8.Bölüm
Cenneti ,Cemalullahı Ebedi saadeti kazanmak için namaz kılmak oruç tutup
nefsi terbiye etmek,fakirin ihtiyaç sahibinin hukukunu gözetip zekat,öşür ve sadaka vermek,ALLAH(cc)ın en sevdiği sevgili Peygamberimizin(asm) yaşadığı ortama o güzelim kulun duygularını paylaşmaya ve ALLAH(cc) ve Hz.Muhammed(asm) a yakın olmakla insanlığımızın kalitesini o iklimde ölçmemiz için Hac gibi bir ibadete,Ahlakını güzelleştirmek için gayretli olmaya,Dengeli ve Adaletli olmaya,vicdanlı,namuslu güzel Ahlaklı pozitif gayret içinde helalinden
yaşamak için ALLAH(cc) ın iki cihan saadeti için yaratmış olduğu hep güzel şeyler islamdan başka yolda bu güzellik bu pozitif zenginlik varmı?
Kabalık insanı alçaltır,nezaket insanı yükseltir.
Düzemediğini düzdüren bir Adalet anlayışından başka bir şey görmedi İslam Dünyası yıllardır.İnsi ve cinni şeytanların yalanı ,iftirası ,hasedi ,iğrençliği esas.
Sadaka ömrü ziyadeleştirir,kötü ölüme mani olur,gizli sadaka Rabbin gadabını söndürür.H.Şerif.
Çalışmadan,öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler evvela haysiyetlerini,sonra hürriyetlerini ,daha sonra istikballerini kaybetmeye mahkümdür.M.Kemal.
Atatürk,Sait Nursi gibi şahsiyetler hayrıda,şerride bol insanlardır,devamlı zülümleri eksik değil.
Kim olursan ol gel birbirinde fani ol diyen sait nursi nice saf müslümanı insi ve cinni pisliklerin nefis,ruh ve ameli ile karıştırmıştır ve piç neslin mimarıdır.Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin diyen ,Aborjinler için bizim evlatlarımız diyen ve nice masonla yahudiyle ermeniyle aynı meclisi paylaşan laikliği dinsizlik olarak icra eden zalimlerle ünsiyet eden TBMMeclisinden başka insanımızın kaderini tayin edecek bir makam yoktur diyerek ALLAH(cc)a savaş açan.Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin deyip kafirin kanunlarıyle tağuti cğrafyasını kanun yapan M.Kemalde şirkin coğrafyasını bu millete nefis ve ruh yapmış ,şirkin temsilcilerinin mimarıdır.100 yılda kainatı titretecek işlere imzasını atmış beladır
Gerçek dost dostu için kendini ateşe atan değil ,belki dostunu pröblemlerinden arındırandır.Zayıfları ALLAH(cc)kurtarsın iyilik yapmak uğrunda yandılar
Ey iman edenler siz kendinize bakın siz doğru yolda iseniz sapıtanlar size zarar veremez.A.Kerime Eğer hayatta ağır yaralar almışsan bu ayette seni kurtaramaz.
Bir kötülük gördüğünüzde elinizle düzeltin,yapamıyorsanız dilinizle düzeltin, onuda yapamıyorsanız kalben buğzedin,bu sonuncusu imanın en düşük derecesidir onuda yapamıyorsanız o beldeyi terk edin.H.Şerif.Fitne ruhunu sarmışsa kurtulamazsın.
Kime dört şey verilmişse ona cennet vacip olur.İman,ilim,güzel Ahlak,ibadet.H.Şerif
Rahat zamanlarınızda zor zamanlarınız için dualar hazırlayın.H.Şerif.
Rahat zamanında beni ananın zor zamanında yetişirim.H.Kudsi.
Evliyaullahtan bir zat talebesiyle yürürken bir atlı gelerek önlerindeki hendeğin başında dua eder sonra hendeği atlamak ister ,hendeğin içine düşer.Sonra ikinci bir atlı gelir hendeği atlar geçer .Durumu gören talebe hocasına sorar hocam birinci atlı dua etti hendeğin içine düştü. İkincisi dua etmedi hendeği aştı gitti ,hikmeti nedir der.Evliya zat işin maneviyatına bakar Birincisi sadece sıkıştığında dua ederdi ,ikincisi ise rahat zamanındada ,zor zamanındada dua ederdi der.
