelik gerçekleştirilen hak ihlâlleri ve şiddet, İslâm ahlâkını rûhen hazmetmemiş zorbaların vicdan yoksulluğudur. Ayrıca ruhsuz materyalist eğitimin kültürümüze yerleştirmeye çalıştığı, kadınlarla erkekler arasındaki sun’î ve haksız bir eşitlik yarışı da, aslında kadının, hanımlık ve annelik meziyetlerini zaafa uğratmakta ve onu farkında olmadan tüketmektedir. Bu asrın yorgun ve bitik kadını ile câhiliye devrinin kadını arasında sırf bir gardrop ayrılığı, yani giyim-kuşam farkı kalmıştır. Allâh’ın yüksek husûsiyetlerle donatıp eşlerine emânet ettiği kadının şahs-ı mânevîsine revâ görülen bu zulümler; gönüllerdeki Allah korkusunun, îman muhabbetinin ve ahlâkî meziyetlerin zaafa uğramasının açık bir göstergesidir.
Peygamber Efendimiz’in nezih hayatı, -değil kadına- bütün mahlûkâta karşı yapılan haksızlık ve terörlerle mücâdele içinde geçmiştir.
Burada şu hakikati de ifâde etmek gerekir ki;
İslâm’ın dışında, kadına değer verdiğini iddiâ eden bütün sistemler, ona sadece bir vitrin malzemesi olarak kıymet vermekte, arka plânda ise kadını ancak ekonomik ve nefsânî bir metâ olarak kullanıp ezmekte ve tüketmektedir.
Hâlbuki kadını sadece bir zevk vâsıtası görmek, onu nefsânî arzu ve heveslerin metâı olarak telâkkî etmek ve onun sadece cismânî özelliğiyle alâkadar olmak; büyük bir sefâlettir. Allâh’ın kadına verdiği yüksek husûsiyetlere karşı körlük ve kadının mânevî şahsiyetine karşı büyük bir nankörlüktür.
Zira sâliha kadın, aslında toplumun gerçek mimarıdır. Nitekim;
“Bir erkeği terbiye edin; bir insanı yetiştirmiş olursunuz. Bir kadını terbiye edin; bir âileyi, hattâ toplumun büyük bir bölümünü yetiştirmiş olursunuz.” sözü, bu hakîkatin bâriz bir ifâdesidir.
Tarihe bakıldığında, yüksek karakterli kişilerin arkalarında, dâimâ sâliha bir anne veya sâliha bir hanım görmek mümkündür.
Meselâ Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in tebliğ vazifesinde kendisine ilk ve en büyük destek, Hazret-i Hatice Vâlidemiz olmuş ve Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- onu ömür boyu unutamamıştır. Nebevî hayatı boyunca birçok çile çemberinden geçmiş olmasına rağmen, Hatice Vâlidemiz’in vefât ettiği seneye «hüzün senesi» denmiş olması, Hatice Vâlidemizʼin, Peygamber Efendimiz’in gönlündeki yerini göstermek için kâfî bir misaldir.
Kezâ Hazret-i Ali’nin muvaffakıyetlerinde de Hazret-i Fâtıma annemizin rolü büyüktür.
Daha yakın bir zamana gelecek olursak, kınalı saçlarıyla Çanakkele’de kahramanlık destanı yazan ve kendisine şehâdet şerbetini yudumlamak sırası ne zaman gelecek diye heyecan içinde bekleyen yiğit Mehmetçikler de sâliha annelerin terbiyesinde yetişmiş güzîde nesillerdir.
Bu sebeple kadının “sâliha kadın” vasfında yetişmesine engel olmak için yapılan her hareket ve muâmele, aslında toplumun temelini dinamitlemekten başka bir şey değildir. Bu itibarla İslâm nazarında toplumu ihyâ eden sâliha kadını yetiştirmek, çok büyük bir ideal olmuştur.
Hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:
“Her kim üç kız çocuğunu veya kız kardeşlerini himâye edip büyütür, güzelce terbiye eder, evlendirir ve onlara lûtuf ve iyiliklerini devam ettirirse, o kimse cennetliktir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 120-121/5147; Tirmizî, Birr, 13/1912; Ahmed, III, 97)
Bir başka hadîs-i şerîfte de Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyâmet günü o kimseyle ben, şöyle yan yana bulunacağız.” buyurmuş ve parmaklarını bitiştirmiştir. (Müslim, Birr, 149; Tirmizî, Birr, 13/1914)
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in hayatında, kadınlara dâir şiddet ve baskı ihtivâ eden bir söz olmadığı gibi, buna işaret eden bir uygulama da mevcut değildir. Bilâkis Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in kadınla alâkalı bütün söz ve uygulamalarında tam bir nezâket, zarâfet, incelik, müsâmaha, fedâkârlık, vefâ ve kadirşinaslık tavrı hâkimdir. Nitekim şu hâdiseler, bunun bâriz bir misâlidir:
Bir seyahatte Enceşe adlı bir köle, söylediği nağmelerle develeri hızlandırmıştı. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de, hızlanan develer üstündeki hanımların nahif vücutlarının incinebileceği endişesiyle, zarif bir teşbihte bulunarak:
“–Yâ Enceşe! Dikkat et, camlar kırılmasın!” buyurmuşlardır. (Buhârî, Edeb, 95; Ahmed, III, 117)
Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, sütannesi Halîme Hâtun’u her gördüğünde; “Anneciğim! Anneciğim!” der, kendisine candan muhabbet ve hürmet gösterir, ridâsını (üst elbisesini) yere serip üzerine oturtur, bir isteği varsa hemen yerine getirirdi. (İbn-i Sa’d, I, 113, 114)
Bu misâller bile, -bırakınız kadına karşı şiddeti-, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in herkese karşı sergilediği yumuşak ve hoşgörülü tavrın, kadınlar karşısında ne kadar müstesnâ bir nezâket ve inceliğe dönüştüğünün apaçık bir göstergesidir.
Yine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hanımlar husûsunda sahâbîlerine nasihat eder ve onlara karşı muhabbeti zedeleyecek davranışlardan uzak durmalarını öğütlerdi. Nitekim muhtelif zamanlarda şöyle buyurmuşlardır:
“Kadınları dövmeyiniz!.. Kadınlarını döven kimseler, sizin hayırlınız değildir.” (Ebû Dâvûd, Nikâh, 42; İbn-i Mâce, Nikâh, 51)
“Bir kimse karısına kin beslemesin. Onun bir huyunu beğenmezse, bir başka huyunu beğenir.” (Müslim, Radâ, 61)
Bir sahâbî:
“–Yâ Rasûlâllah! Kadınlarımızın bizim üzerimizdeki hakkı nedir?” diye sorduğunda, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
“–Yediğiniz ölçüde yedirmek, giydiğiniz seviyede giydirmek, (yaptıkları hatâlar karşısında onların haysiyetini rencide etmemek için) yüzlerine vurmamak, yaptıkları işin ve kendilerinin (sîmâ ve edep bakımından) çirkin olduğunu söylememek…” (Ebû Dâvûd, Radâ, 41; İbn-i Mâce, Nikâh, 3)
Diğer bir hadîs-i şerîflerinde de şöyle buyurmuşlardır:
“Allâh’ım! İki zayıf kimsenin, yetimle kadının hakkını yemekten herkesi şiddetle sakındırıyorum.” (Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, ‘İşretü’n-nisâ, 64, [V, 363])
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in bu ifâdelerinde ne büyük bir nezâket, zarâfet ve hassâsiyet görülmektedir. Kadınlara İslâm’ın lûtfettiği hakları ve insânî değeri verebilen başka bir sistem mevcut değildir.
Pakistanın mânevî mimârı Muhammed İkbâl, müslüman kadına şöyle seslenir:
“Ey örtüsü, namusumuzun perdesi olan Müslüman kadını! Senin yüzündeki nur, îman kandilimizin sermayesidir…
Bu asır ikiyüzlüdür, hilekârdır; dışı süslüdür ancak, içi kokuşmuştur. Bu asrın haramîleri din yolundaki kervanların yolunu keser.
Bu asrın tuzağına düşen kişi, kendisini hür sanır. Asrın elinden zehir içmiştir de hâlâ kendini diri zanneder.
Toplum fidanının âb-ı hayatı sensin. Ümmetin emanetini koruyan muhafız sensin.
Fıtratındaki ulvî hasletleri aklınla keşfet. Hazret-i Fâtıma, senin için bir numûnedir; ondan gözünü ve gönlünü ayırma.
Tâ ki, senin dalın da bir Hüseyin meyvesi versin; gülistan, eski mevsimi getirsin.”
Cenâb-ı Hak, gönüllerimize İslâmʼın nezâket, zarâfet ve letâfetinden hisseler ihsân eylesin…
Âmîn…
KURANDA KADINA VERİLEN ÖNEM
Bazı insanlar İslam'da kadına ne kadar büyük bir önem ve değer verildiğinden habersizdirler. Kuran hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan bu insanlar, hatta kadınların kendileri dahi bu gerçeği bilmedikleri için, haklarını yine cahiliye ahlakına dayalı yanlış yöntem ve uygulamalarla korumaya çalışırlar. Nitekim bugün dünya genelindeki toplumlara bakıldığında bu gerçek çok açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Dünyanın pek çok ülkesinde şiddete ve kötü muameleye maruz kalan, işsiz, bakıma muhtaç, kadın düşmanları onları sadece cinsel obje gören belki fuhşiyata tabi tutanlardır ki kurani manadan uzak toplumlarda bu gibi cinayetler gayet normal karşılanıyor .Yaşlılar evinde terk edilmiş olan pek çok kadın vardır ve bu durumlarına kesin ve kalıcı bir çözüm bulamamaktadırlar.
Oysa bu açmaz tümüyle söz konusu kişilerin çözümü yanlış odaklarda aramalarından kaynaklanmaktadır. Cahiliye sistemi içerisinde, cahiliye mantıklarına, cahiliye kurallarına dayalı olarak alınacak hiçbir çözüm, izlenecek hiçbir yol insanları gerçek anlamda sonuca ulaştırmaz.
Allah Kuran'ın "Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve herşey) bozulmaya uğrardı. Hayır, Biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar." (Müminun Suresi, 71) ayeti ile bu önemli gerçeğe dikkat çekmiştir. İnsanlar yaşamlarını kendi belirledikleri doğrular ve yanlışlar üzerine kurdukları zaman, sonuç mutlaka hüsran olacaktır. Yeryüzündeki herşey ve tüm insanlar bozulmaya uğrayacaktır.
Cahiliye toplumlarında insanların sıkıntı içerisinde yaşadıklarını fark ettikleri halde, bu duruma kesin bir çözüm getirememeleri de işte cahiliye inançlarına göre yaşamaktaki ısrarlarından, kendilerini refaha çıkaracak yoldan bile bile yüz çevirmelerinden kaynaklanmaktadır.
Tek çözüm her konuda olduğu gibi sadece Kuran'dadır. Allah Kuran ile insanlara en rahat, en huzurlu ve en güzel şekilde yaşayabilecekleri sistemi sunmuştur. İnsanlara hayır ve kazanç sağlayacak, onları doğru yola iletecek olan yegane yol, Allah'ın yoludur. Allah, Kuran ile insanlara 'şan ve şereflerinin getirildiğini' bildirmektedir. İslam ahlakına uyan, Allah'ın Kuran'da bildirdiği yolu izleyen insanlar her konuda refaha ulaşırlar.
Kadınların maruz kaldıkları tüm sıkıntıların tek çözümü de yine Kuran'dadır. Allah'ın insanlar için bir hidayet rehberi olarak indirdiği İslam dini kadına büyük değer verir. Allah Kuran'ın pek çok ayeti ile kadını ve kadın haklarını koruma altına almış, cahiliye toplumlarında kadınlara yönelik olarak hakim olan yanlış bakış açısını ortadan kaldırmış toplum içerisinde saygın bir yer kazandırmıştır.–tarih boyu bozuk toplumlarda eşya kadarda kıymet verilmediğini nicesinin fuhşiyata malzeme yapıldığı Dünyasınında Ahiretininde idam edildiği acı bir gerçektir. Rabbimiz Kuran ayetleriyle insanlara Allah Katında üstünlük ölçüsünün cinsiyet değil, Allah korkusu, iman, güzel ahlak, ihlas ve takva olduğunu bildirmiştir.
Allah kadınların toplum içerisinde korunup kollanmaları, hak ettikleri saygı ve sevgiyi görmeleri için toplumsal alanda alınması gereken tedbirleri Kuran ayetleri ile bizlere bildirmiştir. Alınan tüm bu tedbirler, kadınların lehinedir ve onların zarara uğramalarını, ezilip yıpratılmalarını önleme amacını taşımaktadır. Allah insanlara Kuran ile en doğru yolu göstermiş ve cahiliye inançlarını taşıyan insanların yanlış uygulamalarını ortadan kaldırmıştır.
İlerleyen satırlarda Allah'ın Kuran'da bildirdiği bu gerçeğe, İslam dininin tüm insanlara olduğu gibi, kadına da hem dünya hayatında hem de ahirette gerçek anlamda onur, şeref ve saygınlık kazandıracak tek yol olduğunu, kadına nasıl değer verip yücelttiğini ortaya koyacağız.
Allah Katında Tek Üstünlük Ölçüsü Takvadır
Kuran ahlakından uzak yaşayan toplumlarda, insanların çok önem verdikleri ve elde edebilmek için hayatları boyunca büyük çaba harcadıkları bazı değerler vardır. Bu değerleri, insanlar için bu kadar önemli ve kıymetli hale getiren ise, toplumun bu yöndeki bakış açısıdır.
Yaşamlarını Kuran'da bildirilen doğru bilgiler üzerine kurmayan insanlar, hayatlarını toplumun belirlediği bu değer yargılarına göre yönlendirirler Bu değer yargıları, insanların kendi akılları doğrultusunda yaptıkları çıkarımlardan ibarettir. Dolayısıyla hiçbir güvenilirliği yoktur.
Allah, insanların kendi ölçüleri doğrultusunda koydukları bu kurallara uymalarının yanlışlığını Kuran'ın bir ayetinde şu şekilde hatırlatmaktadır:
Onlar hala cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir? (Maide Suresi, 50)
İnsanların cahiliye inançları doğrultusunda ortaya çıkan değer yargılarından biri de, aralarındaki üstünlük anlayışıdır. Yaşamlarını sadece dünya hayatının varlığı üzerine kuran kimi insanlar, kişilere üstünlük ve ayrıcalık kazandıracak olan nitelikleri, dünyevi birtakım değerlerle sınırlandırmışlardır. Bir kimsenin mal mülk sahibi, itibarlı olması, belirli bir kariyer ya da şöhret kazanmış olması, fiziksel anlamda daha dikkat çekici olması bu bakış açısını benimsemiş olan insanlar için büyük önem taşımaktadır. Tüm bunları bir insanın hayatı boyunca elde edebileceği en üst özellikler olarak düşünürler. Eğer kendileri bu kişilerde olan özelliklere sahip değillerse, o kişilere büyük saygı duyar ve onlarla kıyasladıklarında kendilerini onlara göre daha değersiz bulurlar.
Bu değer yargıları doğrultusunda, günlük hayatları içerisinde karşılaştıkları detaylara da büyük önem verir ve insanları bu ölçülere göre değerlendirirler. Örneğin bir kimsenin oturduğu semtin seçkinliği, kullandığı arabanın eskiliği ya da son model oluşu, babasının ne iş yaptığı, kendisinin hangi okulda okuduğu, mesleği, giyim tarzı, akrabalarının konumu, kimi insanlar için son derece önemlidir. Arkadaş olacakları, beraber vakit geçirecekleri, evlenecekleri insanları seçerken genellikle bu özellikleri önceden araştırır ve tercihlerini ona göre yaparlar.
Dünyanın pek çok ülkesinde, kimi insanlar için bir kimsenin derisinin renginin, konuştuğu dilin, hangi milletten olduğunun da büyük önem taşıdığını görürüz. Bu üstünlük ölçüleri çeşitli toplumlara göre değişiklik göstermekle birlikte genellikle aynı çerçeve içerisinde kalmaktadır.
Kadınlar hakkında on yıllardır süregelen tartışmaların kökeninde de işte yine bu yanlış bakış açıları yer almaktadır. İnsanlar kadını değerlendirirken de yine toplumun belirlediği ölçüleri esas almakta ve bunlara göre bir kanaate varmaktadırlar. Bu nedenle kimileri kadını ikinci sınıf insan olarak nitelendirmekte ve hayatını bu izlenimi doğrultusunda yönlendirmektedir.
Oysa Allah Kuran'da, insanlar için en güzel ve en doğru hükmün Allah'ın hükmü olduğunu bildirmektedir. Kuran'a baktığımızda Allah'ın, insanlar arasındaki tek üstünlük ölçüsünün kişilerin takvaları olduğunu haber verdiğini görürüz:
"Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır." (Hucurat Suresi, 13)
Ey Ademoğulları, Biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik (varettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler. (A'raf Suresi, 26)
Bir başka ayette ise Allah, "... Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, Ben'den korkup-sakının." (Bakara Suresi, 197) şeklinde buyurarak, insanlara elde edebilecekleri en hayırlı özelliğin takva olduğunu bildirmiştir. Dolayısıyla insanların hedeflemeleri gereken, mal mülk, şan şöhret gibi maddi değerler değil, kişiyi hem dünyada hem de Allah Katında asıl olarak değerli hale getirecek ve üstünlük kazandıracak olan 'takva' olmalıdır.
Allah bir başka ayetinde de, kimi insanlar arasında bir üstünlük unsuru haline gelmiş olan zenginlik yerine, Allah'ın fazlını istemenin daha makbul olduğunu şöyle bildirmektedir:
Allah'ın kendisiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır. Allah'tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah herşeyi bilendir. (Nisa Suresi, 32)
Allah'ın bildirdiği tüm bu ayetlerden anlaşıldığı gibi, üstünlüğü kadın ya da erkek olmakta, fiziksel güçte ya da başka bir cahiliye kıstasında aramak büyük bir yanılgıdır. Tek üstünlük Allah'ın bize bildirdiği gibi imanın ve takvanın üstünlüğüdür.
Allah Kuran'da "Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler; onlar için kat kat artırılır ve 'kerim (üstün ve onurlu)' olan ecir de onlarındır. (Hadid Suresi, 18) şeklinde buyurmaktadır. Bu ayet ile hem erkeklere hem de kadınlara, asıl üstün ve onurlu olan karşılığın Allah'ın bildirdiği ahlakı yaşamakla kazanılacağı hatırlatılmaktadır.
İslam Ahlakında Kadın ve Erkek Eşittir
Kadının toplumdaki yeri konusunda, dünyanın hemen her ülkesinde asırlardan bu yana süregelen tartışmalar kuşkusuz her toplum için tanıdıktır. Kadının toplumdaki statüsü, aile hayatındaki önemi, çalışıp çalışamayacağı gibi birtakım sosyal konular yıllardır dünya gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Oysa bir Müslüman için, kadının toplumdaki yeri çok belirgindir ve gerçek İslam ahlakının benimsendiği bir toplumda böyle bir tartışmanın yaşanması mümkün değildir. Çünkü İslam'da kadın ile erkek eşittir.
Kadın ve erkek elbette ki fiziksel anlamda birbirlerinden farklı yapılara sahiptirler. Ancak kadının fiziksel olarak, erkeğe oranla daha güçsüz olması, onun toplum içerisinde erkekten daha az değer görmesi için bir sebep değildir.
İslam ahlakına göre, asıl önemli olan bir insanın kadın ya da erkek olması değil, Allah'a derin bir iman ve Allah korkusuyla bağlanmış olmasıdır. Allah'ın emir ve yasaklarına titizlikle uyması, Kuran ahlakını en güzel şekilde yaşamaya çalışmasıdır. Allah Katında asıl değer görecek olan kişinin bu özellikleri olacaktır. Allah Kuran'da kadın olsun erkek olsun iman eden bir kimsenin sahip olması gereken özellikleri şöyle açıklamıştır:
Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resulü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 71)
Allah'ın ayette bildirdiği gibi, mümin kadınlar ve mümin erkekler aynı sorumluluklara sahiptirler. Allah'a ibadet etmekle, Kuran ahlakını yaşamakla, insanlara iyiliği emredip kötülüğü engellemekle ve Kuran'da bildirilen tüm emir ve tavsiyelere uymakla yükümlüdürler. Allah Kuran'ın "Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir." (Enfal Suresi, 29) ayetinde, Allah'tan korkup sakınan her insana, 'doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış' vereceğini vadetmiştir. Bu kişinin kadın ya da erkek olması bu sonucu değiştirmemektedir. Samimiyetine, ihlasına ve imanına karşılık, Allah bir insana hayatın her alanında kendisini doğru yola ulaştıracak, doğru kararlar almasını ve isabetli tavırlarda bulunmasını sağlayacak bir akıl vermektedir. Dolayısıyla akıl, kişinin cinsiyetine göre değil, tümüyle Allah'a olan samimi bağlılığına, yakınlığına ve korkusuna göre gelişmektedir.
İmanın kendisine kazandırdığı akıl ile hareket eden her insan, kadın olsun erkek olsun, hayata dair her konuda başarı elde edebilir, pek çok insana göre öne de geçebilir. Bu tümüyle kişinin, isteğine, şevkine ve azmine bağlıdır. İman edenler İslam ahlakının bir gereği olarak, kendilerini hiçbir zaman hiçbir konuda yeterli görmezler. Daima daha akıllı, daha yetenekli, daha sorumluluk sahibi, daha kişilikli, daha güzel ahlaklı insanlar olabilmek için çaba harcarlar. Kendilerini her konuda güçlerinin yettiği oranda geliştirmeye çalışırlar. Allah, iman edenlerin, çevrelerindeki tüm insanlara örnek olabilecek bir karaktere sahip olabilmek için Kendisi'ne dua ettiklerini bildirmektedir:
Ve onlar: "Rabbimiz, bize eşlerimizden ve soyumuzdan, gözün aydınlığı olacak (çocuklar) armağan et ve bizi takva sahiplerine önder kıl," diyenlerdir. (Furkan Suresi, 74)
Hayatı boyunca her konuda elinden gelenin en iyisini yapmaya ve kişiliğiyle, ahlakıyla ve çabasıyla tüm insanlara örnek olmaya çalışan mümin bir kadın da, -Allah'ın izniyle- toplum içerisinde de üstün bir konuma gelir. Üstlendiği her türlü sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirir, en doğru kararları alır, en güzel çözümleri ve en akılcı tedbirleri üretir.
Görüldüğü gibi, İslam ahlakında kadın ile erkeğin toplumdaki yeri tamamen eşittir. Kadın ya da erkek olsun, bu tamamen kişinin Allah'a olan imanının gücü doğrultusunda, ahlakıyla, kişiliğiyle ve üstlendiği sorumluluklarla ön plana çıkmasına bağlıdır. Bu nedenle de İslam ahlakını benimseyen kadınlar için, erkeklere yönelik bir eşitlik mücadelesi değil, bunun yerine 'hayırlarda yarışma' ahlakı söz konusudur. Hayırlarda yarışmak, iman edenlerin, yaşamlarının her anında Allah'ın rızasını kazanabilmek için ellerinden gelen çabanın en fazlasını göstermeleridir. Bu amaçları doğrultusunda, Allah'ın en sevdiği, en razı olduğu ve Allah'a en yakın kişi olabilmek için hayırlarda yarışırlar. Ancak bu yarış, tümüyle Rahmani bir yarıştır. Allah müminleri dünyada ve ahirette öne geçiren özelliğin bu yönde gösterdikleri çaba olduğunu Kuran'da şöyle bildirmektedir:
İşte onlar, hayırlarda yarışmaktadırlar ve onlar bundan dolayı öne geçmektedirler. (Müminun Suresi, 61)
Sonra Kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda yarışır öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir. (Fatır Suresi, 32)
Kadın ve erkek arasındaki eşitlik, Allah'ın kadına ve erkeğe dünya hayatındaki imtihan sürecinde eşit haklar tanımasından da anlaşılmaktadır. "Şüphesiz Biz, yeryüzü üzerindeki şeyleri ona bir süs kıldık; onların hangisinin daha güzel davranışta bulunduğunu deneyelim diye." (Kehf Suresi, 7) ve "Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz." (Enbiya Suresi, 35) ayetleriyle Allah, kimlerin daha güzel davranışlarda bulunacağının ortaya çıkması için, kadını da erkeği de denemekte olduğunu bildirmiştir. Bir başka ayette ise Allah "Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele." (Bakara Suresi, 155) şeklinde bildirerek, hayatlarının sonuna kadar kadını da erkeği de çeşitli olaylarla deneyeceğini, tüm bunlara sabır gösterebilenlere ise rahmetiyle karşılık vereceğini haber vermiştir.
Allah kadına da erkeğe de belirli bir ömür süreci belirlemiş, her ikisini de Kuran'dan sorumlu tutmuş, her ikisine de hayatlarının her anında kendilerine doğruyu ilham edecek bir vicdan vermiş, nefsi ve şeytanı her ikisine düşman kılmıştır. Dünya hayatındaki imtihanın gereği olarak, tüm bu şartlar karşısında kadın ya da erkek olsun her kim güzel ahlak gösterip salih amellerde bulunursa, Allah o kişilerin dünyada ve ahirette en güzel karşılığı bulacaklarını bildirmiştir:
... Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte, hicret edenlerin, yurtlarından sürülüp-çıkarılanların ve yolumda işkence görenlerin, çarpışıp öldürülenlerin, mutlaka kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Bu,) Allah Katından bir karşılık (sevap)tır. (O) Allah, karşılığın (sevabın) en güzeli O'nun Katındadır. (Al-i İmran Suresi, 195)
Bir başka ayette ise Allah, "Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97) şeklinde buyurarak, erkek ya da kadın, kim olursa olsun, tüm insanların dünyada ve ahirette hiçbir haksızlığa uğratılmadan eksiksiz olarak karşılık göreceklerini hatırlatmıştır.
Kuran'da Kadın ve Erkeğe Hitap Aynıdır
Kuran ayetlerinin geneline bakıldığında, Allah'ın kadın ve erkeğe ortak bir hitap şekli kullandığı görülmektedir. Önceki bölümlerde de detaylı olarak üzerinde durulduğu gibi, Allah Kuran'da bir kişinin genç, yaşlı, kadın ya da erkek olmasının değil, samimi bir kalple iman etmesinin önemli olduğunu bildirmektedir. Bu doğrultuda Allah Kuran ayetlerinde tüm hitapları kadına ve erkeğe birarada yapmakta ve her ikisinin de aynı sorumluluklara sahip olduklarını hatırlatmaktadır. Kuran'da bu şekilde pek çok ayet yer almaktadır. Allah Kuran'da, "Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir 'çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar' bile haksızlığa uğramayacaklardır." (Nisa Suresi, 124) ayetinde, samimi iman ettiği sürece, kişinin kadın ya da erkek olmasının hiçbir önemi olmadığını, hiçbir haksızlığa uğramaksızın, mutlaka Allah'ın rahmeti ve cenneti ile karşılık göreceğini hatırlatmıştır.
Allah'ın kadın ve erkeğe ortak hitapta bulunduğu bir diğer ayet ise şöyledir:
Kim bir kötülük işlerse, kendi mislinden başkasıyla ceza görmez; kim de -erkek olsun, dişi olsun- bir mü'min olarak salih bir amelde bulunursa, işte onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler. (Mümin Suresi, 40)
Allah, Kuran'da müminlere olduğu gibi, inkar edenler hakkında bilgi verirken de kadınlara ve erkeklere aynı şekilde hitap etmektedir. Allah, inkar eden kadınlar ile inkar eden erkeklerin, münafık kadınlar ile münafık erkeklerin ve müşrik kadınlar ile müşrik erkeklerin de ahiret gününde aynı şekilde karşılık göreceğini, cinsiyetlerinden dolayı farklı bir durum ile karşılık görmeyeceklerini bildirmektedir. Bu ayetlerden bazıları şöyledir:
Münafık erkekler ve münafık kadınlar, bazısı bazısındandır; kötülüğü emrederler, iyilikten alıkoyarlar, ellerini sımsıkı tutarlar. Onlar Allah'ı unuttular; O da onları unuttu. Şüphesiz, münafıklar fıska sapanlardır. (Tevbe Suresi, 67)
Allah, erkek münafıklara da, kadın münafıklara da ve (bütün) kafirlere, içinde ebedi kalmak üzere cehennem ateşini vadetti. Bu, onlara yeter. Allah onları lanetlemiştir ve onlar için sürekli bir azap vardır. (Tevbe Suresi, 68)
Şundan ki: Allah, münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkekleri ve müşrik kadınları azablandıracak; mü'min erkeklerin ve mü'min kadınların tevbesini kabul edecektir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Ahzab Suresi, 73)
Bir de; kötü bir zan ile zanda bulunan münafık erkeklerle münafık kadınları ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları azaplandırması için. O kötülük çemberi, tepelerine insin. Allah, onlara karşı gazablanmış, onları lanetlemiş ve onlara cehennemi hazırlamıştır. Varacakları yer ne kötüdür. (Fetih Suresi, 6)
Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi, hem dünya hayatındaki imtihanları, hem de ahirette alacakları karşılık bakımından, kadın ve erkek eşit konumdadır.
Allah, İslam ahlakı ile, insanların gerek sosyal gerekse kişisel anlamda tüm haklarını güvence altına almış ve onlara en rahat, en huzurlu ve en mutlu şekilde yaşayabilecekleri yolu göstermiştir. Kuran ahlakı kadın-erkek, genç-yaşlı, zengin-fakir ayrımı gözetmeksizin tüm insanlara karşı adaletli, hoşgörülü, merhametli ve yardımsever bir tavır içerisinde olmayı gerektirir. Mümin, karşısında her kim olursa olsun, hayatının sonuna kadar bu ahlakı gücünün yettiği en güzel şekilde göstermekle sorumludur. Çünkü iman eden bir insan tüm güzel ahlak özelliklerini, Allah kendisine emrettiği için yaşar. Bu nedenle de karşısındaki kişinin sosyal konumu, cinsiyeti, yaşı gibi faktörler, onun göstereceği tutum ve davranışlarına etki etmez.
Allah Kuran'da hem kadına karşı gösterilmesi gereken özenli tavra, hem de bunun yanı sıra 'anneye' karşı gösterilecek olan güzel ahlakın önemine dikkat çekmiştir.
İnsanın anne ve babası, çocuklarının iyi bir eğitim alıp güzel bir ahlak kazanabilmesi, hem kendisine hem de çevresindeki insanlara fayda getirecek hayırlı bir insan olabilmesi için büyük çaba harcarlar. Yıllar boyu bu amaçla maddi manevi pek çok fedakarlık üstlenirler. İnsanın, kendisine verilen bu emeği takdir edebilmesi ve bu özverili ahlaka, saygı ve hürmetle karşılık vermesi gerekmektedir. Allah Kuran'da müminin bu sorumluluğunu şöyle bildirir:
Biz insana, anne ve babasına (karşı) güzelliği (ilke edinmesini) tavsiye ettik... (Ankebut Suresi,
Biz insana, 'anne ve babasına' iyilikle davranmasını tavsiye ettik... (Ahkaf Suresi, 15)
De ki: "Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne-babaya iyilik edin, yoksulluk-endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. -Sizin de, onların da rızıklarını Biz vermekteyiz- Çirkin-kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Allah'ın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akıl erdirirsiniz." (Enam Suresi, 151)
Kuran'ın bir başka ayetinde ise Allah insana, anne babaya karşı güzellikle davranılmasını, büyüklenip böbürlenmekten kaçınılmasını şöyle bildirmektedir:
Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın. Çünkü, Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez. (Nisa Suresi, 36)
Tüm bu ayetlerden anlaşılacağı gibi, Allah insanlara, anne babaya karşı daima hoşgörülü, anlayışlı, şefkatli ve saygılı bir tavır içerisinde olmalarını öğütlemektedir. Bunun yanı sıra Allah, annenin çocuğu dünyaya getirebilmek ve büyütebilmek için büyük zorluklara göğüs gerdiğini hatırlatarak, onun üzerindeki emeğine de dikkat çekmektedir:
Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. "Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Bana'dır." (Lokman Suresi, 14)
Biz insana, 'anne ve babasına' iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yıl (yaşın)a ulaşınca, dedi ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve Senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım." (Ahkaf Suresi, 15)
Gerçekten de her anne, çocuğunu dünyaya getirebilmek için aylar boyunca büyük fedakarlıklara katlanmaktadır. Allah'ın ayette bildirdiği gibi, zorluk üstüne zorlukla çocuğunu karnında taşımakta ve ardından da onu güçlük içerisinde dünyaya getirmektedir. Ve sonra yine büyük bir özveride bulunarak çocuğun beslenmesini de üstlenmektedir. Allah bu gerçekleri insana hatırlatmakta ve annenin çok değerli bir varlık olduğuna dikkat çekmektedir.
Bunun yanı sıra Allah, insanın anne ve babasının kendisine göstermiş olduğu bu özverileri unutmamasını, onlar muhtaç konuma geldiklerinde de, anne ve babaya karşı aynı güzel ahlak ile davranılmasını öğütlemektedir:
Rabbin, O'ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara: "Öf" bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara acıyarak alçakgönüllülük kanadını ger ve de ki: "Rabbim, onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse Sen de onları esirge." (İsra Suresi, 23-24)
Bilindiği gibi yaşlılık, insanın pek çok açıdan güç kaybetmesine neden olmaktadır. İnsan gençlik yıllarındaki güçlü, dinamik, sağlıklı ve enerji dolu halinin aksine, korunup kollanmaya, başkalarının bakımına ve yardımına muhtaç hale gelmektedir. Bununla beraber, zihinsel anlamda da pek çok konuya eskisi gibi güç yetirememekte, unutkanlık ya da benzeri zorluklarla karşı karşıya kalabilmektedir. Müminler Allah'ın emri gereği, yaşlılığa ulaştıklarında da anne ve babalarına karşı son derece şefkatli, anlayışlı, hürmetkar ve hoşgörülü bir tavır içerisinde olurlar.
Allah Kuran'da müminlerin anne babaya karşı gösterecekleri bu hürmetkar tavrın ölçüsünü de belirlemiş ve "... Onlara öf bile deme, onları azarlama, güzel söz söyle" (İsra Suresi, 23) şeklinde buyurmuştur. Allah bu ayet ile anne babaya karşı yapılabilecek en küçük bir şefkatsizliği ya da saygıya uygun olmayacak bir tavrı dahi yasaklamıştır. Allah, içerisinde bulundukları durumun zorluğun göz önünde bulundurarak onlara karşı daima güzel söz söylenmesini ve 'öf' bile demeyecek kadar hürmetli davranılmasını emretmiştir. Bu nedenle müminler yaşlanarak, kuvvetten düşmüş olan anne ve babalarına karşı son derece itinalı, ince düşünceli ve halden anlayan bir tavır içinde olurlar. Onları rahat ettirmek için ellerinden geleni yapar, saygıda ve sevgide kusur etmemeye çalışırlar. Yaşlılığın getirdiği zorluk ve sıkıntıları göz önünde bulundurarak, onlar daha dile getirmeden tüm ihtiyaçlarını hissettirmeden gidermeye gayret ederler. Her ne olursa olsun gönül alıcı ve alttan alan bir üslup kullanırlar.
Müminler, anne ve babalarının manevi açıdan olduğu kadar maddi açıdan da herhangi bir eksiklik hissetmemeleri ve sıkıntı çekmemeleri için ellerindeki imkanları seferber ederler. Allah, "Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışadır. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu şüphesiz bilir." (Bakara Suresi, 215) ayetiyle, müminlerin hayır olarak infak edecekleri mallarında anne ve babanın da hakkı olduğunu bildirmiştir. İman sahipleri, Allah'ın bu ayeti gereği, ihtiyaç içerisinde oldukları takdirde, anne babalarının bu yöndeki ihtiyaçlarını da en güzel şekilde gidermeye ve onları bu yönde de güvence altına almaya çalışırlar.
Hz. Yusuf'un anne babasına karşı göstermiş olduğu güzel ahlak, bu konuda tüm insanlar için güzel bir örnek oluşturmaktadır. Hz. Yusuf, Mısır hazinelerinin başına geçmesinin ardından anne ve babasını en güzel şekilde ağırlamış, saygısını ve hürmetini ifade etmek amacıyla onları tahta çıkarıp oturtmuştur. Allah Kuran'da Yusuf Peygamberin bu tavrını şöyle bildirmektedir:
Böylece onlar (gelip) Yusuf'un yanına girdikleri zaman, anne ve babasını bağrına bastı ve dedi ki: "Allah'ın dilemesiyle Mısır'a güvenlik içinde giriniz." Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: "Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, (O,) çölden sizi getirdi. Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendi. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi O'dur." (Yusuf Suresi, 99-100)
Kuran'da iman edenlerin dualarında da anne babalarını gözettikleri, onlar için Allah'tan bağışlanma ve rahmet diledikleri haber verilmiştir. Ayrıca Kuran'da yer alan ayetlerden, peygamberlerin de Allah'a bu konuda dua ettikleri anlaşılmaktadır. Allah, Hz. Nuh'un, "Rabbim, beni, annemi, babamı, mü'min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını artırma." (Nuh Suresi, 28) sözleriyle annesi ve babası için bu yönde dua ettiğini bildirmiştir.
Allah'ın Kuran'da bildirdiği tüm bu ayetlerden anlaşılacağı gibi, İslam ahlakı, anne-babaya büyük önem ve değer vermektedir. Gençliğinde de yaşlılığında da Allah, anneye karşı gösterilmesi gereken saygının ve güzel ahlakın önemli bir mümin özelliği olduğuna dikkat çekmiştir. Ancak Allah, "Bununla birlikte, onların ikisi (annen ve baban) hakkında bir bilgin olmayan şeyi Bana şirk koşman için, sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda onlara itaat etme ve dünya (hayatın) da onlara iyilikle (ma'ruf üzere) sahiplen (onlarla geçin) ve Bana 'gönülden-katıksız olarak yönelenin' yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca Bana'dır, böylece Ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim." (Lokman Suresi, 15) ayetiyle, Kendisi'ne karşı isyan yolunu seçtikleri ve kişiyi de bu doğrultuda hareket etmeye teşvik ettikleri takdirde anne ve babaya itaat edilmemesini öğütlemiştir. Ancak İslam ahlakının gereği olarak, Allah, bu durumda da yine onlara karşı saygıda kusur etmeden, dünya hayatına ait konularda onlara iyilikle davranacak bir ahlak gösterilmesini emretmiştir.
Evlilik Hayatında Kadına Verilen Değer
İnsanların dünyevi değerler üzerine kurdukları birliktelikler çok kısa sürede yerini bıkkınlığa bırakabilmektedir. Evlilik kurumunda da bu duruma sık sık rastlanabilmektedir. İnsanlar, saygı ve sevgilerini dünyevi değerler üzerine kurduklarında, bu değerlerde herhangi bir değişiklik olduğunda, bu duygularını da hemen yitirebilmektedirler. Sevgi, saygı, sadakat gibi kavramlar, güzellik, zenginlik, sağlık, makam ya da itibar gibi ölçülere dayandırıldığında, bu sonuç neredeyse kaçınılmaz hale gelmektedir. Eğer insan sevgisini karşısındaki insanın yalnızca güzelliğine dayandırmışsa, bu kişi elbette zaman içerisinde gençliğini, sağlığını, güzelliğini yitirecek, dolayısıyla sevgi, saygı ve sadakat de bununla beraber yok olacaktır. Aynı şekilde zenginlik, itibar ya da makam gibi değerler de, kolaylıkla elden gidebilecek özelliklerdir. Kendisine bu değerleri ölçü alan bir insan, bunların kaybedilmesi durumunda artık karşısındaki kişiyi sevebilmek, ona saygı duyabilmek için kendince hiçbir sebep bulamayacaktır.
Sevgiyi, saygıyı ve sadakati kalıcı kılan, iman, Allah korkusu ve güzel ahlaktır. Bir insanı, imanı ve ahlakı için seven kişi, evlilik konusunda da karşısındaki kişiye karşı son derece saygılı, sadık ve güzel ahlaklı olacaktır. Ne gençliğini, sağlığını ya da güzelliğini zaman içerisinde yitirmesi, ne de zenginlik, itibar gibi özelliklerini kaybetmesi, bu kişinin sevgisine ve karşı tarafa verdiği değere bir etki edemeyecektir. Bu kişi, imanı ve Allah korkusu nedeniyle şartlar her ne olursa olsun, hiçbir zaman için karşı tarafı huzursuz edecek, sıkıntı duymasına neden olacak bir tavır içerisine girmeyecektir. Kuran ahlakına uygun olarak her koşulda, şefkat, merhamet, adalet ve hoşgörüyle yaklaşacak, bunun Allah'ın kendisine yüklediği önemli bir sorumluluk olduğunun bilinciyle hareket edecektir. Allah Kuran'da evlilikte kadın ve erkeğin birbirlerine karşı olan sorumluluklarını "... Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz..." (Bakara Suresi, 187) ayetiyle bildirmektedir. Allah bu ayetle birlikte, insanlara kadın ve erkeğin evlilikte birbirlerine karşı eşit yükümlülükte olduklarını da hatırlatmaktadır. Allah'ın ayette bildirdiği 'örtü' ifadesi, tarafların birbirleri üzerindeki koruyucu ve gözetici vasıflarını ortaya koymaktadır. Bu ayetle, ayrıca kadın ve erkeğin birbirlerini tamamlayıcı özelliklerine de dikkat çekilmektedir.
Bunun yanı sıra Allah bir başka ayette de "Onda 'sükun bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır." (Rum Suresi, 21) ifadesiyle, evlilikte 'sevgi ve merhamet' kavramlarının önemine dikkat çekmiştir. İman edenler evlilikte, karşılıklı olarak, birbirlerini Allah'ın kendilerine olan bir nimeti ve emaneti olarak görür, bundan dolayı da birbirlerine büyük değer verirler. Her türlü eksiklik ya da hata karşısında sevgiyi ve merhameti esas alarak hareket ederler. Kuran'a uygun bir tavır göstermenin her zorluğun üstesinden gelmelerini sağlayacağını ve karşılaştıkları sorunları çözüme kavuşturacağını bilirler. Bu da, Allah'ın ayette belirttiği gibi, evliliğin mümin kadın ve mümin erkek için birbirlerinde 'huzur ve sükun bulmalarını' sağlayan bir nimete dönüşmesine neden olur.
Allah Kuran'ın, "... birbirinize katılmış (birleşerek içli-dışlı olmuş)tınız..." (Nisa Suresi, 21) ayetiyle, evliliğin kişiler arasında sağladığı samimiyete ve yakınlığa da dikkat çekmiştir. İman edenlerin evlilikteki bu samimiyetlerini, yakınlıklarını ve birbirlerine değer vermelerini sağlayan, bu kimselerin ahirette de sonsuza kadar sürecek bir birlikteliği amaçlamış olmalarıdır. Gerçek sadakat bu düşünceyi gerektirir. Aralarında, menfaatlere dayalı geçici bir sevgi söz konusu olmadığı ve ahirette sonsuza kadar beraber olmayı hedefledikleri için, birbirlerine karşı çok sadık, yakın, dürüst ve samimi olurlar.
Görüldüğü gibi, Kuran ahlakı esas alındığında, her iki tarafın da Allah'tan korkan, vicdanlı kişiler olması sebebiyle güzel bir birliktelik yaşanır. Böyle bir birliktelikte sadakat, vefa, saygı, sevgi, samimiyet, dürüstlük, hoşgörü, tevazu gibi önemli ahlak özelliklerinin yaşanması sonucunda evlilikte süreklilik ve istikrar olur. Bu özelliklerden yoksun olan insanların evlilikleri genellikle kısa süreli olmaktadır.
Dolayısıyla İslam ahlakında evlilik, kadın için büyük bir rahatlıktır. Sevgiyi, saygıyı, sadakat ve vefa duygularını en iyi şekilde yaşayabileceği bir birlikteliktir. Karşısındaki kişiden sürekli olarak saygı, sevgi ve ihtimam görür, el üstünde tutulur, onore edilir. Çekişme, menfaat çatışması, üstünlük arayışı, kibir, yalan gibi kötü ahlak özelliklerinin olmaması, kadının evlilikten Allah'ın ayette bildirdiği gibi, 'huzur ve sükun bulmasını' sağlar
Peygamber Efendimiz de kendi yaşantısıyla bu konuda tüm müminler için önemli bir örnek olmuştur. Allah, "Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır." (Ahzab Suresi, 21) ayetiyle bu duruma dikkat çekmiştir. Peygamber Efendimiz birçok sözünde mümin kadınların ne kadar değerli varlıklar olduklarını belirtmiştir. Bu sözlerinden birinde "Dünya bir metaıdır. Dünya metaının en hayırlısı saliha kadındır"16 şeklinde buyurmuşlardır. Bir başka sözünde ise, evlilikte kadına gösterilmesi gereken ihtimamı ve verilmesi gereken değeri, "En olgun imana sahip mümin, huyu en güzel ve ailesine karşı en nazik, lütufkar olanıdır."17sözleriyle ifade etmiştir. Ayrıca Peygamberimiz (sav), bu yönde gösterdiği güzel ahlakı ile, tüm Müslümanlar için güzel bir örnek olmuştur. Bir hadis-i şerifinde evlilikte kadınlara karşı gösterilecek olan güzel ahlakın önemini şöyle hatırlatmıştır:
En hayırlınız, hanımlarına en hayırlı olanınızdır. Ben hanımlarına karşı sizlerin en iyisiyim.18
Bunun yanı sıra, Peygamberimiz (sav) Veda Hutbesi'nde; "Kadınlar size Allah'ın bir emanetidir."19 şeklinde buyurarak, kadınlara karşı nasıl bir ihtimam içerisinde olunması gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştır.
Tüm yaşantısıyla olduğu gibi, aile hayatıyla da iman edenler için güzel bir örnek oluşturan Peygamberimiz (sav), hanımlarına karşı daima şefkat, merhamet ve güzellikle davranmıştır. Nitekim Hz. Aişe (ra)'den rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz,"Hanımlarına karşı insanların en yumuşağı, en kerimi, güler yüzlüsü ve mütebessim olanı idi."20
Kuran'da Kadınların Koruma Altına Alınması
Allah, "Kuran'dan mü'minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz..." (İsra Suresi, 82) ayetiyle, İslam ahlakının insanları daima hayra yönelteceğine dikkat çekmiş ve Kuran ayetlerinin insanlar için bir rahmet olduğunu hatırlatmıştır. Allah'ın insanlar arasında huzur ve adaleti sağlaması için bildirdiği Kuran ahlakı ile, kadının gerek toplumsal yaşantısındaki gerekse aile hayatı içerisindeki tüm hakları koruma altına alınmıştır. Allah'ın bir ayette "... Biz (ona karşı) sana hakkı ve en güzel açıklama tarzını getirmiş olmayalım." (Furkan Suresi, 33) sözleriyle bildirdiği gibi, Allah tüm insanların hayatlarının her safhasında hak ettikleri değeri, sevgiyi ve saygıyı görebilmeleri için gereken her türlü bilgiyi Kuran'da eksiksiz olarak bildirmiştir.
Kuşkusuz bu, kadınlar için de çok büyük bir rahmet, büyük bir kolaylık ve nimettir. Allah'ın bildirdiği ahlaka göre hareket edildiğinde, hiç kuşku yok ki, Kuran bilgisinden uzak yaşayan kimi toplumlarda olduğu gibi bir karmaşa söz konusu olmayacak, kadının toplumdaki yeri konusunda süregelen tüm tartışmalar son bulacaktır.
İlerleyen satırlarda Allah'ın Kuran ayetleri ile bildirdiği, kadını ve sahip olduğu sosyal hakları güvence altına alan ayetlerden bazılarına değinecek ve İslam ahlakında kadına ne kadar değer verildiğini ve nasıl bir ihtimam gösterildiğini ortaya koyacağız.
Kadınlardan, Gönülleri Alınarak ve Hoşnut Bırakılarak Boşanılması
İman ve Allah korkusu, insanların hayatlarının her anında vicdanlarına ve Kuran ahlakına uygun şekilde hareket etmelerini sağlar. Aksinde ise insanı yönlendirecek olan, nefsinin bencil tutkuları ve şeytanın telkinleri olur. Bu da, insanları doğru ve güzel olan tavırlardansa, nefislerini memnun edecek, şahsi menfaatlerini koruyacak davranışlarda bulunmaya iter. Bu bakış açısı, boşanma gibi iki insan arasındaki birtakım maddi ilişkilere son veren durumlarda da açıkça ortaya çıkabilmektedir.
Boşanma, nefislerinin kendisini yönetmesine izin veren kimi insanlar için, karşı taraf ile olan tüm çıkar ilişkilerini sona erdirmeleri anlamına gelir. Bu kimseler çıkar ilişkisinin bittiği yerde, karşı tarafa artık ihtimam ve ilgi göstermeleri için bir gerekçe kalmadığına inanırlar. Çoğu zaman, ayrıldıkları insanlara karşı olan tüm sevgi ve saygı hislerini de yitirdikleri için, onlara karşı iyilikte bulunabilmek için herhangi bir sebep bulamazlar. Bundan dolayı sadece kendi menfaatlerini koruma altına alacak şekilde hareket eder, karşı tarafın içinde bulunduğu durumu, zorluk ve sıkıntıları, ihtiyaç içerisinde oldukları konuları görmezlikten gelebilirler.
İman edenlerin böyle bir durum karşısında gösterecekleri ahlak ise çok farklı olur. Onlar, yaptıkları her işte asıl olarak Allah'ın rızasını kazanabilmeyi hedefledikleri için, şahsi isteklerine ya da nefislerinin bencil telkinlerine göre hareket etmezler. Allah'ın razı olacağı tavrın, şartlar ne olursa olsun, Kuran ahlakına ve vicdanlarına uygun bir ahlak göstermeleri olduğunu bilirler. Bu nedenle, boşanma söz konusu olduğunda da gösterecekleri tavır yine güzel ahlaka en uygun olan tavırdır. Allah Kuran'ın "Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın..." (Bakara Suresi, 231) ayetiyle, insanlara boşandıkları eşlerini güzellikle bırakmalarını bildirmiştir. Müminler bu konuda son derece titiz davranırlar. Güzel ahlakı Allah'ın rızasını kazanabilmek amacıyla yaşadıkları için, boşanacakları kişiye karşı da aynı hoşgörülü, merhametli, nezaketli, saygılı ve ince düşünceli tavrı gösterirler. Evlenirken ya da sonrasında birbirlerine karşı nasıl sevgi, saygı dolu bir tavır içindelerse, bu ahlaklarını boşanma sırasında da korurlar. Boşanmayı aralarında bir tartışma ya da kırgınlık sebebi yapmazlar. Karşı tarafı zorluk ve sıkıntı içerisine sokacak, rahatsızlık verecek, huzursuz edecek bir tavır göstermekten itinayla kaçınırlar. Allah Kuran'ın bir başka ayetinde boşanılan kadınlara karşı gösterilmesi gereken ahlaka şöyle dikkat çekmiştir:
Ey iman edenler, mü'min kadınları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin. (Ahzab Suresi, 49)
Kadınların, Boşandıktan Sonra Maddi Olarak Güvence Altına Alınması
Allah Kuran'da, boşanan kadının geçimini sağlaması amacıyla, maddi açıdan güvence altına alınmasının, Kendisi'nden korkup sakınan her mümin erkeğin üzerine bir yükümlülük olduğunu bildirmiştir:
(Kocası tarafından) Boşanan (kadın)ların maruf (meşru) bir tarzda yararlanma (ve geçim pay)ları vardır. Bu, sakınanlar üzerinde bir hak (borç) tır. (Bakara Suresi, 241)
Kuran ahlakına göre müminlerin, hayatlarının her anında olduğu gibi, bu konuda da Allah'ın rızasını kazanmayı hedefleyerek hareket etmeleri gerekir. Sağlanacak yardımın miktarı belirlenirken, kadının içerisinde bulunduğu sosyal konumu ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak son derece vicdanlı hareket etmek mümin ahlakının bir gereğidir. Allah müminlerin bu konudaki yükümlülüklerini Kuran'da şöyle bildirmiştir:
... Onları yararlandırın, zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında, maruf (meşru ve örfe uygun) bir şekilde yararlandırsın. (Bu,) iyilik edenler üzerinde bir haktır. (Bakara Suresi, 236)
Geniş-imkanları olan, nafakayı geniş imkanlarına göre versin. Rızkı kısıtlı tutulan da, artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp-verecektir. (Talak Suresi, 7)
Ayetlerden de anlaşılacağı gibi, Allah geniş imkanlara sahip zengin bir kişiyi de, kısıtlı maddi gücü olan fakir kişiyi de bu konuda sorumlu tutmuş, her birine kendi imkanları oranında yardımda bulunmalarını bildirmiştir. Kuran ahlakından uzak yaşayan kimi insanlar, boşandıkları ve artık hiçbir beklentilerinin kalmadığı kişilere maddi yardım yapmanın, boşa gidecek bir harcama olacağını düşünürler. Çünkü ahirete inanmamakta ve yaptıkları işlerde Allah'ın rızasını kazanma amacı taşımamaktadırlar. Amaçları sadece menfaatlerini korumak olduğu için, kendilerine artık hiçbir çıkar sağlamayacak, yabancı konumuna gelmiş birisi için özveride bulunmanın bir anlamı olmadığını düşünürler. Bu nedenle de genellikle bu sorumluluktan bir şekilde kurtulmaya ya da karşı tarafın içerisinde bulunduğu durumu hiç göz önünde bulundurmaksızın, mümkün olduğunca az bir yardım ile konuyu kapatmaya çalışırlar.
İman eden kimseler ise, tüm davranışları ile Allah'ın rızasını kazanmayı amaçladıkları için hiçbir zaman bu tarz düşüncelerle hareket etmez; tam tersine, olabilecek en fazla hassasiyeti ve titizliği gösterirler. Hayatının sonuna kadar boşandığı kişiyi bir daha hiç görmeyecek ve ondan maddi manevi hiçbir menfaat elde etmeyecek de olsa, mümin bir kimse samimiyetle bu kişinin ihtiyaçlarını kendi maddi imkanları doğrultusunda en iyi şekilde karşılamaya çalışır.
Bunun yanı sıra, bir ibadeti yerine getirirken, insanlara Allah'ın rızasını asıl kazandıracak olanın, yaptıkları bir işin mahiyeti değil, bunu yerine getirirken kalplerinde taşıdıkları niyetleri olduğunu bilirler. Allah kesilecek olan kurbanlar için bir ayette "Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır..." (Hac Suresi, 37) şeklinde buyurarak bu konuyu müminlere açıklamıştır. Bu nedenle Allah'ın bir ayette "Kadınlara mehirlerini gönülden isteyerek (ve bir hak olarak) verin, fakat onlar, gönül hoşluğuyla size ondan bir şeyi bağışlarlarsa, onu da afiyetle, iç huzuruyla yiyin." (Nisa Suresi, 4) sözleriyle bildirdiği gibi, kadınlara yönelik olan bu sorumluluklarını da 'gönülden isteyerek' yerine getirirler. Kadınların da yine bu yardımı 'gönül hoşluğuyla' bağışlamaları durumunda ise, bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu olmazlar.
Kadına Verilen Malların Boşandıktan Sonra Geri Alınmaması
Allah'ın Kuran'da bildirdiği, kadınların korunmasına yönelik tedbirlerden bir diğeri ise, boşanan kadınların sahip oldukları mal varlıklarına ilişkindir. Allah "Bir eşi bırakıp yerine bir başka eşi almak isterseniz, onlardan birine (öncekine) yüklerle (mal ve para) vermişseniz bile ondan hiçbir şey almayın. Ona iftira ederek ve apaçık bir günaha girerek verdiğinizi alacak mısınız? Onu nasıl alırsınız ki, birbirinize katılmış (birleşerek içli-dışlı olmuş)tınız. Onlar sizden kesin bir güvence (kuvvetli bir ahid) de almışlardı." (Nisa Suresi, 20-21) ayetleriyle, boşanma durumunda erkeğin, evli olduğu süre içerisinde eşine vermiş olduğu hiçbir şeyi geri almamasını bildirmiştir.
Allah, öncesinde evlilik ile kadına bir söz ve güvence verilmiş olduğunu hatırlatmış, bu nedenle de kadına 'yüklerle mal ve para' verilmiş olsa da, yine de erkeğin bunları geri alma yönünde bir talep içerisinde olmamasını bildirmiştir. İman eden, Allah'tan korkan ve her işi Allah'ın rızasını kazanabilme umuduyla yapan bir insan, verilen sözün Allah'a karşı verilmiş olduğunu bilir. Bundan dolayı bu konudaki sorumluluğunu en güzel şekilde yerine getirir.
Allah, insanları Kuran ile bildirmiş olduğu sınırlara titizlikle uymaları konusunda uyarmış ve kadınlara verilen bir şeyin geri alınmasının helal olmayacağını bildirmiştir:
... Onlara (kadınlara) verdiğiniz bir şeyi geri almanız size helal değildir; ancak ikisinin Allah'ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkmuş olmaları (durumu başka). Eğer ikisinin Allah'ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkarsanız, bu durumda (kadının) fidye vermesinde ikisi için de günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır; onlara tecavüz etmeyin. Kim Allah'ın sınırlarına tecavüz ederse, onlar zalimlerin ta kendileridir. (Bakara Suresi, 229)
Görüldüğü gibi İslam ahlakında kadına büyük bir ihtimam gösterilmekte, hayatının herhangi bir aşamasında bir sıkıntı veya zorluk ile karşı karşıya kalmaması için gerekli olan tüm ahlaki tedbirler daha en başından alınmaktadır. Müminler her işlerinde daima Allah'tan korkarak hareket ettikleri için, boşandıkları bir kadının da haklarını en güzel şekilde korur ve olabilecek en vicdanlı tavrı gösterirler.
Boşandıktan Sonra Kadınların Barınmalarının Sağlanması
Allah, Kuran'ın "(Boşadığınız) Kadınları, gücünüz oranında oturmakta olduğunuz yerin bir yanında oturtun, onlara 'darlık ve sıkıntıya düşürmek amacıyla' zarar vermeyin. Eğer onlar hamile iseler, yüklerini bırakıncaya (doğumlarını yapıncaya) kadar onlara nafaka verin. Şayet sizler için (çocuğu) emzirirlerse, onlara ücretlerini ödeyin. (Durum ve ilişkilerinizi) Kendi aranızda maruf (güzellikle ve İslam'a uygun bir tarz) üzere görüşüp-konuşun. Eğer güçlük içine girerseniz, bu durumda (çocuğu) onun (babası) için bir başkası emzirebilir." (Talak Suresi, 6) ayetiyle, boşanma sonrasında kadınların gerek maddi gerekse manevi anlamda tüm ihtiyaçlarının güvence altına alınabilmesi için gösterilmesi gereken ahlak özelliklerini insanlara bildirmiştir. O ana kadar, maddi manevi her türlü ihtiyacını eşinin ya da evlilik ortamının sağladığı imkanlar ile karşılayan kadın, boşanmayla birlikte pek çok açıdan zorluk içerisinde kalabilecektir. Mümin ahlakı böyle bir durumda kişinin olabildiğince anlayışlı olmasını ve karşı tarafın ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçları gibi tüm detaylarıyla düşünüp yardımcı olmaya çalışmasını gerektirir. Öncelikle, evlilik sonrasında kendisine kalabileceği uygun bir yer bulana kadar bu konuda kadına bir imkan sağlanması, ona herhangi bir şekilde zarar gelmesine izin verilmemesi, mümin için, vicdanı açıdan önemli bir sorumluluktur. Bunun yanı sıra kadın eğer hamile ise, doğum olayı gerçekleşinceye kadar, maddi açıdan tüm sağlık ve bakım ihtiyaçlarının karşılanması güzel ahlaka uygun bir tavır olacaktır. Tüm bu ihtiyaçlar, kişilerin içinde bulundukları koşullara göre değişkenlik gösterebilir. Ancak önemli olan, iman ve vicdan sahibi insanların şartlar ne olursa olsun ince düşünceli ve anlayışlı bir tavır içerisinde hareket etmeleri, kadının zor durumda kalmaması, maddi ve manevi açıdan güvenliğinin sağlanabilmesi için gerekli olan tüm önlemleri alabilmeleridir. Ve tüm bu konuları çözümlerken de, Allah'ın ayette bildirdiği gibi, her türlü konunun kişiler arasında güzellikle ve Kuran ahlakına uygun bir şekilde halledilmesidir.
Kadına Zorla Mirasçı Olunmaması
Allah Kuran'da kadınların toplumsal yaşamın her aşamasında en güzel şekilde korunup kollanmalarına yönelik pek çok tavsiyede bulunmuştur. Bunlardan biri de, kadınların mallarına zorla mirasçı olunmaya çalışılmamasıdır. Allah Kuran'ın "Ey iman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkışmanız helal değildir. Apaçık olan 'çirkin bir hayasızlık' yapmadıkları sürece, onlara verdiklerinizin bir kısmını gidermeniz (kendinize almanız) için onlara baskı yapmanız da (helal değildir.) Onlarla güzellikle geçinin..." (Nisa Suresi, 19) ayetiyle, müminlere bu konuyu hatırlatmıştır.
Yetim Kadınların Haklarının Korunma Altına Alınması
Kadınlara gösterilmesi gereken ihtimama ve güzel ahlaka dikkat çekilen ayetlerden birinde, Allah 'yetim kadınlara karşı adaletin ayakta tutulması' gerektiğini haber vermiştir:
Kadınlar konusunda senden fetva isterler. De ki: "Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor. (Bu fetva,) Kendilerine yazılan (hakları veya miras)ı vermediğiniz ve kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size Kitap'ta okunmakta olanlardır. Hayır adına her ne yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir. (Nisa Suresi, 127)
Allah korkusu olmayan kimi insanlar, zayıf konumda olduğunu, çevresinin güçlü olmadığını ya da arkasında haklarını koruyup sahip çıkacak kimsesi olmadığını düşündükleri insanların haklarını kolaylıkla çiğneyebilmektedirler. Yetim olan kimseler de, kimi zaman bu kötü niyetli insanların adaletsiz ve çıkarcı tavırlarına hedef olabilmektedirler. Hatta kimi insanlar, bazen bir kişiyle, sahip olduğu imkanlarından yararlanma düşüncesiyle, sadece zengin olduğu için evlenebilmektedirler. Bu kişi yetim biri olduğunda ise, bu çıkarcı yaklaşımlarını çok daha rahat bir şekilde uygulamaya geçirebileceklerini düşünebilmektedirler. İşte Allah bu gibi insanların ahlakından sakınmaları konusunda müminleri uyarmış ve onlara daima hayırdan yana hareket etmelerini hatırlatmıştır.
İman eden kimseler, Allah'ın, yaptıkları herşeyi gördüğünü ve ahirette tüm bunları ortaya çıkaracağını bilirler. İnsanları aldatmanın, haksız yollarla menfaat elde etmeye çalışmanın, adaletsiz ve merhametsiz tavırlar sergilemenin, ahirette insanları mutlaka kayba uğratacağının bilincindedirler. Dünya hayatında haksız yere kazanılacak az bir menfaatin, insanlara Allah'ın rızasını kaybettireceğini ve ahirette sonsuz bir azaba neden olabileceğini düşünerek böyle bir ahlaka asla yanaşmazlar. Yetim bir insanın hakkını herkesten önce onlar kendileri koruyup kollarlar.
Ben kimsenin pislik günahının hamalı olmak istemem bir masum mazlumda zalimlerin kafirlerin günahını çekmesin bir güzellik iblis ve piçlerinin malı olmasın inşallah ilahi Adaletin ve ilahi rızanın ikliminde günahlarımıza keffaret olacak ölçüde isyan etmeden kaldırabileceğimiz gibi bir ölüm gelsin inşallah başkaları belki mesul tutabilir ancak en güzel Adaleti yapan ALLAH(cc) ve Resulü(asm) iyi niyet sahibi kulları insi ve cinni pisliklerin cinayetlerinden mesul tutmaz bu fakir kulunuda inşallah iyi niyet sahibi mümin kullarından yazmış olsun.ALLAH(cc)ın Resulünün(asm) Kur’ani mananın hukukunu çiğnemekten kul hakkı ile ölmekten şirkin,küfrün,zülmün ,iğrenç olanın kirliliğinden korusun inşallah.Her şeytani ruhtan ve niyeti bozuk zalimlerden arındırsın inşallah.Ölüm bizim için şebi Arus sevgiliye kavuşmak olsun Rabbimizin rızası olsun.
Ahlâkî Örnek Olarak Hz. Peygamber (S.A.V.)
"Allah'a ve Ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için en güzel örnek" olan Hz. Muhammed (s.a.v.), rahmeti her şeyi kuşatmış olan Allah'ın tasdikiyle "yüce bir ahlâk" üzere yaşamıştır.
Ahlâkın özünü kişilik, kişiliğin özünü ise kendiliğinden, devamlı ve kuşatıcı olan kısmı teşkil eder. İzlenmesi gerekli yol olarak "sünnet" de içerdiği devamlılık ve kuşatıcılık ile Hz. Peygamber(asm)'in eşsiz ahlâkını şüphe ve yanlış anlamaya meydan vermeyecek şekilde insanlığın düşünme, ibret alma ve doğruyu bulma yeteneğinin istifadesine sunar. Muhtemel her yönü ve her türlü tezahürü ile hayatı bütünüyle kucaklayan istikamet, doğruluk ve adâlet, özü sözle, sözü de davranışla ayrılmaz bir vücut halinde birbirine nakşeden içtenlik ve samimiyet, düşünülen, söylenen ve yapılan her şeye güzellik ve insanilik damgasını vuran incelik, nezaket ve hayâ, her türlü iyiliğin özünü simgeleyen şefkat, merhamet ve muhabbet, her durum ve şartta insanca oluşu, insana yakışırlığı temsil eden hilm, cömertlik, sabır ve cesaret, iman ağacının özünü teşkil eden takva, itidal ve hakkaniyet, her türlü güzellik ve olgunluğun en güzel elbiseleri olan tevazu, sadelik ve vefa... O'nun yüce ahlâkının ana çizgilerini oluşturur.
Yeme-içme, giyim-kuşam, istirahat ve eğlenme gibi tabi ihtiyaçlarını karşılamasında, ailesi, akrabaları, dostları ve düşmanları ile ilişkilerinde, duâ, ibâdet ve niyazında, tebliğ ve sohbetlerinde, geçimini teminine yönelik faaliyetlerinde, tebessüm ve vakarında, afiyet ve hastalığında, zenginlik ve fakirliğinde, savaşta düşmanla olan mücadelesi ile evinde çocuklarıyla olan muhabbetinde, vefat etmiş oğlu İbrahim'in bedenine damlayan gözyaşlarıyla şehid olmuş amcası Hz. Hamza(ra)'nın delik deşik edilip hunharca parçalanmış bedenine bakan gözlerinde... Kısacası hayatının her an ve her aşamasında bütün bu yüce değerler olgunlaşma çabası altında görünür ve O'nun şahsiyetinin ayrılmaz parçaları haline gelirler.
Hayat, devamlı değişen ilişkiler bütünü olup bütün değişimleri ile bir süreci ifade eder. Ahlâk ise istikrarı, gelişimi ve olgunlaşması ile bu sürece kimliğini kazandıran, şahsiyetini verendir. Bu açıdan Peygamber Efendimizin(asm) detaylarıyla bilinen hayatına bakıldığında, bu hayata örnek şahsiyetini verenin, yüce değerlerin, dosdoğru yolun, insanca, insanın yaratılış amacına uygun yaşamanın ilahi kelimelerle ifadesi olan Kur'an-ı Kerim'in olduğu rahatlıkla görülür. Kendisine O'nu en iyi tanıyan kimselerden biri olarak "O'nun ahlâkı nasıl idi?" diye sorulduğunda, sevgili eşi Hz. Âişe(ra)'nin "O'nun ahlâkı Kur'an idi." şeklinde cevap vermiş olması bu açıdan çok önemlidir. Öncelikle yaratan ve emredip en güzeline hidâyet eden yüce Allah'ın "Yâsîn, hikmet dolu Kur'an hakkı için, sen şüphesiz gönderilenlerden (Resullerden)sin, dosdoğru yol üzerindesin." (36/Yâsîn, 1-4), "Nûn. Kaleme ve yazdıklarına andolsun ki sen Rabbinin nimeti ile bir mecnun değilsin ve hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir ecir vardır. Ve hiç şüphesiz sen yüce bir ahlâk üzeresin." (68/Kalem, 1-4) ve benzeri âyetler ile Peygamber Efendimizin bir yandan üstün ahlâkına bir yandan da bu üstün ahlâkın İlâhî öğreti ile bağlantısına şahadeti, sonra da bu ilahi şahadete selim akıl ve kalpleri ile doğru bilgi, tecrübe ve haberlere istinaden katılıp, bu hakikati tasdik eden nice insanların buna tanıklığı göstermektedir ki O, özü, sözü ve hareketi ile hayatının başından sonuna kadar her anına damgasını vuran ahlâkı ile ilahi öğreti Kur'ân-ı Kerim rehberliğinde insanî olgunluk ve kemale ulaşarak âlemlere rahmet olmuş, olgunluk ve kemali gaye edinenlere de en güzel örnek olarak Allah(cc)'ın kulu ve elçisi olmanın gereğini yerine getirmiş, "yaratan Rabbin adıyla" okumanın anlamını, şeklini ve beşeri düzlemdeki fonksiyonunu bütün insanlığa göstermiştir. Dolayısıyla O'nun eşsiz ahlâkını tetkik, insanı, Kur'an rehberliğinde yaşanmış bir olgunluğun, kemalin kıyısına götürmekte, insana, hayatı hayat olarak bütün karmaşıklığı içinde bütünlüğü ile anlama, tatma ve yaşama imkânı vermektedir. Zaten O'nu âlemlere rahmet ve insanlığa güzel örnek yapan da işte bu kuşatıcılık ile bütünlüğüdür, insanca yaşamanın eşsiz rehberi Kur'ân-ı Kerim'i özü, sözü ve davranışı, ailesi, topluluğu ve devleti ile hayata yansıtmış olmasıdır.
İnsan yaşamının üzerinde gerçekleştiği yeryüzü nice başarılara şahitlik etmiş, insan elinde çiçeklenen nice güzelliklerin tanığı olmuştur. Ancak bütün bu güzellik ve başarıların tek bir insanın şahsiyetinde Hakk'a ve hakikate şahitlik ettiği pek görülmemiştir. İşte Peygamber Efendimizi (asm)ve O'nun eşsiz Ahlâkını mümtaz kılan, hayatın muhtelif yönlerinde ortaya konulan çeşitli başarıların sahibi olan diğer insanlardan ayırıp da O'nu tüm olgunluk ve kemalin numunesi haline getiren husus bu kuşatıcılığı ile bütünlüğüdür. Bu durumda insana ait yaşamın her anı ve her safhası için O'nun asil hayatı ve güzel Ahlâkında olması gereken, olgunluk ve kemale işaret eden bir örneklik vardır.
Peygamber Efendimizi(asm) herhangi bir şekilde görebilmek, O'nunla herhangi bir şekilde hayatın bir anını paylaşabilmek ya da onunla ilgili güvenilir bir eseri okuyabilmek, bir şekilde ona ulaşabilmek, görüp duyabilme ve görüp duyduklarını gereğince değerlendirebilme imkanına sahip bir insan için onun şahsiyet ve ahlâkının güzelliği ve eşsizliğini idrak noktasında yeterlidir. Onu gereğince takdir edebilmek ve onun bu güzellik ve eşsizliğinden yeterince istifade edebilmek ise insanın taşıdığı "sorumluluk" endişesiyle bağlantılı olarak onu, Allah (cc)elçisi ve dolayısıyla hakikatin (kitap ve hikmetin) öğreticisi, açıklayıcısı, olgunluk ve kemalin eğitimcisi olarak görebilmek ve değerlendirebilmekle ve hiçbir istisnaya yer vermeksizin hayatın bütününü onun evrensel örnekliğine açabilmekle mümkündür. Bu durumda meramı ifâde için şu âyet yeterli olacaktır: "Andolsun ki Allah(cc)'ın Resulünde (asm)sizler için, Allah(cc)'ı ve Ahiret gününü umanlar ve Allah(cc)'ı çok zikredenler için elbette pek güzel bir örnek vardır." (33/Ahzâb, 21)
Yakınları, dostları ve kendisini görenler tanıklık ederler ki Resul-ü Ekrem(asm)'in mübârek cismi baştan aşağı kusursuz, bütün azası birbirine uygun, alnı, göğsü ve iki omuzlarının arası ve avuçları geniş, boynu uzun ve düzgün, omuzları, pazıları, baldırları iri ve kalın, bilekleri uzun, parmakları uzunca, elleri ve parmakları kalınca idi. Karnı, göğsü ile beraber olup şişman değildi. Ayaklarının altı çukurdu, düz değildi. Uzuna yakın orta boylu, iri kemikli, güçlü kuvvetli idi. Cildi ipekten yumuşak, başı orta büyüklükte, kaşları hilal, çekme burunlu, az değirmi (yuvarlak) çehreli idi. Kirpikleri uzun, gözleri kara ve güzeldi. İki kaşının arası açık, fakat kaşları birbirine yakındı. Çatık kaşlı değildi. İki kaşının arasında bir damar vardı ki hiddetlendiğinde kabarıp görünürdü. Yüzü adeta pembe beyazdı. Yani ne kireç gibi beyaz ne de kara yağız, esmer idi. İkisi ortası gül gibi kırmızıya dönük, beyaz ve berrak olup yüzünde nur gibi bir parıltı vardı. Dişleri inci gibi beyaz ve parlak olup hafifçe seyrekti. Konuştuğu ve tebessüm ettiği vakit beliriverirdi. Saçları ne pek kıvırcık ne de pek düzdü. Uzadığı zaman kulaklarının memelerini geçerdi. Sakalı sıktı fakat uzun değildi. Bir tutamdan fazlasını keserdi. Vefatlarında saçı sakalı henüz ağarmaya başlamıştı. Başında pek az, sakalında yirmi kadar beyaz kıl vardı. Vücudu tertemizdi. Koku sürsün, sürünmesin teni ve teri en güzel kokulardan daha güzel kokardı... Haline hüzün ve tefekkür, bakışlarına da netlik ve derinlik hâkimdi. Çoğu zaman sükût eder ancak gerektiğinde konuşurdu. Konuştuğunda ağır ağır, tane tane konuşur, önemli yerleri tekrar ederdi. Sevgi ve sevincini tebessümle ifade eder, yüz rengi ve hatları, haline delalet ederdi. Yürüdüğünde ayaklarını kuvvetle kaldırır, vakar ve sükûnetle çabuk ve uzun adımlarla, sanki yüksekten iner gibi yürürlerdi. Bir şeye yönelmek istediğinde sadece başıyla değil bütün vücuduyla döner, sebepsiz hiçbir tarafa bakmazdı. Temiz, düzenli ve sağlıklı idi. Ağırbaşlı, vakur, cana yakın, sıcak, samimi ve ilgili idi...
Peygamberimizin(asm) dış görünüşü ve tabii özellikleri, iç ahlâkı ve iç dünyasını aksettirmektedir. Bu meyanda yapılan tarifler, nihâyetinde samimiyeti, içtenliği, sevecenliği, güvenilirliği, dürüstlüğü, bilinçliliği, dinginliği....ile noktalanmaktadır. Yüzünün parlaklığı, yürüyüşünün eminliği, yönelişinin tamlığı bu açıdan değerlendirilirse bu açıkça görülecektir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de bir çok yerde (2/Bakara, 173, 7/A'râf, 46-48, 47/Muhammed, 30, 48/Fetih, 29 ve 55/Rahmân, 41) Yüce Allah "sîmâ"yı "iç"i tanıtan, ahlâkı gösteren bir alâmet olarak değerlendirmiştir. İbn-i Abbas'ın: "İyiliklerin yüzlerde bir parlaklığı, kalpte bir nuru, bedende bir kuvveti, rızıkta bir genişliği ve gönüllerde bir sevgisi vardır. Kötülüklerin de yüzlerde bir sevimsizliği vardır." sözü ile, Hz. Osman(ra)'ın "Kişinin işlediği her bir amelin elbisesi kendisine giydirilir. Hayır ise hayır, şer ise şer..." sözleri de bunu göstermektedir. Bu durumda, Medine dışında konaklamış bir kervandan, pazarlık etmeksizin söylenen fiyat ile kırmızı bir deveyi alıp, yularından çekerek şehre doğru yürüdüğünde Hz. Peygamber(asm)'in arkasından olayı değerlendirerek tanımadıkları bir kimseye bu şekilde karşılığını peşin olarak almaksızın deveyi vermiş olmalarından hayıflanan kervan ehline "rahat olun! Bundan daha temiz ve daha nurlu başka bir insan görmedik" şeklinde görüş bildiren o kadının, ya da vefatı sonrasında, hücre-i saadetine girip de peygamberimizin yüzünü açıp alnını öptüğünde "Ah! Hayatında olduğun gibi ölümünde de güzelsin." diyerek duygularını ifadeye çalışan Hz. Ebûbekir(ra)'in bu samimi sözlerini ve de neden onu ansızın görenlerin heybetinden heyecana kapıldıklarını, görüp tanıyanların ise onu o derece sevdiklerini daha iyi anlayabiliyoruz.
Resul-ü Ekrem(asm)'in şahsiyetinde, "yaratan Rabbin adıyla okumak..." ve "emredildiği şekilde istikamet üzere olmak" çaba ve gayretinin yeri ve etkisi âşikârdır. Kendisine gelen ilk vahyin "Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı alaktan yarattı. Oku! Kalem ile öğreten, insana bilmediğini öğreten Rabbin ne büyük kerem sahibidir." ayetlerinden oluşmuş olması, yaşlılık emareleri üzerinde belirdiğinde, halini soran ashabına "Beni, Hûd suresi ihtiyarlattı." şeklinde cevap vermiş olması buna işaret etmekte olup, mezkûr surede Yüce Allah (cc)şöyle buyurmaktadır: "O halde sen, beraberindeki tövbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Ve aşırı gitmeyin. Çünkü O, her ne yaparsanız onu hakkıyla görendir." (11/Hûd, 112)
İnsan, bir münasebetler sentezidir. Her insan bir ilişkiler bütünü içerisinde yaratılır ve şahsiyetini, kişiliğini, ahlâkını bu bütün içerisindeki tavrı ve rolü ile ortaya koyar. Yüce Allah(cc)'ın "birleştirilmesi emredilen" olarak ifade ettiği bu ilişkiler bütününü muhafaza edebilmenin yolu olan yaratana kulluğu, yaratılana da şefkat, merhamet ve adaleti, emrolunduğu üzere dosdoğru şekilde yerine getirilmesinin zorluğu ve zor olduğu kadar da insani olgunluğa ulaşabilmedeki önem ve rolü tartışmasızdır. İşte bizler Resul-ü Ekrem'in eşsiz ahlâkında, özünde, sözünde ve davranışlarında ve hatta ağaran saç ve sakallarında hep bu "emrolunduğu gibi dosdoğru olma" endişesi ve gayretini görmekteyiz. O, Allah Teâlâ(cc) ile olan ilişkisinde, iç dünyasında, evinde, ailesi ve akrabası ile olan münasebetinde, dostlarına, tanıdık tanımadık bütün insanlara karşı olan tavırlarında, istirahatında, ticaretinde, savaşta ve savaş sonrası ganimet taksiminde, mescitte imamlıkta, en önde liderlikte, hayatı ve vefatında hep bu endişeyi taşımış, olanca gayretini buna sarf etmişti. O, durumunu şöyle ifade ediyordu: "Rabbim beni ne güzel terbiye etti.", "Ben ancak ahlâki faziletleri tamamlamak üzere gönderildim." O halde, Resulullah'ın ahlâkını tanımak, onu, içerisinde bulunduğu ilişkiler bütünü ile tanımakla mümkün olacaktır. Bu yapıldığında ise onun ahlâki yüceliğinin temelinde bu ilişkiler bütününü hayranlık verecek şekilde, biç birini ihmal etmeksizin muhafaza etmiş olmasının, birleştirilmesi emrolunan her şeyi hayatı ile birleştirmiş olmasının bulunduğu görülecektir.
Ahlaki faziletlerin başında "adalet" ve "ihsan" gelir ki her iki kavram da nihayetinde "her şeyi yerli yerine koyma"yı ve "yapılması gerekeni layığı ile yapma"yı ifade eder. Nitekim Yüce Allah(cc): "Muhakkak ki Allah(cc) adaleti, ihsanı ve akrabaya vermeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye sizlere öğüt verir." (16/90) buyurur. Resul-i Ekrem, hayatı boyunca her şeye gereken değeri gerektiği kadarı ile vermiş, ihmalkârlık, duyarsızlık ve aşırılık onun hayatında kendine bir yer bulamamıştır. Bir insanın ihmal ve dengesizliğe meydan vermeksizin, hiçbir aşırılığa düşmeksizin, hayatın her bir yönünde davranmış olması ve bu denge ve istikrarı hayatın hem yatay hem de dikey boyutunda muhafaza etmiş olması elbette olgunluk ve kemalin zirvesidir. Beşer olması peygamberliğine bir nakısa getirmemiştir. Peygamberliği ona ailesini, dostlarını unutturmamıştı. Allah(cc)'a olan bağlılığı ve deruni duyguları onu dünyadan el etek çekmeye yöneltmemişti. Liderliği, komutanlığı, hâkimliği onu hastaları ziyaretten, fakirlerle sohbetten men etmemişti. Mekke'deki hayatı ile Medine'deki hayatı arasında yaşananlar ve sahip olunan imkânlar çok farklı da olsalar duruş bakımından hiçbir farklılık olmamıştır.
Adalet ve ihsan onun hayatının her demini kuşatmıştı. Gençliğinde toplumda el-Emin olarak tanınır ve bilinirdi. Ticaret hayatındaki dürüstlüğü takdir edilir, insanlar arası anlaşmazlıklardaki hakemliği makbul görülürdü. "Doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Yalan kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür" der, doğruluğu imanın gereği, yalanı, emanete ihaneti ve verilen sözlerde durmamayı nifak alameti sayardı. Doğruluk hassasiyeti o derecede idi ki şaka bile olsa ondan taviz vermezdi. "şaka yapar mısınız?" diye sorulduğunda "evet, ama doğru sözden başkasını söylemem" demişti. Onun bu özelliğini düşmanları bile bilir, onu öldürmek için ellerinden geleni yaptıkları halde kıymetli eşyalarını ona emanet etmekten çekinmezlerdi. Mekke'den Medine'ye hicretinde yatağına yatırıp geride bıraktığı Hz. Ali(ra)'ye her emaneti sahibine vermesini tembihlemişti.
En zor durumlar bile onu verdiği söze bağlılıktan vazgeçiremezdi. Hiçbir menfaat ona, bu konuda geri adım attıramazdı. Mekke'den Medine'ye gelirken müşriklere yakalanan ve kendilerine karşı savaşmamak şartıyla serbest bırakılıp Bedir savaşı öncesi Hz. Peygamber(asm)'e kavuşan Huzeyfe el-Yeman ve bir arkadaşı, olayı Resul-i Ekrem'e anlattığında sayılarının azlığı, adama olan ihtiyaçlarının şiddetine rağmen onlara savaşa katılamayacaklarını ifade ile "siz geriye dönün, her halükarda sözünüze riayet edeceğiz. Bizim sadece Allah'ın yardımına ihtiyacımız var" demişti. Hudeybiye'de müşrikler ile yapılan anlaşmanın şartlarından biri de Mekke'den müslüman olarak Medine'ye gidecek olan kimselerin, talep edilmesi durumunda Mekkelilere geri verilmesi idi. Daha antlaşma henüz imzalanmış iken Ebu Cendel, elleri zincirli bir halde, hapsedildiği zindandan kaçarak Müslümanların bulunduğu yere gelmişti. O esnada orada bulunup, anlaşmayı yapmış olan müşrik Süheyl Bin Amr, antlaşmanın derhal tatbikini talep ile kaçağın kendisine teslimini istediğinde bu durum Müslümanların ağırına gitmişti. Resul-i Ekrem(asm) ise inananların selamet ve kurtuluşuna olanca düşkünlüğüne rağmen "Ey Ebu Cendel, sabret! Biz ahdimizden dönemeyiz. İnşallah Allah sana yakında bir yol açacaktır" demişti. Ne ahde bağlılıktan taviz vermiş ne de Ebu Cendel'i ihmal etmişti. Sözde durmayı, ahde bağlılığı kul olmanın gereği olarak görmüş, işin sonucunu Allah(cc)'a havale etmiş, O'na güvenip dayanmıştı.
"Helal rızık kazanmak için çalışmanın mecburi bir görev" olduğunu, en hayırlı kazancın da el emeği ve meşru ticaret vasıtasıyla sağlanan kazanç olduğunu söyler, satarken ve satın alırken kolaylık gösterene Allah(cc)'ın rahmetini müjdeler, doğru ve güvenilir tacirlerin peygamber ve şehitlerle beraber olacaklarını ilan ederdi. Bazen pazarları gezer, satıcıların mallarını kontrol eder ve "bizi aldatan bizden değildir" derdi. Kendisi de bilfiil ticaretle uğraşmış, kanaati, dürüstlüğü ve vefası ile tanınmıştı. Bazen borçlanır, borçlarını vaktinde ve en güzel şekilde öderdi. Hakka riayete önem verir, her hak sahibine hakkının mutlaka verilmesinde ısrar ederdi. "Hak sahibinin söze hakkı vardır" diyerek hakkın üstünlüğünü ilan ederdi. Hiçbir olayın hakkı zayi etmesine müsaade etmezdi. Yahudi alacaklısı, alacağını talep üzere gelip de elbisesini çekerek, yakasından tutarak "Siz Abdulmuttaliboğulları hep borcunuzu uzatırsınız" gibi kaba sözler söylediğinde, Hz. Ömer(ra) sinirlenerek sert bir şekilde karşılık vermişti. Resul-i Ekrem(asm) ise olup biteni tebessümle karşılamış ve Hz. Ömer'e "Ey Ömer! Ben ve o, senden bunun dışında bir söz duymaya çok daha muhtaç idik. Bana borcumu güzelce ödemeyi, ona da alacağını güzelce istemeyi tavsiye etmeliydin, vadenin dolmasına daha üç gün vardı" diyerek fazlasıyla ödenmesini sağlamıştı. Bu olay, yahudinin Müslüman olmasına vesile olmuştu.
Bir defasında kestiği hayvanın etini satan bir bedeviden, evde var zannettiği hurma karşılığında bir miktar et almış, eve geldiğinde ise hurma kalmadığını görmüştü. Derhal çarşıya gelerek bedeviyi bulmuş "senden hurma karşılığında et almıştım fakat ne yazık ki hurmam kalmamış" diyerek durumu izah etmişti. Aldatıldığını düşünen bedevi bağırıp çağırmış, Resul-i Ekrem ise onu susturmaya çalışanlara "siz müdahale etmeyiniz zira bedevinin hakkı var" diyerek tekrar meseleyi anlatmaya çalışmış ama bedevi söylenmeyi bırakmamıştı. Bunun üzerine peygamberimiz bedeviyi, Ensar'dan bir kadına havale ederek etinin karşılığı olan hurmaları almasını sağlamış, bedevi de Resul-i Ekrem'in sabır ve müsamahakârlığından duygulanarak "Muhammed! Cenab-ı Hakk sana ecir ve mükâfatını versin, sen bana hakkımı hem de fazlasıyla verdin" demişti. Hakka riayet ve en güzeliyle karşılık vermek onun ahlakının en önemli esaslarındandı. O, "borçlarını daha iyi, daha mükemmel bir şekilde ödeyenler faziletli kimselerdir" der, aldığı borçları fazlasıyla geri öderdi.
Adalete riayet, kişinin kendisi, anne babası ve yakınlarının aleyhine de olsa adil olabilmeyi, muhataba duyulan kin ve nefret duygularının adaletsizlik ve aşırılık yönündeki baskılarına direnebilmeyi gerektirir. Üst tabakada hırsızlık yapmış bir kadın için aracılıkta bulunulduğunda "İsrailoğulları işte bu yüzden helak olmuştur. Onlar, kanunları fakirlere uygular, zenginleri ise affederlerdi. Allah(cc)'a yemin ederim ki eğer Muhammed(asm)'in kızı Fatıma(ra) hırsızlık yapsaydı onun da elini keserdim" diyerek her türlü iltiması reddeden, buna karşılık suçun tespiti ve cezanın terettübü için kılı kırk yaran Resul-i Ekrem(asm), bu tarafsız adalet ve hakkaniyetin emsalsiz temsilcisidir. Yahudilerin bile anlaşmazlıklarını ona götürmesine sebep olan, O'nun bu eşsiz özelliğidir.
Resulullah, Hz. Ali(ra)'ye şöyle nasihat etmişti: "sana iki kişi muhakeme için geldiğinde ikisini de dinlemeden sakın karar verme! Zira ancak her ikisini de dinlediğinde doğruyu bulabilirsin." Hz. Ali(ra), bu nasihat sayesinde davalarda zorluk çekmediğini, kolaylıkla doğruya ulaşabildiğini söylerdi. Resul-i Ekrem, adil liderlerin kıyamet gününde Allah(cc)'a en yakın kimseler olacaklarını, zalimlerin ise en uzak olacaklarını, fakir, yoksul ve muhtaç kimselere kapısını kapatan hâkimlere Allah(cc)'ın da kapısını kapatacağını söylerdi. Bir savaş sonrası ganimetleri taksim ederken "bu taksim Allah(cc) rızası için yapılmıyor" şeklindeki bir ifadeyle karşılaştığında "ben adil olmazsam kim adil olur" diyerek mukabelede bulunmuştu. Kalabalık içerisinde üzerine yüklenen birisini, elindeki ince değnekle uyarmak istediğinde kazara o kimsenin ağzı çizilmişti. Peygamberimiz(asm) bu durumda, o kimseden aynısını kendisine yapmasını istemişti. Adalet hususundaki hassasiyeti, hakkaniyete riayeti ile tamamlanıyordu.
Onun adaleti sert, kaba ve kırıcı değil, bilakis yapıcı, onarıcı ve ıslah edici idi. Adalete bağlılık ile geçen güzel ömrünün sonunda ölüm döşeğinde iken halka hitaben "birisine bir borcum varsa veya birini kırdıysam yahut birinin mal veya şerefine bir zarar verdiysem işte şahsım, işte şerefim, işte malım mülküm! Benden karşılığını bu dünyada alsın" demiş, onun bu sözleri sükûnet ile karşılanmış, ancak bir adam Resul-i Ekrem'den birkaç dirhem alacağı olduğunu söylemiş ve parasını almıştı. Ne mutlu, adalete riayetle zulmün zerresine bile bulaşmadan ömür sürmüş olanlara!
Adaletten her ayrılış, zulme doğru atılan bir adımı ifade eder. "Muhakkak ki şirk elbette pek büyük bir zulümdür" (31/13) ayetinin de işaret ettiği üzere, adalete en uzak nokta şirk, adaletin özü de her türlü erdem ve iyiliğin bayrağı tevhiddir. Dolayısıyla yaratana kulluk peygamberimizin(asm) Ahlakının özünü teşkil eder ki, hayatı bunun en güzel şahididir. Hayatın yatay ve dikey boyutundaki her türlü kemale ait istikrar ve sebatının temelinde de bu sağlam bağlılık yatar. "şükreden bir kul olabilmek" onun her türlü düşünce, söz ve eyleminin saiki idi. Gece boyu namaz kılmaktan ayakları morardığında "Allah(cc) senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladı. Niçin böyle yapıyorsunuz? diye soran Hz. Aişe(ra)'ye "şükreden bir kul olmayayım mı?" diyerek cevap vermişti.
Allah(cc)'ın dinine davet ettiği Taifliler kendisine horlama, aşağılama hatta taşlama ile mukabelede bulunmuş, o ise teselliyi Rabbine münacatta bularak, O'na olan bağlılık ve sevgisini "senden gelen her şeye ben razıyım, yeter ki bana gazap etmiş olma...." şeklindeki duygu yüklü sözleriyle ifadeye çalışmıştı. Birçok vesile ile ashabına "içinizde Allah(cc)'tan en çok korkanınız benim" demişti. Bu hayatının her anı için geçerliydi. Bir defasında bütün gece boyunca Kur'an-ı Kerim'de Hz. İsa(asm)'nın duası olarak geçen "eğer onlara azap edersen elbette onlar senin kullarındır. Şayet onları bağışlarsan elbette sen yegane izzet ve hikmet sahibi olansın" (5-118) ayetini tekrar edip durmuştu.
Allah(cc)'ı zikir ve O'nu tespih her anını kuşatmıştı. Devamlı Kur'an okur, hatta başkalarının da okumasını ister, onu başkalarından dinlemeyi çok sevdiğini söylerdi. Özü, sözü ve davranışı ile Kur'an'ı hayatının her anına yansıtmak, en büyük hedefiydi. "Gözümün aydınlığı namazdır" der, her vesilede namaz kılmayı arzulardı. "Haydi Bilal! Kalk, kamet getir de bizi rahatlat, bizi huzura kavuştur" derdi. Bu, O'nun için bütün dünya güzelliklerinin üstünde idi. Hz. Enes, "Resulullah'ı gecenin hiç ihtimal vermediğiniz bir anında namaz kılarken, yine hiç ummadığınız bir anında da uyurken görebilirsiniz" demektedir. Bazen o kadar oruç tutardı ki hiç orucu bırakmayacağı zannedilir, bazen de oruca o kadar ara verirdi ki artık daha oruç tutmayacak denilirdi.
Allah(cc)'a olan bağlılığı, ibadete olan düşkünlüğü had safhada olmakla birlikte bu, onu dünyadan ve insanlardan uzaklaştırmaya sevk etmemiş, bilakis itidali sayesinde ihsan üzere bütün sorumluluklarını yerine getirmesinde en önemli etken olmuştur. "En hayırlı amel, az da olsa devamlı olandır" der, dinde aşırılık ile insanın bir yere varamayacağı ihtarı ile arkadaşlarına itidal üzere yaşamayı tavsiye ederdi. Sadece ibadette değil yeme-içme, giyim-kuşam, dostluk-düşmanlık gibi hayatın her yönünde aşırılıklardan korunmada ısrar ederdi. Acıkmadan yememek, yediğinde ise iyice doymadan sofradan kalkmak, O'nun âdeti idi. Bir seferinde her gün oruç tutmak, her geceyi namaz ile ihya etmek ve evlenmemek üzere anlaşan arkadaşlarını "İçinizde Allah(cc)'tan en çok korkanınız ve O'na karşı sorumluluklarını en fazla bileniniz olduğum halde bazı günler oruç tutarım, bazı günler ise tutmam. Aynı şekilde geceleri bazen uyur bazen de namaz kılarım, kadınlarla da evlenirim" diyerek itidale yönlendirmiş, nefsin, vücudun, gözlerin... hanımın, çocukların, akrabaların ve dostların... insanın üzerinde hakları olduğunu beyan ile itidalin esasını ortaya koymuştur. Zaten bu, adalet ve ihsanın da gereğidir. O'nun hayatı ve ahlakı da olanca ağır sorumluluk ve muhtelif işlerine rağmen bu itidalin kusursuzluğu ile parıldar, yolunu arayana rehber, karanlıklardan çıkmaya çalışana da ışık olur.
Resul-i Ekrem(asm) nasıl yaşardı, diye sorulduğunda buna en kısa ve en basit olarak kul gibi yaşardı şeklinde cevap verebiliriz. Kulluk bilinci ve tevazuu hayatının her anında hakimdi. "Şüphesiz ki ben bir kulum. Kulun yediği gibi yer, oturduğu gibi otururum" der, hayata da bu gözle bakardı. Sadelik ve tevazu, şahsiyet ve yaşamının ayrılmaz vasıflarıydı. "Allahım! Ahiret hayatından başka bir hayat yoktur" diyerek dünyadaki yaşamını bir yolculuğa benzetir ve bu tanımlamaya aykırı her türlü tavır ve davranıştan kaçınırdı. Külfet, zorlama, gösteriş, riya, ucub ve kibir dünyada en çok O'na uzaktılar. Şekilcilik ve resmiyet O'nun ahlakında kendilerine hiçbir yer bulamazlardı. Sade giyinir, önüne gelen nimeti küçük görmezdi. Çoğu zaman kuru ekmek, hurma ve sütle yetinir, şikâyetçi olmazdı. Kuru ekmek ve sudan oluşan mütevazı davetleri kırmazdı. Bir yemekten hoşlanmadığında herhangi bir yorum yapmaz yiyemeyeceğini belirtirdi. Hasır üzerinde yatardı. Çoğu zaman kalktığında sağ tarafında hasır iz yapmış olurdu. Üç gün art arda buğday ekmeği ile karnını doyurmamış, Medine dönemi boyunca bir günde iki öğün yemek yememiştir. Hz. Aişe(ra) "Ay gelir geçerdi de biz Muhammed ailesi yemek pişirmek üzere ateş yakmaz, sadece hurma ve su ile karnımızı doyururduk" demiştir. Ebu Ümame de Resulullah'ın şöyle dediğini bize naklediyor: "Rabbim, Mekke vadisini benim için altına çevirmeyi teklif etti. Fakat ben 'hayır ey Rabbim! Gün aşırı yiyeyim ve aç kalayım. Aç olduğum zaman sana yakarıp seni hatırlayayım. Doyduğum zaman da sana dua edip şükredeyim' dedim.
"Bir gün Hz. Ömer, peygamberin(asm) evine geldiğinde Resulullah(asm)'ın hasır üzerinde örtüsüz yattığını ve hasırın izlerinin sağ yanında çıkmış olduğunu, odada bulunan bütün eşyanın hurma lifleriyle doldurulmuş bir yastık, bir hayvan derisi ve bir su kırbasından ibaret olduğunu, yiyecek olarak da sadece birazcık arpanın bulunduğunu görmüştü. Manzara karşısında duygulanarak ağlamış ve peygamberin(asm) "neden ağlıyorsun?" diye sorması üzerine "Bizans'ın kayseri, Fars'ın kisrası debdebe içinde yaşarken sen seçilmiş insan, Allah(cc)'ın Resulü böyle mi yaşayacaksın?" demişti. Resulullah(asm) ise "Ey Ömer! Sen bunun için mi ağlıyorsun? Bilmez misin ki onlar bütün nasipleri dünya hayatında verilmiş insanlardır" diyerek hayata bakışını dillendirmiştir.
Cuma günleri ve dışardan heyetler geldiğinde giymesi için ipekten bir elbise alması teklif edildiğinde de "Bunu ahiretten alacak bir payı olmayan giysin" demişlerdi. Salim bir kafaya, sıhhatli bir bedene ve günlük yiyeceğine sahip olan kimsenin bütün dünya nimetine sahip olduğunu söylerdi. İnsanın dünyadan nasibini de giyilip eskitilen, yenilerek tüketilen ve hayır olarak sarf edilip kazanılan olarak özetler, Kasas suresinin 77. ayetinin ifadesiyle Allah'ın verdiklerinde ahiret yurdunu gözetirdi. Vefatında, üzerinde iki yerinden yamalı bir elbise vardı. Zırhı, ailesinin geçimi için bir miktar arpa borç aldığı bir yahudinin elinde rehin olarak bulunuyordu. Ve evinde yiyecek olarak sadece bir avuç arpa vardı.
O'nun bu hali inancının, dünya hayatına bakışının, fedakârlığının ve cömertliğinin doğal bir sonucuydu. Yoksa bir zorlamanın ve dünyevi nimetlere olan soğukluğun eseri değil. Zira olanca sadeliğine rağmen bazen güzel yemekler yediği, güzel elbiseler giydiği olurdu. Nimeti takdir eder, Allah(cc)'ın bir lütfü ve ikramı olarak görürdü. O'nun yaptığı, içinde bulunulan ortamda yapılabilecek olanın en iyisini yapmaktan ibaretti.
Resul-i Ekrem(asm)'in tevazu ve sadeliği, kendini beğenmenin, gösteriş ve kibrin ve hatta her yerde bir şekilde kendine yer edinen bencilliğin bir elbisesi değil, aksine eşsiz bir samimiyet ve içtenliğin doğal bir muhafazası idi. Arkadaşları arasında bulunurken, O'nu fark edilmez yapan da işte bu özelliğiydi. Bir meclise geldiğinde boş bulduğu yere oturur, "Ben bir kral değilim" diyerek kendisi için ayağa kalkılmasını istemez, elinin öpülmesine müsaade etmezdi. Bir defasında kendisini görüp de heyecanlanan bir kimseye "Heyecanlanma! Ben kuru et yiyen bir kadının oğluyum" demişti. Kendisine "yaratılmışların en hayırlısı" diye hitap edildiğinde "yaratılmışların en hayırlısı İbrahim idi" diyerek cevap vermiş, kendisi için Allah(cc)'ın O'na vermiş olduğu "Allah(cc)'ın kulu ve elçisi" vasfından başka bir vasfın kullanılmamasını istemişti. Sık sık bu konuda arkadaşlarını uyarır, şeytanın kendilerini kandırmaması için dikkatli olmalarını tavsiye ederdi.
Oğlu İbrahim vefat ettiği gün, güneş de tutulmuştu. Bazı kimselerin "işte bakın güneş de Resulullah(asm)'ın matemine iştirak ediyor" yollu düşünmeleri üzerine olaya hemen müdahale etmiş ve "güneş tutulması Allah(cc)'ın ayetlerinden biridir. Kimsenin ölüm veya doğumu üzerine meydana gelmez" diyerek insanların kendisine olan sevgi, hürmet ve bağlılıklarının yanlış mecralara kaymasını engellemiştir.
"Hıristiyanların Meryem oğlu İsa'yı övmede aşırıya gittikleri gibi sizler de beni övmede aşırıya gitmeyin. Ben sadece bir kulum. Benim için sadece 'O, Allah(cc)'ın kulu ve Resulü'dür' deyin" sözleri, O'nun bu konudaki hassasiyetinin güzel bir göstergesidir. Yine O'nun tevazu ve sadeliği, pasifliğin, acizliğin kendisine yüklediği geçici bir vasıf değil, aksine Allah(cc) sevgisi ve kulluk bilincinin incelik ve ruhi derinliğinin hayata doğru doğal bir inkişafıydı. Başarıları arttıkça, insanların sevgi ve bağlılığı çoğaldıkça O'nun büyük bir içtenlik ve tevazu ile Rabbine yönelişi, hayatının hiçbir safhasında bu sadelik ve tevazuundan taviz vermeyişi bunu açıkça göstermektedir.
Bizler Resul-i Ekrem(asm)'i, Hayber'i fethettiğinde, dizgini hurma ağacının kabuğundan yapılmış bir merkep üzerinde Hayber'e girerken düşündüğümüzde, ya da yaşanan onca zorluğun ve çekilen onca hasretin ardından büyük fetihle birlikte, başını devesinin eyerine değecek kadar eğmiş, yüzü şefkat parıltılarıyla parlar olduğu halde Mekke'ye girerken gördüğümüzde eşsiz bir manzara ile karşı karşıya olduğumuzu idrak ederiz. O anda o, sadece Rabbini hamd ile tesbih ediyor ve O'ndan mağfiret diliyordu. "Allah(cc)'ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanları bölük bölük Allah'ın dinine giriyor gördüğünde, Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Zira O tevbeleri çokça kabul edendir" (110/1-3).
Yaşlı bir yük devesinin üzerinde, sırtında dört dirhem bile etmeyecek basit bir hırka, veda haccına giderken şöyle dua ediyordu: "Allahım! Bu haccı riya, gösteriş ve ünden uzak et."
İnsan kişiliğinin en açık ve net olarak gözlemlenebileceği yer, evidir. Resul-i Ekrem(asm), Hz. Aişe(ra)'nin ifadesiyle evde normal, sıradan bir insan ne yapıyorsa onu yapardı. Kendi işini kendi yapardı. Elbisesini diker, yamar, ayakkabılarını tamir ederdi. Keçilerinin sütünü sağar, devesinin boynuna yağ sürer, evi süpürürdü. Evde ailesi ile meşgul olur, ezan okunduğunda da namaza giderdi. Sorumluluklarının fazlalığı ve ağırlığı O'nun hayatında herhangi bir açığa, ihmale meydan vermezdi. Düzenliydi, tertipliydi, yaşanması gerekli her şeyin O'nun hayatında bir yeri vardı. Eşlerini sever, onlarla ilgilenir, dini yaşayıp uygulamada, kötülüklerden temizlenip, iyiliklerle olgunlaşmada onlara rehberlik eder, aile sorumluluğu ile hareket ederdi. Onlar için en iyisi ve en güzelini, ahlaki faziletlerin en üstününü arzular, sevgi, şefkat ve ilgisi ile elinden geleni yapardı. Her akşam eşlerini ziyaret eder, onlarla sohbet ederdi. Geceleri onları namaza kaldırır, daima onları iyilik yapmaya teşvik ederdi. "Kişinin, eşinin ağzına koyduğu lokma sadakadır" der, kendisini ailesinin dünya ve Ahiret saadetinden mesul tutardı. Hz. Aişe(ra), Hz. Peygamber(asm)'in hiçbir eşine vurmadığını, kaba söz söylemediğini belirtir. Zaten Resul-i Ekrem(asm), "en hayırlınız ailesine karşı en merhametli olanınızdır" derdi. Ailesine karşı en merhametli olan da oydu.
Çocuklarını çok sever, onlarla oynar, ilgilenirdi. Çocuk sevgisini merhametin bir eseri olarak görürdü. On çocuğu olduğu halde, onlardan hiçbirini öpmediğini söyleyen bedeviye "Allah(cc), senin kalbinden merhameti aldıysa ben ne yapabilirim" demişti. Ahlak ve fazilet ile dolu hanelerinde manevi havayı, kendilerini kuşatmış olan sevgi ve şefkat halesi içinde teneffüs ederek yetişen çocuklarının her derdiyle ilgilenir, bir baba olarak bütün sorumluluklarını yerine getirirdi. Kız çocuklarını iyi yetiştirip, güzelce evlendirmeyi, cennetin anahtarlarından biri olarak görürdü. Erkek çocukları zaten daha küçük yaşlarda vefat etmişlerdi. Kızlarını ise büyütmüş ve evlendirmiş, torunları olmuştu. Yine onlarla ilgileniyor, onları ziyaret ediyordu. Gece namaza kalktıklarında onları da uyandırır, daima iyilik yapmaları, ahiret yurdu için hazırlanmaları gerektiğini söyler, "yarın kıyamet gününde ben sizler için bir şey yapamam" derdi. Bütün gayret ve çabası onların iyi birer kul, faziletli birer insan olmaları içindi. Bunun için herkesten önce onlardan sabır ve fedakarlık beklerdi. "Allahım! Muhammed ailesine geçinecek kadar rızık ihsan buyur" diye dua eder, ailesini her türlü aşırılık, lüks, israf ve cimrilikten, dünya malına düşkünlükten sakındırırdı.
Tehlike, sıkıntı ve zorluk olan yerlerde onları öne geçirir, menfaat, rahat ve kolaylığın olduğu yerlerde ise onları geriye alırdı. Bir defasında kızı Hz. Fatıma'yı ziyarete gitmiş, ancak içeride süslü bir perde gördüğünde, kapıdan geri dönmüştü. Sebebi sorulduğunda "benim dünya ile ne işim olabilir" demiş, kızına perdeyi satıp, bedelini ihtiyaç sahiplerine vermesi tavsiyesinde bulunmuştur. Hz. Fatıma, işlerinin yoğunluğu ve değirmende tahıl öğütmekten dolayı karşılaştığı zahmetten dolayı, kendilerine bir harp esirinin hizmetçi olarak verilmesini istediğinde, Hz. Peygamber, "mescidde yatan aç ve çıplak insanlar varken, bu isteğinizi karşılayamam" diyerek, onların bu taleplerini geri çevirmiştir. Akşam olduğunda kızı ve damadının yanına giderek, "size benden istediğinizden daha hayırlı bir şey söyleyeyim mi? Yatacağınız zaman 33 defa Allahu Ekber, 33 defa Elhamdulillah ve 33 defa da Subhanallah deyiniz" buyurmuştur.
Hz. Peygamber ve ailesinin, hiçbir sadakayı kabul etmemesi ve bunun kendilerine haram oluşu da bu açıdan çok önemlidir. Resul-ü Ekrem'e 10 yıl boyunca hizmet eden Hz. Enes'in şu şehadeti, Resul-ü Ekrem'in ev halkına muamelesini uzun uzadıya anlatmaya gerek bırakmamaktadır. "Resulullaha on yıl boyunca hizmet ettim. Bir kere bile bana, "yaptığım bir şey için neden bunu yaptın, yapmadığım bir şey için de neden bunu yapmadın?" demediler.
Mescidde, cemaate hitap ederken, sevgili torunları Hasan ile Hüseyin'in düşe kalka kendilerine doğru geldiklerini görünce, dayanamayıp hutbesine ara vermiş, aşağı inerek torunlarını kucağına almış, sonra da "elbette ki mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihandır" ayetini okumuştur.
Yüce Allah, Nisâ sûresinin 36. âyetinde şöyle buyurmaktadır: "Allah'a kulluk edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve elinizin altında bulunanlara 'ihsan' üzere davranın. Muhakkak ki Allah, kendisini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez." İhsan, Resul-ü Ekrem'in içinde bulunduğu ilişkiler bütünündeki istisnâsız tutumuydu. Sevgi, şefkat, merhamet, hilm, nezaket, incelik, fedakârlık, cömertlik ve cesaret gibi üstün ahlâkî vasıflarının bir yumağı idi. "Gerçekten iman etmedikçe cennete giremezsiniz, gerçekten birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Sizlere gerçekten birbirinizi sevebilmenin yolunu öğreteyim mi? Selâmlaşınız." der, yemek yedirmeyi, tanıdık tanımadık herkese selâm vermeyi İslâm'ın en hayırlı amellerinden sayardı. Resul-ü Ekrem (a.s.m.) çevresindeki herkesle ilgilenir, karşılaştıklarına önce davranıp selâm verir, musâfaha ettiğinde karşısındaki elini çekmedikçe elini çekmez, birisiyle konuştuğunda muhâtabı sözünü bitirip ayrılmadıkça onu bırakmaz, döndüğünde bütün cephesiyle dönerdi.
Herkesi kuşatan sevgi ve ilgisi ahlâkının ayrılmaz parçasıydı. Anne ve babasını küçük yaşlarda kaybetmiş olmasına rağmen onları unutmamış, yıllar sonra bir vesile ile harap olmuş bir mezarın yanından geçerken durup oturmuş, ince ruhundan sızan gözyaşları ile 'Bu Vehb kızı Âmine'nin kabridir' demişti. Kendisine emeği geçenleri asla unutmaz, daima onları hayırla yâd ederdi. Amcası Ebû Tâlib'in hanımının, dadısı Ümmü Eymen'in, sütannesi Halime'nin ve ailesinin O'nun gönlünde özel bir yeri vardı. Sütannesi geldiğinde, onu hürmetle karşılar, ilgi ile ağırlar, hırkasını çıkarıp altına sererdi. Ölümü sonrasında babanın arkadaşlarına iyiliği merhametin gereklerinden sayar, 'içlerinde akrabaları ile ilişkilerini kesen bir kimsenin bulunduğu topluluğa Allah'ın rahmeti inmez' der, sırasıyla annenin, babanın, yakın akrabaların kişinin üzerinde hakları olduğunu beyan ederdi. Dostlarına karşı vefalı ve samimi idi. 26 yıl beraber yaşadıkları ilk eşi Hz. Hatice'yi daima hayırla yâd etmelesi, vefatından yıllar sonra bile bir koyun kestiklerinde bir parçasını Hz. Hatice annemizin arkadaşlarına göndermeleri, kızı Zeyneb'in, savaşta esir düşmüş kocasının fidyesi için annesinden yadigâr gerdanlığını Resul-ü Ekrem'e gönderdiğinde gerdanlığı görüp de ağlaması eşsiz bir vefânın örnekleri değil midir?
Resul-ü Ekrem, bir peygamber, bir insan, bir komutan, bir hâkim, bir dost, bir komşu, bir akraba... Bir insan olarak bütün sorumluluklarını yerine getirir, hayatı her şeyiyle paylaşırdı. Kendisini arkadaşlarından ayırmaz, 'kendisini ayrıcalıklı göreni Allah sevmez' derdi. Ashabı ile birlikte oturur, fakirler ve kimsesizler ile birlikte yiyip içerdi. Onların konuşmalarına katılır, mecliste boş bulduğu yere otururdu. Meclisinde bulunan herkes ilgi ve sevgisinden hisse alır, her biri Resul-ü Ekrem'in en çok kendisini sevdiği duygusuna kapılırdı. Dertleriyle dertlenir, sevinçleriyle sevinir, gecesi gündüzüyle hayatı onlarla paylaşırdı. Yapılması gerekli bir iş olduğunda hemen el atar, Mescid-i Nebevî'nin yapımında, şehrin etrafına hendek kazımında olduğu gibi onlarla beraber çalışır, girdiği savaşlarda olduğu gibi tehlike anlarında hep ön plana çıkarak onlara örnek ve siper olurdu.
"Büyüklerine saygı duymayan, küçüklerini de sevmeyen kimse bizden değildir" der, çevresinde bulunan herkese güzelce muamele ederdi. Mekke'de iken arkadaşı Habbâb bin Eret'i bir yere göndermiş, dönünceye kadar da bu işi yapacak kimsesi olmadığından her gün Habbâb'ın evine giderek keçilerini sağmıştı. Hayber fethi sonrası Habeşistan muhacirleri Medine'ye döndüklerinde "hangisine sevineyim, Hayber'in fethine mi, yoksa Cafer'in gelişine mi?" diyerek arkadaşlarına olan sevgisini göstermiştir.
Ashabından biri vefat ettiğinde, arkasında mal bıraktıysa, onu mirasçılarına güzelce dağıtır, borç bıraktı ise onu üstlenip ödemeye çalışır, ödeyemediğinde "borçlu kimsenin cenaze namazını kılamam" diyerek Müslümanları borcu ödemeye teşvik ederdi.
İyilik ve takva üzere yardımlaşmak, kötülük, günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmamak, O'nun çevresindekiler ile ilişkisinin genel karakteriydi. Ashâbını eğitmek, kötülüklerden temizleyerek iyiliklerle olgunlaştırmak için elinden geleni yapar, dünya ve âhiret saâdetleri için gayret ederdi. Onlara olan sevgi ve samimiyetine halel gelmemesi için "bana birbiriniz hakkında herhangi bir şey söylemeyin. Zira ben hepinizin karşısına temiz bir kalple çıkmak isterim" der, kimsenin kusurunu araştırmaz, kimseyi de hatasından dolayı yargılamazdı. Bir kimse bir hata yapıp günah işlediğinde, isim belirtmeden, kırıp incitmeden durumu düzeltir, aynı şekilde şüpheli şeylere meydan vermeyerek onların kalplerini de muhafaza ederdi.
Hizmetinde bulunanlara evlâdı gibi muamele eder, "köleleriniz sizin kardeşlerinizdir. Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin. Onlara köle, cariye değil, oğlum, kızım diye seslenin. Ağır bir iş vermeyin, verirseniz onlara yardımcı olun", "köleleriniz hakkında Allah'tan korkun" der, onları her fırsatta özgürlüğe kavuşturmayı en büyük iyiliklerden biri olarak görür, bütün esirlerine bu şekilde davranıp her birini özgürlüğüne kavuşturarak ashabına örnek olurdu.
Çocukları sever, onları yolda oynarken gördüğünde selâm verir, bineğine bindirir, aralarına karışırdı. Bazen bir hizmetçi, bir cariye teklifsiz yanına gelir, kendisine yardım etmesini ister, o da hemen kalkıp onların işini görürdü. Dulların ihtiyaçlarını karşılar, yaşlı insanlara daima yardımcı olurdu. Medine'de yaşlılık sebebiyle bunamış bir kadın vardı. Bir gün bu kadın Resul-ü Ekrem'e gelmiş, "Muhammed, seninle bir işim var" demişti. Resul-ü Ekrem de onunla beraber sokağa çıkmış, oturarak onu dinlemiş ve isteğini yerine getirmişti.
Sâliha kadını dünya nimetlerinin en güzeli olarak görür, "kadınlar hakkında Allah'tan korkun" derdi. Bir gün çok sayıda kadın akrabası Peygamberimiz'in etrafına oturmuş, yüksek sesle konuşuyorlardı. Hz. Ömer içeri girince hepsi susmuş ve çekilmişler, Resulullah da bu duruma gülmüştü. Hz. Ömer, "Ey Allah'ın Resulü, Allah seni hep mütebessim kılsın, neden güldün?" diye sorunca, Resul-ü Ekrem, kadınların ondan çekinip de sakınmalarına güldüğünü söyledi. Hz. Ömer'in "benden değil, Resulullah'tan korkun" sözü üzerine kadınlardan biri "O, senin kadar hiddetli değildir" demişti. Medine'ye girerken yol kenarında şarkı söyleyen küçük kız çocuklarını gördüğünde "Beni seviyor musunuz?" diye sormuş, "evet yâ Resulallah, seni seviyoruz" demeleri üzerine "Ben de sizleri seviyorum" demiştir.
Resul-ü Ekrem, "Geniş olun! Zira Yüce Allah, geniş olanı sever" der, genişliği, hilmi ve anlayışı ile ashabına örnek olurdu. İnsanları, zayıflıkları, ihtiyaçları ve idealleri ile bütün olarak değerlendirir, onlara yadırgayıcı ve yargılayıcı olarak değil, anlayışlı bir yol gösterici olarak muamele ederdi. Anlamak, affetmek ve yol göstermek, O'nun insanlara karşı tavrının özüydü. "Hizmetçimi bir günde kaç defa affedeyim?" diye soran bir kimseye "yetmiş defa affet!" diye cevap vermiştir. Bir defasında bahçesine izinsiz girip de hurma toplayıp yiyen ve biraz da elbisesinin cebine koyan bir kimseyi azarlayarak ve elbisesini soyarak Resul-ü Ekrem'e şikâyet eden birine, "O, bilmiyordu, ona öğretmeliydin, o, açtı, onu doyurmalıydın!" diyerek bahçe sahibine nasıl davranması gerektiğini öğretmişti.
Çöllerde göçebe halinde yaşayan bedevî insanlar, Medine'ye geldiklerinde Resul-ü Ekrem onlarla ilgilenir, kabalıklarını yadırgamazdı. Bir defasında yolda giderken bir bedevî gelmiş, Resul-ü Ekrem'in hırkasını arkadan çekerek "Muhammed! Yanındaki Allah'ın malından bana ver" demişti. Çekilen hırkası boynunda iz yapmış, Peygamberimiz bu haliyle dönmüş, tebessüm ederek arkadaşlarına "evet, istediğini verin" demişti.
Resulullah (a.s.m.) Hz. Âişe'nin ifadesiyle hiçbir zaman şahsî intikam peşinde koşmamıştı. Kötülüklere iyilikle mukabelede bulunurdu. O, her zaman kerem sahibi, yüce gönüllü idi. Hayatı boyunca O'na tuzaklar kuran münafıklar, Yahudiler ve müşrikler de onun kerem ve şefkatinden nasiplerini almışlardı. Hayatını anlatan eserlerde, O'nun, münafıkların reisi Abdullah bin Übeyy vefat ettiğinde gömleğini kefen olarak ona verdiğini, olanca entrikalarına karşılık Yahudilere olan güzel ve âdil muâmelesini ve de onca mücadelenin neticesinde Mekke'ye girdiğinde orada müşriklere "gidiniz, hepiniz özgürsünüz" diyerek "Bugün sizi kınamak yok, Allah sizleri affetsin. O, merhametlilerin en merhametlisidir" (12/Yusuf, 92) ayetiyle hitap etmiş olduğunu, kendisini taşlayıp horlayanlar için, canına kastedip kendisiyle savaşanlar için Yüce Allah'a, "Allah'ım, onları affet, çünkü onlar bilmiyorlar" şeklinde dua ettiğini okuduğumuzda "(Ey Muhammed) Sen af yolunu tut, bağışla, iyiliği emret, cahillere de aldırma" (7/A'râf, 199) ayetinin hayata konabileceğini ve yine Resul-ü Ekrem'in "Rabbim, bana intikam alacak gücüme rağmen düşmanlarımı affetmemi, benimle ilişkisini kesenle görüşmemi ve beni mahrum bırakana vermemi emretti" sözünün hakikatini daha iyi anlayabiliyoruz.
Yüce Allah, Âl-i İmrân Sûresinin 159. âyetinde şöyle buyurmaktadır: "... Allah'ın rahmeti ile onlara yumuşak davrandın. Kaba, katı yürekli olsaydın, zaten etrafından dağılıp giderlerdi. Öyleyse onları affet, bağışlanmaları için dua et ve işlerinde onlara danış. Kararını verdiğinde de artık Allah'a tevekkül et. Zira O, kendisine tevekkül edenleri sever." Ayette ifade edilen Allah'ın rahmetinden kaynaklanan "yumuşaklığın" ve gerçekten eşsiz bir şekilde insanların küçüğüyle büyüğüyle, kadınıyla erkeğiyle, fakiriyle zenginiyle O'nun etrafında sevgiden bir tek vücut haline gelmelerinin sırrını merak eden için, namazı uzun tutup da cemaatten bazılarını usandıran sahabesini "namaz kıldırırken fazla uzun tutma. Cemaatte yaşlı olan, hasta olan vardır" diyerek uyaran ya da "nice zaman olur, uzunca bir namaz kılayım, diye namaza başlarım da, ağlayan bir çocuk sesi işittiğimde, arkamda namaz kılan annesinin şefkat duygularını bildiğimden, namazı kısa tutarım" diyen peygamberi düşünmek yeterlidir.
Naz ve nimet içinde büyüdüğü halde, Müslüman olması sebebiyle ailesi tarafından dışlanıp fakr u zarûrete dûçar kalan Mus'ab bin Umeyr'i yırtık-pırtık elbiseler içinde gördüğünde gözyaşları akıtarak onun bu fedâkârlığına saygı gösteren, Câbir bin Abdullah'ın ifadesiyle, kendisinden bir şey istenildiğinde asla "hayır!" demeyen, kapısına gelenleri boş çevirmediğinden nice geceler ailesi ile birlikte aç yatan, elinde kalmış bir miktar parayı verecek bir fakir bulamadığında, o parayı alıp evine gidip yatmaktan utanıp da mescidde yatan ve sabahleyin bir fakir bulunup da o parayla ihtiyacı karşılandığında Allah'a hamd edip evine giden... Evet, bu ve benzeri örneklerde Resulullah'ın eşsiz ahlâkını görmek mümkündür.
Hz. Peygamber, hediyeleşmeyi tavsiye eder, bunun sevgiyi arttırıp dostlukları pekiştireceğini söylerdi. Sadaka kabul etmemesine rağmen hediye kabul eder ve daha güzeli ile hediyelere karşılık verirdi. Varını yoğunu çevresindeki yoksul, ihtiyaç sahibi kimselerle paylaşır, verecek bir şeyi olmadığında da güzel sözler ile gönüllerini doyururdu. Gelir kaynaklarını, ailesinin geçimi için ayırdığı bir kısmı müstesna, fakirlere dağıtılacak şekilde düzenlemiştir. Cimrilik ve kötü huyun müminde bulunmayacağını söyler, insanların durumunu düzeltmek için elindeki tüm imkânları seferber ederdi. Bazen ödünç aldığı bir şeyi fazlasıyla geri öder, bazen satın aldığına anlaştıkları fiyatın fazlasını verir, bazen de ihtiyaç sahibi olduğunu anladığı bir kimseden bir şey satın alır, sonra da onu ona hediye ederdi.
İbn Abbas'ın deyimiyle O, hayırlı işlerde rüzgârdan daha fazla cömerttir. Dostu Ebû Zer'e fakirleri sevmeyi ve onlara yakın olmayı tavsiye etmiş, sevgili eşi Hz. Âişe'ye de "Ey Âişe! Hiçbir zaman muhtaç birini kapından boş çevirme, verebileceğin yarım bir hurma da olsa ver. Ey Âişe! Fakirleri sev, yakınına al ki Allah da kıyamet gününde seni yakınına alsın" diye nasihat etmişti. Sık sık "Ey Allah'ım! Beni fakir bir insan olarak yaşat, bana fakir bir insan olarak ölmeyi nasip et ve beni fakirlerin arasında dirilt" diye duâ eder, Yüce Allah'tan, gerçek zenginlik olarak tanımladığı "gönül zenginliği" isterdi.
Ashabının en fakir ve yoksul olanları, bir de devamlı eğitim-öğretimle meşgul olduklarından geçim sıkıntısı çekenleri, Ashâb-ı Suffe olarak tanınırlardı. Zira genelde mescitte kalırlar, Hz. Peygamber'in yanından ayrılmazlardı. Resul-ü Ekrem, her şeyini onlarla paylaşır, yemeğini onlarla yerdi. Büyük bir kazanı vardı. Yemek onda pişirilir ve beraberce yenilirdi. Onlar, O'nun daimî misafirleriydi. Bütün müminler de öyle. "Allah'a ve Ahiret gününe iman eden kimse, misafirine ikram etsin" diyerek "yemeğini, bıçağın deve hörgücüne gelmesinden daha çabuk ikram edildiği eve hayrın geleceğini" ve misafiri kapıya kadar geçirmenin sünnetin bir parçası olduğunu" söylerdi.
Yetimlere bakmanın, şefkat göstermenin üstünlüğünden bahseder, dul ve miskinlere bakmanın Allah yolunda savaşmak veya gündüz oruç tutup gece namaz kılmak gibi olduğunu söylerdi. Ebû Zer'e bir gece yürürlerken "Ebû Zer! Şu Uhud dağı altın olsa da bana verilse, borcum için ayıracağım müstesna, bir dirheminin bile yanımda üç gün kalmasını istemem" demiştir.
Resul-ü Ekrem, yağan yağmur tanelerinde Allah'la olan ahdi görür, "her bir canlıya yapılan iyiliğin sevap olduğunu" söylerdi. Sırtı karnına yapışmış bir deveye rastladığında sahibine, "bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah'tan korkun, onlara güzelce binin, onları güzelce doyurun" demiştir. Yine bir defasında: "Otu bol bir yerde yolculuk ederseniz, devenize yerden nasibini verin. Eğer kurak bir bölgede yolculuk ederseniz, oradan süratle geçin. Eğer geceleyin bir yerde konaklarsanız, sakın yol kenarında konaklamayın, zira yol, geceleyin hayvanların gidip geldiği, böceklerin yuvalandığı yerdir" buyurmuşlardı. Canlılara iyi davranır, hayata Allah'ın bir emaneti olarak bakardı.
Resul-ü Ekrem, yüksek sesle konuşmaz, arkadaşlarının yanında ayaklarını uzatmazdı. Ashabından Ebû Said el-Hudrî'nin ifadesiyle "bâkire kızlardan daha hayâlı idi, hoşlanıp hoşlanmadıkları yüzünden anlaşılırdı." Ağızının içi görülecek şekilde kahkaha ile gülmezdi. Hayânın, imanın bir parçası olduğunu beyan ile bir defasında "hayâ imandandır ve hayâlı olan kişi cennettedir. Hayâsızlık kalbin katılığındandır. Kalbi katı olan ise cehennemdedir" buyurmuşlardı.
Yine bir defasında Hz. Âişe'ye "cezasını ben çekecek bile olsam, hiç kimsenin kabahati hakkında konuşmak istemem" demişlerdi. Asla kaba ifadeler kullanmaz, hayâ duygusunu davranışların kontrol mekanizması olarak görürdü. "Utanmadıktan sonra dilediğini yap!" sözü Peygamberlerin ortak sözü olup bunun en güzel ifadesi değil midir? O'nun hayâsı ve utangaçlığı, O'nu, soyutlanmaya, pasifleşmeye sevk etmez, yapması gerekenin ardında bırakmazdı. Zaten O'nun hayatı, Mekke'de yaşadıklarıyla, Medine'de yaşadıklarıyla, bütünüyle şükrün ve sabrın, Allah'a derin bir bağlılığın ve tevekkülün, azim ve sebatkârlığın ve nihayet eşsiz bir cesaretin en somut örnekleri ile doludur.
Dinî, tebliğ süreci incelendiğinde sözlerin ifadeden aciz kalacağı bir manzara ile karşılaşılır. Derin bir huşu ile sarsılmaz bir iman ve azim ile... Bu gerçeği ifade için, "kendisine yapılan her türlü teklife karşılık olarak verdiği şu tarihî cevabın yeterli olacağını düşünüyoruz: "Güneşi sağ elime, ayı da sol elime koysalar ben, yine de davamdan vazgeçmem!" Hz. Ali der ki: "Bedir'de savaş bütün şiddetiyle devam ederken bazen biz Resulullah'ın arkasına sığınırdık. En cesurumuz O idi. Düşman saflarına en yakın yerde O bulunurdu."
Hayâsı, cesaretine gölge olmadığı gibi, ciddiyet ve vakarı da neşe ve tebessümüne engel olmazdı. Allah ile beraberliği sıcak ve canlı muaşeretine perde olmazdı. Abdullah bin Hâris, Resulullah'tan daha hoş ve mütebessim bir kimse görmediğini söylerdi. Ashabıyla şakalaşır ve onlarla beraber gülerdi. Küçük kuşunun ölümüne üzülen Enes'in küçük kardeşine: "Ebû Umeyr! Nuheyr'e (küçük serçe) ne oldu?" diye soracak kadar çevresiyle ilgiliydi. "Bir peygamber zırhını giydi mi artık onu çıkarmaz" diyecek kadar sebatkâr, "Allah'ın hizmetçileri sefahat içinde yaşamazlar" diyecek kadar da fedakârdı.
Karamsarlık, O'nun kalbinde bir yer bulamaz, imanı ve samimiyeti ile hayatın her anında, her türlü şart altında sorumluluk bilinciyle hareket ederdi. Kıyametin kopması esnasında bile eldeki fidanın dikilmesini tavsiye edecek kadar "hayır" ve "sorumluluk" anlayışına sahipti. Vefatına sebep olacak hastalığı ağırlaştığı için Hz. Ebû Bekir'i imamlığa geçirmiş, biraz iyileşip de odasının kapısından huşu ile namaz kılan ashâbını gördüğünde Allah'a hamd etmişti. Vefatı esnasında, hazırlatıp Üsâme bin Zeyd'i kumandan tayin ettiği son ordusu sefere hazır halde şehrin dışında bekliyordu. Belki bu ordu, O'nun yeryüzüne diktiği son fidanıydı.
Hayatı boyunca insanlar için tek üstünlük ve fazilet ölçüsü olarak "takva"ya başvurmuş, "üstünlük ancak takva iledir" diyerek her türlü emaneti ehli olana tevdi etmişti. Bu evrensel ilke Hz. Üsâme'nin kumandanlığında ne güzel parıldıyordu.
Hz. Hatice'nin oğlu Hind bin Hâle, Resul-ü Ekrem'i bize şöyle tanıtır:
"Resulullah'ın hüzün ve tefekkür içinde olmadığı bir an yoktu. Devamlı tefekkür ederdi. O'nun için rahat yoktu. Çoğu zaman sükût eder, gereksiz yere konuşmazdı. Söze başlayınca mağrur ve kibirli kimseler gibi dudak ucuyla konuşmaz, kelimeleri gayet güzel telaffuz ederdi. Güzel konuşurdu. Sözleri, hakkı batıldan ayırırdı. Ne fazla, ne de eksik, gerektiği kadar konuşurdu. Sert ve kaba bir insan değildi. Başkalarını hiçbir zaman hor ve hakir görmezdi. Nimet az bile olsa, ona büyük değer verir, asla nankörlük etmez, onu hiçbir şekilde kötülemezdi. Yiyecek ve içecekleri ne över ne de kötülerdi. Dünya için ve dünyada kendisini ilgilendiren işler için asla öfkelenmezdi. Fakat hakka tecavüz söz konusu olduğunda hakkı sahibine iade etmedikçe ve haksızı gereğince cezalandırmadıkça öfkesi dinmezdi. Kendisine ait bir şey için asla kızmaz ve intikam almazdı. Bir şeye işaret ettiğinde parmağıyla değil, bütün eliyle işaret eder, bir şeye hayret ettiğinde elini ters çevirirdi. Konuşurken ellerini birleştirir ve sağ elinin ayasını sol elinin başparmağının iç tarafına vururdu. Öfkelendiğinde hemen vazgeçer ve bunun için büyük gayret sarf ederdi. Sevindiği zaman gözlerini yumardı. En fazla güldüğünde tebessüm eder, gülümsediğinde de dişleri dolu taneleri gibi gözükürdü. Kahkaha ile gülmezdi..."
Resul-ü Ekrem, ilk İlâhî vahye mazhar olduğunda sevgili eşi Hz. Hatice, onu şu şekilde teselli etmişti: "Cenâb-ı Hak, hiçbir vakit seni mahcup etmeyecektir. Çünkü sen yakınlık bağlarına saygı gösteriyor, borçluların borcunu veriyor, fakirlere yardım ediyorsun. Misafirlerini ağırlıyor, doğruları destekliyor, yükünü taşıyamayanlara yardımcı oluyorsun."
Yine Hz. Âişe annemiz de Resul-ü Ekrem hakkında şu sözleri söylüyordu:
"Hz. Peygamber hiç kimseyi azarlamazdı. Kendisine fenalık edenlere fenalıkla mukabele etmezdi. Kendisine yapılan kötülüklere göz yumar, faillerini bağışlardı. Bir şey hakkında iki şıktan birini tercih durumunda kaldığında günah olmamak kaydıyla kolay olanını seçerdi. Şahsına yapılan bir kötülüğün intikamını almaz, ancak bir kimse İlâhî emirlere isyan ettiğinde onu hak ettiği cezaya çarptırırdı. Resul-ü Ekrem, hiçbir müslümanı ismiyle lânetlememiş, hiçbir kadın, köle, cariye, hizmetçi veya hayvanı dövmemiş ve hiçbir kimsenin meşru ricasını reddetmemiştir. Evine her girdiğinde tebessüm eder, arkadaşları arasında oturduğu zaman kesinlikle ayağını uzatmaz, sözlerini dinleyenlerin ezberleyebileceği kadar ağır ağır söylerdi."
Hz. Hüseyin, babasından kendisine dedesini anlatmasını istediğinde Hz. Ali, Resul-ü Ekrem'i şöyle anlatmıştı:
"Resulullah, söz ve davranışlarında hep mutedil olmuş, hiçbir zaman haddi aşmamış, çirkin bir söz söylememiş, çirkin bir davranışta bulunmamıştır. Bunun için özel bir gayret de sarf etmemiştir. Çarşı ve pazarlarda çok dolaşmazdı. Kötülüğe kötülükle mukabele etmezdi. Affeder ve bağışlardı. Allah yolunda cihad müstesna, hiçbir şeye eliyle vurmamıştır. Hiçbir hizmetçisini ve hanımını dövmemiştir. Kendi şahsına yapılan zulümlerden intikam aldığını hiç görmedim. Allah'ın haramları çiğnendiğinde ise şiddetle öfkelenirdi. İki şeyden birini tercih etmede muhayyer bırakıldığında kolay olanı tercih ederlerdi. Evine girdiğinde herkes gibi elbisesini temizler, koyununu sağar ve kendi hizmetini kendisi görürdü."
"Lüzumsuz konuşmazdı. Müslümanları birbirine ısındıracak ve birbirlerinden nefret ettirmeyecek şekilde konuşurdu. Her kabilenin güzel hasletli insanlarına ikramda bulunur ve onları kavmine başkan tayin ederdi. Halkı hatalı işler ve sözlerden sakındırır, kendisi de sakınırdı. Güzel yüzünü ve güzel ahlâkını kimseden esirgemezdi. Ashabını daima arar, halka olup biten hâdiseleri sorardı. İyiliği över ve pekiştirir, ona güç katardı. Kötülüğü zemmeder ve onu zayıf düşürürdü. Her işinde itidal üzereydi, ihtilâfsızdı. Müslümanların gaflete düşmesinden korkar, onları ikaz etmeyi ihmal etmezdi. Her halinde ibadet ve iyiliğe hazırdı. Hakkın sınırını aşmadığı gibi, hakkı yerine getirmekten de geri kalmazdı. O'na yakın olanlar halkın en hayırlılarıydı. O'nun yanında arkadaşlarının en üstünü nasihati en yaygın ve kuşatıcı olanıydı. Mertebesi en yüksek olanlar da insanların durumunu düzeltmek için canıyla, malıyla çalışan, iyilik ve yardımı en güzel olanlardı."
"Hz. Peygamber kalkarken de otururken de hep Allah'ı zikirle meşgul olurdu. Bir cemaatin yanına geldiğinde üst başa geçmez, hemen meclisin sonuna otururdu. Ashabına da bunu emrederdi. Kendisiyle beraber oturan herkese değer verirdi. Orada bulunanların her biri kendisini en itibarlı kişi zannederdi. Kendisiyle oturan ya da bir ihtiyacı için yanına gelen kimseye dönüp gidinceye kadar sabrederdi. Biri bir istekte bulunursa onu hemen yerine getirir, imkânı olmadığında tatlı dille bunu anlatırdı. Gönlü ve hoşgörüsü bütün insanlığı kuşatacak kadar genişti. Onlara şefkatli ve merhametli bir baba olmuştu. Hak konusunda herkes O'nun katında eşitti.
Resulullah'ın meclisi bir ilim, hayâ, sabır ve emanet meclisiydi. Orada yüksek sesle konuşulmaz, hiç kimse ayıplanmaz ve kimsenin ayıp ve kusuru dışarı vurulup yayılmazdı. O meclisteki herkes eşitti. Tek üstünlük ölçüsü takva idi. Büyüklere saygı gösterir, küçüklere şefkat ve merhametle muâmele ederdi. Fakir ve muhtaç olanları, kendisine tercih eder, garipleri koruyup gözetirdi." "Resulullah daima güler yüzlü, yumuşak huylu, şefkat ve merhameti bol bir insandı. Sert ve kaba sözlü değildi. Orada burada dolaşıp durmaz, kimsenin ayıp ve kusurunu araştırmazdı. Cimri bir insan değildi. Hoşuna gitmeyen şeyleri görmezlikten gelirdi. Hiç kimsenin ümidini kırmaz, hoşlanmadığı bir söz ya da davranışı sükûtla karşılardı.
Kendi hesabına şu üç şeyden sakınırdı:
1- İnsanlarla münakaşa ve mücadele etmekten, 2- Boş sözlerden,
3- Yararsız ve boş şeylerle, kendisini ilgilendirmeyen işlerle uğraşmaktan.
Başkaları hesabına da şu üç şeyden uzak dururdu:
1- İnsanları tenkit etmekten,
2- İnsanların ayıp ve kusurlarını, gizli hallerini araştırmaktan,
3- İnsanlara hakaret etmekten.
Resulullah konuşurken mecliste bulunanlar başlarını öne eğer, başlarına kuş konmuş gibi hareketsiz dururlardı. Hz. Peygamber sustuğunda konuşurlar, ama asla O'nun yanında tartışmazlardı. Biri konuşacak olursa, diğerleri o sözünü bitirinceye kadar sessizce beklerlerdi. Hz. Peygamber, ilk konuşanın sözüyle son konuşanın sözünü aynı dikkatle dinler, asla bıkkınlık göstermezdi. Onların güldüklerine güler, onların hayret ettiklerine de hayret ederdi." "Yabancıların konuşma ve sorularındaki kabalık ve sertliğe ashabı da kendisi gibi davransın düşüncesiyle sabrederdi. "Bir ihtiyaç sahibinin muhtaç olduğu şeyi aradığını görürseniz onun bu ihtiyacını karşılayınız veya ona yardım ediniz" derdi. Kendini, olduğu gibi göstermeyen övgüleri kabul etmezdi. Hakkın sınırını aşmadıkça kimsenin sözünü kesmezdi. Hakkın sınırı aşıldığında ya müdahale eder ya da kalkıp giderdi." "İnsanların gönülce en cömerdi, dilce en doğrusuydu. Tabiat itibarıyla en yumuşak huylusu, soyca da en şereflisiydi. O'nu ansızın görenler heyecana kapılır, tanıma imkânına erenler ise O'nu severdi."
Enes bin Mâlik de der ki: "Resulullah'ın elinden daha yumuşak bir dibace veya ipekli kumaşa dokunmadım. O'nun kokusundan daha güzel bir koku koklamadım."
Resul-ü Ekrem'in ahlâkını birazcık olsun öğrenebilmek adına tarihî tecrübe ve tanıklıklar içerisindeki bu küçük seyrimizin sonunda diyebiliriz ki, söz biter, kalem kırılır, kulaklardan kalplere sadece Yüce Allah'ın "Şanım hakkı için, size kendi içinizden bir Resul geldi ki, sıkıntıya uğramanız ona çok ağır geliyor, üzerinize hırs ile titriyor, müminlere de pek raûf, pek rahîm" (9/Tevbe, 128) âyetinin eşsiz ifadesi akar. Hamd olsun Alemlerin Rabbi Allah'a! Salât u selâm da mesajlarıyla insanlara rehber, hayatlarıyla da ışık olan kutlu elçilerine.
Kominizmin yıkılmasında en büyük darbeyi Afgan mücahidleri vurdu kaymağını yiyenler değil belki top yekün Tevhid coğrafyası vurdu itikadı düzgün sünneti seniyyenin hakını vermeye çalışanlar vurdu yoksa sadece kendine pay çıkarıp bütün İslam coğrafyasını hakir gören bencilliğinden geçilmiyen tipler değil.
Deccalizim fikri sadece komünizim değil belki her türlü haram ,şirk,küfür,zülüm ve iğrençlik üreten her fikir ve her fiildir ve bütün bunlar hala İslam coğrafyasında besleniyor ve Dünyada hür olan o coğrafyanın şeytani tipleri .Müslüman Dünya helaliyle namusuyla güzel Ahlakıyla, bozuk fikir ve fiillerden arınarak ihlas ile islama sarılmadığı sürece islamın malı olmiyanı İslam diye sattığı sürece Deccalizim yaşıyacak ve Domuzlar saltanatına devam edecek masum mazlumun acısı bitmeyecek.
Biz Rabbimizden razı olmaktan ziyade Rabbimizin bizden razı olacağı gibi çalışmalıyız.Adalet istiyoruz yılardır,biz Adalet istedikçe düzdüren nice pislik saltanatını sürdürüyor.Peygamberimiz asm ı ,sevdiklerini,değer verdiklerini her fitneden koru ALLAH(cc)ım.
Çaldığı ile mağrur sahte Müslümanlık maddi manevi sahada hükümran dur diyecek Gerçekten ALLAH(cc)askeri olmayı hak eden şereflilerki onlarda mahküm bugün.
Ne nurculukta,ne tarikatçılıkta, ne Süleymancılıkta,ne kemalizimde net bir Müslümanlık yok kendinden olmiyanı küfrü mutlakın malı ,şeyhi olmiyanı şeytanın malı ,Atatürke tabi olmiyanı mürteci kendilerinide sütten çıkmış ak kaşık gören islama Kur’an ve sünnete sed çeken ve ilahi hukuku mahküm edenler Müslümanlığı kimseye bırakmıyor kısacası bulanık suda yüzen İslam coğrafyasının dini kısır döngü ancak günah keçisi arayıp dursunlar haliyle iman ile küfür aynı pazarda islamın doğru Müslümanlığın hakkını vermeyenler ALLAH(cc)sız Ahlaksızlarında paratoneri.Dinin adı Demokrasi oldu aptal Müslüman çalşsın ibadet yapsın kefere fecere cennetini yaşasın bedelinide masum mazlum helaline namusuna güzel Ahlaka düşkün biçareler ödesin sonrada Adaletten dem vurulsun uyuyan İslam Dünyası herkesin nice hesabı varki tuttuğunu sanır ama tutmaz Belki hesabı yanılmıyan tek merci Cenabü Hak ALLAH(cc)tır.
155 ton balinanın birkaç damla spermden oluşması ,insan derisinin 28 günde bir yenilenmesi ,ama parmak izlerinin değişmemesi,saatte 300 km hızla giderken uçtuğumuzu zannederken,Dünyanın saatte 112000 km hızla dönüyor olması ve bunu hissetmememiz .Bunların hiçbiri tesadüfi olamaz.Bize verdiğin nimetlere sonsuz şükürler Ya Rabbi.
ALLAH'a karşı bir gaflet eseri olarak veya nefse uyarak günah işlendiğinde onun kefâreti olarak büyük bir nedâmet içerisinde O'na teveccüh etmek gerekmektedir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
"Şeytan seni bir kötülüğe sevketme girişiminde bulunursa, hemen Allah'a sığın." A.Kerime
Kötülük yapan bir kimsenin bunun yerine iyilik yapması, kötülüğü iyilikle defetmesi istenmektedir.
Bir sabah Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem müezzini Bilâl'i çağırdı ve ona:
- diye sordu. Bilâl –radiallahu anh
- Yâ Rasûlallâh! Ne zaman bir günah işlesem arkasından hemen kalkıp iki rek'at namaz kılarım, abdestim bozulduğunda da vakit geçirmeden hemen abdest alırım. (Her abdest aldığımda da ALLAH'ın üzerimde iki rek'ât namaz hakkı olduğunu düşünürüm ve kılarım) dedi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -aleyhi's-salâtü ve's-selâm-:- buyurdular.
Gelelim günümüz Dünyasına gerçek mürşidi kamili bulmak zor işti mevcüt tarikat ve cemaatler henüz Kur’an ve sünnetteki manayı özümşemiş sağlıklı bir selamet gemisi görüntüsü vermiyorlardı kılavuzlar karga olaktan nasibini almış peşlerinden gidenlerse onları ilahlaştırmış cemaatte güven unsuru zayıf ve kendilerinden başka doğru tanımıyan ve nice güzel seciyeleri olan müminlere sırf kendileri gibi düşünmedikleri için kafir damgası vurmaktan geri kalmıyorlardı çare gerçek mürşidi kamilin ALLAH(cc) ve Resulüllah(asm) Kur’an ve sünnet olduğu gerçeğiydi.Cemaatlerin her biri virüs üreten yapılanmalardı ben nefsime bakınca münafıklıktanda nasibimi aldığımı gördüm sebeplerine baktığımda birincisi insanlığın ezeli düşmanı iblis şeytan ve sadık köpekleri ikincisi zamanın kirliliği üçüncüsü yanlışı doğru diye satıp zamanı dahada kirliyen Müslüman kisfesi altındaki münafıklar ve bütün bu coğrafyada münafıklıktan nasibini alan nefsim evet eserimde objektif bir İslam anlayışını dile getirdim tek çare olarakta daha dikkatli haramlardan uzak dengeli yaşamamın zaruretine inandım bana Kur’an ve sünnet ALLAH(cc)ve Resulü(asm) ne ders veriyorsa o çareydi diyeceksinki İslami cemaatler zaten onun için uğraşıyor belki öyle ama sağlıklı lokomotifleri yoktu tabanda ise yanlışlar çoktu.Evet ey iman edenler siz kendinize bakın siz doğru yolda iseniz sapıtanlar size zarar veremez A.Kerimesi yolumu büsbütün aydınlattı.Evet çare kendimde güzel Ahlaklı haramlardan uzak sünnete uygun bir hayata talip olmak kendi otokontrölümü ancak ALLAH(cc) ve Resülüyle paylaşmak istikrarı yakalamak bu ölçüler içinde illada seni nereye götüreceği belli olmiyan sözde mürşidi kamiller çare değil çare bizzat kendimde kul kendini bildimi Rabbini bildi.H.Şerif ölçüsüydü evet mutluluğu kendinde arıyacak doğru ilme talip olacaksın ilmin doğrusuda vahyin ilmi Kur’an ve sünnetti yoksa filancanın falancanın yazdıkları değil bu çerçevede ALLAH(cc)ın ve Resulünün (asm) rızasını tahsil etmeye çalışacaksın geçmişimde nice dengesiz havalara maruz kaldım artık daha dikkatli olmam lazım dengeli olursam bana sunulan nimetler inşallah beni bulur kimseyle değil kendimle uğraşmam bahçemi temizlememdi çare ALLAH(cc) inşallah elimden tutsun hakkımda hayırlısına muaffak olabileyim.Evet Rabbül alemin ALLAH(cc) bizi hakkıyle tanıyan çarede sadece onun ve Resulünün(asm)rızası,her türlü haramdan,haramzadeden uzak kalmak işin başı.
BEŞ TEMEL HAK
Yüce Allah’ın Hz. Ademle başlayan ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.) ile son bulan bütün peygamberler aracılığı ile göndermiş olduğu dinlerin hepsi insanların kendi menfaatleri içindir. Dünya ve ahiret mutluluğunun kazanılması içindir. Yanlışın doğrudan ayrılması, dünya sıkıntıları ile karşılaşılmaması, ahirette ise kaybedenlerden olunmaması içindir. Kainatın en üstün varlığı insandır. Yeryüzünde halife tayin edilmiş, akıl irade düşünme konuşma ve yazma özellikleri insana verilmiştir. Peygamberler ve kitaplar insana gönderilmiş, ilahi emanet ona yüklenmiştir. Emanet korumak ta imanının Müslüman olmasının gereği kılınmıştır. Ve yaptıklarından da sorumlu tutulmuştur.
Kur’an-ı Kerim ve Sevgili Peygamberimizin Hadisleri incelendiği zaman görülecektir ki; İslam Dininde hükümler beş gayeyle konulmuştur. Hükümlerde, kulların mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmeleri için şu beş şey hedef tutulmuştur. Ve bütün dinlerde bu derler kutsal sayılmış korunması emredilmiştir:
1. Canın Muhafazası,
2. Malın Muhafazası,
3. Dinin Muhafazası,
4. Aklın Muhafazası,
5. Neslin Muhafazası.
İslam Dininin ana maksatları olarak ifade edilen makasıd-i diniye (zarurat-ı hamse/ diniyye) yani beş ana prensip, İslam dininde herhangi bir konu hakkında fetva verirken gözetilmesi gereken ana prensiplerdir.
1– CANIN MUHAFAZASI:
İslam hayat dinidir. İslâm’da insan şerefli/ mükerrem bir mahluktur. İnsan hayatı kutsal ve dokunulmazdır. Yaşamak bizlere yüklenmiş bir borçtur. Bu sebeple dinimiz insan hayatını her türlü tecavüzden korumuş, insanların canına kıymayı haram kılmış, kan davaları yasak kapsamı altına alınmış, intihar yasaklanmış, hayatı tehlikeye düşüren şeylerden sakınmak ve bulaşıcı hastalıklardan korunmak gerekli kılınmıştır.
Allah canı korumak için yeme, içme, giyme gibi bir takım zorunluluklar getirirken cana kımayı engellemek için hem dünyevi hemde uhrevi müeyyideler getirmiştir. Kasten adam öldürene kısas, diyet, cehennem ve azabı; hataen öldürene kısas ve diyet cezaları uygulamasını getirmiştir. Ve yine işkence ve zulüm yapmayı, savaşta kadın, yaşlı çocuk ve din adamlarının öldürülmesini yasaklamıştır.
“Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır.” (Maide, 5/32)
Bir diğer ayette ise mümin bir kulu kasten öldüren için getirilen ceza şöyle bildirilmektedir.
“Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” ( Nisa, 4/93)
Peygamber Efendimiz Veda hutbesinde KAN DAVALARININ YASAK kapsamına alındığını şöyle bildirmektedir. “Ashabım! Câhiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdülmüttalib’in torunu (amcalarımdan Hâris’in oğlu) Rabîanın kan davasıdır.”(Buhari, “İlim” 37)
Yine Sevgili Peygamberimiz İNTİHAR EDEN KİŞİNİN cehennemde intihar ettiği hal üzere cezalandırılacağını bizlere bildirmiştir. (Buhari, “Tıb” 56) Bu hadisten hareketle İslam Alimlerince İntihar eylemi de büyük günahlar altında zikredilmiştir.
Allah’ın verdiği canı almaya kimsenin hakkı yoktur. Veren ancak verdiği camı alabilir. İnsan öldürmek Allaha şirk koşmaktan sonra gelen büyük günahlardandır. İntihar iman zayıflığı, sabır ve irade zayıflığından kaynaklanır. Müslüman hastalık, fakirlik, haksızlık, başarısızlık, arzuladığı bir şeyi elde edememe gibi bir sebeple canına kıyamaz. İntihar insanın kendi şahsına karşı yapmış olduğu bir zulumdur. İnsan bir parmağını dahi “bu benim parmağımdır” deyip kesip atması caiz görülmemiştir.
Peygamberimiz: “la yehıllu li müslimin en yurevvia müslimen” müslümanın müslümanı korkutması helal değildir (ebu davud) prensibini getirmiş başkalarının hayatına saygı göstermeyi insani bir görev olarak addetmiştir. “Kim kardeşine (tehdit için) bir demir parçası ile işaret ederse bunu bırakıncaya kadar melekler ona lanet ederler.” (men eşare ila ehıhi bi hadidetin fe innel melaikete telanuhu hatta yedeahu)
Maalesef günümüzde İslami değerlerden imandan ibadetlerden uzaklaşan insanlar başkalarının canına acımadan yürekleri sızlamadan kastedebiliyorlar. Bilge köyü katliamını düşünün, hergün gazete sayfalarında televizyonlardaki cana kıyma intihar haberlerini duymaktayız. Unutmayın ki islamın yaşanmadığı yerde cam güvenliği yoktur.
Hayatı korumak için, zaruret halinde, haram şeyleri yemek caizdir. Bir ayette Yüce Allah şöyle buyurmaktadır.
“Allah size ancak ölüyü (leşi), kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Her kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına saldırmadan ve haddi aşmadan bir miktar yemesinde günah yoktur. Şüphe yok ki Allah çokça bağışlayan çokça esirgeyendir.” (Bakara, 2/173, MÂİDE 3/ EN’ÂM 145)
2– MALIN MUHAFAZASI:
İslam Dini, mülkiyet kazancını, meşrû yolla elde etmeyi emretmiştir. Malın korunması ve muhafazası için en güzel maddi ve manevi tedbirleri almıştır.
Çalmak, gasp, yağma, rüşvet, gasp, kumar, dolandırıcılık, aldatmak, hile, karaborsa, tefecilik, faiz, israf, haksız ve haram yolla elde edilen mallar gibi gayr-i meşru kazançları haram kılmıştır. Zayi ve telef edilen mallar için tazmin zorunluluğunu getirmiştir. Ayrıca zekat, sadaka ve benzeri uygulamalarla başkalarının hakkını gözetmeyi de prensip haline getirmiştir.
Bütün tedbirler mal emniyetini sağlamak içindir. Kimsenin malına dokunulamaz. Başkasının mülkünde tasarruf edilemez. Kur’an-ı Kerimde HIRSIZLIK için çok ağır ceza getirilmiştir. Bir ayette hırsızlık yapanlar için şöyle buyrulmaktadır.
“Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah’tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir.”(Maide, 5/38) Başkasına ait bir malı zor kullanarak almak anlamına gelen GASP İslam Dininde haram kapsamı altına alınmıştır. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde gasp yapan kişinin ahirette karşılaşacağı cezayı şöyle anlatmaktadır. “Kim bir karış toprağı gasp ederse, Allah kıyamet gününde onu yedi kat yerden kafasına geçirir” (Buhari, Bed’ül-Halk, 2)
İslam Dininde HAKSIZ KAZANCIN HER TÜRÜ yasak kapsamındadır.
“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.” (Nisa, 4/29)
RÜŞVET olarak alınan ve verilen şey haramdır. Rüşvet insanlar arası ilişkileri bozmakla kalmayıp, toplumsal birlikteliğe de zarar vermektedir. Efendimiz bir hadislerinde rüşvet alan ve veren için şöyle buyurmuştur. (erraşi vel mürteşi fin nar) “Rüşvet alanda verende Cehennemdedir.” (Ebu Davut, Akdiye, 4)
Yiyecek, giyecek, mesken tedariki için ÇALIŞMAK FARZDIR. Kur’an-ı Kerimde bildirildiği üzere, “Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.” (Necm, 53/39)
Ailenin nafakasını, geçimini sağlamak için çalışmak ibadettir. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “Malı uğrunda öldürülen şehittir; kanı uğrunda öldürülen şehittir; dini uğrunda öldürülen şehittir; ailesi uğrunda öldürülen şehittir.”(Ebu Davud, Sünnet, 29)
Haram kazançlardan olan ve elde bulunan malı artırmak şöyle dursun ziyana uğratan hususlardan biride faizdir. FAİZde haram kapsamına alınmıştır.
“Ey iman edenler, Allah’tan sakının ve eğer inanmışsanız faizden artakalanı bırakın.” (Bakara, 2/278)
Diğer bir ayette ise FAİZ YİYENLERİN AHİRETTE KARŞILAŞACAĞI SIKINTILAR şöyle tasvir edilmektedir.
“Faiz (riba) yiyenler, ancak kendisini şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: “Alım-satım da ancak faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helal faizi ise haram kılmıştır.” (Bakara, 2/275)
3– DİNİN MUHAFAZASI:
Milletleri ayakta tutan en büyük güç dindir. Din bir hayat nizamıdır. Din bir diriliş kaynağıdır. Din bir yol haritasıdır. Din islamdır, Allaha, resulüne, kurana teslim olmaktır. Din imandır, ibadetlerdir. Din hayatın kendisidir. Din hürriyeti; herkes için esas kabûl edilmiştir.
Allah nezdinde hak din İslâm’dır” (ÂLİ IMRÂN/19)
Allahın razı olduğu din islamdır. Bütün insanlığa gelmiş son ve en mükemmel, tahriflere karşı koruma altına alınmış yegane din islamdır. İslam iyilikler ve güzellikler dinidir. İnsan ruhu ancak din sayesinde huzur ve mutluluğa kavuşabilecektir. Zira ekonomide, ticarette, sanayide, teknolojide en üst seviyede olmasına rağmen dinden beslenmeyen ruhlar bunalmıştır. İnsanı huzura kavuşturacak olan islamdır. İslam fıtratın gereği olan dindir.
“…Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı beğendim…” (MÂİDE 3)
Kur’an-ı Kerimde ifade edildiği üzere “Dinde zorlama yoktur”(Bakara 256) Peygamber Efendimiz tarafından “Medine Vesikası” olarak bilinen sözleşme ile o devirde karşılıklı haklara riayet edildiği müddetçe hiçbir din mensubuna zarar verilmemesi ilkesi benimsenmiş, hiçbir Müslüman ise hangi dinden olursa olsun, bir insana inancı yüzünden baskı yapmamıştır.
“Sizin dininiz size, benim dinim de banadır” (KÂFİRÛN 6) diğer semavi dinlere mensup olan kimseler peygaberlerinin ardından kitaplarını tahrip etmiş dinlerini bozmuşlar ve Allaha bir Takım ortaklar isnat etmişlerdir. (Tevbe 30, maide 72,73)
İmanı temiz olanın işleri de temiz olur. Din Hurafeleri, bid’atleri, bâtıl inançları, sapık görüşleri kabûl etmez. İslam açık ve halis tevhit inancıdır. İslam itaat ve tabi olmaktır. İslam hükümranlığın sadece Allaha mahsus olmasıdır. İslam’dan başka hiçbir din ve inanç sistemi Allah nezdinde geçerliliğe sahip değildir. (Ali İmran 83,85/maide 3)
Peygamberimiz: “eslimu teslimu” “Müslüman olun kurtulun”(Müslim ve şerhi c.8, sh.527, no 61.) ifadesiyle islamın üstünlüğünü vurgulamış, Allah ta peygamberlerin görevlerini “tebliğ” (maide 67,99) olarak açıklamıştır. İnsanları da “dileyen iman etsin dileyen inkar etsin” (insan 3/ kehf 9-31) buyurmak suretiyle iman hususunda serbest bırakmıştır.
Müslümanın yeryüzündeki en büyük görevi islama inanmak ve bu dini korumaktır. Dinini kaybeden Müslüman her şeyini kaybetmiş demektir. Bu sebeple her Müslüman dini doğru öğrenecek ve doğru yaşayacaktır.
Dini korumanın temel iki yolu vardır:
1. Dini doğru öğrenmek ve öğretmek
Bilinmeyen bir şeyin muhafazası mümkün değildir. Dinini doğru öğrenmeyenlerin inanç ve ibadetlerine din dışı unsurların karışması kaçınılmazdır. İlk şart dinin bütününe inanmak ve onu kabul etmektir. Din neyi bildirmişse helalini helal, haramını haram kabul etmektir. Bir kısım emirlerini kabul edip bir kısmını reddetmek suretiyle dini sınırlar içerisinde kalınamaz.
Dini doğru öğrenmenin temel iki kaynağı vardır. Kuran ve sünnet.
Bugün Müslümanların sıkıntısı dini, dinin ana kaynaklarını, kuran ve sünneti öğrenmemeleri ve bunlara sarılmamalarıdır. Kuran ve sünnet bilinmeyince de pek çok Müslüman kendi düşünce ve anlayışına göre kafasında bir İslam oluşturmakta, ona göre yaşamaya çalışmaktadır. Halbuki insanlar “bana gre şöyle” yerine “kuran ve sünnete göre böyle” deme şuurunu erişmelidirlerki İslam doğru anlaşılıp yaşanılabilsin.
Bunun için yapılacak iş kuran ve sünneti öğrenmek ve çocuklarımıza da öğretmektir. İslamı öğrenmenin ve öğretmenin yolu köklü bir eğitim ve öğretimdir. Kulaktan dolma bilgilerle İslam öğrenilip öğretilemez. İslam öğrenilmeden yaşanılmaz.
2. Dini ölçülerine göre doğru yaşamak
İslam yaşanmak, hayata aktarılmak üzere kolaylık prensibini benimsemiş bir dindir. Öncelikle Müslüman müslümanca, kurana ve sünnete göre yaşayacak ve sonra islamını çevresiyle paylaşacaktır. İslamı yaşamak hayatının bütününü islamla şekillendirmektir. Kalbi, beyni, eli, ayağı, gözü, kulağı, kasayı, ticareti islama göre ayarlamak; evi, sokağı, caddeyi, işi islama uygun yapmaktır.
Her Müslüman şu soruları kendine sormalıdır:
1. Hayatımda islamın yeri nedir?
2. Kalbim islama ne kadar açıktır?
3. Teneffüs ettiğim havanın nekadarı islama aittir?
4. Ağzımdan çıkan sözlerin ne kadarı İslam içindir?
5. Evimde, işyerimde, fabrikamda, dairemde, para ilişkilerimde, işçi haklarında, yememde, içmemde, giyinmemde, ve kısaca bütün hayatımda islamın ölçüleri ne kadar geçerlidir.
Eğer bu sorulara cevabınız evet ise “ben islamı doğru anlıyor ve bütünüyle yaşıyorum” diyorsan müjdeler olsun sana.
“Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O’ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!” (FECR 27-30)
4– AKLIN MUHAFAZASI:
İnsanı diğer varlıklardan ayıran temel vasıf akıldır. Kişinin insanlığı aklı iledir ve insan verilen en büyük nimet beklide akıldır. Dinin de temel ve ilk şartı akıldır. Akıllı insanlara hitap eder. Akıl dini anlama ve hususunda kitaplara ve peygamberlere muhtaçtır. Akıl vahiyle beslendiği müddetce gerçek manada görevini yerine getirmiş olur. Kur’an-ı Kerim’de 70 ten fazla ayette “düşünmez misiniz?, akıl etmez misiniz?” gibi sözcüklerin tekrarlanması ile aklın önemine vurgu yapılmaktadır. İslam, aklın muhafazası için gereken hükümleri getirmiştir. Aklı zehirleyen ve izâle eden her şeye set çekmiştir. Aklın muhafazası için içki ve uyuşturucu maddeleri kullanmak yasak edilmiştir.
“Ey iman edenler! İçki, kumar, (tapınmaya mahsus) dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır. Onun için bunlardan kaçının ki muradınıza eresiniz.” (Maide, 5/90)
Aklı Allahın emrettiği şekilde kullanmak başlıca görevimizdir. Aklımızı küfür, içki, uyuşturucu, kumar, zina, kin, nefret, düşmanlık, haset gibi kötülüklerden arındırmamız şarttır.
Din ışık akıl göz gibidir. Işık olmayınca göz görmez. Göz olmayınca da ışığın nuru anlaşılmaz. Öyleyse din ile akıl birbirini tamamlamalıdır. Aklını koruyan kendini dinini ve insanlığını korumuş olur.
5– NESLİN MUHAFAZASI:
Bir millet, inançlı, bilgili, şahsiyetli, çalışkan ve dürüst insanların omuzlarında yükselir. Nesillerini inançsızlık, bilgisizlik, tembellik, alkol, uyuşturucu, hayasızlık, hırsızlık, kumar gibi tehlikelerden korumayan milletlerin yarınları yoktur. Geleceğin teminatı evlatlarımız onları her türlü kötülükten, cehaletten ve cehennem ateşinden korumak hepimizin vazifesidir. Bu bakımdan dinimiz neslin korunmasına büyük önem verir.
Gençlerin ruhen ve bedenen geliştirmek için anne babaya, eğitim kurumlarına, yayın organlarına büyük görev düşmektedir. Çocuklarımız kehf suresi 46. Ayette dünya hayatının süsü, bir hadisi şerifte kalbin meyvesi ve cennetin kokusu, enfal suresi 29. Ayeti kerimede hayatın imtihanı, Allahın en büyük armağanıdır. Hayat onlarla tatlı ve güzeldir.
Allah (c.c.) TAHRÎM suresi 6. Ayette şöyle buyurmaktadır:
“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır”.
Hz. Ömer (r.a.): “Yâ Rasûlallah! Nefislerimizi koruruz fakat ailemizi nasıl koruyabiliriz?” demişti. Allah Rasûlü (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurdu: “Allah’ın sizi nehyettiği şeylerden onları nehyeder ve Allah’ın size emrettiği şeyleri onlara emrederseniz. Bu şekilde onları korumuş olursunuz.” (Hakk Dini Kur’an Dili, c; 6 sh: 5112)
Neslin muhafazası için en temel şeylerin başında ise, âile yuvası kurmak gelmektedir. Aile toplumun yıkılmaz temelidir. İslam Dinide insanları evliliğe teşvik etmiştir. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “Sizden kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin. Çünkü evlenmek gözü (haramdan) en çok men eder, iffet ve namusu muhafaza eder” (Buhari, Nikah, 2)
İslam Dininde NİKÂH MEŞRU VE HELAL, ZİNÂ HARAM kılınmıştır. Efendimiz nikah ile ilgili şöyle buyurmaktadır. “Evlenmek benim sünnetim (girdiğim yolum) dur. Kim benim bu yolum ile amel etmez (bundan yüz çevirir) ise, benden değildir. Ve evleniniz. Çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı çokluğunuzla iftihar ediciyim. Kimin evlenme harçlığı var ise evlensin. Kim (bu masrafı) bulamazsa (nafile) oruç tutmalıdır. Çünkü şüphesiz oruç, sahibi için şehvet kırıcıdır.” (İbn Mace, Nikah, 1)
Zina ise gayri meşru bir ilişkidir. Aile yuvasının kurulmasına, kurulan aile yuvalarının ise dağılmasına sebep olmaktadır. Bir ayette Allah-u Teala zina hakkında şöyle buyurmaktadır.
“Zina’ya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.” (İsra, 17/32)
İnsanların ırz ve namusu en şerefli varlığıdır. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır.
“Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar...Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler.” (NÛR/30,31)
En önemli ve en büyük vazifemiz emrimiz altında bulunanlara karşı görevlerimizi yapmaktır. Kendimizi, çoluk çocuğumuzu cehennem ateşinden korumanın yolu budur.
1. Küfür ve şirkten korumak
Küfür allah’ı inkar etmek, onun rasulüllah ile gönderdiği islamın emir ve yasaklarını kabul etmemektir. Şirk ise allah’a eş ve ortak koşmaktır.
Neslimizi küfür ve şirk tehlikesinden korumak temel görevimizdir. bunun için iyi bir eğitim ve öğretim şarttır. Allah’, peygambr’i, kuran’ı ve islamın öğrenilmesi ve öğrenilenlerin hayata tatbik edilmesi şartır.
2. Kötü arkadaştan korumak
Nesilleri kötülüklere ve uçurumlara sürükleyen çoğu zaman kötü arkadaşlardır. Kişinin arkadaşı kendisinin aynasıdır. Allah hayırlı evlat sahibi olmamız için dua etmememizi emretmiştir. Efendimiz de bir dualarında şöyle buyurmuşlardır:
“Allahım! Kötü günden, kötü geceden, kötü saatten, kötü arkadaştan, oturduğum yerde kötü komşudan sana sığınırım.”
3. Haramlardan korumak
Haram kazanç, içki, kumar, uyuşturucu, faiz, zina, rüşvet, kin, düşmanlık, haset, dedikodu, iftira dinimizin haram kıldığı bu kötülüklerden hem kendimizi hemde aile fertlerimizi korumak hepimizin imâni bir görevidir.
4. Kötü yayınlardan korumak
Bilindiği gibi bugün yazılı ve görüntülü yayın organlarının büyük kısmında aile hayatını sarsan gençlerin ruhlarını perişan eden, film, resim, reklam, dizi, sahtekarlık, ters ilişkiler sergilenmektedir. Ve ister istemez etki altında kalınmaktadır. Tüm bunlardan korunmak için herkes kendi üzerine düşen görevi yapmak zorundadır.
Yer yüzünde oyunla, kumarla, içkiyle, uyuşturucu ile tembellikle kalkınmış ülke yoktur. Nesillerimiz imanı en üstün değer, ilmi en üstün sevda, Allaha ve resulüne koşmayı en üstün şeref kabul ettikleri zaman gerçek mutluluğa ereceklerdir.
Sonuç olarak iyi bir nesil yetiştirmek itiyorsak neslimizi
1. Küfür ve şirkten
2. Kötü arkadaştan
3. Haramlardan
4. Kötü yayınlardan korumak zorundayız.
“Ey Rabbımız! Bizim ve çocuklarımızın kalplerine İslam nurunu, kuran hidayetini bahşeyle. Bütün soyumuzu islam’a ve kurana bağlı insanlar eyle. Hepimizi Müslüman olarak yaşat, bizi dünya ve ahret mutluluğuna nail eyle.”
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız ve beş konu başlığı altında zikrettiğimiz bu esaslar, dini hükümlerin gayesidir. Bütün hükümler, bu beş gayeyle ilgilidir. Bu beş şey insanın en tabiî haklarıdır. Dünya ve âhiret mutluluğu bunlara bağlıdır. Can emniyeti olmazsa yaşam kalmaz, mal bulunmazsa, insanın geçimi kalmaz, din olmayınca hayatın mânası olmaz, akıl muhafaza edilmezse insanın yaşantısında güzellikler gerçekleşmez ve nesil muhafaza edilmezse, insanlığın devamı sağlanamaz. Demek oluyor ki insanın insan olarak hayat sürmesi, bu beş maksadın gerçekleşmesine bağlıdır.
Yüce Rabbim hayatımızı Kendi rızasına uygun yaşamayı, insan haklarına riayet etmeyi, dünya ve ahiret mutluluğunu ele etmeyi cümlemize nasip etsin.Kudsi değerleri korumak uğrunda cihad Devlet eliyle farzdır ,nefsin temizlenmesi güzel Ahlaklı olmak gayreti nefsi satın almak olgun mümin olmak gayretide zarurettir belki farzdır ,bunun dışındaki hayat kendini kandırmaktan ibarettir.
İMAMI AZAM EBU HANİFENİN NASHATI
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla..
İman; lisan ile ikrar, kalb ile tasdiktir. Sadece ikrar iman olmaz. Çünkü sadece ikrar iman olsaydı, bütün münafıkların mü'min olmaları gerekirdi. Keza sadece tasdik de iman olmaz. Eğer sadece tasdik îman olsaydı, bütün kitap ehlinin mü'min olması gerekirdi. Halbuki Allah; "Allah şahitlik eder ki, münafıklar yalancıdırlar."(el-Münafikun,1) ve "Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler Peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar."(el-Bakara,146.) buyurmaktadır.
İman artmaz ve eksilmez. Çünkü, imanın artması ancak küfrün azalmasıyla; eksilmesi de küfrün artmasıyla tasavvur olunabilir. Bir şahsın aynı durumda mü'min ve kâfir olması nasıl mümkün olur? Mü'min gerçekten iman eden, kâfir de gerçekten inkâr eden kimsedir. İmanda şüphe olmaz. Zira Yüce Allah "Onlar gerçekten mü'minlerdir."(el-Enfal,4.) ve "Onlar gerçekten kâfirlerdir."(en-Nisa,151.)buyurmaktadır. Hz. Muhammed'in ümmetinden âsi olan kimselerin hepsi gerçekten mü'min olup, kâfir değillerdir.
Amel imandan ayrı, iman da amelden ayrı şeylerdir. Mü'minin bir çok zaman bazı amellerden muaf tutulması bunun delilidir. Bu muaflık halinde mü'minden imanın gittiği söylenemez. Âdet gören bir kadın, namazdan muaftır. Fakat, ondan imanın kaldırıldığını, yahut imanın terkedilmesinin emredildiğini söylemek caiz değildir. Şâri' o kimseye "Orucu terket, sonra da kaza et," demiştir. Fakat "İmam bırak, sonra kaza et," denilmesi caiz değildir. Fakirin zekât vermesi gerekmez, demek caizdir. Fakat fakirin iman etmesi gerekmez demek caiz değildir.
Hayrın ve şerrin takdiri Allah'tandır. Eğer bir kimse hayır ve şerrin takdirinin Allah'tan başkasından olduğunu söylerse, o kimse Allah'ı inkâr ve tevhid inancını iptal etmiş olur.
Ameller; fariza, fazilet ve masiyet olmak üzere üç kısma ayrılır. Farizalar, Allah'ın emri, dilemesi, muhabbeti, rızası, kazası, kudreti, ilmi, muvaffak kılması, yaratması ve Levh-i Mahfûz'da yazması iledir. Fazilet (farz olmayan ameller) Allah'ın emri neticesi olan amel değildir. Eğer öyle olsaydı, fariza olurdu. Fakat fazilet olan ameller Allah'ın dilemesi, muhabbeti, rızası, kaderi, kazası, hükmü, ilmi,muvaffak kılması, yaratması ve Levh-i Mahfûz'da yazması neticesidir. Ma'siyet olan amel Allah'ın emri neticesi değildir, fakat Allah'ın muhabbeti, rızası ve muvaffak kılması olmaksızın; dilemesi, kazası, takdiri, hızlanı (yardıma ihtiyaç duyulduğu anda yardımı kesmek), ilmi ve Levh-i Mahfûz'da yazması iledir.
Allah'ın ihtiyacı olmaksızın Arş üzerine istiva ve istikrarı vardır. Muhtaç olmaksızın arşı ve başkalarını muhafaza eder. Eğer Allah'ın ihtiyacı olsaydı, mahlûklar gibi âlemi icad ve tedbîre kadir olamazdı. Oturmak ve karar kılmaya muhtaç olsaydı, Arş'ın yaratılmasından önce Allah'ın nerede olduğu sorusu ortaya çıkardı. Yüce Allah bundan münezzehtir.
Kur'ân, Allah-u Taâla'nın mahluk olmayan kelâmı, vahyi, tenzili, ilâhî zâtının aynı olmayan, zatından da ayrı düşünülemeyen kelâm sıfatıdır. O, mushaflarda yazılı dille okunur, kalplerde yer tutmaksızın muhafaza edilir. Mürekkep, kâğıt ve yazıların hepsi mahlûktur. Zira bunlar kulların fiilleri sonucudur. Fakat Allah'ın kelâmı mahlûk değildir. Yazılar, harfler, kelimeler, işaretler kulların anlama ihtiyacından dolayı mânâya delalet eden şeylerdir. Allah'ın kelâmı zâtıyla kaim olup, mânâsı bu delalet edici şeylerle anlaşılır. Allah'ın kelâmının mahlûk olduğunu söyleyen kimse kâfir olur. Allah-u' Taâla daima kendisine ibâdet edilendir. Kelâmı ise kendisinden ayrılmaksızın okunan, yazılan ve hıfzolunandır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed'den sonra bu ümmetin en faziletlisi Ebû Bekr es-Sıddîk, sonra Ömer, sonra Osman, sonra da Ali'dir (Allah hepsinden razı olsun). "İlk önce iman edenler, herkesi geçenlerdir. Allah'a yakın olanlar onlardır. Onlar Naîm cennetlerindedir."(el-Vakıa,10.) âyeti bu hususu ifade eder. Önceliği olan herkes daha faziletlidir. Onları her mü'min ve muttaki sever, buğzedenler münafık ve kötü kimselerdir. Kullar amelleri, ikrarları ve marifetleri ile mahlûkturlar. Fail mahlûk olunca onun fiillerinin evleviyetle mahlûk olması gerekir.
Allah-u Taâla mahlûkatı âciz ve zayıf oldukları halde güçleri olmaksızın yaratmıştır. Onların yaratıcı ve rızıklandırıcısı "Sizi yaratan, sonra besleyen, sonra sizi öldüren, sonra dirilten Allah'tır."(er-Rum,40.) âyetine göre Allah-u Taâla'dır. Helâl kazanç ve helâlinden mal biriktirmek helâldir. Haramdan mal biriktirmek ise haramdır. İnsanlar üç kısma ayrılır: İmanında samimi olan mü'min, küfründe direnen inkarcı kâfir ve nifakında sebat eden iki yüzlü münafık. Allah-u Taâla mü'mine ameli, kâfire imanı, münafığa da ihlası farz kılmıştır. "Ey insanlar; Rabbinizden korkun"(el-Hac,1.) âyetinde "Ey mü'minler, Allah'a itaat edin", "Ey kâfirler; Allah'a iman edin", "Ey münafıklar; ihlaslı ve samimi olun," mânâsı vardır.
İstitaat (kulun fiili için gerekli güç) fiilden önce de sonra da değil, ancak fiille beraberdir. Eğer istitaat fiilden önce olsaydı, kul ihtiyacı anında Allah'tan müstağni olurdu. Bu ise "Müstağni olan Allah'tır. Sizler ise muhtaçsınız." (Muhammed,38.) âyetine muhalif olurdu. İstitaatin fiilden sonra olması, fiilin takat ve istitaatsız meydana gelmesini gerektireceği için muhaldir.
Mestler üzerine meshetmek vârid olan hadîse göre caiz olup; mukim için bir gün bir gece, yolcu için üç gün üç gecedir. Hadîs, mütevatire yakın olduğu için inkâr edenin küfründen korkulur. Seferde namazları kısaltmak ve oruç tutmamak ruhsattır. "Sefere çıktığınız zaman namazı kısaltmanızda beis yoktur."(en-Nisa,101.) ve "İçinizden kim hasta olur veya seferde bulunursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutar."(el-Bakara,184) âyetleri bu hususu ifade etmektedir.
Allahu Taâla "Kalem"e yazmasını emretmiş, Kalem de "Ne yazayım ya Rabbi" demiştir. Allah-u Taâla da ona "Kıyamete kadar olacak şeyleri yaz," buyurmuştur. (Ebû Davud, es-Sünne, 16; et-Tirmizî, el-Kader, 17; İbnu Hanbel. el-Müsned, V/217, 218, 219.)"Onların işledikleri her şey defterlerde kayıtlıdır. Küçük, büyük her şey yazılıdır."(el-Kamer,52,53.) âyeti bunu belirtmektedir.
Şüphesiz kabir azabı vardır. Münker ve Nekir suali haktır. Bu konuda hadîsler varid olmuştur. Cennet ve Cehennem haktır. Ve ehli için yaratılmıştır. Allah mü'minler için Cenneti "Müttakiler için hazırlanmıştır."(A’li-İmran116.) kâfirler için de Cehennemi "Kâfirler için hazırlanmıştır."(el-Bakara,24.) âyetlerinde yarattığını belirtmiştir. Allah Cennet ve Cehennem'i sevap ve ceza için yaratmıştır. Mizan haktır. "Kıyamet günü adalet terazilerini kuracağız. Hiç bir kimse, hiç bir şeyde haksızlığa uğramayacaktır."(el-Enbiya,47) âyeti bunu ifade eder. İnsanın kitabını (amel defterini) okuması haktır. "Kitabını oku! Bu gün senin nefsin kendi hesabını görmek için kâfidir."(İsra,14) âyeti bunun delilidir.
Allah bu nefisleri ölümden sonra da ellibin sene miktarınca tutan günde; ceza, sevap ve hakların edası için diriltir. "Şüphesiz, Allah kabirlerde bulunanları diriltecektir." (et-Tirmizi, el-Kader, 17.)âyeti bu hususu' belirtir. Cennet ehlinin Allah-u Taâla'ya keyfiyet, teşbih ve cihet olmadan mülaki olmaları haktır. Peygamberimiz'in (Allah salât ve selâm eylesin) şefaati büyük günah işlese de Cennet ehli olan her mü'min için haktır. Hz. Aişe, Hz. Hatice'den sonra kadınların enfaziletlisi, mü'minlerin annesi, zinadan uzak, râfizîlerin iftira ve iddialarından beridir. Kim ona zina isnadında bulunursa, kendisi zina mahsûlüdür.
Cennet ehli Cennet'te, Cehennem ehli de Cehennem'de ebedî kalacaklardır. Allah-u Taâla mü'minler için "Onlar Cennetliklerdir, orada ebedî kalacaklardır." (İbn Hanbel, el-Müsned, V, 217,218,219.)kâfirler için de "Onlar Cehennemliklerdir, orada ebedî kalacaklardır." (Ali-İmran,116) buyurmaktadır
Ya Rabbi!