ALLAH(cc): şeytana hitaben kulum tevbe istiğfara devam ettikçe onu sana bırakmam der.H.Kudsi.Bu ise belki bir daha harama günaha dönmezsen mümkün
Hz.Ali(ra) Günahlardan kurtulmanın en selametli yolu tevbe istiğfardır,der.
Kafir ve zalimlerin,iblis şeytan ve piçlerinin hakkından gelmek istiyorsan namazlarını vaktinde mümkünse cemaatle kılacak, haramın zerresinden uzak olacak,namusunla,vicdanlı,merhametli helalinle, güzel Ahlaklı insanların muhabbeti ile Ahlakını güzelleştirecek, kalbinde insi ve cinni pisliklere yer bırakmıyacak ve dengeli bir hayat süreceksin işte Adaleti İlahinin ve rızai İlahinin istediği yaşam tarzı.Ehli imanın,Ehli namusun,güzel Ahlaklıların bayramı.
Tevbe istiğfar:Estağfirullah veya Estağfirullah el azim ,el kerim,errahim ellezi la ilahe illa hüvel hayyul kayyum ve etubu ileyh veya sübhanAllahul Azim SübhanAllahu ve bi hamdihi Estağfirullah şeklinde yapılır günde yetmiş veya Yüz kere tevbe istiğfar sünnettir.La ilahe illallah zikri ile imanınızı tazeleyin.H.Kudsi.
İyi haldeykende kötü durumda ikende hasbünallahü Veni’mel vekil-ALLAH(cc) ne güzel vekildir- duasını yap. Tevekkül ve teslimiyet musibetleri savar,Ruhu rahatlatır.ALLAH(cc)ın ,Resulünün Kur’ani mananın hukukunu çiğnemekten ALLAH(cc) her güzelim kulunuda ,benide arındırsın,korusun inşallah.Alemin müfrit,dengesiz,anormal belki şeytani tiplerinin kanun olduğu belki kanun koyduğu ve iyilere ,güzelliklere felaket sardığı iklimlerden ALLAH(cc) iyileri, güzellikleri kudsi değerleri helal ,dengeli ve namuslu olmaya çalışanı korusun inşallah.
Alim adam büyük günaha düşer hatasının farkındadır ,tevbe eder yoluna devam eder. Cahil bir hareketi,bir sözü ile imanından olur hatasını bilmez ,tevbe etmez imansız yaşar. Onun için cahil adam her gün ihtiyaten Amentüyü okumalı.Amentü billahi vemelaiketihi ve kütübihi ve Resulihi vel yevmil ahiri vebil kaderi hayrihi ,ve şerrihi minellahi teala ,vel ba’sü badel mevti hakkun Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden(asm) abdühü ve Resulühü.Bir şeyin azı yarar ,ortası karar çoğu ise zarardır. Haram olanın çoğuda azıda zarardır,haramdır.İslamda yalnız benim bildiğim doğrudur iddiasını sürdürmekte münafıklıktır.H.Şerif.Ben şaibeli olanı zalimlik yapanı İslamın malı olmiyanı İslam dini diye satanı delillerle tescil ettim gayem düşmanlık değil yanlışların düzeltilmesini istemekti onlar ise bana iftira yalan zülüm sihir büyü ve hased ile yakıştırmadığı pislik kalmadı evet günümüzde samimi Müslüman vicdan sahibi merhametli insanlığın maddi manevi kurtuluşuna çalışan güzel Ahlaklı helal namuslu her şeyden herkesten çok ALLAH(cc) ve Resulünü(asm) sağlıklı bir muhabbetle sevebilen şaibesiz dengeli iman ehlidir ,gerisi piyasanın çoğu Müslüman etiketli balon dolu.Din müfritlerine şefaatim yoktur.
H.Şerif.Din ile yarışmayın.H.Şerif Din müfriti dengesiz biri olmayın,hep aynı işi yapmayın ,bazen tarlayı nadasa bırakmak misali ruhunuzu dinlendirmek için meşru dairede değişik konularlada ilgilenin.Alakan olmadığı derecede pis fikirler şeytani rüyalar sana reva görülmüşse insi ve cinni şeytanlar seninle uğraşıyor demektir amentüyü oku tevbe istiğfarla şeytanlardan yalancı iftiracı hasedçilerden ALLAH(cc)a sığın ardından Hasbünallahü venimel vekil duasını oku hak etmediğin bir boyutun insanı olmaktan kurtul inşallah. Fitneler zuhur ettiğinde öldüren taraf olmayın.H.Şerif.
Beş şey beş şeyin karşılığıdır.1.Bir topluluk verdiği sözden dönerse düşmanları başlarına musallat olur.2. Dinin emirlerine uyulmazsa fakirlik yaygınlaşır.3.Fuhuş yaygınlaşırsa ölümler çoğalır.4.ölçü ve tartıda hile yapılırsa bereketsizlik olur.5.Zekat verilmezse yağmurlar kesilir.H.Şerif.
Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır.A.Kerime.
Kainattaki bütün güzellikler Yüce Yaratıcı ALLAH(cc)ın eseridir ve Hakimiyet kayıtsız şartsız ALLAH(cc)ın olduğunu kabul etmedikçe gülmek bize haramdır.Nefis terbiyesinin yolu az yemek,az uyumak,az konuşmak,oruç tutmaktır,helaliyle namusuyla güzel ahlaklı yaşamaktır.
Müslüman korku ve ümit arasında olacak ne cennetim garanti diyecek ,nede cehenneme düşmekten emin olacak , daima doğru, helal ,namuslu, güzel Ahlaklı dengeli,istikrarlı ,vicdanlı olmanın gayretinde olacak.Rızai ilahiyi kazanmanın gayreti içinde ,nefsini satın almaya çalışacak.
Kafir ve zalimlere saygı duyduğunuz sürece onlar her türlü cinayeti işlemeye devam edecek.Makedonyalı büyük İskender bir savaş sonrası topladığı esirler hakkında karar veremez ve ne şekilde davranması gerektiği hususunda meşhur felsefeci Aristoya mektup yazar bu esirleri sürgünmü edeyim,hepsini hapisemi doldurayım veya hepsini kılıçtanmı geçireyim diye sorar Aristo mektubunda bu söylediğin sözlerin hiç biri çare değil akıllı ol onların içine öyle fitneler atki birbirlerini yesinler.Bugün cumada Müftümüz bunu anlatınca Bugünkü Dünyada Emperyalist güçlerinde aynı tatbikatı yaptığını görüyoruz . Belki düşman gördüklerine hapis,sürgün ve öldürmek gibi tatbikatlarıda var ancak en çok sömürdükleri ülkelerin içine ayrılık tohumları ekip birbirlerine kırdırıyorlar işte içler acısı İslam coğrafyasındaki tablo ve işte gafil idarecilerimizin azınlıklar hakkındaki icraatleri etnik gurupları pohpohliyan gafil siyasetler.Sizler kafir ve zalimlerin senaryolarında figüranlığı oynuyorsunuz zavallılar.
Geçmişimi ve geleceğimi idam eden geçmişteki hayır ve ibadetlerimi inkar eden kafir ve zalimlerin dinamosu sahte kardeşler sizler ,özellikle çirkef çıkarları uğruna masum ,mazlumu yakanlar ,sahte evliyalar sizler beni ihmal ettiniz ,dürüslüğü ihlal ettiniz bu biçareyide nice güzellikleride imha ettiniz.Siz cennete gideceksinizde zülmettiğiniz nice güzelim insan belki sizden ziyade helaliyle ,namusuyla yaşıyanlar nice güzelim insan cehenneme öylemi.Meydan size kalmadı ,kalmıyacak siz tükettiniz Merhametli Adaletli Rabbül Alemin yeniden ihya etti,Sevgili pak Resulü Hz.Muhammed(asm)ın yaşadığı yerlerede gitmemi nasip etti, hiç biriniz kul hakkından kurtulamıyacaksınız. Sizide kendilerinide liderleriniz kurtaramıyacak.
Hala bozuk felsefe ve ibadet tarzı ile masum ,mazlumun güzelliklerini hortumlayan densizler.
Her fırsatta masum ,mazlum insanlığı ,güzelim yavruları,güzelim bacıları beni ailemi zehirliyen ve bizleri insi ve cinni kafirlerle yoğuran kafirler Ebediyen kahrolun inşallah.Gönül çalabın tahtı çalap gönüle baktı ,iki cihan bedbahttı kim gönül yıkar ise.Yunus Emre.