İbadetlerimizi kabul eyle. Amellerimizi makbul eyle. Oku ile başlayan İlahi fermanı okuyarak K.Kerim’in hükmü ile amel etmeyi cümlemize nasib eyle Ya Rabbi.
----Her nefsin kendisiyle uğraştığı, her ferdin, her uzvunun kendisinden hesap sorulacağı, dünyada işlemiş olduğu her şeyin gelip karşısına dikileceği günde rahmetinden, merhametinden ve Resulü’nün şefaatinden bizleri mahrum etme Ya Rabbi.
Allah’ım! Bizi hayırlara rağbet edenlerden eyle. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Annemize-babamıza, çoluk-çocuğumuza, kardeşlerimize, komşularımıza, dostlarımıza ve bütün inananlara hayırlar ver Ya Rabbi.
----Var eden, yaşatan, büyüten, öldüren, dirilten sensin. Halik’sın, Hay’sın, Kayyum’sın, Malik’sin, Rahman ve Rahim olan sensin. Bize ve bütün ölmüşlerimize merhametinle muamele eyle Ya Rabbi.
----Terbiye edicisin, Rab’sin, bizi azabınla değil, ihsan, ikram ve merhametinle terbiye et Ya Rabbi.
----Afuv’sun, Gafur’sun, bizi affeyle. Cümlemizin ölmüşlerine rahmet eyle. İnsanlık alemini tabii afetlerden muhafaza eyle Ya Rabbi.
Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan bu yurdu müslümansız bırakma Ya Rabbi.
Ezan ile yoğrulan bu yurdu ezansız bırakma Ya Rabbi.
Kur’an ile yoğrulan bu yurdu Kur’an-sız bırakma Ya Rabbi.
Kur’an-a hizmet ve yardım edenlere sen de yardım et Ya Rabbi.
Allah’ım! İslam’a ve Müslümanlara yardım et. Dinimizi, diyanetimizi, milletimizi, memleketimizi, her türlü tehlikelerden koru. Bize dünyada ve ahirette nimetlerinin en güzellerini nasib eyle. Bizi, ana-babamızı ve bütün mü’minleri rahmetinle, merhametinle bağışla Ya Rabbi.
Ya Rabbel Alemin veya Erhamer-Rahimin! Sen mülkün sahibisin, İsmi Azam’ın hürmetine, Azameti zatın hürmetine, Hz. Muh. Mus.(s.a.v) hürmetine, şu dünyanın ahlaksızlığından, kavgalarından, gürültülerinden, nefsani ihtiraslarından uzak, manevi bir hayat yaşamamızı cümlemize nasib eyle Ya Rabbi.
Ey istediğini istediğine veren, istediği zamanda almak salahiyetinde olan ulu Allah’ım! Dinimizi, imanımızı bizden geri alma. Bizi ümmeti Muhammed olarak yarattın, ümmeti Muhammed olarak yaşamamızı, ümmeti Muhammed olarak çene kapamamızı cümlemize nasib eyle Ya Rabbi.
Ya Rabbel Alemin! İbadeti Salih olan, niyeti halis olan, ameli makbul ve mebrur olan, İslam’ı gerçekten anlayarak yaşayan, Sünneti Seniyye’ye tam bağlı kalan, Ashabı Kiram ve Selefi Salihin gibi gerçek hayatı bulan, Hakkın rızasını arayan ve hoşnutluğuna eren zümreye bizleri de ilhak eyle Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Yaptığımız hayırlı ve yararlı işlerimizi katında kabul eyle. Bizi yalnız senin buyruklarına uyan inanan kullarından eyle. Tövbelerimizi ve dualarımızı katında kabul eyle. Müslüman kullarının arasındaki fitne ve fesatları kaldır, müslüman kullarına birlik, beraberlik ve dirlik ihsan eyle Ya Rabbi.
İnsanlığın hidayeti, huzur ve selameti için gönderdiğin, hükümleri kıyamete kadar devam edecek olan İslam nizamını hayatımıza hakim kıl Ya Rabbi.
Allah’ım! Senden faydalı ve yararlı bir ilim, bol ve geniş bir rızık, her türlü dert ve hastalık için şifa niyaz ediyorum, lutfeyle Ya Rabbi.
----Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı
Verme dünyaları aslanda bu cennet vatanı.
diyerek vatan, millet, memleket, bayrak, ezan ve mukaddes değerler için kanlarını akıtan, canlarını veren, evladım yaşasın diyerek bu vatanı, güzelim memleketimizi, bizlere armağan eden aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin de ruhlarına ayrı ayrı hediye eyledik vasıl eyle Ya Rabbi.
Bizleri şehitlerimize layık bir evlat, layık bir torun olmayı nasib eyle. Vatanımızı ve milletimizi dahili ve harici düşmanların şerrinden muhafaza eyle Ya Rabbi.
Allah’ım! Bizim hatalarımızı, bizim kusurlarımızı, bizim günahlarımızı bağışla. Bizden yaşattıklarını İslam üzere yaşat, bizden öldürdüklerini iman ve İslam üzere öldür. Bizi salihler, sıddıklar, şehitler, doğrular arasına ilhak eyle Ya Rabbi.
Ey Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’ım! Bizleri var ettin, varlığından haberdar ettin, sevgini gönlümüze nakşettin ve bizleri rahmet ve merhametinle huzuruna kabul ettin! Sana sonsuz hamdü senalar olsun Allah’ım!
Hz. Adem’den itibaren alemlere rahmet, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdiğin ve insanları dalaletten hidayete, zulmetten nura çıkarmak için ömürlerini seferber eden bütün Peygamberanı ızama ve rusulü kirama, bahusus güzel ahlakıyla insanlığa rehber kıldığın Peygamberimiz Muhammed Mustafa’ya aline, ashabına, etbaına, ehli beytine salatü selam tahıyyatü ikram olsun Allah’ım!
Allah’ım bütün samimiyetimizle, gönüllerimizi ve ellerimizi açtık, dua ve niyazda bulunuyoruz. Kabul eyle Allah’ım! Okunan Kur’an-ı kerimleri, Hatmi şerifleri Enbiyanın, evliyanın, ulemanın, şühedanın aziz ruhlarına bağışlıyoruz. Kabul eyle Allah’ım! Ürpermeyen kalpten, yaşarmayan gözden, doymayan nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınıyoruz. Nefislerimizin kötü isteklerinden, heveslerimizin peşinde koşmaktan, şeytanın vesvese ve şerrinden sana sığınıyoruz. Bizleri himaye et ve sevdiğin kullar zümresine dâhil eyle.
Milletimizi ve bütün insanlığı her türlü felaket ve tehlikeden muhafaza eyle. Ülkemizi ve İslam beldelerini rahmet, bereket ve inayetinle mamur eyle. Ehli imana, biladı İslama huzur, emniyet ve güven ihsan eyle!
Allah’ım! Bizleri ayrılıklardan, fitne ve fesattan uzaklaştır. Maddi ve manevi güçlerimizi birleştir. Aramızdaki dayanışmayı güçlendir. İstiklal ve istikbalimize pranga vurmaya çalışan dahili ve harici düşmanlara karşı bizi mansur ve muzaffer eyle Allah’ım!
Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah’ım! Dünya’nın neresinde olursa olsun ezilen, açlık, kıtlık ve sefalet çeken mazlumlara ve biçarelere yardım eyle.
Allah’ım! Gencecik bedenlerini vatanlarına siper eden, canlarını din-ü devlet, mülk-ü millet uğrunda feda eden, istiklal ve istikbalimiz uğrunda ruhunu sana armağan eden şehitlerimizin hüznü ile sana yalvarıyoruz. Ellerimizi boş çevirme Allah'ım.
Vatan için, millet için, barış için, huzur için, din için, mukaddesat için, hürriyetimiz ve geleceğimiz için can veren bütün şehitlerimizi rahmetinle kucakla Allah'ım.
Gelen acı haberlerle yürekleri dağlanan annelere, babalara, eşlere, evlatlara sabr-ı cemil ihsan eyle Allah'ım.
Yüce kitabında ‘şehitlere ölüler demeyin’ buyuruyorsun Allah'ım, şehitlerimizi peygamberlerle, şehitlerle, salihlerle birlikte haşr-ü cem eyle. Şehitlerimizi Bedir ve Uhud şehitleriyle, Çanakkale, Malazgirt, Sakarya şehitleriyle birlikte cennette buluştur Allah’ım! Peygamber Efendimiz, 'şehitlik makamı peygamberlikten sonraki en büyük makamdır' buyuruyor. Şehitlerimizi o yüce makamlara eriştir Allah'ım. Birliğimize, dirliğimize göz dikenlere, izzetimize, şerefimize kurşun sıkanlara fırsat verme Allah’ım.
Dinimizin, milletimizin bekasını sarsacak her türlü dâhili ve harici fitnelerden fesatlardan milletimizi memleketimizi halas eyle Allah'ım.
Tarih boyunca nice saldırıya mertçe, yiğitçe karşı durmuş milletimize bu cinayetler karşısında metanetli, ferasetli, soğukkanlı ve iradeli olmayı lütfeyle Allah'ım. Milletimizin huzur, barış ve kardeşliğine kasteden, tuzak kuranlara fırsat verme Allah’ım!
Onların tuzaklarını başlarına çevir. Sana inanan bu necip milletin ismetini hiçe sayanları sen zelilü, kahru perişan eyle Allah’ım!
Terör şebekelerinin milletimizin arasına sokmak istediği fitneden, her türlü şerden, fesattan kardeşlik hukukunu çiğnemekten hepimizi milletçe muhafaza eyle Allah'ım.
Bütün acılara rağmen milletimizin hiçbir ferdini haktan, hukuktan, adaletten, merhametten bir an bile olsa ayırma Allah'ım.
Batısıyla Doğusuyla, Kuzeyiyle, Güneyiyle, dilleri, ırkları, renkleri ne olursa olsun; bütün mazlumların, mağdurların umut bağladığı cennet vatanımızı her türlü sıkıntıdan, kederden bertaraf eyle Allah’ım!
İstiklal ve istikbalimiz uğrunda can veren şehitlerimizi senin engin rahmetine tevdi ediyoruz, rahmetinle muamele eyle Allah’ım! Annelerine babalarına, eş ve çocuklarına, kardeşlerine ve bütün milletimize sabrı cemil ihsan eyle Allah’ım. Gazilerimize acil şifalar lütfü ihsan eyle Allah’ım!
Umudumuzu ve huzurumuzu bozmak isteyenlere fırsat verme. Dinimizin, devletimizin, milletimizin bekasını sarsacak her türlü dahili ve harici düşmanlardan bizleri halas eyle. Biz sırtımızı sana dayadık, sana güvendik, gücümüzü imandan aldık. Yıkılmamıza ve dağılmamıza izin verme Allah’ım. İntikam hırsıyla adaletten şaşan, öfkesine kurban olup hakkaniyetten uzaklaşan, mağrur olup haddi aşan kullarından sana sığınırız.
Sen milletimizin bu soylu direnişini bir adalet ve hakkaniyet direnişi olarak muzaffer eyle Allah’ım.
Enbiya, evliya, suleha ve şüheda hürmetine dua ve niyazlarımızı kabul eyle Allah’ım! Bizleri bağışla Allah’ım! Birlik ve beraberliğimizi, huzur ve sükûnetimizi, dirlik ve düzenliğimizi daim eyle Allah’ım!
Bizi sana ve sevgine layık eyle. Bizleri affolunanlar zümresine ilhak eyle. Sana açılan ellerimizi, sevginle dolan gönüllerimizi, rahmet ve inayetini gözleyen yüreklerimizi boş çevirme Allah’ım!
Allah’ım! Bize dünyada ve ahirette iyilik ve güzellikler ihsan eyle. Bizi iyilerle ve iyilerden eyle. Bizi cennet ve cemalinle müşerref eyle Allah’ım! Senin vaadin haktır ve senin her şeye gücün yeter. Âmin. Amin. Ve selamün alelmurselin velhamdulillahi Rabbil alemine el – Fatiha….
Ben şirkin,küfrün zülmün,iğrençliğin,her türlü haramın düşmanıyım o gibi pislikleri şuurluca insanlığın başına saran insi ve cinni şeytanların düşmanıyım yoksa günah işliyor diye kimseyi yargılamak benim işim değil.Hesapları ALLAH(cc) ile.
Ne demişti Peygamber: Bir diğer ifadeyle,
Okçular Tepesi’ndeki o heyecanlı kalabalık, gözlerimden hiç kaybolmaz. Hiçbir mevsim boş kalmaz o tepe. Gece gündüz ziyaretçilerle dolup taşar. Sanki yıllar önce Peygamber’in uyarısına rağmen sahabelerin terk ettiği bu tepeyi sonradan gelen müminler terk etmiyor, dolduruyor.
Hatırlayalım. Ne demişti Peygamber: Bir diğer ifadeyle,
Ancak öyle olmadı; hepimizi aldatan, çeldiren o çağrı, okçuların aklını da çeldi. Savaşın Müslümanların lehine döndüğünü görür görmez, birçoğu Nebi’nin uyarısını unuttu, mevzilerini terk etti. Uzaklaştılar görevlerinin başından. Uhud acı bir hatıra olarak bize emanet kaldı.
Uhud’u ve Uhud’da Peygamber’e rağmen olan biteni, kendimize çekidüzen vermek için bir fırsat bilmeli. Okçular Tepesi’ni aldanışlar karşısında uyanık kalmak için sembol olarak okumalı.
Haydi, soralım kendimize. Yok mudur bizim için de bir Okçular Tepesi? Yok mudur Peygamber’in bize ısrarla söylediği, tekrar tekrar tembihlediği, dediği bir mevzi, bir nöbet yeri? Sonuç alınsa da alınmasa da, zafer kazanılsa da zafer kaybedilse de, başarı gelse de başarısız olunsa da, duracağımız bir yer, bekleyeceğimiz bir hal yok mudur?
Okçular Tepesi’ne çıkarken, kendimizi yoklayalım… Niye böyle bir olay oldu? Neden sahabe de olsa insanın aldanabilir olduğu gösterildi? Ve neden biz şimdi ısrarla orada olmak için can atıyoruz? Bu, ziyaretten yanımıza kâr kalmalı. Bu, mekânın bize sunduğu bir meyve olmalı. Hz. Hamza (ra) ve Mus’ab bin Umeyr (ra) gibi kahramanların düştüğü bu topraklar bizi hiç düşmemecesine ayağa kaldırmalı… Yoksa hep diri olan şehitlerden bize dirilik bulaşmaz. Yoksa dirilten şehitlerden hayatımıza hayat katılmaz.
Ey talip, sen de bir savaşta değil misin şimdi. Kaybetmek de var, kazanmak da. Dünyadan nasibin ebedî hayattır. Sonunda seni sonsuzluk bekliyor. Sonsuzca zafer de var, sonsuzca hezimet de muhtemel. Cennet de var, cehennem de… Ebedî yakınlığa da adaysın, ebedî felâkete de… Savaş senin savaşın. Sınanmadasın.
Bunu bilerek, ümit ve korku arasında salınacaksın. Bir oraya bir buraya savrulacaksın. Hem cennete gireceğin için ümitleneceksin hem cehenneme tek düşen ben olabilirim diye korkacaksın. Ne cenneti kazanmış gibi bol sevaplı olmak ne cenneti hepten kaybetmiş gibi günahlar içinde olmak, kulluk halini terk ettirmemeli sana, duadan elini çektirmemeli.
Ömür boyu elinde dua okuyla bekle. Ayakların imanda sabit, gözlerin ufuklarda müjdeler gözler halde, hiç tereddütsüz bekle secdelerde. Ümit ve korku arasında savrulurken, kalbini Rabbinin rızasına kilitle.
Ne hepten kazandığın için şımarmalısın, ne hepten kaybettim diye yazıklanmalısın.
Gel, şimdi, bir daha dinle Peygamber’i. Can kulağını ver: Sakın ola ki, namazına, orucuna, zekâtına, sadakana, haccına güvenip de cenneti kendine garanti görme. Sakın ola ki, günahlarına, isyanlarına, ayıplarına bakıp da kendini ateşe atmaya kalkma, Allah’ın rahmetinden ümit kesme.
Ömür boyu elinde dua okuyla bekle. Ayakların imanda sabit, gözlerin ufuklarda müjdeler gözler halde, hiç tereddütsüz bekle secdelerde. Ümit ve korku arasında savrulurken, kalbini Rabbinin rızasına kilitle.
Amelinin azlığı ile Rabbinin rahmetinden ümit kesme. Amelini çok görüp Rabbinin af ve merhametine, mağfiret ve bağışına ihtiyacın olmadığını sanma… Seni sen kurtaracak değilsin; unutma. Yaptıkların değildir Seni kurtaracak olan. Yaptıklarını da sana veren Allah değil mi? Amellerine seni yönlendiren Allah değil mi? İbadetlerin için sana imkân ve mekân veren Allah değil mi? Rabbinin sana verdiğini Rabbine satmaya kalkma.
De ki, “Allah’ım Sensin Selâm, Sensin kurtuluş. Sendendir selâm, Sendendir kurtuluş.” Kazansan da kaybetsen de en büyük kazancın Rabbine kul olmaktır. Âlemlerin Rabbine kul olmaktan daha şerefli bir makam yoktur. Âlemlerin Rabbinin huzurunda gözü yaşlı, mahcubiyet içinde, kusurlarını itiraf ederek, zaaflarını bilerek dua etmekten daha faydalı bir hal yoktur.Senin için “Okçular Tepesi” burasıdır. Burada bekle. “Okçular Tepesi”ni terk etme…Okçular tepesi, ümmet olarak Kur’an ve Sünnetin talimatlarına uymayınca nasıl bir bozgunla karşılaşabileceğimizi özetleyen İslam tarihimizdeki en önemli olaylardan biridir.
Uhud savaşı sırasında Efendimiz (s.a.v)’in “Ne durum olursa olsun asla burayı terk etmeyeceksiniz. Cesetlerimizin akbabalar tarafından parçalandığını görseniz bile yerinizi bırakmayacaksınız” emrine rağmen sahabe efendilerimizin bir kısmının vaktinden önce görev yerlerini terk etmeleri nedeniyle Uhud, bir zafer olmaktan çıkmış, Hz. Hamza (r.a) ve Mus’ab bin Umeyr (r.a) başta olmak üzere 70 kadar sahabe efendilerimiz şehid edilmişti.
Ümmet olarak okçular tepesinden sonra da Kur’an ve Sünnetin ne olursa olsun terk edilmemesi talimatına rağmen birçok tepeyi terk ederek büyük bozgunlar yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
Asla ayrılmamamız gereken İslam Birliği tepesini terk ettiğimiz için ümmet coğrafyamız işgal altına girdi. Ümmet olarak Kur’an ve Sünnetin asla terk etmeyin dediği görev yerlerimizi terk ettiğimiz için askeri, siyasi ve ekonomik açıdan büyük bir bozguna uğradık. Bu bozgunla birlikte başlayan geri çekilme, elimizde kalan son okçular tepesi olan evlerimizin sınırlarına kadar dayandı.
Bu geri çekilme esnasında evlerimizi müdafaa ile görevli anne ve babalar olarak maalesef iyi bir sınav veremedik. Bu müdafaanın başkomutanlarından olan analarımız, kimi zaman ekonomik gerekçeler ve geçim derdiyle, kimi zaman da diploma sevdasının, akademik kariyer planlarının, iş hayatının parlak unvanlarının, çift maaş hayallerinin dayanılmaz bir ganimet sevdasına dönüşmesiyle evlerini ve asli görevlerini terk ettiler ya da terk etmek zorunda bırakıldılar. Analarımızın evlerimizden uzaklaştırılmasıyla birlikte nesillerimizi tehdit eden büyük facia başlamış oldu.
Evde ana kalmayınca anaokulları açtık, huzur kalmayınca huzurevleri açtık. Ancak hiçbir suni tedbir bu bozgunun önüne geçemedi. Kreşlerin, bakıcıların ve bakım evlerinin bağrında yetişen nesillerimiz avuçlarımızdan kayıp gitti.
O gün okçular tepeyi terk ettiği için Hz. Hamza (r.a) ciğeri parçalanarak şehit edilmişti. Bugün analarımız evlerimizi terk ettiği için nice Hamzalar, Mus’ablar televizyonun, internetin ve dizilerin pençesinde kalpleri, zihinleri paramparça edilerek heba edildi. Dünyevileşmenin iliklerimize kadar işlemesiyle birlikte nesillerimizin geleceği ile ilgili önceliklerimiz değişti. Evlatlarımızın aldığı notlar ya da kaçırdığı deneme sınavları yüzünden neredeyse depresyona girerken, her gün kaçırdıkları namazlar için yüzümüzü bile ekşitmez olduk.
Okul taksitleri ve özel ders ücretleri arasında sıkışan babalarımızın, ailelerini, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabından koruyacak ne takatleri kaldı ne de vakitleri.
Tapusu bize ait olan evlerimizin başköşesini televizyon, gündemini de diziler ve magazin programları işgal etti. Geniş odalar, salonlar, mutfaklar, mobilyalar arasında afiyeti, huzuru ve bereketi kaybettik. Daha konforlu bir hayat, daha iyi bir ev, daha iyi bir araba hayalleri kurarken İslami hedef ve ideallerimizi unuttuk.
Okçular tepesinde Abdullah b. Cübeyr (r.a) bilinciyle müdafaa etmemiz gereken son tepe evlerimizdir. Bu büyük müdafaada en büyük görev, annelerimize düşmektedir. Bir evde asli görevinin şuuruna varmış bir anne varsa o ev yıkılmaz bir kale gibidir. Şuurlu annelerin bulunduğu evlerin gündemleri Kur’an ve Sünnettir. O evlerde erkeğin ya da kadının değil, sadece Allah’ın sözü geçer.
Bu evler kimi zaman İslam’ın bir nizam haline geliş sürecinin başladığı Hz. Hatice’nin evi, kimi zaman İslam’ın ilk çekirdek kadrolarının yetiştiği ve örgütlendiği Erkam’ın evi, kimi zaman Mus’ab bin Umeyr’in Medine’de karargâh seçtiği Esad bin Zürare’nin evi, kimi zaman da İslam devletinin ilk kararlarının alındığı Ebu Eyyûb el-Ensari’nin evi gibi daima ümmete hizmet eden evlerdir.
Annelere Uyarı Bizden, Muvaffakiyet Allah’tandır
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu
Sual: Şükür nedir?
CEVAP
İslam âlimleri şükrü şöyle tarif etmişlerdir:
Şükür, her nimetin Allah’tan geldiğini bilip dil ile de hamd etmektir. Allahü teâlânın emirlerini yapıp yasak ettiklerinden sakınmak şükretmek olur. İnsanların hidayeti için çalışmak, onları irşat etmek de şükür sayılır.
Şükür, Allahü teâlânın verdiği nimetleri yerinde sarf etmek, günahlardan kaçınmaktır. İnsan, Rabbin verdiği nimetlerle günah işlerse, nankörlük etmiş olur.
Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmektir. Nimeti vereni bilip gereğiyle amel etmektir. Bu amel, kalb, dil ve diğer azâlarla olur. Kalb ile iyiliğe niyet eder. Dil ile hamd eder, şükrünü açıklar. Uzuvlarla şükür ise, Allahü teâlânın verdiği nimetleri yerli yerinde kullanmaktır. Mesela gözün şükrü, müslümanların, arkadaşların kusurunu görmemektir. Kulağın şükrü, söylenilen ayıpları duymamış olmaktır.
Şükür, Allahü teâlânın verdiği nimetleri Onun sevdiği yerlerde kullanmaktır. Allahü teâlâ bir kula birbirini takip eden çeşitli nimetler verince, kul buna layık olmadığını düşünüp utanması da şükür olur. Şükürdeki kusurunu bilmesi de şükür olur. Şükredemiyoruz diye özür beyan etmesi de şükürdür. (Allahü teâlâ, kusurlarımı örtüyor) demesi de şükürdür. Şükür vazifesini yerine getirmenin Allahü teâlânın bir lütfu olduğunu düşünmek de şükürdür.
Şükür, kendini o nimete layık görmemektir. Şükür, İslamiyet’e uymak demektir.
Şükür, yapılan iyiliği anarak ihsan edeni övmektir. Yani dil ile teşekkür de şükürdür.
Nimeti muhafaza ve artırmak için
Şu üç şeyi yapan tam şükretmiş olur:
1- Gelen her nimeti Allah’tan bilip şükretmek.
2- Allahü teâlânın verdiği her şeye razı olmak.
3- Nimetlerden istifade edildiği müddetçe, Allahü teâlâya isyan etmemek.
Şükür, hem eldeki nimeti yok olmaktan kurtarır, hem de yeni nimetlere kavuşturur.
Kuran-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah’tan sakının ki şükredebilesiniz.) [Nisa 123]
Allahü teâlâ, şükredene bol bol nimet verir. (Fâtır 30)
Hazret-i İbrahim, Rabbinin nimetlerine şükretti, Rabbi de onu doğru yola iletti. (Nahl 121)
Cenab-ı Hak, kudretinin eseri olarak insanların istifadesi için birçok hayvan yaratmıştır. Kimine binilir, kiminin etinden, sütünden, yününden, derisinden vesairesinden istifade edilir. (Yâsin 71-73)
Bu hayvanlar, şükretmemiz için istifademize verilmiştir. (Hac 36)
Çoğu bilmez, azı şükreder
Allahü teâlâ, insanlara bol nimet vermiştir; fakat insanların çoğu şükretmez. (Bekara 243, Yunus 60, Neml 73, Mümin 61)
Allahü teâlâ, çeşitli nimetler verdiğini, fakat şükredenlerin az olduğunu, az şükredildiğini bildiriyor. (Secde 9, Sebe 13, Araf 10, Müminun 78, Nahl 78, Mülk 23)
Kıymetli şeyler ekseriya az olur. Mesela altın pek çok olsa, bu kadar kıymeti olmaz.
Azların kıymetli olduğunu bildiren âyet-i kerimelerden birkaçı şöyle:
Emrimiz gelip, tandırdan sular kaynamaya başlayınca, [Hazret-i Nuha] "Her cinsten birer çifti ve aleyhine hükmedilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye bindir" dedik. Pek azı, onunla beraber iman etmişti. (Hud 40)
İnanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır ki sayıları da çok azdır! (Sad 24)
İsrailoğullarından, "Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, ana-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel konuşun, namazı kılın, zekatı verin" diye söz almıştık. Sonra pek azınız müstesna, sözünüzden döndünüz. (Bekara 83)
İnkârlarından dolayı, Hak teâlâ, onları lanetlemiştir. Onların pek azı inanır. (Bekara 88)
Allah yolunda savaşacaklarını söylemişlerdi ama savaş onlara farz kılınınca, azı hariç, yüz çevirdiler. (Bekara 246)
Nice az topluluk, çok topluluğa Allah’ın izniyle üstün gelmiştir, Allah sabredenlerle beraberdir. (Bekara 249)
Allah’ın size bol nimeti ve rahmeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyardınız. (Nisa 83)
İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün, yine de sen, onları affet ve aldırış etme! Allahü teâlâ, iyilik edenleri elbette sever. (Maide 13)
Yaptıklarının cezası olarak, bundan böyle az gülsünler, çok ağlasınlar. (Tevbe 82)
Günahlarımızı düşünerek elbette üzülmemiz, ağlamamız gerekir. (Az gülsünler) demek, (Güler yüzlü olmayın) demek değildir. Müslüman her zaman güler yüzlü olur. Fakat günahlarını düşünerek üzülür ve ağlar.
Namaz, şükür ve kanaat
Namazı doğru kılan, Allahü teâlânın sayılamayacak kadar çok olan bütün nimetlerine şükretmiş sayılır. Nitekim, (Namaz, şükrün bütün aksamını câmidir) buyurulmuştur. Demek ki doğru namaz kılan şükretmiş olur. Namaz kılmayan ise, nankörlük etmiş olur.
Hadis-i kudsilerde buyuruldu ki:
(Beni anan şükretmiş, beni unutan nankörlük etmiş olur.) [Hatib]
(Bir kimse, kendine verdiğim nimeti benden bilip kendinden bilmezse, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Bir kimse de, rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmez ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur.) [İ.Gazali]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kanaat eden, en çok şükredenlerden sayılır.) [İbni Mace]
(Kıyamette “Şükredenler gelsin!” diye seslenilir. Onlar bir bayrak altında Cennete girer. Bunlar, darlık ve genişlikte, her hâlükârda Allahü teâlâya şükredenlerdir.) [İ.Gazali]
(Bir nimet için, Elhamdülillah diyen, daha iyisine kavuşur.) [T.Gafilin]
(Yiyip içtikten sonra Elhamdülillah diyen Cennete girer.) [Hakim]
(İnsanlara teşekkür etmeyen kimse, Allahü teâlâya şükretmez. Aza şükretmeyen de, çoğa şükretmez. Allahü teâlânın nimetini söylemek şükürdür, hiç bahsetmemek ise nankörlüktür.) [Beyheki]
(Nimete şükür, o nimetin gitmesine karşı emandır.) [Deylemi]
(İyiliği anmak şükür, iyiliği gizlemek nankörlüktür.) [Ebu Davud]
(Bir kimse, kavuştuğu nimeti her hatırlayışta, Allah'a şükrederse, Allahü teâlâ da, onun her şükrüne karşı yeniden sevab verir. Kim de başına gelen musibeti her hatırlayışta, "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" derse, Allahü teâlâ da her seferinde onun sevabını artırır.) [Tirmizi]
Mümin kabirde doğru cevap verince, hemen o anda kabrin sağ tarafından ay yüzlü bir kişi çıka gelir. (Ben senin, dünyada, sabrından ve şükründen yaratıldım. Kıyamete kadar, sana yoldaş olurum) der. Ne mutlu sabredip şükredenlere...
Hâline şükret, haset etme
Nice fakirler vardır ki, bir lokma ekmek kazanınca, Allahü teâlâya şükreder ve zenginlerin hâlini düşünmez bile. Nice zenginler de vardır ki, milyarlarına daha birkaç milyar ekleyemediği için üzüntü içindedir. Kıskanç insan, başka bir insanın kendinden iyi giyinmesini, iyi yaşamasını hazmedemez. Yani onun boyunu bosunu, güzelliğini, çalışkanlığını, başarısını kıskanır. Daha kötüsü, onun başına gelen fenalıklara sevinir.
İşte bu hâl, kıskançlığın en kötü derecesidir. Böyle insandan, Allahü teâlânın yardımı kesilebilir. Daha da mahrum olur. İyi kalbli ve herkesin iyiliğini isteyen insan, Allahü teâlânın himayesinde demektir.
Bir hadis-i şerifte, (Bir müslüman, kendisine istediği bir iyiliği, başka bir müslüman için istemezse ve bir müslüman, kendisine gelecek bir kötülüğü, istemediği halde, o kötülüğü başka bir müslüman için isterse, onun imanı tam değildir) buyuruldu. Yani, Peygamber efendimiz yalnız kendisini düşünenleri beğenmiyor. Başka müslümanları düşünenleri beğeniyor ve öyle yapmalarını istiyor. Düşünün bir kere; bütün dünya, Peygamber efendimizin bu emirlerini yapmış olsa, dünyada kavga, gürültü kalır mı?
Haset, tekebbüre sebep olur. Başkasında bulunan nimetlerin ondan ayrılarak kendisine gelmesini ister. Onun haklı olan sözlerini ve nasihatlerini reddeder. Ondan bir şey sorup öğrenmek istemez. Kendinden yüksek olduğunu bildiği halde, ona tekebbür eder. İmam-ı Gazali hazretleri, (Bütün kötülüklerin başı, kaynağı üçtür: Haset, riya, ucub) buyurdu.
Haset eden, çekemediği kimseyi gıybet eder, çekiştirir. Onun malına, canına saldırır. Kıyamette, bu zulümlerinin karşılığı olarak, hasenatı alınarak ona verilir. Haset edilendeki nimetleri görünce, dünyası azap içinde geçer. Uykuları kaçar. Hayır hasenat işleyenlere, on kat sevap verilir. Haset bunların dokuzunu yok eder, biri kalır. Haset edenin duası kabul olmaz.
İyiliğe teşekkür edilir
Sual: İyiliğe teşekkürün dindeki yeri nedir?
CEVAP
İyilik edene, mal ile, hizmet ile karşılığı yapılır. Bunu yapamayan, hamd ve sena, teşekkür ve dua eder. İyiliğe karşı, iyilik yapmak, insanlık vazifesidir. Böyle olunca, her iyiliği yapan, en büyük iyilik olarak, yok iken var eden, en güzel şekli veren, lüzumlu uzuvları, kuvvetleri ihsan eden, her birini bir ahenk ile işleterek sıhhat veren, akıl ve zeka bahşeden, çoluk çocuk, ev, ihtiyaç eşyası, gıda, içecek, elbiselerimizi yaratan yüce bir sahibe, bu nimetleri sebepsiz, karşılıksız ihsan eden ve her an yok olmaktan, düşmandan, hastalıktan muhafaza eden ve bize hiç ihtiyacı olmayan, sonsuz kuvvet, kudret sahibi olan Allahü teâlâya şükretmemek, kulluk hakkını ödememek ne büyük kabahat, ne çok zulüm ve ne alçak bir vaziyet olur? Hele, Ona ve nimetlerin Ondan geldiğine inanmamak veya bunları başkasından bilmek en büyük zulüm, en çirkin yüz karası olur.
Bir kimseye her ihtiyacı verilse, her ay yetecek para, gıda hediye olunsa, bu kimse, o ihsan sahibini her yerde, herkese nasıl över. Gece gündüz onun sevgisini, teveccühünü, onun kalbini kazanmaya uğraşmaz mı? Onu dertlerden, sıkıntılardan muhafaza etmeye çalışmaz mı? Ona hizmet edebilmek için, kendini tehlikelere atmaz mı? Bunları yapmasa, o ihsan sahibine hiç kıymet vermese, herkes onu ayıplamaz mı? Hatta, insanlık vazifesini yapmıyor diye cezalandırılmaz mı?
İyilik eden bir insanın hakkına böyle riayet ediliyor da, her nimetin, her iyiliğin hakiki sahibi olan, hepsini yaratan, gönderen, Allahü teâlâya şükretmek, Onun beğendiği, istediği şeyleri yapmak niçin gerekmesin? Elbette, en çok Ona şükretmek, ibadet etmek gerekir. Çünkü, Onun nimetleri yanında başkalarının iyilikleri deniz yanında damla kadar bile değildir. Hatta diğerlerinden gelen iyilikleri de, yine O göndermektedir.
İnsanlık vazifesi
Sual: Nimete şükür nasıl olur?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri Mektubat kitabında buyuruyor ki:
İnsanın, bu nimetleri gönderen Allahü teâlâya gücü yettiği kadar şükretmesi insanlık vazifesidir. Aklın emrettiği bir vazife, bir borçtur. Fakat, Allahü teâlâya yapılması icap eden bu şükrü yerine getirebilmek, kolay bir iş değildir. Çünkü, insanlar, yok iken sonradan yaratılmış, zayıf, muhtaç, ayıplı ve kusurludur. Allahü teâlâ ise, hep var, sonsuz vardır. Ayıplardan, kusurlardan uzaktır. Bütün üstünlüklerin sahibidir. İnsanların Allahü teâlâya hiçbir bakımdan benzerlikleri, yakınlıkları yoktur. Böyle aşağı kullar, öyle bir yüce Allah’ın şanına yakışacak bir şükür yapabilir mi? Çünkü çok şey vardır ki insanlar onları güzel ve kıymetli sanır. Fakat Allahü teâlâ, bunları beğenmez. Saygı ve şükür sandığımız şeyler, beğenilmeyen, bayağı şeyler olabilir. Bunun için insanlar, kendi kusurlu akılları, kısa görüşleri ile Allahü teâlâya karşı şükür, saygı olabilecek şeyleri bulamaz. Şükretmeye, saygı göstermeye yarayan vazifeler, Allahü teâlâ tarafından bildirilmedikçe, övmek sanılan şeyler, kötülemek olabilir.
İşte, insanların Allahü teâlâya karşı, kalb ile ve dil ile ve beden ile yapmaları ve inanmaları gereken şükür borcu, kulluk vazifeleri, Allahü teâlâ tarafından bildirilmiş ve Onun sevgili Peygamberi tarafından ortaya konmuştur. Allahü teâlânın gösterdiği ve emrettiği kulluk vazifelerine İslamiyet denir. Allahü teâlâya şükür, Onun Peygamberinin getirdiği yola uymakla olur. Bu yola uymayan, bunun dışında kalan hiçbir şükrü, hiçbir ibadeti, Allahü teâlâ kabul etmez, beğenmez. Çünkü, insanların, iyi, güzel sandıkları çok şey vardır ki, İslamiyet, bunları beğenmemekte, çirkin olduklarını bildirmektedir. (c.3 m.17)
Kısacası şükür, İslamiyet’e uymak demektir.
Dil ile şükür
Sual: Dil ile şükrün önemi nedir?
CEVAP
Peygamber efendimiz, bir kimseye (Nasılsın?) buyurdu. O kimse, (İyiyim) dedi. Üçüncü defa sorunca o kimse, (Elhamdülillah iyiyim) dedi. Peygamber efendimiz, (İşte senden bu cevabı bekliyordum. Bunun için soruyu tekrarladım) buyurdu. (Taberani)
Âlimler, salihler, bir kimseyi Allahü teâlâya şükrettirmek için, (Nasılsın?) derlerdi. İnsan ya şükreder, ya susar veya şikayette bulunur. Allah’tan şikayet etmek ise çok çirkindir. Kulun Mevlasına zillet göstermesi izzettir. Mevlayı başkasına şikayet etmesi ise zillettir. Şükür, ihsanını, iyiliğini anmak suretiyle ihsan edeni övmektir. Yani dil ile teşekkür de şükürdür. Bir grup kimse, Halife Ömer bin Abdülaziz hazretlerini ziyarete geldiklerinde, içlerinden gencin biri, (Üstün faziletinizi adaletinizi duyduk. Size dilimizle teşekkür etmeye geldik. Teşekkür edip döneceğiz) der.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Beni İsrailde bir abid var idi. Beşyüz yıl ibadet etmişti. Kıyamet günü Allahü teâlâ, "Bu Abidin benim ihsanımla Cennete götürün!" buyurur. Abid, "Ben ihsan ile değil, yaptığım beşyüz yıllık ibadetle Cennete girmek istiyorum" der. Allahü teâlâ emreder, hesabı görülür. Yalnız göz nimeti beşyüz yıllık ibadetten fazla gelir. Melekler abidi Cehenneme götürürler. Abid, "Ya Rabbi beni rahmetinle, ihsanınla Cennete koy" diye dua eder. Allahü teâlâ buyurur ki:
"Ey kulum, seni yoktan kim yarattı? [Abid, sen yarattın, der.] Seni yaratmam, senin tarafından mı oldu, yoksa benim ihsanımla, benim rahmetimle mi oldu? [Abid, senin rahmetinle oldu, der.] Allahü teâlâ verdiği bazı nimetleri de sayar. Abid, "Hepsi senin rahmetinle, ihsanınla oldu" der.) [T. Gafilin]
Nimet umumi olunca, herkese gelince insan bu nimetin kıymetini bilemez. Görmek büyük nimet iken, herkeste göz olduğu için göz nimetine her zaman şükretmeyiz. Gençler, yaşlanmadıkça gençliğin kıymetini bilmez. Hastalar sağlığın kıymetini anlar. Fakirler zenginliğin kıymetini bilir. Hayatın kıymetini de ancak ölüler anlar. Şu halde yaşlanmadan gençliğin, hastalanmadan sıhhatin ve ölmeden önce de hayatın kıymetini bilip şükretmelidir.
Hamd ve şükür
Sual: Hamd ve şükür arasında fark var mıdır?
CEVAP
Hamd, bütün nimetleri Allahü teâlânın yarattığına ve gönderdiğine inanmak ve söylemek demektir. Şükür, bütün nimetleri İslamiyet'e uygun olarak kullanmak demektir.
Herhangi bir kimse, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, herhangi bir kimseye, herhangi bir şeyden dolayı, herhangi bir suretle hamd ederse, bu hamd ve övgülerin hepsi, Allahü teâlânın hakkıdır. Her şeyi yaratan, terbiye eden, yetiştiren, her iyiliği yaptıran, gönderen hep Odur. Kuvvet ve kudret sahibi yalnız Odur. O hatırlatmazsa, kimse, iyilik ve kötülük yapmayı irade, arzu edemez. Kulun iradesinden sonra, O da istemedikçe, kuvvet ve fırsat vermedikçe, hiçbir kimse, hiçbir kimseye, zerre kadar, iyilik ve kötülük yapamaz. Kulun istediği her şeyi, O da irade ederse, dilerse yaratır. Yalnız Onun dilediği olur. İyilik ve kötülük yapmayı, çeşitli sebeplerle hatırlatmaktadır.
Sual: Çok şükür mü demek iyidir, yoksa Elhamdülillah demek mi?
CEVAP
İkisi de aynı ise de, Elhamdülillah demek daha faziletlidir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Sevilenin her şeyi, sevenin gözünde her zaman sevgilidir. İncitirse de, iyilik ederse de sevilir. Sevmek nimeti ile şereflenenlerin, sevmenin tadını alanların çoğu, sevdiğinin iyiliklerine kavuşunca sevgileri artar. Yahut incitmesinde de, iyiliğinde de, sevgileri değişmez. Sevdiğinin hiçbir hareketi ona çirkin gelmez. Sıkıntılı ve neşeli zamanlarında hep hamd eder. Hamd etmek, şükretmekten daha kıymetlidir. Çünkü şükretmekte nimetleri göz önündedir.
Hamd ederken nimetleri de, elemleri de sevilmektedir. Çünkü Allahü teâlânın verdiği elemler, nimetler gibi güzeldir. Hamd devamlıdır. Nimet zamanında da, sıkıntılı hâllerde de hamd edilir. Şükür ise nimet zamanlarında olur, nimet kalmayınca, ihsan bitince şükür de kalmaz.) [c.2, m.33]
İyilik eden bir insanın hakkına riayet ediliyor da, her nimetin, her iyiliğin hakiki sahibi olan, hepsini yaratan, gönderen Allahü teâlâya şükretmek, Onun beğendiği, istediği şeyleri yapmak, niçin lazım olmasın? Elbette, en çok Ona şükretmek, ibadet etmek lazımdır. Çünkü, Onun nimetleri yanında başkalarının iyilikleri, deniz yanında damla kadar bile değildir. Hatta onlardan gelen iyilikleri de, yine O göndermektedir. O halde, hamd ve şükre devam etmek gerekir.
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Cennetin bedeli La ilahe illallah, nimetin bedeli Elhamdülillah’tır.) [Deylemi]
(Müminin her işi, hayırdır. Nimete şükreder, hayra kavuşur. Belaya uğrayınca da, sabreder, yine hayra kavuşur.) [Müslim]
Hadis-i şerifte, (Nimetin bedeli Elhamdülillah) buyuruluyor. Peki, sadece Elhamdülillah demekle nimetin bedelini vermiş olur muyuz? Yani şükretmiş olur muyuz? Bir kimsenin eline bir miktar para geçse, onunla şarap alıp içse, (Elhamdülillah, elime para geçti şarabımı alabildim) dese, nimetin şükrünü eda etmiş olamaz. O nimeti dinin yasaklamadığı yerde, hatta emrettiği yerlerde kullanırsa ancak o zaman şükretmiş olur. Elhamdülillah demenin, yani şükrün kısa tarifi, İslamiyet’in emir ve yasaklarına uymaktır.
Hamd etmek
Sual: Hamd etmek vacib mi, sünnet mi?
CEVAP
Hamd, yani elhamdülillah demek, namazda vacib, her duadan önce ve yiyip içtikten sonra sünnettir. Her hatırladıkça söylemek mubahtır. Pis yerlerde söylemek mekruh, haram yedikten, içtikten sonra söylemek, haramdır ve hatta küfre sebep olur. (Redd-ül Muhtar 1/6)
Hâline şükretmenin yolu
Sual: Hâline şükretmenin yolu nedir?
CEVAP
Ahiret işinde, salih kimselere bakıp, onlar gibi olmaya çalışmak gerekirken, dünya işlerinde, kendimizden daha aşağıda olan fakirlere bakmak gerekir. Kendimizden daha çok zengin olanlarla sık sık görüşmemek iyi olur.
Zengin de, fakir de olsak, dilencilere değil, fakirlere yakın olmak çok iyidir. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Fakirlerin kıyamette saltanatı vardır. Onlara “Allah rızası için sana bir şey vereni, bir lokma veya bir yudum su vereni Cennete götür” denir. Onlar da alıp götürürler.) [İ.Asakir]
(Fakirlerle dostluk kurun. Zira kıyamette devlet onlarındır.) [Ebu Nuaym]
İnsan, içinde bulunduğu duruma isyan etmemelidir. Belki o durumu kendisi için daha iyidir. Çünkü hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ buyuruyor ki: “Öyle kimse vardır ki, onun imanı ancak zenginlikle salah bulur. Eğer o fakir olsaydı, küfre girerdi. Kimi de, ancak fakirlikle salah bulur, [doğru, iyi yolda olur], eğer zengin olsaydı, küfre düşerdi. Kiminin imanı da, ancak sıhhatte olması ile tamam olur. Eğer hastalansa, küfre girerdi. Kiminin imanı hastalık içinde bulunmakla olgunlaşır. Eğer sıhhatte olsaydı küfre sürüklenirdi.”) [Hatib]
Kanaat
Aza kanaat etmek, çoğu istememek değildir. Bulunduğu duruma razı olmak demektir. Hadis-i şerifte, (Kim Allahü teâlânın verdiği az rızka razı olursa, Allahü teâlâ da onun az ameline razı olur) buyuruldu.
Nimete şükredince
Sual: Fakir bir kimsenin de şükretmesi gerekir mi?
CEVAP
Elbette gerekir. Cenab-ı Hak, göz, kulak gibi uzuvların yanında akıl ve iman gibi nimetler vermiş, insanlar için çeşitli gıdalar yaratmıştır. Bunlara şükretmek gerekir. İmam-ı Rabbani hazretleri, şükrün İslam’a uymak olduğunu, Cenab-ı Hakkın, (Şükrederseniz nimetimi artırırım) buyurduğunu bildirmektedir. Hadis-i şerifde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, yiyip içtiğinde Elhamdülillah diyeni, bu sözü için Cennete koyar.) [İbni Asakir]
İmam-ı Mücahid hazretleri Nahl suresinin, (Onlar, Allah’ın nimetini bilip itiraf ederler. Sonra da onu inkâr ederler) mealindeki 83. âyet-i kerimesini, (Onlar, nimetlerin Allah’tan olduğunu bilirler. Fakat, "Bu nimetleri biz kazandık veya bize miras kaldı" diyerek nankörlük eder) diye tefsir etmiştir. İnsan, bir hasta veya sakat görünce, kendisinin böyle bir derde müptela olmadığı için şükretmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimse, hasta, sakat birini görünce, "Allahü teâlâya hamdolsun ki beni böyle etmedi. Bundan ve daha başka dertlilerden üstün kıldı" derse, nimetin şükrü olur.) [Beyheki]
Nimete şükredince, hem eldeki nimet yok olmaktan kurtulur, hem de yeni nimetlerin ele geçmesine sebep olur. Hadis-i şerifte, (Az veya çok bir nimete kavuşan, "Elhamdülillah" derse, Allahü teâlâ, o kimseye bu nimetten daha iyisini verir) buyuruldu. Şükredenden Allahü teâlâ razı olur. Hadis-i şerifte, (Yiyip içtikten sonra "Elhamdülillah" diyenden Allahü teâlâ razı olur) buyuruldu.
Allahü teâlânın başta iman nimeti olmak üzere verdiği sayısız nimetlere her zaman şükretmek, hamd etmek gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsanların en efdali, çok hamd edenlerdir.) [Taberani]
Âyet-i kerimede buyuruluyor ki:
(Bana şükredin, nankörlük etmeyin!) [Bekara 152] [Nankörlük,şükretmemek, nimetleri Allahü teâlâdan bilmemek demektir.]
İyilik edene dua
Sual: İyilik eden arkadaşa, teşekkür etmeyip, gıyabında dua etsek uygun olur mu?
CEVAP
Yüzüne karşı teşekkür etmeli, gıyabında da dua etmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İyilik gördüğüne, Cezakellahü hayran kesira [Allah, seni çok hayırla mükafatlandırsın] diyen, ona en büyük duayı etmiş olur.) [İ. Asakir]
(Bir müslüman, arkadaşının gıyabında dua edince, bir melek de ona, “Aynen bir mislini de Allahü teâlâ sana versin” diye dua eder.) [Müslim] Meleğin duası ise elbette kabul olur.
Şükür secdesi
Sual: Şükür secdesi nedir, nasıl yapılır?
CEVAP
Kendisine nimet gelen veya bir dertten kurtulan kimsenin, Allahü teâlâ için şükür secdesi yapması müstehaptır. Şükür secdesi, tilavet secdesi gibidir. Şükür secdesi yapacak olan, niyet edip, secdeye gidince, önce Elhamdülillah der. Sonra secde tesbihini okur. Sonra Allahü ekber der ve ayağa kalkar. (Tahtavi)
Sual: Şükür secdesi, abdestsiz yapılabilir mi?
CEVAP
Tilavet secdesi gibidir, abdestsiz yapılmaz.
Şükür duası
Sual: Sıkıntılı bir halimizden kurtulduk. Acaba böyle bir durumda en güzel şükür nasıl olur? Dua, secde vb...nasıl hareket etmeliyiz?
CEVAP
1- Her gün sabah ve akşam aşağıdaki duayı okuyunuz:
("Allahümme ma esbaha bi min nimetin ev bi ehadin min halkıke, fe minke vahdeke la şerike leke, felekel hamdü ve lekeşşükür" duasını, gündüz okuyan o günün, akşam okuyan o gecenin şükrünü ifa etmiş olur.) [Akşam okurken esbaha yerine emsâ denir.]
[Bu dua çok kıymetlidir, ezberleyip gündüz ve akşam okumayı ihmal etmemeli.]
2- Şükür secdesi yapınız.
3- İki rekat şükür namazı kılınız.
4- Mali durumunuz iyi ise hayatınızın şükrü için hayvan kesin ve fakirlere dağıtın.
5- Şükür İslam’a uymak demektir. Dinin her emrine uymaya çalışınız.
Herkes, içinde bulunduğu nimetin kıymetini bilmelidir! Nimetin kıymeti bilinirse, artar, bilinmezse elden gider. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, bir kimseye nimet verir ve insanların ihtiyaçlarını ona düşürür de, o da onların ihtiyaçlarını gidermezse, nimeti yok olmaya mahkumdur.) [İbni Neccar]
Her müslüman, sahip olduğu imkanları, başarıları, nimetleri kendinden bilmemelidir! "Bunu ben yaptım" dememelidir! Her nimeti Allahü teâlâdan bilmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, bir kimseye nimet verir, o da nimetin Allah’tan olduğunu bilirse, henüz hamd etmeden, Allahü teâlâ onu şükretmişlerden yazar. Bir kimse de, işlediği günaha pişman olursa, henüz tevbe etmeden, Allahü teâlâ onu affeder.) [Hakim]
Şükür ve sabırla ilgili küçük bir kıssa da bildirelim:
Hifa Hatun
Medine’de güzelliği diller destan olan bir kadın vardı. Adı Hifa olan bu hatun, Resulullah efendimizden Cennete götürecek ibadetin ne olduğunu sordu. (Önce evlenmek gerekir. Evlenen dinin yarısını korur) cevabını alınca, Hifa Hatun, (Kendime denk olan hiç kimse göremedim. Ancak siz, kimi uygun görürseniz, ona razıyım) dedi. Resulullah efendimiz, (Yarın mescide ilkönce gelen zat ile evlendireyim) buyurdu. Hifa hatun da razı oldu.
Sabah oldu. Mescide gelen zat, hem fakirdi, hem de fiziki yönden de güzel değildi. Siyaha yakın, zayıf biri olan Süheyb idi. Hifa ise, güzel olduğu kadar da zengin ve her bakımdan mükemmel idi. Allahü teâlânın takdirine razı oldu. Nikahları kıyıldı. Süheybin düğün yemeği verecek parası olmadığı gibi, gelini götürecek bir yeri de yoktu. Hifa hatun, ona mal ve ev verdi. Hifa, Süheyb için bir nimet, Süheyb de Hifa için bir mihnet demekti.
Gerdek gecesi, (Cennette öyle yüksek dereceler var ki buraya ancak sabreden ve şükredenler girer) hadis-i şerifindeki müjdeye kavuşmak için ikisi de, (Nimete şükür ve mihnete sabır için geceyi ibadetle geçirmeye) karar verdi. Cebrail aleyhisselam gelip durumu Resulullah efendimize bildirdi. Peygamber efendimiz, Cebrail aleyhisselamın bildirdiklerini anlatınca, Hazret-i Süheyb, sevincinden başını secdeye koyup, (Ya Rabbi eğer beni affetmişsen, yeni bir günaha girmeden, canımı al) diye dua etti. O anda vefat etti. Peygamber efendimiz, (Şu anda Hifa hatun da vefat etti) buyurdu. İkisinin kabrini yanyana kazdılar. Biri nimete şükretmişti, diğeri de mihnete sabretmişti.
Allah’a şükrün lüzumu
Sual: Kendi isteğimizle yaratılmadığımıza göre, Allah’a şükretmemiz gerekir mi?
CEVAP
Hiç yoktan yaratıldığımız için şükür gerektiği gibi, şu hususlardan dolayı da şükür gerekir:
1- Allahü teâlâ, bizi bir taş, bir bitki veya bir hayvan olarak değil de, insan olarak yarattığı için,
2- Müslüman bir ülkede doğduğumuz için, [Gayrimüslim bir ülkede dünyaya gelseydik, araştırıp iman etmemiz çok zor olurdu. Müslüman ülkede doğmamız, Allahü teâlânın bir ihsanıdır.]
3- Müslüman ülkede doğduğu hâlde, dinsiz olan birçok kişi gibi olmadığımız için,
4- Müslüman aileden dünyaya gelip, onlar bizi Müslüman olarak yetiştirdiği için,
5- Bozuk çevrenin etkisinde kalmadan, imanımızı muhafaza ettiğimiz için,
6- Musa aleyhisselam gibi büyük bir peygamber, bu ümmetten olmak için dua etmiştir. Bir peygamberin bile isteyip de kavuşamadığı nimete, biz kavuştuğumuz için,
7- Ülkemizde ve dünyada, insanların çoğu, namaz kılmaktan mahrumdur. Namaz kılmak, Allahü teâlânın kulunu kendisine muhatap seçmesi, huzuruna kabul etmesi demektir. Milyonlarca, milyarlarca insan arasından, bizi muhatap kabul ettiği, bize yap, yapma diye emirler verdiği ve her gün beş sefer, huzuruna kabul ettiği için,
8- Her ülkede bid’at ehli gruplar var. Bid’atler ibadet gibi işleniyor. Bid’at ehli olmadığımız için,
9- Cehennemden kurtulacağı bildirilen, Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasında olduğumuz için,
10- İslam âlimlerini tanımayı, sevmeyi, kitaplarını okuyup dinimizi öğrenmeyi ve yaymayı bize nasip ettiği için de çok şükretmek gerekir. Ne kadar çok şükretsek, yine layıkıyla şükretmiş olamayız. Çünkü Allahü teâlânın nimetleri, ihsanları saymakla bitmez. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, bitiremezsiniz.) [Nahl 18]
Bir beyit:
Vücudun her zerresi, gelse de dile,
Şükrün binde birini, yapamaz bile.
Bunca nimetlere şükrediyor muyuz? Nimet içinde yüzen, şükrü kolay hatırlayamaz. Şükretmemek nankörlüktür. Allahü teâlâ, (Şükrederseniz, nimetlerimi artırırım. Nankörlük ederseniz, azabım çok şiddetlidir) buyuruyor. (İbrahim 7)
Şükretmek için İslam’a uymak gerekir. İslam’ın emir ve yasaklarına uyan şükretmiş olur.
Hamd etmek
Sual: Nefsimize uyup günah işlediğimiz zamanlar oluyor, bu zamanlar da dahil, her halimize hamdolsun demek caiz midir?
CEVAP
Günahlar kast edilmeden, elhamdülillahi alâ külli hâl yani her halimize hamd olsun demek caiz olur. Küfre düşmek veya sapıtmak gibi haller de düşünülünce, o zaman şöyle demelidir:
(Elhamdülillahi alâ külli hâl, sivel küfri ved-dalâl.) (Küfür ve dalalet hariç, her halden dolayı Allah’a hamd olsun) demektir.
Şöyle demek de uygun olur:
(Elhamdülillahi alâ külli hâl. Ve eûzü billahi min hâli ehlinnâr.)
(Her halden dolayı Allah’a hamd olsun. Cehennem ehlinin halinden Allah’a sığınırım) demektir.
Hazret-i Ebu Bekre şükretmek
Sual: (Ebu Bekir’i sevmek ve ona şükretmek her mümine şarttır) anlamında bir hadis var. Şükür sadece Allah’a olmaz mı?
CEVAP
Şükür, teşekkür etmek demektir. Bir iyilik edene memnuniyetini, minnetini bildirmek demektir. İyilik edene bu hissi göstermek ve onu övmektir. Araplar şükran derler. Teşekkür ederim demektir. İnsanlara da şükredilir. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(İnsanlara şükretmeyen, Allahü teâlâya şükretmemiş olur.) [Tirmizi, İ. Ahmed]
(Kime bir iyilik yapılırsa, o iyiliği ansın! İyiliği anmak şükür olur. İyiliği gizleyen nankörlük etmiş olur.) [Ebu Davud]
Elhamdülillah demek
Sual: Her nimet için elhamdülillah demek gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir Müslüman dünyadaki her şeye sahip olsa, "Elhamdülillah" dese, bu "Elhamdülillah" sözü, o her şeyden daha kıymetlidir.) [Deylemi]
(Yeni gömlek giyerken, "Hamd olsun O Allah’a ki, bedenimi örtecek ve hayatımı güzel edecek şeyi bana nasip etti" diyen ve eskisini de birine veren, hayatında da, ölümünde de Allah’ın himayesinde olur.) [İ.Ahmed]
Hamd olsun demek
Sual: Nasılsın diyene, hamd olsun iyiyiz veya çok şükür iyiyiz demek kâfi midir yoksa Allah’a hamd olsun, Allah’a şükürler olsun demek şart mıdır?
CEVAP
Allah’a hamd olsun, Allah’a şükürler olsun demek çok iyidir.
Bununla beraber İslam âlimleri, hamd olsun, şükürler olsun, çok şükür gibi ifadeler kullanmışlardır.
Mesela İmam-ı Rabbani hazretleri, bazı mektuplarında Allahkelimesini kullanmadan da hamd olsun diyor.
Hamd gibi, dua da Allah için yapılır. Allah’a dua ediyorum demek şart değildir. Dua ediyorum demekle Allah adı kasten kaldırılmış olmaz.
İmam-ı Rabbani hazretleri, (Allah’ın seçtiği, sevdiği kullarına selam olsun) buyuruyor. Allah’ın selamı olsun demiyor.
Hamd gibi selam da Allah için olduğundan dolayı, Allah ismi kullanılmamıştır. Bu bakımdan vesselam demek kâfi görülmektedir.
Kur'an-ı kerimde de, Allah’a şükür yerine, sadece şükür kelimesi kullanılmıştır:
(İnsanların çoğu şükretmez.) [Bekara 243, Yunus 60, Yusuf 38, Müminun 61]
(Az şükrediyorsunuz.) [Araf 10, Müminun 78, Secde 9, Mülk 23]
(Nuh, çok şükreden bir kul idi.) [İsra 3]
Şükretmek nasıl olur?
Sual: Şükür nedir? Allahü teâlâya nasıl layıkıyla şükredebiliriz?
CEVAP
Şükür, her nimetin Allah’tan geldiğini bilip yerinde sarf etmek ve dille de hamd etmektir. Şükür, kendini o nimete layık görmemektir. Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmektir. Nimet sahibinin emirlerine uyup yasakladıklarından sakınmaktır. Bu da, kalb, dil ve diğer azalarla olur. Kalble iyiliğe niyet eder. Dille hamd eder, şükrünü açıklar. Uzuvlarla şükürse, Allahü teâlânın verdiği nimetleri, onun sevdiği ve istediği yerlerde kullanmaktır. Allahü teâlâya layıkıyla şükretmek mümkün değilse de, şunlar yapılırsa, şükredilmiş kabul edilir:
1- Her nimetin Allah’tan geldiğini bilmek. Allahü teâlâ, Hazret-i Musa’ya buyurdu ki:
(Kendine verdiğim nimeti benden bilen, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Bir kimse de, rızkını kendi çalışmasıyla bilip benden bilmezse, nimetin şükrünü eda etmemiş olur.) [İ. Gazali]
2- Nimetleri Allahü teâlânın istediği şekilde kullanmak. Mesela gözün şükrü, ibretle bakmak, harama bakmamak, Müslümanın ve arkadaşının kusurunu görmemektir. Kulağın şükrü, iyi şeyler dinlemek, kötü şeyleri, söylenilen ayıpları dinlememektir.
3- Kendimiz dinin emir ve yasaklarına uyarken, diğer insanların da bu nimetten istifade etmesini, hidayete ermelerini sağlamak için çalışmak.
4- Allahü teâlâ çeşitli nimetler verince, buna layık olmadığını düşünüp utanmak şükür olur. Şükürdeki kusurunu bilmek de şükür olur. Şükredemiyoruz diye özür beyan etmek de şükürdür. (Allahü teâlâ, kusurlarımı örtüyor) demek de şükürdür. Şükür vazifesini yerine getirmenin Allahü teâlânın bir lütfu olduğunu düşünmek de şükürdür.
5- Allahü teâlânın verdiği her şeye razı olmak.
6- Nimetlerden faydalanıldığı müddetçe, Allahü teâlâya isyan etmemek.
7- Yapılan iyiliği anıp ihsan edeni övmek, yani dille de Elhamdülillah demek.
8- Bir hadis-i şerif meali: (“Allahümme mâ esbaha bî min ni’metin ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, lâ şerîke leke, fe lekel hamdü ve lekeşşükr” duasını, gündüz okuyan o günün, akşam okuyan o gecenin şükrünü ifa etmiş olur.) [M. Rabbani 3/17] (Bu duayı akşam okurken, esbaha yerine emsâ denir.)
9- Vasıtalara şükretmek. Allahü teâlâ nimetlerini, rızkımızı bir vasıtayla gönderir. Onlara teşekkür etmekle de, Allahü teâlâya şükretmiş oluruz. Bir hadis-i şerif meali: (İnsanlara teşekkür etmeyen Allahü teâlâya şükretmemiş olur.) [İ. Ahmed]
Hamd etmek
Sual: Allah’a hamd etmenin, yani Elhamdülillah demenin hükmü nedir?
CEVAP
Hamd etmenin hükmü yerine göre değişir. Birkaç örnek verelim:
Vacib olanlar: Namazda hamd etmek vacibdir. Fatiha suresi okumakla hamd edilmiş olur.
Sünnet olanlar: Duaya başlarken, hutbede ve yiyip içtikten sonra hamd etmek sünnettir.
Müstehab olanlar: Duaların sonunda hamd etmek müstehabdır.
Mubah olanlar: Her hatırladıkça hamd etmek mubahtır.
Haram olanlar: Haram bir şeyi yiyip içtikten sonra hamd etmek haramdır.
Küfür olanlar: Domuz eti, şarap gibi kesin haram olan bir şeyi yiyip içtikten sonra hamd etmek haramdır, hattâ haramlığına önem verilmezse küfür olur.
Sayılamayan nimetler
Sual: Çok sıkıntıları olan bir Müslümanın, yine de şükretmesi gerekir mi?
CEVAP
Müslüman olmak en büyük nimete sahip olmak demektir. Bu nimete ne kadar şükretsek azdır. Müslüman olan, nimetler içindedir. Allahü teâlâ, (Rahmetim gazabımı aştı) buyuruyor. (Deylemi)
Bu bakımdan, her işte müminin kârı çok olur. Birkaç örnek verelim:
1- Günahlar bire bir yazılırken, sevablar en az bire on yazılır. Bire yedi yüze kadar çıkar, hatta daha da fazla karşılık verilir. Bir âyet-i kerime meali:
(Bir iyilik yapana on katı sevab verilir. Bir kötülük ise ancak misliyle [bire bir] cezalandırılır. Kimseye haksızlık yapılmaz) [Enam 160]
Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(İyilik yapmak isteyip de yapamayana, Allahü teâlâ, tam iyilik etmiş gibi sevab yazar. Eğer o iyiliği yaparsa on, yediyüz misli ve çok daha fazla sevab yazar. Eğer kötülüğe niyet eder de yapmazsa, tam bir sevab yazar. O kötülüğü yaparsa, sadece bir günah yazar.) [Buhari]
2- İyilik yapmaya imkânı olmayan bir mümin samimi olarak, (Şu dağ altın olsa da, herkese dağıtsam) diye düşünse sanki dağıtmış gibi sevaba kavuşur, ama imkânım olsa şöyle hırsızlık ederdim, şöyle günah işlerdim diye düşünse, o günahları işlemedikçe günah yazılmaz. Hatta günah işlemeye karar verip sonra Allah rızası için vazgeçse, sevab da alır.
3- Mümin hastalanıp ibadet edemez hâle gelince, ona yine lütuflar yağmaya başlar. Hastayken doğru dürüst yapamadığı amellere daha çok sevab kazanır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Mümin, hastalanıp ibadet edemeyince, Allahü teâlâ, günahları yazan soldaki meleğe, “Onun günahlarını yazma” emri verir. Sevabları yazan sağdaki meleğe de, “Ona sıhhatliyken yaptığı amellere verilen sevabların en güzelini yaz, ben onun durumunu bilirim ve onu ben bu hâle getirdim” buyurur.) [İbni Asakir]
4- İnsanların amellerini yazan ikişer melek, her sabah akşam değişir. Eğer kul sabah ve günün sonunda iyi iş işlemişse, aradaki günahlara bakılmadan affedilir. Bu ne büyük bir ihsandır! Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Melekler, insanların amel defterlerini götürdükleri zaman, başında ve sonunda iyi iş yazılı ise, gün ortasında yapılanları ona bağışlarlar.) [Ebu Ya’la]
5- Sevab veya günah yazılırken de melekler mümine lütufta bulunur. Mümin, birkaç günah işler, sağdaki âmir olan melek soldakine günahları yazdırmaz, (Biraz bekle, belki bir iyilik) işler der. Kul bir iyilik işleyince, şimdi yazalım der. Bir iyiliğe on sevab verilir. O kişi üç günah işlemişse, 10’dan 3’ü çıkar, geriye 7 sevab yazılır. Bir hadis-i şerif meali:
(Sağdaki melek, soldaki meleğin âmiridir. Kul, bir iyilik yapınca, on sevab yazar. Kötülük yapınca, sağdaki melek, soldaki meleğe, bekle der. O da, 6 saat bekler. Eğer kul istigfar ederse, hiç günah yazmaz. İstigfar etmezse, tek bir günah yazar.) [Taberani, Beyheki]
6- Dört rekâtlık namazda yanılıp üç mü, dört mü kıldım diye şüphelenince, üç kabul eder, bir rekât daha kılar. Secde-i sehv eder. Peygamber efendimiz, böyle yapan kimse için, (Eğer beş rekât kılmışsa, melekler bir rekât daha ekleyip o namazı altı rekât olarak yazarlar) buyuruyor. (Müslim)
Bir rekât fazla kıldığı namaz boşa gitmiyor, yanına bir daha eklenerek iki rekât namaz olarak takdim ediliyor. Hep böyle, müminin lehine hareket edilmektedir. Bir kimse Allah’a bir adım yaklaşırsa Allahü teâlâ ona on adım yaklaşıyor. Hep nimet içindeyiz.
7- Allah dostlarını, sadece seven bile kurtulur. Silsile-i aliyye büyüklerinden, Kâbe-yi şerifi görünce, (Yâ Rabbi, bizi seveni dostun yap) diye dua edenler oldu ve bu duaları kabul oldu. Demek ki, bu büyükleri seven kurtulur. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Dini sual sormakla dört kişi sevabda ortaktır: Sual soran, cevap veren, dinleyen ve bunları sevenler.) [Ebu Nuaym]
Gazetede, maillerde bunları okuyanlar, radyoda ise dinleyenler de sevaba ortak olur. Bir de, bir kimse gazete alamıyordur yahut bilgisayarı, maili yoktur, okuyamıyordur. Radyoyu o saatte dinleyemiyordur, fakat (Gazete alsaydım veya bilgisayarım olsaydı da, bu sual ve cevapları okusaydım) yahut radyoda konuşulurken (O saatte müsait olsaydım da dinleseydim) diyordur. Böyle diyenler de, diğerleri gibi sevaba kavuşur. Mesela, Osman Ünlü hoca konuşuyor, bir mazeretle dinleyemeyen biri, (Ne iyi, suallere nakle uygun cevap veriliyor, Osman hocadan ve ona bu imkânı verenlerden Allah razı olsun) derse, yine sevaba ortak olur.
8- Yatağa abdestli giren, ölürse şehit olur. Namaza kalkmak yahut ertesi gün faydalı işler yapmak niyetiyle uyuyanın uykusu ibadet olur. İki hadis-i şerif meali:
(Âlimlerin uykusu ibadettir.) [İ. Gazali]
(Oruçlunun uykusu ibadettir.) [Deylemi]
9- Ramazan ayına kavuşmak büyük nimettir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Allahü teâlâ, Ramazanın ilk gecesi, müminlere rahmet eder. Rahmetle baktığı kuluna da artık hiç azap etmez. Ramazanın son günü, oruç tutan müminlerin hepsini affeder) [Beyheki] (Allahü teâlânın sıfatları da ebedî olduğu için, razı olması, affetmesi de ebedîdir. Bir defa rahmetle bakarsa, bir defa affederse, artık ona hiç azap etmez.)
10- Camiye giren bile nimete kavuşuyor. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Camiye giren, o andan itibaren namazda sayılır.) [İbni Ebi Şeybe]
11- Cuma günü ölen bile kurtulur. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Cuma günü ölen mümin, şehit olur ve kabir azabından kurtulur.) [Ebu Nuaym]
12- Ömründe bir kere günahtan sakınan, sonunda Cennete gider. Bir hadis-i şerif meali:
(Ömründe bir kere Allah’ı anan veya Ondan korkan Mümin, Cehennemden çıkar.) [Tirmizi]
13- İman eden kâfirin, kâfirken yaptığı iyilikler boşa gitmediği gibi, yaptığı bütün günahları da affolur, hatta sevaba çevrilir. Bir âyet-i kerime meali:
(Allahü teâlâ, kâfirken tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenlerin seyyiatını hasenata [günahlarını sevablara] çevirir. Allah çok affedici ve çok merhamet sahibidir.) [Furkan 70]
Allahü teâlâ, (Affettiğim kimseyi artık asla kınamam) buyuruyor. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Tevbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur.) [İbni Mace]
14- Rabbimizin affetmediği günah yoktur. Bir âyet-i kerime meali:
(De ki, ey çok günah işlemekle haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden [bizi affetmez diye] ümidinizi kesmeyin! Çünkü Allah, [iman ehlinin] bütün günahlarını hiç şüphesiz affeder. Elbette O, sonsuz mağfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir.) [Zümer 53]
15- Allahü teâlâ, âhirette bile, yapılan cömertlikten veya başka iyilikten dolayı kulunu affeder. Mahşer günü bir tek sevabı kalan mümin, bunu tek sevaba ihtiyacı olan başka mümine bağışlayınca Allahü teâlâ, ikisini de Cennete koyar. Cehennemden sorgu için çıkarılan bir kimseye, (Haydi tekrar Cehenneme) dendiği zaman, o mümin, ayağındaki zincirlerle koşarak Cehenneme gider. Cehenneme gidilirken koşulur mu diye sorulduğu zaman, (Dünyada ne başımıza gelmişse, söz dinlememekten ileri gelmiştir, bari burada söz dinleyeyim diye koşuyorum) der. Bu söz Allahü teâlânın hoşuna gider ve onu Cennete götürün buyurur.
Teşekkür ve şükür
Sual: (İnsanlara teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükretmiş olamaz) hadis-i şerifindeki insanlara teşekkürden maksat nedir?
CEVAP
(Bize gelen nimete vesile olan kimseye teşekkür etmedikçe, o nimet için yapacağımız şükrü Allahü teâlâ kabul etmez) demektir. Mesela, evi olmayan bir fakire, hayırsever bir zengin bir ev hediye etse, o fakir de zengine teşekkür etmeyip sadece, (Yâ Rabbi, bana ev nasip ettiğin için sana şükrederim) dese, yetmez, bu nimete vesile olan şahsa da teşekkür etmesi gerekir.
Nimete şükür
Sual: Nimetlere şükretmenin kısa yolu varsa nedir?
CEVAP
Dinî hususlarda kendimizden üstün olana bakıp kibirlenmemek, dünyalık hususlarda ise kendimizden aşağıda olana bakıp bizdeki mevcut nimetlere nankörlük etmemek gerekir. Bir hadis-i şerif meali:
(Dinde kendinizden yukarıda olana bakın, aşağı olana bakmayın, yoksa kendinizi beğenip, helâk olursunuz. Dünyalık hususunda da, kendinizden yukarıda olana bakmayın, yoksa nankörlük edersiniz. Kendinizden aşağı olana bakın ki nimete şükredesiniz.) [Ey Oğul İlmihali]
Şükür mü, sabır mı?
Sual: (Allah’ın nimetlerini yiyip, şükredenin sevabı, oruç tutup sabredenin sevabından az değildir) hadis-i şerifinde, şükretmek, neden oruç tutup sabretmekten daha sevabdır? Oruç tutup sabreden çok sıkıntıya katlanır, ama şükretmek daha kolay değil mi?
CEVAP
Hamd, bütün nimetleri Allahü teâlânın yaratıp gönderdiğine inanmak ve söylemek demektir.
Şükür, bütün nimetleri İslamiyet’e uygun kullanmak demektir. Yani Allah’ın verdiği nimetleri yerinde sarf etmek, gizli açık Allah’a itaat edip günahlardan kaçınmaktır. Kişi, Rabbinin verdiği nimetleri günaha vasıta kılarsa şükretmiş olmaz, nankörlük etmiş olur. Şükrün esası, nimetlerin sahibini bilmek, bunu kalble tasdik edip dille söylemektir.
Büyüklerin söyledikleri gibi, Horasan’ın köpeklerini de aç bıraksanız, sabretmiş olurlar. Şükretmekse, çok zordur. Onun için Kur’an-ı kerimde, (İnsanların çoğu şükretmez, şükredenler azdır) buyuruluyor. Her uzvun şükrü vardır:
1- Ellerin şükrü: Harama el uzatmamak, helal olan şeyleri tutmak,
2- Dilin şükrü: Yalan, gıybet, iftira, fuhuş söz gibi kötü şeylerden uzak durmak, hayır söylemek ve Allahü teâlâyı zikretmek,
3- Gözlerin şükrü: Harama bakmamak, Müslümanların kusurlarını görmemek ve her şeye ibretle bakmak,
4- Kulakların şükrü: İyi şeyler dinlemek, kötü şeyleri, çalgıları dinlememek, söylenilen ayıpları duymamak,
5- Burnun şükrü: Haram şeyler koklamamak, helal olanları koklamak,
6- Ayakların şükrü: Kumarhane, meyhane gibi kötü yerlere gitmemek; camiye ve salih akrabaları, diğer salih zatları ziyarete gitmek,
7- Fercin şükrü: Zinadan, livatadan uzak durmak, nikâhlı eşle beraber olmak,
8- Midenin şükrü: Haram lokmadan sakınmak, helal şeyleri yiyip içmek,
9- Kalbin şükrü: Kibir, ucb, suizan, öfke, riya, kin, haset, mal ve makam sevgisi, övülmeyi sevmek, ayıplanmaktan korkmak, övünmek gibi şeylerden kaçmak; ilim, tefekkür, rıza, hayâ, tevazu, merhamet, mürüvvet, hüsnüzan etmek gibi güzel vasıflara sahip olmak, yani kötü sıfatlardan kurtulup güzel huylarla süslenmek,
10- Bedenin şükrü: Oruç tutmak, namaz kılmak ve bedenle yapılan ibadetleri yapmak.
Diğer şükürlerden bazıları:
Allah’ı tanımanın şükrü: Bildirdiği emir ve yasaklara riayet edip hubb-i fillah ve buğd-i fillah üzere olmak, yani sevdiklerini sevip düşmanlarına düşman olmak ve ayrıca çok elhamdülillah demektir.
Peygamberi tanımanın şükrü: Ehl-i sünnet itikadı üzere olup sevdiklerini ve onu sevenleri sevmek, sevmediklerini ve onu sevmeyenleri sevmemek, sünnetiyle amel etmektir.
Bir büyüğü tanımanın şükrü: Eserlerini okumak, okutmak ve yaymak, talebeleriyle birlik beraberlik içinde olmaktır.
İmanın şükrü: Doğru iman bilgilerini Allahü teâlânın diğer kullarına ulaştırmak, hubb-i fillah, buğd-i fillah üzere olmak. Yani sevdiğini Allah için sevmek, sevmediğini de Allah için sevmemektir.
Aklın şükrü: Aklı dinin emrettiği şekilde kullanmaktır.
İlmin şükrü: Bildiğiyle amel etmek ve emr-i maruf yapmaktır.
Sağlığın şükrü: Oruç tutmak, bedeni günah olan yerlerde hırpalamamak, dinin emrettiği yerlerde kullanmaktır.
Malın şükrü: Zekât, sadaka vermek, hayır hasenat yapmaktır.
Evin şükrü: Evde günah olan işler yapmamak ve misafir ağırlamaktır.
Arabanın şükrü: Faydalı hizmetlerde kullanmaktır.
Mesleğin şükrü: Mesleği dine uygun şekilde kullanmaktır.
Eşin şükrü: Haklarına riayet etmek ve onu üzmemeye çalışmaktır.
Evladın şükrü: Güzel bir isim koymak, akikasını kesmek ve İslam terbiyesi üzere yetiştirmektir.
Dertten kurtulmanın şükrü: Şükür secdesi yapmak veya şükür namazı kılmaktır.
Günün şükrü: (Allahümme mâ esbaha bî min ni’metin ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, lâ şerîke leke, fe lekel hamdü ve lekeş-şükr) diyen gündüzün şükrünü yerine getirir. Akşam (Mâ esbaha) yerine (Mâ emsâ) diyerek okuyan da gecenin şükrünü yerine getirmiş olur.
İbadet etmenin şükrü: Sabah akşam yüz kere, (Sübhanallahi ve bi-hamdihi sübhanallahil’azîm) demektir.
Bütün nimetlerin şükrü: Bütün nimetlerin, Allahü teâlânın lütfu ve ihsanı olduklarını düşünerek İslam’ın beş şartını kusursuz yerine getirmektir. Bunun için, şu üç hususa riayet etmelidir:
1- Ehl-i sünnet itikadına göre itikadı düzeltmek,
2- İslamiyet’i Ehl-i sünnet âlimlerinin ilmihal kitaplarından öğrenip bunlara uymak,
3- Tasavvuf büyüklerinin yolunda, kalbi ve nefsi temizlemektir.
Şükretmek nasıl olur?
Sual: Allah’a şükretmek ne demektir, nasıl yapılır?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri (Allah’a şükretmek, Ona inanıp, emir ve yasaklarına riayet etmekle olur) buyuruyor. (3/41)
Bir âyet-i kerime meali de şöyle:
(Ya Musa, sana verdiğim emir ve yasaklara sarıl da, şükredenlerden ol!) [Araf 144]
Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Bir nimet için Elhamdülillah diyen, nimetin şükrünü eda etmiş olur.) [Beyheki]
Kur’an-ı kerimde üç şey, üç şeyle beraber bildirildi. Biri yapılmazsa, ikincisi kabul olmaz.
1- Resulullah’a itaat edilmedikçe, Allahü teâlâya itaat edilmiş olmaz.
2- Ana, babaya şükredilmedikçe, Allahü teâlâya şükredilmiş olmaz.
3- Zekât verilmedikçe, namazlar kabul olmaz. (Tefsir-i Mugni)
Şükreden kurtulur. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’a iman edip, nimetlerine şükrederseniz, size niçin azap etsin?) [Nisa 147]
Şükredenin kazancı nedir? İki âyet-i kerime meali:
(Şükrederseniz elbette nimetimi artırırım.) [İbrahim 7]
(Biz şükredenlerin mükâfatını vereceğiz.) [Âl-i İmran 145]
Şükür bu kadar önemliyken, şükredenler azdır. Bir âyet-i kerime meali:
(Kullarım içinde hakkıyla şükreden azdır.) [Sebe 13]
Yine İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İslam’ın beş şartını yerine getiren, nimetlere şükretmiş olur. Şükreden de, Cehennem azabından kurtulur. Salih amel, İslam’ın beş şartıdır.İslam’ın bu beş temelini, bir kimse hakkıyla kusursuz yaparsa, Cehennemden kurtulur; çünkü bunlar, salih işler olup, günahlardan ve çirkin şeylerden korur. Bir âyet-i kerime meali:
(Kusursuz kılınan bir namaz, insanı kötü işlerden korur.) [Ankebut 45] (1/304)
Şükrün önemi hakkında iki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Nimete kavuşunca şükreden, belaya uğrayınca sabreden, haksızlık yapınca af diler, zulme uğrayınca bağışlarsa, emniyet ve hidayet üzere olur.) [Taberani]
(Şu üç şey iman alametidir: Belaya sabır, nimete şükür, kazaya rıza.) [İhya]
Allah’ı anmak
Sual: İbadet edebilmek, Allah’tan bir nimet midir? Şükretmek gerekir mi?
CEVAP
Her şey Allahü teâlâdandır. Nimetlerine şükretmek gerekir. Mesela Allahü teâlâyı anmak da bir ibadettir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Allah’ı anmak, Allah’ın bir nimetidir. Onun şükrünü eda edin!) [Deylemi]
Şükür nimeti
Sual: Doğuştan nimetlere kavuştuğumuz gibi, sonradan da, sayılamayacak kadar maddî ve manevî çeşitli nimetlere kavuşuyoruz. Nimet çok olunca şükür hatırımıza gelmiyor. Şükretmediğimiz için vebali oluyor mu?
CEVAP
Elbette, vebali olur. Bir hadis-i şerifte, (Sizin günah işlemenizden çok, nimetlere şükretmemenizden korkuyorum. Şükredilmeyen nimetler öldürücü ve yok edicidir) buyuruldu. (İbni Asakir)
Eğer şükredilmezse, hem nimet elden alınır, hem de nankörlüğün cezasını çekeriz. Şükredersek, hem sevaba kavuşuruz, hem de nimetin yok olmasını önlemiş oluruz. İki hadis-i şerif şöyledir:
(Bir kimse, Allahü teâlânın kendine verdiği nimete Elhamdülillah derse, o nimetin şükrünü ödemiş olur. Bir daha derse, sevabı artırılır. Üçüncü defa derse, günahları affolur.) [Beyhekî]
(Nimete hamd etmek, o nimetin elden çıkmasına karşı bir garantidir.) [Deylemî]
Hâline şükretmek
Sual: Her türlü belaya uğrayan kimsenin, yine sabretmesi mi gerekir?
CEVAP
Elbette sabretmesi gerekir. Beterin beteri olduğunu düşünerek her hâlimize şükretmeliyiz. Sabretmezsek elimize ne geçecek ki?
İsa aleyhisselam, cüzzamdan etleri dökülmüş, gözleri kör olmuş, her tarafı perişan yatalak ve fakir bir genç hastanın, (Çoklarını müptela ettiği dertlerden beni koruyan Allahü teâlâya hamdolsun) dediğini işitince, (Sana gelmedik belâ mı var da, böyle dua ediyorsun?) buyurdu. Hasta genç, (Ben iman ve marifet sahibiyim, kalbimde dünya ve para sevgisi yok) dedi. Hazret-i İsa, (Doğru söyledin) buyurarak elini hastanın vücuduna sürdü. Gözleri açıldı, vücudunu kaplayan hastalık da hemen geçti. Eskisinden daha güzel bir genç oldu. (Eskiden günah işleyecek durumda değildim. Şimdi bu yakışıklı hâlimle günah işlersem felaket olur) diye korkmaya başladı. Fakat Hazret-i İsa ile birlikte sağ salim uzun müddet yaşadılar.
Nimeti göstermek
Sual: (Allahü teâlâ, sana bir mal verince, bu nimetin eserinin senin üzerinde görülmesini sever) hadis-i şerifi, maddî şeyler için midir, yoksa manevî şeyler de buna dâhil midir?
CEVAP
Elbette dâhildir. Manevî nimetler, mal mülk gibi maddî nimetlerden daha büyüktür. Mesela iman nimeti, malla mülkle ölçülmez. İman nimetinin şükrünü göstermek gerekir. Allahü teâlâ, (Nimetlerime şükrederseniz arttırırım) buyuruyor. Şükrün dereceleri var. Allahü teâlâ, (Ey, imanla şereflenen müminler, iman nimetinin şükrünü ifa edebilmek için birbirinizi seviniz!) buyuruyor. Ana babadan, kardeşten daha çok sevmek gerekir. Hele, ana baba bu yolda ise, elbette onları da böyle sevmek gerekir. İman şükrünü yerine getirmek için insanların Cehennemden kurtulmasına çalışmak gerekir. Bunu da güler yüzle, tatlı dille yapmalı, dini doğru olarak öğreten kitapları ucuza satarak veya ücretsiz dağıtarak, milletin imanını korumaya çalışmalıdır.
İman nimetine şükretmek için dua da etmek gerekir. Mesela abdeste başlarken okunan şu duayı, kim okursa, iman nimetine şükretmiş olur.
(Elhamdülillahi alâ dînil islâm ve alâ tevfîkil îmân ve alâ hidâyetir-rahman.)
İmanının sağlamlaşması için bu duayı okumalı. Çünkü şükredince nimet artar. İman artmaz, ama kuvvetlenir. Diğer nimetlerine şükredince artar, imana şükredince sağlamlaşır, kuvvetlenir.
“Nasılsın” diyene “elhamdülillah” denmez mi?
Sual: Yeni türeyen bazı kimseler, diyorlar. Böyle bir şey var mıdır?
CEVAP
Elhamdülillah denmez demek çok yanlıştır. Elhamdülillah diyerek hamd etmek çok uygundur. Hamd ile şükür arasında bazı farklar vardır:
Hamd, bütün nimetleri Allahü teâlânın yarattığına ve gönderdiğine inanmak ve söylemektir. Şükür, bütün nimetleri İslamiyet'e uygun olarak kullanmak demektir. Yani, hamd kalb ve dil ile; şükür ise fiilen yapılır.
İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
Hamd etmek, şükretmekten daha kıymetlidir. Çünkü şükretmekte nimetleri göz önündedir. Hamd ederken nimetleri de, elemleri de sevilmektedir. Çünkü Allahü teâlânın verdiği elemler, nimetler gibi güzeldir. Hamd devamlıdır. Nimet zamanında da, sıkıntılı hâllerde de hamd edilir. Şükür ise nimet zamanlarında olur, nimet kalmayınca, ihsan bitince şükür de kalmaz. (2/33)
Demek ki, şükür sadece nimet verildiği zaman oluyor. Hamd ise, nimet de olsa, sıkıntı da olsa Allahü teâlâdan geldiği için onu memnuniyetle karşılamaktır. Bu, çok kıymetli bir şey ise de, böyle her zamanda hamd eden azdır.
Vermek istemeseydi
Sual: İmam-ı Rabbani hazretleri, (Allah, vermek istemeseydi, istek vermezdi) buyuruyor. Benim uygunsuz bir kızla evlenme isteğim var. Bir de, bende çeşitli günahları işleme isteği mevcuttur. Bu istekleri Allah bana vermeseydi elbette ben bunları istemezdim. Bu istekleri Allah verdiği için, benim bunları işlemem günah olmaz, değil mi?
CEVAP
Oradaki istek, günah işleme isteği değil, Allah'a kavuşma isteğidir. O yazının tamamı şöyledir:
(Allahü teâlâ, kendini aramak arzusunu arttırsın. Ona kavuşmaya mani olan şeylerden sakınmak nasip eylesin! Allahü teâlâyı istemekte, Onun için yanıp yakılmakta olduğunuzu bildirdiği için, çok hoşa gitti. Çünkü istemek, kavuşmanın müjdecisidir. Yanıp yakılmak da, kavuşmanın başlangıcı demektir. Büyükler, (Vermek istemeseydi, istek vermezdi) buyuruyor. İstek nimetinin kıymetini bilip, bunun elden kaçmasına sebep olacak şeylerden sakınmalı. İsteğin gevşememesine ve ateşin soğumamasına dikkat etmeli. Bu nimetin elden çıkmamasına en çok yarayan şey, buna şükretmektir. Çünkü İbrahim sûresinin yedinci âyetinde mealen, (Nimetlerime şükrederseniz, elbette arttırırım) buyuruldu.) [m. 61]
Günah işlemek Allah'a kavuşmaya mani olur. Allah'a kavuşmaya mani olan şeylerden sakınmak ve Ona kavuşma isteğine şükretmek gerekir.
Nimetin bedeli
Sual: (Nimetin bedeli Elhamdülillah’tır) hadisi gereğince, elde ettiğimiz bir şey için Elhamdülillah demekle o nimetin bedeli ödenmiş olur mu?
CEVAP
Ne maksatla Elhamdülillah dediğine bakılır. Mesela bir kimsenin eline bir miktar para geçse, onunla şarap alıp içse, (Elhamdülillah, elime para geçti, şarabımı alabildim) dese, nimetin şükrünü eda etmiş olamaz. O nimeti, dinimizin emrettiği yerlerde kullanırsa, ancak o zaman şükretmiş olur.
Çok şükür Elhamdülillah
Sual: Çok şükür Elhamdülillah deniyor. Böyle söylemenin mahzuru olur mu?
CEVAP
Hiç mahzuru olmaz, aksine iyi olur. Şükürle hamd arasında fark vardır:
Hamd, bütün nimetleri Allahü teâlânın yarattığına ve gönderdiğine inanıp söylemek demektir. Şükür, bütün nimetleri İslamiyet'e uygun olarak kullanmak demektir. Yani hamd dille, şükür bedenle yapılır. Bir örnek verelim:
Sağlıklı bir kimse, (Elhamdülillah sağlığım yerindedir) derse hamd etmiş olur. Sağlığını dinin emrine uymakta kullanırsa şükretmiş olur. Sağlığını günah işlemekte yıpratırsa, şükretmemiş, nankörlük etmiş olur.