Çalap Eski Türkçede ALLAH(cc) manasında kullanılan bir söz.İnsanlar zülmededer ,kaderi ilahi Adalet eder.Zülmeden insanlar cinni şeytanların güdümünde haramzade din hırsızı şarlatanlardır.Hak kuluna bela vermez kul azmadıkça ,kul bela görmez hak yazmadıkça ,hak kulundan intikamını kul ile alır ,dini bilgisi olmayan onu kul yaptı sanır.Lokomotifi kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulamaz.Güz gülleri gibi hiç bahar yaşamadım,ya sevmeyi bilmedim yıllarca ya sevince geç kaldım.Sizin bir suçunuz yok Ehli iman,Ehli namus ,güzelim insanlar sizler inşallah ALLAH(cc) için gerçek dostlarımsınız Çiçek nedir bilmeden bozkırlara dalmışsan, çaldığın her kapıdan hep nasihat almışsan,üstelik bu Alemde Aşktan mahrum kalmışsan ,deseneki güzelim sen hiç yaşamamışsın der şair.Benim akibetimde bundan ibaret.
ALLAH(cc) riyasız sevgileri,samimi sevgileri daim kılsın inşallah.İçten pazarlıklı ve masum,mazlum insanlara zararlı,niyeti bozuk ,kendisi bozuk her zalimin hakkından gelsin inşallah.H.Şerifte Ahlaken temiz bir genç sizden kızınızı istediğinde verin ,şayet vermezseniz Dünyada büyük fitnelere yol açarsınız der. Bütün bunlar bana yaşatıldı.Yine H.Şerifte üç şey insanları korur der.1. Gizlide ve açıkta ALLAH(cc) tan korkmak.2.Öfkeli ve sakinken Adaletli olmak.3.Varlıkta ve yoklukta iktisada riayet.Bir başka hadis.işlerinizde ifrat ,tefrit yapmayın daima mutedil orta halli ve doğru olun ,sizden hiç biriniz yapmış olduğu ibadet ile kendini kurtaramaz.Kudsi Hadiste ALLAH(cc) indinde ibadetlerin az da olsa devamlı olanı makbuldur der Cenabu Hak. Ben belki bir ışık böceği idim asla güneş değildim.Belki bir kış çiçeği kardelendim asla gül gibi açmak şansım yoktu en azından kaderimi düzenler bendeki nimeti çar çur edenler beni mahvedenlerin Dünyasında kahroldum.Güzel olanı sevmemi güzel olanın selameti için fedakarlığımı,feragatımı belki güzellikler uğrunda ölmeyi göze almamı, Rabbimin bana ihsan ettiği güzel nimetleri iblis ruhlular ,torpilli domuzlar hep hased ile karşıladı.Ancak güzelin uğrunda ölmek kaderimdi ,bu Dünyada kavuşmak nasip olmadı .İnşallah Alakadar olduğum her güzellikle Ebedi cenneti kazanmak nasip olur.En güzel arkadaşlık her fitneden uzak cennette olur bu Dünyaya cennetten gelen her güzellik inşallah Ebedi cennete geri döner.İşte o zaman iblis şeytan ve piçleri kudursunlar Ebedi cehenneme kadar yolları var.Nerde sevdiklerim hani sevenler,ağlatıyor beni acı gerçekler ,bitmiyor isyanlar bitmiyor suçlar, ihtiyar olmadan ağardı saçlar ,kar beyaz saçımı yolasım gelir Ah.Zaman oldu bir gül gibi açtım, zaman oldu güneşlerle eşdeğer anıldım.Ancak hakikat o ki Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ın dır, gerçeği çiğnenilmemesi gerektiği şuuruna vardım ve İslam sahifesinde rütbesiz asker olmayı kabul ettim.Haddini bilen bir ALLAH(cc)askeri olmak riyakarane generalliktende daha şerefli olduğunu gördüm.Ancak Ayette tevbe edip hayırlı işler yapanlara altlarından ırmaklar akan Cennetler vardır der.Elimizden geldiğince haramlardan uzak kalmaya gayret edip,lüzümsüz işleri terk edip ne kadar çok takva ibadetler ile mücehhez olursak,nefsimizin terbiyesini tamamlamaya çalışıp ne derece güzel Ahlaklı olursak o derece ALLAH(cc) ve Resulü(asm) ile kaynaşırız,Dünyamızda ,Ahiretimizde Cennete döner.Sen iyi belki mükemmel olabilirsin fakat bir ALLAH(cc) düşmanına ,insanlığa zararlı olana muhabbetin varsa sende kocaman bir hiç sin.ALLAH(cc) ım arındır sen bizi şirkten ,Tağuttan,insi ve cinni şeytanlardan,haramın her türlüsünden razı olduğun gibi dengeli ve ihlaslı yaşamayı nasip et.Hayatımızı Dünya ve Ahirette Cennete çevir ve dehşetli azabının zerresinden kurtar inşallah. Her bir mümin kulunu da kurtar .Güzel yaratılana hidayeti kurtuluşu nasip et, onlarıda Cehennemin azabından koru inşallah.Her güzelim kuluna Cennetini ,Cemalini nasip et.