Şükürle hamd etmenin farklı bir tarifi daha vardır. Bu konuda İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
Hamd etmek, şükretmekten daha kıymetlidir. Çünkü şükretmekte nimetleri göz önündedir. Hamd ederken nimetleri de, elemleri de sevilmektedir. Allahü teâlânın verdiği elemler, nimetler gibi güzeldir. Hamd devamlıdır. Nimet zamanında da, sıkıntılı hâllerde de hamd edilir. Şükürse nimet zamanlarında olur, nimet kalmayınca, ihsan bitince şükür de kalmaz. (2/33)
Demek ki, şükür sadece nimet verildiği zaman oluyor. Hamd ise, nimet de olsa, sıkıntı da olsa Allahü teâlâdan geldiği için onu memnuniyetle karşılamaktır.
Yine İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
Hadis-i şerifte, (Allahümme mâ esbaha bi min nimetin ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, lâ şerike leke, fe lekel hamdü ve lekeşşükür” duasını sabah okuyan, gündüzün, gece okuyan da, o gecenin şükrünü ifa etmiş olur) buyurulmuştur. (Mektubat-ı Rabbani 3/17)
Bu duada da, (Sana hamd ve şükrediyoruz) deniyor. Hamd ve şükür aynı mânada olsaydı beraber kullanılmazdı. İkisi yakın mânada bile olsa, (Çok şükür Elhamdülillah) demenin hiç mahzuru olmaz.
Vücudun zekâtı
Sual: Bütün uzuvlarım yerli yerinde. Bir hastalığım yok. Aklım ve imanım da var. Bunların şükrünü nasıl yaparım? Büyük ve güzel bir evimiz de var. Evin şükrü nasıl olur?
CEVAP
İslam’ın beş şartına uyan, her türlü şükrü yapmış olur. Beden için ayrı bir şükür de vardır. Bir hadis-i şerif:
(Her şeyin zekâtı vardır, vücudun zekâtı da oruçtur.) [İbni Mace]
Demek ki oruç tutarsak, vücudumuzun zekâtını ödemiş, şükrünü yapmış oluruz. Başka bir hadis-i şerifte, (Oruç tutan sağlıklı olur) buyuruluyor. (İbni Mace)
Ev için ayrı bir şükür de vardır. Bir hadis-i şerif:
(Her şeyin bir zekâtı vardır. Evin zekâtı ise, misafir odasıdır.) [A. Rifaî]
Misafir kabul eden kişi, evinin şükrünü yerine getirmiş olur. Bir hadis-i şerifte, (Misafir girmeyen eve, melekler de girmez) buyuruluyor. Melek girmeyen eve şeytan girer. O hâlde misafiri nimet bilmeli. Misafirin gelmesi maddî ve manevî yönden çok faydalıdır. Misafir gelen evde hayır ve bereket olur. Misafir rızkıyla gelir. Üstelik ev halkının mağfiretine sebep olur.
Değerli mehmet kardeşim sorgulayan bir yapın var bu müminde olması gereken en önemli özelliklerden biri ancak yürüdüğümüz yolda ayağımızın kaymaması için Kur'an ve sünnet bazlı ,hurafelerden arınmış bir kişiliğe kavuşmamız zarurettir onun için en başta her zaman nefsimizi sorgulamalı bir Fitne olmaktan şiddetle kaçınmalıyız bunun en güzel örneğini verenlerden Ebubekir sıddık(ra) her akşam evine gittiğinde günlük hayatının muhasebesini yapardı ve kendine şu soruyu sorardı bugün ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) Kur'an ve sünnetin huzurunda ne hata yaptım nefsinin muhasebesinde kendisini hatalı bulduğu gün yatmaz sabaha kadar hayır peşinde koşardı. Birde alim adam büyük günaha düşer hatasının farkındadır tevbe eder yoluna devam eder.Cahil ise bir sözü ,bir fiili ile büyük günaha düşer imanından olur hatasını günahını bilmeden tevbesiz yaşamını belki imansız yaşamını sürdürür ,onun için cahil insan hergün ihtiyaten Amentüyü okusun der. Amentü billahi ve melai ketihi ve kütübihi ve Resulihi vel yevmil ahiri vebil kaderi hayrihi ve şerrihi minellahi teala vel ba'su badel mevti Hakkun Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resulühü(asm).
Sizce bu tesadüfmü bir insan 1881 de doğacak 19 yıl sonra istanbula gelecek 19 yıl sonra samsuna çıkacak ve Samsuna çıktıktan 19 yıl sonra ölecek üstüne üstelik Samsuna 19 kişiyle çıkacak ve o tarih 19 mayıs 1919 olacak (19 un 101 katı) burdada sanki 100 yıla damgasını vuracak bir kişiyi temsil ediyor ).Çanakkaleye 57. Alaya atanacak sonra öldüğü yaş 57 olacak (57 -19 un üç katı ) hiç bunlar yetmiyormuş gibi Mustafa Kemal Atatürk 19 harf olacak .
Hiçbir şey tesadüf değil Yüce ALLAH(cc)ın mücizesinin eseri lider bir kişilik 1881-19 rakamını tam 99 katı ve ALLAH(cc)ın esmaül Hüsnasıda tam 99 ismi celilinden ibaret .19 rakamı Cehennemin bekçisi 19 vazifeli Melek sayısı Ve bu insan Hayat mücadelesinde ALLAH(cc)ın Resulünün(asm)ve Alemi islamın ,insanlığın düşmanlarına karşı savaştı Bu derece ALLAH(cc) ve Resulü(asm) ile Kur’an ve sünnetin islamı ile bütünleşmiş güzel bir seciyeyi başta melun şeytan büsbütün zehirlemeye çalıştı .Cinni kafirlerin emri ile Sait Nursiler mazisi şerefli kendiside şerefli bu güzel insanı Deccal yani islamın en büyük fitnesi ilan ettiler ,diğer yandan insi şeytanlardan başka bir şey olmiyan İslam düşmanı laik dinsiz yağcı sözde Atatürkçülerle ruhen kendi gerçeklerinden koparıldı .Nefsine ,şeytana din şarlatanlarına ve laik dinsizlere mağlup olan Atatürk inkılaplarıyle ancak şeytana askerlik yaptı 18 milyon insan harf inkılabıyle bir günde kara cahil konumuna düştü ,Nezih bir milletin 1000 yılı aşkın mazisi mahküm edildi kılık kıyafet devrimi ile namusumuz pazara döküldü Müslümanlıkla imtizac etmiş Türklük kavramı ırkçılık seviyesine indi .Ancak her ne kadar bozulsada Elmalılı Hamdi Yazıra Kur’anı Türk insanının anlıyacağı gibi aslına sadık bir şekilde tefsir ettirdi,Buhari hadislerini tercüme ettirdi,ilahiyat fakültelerini açtıki ehliyetli din adamları yetişsin diye ,Diyanet teşkilatını kurdu Dini Devletin himayesine aldı.Bende yaşadığım gerçekler çerçevesinde yalnız bir Ayeti kerimeyi nazarınıza vereceğim ALLAH(cc) Mahşer günü insanların ve cinnilerin toplandığı yerde cinnilere hitaben ey cinler topluluğu siz insanlara çok çektirdiniz ,siz insanların çoğunu aldattınız ve kendinize bağladınız diyecek bu gerçeğe rağmen Abdulkadiri geylani gibi ilahlaştırılan kusursuz kabul ettikleri evliyaları eserinde cinler zararsız mahluklardır diyor,şeytanın cinni pisliklerin başı olduğunu unutmuş Kur’ani ölçülerden habersiz ve ALLAH(cc)ın Ayetinin karşısına dikilp asırlardır insanlığı cinni pisliklere boğduruyorlar .Atatürkte daha nice güzel istidadlı insanda bu şirkten başka bir şey olmiyan kumpasın kurbanı.Evet Müslüman süt mizaçlıdır der sevgili peygamberimiz(asm) süt ürünleri olan yoğurt bozulur süzme yapılır ,süt kesilir peynir yapılır ancak süt ürünlerinin en kalitelisi tereyağı bozulur hiçbir işe yaramaz acı acı kokar. Evet bugün şirk,küfür,zülüm ve iğrençlikle iç içe münafıklıktan ve kafirlikten nasibini almış bir Mustafa kemal ve Sait Nursi gerçeği varki tereyağının bozuğundan farksız ruh iklimi . Ancak bugünü hazırlıyan şeytan ve yandaşlarını din maskesi altındaki yobazları Allahü alemki cehennemin bekçisi 19 azametli meleğin nezaretinde inşallah cehenneme dolduracak .ALLAH(cc)ın şerefli yarattığını Deccal diye fişleyen ve ümmeti Muhammedin(asm) Türk milletinin ,belki insanlığın geleceğini en güzel seviyeye taşıyacak güzel bir istidadı zehirliyenlerde inşallah cehennemi boyliyacak.Bir kimse bir kimseye kafir derse o kişide kafir değilse suçlayandır gerçek kafir der güzel dinimiz.Bugün Mustafa Kemalin Ruh iklimi fitneden geçilmiyorsa sizde şeytan kadar suçlusunuz mazisi şerefli güzel bir istidadı zehirleyip Alemi islamın 100 yılını çalan din şarlatanları.Bugün Alemi İslam cehenneme döndü ise bugünü hazırlıyan sizleri ALLAH(cc)dostu belleyip hala peşine koşan ahmaklarmı islamın güzel günlerini hazırlıyacak.Hepiniz cehennem ehli münafıklığı yaşıyan hainlersiniz.Atatürkte belki gülmeyecek ama onun şahsında İslam ümmetini Türk milletini bölüp parçalıyan din simsarlarıda gülmeyecek.iki Müslüman birbirini öldürürse ikiside cehennemliktir der hadis. Ey din simsarları kafir insi ve cinni pisliklerin güdümünde en doğru islamı yaşadığını zannedenler,ingilizin hesabında yahudinin parmağında,ABD nin kucağında bugünkü din anlayışı her ne kadar İslam diye satılsada ALLAH(cc)sızlıktan Ahlaksızlıktan ve her türlü hainlikten fazlasıyla nasibini almıştır.Evet yaşıyan ölüler ne zamanki Kur’an ve sünnetin dinine ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) rızasına nefsinizi satın almaya gayret edip ,insanlara,cinlere ,hevanıza değil ALLAH(cc)a hakkıyla kulluk yapmanın hakkını vermeye çalışırsınız doğru mümin profiline bürünür Dünya ve Ahirette şereflilerin yanında hür ve bağımsız bir kişiliği yakalarsınız evet size iki emanet bırakıyorum onlara sımsıkı sarılırsanız sapıtmazsınız onlar ALLAH(cc)ın kitabı Kur’an ve benim sünnetimdir der sevgililer sevgilisi .Ve insanlar uykudadır ancak öldükleri zaman uyanırlar hakikat bu kadar açıkken hala vahyin ilmini değilde ALLAH(cc)sız Ahlaksızlarla yol gidenler.Atatürk düşmanlığı üzerine dinini kuranlar asla gülmeyecek belkide cehennemi sizlerde tatmaktan kurtulamıyacaksınız.Evet din şarlatanı din hırsızı pislikler laikliği din düşmanlığı olarak hayata geçiren imansızlar sadece Atatürkü değil milyonları cehenneme taşıyanlar Ebedi sefil ve rezil olun inşallah.Bugün islamın malı olan çok şey ALLAH(cc)sız Ahlaksızların malzemesi olmuşsa suçlu başta melun şeytan sonrada din şarlatanları ve Atatürkünde nice dinci pisliğinde her cinayetini çare diye satanlar mesul evet imansız Nazım Hikmet derki yaşamak bir ağaç gibi tek başına ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine işte gerçek müminin profili ve bu güzellik gerçek mümin profili imansızın malzemesi ve şeyhine ,üstadında,hocasında kaybolan sahte müslümanların kurduğu kafirlerle ruh ikizi zülüm ve fitne dolu Dünya düzeni.Onun için kimse kendini dev aynasında görmesin ,madem aldığımız nefesi bile geri veriyoruz hiçbir şey bizim değil,yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ın dır şuuruna ermek lazım ALLAH(cc) verdikçe azmıyacaksın.iki şey seni gösterir hiçbir şeyin yokken gösterdiğin sabır,birde her şeyin varken takındığın tavır.ALLAH(cc)ölmeden uyanmayı rızasına uygun yaşamayı nasip etsin inşallah
Muhterem Mehmet okuyan hocamıza
Evvela Kur’an ve sünnet hususundaki gayretinizi tebrik eder sağlıklı Rızai ilahiye uygun faliyetler temenni ederim.Değerli hocam hiçbir zaman ben en doğrusunu bilirim demiyoruz ancak doğru imanın ,doğru itikadın helal ve namuslu güzel Ahlaktan ibaret dengeli,istikrarlı bir hayatın,şirkten,küfürden,zülümden,
iğrençlikten ,haramın her türlüsünden arınmanın zaruretine inanan bu kardeşinizide inşallah dost bilin ve son 15-20 yılın birikimi olan eserimin basılmasına lütfen yardımcı olun.Benim imkanım olsaydı herhangi bir kitapevide baskısını üstlenseydi kendi imkanlarımla bastırırdım .Eserin tamamı internet ortamında cihad ruhu ve güzel Ahlak İslam dur yolcu adıyla Halil Dudak eturkislam diye girerseniz karşınıza çıkar .Belki bu şekildede çoklarının eserimle tanışma imkanı var ancak kitap olarak basılmasınıda çok istiyorum daha önce size göndermiş olduğum flaş bellekteki içeriğin bir takım katkılarla son şekli ile yine gönderiyorum bu fakir kulun yardımcısı olursanız ki sizin objektif Kur’ani manadaki İslam anlayışınıza ters düşecek bir şeyde içerdiğine inanmıyorum ancak sizde sohpetlerinizde sadece Kur’an değil sünnetteki meselelerede ters düşmiyecek şekilde daha doyurucu olacağınıza inanıyorum en azından bilinmesi gereken şuki Resulüllah(asm) canlı Kur’an idi Kur’an namazı emretmiş ancak nasıl ve ne şekilde kılınacağını Resulüllah(asm)ın tatbikatı ile öğreniyoruz çok meselede Kur’andaki emirlerin detayı ve canlı tatbikatı Sevgili Peygamberimiz(asm)ın hayatıyla tamamlanıyor İslam denince bir bütün olarak anlamayı o kutlu nebinin karakterinde görüyoruz.Cenabu Hak cc hakkımızda hayırlı olanı yapmaya çalışan fitnelerden uzak bir hayata kavuşmamızı nasip etsin inşallah ALLAH(cc)a emanet olun Yüce ALLAH(cc) hayırlı muaffakiyetler nasip etsin.
Günümüz Dünyasında her şey Adaletsizce ve Ahlaksızca icra ediliyor suçlu başta iblis şeytan ve sadık köpekleri sonrada haddini aşanlardır.İyiler iyi olmaya çalışanlar ,nice güzellikler bedel ödüyor.Tağutların ALLAH(cc)ı mı varmış onların mabudu kendi nefis ,ruh ve benlikleridir kafir şeytan ve dostlarıdır.Kainatın bütün güzel nimetlerinin tek yaratıcısı ALLAH(cc) sadece iyilerin , güzelliklerin Rabbidir yaratanıdır ve dostudur.Kötüler ise nefislerini ,hevalarını,iblis ruhları kendilerine Rab edinmiştir Yüce ALLAH(cc) her güzelliği kurtarsın inşallah. Biz gerçek iyilerin ,şaibesiz ehli iman ,ehli namusun papucu etmeyiz bütün artılarımızla ALLAH(cc) meccanen yani Rahmetiyle ve Rızasıyle bir masum ,mazluma zarar vermeden biz kadersiz kullarınıda kurtarır inşallah.Tağutu,şeytanı ,her türlü haramı şirki,küfrü,zülmü,iğrenç olanı dışlamadıkça hakiki mümin olmak çok zor.Cinni domuzlarda ve insan bozması dostlarında zerre kadar vicdan yoktur ,iman ise zaten onlardan uzaktır,nasipsiz şeytanın soyu pislik sürüsü Ebedi sefil rezil aşağılık olsunlar iki cihandada inşallah.
Teveccüh kirli bir menfaat karşılığı nefsani bir rant için ise bu rüşvet yerine geçer ,bunun aksine teveccüh sırf ALLAH(cc)için temiz bir dostluktan ibaret ise bu iman kardeşliğidir onun için dost seçtiğini defalarca sınavdan geçir öyle dost ol.
Aziz nesin kafiride sait nursi gibi mezarını gizlemek için değişik yerlerde mezarı kazılmış bunlar ruh ikizi bedbaht insanlar,
ALLAH(cc) ın sevdiklerine değer verdiklerine güzel yarattıklarına zararlı olmaktanda,iblis ve sadık köpeklerine rahmet olmaktanda ALLAH(cc)a sığınırım
Davamız şu veya bu şahıs değil davamız olumsuz giden her şey belki küfür ,zülüm şirk haramın her türlüsünün serbest olması.
Her ne kadar Peygamberler(asm)misali sağlıklı mümin olamadıysekte ,sağlıklı mümin profilini ALLAH(cc) için seviyoruz,madem kişi sevdiği ile haşrolunacak biz günahkar kullarını affet iyilerin dostluğuna layık kıl ,iyilerle haşret inşallah ey Rahmeti bol ALLAH(cc)ım,
Masum mazlumun içindeki ihsanatı ilahi olan faziletini güzel değerlerini çalıpta ruhlarını zehirliyen din hırsızlarına münafıklara,kafirlere,şeytanlara ebedi lanetler.
Fitne kazanları ,haramzade ruhlar dualarını alsınlar başlarına çalsınlar,düşsün güzelim insanların yakasından.
Haşa Kur’ana karşı la ilahe illallah zikrimi yapılırmış ,bir kere Kur’an la ilahe illallah Muhammeden Resulüllah(asm) ölçüsünün kendisidir ,kudsi değerleri bir birine kırdırmak ise şeytani bir hesaptan başka bir şey değildir.
Ey mehdi deccal endeksli dinin kurucuları ,başta melun şeytanı sonra insi cinni pislikleri ve hevasını Rab edinenler o dinin kurucusu sizsiniz sizin cinni kafirlerin dersiyle insanlığın başına sardığınız pisliklerdir.İslamiyet ise temeli güzel Ahlak,helal ve namuslu,vicdanlı ,merhametli meşru dairede çalışıp güzel değerleri hayata geçirmek üzere insanlığın kurtuluşu için gelmiş yaşam tarzıdırki pozitif değerleri içerir ilahi hukuk ne mehdi deccal endekslidir nede ALLAH(cc)sız Ahlaksızların hevasına tabidir.Din şarlatanları ve insi cinni şeytanlar insanların ruhuyla kumar oynayıp çirkef kader yazanlar Ebedi cehenneme inşallah iyileri ve iyi olmanın gayretinde olanları belki nice güzellikleri işlemediği günahlara mahküm eden ,çirkef kader yazan,idam eden din şarlatanları,insi ve cinni şeytanlar çirkef hesaplarınız Ebedi başınızın belası olsun .Din şarlatanlarıyle ,şeytani hesapları olanlar ile cennette yaşıyacağıma dürüstlüğüm ,vicdanım ve imanımla cehennemde yaşamayı tercih ederim.
|
Sual: Kur'an-ı kerimde, (Dua edin, duanızı kabul ederim), hadis-i şerifte ise, (Rabbiniz kerimdir, kendine açılan eli boş çevirmekten hayâ eder) buyurulduğu halde, bazı dualar niçin kabul olmuyor? Bir amelin, ibadetin sahih olması başka, kabul olması başkadır. İbâdetlerin sahih olmaları için, kendilerine mahsus şartları, farzları vardır. Bunlardan biri noksan olursa, o ibadet sahih olmaz, yani yapılmamış olur. Cezasından, azabından kurtulamaz. Sahih olup da, kabul olmayan ibadet için azap yapılmaz ise de, o ibadetin sevabına kavuşamaz. İbadetin kabul olması için, önce sahih olması, sonra bildirilen şartlarının bulunması da lazımdır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: Bu kimsenin duaları da kabul olmaz. İbni Hacer-i Mekkî hazretleri, Zevâcir kitabında buyuruyor ki: (Haram ile beslenen beden, ateşte yanar.) (Şerrinden, zararından emîn olunmayan kimsenin, dîni, namazları, zekâtları, kendisine fayda vermez.) (Üzerindeki cilbâbı haramdan gelmiş olan adamın namazları kabul olmaz.) [Zevâcir] Müslüman olsun, gayrimüslim olsun, kimsenin malına, canına, ırzına saldırmamalı, kimseyi incitmemeli, herkesin hakkını ödemelidir. Kul hakkının en önemlisi ve azabı en çok olanı, akrabasına ve emri altında olanlara din bilgisi öğretmeyi terk etmektir. Onların ve bütün insanların din bilgisi öğrenmelerine ve ibâdetlerini yapmalarına mâni olanın İslâm düşmanı olduğu anlaşılır. Din düşmanı ve bid’at sahipleri ile arkadaşlık etmemeli, onların kitaplarını, gazetelerini okumamalı, radyolarını dinlememeli, televizyonlarını izlememelidir Sözünü dinleyenlere emr-i maruf yapmalıdır. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okuyarak ve dağıtarak, bir de güler yüzle, tatlı dille, hâl ve hareketlerimizle örnek olarak emr-i maruf yapmalı, hiç kimse ile münakaşa etmemelidir. Güzel ahlâk ile süslenmeli, İslam dininin şânını, şerefini herkese göstermelidir...
|
Batılı ülkelerin çoğu Müslüman ülkelere nazaran niçin daha huzurlu olduğu sorusunu sorduğumda ;Toplumun huzurunu bozacak her yanlış fiile caydırıcı çok yüksek cezaları var paracıklarının hatırına yanlış yapmaktan çekiniyor çokları cevabını aldım.Ne olurdu ey Müslüman cennet gibi bir mükafatı Her güzel nimeti yaratan ALLAH(cc)ın rızasını kazanmak için sende insanlık hukukunu delik deşik etmeden kudsi değerlerine saygı duyarak ALLAH(cc) korkusuyla güzel işlere soyunarak bu Dünyanıda Ahiretinide cennete çevirmek gibi samimi bir gayretin olsaydı.Batılılar ise insan unsuruna değer verdikleri için değil belki paracıklarının hatırına caydırıcı kanunlara uyabiliyor ve kendinden huzurlu toplum diye bahsettirebiliyorsa suç oranı neredeyse sıfırlanıyorsa insanların bir şeylerden çekinip birlerinden korkup doğru olanı yapmasıda fıtratı gereği.
Boş kaldıkça zikir ve dua koşturdukça cihad hayatının dinamosu olmalı dengeli istikrarlı.Kim gelirse gelsin ne kadar başarıya ,güzel işlere muaffak olursa olsun gözünüzde gönlünüzde ilahlaştırmayın yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır ölçüsünü unutmayın her güzel işte başta ALLAH(cc)a şükür sonrada doğru insana teşekkürü ihmal etmeyin ki nimetin arkası gelsin.
Tayyip Erdoğan artıları cihetiyle alkışlanacak bir lider M.Kemal misali ancak her ikisindede ihanet kokan icraatler eksik olmadı şükrünüzü ALLAH(cc) a yapın ancak idarecileride artısıylada eksisiylede görecek kadar Adaletli olun.
Benim ehli iman ehli namusla bir rekebetim söz konusu olamaz her bir güzel Ahlaklı kulu kendimden hayırlı bilirim yarış yapacaksam kafir ve zalimlerle yapacağım onlardan daha çok çalışacak daha ziyade güzellikler üretmenin gayretinde olacağım inşallah tembellik müslümanın malı değil.
Dışlıyacaksan ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) Kur’ani mananın hukukunu çiğneyen ve iyi insanların felaketine çalışan ve aleni günah işleyip kötü örnek olanları dışla.Bende öyle yaptım insi ve cinni şeytanlar ,din şarlatanları kudurdular ve attıkları her iftira ,söyledikleri yalanlar ve Rabbimizin bize ihsan ettiği her nimete hasedle zehir kustular bizi yıllardır en kötülerle bir listeye koyarken ,nice münafıkı nice kafiri belki şeytanları bile hak sahibi gördüler kayırdılar alemi İslam cehenneme döndü asıl suçlu iblis ve sadık köpekleriyken nice helaline namusuna güzel Ahlaka düşkün güzellikler zehirlendi.ALLAH(cc) her güzelliğe sahip çıksın inşallah.
Kapasitesini zorliyan insanlar hep ruh hastası oldu kimisi Bakıröyle tanıştı kimiside cehennemi bir hayatla her şey zamanında güzeldir hayatı istikrarla taşıyıp kendini geliştiren dengeli ve güzel Ahlaklı olmasını bilenler iyi bir kişiliği iyi bir hayatı yakalamasını bildiler.
Bugünün tablosu Din adına sahneye çıkıp dinin malı olmiyanı Din diye satan şarlatanların ve onların ikliminde barınan münafıkların kafirlerin ve şeytanların ürünüdür yada gerçek islamın hakkının verilmeyişinin Ya iyiliği emreder kötülükten nehyedersiniz yada ALLAH(cc) kötülerinizi ve bir takım kötülükleri başınıza bela eder o zaman iyileriniz dua etsede duaları kabul olunmaz.
Din diyorlar ama ümmetimin fitnesi mal dır diyen Peygamber(asm)a muhalefet ederek mal mülk uğruna her cambazlığı yapıyorlar Dinleri para için mal için şöhret için saltanatları haram ile zülüm ile iç içe,haliyle her fitne tam gaz .Cübbeli Ahmet sözde hoca ahmak hoca din ile Dünyayı talep edene veyl olsun diyen bir dinin rantiyeci tüccarı pahalı pahalı dini kitaplar bastırıp satan hoca müsfeddesi 5 yıl kadar evveli İstanbul Anadolu yakasında Beykoz Acarlar sitesinde iki villası olduğunu duymuştum villaları üçledi her halde üç karı ile yaşıyormuş Dini aracı kılıp milletin dini duygularından rant ile 400000 dolara bir villa daha almış Din bezirganı Müslümanlığı kimseye bırakmıyan böylesi yobazlarla Türk insanı namus gitti ,iman gitti sağlık gitti böylelerin peşine koşmakla günahımıza günah katmaktan başka ne yaptık seni şerefli kılan her şey gitti zalim bir Dünyanın ve zalim bir Din anlayışının kurbanı oldun ee Cübbeli öyle cübbe ile sarık ile sakal ile gelmedi bu kudsi din Peygamberimizin(asm) ben güzel Ahlakı tamamlamak için gönderildim ölçüsüyle şekillendiğinde gerçek Adaleti namuslu helal bir yaşamı Dünya muhabbetinden arınmış gerçek Müslümanlığı yaşadığında Müslüman Dünya efendi oldu yoksa senin gibilere edepten güzel Ahlaktan ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) hakiki muhabbetten nasibi olmiyanlara sözümüz ilim cehaleti alır eşeklik baki kalır şeytanda çok şey biliyor ama insanlığında ALLAH(cc)ın da Resulününde(asm) düşmanı evet Dünya muhabbeti bütün hataların başıdır din simsarı hoca müsfeddesi,iyiki okul okumamışım diye ahmak hoca kadınların okumasını horlayan kadını uçkurunun kölesi gören mal hoca.Bu sadece bir örnek bunun gibilerle karardı geleceğimiz ama kıyamet kopana kadar tevbe kapısı açıktır ey din simsarı rantiyeci hocalar siz kılavuzu değil Müslümanların çöplüğü bile etmezsiniz o paracıklarınızı villalarınızı satıp fakir fukaranın yarasına merhem olduğunuzda ve Peygamber(asm) gibi mütevazi bir hayatı şeref bildiğinizde sizlerinde yıldızlaşmaya kılavuz olmaya hakkınız olur aksi cehennemdir ümmet için fitne olmaktan başka bir şey değildir.
Kişinin en birinci dostuda en birinci düşmanıda kendisidir ne derece helal namuslu güzel Ahlaklı dengeli vicdanlı bir hayatın olursa o derece ALLAH(cc) ve Resulü(asm) ve iyiler seninledir.Ne derece kötü ahlaklı haramzade şirke küfre,zülme iğrenç olana koşuyorsan o derece melun iblis ve piçleri seninledir kısacası ne derece iyilerle olmaya hak kazanmışsan o derece kendinede dost cennet ehlisin .Ne derece kötülerle kaynaşacak kadar kirlenmişsen o derecede kendine düşman olmuşsun demektir yolunun sonuda ancak cehennemdir.
Atatürk Osmanlıyı büsbütün silmekle en büyük hatayı yaptı.AKP zihniyetide nurculukta tarikatlarda Atatürkü büsbütün silmekle özellikle AKP kirli siyasetiyle Müslüman Dünya ile alay edercesine kiliseler sinagoglar restore etmekle ve açmakla en büyük hatayı yapıyor kısacası kıyamet yanaştıkça bir az daha kafirleşen kafirleşiyor,millet uykuda kıyamet başlarına kopunca uyanacaklar ancak iş işten geçmiş olacak masum mazlumun güzelliklerin temiz ruhlarını pislik şeytani kafir ruhlarla yoğurup duran cümle şeytani ruhlara ebedi lanet.Doğru fikirleri savunmak yetmiyor doğru olanı her zaman hayatının çatısı yapabileceksinki Ahlaki olanı yaşıyacaksınki sanada doğru insan denilsin.
Her tırmanışta düşen karınca nasıl bıkmadan tekrar tekrar tırmanışa geçiyor sende her vurgun yediğinde umudunu yitirmeden sabırla ALLAH(cc)a koş ibadet ve hayırlarla tevbe istiğfarlarla pozitif birikimin olsun hayatının artılarıyle buluşmayı bil,haddide aşma masum mazlumun,güzelliklerin Kur’ani mananın ALLAH(cc) ve Resulünün hukukunu çiğnemeden kul hakkı yemeden dengeli aşırıya kaçmadan güzel Ahlak,merhamet ve vicdan sahibi bir kul olarak.
Adam bir ömür emek vermiş bir bina dikmiş birisi çıkıp bir ateş veriyor her şey bitiyor ne kadar kolay iyilikleri emeği alınterini göz nurunu yakmak hayatta hak etmediği her cezayı gördü nice güzel yaratılmış kul ey alemin müfrit dengesiz sihirbazları bilerek zülmedenler ebedi sürünün inşallahta Aleme nizam gelsin.
Atatürk İnönü sait nursi Tayyip Erdoğan gibilerin artılarını alırsan doğru iş yaparsın ancak her şeyini bal diye satarsan sende hainsin belki münafıksın
62 milyar dolarlık servetiyle Dünyanın en zengin adamlarından biri olan Warren Buffet der ki:Gelir üzerine-Asla tek bir gelir kaynağın olmasın,ikinci bir kaynak için yatırım yap.Harcama üzerine-Eğer ihtiyacın olmayan şeyleri satın alırsan,birgün ihtiyacın olanları satmak zorunda kalırsın.Tasarruf üzerine-Harcamalardan kalanı tasarruf etme ,tasarrufundan kalanı harca.Risk üzerine –Bir nehrin derinliğini iki ayağınla birlikte ölçme boğulursun.Yatırım üzerine-Bütün yumurtaları tek sepete koyma.Beklentiler üzerine-Dürüstlük pahalı bir hediyedir bunu ucuz insanlardan bekleme.
Namaz insan ile şirk ,küfür arasında bir perdedir namazı terk eden bu perdeyi kaldırır.H.Şerif.
Cehennemin dibine hayırlı amellerimizi çalıpta masum mazlumu ,güzellikleri felakete taşıyan ve bizlere kendi pisliğini layık görenler ,cümle şerlilerin ALLAH(cc) hakkından gelsin hasedçi,iftiracı ,yalancı,namussuz ALLAH(cc)sız,Ahlaksızlar kahrolsun inşallah hala nice güzelim insanı iblis ve sadık köpekleriyle denk tutanlar kahrolsun inşallah bir masum ,mazlum,bir güzellik yanmasın inşallah.Birileri hevasını,nefsini, benliğini kendine Rab edinmiş din şarlatanlarını,insi ve cinni şeytanları ve gönlünde ilahlaştırdığını kendine Rab edinmiş ben ise Kur’andan aldığım dersle onun bunun çaktığı ilahlara savaş açmışım.Karanlığı merak etmiyorum karanlığı dışlıyorum sebeplerine bakıp uzak durmaya çalışıyorum Aydınlığıda sorguluyorum ancak hak ettiğimiz kadar olsun diyorum ancak aydınlığada sebeplerinede teşekkür ediyorum.iyi biliyorumki karanlıklar kötülüğü barındırır Aydınlıklar iyiliği ve güzellikleri temsil eder ikisini birbirine karıştırmayı marifet bilenlerse hakiki zalimlerdirki ,o zalimlerin işi gücü iman ile küfrün nikahını kıymaktır netice insi ve cinni şeytanlara din şarlatanlarına ,kafir ve zalimlere ranttır,cehenneme yolculuktur nimetin kadrini bilmeyen haram yiyen saçıp savuranda gerçek haindir Hakkında Halkında indinde haindir.
Namaz camiden çıkınca,hac kabeden döndükten sonra oruç Ramazan bittikten sonra başlar.Necip Fazıl.
AKP nin kalkınıyoruz dediği bahar havası sunduğu hiçbir şey bizim kaynaklarımızdan olan şeyler değil artık ipotek edilmiş yarısı satılmış bir Türkiyede yaşıyoruz buna rağmen lüks yaşam ve israf had safhada hani titanik batarken milleti orkestra ile motive etmeye çalışıyorlardıya ne oldu hakikatı görmek istemeselerde hepsi boğuldu.Aslında değil israf içinde lüks yaşamak kuru ekmekle günü çıkarmak kadar şansımız yok nice gelir getiren müesseseler satıldı beton yığını oldu veya kafir dediğine faiz ödendi getirisi sıfır olan nice işler çare diye hayata geçirildi lükse Ahlaksızlığa ve israfa bu derece tavizkar olmasalar umutla konuşacağım .İster iktidar ister muhalefet kim gelirse gelsin gelecek sefalet ve kölelik kokuyor .Vergilerle ayakta durmaya çalışan bir düzen inşa edildi o lüks sarayla prestij kazandığını iddia edenler hiçte hesap adamı değil ,en gelişmiş ülkelerde bile 10000 cıvarında makam aracı varken bu sefillerde lüks trilyonluk 125000 makam aracı var 4 katrilyon şahsi yıllık masrafı olan bir sahte kahramanımız var bu israfın tavanıdır .Hayvancılık,tarım öldürülmüş madenler gelir getiren nice müesseseler kafir ve zalimlere satılmış,İsrail domuzu ile ticaret hacmimiz 5 milyar doları aşmış.İsrailden alınan GDO lu tohumlarla hem insanımız hasta edilmiş bozulmuş hem toprağımız toprak olma özelliğini kaybetmiş bunlar adam demedikleri Demirel bile bu derece hesapsız kitapsız Yahudi kuklası değildi.Bunlarla kul hakkı yemenin israf ve Ahlaksızlığın haliyle Adaletsizliğin tavan yaptığı bir ülke inşa ettiler yarın kalmışsa ya şerefiyle ölecek yada kafire düzülecek kafirleşecek bir ülke inşa ettiler Osmanlıcılık oynamakla değil israfın lüks yaşamın Ahlaksızlığın hakkından gelecek üretimi şaha kaldıracak işlere zaruretle soyunmadıkça kaliteli işin ehli insanlarla yol gitmedikçe yarınlar bugünlerden çok daha karanlık olacak.
Kaç domuzu bana nefis ve ruh yapmışlarsa kaç insi ve cinni şeytanı kaç ALLAH(cc)sız Ahlaksızı kaç büyük günahın hakiki failini bana nefis ruh ve amelin diye giydirmişlerse hepsine cehennem farz olsun inşallah hayırlı amellerimi inkar edip gizleyip günahımı ifşa eden yetmemiş milyon günahı olan hakiki pislikleri bana layık gören dinci yobazlarında cümle insi ve cinni şeytanlarında cümle ALLAH(cc)sız Ahlaksızlarında hepsine cehennem farz olsun inşallah kafirleri zalimleri şeytanları nice pisliği kayırıp,masum mazlumu güzellikleri zehirleyen cümle şeytanlaşmış pisliklere cehennem farz olsun inşallah.
Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile
gidermiş. Yine bir konferansa
gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü
Einstein'a;
"Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken
ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum" demiş. Einstein gülümseyerek ona bir teklifte bulunmuş:
"Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç
tanımıyorlar. O halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen konuş,ben de arka sırada seni dinlerim."
Şoför, gerçekten çok şahane ve başarılı bir
konuşma yapmış ve sorulan bütün soruları doğru
cevaplamış. Tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne kadar konferansta sorulmamış ağır bir fizik sorusu sormuş.
Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:
"Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip" demiş.
Sonra da salonun arkasında oturan Einstein'ı
işaret ederek şöyle devam etmiş:
"Şimdi size arka sırada oturan şoförümü
çağıracağım ve sorduğunuz soruyu,
göreceksiniz, o bile cevaplayacak."
Netice:
Akıllı insanlar, akıllı insanlarla çalışır ve insanın zekiliğinin yanında uyanıklığıda insana çok şeyler kazandırır . . .
Ey ALLAH(cc)lık makamına oturup şeytanlığın alasını yapan sahte evliyalar kurduğunuz Dünyada ne Adalet kaldı ne Ahlak anlayışı ,ne kulluk kaldı ne vicdan ne insanlık kaldı ne merhamet işiniz din hırsızlığı ve zülüm küfrü şirki iğrençliği iblisleri hakim kılmaktan ibaret ,hasedçilerle,yalancılarla,iftiracılarla insi cinni şeytanlarla bir olup kurduğunuz Dünyada yaşıyoruz Kur’ani mananın hukukunu çiğneyen her şeyde imzanız var ,siz hakim dışkı çıkaranlar hakim olunca size göre İslam geldi Kur’an ve sünnetin katilleri ömür boyu hep sizin gibilerin yazdığı kadere mahküm insanlık.ALLAH(cc)ve Resulünün(asm)hukukunun çiğnendiği,masum mazlumun güzelliklerin hukukuna tecavüz edildiği demlerin,kayırdığınız her pisliğin eseri olduğunu unutmayın,düşün masum mazlumun güzelliklerin yakasından kafire velayetide ,cihad ruhunuda güzellikleride hediye ettiniz onlar efendi,masum mazlum Müslüman Dünya kan ağlıyor adeta şeytanlaştırılıyor hepsi kayırdığınız insi ve cinni şeytanların ve siz sahte evliya şirkin küfrün zülmün iğrençliğin mimarlarının eseri şeytan ve dostları sayenizde hürriyetine kavuştu, beni insan yerine koymadınız zehirledikçe zehirleyenlerin hepsine seyirci kaldınız ,günahım olmayan nice pisliğin hesabını benden sordunuz ,her zalimin zülmü yanına kar kaldı. Kulluk yaptığımı sandığım hiçbir ibadet ve hayrın karşılığını görmedim,piçleştik birileri zülüm ehli olduğu halde her cinayetinin adı iman hizmeti oldu.Kula kulluktan,şeytana tağuta kulluktan cümle masum mazlumu güzellikleri kurtar Ya Rabbi.
Piyasada isyaniyet var ,İslamiyet diye bir şey yok.Günümüzde camilere ,birde modern mağaralara hapsedilmiş doğrusuyla yanlışıyle bir İslam anlayışı ,her türlü haramı kanunlarla koruyan bir düzenin paratoneri bekçisi olmuş hepsi.Belki istisna Kur’an bazlı konuşanlar var onlarada her çamuru atıyorlar .
Adam yerine koyduğun ve dost bellediklerinin gönlü çürük olunca,Ahlakı bozuk olunca sende onlardan farkın olmaz.Parçalanmış bir bardaktan hesap soruyorlar elimizi niçin kesti diye bardağı parçalıyanlardan hesap sorda ,sanada Adaletli bir düzenin bekçisi diyebilelim.Yakın yakmaya devam edin ,bu milletin kaderini derinden etkileyen çakma dinlerle Kur’an ve sünneti çiğneyerek yaka yaka gelmişler din simsarı münafık din hırsızları Alemin padişahı olmuşlar ALLAH(cc)lık makamına oturmuş şeytan karakterler.ALLAH(cc)ın dini Kur’an ve sünnettir sadece ALLAH(cc)a has kılınan ibadet ve hayırlara bakar ,kimde hayat tarzı edinirse gerçek mümin o dur.ALLAH(cc)ı ikinci,üçüncü plana atmış hocalarına şeyhlerine ,üstadlarına öncelik ,hatta ilahlık layık gören isyani cemaatlerin ve onların ikliminde hayat bulan insi cinni şeytanların şekillendirdiği bir Dünyada yaşıyoruz .Onara göre hakiki müminler fitnedir hatta Deccaldır.
Adamlarda bir kere hakiki imanın tarifine uygun bir tablo yok dışkı çıkaranlar daha kıymetli ve kusursuz.Bizler ise bu kirli Dünyada güzel değerleri savunduk ancak hakkıyle yaşıyamadık şeytanın kuklalarının şer güçlerin ,şarlatanların Adaletsizlik ve Ahlaksızlığın ezici bir üstünlüğüne çok kez kurban gittik.
Günahı sevabını milyon kere aştı AKP nin
200 miilet vekili imzasıyle BOP başkanlığını üstlenip Yahudi üstün hizmet madalyası alan Tayyip Erdoğan ,papa Francesko dan icazet alan ,kraliçe 2.Elizabethten icazet alan bugüne dek ıraktaki ABD askerlerine ermeniye yahudiye PKK ya rahmet okuyan 15 kilise ve sinagogu müslümanın parasıyle trilyonlar harcıyarak yeniden inşa eden, şehidime kelle apo ya sayın barış elçisi deyipte Diyarbakırda sizinle mahşerde bile kardeşiz deyip APO pisliğiyle aynı pankartta yer alan ,PYD ye 2 milyar dolar hibe eden ,çözüm süreci hikayesi ile memleketi cehenneme çeviren .HDP ye meclisin kapılarını açan sürecin mimarı 2002 de %de 2.5 oy oranı olan teröristlerden ibaret HDP yi 2015 te %de 13 ün üstüne çıkaranlar,Fetoyu bağrında büyüten ve ne istedilerde vermedik diyen ancak işler tersine dönünce sadece tabandaki saf Müslümanları hapislerde çürüten ancak ne kendine nede kendine yağ çeken milletvekillerine toz kondurmayanlar hala pişkin . Kıbrısı ruma peşkeş çekenler Kıbrıs barış hareketinde bize en kritik yardımı yapan kaddafinin başını yiyen muhaliflere 300 milyon dolar destek veren iş başına geldi geleli nice verimli arazileri nice gelir getiren fabrika ve müesseseleri başta Yahudi olmak üzere kafir ve zalimlere yok parasına satan domuz etinin marketlerde satışına fuhşun serbestiyetine AB ye uyum hikayesiyle rıza gösteren ,her türlü haramı eşcinselliği kanunlarıyle koruyan mescit ibaresini kaldırıp mabed diyerek kilise ve sinagoglara resmiyet kazandıran,din adına sahneye çıkıpta rezilliğin tavanına vuranları 6 yaşında çocuğu evlendirenleri ,TV de kerhane kuran Adnan Oktarları ,kuran kurslarındaki tecavüz olaylarına sessiz kalmaları nice ALLAH(cc)sız Ahlaksızı sorgulamıyanları kadını kültürsüz köleler görmek isteyenleri Tayyip denen adamı ilahlaştıranları hep bunların düzeninde gördük ,fuhşiyat her türlü haram israf tavan yapınca sorgulamıyan din adamlarınınıda-düzenin yağcı imansız dincilerinide-bu düzende gördük. hırsızlığıyle rüşvetleriyle zengin olan gerek tayyip gerek yakınındakiler çocuklarına askerlik yaptırmamış hesabı bilinmiyen bir servetinde nice koca gemilerinde sahibi olmuşlar yatırım olarak yaptığı yollar köprüler normal maliyetini en az 10 katına katlıyacak anlaşmalarla yapılmış iç dış borcu toplamı 900 milyar doları aşmış kendisi sadece yılda 4 katrilyon harcamış lüks yaşantılarının bedelini henüz doğmamış bebeklere ödeten dinden bahsederken Ömer (ra)ın adaletinden dem vururken o güzide insanları ezip geçen görülmemiş ısrafın haramzade kulları bunlarmı müslümanmış ve Mehdi Ahirzamanın yolunu açıyorlarmış baş örtüsü rey için malzemeydi iyi kullandı hocalarada dolgun maaş verip hepsinin başını iyi bağladı ey Müslümanlar böyle bir adamı sevmek şirktir küfürdür zülümdür -insanlar uykudadır ancak öldükleri zaman uyanırlar-her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyen ve ülkücüler için bunlar kan ile beslenen canavarlar yakıştırmasını yapan ve hem innemel müminune ihvetün bütün müminler kardeştir diyen islamın milliyetçilik anlayışını hemde peygamber(asm)ın hadislerle faziletini övdüğü Türk milletinin kardeşliğinden ibaret milliyetçilik duygusunu ayaklar altına almış biri .Sana gelince sevgili Bahçeli darbe piskolojisi ile kendi kendini inkar edecek kadar kişilik bunalımı yaşadın ben bu yazıyı gönderiyorsam seçim arefesinde bugüne dek konuştuklarımın arkasındayım şeklindeki açıklamalarınız bu demekki AKP+MHP+BBP nikahı gayrımeşru bir nikah ve gerek desticiyi gerekse ülkücü hareketin havası suyu toprağı güneşi haline gelmiş siz değerli Devlet bahçeliyi bu kimliksiz gayrımeşru nikahın kıyılmasına artık engel olacağınıza inanıyor asıl olanın kudsi değerler olduğunun şuuru içinde memleket için yapılan maddi yatırımları bir kafir dediğin başbakanda ülkesi için daha iyilerini yaptığına inanıyor Tayyip Erdoğanın ise başından beri ancak kafirin ruh ikizi bir münafıklık sergilediğini ve en mühimi tek adam olarak bütün ipleri eline verdiğinizde telafisi mümkün olmayan bu aziz milletin değerlerine bu şehidimin kanıyle sulanmış vatana en büyük kazığı atmıyacağını garanti edebilirmisin padişahlık sevdası Osmanlı hikayeleri belki artıları açısından duygularımızı okşayabilir ancak şunu unutma kuvai milliye ruhuyla yapılanmış bir cumhuriyet anlayışından bu memleket büsbütün soyutlanırsa suriyeden farkımız kalmaz kin ve nefret tohumlarıyle yol giden Tayyip efendi niçin BDP ye bütçeden 80 milyona yakın para aktardı , emin olun bu adam yarın sizi hiç uğruna satacak nice davasına hizmet etmiş cevher insanları harcamış Tayyip belası seni kullandıktan sonra çöpe atacak uyan artık kişiliğine geri dön hem şunu düşün Tayyip erdoğanı tek lider yapmak ne islamın ne Türkün nede bu nezih milletin bir artısı değil biz ebedi hayatı bu Dünyada kazanmak zorundaysak kendimize dönelim kendimizi bilelim Pentagonun projesi olan ülkücülük terörist bir guruptur açıklaması sonrası ülkücülerin bölünmesi bu memlekette ülkücü ruhu birbirine düşman seviyesine getirdi sen kişiliğini yeniden kazandığına inandığında 15 temmuz ruhu değil Türk-islam sentezinin lokomotifliğine Tanrı dağı kadar Türk Hira dağı kadar müslümanız diyerek şehadet serbeti içmiş şehid ülkücü kardeşlerimizinde ruhunu hoşnud etmek AKP nin kardeşliğinde değil ülkücülüğü şerefi bilenlerin omuzunda şaibelerden arındığımızda olacak inşallah.Yeniden ecdad ile buluşmaya ülkücü ruhun yaralarını sarmaya daha ziyade önem vereceğine inanıyorum feto dediğin kafir kafalıyıda gözünde büyütme hadiste küfür tek millettir der sevgili Peygamberimiz(asm) o cümleden bir çöplük artık bugün feto dünkü lawrens yarın bir başkası iman ile küfrün mücadelesi kıyamet kopuncaya kadar devam edecek der dinimiz dünyada cihad ruhunu içinde taşıyan tek bir mümin kalıncaya kadar ki en verimli mümin kullar yine Türk milletinin içinden çıkmıştır haydi bir paronayak BOP başkanını değil birazcık kendini sev ey Türk titre ve kendine dön ALLAH(cc)a emanet ol sen kişiliğinle barıştığında inşallah bu kudsi dava kıyamete dek şerefiyle sürecek.Tayyip denen müsrif hainlikten fazlasıyla nasibini almış adam kafir ve zalimlere dost olduğu kadar zannetmeyinki müslümanın dostu ben ne muhalefete nede Tayyip sultasına teslim olmuyorum hepsini protesto ediyor ve rey vermiyorum hakiki imandan nasibi olanda kendini yakmaz böyle bir düzenin taşeronu olmaz .Her birinize kalbinizi imanınızı sorgulamanızı istiyorum acaba her şeyden ve herkesten çok ALLAH(cc) ve Resulünü(asm) sevenlermiyiz sorusunu kendinize sorun mahşerdede aç kimsesiz hatta imansız kalmak var.
Ey Müslüman baş örtüsünün dışında ki o da rey deposu bu adam İslam için ne yaptı sizi lükse alıştırdı onun sarhoşusunuz her biriniz evet 900 milyar doları aşan borcu kim ödeyecek emin olun çok kötü bir grafik 16 yıllık AKP iktidarı bir tek artısı belki hastaneler gerisi betona yatırım batılıların ve yahudinin senaryosu harfiyle icra edildi Türkiye artık zengin bir ülke değil aksine her cihette köle oldu uykunuzdan uyandığınızda çok geç olacak.
Evet Türk vatandaşı 24 haziran 2008 seçiminde AKP taraftarıyle sınırlı kalmadığını alakadar olduğu nice masum mazlumunda ihlaslı dualarını aldığının neticesini topluyor ben belki sadece yanlışları açısından yüklenip hala güvenmediğimi söyleyerek eleştirilerimi ağırlaştırmış güvenilecek biri olmadığını söylemişim ancak yinede umurumda değil ancak yinede galip pehlivanın elini öpmek gerek diyorum yarınını bilemem o da umurumda değil ALLAH(cc) inşallah hayırlı işlerde muaffak eylesin hem insanlara bel bağlamanın doğru bir şey olmadığını otokontrölümüzü ancak mümin kulunun kalbine sığan bir tek ALLAH(cc)ile paylaşmamızın iyileride sevmemizin kendi nefsimizide her zaman sorgulamamızın gerekliliğini haddimizi bilmemiz gerektiğini düşünen insanlar olduğumuzda idrak ettik.Evet Tayyip efendi yanlışın çok sende nefsini sorgula diyorum.HDP yeniden meclise girdi %de 11 cıvarında rey potansiyelinin %de 3.1 i CHP seçmeninin reyi bunlar Atatürkün değil Aponun askeri CHP liler.
Deccal kavramı sizin kafanızdaki şeytanların ürünüdür evliya geçinen şarlatanlar
Sizin bu çirkef yatırımınızı haber verdi sevgili peygamberimiz (asm) kafasından uydurmadı ancak siz şarlatanların dini hep mehdi deccal endeksli oldu.Dininizin temeli Adalet ve güzel Ahlak olsaydı ,sizlerde cemiyet insanı olsaydınız o kadar şeytanlarla ortak çalışmazdınız.
Kul dua edince ALLAH(cc) o kulun isteğini ya aynen verir ,ya zararlı görür hiç vermez yada kulun istediğinin daha hayırlısını verir .
Türk aile yapısı şuculuktan buculuktan öte kendi hür iradesine önem veren ALLAH(cc)a güvenen yüzde 40 lara yakın bir potansiyel hala var gibi görünüyorki seçimlerin kaderi onların elinde şekillenecek.
Yoksulun sırtından doyan doyana,bunu gören yürek nasıl dayana yiğit muhtaç olmuş kuru soğana son bir ayda 3 katı pahalandı soğan patates kaç vurguncunun cebini doldurmak bahasına ürün var iken depolarda çürütüp karaborsa üretmek
Ben Tayyipçi olmam ancak Tayyip Erdoğan düşmanıda olmam yanlışını eleştirir doğrusunu takdir ederim insanları günahları yüzünden cezalandırmak bizim haddimize düşmez diyen Sevgili Peygamberimiz(asm)ı dinlerim hesabını ise ALLAH(cc)a havale ederim.
Saadet partisini tebrik ediyoruz CHP ye 15 millet vekili hediye etti CHP yide tebrik ediyoruz HDP ye 66 millet vekili hediye etti bu nasıl demokrasi.
Benim yüzümden bir masum ,mazlumun yanmasına bir güzelliğin yanmasına tahammülüm yok vicdanımın sesi zülüm ehli olma diyor ALLAH(cc)a iman, Resulüllahın(asm) muhabbeti zülüm ehli olma diyor hakiki iman sahibi her dem vicdanının sesine kulak verir ,aşırılıktan ,küfürden,zülümden ,şirkten ,tağuttan ,her türlü haramdan uzak bir hayatın Adaletli bir tarz olduğunu kabul eder heva ve heveslerine ,nefsinin ve şeytanların hükmüne asla teslim olmaz ve rızada göstermez .Katmerli münafıkların ,kafirlerin uçkuru ve pis boğazından ,pislik nefis ve hevasından başka ALLAH(cc)ı mı varmış öyleleri kayıranın Ahlakı Adaletimi varmış ,masum mazluma güzelliklere hak etmediği bir bedel ödetenin vicdanımı varmış .Kişilik sahibi gerçek mümine tahammülü olmayan eşkiyalar evliya geçiniyor günümüzde nurculuk tarikatlar kemalizim Şialar vehhabiler insi ve cinni şeytanlarla iç içe insanlığa menfi bir kader yazmanın mücadelesini veriyor bozuk felsefeleriyle ve islamın malı olmayanı İslam diye satarak .Gerçek İslam Kur’an ve sünnetteki vahyin ilmi ilahi mesajdır ,belki Peygamberlerin yaşantısıdır ancak ,yoksa insan ve cinlerin uydurduğu şeytani ölçüler değil.
Ey gafil nefsim cehennemin zerresine dayanamıyacağını bütün şuurunla anladın ancak hala gaflette yüzüyorsun ne naman Akıllanacak mümin kul olmaya çalışacaksın.
Ya Rabbi güzelim ALLAH(cc)ım İslam davasını kuran ve sünnetteki islamı hakiki müminleri seven biriyim lakin kadersiz denecek derecede zehirlenmiş bir kısım sözde dindarlar tarafından suistimal edilmiş dışlanmış ve defalarca mahküm edilmiş biriyim senden umudumu kesmek istemiyorum bana her kötülüğü layık görenleri sana havale ediyor devamlı tövbe ediyorum ey kimsenin etkisi altında kalmaksızın karar veren ALLAH(cc) ey şerefi olmayanların şerefi ALLAH(cc) beni çocukluğumdan beri zehirleyenlere seni vekil kıldım Hasbünallahü venimel vekil. Ferdün Hayyün Kayyum Hakemün Adlün Küddüsün beni hayatta yaptığım güzel amellerime temiz dostluklarıma aileme güzelliklere ve güzel değerlere olan muhabbetime ve eserime bağışla affet Ya Rabbi Ey Erhamürrahimin yediğim iftiralara maruz kaldığım zülümlere bunun neticesi düştüğüm günahlara şirke küfre zülme haramlara insi cinni şeytanlara haklı olduğunu iddia eden din hırsızı din şarlatanı bozgunculara yedirme.
Haklı iken haksızlıkla mahküm edildim çünkü üslübüm yanlıştı küfretmiyecektim ancak Ayeti kerimede Dünyada zülme uğrayıp küfreden kulumdan hesap sormayacağım dersin inşallah affedersin.Adaletsiz davranışlarımdanda ADL ismine sığınıyorum.Affet ya Rabbim.
Önce Ahlak ve maneviyat ilkesini gerçek manada özümseyerek gençlerimizi ve yeni nesillerimizi hidayet ve ilmi kendi bünyelerinde birleştiren nesiller olarak yetiştirmemiz gerekiyor.Dr.Fatih Erbakan.
Sağlığın şükrü zamanını meşru dairede hayırlı işler için geçirmektir,Aklın şükrü güzel düşünmektir güzel Ahlaklı vicdanlı olmaktır ,Dostluğun şükrü değer vermektir Kalbin şükrü tertemiz bir sevgiyle iyileri ve güzel değerleri güzellikleri sevmektir.
Rabbim bizi isyan edenlerden değil her daim şükredenlerden eylesin inşallah.
Ürpermeyen kalpten,doymayan nefisten,kabul olunmayan duadan,fayda vermeyen ilimden her türlü iftiradan şerden haramdan musibetten riyadan gösterişten çaresizlikten acizlikten tenbellikten son nefeste imansız gitmekten kabir azabından cehennem azabından Ahiret azabından sana sığınıyoruz ey Erhamürrahimin.
Mehmet Ali Tekin selam ve tehvid dergisi yazarı Afganistanda Çeçenistanda Bosna Hersekte gazeteci olarak cihada iştirak etmiş dolu dolu cihad kokan ağabeyimiz Hakkın Rahmetine kavuştu ALLAH(cc) gani gani Rahmet eylesin ALLAH(cc)ın ne güzel kulları var biz ise nefsimizin gırdabında boğulmuşuz onlar nerede biz zavallılar neredeyiz.
Zamam zaman Aklıma takılan bir Aileyi bahsetmeden geçmiyeceğim Hopa Çamlı Köyden Mehmet Kibar ve Ailesi ne baba ne Ana üniversite okumamış ama dinini inşallah yaşamaya çalışan çocuklarına kol kanat germiş bir Aile 5 çocuğuda üniversite mezunu ve farz olan ibadetleri ihmal etmeyen faziletli insanlar bunların tablosuna bakınca Hiç ölmiyecekmiş gibi bu Dünya için yarın ölecekmiş gibi Ahiretin için çalış hadisi Aklıma geliyor ALLAH(cc)inşallah Ahiret şuurunuda tam yerleştirsin dosdoğru mümin kullar olarak şerefli bir fiatları olsun Ebedi huzuru yakalasınlar.
Başta Ahlakı karakteri yamuk olanı önce kırıp sonra düzelteceksin işe yaramıyanı bir türlü adam olmayanı ise daha fazla uğraşmadan çöpe atacaksın kanburun olarak ömür boyu sırtında gezdirmiyecek belki önun yüzünden ebedi hayatını yakmıyacaksın.
Güzellikleri güzel nimetleri güzel değerleri Rahmete vesile başta ALLAH(cc) Resulüllah(asm) ve şaibesiz ehli iman mümin kullardan değilde iman ile küfrün nikahını kıyan sait nursi ve sivri dostlarından nurculuktan kemalizimden beton kemallerden bilenlerin iyilerin hakkını o din hırsızlarına yedirenlerin yatacak yeri varmı.ömrü boyu milletin ümmetin devletin maddi manevi hukukuna tecavüz edenler Kurani manayı öldürenlerde evliya öylemi.
Ilımlı İslam masum mazluma güzelliklere bedel ödeten kafir ve zalimleri kayıran cihad ruhunu öldüren güzel Ahlakı dejenere eden ruhen öldüren zülümlü islamdırki kuranın çok ayetini maneviyatta geçersiz kılmış kurani mananın bütünlüğünü bozmuş dalaleti hıyaneti içinde barındıran İslami süsü verilmiş ve 100 yıldır deccalizmede paratonerlik yapan bir yoldur her ne kadar İslami havası varsada musibet ve hastalıklarında adresidir öylesi çakma İslam anlayışlarıyle nefsinizi satın alamaz hakiki mümin kul olamazsınız.ılımlı islamcıların icraati dinler dialoğuda başlı başına cinayettir dinler diye birşey yoktur ALLAH(cc)indinde tek Hak din islamdır o ise kuran ve sünnetin bütünüdür.
Siyonizim için senin kıldığın namazın taktığın baş örtüsünün önemi yoktur önemli olan İslami şuurdur.Necmettin Erbakan AKP nin İslami dini samimiyeti yoktur hala İstanbul sözleşmesi bütün pisliğiyle sırıtıyor her türlü haram kanunlarla korunuyor hatta cumhuriyet tarihinin laik düzenin en yüksek seviyesinde.
Ayasofya nimetinede şükürler doğalgaz nimetinede şükürler Dini bu işe karıştırmada ne demek sana uydum sildim değerli Hüseyin ağabey ama gördüğüm rüya ile uyandım ALLAH(cc) verdiğim nimete şükrederseniz nimetimi arttırırım der şükürde İslami bir vecibe ben komünistler gibi düşünmüyorum.ülkücüleride o kadar gözünde büyütme her ne kadar dinden bahsetselerde Türk-islam sentezini idrak edememiş çokları ve bugünde çoğu 33 yıl kefereye bir karış toprak kaptırmayan 2.Abdülhamidi Selanikli Yahudilerin desteğiyle tahttan indiren 9 yılda Osmanlı toprağının onda 9 unu kefereye kaptıran ittihad terakki kafalıdır 1000 yıllık Türk-islam tarihini ayaklar altına alan ve Osmanlıyı Selçukluyu bütün değerleriyle silip atan ve milletin namusunu pazara döken Hilafeti lağvedip ingilize yahudiye masona laik dinsizlere kardeş muamelesi yapan Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir diyerek TBMMeclisinden başka insanımızın kaderini tayin edecek bir makam yoktur diyerek dine kadavra peygambere(asm) çöl bedevisi diyerek islamı aşağılayan ALLAH(cc)ı ve Peygamberini (asm)hiçe sayan Beton kemal kafalıdır ancak Muhsin Yazıcıoğlu gibiler müstesna o derki İslam hassasiyeti olmayan milliyetçilik içi kof safsatadır.
Tayyip Erdoğanın 2.Abdülhamidi örnek alan siyaseti desteklenir takdirde edilir ancak İstanbul sözleşmesi bu vatanın değerlerine ihanet kara bir lekedir yırtıp atmadığı sürecede ancak riyakar müslümandır kimseye dinde samimi olduğunu söylemesin her türlü haramın kanunlarla korunması karşısında zerre tavırlarının olmayışıda dinlerindeki samimiyetsizliğin göstergesidir böyle giderse Ayasofyayı ibadete açmakla kurtulamıyacak ya özümüzdeki değerlere samimi sahip çıkar yada hem Dünyasının hemde Ahiretinin tehlikede olduğunu görmek için müneccim olmaya gerek yoktur bu gidişat kendisinide milletide yakar.
ALLAH(cc)ım sana ve Resulüne(asm)olan muhabbetimi ziyadeleştir hakiki imanı kalbime yaz doğru mümin kulların kuran ve sünneti yol belleyenlerinde muhabbetini kalbime yaz benide hakiki mümin kullarından olmamı nasip et insanlığın içinde nefsinin dinini yaşıyan henüz Tevhidteki sadeliği anlıyamamış kullarınıda ıslah eyle haramlarla şirk,küfür ve zülümle insi cinni şeytanlarla yaşamaktan kurtar hakiki imanın her şeyden ve herkesten ziyade ALLAH(cc)ve Resulüne (asm)muhabbet olduğunu idrak etsinler iman etmek aynı zamanda hakiki mümin kullarıda sevmektir fikrinde zikrinde kalbinde ALLAH(cc) ve Resulüne(asm)kurani manaya savaş açan münafıkları kafirleri şeytani karakterleri barındırmamaktır masum mazlumun güzelliklerin güzel değerlerin derdi ile dertlenmektir.
Birbirini yiyenler bölüşemez bir dağı ,birbirini sevenler bölüşürler bir dalı.
Kararsızlık ve korku içinde olma kendine bir yol bir hedef belirle dengeli ol umudunu yitirme güzel Ahlaklı vicdanlı merhametli cömert fedakar Adaletli vefalı edepli haramdan uzak kudsi değerlere saygılı vatanına dinine ezanına bayrağına saygılı ol.Atatürk yanlış yapmışsa hesabı ALLAH(cc)ile insanları günahları yüzünden yargılamak bizim haddimize düşmez diyen Peygamberini(asm) dinle biz Atatürkün doğrularını alalım rehberimiz kuran ve sünnet olsun.
Ne nurculuk ne tarikatçılık ne Süleymancılık ne kemalizim nede başka bir yol çare değil tek çare veda hutbesinde Resulüllah(asm)ın gösterdiği yol kuran ve sünnetin hakkını vermeye çalışmak.Dahası tek çare ALLAH(cc) ve Resulünün(asm)rızası.
ŞEHADET KELİMESİNİ SÖYLEYİP HEMEN ŞEHİD OLAN SAHABİ...
Peygamberimiz (asm), Hayber kalelerinden bir kaçını muhasara altına almıştı. Bu sırada önüne davarlarını katmış birinin İslâm ordusuna doğru geldiği görüldü. Bu adam, Hayber Yahudilerinden Âmir'in Yesâr adını taşıyan Habeşli kölesi idi. Davarlarını güder dururdu. Hayber kalelerinin kuşatıldığı sırada, Yahudilerin silahlarına sarılmak istediklerini görünce, "Ne yapmak istiyorsunuz?" diye sormuştu. Yahudiler, "Şu kendini 'Resûl' diye ilân eden adamı öldürmek istiyoruz." cevabını vermişlerdi. "Resûl" kelimesini duyan Habeşli Yesâr, bir an duraklamış, bu kelimenin âdeta şefkatli bir el gibi kalbini kapladığını hisseder olmuştu.
Yesâr sadece, Yahudilerin beyanlarıyla iktifa etmek istemiyor, meseleyi kaynağından öğrenmek istiyordu. İşte bunun için davarlarını önüne katarak, Hz. Resûlullah (asm)'ın huzuruna çıkageldi:
"Sen neler söylüyor ve nelere dâvet ediyorsun?" diye sordu. Resûl-i Ekrem,
"İslâmiyete dâvet ediyorum. Allah'tan başka ilâh bulunmadığına ve benim de O'nun Resûlü olduğuma şehâdete, Allah'tan başkasına ibâdet etmemeye çağırıyorum." buyurdu. Yesâr, bu sefer,
"Peki, ben, dediğin gibi iman eder ve şehadette bulunursam bana ne var?" Resûl-i Ekrem,
"Eğer bu iman ve bu şehadet üzere olursan Cennet var!" dedi.
Bunun üzerine Yesâr, hemen orada Müslüman oldu. Resûl-i Ekrem, ona bu iman ve şehadet üzere ölürse Cennete gireceğini söylemişti. Amma Yesâr müteredditti. Yaşadığı muhitte insanlar makam ve mevkilerine, zenginlik ve fakirliklerine, güzellik ve çirkinliklerine göre muamele görüyorlardı. Güzel olmayana, hele köleye kimse itibar etmezdi. Bu sebeple,
"Yâ Resûlallah! Ben Habeşî (siyah tenli) çirkin yüzlü ve fakir bir adamım, bir köleyim! Bu halimle Yahudilerle çarpışır ve ölürsem yine Cennete girer miyim?" dedi.Resûl-i Ekremden Yesâr'ı sevince boğan bir cevap geldi:
"Evet, Cennete girersin!" Yesâr bu sefer,
"Yâ Resûlallah! Şu davarlar bana emânettir. Şimdi ben onları ne yapayım?" diye sordu. Peygamberimiz,
"Onları karargâhtan çıkar. Onlara doğru ufak taşlar at ve bağır! Onlar, sahiplerinin yanına dönecektir." diyerek Yesâr'a yol gösterdi. Yesâr hemen kalktı. Yerden bir avuç kum alıp davarlara doğru savurdu:
"Haydi, artık sahibinize dönünüz." dedi. Davarlar, sanki biri tarafından güdülüyormuş gibi, topluca gidip sahiplerinin yanına vardılar.
İslâmiyetle şereflenen Yesâr, artık o andan itibaren Allah yolunda çarpışan bir mücahid olmuştu. Mücahidler safında düşman arasına cesurca dalıyordu. Çok geçmeden Hayber kalelerinden atılan taşlarla şehid oldu. Böylece, bir vakit namaz kılma fırsatını bulamadan Cennete uçan Müslüman ünvanını aldı.
Üzeri örtülü idi. Yerde uzatılmıştı. Cenazeye bakan Hz. Resûlullah (asm)'ın bir ara yüzünü çevirdiğini farkeden Sahabîler merakla, "Yâ Resûlallah! Ondan yüzünüzü niçin çevirdiniz?" diye sordular. Resûl-i Ekrem Efendimiz sebebini şöyle izah etti:
"Şehid, vurulup yere düştüğü zaman Cennet hurilerinden iki zevcesi gelip yüzünden tozları silerler ve 'Allah, seni toza toprağa bulayanın da yüzünü toza toprağa bulasın! Seni öldüreni, öldürsün!' derler. "Allah, bu kuluna ikram edip, onu hayra sevk etti. Allah'a hiç secde etmediği halde, Cennet hurilerinden ikisini, onun başucunda gördüm!"
İşte, ihlaslı az amel ve işte ebedî saadet, sonsuz mükafat ve ecir! Bu hadise bize, hal, hareket ve sözlerimizde en mühim unsurun ihlas ve samimiyet olduğu dersini veriyor. Ayrıca bu hadisede görüyoruz ki, Peygamber Efendimiz (asm), iman ve İslâma dâvette insanlar arasında asla içtimaî mevkii ne olursa olsun fark gözetmiyordu. Evet, Yesâr kara kuru ve çirkin yüzlü bir köle idi. Üstelik içtimaî seviyenin o zaman insanları nazarında en düşük tabakası sayılabilecek bir mevkide idi. Bütün bunlara rağmen Efendimiz (asm), onu hakir görmüyor, küçümsemiyor; 'Müslüman olsa ne olur, olmasa ne olur' gibisinden herhangi bir küçümseme eseri göstermiyordu. Aksine gayet ciddi bir şekilde ona İslâmiyeti anlatıyor, böylece de ebedî saadeti elde etmesine vesile oluyordu. İslâm ve imana hizmette bulunanların da aynı ölçü ve düşünceyle hareket etmeleri gerekir.
Dünyayı çöküşe getiren 7 hata.1-Ahlaksız ticaret-2- ilkesiz siyaset-3-niteliksiz eğitim-4-Emeksiz zenginlik-5-vicdansız haz-6 insaniyetsiz bilim-7-gösterişe dayalı ibadet .Hepsi hakiki imandan kuran sünnet kültüründen uzak oluşun acı faturası.
TC Hüseyin Çakır ülkücü camiaya bu vatanı mesken tutan herkesin çok şey borcu var belki tam bir ülkücü olmadım ama ülkücüleri hep sevdim Atatürkün artılarıylede bir zorum yok ancak bugün ikliminde her pislik barınıyor Atatürkün ben yanlışlarının düşmanıyım neticede ölmüş gitmiş hesabı ALLAH(cc) ile Beni gerçekten tanısan öyle bir çırpıda silip atmazsın Ben çocukluğumdan beri ülkücüleri sevdim seviyorum nurcusununda süleymancısınında tarikatçısınında kemalistininde milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan vatanını kudsi değerlerini seven her güzel Ahlaklı kulun muhabbetiyle bütün güzellikleri seviyor sadece bu Dünyalarının değil ebedi hayatlarının kurtulması için maddi manevi gayret gösteriyorum benim yolum şuculuk buculuk değil Hakiki mümin vatanına kudsi değerlerine sevdalı şirke küfre zülme haramlara iblis ve piçlerine sed çeken ALLAH(cc)askeri olmaktır beni tanımak istiyorsan eserimin tamamını okumalısın.
iyilikleri güzellikleri güzel nimetleri iyilerle paylaştığın sürece Adalet olur Demokrasi olmaz Demokraside laik düzende en kötüsünü bile adam yerine koymaya mecbursun bu ise düpedüz zülümdür ve Adaletin zerresiyle alakası yoktur ve Demokraside iyiler kötülerin hamalı Aptal pozisyondadır bütün iyiliklerine rağmen kötülerinde hamalıdırlar.Nurculuk kemalizim tarikatlar Demokratik kuruluşlardır islamın Adalet anlayışını çiğneyen ve masum mazluma zülüm biçen kuruluşlardır. İyilerin masum mazlum güzelliklerin derdi ile dertlenmek çare aramaktır Adalet yoksa kötülerin zalimlerin kafirlerin derdine derman olmak değil. Onlara karşı vazife Hak olana doğru yola davettir yoksa batıl olan davasına yanlış yaşamına destek vermek değil.
Kuran ve sünnetin Adalet anlayışı derki hevanızı terk etmedikçe Adaletli olamazsınız A.Kerime. kuran ve sünnetin temeli güzel Ahlaklı vicdanlı merhemetli cömert fedakar Adaletli vefalı edepli vatanına kudsi değerlerine saygılı olmaktan geçer ALLAH(cc) hiçbir ayrıntıyı hiçbir kulunu ihmal ettiği yok alemdeki bütün ihmaller zülüm,küfür şirk ehli haramzade insi cinni şeytanların,şarlatan din simsarlarının ürünü fitnelerdir. Günümüzde biz islamız diyenler iş başına gelsede Adaletsizlik zülüm bitmez çünkü çokları sadece nefsinin dinini yaşıyor hevasıyla yaşıyor,ne zaman nefisler satın alınır hakiki mümin kul olunur o zaman Adalet var.
Doğa ile savaş halindeyiz eğer kazanırsak kaybedeceğiz.Hubert Reeves.
•Şeyh Abdülkadir Geylani bir gün Bağdat'ın eski sokaklarında talebeleri ile birlikte yürürken yolun kenarında sızmış, üstü başı perişan bir sarhoş durdurur onu Ve ona;
--"Ey Abdülkadir Allah Kâdir midir değil midir? diye sorar.
Hazreti şeyh'te gülümser ve:
-- Evet Kâdirdir der.
Sarhoş ikinci kez:
-- Ey Abdülkadir Allah Kâdir midir değil midir? Diye sorar.
Hazreti şeyh yine gülümser ve:
-- Evet Kâdirdir der.
Adam üçüncü kez sorar:
-- Ey Abdülkadir Allah Kâdir midir değil midir?
Hazreti şeyh bu sefer ağlar ve secdeye kapanır ve üç sefer: Kâdirdir Kâdirdir Kâdirdir, der.
Sonra talebelerine o sarhoşu götürüp yıkamalarını ve o sarhoşa ikram etmelerini emreder.
Bu değişik diyaloğa şahit olan talebeler hiç bir şey anlamaz ve hazreti şeyh'e sarhoşun neyi sorduğunu ve onun verdiği cevapların manasını sorarlar.
Hazreti şeyh'te şöyle açıklar:
-- Birincide bana, Allah beni affetmeye Kâdir midir değil midir dedi, bende kâdirdir dedim.
İkincide bana Allah beni senin yerine koymaya kâdir midir dedi, bende evet kâdirdir dedim.
Üçüncü de bana, seni benim yerime koymaya Kâdir midir dedi, bende korkumdan ağladım ve Kâdirdir Kâdirdir Kâdirdir, dedim.
Ve secdeye kapanıp Allah'a hidayet nimetini benden almasın ve âfiyetini üzerime daim kılsın diye dua ettim, dedi.
İçinde bulduğumuz durum bizi gurur ve kibre götürmesin. Bulunduğumuz makam ve mevki bizi insanları hakir görmeye sebep olmasın.
İlmin bizi herkesten üstün görmeye itmesin.
Ve şunu iyi bilelim ki: düşmez kalkmaz tek Allah'tır. Bugün sen bu durumda isen bil ki bu Allah'ın rahmetiyle hâsıl olmuştur, sen hakkettin diye değil!
Bugün seni bu duruma getiren yarın seni beğenmediğin kişinin konumuna getirmeye, onu da senin konumuna getirmeye Kâdirdir.
Bunu böyle bil ve gereğince yaşa.
Rabbim Cümlemizi kendisine layık kul, Habibi’ne layık ümmet eylesin...
Nurculuk tarikatçılık aptal yetiştiriyor kemalizim firavun deccal nemrut yetiştiriyor laik düzen haramzade cehennem ehli beyinsizler yetiştiriyor kuran ve sünnetin müslümanı olmadıkça karını zararını görmeyen cahiliye toplumuyuz vesselam. Kimsenin kimse olmaya hakkı yoktur ne Adaletle nede Ahlakla bağdaşmaz.
KAPLUMBAĞAYA SORMUŞLAR,
Buradan Kızılay'a ne kadar zamanda gidersin?
KAPLUMBAĞA; cevap vermiş. Yağmuru, Çamuru, Rüzgârı, İnişleri-Yokuşları hesap etmiş ve demiş ki; Üç günlük yol ama ben altı günde giderim"
Altı gün geçmiş ama kaplumbağa ortalıkta görünmüyor. Aramışlar taramışlar sonunda yolun ortasında bulmuşlar. Hayrola demişler üç günlük yolu altı günde bile gelemedin?
KAPLUMBAĞA sormayın demiş.
Yağmuru, çamuru, inişi-yokuşu hesap ettim de; MAHALLENİN İTLERİNİ ,HAİNLERİNİ,SOYSUZLARINI hesap edemedim. Ne zaman ileri gitsem hep ters çevirdiler.
İşte TÜRKİYE'NİN durumu da tam da bu şekilde. TÜRKİYE KALKINACAK kendi ayakları üstünde durabilecek ama Dış güçlerin içimizdeki taşeronları ve piyonları bir türlü rahat bırakmıyor ki.
Hep bir ters çevirme peşindeler hainler.
Siz insanlardan ve cinlerden sahte ilahlar yaratmanın derdindesiniz sait nursi kafalılar beton kemal kafalılar şarlatan şeyhler insi cinni şeytanlara kardeş olunca evliya olunuyor öylemi şeytan nasılda amellerinizi süslüyor piyasada İslami diye gezen isyani cemaatler ne derece hurafe ve bidatlerle insi cinni şeytanlarla Yahudi ve Hırıstiyanlarla şirk küfür zülüm her türlü haram ile nikahlı olduğunuzuda görüyorum Atatürk Deccal ise niçin yurtlarınızda şeceresi asılı niçin kuranın ayetleri sizin için Akli değil Yahudi Türkiyedeki bütün İslami cemaatleri biz kurduk derken neyi itiraf ediyor neden 2 milyara yakın İslam Dünyası bu kadar faliyetiniz 313 kişilik Bedir ashabı kadar tesirli olamıyor hatta birbirinizi yiyor cehenneminizi hazırlıyorsunuz neden hiç birinizin nefsinizi satın almak şansınız yok neden Din anlayışınız kula kulluktan ibaret neden maddi manevi musibet ve hastalıkların sonu gelmiyor neden fitne akımlar münafık ve kafirler hala bu derece tesirli neden çoğunuz insi cinni şeytanların ruh ikliminde onlarla ruhen nikahlı zahiri yaşantınızda onların dertleriyle hemdertsiniz neden 100 yıllık Deccalizim döneminin senaryolarıyle bu millet bu İslami dediğiniz cemaatlere rağmen çanakkaledeki ruh birliğinden cihad ruhundan eser kalmadı halk büsbütün batılılaştı .
Corona islama davettir bu millet Müslüman geçinen ancak kuran ve sünnetin Hakikatleriyle hala kavgalı her türlü haramın kanunlarla korunduğu bir ülkede ve kimsenin bunu sorgulamadığı bir coğrafyada cehenneme koşuyor uyanın artık kuran ve sünnetin gerçekleriyle gerçek mümin kullar olmakla hakikate erinki inanıyorsanız üstünsünüz hakikatı tecelli etsin nefsinizi satın almak şansınız olsunki sırattaki yolculuğunuz kısalsın selametle cennetlere kavuşun Tağutu ve şeytanları her zaman düşman bilin,ALLAH(cc)için sevip ALLAH(cc)için buğz eden hakiki müminlerden olun Dininizi yalnız ALLAH(cc)a has kılmış kulluk nasip etsin ALLAH(cc)inşallah ey isyani cemaatler her birinizin içi virüs dolu kuran ve sünnet ile arının düzenin değil dışkı çıkaranların değil ALLAH(cc)ın kulu olun Tevhid şuuruyla cihad ruhuyla helaliyle güzel Ahlakla yaşayın şeyhiniz üstadınız sizi kurtaracağı yok yalan söylüyorlar nefsinizi Cenabü Haktan satın alın Tövbe edip hayırlı amel işleyenlere altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. A.Kerime.
Kafir ve zalimleri ALLAH(cc)sız Ahlaksızları şirk küfür zülüm ehlini haramzadeleri hiçbir zaman sevmedim doğruluğumdanda hiçbir zaman şaşmadım ama bana nice insi cinni şeytanın hepsini zaman zaman yüklediniz onların günahının bedelini bana ödettiniz derdimle dertlenen başta anam olmak üzere nice güzellikleri yaktınız sizler cinni kafirler ve tağut dostlarısınız din şarlatanısınız münafık kafir şeytanlarsınız ebediyen kahrolun inşallahta bizde nefes alalım.Mahşerde af yok sizin için.
Suheybi Rumiyi(ra) Selmani Farisiyi(ra) Bilali Habeşiyi (ra) sahabi ünvanına kavuşturan hayatlarında yapmış oldukları ALLAH(cc)ın rızasını kazandıran şeylerdi Ebubekir(ra) ı ümmetin en faziletlisi kılan hayatındaki ALLAH(cc)ın rızasına uygun faziletli fiilleriydi cahiliye toplumunu sillesini yemiş Ömer(ra)ı Adaletin önderi yapan hayatındaki doğru fiilleriydi daha nice fazilet sahibini islamla şereflendiren içlerindeki güzel Ahlak ve faziletli halleriydi nice ömür boyu ibadete soyunduğu halde neticede mahvolup fitne olanlar ise içlerindeki küfür tohumlarının kul hakkı yemenin Hukukullahı çiğnemenin acı tokadını yiyordu ortak nokta ise ALLAH(cc)ın rızasıydı iyiler için cennetini cemalini kötüler için ebedi azabı seçmişti yüce Yaratıcımız her güzel nimetin şükrünü eda edenlere rızasına erenlere ebedi saadeti seçtiği gibi şirki küfrü zülmü haramları iblis ve piçlerinin hoşnudluğunu tercih edenlerede ebedi azabı seçti esas ALLAH(cc) ın rızası ey kul helalinle namusunla güzel ahlaklı en azından farz olanı yapan haramları terk eden kul hakkı yemiyen Hukukullahı çiğnemeyen ve sahabiye(ra) peygamberlere (asm)kardeş olacak gibi vicdanlı bir insan olursan ebedi cehennemden kurtulur ebedi saadeti tadarsın evet ALLAH(cc)ın rızası esas o da kuran sünnet dairesinde yaşamaktır takva yaşamaktır şu veya bu ırkın insanı olmak kurtarmaz ALLAH(cc)indinde üstünlük takvadadır.
Çöplükteki çiçekleri koklamayın H.Şerif kötü yola düşmüş kadından yar olmaz.
Devletin Hükümetin kadroları ALLAH(cc)ın rızasına uygun ilahi hukuka uygun memleket insanının menfaatine Dini mübini islama vatana kudsi değerlerimize zarar vermeden yaptıkları her işin önünü açsın ALLAH(cc) Bunun aksine vatan hainliği ALLAH(cc)sızlık Ahlaksızlık adına yaptıkları her işin hakkından gelsin inşallah.
Rezaleti nursi ile kemalizim ile şarlatan şeyhlerle cinni pisliklerle insan bozmalarıyle kenefe gidilmezki cennete gidesin onlar ruhunun güzelliklerini çalmak için var seni insi cinni şeytanlara boğdururlar ve kahraman kesilirler uyumaya devam edin bakalım gafil insanlık kurtuluş sadece kuran ve sünneti yaşamakla mümkündür.
SELAM NE DEMEKTİR-NASIL VERİLİR VE ALINIR?
"Selam" Allah`ın isimlerindendir. Sesli verilmesi ve sesli iade edilmesi gerekir (Kurtubi V/303).
Selam, emniyet, huzur, selamet, sağlık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş gibi manalara gelir. Selam vermek, bir kimseye yapılacak en güzel duadır. Selam, (Ben müslümanım, benden sana zarar gelmez, selamettesin) manasına, selamet üzere ol, müslüman olarak öl manalarına da gelir. Gayrı müslimlerin hidayete kavuşmaları niyetiyle, ihtiyaç olduğu zaman onlara selam vermek, hidayete kavuşmaları için dua etmek caizdir. (R.Nasıhin, Redd-ül Muhtar)
Her milletin bir selamlaşması vardır, İslam milletinin selamlaşması da " Selam " kelimesi ile olan selamlaşmadır. Yani müslümanlar selam verirken
"selamün aleyküm" derler.
Elle, parmakla, ayakla selamlaşma olmaz. Müslümanlar karşılaştıklarında ilk sözleri "Selam" (selamün aleyküm) olur. (Es-selam kablel-kelam).
"Merhaba" ise bir selamlama değil bir ağırlama terimidir", "yer genişliği" anlamını ifade eder. Bu itibarla gelen birisine "merhaba" denir. Yani; darlık çekmeyesin, geniş olasın, rahat edesin... demek olur. Bazan buna "ehlen" kelimesi de eklenir ve; yabancılık hissetmeyesin, ehlinin ve çoluk-çocuğunun yanındaki gibi rahat olasın, anlamına gelir (bk. Ragib, Müfredat,191; Ibnü`1-Esir, en-Nihaye, N/207).
Görüldüğü gibi bu anlamdaki bir kelimeyi, uzaktan gelenin selam olarak söylemesinin anlamı yoktur. Gelen, selam verir. Bulunanlar selamı "aynen, ya da daha güzeli ile" iade ederler (bk. K. Nisa, (4) 86). Sonra da "merhaba", -ya da "merhaba, ehlen" derler. Bu, işaret ettiğimiz gibi onu ağırlamak ve ona iltifat olmuş olur. "Merhaba" terimi, bu anlamda Rasulüllah Efendimiz (sav) tarafından da çokça kullanılmıştır. (örnek olarak bk. Buhari, iman 40; Müslim, iman 24; Ebu Davud menasik 56). İslam alimleri de bunlara dayanarak, gelenin selamı alındıktan sonra ona "merhaba" demenin de müstehap olduğu hükmünü çıkarmışlardır (Ibn Hacer, agk.; Ayni, Umedetü`1-Kari, I/355).
Anadolumuzun hemen her yerinde, sünnetten kaynaklanan bu güzel uygulama devam etmektedir. Bir gelenek olarak değil de, sünnette yer aldığını hesaba katarak söylenmesi halinde söyleyene sevap da kazandırır.
"Günaydın" asla bir selam değildir!. Batılılardan gelen Fransızca "bonjour", ingilizce "good morning" sözlerinin açılımıdır! Batıyı taklit etmekten başka bir anlamı yoktur! Belki bir hava durumunu bildiren bir mesaj olaabilir!
***
Selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Selam verirken, selamın sünnet olduğunu düşünmeli ve o kimseye dua etmeye niyet etmelidir! Sünnet olduğu düşünülmeden, alışkanlık halinde, şuursuzca selam verilince, sevap olmaz. Bir yere girerken de, çıkarken de selam verilir. Dinimizde selamın önemi büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir yere, bir meclise giren oradakilere selam versin. Oradan kalkıp giderken yine selam versin.) [Tirmizi]
(İnsanların en âcizi dua etmeyen, en cimrisi de selam vermeyendir.) [Taberani]
(Bir eve girince, ev halkına selam verin. Çıkarken de selam verin.) [Beyheki]
***
Selamlaşırken eğilmek günahtır. Hadis-i şerifte, (Karşılaştığınız zaman birbirinize eğilmeyin, kucaklaşmayın) buyuruldu. (Berika)
Eshab-ı kiram, yolculuktan döndükleri zaman kucaklaşırlardı. Şu halde, uzun yoldan gelmiş veya uzun zamandır görülmeyen bir arkadaşla kucaklaşmak caiz olur.
Selamün aleyküm
diye selam vermek caiz ise de
Esselamü aleyküm
demek daha iyidir.
Selamün aleyküm
denince,
Ve aleyküm selam
demek farzdır.
Esselamü aleyküm
denince de,
Ve aleykümüsselam
denir. Her ikisinde de "ve" harfini söylemelidir! (Ve aleyküm...) deki "ve", (dahi) manasındadır. Yani, (Allah’ın selamı bizim üzerimize olduğu gibi, sizin de üzerinize olsun!) demektir. Sadece (Aleyküm selam) ise, sanki (Selam bize değil size olsun) gibi uygunsuz bir manaya gelebilir.
Selamı düzgün verip düzgün almak iyidir. “Ve” söylemeden de almak caiz ise de, ve'li söylemelidir.
Verilen selamı daha güzeli ile almak da farz değil ise de, çok sevaptır. Peygamber efendimiz,
(Selamün aleyküm) diyen için, (On sevap kazandı) buyurdu.
Başka biri, (Selamün aleyküm ve rahmetullahi) dedi. (Yirmi sevap kazandı) buyurdu.
Dinimizde selamlaşmanın önemi büyüktür. Müslümanların yanına girerken, çıkarken, karşılaşınca, ayrılırken mutlaka selam vermelidir! Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Mümin kardeşine selam vermek, yanına gelince ona yer göstermek ve hoşlandığı isimle hitap etmek, aradaki sevgiyi pekiştirir.) [Taberani]
(Darlıkta infak eden, rastladığı müslümana selam veren, kendi aleyhinde de olsa adaletli davranan, iman hasletlerini toplamış olur.) [Ebu Nuaym]
(Yirmi müslümana selam veren bir mümin Cenneti hak eder.) [Deylemi]
(Tatlı dilli olmak, selamlaşmak ve yemek yedirmek, Cennete götürür.) [Hakim]
Kimlere selam verilmez?
Sual: Kimlere selam verilmez?
CEVAP
Şunlara yalnız o halde iken selam verilmez:
1- Namazda olana,
2- Hutbe okuyana ve hutbeyi dinleyene,
3- Kur'an-ı kerim okuyana ve dinleyene,
4- Vaaz edene ve dinleyene,
5- Fıkıh dersi çalışana,
6- Din dersi verene ve din dersi ile meşgul olanlara,
7- Eşi ile meşgul olana,
8- Avret yeri açık olana,
9- Abdest bozmakta olana,
10- Yemek yemekte olana,
Baştan ikisi hariç, diğerlerine selam verilirse, alma mecburiyeti yoksa da selamı almaları iyi olur.
Şunlara da her zaman selam verilmez:
1- Yabancı kızlara ve genç kadınlara,
2- Kumarbaza ve her oyunu oynayana,
3- İçki içenlere,
4- Gıybet edenlere,
5- Şarkıcılara,
6- Fasıklara [Açıktan günah işleyenlere],
7- Kadınlara, kızlara bakanlara selam verilmez.
Gayrimüslimlere, ancak iş düştüğü zaman selam verilebilir ve selamları alınır. Bid’at ehline de ihtiyaç halinde selam verilir. Zengine, zengin olduğu için selam vermek caiz değildir. Dilencinin, dilenirken verdiği selamı almak gerekmez. Yabancı kadın ihtiyar ise selam verilir. (Dürr-ül-muhtar)
Kâfire saygı göstermek için selam verilmez. Hadis-i şerifte, (Münafık [ve her çeşit kâfir] ile konuşurken, efendim, demeyiniz) buyuruldu. Zalime, kâfire hürmet etmek, saygı ile selam vermek, üstadım demek, küfür olur. (Berika)
İslamiyet’in hakim olduğu dönemlerde gayrı müslime ve fasık müslümana selam verilmezdi. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Yahudi ve Hristiyanlara selam vermeyiniz!) [Müslim]
(Bir kitap ehli [Yahudi veya Hristiyan] size selam verdiği zaman, “ve aleyküm” deyiniz!) [Buhari]
Bir kâfire, (Allah ömürler versin) demek, caiz değildir. Müslüman olması için veya cizye vererek devletimizin kuvvetlenmesi için, böyle dua etmek, caiz olur. (Berika)
Demek ki, ihtiyaç düşünce veya onu üzmemek için veya buna benzer sebeplerle Yahudiyle, Hristiyanla veya başka bir kâfirle selamlaşmak veya onun müslüman olması için dua etmek caiz olur.
Müsafeha ederken
Sual: Günahların dökülmesi için nasıl tokalaşmak gerekir?
CEVAP
İki müslüman, muhabbetle müsafeha ederek tokalaşırsa günahları dökülür. Müsafeha, sevgi ve dostluk kazandırır. Müsafeha, iki kişinin, sağ elin avuç içlerini birbirine yapıştırıp, iki baş parmağın yanlarını birbirlerine değdirmesidir. Dört el ile birlikte de yapılır. (Merakıl-felah)
Müsafeha ederken salevat getirmeli ve elleri sallamalıdır. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kim mümin kardeşini ziyaret edip müsafeha ederek üç kere elini sallarsa, ellerini ayırmadan her ikisinin ağaçtan yaprak döküldüğü gibi günahları dökülür.) [Ey oğul ilm.]
(İki müslüman karşılaşınca, müsafeha edip "Allah’a hamd" ederse, günahları dökülür.) [Hakim]
(Müslüman, din kardeşi ile müsafeha eder ve birbirine kin duymazlar ise, elleri henüz ayrılmadan, günahları affolur. Kin duymadan, müslüman kardeşine sevgi ile bakanın da, günahları affolur.) [İ.Neccar]
Selam, kelamdan öncedir.
Başta ALLAH(cc) ve Resulü(asm)olmak üzere kimi seviyorsam onlar doğrudur en azından kendim için çünkü hiç yalan konuşmayan ve doğruluğundan taviz vermeyen helali haramı doğruyu yanlışı iyiyi kötüyü kuran ve sünnet ile ölçen devamlı günahlarına tövbe eden biriyim.Benden kimseye durup dururken bir yanlış olmaz.Dinime imanıma sağlığıma namusuma Dünya ve Ahiretime vatanıma kudsi değerlerime zarar veripte masum mazlumun ehli iman ehli namusun güzelliklerin ailemin benim felaketimi hazırlıyanlarada asla af yok.Masum mazlumunda ehli iman ehli namusunda güzelliklerinde benimde aileminde hayatımıza sokulan her fitneye her münafığa kafire şeytana din hırsızına iftiracıya yalancıya hased pisliklere zülüm küfür ve şirk ehline haramzade şeytanlaşmış pisliklere lanet olsun inşallah cehenneme kadar yolu var insanlığın felaketine bilerek çalışan her pisliğin.
Masum mazlumun ehli iman ehli namusun güzelliklerin hayır ve ibadetlerinin insi ve cinni şeytanların ikliminde ne işi var insi cinni şeytanların pislik fiilerinide masum mazluma ehli iman ehli namusa güzelliklere nefis ve ruhun amelin diye yutturanlara ebedi lanet demekki Adaletli bir tablo yok uyan ey Müslüman .
Ben yapabilmişsem hayır ve ibadetlerimle pozitif eserlerimle övünüyorum günahlarımla değil.Dostluğum iyiler için ALLAH(cc)sız Ahlaksız insi cinni şeytanlar için değil.
Eğer imansız gideceksek ölümden bütün zerratımızla korkalım öyle bir ölümün arkası cehennemdir yoksa iman ile gelecek ölüm sevgiliye kavuşmaktır ruhumu nefsimi kaç şerefsiz şeytanın piçine satmışsanız benide ailemide nice güzellikleride o şerefsiz şeytanların piçlerinin günahlarıyle mesul tutup kahretmişseniz hepsine ebedi lanet .Evlat baban 8 yaşında yetim kaldı , sen ise doğduğun günden beri suistimal edilmiş ümmetin yetimisin kitabın senin gerçek kişiliğindir yaşadıkların değil Rabbimde inşallah meccanen affeder iyi niyetine doğruluğuna hayırlı fiillerine kıymet verir.Ey dost sen ALLAH(cc)a güven bana güvenmesenizde olur benim kendime güvenmediğim kendime yetemediğim günahlara daldığım fitnelere kurban gittiğim çok günlerim oldu hayatta hiçbir güzelim kul insi cinni şeytanların şarlatan din simsarlarının münafıkların kafirlerin hamalı olmasın inşallah.Ey sözde evliyalar Dini ve müminleri masum mazlumu güzellikleri kafir ve zalimlerin uğruna feda etmeye çalışmayın kafir ve zalimleri ALLAH(cc) cehenneminde görmek istiyor müslümanın vazifesi öylelere Rahmet okumak değil islamın Hakikatlerini anlatmaktır.ALLAH(cc)ın kimseye ihtiyacı yok bizim ALLAH(cc)a sonsuz ihtiyacımız var bir damla suyu bir anlık havayı yaratamıyan insan kibirlenme ve ALLAH(cc)a teslim ol cehennemden kurtulmak için gayretin olsun .Nurculuğun bir pröblemi ben olsam suçluyum diyeceğim nurculuğun milyon pröblemi var ve kendi yapısından kaynaklanıyor kim nurcu olupta o kirli din anlayışını sahiplenmişse asla hakiki mümin kul olmaz nefsini satın alamazsın.Monopoly oynuyormuş Dünyanın kafir ve zalimleri kirli paraları uğruna nice masum mazlumun nice güzelliklerin kanını içerek namusuyla canıyla kumar oynayarak açlığa sefalete mahküm ederek doğal zenginliklerini sömürerek.
Ağaçların önemi
Ormanlar, bir milletin akciğerleridir. Ormanın olduğu yer oksijen, oksijenin olduğu yerde hayat olur. Bir milletin çocuklarına bırakabileceği en büyük miras, ormanlardır. Ormanlar sadece sağladıkları oksijen ile değil farklı şekillerde de insana ve dünyaya fayda sağlar. Ağaçlar kökleri ile toprak kaymasına engel olur böylece erozyonu önler. Aynı zamanda ormanlar binlerce hayvan için bir yuvadır. Büyük ormanlar sayıca çok fazla hayvana ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca ormanlardan elde edilen birçok hammadde pek çok sanayi koluna da kaynaklık etmektedir.
İnsan hayatında önemli bir yere sahip olan meyveler ve bazı kuru yemişler de yine ağaçlardan elde edilir.Vitamin deposu olan bu gıdalar ile sağlığımızı korumaya çalışırız.Yine ağaçlardan elde edilen tarçın, karanfil, hindistan cevizi gibi baharatlarla da yemeklerimizi tatlandırırız.
Hepimizin severek içtiği kahve kakao da ağaçlardan elde edilir.Bununla birlikte daha pek çok ağaç türünden elde edilen ürünler gerek gıda gerekse sanayi sektöründe kullanılmaktadır. Ağaçların en önemli yaralarından biri de çevreyi güzelleştiriyor olmalarıdır. Dünyada başta ALLAH(cc)a kulluk Resulüne(asm)ümmet olma şuuru başta olmak üzere insana yeşil bir doğadan Akarsu ve denizlerden daha fazla huzur veren başka bir şey daha yoktur. Herkes yorgun olduğunda, biraz dinlenmeye ihtiyaç duyduğunda yeşillikler içinde bir tatili hayal eder. Bugüne kadar gelmiş pek çok sanat eseri ağaçlarla bezenmiş doğa tasvirlerine yer vermiştir.
Ağaçlar ve ormanlar için tüm zamanlarda ve günümüzde en büyük tehlike orman yangınları olmuştur. Bu nedenle yeşil alanlara gittiğimizde dikkatli olmalı, ağaçlara zarar vermemek için özen göstermeliyiz.Günümüzde şuurlu olarak çıkartılan orman yangınlarıda hesapsız ağaç katliamlarıda insanın kendi hayatına ne derece kastettiğinin oksijen depolarını yok etmek gibi bir zalimliğin vicdansız ruhların göstergesidir insan hakikaten zalimleşiyor sırf nefsani yaşayınca Dünyevileşiyor hatta Dünyayı cehenneme çeviriyor . Tüm bu olumsuzluklar sebebiyle dünya her geçen gün çoraklaşmakta ve yaşanmaz bir hal almaya başlamaktadır. Bu tehlike günümüzde evrensel bir sorun olarak durmaktadır.
Nefsinin terbiyesi hususunda zerre kadar gayreti olmamış bir insan Atatürk bugün putları dikili onuda marifet zannediyorlar öyle bir cehennem ateşinden sakınınki yakacağı insanlar ve taşlardır diyor A.Kerimede masum mazlumu daha ne kadar bu gibi nefisperestlere put adamlara feda edeceksiniz.Din müfriti sait nursiler zalimler için yaşasın cehennem derken kendisi ne kadar zülmettiğini örtbas etmeye çalışıyorlar ebedi cehennem isteyen ve nefsi için kainatı isteyen sait nurside nefsi azgın bir fitne olmuş çıkmıştır onun risalei nuru islamı ve doğru müslümanı bozan ve kadınları şer bela fitne diye zikredip milyonların felaketine çalışan bir din üretmiş ne Kemalist nede nurcu olmayacaksın nefsini satın almak istiyorsan kuran ve sünnetin en değerli ölçülerini rehber edinip fitne olmadan nefsini satın alacaksın.
Bismillahirrahmanirrahim tevekkeltü alellah Hasbünallahü venimel vekil La havle vela kuvvete illa billahil aliyyül azim duasını üç kere deyipte yola çıkan kulu için yüce ALLAH(cc)iki melek yaratır o günün akşamına kadar ya Rabbi falanca kulunu koru diye dua ederler.La havle vela kuvvete illa billahil aliyyül azim duasını 500 kez yapan bütün musibetlerden emin olur selamete çıkar inşallah.
Ehli iman ehli namus şereflileri ALLAH(cc)için seviyorum kendimi sevdiğimden ziyade .Nice güzellikleri soyup soğana çeviren ve zalimlerin kafirlerin münafıkların şeytanların iştahına sunan cehenneme hazırlıyan zülüm düzeni ve patronları kahrolsun inşallah sadece günahlarıma kendi günahlarını katıp bana ve alakadar olduğum masum mazlumun güzelliklerin felaketine çalışan başta şeytanlar olmak üzere dinci dinsiz kafirler var her birinin lanet zerratına inşallah.Ben maneviyat adamlığından anlamam mademki yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır bizim ne haddimize ALLAH(cc) tasarruf etsin.Şaibesiz ehli imanla bir zorum yok ben ise fitne olmak istemiyorum eserim konuşsun milleti ve dinini yüz yıldır şeytanlara tağutlara münafıklara kafirlere deccalizme şirke küfre zülme haramlara boğdurdular hala çare diye satıyorlar sahnedeki maymunu oynuyorlar.Ömür boyu haram yemiş birgün bile mümin olarak yaşamamış balonları evliya diye satıyorlar nice masum mazlumun güzelliklerin hakkını onlara yediriyorlar nurculuğun kemalizmin tarikatların öyle sahte evliyası çok her biri fitne beni nurculukla tarikatla kemalizimle insi cinni pislik ruhlarla şekillendirenin bana sait nursicilik beton kemalcilik münafıklık kafirlik din hırsızlığı biçenin canı cehenneme.Çare ALLAH (cc)ta bende değil bende herkes gibi nimet yiyenim nimet veren ben değilim.Vatanı ALLAH(cc) bizim doğru fiillerimiz sebebiyle koruyor kendi başımıza biz kimizki havalara girelim bir damla suyu bir anlık havayı yaratamıyanlar bedavadan kahraman kesilmesinler.Zaman tehlikeli insanlardan ve cinlerden nicesi şirkin küfrün zülmün haramların mimarları ilahlığa soyunmuş.Bir insanın geçimi zora düşerse ALLAH(cc)tan çokça bağışlanmak dilesin.imam Caferi sadık.
Eğer doğru yerdeysek iyi bir haldeysek bu ALLAH(cc)ın inayetiyle Rahmetiyledir çokça şükür ister nankörlük yapmadan ihtiyaç sahiplerinide imkanımız ölçüsünde görerek iyilerin dostluğunu arıyarak kendimizde güzel Ahlaklı olmanın gayretinde
Millet olarak,ümmet olarak ALLAH(cc)sız ,Ahlaksız kalmıyalım gerisi boş.
Ey nefis ne beyinsiz bir belasın sen ALLAH(cc) cennetin anahtarlarını sunuyor almıyorsun Ebedi saadeti kazanasın diye uykundan uyandırıyor ruhunuda rahatlatıyor 5-10 metre ötedeki sudan abdest alıp namaz kılacaksın neticesi Ebedi saadete yolculuk ama sen uyumayı tercih ediyorsun o sonsuz saadet nimetini geri tepiyorsun. Ey insan gaflet ile geçen her dakika nefsini besler o nefiste seni dalalete sürükler onun için hayır ve ibadette güzel Ahlaklı vicdanlı merhametli fedakar olmakta ısrarlı ol emmare nefisten kurtul nefsinde Rabbini tanısın iyilerle dost ol kötülerden kötülükten haramlardan uzak ol ancak Rabbine kul ol dinini yalnızca ALLAH(cc)a has kıl münafık ve kafirlerden şeytandan tağuttan ALLAH(cc)a sığın.
Coronadan dolayı Ahirzamanda oturan yürüyenden yürüyen koşandan hayırlıdır hadisini tatbik zamanı hiçbir konuda ileri gitmeyin savaş değil barış zamanı haramın terki günahlarımıza tövbe etmek ALLAH(cc)ı zikir ve dua zamanı bu şartlarda her türlü haram kanunlarla korunuyor İstanbul sözleşmesi bir cinayet olarak tahribatını yaparken cihad doğru değildir ancak şerefliler gibi olduğunuzda ALLAH(cc)için cihad olur cihad etmeyen bir milletin yüzü gülmeyecektir Ebubekir sıdık (ra) Namaz dinin direği cihad zirvesidir.Prf.Necmettin Erbakan ancak bugün şeytani bir hakimiyet var birinci cihadımız her türlü harama karşı mücadele olmalı yeni nesil güzel Ahlak ölçüleriyle helal namuslu bir hayata hazırlanmalı,kafire yem olmamalı
*SOYAĞACI GERÇEĞİ
ERDOĞAN'ın MÜTHİŞ OYUNU*
*YAHUDİ ASILLI'LAR NASIL DEŞİFRE EDİLDİ ?*
Uzun yıllardır Başbakanlık arşivinde çalışan bir hocamla sohbet ederken...
Sn.Recep Tayyip Erdoğan'ın arşiv merakından bahsetmiş...
"Asıl amacı devletin geçmişini öğrenmek" demişti.
Öncelikle 1934 yılında yapılan soyadı kanununu ele alalım.
Arasıra benim de faydalandığım Başbakanlık arşivi halka açılmadan önce, Erdoğan soyağacı ve soyadı ile ilgili tüm arşivleri araştırıp dijital ortama aktarılmasını tamamlattı.
Tabi ki bu Türkiye’deki SOYSUZLARI HEM RAHATSIZ ETTİ, HEM DE PANİKLETTİ.
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, Yunanistan ve Avrupa‘daki 100.000'lerce Yahudiyi Türkiye’ye getirip bunlara Ahmet, Mehmet, Ali, Zeynep, Fatma ... isimlerini vererek, bizlerden birileri gibi kamufle edip, başta İstanbul ve Batı illeri ağırlıklı olarak Türkiye’ye yerleştirip yaydılar.
Bir de soyadı kanunu ile bunlara Türk ve İslamî soyadları vererek gizlediler..
Türk SANAYİ sini, en verimli toprakları ve en güzel semtlerini de bunlara teslim ettiler.
90 yıldır da Türk Sanayisi bunların elinde.
Hiç bir şekilde kendilerine rakip olacak milli sanayicilere izin vermediler.
Hem kendi güçlerini kullandılar;
Hem de Devletin gücünü kullanarak milli ve yerli sanayiyi hep kontrolde ve alt seviyede tuttular...
İkincisi Üniversitelerimiz ve Medya hep bunların kontrolleri altında kaldı.
Bu sayede Türk toplumunu hep kontrolleri altında tuttular.
Ta ki ARŞİVLER AÇILINCAYA KADAR.
Sn.Erdoğan'ın Soyağacı çalışması bunları çokça rahatsız etti...
Tüm Kripto Yahudiler iyot gibi ortaya çıktılar... iki göbek öncesi yahudi oldukları ortaya çıktı.
Bu da bunların çıldırmalarına yetti.
Aslında bu olaydan sonra Sn.Erdoğan'a birçok kez meydan okudular.
Artık kendilerini gizlemeye gerek duymuyorlar sanki, biz daha güçlüyüz imasını açıkça belirtiyorlar.
SON TÜSİAD başkanlık seçimi bunun açık bir örneğidir.
Artık gizlemiyorlar...
Hatta Türk bile olmayan Avrupa lı bir Yahudiyi TÜSİAD a başkan seçerek açıkça meydan okuyorlar.
Neyse biz konumuza dönelim.
*Erdoğan bu durumu öğrendikten sonra ne yaptı:*
1- Bunların egemenliğindeki Medyayı sessiz ve sakince ellerinden aldı, medya güçlerini azalttı.
2- Ellerindeki sanayi gücüne karşı yeni bir milli sanayi gücü oluşturdu.
3- Savunma sanayindeki hiç bir çalışmayı bunlara teslim etmedi.
Gün geçtikçe etkilerini azalttı ve azaltmaya devam ediyor...
Bir de siyasi bir hamle yaparak tüm bu bilgi ve belgeleri Sn.Devlet Bahçeli'ye açarak Milli ve Güçlü bir cephe oluşturdu.
İŞTE BU DURUM İÇERDE VE DIŞARDA SİYONİST YAHUDİLERİ ÇILGINA ÇEVİRDİ.
Ellerinden gelse bu ülkeyi yakıp yıkacaklar ama güçleri yetmiyor...
En büyük hayal kırıklığı da Türkiye'nin Başkanlık sistemine geçmesiyle oldu.
Şimdi bu hainler ve içerideki piyonlarının tek ümitleri vardı.
Şu an bunların hepsi paket oluyor...!
Vesselâm...!
(ALINTI)
Sevmeyi bilen insan güçlüdür.Hele ALLAH(cc)için seven her zaman selamettedir
Çünkü seven insan merhametlidir, anlayışlıdır, saygılıdır, insanları olduğu gibi kabul eder,huzurludur ,pozitiftir, mutludur, alçak gönüllüdür,vicdan sahibidir,haramlardan uzaksa Ahlaklı ve Adaletli olmayı bilir. Seven insan sevdiğine bilerek zarar vermez Doğaya ve onun içinde yaşayan bütün canlılara karşı şefkat ve merhamet içinde olabilmek, yaşamı tüm canlılarla birlikte sevgiyle paylaşabilmek, evrenle barış içinde olmak, mutlu ve huzurlu bir yaşamın püf noktasıdır.Hayvanatıda bitki, meyve ve çiçekleri seviyorum akarsuları denizleri sonsuz kainatın tüm güzelliklerini ALLAH(cc)için seviyorum. Nerede bir masum mazlum bir güzellik zor durumda meded ya ALLAH(cc)ya Adl.Tağut ve zalimlere şeytanlaşanlara şefkat edilmez
Nurcu,Süleymancı,tarikatçı ,ışıkçı,milli görüşçü,ülkücü, hatta laik dindarlarla barışık olmak istiyorum islama gönül verenler az çok yaşamaya çalışanlar birbirini sevmeli Ben imanımın gereği islamı kuran ve sünnetteki Müslümanlığı ve doğru Müslümanları hakiki müminleri ve onları sevenleri seviyorum ALLAH(cc)sız Ahlaksızları şirk küfür ve zülüm ehlini haramzade zalimleri sevmiyorum
Bütün haklılığıma rağmen mustazaflığada razı oldum ancak onu bile bana çok gördüler ALLAH(cc) ve dinini çirkef çıkarları için kullananlar başkasının hayatını gaspedip özellikle nice masum mazlumu güzellikleri yakanlar işi gücü din hırsızlığı olan şarlatan din simsarları dinden nemalanıp dinsizlik yapanlar layığınızı bulun.
Ey Ahiretini yakmadan helal rızık peşinde koşanlar en azından farz olan ibadetleri ihmal etmeyenler ey en yüksek muhabbeti her zaman ALLAH(cc)ve Resulüne(asm)tevcih etmeyi başaranlar ey gönlünde mal kadın şöhret haram şirk küfür zülüm barındırmayanlar müjdeler olsun sizlere malının zekatını vererek kul hakkını gözeterek fakirinde duasını alarak Ahirette hesap var düşüncesiyle şekillendirdiğiniz sürece ibadet on kısımdır dokuzu helal kazanmaktır.H.Şerif Doğru tüccar şehidlerle,evliyalarla,peygamberlerle(asm) haşredilecek H.Şerifine uyan bahtiyar kullar müjdeler olsun size sizki Dünyevileşmeden Dünya muhabbeti bütün hataların başıdır hadisini ihlal etmeden ibadeti ihmal etmeden Her ümmetin bir fitnesi var benim ümmetimin fitneside maldır H.Şerifini göz ardı etmeden ALLAH(cc)ı Resulünü(asm) kurani manayı unutup gönlünü kalbini ,Aklını şuurunu para mal şöhret Dünya muhabbeti ile doldurmadan parayı cebinde ALLAH(cc) kalbinde Aklında şuurunda yaşatarak doğruluğundan şaşmadan helaliyle yetinerek en azından farz olan ibadetleri yaparak yoluna devam ediyorsan manevineyatını sağlıklı yapıp kendini ALLAH(cc)ve Resulüne teslim edebiliyorsan günahlarına tevbeyi nefsinin muhasebesini ihmal etmiyor her hayırlı işine bismillahirrahmanirrahim ile başlıyorsan melun şeytan senden uzaktır işindede bereket eksik olmayacaktır ne mutlu sana müjdeler olsun inşallah her iki cihandada selamettesin .
İnsanın kişiliğinin oluşması taki nikah masasında başlar imam nikahını ihmal etmeden ibadetlerini ihmal etmeden helal dairede namuslu bir yaşama talip olup vicdanlı güzel Ahlaklı dosdoğru kuran ve sünnetin hakikatleriyle iç içe olmanın gayretinde olan her insan insanlığın hayırlısı ve pozitif karakterli insandır bu gibi hayırlılar inşallah hakiki mümin kullardandır bu Dünyasınıda Ahiretinide inşallah selamete çıkaracak kadar pozitif birikim sahibidir,helal namuslu vicdanlı güzel Ahlaklı merhametli fedakar dosdoğru bir insanlık ancak bu çerçevede yetişir.
Yeni bir tecavüzcü şeyh gündemde kız çocuğunu kadın hocaların eğitimine vereceksin şarlatan kanı bozuk şeyhlerin değil şeyh dediğin en iyiside olsa illa kadın hocalar tercih edilmeli
zorla köpek ava gitmez küfründe,zülmünde,şirkinde gaflette dalalette ısrar edenlere ne sunarsan sun ha duvara anlatmışsın ha onlara öylelere Rahmet okuma ,müsait olduklarında kuran sünnet gerçeğiyle tanıştır akıllarına kapı aç ALLAH(cc) zülmetmez zülmedenlerlede alakası yoktur beni ben olmaktan çıkaran ve hayat boyu yaptığım ibadet ve hayırları çalan ve benimde alakadar olduğum masum mazlumun güzelliklerin felaketini hazırlıyan dinci dinsiz her pisliğe ebedi lanet hayatımızı Adaletten nasibi olmayanlar zehirledi durdu böyleleri birde evliya geçiniyorlar .sait nursi eserinde zamanı ve kendi ruh iklimini tefsir etmiştir kuran tefsiri olamaz risalei nurları nice ayeti iptal eden ölçülerle dolu .
ALLAH(cc) ve Resulünde(asm) bir eksiklik bir yanlış görüyorsan bilki senin nefsindendir mükemmel olan ALLAH(cc)ve Resulü(asm)dür biz değiliz ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) adaleti kurani mana bütün Dünyayı sarsın inşallah zalimlere kafirlere şeytan karakterlere nefes aldırmasın masum mazlum güzellikler Rahmetiyle selamete çıksın inşallah.
Senin artılarına baktığımızda ender yetişen bir şahsiyetsin Tayyip başkan şu rezil İstanbul sözleşmesinide artık rafa kaldırda her türlü harama karşıda mücadeleni verde ortalık bir temizlensin.israilin güdümünde yapıp yaptırdığın her şeyde seni kara listeye almaya yetiyor.Hes ler GDO lu tohumlar Yahudi sazanı ve nice verimli toprakların gelir kayanağı fabrika ve limanların su kaynaklarının yahudiye satılması ihanetini bal diye eline yüzüne bulaştırdığın günlerin ürünü.
Dinde Tıbbın ayıbı yoktur erkek doktor kadına kadın doktor erkeğe bakabilir.
Nurculuk mehdi –deccal endeksli bir dindir güzel Ahlak kurallarını Adalet kurallarını çiğnemiş bir dindir ruh iklimi her zaman fitnedir zahiriyse hikaye islamı ve doğru müslümanı piçleştiren ve cihad ruhunu öldüren bir dindir,iman hizmeti bir derce ayıbını kapatabilir lakin ne iman ne İslam nurculuk demek değildir.
*Alim ile dost ol!*İlim bilir, İrfan bilir, Söz bilir, İstifade edersin*
*Saygılı ile arkadaş ol!*Usul bilir, Adap bilir, İkram bilir, Sınır bilir,Üzülmezsin*
*Gözütok ile dost ol!*Kural bilir, Doymak bilir,Ferahlarsın*
*Görgülü ile ahbab ol!*Yol bilir, Yordam bilir, Kural bilir,Rahatlarsın*
*Alçakgönüllü ile yaren ol!*Hal bilir, Ahval bilir, Gönül bilir, Mutlu olursun.
*Akıllı ile arkadaş ol!*Az konuşur, Hak konuşur, Mert konuşur,Rahatlarsın
*Mert ile dost ol!*Mertlik bilir, Vefa bilir, Dost bilir,Yüreklenirsin.
Ahlaklı ile yola çık!İhanet etmez,Yolda satmaz,Arkadan vurmaz,Huzur bulursun.
44
Ahmet tenha adında bir kardeşimiz Tayyip Erdoğanın imamhatiplilere yaptığı konuşmasından ilham alarak demiş keşke konuştuğun gibi olsan varya bu ülkenin önünde kimse duramaz fakat millete veriyorsun gazı sen ve sülalen almış eline sazı bende ekliyorum milleti uyutuyor hala her türlü haram kanunlarla korunuyor hala İstanbul sözleşmesi zehirini kusuyor hala sosyal Adalet uçurum Ahlaksızlık desen her kesimde var gelir getiren her şey satıldı hemde çoğu yahudiye ve sen hala doğru adamı oynuyorsun müthiş edebiyatınla birazda edebinle özündede sözündeki incileri samimi hayata geçirsen işte o zaman adam gibi adam olacaksın.
Namaz şifadır hastalıkta sağlıkta,iyi günde kötü günde,varlıkta yoklukta gençlikte yaşlılıkta sen bizi namazsız bırakma ALLAH(cc)ım dosdoğru kul eyle bizleri. Ben bir işçi emeklisiyim ancak aç değilim açıkta değilim şartlarımız iyi ALLAH(cc) bu günleri aratmasın inşallah sonsuz Elhamdülillah.Saf insanları şuurlu zalimlerin günah keçisi yaptılar.Yapılan onca Adaletsiz tutumlara ikaz olarak ALLAH(cc) coronayı gönderdi ancak hala ders almadılar hala her türlü haram kanunlarla korunuyor ,İstanbul sözleşmesi hala çirkefçe zehirini kusuyor her rezillikte çoklarının karakteri .Seni zehirlemek isteyenler kapında nöbet tutarken sen bir saniye bile boş işlerle zaman kaybedemez hele haramın zerresine bulaşamazsın ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) düşmanlarından uzak durmadan ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) yakın olmak mümkün değildir.Ey nurcu tarikatçı ,Süleymancı ışıkçı hatta laik dindarlar ALLAH(cc)için ne yaptınız mirasyedilikten başka , bir şehidin bir gazinin ameli sizde yokken birde çıkmış yüz şehid sevabı kazananlar olduğunuzu iddia ediyorsunuz .Ne olursan ol önce nefsinin öğretmeni sonrada vicdanının öğrencisi ol.içi dışından iyi olana veli içi dışı bir olana alim dışı içinden iyi olanada cahil demişler.
Ey yanlış kontaklarla Dünyasınıda Ahiretinide Dininide mahküm eden belki şirkin içinde yüzerken haramlara saplanmışken küfür ve zülüm ikliminde eksik değilken kendini en doğru Müslüman zanneden gafiller siz ALLAH(cc)ın murad ettiği manayı kuran ve sünnetteki islamı yaşamadıkça şahsınızda ALLAH(cc) ve Resulü(asm)de kurani manada mahkümdür Adaletli olmak isteyen hevasını kendine din yapmıyacak dini kendine uydurmaya çalışmayacak belki kuran ve sünnetin hakikatleriyle yaşıyacakki küfür zülüm şirk ve haramlar şeytanlar tağutlar bertaraf olsun.Ey gafil kullar ruhen islama ecnebi olmuşken haramlarla iç içe farz ibadetleri bile yapmadan kafir gibi bir hayat sürerken müslümanız diye kendinizi kandırmayın kuran ve sünneti rehber kılarak iman tazeleyin şeytana tağuta münafıklığa kafirliğe sed çekerek farzları yapıp haramları terk ederek nefsinizi satın alın cenabu Haktan yoksa Müslüman olduğunu iddia eden ancak kafirlerin ruh ikizi gafillersiniz .
Nurculuk kontrölsüz bir güçtür ömür boyu haram yemiş din müfriti bir şarlatanın islamı ve doğru Müslümanları katletme projesidir,zahirinde sorarsan iman aşılıyor batını ise külli cinayetlerle dolu kafir ve zalimlerin paratoneri doğru müslümanın kurani mananın ve nice güzelim bacının katilidir.Çıktı çıkalı iman ile küfrün nikahını kıymaktan başka bir şeyde yaptığı yok iman hizmeti işin hikayesi.
Madem canın tatlı haddini aşmıyacaksın din müfritliğini din hırsızlığını evliyalık diye satmayacak Alemi ben kurtarıyorum diye havalara girmeyecek ALLAH(cc)lık makamına oturup şeytanlık yapmıyacaksın senin gibi kendini bilmezleri tenkid ettiğim içinde beni günah keçisi yapmıyacaksın haddini bileceksin madem canın tatlı kimse kusura bakmasın piyasa tarih boyu ne çektiyse bu tip din şarlatanlarından çekti ey Müslüman rehberin kuran ve sünnet olacak falancaya filancaya tav olmakla Ahiretini kurtaramazsın esas ALLAH(cc)ın rızası o da kuran ve sünneti rehber edinmek hayat tarzı yapmakladır din şarlatanları ancak şirkin dinindendirki iklimlerinde küfür zülüm şirk her türlü haram her zaman barınır uyan ey Müslüman
Sokak çocuğu ve sokak köpeği diye bir kavram yoktur milletin yok olmuş vicdanı vardır.Kendine kulluğu çare diye satan beton kemaller kula kulluğu önlemişmiş külahıma anlatın milyonları cehenneme taşıyorlar Müslüman çağın gözü ile islama bakmaz islamın kuran ve sünnetin ölçüleriyle çağa bakar kuran ve sünnetteki Adaletli ölçülerle amel eder Doğru Müslüman mümin kul ALLAH(cc)ın Adaletinden niçin korkacakmış onun için ölçü yanlış işler yaparak sevdiğini kaybetmekten korkmalı ölçüsüdür.ALLAH(cc)ın Adaletinden korkmakta her melanete zülme küfre şirke haramlara bulaşan her pislikten korkup ALLAH(cc)a sığınmakta elzemdir bugünün Dünyasında ancak gerçek ALLAH(cc) korkusu başka korkuyu barındırmaz Ahirzamanın dehşetli şahsı kendisidir sait nursi birde yetiştirdiği beton kemal zalimidir .Ben niçin tasarruf edecekmişim bir günahımı milyon yazan bir din anlayışının mensubu değilim ben madem yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır ve madem o yüce yaratıcı mülkünde dilediği gibi tasarruf eder bizim ne haddimize dilediğini yapsın cenabü Hak.ALLAH(cc) doğru adamın yanında yer alır yanlış adama kıymet vermez.
‘’ Be insafsızlar ! Atatürk size ne yaptı da ona bu kadar düşmansınız ?
Sırf şapka takmadı diye dedelerinizi mi astırdı ?
Fâtih'in emâneti ve fethin sembolü olan Ayasofya Câmisine zincir mi vurdu ?
1000 yıllık alfabenizi yasaklayarak târihinizi, kültür ve medeniyetinizi yansıtan kütüphanelerinizi kağıt ambarına mı çevirdi ?
Geçmişinizle aranıza duvar mı ördü ?
Ezanı mı yasakladı ?
Haccı mı yasakladı ?
Kur'an'ı mı yasakladı ?
Câmileri ahır, meyhane ve hatta kerhâne mi yaptı ?
İmam-ı Azam, Şeyh Edebâli, İmam Gazâli, Yunus Emre, İmam Buhâri ve İbn'ül Arâbi, gibi yüzlerce Âlim ve Evliyâ'yı yetiştiren Medrese ve Tekkeleri kapatarak FETÖ gibi şebekelere ve Paralel Din Mealizm'e zemin mi hazırladı ?
Osmanlı Devlet armalarını ve Tuğralarını mı her yerden söküp kazıttı ?
Musul, Kerkük, Hatay ve Batı Trakya'yı mı verdi düşmana ?
Halîfelere hakaret mi etti ?
Seçimleri hep kaybettiği için, seçimlere baskı yoluyla hîle katarak mı başa geldi ?
Müslüman bir ülkede Cuma tâtilini kaldırıp, Hristiyan ve Yahudiler için Cumartesi Pazarı mı tatil ettirdi ?
Hicrî takvimi kaldırıp hristiyanlara âit milâdi takvimi mi dayattı ?
Veresiye defterini gramla satan Şaban gibi, Devlet arşivlerini kilo hesâbıyla Bulgarlara mı sattı ?
Peygambere hakaret mi etti ?
İkra âyetine "safsata" mı dedi ?
(Hâşa)
Kur'an âyetlerine "Arapoğlu'nun yâveleri" mi dedi ?
(Hâşa)
Şehitlik mertebesiyle ve Şehâdeti arzulayan savaş kahramânı askerlerle alay mı etti ?
Ayyıldızlı Türk Bayrağını değiştirmeye mi teşebbüs etti ?
Kaynağı bilinmeyen bir para ile savaş zamanında bir anda kârun kadar zengin mi oldu ?
Şeriatı kaldırıp laik demokrasiyi getirerek tecavüzcülere, katillere ve hırsızlara cesaret mi verdi ?
Hilâfeti kaldırarak Müslümanları başsız bırakıp Birliğini mi bozdu ?
Parçalayıp haçlılara mı ezdirdi ?
Filistin cephesinde Vatana ihânet mi etti ?
İngilizlere vâli olmak için talepte mi bulundu ?
Atatürk ne yaptı size, nedir bu nefretiniz ? “Evet bütün bunları yapan sefih ve sarhoş havalarda inkilapları ve sorumsuz Devlet idaresiyle yüz yıl bu milleti Deccalizmin gırdabında boğduran bencil yaratık putları dikili zalimlikten nasibini almış Ataputunuzla övünebilirsiniz milyonları cehenneme taşıyarak.
Ben izzetimle şerefimle müslümanım izzetsiz şerefsizler şirkin küfrün zülmün haramların insi cinni şeytanların paratonerleri bana şekil veremez,benimle aynı kareyi paylaşamaz kimki öylelerin günahını bana çektiriyor onunda Müslümanlıkla alakası yoktur ancak şeytanların uşağıdır cehenneme kadar yolu var.
HZ.OSMAN'IN (R.A) AĞLATAN ŞEHADETİ...
Kuran okuyordu. Bir ara susuzluğun verdiği, yorgunluğun verdiği tesirle uzaklara daldı Kuran okurken... Diz üstü oturmuş Kuran okurken, başı öne eğildi uykuya dalmıştı birden bire... Uykudayken rüyasında önünde bir koridor o koridorlar açılıyordu. Onu tutanlar götürüyorlardı, buradan buradan diyorlardı... Sonra o koridorlardan geçti, orada bir ışık kümesi gördü orada birileri oturuyordu yaklaşınca birden ne görsün... Allah'ın Resulü oradaydı. Bir yanında Hz. Ebu Bekir öteki yanında Hz. Ömer vardı. Allah'ın Resulüyle karşı karşıya kalmıştı, Allah Resulü bakıyor gülümsüyordu:
- Osman geldin mi?
- Geldim ya Resulallah..
- Seni susuz mu bıraktılar?
- Beni susuz bıraktılar Ya Resulallah..
- Seni hapis mi ettiler?
- Beni hapis ettiler..
- Seni mescide indirmiyorlar mı?
- Beni mescide indirmiyorlar..
- Sen aç mı kaldın?
- Ben aç kaldım Ya Resulallah..
- Ya Osman dilersen iftarı bizim yanımızda yapabilirsin istersen yardımına gelip seni kurtarsınlar..
- Sizinle birlikte iftar etmek isterim ya Resulallah..
- Hadi Osman acele et gel bu akşam seni bekliyoruz, beraber iftar yapacağız..
Birden sıçradı, uyanmıştı. Cuma günü akşam üstüydü...
Hanımı geldi:
Ne oldu Osman? dedi.
Demin Resulallahı gördüm, beni çağırıyordu. Ben gitmek üzereyim demek ki..
Birden entarisini çıkardı, bana şalvar getirin dedi. Hayatı boyunca şalvar giymemişti... O an şalvar giydi, sadece o an.. Ve o kadar edepliydi ki biraz sonra şehit edileceğinden edep yeri açılmasın diye şalvar giyecekti. Biliyordu ki o zalimler onu yerde sürükleyeceklerdi.
Kapı zorlanıyordu, ve hanımına dedi ki terk edin burayı beni yalnız bırakın, beni Kuranla baş başa bırakın..
Kuran önündeydi başını önüne eğmişti, sadece Kuran'a bakıyordu kapıyı kıranlara bakmıyordu bile.. Sonra birisi içeri girdi, sakalından tuttu onu ve o an başını kaldırdı baktı birde ne görsün sevdiği bir insanın oğluydu, sevdiği bir dostunun oğluydu ve şunu dedi:
"Baban görseydi bunu sana ne diyecekti"
O an gözlerinden yaşlar geldi, ağlıyordu halife. Delikanlı bırakıp kaçtı. Sonra üst üste başına gelen demir darbeleri meleklerin haya ettiği o büyük insanın başını yarmıştı. Mübarek kanı Kuranı Kerimin üzerine "Onlara karşı sana Allah yeter" ayetinin üzerine damlıyordu..
Ve Hazreti Osman (r.a) Şehit Edilmişti...
12 Eylül 1980 darbesi neticesi hem ülkücüler hemde solcular hemde şeriatçılar cezalandırıldı Atatürkçülük adı altında halbuki Atatürün karizmasında bu üç gurubunda özelliği eksik değil demekki yanlış örnek olmuşlar gençlik ne yapsın Bir hegemonya savaşı var ALLAH(cc)için bir şey yok ne zaman her türlü harama karşı mücadelesini veren biri olursun ,ne zaman külli cinayetlerle dolu İstanbul sözleşmesini yırtıp atarsın o zaman ALLAH(cc) için mücadele verdiğine inandırırsın Sahabinin(ra) ve Peygamberlerin(asm) hayatında olmayan halleri belki cinlerin hayatını evliyalık diye satmak düpedüz cinayettir Adalet ve Ahlak kurallarını çiğnemektir.Bu milletin en az %de 40 ı vatan hainleriyle zalimlerle din düşmanlarıyle aynı karede aynı senaryoda yer alıyor bu milletin kudsi değerlerine sahip çıkanlar dikkatli olsunlar .Tayyibin şahsıyle bir zorum yok yanlış işleriyledir zorum.Kafir ve zalimlere Rahmet okuyanları kayırıp beni,ailemi, nice güzellikleri ehli imanı ehli namusu masum mazlumu yakan din şarlatanları insi cinni şeytanlar kahrolun inşallah hakkımı helal etmiyorum size sahte evliyalar .
Ağzım ile kuş tutsam ifsad eden ediyor Nurculuk ve kemalizim her saniye kul hakkı yiyen misyonlardır insi cinni şeytanların paratonerliğini yapıyorlar nice masum mazlumu nice güzellikleri yakarak.
İnsanları ayakta tutan iskelet ve kas sistemleri değil prensipleri ve inançlarıdır.Albert Einstein.
Diyelimki ölümü öldürdük bu Dünya sonsuza kadar yaşıyacak bir yermi uyan ey insanlık Ebedi cehennemden kurtulmak için çalış Peygamberler(asm)ki insanlığın yegane kurtuluşunun kılavuzları Ebedi saadeti cenneti vaad eden kuran ve sünnetin hakikatlerine yapışki hayat tarzı yapki sonun selamet olsun.
ALLAH(cc)ım ümmeti Muhammedi(asm)ıslah et kimin ne derece nasibi varsa ıslah et sudan sebeplerle nice güzellikler yanıyor şeytan ne demişse onu kanun yapmanın gayretinde din şarlatanları vicdansız ruhlar fırsat verme bir güzellik helak olmasın.
Sabah ,akşam11 kureyş süresi okunan beldeye musibet gelmezmiş.insi ve cinni şeytanları kimler kayırıyor masum mazlumu güzellikleri yakıyor lanet zerratına.
ALLAH(cc) yeryüzünün nimetlerine mümin kullarını varis kıldı.A.Kerime münafıklardan kafirlerden şeytanlardan her güzelliği kurtarsın inşallah.
ALLAH(cc)ın ve insanlığın düşmanı gerçek zalimler zaten cehennemlik onlara acınmaz ama sırf gafletinden kuran ve sünnetin hakikatlerine kulak tıkayan nice güzelim insan varki onların cehenneme düşmesine acımaktan başka bir şeyle bakılmaz uyan ey güzel istidatları olan insan en azından farzları yapan haramları terk eden doğru Müslümanlardan biride sen ol cehennem çok kötü bir durak kendinede alakadar olduğun masum mazlumada yazık ediyorsun ebedi saadet buradaki gayretine bağlı. .iman edip hayırlı amel işleyenlere altlarından ırmaklar akan cennetler vardır.A.Kerime.Ben Dünya cehenneminde yaşıyorken cennetlik mesajlar vermiş bir mümin kulum inşallah.iyilerin güzelliklerin masum mazlumun ehli imanın ehli namusun benim ailemin felaketine çalışan ne kadar din hırsızı din şarlatanı münafık kafir şeytan hasedçi iftiracı yalancı şirk küfür zülüm ehli haramzade sihirbaz büyücü fitne varsa ALLAH(cc) Kahhar eliyle kahretsin inşallah.ALLAH(cc)ım hayatımın artılarına bakınca banada iyi muamele yapacaksın inşallah diye umutlanıyorum insi cinni şeytanlardan tağut ilahlardan arındır inşallah bugünün Dünyasında ALLAH(cc)lık taslayan insi cinni kafir ruhlar var her birinin canı cehenneme Dinimize imanımıza gelen musibetleri haşa ALLAH(cc)mı tezgahlıyor şirkin ilahlarına ebedi lanetler .Ehli Beyti ehli sünnet alimleri sevenlere Dünya ve Ahirette büyük mükafatlar var kişi sevdiğiyle haşredilecek H.Şerif
ALLAH(cc)ım senin hükmüne zerre kadar muhalefetten sana sığınırım ben alemin doğru adamımıyım yanlış adamımı eserime bakarsanız görürsünüz.Hayatımızın şekillenmesinde muradı ilahi neyi takdir ediyorsa o olsun bugün hayatı taşıyabiliyoruz elhamdülillah taşıyamıyacağımız bir hayatın mahkümü olmaktan ALLAH(cc) korusun inşallah her fitneden her türlü haramdan kurtarsın inşallah güzelim yavruları güzelim bacıları şeytanların şerrinden ALLAH(cc) kurtarsın inşallah o melun şeytanlar onlarla çok uğraşıyor lanet zerratına insi cinni şeytanların.Beyin özürlü bir akrabam vardı ermeni bir mühendisin akıl vermesiyle iş sahibi oldum ekmek yedim derdi her fırsatta o ermeni mühendisi göklere çıkarıyordu ancak ömür boyu mutluluklar tattıran Rabbül Alemin ALLAH(cc)a karşı nankördü. Çok içki içen insan tanıyorumki hanımları dininde diyanetinde birer pırlanta dilerimki o hanımlarına layık olacak hale gelsinler içki sarhoşluk veren şeyler bütün kötülüklerin anasıdır.H.Şerif. o cennete çaba gösteren pak hanımlarınızıda yakmayın ALLAH(cc)ın affetmeyeceği suç yoktur gelin tövbe edin cehennemden kurtulmak için çabanız olsun.
Siyasal İslam ALLAH(cc)ın razı olduğu doğruluk Adalet Ahlak vicdani olmak haramlardan uzak olmak şirke küfre zülme sed çekerek mücadele ederek huzurlu bir hava ile icra edildiğinde kabülümüzdür hiçbir itirazımız yoktur .Şerefli olan bana ve yazdıklarıma itirazı olmaz düşman olmaz şeytanların yanında yer almaz. Bütün yanlışlarımı yak indi ilahide doğru olanı tecelli ettir ya Rabbi. Rızana muhalefet ettirme .Mutlak doğru ALLAH(cc)ın Resulüllah(asm)ın kurani mananın hukukunu çiğnemiyeceksin. Cömertlik bile aptallık seviyesinde olmayacak saçıp savurmayacaksın eskilerin bir sözü var eve lazım olan camiye haramdır derlerdi. Hiçbir işin kendini helak edecek seviyede olmayacak ancak kendin tok olduğunda komşunuda düşüneceksin.Nurculuk bataklık kemalizim firavunluktur deccallıktır,uğruna iyileri güzellikleri yakanda şeytandır. ALLAH(cc)ım benim dar kafamla değil senin sonsuzluğa hükmeden külli iradenle bizi sen şekillendir insi cinni şeytanlara din şarlatanlarına bırakma.Külli irade sensin ALLAH(cc)ım affet haddi aşıyorsak.Bedava kahramanlık tastlamayın Türkiye ALLAH(cc)ın dinine hizmet eden bir ülke değil,her türlü haram hala kanunlarla korunuyor İstanbul sözleşmesi külli cinayetiyle sırıtıyor tahribatına devam ediyor her melanet işleniyor.Cihaddan dem vuruyorsunuz Türkiyeyi yönetenler hep kahraman olsanız ne yazar. Deccalizmin nöbetini tutuyorlar.Bedava cennet yok şuurluca çalışmadıkça Masum mazlumun güzelliklerin yarasına merhem sür her güzel halini dua olarak kabul eyle ya Rabbi.Ne tımarhaneye ne hapishaneye düşürme ya Rabbi çektiğim yeter o hayatı taşıyamıyorum bize acı acımıyanları başımıza musallat etme hayırda Muaffak kıl . Evinde tencere kaynamıyan belki evi olmayan nice insanlar var diğer taraftan çöplükleri ekmekle yemekle dolduran nice vicdansızlar var obezler var Dünya çok kötü yönetiliyor helalinden rızkının peşinde koşanlara namusuyla yaşıyanlara ALLAH(cc)hidayetide nasip etsin inşallah.
Ey nefsim günü kurtarmanın peşindesin ama sen kainatla alakadar olduğunu unutuyorsun her işin islama uygun olmadıkça gününü hayır ve ibadetle doldurmadıkça senin nefsini satın alman beklide hayal olacak azap çekeceksin.
ALLAH(cc)ım günahtan,cehennem azabından kabir azabından zenginliğinde fakirliğinde fitnesinden sana sığınırım.ALLAH(cc)ım çekilmez belalardan isyana düşmekten,görünmez kazadan ve düşmanları sevindirecek musibetten sana sığınırım ALLAH(cc)ım verdiğin nimetlerin son bulmasından verdiğin sağlık ve afiyetin gitmesinden azabının ansızın gelmesinden her türlü gazabından sana sığınırım.
Hayati İnanç ne hoş biri onu hoş yapan islamdan gelen ilmi ve ihsanatı ilahi olan kişiliğidir ve onunda üstündeki nimetlerin farkında olmasıdır. ALLAH(cc)ım arındır sen bizi şirkten tağuttan şeytanlardan ,emmare nefisten küfürden zülümden haramın her türlüsünden her fitneden,hakiki mümin duruşu gösteren Müslümanlardan eyle rızana erdir cehenneme düşmekten kurtulmak için ne gerekiyorsa onu nasip et ben karını zararını gören bir mümin kul olarak cin milleti ve tağut dostlarına hakkımı helal etmiyorum istedikleri kadar doğru işlerimi engellesinler ibadet ve hayırlarımı ifsad etsinler inşallah her türlü fitneden her haramdan nasibini almış o zalimler cehennemi boylar bizde günah keçisi olmaktan kurtuluruz bizide ne kadar zehirlemişlerse beter olsunlar ALLAH(cc)ile arama çok pislikler soktunuz lanetullah üzerinize olsun inşallah nice sahte evliya yetiştirdiniz her biri insi cinni şeytanların paratoneri masum mazlumun güzelliklerin ise Dünya ve Ahiretini mahvedenler kahrolun inşallah cinni kafirler ve tağut dostları nesil piçleşti insanlar cin oldular .Kurani manada bir tasarrufun kurbanı olayım ama bugünün Dünyasında yok öyle bir şey şirkin dinlerinin hakimiyeti var .Küfre rıza küfürdür Tayyip efendi İstanbul sözleşmesi madem siyonizmin emperyalizmin kapitalizmin dayatması daha ne kadar bu millete bu ümmete o külli cinayetler içeren kanunları şırınga edeceksiniz şu Halil Dudak denen fakirin gösterdiği gayretin binde birini Müslüman olduğunu iddia eden herkes gösterse ortalık güllük gülistanlık olacak inşallah.Günümüzde evliya geçinenlerin insi ve cinni şeytanlarda kardeşi.ALLAH(cc) bize acımış ve hayatta doğru şeylerde yaptırmışki inşallah her fitneden her türlü haramdan insi cinni şeytanların şerrinden nefsindeki kötülükten ruhundaki mahrumiyetten arındırıp cehennemden kurtarsın cennete layık kılsın.Emeğin ibadetin hayrın sağlığın imanın temiz ilişkilerin sağlıklı muhabbetlerin yanınca derin hayal kırıklılıkları yaşıyorsun Dünya çok kirli kaderimiz nice zalimin ameliyle şekilleniyor
ALLAH(cc)ın bana ihsan ettiği nimetleri hasedle yalanla iftirayla yakanlar yetmemiş kendi pisliğini bana layık görenler hiç birinize hakkımı helal etmiyorum bütün pröblemlerimden günahlarımdan başıma musallat her pislikten ALLAH(cc)a sığınırım.Maddi manevi hastayız sıkıntıya gelemiyoruz hayatımızdaki olumsuzluklar fitneler insi cinni şeytanlar her güzelim kulundan uzak olsun beni kul hakkıyle yaşatma huzuruna temizlenipte gelmeyi nasip et .
Serin sularda cennettede yüzeceğiz mümin muamelesi göreceğiz inşallah. Masum mazlumun güzelliklerin felaketine çalışan içine korku salan her pisliğin canı cehenneme çare ALLAH(cc) kuran ve sünnet iyilerin dostluğu sırf çıplak karılara baktım diye en gavurunun çekmediğini bana çektirdiler zaman kirli.
Çoğaltın selam vermeyi ,dua etmeyi,gülümsemeyi, şükretmeyi,az yemeği,az ile yetinmeyi, kendinize ayırdığınız vakiti,ilminizi ,ALLAH(cc)a olan sevginizi.
Ruhen sağlıklı değilsin ,beynin çok yorgun çokta sabırsızsın onun için işlerin yol almıyor küçük çocuklar gibi kumdan kaleler yapıp yine sen yıkıyorsun.Çıkmazlar ülkesiyim kendim ettim kendim buldum gül gibi sarardım soldum türküsünü söylüyorum yalnızlıkta bereket yoktur yalnız adamı şeytan daha çok avlar ebedi hayatımızı tehdit eden çok şey var hayatımızda nasibin olmayınca ağzındaki lokmayı bile kaparlar haysiyet namus şeref iman güzel Ahlak vicdanlı olmak para ile satın alınmaz kimsenin etlisine sütlüsüne karışmazdık huzur dolu bir hayatımız vardı artık o hayat öldü demekki bu Dünya müminin zindanıymış biz huzurlu iken hased eden iftira atan yalan söyleyen zülmeden ve kendi pisliğini bize layık gören çok olmuş bu zamanda evliya gibi yaşamak mümkün değilmiş.Alzheimer hastası yaptıkları fedakar merhamet abidesi anama zalim .Her karşılaştığı insanı kendi gibi bilip dua eden ölmüş babama pislik damgası vurmuş maneviyatın zalimleri ey gerçek zalimler bizimle zorunuz ne neden bizimle vicdansızcasına uğraşıyorsunuz hedef bütün Aile ,ey çirkef çıkarları uğruna nice saf insanı yakanlar gerçek zalimler sizin günah keçiniz olmaktan ALLAH(cc) kurtarsın.Dünyada bir mazlum kitle var sadece sömürülen ve zülüm altında yaşatılan bugün onların hakkını kim savunuyorsa ALLAH(cc) razı olsun diyorum yar ve yardımcıları olsun inşallah.Bir insan hem mümin olduğunu iddia ediyor hemde nefsani yaşıyorsa rızkı kesilir,ancak büsbütün Dünya ehli olmuş Ahireti unutmuş biriyse belki bu Dünyada rahat ettirir ancak Ahireti mahkümdür belki azaptanda kurtulamaz nefsani yaşıyorsa bir Müslüman ne kadar ibadet ehlide olsa kamil bir mümin kul olamaz kuran ve sünnetin gerçekleriyle yaşamadıkça Alemi islamda ve Dünyada Adalet ve huzur arama .Dünyanın Arşını delecek seviyede anormal bir kalkışın mimarı Muhammet Raşitler ,Abdülkadir geylaniler sait nursiler sait Nuriler fetolar şarlatan din simsarları ,insi cinni şeytanlar ben ve ailem kurban seçildi o gündür bu gündür gülmedik 30 yıldan fazla oldu kimse bunlarında bir özel hayatı olmalı karışmayalım demedi onun için ALLAH(cc)ile aranda kimseyi vasıta yapmıyacaksın .Dünya acımasız sende acımasız olursan hayat çekilmez.kimsenin eksik amellerine yanlış işlerine İslam demeyin İslam sadece kuran ve sünnete uygun olandır sadece ALLAH(cc)ın razı olduğu güzel Ahlak kurallarına ilahi hukuka kuran ve sünnetin hukukuna uygun işlerdir.
Fakir fukarayı eşini dostunu ihtiyaç sahiplerini zekatından ziyade gör imkanın ölçüsündeki kalbin yumuşasın infak ile imanın ziyadeleşsin Dünya müslümanı olmaktan ziyade Ahiret müslümanı ol sahabinin (ra)büyüklerine peygamberlere(asm) kardeş ol inşallah.
Hürriyet,Adalet,refah,sağlık güvencesi sosyal güvenlik,kanun önünde eşitlik Adil çalışma fırsatı,çocuklarınızın geleceği yorum düşünce hürriyeti güzel Ahlak hepsi islamın malı ama Müslüman olduğunu iddia eden ülkelerden ziyade bu özellikler kafir diye vasfedilen ülkelerde var her olumsuzluk ise müslüman ülkelerde çünkü kuran ve sünnete sırtını dönmüşler birde Müslüman geçiniyorlar bir alimimizin dediği gibi Müslümanlık batıda batıya gittim islamı gördüm ama içinde Müslüman yoktu doğuya gittim Müslümanları gördüm içinde İslam yoktu evet kafir dediğin bunun için efendi
Ey evliya geçinen din şarlatanları siz yangın ortalığı kül ettikten sonramı itfaiyeyi gönderiyorsunuz,imanımız ruhumuz canımız yanmış gölge etmeyin başka ihsan istemem.Cümle masum mazlumu cümle güzellikleri ALLAH(cc) ıslah etsin şuurlandırsın başlarındaki her musibetin menşei hayatlarına ortak olmuş insi cinni şeytanlardır .Hayatını mahvedenleden şikayetçisin ama onların hesabı mahkemei kübrada bir insan sadece hür iradesi ile yaptıklarından mesuldür gerisi Adaletsizlik ve zülümdür .Başı öne eğmeyen tek şey dürüstlüktür.ALLAH(cc)ın hakiki kulları gerçek ALLAH(cc) askerleri hakiki müminlerdir sadece bu ümmetin içinde bencilliği uğruna masum mazlumu güzellikleri yakan çok kimki ppk lısını yahudisini ermenisini hak sahibi görüyor onlarada lanet olsun ey nefis seninle barışık olmak en büyük ahmaklıktırALLAH(cc) razı olsun ehli iman ehli namus kullarından zerre kadar günahıma bulaşmasınlar insi cinni şeytanların şarlatan din simsarlarının şerrinden ALLAH(cc) kurtarsın inşallah. Biraz kaderin,birazda cahilliğin tecrübesizliğin kurbanıyım insi cinni şeytanların din şarlatanlarının mahkümü olmuşsam onlar kirlemiş nefsimide ruhumuda dinin malı olmayanı din diye satanların kazığını yemişiz
Bildiğim bilmediğim her güzelliği masum mazlumu ehli imanı ehli namusu fitnelere şeytanlara terk etme ya Rabbi,en güzel şekilde onlarada banada ailemede sahip çık.
Yarın ne giyeceğiz diye düşünürken hiç aklınıza kefen geliyormu ölüm hakikattır
Deprem olunca kirayı virüs olunca gıdayı Ramazan olunca pazarı 3 katına çıkaran bir toplum ne islamidir nede insanidir Ahireti hesabı imtihanı unutmuş nefisperestlerdir
ALLAH(cc) kimseye torpil yapmaz kimseninde hakkını zayi etmez müsterih ol.
Sevabımı sağdaki kiramen katibi günahımı soldaki kiramen katibi yazar gerisi ancak zülmeder şeytanların emriyle din hırsızlarıyle bozuk felsefelerle şekillendirir durur.
Türkiye cumhuriyetin ilanından bu yana laiklikle her türlü haramın kanunlarla korunduğu ve bu son zamanda İstanbul sözleşmesiyle haramların tavan yaptığı eğitim sistemi nice kafir kafalı üreten Hukukullahın çiğnendiği Her saniye kul hakkının yendiği medyası küfre çalışan TV siyle internetiyle ve piyasadaki haram müesseseleriyle hergün cehenneme insanımızı dolduran meclisinde vatan hainlerini besleyen ancak cephede fakirin çocuklarını katleden Din ise süslü bir kılıfı olmuş kuran ve sünnetteki cihad ruhunu öldürmüş güzel Ahlakı öldürmüş ilahi Hukuku mahküm etmiş Dinini ALLAH(cc)a has kılmak yerine düzenin yağcılarının emrine vermiş putperest Dünyayı cennet bellemiş parababalarına çalışan ve fakirin Dünyasınıda Ahiretinide mahveden yezid Müslümanlığını benimsemiş şirkin küfrün zülmün insi cinni şeytanların beslendiği kafir bir Devlettir.Bugün askerde,poliste yargıda emrinde kurani bir Anayasayı meclisten geçirecek potansiyelinde var eğer Müslümanlığında samimi isen görelim seni Tayyip efendi milleti cehennem yolculuğundan kurtar.
Nurculuk 100 yıldır Deccalizmin paratonerliğini yapıyor sadece masonlara rey verdiler şimdi ise chp li nurcuda var pkk lı nurcuda var o dairedeki saf Müslümanlar tehlikenin farkında değil sorarsan ömrü boyu haram yemiş sait nursileri kurtaracak.
Acı bize ya Rabbi ne Dünyayı yönetenler acıdı ne şeytan acıdı nede din şarlatanları
Günümüzde mahremiyet diye bir şey yok güzel Ahlak Adalet rafa kaldırılmış bu şartlarda evlilik huzur yerine ancak azap verir vicdanı olan dürüst insana.
Eşeği dama çıkarma ,banada insi cinni şeytanların eşekliğini layık görme inşallah.
ALLAH(cc)inadı niye vermiş başta temiz bir şekilde iman et ve imanında ısrarlı ol diye düşsende tövbe etmeyi ihmal etme bu hususta nefsine ve şeytana karşı inatlaş diye yoksa zararlı fikirlerinde cahilliğinde haramlara koşmakta gaflette dalalette hıyanette inatlaş diye değil.
İnsanların ve cinlerin nefis heva ve benliklerine ALLAH(cc) diye tapmaktan ehli imanı ehli namusu helaline güzel Ahlaka düşkün kullarını beni Ailemi her bir güzelliği koru ya Rabbi bizleri şirk ,küfür ve zülümden haramlardan insi cinni şeytanlardan kopar temizle rızana uygun mümin kullar olmamızı nasip eyle ya Rab
Bismillah ALLAH'a Şükredilerek Uyanılan Bir Sabah, Günün Hayrını Çoğaltır.
Şükürler Olsun Verdiğin her nefese Uyandırdığın Her Güne Şükürler Olsun
Ya Rabbim. Rabbim Yüzümüzü Güldür Kalplerimizi Rızan Üzere Mütmain Kıl Yâ Râbbî;“Bizlerin günâhını bağışla,Evlerimizi genişlet ve rîzkımızı
bereketlendir.Bize dünya ve Ahiret darlığı çektirme.Akîbetimizi hayr eyle..”
"Ey günahının çokluğundan endişe duyan müslüman, “LÂ TAKNETU” ya sığın!Ey ümitsizlik zindanına düşmüş kişi,“LÂ TAHZEN” öğüdüne sarıl..”
Allah'ım zorlu imtihanlarla yüzleşirken, yaşadığımız her anı, bizi eğitmek ve imanımızı olgunlaştırmak için hayrla hikmetle yarattığını unutturmasın.
Kalbimize sabır ve tevekkülü rabdetsin. Allah'ın şanını ,kudretini gereğince takdir edebilme gücünü isteyelim Rabbimizden. Yâ RABBİ Yâ ŞÂFİYâ KÂFİ Yâ MUÂFİ Dertlilere devâ, hastalara şifâ,Müminlere vefâ, zalimlere cefâ ver
Yüce RABBİM!Aklımıza sükûnet,Kalbimize huzur, ruhumuza inşirah,
Gözümüze ibret, dilimize letafet,Hayatımıza bereket ihsan eyle Amin Ecmain Esselamü Aleyküm Hayırlı Sabahlar
Ey nefsinin terbiyesine çalışan kul sadece ağzına maddi manevi sahip çıksan fazla yemesen küfretmesen Ahlaklı olsan nefsin o kadar azmaz sanada felaketler saramaz
Çare ben ve bana yaşatılan hayat değil belki yazdıklarımdır kuran ve sünnettir çare yalnız ALLAH(cc)a has kılınmış bir dindir çere aynen Resulülah(asm)ı örnek alarak Hurafelerden haramlardan ruhbanlıktan uzak kuran ve sünnetin hakkını vererek.şirke ,küfre,zülme,haramlara insi ve cinni şeytanlara nefsimize karşı istikrarlı bir mücadele ile dengeli bir şekilde güzel Ahlaklı vicdanlı bir kul olmanın ve nefsimizi satın almanın gayretiyle zalimlerden uzak kendimizi düzelterek iyilerin dostluğuyla güzel Ahlaklı iyilere yük olmadan.
ALLAH(cc) yeryüzünün nimetlerine mümin kullarını varis kılmıştır.A.Kerime Temiz ve helal olan her nimet her güzellik mümin kullar içindir cennetliktir.
Her ne kadar zaman zaman ağır darbelerde yedinse mezarında yaşıyorsun hayatı.
SABAHA, Ağaran Vakit'e Bahş'ediLmiş Yeni Nefes'e, Emsalsiz Nimetlere
Sabaha Uyandıran Rızkı Umudu Veren, Sevdiklerimizi Koruyan Rabbimize Şükürler Olsun. Yeni Güne En Güzel DUÂ Yakışır ALLAH'ım Bize YA Fettah İsminle Hayırlı Kapılar Aç YA Kerim İsminle İkram Eyle YA Muhsi İsminle İyilikler İhsan Et YA Latif İsminle İltifat Eyle YA Rezzak İsminle Helal Rızıklar İhsan Eyle. Ezelden geldik ebede gidiyoruz işte !Dünyada bırakmak istediğimiz
bir hoş seda!İnsanlardan beklentimiz dua ve vefa! Rabbimizden beklediğimiz
Cemali ve Cennet-i alâ!Bir ömrün bütün durumu İşte hepsi bu ! Nur Yağsın Demet Demet Kalplere Gönüllere Huzuru Hakim Olsun Allah Diyen Dillere.Yükselsin Semalara Dualar Gönüllerden Billur Billur Nur Yağsın Avuçlara Ellere...
Kabul Olsun Bütün Dualar Bugünün Hürmetine Niyet ettim YARABB!
Bügünümüde Senin Rızan İçin Yaşamaya Ey RABBİM! Bize Yardım Et!
Ey RABBİM! İşlerimizi Kolaylaştır!Ey RABBİM! Kazancımızı Bereketli Kıl Yeni Güne, DUÂ'ya, Umuda Rahmete, Berekete,TevekküleTeslimiyete
Sabra Şükre BİSMİLLAH ALLAH'IN Selamı Rahmeti Bereketi
Peygamber Efendimiz Hz MUHAMMED'İN Şefaati Üzerinize Olsun
Ettiğimiz bütün DUÂ'lar Kabul Olsun. ÂMİN HAYIRLI SABAHLAR
Üstümde din hırsızlarını Din şarlatanlarını münafıkları kafirleri şeytanları tağutları şirk,küfür,zülüm ehlini haramzadeleri görmek istemiyorum öylelerin rehberliğinde yaşatmasın kendilerinede ebedi lanet olsun inşallah Rabbim iyilerle buluştursun.
Ya Rabbi beni nefsime şeytana bırakma kendinle meşgul et başka yerde huzur yok
İslam Dünyasının sefaleti musibetler içinde yüzmesi islamdan Kuran ve sünnetteki dinden Tevhid bazlı yalnız ALLAH(cc)a has kılınmış dinden kaçışın faturasıdır.
Birilerinin nefsi hevası benliği ALLAH(cc)olduğunu iddia ediyorsa canı cehenneme
ALLAH(cc)kendisine kulluğumuzu yine bizim menfaatimiz için istiyor .Aksi yönde nefse şeytana zalimlere kafirlere hevamıza kulluk varki kendide sonuda cehennemdir
Büyük oynatanlar büyük oynayanlar maddi manevi sahada çok tuzaklar kuruyor teslim olmayacaksın her şeyinde ALLAH(cc)ın rızasını esas alacaksın Dünya muhabbeti bütün hataların başıdır.H.Şerifini Her ümmetin bir fitnesi var benim ümmetimin fitneside maldır H.Şerifini unutmayacak ve haramın her türlüsünden uzak duracaksın bütün dostlukların İslam kardeşliği üzerine olacak yanlış insanları ferasetinle görebilmek için elinden geldiğince takva ölçüleriyle yaşıyacaksın gerçek dostun ALLAH(cc) ve Resulüllah(asm)olacak dengeli istikrarlı güzel Ahlaklı vicdanlı dürüst bir kişiliği korumaya çalışacaksın her işinde ALLAH(cc) rızasını arıyacaksınki bu Dünyanı yaparken Ebedi saadetini cehenneme çevirmeyeceksin.
Yavrucağızım namaz kılmayan kişinin nasibi tıkanık olur yolu kapalı olur ,köprüsü yıkık olur , vicdanı simsiyah olur ,beyin perdeleri küf tutar ,ruhu ölür,ALLAH(cc)la rabıtaları kopar,Peygamberimiz(asm)dan uzaklaşır,benlik ve insanlığındanda çok şey kaybeder.Tahir Büyükkörükçü(ra)
TEHECCÜD NAMAZI
― Teheccüd ile alâkalı bildiklerimiz arasında en dikkat çekici bilgi, Hammamî'ye ait Yasin―i Şerif Tefsirinde geçiyor:
― "Kıyamet kopmadan evvel, Teheccüd'e devam eden bir cemaat yine bir gece kalkarlar ve Teheccüd'ü kılıp, Sabah Namazı'nı beklemeye koyulurlar.
Bekle bekle sabah vakti girmez."
― Bu cemaat;
― "Galiba erken kalktık" deyip,
― Tekrar Teheccüd kılarlar yine beklerler ama sabah vakti yine girmez.
Bu sefer korkuya kapılırlar ve Sabah Namazını kılıp, güneş'in doğmasını beklerler.
Hem korkudan zikir yaparlar hem beklerler.
Bir de görürler ki, Güneş batıdan doğuyor.
Dehşetle korkudan Secde'ye kapanırlar ve uyuyuverirler.
Çünkü artık vakit gelmiştir.
Velhasıl, Kıyamet'in dehşetinden ilk emin olacak topluluk, Teheccüd'e devam edenlerdir.
― Peygamberimize farz,
Ümmete, sünnet olan Namazın adıdır Teheccüd Namazı ...
Gece yarısından sonra uykudan uyanarak kılınan; İki, dört, altı veya sekiz rekât olarak kılınan, iki rekâtta bir selâm verilen Namaz'dır."
― Teheccüd'süz bir yaşamdan,
Teheccüd'lü bir hayata geçme gayretini Rabbimiz cümlemize nasip etsin.
Rabbim bizlere #TEHECCÜD namazının zevk ve neş’esine varabilmeyi nasip eylesin.
― Teheccüd Namazının İkramları
― Ömer bin el―Hattâb (r.a.)’den rivâyet olunduğuna göre Rasûlullah (s a.v.) şöyle buyurmuştur:
― ‘‘Kim gece namazı kalkar da güzelce kılarsa, yani namazında kalbini dosdoğru tutar ve huşûunu muhâfaza ederse, noksanlıklardan sakınırsa Allah ona dokuz ikramda bulunur.’’
Bunların beşi dünyada dördü âhirettedir.
― Dünyadaki beş ikramı:
1 ― Onu dünyada âfetlerden muhâfaza eder.
2 ― Namazın eserini yüzünde izhâr eder.
3 ― Onu sâlih kullarına ve bütün insanlara sevdirir.
4 ― Lisânında hikmeti câri kılar.
5 ― Dinde ince anlayışla nasiplendirir.
― Ahiretteki dört ikramı:
1 ― Kıyâmet gününde kabrinden yüzü ak olarak kaldırarak haşreder.
2 ― Hesabını kolaylaştırır.
3 ― Kitabını sağ tarafından verir.
4 ― Sırattan berk-ı hâtif (şimşek) gibi geçer.
― Lokman aleyhisselâm oğluna nasîhat eder ve der ki:
― “Oğulcuğum!
Horoz seherde sen uyurken öterek senden daha uyanık olmasın, dikkat et!”
― Sultânü’l―enbiyâ (s.a.v.) Efendimiz hazretleri geceleri kıyam ve teheccüde uzun müddet devam etmesinden dolayı mübârek ayakları şişer idi.
Hakkında bu âyet―i celîlenin nâzil olduğu mervîdir:
― “Habîbim!
Biz Kur’ân’ı senin meşakkat çekmen için inzâl etmedik.
Ancak Allah’tan korkan kimse için mev’ıza olarak inzâl ettik.”
* . . . ― (Tâhâ Sûresi / 2―3).
― Ehâdîs―i şerîfede ve tefsirlerde beyân olunduğu veçhile Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin teheccüd namazında saatlerce ayakta durmasıyla mübârek ayaklarına ağrı ârız olup ayakları şişmeye başladığından Cibrîl―i Emîn:
― Ya Rasûlallah!
Nefsine meşakkat verme, hakkını ver; zîra nefsin sende bir hakkı vardır, demesi üzerine bu âyet―i celîlenin nâzil olduğu mervîdir.
O ki (s.a.v.), böylece geceleri namazla, kıyâm ile secde ile geçirirse, bizlerin de nasıl namaz, niyâz, kıyâm―ı leyl, secde, evrâd ve ezkâr gibi ibâdât ve tâata devam etmemiz lâzım olduğunu nazar―ı insâfla teemmül edelim ...
― Rabbimiz şöyle buyuruyor:
― “Mü’min―i kâmillerin yanları yataklarından uzak olur.
Cenâb―ı Allah’ın azâbından korkularına ve rahmet―i ilâhiyeyi ümit ettiklerine binaen Rablerine tezarrû ve niyâz ederler ve onlar için verdiğimiz rızıklardan muhtaç olanlara infâk ederler.”
* . . . ― (Secde Sûresi / 16).
Bu ayetten maksat, gece kılınan namaz ve teheccüd namazıdır.
Beş vakit farz namazdan sonra efdal namaz teheccüd namazıdır.
* . . . ― Mahmûd Sâmi Ramazanoğlu, Musâhabe ― 3, s. 83.
Bizimki karıncanın kuşun su taşıması gibi bir duruş inşallah yeterki cephemiz belli olsun ancak büyük yangınları söndürmeye gücümüz yetmiyor bizde yangının içine düşüyoruz külli irade duruşumuzu hem rızasına uygun hemde ihlaslı kılsın inşallah
TARİHTE BUGÜN
1984; İlk Kürtaj uygulaması İstanbul'da başladı.
Endişeli bir kadın jinekologunu aradı.
- Doktor, çok ciddi bir sorunum var ve yardımınıza ihtiyacım var! Bebeğim bir yaşında değil ve ben tekrar hamileyim. Başka bir çocuk istemiyorum.
Sonra doktor dedi ki: tam olarak ne için yardım istiyorsun?
Kadın: kürtaj olmak istiyorum!
Birkaç dakika sonra, doktor şöyle dedi:
- Bak, aklıma daha iyi bir fikir geldi ve daha az riskli.
Kadın mutlu gülümsedi.
Sonra doktor devam etti:
- Çocukların anneler için eşit olduğunu söylerler. Öyle değil mi?
Kadın:Evet öyle
O halde yaşayanı öldür diğerini doğur böylece diğeri doğana kadar dinlenmiş de olursun. Birini öldürmek gerekiyorsa bunu yap. Ayrıca, eğer onu öldürmeyi seçersen senin hayatında cerrahi prosedürler ile tehlikeye girmez.
Kadın doktorun kelimeleri karşısında dehşete düştü ve şöyle dedi:
- Aman Allahım siz bana birini öldürmeyi mi teklif ediyorsunuz ? Bir çocuğu öldürmek suçtur!
Doktor cevap verdi:
- Katılıyorum. Ama bunun senin için sorun olmadığını düşündüm. Ben sadece hangi çocuğunun ölmesi daha iyi olabilir onu öneriyorum.
Kadın doktorun ne demek istediğini çok iyi anlamıştı.
Ve doğmuş ya da anne rahminde bir çocuğu öldürmek arasında bir fark olmadığını doktorun sayesinde görmüş oldu. Suç da aynıydı.
KÜRTAJ CİNAYETTİR..!
Hayatta bir münafığa kafire insi cinni şeytanlara din şarlatanlarına özenmediğim için mutluyum ALLAH(cc)a şükür ancak hayat boyu öylelerin şirkinin küfrünün zülmünün haram yaşantısının günah keçisi olduğum içinde mutsuzum niçin bu derece zehirlendim suç sadece benimmi çokmu iyi niyetim suistimal edilmiş ne zamanki kuran ve sünnetin Dini ile tanıştım ne derece düzüldüğümü çıplak gözle gördüm.Onun için pozitif ilimleri hele kuran ve sünneti öğrenmek yüz yıllık nafile ibadetten hayırlı ancak eşrefi mahlukat bir insan olmayı ders alıyorsun. Güzel Ahlaka Adaletli vicdanlı merhametli fedakar cömert olmaya doğruluğa helal yaşantıya namuslu olmaya gönül verdiğim için mutluyum ALLAH(cc)a sonsuz şükür iman nimetine İslam nimetine ALLAH(cc)a has kılınan bir din anlayışına sonsuz şükürler.Nefsani yaşadığım demlerden her şeytani pislikten ALLAH(cc)a sığınırım alakadar olduğum cümle güzelim kullarınıda günahlarımdan her şeytani pislikten koru ya Rab Beni yücelten şerefli kılan islamdır Güzel Ahlakın ve Güzel Ahlaklıların doğru insanların vicdan sahibi insanların muhabbetidir.Şirke küfre zülme haramlara insi cinni şeytanlara karşı gösterebildiğim şerefli duruşumdur derdim şereflilere kardeş olabilmektir olgunlaşmak güzel Ahlaklılarla hakiki iman sahibi mümin kullarla bir olmak her iki cihandada hakiki cenneti yaşamaktır.
Ezanla uyandık.Nurlandık.Güne besmeleyle başladık.Niyet hayır,akibet hayır.
Allah'ım sen bizi kayır. Allah'ım,Güzel insanları yolumuzdan,Sabır ve şükrü dilimizden,Sağlık ve sıhhati bedenimizden,Hayırlı olan ne varsa bizden ve sevdiklerimizden eksik etme... Yâ Râbbî;“Evlatlarımıza, İman selameti nasib eyle.
Ehl-i Sünnet vel cemaat üzere olmalarını nasib eyle.Emir ve yasaklarına uymayı nasib eyle.Ahlâklı ve kadir kıymet bilenlerden eyle.Razı olduğun şekilde ömür tüketmelerini ihsan eyle.."Allahım Kalplerimizi senden gelen zenginlikle doldur,
Yüzümüzü senden gelen haya perdesi ile kapla,Bize sabahın ve akşamın, Kazanın ve kaderin,Dünyanın ve ahiretin hayrını nasip et,Bu günün kötülük, bela,şer, hastalık ve fitnesinden koru. Allahım Hastalıkların,Afetlerin ,Açlığın,Fakirliğin,
Zülmün ve zalimlerin,Acı çekmenin ,Derdin ve kötülüğün,Riyanın ve üzüntünün ,
Olmadığı cennetini bizlere nasip eyle. Allahım Bütün kapalılıkları aç,Geçmişe son veren,Hakka,hakikatte destek olan,Mahlukatı senin doğru yoluna ileten,Efendimiz Muhammede,Onun aline ve ashabına,Onun kadr’ü kiymetince Salat ve selam eyle
ve on’u mübarek kıl.Bizi şefaatından mahrum bırakma." Ayet ayet yaşat
bu dünyayı Rabbim.Sana secde secde yürüyeyim.Dua dua kabul et beni,
Sana en yakın yerde öleyim"... BİSMİLLÂH SabahaBİSMİLLÂH Namaza,
BİSMİLLÂH Vâkte.Yeni Güne, VÎRA BİSMİLLÂH.Hayırlı bereketli sabahlar
İlham Aliyeve ve Azeri kardaşlarımıza Karabağı yeniden yurdunuza katan o büyük nimeti bahşeden ALLAH(cc)a samimi bir şükür gerekir Hadisi şerifte üç şey insanları korur der 1-Gizlide ve açıkta ALLAH(cc)tan korkmak2-Öfkeli ve sakinken Adaletli olmak3-Varlıkta ve yoklukta iktisada riayet Evet Karabağı yeniden kazanmak samimi bir şükür bekler milleti ve Devleti kuran ve sünnetteki hakikatlerle milli manevi değerlerle iç içe yaşatacak bir eğitimi belki Anayasayı yeniden gözden geçirecek küçük cihad olan Karabağ zaferini Büyük cihad olan nefsin terbiyesiyle taçlandırmalı kudsi değerlere vatanına sevdalı bir nesil yetiştirmenin gayretinde olmalı bunun sancısıyle yaşamalı milli ve manevi değerlerini kucaklayan bir millet olmalı kafir ve zalimlere benzersek karabağın kaymağını onlar yer ve yarın yine Ermeni olsun Emperyalist güçler olsun Siyonistler olsun rahatlıkla uyuyan bir milleti yakar evet nefislerini satın alan güzel Ahlaklı helal namuslu vicdanlı fedakar çalışkan bir neslin temelini atmak bin Karabağ kazanmak kadar faziletli ve önemli bir adımdır inşallah bu Hak sözü hafife almaz gündeminiz yaparsınız işte o zaman kızıl Elma Turan davası hayal değil gerçek olur.
GÜZEL BİR ÖĞRETİ....
Bir gün insanlardan kaçan, yalnız yaşamayı tercih eden yaşlı bir adama sorarlar.
“Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?”
Yaşlı adam cevap verir:
-“ Yapacak çok işim var". İki şahin eğitmem gerekiyor.
Ve iki kartal.
İki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek.
Eşeği motive etmek ve aslanı evcilleştirmek.”
**”Ama senin etrafında hiç hayvan göremiyoruz!” “Neredeler?”
“Onlar içimizde yaşayan hayranlardır.”
“İki Şahin" gördükleri her şeye saldırıyorlar.
İyi-kötü, faydalı-zararlı onlara ayırt etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim GÖZLERİM.”
“ İki kartal" dokundukları her şeyi mahvediyor, yaralıyor, parçalıyorlar. Onlara hizmet etmeyi ve zarar vermeden yardım etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim ELLERİM.”
“Tavşanlar her zaman korkarlar, kaçarlar ve saklanırlar. Onları sakinleştirip, zor durumlarla başa çıkmayı öğretmeliyim, beladan kaçmayı değil. Çünkü onlar benim AYAKLARIM.”
“ En zor kısmı yılanı izlemek.
Sıkı bir kafeste, güvenli bir şekilde kilitli olsa da her zaman saldırmaya, sokmaya, yakın olan herkesi zehirlemeye hazır. Bu yüzden onu takip edip, disiplinli olmalıyım. Çünkü bu benim "DİLİM.”
“Eşek herkesin bildiği gibi çok inatçı, sonsuza kadar yorgun ve işini yapmak istemiyor. Bu yüzden ona şükretmeyi ve akışta olmayı öğretmeliyim. Çünkü bu benim VÜCUDUM.”
“Ve sonunda kral olmak ve herkese emretmek isteyen bir aslanı evcilleştirmek istiyorum. Gururlu, kibirli ve dünyanın kendi etrafında dönmesini istiyor. O aslanı terbiye etmeliyim. Çünkü bu benim EGOM.”
“Gördüğünüz gibi yapacak çok işim var”
Not:
Soru sorulan yaşlı adam,
Lev Nikolevic TOLSTOY'dur.
ALLAH(cc)ın ve Resulünün(asm)benimle olduğunun delili hayatımın artılarıdır hayır ve ibadetlerimdir temiz dostluklarımdır internetteki eserim cihad ruhu ve güzel Ahlak İslam dur yolcu adlı kitabımdır Facebook taki pozitif değerleri içeren paylaşımlarımdır yoksa beni kendiniz gibimi zannettiniz ben biraz nefsime uyup basitte olsa bir günah işleyince kendi külli cinayetlerinizle tescil ettiniz münafıklar kafirler insi cinni şeytanlar din şarlatanları din hırsızları yalancılar iftiracılar hased ruhlar sihirbaz büyücü şirk küfür zülüm ehli haramzadeler hesabınız bu Dünyaya sığışmaz Mahşerde hesaplaşacağız benim Dünyamıda Ahiretimide idam ettiniz Aklınız sıra günah keçisi yapınca siz sütten çıkmış ak kaşıklar oldunuz şeytanın çakalları kahrolun inşallahta iyilerin ufku açılsın inşallah.
Her şeyin süzülmüşüne alışmışsınız birazda siz gayret göstersenizya nefis,heva ve şeytan nasılda kullanıyor.Taşı delen suyun kuvveti değil damlaların devamlılığıdır.
Deccalizim yüz yıldır belki 300 yıldır hayata geçirildiyse senaristi iblis şeytan cinni pislikler ve tağut dostları insi cinni şeytanlar başta olmak üzere sait nursi gibi şarlatan şeyhler gibi sözde evliyalar Aktörleri ise ittihad terakki Atatürk İnönü ve meclislerini paylaştıkları Yahudi ermeni ve İngiliz uşağı o kanı taşıyan mason milletvekilleri ve onlara alkış tutan laik dinsizler münafık kafir kafalılardır.
Bana kutup diyorlar sahte dinlerine malzeme yapmaya çalışıyorlar bende vurmuşum sahte ilahlara kula kaldıramıyacağını yükleyen şirk küfür zülüm ve haramlara gaz veren zalimlerin kafirlerin insi cinni şeytanların paratoneri haddini bilmez sahte evliyalara ALLAH(cc) her birinin layığını versin.Dünya çok kirli nice masum mazlum nice güzellik ömür boyu çok kirlendi bütün bu olumsuzluklar kuran ve sünnetteki ölçülerden kaçıp din şarlatanlarına insi cinni şeytanlara itibar etmenin sonucudur insanları şişirende lağvedende öyleleri ne işiniz var ALLAH(cc) ile aramızda sevabımızın günahımızın hesabı sizemi kaldı cinlerin iklimini asırlardır insanlığa dininiz diye giydiren şirkin ilahları kıyamet sayenizde kopacak asırlardır nice fitneler sayenizde insanlığın kaderi oldu müslümanın vazifesi kuran ve sünneti öğrenmek yaşamak güzel örnek olup anlatmaktır siz bunun neresindesiniz.Taşıyamadığım her şeyden kaçıyorum çünkü biliyorumki asla ALLAH(cc)ın murad ettiği bir ölçü değil o kuluna kaldıramıyacağını yüklemez suçsuz insanlarıda cezalandırmaz insi cinni şeytanlara rant var kahrolsunlar.Sait nursi Çanakkale ruhunu yutmuş cihad ruhunu yutmuş ve iman ile küfrün nikahını kıyan nefislerin satın alınması mümkün olmayan ucube bir din icad etmiştir.
Bütün olumsuz tablolara rağmen Dünyada güzel şeylerde oluyor Hak Din islamı kuran sünnet çerçevesinde ders alıp yaradılış fıtratı gereği hakikatleri duyunca iman eden ve samimi müminlerden olan nicelerinin haberleride eksik değil .
Dünya Hakikaten çok kötü bir durumda çare ise bizi bizden ziyade tanıyan ve fıtratımıza en doğru ilacı veren ALLAH(cc)a koşmak haramları terk etmek kuran ve sünnete samimi sahip çıkmak en azından farz olanı yapan doğru Müslümanlar olmak güzel Ahlaklı helal namuslu vicdanlı merhametli bir kşilik için ebedi cehennemden kurtulup cenneti cemalullahı rızai ilahiyi kazanmak için .
İslam Dünyasının özellikle mümin kulların en büyük eksikliği Tevekkül,Tefekkür ve Teslimiyet eksikliği,sabırsızlık Haramların zerresinden uzak kalmayınca kötü Ahlaklı tiplerle şirk,küfür ve zülüm ehli haramzadelerle yakın temas olunca şeytani ruhlar ruhumuzda eksik olmuyor gaflet çöküyor mühimsemedinmi senide dalalete sürüklüyor kuran ve sünneti Hakkını vermeye çalışan güzel Ahlaklılarla beraber olacaksın kendinde güzel Ahlaklı helal namuslu vicdanlı merhametli adil olacaksın.
“Ey vâktin sahibi;Zamandan, Mekândan Münezzeh Râbbîm Ey örtenim, gizleyenim
Af ve mağfiret edenim"YİNE Mİ SEN?"DemeyenimYüzüme bakanım Elimi tutanım
İçerime sevgisinden ve merhametinden koyanım Kirlenmiş emanetimizle Arta kalan yanımızla Yine kapındayız AFFEYLE Rabbimiz AIIah, fikrimizi zikruIIah,
kaIbimizin nuru ResuIIuIah, evveIimiz AIIah, ahirimiz AIIah, rehberimiz KeIamuIIah, Rabbimiz hayırIar ihsan et Yâ Râbbî;“Affı olmıyan günahtân,
Doğru yoldan çıkmaktan,Cehennemde yanmaktan,Düşmanların şerrinden,
Fitnecilerin fitnesinden,Senden başkasına muhtaç olmaktan sana sığınınırız,
bizleri muhafâza eyle..” Allahım Dinimizde davranışlarımızda bize ihlas ver Sığınma durumumuzu koru,Sinemizi genişlet,İşlerimizi yönet,Çocuklarımıza sahip ol,Cürümlerimizi yak ,Kayıplarımızı bize gönder, ve Bizi dinimizde sabit kıl. Sabahınız hayırlı Sağlığınız daim olsun. Yarab ezanlar bizleri kıyama rüküya sücüda ve kıyama çağırıyor Rabbimiz ibadetlerimizi makbul et Rabbimiz dualarımızı makbul et Rabbimiz ümmeti ülkemizi ve inananları zalimlerin şerrinden kurtar koru bizlere mücadele gücü ver Rabbim senin her şeye gücün yeter duayla kalın kardeşler
HAYIRLI CUMALAR
Ben şirk koşmadım hiçbir zaman belki Din hırsızlarının Din şarlatanlarının insi cinni şeytanların cinayetiyle şirk,küfür ve zülüm ehlinin nefis ruh ve ameli ile yaşatıldım hiçbir zaman ALLAH(cc)sız Ahlaksızları sevmedim belki öylelerin nefis ruh ve ameli ile zehirlendim beni öylelerden sayıp mahküm edenleride asla affetmiyorum.