Nerede iyilere güzelliklere faideli olacaksam orada yaşat beni.Cümle Ehli imanı,Ehli namusu,cümle güzellikleri ihsanatı ilahi olan pozitif birikimleri ile sinene çek,insi ve cinni şeytanlara yedirme.O kadar kadersizimki doğru iş yapmamdan gocunuyor çokları ,belki iyiler rahatsız ediliyor.Beni seven benden zarar görmesin inşallah,başıma bela olan pisliklerdende ALLAH(cc) korusun inşallah. Kim bana ne fiat biçerse biçsin ALLAH(cc)ın Adaletine ve rızasına sığınıyorum. İyileride her güzelliğide fitnelerden arındırsın inşallah.
Dinin korunması için siyaset yapılabilir ama siyaseti korumak uğrunda din istismar edilemez.Büyük günahları ehli imana Ehli namusa bana,Aileme ,güzelim bacılara,gençlerimize,suçsuz insanlara layık gören başta insi ve cinni şeytanlar ,sonrada onların talimatı ile aleme şekil veren şarlatan din simsarı haramzadelerdir Günümüz Dünyasında özellikle öylelerin sihiri,büyüsü,iftirası,istidracı,iğrençliği
zülmü, ,şirki,küfrü zaman zaman hakim konuma geliyor Yüce ALLAH(cc) güzelim kullarını öylelere insi ,cinni pislik ruhlara yedirmesin inşallah Ehli iman bunun gayretinde olmalı güzel yaratılmış her iyi niyet sahibi Rabbül Aleminin rızasına ersin hidayet ehli olsun,siretide, süretide güzel olan Cennete layık olsun inşallah ,insanlık iblis ve piçlerinden arınsın , Dünyasıda ,Ahiretide Cennete dönsün inşallah.Güzelim yavrulara, güzelim bacılara Ehli imana ,Ehli namusa hakimiyet kurmaya çalışan ,belki kuran ne kadar insi ve cinni pislik var ise ne kadar tağuti kanun var ise ALLAH(cc) zirü zeber etsin inşallah.
Nurculuğun artıları ALLAH(cc)ındır ,cinayetleri, bozuk ölçüleri ,sait nursi ve sivri dostlarının günahıdır pisliğini kanun yapanı ALLAH(cc) iki cihanda süründürsün inşallah .ALLAH(cc)lık makamına oturup şeytanlıktan geri kalmıyan sahte evliyalarıda kahretsin inşallah.
Şirke ,küfre, zülme,iğrençliğe dinamo vazifesi gören ne kadar din şarlatanı insi, cinni pislik var ise ALLAH(cc) cümlesini kahretin inşallah.Peygamberimizi(asm)
,belki ALLAH(cc)ı üzüyorum,farkındayım,çünkü onlar sağlıklı mümin kullar arıyor,şaibesiz ümmet olmamızı istiyor.Kendilerini ,islamı sağlıklı şekilde temsil edecek dostlar arıyor.Biz ise günah selinde yüzüyoruz,haramlara kapımızı büsbütün kapamadıkça hakiki müminler olmamız zor iş.İblis şeytana kapımızı kapamak için her türlü haramı terk etmemiz şarttır, biliyoruz yetmiyor,yaşamadıkça hakiki mümin olunmuyor. Ben güzel işler yapınca şeytan kuduruyor ve itlerini başıma sarıyor. Kurtar bizi belki her güzelliği iblis ve avanelerinden Ya Rabbi,cin küfür olmaya razı değilim ,kaldıramıyorum.Lanetullah üzerine olsun,bütün mahlükatın lanetide üzerine olsun iblis şeytan ve piçlerinin inşallah.Beni, masum, mazlumu zehirleyen kaldıramıycağımız anormal halleri devre devre bize yaşatan zalimlerin.