Para iyi bir hizmetçi,kötü bir efendidir.Kendi otoköntrölünü ALLAH cc ile paylaşacaksın Dinini yalnızca ALLAH cc a has kılarak,Tevhid çatısı altında Kurani şuurla helal dairede,Güzel Ahlakla,dosdoğru kul olarak.Birine sahip olmak istiyorsan ona kelepçe değil kanat takacaksın.Uçabildiği halde hala yanındaysa senindir.Ne şimartacak nede ezeceksin onunda onurlu bir insan olduğunu unutmayacaksın.Ata et arslana ot yedirmeyeceksin,eşşeğe değerinden fazla kıymet verirsen kendini yarış atı zanneder. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı konusunda Erbakan hocanın onayı yok lakin chp nin onayı var çünkü hakiki müminin duruşunda insanları günahları yüzünden cezalandırmak bizim haddimize düşmez diyen bir Peygamberin asm görüşü var.İşin özü ALLAH cc ile barışık bir hayat.Üstünlük ancak ve yalnız Takva iledir.İşin ehli doğru insanlarla yol gideceğiz.Hayatımızın temelinde Tevhid ,kafalarda Kurani şuur ,kalplerde hakiki iman,yaşantımızda karakterimizde Güzel Ahlak,helal-haram hassasiyeti,doğruluk,Adalet,kul hakkına riayet,Kurani hukuğa uymak öne çıkmadıkça,kula kulluktan,ruhbanlıktan,haramlardan,nefse kulluktan,hizipçilikten arınmadıkça Dini ve siyasi sahada Ahlaki ve Vicdani olmadıkça Ahirete endeksli sırf ALLAH cc rızasıyle hareket olmadıkça,birileri her doğru işin kaynağı haşa ALLAH cc değilde o bencil tipler imiş gibi ilahlaştırıldıkça,şükürsüz haramzade bir toplum oldukça karga kılavuzlarla bu gemi çok su alacak belkide batacak.Bugün birşeyler yapılıyorsa içimizdeki iyiler hürmetinedir.Eğer sorarsan Müslüman toplumda olup biten teknolojik gelişmeler yanında çok şey tersine gidiyor Ahlaki,kültürel
,ekonomik,Vicdanımızı rahatsız eden nice olumsuz hadiseler yaşanıyorsa Dini ve siyasilerin samimiyetsizliğinin ürünüdür.Evet işin başı ALLAH cc ile barışık olmak bugün barışık değiliz halâ her türlü haram kanunlarla korunuyor işi ehline vermiyoruz,hizipçi bir Din ve siyaset hakim müslümanca yaşamıyoruz.Birtakım hastalık ve musibetlerin ardı arkası kesilmiyorsa,Ahlaksızlık son 20 yılda %de 794 oranında artmışsa demekki halâ yanlış olan çok şey var.Sonra tek adamın işi değil sağlıklı bir ekip,sağlıklı milli ve manevi değerlerimize samimi sahip çıkacak bir şüranın işi,bir fedakârlık işi.Yoksa haşa ALLAH cc çalışsın biz yiyelim mantığı bizi şirke mahküm eder zülüm,küfür eksik olmaz.İnanıyorsanız üstünsünüz demişse ALLAH cc Kurani hakikatlerle yaşıyan hakiki müminler olacağız.Bunun önceliği haramlara karşı samimi mücadeledir,şirke,küfre,zülme,her fitneye karşı dik duruştur takva müslümanlıktır ALLAH cc a samimi kulluktur çıkarların ötesinde kardeşliğin tesisidir Dinini yalnızca ALLAH cc a has kılmaktır .Yoksa Bugünkü manada bulanık suda balık avlarsınız Dünya ve Ahiretinizden büyük tavizler vererek belki Ahlaki çöküntülere kulak tıkıyarak kör ve sağır kişiliksiz,içmeden şarhoş bir toplum olarak.
Şuculuk,buculuk İslam olsaydı Dünya Cennete dönerdi ne baş belli nede kıç haddini bilen şuurlu Kuranı özümsemiş Hakiki Müminler yetişmedikçe kula kulluk hüsran.Fatih Sultan Mehmed misali liderler yetişmedikçe islam davası öksüzdür karga kılavuzlarla fitnelerin sonu gelmez.Bilgi de insanı helak eder! Şayet kalpte iman nuru yoksa Aklında şuurunda Kurani Hakikatler yoksa Vicdani olamıyorsan Helal-Haram hassasiyeti olan Doğru biri değilsen,kula kul,nefse kul olmaktan kurtulamıyorsan
,Dünyevileşmişsen Bencilsen Dengesiz bir hayatın insanıysen.İnsanı yaşatki Devlet yaşasınAhlaki,Vicdani,Doğru,Adaletli,Merhametli,iyilere sevgi dolu,kul hakkı bilen
Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden araçlı merhum Abdullah Yeğin ağabey’in kendi elyazısı ile hususi notlarından:Resuli Ekrem(asm)’ın Hz. Ali (ra)’ya nasihatı:
Şu altı nasihata uyarsan altıyüzbin nasihata uymuş olursun.
1- Herkes nafilelerle meşgul olurken sen farzları ifa et. Yani farzlardaki rükünleri, Vacibleri, Sünnetleri,müstehabları ifa et.
2- Herkes dünya ile meşgul olurken , sen ALLAH TEÂLÂ’yı hatırla, İslama uygun yaşa.. İslama uygun kazan. İslama uygun harca.
3- Herkes birbirinin ayıbını araştırırken , sen kendi ayıbını ara.. Kendi ayıbların ile meşgul ol.
4- Herkes dünyayı imar ederken, sen dinini imar et..
5- Herkes halka yaklaşmak için vasıta ararken, halkın rızasını gözetirken, sen hakkın rızasını gözet. Hakka yaklaştırıcı sebep ve vasıtaları ara…
6-Herkes çok amel işlerken sen amelinin çok olmasına değil,ihlaslı olmasına dikkat et.
Osmanlı Devleti'nin son 200 yılı dahil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'nin gıda politikasını Emperyalistler dizayn ettiğinden beri ülkemizde zihinsel olarak sağlam bir gençlik maalesef yetişmiyor. Asıl sorunun kaynağına hiç inmedik, tartışmadık.
Japonya'da çocuklara 7 yaşından itibaren kahvaltı saati en az 2 yumurta yediriyorlar. Ekmek genellikle yok varsa da çok az.
Her akşam ise kesinlikle sofrada deniz ürünü yani balık kesin oluyor.
Japonya ve Güney Kore'de ceviz ithalatı son 50 yılda %140 artmış. Çocuklara durmadan ceviz yediriyorlar.
Günde en fazla iki öğün yemek yiyorlar. Tamamen protein odaklı bir beslenme var...
ABD'de teknolojik üretimin merkezi "Silikon Vadisi'nin" nasıl beslendiklerini anlattılar,
şok oldum.
1950'lerdeki Alman Devleti'nin gıda politikasını araştırın. Güney Kore'de Japonya'yı örnek almaya başladı. Bu ülkeler resmen çocuklara nasıl beslenmesi gerektiğini öğretiyor, hatta dayatıyor..
Şeker, ekmek(Tam buğday, kepek farketmez) odaklı beslenme beyin hücrelerini öldürüyor, beyin gelişimini yokediyor. Marketlerdeki karbonhidratlı paketli ürünler tamamen operasyon aracı olmuş.
ABD halkı da da gerizekalı, obezite olmuş. Çünkü aynı beslenmenin esiri olmuşlar.
Sadece Beyin Göçü ile farkı kapatıyor ya da
özel olarak seçtikleri bireylerin beslenmesine önem veriyorlar.
Buradan net olarak söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nde milli bir gıda politikası olmadan kalkınması imkansızdır.
Türkiye'de protein bazlı ürünler pahalı iken karbonhidratlı ürünler neden daha ucuz?
En önemli protein bazlı ürün olan kuzu etini Turkiye'de kaç kişi yiyebiliyor?
Hayvancılık neden bitirildi?
Asıl milli mesele budur.
Ülkenin beka sorunu budur.
Matematik zekası olmayan, kod yazmasını bilmeyen gençliğin olduğu ülke yazılımda ilerleyemez.
Yapay zeka maalesef geliştirilemez.
Annelere, babalara sesleniyorum. Çocuklarınızdan şekerli ürünleri, ekmeği uzak tutun. Bu ülkeye yazık etmeyin.
Şahsen denedim. 1 aydır ekmek, şeker yemiyorum, acıkmamaya başladım.
6 kg verdim. Geçen gün test ettim. Bir kitapta bir sayfayı 32 saniyede okuyup anlarken şimdi 21 saniye de okuyup anlamaya başladım. Bu tesadüf olamaz!
Prof Dr. Sami ATEŞ- ilacımızı almadık Hasta olduk.
Kurani şuuru Tevhid duruşu olan biri maddi manevi menfaati uğruna hatta canı pahasına davasınıda Vatanınıda satmıyacakki hakiki imanı özümsediği anlaşılsın Hakiki iman leke kaldırmaz.Akıl,Ruh ve Kalbimizi Nefsimizin efendisi kılıp Hakiki İmanı temsil eden Ahlaki bir Vicdan sahibi Gerçek Mümin kullardan olabilmek.Güzel Ahlakı kalbimizin,beynimizin,Vicdanımızın karakteri yapabilmek Helal-Haram hassasiyeti olan,kul hakkına riayet eden,Kurani Hukuğu yaşıyan,yaşatan Dinini yalnız ALLAH cc a has kılan,kula kulluktan nefse kulluktan uzak gerçek mümin dosdoğru insani kâmil kullar olabilmenin gayretiyle dengeli istikrarlı itikadı kişiliği dürüst kullar olabilmek iyilerinki hayatımıza artı katacak pozitif kişiliklerin dostluğuyla iyiler kervanına katılmak,Kuran Ahlakıyle şekillenmek Amaç olgun insan olmak gayreti,her haramın kapısını kapayıp farzları yapan gerçek müminler listesine dahil olmak ve Güzel Ahlakı Hakim kılmanın masum mazlumun derdine merhem olmanın sancılısı olabilmek sırf ALLAH cc rızası için kişiliğimizi şekillendirmek Namaz ,kıl kıl bitmiyor diye sızlanacağına Oksijensiz kalmış bir evi yemyeşil bir vadiye açmakla tertemiz hava ile ciğerlerimin bayram ettiği cennetlerde yaşamak ne güzel diyebiliyormusun ey aptal nefsim hem neticesi cehennemden azad,Cennete yolculuk.
Biz Büyük Cihadı unuttuğumuzda kaybettik.Her türlü haram,şirk,küfür,zülüm,fitneler
hâinler bizleri Cehenneme taşırken,insi,cinni şeytanlar terör estirirken,hırsız,zalim
namussuz her şeyimizi talan ederken peşlerinden Rahmet okuduğumuzda kaybettik Zalimlere,Cahillere,Kula kulluğa,ruhbanlığa,nefse kulluğa,haramlara,karga kılavuzlara hırsıza,namussuza islam diye itibar ettiğimizde Dini Dünyaya gömerken evliya geçindiğimizde bozuk felsefeleri,edepsizliğimizi İslam diye satarken Kurani ölçüleri kulak ardı yaptığımızda,Kurani hakikatleri Akli bulmadığımızda utanmayı unuttuğumuzda kaybettik.Dinimizi yalnızca ALLAH cc has kılmayı unutup dışkı çıkaran ilahlara Dünyaya makama egoya nefse,insi,cinni şeytanlara secde ettiğimizde haramlara battığımızda,Ahlaki çöküntüyü sorgulamadığımızda kişilikli mümin kul olmayı zillet saydığımızda,sihirbaz yobazları ALLAH cc ve Resulünden asm ziyade sevip hiçbir yanlışlarını sorgulamadığımızda Kurani şuuru terk edip zerrede kürre kadar güzellikleri boğarken külli cinayetleri olanları ilahlaştırıp ebedi hayatımızı yaktığımızda kaybettik Bütün cehaletimizle kâfir ve zalimleri dinlerken,Kâinatın Anayasası Kurani hakikatleri çiğnediğimiz için zalim nefis ve egolardan başka kılavuzlara tahammül edemiyecek kadar nefis ve melun şeytanlara oyuncak olduğumuz için ve Dünyayı esas gaye yaptığımız için kaybolduk ecdada ters düştük ecnebileştik sorgulamadık ölmüşken kendimizi Alemin en uyanıkları zannettik.Güzel Ahlakı,Vefayı,merhameti,doğruluğu,iyilerin masum mazlumun sevgisini derdini doğru değerleri terk ettiğimizde,Aile kavramını öldürüp bencilleştiğimizde kaybettik Toplumdaki kardeşlik ve dayanışmayı öldüren medyatik tahribatla kahrolduk Tv internetle nefsanileştik namus pazara döküldü,utanma duygusu öldükahrolduk.Nefsani ve haram olanı sevdiğimizde ve Vatana –İslama –kudsi değerlerimize sevgiyi ayaklar altına aldığımızda,hainleri,zalimleri,haramzadeleri,felsefecileri baş tacı yaptığımızda kimliğimizi yaradılış gayemizi unuttuğumuzda kaybettik,kaybolduk bu gezegende .
Bülent Arınç adam değil tescilli hâindir madem fetoşun güdümünde kozmik odayı açtırıp ordaki isimleri fetoya servis edip Vatanın belkemiği nice güzelim insanın ölümüne sebep oldu onun dindarlığı hikâyeden ibaret.Zaten dedesi menemendeki kubilay hadisesinin mimarı derviş mehmet demekki kan çekiyor hâinlik damarında var
Hainlerin,zalimlerin,haramzadelerin insi cinni şeytanların adam yerine konduğu bu bahtsız Memlekette hala domuz sürüsü makbül ancak Doğruluğundan şaşmayan kökü belli insani seciyeleri uğruna Vatanının ve islamın selameti uğruna sancı çekenler fedakar insanlar adam değil olsun insi cinni pisliklerin teveccühünü beklemiyoruz Hala iblisi,habisi,niyeti pisi,fuhuş ehlini ,ibneyi,iyilere masum mazluma ayırana lanet
Dünyanın hepsini kaybettiğinde, Eğer ALLAH (cc) ile berâbersen ; Hiç bir şey kaybetmedin. Eğer dünyanın hepsini kazandığında, ALLAH(cc)tan uzaksan ;
İşte o zaman her şeyi kaybettin.RABBİM kazananlardan eylesin bizi ALLAH(cc)ım !
Senden Senin yol göstericiliğini ve hidayeti Sen’den hakkıyla korkmayı ve takvayı,namuslu bir şekilde yaşayıp iffet sahibi olmayı ve gönül zenginliği istiyoruz Rabbimiz bizim bütün günahlarımızı bağışla.Lütfunun ve Kereminin kapılarını bize aç
Resul’ünün Senden istediği tüm hayırları bizlerde Senden istiyor , Resul’ünün Sana sığındığı tüm kötülüklerden Sana sığınıyoruz. Sevgili peygamberimizi usve-i hasene olarak en güzel sekilde örnek almayı ve onun izinden gitmeyi nasib eyle bizlere .
Yarabbi ! Uyandırdığın her gün için , verdiğin her nefes için Sana sonsuz şükürler olsun. Bize hediye ettiğin her günü Senin razı olacağın salih amellerle ,salihatlarla ve hasenatlarla geçirmeyi nasip eyle. O güzel Resulun güzel Ahlakıyla ahlaklandır bizleri
Ya Rabbel Âlemin!Îmanımızı kâmil eyle,Amellerimizi sâlih eyle,Bizi iyilerden eyle
İyilerle beraber eyle,Âhir ve akıbetimizi hayr eyle,Hayırları fetheyle Şerleri belaları, üzüntüleri üzerimizden def-u ref eyle ALLAH(cc)ım! ALLAH(cc)ım ezanla uyanan
Abdesle temizlenen,Namazla huzuruna gelen,Dua ile konuşan Şahatdetle gözlerini yuman,Bir mümin olmamızı,Nasip eyle ALLAH(cc)ın Rahmeti,Bereketi,Mağfireti
Rasulullah(s.a.v.) Efendimizin Ümmeti üzerine olsun. CUMA'nın hayrı, feyzi, rahmeti bereketi üzerimize olsun Cümle masum mazlumu ALLAH(cc)her şerliden korusun.
Medeniyetin temelinde Tevhid Güzel Ahlak,Adalet,kötülüklere,kötülere.şirke,küfre zülme fitnelere,haramlara karşı mücadele.Masum,mazluma merhamet,Pozitif helal çalışmalar Vicdani ve Doğru değerler ALLAH cc a Resülüne Kurani değerlere iman büyük ve küçük Cihad helal-haram hassasiyeti vardır.100 yıldır belki 300 yıldır bu mananın neresinde islam Dünyası. Bu manada Medeniyetin kaynağı Marifetullahtır Vahyin ilmidir,Kurani Hakikatlerdir .Bu ölçülerin dışında medeni diye dayatılan ve içeriği ALLAH cc sızlık Ahlaksızlık Adaletsizlik,Anormal egoların bencil vicdansız saltanatından ibaret sihirbazlık. zülüm fitne terör anarşi,iğrençlik,hâinlikİmansızlık ve Vicdansızlıktan insanlık düşmanlığından başka birşey olmamıştır.ALLAH cc a kulluk yapmıyacaksın bize kul olacaksın diyor azgın egolar azgın nefisler felsefeci haramzadeler.Dışkı çıkaran ilahlara emek ve ibadetini ifsad eden cinleşmiş pisliklere ve cinlere şeytana tağuta felsefeci ruhban haramzadeye kul olacaksınki Alemin makbül evliyası olasın en mahrem Dünyanıda o Ahlak fukarası edepsiz yobazlar yönetsin kula kulluk nefse kulluk halâ en pöpüler evliyalık .Uyan ey müslüman Ebedi hayatın idam ediliyor.Ben günah işleyince senin amel defterine sevapmı yazılıyor hangi dindensin müfsid bencil sihirbaz hased iftiracı,yalancı,domuz.Bu toplumda dostumu,düşmanımı kendim seçeceğim yoksa senin gibi herşeyi mübah sayan şeytanın çakalları değil çık hayatımdan Ahlak yoksulu yobaz.ALLAH cc ın kitabı Kurandır ,senin gibi bozguncular değil.Melun şeytanların güdümünde,çirkef çıkarları uğruna vicdansızca zülümlere imzasını atıp günah keçisi arayanlara,kâfir ve zalimlerin avukatlarınada kâfir ve zalimlerede hakkımı helal etmiyorum haddini milyon kez aşıp kul hakkı yiyen sihirbazlara ebedi lanet Hukukullahı bilerek çiğneyen her pisliğin canı cahenneme. çirkef çıkarları uğruna masum mazlumu güzellikleri güzel değerleri bilerek yakan her pisliğe ebedi lanet inşallah.Milletin ALLAH(cc) indindeki fiatı tespit etmek sizin ne haddinize haramzade sait nursinizi Pröf.Şerif Mardin 7 Pröf.Kafasına sahip dedi Marmara depremini tetikledi,Sait nursi kafire velayet biçti nice azgın tip yarattı şeyh takımı nice haramzadeyi tağut kafalıyı velayetle zehirledi sorarsan evliya oldular .Necip Fazıl 1000 veli kuvvetinde biri gelecek alemi düzeltecek dedi potansiyel suçlu aramayıda ihmal etmediler .Bütün bu tablolar Din müfritliğinin müşahhas icraatleri .Sevgili Peygamberimiz Din müfritlerine şefaatim yoktur der.Evet işin temelinde Kurani şuurdan kaçış var Kurani manayı Akli bulmamak ve Ruhbanlık var .Aslında yaradılışı itibarıyle yüce ALLAH(cc) nice güzel istidadlar yetiştiriyorda kula kulluktan nefse kulluktan ibaret Din anlayışları ve özellikle cinni pislikler ve onların güdümündeki sahte evliyalar nice güzel istidadı velayet adı altında kaldırılmıyacak bir Dünyaya anormal bir kişiliğe mahküm ediyorlar.Sahabi ölürken bile İslamı Aziz kıl ya Rabbi diye Dua ederdi 100 yıldır 300 yıldır belki ta Abdülkadir Geylanilerden beri 1000 yıldır kula kulluk Kuranın ve Sünnetin tahribatıyle meşgul olmasına rağmen Din ve emek hırsızlığına rağmen anormal sihirbaz velayetlere cinler için hevalarına benliklerine yapılan ibadetlere rağmen gerçek İslam Kurani mana Hakiki müminler Kuran ile şekillenenenler devre dışı bırakılmaya çalışılmış şeyhler üstadlar cinler hep kusursuz ve haklı görülmüş haliyle 72 bozuk fırka islamın kanburu olarak tarih sahnesinde yerini almıştır Ne demişti Sevgili Peygamberimiz asm veda Hutbesinde Size iki emanet bırakıyorum onlara sımsıkı sarılırsanız sapıtmazsınız onlar ALLAH(cc)ın kitabı Kuran ve Benim Sünnetimdir Ancak 1400 yıldır Kurani manadan kaçış Kurani manayı Akli görmemek daha pöpüler neticesi Deccalizim bu millet bu ümmet Hakiki mümin olmayı zillet saydı kula kulluk nefse kulluk ruhbanlık işin özünde edepsizlik Ahlak fesadı pöpüler Din oldu.Din Tevhid bazlı olmadıkça ve yalnızca ALLAH(cc)a Has kılınmadıkça en büyük fitneler uydurulan Dinlerin ürünü olacak.Bugün Din adına zülüm,küfür,şirk,haramlar,fitneler bozuk felsefeler,hurafeler nice rezillik İslam diye satılıyor haliyle her türlü haramın kanunlarla korunduğu bu toplumun paratoneride uydurulan dinler .ALLAH(cc)ın adını ana ana Kurani mana doğru müminler devre dışı bırakılıyor her biri rezilliğinden geçilmiyor Nefisler satın alınmadıkça bu kirlilik bitmez Nerede Çanakkaledeki bu ümmetin birlik ruhu ve fazileti nerede 100 yılda gelinen toplum yapısı insi cinni şeytanların becerdiği bir millet olmaktan ileri gidememişiz satılmış,ötekileştirilmiş ecdada azaplar biçmişiz
uydurulan dinler indirilen Dini öldürmek yarışında doğru müminlerse fitne onlar için
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.Allah'tan başka ilah yok-diyen,Faiz yemeyen almayan/vermeyen,Kumar oynamayan (piyango dahil bütün şans oyunlarından uzak olan)Kafirlerin günlerini /gecelerini kutlamayan,İçki içmeyen-içki satılan yerlerden alışveriş yapmayan,Namazı her gün en az beş vakit kılan,Mirası Nisa Süresindeki ayetlere göre taksim eden,Kul hakkı yemeyen,Allah'ın hükümlerinin uygulanmadığı durumlarda kul hakkı olduğunun bilincinde olan,Hizb/fırkaya göre değil Tevhid merkezli Kur'an-Sünnet dairesine göre hayatı yaşamaya çalışıp-tebliğ yapan,Emri bil maruf-Nehyi anil münker yapan,Mütrefinlikten ve mütrefinlerden kaçan,İsraftan uzak olan,İnfak etmeyi seven,Zulüm etmeyen-zalimlerden uzak olan,Yalnız Müminler kardeştir-diyen,Nefsi terbiye etmeyi asli görevi bilen..Nefsi Emmareden Nefsi mutmainne/radiyye/merdiyye safhasına ulaşmayı gaye edinen,Haramlardan kaçan,
Şüpheli olsa da uzakta kalan,Helalleri bile nefsi için az kullanan/infak eden riyadan gösterişten/şirkten/küfürden uzak olan,Münafık Fasık ve kafirlerden uzak yaşayan,
Mümin ve Muttaki olan;Devlet ve vakıf parası ile zengin,rahat yaşamıyan Allah cc y için harcayan,Dini satmayan,Bidatlerden uzak-Sünneti yaşayan,Peygamberin hayatını örnek alan,Mafyavari işlerle Ebucehilleşmeyen!Dünya sevgisi hataların başıdır-diyen,
Nikah ve düğününü İslama göre yapıp ve nesli koruyan,Malayani-gıybet ve suizandan uzak olan,Siyasette olsa bile yalan konuşmayan,İftira atmayan,Malayani etmeyen,
Vatanı Allah rızasına uygun hayat yaşama yeri olarak gören,İlahi ente maksudi ve rızake matlubi diyen, Çocuklarına Kur'an terbiyesi vermeye çalışan,Zinadan ve zina yollarından uzak olan,ALLAH c.c 'ı zikreden-zikir edenleri seven...Kin tutmayan,
Allah için sevip-Allah için buğz eden,72 fırkadan değil-Fırkayı Naciye'den olan,
Hizbine değil-İslam'a çağıran,KISACA;Her işini Tevhid merkezli Kuran-Sünnet dairesine göre yapmaya çalışan Dünya merkezli değil-Ahiret merkezli yaşayan,
Hizipçilik yapmayan,Zalimleşmeyen/zalimlere yakın olmayan,Haramda gözü olmayan,Mütrefinleşmeyen,Tevhid gönüllüsü,Peygamberlerin takipçisi,Yalnız Allah için çalışan/konuşan,Dini yalnız Allah için yaşayan,"La ilahe illallah-Muhammedün Rasulullah" davasına hizmet eden,"İlâhî ente maksudi ve rızake matlubi" diyen,
Kur'an-Sünnet ile yaşama azmindeki,MÜSLÜMAN-MÜMİN-MUVAHHİD KİMSELERİN CUMA GÜNÜ HAYIRLARA VESİLE OLSUN!SELAM VE DUA İLE...FARUK LİMAN
BİSMİLLAH...
Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: «Bu Allah´tandır» derler; onlara bir kötülük dokunsa: «Bu sendendir» derler. De ki: «Tümü Allah´tandır.» Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü anlamağa çalışmıyorlar?Nisa 78.AyetAyet Açıklaması :
Ecelsiz ölüm olmaz. Ecel gelince de kişinin savaşta veya barışta olması sonucu değiştirmez. Sağlam kalelere girip saklansa, hatta göklere çıkıp yıldızlarda otursa bile ölüm gelip onu bulacaktır. Daha ziyade yahudiler işleri iyi gittiğinde, sağlık, kazanç ve ürünleri iyi olduğunda –kendilerini Allah’ın seçkin kulları olarak gördükleri için– “bu Allah’tan” diyorlar, işler ters giderse bunu da –hâşâ– Hz. Peygamber’in uğursuzluğuna bağlıyor, onun yüzünden böyle olduğunu ileri sürüyorlardı. Bu vesileyle onlara ve bütün insanlığa iyilik-kötülük, hayır-şer meselesi hakkında işin doğrusu bir kere daha anlatılmaktadır. Buna göre insanların başına ne gelirse gelsin, çevrelerinde iyi veya kötü ne olursa olsun bunların tamamı, hayrı-şerri, iyisi-kötüsü Allah’tandır; O takdir etmiş, murat eylemiş ve yaratmıştır, ancak olup biten şeylerde insanların katkısı, iyilik ile kötülük, hayırla şer bakımından –yine Allah böyle istediği için– farklı olmaktadır. Eğer iradelerine bırakılmış konularda iyi bir şeyle karşılaşır, bir nimete nâil olur, bir başarı elde ederlerse Allah’ın verdiği aklı, bilgiyi, iradeyi ve gücü doğru ve yerinde kullanmış oldukları anlaşılır. Allah böyle istediği, buna razı olduğu, verdiği kabiliyetleri bu sonucu elde etmek üzere kullansınlar diye verdiği için hayır, iyilik, başarı Allah’tandır. Yine insanların irade ve tercihlerine bırakılan konularda, alanlarda, işlerde insanlar akıl, bilgi, irade ve güçlerini –ki bunların hepsini veren Allah’tır– yerinde ve doğru kullanmazlar, bu yüzden O’nun razı olmadığı, kendilerinin de hoşlarına gitmeyen sonuçlar elde ederlerse bu sonuçlar (şer, kötülük) kendilerindendir; bunlara kendileri sebep olmuşlardır. İmkân verdiği halde rızâsı bulunmadığı için kötülük Allah’a yüklenemez, “O’ndandır” denemez (bu konuda ayrıca bk. Şûrâ 42/30). İyiliğin Allah’tan, kötülüğün insandan olduğu Resûlullah muhatap alınarak ifade buyurulmuştur, halbuki bunun böyle olduğunu o bilmekte ve yaşamaktadır, başkaları yanlış anlamasınlar diye de hemen arkasından “Seni elçi olarak gönderdik, şahit olarak Allah yeter” buyurulmuş, hayır şer konusundaki gerçeğin onun şahsında ve aracılığı ile insanlığa duyurulmak istendiğine işaret edilmiş
Kim de benim kitabıma sırt döner ve beni anmaktan uzak durursa, şüphesiz Dünyada onun için sıkıntılı, dar bir geçim vardır; kıyâmet günü de onu kör olarak diriltip huzurumuza getireceğiz.Taha Süresi Ayet-124
Muhterem Behlül DÜZENLİ Hocamızın - 19 Ocak .2023 Perşembe- Tefsir dersinden;
“Musa'nın arkasından kavmi, tutmuş süs takılarından böğüren bir buzağı heykeli edinmişlerdi.” A’raf suresi 148.ayet Şüphesiz o buzağıyı tanrı edinenlere Rablerinden bir gazap, dünya hayatında iken de bir zillet erişecektir.” A’raf suresi 152.ayet Putperestlik biraz da alışkanlıklardan geliyor, onun için günaha alışmamak lazım,günaha alışmamanın yolu tövbekârlıktır. Tövbekârlık günaha alışmamak, günahı özümsememek, günahı geleneğe dönüştürmemektir.Putperestliği bırakmıyorlar bu günahı içlerine sindirmiş, kabullenmiş olanlardır, Onun içinde bir türlü putperestlbırakamıyorlar,İnsanoğlu sadece putuna, menfaatine tapar,Haram para da insana sadece put yaptırır,İlah, kendisinden vazgeçemediğiniz şey demektir.O’nsuz biz ne yaparız, Bütün varlığımı ona borçluyum O’nsuz yaşayamam diye düşündüğümüz her şey ilahımız sayılır. Her dönemin kendine göre putu, ilah’ı vardır,Günümüzün buzağı heykeli, putu, ilahı; birinci derecede para olmakla beraber makam, şan, şöhret , şehvet, çocuk, mal mülk sayılabilir. Bütün bunları ve bunun gibileri ilahlaştıranlar Allah’ın c.c. öfkesine muhatap olurlar,
ALLAH cc ın Resülünün asm Hukuğunun Kurani Hukuğun,masum
,mazlumun Hukuğunun doğru değerlerin,Vicdani Ahlaki ve Adaletli olanın helal ve namuslu olanın çiğnendiği heryer Cehennem.Nefsani isteklerin sonu hüsrandır haramlara razı olacak kadar insanın gönlünü kalbini,Aklını,Vicdanını,İmanını körleştirir tövbe edip Kuranın mecrasına dönmezse zamanla fitne olur çıkar.Doktorun verdiği reçeteyi okuda oku ,ilacını alıp şifanı aramadıktan sonra nasıl tedavi olacaksın.Öyle maytap gibi anlık parlayıp sönmek değil doğru insan doğru müslüman olmak ,ifrat ve tefritle Ahlaksızlıkla,zülümle,haramla ,yanlış ilişkilerle şekillenen hayat helakettir.Dengeli istikrarlı pozitif çalışmalar berekete sebeptir.Haramlar dengesiz hayat Ahlaksız haramzadeleri hainleri iş başına getirmek helakete sebeptir.Onun için bir sorumluluk alıyorsan kimsenin gaz vermesine teslim olmayacaksın,işin ehli Akıllı,Vicdanlı,Ahlaklı ,tecrübeli,doğru,namuslu,helal insanlarla çalışacaksın.(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler:Allah´ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah´ın yardımı yakındır.Bakara 214.Ayet.
Psikiyatriye gidenler deli değildir.Bencil,Ahlaksız arsız,haramzade,dengesiz,imansız ve empati yoksunu insanlar yüzünden gitmek zorunda kalan hassas pozitif insanlardır
Bu piyasada çok kıyım yapıldı zaman oldu tertemiz insanlar dost zannettiklerinin eliyle diliyle fitnelere kurban edildi ateşe atıldı Ahlaksız insi cinni pislikler kayırıldı.Kimse güçlü olduğu için kazanmaz Haklı olan kazanır çünkü ALLAH cc Haklı olanın yanındadır ölçü ise Kâinatın Anayasası Kurani ölçüler ve ALLAH cc ın Resulünün asm rızasıdır.Biz müminler piyasada evliya diye satılan tiplerinde islama az,çok katkıları olduğuna inanırız lakin onları herşeyleriyle kanun yapmanın şirke götüreceğinede inanırız .Mülkünde kanun koyucu olarak ALLAH cc yeter
Günün sözü;Koyuna içki içirmişler kurdun evini sormuş?
Senin imzan en güzel imzadır Kâinatta Ey Erhamürrahimin biliyorsun her halimi ancak hikmetine aklımın ermediği inancımın ve fikirlerimin zerresiyle alakası olmayan zülüm,küfür,şirk,haram ,fitne kokan insi cinni pisliklerin kurbanı olduğumuz her tağut icraatten kurtar inandığınız gibi muamele göreceksiniz der kitabın ben ALLAH cc ı Rabbim,Hz.Muhammed asm ı Peygamberim asm,İslamı Dinim,Kuranı seninde benimde hak kitabım olarak kabül etmişken nedir bu zülüm dolu hayat zalimin zülmü niçin yanına kâr kalıyor .Hür değilim ve imtihandayım zerrede kürreyi boğan zalimlerin saltanatı var Beni yakmakla masum mazlum kurtulacaksa yakta bitsin bu anlamsız hayat.Şayet beni yakmak sadece insanlığın ve İslam düşmanlarının iblis ve sadık yandaşlarının hevesiyse zerratı cehenneme herbir pisliğin ebeden
Kuranın ölçülerindeki İslam ALLAH(cc)ın Dini .Ne insi cinni şeytanlar,ne uydurulan Dinlerin yobazları ,nede onların çaktığı nefis ve ruh yaşatmıyor cehenneme yolcuyuz
Birbirimizin sarı öküzü olup çıkmışız,bu memleketin milli manevi değerleriyle içiçe herkes .Birbirimizin kusurlarına,yaşadığı talihsizliklere ivme kazandırmak için değil .Bal arısı misali her çiçeğin özündeki güzellikleri bala çevirmenin gayretinde Akıllı şuurlu,bencillikten,zalimlikten uzak Vicdani Ahlaki harekete yatırım yaptığımız sürece insi cinni şeytanları sevindirmeyeceğiz inşallah .Netice sarı öküzü feda etmeyi gözden çıkaran öküzlerin anormal teslimiyetine helaketine benzemiyecek inşallah Unutma bu şehid kanıyle sulanmış Vatanın duyarlı evladı bu memleket uğruna pozitif değerler üretmeyi bilmiş millete mal olmuş insanlara sahip çık ama gafletinle,cahil kafanla dalaletinle ilahlaştırıp hâinlerden olma.Her güzel nimeti ALLAH cc tan bil Rabbine teşekkürü ihmal etme doğru vatandaş doğru mümin kul olmak için gayretli ol.Bütün bunlara aklın ermiyorsa hiçbir konuda ileri gitme her zaman her konuda haddini bilenlerden ol.Milli ve manevi değerlerine sahip çık .Çünkü bu millet başka milletlere benzemez,başka Vatan yok hain olma hainide ferasetinle gör.Çare günah keçisi aramak değil,doğru değerlere,doğru insanlara vicdani ve Ahlâki değerini Adil olan fiatı verebilmek Rabbimizide küstürmemektir.Ahlaki yozlaşmaya acil neşter vurmak Kurani şuurda bir nesil yetiştirmektir.Her türlü harama ,şirke,küfre,zülme her fitneye karşı dik duruştur .Liyakatli işinin ehli doğru insanlarla yol gidelim sarı öküzleride bencilliğimiz ve çirkef çıkarlar uğruna feda etmeyelim memleketin tarihe mal olmuş değerleri mahküm edilmesin bu güzide vatan cehenneme dönmesin inşallah
.Potansiyel suçlu aramayın.Dava her türlü harama karşı mücadele olsun bataklığı kurutmanın yolunu arayın,sivrisineklerle uğraşmayın. ALLAH cc ın rızasını arayın haramlarla mücadele konusunda samimi olun.Gerçek hâinleride görecek ferasetiniz olsun.Kim bu memleketin değerlerinin sancılısı pozitif insanları Alemin çöplüğü bir fitne yapmak için kıçını yırtıyor ,lanetler zerratına Ya Rabbi savunmasız bırakma bizi rızan ile yaşat.İçi bozuk,kanı bozuk,kökü bozuk hainlere yedirme güzelim kullarını
Şişirmeye gelmez bu memleketin hiçbir sivri şahsiyeti kimliği zehir saçıyor çoğu.
Hoca Cuma günü namaza gelirken rahatsızlık geçirdi ve namaza gelemedi .Cemaatte herkes ne yapalım diye birbirine bakarken,içlerinden imam hatip mezunu Trafik polisi olan biri kalktı ,hutbeye çıktı .Malüm zikir ve Duadan sonra nasihate başladı ;Muhterem Cemaat kıymetli Müslümanlar Tövbe ruhsatlarınızı yenileyin ,Takva kemerlerinizi bağlayın,Günah hızınızı yavaşlatın,niyet lastiklerinizin havasını kontröl edin ,kalp motorunuzu temizleyin ,Kuranın işaretlerine uyun,Din yolunda istikamed şeridinden ayrılmayın,Dikkat edin önünüzde ciddi bir kontröl noktası var Şunu bilinki kiramen katibin meleklerinin Radarından asla kurtulamazsınız Kuralları ihlal ederseniz ceza faturasını Cehennemde ödersiniz.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. İnsanlık tarihi boyunca karanlığın temsilcisi olan cahiller sürüsü hep olmuştur. Ancak onlar hiçbir zaman muvaffak olamamıştır. Şüphesiz olamayacaklardır da. Karanlığın ve cehaletin panzehiri de hiç şüphesiz insanlığı aydınlığa çıkaran yüce kitabımız Kuran’ı Kerim’dir. Allah’ın kelamı olan Kuran’ı Kerim’in hiçbir faniye ihtiyacı yoktur. Nitekim Allah’u Teala yüce kitabında buyurduğu üzere ;“Hiç şüphe yok ki o Kur’ân’ı biz indirdik, onu koruyacak olan da biziz.” (Hicr, 15/9) ifadesiyle Kur’an’ın ilelebet hakim olacağını bildirmiştir. Dolayısıyla İslam düşmanları ne dinimize ne de kitabımıza hiçbir zarar veremezler.
Allah’a iman eden kullar olarak; her şeyden önce bilinmesini isteriz ki; asla ve kat’a yüce kitabımız, en büyük kutsalımız olan Kuran’ı Kerim’e yapılacak hiçbir edepsizliğe karşı sessiz kalmayacağız. Toplumsal yaşamın gereği olarak herkesin ve her kurumun özgürlük alanını belirlerken, ötekinin hukukunu koruma zaruriyeti vardır. Ancak gelin görün ki; kendisini sözde demokrasi ve özgürlük havarisi olarak gören Avrupa ülkeleri, Müslümanlara karşı yapılan saldırılarda hiçbir hassasiyet gözetmemektedir. Aslında biz sizin neden rahatsız olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Endülüs’te İslam’ın ve Müslümanların kıtanıza getirdiği aydınlık ve saadet sizi korkutuyor. Siz, İslam’ın kuşatıcı ve kucaklayıcı gücünden korkuyorsunuz. İyiliğin ve merhametin öncüsü olan, adil olmayı emreden İslam’ın adaleti, sizin terazinizin dengesini bozduğu için ürküyorsunuz. Biz sizin kimlerin mirasçısı olduğunuzu, açık denizlerde savaştan kaçan göçmenlerin çoluk, çocuk, yaşlı demeden batırdığınız botlarından biliyoruz.Lakin ne yaparsanız yapın hakikatin nurunu söndüremezsiniz.
Kur’an’ın kainatı aydınlatan ruhunun önüne geçemezsiniz.Müslümanların birliğini engelleyemezsiniz.Allah’ın ipine sıkı sıkı sarılan inanmışları yoldan çeviremeyenlerin provokasyonları her gün başka bir şekilde tezahür ediyor. Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakılmasına izin verilmesini de bu provokasyonların bir parçası olarak görüyoruz. Kutsal olana saldırmanın hiçbir şekilde düşünce ve ifade özgürlüğü kisvesiyle örtülemeyeceğini, aksine bunun bir nefret suçu olduğunu biliyoruz. Ancak her nedense Müslümanların kutsalı söz konusu olduğunda bütün dünyanın, bilhassa batının nasıl üç maymunu oynadığını da görüyoruz. Geldiğimiz aşamada İsveç’in Müslümanların en büyük kutsalı olan yüce kitabımız Kuran’ı Kerim’e karşı yapılacak bir saldırıya izin vermesiyle suçu himaye ettiğine de tanıklık ediyoruz. Biz Müslüman gençler olarak bu tanıklığın gereğini yerine getirmek suretiyle, nereden ve kimden geldiği fark etmeksizin Kuran’ı Kerim’e yapılacak her türlü saldırıya karşı mücadele edeceğiz. İsveç’in Müslümanlara ve ülkemize karşı düşmanca tutumu bununla da sınırlı değildir. Son zamanlarda benzer şekilde başka hadiseler de yaşanmıştır. Bir takım terör örgütlerinin hücresine dönüşen Stockholm’de Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı haddi aşan eylemler gerçekleştirilmiş ve İsveçli yetkililer bu olaya da akıl almaz bir şekilde sessiz kalmışlardır.Şimdi buradan size soruyoruz:Bu topraklarda gözlerini açamayan teröristler neden sizin ülkenizi seçiyor
Burada kendisine alan bulamayan terör seviciler neden sizin topraklarınıza koşuyorlar?Sizin onlarla bir ortaklığınız mı var, yoksa onlardan korkunuz mu var?
Bu vesileyle tekrar Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde İsveç makamlarınca yüce kitabımız Kuran’ı Kerim’i yakma girişimize izin verilmesini lanetliyor, şiddetle kınıyoruz.Bilinmesini istiyoruz ki bizim için; “Sözlerin en güzeli Allah'ın kitabıdır. Yolların en doğrusu Peygamberimizin yoludur…”Biz, değerlerimize karşı yapılacak hiçbir saldırıya karşı sessiz kalmayacağız ve mücadelemizi de insanlığın izzet ve şerefine yakışır şekilde vereceğiz.Mananın maddeye hükmettiği bir medeniyetin varisleri olarak İslam’ın aydınlığında geleceği ihya edeceğiz.KUR’AN,I YAKMAKLA KUR’AN DEĞERİNDEN BİR ŞEY KAYBETMEZ. ASIL TEHLİKE, BİZİM KUR’AN,I HAYATIMIZDAN ÇIKARMAMIZDIR.
Ne Kadar Garip Değil mi ? İnsan Kiracı Olduğu Eve Bile Masraf Yapmayıp,Ne Olur, Ne Olmaz,Olurda Çıkabiliriz Derken.Gelip Geçici Şu Fâni Hayatı Ne Çok Önemseyip Kıymet Veriyor.Her An Çıkıp Gideceğimiz bu Dünyada Ebedi Hayatı Ne Kadar Az Hatırlıyoruz.Gecenin son kısmını Seccade başında geçiren ile,Kalbim temiz Allah affeder diye sıcak yataktan kalkmayan bir olurmu,Seher vakti Rabbinin huzuruna duran siz Allahın mümin kulları Allah'ın Rahmeti, Bereketi, Mağfireti üzerinize olsun “Gece vakti yüreği daralmış kullarına,gökyüzüne inci inci dizdiğin yıldızlar adedince ferâhlık ver Allah'ım.Yâ Râbbî;“Göğsümüzü,daraltan her şeyden kalbimizi temizle Yüreğimizdeki sıkıntılarımızı rahmetinle ferahlat..” Allahım Dualarımıza icabetini Engelleyen tüm günahlarımızı affet,Huzuruna yapayalnız geleceğimiz gün bizi utandırma,Kıyamettin dehşetinden,sıratın heybetinden ve Cehennemin ateşindende Bizleri koru. ALLAH cc Ölmeden Önce Tövbeyi Ölüm Anında Şehadeti Ahirette Cennetni Nur Cemalini Görmeyi Nasip Eylesin Dilimize düşen Kalbimizden geçen Hayırlı olan Ne varsa dua olsun Güzel ve Hayırlı Bir sabah Olsun HAYIRLI sabahlar
Selçuk Bayraktar fazlasıyle bugüne dek medyatik olmuş,özellikle Ali Babacan densizinin çıkışı çok yıprattı gibi görünüyor. Çocuğu harcamayın,harcatmayın sahip çıkın kendi iç Dünyasında yaşasın Ruh sağlığı bozulmasın ALLAH cc yardımcısı olsun inşallah.Benim şuculuk,buculuk diye bir dinim yok hizipçilik bu memleketin en büyük talihsizliği.Benim Dinim İslam,kitabım Kuran şunu bunu öne çıkarmayın herkes haddini bilsin fitnelere gaz vermeyin memleketide cehenneme çevirmeyin Potansiyel suçlu aramayın.Dava her türlü harama karşı mücadele olsun bataklığı kurutmanın yolunu arayın,sivrisineklerle uğraşmayın. ALLAH cc ın rızasını arayın haramlarla mücadele konusunda samimi olun.Gerçek hâinleri görecek ferasetin olsun
Abdulkadir Geylanî Hazretlerine:"Fakir kimdir?"diye sorduklarında şöyle cevap vermiş:"Allah'tan başka herkese ihtiyaç duyandır"Allah'ım Bizi namerde muhtaç etme
Sen'den başkasına boyun eğdirme Bize hayırlı bir ömür ve Hayırlı bir ölüm nasip et.
Dualara cevap veren Allâh’ım Sana itaat edilir Sen karşılığını veririsin Sana isyan edilir,sen bağışlar,affedersin Darda kalanlara icabet eder, Zararı sıkıntıyı ortadan kaldırırsın Hastalara şifa,dertlilere deva verirsin Üç Aylar Hürmetine Günahlarımızı bağışla bizleri affeyle.. Allahım Bağışlanmadık günahımızı,giderilmedik üzüntümüzü, aşılmadık sıkıntımızı, ödenmedik borcumuzu,şifaya kavuşmamış hastamızı, rahmetine ulaşamamış geçmişimizi, hidayete erdirilmemiş yolunu şaşırmışımızı derdine çare bulunamamış dertlimizi bırakma. Namaz, Allahü teâlânın hoşnut olduğu bütün amellerin en faziletlisidir.Rızkın bereketi,duanın kabulüdür.Kabirde ışıktır,sıratı
yıldırım gibi geçiricidir. Cennette başa taçtır.İmanın başı,gözün nuru ve Cehennemden kurtarıcıdır.Bizleri beş vakit namazı devam eden Kullarından eyle.Bir üç aylara daha Bismillah dedik hamdolsun!Rabbim hepimize Kur'an'la, duayla, tefekkürle, tevbeyle ve ağız tadıyla geçen bir üç aylar nasibeylesin!Dünyalık dertler, hastalıklar, belalar ve huzursuzluklar verip üç ayları unutturmasın!Derdimiz İslam,gündemimiz ümmet olsun
Din tüccarlarının en büyük özelliği milliyetsiz olmalarıdır demiş Nihal Atsız.Aynı zamanda Din ve emek hırsızıdır hâinlerle çalışmayı sorgulamazlar uydurulan dinlerin temsilcileri.Kurani şuurun muslümanı milli ve manevi değerlerine,Vatanına ciddi sahip çıkar bunun ispatı içinde islam hassasiyeti olmayan milliyetçiliğin içi boştur diyen Rahmetli MuhsinYazıcıoğlunun sözüdür bize Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlunu Rahmetli Mehmed Akifi,Rahmetli Seyyid Abdülhakim Arvasiyi Rahmetli Erbakan hocamızı,Rahmetli Alparslan Türkeşi Rahmetli Recep Yazıcıyı Rahmetli Oktay Sinanoğlunu ,Rahmetli Tahir Büyükkörükçüleri,Rahmetli Abdülmetin Balkanlıoğlunu Rahmetli Abdürrahim Karakoçları,Rahmetli Arif Nihat Asyaları anlıyacak milli ve manevi değerlerimizin samimi sancılısı erler lazımki İslama Peygamberimiz asm ve Ashabından sonra en büyük hizmeti vermiş Türkün faziletide Gerçek islami şuurda çiğnenmesin onlar gerçek islamın ve Vatanının kudsi değerlerinin sancılısı olmayı bilmişlerdir.Peygamberleri asm ve Hakiki Müminleri Kurani Hakikatleri hakir gören bir milliyetçilik imansızlıktır.O gibilerin milli ve manevi değerleri sahiplenmeside hikâyedir.Çünkü Vatana,kudsi değerlere muhabbetin temelinde hakiki iman İslam şuuru vardır.ALLAH cc a ve sevdiklerine samimi muhabbet vardır.ALLAH cc için sevmek,ALLAH cc için buğz etmek vardır.Bunun dışında nefsani belki şeytani bir yapılanma vardırki hesapları Dünya saltanatıdır.Müminlerin davası ise Rızai ilahi İlai Kelimetullahtır hayatları Ahiret endekslidir Rızai ilahiyi ararlar.Türk İslam şuuru derken işi menfi ırkçılık boyutuna taşıyanada rağbet etmeyeceksin.Tam bağımsızlığın tadına varmak isteyen yalnızca ALLAH cc a kul olsun,nefse kulluktan,kula,Dünyaya kulluktan kurtulsun,haramlara kapısını kapatsın,en azından farz ibadetlerini yapan mümin kullardan olmanın gayretinde Güzel Ahlaka,Dürüst,helal,namuslu yaşama endeksli bir kişiliğe yatırım yapsın,kul hakkına riayetle,Kurani Hukuğu çiğnemeden Vatanına kudsi değerlerine sevdalı dengeli, hayatına artı katacak iyilerin dostluğuyla iç içe yaşamak hayat tarzı olsun.Zaman şahıs zamanı değil deyip,nefsi için Kainatı isteyen cehennemde olsa ebed isterim diyen,kim olursan ol gel birbirinde fani ol diyen Nurculukta.Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin.TBMMeclisinden başka insanımızın kaderini tayin edecek bir makam yoktur diyen Atatürklerde.Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır,şeyhinde fani ol diyen şarlatan şeyhlerde.Medyatik Ahlak tahribatıda Hizipçi Din ve Particilikte.Milli ve manevi değerlerden uzak sırf Dünya endeksli eğitimde.Her türlü haramın kanunlarla korunmasıda hem İslama hem insanımıza büyük zarar verdi
Kuranın ikliminde Tevhid çatısı altında Dinini yalnızca ALLAH cc a has kılarak farzları yapan haramları terk eden hâyra koşan ve nefsini satın alıp Güzel Ahlakı şahsında tesis eden dosdoğru mümin kul olki Ebedi Hür ol.Çünkü gerçek Hürriyet yalnızca ALLAH cc a kulluktur ALLAH cc sız heryer zülüm diyarıdır Cehennemdir Azgın zalim,felsefeci haramzade bir nefsin işi sahibine ihanettir insi,cinni şeytanlarla işbirliğidir,hâinliğe koşmaktır şirkin,küfrün,zülmün,fitnelerin coğrafyasına düşmektir öyle bir nefisten arınmak için Kurani hakikatlere sarılmazsan sonuç helaket olabilir Sait Nursilerde,şarlatan şeyhlerde,beton kemallerde ,insi ,cinni şeytanlarda,Dünyanın çarpık düzenide,nice felsefeyi,hurafeyi haramı dininiz diye yutturmuş uydurduklarını dayatanlarda nefsin satın alınmasının önüne dağlar örmüş Haliyle ibadetle fitne olmanın yolunu açmışlar Uydurdukları Dinin ilahıda kendileri.Marifet falanca,filanca olmak değil marifet yalnız ALLAH cc ın rızası onun yoluda Onun Dini İslmamın Kitabı Kurana uymak.Ey iyi olmaya çalışan temiz niyetli insanlarda tasarruf etmek gibi lüksü olan mutasarrıflar;Çok çalışan helal insanla değil,çok çalan zalim hâin haramzade fitnelerle uğraşta adam sıfatına gir.Büyük parası olanlar haksız kazançla büyük paralar kazanıyor.Maddi manevi helal-haram hesap etmeyen hırsızlar daha çok çalıyor nice zalim hain fitne istediğini yaptığı Dünyada hiçbirşey sorgulanmıyor,iyi olmaya çalışan hak etmediği nice zülümler yaşıyor.İmanımın,namusumun Ahlakımın sağlığımın derdindeyim vurmuşum Dünya saltanatına.Bugünün Dünyasında Adaletli bir yönetim yok ne Dünyevi nede Uhrevi. Şehid kanı ile sulanmış sözde müslüman bu memlekette ALLAH cc ın lanet edip haram kıldığı herşey mevcüt ve kanunlarla korunuyor.Evet Cengiz Numanoğlu Hocamızın ne kadarda sabırlısın ya Rabbi şiiri az bile yazmış iyiler kötü kötüler iyi muamelesi görüyör belki 100 belki 300 yıldır.
İnsanlık iyilikle doğruları bulsun Kurani Hakikatlere Hür iradesiyle teslim olsun.
Bu Dünyanın bütün hapisleri Cehennem hapsinden hayırılı ve cennete yolculuktur ey nefis ey iblis sen bana Dünya hapsini seçiyorsunda asıl azabı çekecek sensin inşallah.
Bir ağacın gölgesinde adam felsefe kitabı okuyordu. Sorular üstüne sorular adamın kafasını karıştırmıştı.Başını kaldırıp ağaca baktı.Keşke ağaç olsaydım,hiç düşünmeden yaşasaydım, dedi.Birden ağaç dile geldi:Ben düşünmüyorum belki ama düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki, dedi.Adam heyecanla:Seni dinlemek isterim, dedi.Ağaç konuşmaya başladı:At o felsefe kitabını elinden, şimdi bana bak ve beni dinle sana on tane hayat dersi vereceğim, dedi.Adam heyecanlanarak:Tamam dedi.
Ağaç:Dinle o zaman, dedi ve hayat dersini sıralamaya başladı:
1- Ağaç yaş iken eğilir ya da doğrulur. Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Siz de bilirsiniz ki “yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez.” “Yaşlı kurda yol öğretilmez.”
2- Düşen ağaca balta vuran çok olur. Onun için hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek; güçlüyken gölgene sığınanlar düşerken baltayı alıp sana koşarlar.
3- Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı bizdendir. Her zaman dış düşmandan korkmayın. İç düşman daha tehlikelidir. Sizin gibi görünüp size hainlik edecek insanlara dikkat edin. Dişi kıran, pirince en çok benzeyen beyaz taştır.
4- “Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir” İnsanı geliştiren mükemmelleştiren zorluklardır. Büyük adamlar büyük engellerle karşılaşıp onu aştıkları için büyük adam olurlar. Büyük devletler büyük badireleri atlatarak büyük devlet olurlar. Uçurtma rüzgâra karşı durduğu için yükselir. Engelleri fırsat bilmelisiniz.
5- Bir ağacın kökü ne kadar derinse boyu o kadar yükseğe çıkar. Kökleri zayıf olan büyüklüğü taşıyamaz. Onun için kökünüze sahip çıkmalısınız. Kökünü unutan ya da yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi? Bir ağaç gücünü gövdesinden değil kökünden alır. Sizin de tarihiniz olmazsa nasıl geleceğiniz olacak? Tarihinizi yok sayar ya da unutursanız nasıl geleceği inşa edebilirsiniz?
6- Ağaç yapraklarıyla gürler. Bir insan da ailesiyle, sosyal çevresiyle güzel olur; onlarla tamamlanır.Onlarla varlığını hissettirir.Onun için sosyal ilişkileriniz önemlidir
7- Hiçbir ağaç acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım diye düşünmez. Kök, gövde ve dallar görevini sessizce ve sabırlıca yaparlar. Siz de baharın gelmesini bekliyorsanız görevinizi şamata yapmadan sessizce, hakkıyla ve sabırla yapmalısınız.
8- Meyveli ağacı taşlarlar. Bilgili, becerikli, başarılı insanlara haset eden çok olur. Bir işe yaramayan, niteliksiz, silik insanlar kimsenin umurunda olmazlar. Onun için başarılı insanlar atılacak taşlara mukavemet edemezlerse başarılarını sürdüremezler.
9- Her ağaç kendi toprağında büyür. Ağaç ancak uygun toprağı bulması halinde gelişmesini sürdürür. İnsan yetenekleri de öyledir; ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yoksa çürür gider.
10- Beşikten mezara kadar ağaca muhtaçsınız. Çocukken beşikte, ölünce tabutta bizimle berabersiniz. Bize hep odun gözüyle bakmayın. Biraz da ibret gözüyle bakın. Sözü şöyle bitireyim, insanların kulağına küpe olsun.
“Her şey bir ağacı sevmekle başlar.” Bundan sonra bir ağacın yanından geçerken durun ve şarkımızı dinleyin.Adam ağaca tekrar baktı, “ ASLINDA ODUN OLAN BU AĞAÇ DEĞİL BENMİŞİM MEĞERSE.” diye geçirdi içinden...
Nefret ve kinin ertesi pişmanlıktır,her canlıya vardır ölüm,insan ölür ama asıl ölmeyen insanlıktır .Hz.Mevlana.
MADEM YERDEKİ VE GÖKTEKİ HAZİNELER ALLAH(cc)ın ve TEVHİD ESASTIR .HİPOKRAD YEMİNİNİN MEŞRU BİR YAPIYA TAŞINMASI İÇİN;
Gerçek Şifa verici Şafii Hakiki ALLAH(cc)ın Huzurunda şirkten,küfürden,zülümden her şeytani pislikten her fitneden uzak Rahmani eczanenin şifa ikliminde Dua ile. BİSMİLLAHİ YA ŞAFİ cc.
Bu sanatta hocamı, babam gibi tanıyacağım, rızkımı onunla paylaşacağım, ihtiyacı olursa kesemi onunla bölüşeceğim, çocuklarına kardeşim gibi bakacağım ve öğrenmek isterlerse bu sanatı ücretsiz öğreteceğim; ilaç reçetelerini, şifai bilgileri ve diğer bilgileri sadece ve sadece kendi evlâtlarıma, hocamın çocuklarına ve hekimlik kurallarına uygun sözleşmeyle bağlı ve ant içmişlere öğreteceğim.
Yeteneğim ve hâkimiyetim ölçüsünde hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğim ve asla kimseye zarar vermeyeceğim.
İsteyen hiç kimseye öldürücü bir eczayı ne vereceğim ne de bunu tavsiye edeceğim; benzer şekilde, bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim.
Hayatımın ve sanatımın saflığını koruyacağım.
İç organlarındaki taşı keserek almayı, hastalığı çok açık olan hastalarda bile, işin ehli olan (cerrah)lara bırakacağım.
Hangi eve girersem gireyim, bütün kasıtlı kötülük ve suistimallerden ve özellikle de ister hür ister köle olsun erkek ve kadınların vücudunu kötüye kullanmaktan kaçınarak, sadece hastaya yardım için gireceğim.
Gerek sanatımın icrası sırasında gerekse insanlarla gündelik ilişkideyken edindiğim bilgileri ortalığa saçmayacağım, bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım.
Bu yemine sadık kalırsam hayatımı ve mesleki uygulamalarımı insanların tümünden ve her zaman saygı görerek mutlulukla sürdüreyim, ama ona ihanet eder ya da çiğnersem tam tersini yaşayayım.
Türkiye'deki tıp fakültelerinin mezuniyet törenlerinde kullanılan ve Dünya Tabipler Birliği Cenevre Bildirgesindeki Hekimlik Andı'nın en güncel tercümesi olarak Türk Tabipleri Birliği tarafından yayınlanan metin şöyledir:
"Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı statü, hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, hastalarımı memnun edeceğime, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime, mesleğim dolayısıyla öğrendiğim küçük sırları saklayacağıma, hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı ve sevgi göstereceğime dil, din, milliyet, cinsiyet, takım, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime, mesleğimi dürüstlükle ve onurla yapacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim."
Pröblem çözmek isteyenler ,Pröblem yaratmak için kıçını yırtmaz.Kurani manaya savaş açanlar.Önce doğru mümin kimmiş bakın Kurana öğrenin,sonrada aynanın karşısına geçip kendinizi tartın .Haksızlığınız tescilliyken günah keçisi aramayın,başta kendiniz olun binbir suratlı din şarlatanları.İmtihan nice güzelim insan için vicdansız ve Ahlaksız hatta zalimane.Günümüzün zalim deccalizim Dünyasında güzelliklerin katliamı var uydurulan dinlerde nice yobazda şeytanların güdümünde fitneye kuvvet veriyor melun şeytanlarla aynı rölü paylaşıyorlar.Boynunuzda akrep,koynunuzda yılan,yolunuzda sırtlanlar,çakallar var deyince bana düşmanlıkmıydı doğru davranış.Hem zerre kadar kendinizden haberiniz yok hem doğru sözlüye düşman oluyorsunuz,demekki yüzüme gülerkende samimi değilmişsiniz.Eski müşrikler kız çocuklarını diri-diri toprağa gömerlermiş!Şimdikiler de ateşe gömüyor!
Eskiden günahsız Cennet'e giderken, şimdikiler Cehenneme hazırlıyor.Gelde kıyas et kim daha kötü.Köpeklerin en büyük korkusu sahipleri ölünce aç kalmak korkusudur.Kuşların ise aç kalmak korkusu hiçbir zaman yoktur çünkü sadece ALLAH cc a tevekkül etmeyi bilmişlerdir.Hakkıyle iyilerden olamıyorsak,her doğru işimizde,ibadet ve hayrımızda iyileri,masum mazlumu dualarımızda eksik etmiyeceğiz ve müslümanın dili müslüman kardeşi için günahsızdır.Hadisi Şerifi Sırrınca inşallah ALLAH cc bizide bağışlayacak iyilerle masum mazlumla kardeş yazacak ve günahlarımızdan meccanen arındırıp Cennetine layık kılacak.Her güzel nimet ALLAH cc tandır ve şükür ister.Falancadan filancadan bilip ALLAH cc ı unuttuğunuzda orada hâyırlı su akmaz.Ancak doğru adamada doğru işinden dolayı teşekkkür bir erdemdir.
Kavmiyetinle değil,Müslüman kişiliğinle ihanetten uzak Helal Güzel Ahlakınla öğün.
İslamiyet bir Okyanusken bu zamanın müslümanı O Okyanusun kıyısında bulanık bir su damlası bile olamamış.Yaşadığı Dinide çokları Dünyaya gömmüş veya bencil nefislere feda etmiş.Ey müslüman Okyanusa dalmadıkça nefsini satın almadıkça,hakiki Mümin vasfıyla donanmadıkça,Güzel Ahlaklı,helal,namuslu
,dürüst ,Vicdanlı,Adaletli,vefalı,empati yapabilen,merhametli bir kişiliği şahsında tesis edemedikçe Ahirete endeksli bir yaşantın olmadıkça ömürde,ölümde
,haşirde zordur.Okyanustan bir parça olmak için hakiki Mümin kul olmak,Dinini yalnızca ALLAH cc a has kılmak şart.Ancak çokları uykuda ruhbanlığı,kula kulluğu,nefse kulluğu belki haramları bile sorgulamıyor ve Dünyanın derdini dert edindiğinin onda belki yüzde biri kadar samimi olarak Ahiretine vakit ayırmıyor .Bu durum mirasyedi müslümanlığıda geçti armut piş ağzıma düş yok eğer İslamın ve insanlığın çilesini bir nebze anlamak istiyorsan Ahirete endeksli hayatın olsunki,ömrün bereketlensin musibet ve hastalıklar uzak olsun Okyanusta serinle ,yoksa ölümle uyandığında boğulanlardan olma.
İslam'ı sarıkla buluşturduk; ama bir türlü kafayla buluşturamadık! İslam'ı rüyalarla buluşturduk; ama bir türlü hayatla buluşturamadık! Kur'an'ı sesle buluşturduk; ama bir türlü sözle buluşturamadık! Ölülere bile Kur'an ulaştırdık; ama bir türlü dirilere ulaştıramadık!
Sevdiğim bir söz vardı eskiden görmüştüm başörtüsü mücadelesi verirken örtünün altındaki başı kaybettik diye söz kimin hatırlamıyorum. İslama ve kurana Müslümanım diyenlerden daha çok zarar veren kimse yok.Putumu ne dikersin dışkı çıkaran ilah,şirkin,küfrün,zülmün fitnelerin mimarı.Ben Okyanusta yüzmekten bahsettim Okyanus olmaktan değil.
'İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik yaparız, kötülük yaparlarsa biz de kötülük yaparız.' diyen zayıf karakterli kimseler olmayınız, bilakis, iyilik yaptıklarında insanlara iyilik yapmayı, kötülük yaptıklarında ise onlara kötülük yapmamayı içinize (bir ilke olarak) yerleştiriniz.Hadisi Şerif.
Vatandaş paranın açamıyacağı kapı yok demiş ,birileri itiraz etmiş Cennetin kapısını nasıl açar para diye.Fakiri,düşkünü sevindirir infak edersen İslamın Hakimiyeti için sahabi ra gibi harcarsan Cennetin kapısınıda açar para hayatında bereketlenir.Varlıklıda olsan her istediğini yemek ,giymek,yapmak gibi bir lüksün olamaz imanın,vicdanın
Doğruluğun,Ahlakın varsa,insanlığığın ölmemişse,merhamet sahibiyim diyorsan ekmeğini paylaşmayı öğren.Çünkü komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir.Hadisi Şerif diyor iman ettiğimizi söyleyebildiğimiz Tek Hak Din Tevhid Dini .Günümüz Dünyasında ulaşabileceğimiz herkes komşumuzdur.
İmkânımız varsa bencil olmayacağız Ahlaki ,Vicdani,En doğru hareketi yapacağız.Kiraları hayat standardını son iki yılda on kat arttıranda insan olduğunu söylüyor çokları müslümanlığı kimseye bırakmıyor.Günümüzde Dünyada hergün 25000 kişi açlıktan ölüyor Türkiyede üçte bir nüfüsün geliri açlık sınırının altında Haitide insanlar un toprak ve su ile yoğurdukları yiyecekleriyle hayata tutunmaya çalışıyorlar kenyada bütün yiyecekleri soğan patates olan insanlar ihlas ile cemaatle namazlarını kılıyor ancak bu ülkede varlıklı olanda şükürsüz belki isyanda.Yemende çocuklar açlıktan ölürken suudi amerika üstlerine bomba yağdırıyor Hacdaki kurban etlerinide abd askerlerine layık görüyor.Müslüman Dünyanın bile vicdanı sağır .Kışın ortası kar yok yağmur yok susuzluk kapıda .Ey sağır Vicdanlar lafa sıra gelince müslümansınız icraatte kâfir dediklerinizi sollamışsınız bencilliğiniz tavan yapmış belki çoğunuzun hasta muhtaç akrabasıyle bile alakası yok Vicdanı ölmüş olanda iman ne gezer .Belki içimizde duyarlı olanlarda var ancak fedakarlığı biz bencil yaşıyanlardanda görmek istiyoruz .Bu Dünya esas değil ve her an ölüm var .Öyle insanlar varki ihtiyaç sahibinin 100 katı belki 1000 katı sırf şahsı için harcıyor ve fakiride hor görüyor insanlık bumu Ahlaklı,Vicdanlı
,Merhametli,Doğru adam olmak bumu.ALLAH cc herkese yetiyorda,engelliyen insi ve cinni pislikler zalim vicdansızlar egosundan nefsinden başka kılavuzu olmayanlar Dünyanın Adaletinide,Ahlakınıda bozuyorlar.Öyle bir musibetten sakınınki geldiği zaman kötülerle birlikte masum mazlumda yanar.Enfal-25Fitne yani “toplum içinde imanın bozulması, baskı, düzensizlik, kargaşa, hukukun çiğnenmesi, hakka dayanmayan gücün hâkim olması ve böylece kulluk imtihanının kaybedilmesi tehlikesi” ya el birliği ile engellenecek ya da bunun zararı sınırlı kalmayacak, hak edenlerin yanında suçsuzlara da dokunacaktır. Çünkü onlar da fitnenin ortadan kalkması için ellerinden geleni yapmadıkları, haksızlığa karşı mücadele etmedikleri için kusurlu ve sorumludurlar. Bunların içinde hiçbir kusuru olmayan çok küçük bir grubun (âcizler) bulunması tabiidir. Allah bunlara, günahları ve kusurları olmadığı halde başkaları yüzünden uğradıkları felâket ve acıların karşılığını âhirette verecek, bu acılara değen, “Keşke dünyaya tekrar dönsem de buna benzer acılar yaşasam” dedirten ödül ve karşılıklar lutfedecektir, O’nun sünneti (kanunu) böyledir.
Peygamber efendimiz fitne konusunda ümmetini uyarmış, “Toplumda pislik çoğalırsa içlerinde iyiler bulunsa bile helâkten kurtulamazlar” buyurmuştur (Buhârî, “Fiten”, 4, 28). İyiyi toplumsal buyruk, kötüyü de ayıp ve yasak haline getirmedikçe toplumun kötülüklerden sorumlu olacağını ve bunun bedelini ödeyeceğini bildiren birçok hadis vardır (Müslim, “Zühd”, 51; Ebû Dâvûd, “Fiten”, 1-5; “fitne” kavramı hakkında bilgi için bk. Bakara 2/191-193).2/191-193 Bana gaz verme ben senin gördüğünden ibaret değilim git ALLAH(cc)a kul ol Kurani ölçülerle yaşa hem ilahlık hem şeytanlık yapma haddini bil fitneler yetiştirmek içinde kıçını yırtma evliyada geçinme kimsenin gerçek fiatını ALLAH(cc) tan başkası hakkıyle bilemez şeytanla yürüme
YILIN AŞK HİKAYESİ SEÇİLDİ
Hamza ve Şeyda birbirlerini çocukluklarından
beri çok seven iki sevgiliydi... Birlikte
büyümüşlerdi... Ayrılmak akıllarının ucundan
bile geçmezdi... Artık
ikisi de evlenme çağına gelmişti... Ve
evlenmeyi düşünüyorlardı...
Herşey Hamza'nın evlilik teklifi yapmasına
ertelenmişti... Ama Hamza da bir değişiklik
vardı... Eskisi gibi ilgi göstermiyordu
Şeyda'ya.. Ne olmuştu O'na.. Artık buluşmak
istemiyor, mesajlara doğru dürüst cevap
vermiyor, hiç aramıyordu...
Yoksa başkası mı vardı hayatında..?
Bu düşünceler Şeyda'yı çılgına çeviriyordu...
Sonunda dayanamadı ve neler olup bittiğini
öğrenmek için Hamza'yı aradı...
-Alo! -Nasılsın Hamza..?
-Elhamdulillah iyiyim, sen nasılsın..?
-Kaç gündür soğuk davranıyorsun, nasıl
olmamı beklersin..?
-Şeyyy bunları sonra konuşsak, şimdi camiye
girmek üzereyim... ALLAH'a emanet ol...
Şeyda elinde telefonla kalakalmıştı... Hamza
camiye girdiğini söylemişti... Oysa Hamza
namaz kılmazdı.. Neden camiye gitmişti ki...
Yoksa namaza mı başlamıştı...! Bir saat sonra
bir mesaj geldi... Hamza göndermişti.. Şunlar
yazıyordu ;
"Günlerdir değiştiğimin ben de farkındayım..
Bu değişikliği de KURAN'a ve NAMAZ'a
borçluyum.. Evet ben namaza başladım.. Ve
birçok şeyi bıraktım.. Tüm kötü huylarımla
birlikte senden de vazgeçmek zorunda
kaldım... Çünkü zina yapmış oluyoruz.. Artık
ne elini tutacağım, ne yanına oturacağım..
Gözlerine bile bakmaktan sakınacağım...
Lütfen bana kızma.. Seni seviyorum..."
Tahmini doğru çıkmıştı Şeyda'nın... Demek ki
bu yüzden kaçıyordu kendinden... Zaten dine
karşı hiç sempatisi olmayan Şeyda, Hamza'yı
elinden aldığını düşünerek iyice düşman
olmuştu Kuran'a, Namaz'a... Ramazan
Bayramı'ydı... Öğle saati olmuş ama
Hamza'dan ne mesaj gelmişti, ne de
aramıştı...
Daha fazla bekleyemeden Şeyda aradı
Hamza'yı...
-Bayramın kutlu olsun Hamza...
-Seninki de MÜBAREK olsun Şeyda...
-Neden aramadın..?
-Yetimhanedeyim, fırsat bulamadım...
-Yetimhane mi? Senin ne işin var nerden
geldiği belli olmayan o pis çocukların
yanında.. Annesi babası bakmamış, sen mi
bakıyorsun.. Ne kadar dar düşüncelere
sahipsin... Şeyda buna benzer cümleleri art
arda sıralıyordu...
Hamza: -Şeyda, dilerim ki ALLAH seni bunlarla
imtihan etmesin... Bir hafta sonra... Şeyda
parkta oturmuş Hamza'yı bekliyordu.. Uzun
süredir görmüyordu O'nu..
Hem kızgındı, hem özlemişti... Hangi duygu ile
karşılayacağını O da şaşırmıştı... Hamza
buluşmak istediğini söylemişti, O da koşa
koşa gelmişti... Çok geçmeden Hamza da
geldi... Ama bambaşka bir insan olmuştu
Hamza.. Şekil verdiği saçları yoktu, sıradan bir
şekilde taramıştı... Top sakalı da yoktu,
SÜNNET olan sakal bırakmıştı... Ve o giydiği
daracık kot pantolonlara, rengarenk ve
üzerinde sevdiği sanatçıların resminin
bulunduğu tişörtlere veda etmiş onların yerine,
geniş pantolon ve yakasız bir gömlek
giymişti...
Sanki Hamza değil de başkasıydı Şeyda'nın
karşısında oturan... Üstelik tokalaşmak için
uzattığı eli de tutmamıştı...
-Şeyda..! Biliyorum bendeki bu değişikliğe
alışman zaman alacak.. Sana istediğin kadar
zaman verebilirim... Ama ben artık bu işin
fazla uzamasını istemiyorum dedi ve elindeki
hediye paketini uzattı...
-Ne bu..? -Aç bakalım neymiş, dedi
gülümseyerek... Şeyda paketi açtı heyecanla...
Ama heyecanı boşa çıkmıştı (kendince).. O
pahalı lüks hediyeler beklerken paketin içinden
çıkanlar tepesini attırmıştı... Pakette KURAN,
BAŞÖRTÜSÜ, TESBİH ve GÜLSUYU vardı...
-Gülsuyu'nu bir arkadaşım Medine'den getirdi..
Efendimiz'in Ravza'sının kokusu . . Daha
cümlesi bitmemişti ki Şeyda gülsuyunun
kapağını açıp dökmeye başladı...
-Ne yapıyorsun diyerek yerinden fırladı
Hamza... Elindekini alıverdi... Şeyda'nın öfkesi
geçmemişti... Tesbihi alıp kırdı, taneleri etrafa
saçıldı...
-Sen kendine eş değil köle arıyorsun... Şu
verdiğin kitap'ta öyle yazıyormuş.. Benden
başka üç tane daha kadın almanı söylüyor..
Ben salak değilim.. Şuna bak bir de başörtüsü
almış... Başörtüyü köleler takar.. Ben özgür
biriyim ve saçlarım da özgür kalmalı... Dedi ve
hışımla kalkıp gitti...
Hamza neye yanmalıydı... Şeyda'nın
doğrularını görmediğine mi, Kuran'a yapılan
hakaretlere mi, kırılan tesbihe mi, dökülen
gülsuyuna mı...?
Nasıl bir zihniyetle büyümüştü ki Kuran'ı böyle
yanlış tanımıştı... Şeyda o günden sonra
Hamza'yı hiç aramadı.. Telefonunu değiştirdi..
Çok geçmedi adresini de... Artık birbirlerini çok
seven iki genç ayrılmışlardı... 7 yıl sonra...
Hamza yine bir Ramazan Bayramı sabahı
yetimhaneden çıkmış bir parkta oturuyordu..
Evlenmemişti... Çocukları çok sevdiği için
oturup onları izlemekten hoşlanırdı...
Bir ara gözü bir çocuğa takıldı... Üstü başı
perişan halde bir kenarda sessiz sessiz
ağlıyordu... Hemen yanına gitti...
- Neyin var küçüğüm, neden oynamıyorsun..?
Çocuk burnunu çeke çeke konuşmaya
başladı...
-Bugün bayram.. Herkesin yeni elbisesi var,
benim yok... Herkes babası ile bir yerlere
gidiyor, benim babam bizi terketti.. Herkes
annesiyle eğleniyor, benim annem çok hasta
evde yatıyor...
-Baban yoksa ben varım, deyiverdi Hamza...
Çocuk anlamıştı ne dediğini... Gözüne baktı
tanımadığı adamın... Elini uzattı Hamza...
-Gel seninle bir yere gidelim... Korkma benden
zarar gelmez sana... Elinden tuttu çocuğun ve
doğruca açık bir mağaza aramaya koyuldu..
Bulmuşlardı... Çocuğa takım elbise aldı..
Yerinde duramayan çocuğa baktı ve derinlere
daldı.. Şeyda ile evlenmiş olsaydı, belki
kendisininde bu yaşlarda bir çocuğu olacaktı...
Öyle dalmıştı ki yanağına dokunan bir
öpücükle kendine geldi... -
- Teşekkür ederim amca...
Hamza'nın ve çocuğun gözlerindeki sevinç
görülmeye değerdi...
-Hadi seni evine götüreyim... Eve doğru
giderken Hamza ev için birşeyler de almıştı...
Babasının olmadığını ve hasta olduğunu
söylemişti çocuk.. Evin önüne geldiler..
Hamza vedalaştı çocukla...
-Amca seni annemle tanıştırmak istiyorum..
-Ben de isterim ama eve girmem uygun
olmaz..
-Bir şey olmaz, hadi kırmayın beni.. İstemeden
de olsa içeri girdi... Evin içi perişan haldeydi...
Aldıklarını mutfağa bıraktı.. Mutfakta da kuru
ekmekler dışında bir şey yoktu...
Sonra oturma odasında yatan kadına gözü
takıldı...
Galiba kanser hastasıydı.. Çünkü saçları
dökülmüş, kel kalmıştı...
-Anne bak kimi getirdim sana... Kadın oğluna
döndü.. Onu takım elbise içinde görünce
şaşırmıştı...
-Benim oğlum nasıl da yakışıklı olmuş, dedi...
O sırada Hamza içeri girdi... Bu nasıl olurdu...
Karşısında duran Şeyda'nın ta kendisiydi... Her
ikisi de donup kalmıştı... Bu durum bir süre
devam etti.. Sessizliği bozan küçük Hakan
oldu...
- Anne bak bu amca bana bu elbiseyi aldı..
Evimize de bir sürü yiyecek aldı.. Artık aç
uyumayacaksın...
-Küçüğüm annenle bana biraz müsaade verir
misin? Bir şey konuşacağım onunla...
-Tabi ki...
Sessizlik bir süre daha devam etti...
Şeyda başladı konuşmaya...
-Senden sonra biriyle evlendim... Zengin ve
modern biriydi.. Başta çok iyiydik... Ama
sonradan ruhsal sorunlar yaşamaya başladı
ve benim kendisini aldattığımı düşünecek
kadar paranoya hale geldi... Ve beni eve
hapsetti...
Beni kapattığı odanın penceresi bile yoktu..
Çocuğumu bile göstermiyordu bana... Aylarca
orada kaldım.. Kısaca bana KÖLE gibi
davrandı (derken mahcubiyetle başını öne
eğdi)... Sonra durumu düzeldi.. Ama bu arada
ben kansere yakalandım... (özgür kalacak
dediği saçları artık yoktu)..Hasta olduğum için
üzerime kuma getirdi...(Yıllar önceki
söyledikleri geldi yine aklına)...
Sonra da beni ve oğlumu evden kovdu...
Oğlum şimdi yetim gibi büyüyor... Ve sen yıllar
sonra yine bir yetimi sevindiriyorsun yine...
Çok pişmanım... Söylediğim her sözün
cezasını çektim yeteri kadar... Hamza
konuşmuyor, Şeyda ise ağlıyordu....
Konuşmadan çıkıp gitti Hamza...
Ve ertesi gün... Kapı çalındı... Gelen
Hamza'ydı.. Küçük Hakan Onu içeri davet
etti...
Şeyda yatağında oturuyordu... Hamza'yı
görünce heyecanlandı... Elinde bir paket
vardı... Bu paket yıllar önceki paketin
aynısıydı... Yoksa, yoksa içindekiler de aynı
mıydı..?
Paketi aldı ve heyecanla açtı paketi.. Evet aynı
Kuran, aynı başörtüsü, aynı tesbih (Tesbih
kırılmıştı evet ama Hamza taneleri tek tek
toplamış tekrardan dizmişti) ve gülsuyu...
Kapağını açtı gülsuyunun.. Aynısı olup
olmadığını anlamak istedi... Kokladı, gayet
güzel kokusu vardı hâlâ...
Aynısı olsaydı bozulurdu diye düşündü... Sanki
içini okumuş gibi "Aynı gülsuyu" dedi
Hamza.... Bozulmadan durmuştu yedi yıl
boyunca...
-Bunlar senin Şeyda.. Eğer pişmansan
biliyorum ki can atıyorsundur dinine dört kolla
sarılmak için.. işte sana fırsat.. Kuran okumayı
bilmediğini biliyorum ama mealini oku..
Okuduktan sonra da kararını ver... Yıllarca
sakladım bunları.. Niye sakladığımı bilmeden..
Demek ki bu gün içinmiş...
Ve bir kitap daha çıkardı..
-Bu da senin.. Kitabın adı Hz. Fatıma.. Bir
kadının örnek alması gereken büyük insanın
hayatı... Bunu da oku...
Ve cebinden küçük bir kutu daha çıkardı...
-Bu da senin... Yıllar önce almıştım.. O gün
parkta vermeye fırsat bırakmadın.. 15 gün
sonra yine geleceğim, iyi düşün karar ver... Ve
arkasını dönüp gitti... Kutuyu açtı Şeyda..
Evlilik yüzüğü vardı içinde.. Nasıl olur da
evlenmek isterdi ki kendisiyle...
Kanserdi ve ölecekti... Sonra gözü Kuran'a
takıldı.. Elini uzattı almak için... Hayır
alamazdı.. Kuran'a abdestsiz dokunulmadığını
biliyordu... Yerinden kalktı usulca.. Daha önce
gördüğü ve bildiği kadarıyla abdest aldı...
Tekrar Kuran'ı almaya yeltendi.. Hayır yine
dokunamazdı... Başörtüsünü aldı ve başını
örttü... Aynaya baktı.. Nasıl da güzel
olmuştu... Şimdi Kuran'ı alabilirdi... Ve
okumaya başladı... 15 gün sonra... Hamza
yine kapıdaydı... Şeyda kapanmıştı ve ayağa
bile kalkmıştı... Gördükleri karşısında öyle
memnun oldu ki hemen
"Helalim olur musun" deyiverdi...
Evlenmişlerdi...
Şeyda tedaviye devam ediyor.. Gittikçe
iyileşiyordu...
Hz. Fatıma'nın hayatı onu öyle etkilemişti ki
her haliyle Onu örnek almaya çalışıyordu..
Şeyda'da ki bu büyük değişiklik de Hamza'ya
kendisinin yıllar önce nasıl değiştiğini
hatırlatıyordu..
Ikisi de doğru yolu bulmuşlardı... Sürekli
okuyup kendilerini geliştiriyorlardı... Şeyda
ölümden korkmuyordu artık...
Tam anlamı ile dört dörtlük bir mü'mine
olmuştu...
Bir yıl sonra...
Çok istedikleri hacc farizasını yerine getirmek
için uçağa binmişlerdi..
Hakan da yanlarındaydı...
Üçünün de içi içine sığmıyordu...
Lebbeyk Allahumme Lebbeyk nidaları ile
kutsal topraklara ayak bastılar... Bir hafta
olmuştu Medine'ye geleli...
Bir akşam vakti otelde Hamza Şeyda'ya
seslendi
"Hanım hadi namaza geç kalıyoruz"... Ses
vermedi Şeyda... Tekrar seslendi
"Canım hadi ama geç kalıyoruz".. Yine ses
yok...
Yatak odasına doğru ilerledi Hamza...
Şeyda yatıyordu... Anlamıştı... O sonsuz
yolculuğuna çıkmıştı...
"İnna lillahi ve inna ileyhi raciun" diyerek
Şeyda'nın elini tuttu...
Elinde bir not vardı... "Hamzam kendimi iyi
hissetmiyorum... Çok istemiştim kutsal
topraklarda can vermeyi... Galiba RABB'im
duamı kabul ediyor.. Vasiyetimdir: Beni senin
aldığın gülsuyu ile yıkasınlar"... Cenaze
işlemleri yapılmıştı... Şeyda morga kaldırılmış
ve Türkiye'ye gönderilecekti...
O gece Hamza uykuya daldı.. Rüyasında Hz.
Fatıma'yı görmüştü... Ve elinde o gülsuyu...
Şeyda'yı yıkıyordu Hz. Fatıma... Ve
mırıldanıyordu gülümseyerek
"Cennette arkadaş lazım bana" diyordu... Kan
ter içinde uyandı Hamza...
Ve bir daha uyuyamadı... Sabah hemen kalktı
gülsuyunu aramaya başladı...
Yoktu.. Koşarak morga gitti.. Görevliye yalvara
yakara Şeyda'nın bulunduğu kabini açtırdı...
"Bismillah" diyerek açtı yüzünü...
Şeyda öyle gülümsüyordu dişleri görünüyordu
bu gülümsemeden... Elleri titredi Hamza'nın...
Ağlıyordu bir taraftan...
Öyle güzel kokuyordu ki naaşı insanı
büyülüyordu sanki... Biraz daha açtı örtüyü...
Ve ve ve düşüp bayıldı oracıkta...
Gülsuyu kutusu boş bir şekilde orada
duruyordu...
Evet Şeyda Hz. Fatıma tarafından o gülsuyu
ile yıkanmıştı...
Okuduysanız Beğenip Paylaşalım Bu Güzel Kıssayı Herkes okusun.Alıntıdır
İşini iyi yap,işini iyi yapmak kazancının karşılığı değil ,karakterinin yansımasıdır Yaptığın bir sehpa varsa sehpanın en altında kalan tahta ,kimse görmesede oraya en iyi tahtayı bulup koyacaksın.Döktüğün beton toprağın altında kalsada güzel olmalı.Başkası övmesede işini iyi yap başkası görmsede işini iyi yap bu senin kazancının karşılığı değil karakterinin yansımasıdır kalite seni yükseltir
İncittiğiniz her kalp,onurunu izzetini ayaklar altına aldığınız her şahıs,üzdüğünüz
,yorduğunuz,bıktırdığınız ,ümitlerini kırdığınız her bir insan yarın hak talep edecek yüce Hak divanında zerre hayrın zerre şerrin hesabının yapıldığı o günde mazlum ol
Yaşadığım bütün olumsuzlukların şerrinden bildiğim bilmediğim günahlarımdan ,yaptığım yapmadığımın şerrinden ALLAH(cc)ın,Resulünün asm Kurani mananın Hukukunu çiğnemekten ALLAH(cc)a sığınırım Cümle masum mazlumu koru yarab
Kul Hakkı ile İlahi Hukuku çiğnemekle pişkin pişkin yol giden hakiki zalim olmaktan bizleri koru ne derece irademizin ürünü yaşadığımız belki alakadar olduklarımıza yaşattığımız hayat bizleri razı olduğunla sınırla senin sevgini Hak etmeyi nasip et. Bilende konuşuyor,bilmeyende cahillere sorumluluk yükleyip alemi yakan eksik değil cehaletini marifet bilmek en kötüsü cahilsin ve her şeyi biliyorsun cehalet ne güzel ne demiş ilmin zirvesindeki İmamı Azam (ra)bilmediklerimi ayağımın altına koysaydım başım Göğe değerdi.Mevlana (ra) ne demiş 40 Alimi bir delille susturdum,Bir cahili 40 delille susturamadım.Ben hiçbir zaman günahkar halimle Ehli sünnet Alimi sıfatını kendime layık görmedim ve görmüyorum .Geçmişim nurculukla iç içe geçti sait nursi derki bir hafta Risalei nurun dersini alan bu zamanın mühim bir Alimi olabilir Diğer taraftan Süleymancı zihniyet kendi içinde yetişen saf çocukları Alim diye sattı Diğer yanda özellikle medyada bir sürü cahil gerçeklerden Kuran ve Sünnetin nurlu hak ve Hakikatlerinden habersiz duyduğunu satan tipler Alemin en Akıllısı geçindi cehalet ne güzel her şeyi biliyorsun.Birkere bu milletin çoğunda düşünüp sorgulama kabiliyeti hiç yok Kurani Akli bulmayan haramzade zalim sahte Alim sahte evliya dolu Alem en büyük özellikleri Din hırsızlığı veya cinni insi pisliklerin güdümünde hareket. Ben kendimi tarif ederken araştırmacı yazar kimliğini benimsedim devamlı görüştüğüm ve ilmine takvasına güvendiğim 4-5 dostumla ve ilmi açıdan Kuranı sünneti az çok bilen müminlerle bilmediğim konularda fikir teatisinde bulunur öyle hareket ederim elbette nefsimizin hisseside karışmış hatalarım günahlarım eksik olmamış hala cahilim.
Feregatmış Fedakârlıkmış,İhlasmış,Sadakatmış kimin için kim uğruna bu faziletli ölçülerle sorarsan insanlığı kurtaracaksın uğraşma aklın başındaysa geç insanlığı Eskiler Akıllıydı Önce can sonra cihan felsefesiyle iyi şeyler ektiler.Biz ise yobazlara inandık itin köpeğin selametine kurban edildik yıllardır zehir yuttuk,kan kustuk ebedi hayatımız yandı ne ALLAH cc razı nede kul zalimler kâfirler efendi sende günah keçisi.Ehli iman ehli namus helal güzel Ahlaklı,Vicdanlı,pozitif ilimle cihazlanmış
,Adaletli olmasını bilen Dürüst insanlarla yürüyün.Münafık,kâfir,utanmaz,pişkin
dengesiz,hâin,fesad haramzade,felsefeci,itikadı,fikri bozuk,imansız,Ahlaksız
,vicdansız kişiliksiz zalimlere itibar edipte insanlığı ateşlere atmayın Dünya ve Ahiretin huzurunu isteyen Kurani Ahlakla şekillenir.Nice kendine bile yetemiyen tipi şişirende belki hak etmedikleri kadar lağvedende hep zülmetti.Bir kere adam ne yazdığından haberi yok ilhami ilahi diye yutturmuş,sihirbazlığıyle nice suçsuz insanı zehirlemiş ALLAH cc a da iftira atmış olmuş vazgeçilmez kahraman,özelliği;Kulluğu bırakıp hem ilahlık hem sihirbazlık yapmak ancak cazibeli süslü kelimeler hele birde ayet ve hadislerlede süsleyince oldu kuran tefsiri.Piyasa o kadar kirliki özellikle bozuk felsefelerin tahribatı büyük.Ben haddini bilenlerden olmak isterim Kanun koyucu olarak ALLAH cc yeter.Ne demek şuculuk buculuk hizipçilik ve daha kötüsü yalnız kendinin doğru olduğunu başka yolların batıl olduğu iddiası.Böyle bir Hak yalnız ismet sıfatına haiz Peygamberlere asm belki yakışır.Üstelik İslamda yalnız benim bildiğim doğrudur iddiasını sürdürmekte münafıklıktır der Bu durumda hizipçi anlayışın ALLAH cc ı bile kendisiyle sınırlı veya bir şeyh bir üstad veya cin veya bir parti lideri veya hevası nefsi,egosu mabudu.Böyle bir anlayış İnnemel müminune ihvetün Bütün müminler kardeştir hakikatini anlıyabilirmi?Zaten ruhbanlık 1000 yıldır Kurani mananın üstünde ve revaçta Bu Asırdaysa bir sürü hizip ve çakma ilahlar.Akletmeyi düşünüp hareket etmeyi emreden Kuran Akli değil o evliya geçinen kula kulluğu çare diye 1000 yıldır satan uydurulan dinler için.Veya nefsi için Kâinatı isteyen,ebedi cehennemde yanarım havası atıp zehirlediği suçsuz insanları yakan sait nursiler için.Gerçek mümin kul ALLAH(cc)a koştukça Rahmanileşir,ilahileşir fitneye dinamo olmaz nuraniyet kespeder yoksa ilahlaşmaz firavunlaşmaz,zülümle ,küfürle şikle,alakası olmaz.Hangi iklimdede olsa ALLAH(cc) korkusu eksik olmaz.İyileri ALLAH(cc) kurtarsın kötüleride bildiği gibi yapsın şerlerinden masum mazlumu her güzelliği korusun.Cinni insi şeytanlara Din yobazlarına kul olmayı kabul etmiyorum
Hak Peygamberlerin asm Bedir ashabının (ra)Uhud şehidlerinin(ra) Aşerei mübeşşere ve İslam şehidlerinin bir masum mazlumun anamın bacımın vede ALLAH(cc)ın rızasını muhabbetini tahsil etmiş hiçbir değerli kulun papucu etmem bütün artılarımla Ben bütün iyi niyetime ve islama olan muhabbetime rağmen deccalizme defalarca boğdurulmuş,insi ve cinni pisliklere layık görülmüş kadersiz bir insanım şişirmeyin
Adam Kuranı alıp Türk Büyük elçiliğine geliyor.İranın,Sudun Büyükelçiliğine gitmiyor .Biliyorki Kuranın,İslamın koruyucusu Türklerdir .Biliyorki İslamın ileri kalesi Türkiyedir.Biliyorki Avrupa için Batının iki yüzlü,imansız vicdansız yüzü için korkulan Türkiyedir.Biliyorki Türkiye olmadan İslam Dünyası yoktur. Biliyorki nerede Türk taifesi varsa Müslümandır .Biliyorki Türkler 1000 seneden beri İslamiyetin Bayraktarlığını yapmaktadır son Asırdaki onca ihanete rağmen külünden yeniden doğuyor.Biliyorki Türkler hakkında Peygamberin asm medhü senası vardır ve Biliyorki şuurulu imanlı hiçbir Türk asla esareti,zilleti kabul etmez. Münafıkların,kâfirlerin,şeytani ruhların,Ahlaksız,Vicdansız zalimlerin,Din ve emek hırsızı şarlatanlarından,şirk,küfür,zülüm ehli,haramzade her pislikten,helal-haram hesabı olmayanın şerrinden ALLAH cc düşmanı,Ahlak düşmanı Viçdansız,İmansız cinni,insi pisliklerin,hased,yalancı,iftiracı,sihirbaz,büyücü zalim,Vatan hâini,İslam düşmanı her pisliğin şerrinden ve bu özellikleri bana layık görecek kadar benide sevdiklerimide,değer verdiği güzelim her kulunuda zehirlemeyi marifet bilenlerin şerrinden kaldıramadığım anormal yük ve fitnelerden Her zaman ALLAH Korusun inşallah.Kıyametin dehşetinden,Cehennemin azabındanda büsbütün fitne olmaktan bu güne dek yaşadığım her fitneden korusun inşallah.Neyi hak edip neyi hak etmediğime ALLAH cc ve Resülü asm karar versin hased,haramzade,hırsız,Ahlaksız doğruluktan nasibi olmayan imansız,vicdansız,sihirbaz,yalancı,iftiracı ,zalim,şirk,küfür ehli fitne münafık,hâin kâfir,şeytani pisliklere yedirmesin inşallah.Bugüne dek çok zülüm gördüm belki dayanamadım küfrettim,lanet ettim ALLAH cc sınırlarını çiğnemekten korusun.İslam düşmanları bütün cesaretini biz müslümanların gevşekliğinden alıyor diyor vatandaş.Evet Müslüman Dünyada birlik yok çoğu hizipçi birbirinin kuyusunu kazıyor Tevhid çatısı altında bencillikten uzak nefsini ayağının altına almış haramdan uzak güzel Ahlaklı dayanışma ruhuyla Ahirete endeksli kul hakkına riayet eden Kurani şuurda masum mazlumun derdini derdi bilen ,utanmasını bilen Akıllı ,Hakiki imanı özümsemiş,Adaletli ,Ahlaklı,Vicdanlı,Dürüst,Merhametli,İyilere karşı sevgi dolu bir kişiliğimiz olmadıkça insi cinni şeytanlar suyumuzu her zaman bulandıracak Bana doğru şeyleri,güzel şeyleri öğreten ve güzellikleri sevdiren ALLAH cc a sonsuz şükürler.Doğruyu,yanlışı,iyiyi,kötüyü,güzeli,çirkini,faydalıyı,zararlıyı,imanı,küfrü,hayırlıyı,hayırsızı,helali,haramı,şirki,zülmü,fitneleri islamı,Kuranı ,Güzel Ahlakı İmanı Vatana kudsi değerlere her güzel değere ,her doğru insana sevgiyi ders veren ve bilmediklerimi öğretip hayata tutunmamı sağlayan ALLAH cc a sonsuz şükür.İnşallah cehennemin kapısını kapatacak ameller nasip et,her güzelim kulunuda,ailemide,benide kurtar rızana uygun yaşat ,her fitneden uzak yaşat masum mazlumuda her güzelliğide kurtar.Din; Herşeyi kendisi bilen,cahil imansız boş beyinlerin afyonu, sorgulayan Akleden,düşünen beyinlerin ışığı.İmanlı şuurlu,vicdanlı,Ahlaklı,Kurani şuura ermiş merhametli,edepli,helal,namuslu,Adaletli dengeli ,istikrarlı ,cihad ruhunu içinde yaşatan dosdoğru olmasını bilen kul hakkını ilahi Hukuğu çiğnemekten çekinen beyinlerin sıçrama noktasıdır.Hazineyi Betona,Vakıfa,Saraya,Saltanata,Yandaşa Lükse İsrafa,Hırsız müteahite,Faize Aktaracağınıza ,nice istihdam alanı fabrikaları gelir getiren mülkleri satacağınıza Çiftçiye ve Köylüye destek verip Aktarsaydınız, Bugün kendi kendine yeten Ülke Olurduk.!
Türkiyedeki internet ortamında porno fuhşiyat resim ve videolara Aile kilidi vurulmuş geride her ne kadar haram yapılanma kalsada mevcüt icraat Ahlaki açıdan çok büyük bir adım az çok uyanıyor başımızdakiler Teşekkürler inşallah medyatik tahribata karşıda duyarlı olursunuz .Çünkü şeytani pislikler Deccalizim imparatorluk kurmuştu.
Münafıkların,kâfirlerin,şeytani ruhların,Ahlaksız,Vicdansız zalimlerin,Din şarlatanı
,şirk,küfür,zülüm ehli,haramzade,din ve emek hırsızı her pislikten,helal-haram hesabı olmayanın şerrinden ALLAH cc düşmanı,Ahlak düşmanı Viçdansız,İmansız cinni
,insi pisliklerin,sihirbaz hased,yalancı,iftiracı,büyücü,zalim,Vatan hâini,İslam düşmanı her pisliğin şerrinden ve bu özellikleri bana layık görecek kadar sevdiklerimide,benide
değer verdiğin güzelim her kulunuda zehirlemeyi marifet bilenlerin şerrinden kurtar ya Rabbi kaldıramadığım anormal yük ve fitnelerden Her zaman ALLAH (cc)Korusun inşallah.Kıyametin dehşetinden,Cehennemin azabındanda büsbütün fitne olmaktan bu güne dek yaşadığım her fitneden korusun inşallah.Neyi hak edip neyi hak etmediğime ALLAH cc ve Resülü asm karar versin hased,haramzade,hırsız Ahlaksız,doğruluktan nasibi olmayan imansız,vicdansız,sihirbaz,yalancı,iftiracı ,zalim,şirk,küfür ehlinden zülüm ehli,münafık,hâin kâfir,şeytani pisliklere yedirmesin inşallah.Bugüne dek çok zülüm gördüm belki dayanamadım küfrettim,lanet ettim ALLAH cc sınırlarını çiğnemekten korusun.İslam düşmanları bütün cesaretini biz müslümanların gafletinden gevşekliğinden alıyor diyor vatandaş.Evet Müslüman Dünyada birlik yok çoğu hizipçi birbirinin kuyusunu kazıyor Tevhid çatısı altında bencillikten uzak nefsini ayağının altına almış haramdan uzak güzel Ahlaklı dayanışma ruhuyla Ahirete endeksli kul hakkına riayet eden Kurani şuurda masum mazlumun derdini derdi bilen ,utanmasını bilen Akıllı ,Hakiki imanı özümsemiş,Adaletli ,Ahlaklı,Vicdanlı,Dürüst Merhametli,İyilere karşı sevgi dolu bir kişiliğimiz olmadıkça insi cinni şeytanlar suyumuzu her zaman bulandıracak.Bana doğru şeyleri,güzel şeyleri öğreten ve güzeli güzellikleri sevdiren ALLAH (cc) a sonsuz şükürler.Doğruyu,yanlışı,iyiyi,kötüyü
,güzeli,çirkini,faydalıyı,zararlıyı,imanı,küfrü,hayırlıyı,hayırsızı,helali,haramı,şirki,
zülmü,fitneleri islamı,Kuranı ,Güzel Ahlakı İmanı Vatana kudsi değerlere her güzel değere,her doğru insana sevgiyi ders veren ve bilmediklerimi öğretip hayata sağlıklı tutunmamı sağlayan ALLAH cc a sonsuz şükür.İnşallah cehennemin kapısını kapayan ameller nasip et ,her güzelim kulunuda ailemide,benide kurtar rızana uygun yaşat ,her fitneden uzak yaşat masum mazlumuda her güzelliğide kurtar.Din; Herşeyi kendisi bilen,cahil imansız boş beyinlerin afyonu, sorgulayan Akleden,düşünen beyinlerin ışığı.İmanlı şuurlu,vicdanlı,Ahlaklı,Kurani şuura ermiş,merhametli,helal,namuslu edepli,Adaletli dengeli ,istikrarlı ,cihad ruhunu içinde yaşatan dosdoğru olmasını bilen kul hakkını ilahi Hukuğu çiğnemekten çekinen beyinlerin sıçrama noktasıdır.
Hazineyi Betona, Vakıfa, Saraya, Saltanata, Yandaşa,Lükse,İsrafa,Hırsız müteahite Faize Aktaracağınıza,nice istihdam alanı fabrikaları,gelir getiren mülkleri satacağınıza Çiftçiye ve Köylüye destek verip Aktarsaydınız,Bugün kendine yeten Ülke olurduk Ey mazlum ve esir islam ümmeti mazlum milletler neden her saniyesini size zülüm içinde yaşatan ciğeri beş para etmiyen kâfir ve zalimlere isyan bayrağını kaldırmayıp yat deyince yatıyor ,kalk deyince kalkıyorsunuz .Belki ömür boyu hayatınızda Her güzel nimeti tattıran ALLAH cc a 5 vakit namazı secde edip şükretmeyi çok gördünüz helali haramı doğruyu,yanlışı,iyiyi kötüyü ,dostu,düşmanı çok karıştırdınız ancak bugün esirsiniz çokça tövbe edin,zülme,küfre,şirke,fitneye,zalime,kafire isyan edin
şerefinizle ölüp cenneti kazanacak kadar imanlı ve cesur olun Rabbiniz pozitif bir adım atmanızı bekliyor sizin işiniz kafire zalime kölelik zincirini kırmak kula kulluk,nefse,harama belki şeytana kulluk Dünyaya kulluk hele vicdansız kafire zalime kulluk tüketmiş sizi isyan her pisliğe karşı olacakki şerefli bir ömür şerefli bir ölüm ebedi cennet nimetleri ve ALLAH cc a kulluğun bahşedeceği sonsuz hürriyet ruhunuzu sarsın Türke,Müslümana esareti ALLAH cc yazmadı belki sadece takdir etti çünkü şerefli ecdadının yaşam tarzını terk ettik,Kurani hakikatleri,İlahi emir ve yasakları terk ettik nefsimiz için yaşadık ALLAH cc tan Kurani hakikatlerden kaçtık Dünyevileştik belki kalplerden imanlar söküldü .Ey iman edenler samimi bir tövbe ile imanınızı tazeleyin şeytan sizi ateşli azaba çağırıyor,sizALLAHcc a koşun Ey Türk,Ey Müslüman titre ve kendine dön şerefli ecdadına layık olacak pozitif adımı at şartlar ne olursa olsun La İlahe illallah Muhammeden Resulüllah asm La havle vela kuvvete illa billahi aliyyül azimi La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimin çokça söyle seninde içine düştüğün bataklıktan çıkmak için çaban olsun sana uzanan Rahmani eli tutacak kadar iradeni doğru kullanki kararan gecenin nurlu sabahına ulaş ya istiklal ya ölüm diyecek imanını kalbine yazki cennetin kapısı açılsın inşallah.
Ben içinde İslam hassasiyeti olan helal-haram şuuru Kurani şuuru olan Güzel Ahlaklı milli ve manevi değerlerimize samimi sahip çıkan Vatanına kudsi değerlerine sevdalı her mümini her ülkücüyü kendimi sevmediğim kadar ALLAH(cc) için seviyorum.
Dünya koca bir yalan iken gerçeği arar durur insan .Ölüm en güzel nasihat iken Hiç ölmeyeceğini sanır insan.Sen Ebubekir sıddıklardan ders al gerçeği.Her akşam evine gittiğinde günlük hayatının muhasebesini yap bugün ALLAH(cc)ın Resulünün asm Kurani mananın huzurunda ne hata yaptım sorusunu sor kendi vicdanına nefsini sorgula hatalıysen en azından tövbe istiğfarla ALLAH(cc)a koş imkanın varsa infak et kul hakkına girmişsen git özür dile Ahlaki seciyelerin ölmesin iç huzurun tam olsun
Bir Ebubekir hiçbir zaman olamazsın bütün varlığınıki rivayette 40000 altından bahsedilir hepsini İslam için Müslümanların selameti için harcayıp fakrü zarüret içindeki hayata razı olmak Dünya saltanatı teklif edildiğinde elinin tersiyle bir çırpıda reddedebilmek işte sadakatin temsilcisinin hali Ey Dünyayı fethetmek uğruna fazilet adına her şeyini öldürüp hala en doğru Müslüman geçinenler yalan Dünyanın kulları esas gaye Ahiret olması gerekmiyormuydu belki müflis gidecek kadar zehirlendiğin Dünya seni hiç mutlu ettimi ne zaman uyanıp cehennemden kurtulmak için samimi bir çaban olacak .Ben hayatta nice vurgun yesemde Ebubekir ra gibi düşünüyorum sonum hayrolsun inşallah iyilerin dostluğuna layık olacak hayırlı amellerim olsun inşallah
Ayetel Kürsiyi Namazdan sonra okursan seninle Cennet arasında sadece ölüm vardır Mutluluk istiyorsan Namaza devam et,Yüzünde nur istiyorsan teheccüd namazına devam et ,Huzur istiyorsan Kuranı kerimi ağır ağır oku.Sıhhat istiyorsan Oruç tut Mutlu olmak istiyorsan tövbe istiğfara devam et.Şiddetin yok olmasını istiyorsan La havle vela kuvvete illa billahil aliyyül Azim de.Üzüntüsüz olmak istiyorsan Duaya devam et.Selamette olmak istiyorsan Güzel Ahlaklı,Vicdanlı,Dürüst olmak için gayretin olsun Farz ibadetleri yap haramları terk et kul hakkına riayet et.Fitne olmak istemiyorsan zülüm küfür şirk yalan ve Haramlardan uzak ol.Bereket içinde olmak istiyorsan Sevgili Peygamberimiz asm a salavat getir Ashabına ra ve ehli imana ehli namusa masum mazluma Duacı ol.Dinini Vatanını Namusunu Hür ve selamette görmek istiyorsan Emri bil maruf yap ALLAH(cc) yolunda Cihad et .Rahmeti ilahi üzerinde devamlı olmasını istiyorsan Ana,Babanı üzme Duacı ol hizmetine koş.İç Huzuru istiyorsan fakire düşküne ihtiyaç sahibine infak et,Ailenle,karakteri temiz komşunla,Akrabanla iyi geçin sende Güzel Ahlaklı davran,helal namuslu dürüst bir kişiliğin olsun .Kendini tamamlamak istiyorsan Kurani şuura er milli manevi değerlerine,her güzel Ahlaklı insana masum mazluma sahip çık.İnsi cinni şeytanlardan arınmış tertemiz huzurlu bir ruha sahip olmak istiyorsan ,musibetlerden emin olmak istiyorsan gizlide ve açıkta ALLAH(cc) tan kork Varlıktada yokluktada iktisada riayet et Öfkeli ve sakinken Adaletli ol.Bütün bunlara gayret ettikten sonra tövbe istiğfarı selatü selamı iyilere Duayı zikrullahı dilinden düşürme helalinden çalış ve rızıkla rızıklanki ibadetin onda dokuzunu tamamla inşallah Hakiki iman kalbine yazılsın yazılsın.Hayatın yükünü hafifletmek istiyorsan hayatına artı katacak Güzel Ahlaklı insanlara arkadaş ol onları kendinden kıymetli bil.Her dem zülümden uzak olmak istiyorsan kötü Ahlaklı haramzade tiplerden uzak ol kendini haramdan koru dengeli ol,günahlarının şerrinden ALLAH(cc)a sığın.iyilere duacı ol.Rabbinin huzuruna temiz varmak istiyorsan yalan iftira hased gıybet ve kötü Ahlaktan uzak kalmaya çalış Vicdanen rahat olmak günahlardan arınmakla mümkün ancak her ne kadar geçmiş günahından arınsada hassas insanlar nefsinin şerrindende her şerlidende ALLAH(cc)a sığınmalı kirli fitne coğrafyalarda hayatını yaşamamalıki insi cinni şeytandan arınsın Hayat üç şeyle güzelleşir Sabır,Şükür,Dua Sabır yol aldırır ,Şükür nimeti arttırır Dua kaderi güzelleştirir.
Cenabü Hak bize Faiz haramdır alanda verende günahkardır diye konuşmamızı değil Faiz sistemini kaldırmamızı emretmektedir Prf.Necmeddin Erbakan.Bende Akıl ne gezer günahlarımla tüketmişim Aklımı.Belki hayatıma bahşettiği artıların ürünü Ahlaki,Vicdani,Doğru her fiilim ALLAH(cc)ındır ömrümün çoğu nefsani geçmişken Akıllıyım diye havalara girmemin alemi yok Doğru şeyler yazıp tavsiye etmişsem hayır ve ibadet yapabilmişsem Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır şuuruyla şükrümü eksik etmeden helaliyle Güzel Ahlakla Doğruluktan şaşmadan en doğru karakterle yaşayabilmenin çabası içinde haramzadelerdende,haramlardanda uzak en azından farzlar yapan Güzel Ahlaklı sağlıklı mümin kul olmalıyım.Kuran
bize yeryüzünde Din yalnızca ALLAH(cc)ın oluncaya kadar kafirlerle ve münafıklarla mücadele et der inşallah mümin kulların gayretiyle bu hakikata Muaffak olunurda tesadüfe yer kalmaz zülmün küfrün şirkin,fitnelerin hakkından gelinir ve tevfukla olur olaylar ALLAH(cc) böyle olmasını istedide oldu denilir Bugün abes görülen çok vicdansız olaylar ALLAH(cc)a mal ediliyor aslında azgın nefislerin cinayetlerinden başka bir şey olmayan Ahlaksız ,Vicdansız her olayda ALLAH(cc)sadece takdir edicidir yoksa çirkef olayların olmasını isteyen değil.Ancak millet azdığında belayı bilerek saranda ALLAH(cc)tır.ALLAH(cc) Haramlarda şifa yaratmadı .Hadisi şerif Haramda ısrarın sonu fitne olmaktır belkkide sonuçta Cehennemi tadmaktır.
Paranın kulu kölesi olmayacaksın efendisi olacaksın,israf etmeyeceksin,zekâtını,
öşürünü,sadakanı,infakını yapacak imanına leke sürmeyeceksin ihtiyaç sahibi fakiride görüp duasını alacaksın.Paranın oyuncağı olanların ne kadar iyi niyetlide olsa Vicdanları rahatsız edecek derecede sefil görüntüleri,düşüncesiz zalimane işleri eksik değildir.Belki parasıyle ancak cehennemi kazanmıştır.Dünya muhabbeti bütün hataların başıdır der Hadisi Şerif.Bir kimsenin Namazına bakıpta aldanmayın dinar ile yani para ile olan ilişkisine bakın.Hadisi şerif.Zerre günahım bir masum mazlumun bir güzelim kulunun yükü olmasını istemediğim gibi bir münafıkın,bir kâfirin,bir zalimin bir şeytani pisliğin zerreside yükümüz olmasın.İyi niyetli ve iyiliğe,Güzel Ahlaka talip bizleri kötülere oyuncak olmaktanda her şeytani pisliktende her haram fiildende koru,insi cinni şeytanlar ve nefsimiz bizde hakimiyet kuramasın hâinlerin zalimlerin viçdansız kâfirlerin ruh iklimine düşürme zalimlerin,kâfirlerin,şeytani pisliklerin nefis,ruh ve ameliyle şekillenmekten koru ey Adili MutlakErhamürrahimin Her hased,iftiracı,yalancı,zalim,vicdansız karaktersiz pislikten ,şirk,küfür,zülüm,fitne ve haramlardan ,tağuttan,melun iblis şeytanlardan,islamın ve insanlığın düşmanlarından arındır,kişilik sahibi mümin mümine kullar olmamızı namuslu helal Güzel Ahlaklı kullar olmamızı ,zülümden,küfürden,şirkten fitnelerden uzak bir hayat sürmemizi nasip et,rızana uygun yaşat.Beni hiç tanımayan birileri melun şeytanların dersiyle yıllardır bana düşman olmuş durmuş,yaptığı işide külli cinayetleriyle insi cinni pisliklerle süslemiş olduğu sözde Adaletiyle bana nice kötü haller yaşatmışlar sorarsan evliya geçinen aslında hased yalancı,iftiracı,din ve emek hırsızı münafıklar.Ey haddini her konuda aşan sihirbazlar ben hakkımı helal etmiyorum en gâvuruna layık görmediğini bana layık gören sözde Adaletli sihirbaz vicdansız zalimler attığınız kazıklarla ancak kafir şeytani karakterlerin ekmeğine bal sürdünüz,değirmenine su taşıdınız bir kere kâfir ve zalimlerin paratoneri olacak kadar bozuk karakterlersiniz ve benim ne sevabımın ne günahımın hesabı sizlere kalmadı.Eğer siz doğru müslüman olsaydınız yıllardır beni cehenneme tayıyacağınıza bir kez olsun yanlış gördüğünüz konuda uyarırdınız,şeytanları sevindirecek kadar şeytanlara askerlik yapmazdınız.Din ve emek hırsızlarının ALLAH cc hakkından gelsin.Bir masum mazlum bir güzellik düştüğünde kurtarmanın derdinde olacağına suçsuz insanları yakıp tağutu kayıracağınıza yangına körükle gidip hele melun şeytana askerlik yapıp düşenin kuyusunu kazmaya koşanın canı cehenneme.
Her konuda aşırılığın sonu ruh sağlığını bozar insani değerlerden kopar fitne olursun
Birilerinin hevası Din adına ilah oldu olalı insanlık kahroldu zaten.Millet kim için ,ne için ibadet ettiğini kimin uğruna sıkıntı çektiğini ,herşeyden önce Kurani şuuru,Kurani Hukuğu,Doğru imanı,Güzel Ahlakı,Cihad ruhunu,Ahirete endeksli bir Din anlayışını Doğru islamı yaşamanın Dini yalnızca ALLAH cc a has kılmakla mümkün olacağını Net bir imanın en yüksek muhabbeti ALLAH cc ve Resülüne asm tevcih etmekle mümkün olacağını,Dosdoğru olmayı,Gerçek Adaletin haramlardan arınmadıkça hevamızı terk etmedikçe,helal rızıkla yetinmeyi hayat tarzı kılmadıkça fitnelere karşı dik duruş göstermedikçe mümkün olmayacağını.Müslümanım diyorsak en azından farzları yapıp haramları terk eden ve kâfir,zalim azgınların,haramların muhabbetinden arınan hakiki mümin kul olmak gayretinde gerçek imanı kalbimize yazdırabilen Güzel Ahlaklı Vicdanlı ,yalnızca ALLAH cc a kul olmayı,helal-Haram hassasiyetini,kul hakkını,Kimlere merhamet edilmesi gerektiğini,Kimlerin dışlanması gerektiğini ALLAH cc için sevip,ALLAH cc için buğz etmenin ne olduğunu kimin dost,kimin düşman olduğunu,hâini,zalimi imandan gelen ferasetle görmeyi,Vatanına kudsi
değerlerine sevdanın imanın tezahürü olduğunun şuurunu. Şirke,küfre,haramlara
zülme,fitnelere,haramzadelere karşı dik duruşun zaruretini dengeli,istikrarlı,ifrattan tefritten uzak kalmayı hakikaten öğrense Hakiki imanı kalbine yazdıracak.Belki musibetlerin kaynağı çok fitnenin işi bitecek,Belki Cehennemin yolu kapanacak insi,cinni şeytanların iflas edecek,millet nefsindeki,ruhundaki putları Sahabi ra misali kendi iradesiyle yıkacak,Belki bu Dünyadada Cenneti bir derece yaşıyacağız inşallah Nefislerin satın alınması şart ancak en büyük engel hizipçi kula kulluktan ibaret fitne din anlayışı ve her türlü haramın meşrulaştırıldığı sorgulanmadığı şu düzen, yetmemiş yanlışlara kuvvet verip ,Kurani şuurdan kaçış.Eğer bu düzenin müslümanları Lut kavmindeki helak olan 70000 in üstündeki sözde müslümanlar gibi bu düzeninde pisliklerine sessiz kayıtsız duyarsız durduğu sürece; Mücadele eden müminleri şeytanların emriyle zehirlemeye devam eder,Kurani manaya muhalefet eder ,Kuranı Akli bulmaz uydurulan Dinlere rağbet edip kula kulluğu,nefse kulluğu fitneleri yaşatmaya devam ederse topyekün helaketler,cehennemler kapıda.Kâfir şeytan hârıl hârıl çalışıyor yeni yeni putlar dikmek için,düzen müsait kafir kanunlar,felsefeler,
haramlar,dışkı çıkaran azgın nefis sahibi şirkin ilahlarıyla dolu alem.envai çeşit fitneyidi şirki,küfrü,zülmü her haramı insi,cinni şeytanları,deccalizmi,satanizmi izimleri lanetle anıyorum.Bu memlekette sözde müslüman ,belki kâfir dediklerimiz kadar davasında sadık olmayan belki hâinliği içinde yaşatan,hırsız,haramzade nefsinin davasında sadık gerçek fitneler hakiki sorun.Zalimlerin kâfirlerin hukuku,eğitim sistemi,medyatik maymunlar siyasi,dini münafıklar Ahlaki tahribatın Aktörlüğünden geri kalmıyan vicdansız imansız,hırsız,namussuz tipler Atatürkler,inönüler,sait nursiler,şarlatan şeyhler cinni insi pisliklerin güdümünde yaka yaka geldiler hepsi kusursuz putlarınız oların ikliminde şekillenen milletin doğru imandan nasibi yok.Bir kere inanıp iman ettiğimizi söylediğimiz İslamın Peygamberi Hz.Muhammed asm kâfirlerle,müşriklerle ortak hareket etmedi ve kurduğu Devletin bünyesinde imansız hain barındırmadı.Ancak son 300 yılın hastalığı kâfir ve zalimler devşirme artıkları,ithal edilen ve müslüman ismi takılan kökü bozuk hâinler islam düşmanları imansız zalimler müslüman ülkelerin idaresinde meclisinde söz sahibi fitneler .
Ben nimet yiyiciyim nimet vericiyse Samed olan ALLAH(cc)tır şuurlu mümin kul ise Yerdeki ve Gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır şuuruyla şükür ve Dua ehli olur
Müslümanlar bu konuşmayı iyi dinleyin.Bir daha dinleyin,birileride dinlesin diye paylaşın.Bir İngiliz general ırakta yardımcılarıyle gezinirken bir çobana rastlar. Çevirmen aracılığıyle çobana eğer sürüdeki köpeğini öldürürsen sana 100 sterlin vereceğim der.Doğadaki çoban için köpek çok değerlidir.Sürüyü sevk ve idare eder kurtlara ,yabani hayvanlara ard niyetli insanlara karşı korur.Ama teklif edilen parada çok büyüktür .Buna rağmen çoban düşüncesizce dostunu feda eder köpeği yakalayıp generalin önünde keser.General bu kez çobana köpeğin derisini yüzersen 100 sterlin daha vereceğim der çobanda yüzer.General köpeği parçalara bölersen bir 100 sterlin daha vereceğim der.Çoban onuda yapar.General parayı verip oradan ayrılır.Çoban generalin arkasından seslenerek 100 sterlin daha verirsen köpeğin etini yerim der. Genaral asla der Ben sizin değer verdiklerinizin hakkındaki karakterinizi ölçmek istedim der.Sen para için yoldaşın,yardımcın ve senin için çok değerli dostunu köpeğini kestin eğer bir 100 sterlin daha verseydim etinide yiyecektin .Benim ihtiyaç duyduğum ve öğrenmek istediğim bu karakterdi der.Hiç uğruna bencilce menfaatine vicdansızca değerli dostlarını feda edip kurban edersen hainliğin zalimliğin tavanına vurursun bu ise en vicdansız en Ahlaksız karakterdir.Bir ülkede bu karakterde insanlar olduğu sürece o ülkeden asla korkmayın der general.Parayı verir her şeyi yaptırırsınız Filistinin hikayeside aynı değilmi yüksek paralara kanıp topraklarını sattıkları zalim Siyonistleri çıban başı yaptılar aldıkları paralarıda Yahudi kızlarıyle barlarda diskotek ve pavyonlarda nefislerini azdırmak için kullandılar ve bugünkü aciz zavallı hale düştüler belki o topraklar üstteki hikayedeki kurban edilen köpekten çok daha önemliydi. Çoban çıkarı için birlikte olduğu koruyucusu arkadaşını yok etti.Bir toplumda bu gibi kişiler çoksa o toplumda birlik ve dayanışma fedakarlık kardeşlik kolay tesis edilemez Vatanda satılır namusta .Çıkarcılar haramzadeler dostlarına her zaman ihanet edebilir.Para her şeyi çözer diyorsa bir insan.Ben para için her şeyi yaparım demektir.Para her şeyi çözmez,Para her kapıyı açmaz,para sadece para için yaşıyanların kapısıdır gerçek mümin kulun para elinin kiridir gönlüne değil cebine koyar.Son günlerde görüyoruzki Vatanının batması için elinden geleni yapan hainler ve itibar görmeleri,birde Elhamdülillah müslümanım demesi yokmu kahrediyor vicdalı imanlı Ahlaklı her mümini.Evet sohbetimizi Nuh asm ın Duasıyle kapatıyoruz Ya Rabbi yer yüzünde kafirlerden kimseyi bırakma.Ey içinde az çok iman Ahlak kıpırdısı olanlar nefsinizin efendisi olun ki şeytanlara kafirlere münafıklara oyuncak olmayın hainlerden olmayın.Birde sarı öküz hikayesindeki gibi arslanlara yem olarak sarı öküzü feda eden diğer öküzlerin akibeti evet dostunu satmak böyle bir şey.Ancak sahte dostluklarda insanı canından bezdiriyor.
Her konuda aşırılığın sonu ruh sağlığını bozar insani Ahlaki değerlerden kopar fitne olursun.Bana gençliğimde Ahlaksızlık teklif edenler ,beni Ahlaksızların hizmetine layık görenler,hırsızlar,namussuzlar,yalancılar bu deccalizim düzeninde hep kayırıldı,belki evliya diye anıldılar .Ben ise bütün iyi niyetime ve pozitif fikirlerime rağmen hep öylelerin ve daha kötülerin günah keçisi oldum demekki Dünya iyinin zindanı kötünün cennetiymiş.Belki Dünyevileşirsen sanada herşey mübahta,sonuç cehennem.Aslında İslamın yaşanmadığı sözde müslüman bir toplumda ipler melun şeytanların ve şeytani karakterlerin elindedir en çokta sözde müslümanları kullanır Kendilerine teslim olmayanlara her kötülüğü,yalanı,iftirayı layık görür,hasediyle zülmüyle yakarlar.Ve böyle toplumda sözde müslümanların bütün samimiyeti yalandır,bir bencillik ve çıkar rantından ibaret,Dünyanıda,Ahiretinide yakarlar yinede pişkin pişkin müslümandırlar.Benim varlıklı müslümana tavsiyem ALLAH cc ın rızasını istiyorsanız Dünyevileşmeyin. Dünya muhabbeti bütün hataların başıdır. Hadisi Şerif Siz varlık içinde yüzerken ,ekmeğinin uğruna kahrolan nice fakir var fakiri görün ve duasınıda alın belki Ahiretinizi mamur edecek en güzel amelleriniz olacak ,bir fakiri ekmeği uğrunda günaha düşmekten kurtarmak .Vefasız,empatiden yoksun fedakârlıktan hakiki sevgiden uzak,bencil,vicdansız,sahte dostlukların sonu hüsrandır.Ağalar keyfeder ,fedakârlık yapanlar enayi yerine koyulur paspas bezi niçin iyi niyetliler hep cevabı yoktur çünkü aptal damgası yemiştir rezaleti nursi,kemalizim şarlatan şeyhler parti hizipçiliği Dindeki hizipçilik Aşırılığın hainliğin zülmün küfrün şirkin fitnelerin adresidir.Benim gibilerse kurban seçilmiş.
Keferenin azgın nefsiyle bozuk felsefesiyle hasediyle yazdığı kader kendi başını yesin inşallah.Küresel güçlerle işbirliği yaparak Dindar görünen ve Dindarları kullanan sahtekarlardan Allah ülkemizi ve Milletimizi korusun.Tayyip potansiyel suçlumu;Değilsede,öylelerin suyunda yüzecek kadar,kâfiri,hâini,zalimi hoş görecek kadar gafil.Savaşan,mücadele eden Dinine,Vatanına,kudsi değerlerine sevdalılar.Ancak bu husustada kahraman Tayyip Başkan.Cinni,insi şeytanların güdümünde kâfir bir Adalet harıl harıl çalışıyor sermayesi kula kul olmuş sözde müslümanlar.Ne Ahlak var,ne iman,ne Vicdan nede doğruluk ,ne helal,haram ve kul hakkı hesabı ,din müfritliği,hırsızlık zülüm,küfür,şirk karakterleri ,cinni ,insi şeytanların proğramına uyum imana hizmet diye satılıyor.İşleri Kurani manayı öldürmek yazık olan onları evliya sanıp peşlerine takılan saf müslümanlar.Cinni kâfirlere ve tağut dostlarına rant uğruna nice güzelim insan yanıyor işin mimarları ilahlığa soyunmuş şeytanlık yapıyor Din müfritlerine şefaatim yoktur diyor Peygamberimiz asm Uyuma hizipçiliği islam zanneden saf müslüman Kuranla tanış gerçek müminin vasıflarını öğren ve Dinini yalnızca ALLAH cc a has kıl öyle yaşa ruhbanlığa,cinlere teslim olma kula kulluk,hizipçilik islam değildir.Şucunun bucunun islamın malı olmayan felsefeleriyle bizi zehirleyenlere fırsat verme ey Adili Mutlak ALLAH cc.ALLAH cc ne yer,ne içer,ne uyur,ne kimseye yük olur sadece mahlükatı için var .Halâ ALLAH cc suçlu çokları için Kuranda Akli bir kitap değil,hatta çağ dışı,Muhammed asm ilkel ve bu zamanın azgın nefis sahibi imansız haramzade şirkin,küfrün,zülmün mimarları,Ahlâksız,Vicdansız,ALLAH cc sızlar,dışkı çıkaran ilahlar cehenneme insanlığı kapatanlar bozuk felsefeler ,haramlar insanlığın tek çaresi öylemi. Ey zalimler,kâfirler hayvan kadarda olamadınız.İmandan nasibiniz yokta,Vicdanınızda ölmüş hala Akıl sahibi olduğunuzu iddia ediyorsunuz.Bütün müslümanlar horul,horul uyusada islam gelecek diyor Kadir Mısırlıoğlu.Öyle bir islam gelecekki müslüman olduğunu zannedenlerde cehennemi tadacak Allahüalem.
Böyle bir esere Muaffak oldum diye benden kaynaklanan bir mükemmellik yok,ben çorak tarlayım kula kulluğun çare diye satıldığı deccalizim döneminin kurbanıyım Benim hiçbir zaman olgunlaşmamı istemedi bende tasarruf edenler hep zehirlediler
KAFKAS KARTALI ŞEYH ŞAMİL.
General Graf 15 bin kişilik Rus ordusuyla Şeyh Şamil'e saldırır.
Şamil'in naibi Şuayb Molla: "Ya Şeyh! Bana 500 Dağıstan aslanı verirsen sana 15 bin Moskof leşi getiririm!"
İçkeriya'nın karanlık ormanlarında sadece iki günde 15 bin çaylağı çil yavrusu gibi dağıtır 500 Kafkas yiğidi.
Şeyh Şamil'in İHA'sı, SİHA'sı yoktu.. Karşısında dönemin süper gücü Ruslar..
Şamil'in yaveri Taşov Hacı, 20 bin Moskof leşini yere serdiğinde elinde S-400'ü, F-14'ü yoktu..
35 sene boyunca, üzerinde 40 yamalı cübbesiyle Dargo Köy Mescidinden salladı cihanın süper gücü Rus Çarlığını!
Köyde kuru ekmek kırıntısı ile açlığını geçiştiren bir Dağıstan arslanı, saray böceği Nikola'yı kuş tüyü yatağında tam 35 sene boyunca tir tir titretti!
Roket bataryalarıyla, toplarla saldıran 13 bin Rus sırtlanına karşı Ahulgoh'ta direnirken yanında sadece 7 mücahidi kalmıştı! "Ama şartlar.." demedi.
7 mücahidi ile Kafkasya'yı dağ taş aşıp kıyam ateşini yeniden alevlendirdi. 7 diyorum ya 7! Hangi şartlar? Elinde ekmeği, sırtında kaftanı yoktu; hangi şartlar?
Bedr'i yaşamış, Şeyh Şamil'i görmüş bir ümmete şartlardan bahsetmeyin..Sina çölüne atını tek başına mahmuzlamış Sultan Selim'in ahfâdına "Ama şartlar.." demeyin..
Çanakkaledeki 15 liklerde ama şartlar demedi un çorbasıyla yarı çıplak yamalı aç susuz .Deyin ki; "Onların göğsünde iman vardı, bizimkinde iman zafiyeti korku özgüven yoksulluğu belki haramla haramzadeyle yaşamanın acı sonucu. .."
Deyin ki; "Onlar şehadet kanını, dağlardaki abdest soğuğunu, ağaç kabuğu kemirten açlığı seviyordu; biz pofuduk koltuk ve sıcacık yatak rehavetini, Ramazan ziyafetini.."
Deyin ki, diyelim ki, diyeyim ki; "Onlar cennete hasretti, biz dünyaya ve dünyalığa.." Ama 'şartlar' demeyelim..Sırıtıyor çünkü. İnandırıcı gelmiyor.
Çok iyi biliyoruz ki; yanında 7 mücahidi ile Kafkasya'nın yalçın kayalıklarında, kışın zemherî ayazında cihanın süper gücüne çelik yumruğuyla, sadranda iman salabetiyle meydan okuyan Dağıstan kartalının içinde bulunduğu şartlardan daha zor şartlarda Allah rahmet eylesin.Kaan Türkoğlu.Biz bu haram Dünyada bataklıkta yüzüyoruz
Benim hayatımın üçte biri insanlık,üçte biri delilik,üçte biride zehirlenmekten ibaret
ALLAH(cc) nasıl bakıyor önemli olan,belki maddi manevi hamallık birazda ahmaklık
Belki Akıllı Ahlaki Adaletli bir eser verdimde ne derecede benim ürünüm tartışılır
Sultan Alparslan birgün veziri Erdemi Bir Batınıyı katiplik vazifesine atadığı için onu tersleyiveriyor Birgün divanda Erdem bir yorum yapıyor Sultan Alparslan dönüyor Sen diyor Benim Devletimin hasmı mısın ?Haşa Sultanım diyor Ben sizin Devletinizin nasıl hasmı olabilirim.Falanca Batiniyi katiplik vazifesine sen atamadınmı?diyor. Sultanım bir Batininin size ne zararı olabilir sizin kudretli Cihan imparatorluğunuza ne zararı olabilir?Bana bir at kılı getirin diyor.Getiriyorlar veriyor eline al diyor bunu kopar diyor.Veriyor bir adet koparıveriyor,veriyor iki adet koparıveriyor ,veriyor üç adet biraz zorlansada onuda koparıyor veriyor 10 adet bu sefer koparamıyor.İşte bunlarda böyledir bir olur iki olur üç olur senin Devletinin başına geçerler senin Devletini yıkarlar.Biz Halis Müslümanlarız Biz Halis Türkleriz Bidat nedir bilmeyiz . Cenabü Hak Biz Türkleri bu pak itikadta kaldığımız için Aziz kıldı diyor.İşte Biz bu Dini böyle falanca kişinin yazdığı ve zehirlediği efsane masallardan öğrenmedik Ecdadımızın aracılığıyla Efendimiz asm dan itibaren 1450 senedir İslam bize müstakil bir çizgi çizmiştir son 300 yıldır gerek haramlar adına gerek kökü bozuk ve islamla-Türklükle alakası olmayan imansız hainlerle iç içe yaşamaya,Devlet kadrolarında bile söz sahibi etmeye yetmemiş nice İslam ve Türk düşmanını ithal edip bu milleti bozmaya islamın Türk-İslam şuurunun kökünü kazımaya Din adına ise kula kulluğu ruhbanlığı nefse kulluğu,hizipçiliği,Particilik adına paramparça olmayı ferasetimizle sorgulamadığımız için her bidata her harama rıza gösterdiğimiz için özellikle son 100 yıldır cehenneminde belki hakiki cehenneme tohumlar ektik ekiyoruz Bu ülkede her türlü haram kanunlarla korunuyor melun şeytanların ve tağut yandaşlarının hürriyeti samimi müslümanda yok nice hain içimizde adam diye barınıyor.Eğitim desen Batı kaynaklı kısacası belki 300 yıldır biz biz olmaktan çıkmış kafir ve zalimlerle Demokrasi ve Laiklik hikayesiyle kanka olmuşuz bu millet bir kere ALLAH(cc) a karşı savaş halinde acı olan yaş ile kurunun,iyilerle ,kötülerin birbirine karışıp cehenneme sürüklenmesi yüz yılın bilançosu ürkütecek derecede imanı vicdanı olanı rahatsız ediyor hergün Ahlaki çöküş ve Kurani mananın tahribi var bu toplumda doğru adamlar sorarsan herkesten suçlu. Birileri ilahlaştırırken ALLAH(cc) Resulüllah asm Kurani ölçüler,masum mazlum mahküm,Doğru değerler ,şerefimiz ,şanlı bir tarih mahküm.
Ahlak ve iman çöküntüsündende her haramdanda şirk,küfür ve zülümdende her şeytani pisliktende kurtar Ey merhametli Rabbimiz bizi kula kulluktan,nefse,şeytana kulluktan kurtar, tağuttan cehennemden kurtar ALLAH cc.ALLAH cc indinde islamdan başka Din yoktur.İslam ise sadece Kuran ve Sünnettir Onunda hakkını veren yoktur günümüzde .Verdiğini zannedenlerde kimin peşine koşuyorsa,kendini kimlere kaptırmışsa ,gönlünde kimler,neler varsa onların kuludur .Haliyle güçlü irade boğuyor
Zayıf irade haklıda olsa din hırsızı,emek hırsızı,zalim ,vicdansız,müfsid,Ahlaksız adaletsiz hakim olan azgın nefislerin oyuncağı,ben ise çok zehirlendim ancak eserimde görebildiğim yanlışları dile getirdim ,lokomotif olmak benim işim değil mükâfatım olacaksa ALLAH cc haddini bilenlerden olmayı,zülümsüz,Kurani Hukuğu çiğnemeden yaşamayı nasip etsin inşallah.Sahne boyalı maymunların.Eğer ALLAH cc bizede bir kez olsun kulum demişse inşallah bizide müslüman kategorisinde haşreder Yoksa hayat boyu ne emeğimin ne ibadetimin karşılığını görmedim.Herşey iki yüzlü belki binbir surat.Kurani manada bir tasarruf yok genel manada şirkin küfrün,zülmün fitnelerin,haramların son bulmayışı ve insi cinni şeytanların söz sahibi oluşu ,iyi olmanın gayretindekilerin kara listeye konuşu,fesad cin ve insanların rağbet görüşü her türlü haramın kanunlarla korunması ,bozuk felsefelerin,hurafelerin,kula kulluğun ruhbanlığın,Din oluşu insi cinni pisliklerin kayırılması zalimin zülmünün kendine kâr kalması Adaletsiz,Ahlaksız,Vicdansız belki imansız bir Dünyayı insanlığa mal etmiş sadece iyiler yanarken,hür iradesiyle yakanlar ne hikmetse vicdansız bir Adaletle alemin kurtarıcısı,sihirbazlık,yalan,iftira,hırsızlık,zülüm,küfür,şirk,hased,haramları
çare diye satmak,suçsuz insanları insi,cinni şeytanlara boğdurmak,pislikleri yutturmak karakterleri.Çanakkaledeki ruh islamın birliğiydi o ruhu öldürmek için hizipçiliğin ilk imzasını cinni kâfirler ve tağut yandayları attı Atetürkler,sait nursiler,şarlatan şeyhler,inönüler,siyasi aktörler,medyatik maymunlar,haramzadelerde işin aktörleri ne iman net nede küfür adalet,Gerçek islam zaten yaşanmıyor.Ahlak sıfır.Elazığ depremi ve nice musibetler,demekki gayretullaha dokunan hadiseler var yalancı,hased,hırsız,
vicdansız,iftiracı,sihirbaz eksik değil.Cinlerle,şeytanlarla fazla meşgul olana tavsiye ;nsanların içine karış sosyal yaşantın olsun fazla yalnız kalma yalnız kaldığında felek,nas,ayetel kürsi oku ve cinmiş şeytanmış aklına getirme.Tövbe istiğfarı eksik etme.İyi olmanın çabasında olana,kefere insi,cinni şeytanları yanaştırma ya Rabbi.
Atetürkün küfrü,zülmü,şirki,hâinliği1923-1938 arası aşikârdır.Çare diye satıp bela etmeyin başımıza ilahlaştırmayın.Kâfir ve zalimlerin muhabbetiyle yaşıyan haramzade hâinler ne kadar ibadet ve hâyırda yapsalar geçmez ey namussuzlar,zalimler,kafirler hâinler,hırsız,vicdansız ,köksüzler,Dini Dünyaya satanlar saltanat uğruna her kılığa girenler Vicdanınıza dönün.Rahman, Rahim olan Allah’ın adıyla.Ey yerin ve göklerin tek Hakimi ve sahibi Rabbimiz Hatalarımız,kusurlarımız ve günahlarımız nedeniyle bizi cezalandırma;içimizdeki azgınlar,sapkınlar ve günahı hayat tarzına dönüştürenler yüzünden iyi kullarına ve masumlara zararı dokunacak belalar verme! Deprem, sel, kasırga ve fırtına, salgın hastalıklar, kuraklık, gökten inen ya da yerden çıkan her tür felaketten bizi koru. İçimizdeki Salihler, yaşlılar, engelliler, masumlar, hayvanlar ve bitkiler hürmetine rahmetini bizden esirgeme.Ya Rahman,Ya Muin.Vel hamdü lillâhi Rabbül Alemin Depremi tetikleyen manevi sebepler:Her türlü haramın kanunlarla korunması,Adaletsizlik vicdansızlık,Ahlaksızlık hâinlik,devamlı zülüm,küfür,şirk nimete şükürsüzlük,ALLAH cc ın ve Resülünün asm,Kurani Hukuğun sınırlarını çiğnemek,kul hakkı yemek,kalp katılığı,dengesiz yaşam.Haramlarda ısrar, iyilerin birbiyle boğuşması,Hizipçi anlayış,kula kulluk,nefse kulluk ,ruhbanlık masum mazlumun ahı.Zalimler iş başına geldiğinde felaketleri bekle çünkü ruhları nefisleri fitne ateşiyle doludur.İyi kimmiş .Neredeki ALLAH(cc)sız,Ahlaksızlarmı?Ben bütün iyi niyetime rağmen şaibesiz değilim ve hakkıyle bende iyiyim diyemiyorum belki iyileri seviyorum.Milli ve manevi değerlerimizin Kurani Hukuğun Güzel Ahlakın Bu şehid kanıyle sulanmış Vatanın,iyilerin masum mazlum güzelliklerin aşığıyım seveniyim.Domuz insi cinni şeytanları Rahmet ile anıp bize Hakim kılarak başımıza envai çeşit musibeti saranlarada zerre hakkımı helal etmiyorum.Kefere Dursun Ali Çakarı Ergün Bayrağı insi cinni şeytanları ve onlara destek olanları çare diye satan her pisliğe lanet olsun inşallah Öylelere benide nice suçsuz insanıda feda edene lanet cinni insi pisliklere iyileri masum mazlumu güzellikleri feda edene lanet olsun.Masum mazlum güzelliklerin sırtından geçinip emeğini ibadetini ihsanatı ilahi pozitif helal birikimini çalıp üstlerinde saltanat sürmek bu şehid kanıyle sulanmış Vatanda haram yaşam en büyük vicdansızlıktır,imansızlıktır.Hain ve zalim olmak herhalde böylesi
Bu Vatanın sözde bekçileri,sözde müslümanlar ,her türlü haramı kanunlarla koruyanlar,insanlardan ve cinlerden ilahlar arıyanlar ,hevasını,nefsini,egosunu zalimi,kâfiri,münafığı haramzade pislikleri ilahlaştıranlar,masum mazlumu,iyileri güzellikleri cehenneme taşıyanlar,bütün cahilliğine,zalimliğine rağmen liderliğe soyunan Ahlak fukarası vicdansızlar Benim gibi doğruluğunda ısrarlı bir Vatan sevdalısı,İslamınki Kuran ve sünnetin sevdalısı bu Vatanda sağlıklı yaşıyamıyorsam yanlış giden çok şey var diye düşünüyorum.Tağut liderlerde ve nice şirkini,küfrünü zülmünü marifet bilenlerde belki şeytan bile müslüman geçiniyor Deprem başımıza patlamadı çok şükür diyebilen vicdansız azgın nefisler ALLAH cc en kötülerin cezasını en sona bırakıyor ve iyilere diyorki; Yeryüzünde Din Tevhid şuuruna Kurani manaya kavuşuncaya ve tamamıyle ALLAH cc ın oluncaya kadar kâfirlerle ve münafıklarla mücadele edin. Bakara.193.Ya Rabbi değer verdiğin her kulunu kâfir ve zalimlerin hamallığından kurtar,rızana uygun kişilikle yaşat güzel Ahlakı Kurani şuuru hayatlarına hakim kıl.Evet şirkin,küfrün,zülmün,haramların,Ahlaksızlığın Adaletsizliğin,hırsızlığın,hâinliğin,Vicdansızlığın merhamertsizliğin neticesi masum mazlumun ahının tavan yapmasıdır. Bu felaketler birde ruhu kâfir imansız Ahlaksız haramzade hırsız namussuz şeytani karakterlerin vicdansızların çare diye satılması
Fatih sultan Mehmedin değerli sözü;Eğer işimi en iyi bilene değilde en sevdiğime yaptırsaydım İstanbulu Fethedemezdim Tamda günümüzde düşünülmesi gerekli söz
İşin doğrusu Kurani gerçeklerden kaçışın,İmansızlığın,Adaletsizliğin,şirkin,küfrün
zülmün Mümince yaşamayışın Ahlaksızlığın,Vicdansızlığın hizipçi kula kulluktan nefse kulluktan ibaret din anlayışlarının,zalime,kâfire muhabbetin haramzade yaşamın fitneyi,haramı hoş görüşün ,ALLAH cc a Resülüne asm Kurani hakikatlere karşı iyilere,Doğru değerlere karşı savaşın tokadı bütün olumsuzluklar.Görüyorsun Doğu Türkistanı Esir iken mümkünmüdür ibadet,yatıp kalkıp ALLAH cc ına dua et bu memleketi bize Vatan kılan ALLAH cc olduğunu .Putlaştırılan Atetürkün kendi gerçeklerini kendisi katletmiş biri olduğunu ,putlarıyla övündükleri,1000 yıllık Türk-İslam tarihinin ve bu milletin namusunu katleden bir haini kahraman ilan edip milyonların hâyrını yüzbinlerin şehadetinin meyvesini ondan bilip putuna tapmayı bırak Müslümanlık insanlık sayanların vicdanımı var,Ahlakımı var Adaletimi var.Doğru insan için bugünkü yaşadığımız Dünya hayatı=zülüm.Vazifemiz Kurani gerçeklerin hakkını vermeye çalışmak hakiki mümin kullar olmak gerçek imanı kalbimize yazdırmak Ahlaki,Vicdani,Kurani,Helal,Namuslu Doğru değerler ayaklar altında olduğu sürece Haramları hainliği çare bildikçe Adalet arama.Musibette bitmez.Belkide cehennemde gözümüzü açarız.En doğru kitabıda yazsak ne yazar,Kuran gerçeğine rağmen Ezanla hergün 5 kez ALLAH cc a koşun mesajına rağmen bu şehid kanıyle sulanmış Vatanda halâ her haram kanunlarla korunuyorsa azgın nefisler itibar görüyorsa,Ahlaki değerler bilerek çiğneniyorsa her hâin,her fitne içimizde rahat barınıyorsa,şirkin,küfrün,zülmün,musibetlerin sonu gelmiyorsa millet olarak Kurandan kaçışı marifet bilip helal -haram hesap etmiyorsak ,kula kulluk,nefse kulluk felsefeler hurafeler Din olmuşsa Dini Dünyaya,haramlara gömmüşsek nasıl güleriz,nasıl musibetlere sed olacak Güzel Ahlaklı,Vicdanlı,Doğru değerlerin yaşandığı bir toplum olur ve ALLAH cc ın razı olduğu bir kardeşliği tesis edebiliriz.
Bu Milletin Anasını S…….z diyen şeytan Mehmet Cengiz katrilyonluk vergi borçlarını Tayyip efendiye sildirdikten sonra birkaç milyon Depremzadelere bağış yapmış iyilik yaptı hayırsever diye punto yazılarla adamın çirkef suratının resmini Nasılki Abdürrahim karakoçun şiirinde Dışının görünüşü içinin aynasıdır dediği gibi adeta lağım suratıyle hayırsever diye satılıyor.Özal Hükümetindede Bakan Cemil çiçeğin dediği gibi adam Devletten 60 trilyon hortumlamış gitmiş 4 trilyona okul yapıp bağışlamış olmuş doğru vatandaş.Devletten hortumlanan bir parada herkesin hakkı var hesabı ağırdır.Adalet timsali Hz.Ömer ra Hilafetinde yine kendisi gibi Cennetle müjdeli Abdürrahman Bin Avf ra tan borç ister Abdürrahman Bin Avf Devletin kasası elinde al ve maaşında öde der buna cevaben Hz.Ömer ra ya ölürsem O devlete oan borcumun hesabını nasıl veririm,onda herkesin payı var Ancak sen tek kişisin tek kişiyle hesap –helalleşmek daha kolay der .Bu Adaletten dem vuran ve Müslümanlığı kimseye ksptırmayanların bugünkü rezil faturası ne nerede vicdan nerede nefis muhasebesi nerede Ahlak nerede Doğruluk nerede Müslümanlık insanlık
Sonra çocuk katili terör Devleti israilin Deprem için yardımını kabul etmek ve o vicdansız zalimlere,imansız kafirlere Rahmet okumak nasıl bir vicdandır neresi Ahlaki
Ruhların,Nefislerin,Vicdanların,Ahlaki yapıların çoğu bozuk. helal-haram hesap etmiyenler zalim nefis ve egolariyle kendilerini haklı sanıyorlar.Ahlaklı,Vicdanlı Doğru insan acı görmüşse daha fedakârdır.Ahlaksız,Vicdansız ise kin ve vahşet doludur.Biz inançlı insanların en küçük günahını bile dağ yapanların,kendi külli cinayetlerini çuvala bastığı Adalet anlayışıyle suçsuzu potansiyel suçlu,suçluyu,sütten çıkmış ak kaşık yazdığı,azgın nefisleriyle kanun koyduğu deccalizmi yaşıyoruz.
Osmanlıya son zamanlarında hasta adam demişlerdi.Bugünkü islam Dünyası bin beter olmuş ,halâ Dünyayı düzeltiyorlar sorarsan.Ey sözde müslüman sen Kuranın, sen ALLAH cc için sevip ALLAH cc için buğz etmenin hakkını vermedin,harama koştun,zülmettin,hâini,zalimi,haramzadeyi,şirki,küfrü,fitneleri,haramları,zülmü,Dinini Dünyaya gömenleri sorgulamadın,iyiler yandı,kötüler ağa oldu hep sustun,Ahlaki değerler öldü Her saniye kul hakkı yiyen,Kurani Hukuğu çiğneyen toplum olduk sorgulamadın zülüm,küfür,şirk,kula kulluk,ruhbanlık,nefse kulluk Din oldu.İyiler masum,mazlum,güzellikler Cehenneme kapatıldı ,helalini arıyanın emeği,ibadeti gaspedildi,Dünya kan ağlıyorsa ,nice masum mazlum bedel öderken zalim ,kafir,hain itibar gördüğü Dünyada bencilleştin sesin çıkmadı bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen Vicdansız oldun.Unutma yarın o yılanlar seni daha kötü sokacak.zalimleri Adam zannettin her pisliğine göz yumdun .İnsanımızın sağlığı bozuldu,namusuyla oynandı,medya her saniye milleti zehirledi millet olarak masum,mazlum demeden Cehenneme sürüklendi hep sustuk .Bütün bunlara daha nice cinayete,hâinliğe kayıtsız kalanlar nefislerine toz kondurmazken,en doğru müslüman kendileri geçindi ne nefisler ne vicdanlar hiç sorgulanmadı .Eğer bir olumsuzluk yaşadığımızda Kuranın huzurunda,biz nerede yanlış yaptık diye Vicdanımızı,Ahlakımızı,Doğruluğumuzu,
yaşantımızı sorgulayacak kadar olgunlaşmış insanlar olsaydık bu derece fitnelerle hastalıklarla musibetlerle,felaket helaketlerle iç içe mahküm olmazdık.ALLAH cc verdikçe azıttık çoğumuz helalin-haramın,Ahlaki,Vicdani,Doğru değerlerin Kurani hakikatlerin hepsini ezdik geçtik şükrü unuttuk,isyana daldık itemedende olsa zalimlerden olduk iyiliğe gayret edenler ruh hastası oldu,fitne oldu,iyilerle kötüler birbirine karıştı,hatta kötüler iyi ,iyiler kötü oldu birilerinin kitabında vicdansızlar imansızlar ahlaksızlar en büyük ümit oldu,idareciler Ahlakta ,Adalette doğrulukta. sınıfta kalınca,daha kötüler çare diye sunuldu,şeytanı melun her amelimizi süsledi her pisliği bal diye sattı dost kim düşman kim seçemez olduk,doğru insanları yıllarca zehirlemeyi iman hizmeti diye satanlar ilahlaştırıldı nice güzellikler yandı Hakikat Hayat sahnesinde doğru insan, Ahlaki Vicdani İmanlı olabilmekti.Çoğumuz için bu değerler kulaktan dolma oldu.Hakikate eremedik Kurani gerçeğe ters düştük.Aslında ruhumuza o kadar kirlilik ekilmişki en doğru zannettiğinin bile lağvedilmeside şişirilmeside,doğru değil.Belki Arı gibi olacak çiçek görüntüsü verenin bile özünde bir güzellik varsa alacaksın,sende Güzel Ahlaka yatırım yapacak ,her haramdan uzak kalacaksın.Yerdeki ve Gökteki Hazinelerin kaynağının yalnızca yüce ALLAH(cc)ın kendisi olduğu şuurunda Dinini yalnızca ALLAH(cc)a Has kılacak,Haramlardan Haramzadelerden Hain ve zalim tiplerden uzak Doğru değerlerle ALLAH(cc) ve Resulüyle barışık Hakiki mümin kul olmanın gayretinde gerçek imanı kalbine yazdıracak ,Vatanına,Kudsi değerlerine ,Güzel Ahlaka samimi sahip çıkan imanlı Vicdanlı Dosdoğru kul olacaksın.
Ulul emre itaat nedir ?Liderin haramları küfrü,zülmü,şirki,fitmeleri dayatmıyorsa ALLAH(cc)ın,Resulünün asm Hukukuna Kurana düşman değilse tabi olunur.Aksine münkere teslim olunmaz.Bugün Kuran şeriatı Anayasa olsa ,ancak başımızdakiler yezit misaliyse ölüm bahasınada olsa teslim olunmaz.
Komünizim öyle bir köle düzeniki heryeri vahşet .Ahlaki değerler hiç hükmündedir
Kanun koyucu olarak ALLAH(cc) yeter önce ALLAH ın rızası sonra Resülünün asm
Hayatımdaki herkesin payı var kaderimin şekillenmesinde,ALLAH(cc)iyileri masum mazlumu,temiz ve güzel olanı selamete çıkarsın ,insi cinni şeytanların ve onlara bilerek destek verenlerin hakkından gelsin inşallah sebep oldukları her cinayet başlarına yansın Sadece rızai ilahi tecelli etsin inşallah kafirler şeytanlar kahrolsun
Hiçbir kafirle,zalimle it dalaşı Akıllı insanın işi değildir Sen Doğru ol doğru değerlerle yaşa Vatanının,kudsi değerlerinin sevdalısı ol ,Kurani ölçüleri çiğneme kul hakkı yeme Güzel Ahlaktan Adaletten taviz verme Vicdanlı ol tecavüzcüyede haddini bildir.
Yol Kuran ve Sünnetin yolu.Menfi kaderimden arındırsan bile yol benim hayatım olamaz .Kötüler yüküm olamaz iyilerde günahlarımın hamalı olamaz ya Rabbim.
Deprem bize 10 dairesi olan birinin çadırda kalabileceğini,3-5 mağazası olan zenginin yemek kuyruğuna girebileceğini ,Akşam kirasını üçe katlayıp sabah kiracısıyla ateş yakıp tir tir titriyebileceğini öğretti Mülkün tek sahibi ALLAH (cc)tır Bu ders bize ne kadar gider bilmem.İnsanımız o derece nefsaniki üç günde unutur hergün nefis muhasebesi yapmıyan,vicdani,Ahlaki,Adil,Dürüst,Fedakar,imanlı fakirin düşkünün derdine merhem olmayan ve empatiyi,sevmeyi bilmeyen infak etmeyen kaba saba insanlık Depremden sapasağlam çıkan bir bina için duyarlı Ahlak ve vicdan sahibi vatandaşımız Bu evi yapan kişiyi bulun haberlere çıkarın kul Hakkı yememeyi ,işini düzgün yapınca depremin öldürmeyeceğini herkese anlatsın.Ancak müeahhid Ahlaklı Helal-Haram hassasiyeti olan insan olunca bu gibi görüntülerde oluyor yoksa %de 99 u hırsız sahtekar zalim.Bir tane sağlam bina kışın açan kardelen çiçekleri gibi gülüp çiçekliğini gösteriyor iyiki deprem başıma patlamadı Elhamdülillah diyecek kadar vicdansız değilim.Şükür içimde Ahlaki bir insanlık yaşatan merhametli Rabbime
Sabah enkazdan çıkarılan anne ve oğlu “kedi bizi ısıttı, o olmasaydı donardık.” demiş.Ve aynı kedi hala enkazın başından ayrılmıyormuş.Bazen bir el bazen bir pati. Vallahi çoğumuz bir hayvan olamadık ne ALLAH(cc) a kullukta nede vicdanlı Ahlaki biri olmakta haramlara battığımız Dünyada hiç olduk ruhen piç olduk kulluğu unuttuk
Bir insan aleni İslamın,İnsanlığın Vatanımın,Kudsi değerlerin düşmanı olmadıkça
şahıma sevdiklerime düşman olmadıkça düşman olmam.Alemi islamdaki esaretin temeli ALLAH cc için sevip ALLAH cc için buğzun hakkını vermemek,harama şirke,küfre,zülme susmak.Kurani Hukuğu çiğnemek.Şu büyük bu büyük ancak put dikin beyinsiz kafalar ,sonrada altında kalırsınız,kula kulluk kaderiniz olmuş, zalimleri kafirleri yücültmeyin.Yüce ve büyük olan yalnız ALLAH cc tır Kâinatın tek kutbu ALLAH cc ın kendisidir Kanun koyucu olarak ALLAH cc yeter .3 milyona satılan ev yerle bir oldu,2 milyona satılan araba kağıt gibi oldu çöp yapılan bütün mallar çöp oldu oldu.Kirasını kat kat katlıyan ev sahibiyle,kiracı aynı çadırda sobanın başında ısınıyor neydi azgınlık neydi Dünya sevdası neydi vicdansızlık,Ahlaksızlık,kalp katılığı Neymiş Mülk ALLAH cc ın Kanun koyucu yalnız O Rahman ve Rahim olan Adili Mutlak Kahharü Zülcelal Din gününün Tek Hükümranı.Kimse kimseye torpil yapamaz Sadece rızai ilahi konuşur O gün.Menfi kaderimizden ALLAH cc arındırsın meccanen affetsin.Taş kafayı yetiştiren uydurulan dinler 100 yıldır diş geçiremedimi insanlığın kökünü kazımak için yola çıkanlar Kurani manayı öldürmek için 1000 yıldır kıçını yırtan din anlayışları En azından şunu ders alabilirdiniz gerçekten Akıl sahibi Vicdan sahibi Güzel Ahlakı şahsında yaşatan kullar olsaydınız kuranın Akletmezmisiniz,düşünmezmisiniz,tefekkür etmezmisiniz dersine uyanlar olsaydınız Temeli güzel Ahlak olan bir Dinin Ahlaki,Vicdani,Adaletli,Doğru olmayan şirk,küfür ,zülüm ,fitne barındıran felsefe ve hurafeler islamın malı olamaz Kuran bunu ispatlarken Kuran akli değil naklidir dediniz ALLAH cc ın Aklını beğenmediniz,Resülünün asm sünneti Kurana Güzel Ahlaka uygun olandır demediniz 1.5 milyon cıvarında yahudi kafaların insi cinni şeytanların iftiralarına hurafeye felsefeye İslam dediniz ALLAH cc a Resülüne asm iftira attınız her zırvasını ilhami ilahi diye yutturan sait nursiler ilahınız oldu,daha nice insi cinni dışkı çıkaran ilahlar şirkin ilahları ardçı ilahlarınız oldu melun şeytanları istirahate kavuşturdunuz siz oldunuz kusursuz evliyalar nice suçsuz insan günah keçisi, uydurduğunuz dinlerle her türlü haramı terörü kula kulluğu din yaptınız kısacası şeytanla yarıştınız insanlığı cehenneme doldurmak için.Ne demekti şeyhi olmayayanın şeyhi şeytandır,Ne demekti meleklerin hergün Rahmet okuduğu kız çocuklarına kadınlara potansiyel suçlu muamelesi kadın,şer,bela,fitne diye şeytani zikirler işiniz insanlığın cehennemini hazırlamak ,kulluğu bırakıp ilahlığa soyunmak melun şeytanlarla aynı rölü üstlenmek.Görün Kuranın nazarında şirk,küfür,zülüm,Ahlaksızlık,haram,felsefe hurafe,barındıran uydurulmuş dininizi.Akli bulmadığınız Kuranı merak edip baksaydınız ders alıp hakiki mümin kimmiş böyle olmak farzmış diyebilseydiniz Tevhide yalnız ALLAH cc a teslim olmanın zaruretine inansaydınız içiniz dışınız fitne kaynamazdı getirdiğiniz dinlerde insi cinni şeytanların paratoneri olmazdı deccalizim hortlamamaz insanlığın çoğuda zehirlenip ALLAH cc tan Dinden soğumazdı cehenneme kapatılmazdı.Evet şarlatan şeyhler şarlatan üstadlar haramzade felsefeci hurafeci,imansız sahte evliyalar insanlığı iyi zehirlediniz insi cinni pisliklerin kankası Kuran gerçeğine rağmen uydurulan dinlere rağbet 1000 yıldır daha revaçta sonumuz hâyrolsun inşallah uydurulan Dinler harıl harıl çalışıyor put dikmek için.
Din ALLAH cc ın tekelinde olmadıkça O Din İslam değildir.Askerde iki kişinin kavgasına engel olmak istediğimde bana müdahale eden zonguldaklı biri bana baba nasihatıdır seni ilgilendirmeyen meselelerde muhatabının izni olmadan işlerine karışma dedi . Olumsuzluklar unutarak çözülürmüş ne mantık be hasta önüne uzanmış unut gitsin ne kafa taş gibi duyarsız.Hayatımda gücümün üstünde işlere çok açıldım o özellik bir fazilet değil düşüncesizlik neticesi hayırmı şermi bilinmez,ölçülü olmalı
Halil Dudak ın resmi bu eser buradada kazık yemişte önemli olan Mahşer ilahi rıza
Yaşadığımız felaketler piyasada hakim kılınmaya çalışılan Kuran dışı Din anlayışının hizipçiliğin her haramı korumanın faturasıdır.Kısır akıllısınız Kurandan kaçanlar Şirk,küfür,zülüm,fitne ve haramları hainliği hoş görüp ALLAH cc tan kaçtığınız sürece cehennemdesiniz.Hangi dindensin halâ anlıyamadık Tayyip Erdoğan sen neyin
müslümanısın anlıyamadık sait nursi Evliyalık insanlığı şeytanlara boğdurmakmı şarlatan şeyh takımı .Müslümanlık ,her türlü haram,şirk,küfür,zülüm,fitneler,zalimler istediği tahribatı yaparken susmakmı Ahlaksız,Vicdansız,Adaletsiz her olayı sineye çekmekmi,İmansızlıkmı?Kulluk insana cine nefse secdemi uydurulan dinlere kula kullukmu şuursuz müslüman müsfeddeleri Kendi gerçeklerine düşman olan Atatürk kimi kimden kurtardında betonlaştın Atetürk.İslamiyet Dini Dünyaya gömmekmi gafletini,dalaletini,hıyanetini yol bilenler.İmana,islama hizmet milletin ibadetini emeğini, sağlığını namusunu oyuncak yapmakmı,şirkin ilahı sahte evliyalar,insanı Vicdani,Ahlaki olmak Kurani ölçüleri çiğnemekmi etik ahlak anlayısındaki sözde insanlık hizipçilikle islamı yaşadığını zanneden gafil müslüman müsfeddesi nice suçsuz insanın cehennemini hazırladığını bilsen zerre vicdanın varsa kahrından ölürdün.Ey particilikle keferenin proğramına uyanlar bu memlekette kardeşliğin kökünü kuruttunuz .Ey hainleri sorgulamayıp partisinde,cemaatinde önemli yerlere getirenler,kendinden olan şeytanı ,melek,kendinden olmayan meleği şeytan görenler nereniz Adaletli,Ahlaklı,Vicdanlı ve Doğru,Ey medyatik tahribatın mimarları Ahlaken bizi biz olmaktan çıkaranlar ve o külli tahribata sessiz Devlet düzeni ya sizin Ahlak İman,Vicdan ,İslam ,İnsanlık anlayışınız ne sorumluluğun ne olduğunu idrak etmeden insanlığa baş olmak egonuzdan başka kılavuz tanımamak ahlaksız ,Kurani mananın düşmanlarıyle millete kader yazmanın neresi müslümanlıkYa siz Din yobazları Kuranı Akli bulmayanlar,Dinini yalnızca ALLAH cc a has kılmayı Tevhid çatısında,Kurani şuurda hakiki Mümin kul olmayı,hakiki imanı kalbimize yazdırmayı,Güzel Ahlakı,kul hakkına riayeti,Kurani Hukuğu çiğnememeyi,dosdoğru olmayı,utanmayı merhameti Adaleti,vefayı 360 Ahlaki ölçüyü ders verirken islam .Uydurulan dinlerinizle,dışkı çıkaran ilahlarınızla,kula kullukla,ruhbanlıkla 1000 yıldır insanlığı şeytanlara boğdurmakla ve daha nice Ahlaksız,Vicdansız tavrınızla evliya geçinincemi en doğrusu siz oldunuz Bu fitne düzen cinni,insi seytanların güdümünde insanlığı cehenneme taşıyorsa en büyük tahripçi; ALLAH cc ın adını ana ana Kurani manaya savaş açanlardır çünkü onlar şirkin,küfrün,zülmün,fitnelerin,haramların,insi,cinni şeytanların paratoneri ve din hırsızı emek hırsızı fitnelerdir.Kurani ölçülerle nefisler satın alınmadıkça daha çok zülümlerin adı islam olacak.Kim de ALLAH(cc)'a ve Peygamberine isyân eder ve O'nun sınırlarını aşarsa,Kurani Hukuğu çiğnerse ALLAH (cc)onu, içinde devamlı kalacağı bir ateşe sokar. Onun için zelîl ve perişan eden bir azap vardır.Nisa.14.Jeolojide fay diye bir kavram vardır,kırıldımı,felakakete yol açar İnsanda ar denen bir damar vardır.Kalptedir vicdanındadır,bozuldumu helakete yol açar fitne olur çıkar o insan.Korunmak isteyen Kurani şuura ersin kula kulluktan haramdan arınsın mümin kul olmak neymiş öğrensin kazanmak için gayretli olsun.
Hz.Muhammed asm gibi Güzel Ahlakın çarşısına kambur olanda,suyunu bulandıran belki düşman olan,ondan Akıllı olduğunu iddia edende ,her türlü haramı hoş görende ,bencilliğin tavanına vurup zülmedende ,Kurana itibar etmiyende,ruhbanlığı kula kulluğu, en doğru müslümanlık belliyende ,hergün medyatik maymunlarla yaşıyanda ,Dini Dünyaya feda edende masum mazlum nice güzelim insanı cehenneme kapatanda ,helal rızıktan nasibi olmayanda,kul hakkı yemeyi,Hukukullahı çiğnemeyi marifet bilende,helalinden rızkının peşine koşan müslümanı İslam Düşmanı ilan edende milletin hâyrını,ibadetini,emeğini çalmayı şerefi bilen şerefsizde kula kulluğu sorgulamayan düşüncesiz Aklını kiraya vermiş koyunda ,kökü bozuk kendi bozuk icraati bozuk zalimleri hâinleri ilahlaştırıp her cinayetini hoş görende Kuranı,Sünneti hakir görüp Kuranı güncelleştirmek isteyende İslama uymak yerine islamı kendi yaşantısıyla sınırlandıran her hırsızlığa,zülme yatkın hainde en doğru müslüman geçiniyor.Aptallığını sorgulamıyan düşüncesiz nelere alet olduğunu bilmeyen beyinsiz ,hâini zalimi sevip uğruna Ahiretini yakan gerçek imandan nasipsiz kul ile ALLAH cc arasına girip nice güzelim kulun cehennemini hazırlıyan zalim,Vicdansız,Ahlaksız hırsız,namussuz ,zalim,şirkin pisliği şarlatan sözde evliya .İnsanlıgın ALLAH ile arasında barikat kurup Dünya ve Ahiretini idam eden ve zehirleyip şekâvete mahküm eden ,hidayetini engelliyen,felsefe. ve hurafeleri iftira,sahte hadisleri çare diye satanda İlahiyat pröfessörü ve şeyh sıfatıyle Kurana savaş açan adamda şeyhi olmayanın şeyhi şeytan deyip,Risalei nurdan ayrılan küfrü mutlakın malı deyip suçsuz insanları şeytana kâfire cehenneme layık görende,kadını şer,bela,fitne deyip 100 yıldır Cehenneme kâfire taşıyan şeytanın askeri haramla ömür sürmüş şarlatanda riyakâr müslüman müsfeddeside kusursuz evliya müslümanlığı kimseye bırakmıyor haliyle Kurani ölçüleri çiğneyen bu zevat hiçbir doğru değerden nasibi olmayan niceside en doğru insan, düşün yakamızdan akrepler,yılanlar,çıyanlar,çakal,sırtlan karakterli haramzade zalimler kendi külli cinayetlerini çuvala basıp ,ALLAH cc tan ziyade üzerimizde söz sahibi olup kaderimizi yazanlar felsefeyle zalim egosuyla hükmedenler vicdansız imansız şirk ve zülüm ehli,hırsız,namussuzlar bencil yaratıklar hiç olmazsa evliya geçinmeyin tarih boyu şeytanlara askerlik,zalime kafire paratonerlik yapan haramzade sihirbazlar ne milleti nelere mahküm ettiniz siz cennetlikte yaktığınız nice güzellik cehennemlik öylemi? Hakikati söyleyen Kurani hakikatlerle ikaz edenlerde sizin gibi imansızların günah keçisi Deccalizim sayenizde altın çağını yaşıyor vicdan ,Ahlak ve iman yoksulları.Hele birde ruhları,nefisleri,amelleri birbirine karıştırmanız yalan hased karıştırmanız,iftira,sihir,insi,cinni şeytanlarla yol gidişiniz ve icraatlerinizin neticesinde külli cinayetlerinize kılıf aramanız fitnelere dinamo oluşunuz ne hikmetse hepsi evliyalık İcraatlerinizle Ahlaksız Vicdansız tavırlarınızla,islamla alakası olmayanı çare diye satışınızla dinsizliği dinin önüne geçirmekle,iyileri devre dışı bırakmakla deccalizmin paratoneri olmakla hizipçi zalim anlayışınızla kader yazdınız,gençliğin nazarında din öcü oldu kaçacak liman arıyor gençlik insanlıkki iyiler cehennemi yaşıyor.Fidake ya Resülüllah asm,Fidake ya ALLAH cc İslamı aziz kıl ya Rabbi Kurani manayı Hakim kıl üstümüzde sadece senin kanunların senin tasarrufun olsun inşallah Benim Peygamberimle asm ve hakiki müminlerle,masum mazlumla bir zorum yok.Derdim olgunlaşmamızı engelliyen herşeyle ve herkesle kısır kafasıyle kader yazacak kadar azanlarla felsefeci zalimlerle kula kulluğu nefse kulluğu çare diye satanlarla,şirkin ilahlahlarıyle hizipçi Din ve Dünya görüşünü islam sayanlarla cümle izimlerle. Melun şeytanlar ,şeytani karakterler kahrolsun
Hiçbir şey benim olduğu yok Yerdeki ve Gökteki Hazineler ALLAH(cc)ındır.Sahnede kim röl alacaksa alsın ben şövmen değilim Bu Dünya zindanım oldu hayat boyu.
Cemaat ve tarikatlar Haçlıların ileri karakollarıdır diyen Fevzi Çakmağın sözüne eklenecek daha gerçek bir söz daha var o da cinni kafirlerin ve tağut yandaşlarının deccalizmin paratoneri oldukları hakikatı Atetürk onların sanat eseri alsınlar başlarına çalsınlar nice suçsuz insanı cehenneme doldurmakta iman hizmeti anlayışları Adalet anlayışları vicdani olmak Kurani ölçülerle yaşamak onları ilgilendirmiyor o dairelerin varlığı saa Anadolu çocuklarını kendilerine sermaye yapmaktan ibaret kula kulluk yıllarım içlerinde ninnilerle düzülmekle geçti ya onlara kulsun yada şeytana,küfre onların kitabında.Henüz kendileri ALLAH(cc)ı bulamamış ,mümin kul olamamışlar Kuranın tarif ettiği mümin kullar Cihad ruhuyla,Güzel Ahlakla,helaliyle yaşıyan Hakiki imanı kalbine yazdırmayı hak etmiş şereflilerdir Ben bunları seviyorum yoksa ömür boyu hayatımı cehenneme çeviren artçı ilahları değil yuttukları her biçare içler acısı hallerle karşılaşması büyük ihtimal .Kurani mana bunu gösteriyor.
Google,Facebook twitter ,instagram a aile kilidi vurmak bu Devletin iradesinin dışında herhalde bir hafta sürmedi yine pislik.Sefaletin,rezaletin,musibetin kaynakları:Her tür haramın kanunlarla Faizin meşrulaştırılması Farz olan zekâtın,infakın yok edilişi edilişi,medyatik tahribat.Zararın kaynağı ,insi cinni şeytanlar ve kullandıkları düşüncesiz cahiller haliyle hîyanet görüntüsü veriyor.Bilmiyorsan sus.Kimseyi bir tek fiiliyle tartma ,kalplerin özünü ALLAH cc bilir.Bir kimsenin İslama,Vatana,insanlığa karşı aleni hîyanetini ,zülmünü görmedikçe suçlama,günah keçiside yapma.Nereden bileceksin ömrü Vatanı için,islam için samimi duygularla fedakârlıkla geçmiş birinin bütün ömrünün şeytani hesaplarla kahredildiğini.Onun için kimseyi ne şişir nede büsbütün idam et.Bırak ALLAH cc a İnsan eksiktir her konuda.Mükemmellik arama gerçek fiatını ALLAH cc bilir de sarı öküzleri düşmana feda etme.Bir millet öz kimliğinden uzaklaşınca hâinlik karakteri olur haramada batar Ahlakıda biter.Gelen her güzel nimeti ALLAH cc tan bilecek ,şükrünü eksik etmeyeceksin,haramada
dalmıyacaksınki melun şeytana avlanma,hain olma.İhaneti katmerli zalimlerinde hamalı olacak kadar aptal olma sende hâin diye anılma.Evinde nimet içindeysen gafil ve bencil olma,güzel değerler üretmenin gayretinde ol,dosdoğru ol harama dalma ,iyilere duacı ol haddini aşma.Bilmiyorsan her işe karışma Hasbünallahü venimel vekil duasını çokça yap günahlarından ALLAH cc a sığın.Ne kadar iyi niyetli olsanda haramzade hainlerin karga kılavuzların peşine koşup sende zalimlerden olmaALLAH cc a koş Kuranla yaşa.Vatanına,İslama,güzel Ahlaklı insanlara faideli olmak istiyorsan birinci şart günahlarından arınmaktır.Farzı yap,haramı terk et.Doğru insan olmak istiyorsan kul hakkı yeme iyilerin sırtından geçinip hıyanete,harama dalma Kurani Hukuğu çiğneme,Güzel Ahlaklı ol.Zülüm,küfür,şirk ehli haramzade,fitnelerin muhabbetiyle yaşama Kuranı ders al Hakiki müminlerden olmak için çalış.
Bende sevmiyorum mahküm etmeye çalıştıkları çirkef kaderle kendimi.Ancak bu Vatanında kudsi değerlerinde aşığı olmak özümdeki karakter.
Şucu bucu değilim Vatanına,İslama temiz Ahlaklı insanlara masum mazluma sevdalı müslümanım gocunan uzak dursun gerçek hainler zalimler kahrolsun inşallah .Zülüm ehli olmaktan her şeytani pislikten ALLAH cc korusun inşşallah.
Ey zenginler,ey parasını koyamıyacak yer bulamıyanlar ey dolar,altın istifleyenler ALLAH(cc) seni zenginlik makamına çıkarmış,seni veren el konumuna getirmiş,niye vermiyorsun,niye saklıyorsun emanetleri.Ey paralarını koyacak yer bulamıyanlar kalbi katılaşmış,Vicdanı taşlaşmış,Şuuru zalimleşmiş Doğru değerlerden nasipsiz.Bencil müslümanlığıda kimseya bırakmazsınız Lüks yaşıyan Hanım efendiler,Bey efendiler cebinizdeki paraların hepsi sizin değil ,Fakirin,düşkünün hakkı var.ALLAH(cc) fakirlere dağıtın diye gönderiyor onca nimeti Hayat imtihan.zekatını.öşürünü,sadakanı
infakını ,fedakarlığını yapman için ve neticesinde Ebedi saadetin için seni bolca nimetlendirmiş.Ahlaklı,imanlı,Vicdanlı ,Doğru,Adil hareketide Kurani Hakikatlerle bildirmiş.Vermeyince ,sonra şekerim var,kanserim var,bağırsağım düğümlendi,elim ayağım tutmuyor,dişlerim dökülüyor musibetler bitmiyor yeri geliyor bütün malın mülkün bir anda helak olup sefalete mahküm oluyorsun.Belki emanetin Hakkını vermeyince Doktor ve ilaç parası oluyor veya haramlarla tükeniyor Veya zalimin kafirin,münafığın hainin yolunda sarfedip kendi elinle kendi akibetini hazırlıyor düşüncesiz şuursuz ilimsiz zülümlü karakterinle Cehennemide Hak ediyorsun. ALLAH(ccc) kökü temiz helal kullarını uyandırsın islah etsin.Emaneti doğru yolda sarfetmezsen dolaylı yollada olsa onu senden alıyor almadığını zannettiğin kafir kafalıların ise sonsuz azap kendi yazdıkları kaderleri.Evet hem müslümanım diyeceksin hemde kaskatı bir kalbin bir kokuşmuş vicdanın olacak,bu imansızlıktır Dünyaya belki cehenneme gömülmektir.Zekat,öşür,infak .sadaka,ALLAH(cc)ın Rahmetine vesiledir Bir Ahlak Vicdan,insanlık terbiyesidir İlahi Adalet ve rızadır
Deprem bölgesinden yeni yaşanmış ibretlik manidar bir Hadise:Malatya lı Hüseyin Hoca öğretmen Hacı Ökkeş amcanın kiracısıydı kirayı 2 milyardan 7 milyara çıkarmak istiyordu öğretmen Hüseyin Hoca bari 5 olsun hacı amca 7 milyar veremem diyordu O da veremiyorsan çık demişti Yılbaşından beri kavga ediyorlardı İstanbul'da kiraları 10 milyar oldu yavrum yeni bir daire daha alacağım demekteydi deprem gecesi son kavgayı yapmışlardı artık çıkmaya karar vermişti Ancak o gece deprem oldu ve canlarını zor kurtardılar apartmanın olduğu bahçede Ateş yakıp ikisi beraber sabahladılar evleri yıkılmıştı Apartmanın adı Nizam apartmanıydı ve girişinde mülk yalnızca Allah'ındır yazıyordu İkisi de çoluk çocuğuyla ateşin başında ağlaşıp durdular ve ev sahibi olduğunu zanneden hacı amca evinden çıkmasını istedi kiracısı Hüseyin hocaya sarılıp Ağlıyordu mülk gerçekten ALLAH(cc) almış Gözümüz doymuyor gözümüz bir avuç toprak doyuracak demekteydi ders alana vicdanı uyanana
Müslümanım diyenler ne Peygamberleri asm ne sahabinin ra büyüklerini hiç anlamadı
Zaten tarih boyu çokları Kurani hakikatlere sırtını çevirdi.Cahilliğiyle tavan yaptı Müslümanın kişiliği bu olunca Ahlak çöküntüsü kaçınılmaz oldu,Toplum bozuldu fitneler musibetler hastalıklar bacayı sardı.Dost ,Düşman birbirine karıştı zehirlendik
Önce zehirlilere feda edildik ,sonra bizde zehirlendik.Ancak yıllardır özümdeki güzel çekirdeği yaşatmanın çabasındayım.La ilahe illallah de her haltı işle,Kurani ölçüleri hakir gör,hâinlerle,zalimlerle seviş,iyileri katlet ,deccalizme dinamo ol insanlığın cehennemini hazırla yezit gibi vicdansız ol ilahlığa soyun şeytana çalış Sonrada en doğru müslümansın öylemi? Ey şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır deyip 1000 yıldır insanlık katliamı yapanlar,cinni, insi şeytanların kuklaları cahilliği zalimliği tavan yapmiş olup,Kurani gerçekleri hakir görenler ALLAH cc ın Aklının ürünü Kâinatın Anayasası Kuranı Akli bulmayanlar Akılsız kafasıyle kul ile ALLAH cc arasında barikat olanlar ,şeyhinde fani ol deyip ruhbanlıkla nicesinin emeğini ibadetini ruhlarının pozitif birikimini tüketip sonrada imansız damgası vuran şirkin ilahları.Ey nice hikâyeyi,bozuk felsefeyi dininiz diye yutturan haramzade fitne sait nursiler risalei nurun gerçek islam olsaydı o boyayla boyanan kendi dünyasında helal rızkın peşine koşunca niçin küfrü mutlakın malı oluyor çünkü senin gibi çalarak zülmederek hakimiyet kurmadıda ondan.Ey cinlerin güdümünde din icad edipte Kurani hakikatleri ayaklar altına alanlar,hâinlerle,zalimlerle sevişip deccalizme paratonerlik yapanlar.Asırlara mal olmuş cinayetlerine kılıf arayıp şeytan gibi potansiyel suçlu insan bozması Deccal yaratmak için kıçını yırtanlar.Haydi bir enayiyi becerdiniz Deccallaştırdınız ortadanda kaldırdınız .Sizin bozuk yapınız değişmedikçe Kurani şuurda yaşamadığınız sürece,insanlara ve cinlere taptığınız sürece fitne yapınızı evliyalık bellediğiniz sürce,kula kulluktan,nefse kulluktan,Dünyevileşmekten zalimin hâinin muhabbetinden kurtulmadığınız sürece,zülmü,küfrü,şirki,fitneleri,haramları
,insi cinni şeytanları sorgulamadığınız sürece Kurandaki mümin vasfına erişip Tevhid çatısı altında hakiki imanı kalbine yazdırabilen mümim kullar olmadığınız sürece nefsinizi satın alamıyacak fitne olmaktan kurtulamıyacaksınız iyileri ezip geçecek deccalizmi besliyeceksiniz.Sen kendin Kuranın huzurunda doğru mümin kul ol.Aynanda görürsün doğruyu,yanlışı. Deccalizim=insi cinni şeytanlar,medyatik maymunlar,izimler her türlü haram,şirk,küfür,zülüm ,fitneler,Kurani şuurun düşmanı uydurulan dinler,kula kulluk nefse kulluk,şeytan ,tağut,cehalet,bencillik,Güzel Ahlakı katlatme yarışı,Vatan hainliği Tevhid Dini yani Yalnızca ALLAH(cc)a Has kılınması gereken ve mümin kul olmayı şart koşan Hak Din islamı çökertmek yarışı,artçı ilahlar.
Ya Rabbi şirk ,küfür ve zülümden ,her haramdan cehaletten insi cinni şeytanlardan münafıktan,kafirlerden,bildiğim bilmediğim günahlarımdan,yaptığım yapmadığımın şerrinden tağuttan arındır.ALLAH(cc)ın Resulünün asm Kurani Hukuğu çiğnemekten Biz Vatanına Kuranın islamına sevdalı kullarını koru ,zülüm yaptırma zülme düşürme
Solcular laf yapar,sağcılar hizmet demişlerde.Kurani şuuru,Vatan aşkını,Doğru imanı Kul hakkını,Güzel Ahlakı,Helal-Haram hassasiyetini Tevhide teslimiyeti,ALLAH cc korkusunu,Kurani Hukuğa riayeti başardıkları gün,nefislerınin efendisi olup utandığı gün.Dini Dünyaya mahküm edip musibetlerle insanlığı yakmadıklarıAhlaki ve Doğru Vicdani oldukları gün Hakiki imanı,doğu islamı yaşayıp yaşattıkları gün,insanlığı cehennem yolculuğundan kurtardıkları gün,kula kulluktan,nefse kulluktan arınıp kurtuldukları gün hizmetten bahsetmeyi hak ederler yoksa Dünyayı imar etmeyi kâfir dediğin daha mükemmelini yapıyor bugünün sağcılarının çoğu riyakarlığında zülmünde solcusuda ihanetinde münafıklara bakıp islama saldırıyorlar.ALLAH cc Düyada ve Kainatta değer verdiği her kulunu nasıl bir hayata mahküm olmuş olsada inşallah kurtaracak.İçi pislikler yansın.Atetürk,inönü ve izlerinden gidip zülmedenler mazlum değildir bütün zülümlerini şuurluca,bilerek yaptılar.Tayyip sait nursi,şeyh takımı zalimlikten geri kalmadı.Zalimlik imanımızla,sağlığımızla,şerefimizle,
Ahlakımızla,helalimizle,namusumuzla oynayıp bizi biz yapan değerlerden koparıp şeytana,tağuta,deccalizme boğdurmaktı çünkü onlar cinni insi şeytanları hoş gördüler derslerinide dinlediler.ALLAH cc ve Resülünü asm ı ve İlahi Vahiy Kuranı HAKKI dinlemedikleri ve teslim olmadıkları kadar kendi egolarının,nefislerinin ve kafir ve zalimlerin kulu oldular kimse kula kulluğu marifet bilmesin.Geçsin aynanın karşısında ALLAH cc ın cc Resülünün asm Kurani mananın huzurunda Vicdanını,imanınını doğruluğunu sorgulasın çünkü bu yetersizliğini ilahlığa taşıyanlarla cehennemden nasiplenecekler Allahüalem.Biz mümin kul olmanın gayretindekiler kış çiçeği kardelen kadar olabilmişsek,ismimiz çiçek inşallah.Her ne kadar insi cinni şeytanların ve deccalizmin,din yobazlarının kurşunlarını yesekte ölmedik inşallah Ahirettede selamete çıkanlar oluruz.Bilerek insanlığın ve islamın zararına çalışmadık,hâinliği seçmedik,sevmedik.Bizi hâinlerle,zalimlerle ,iblis melunuyla azgın kâfirlerle yoğuran çok oldu .Aslında ALLAH cc her mazlumun ,mazlum milletin özünden gelecek pozitif bir gayretini bekliyorki kurtarsın sahili selamete çıkarsın ,ve kulları gelen nimetlere şükür ehli,kendinede dürüst kul olsun kitabı Kuranın öğretilerini yaşasınki cennetine layık olsun .Bunu özellikle Dünyada yaşasın insanlık sapıtmasın dedi Ancak insanların çoğu Dünyanın cazibesıne,melun şeytanların derslerine,zalimlerin sihirine hasedine,zülmüne mahküm oldu.Evet melun şeytan sizi ateşli azaba çağırıyor,siz ALLAH cc a koşun..
Toki evleri yıkılmadı üzüldüler,ALLAHÜEKBER nidalarına kudurdular ,selalarla delirdiler ,Yaşanan mücizeler ALLAH cc ın kanıtı oldukça bozardılar yinede uyanmadılar, gözler kör kalpler mühürlü.ALLAH cc a değilde tağuta tapanlar
Ben asiyim evet her zülme,küfre,iğrençliğe,fitneye,şirke,insi cinni şeytanlara karşı kimki bu mücadelemi çarpıtıp beni insi cinni şeytanlarla yoğurmayı marifet bilmiş zerre hakkımı helal etmiyorum din yobazlarınada münafık,bencil ve kafirlerede
Bir toplumun pozitif değerini anlamak istiyorsan idarenin Adaletine,ilim adamlarının ne konuştuklarına ve insanların Ahlak seviyesine,helal-haram hassasiyetine bak. Mevlananında dediği gibi Bir ömür. Ben kuluma şah damarından daha yakınım diyen ALLAH cc ı aramakla geçiyor.Demekki O ALLAH cc a layıkıyle kul olamamışız
,Ruhumuz nefsimiz kirli.Kurani islamı göz ardı edenlere anladığım kadarıyle anlatmaya çalıştımbelki bir tebliğciyim özellikle din şarlatanı çakma evliyalara,cinlere karışmış, utanmayı unutmuş olanlara milleti islamı,insanlığı cehenneme kapatan gerçek edepsizlere.Kula kulluğu ruhbanlığı Kurani mananın üstünde tutup,Kuranı Akli bulmayanlanlara.Kendileri için cinler için ibadet ettirenlere.Haklıyım diye bayrammı edeyim ,insanlığın çoğu cehenneme sürüklenirken .Çekilin artık kul ile ALLAH cc arasında saltanat sürmekten vaz geçin koyunlarınızı çok sağdınız,Aklını kiraya verenlerin ilahı sizler oldunuz sihirbazlar.Azgın kâfir Dünyayı dolaşır fiske kondurmazsınız.Müslüman evinin yolunu bulacak,Aklıda,sağlığıda çok görürsünüz ve evliyasınız.Postunun üstünde oturup artçı Tanrı olma sosyal hayatın insanı ol mahrem hayatlara karışma,kurani şuurun müslümanı emri bil maruf nehyi anil münker mümince yaşamın olsun harama haramzadeye tavrın Hasbünallahü venimel vekil olsun kâfir ve zalimlere karşı dik dur geçit verme.En sağlıklı ruhlar Ana Babası birbiriyle barışık Güzel Ahlaklı,helal namuslu yalnız ALLAH cc a kul olmayı başarmış aile çocukları.Kula kulluğa Harama haramzadeye,Ahlaksızlığa zalime,kâfire itibar etmedikleri sürece pozitif kişilik olabiliyorlar.Günümüzde Din ve siyasetteki insanlığın felaketine sebep en büyük bela hizipçilik,sonra haramlar.Kudret yalnızca ALLAH cc ın sıfatı olduğuna iman edeceksin ,kâfir ve zalimlerin özelliği olduğuna inandığın sürece kölesin.Her mümin iyiliği emredip kötülükten sakındırmak hususunda vazifelidir insanımız işi hocalara yıktı onlarda Devletin paralı memurları oldu,Cihad ruhu bu milletin ruhundan kopartıldı haliyle bozulma Ahlaksızlık hızlandı medyatik tahribat her eve girdi Din ise camilere kapatıldı zaten 100 belki 300 yıldır bir Batı özentisi Bizi biz olmaktan çıkaran Emperyalist dayatmalar tüketti bizi.
Bu Dünya hayatı çokları için oyun ve eğlenceden ibaret,Sorumluluk alan islama ve Vatanına sevdalı ALLAH(cc)a kulluğun ve Kurani mananın şuurundakiler hariç.
Masum ,mazlumun tecavüze uğraması onları cehennemlikmi yapar?Asla Asla Asla O gibiler fuhşiyatı meslek edinenlerin zerresiyle alakası olamaz.İnşallah kurtulurlar Rabbül Alemin o ağır lekeyi unutturacak tertemiz bir kişiliği cennetinde bahşeder benim vicdanımın sesi olaya böyle bakıyor.Dahası tecavüze uğriyan bir kızı yakını alnımın lekesini temizliyorum diye öldürüyor sorarsan namusunu aklıyor,Vicdansızlık
Birşeyi çoğumuz unutuyoruz Müslümanlar olarak ALLAH(cc)ın Rahmetinden ileri Rahmetimizi Gadabının üstünde gadabımızı öne çıkaracak kadar vahşileşebiliyoruz
Sınırsız özgürlük öyle bir şeyki ondan bazen timsahtan kaçar gibi kaçmak gerekiyor yoksa bırakın özgürlüğü kaybetmeyi,insanlığımızı bile kaybedebiliriz.
Üç gurup insan vardır Birincisi Topluma faydası dokunanlar,ikincisi Topluma zararı dokunanlar,üçüncüsü ise Topluma ne faydası nede zararı dokunanlardır.
Birincisi Kurani manayı çiğnemeden insanlığınDünya veAhiret saadeti için çalışanşan pozitif kişilikli,Güzel Ahlaklı Vatana Kudsi değerlerimize sahip çıkan doğru insanlar
İkincisi ALLAH(cc)ın,Resulünün asm Kurani mananın masum mazlumun Hukukunu bilerek çiğneyn Her haramın şirkin,küfrün,zülmün,fitnelerin aktörü şeytani tipler
Üçüncüsü sorumluluk almayan belki kendine zararlı ancak kimsenin işine karışmayan
Eüzü Besmele ile Amentüyü oku sonra Eüzü besmele ile Bir Fatiha üç ihlas ,üç felek,üç nas,üç Ayetel kürsi oku Namazdaki Rabbena Duasını oku ardından 11-33 salavat oku ve çekebildiğin kadar tövbe istiğfar çek .Vesveseden günahlarından,insi cinni pisliklerden arınmanın en selametli yollarından biri yapabilirsen 40 gün devam et .Belki hayatında her darbe yadiğinde bu reçeteyi unutma tarbik et haramdan uzak
Hizipçi Din anlayışı İslam değildir Hizipçi siyaset zülüm doludur Din ve Siyasetteki hizipçi anlayışın her birinin zülmü,hırsızlığı,kul hakkı yemesi ,Hukukullahı çiğnemesi ve şirke,küfre,zülme,fitnelere ,haramlara paratonerliği insi cinni pisliklerle kanka,ruh ikizi olduğu ve insanlığı felakete taşıması söz konusudur.Tek selametli yol Kuran ve Sünnetin yolu O yolda büyük günahlardan uzak iyilerin önderliğinde yürüyeceksin
En çok Hayra çalışanları melun şeytanların emriyle yakan Domuz Dünya düzeninin Adaletine sonsuz lanet cümle şeytani pisliklere.O zalimlere kurban edilen masum mazlum her güzelim kulunu kurtar Ey Adili Mutlak Erhamürrahimin kahret iblisi
Habisi,niyeti pisi .Kafir ve zalimlere rant için çalışan ahmak müslümanlarıda ya uyandır şuurlandır Kurani hakikatlerle tanıştır Ahlaki olsunlar yada hakkından gel.
Ne kadar ibadet ehli olursanız olun kula kulluktan,nefse kulluktan arınıp kendi hayatını yaşıyan Güzel Ahlaklı kullar olmadıkça hiçsiniz.Adaletli bir Dünya kurmak Kurani manaya hizmetle olur yoksa insanları ve cinleri ilahlaştırıp onlara tapmakla İslam öyle ucuz sadace zikredip dua ederek,Ruhbanlıkla değil.Bu Din İslam kula kullukla,nefse,cine,şeyhe,siyasilere,haramlara kullukla gelmedi.Engel,Haraların kanunla korunması.Çare kişilikli,Güzel Ahlaklı insanların sağlıklı sosyal ilişkileri aile,akraba,komşu dost kardeş ilişkileri ,bencillikten uzak.Birilerinin zararını gördüğüne inanıyorsan,insi cinni şeytanlardan ALLAH cc a sığın,yanlış ilişkilerden haramdan kurtul.Uydurulan dinler bir yandan insanlığı şeytanlara boğdurmak için felsefe üretirken.Diğer yandan katmerli pislikleri kurtarma çabasında bir takiyye Ahlaki ve Adil olmayan bir durum.Bir ibadet,bir hâyır yaptığınızda masum mazluma ehli imana Kuran şuuru için duacı olun.Hizipçiliktende,bencilliktende uzak olun. Evimin içinde ne yaptığımıda biliyorsun tecessüs ehli edepsiz.Ne büyük evliyasın Şeytan amellerinizi böyle süslüyor.Tecessüs,gaybiyatla uğraşmak haram.Bir nazar bile bazan çok hâyırları yakabiliyor her zaman insi cinni şeytanlardan ALLAH cc a sığın helal yaşa Kurani ölçülerle.İyiykende kötüykende Hasbünallahü venimel vekil. ALLAH cc ne güzel Vekildir duasını yap özellikle iyiyken masum mazlumada duacı ol.ALLAH cc indinde Hak din İslamdır,ölçü Kuran ve Sünnet. Herşeyimiz islam değilki Din bizimle sınırlı olsun.Kimsenin amelinin hesabı kimseye kalmamış sen iyiliği emret kötülükten nehyet.Güzel Ahlaka,helal yaşama yatırım yap.Her güzelliğin temiz tarafı İslamın malıdır,iyileri masum mazlum güzellikleri kurtar ey Adili Mutlak ALLAH cc Kurani manayı hakim kıl.
Ben neyimki zamanın fitnelerin içinde yanmış,çöplükteki çiçek, ilahlaştırmasınlar.
Hidayet şeyhe,üstada,siyasi lidere,Atatürke,Halil Dudağa,falanca filancaya teslimiyet değildir.Belki Kurani Hakikatlerle tanışmak amel etmektir ALLAH(cc) a kulluktur.
Belki pozitif yönü yüksek insanlarda Hakikat adına güzellikler gözünü açarda gerçek ALLAH(cc) ve Resulünün asm dersini Kuaran ve Sünnetin Hakikatlerini yaşamaktır
ALLAH cc ile barışık olabilmenin temeli Tevhid,Güzel Ahlak,Farzları yapmak, Haramın terki Vicdanlı olmak Dürüstlük,Şeriatin kestiği parmak acımaz demiş eskiler yeterki nefsani keyfi vicdansız,zalimAdaletsiz Kurani ölçülere ters uygulama olmasın
Hz Musa asm a birgün ALLAH(cc) demişki ;Senin kavmini şu günde çoook büyük bir musibet vuracak.Hz.Musa çok üzülmüş evine gitmiş ve ALLAH(cc) ın bildirdiği güne kadar .Sübhanallahi velhamdülillahi vela ilahe illallahu hüvellahu ekber vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyül Azim. Zikrini sayısız söylemiş.ALLAH(cc)ın musibet olacak dediği gün gelmiş geçmiş ama hiçbirşey olmamış .Hz Musa ALLAH(cc)a sormuş ,Oda demişki sen öyle bir zikir okudunki O musibet Gökyüzünde toza dönüştü.Evet madem ALLAH(cc)ın hazinesinden böyle nimetleri var bizde belki Peygamberi asm değilin ama inanarak iman tazeliyerek tövbe ve selatü selamlarla başlayıp devamlı okuduğumuzda inşallah Rahmeti devamlı olur.
Bu Duaya devam edenin Dünyamızda başına bela gelmeden musibetlere düçar olmadan Ahirette azaba düçar olmadan akibeti güzel olur ;Allahümme Ahsen akibetina fil umuri külliha ve ecirna min hızyıddünya ve Azabil Ahireh.
Fikirlerine kıymet verilmeli ancak çok yaralı ve zayıfsın ruhunda paramparça
Devlete eş koşma tabiri çok sorunlu İslami terminolojide eş koşma ALLAH(cc)tan başkasına kulluk etmek demektir Devlet -milletin siyasi organizasyonudur Tanrı değildir Zaten Devlet diye Hükümeti kastettikleri belli. Oysa Hükümet Devlet değildir .Devletin yürütme organıdır Adata Deccalizim hortluyor düşüncesiz söylenen sözler bunlar aynen Atetürkün TBMMeclislinden başka milletimizin kaderini tayin edecek bir makam yoktur –Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir sözleri gibi şirki çağrıştıran sözler bunlar memleket bir daha batağa saplanırsa kıyamet bile kopabilir Acilen Ahlaki tedbirler alınmalı 100 yıldır süregelen Her türlü haramın kanunlarla korunması cinayetini hafife almamalı Hizipçi anlayıştan kurtulmalı .Maneviyatta Haddi aşmadan La ilahe illallahü Vehdehü la şerike leh lehül mülkü veahülhamdü yühyi ve yümitü vehüve hayyün la yemütü biyedihil hayır vehüve ala külli şeyin kadir-Sübhanallahü velhamdülillahi vela ilahe illallahü Hüvellahü ekber vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyül azim zikri çokça yapılmalı Bütün peygamberlerin Duaları bunlar La ilahe illallah el melikün Hakkun mübin Muhammeden Resülüllah sadıkül vahidül emin millet olarakta dengeli lstikrarlı ifrata tefrite girmeden tövbe istiğfar.İnsanları şişirip ilahlaştırmakla çözemezsiniz bu sorunları ancak Kurani bir islam şuuruyla hareket şart yıllardır yanlış giden her şey vicdanları sızlatıyor %de 794 e varan Ahlak fesadı hiç sorgulanmadı ne iktidar ne muhalefet milli manevi değerlerin liyakatını taşımıyor bu piyasada devamlı kul hakkı yeniyor Hukukullah çiğneniyor bedeli iyi niyetliler ödüyor belki suçsuz insanlar yanıyor Bıraksın Devlet bahçeli kamburunu yada Ahlaki Adil Vicdanlı çareler aransın Bugünün gidişi nin temeli Ahlaksızlık
Risalei nurların%de 90 ı Rahmet olsada o Rahmeti zülmete çeviren %de 10 u şiddetle cehenneme çağırıyor o haliyle zaten nice haininde zaliminde insi cinni şeytanında paratoneri ve iyilerin bacıların kıyımı var vicdansız,Ahlaksız Adaletsiz bir yapılanma
Sait nursi,şeyh takımı tayyipler taşlarla temsil edilen Atetürkler ve daha bu millete az çok pozitif katkısı olmuş hain görüntüsüde vermiş her Müslüman bu milletin sarı öküzü hükmündedir ve Biz bu Dünyaya yanmaya geldik kimki Kurani Hakikatlere ziyadesiyle sahip çıkar fitnelerden hainlikten haramlardan uzak kalır inşallah neticede azabı cehennemden kurtulur inşallah.Onun için vicdanı olan kendindeki iyi hali Rahmete çevirmenin gayretinde olmalı Dürüst olmalı,zalimlere muhabbetten uzak harama elinden geldiğince kapısını kapayıp iyilere masum mazluma güzelliklere Duacı olarak mümin olma gayretinde haddini aşmadan .Ancak günümüzde şirk,küfür zülüm maddi manevi sahada devamlı fitneler insan karakterini bozan hadiseler eksik değil tükeniyoruz.Ama ne hikmetse sarı öküzler cinayetlerini hep çuvala bastılar ve şirklerini,küfürlerini,zülümlerini yedikleri kul hakkını yutturdular hepsi oldu kurtarıcı
Evet mecelimiz kaldıysa Aklımızı büsbütün yemediysek bu cehennem yolculuğundan uyanalım hergün tövbe ve hayırlı işler farz ibadetler haraın terki şart,zülmediyoruz
MİLYONLAR MASUM MAZLUM KAN AĞLARKEN BELKİ KİRLETİLİRKEN BELKİ CEHENNEME MAHKÜMKEN,DOMUZ KARAKTERLERE ACIMAM
ANCAK KİRLİ DÜNYA DÜZENİNDE ÇOK KİRLENDİK ADALETLİ OLMALI
ZÜLÜM ODAĞI YAHUDİNİN KANKASI OLUNCA HERŞEYLE TÜKENDİK.
Nefisperet seytani haramzadelerle kahrolduk Bal ile pisliği beraber satan cahil zalim haramzade felsefeci alimlerle kahrolduk,yoksa sarı öküzleri feda etmeyiz.Zamane insanlarının etiketi müslüman belki çoğunun ruhları kâfir dua ettiklerinde dua değil beddua ediyorlar.Türkiye zenginken çektiği açlığı hiçbir zaman çekmedi ,özellikle haramzade zenginler.Çoğunlukta anormal doyumsuzluk var.Deprem ilahi ikaz.Bu mübarek Miraç gecesinde 5 Vakit namazı bir Rahmet vesilesi olarak Cehenneme siper olarak indiren ve bizede nasip eden ALLAH cc a sonsuz Elhamdülilah.Caminin içinde siyaset yapıp iktidarın veya muhâlefetin suçu ne diyebilen ve namaz kılan müslümanı ben anlamıyorum.Kâinatta Tevhidi temsil eden tek cephe vardır ALLAH cc ın Resülüllahın asm Kuranın cephesi. muhalefetse şirkin ilahlığı hizipçi anlayış.Kâfirler hâinler acımızın üzerinden rant peşinde imanda yok,Ahlakta yok Vicdanda yok belkide çoğu bayram ediyor.Şurda müslüman ülkede Dünyanın en büyük depremlerinden biri oldu kafir dolar trilyonerleri sus pus belkide bayram havasında beş kuruş yardım eğilimi yok ancak halk içinde vicdan sahiplerinin kampanyalarla birkaç ülkede yardımı ,bir macaristanın Atillaya dayanan Türklük ruhu ,ispanyanın endülüs ruhundan gelen vicdani tavırlar ekipleriyle destekleri.Manevi hava çok kirli dua etmekle bitmiyor birşeyler üretin tövbe,zikrullah ayetel kürsi felek nas infak iyilerle dostluk helal rızıkla rızıklanın.Şu fani Dünyada hiçbir ruh hali mutlak değil.Onun için çok günah işledim diye büsbütün umutsuz olma.Umutzuzluk büyük günah.Allah demeyi 18 yıl boyunca yasaklayan zihniyetin bugün Allah'u Ekber düşmanlığı yapmasına şaşırmadık.Madem ALLAH cc Ayetinde Ben insanları ve cinleri yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım diyor.Niçin Cennette Namazı yasaklıyor.Bırakın bacıların üzerinden rant edinmeyi hocalar yok açık geziyorda şu kadar günah kazanıyor,yok kadın şer,bela,fitne diye zülmetmeyi,kurtulmaları için iblise,zalime,kâfire yem olup cehenneme düşmemeleri için ne yapıyorsunz. Sırf kadın düşmanlığıyle cehennemi onlarla doldurmakmı emrediyor dininiz 100 yıldır iffetli anaların bacıların iflahını söktünüz medya desen internet desen zaten tahribat peşinde onlar cehennemi tadıncamı vicdanınız rahatlıyacak bumu insanlık bumu müslümanlık.Her doğru işin kaynağı ALLAH cc ın kendisidir mesajı kuranı iyi anlamalı yaşamalı kua kulluk nefse kulluk müslümanlık değil cehennem yolculuğudur.Devlet bir ay maaş vermezse aç kalacağız sözü yanlış.Doğrusu ALLAH cc rızkımızı kesse helak olacağız,azarsak helak olacağız,Haramı çare bilirsek helakız.
Sen yağan karın romantik oluşundan,ben sokakta imkânsızlıktan üşüyen insanlardan yiyeceği giyeceği olmayan çocuklardan bahsederim ikimizde şair oluruz Bir toplumun zengini duyarsız,fakiri zülme maruzsa böylesi sefil bir toplumda vicdanda Adalette Ahlakta imanda islamda insanlıkta Doğrulukta,merhamette arama .Hem şükür bilmeyen kulsun hem diyorsunki küpüm dolsun ,sen ALLAH cc tan razı olki,ALLAH cc ta senden razı olsun.Gerçek devrimci. ALLAH cc tan başkasına secde etmeyendir. Malcom X.Hiç ölüleri ibret alan yok bu felaket hepimiz için geçerli bir kefen bile kısmet olmadı.Artık kendimize çeki düzen vermenin zamanı gelmedimi.Doğru insan,doğru müslümansan arı gibi ol çiçeğimdeki balı al.Toprağımdaki kirliliğe takılıp banada düşman olma.Nerede olursam olayım Hak sözü söylüyorsam,doğru hareketi yapabiliyorsam doğru insanım.Ahlaki,Vicdani Adil olabiliyorsam doğru Müslümanım Hayatıma sokulan zülüm,küfür,şirk ve iğrençlik kokan her fitneye ebedi lanet ,şerrin tetikçilerini ALLAH cc kahretsin.Bu ümmetin ,bu milletin lokomotifi iyiler olmadıkça bu ümmette bu millette gülmez iyilerin ikliminde cihad meydanında ne görürsen gör takılma özünü ALLAH cc bilir.Kâfire,zalime fırsat verme iyilere sahip çık ya Rabbi Kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulamaz.Neyin müslümanıyız,hayatımız kimlerin elinde,bütün iyi niyetimize ve pozitif değerlerimize rağmen niçin hiçbirdem kaldıramıyacağımız bir zillet içindeyiz .Şişirilmemizde,lağvedilmemizde Adil olamaz ,azgın bir nefis bize ait olamaz ,neticesi büyük günahlara mahkümiyet,ALLAH cc ın yazdığı kader olamaz.Artık vicdanım sızlıyor zalimlerden,kâfirlerden olmaktan ALLAH cc arındırsın ,kul hakkıyle,İlahi hukuğu çiğnemeyle ,Kul hakkını Kurani hukuğu çiğnemeyle,rızai ilahiyi çiğnemeyle mahküm etmesin,zümettirmesin. Sen bencilce yalnız kendini zevkini düşünerek zalimane yaşarsın,Ben helalimle Mümin kul olmak gayretimle Vicdan sahibi bir insan olarak yaşarım .Ben büsbütün mahküm oluyorsam zalimlerden,fitne oluyorsam Sen hırsızken evliya ,Alemin kurtarıcısı .İnsi cinni şeytanlar öyle ders veriyor.Şirkin ilahlarının şerrinden ALLAH(cc) korusun
Dünyanızı güzelleştirmenin derdindeyken Ahlak fesadı %de 794 lere çıkmışsa ,Din Dünyaya feda edilmişse ,Her türlü haram kanunlarla korunuyorsa Müslüman bir ülkede ve idareciler gafletini,dalaletini,hıyanetini,zülmünü,Adaletini,Vicdanını,
Nefsini Ahlakını sorgulamıyorsa,Helal Haram hassasiyeti yoksa neyin müslümanı
"Nerde O Ülkücüler" CELAL ÇELİK.
Her iki dünyada şahitlik ederim; oyuna ve oynaşa ayıracak zamanları hiç olmadı. Delikanlılığın, yaşlanınca gülümsenerek hatırlanan yaramazlıklarindan bile uzak kaldılar. Milletlerinin saadetini, Devletlerinin yücelmesini, bayrakları nın dünya durdukça hep öyle nazlı nazlı dalgalanmasını hayatlarının gayesi saydılar. Mukaddesatına yabancılaşmış, güzelliklerini unutmuş bir milletin çocukları idiler. Yolun doğrusunu gösterecek büyük leri öyle azdı ki, içlerinden bazıları, büyüklerine doğru yolu göstermenin ağır yükünü omuzlamaktan çekinmediler. O delikanlıları bir hayli zamandır göremiyoruz. Acaba halleri nicedir ? Acıları çokmu büyük, özlemleri çokmu derin? Şahitliğim bitmedi; O delikanlıların her biri "Burçlara bayrak olacak kumaştan " idiler. Hep yüksekte kalmayı ve hiç yere düşmemeyi çoktan hak etmişlerdi. Kıymetlerıni bilmedik, merak ediyorum; Niçin görunmüyorlar, gücendiler mi, aramıza bir daha dönmeyecekler mi ? Eğer böyle ise kaybımız çok büyüktür. Gün gelecek o delikanlıları yine arayacağız, ama artık kolay bulamayacağız. Bizden can istemediler, canlarını verdiler. Bizim hürŕiyetimiz için, hürriyetlerini feda ettiler, bizden sadece biraz sevgi, biraz anlayış beklediler.Onu bile esirgedik. Hep aynı soru beynimi kemiriyor.Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştaki o delikanlılar şimdi nerede ne yapıyorlar? Yoksa, Atalarından işaret aldıkları gün yürüdülerde arkalarından kimse gelmediği için, çokmu uzaklara düştüler"Celal Çelik .Doğru sözü söyleyenler Bayrak olmaya hakları yok diyorsan yanılırsın,belki bu bozuk toplumda zehirlendik Tövbeyle iyilerin dostluğuyla özümüze dönüp hayırlı işlere imzamızı atalım inşallah.Hem dava şuculuk buculuk olmaktan ziyade Türk-İslam ülküsünün samimiyeti davasıdır Bu ise Kurani şuurla helal yaşamla,Güzel Ahlakla müminleri kucaklamakla,Hizipçilikten uzak ,Dinini yalnızca ALLAH(cc)a Has kılan Vatana ,İslama sevdalılarla mümkün.
Tayyip bu milletin sarı öküzüdür ne Deccaldır nede Kahraman şaibeli Dünyacı kul.
Haramzade Din yobazı ne anlar gerçeği ancak günah keçisi arar fitne olur zülmeder.
Halil Konakçı Sayfası
_Rahman suresi 37.ayette;
Gök yarılıp kızarmış yağ gibi Kıpkırmızı bir _______GÜLE DÖNÜŞTÜĞÜNDE. son derece korkunç bir hal alacak ve müthiş işler olacak buyuruluyor...Görseldeki bu bulut,ocak ayının sonunda bursa semalarında görüldüğünde, hiç kimse buna bir anlam veremedi... Bilim adamlarımız," bu bulut mercek bulutu..sıradan bir doğa olayı" deyiverdi...Hocalarımız ise; bu bulutu görür görmez Rahman suresi 37. ayeti işaret ederek, bu doğa olayını direk olarak. _______BÜYÜK DEPREMLER OLACAĞINA yordular...Oldumu...? Oldu...
Eeee..Hani müslümanlar gericiydi..Hani kuranı kerim sadece bir din kitabıydı...Hele duruuuun...Bu daha başlangıç... Sadece Türkiye değil..Tüm dünya korkunç bir hal alacak... müthiş şeyler olacak....
________ ÖYLEYSE RABBİNİZİN HANGİ NİMETLERİNİ İNKAR EDERSİNİZ
Ne diyor nur suresi 31. Ayet;
"Ey müminler..Topluca tövbe edinizki kurtuluşa eresiniz" ...
________Tüm islam ülkeleri toplu istiğfarlara başlasın...Cuma hutbeleri sadece bu konuya ayrılsın...Yoksa, tüm dünya helak ile karşı karşıya kalacak....Bu helakların çeşidi değişir..Kah deprem olur..Kah sel olur...Kah savaş olur..Kah kıtlık olur..Kah erezyon olur...Kah salgın hastalık olur...Allaha karşı işlenen suçun çeşidine göre, helak çeşidide ________değişir....Özellikle zulüm ve zina yaygınlaştığında toplu helaklar, toplu ölümler başlar... ipucunu da verdim..Bu işin tek çözümü _________var... tövbe....
Devletler, Toplu istiğfarlara yönelsin...Halklarını uyarsın...Yoksa gidişat pek hoş değil....!!
RABBİM CÜMLEMİZİ KORUSUN İNŞAALLAH
Vicdan ve iman sahibi için dert Dünyası bu Dünya ,Zevk Dünyası değil.ALLAH(cc)a koş Kurani Hakikatlere sarıl iyilere Duacı ol Cihad meydanındaki askerle uğraşma.
Olumsuz olaylar karşısında felaket tellallığı yapanlar .Bunlar hem islamın hakkını vermedi hemde felaket tellallığı yaptı. Aslında Ahlaki Adil bir duruşu olmadan felaket tellallığı yapanların hepsi vicdansızdır,belki imansızdır.Doğrusu Hasbünallahü venimel vekil deyip ALLAH cc a koşmak.Nasılki kötü bir rüya gördüğünüzde akarsuya eüzübillahi mineşşeytanirracimle üfleyin rüyanın şerrinden ALLAH cc a sığının ölçüsünde olduğu gibi .Yok Bursada Gökyüzünde gül şeklinde kızıllık olmuşta hocalar anormal olaylara,büyük depremlere hükmetmiş .ALLAH cc Nasıl inanıyorsanız öyle muamele göreceksiniz dediğini unuttular veya ders almadılar Mahkümken bile. Işık yakabilenler işte ALLAH cc ın askerleri onlar.Makam sevdalısı olmadılar.Belki zalimler şişirdi,lağvetti.Yanan her ışığı yangın zannedip söndürmeye koşanlarla bittik.Bana kimseyi feda etme,kimsenin pisliğinede mahküm etme ya Rabbi.Hopanın Afad ekibi Doğu Türkistanın katili çinli komünistlerle poz verip chp belediyesinin sulandırdığı bir merasimle karşılandı.Doğru iştede olsa bana anormalca destek verip ifrat ettiren gaza getirip kahreden beyinsiz evliya müsfeddelerine fırsat verme Ey Adili mutlak ALLAH cc. TC Hüseyin Çakır putların gerçek yüzünü öldükten sonra görürsün hayatındaki cinayetler,taşlarla temsil edilmesi,100 yıla mal olmuş fitneleri,hâinlik içinde 1923-1938 arası meclisinde tek şuurlu müslümana yer vermeyişi islama müslümana zararları 100 yıldır deccalizme pirimi ,nice pisliğin onun arkasına sığınıp her zülme,hâinliğe imza atması benim gibi çocukluğundan beri milli ve manevi değerlerine sahip çıkmanın dertlisi bir müslümanı ruhen zehirleyip şizofren vaka yapıp üç devre tımarhaneye kapatışı,Ahlakı açıdan üzerimdeki tahribatı genel olarak küfrü,zülmü ,şirki fitneleri bağrında beslemesi ,nice gafil kalmış insanın özellikle çocukların onun uğruna feda edilişi dahası gafletimden sahip çıktığığımda büyük günahlara maruz kalmam .bu milletin namusunu pazara dökmesi daha nice külli cinayetler bütün bildiğimizin ve 100 yıldır yediğimiz kazıkların büyük mimari hala senin nazarında kahraman ve sütten çıkmış ak kaşık biz onun birkaç cinayetine şahidsek Yüce ALLAH cc milyonuna şahid Atatürk,inönü gibilerin ektiği zehirli tohumlara hala günah keçisi arıyan müslüman kimliğini sorgulasın ben kahrolmuşsam şizofren yaşamışsam o hâin zalimin ruhumdaki tahribatının neticesidir o kapıdan nice insi cinni şeytan girdi hala bu gafil millet önemli günlerde arkasından rahmet okuyor.Bir kere kimler sahipleniyor ona bak ben artık kendi derdimde değilim o kâfirin zalimin idölü kankası niçin o kadar sevimli senin gibi bir müslüman için yüz yıldır Dinini yaşaması suç oldu bu milletin maddi manevi sahadaki kirliliğin birinci faili insi cinni şeytanlarsa ikincisi onun gibi kendi artılarına düşman olanlardır.Öyle bir cehennem ateşinden sakınınki yakacağı insanlar ve taşlardır.Bakara.24 Kuranla tanış Atatürkmü yoksa Atetürkmü daha iyi tanırsın adamın haltları belgelerle internet ortamında var ve 100 yıldır bu memleketin kamburu belki dehşetli bir tağut ilah uyan insanlar uykudadır ancak öldüklerinde uyanır Hadisi şerif ülkücü milli manevi değerlerine Kurana sünnete sahip çıkıp samimi yaşadığında,serefli ecdadını daha iyi anlar yoksa boşa kürek çeker 100 yıldır başta insi cinni şeytanlar sonrada şuurluca onlara doğru koşan her pislik beladır bu memlekette.Bu memleketi ALLAH cc kurtardı milyonlarca fedakâr mümin kulun hürmetine ve vatan yaptı bizlere ancak o çanakkale ruhunu kuvai milliye ruhunu öldüren putlar sorarsan bu memleketi kurtarmış yüz yıldır bu büyük yalanla milyonlar kahroldu bugün pislik içinde yüzüyorsak islamı ve insanımızı yüz yıldır katleden zalim hain pisliklerin ürünü.Sonra değil müslüman olmak nasıl Türk milliyetçisi bu putunuzda 15 yil meclisinde ithal malı ermeniyi,yahudiyi,masonu,laik dinsizi millet vekili veya bakan yapmış yüzbinlerce ermeniye,yahudiye,ruma Türk ve müslüman ismi takmış uyu uyu yat uyuyla bizleri okullarda zehirlerken her zülümünü rahatlıkla giydirmişler neremiz müslüman neremiz türk kafirin ruh ikizi şeytanların oyuncağı bozuk felsefelerin ,her türlü haramın kurbanıyız çoğumuz kimliksiz zalim bir toplumun ninnilerle yaşıyan ve kahrolan belki bütün pozitif yönümüze rağmen cehenneme sürüklenen kaderiyle oynanmış insanlarıyız.Hep o karga kılavuzlarla geldik bu günlere.Şimdiki hâinlerde onunla yarışıyor ihanet zülüm had safhada alem şirkin küfrün,zülmün mimarlarıyle dolu.Ben Deccalizmin ,Deccalların ,insi cinni pisliklerin kurşunlarıyle yandım bir masum mazlum bende yanmasın Bırakın artık putlarınızı şeytan sizi ateşli azaba çağırıyor,siz ALLAH(cc)a koşun.Ayeti kerime
Hakkımı aradım suç oldu,aramadım suç oldu.Ey Din yobazları ey insi cinni şeytanlar beni günah keçisi yaptınızda alem düzeldimi?Ben mücahede eden biriyim ruh iklimimde her türlü pisliği zaman zaman görebilirsiniz şeytanları dinleyipte bu budur demeyin bir insanı tanımak gaybiyatla uğraşıp olmaz gider arkadaşlık yapar tanırsın
Türklük bedenimiz İslamiyet ruhumuzdur ruhsuz bir beden sadece bir cesetten ibarettir.Ancak günümüze müslümanım diyen herkesin ruhu İslam değil çoğu kafirlere belki şeytanlara karışmış .Tövbe istiğfarın ileri gitmekle ne alakası var.Ey iman edenler,başta siz iman edin nefsi emmarenizden, haramdan,fitne,küfür ,şirk,zülüm şeytan ve tağuttan arının imanınızı tazeleyin Dünya muhabbetinden putlarınızdan arının Bütün bunlar ALLAH cc ile aranızdaki engellerdir arınınki imanınız net olsun bencillikten arının nefsani muhabbetleri terk edin muhabbetiniz maddi manevi menfaatinizin üstünde,sırf ALLAH cc ın rızasını kazanmak için olsun.Azdın insanoğlu bir damla suyun,bir anlık havanın bir lokma yiyeceğin şükrünü yapabildinmi ya hayat boyu peşin verilmiş veya tattırılmış nice nimet ,Güzel bir fiile,güzel bir işe muaffak olduğunda,güzel bir nimete gark olduğunda,bir ibadete,hâyra muaffak olduğunda,samimi bir şükür yapabildinmi ,sağlığın yerindeyse onca hastanın bir fakirin,düşkünün nelerle boğuştuğunu düşünüp belki empati yapıp dertlerinden kurtulmaları için birşeyler ve dua edebiliyorsan Elhamdülillah çok şükür demeyi bilmelisinki seninde bir değerin olsun.Helal namuslu,güzel Ahlaklı olabiliyorsan Elhamdülillah de her güzel nimeti yaratana şükür için farzları yap haramları terk et bile bile cehenneme koşma fitne olma,zülmetme,hâinlerden olma.Mirasyedi müslümanlığı bile beceremedin çok çektim diye sızlanıp durma içindeki manevi kirlerden kurtulmaya bak ,belki yanlışlarını görecek ilmin yoktu,dostu,düşmanı,doğruyu yanlışı,iyiyi kötüyü ayırt edecek şuurun ferasetin yoktu.Belkide seni pişmeden yediler ve günah keçiside yaptılar.Binlerce sene ibadet etsen yine sapıtacak kadar zehirlenebilir,belki melun şeytanlarla aynı havayı teneffüs edersin,Neye maruz kalırsan ALLAH cc a koş,dosdoğru ol,haramların içinde kaybolma her zaman ALLAH cc ın huzurunda tövbekâr ol haddini aşma insanlara acı,kötülere,şeytani tiplere pirim verme.ALLAH cc ın Resulünün asm tebliği Kurani hakikatleri ömür boyu aldığımız nasihatleri hiç duymamışız eğer hala ısrarla haramlara koşuyorsak nefsimizin islahı için samimi gayretimiz olmamış belkı az çok islamdan nasiplensekte istikrarlı olamamış, yine zarara uğriyanlardan olmuşuz belki sevenlerimizede zararlı olmuşuz.Haramzade,Bencil ve Zalim olma imkânın varken fakiride gör duasını al,Ahlaklı,Vicdanlı,Helal,Namuslu Dosdoğru ol.islama,Kurana sahip çık,iyileri kırma kötü Ahlaklıyla mesafeli ol ancak doğruyu onada anlat herkese iyi örnek olacak kadar kendini Ahlaken pişir sana sataşandan bile sen özür dileki muhatabın yumuşasın belki insafa gelsin aptal olmak ayrı şey senden özür diliyeni affet niyetini belki bilemezsinde Murat Hüdavendigâr gibi inşallah şehadete kavuşursun canın yanar,aptalda derler ancak faziletli şerefli inşallah sen olursun. Ruhun fitnelerde yüzsede Aklın başındaysa doğru hareketi yap,çokça tövbe et zikrullaha dilini alıştır veren el olmak için çalış,iyilik yapki sanada iyilik dönsün iyiyken masum mazluma duacı ol,kul hakkı yemekten ALLAH cc a sığın.
Hamd Alemlerin Rabbi ALLAH(cc) a her şeyi mağlup eden Hüküm ve Hikmet sahibi Göklerin yerlerin Hükümranı çocuk edinmeyen zillet ve acizlikten münezzeh ALLAH(cc)a yardımcıya ihtiyacı olmayan mutlak güç sahibi herşşeyi mağlup eden ALLAH(cc)a ALLAHÜEKBER,ALLAHÜEKBER,ALLAHÜEKBER Yüce Rabbimiz Ayeti kerimede buyuruyor .Yunus-57-Ey insansanlar size Rabbinizden bir öğüt,sinelerde olan manevi hastalıklara şifa,inanan müminlere müminlere Hidayet ve şifa geldi Kurani Kerim geldi. Korkma ALLAH(cc) seninle beraberdir bunun için hem yüreğinle hemde söz ve davranışlarınla Rabbinin yüceliğini tüm Kainatta ilan et ,Büyükle Rabbini ey kendisini gizleyen ortaya çık anlat Rabbini yücelt Rabbini her şeyden üstün tut,Rabbinin sözlerini her sözden üstün tut .Bilki Rabbinden başka büyük yoktur.Cahil insanların yaptıkları gibi uydurdukları ilahları yüceltme onların yalancı tanrılarının hiçbir gücü yok.Onların üstünüzde kurduğu otoriteler gelip geçicidir.Bilki yaratılmışların yaratan üzerinde hakimiyet kurmaya hakları yokturBuna rağmen onlar insanlar üzeride hakimiyet kurmuşlarsa haksızlıkla hakimiyet kurmuşlardır.Bilginin doğrusunu sadece Rabbim bilir.Uydurdukları ilahlar hiçbirşey bilmez En doğru Hükümler Rabbine aittir.Onların kendi kuruntularına göre ilah edindikleri kişilerin hüküm koymaya hakları yoktur cahillerin elebaşları atalarından gelen putların adlarını kullanarak kendi çıkarları için toplumlar üzerinde hakimiyet kurarlarPutlaştırdıkları varlıkların çoğu insandır sen elebaşlarını ve onlara uyanları uyarki Rabbinin Hükmüne boyun eğerek kurtulsunlar.İnsanların uydurduklarına uyarak insanlara tapmasınlar.Aksi halde kendilerine zülüm yaparlar.Üstelik insanlara zülüm haksızlık yaparak suçlu duruma düşerler onlar ne yaparsa yapsın sen şunu bil Rabbin suçluların cezasını çabuk görür.Rabbinin cezası çok şiddetlidir.Herşeye ram olan Kahhar olan ALLAH(cc) cc tır O Muktedirdir krallıklar üzerinde ,bütün saltanatlar üzerinde dilediği gibi tasarruf eden.Bugün biz gençleri moda adı altında çıplaklaştırıp sokaklara sürenler,buğun televizyonlarda fuhşiyatı yayınlayanlar insanlara süslü göstermeye çalışanlar,bugün kumarı içkiyi yani insanlara ,resmen gelip şeytana tapıyor adam.El Hadi olan Rabbimizin bize verdiği istikametten çıkmış insanlığı saptırmak için her şeyi elinden geldiğince yapıyorlar.Yani Kuran anlaşılmasın diye .Ama bugün bu genç kardeşimiz gibi biri ALLAH(cc)tan korkmuş yüce Rabbimiz onu hidayete erdirmiş.Rabbimizin Hidayete erdirdiğini saptıracak kimse yoktur,Rabbimizin saptırdığını Hidayete erdirecek kimse yoktur.Dikkat edin çok önemli bir konuya geleceğim,hiç kimse hatasız değildir hepimizin bir kusuru var ,biz beşeriz biz hata yapmaya meyilliyiz,bizim nefsimizin cimriliği var hırsı var.Dünyanın cazibesi bizi aldatıyor doğrumu peki Rabbimiz Ayeti kerimesinde ne diyor Kim nefsinin cimriliğinden hırsından sakınırsa o kurtuluşa ermiştir.Peki biz bunu bildiğimiz halde biz bunu bildiğimiz takdirde biz yardım almadan nasıl nefsimizle,şeytani pisliklerle baş edeceğiz?Biz vahyi referans almazsak Kuranı okumazsak,Rabbimizin korkusunu sevgisini kalbimize koymazsak onun bizi her an gördüğünü her an işittiğini,görüp gözeten selamet veren tek olan ALLAH(cc)ı bilmeden hayatı idame edersek Rabbimizin sevgisinden mahrum kalırsak,ona ibadetten mahrum kalırsak ,onun zikrinden mahrum kalırsak,onun bize indirdiği Rahmet kitabı Hidayet kitabından mahrum kalırsak,sonra demiyelim ya Rabbi ben bilmiyordum.Taha süresinde bunun cevabını veriyor.Hak ettiğimizden dolayı bize azap ettiğinde Rabbimiz bir elçi gönderseydinde bir kitap indirseydinde azapla zelil ve rezil olmadan önce senin ayetlerine inanıp ,iman edip Salih ameller işleseydik.Peki ne yapıyor saptırıcı işini yapıyor .Bu arkadaşınızı yine örnek göstereceğim.Bu kalkıyor diyorki;Vallahi ben Alemlerin Rabbi ALLAH(cc)tan korkuyorum.Rabbim bana Ayeti kerimede emrediyor;Sizin aranızda iyiliği emreden,kötülükten nehyeden ,hikmetle ALLAH(cc)a davet eden bir topluluk bulunsun yani bize emretmek yani bu kardeşinizin hatası var,seni tenzih ederek söylüyorum kardeşim.İçkiye kumara,zinaya bulaşmış,fuhşiyata bulaşmış velhasıl gıl gıybet,yalan batmış zaten şeytanda onu ayartmış.Kalbinde bir mutluluk bir huzur yok,Hayat onu sıkıyor .Peki biz ne yapacağız?Diyeceğizki innallahe gafururrahim,şüphesizki ALLAH(cc) çok bağışlıyan çok merhamet eden değilmi kardeşim .Delilimiz ne Kurandır Rabbimiz bizi Rahmetiyle müjdeliyor.Sakın ALLAH(cc)ın Rahmetinden umudunuzu kesmeyin bak şeytan bize yaptıklarımızı süslü göstermesin Bak zuhruf süresi.36.Ayeti açın okuyun Kim Rahmanın indirdiği o ders niteliğindeki Kurani Hakimden yüz çevirirse korku insanlardan korkup Rahmanın dersini dinlemezsek konuşmazsak,sessiz kalsak,yok bize dokunmasınlar yok bizi ceza evine alırlar.Yok bizim delilimiz nedir?Yine Kurani kerimdir .Saptırıcılar kendilerince çok güzel yaptı.Onlar inkarcıdırlar insanları saptırmaya çalışıyorlar.Peki biz ne yapacağız?Hidayet verdi Rabbimiz.Biz canımızı,malımızi,ticaretimizi,eşimizi bize gösterdiği dosdoğru yoldan saptırırsa.Bak Halis hoca için bir şey söylemek istiyorum Ben kendisini şahsen tanımıyorum
ALLAH(cc) her şeye kadir,her şeye güç getirendir yüce Rabbimiz onun esaret bağını çözsün O kimseden korkmadı o tek ALLAH(cc)tan korktu insanlara sadece ALLAH cc ın ayetleriyle öğüt verdi diye O ne dedi ALLAH(cc)a şirk koşmayın ,ALLAH(cc)ın sınırlarını çiğnemeyin masiyetten sakının nedir masiyet Haramı Haram Helali Helal görün,ALLAH(ccIn çirkin kerih gördüğünü çirkin kerih görün hayırlı amellere koşun diye öğüt verdi değilmi kardeşim onu tuttular cezaevine attılar yalanmı atmadılarmı.Bugün Doğruyu söyleyeni,Ben adama diyorumki kardeşim.Ben Firavunlarıda çok iyi biliyorum samiriyide örnek vereceğim .Rabbimiz emrediyor Bana Dua edin Duanıza icabet edeceğim.Yani Rabbimizin vaadi Haktır Şüphesiz ALLAH(cc) büyük bir lütüf ve ihsan sahibidir,merhametlilerin en merhametlisidir. Şimdi sen ALLAH(cc)ın Rahmetinden umudunu kesip,Başkalarını aracı kıldığın zaman Sen Yüce Rabbimizin Huzurunda kendin gibi bir aciz kulu yüceltiyorsun Sen Rabbimizi yüceltmiyor,kendin gibi aciz bir kulu yüceltiyorsun.
Biz Müslüman bir Toplumuz sorarsan %de 99 u Müslüman olduğu iddia ediliyor ama arkadaşlar bitkisel hayattaki gibi İslam var.Bitkisel hayatta komada ,yoğun bakımda makinalar ölmediğini söylüyor .Namazı yaşamıyor,orucu yaşamıyor,zikri yaşamıyor,namusu yaşamıyor,tesettürü yaşamıyor hayası yaşamıyor edebi yaşamıyor akrabalığı yaşamıyor ,arkadaşlığı yaşamıyor Ana Baba hakları,Evlat hakları yaşamıyor Ya özelde ve genelde islamın bir insandan islamın beklediği taban olmazsa olmaz bunsuz Müslümanlık olmaz dediği Farzları yaşamıyor.Ama Adam hala müslümanım diyor ibre diyor ölmedi diye .ibre,ordaki elektronik cihaz oynadığında periyotlarara göre yaşıyor diyor adamlar Ama komada böyle bir hayat var öyle bir hayat var şimdi.Çare nedir ?Lemma Amenü,Silkineceksin Tekrar İslam diyeceksin Namaza başlıyacaksın Tesettüre evet diyeceksin Valla bol hergün sadaka vereceksinDuanı böyle ihasla yapacaksın omzundan cübbe düşecek gece kalkacaksın çok samimi Dua edeceksin ALLAH(cc) bakacakki bunlar toparlanıyor ,halden anıyor dertten anlıyor Vallahi Mevla buyuruyor onların üzerlerinden onları rezil eden kepaze eden perişan eden,bittik diye karar verdiren her şeyi kaldırdık.Açtık önlerini,içlerini ferahlandırdık.
Hizipçi anlayışın ALLAH cc ı ayrı,kardeşliği hikâyedir buna rağmen doğru mümin onların içindeki iyilerle iyi geçinmek ister ancak onların proğramına teslim olmaz herşeylerini kabul etmez.Arı misali çiçeklerindeki balı alır yoluna devam eder istiklal marşı hem Arapça hem Türkçe okundu diye rahatsız olan ırkçı kafa.TC Hasan Albay Hani Tanrı Dağı kadar Türk,Hira dağı kadar müslümandınız neden müslümanların kardeşliğinden rahatsızsınız istiklal marşı Arapça okununca Araplaşmışmı olunuyor.Atetürkünüz fransız alfabesini dayatıp 1000 yıllık şerefli tarihi katledince islamı kurani ölçüleri 100 yıldır katledip küfrünü şirkini zülmünü dayatıp Deccalizmi hortlatıp milyonları cehenneme doldurup kefereye köle edince hâinliğin tavanına vuruncamı milyonların hakkına girip namusunu kafire peşkeş çekincemi kahraman oldu hala putunuzun kulu olmaktan kurtulamadınız ALLAH ın nizamı asrı saadetin kardeşliği şerefli ecdadla ruhen barışmak sizce putlarlamı olacak uyanmaya niyetiniz yoksa zarara kendi rızasıyle gidene acınmaz.TC Hüseyin Çakır fikirlerin teatisinden hakikat tecelli eder islamda haram olan münakaşa tarzında muhatabını hiç saymaktır yoksa tartışma hakikatin ortaya çıkmasıdır .TC Hasan Albay bu milletin yüz yìldır namusunu kefereye peşkeş çeken,memleketi kerhane diskotek fuhuş tarlası yapan putunuz ne kadarda maharetli ve bu milletin namusunu koruyor öylemi kılık kıyafet devrimi milletin namusunu pazara dökmekle sokakları plajları kerhaneye çevirmektir Çanakkalede bu millet vatan için namus için dini mübini islam için can verdi 1923-1938 arası meclisinde tek şuurlu müslüman barındırmayan ve ermeni,rum,yahudi mason laik dinsizle bir olup kendi mazisini kendi katleden biri namus bekçisi 100 yıldır iffetli müslümanlara azabın çeşidini tattıran putunuzda şaibesiz kahraman öylemi Bu memleket 253000 iman kahramanının şehadetiyle milyonların duasıyle ve ALLAH cc ın Resulünün asm nusretiyle kurtuldu ve bize Vatan oldu.Osmanlıdaki okuma oranının 1918 de %de 5 lere düşmesi enver,talat,cemal paşaların okumuşları cephelerde tüketmesi ve savaşan bir devletin tablosu Atetürkse 18 milyonu bir günde kara cahil yaptı hem Osmanlıda islami bir eğitim vardı Atetürk yahudinin fransızın yunanın ingilizin köleliğini yaptı.TC Hüseyin Çakır Türkiyedeki hizipçilik Kurani manayıda islam kardeşliğinide öldürüyor 100 yıldır her türlü haram kanunlarla korunuyor ve 100 yılda bu toplum deccalizmi yaşıyor. Belki şuurlu müslümanların eksik olmadığı ve islamı arabın vehhabisinden daha iyi anlıyan yaşamaya çalışan insanlarımız var lakin hizipçi ruhban felsefecide münafıkın alâları azgın tağutlarda kahraman bu ülkede insanlarımız zehirleniyor.TC Hasan Albay Belediye başkanı Mahir Dudak kardeşiyse Rahmetli inşaat mühendisi Turgay Dudak ikiside Babamın amca çocukları Ben Rahmet olsun canına saf adamdı Babam anladığı öğrendiği kadarıyle islamı yaşamaya çalışmış vatana millete sahip çıkan şekerci Ali Dudak ın oğluyum 1970 li yıllarda dükkanın üstünü 3 yıl cıvarında ülkü ocaklarına verdi kirasınıda almadı ön cephede ülkü ocakları arka cephede msp ye vermişti biz ailece ülkücülüğede saygılı olduk en azından sempatisiyle yaşadık Türküde müslüman Ahlak sahibinide sevdik bizim rahatsızlığımız içi islamdan uzaklaştırılmış bir ırkçı anlayış yoksa bu millet 1000 yıldır Türk islam şuuruyla yaşadı Rahmetli Muhsin yazıcıda islam hassasiyeti olmayan bir milliyetçilik anlayışının içi boştur diyor kısır çekişmelerle değil Türk.İslam suurunda osmanlı gibi ta Saltuk Buğra handan beri Sultan Alp Arslandan beri selçuludan beri yaşanan Ahlaki Adil idareler istiyoruz 100 yıldır bu milletin ahlakıda dinide tarihi kazanımlarıda ayaklar altında hizipçi anlayış günah keçileri arıyor bana sıra gelince Kurani şuurda bir müslüman olarak yaşamak istiyorum ancak bu kirli fitne düzende çoklarının en çokta bu milletin tarihi düşmanları olan ingilizin yahudinin pkk nın ve nice hainin hizipçi Din ve siyasetçilerin Atetürkün komünistin cinni insi şeytanların hepsini ALLAH(cc)a havale ediyorum melun şeytanlara beni layık görecek kadar vicdansızlar,günah keçisiyim.
kimse burnundan kıl aldırdığı yok Adalet zalimin kafirin hainin hamallığını suçsuz insanlara yüklemek değildir.Zalimlerre Kuran düşmanlarına hakkım helal olamaz.
Kainatta Tek Kutup ALLAH cc ın bizzat kendisidir.Kanun Kuranı sünneti Rızasıdır
Ordusu Hakiki müminlerdir ayak bağı olmaktan biz günahkarları ALLAHcc arındırsın
Melun şeytanların emriyle beni zehirleyip sevdiklerime zararlı olanlar ehli imana ehli namusa günahlarımı layık görenler başımda dolanmasın şirkin ilahlarına lanet olsun
Aleni İslam düşmanlığına milyonlar imzasını atmış beton kemal kafirini çare diye satanlara ebedi lanet.İman kardeşi dertten anlıyandır yangına körükle giden değil.
İşleri zikredip Dua etmek bedava Müslümanlık armut piş ağzıma düş ne güzel.
Mutlak benliğinde canı cehenneme,Denize düşen yılana sarılmış ancak erken uyanmış
Yerdeki ve Gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır ALLAH cc haricinde kimse mutlak çare değildir Kurani ölçüleri yaşıyabildiğince yaşa UTANKİ kıymetin olsun.Benim Dinim Demokraside değil ancak Demokrasiyle boğuşacak tablo yok bugün Hesabı ALLAH(cc) ile herkesin Sen Doğru hareketi yapmakla mükellefsin Kanun koyucu olarak ALLAH(cc) yeter Onun Proğramı Kurandır rızasıdır bilerek düşman olanlar Düşmanıdır Cahilin hiçbir kazancı yoktur ALLAH(cc) güzel seciyeli her kulunu güzel yaratılanı mümin kullarına bağışlasın meccanen affetsin Hidayetten nasipleri olsun
Bütün suçumuz herkese Adaletle Hükmedilmesini istemekti .Nice pisliğin günah keçisi olduk .İyi olmanın gayretindekinin suçu ne.Tövbe edip hâyırlı amel işleyenlere altlarından ırmaklar akan cennetler vardır.Ayeti kerime Ne hikmetse günümü hayırla doldursamda aksülamel yaptı demekki maneviyatı kirli bir Dünyada yaşıyoruzki kahrolmuşuz.Bizimde maneviyatımız kirlli.Yaşadığım hayata benim hayatım demekte zülüm .İyilikler doğru fiiller ALLAHcc ın lütfü kötülükler beni hasedle karşılayan her pisliğin malı birleride ısrarla insi cinni şeytanları yıllardır nefsin diye yutturmanın savaşını veriyor.Asla ne iyilerin ne bir masum mazlumun suçu bende ne derece suçluyum ALLAH cc bilir sabredilecek gibi değil kahrolmamak elde değil masum mazlum zarar görmesin diyoruz dualar inşallah kabul görür.Zamanın kirliliği içinde yüzmek iyilerin kaderi olamaz.Kâfir ve zalimlerin artıları bizden çaldıkları,hâinlerin zalimlerin tağut benlikleri kahrolsun inşallah.kökü temiz güzelim her kul kurtulsun inşallah.İyi insanların birbirini yemek yarışı var iyi insan başta ALLAH ve Resulüyle asm barışık olur iyileri sever hâinleri zalimleri sevmez.iyi niyetli islama ve Vatana sevdalı olduğunu söyleyenler en samimi muhabbeti ALLAH cc a Resulüne asm olmadıkça kalpte iman yoktur.Bu zamanın iyileri bile ne şişirilmeye ne lağvedilmeye gelmez. Fitne olmuş nice zavallı var.Kâfir zalim hâinlerin ALLAH cc hakkından gelsin Hakimiyet ALLAH cc ındır şuuruyla yaşa Yerdeki ve Gökteki hazineler ALLAH cc ındır.Ben kimimki hakir sudan yaratılmış aslı toprak ve su büyüklenmeye ne hakkımız var.Bu memleketin gerçek sahibi inşallah ALLAH cc olsun .Benliklerini ilah hevalarını nefislerini ilah edinenlerin hakkından gelsin.Kimseyle tartışılmıyor öyle tağutlaşmış haramzade kafalar varki hepsi kahraman ve Vatanı kurtarıyor imandanda nasipleri yok.Dava çokça ibadet değilmiş demek.İşin özünde ALLAH cc için sevip ALLAH cc için buğz olmayınca,haramı terk etmeyince,zalimi hâini adam zannedince işe yaramıyor belki fitneye belki küfre mahküm oluyorsun.Kaderimi ALLAH cc yazsın Gerçek fiatımı ALLAH cc belirlesin Nefsime çok zülmettim belki sevenlerim zarar gördü bu fitne Dünyada.Zalimler,kafirler,hâinler imansız,vicdansız zalimler.Ahlâksızlar islam düşmanları,insan kasapları beni sevmişse ben hiç olgunlaşamamışım gerçek imanda kalbime yazılmamış demektir.Öncelikle ALLAH cc ve Resulünün. asm rızasını isterim sonra Kuranın Sünnetin ve yazdıklarımın çerçevesinde yargılanmak bir masum mazluma zarar vermeden zülümsüz inşallah Belki şerden hâyır çıkar.Şuculuğunuz,Buculuğunuzla Benliğinizle Amellerinizle övünmeyin.Kul hakkı yeyip Kurani Hukuğu çiğnedinse ALLAH razı değilse hiçsin.Siyonst israilin dost,gibi görünüp yanınızda durmasının,tek amacı fırsatını bulduğu an sırtınızdan vurmak içindir.Sırf harama bakmak fiili beni helak etmeye yetti Hevanızı terk etmedikçe Adaletli olamazsınız .Ayeti kerime .Yandım fine oldum Dost Düşman seçemedim.Kula kulluğu nefse kulluğu zalimliği tattım,nice zalimin kâfirin günah keçisi oldum.Evet cahilken şişirilmiş kulun serzenişleri belki kaderi
Onun için cehalet en büyük eksiklik hele birde haramlarda yüzdünmü hiçsin .
Bütün yazdıklarım Düzene bir pansuman Kanun koyucu olaraksa ALLAH(cc) yeter Günahlar işlenmeye başlayınca ,iyi kötü herkes genel azaba maruz kalır.
Ne kuranın tarif ettiği mümin kul olabildik hakını belki hiç veremedik nede yazdıklarıma ziyadesiyle uyumlu bir hayatım oldu,çoğu kez nefsim ön plana çıktı Ruhuma nefsime bulaşmıyan pislik kalmadı belki Doğru şeyler tavsiye ettik bir derecede eserimdede nefsimin hissesi ziyedesile eksik olmadı ALLAH(cc) ın bana ihtiyacı yok belki benim sadece artılarım onun eseri. Çok şişirildim zaman zaman fitne oldum kadermi bütün bunlar ve yaşadığım herşey kimler neler yazdı ya hesapsız meccanen af yada azap diyarlarını boylamak var En çok vicdanen rahatsız olduğum konu benim yüzümden suçsuz kulların zarar görmesi,sebep olanın ALLAH(cc) hakkından gelsin. Ben bildiğimi konuşuyorum evliya müsfeddesi sait nursi,sait nuri,Bekir berk.Atetürkler. Domuz Dursun Ali Çakarın Domuz Ergün Bayrağın insi cinni pisliklerin kankası Hırsızın Namussuzun gerçek Hainlerin kankaları.İblisin emriyle Aleme şekil verenlerin Domuz yobazları çok Kendilerinin işi istidraç.
Melekler demişlerki;Filanki 30 senedir bir kere bile ALLAH(cc)demedi. El açıp sana ya Rabbi demedi.Mevla buyurduki; Ben istesem ona hemen ya Rabbi dedirtirim ama kendisi söylesin .Meleklerden bir tanesi emir verdi.Git onun sağ koluna giden Ana damarına yerleş diye melek geldi yerleşti damara .Adamın kolu büküldü kan gitmeyince kol kurudu,çolak kaldı.Hemen ellerini açtı. .Hemen ellerini açtı.Ya Rabbi bana sıhhat ver diye.Dua etti.Mevla buyurdu.Gördünüzmü nasılda ya Rabbi diyor. Belamı istiyoruz.Yahu zorlanmadan ,sıkılmadan daralmadan,ALLAH(cc) Ya Rabbim bizilere rızana uygun bir hayat ver Rızkımızı veren sensin demiyecekmiyiz
Aptal olmayacaksın münafıkı,kafiri,hâini zalimi fitneyi fark edecek feraset kuvvetli imanın olacak zalime hâine secde etmeyeceksin.Tayyip Erdoğan bırak meydanları nutku. Kurani Hukuğu çiğneme.Devletin Dini Adalettir Adaletli ol,israf etme hevanı terk et.Hainlikten uzak ol,Haramlara savaş aç ,şirke,küfre,zülme,fitnelere karşı dik dur.Hala putuna tapanlar bir kere kendiniz olun Kurani gerçeklere dönün,karınızı zararınızı,hâinliğinizi görün.Tayyip Erdoğan müslümümanım diyorsan. Samimi ol hainlerle dost olma hain olma,haramlarla savaş insanlarla boğuşma Adaletli ol.Benim için ,sevdiklerim için ehli iman ehli namus için ailem için güzellikler için ve hakkında konuştuklarım için Adaletli olmak istiyorsanız yazdıklarımıda nazara alın. İnsi cinni şeytanları ve yobazları tağutu şeytanı ve çaktıkları nefsi ,nefsime ruhuma taşıdıkları pislikleri zülümlerini pisliklerini baz alarak büsbütün fitne yapma yarışı size ne kazandırdı,hala şişirmekten lağvetmekten,insi cinni şeytanlarla yoğurmaktan zevk alanlar insi cinni domuzları dinleyip hala beni yakanlar ey melun şeytanları dinleyip hüküm verenler Atetürkün kulları komünist,faşist,şeytani karakterler,insi cinni şeytanlar her pisliğini bal diye satanlar,nice güzelim kulları Deccallara,Şeytanlara yobazlara boğduranlar.Bir ehli imanın bir ehli namusun masum mazlumun kahrolması beni milyon kez kahrediyor Ancak domuza kurban edilen güzelliklerde düşündürüyor niçin Dünya bu kadar zalimlerin kâfirlerin tarlası.Şu yaptığı hayrı,iyiliği defalarca dile getirip diyer yandan suçsuz insanların yediği kazıkları hak etmişti diye reklamını yapanlar .iyilerin şerefsiz olması için kıçını yırtanlar,Azgın nefisler zalim felsefeler
Biz doğru oluncamı haklı oluyorlar,yoksa onlar kafir ve zalimleri insi cinni pislikleri dinleyincemi,yangına körükle gitmekmi Adalet.Birtek ben suçluyum vicdansızların kitabında ömür boyu zülümle ninniyle uyutan din yobazları şişirende lağvedende onlar yöneten zehirleyende onlar boğduranda ayakta duracak mecal bırakmıyacak kadar ruhumuzda hakimiyet kuran vicdansız her pislik .Melun şeytanada kâfir domuzlarada hiç suç bırakmadılar .Biz ise küfür tek millettir hadisinin muhatabı.Hayat boyu hangi kâfire zalime bilerek gönül vermişim.Asla bu ne ALLAH cc ın ne Resülünün asm nede Kurani bir Adaletin sonucu kimki başta beni sonra şahsımda sevenlerimi ailemi kahretmenin gayretine girmiş zerratı ceheneme.Kimde başta sevenlerimi,sevdiklerimi sonra beni zehirliyor zehirleyenlerin canı cehenneme kim bugüne dek bilerek zülmetmiş canı cehenneme. Bütün hayat seyrinde ALLAH cc sadece yardımcı veya takdir edici.İyileri ruhumdaki fitne her pislikten koru ya Rabbi Her zülüm üstümdeki nimetlere hased edenlerin ürünü.Yardım ettiğini iddia edip bana ve sevdiklerime zarardan başka birşey vermeyen münafık hırsız namussuz,hâin her pisliğe lanet.Sadece iyiler yanıyor helal insanları zehirleme yarışı var.ALLAH cc ın Resulünün asm Kuranın Huzurunda Muhammed Mehdi ra a Biat ediyoorum.Şeytanın piçleri kudurun.Gücün olduğu kadar açılacaksın ,her cephede mücadele senin işin değil küfre zülme mahküm oluyorsan tövbe ile ALLAH cc a koşacaksın .Güzel şeyler sadece Dua ile değil,az çok pozitif gayretle,haddini bilmekle Kurani şuurla,güzel Ahlakla,helal yaşamla mümkün.Her zaman doğru söze,güzel nasihatlere ihtiyacımız var helal yaşam şereftir.Ne derece nasiplendiysek gerçek şerefimiz Onun meyvesi
Alemi benim kurtardığıma inandırdıkları gün en büyük kayıptayım Belki hayatımın artıları ALLAH(cc)a ait ben ise Dünyada mahküm rütbesiz askeri Cihad ruhu bu.Büyük fetihler yine ALLAH(cc)ın nusretiyle gerçekleşecek putlar yaratmayın
ALLAH cc yolu Sevgi yolu,ALLAHcc yolu Hak yolu
ALLAHcc yolu ilim yolu,ALLAH cc yolu Akil yolu
ALLAHcc yolu İman yolu ALLAHcc yolu Ümit yolu
ALLAHcc yolu Sabır yolu,ALLAH cc yolu inanç yolu
ALLAH cc yolu İslam yolu ALLAHcc yolu Ahlak yolu
ALLAHcc yolu Huzur yolu,ALLAH cc yolu ibadet yolu
ALLAH cc yolu Ahiret yolu ,ALLAH cc Kuran yolu
ALLAH cc yolu imtihan yolu,ALLAH cc yolu imtihan yolu
ALLAH cc yolu Rahmet yolu,ALLAH cc yolu kulluk yolu
ALLAHcc yolu Hidayet yolu ,ALLAH cc yolu Hakikat yolu
ALLAHcc yolu Hakikat yolu,ALLAH cc yolu insanlık yolu
ALLAH cc yolu kurtuluş yolu,ALLAHcc yolu kurtuluş yolu
ALLAH cc yolu kurtuluş yolu,ALLAH cc yolu mutluluk yolu
ALLAH cc yolu kardeşlik yolu,ALLAH cc yolu Doğruluk yolu
ALLAH cc yolu teslimiyet yolu,ALLAH cc yolu rızai ilahi yolu
Her Haramdan şirkten,tağuttan arınmanın Farz olduğu yol
ALLAH cc yolu Resulüllahın asm ve umum Hak Peygamberlerin asm yolu
ALLAH cc ın yolu Cennetin,Cemalullahın Sonsuz mutluluğun yolu.
Belki ardımdan öldüde büyük bir pislik ortadan kalktı diyecekler iyiler herdem haklı
Kimlerin günahını çektinde işin şansa kaldı güzelim fedakâr kul Anacığım.Seni ömür boyu yakanlar kahrolsun.ALLAH cc en güzel şekilde sahip çıksın inşallah.Helâl namuslu kul Bütün günahınız benim olsun ALLAH cc kurtarsın.Hayatıma sokulan her pisliğe nefsin nefsin diyerek zaman zaman ne pis hale getirdiler.belki çoğu zaman bilerek nefsanide yaşadım.İslami kaynaklarda Selçuklu yıldızı anlamı da sekiz yıldız, sekiz cennet kapısının simgesi olarak gösterilmiş, yıldızın sekiz köşesi sekiz farklı özelliği ifade etmiştir. Selçuklu motifi, sekiz farklı köşesi ile, merhamet, şefkat, sabır, sır tutma, cömertlik, sadakat, şükretmek ve doğruluğu simgelemektedir.önce kültür emperyalizmine vurulduk,sonrada haramlara haramzadelere. Din adına ne yaptıysak sağlıklı bir yapıya layık olamadık Belki kardelen çiçeği misali kışın karlar içinde açtık.Belki fitne cinni insi pisliklerin bayraklaştırıldığı ve iyilerin zehirlendiği veya fazlasıyle şişirildiği bir Dünyanın çocuğuyuz Bugünse tükenmiş bir halde fitnelerin insi cinni şeytanların zehirlediği ve din yobazlarının ve gafletimin neticesi edindiğim kişilikle boğuşuyorum.Sakın yazdığım hakikatlere bakıp beni alemin lokomotifi yapmaya kalkmayın .Doğru sözler doğru fiiller ALLAH cc ın lütfü bana haddimi bilmek düşer Hasbünallahü Venimel Vekil Benden lider olmaz zaman zaman liderliğe layık görmüşlersede,lider kişilik sergilesemde şaibeliyim fitnelerle boğulmuş bir ruh yapım var ne zaman ne tokat yiyeceğimi bilmiyorum zillet içinde bir ömrün insanıyım Afiyet içindeyim zannettiğim günlerimin doğru dürüst şükrünü yapamamışım,belki hakkımda ninniden ibarettiki şükürde nasip olmamış ,bencillikle tescil edilmişim edilmişim.İyilere bela etme .Yaşadığım hiçbir şeyi ya Rabbi.Sen hayrı hâyırda şerri ise şerlinin başına çalmakta en Adaletli olansın Ey Adili Mutlak zülüm yapmamı her daim engelle şirkten,tağuttan şeytandan arındır bizleri.Şişirmeyede lağvetmeyede gelmez bu zamanın insanının çoğu.Masum mazlumu şerlilerden sen koru Ey Rabbi Rahim.Beni methedenlerin hepsi beni layıkıyle tanımıyanlardır.İyileri masum mazlumu günahlarımdanda Ruhuma sokulan her pisliktende koru.Ben Demokrasinin Laikliğin ,hizipçi Din anlayışının ,insi cinni şeytanların ikliminde haramlara boğulmuş haramzadelerle bir tutulmuş bahtsız bir kulum.ALLAH cc ın yazdığı kader,sadece razı olduğudur.Ancak asrımızda nice insi cinni domuzda,melanet şeytanlar ve piçleride din şarlatanlarıda ne zülümatlı helaketli felaketli kaderler yazdı bu noktada ALLAH cc sadece takdir etti .Ne zamanki yeryüzünde Din tamamıyleALLAH cc ın olur O zaman herşey ALLAH cc tandır ayeti sağlıklı işler.Ne Diyor Rabbimiz özellikle mümin kullarına.Yeryüzünde Din tamamıyle ALLAH cc ın oluncaya dek kâfirlerle ve münafıklarla mücadele et.Belki günah cihetinde ben bile münafık veya kafir listesindeyim .Artılarımı ne derece nazara alacak ALLAH cc bilemiyorum.
O kadar kirlendimki,iyileri ezip geçmekten ALLAH cc a sığınırım.Çok cihetlerle kendim olmaktan çıktım.İşini Kurana uygun yapmak islamı yaşamakta samimiysen Rızai ilahidir bu olmadan yaptığın ibadet aksülamel yapar,zülmedersin.Benimle alakadar kul bana bel bağlama günahlarımın şerrinden üzerimde hakkı olan her kulunu ALLAH cc arındırsın geldiğim noktada belkide cehennemliğim üstelik şarlatan din yobazları gibi Atetürkler gibi siyasi putlar gibi kimseyi kurtarıyorum diye kandırmadım ALLAH cc kurtarsın diye dua ettim .Umut güzel birşeyde,bir masum mazlumu ezmediğin sürece.Artık ne tarafımdan tutarlarsa tutsunlar gerçek fiatım harabe.Evliyalık ne haddime evliya ben isem bende yandım.eşkiya ben isem yine yandım.Kaderim bu olunca boşuna Hâlili ye dememiş deccalizmin tetikçisi boşuna kudurtmamış deccalizmin aktörleri iblisler niyeti pisler habisler benimle hala bir tutuluyor herşeyimi bilen ALLAH cc .En çok hayıflandığım niçin hakkımı aramanın mücadelesini kendim verdiğimdir sonrada kula kulluk nefse uymak.Kim özellikle anamı hayatımdaki fitnelerin mimarı görüp cezalandırıyor veya babamıda düşmanımmış gibi mahküm ediyor zerresine hakkımı helal etmiyorum benim bir kavgam dalaşım söz konusu olmadığı gibi onlarında zerresini suçlayamam üstümüzde Ahlaktan nasibi olmayan Adaletsiz vicdansızlar eksik olmadı.Belki bu aileyi yakmak insi cinni hased pisliklerin karakteri oldu yıllardır destekte gördüler.Aptalda olduk,zalimde kâfirde onların kitabında Ahlâksızda ALLAH cc sızda.37 senelik şizofrenik vakayken ALLAH cc ın izniyle bu eseri yazdım kafam bulanıkken ruhumda nefsimde insi cinni şeytanlar eksik değilkende birşeyler yazdım Kurana uygun sözler iyilerin dostluğunun meyvesi onların fikirlerinden istifadem.Onların yazdığı kaderle O kadar bencilmişizki ninilerin dinini yaşarken çeşidinin kazığını hala yiyorum verende suçlu alanda melanet her pisliğe lanet.İleri gitmeyeceksin hiçbir konuda.Şirk ehli çok günah keçileride çok Kurani ahlakla şuurla yaşamaya gayret edenler hariç Bugünün Dünyasında belki Türkiyesinde bütün hayatım benim diyen ya ahmaktır ya zalim Başta cinlerin melun şeytanların sonra insan bozmalarının her biri zehirlemenin peşinde .İnsanlarda tasarruf etmeyi marifet bilen zalim haramzadeler ve zehirleyip duranlar iyileri kötülere feda edenler hepsi kahraman.Kader hayatta yaşadığındır yaşıyacağındır.Kaderin ötesinde bir kader vardır teraneleri boş.Kader birdir. Değişmez.Haddini aşma.Anormal kaderin insanlarını,cinlerini masum mazlumum katillerini iyilere bela etme. Ya Rabbi.
Tayyip ekmeğimizi veriyor deyip İslamın Huzurunda Hazmedilmeyecek 20 yıl içindeki %de 794 oranındaki Ahlak çöküşüne Dinin Dünyaya feda edilişine ,8 yıl dayatılan İstanbul sözleşmesine LGBT ye Hırsızlığı marifet bilen her AKP liye körpe çocukların bile tecavüze uğrayıp öldürülmesine Müslümanın parasıyle kiliseler Havralar onarmaya ve bu fitne düzene Diğer yandan Hala dayatılan Fetoculuğa
Ve katledilen ve sevdikleri nice iman ehlinin nice güzelim kulun cehenneme sürüklendiği Halil Dudağı fitne yapma yarışına Cevap arıyorum gerçek fitne ne kim
Ben hazmedemiyorum kendimide hazmedemiyorum hangi dinin mensubuyuz Belki Tek hastalık Nefislerin satın alınmayışı ve her türlü haramı kanunlarıyle koruyan bu düzene samimi bir neşter Kurani şuurda bir Müslümanlık.Hizipçiliğe son vermek
Bir kitap yazdım diye nedir vicdansızca kararlar icraatler Hele bir okuyun sonra karar verin insi cinni pisliklerin şahsımdaki tahribatlarını niçin aleyhimde Deccallık kararıyla tescil etme yarışı var Bacılar niçin potansiyel suçlu Melun şeytan niçin benim gibilere yük edilecek kadar vahşet var niçin hizipçilik hala çare nerede Kurani hakikatleri savunmak suç .Halil Dudak hiçbirşey kazanmadı hep kaybetti Bir kere Bu Vatana ve islama gönül vermiş her kesimi kucaklamalı .Ancak ne hikmetse hizipçiliğin ve cinni pisliklerin kahramanları hep haklı biz insi cinni azgın fikirli kötü karakter felsefeci gerçek haramzadeleri dışladık Başı secdedekileri Kuranın Dinine çağırıyorum Güzel Ahlakı Cihad ruhunu benimseyen,milli manevi değerlerimize sahip çıkan ihanetten uzak haramdan uzak bir neslin inşası bütün derdimiz olmalı.Nice iyi niyetli zehirlenince ilahlaştırılınca nice felaketler kaçınılmaz oluyor kula kulluk suçta hararetle çalıştıranlar niçin kahraman,Dile getirip yanlış olduğunu söylemekmi suç
Ey müslüman nefsinle tanışmanın zamanı gelmedimi.Sen harabat Dünyanın sevgilisi o senin patronun ve insi cinni pisliklerle sevişiyor hala doğru insansın öylemi ? Nefsinin zerre kusurunu görmeyip her sıkıntısında iyileri,Güzel Ahlaklı,Helal Namuslu insanları suçlayandan daha zalim kimdir Ya Rabbi iyileri kötülere feda etme ben iyilerden olamaya çalışıyorum yanlış işlerimden ve yanlış ilişkilerimden kurtar görüyorsun haddimi aşmaktan sana sığınırım.Bir ağaç gibi tek başına ve Hür,Bir orman gibi kardeşçesine diyen Nazım Hikmet İslamı bizden daha iyi anlamış ancak doğru fikirlerini bilerek çiğnemiş .Nazım Hikmeti fitne yapan komünisitlerin ve şeytanın peşine koşmasıydı Tevhidden nefis terbiyesinden belki imandan nasibi yoktu.Bende nefis terbiyemi tamamlıyamadığımdan felaketten helaketten musibetten haramlardan bir türlü arınamadım fitne oldum.İslamın en önemli sahifesinin başında iki yıl cıvarındaki kıtlık yılları olmuştur.Orda piştiler nefislerini öldürdüler ve sahabi ra oldular.En büyük belanın nefis,şeytan,harama dalmak ve bozuk felsefelerle,karga kılavuzlarla yol almak olduğunu tatbikatıyle anlattı yaradan.Hala kirli şahsiyetimize günah keçisi arıyoruz.İyilerin ikliminde iyi, kötülerin ikliminde kötülerin ruh ikizi isem hala olgunlaşamamışım demekki.Bende dahil edepsiz müslümanlar edebini takınmadıkça en doğru ilmin deryasıda olsak adam olamayız ancak fitne oluruz.Sevdiğini söyleme ,hissettir sözünün altında yine nefsin terbiyesi en önemli husus.Harama koşuyorsan ,haramzadeleri dost edinmişsen Bütün sevdiklerine zararlısın.Fikrin,zikrin,Ahlakın bozuksa çarene bak harama koşma tövbeyle Kuranın ikliminde nefsini satın al Olgunlaşmamı engelliyen başta nefis ,şeytan kötü arkadaş cinni insi pislik karakter ve yobaz dincilerden her günahımdan .Allah cc a sığınırım.Bana Dua eden iyiler zarar görmesin.Kuşlar halâ ötüyorsa,Arılar bal yapıyorsa, hayvanlar birbiriyle boğuşmuyorsa hala içimizde iyi insanlar eksik değil demektir.Sen iyi olunca huzuru az çok yakalayıncamı iyi olunuyor,ya suçsuz mahlûkat masum mazlum günahlarında yüzüyorsa vicdanmı bu.Ey bu milletin kudsi değerlerine sahip çıktığını zanneden kirlenmiş müslüman Kurani Hukuğu çiğneme hâin olma zülmetme fitne olma,haddini bil harama koşma.Utanmak Edepli Ahlaklı Vicdanlı,olmak haramın terki her müslümana farzdır.İnsi cinni şeytanları,tağut bir nefsi,hevamı Rab edinmekten, Ey Adili Mutlak zülmetmekten,şirkten,küfürden her fitneden arındır ya Rabbi ya Kahhar.Dostunun evine maddi manevi temizlenmeden gitme.Mühimsemediğin haramlar,sorgulamadığın haramzade arkadaşların ,nefsine uyduğun hergün başındaki felaketlerin birinci adresidir.Öyle zamanda yaşıyoruzki Gemisini kurtaran Kaptandır.zülmetmekten,şirkten,küfürden her fitneden arındır ya Rabbi ya Kahhar.Dostunun evine maddi manevi temizlenmeden gitme. Mühimsemediğin haramlar,sorgulamadığın haramzade arkadaşların ,nefsine uyduğun hergün başındaki felaketlerin birinci adresidirYıllar ninnilerin dinini yaşayarak kula kullukla nefse kullukla geçmiş, iyiler hariç insanlık 3000 yıllık yola çıkmış.Kuranı yaşasaydı bu olmazdı.Müslüman Dünya Cehennemde gözünü açıyor.Kuranı yaşasaydı Mümin kullar olsaydı.Bugünün rezil,zülümatlı esareti olmayacaktı.Yinede ALLAH cc kullarına sabırlı.Bedava üç köfte beş kuruşla mirasyedi yaşamakla müslümanlığın hakkının verilemiyeceğini öğrendik.Halbuki hayatta islamın malı olan nice şeyleri yaşadık demekki .Mümin kul olmadıkça Dinini yalnızca ALLAH cc a has kılmadıkça,Tevhidi baz almadıkça Kuranı hayat tarzı yapmadıkça daha nice zülmün küfrün iğrençliğin,haramların içinde yüzeceğiz ama ruhen ama bedenen.Kötülerin zaferi için en gerekli şey ,iyilerin hiçbir şeye karışmıyor olmasıdır.Hele Kurani şuurdanda nasibi yoksa daha kötü.O zaman zülüm ve küfür müslümanın hayatında devamlıdır haramlar şirk,küfür,zülüm ehli kaderinin parçasıdır.Akıllı müslüman gafil olmaz,haramdada yüzmez Doğru müslüman zülmetmez kul hakkı yemez başkalarının
yaşadığı olumsuzluklardan dersini alır illa her musibeti yaşayıpta tokatlanıpta ders alacak gibi fitnelerin içinde boğulmaz.Hukukullahı,Kurani hukuğu mümin kulları çiğnemez .Deccalların,deccalizmin pisliği ruhunda eksik değilse öne çıkma.Mikrop olan yanlışta ısrar fitnede yüzüyorsan evlilik haram.Çok tokatlara layık olduğumuz kesinde,imansız bir ölüme ve cehenneme inşallah layık olmayız.Bir masum mazlum ne günahlarımın nede insi cinni şeytanların mahkümü olmasın inşallah ,zülme küfre,şirke iğrençliğe mahküm olmasın.O kadar harap olmuşuzki belki uğradığımız zülümlerle,sonrada zülme zülüm katarak nefis ve ruh cihetinde mahkümüz.Hasan ali yücelki dinden nasibi olmayan biri ne diyor .Orada bir köy var uzakta,gitmesekte görmesekte o köy bizim köyümüzdür.Evet islamın hakkını vermeyen müslüman zülüm senin kaderin çünkü nefsine çok zülmettin . Komünist Kemalist devrimler batsın her fitne batsın haramlar batsın iyiler kurtulsun.Ey gafil Müslüman Çırpındıkça batmak kaderin olmuşsa çok temizlenmen lazım KuraniHukuğu çiğnemeden,kul hakkı yemeden,zülmetmeden.Bana ninni söylemeyin.Biz ilk okulda uyu uyu yat uyuyla büyüdüysek başımızda gerçek zalimler kafir ruhlular vardı.Uyan artık ey Müslüman cehenneme koşma Kurana sarıl, her işinde rızai ilahiyi ara kendini seviyorsan uyan.
Sünneti seniyye:Sessiz ağlamak,kıyafeti çıkarınca katlamak,heybetli görünmek, sevdiği birisine onu sevdiğini söylemek,çocukların başını okşamak,Namazı vaktinde kılmak,sohbet etmek,affetmek,alçak gönüllü olmak,eve girerken ev boşta olsa selam vermek,sürme çekmek,alışverişte pazarlık yapmak,güzel koku sürmek,çalışmak, yapılan iyiliğe karşılık teşekkür etmek,yemeklerin ağzını kapalı tutmak ,yünlü güzel elbiseler giymek,çok uzun giyinmemek,çatlak bardaktan su içmemek,latife yapmak kahkahayla gülmemek,beyaz ve yeşil elbise giymek,kabak yemeği yemek,ölümü hatırlamak,yeri gelince konuşmak,süt içmek,yerdeki engeli kaldırmak ve ayağa takılabilecek şeyleri kenara koymak,sofradan doymadan kalkmak,düzenli olmak,ezanı dinlemek,yemeği iki öğün yemek,yemeğe tuzla başlamak,yemekten sonra su içip Elhamdülillah demek.yemeğin ortasında Dua etmek,yemeğe Besmeleyle başlamak sofrada oturmadan ellerini yıkamak,sofraya iyice acıkmadan oturmayıp doymadan kalkmak,önünde artık bırakmayıp yemek tabağının kökünü sıyırmak,sofraya dokülen kırıntıları sağ elin işaret parmağıyle yemek,sofrada yeşillik ve sirke bulundurmak, yemekten sonra tatlı yemek,yemeği yavaş yavaş yemek, yemeği yavaş yavaş yemek,ekmeği elle bölmek,midenin 1/3 ünü yemekle1/3ünü havayla1/3ünü suyla doldurmak,yemekte güzel şeylerden konuşmak,yemek yerken kendi önünden yemek ve başkalarının önüne bakmamak,sıcak yemeği üflemeden yemek,paylaşırken çok olanı diğerine vermek,kötülüğe karşı iyilikle mukabele etmek.Güzel Ahlak,vefa. Doğruluk,merhamet,Adalet iyi insan olmak gayreti iyilere kardeşlik farzları yapmak haramların terki ,şirke,küfre,zülme,haramlara fitnelere karşı Adaletli mücadele
Biz bir derece uyandık ninnilerin Dinini yaşamak çaremiz olmamış uyuma uyan.
Estağfirullah ya Rabbi.Estağfirullah hatalarıma günahlarıma,Estağfirullah sensen gafil sabahlarıma,Estağfirullah tutamadığım sözlerime Estağfirullah unuttuklarıma ihmallerime, Estağfirullah bilerek bilmeyerek yaptıklarıma ,Estağfirullah kırıp döktüklerime,Estağfirullah mahkümiyetlerime zülmüme her haram fiilime fitneden nasiplenen halime Estağfirullah nefsime zülmettiklerime,Estağfirullah rızandan rıayet edemediklerime,Estağfirullah bakıpta göremediklerime Estağfirullah susmalarıma konuşmalarıma Estağfirullah koruyamadıklarıma, Estağfirullah her hatama her günahıma,Estağfirullah hakkını veremediklerime,Estağfirullah ahlarıma isyanlarıma Estağfirullah 365 gün işlediğim günahlarıma,yaptığım yanlışlarıma ,Estağfirullah Ey Rabbim beni bağışla,Estağfirullah Ey Rabbim sana dönüyürum Bütün günahlarıma tövbe ediyorum.Seni seviyorum Ey Rabbim seni seviyorum.Affını mağfiretini diliyorum sen zaten En merhametli olansın herkese hakkını sonuna kadar verensin Cümle masum mazluma Ebedi daimi sermedi Baki daimi sevgini diliyorum