İstikrarın ,dengeli olmanın en güzel dersini bize ALLAH(cc) ve Resulü(asm) Kur’an ve Sünnet ile veriyor.Bereketli yaşamak isteyen bu sese kulak verir Dünyasınıda ,Ahiretinide kurtarır.Sen hiçbir konuda ileri gitme,ileri giden müfrit dengesizlerle birlikte olma.Hayatta sabretmeyi hakkıyla bilseydim,çok daha kaliteli bir yaşam tarzım olacaktı.Maddi manevi ne kaybettiysem sabırsızlığımdan kaybettim.Ya Rabbi Yüce ALLAH(cc)ım hevasına,benliğine,nefsine zalim ,kafir şeytani ruhlara tapan biri olmaktan bütün güzelim kullarınıda benide arındır ve koru bizleri,ceza gününün dehşetindende koru inşallah.
Ben biraz nurcu, biraz tarikatçı,biraz Süleymancı,birazda .M.Kemalci oldum hayatımda belki insi ve cinni pislikler benide temsil ettiler ama hiç birini kabul etmiyorum kendimi kadersiz T.C vatandaşı bir Müslüman olarak görüyorum.Hangi cemaattensin diye sorana Müslümanım Elhamdülillah,innemel Müminüne ihvetün –bütün Müslümanlar kardeştir –Cemaatindenim. Hangi mezheptensin diye sorana ,İtikatta Ehli sünnet vel cemaat mezhebindenim demeli,aynı soruyu sahabiyede(ra) sorsan aynı cevabı alırsın.Amelde ise İmami Azam Ebu Hanife(ra) ın Hanefi mezhebindenim.Dört Hak mezhebin ölçüleride ruhsat olabilir.Zaten Dört Hak mezhebin tamamı Resulüllah(asm)ın) yaşamıdır .Yüce ALLAH(cc)günahlarımdan insi ve cinni şeytanlardan ve felaketime sebep olan din şarlatanlarından ve insi cinni şeytanlardan ,her fitneden,şirkten,tağuttan arınmayı nasip etsin inşallah.
Mümin vasfı ile vasıflanmamı o özellikle yaşayıpta ölmemi, cihad ruhu ile yaşayıp cihad ruhu ile ölmemi,iman ile yaşayıp iman ile ölmemi,İslam üzere yaşayıp İslam üzerine ölmemi nasip etsin inşallah. Ve alakadar olduğum cümle ehli imanı ,ehli namusu, masum ,mazlum gördüğü her bir güzelim kulunu inşallah kurtarsın Amin.Ruhumun keyfiyetini ALLAH(cc) bilir.Beni temsilen kaç ruh yaratmış en iyisini yaratan bilir kaç Rahmani ruh ,kaç şeytani ruh beni temsil etmiş yine Yüce ALLAH(cc) bilir. Şeytani ruhları bendende ,alakadar olduğum Rabbimin değer verdiği kullarındanda uzak olsun ALLAH(cc)ım,cümlesinin hakkından gel.Ehli iman, Ehli namus ,dengeli ,istikrarlı,helal,Adaletli,güzel Ahlaklı müminlere her bir güzelliğin selametine feda olsun bu canım. Cümle güzellikleri her şeytani ruhtan, her pislikten kurtarsın Merhametlilerin en merhametlisi olan güzeller güzeli Rabbim Lanetullah iblis şeytan ve sadık köpeklerine ,katmerli zalimlere,şirkin,küfrün,zülmün mimarlarına,temsilcilerine.ALLAH(cc)ım benim kendimle barışık olmam ehli imana,ehli namusa,iyilere,güzelliklere ,aileme,geçmişlerime,kendime alakadar olduğum güzelim kullarına zararsız olacaksa ben kendimle barışık olmak istiyorum Günahlarımı affeyle bu kadersiz kulunu meccanen affeyle. Küfür,zülüm,şirk ve igrençlikten uzak insi ve cinni şeytanlardan arınmış olarak dengeli bir şekilde,alakadar olduğum güzelim kullarınada hayırlı olacak şekilde kendi kendimle barışık olmamı nasip eyle Ya Rabbi ,Amin. Cinni ve insi kafir ve zalimlere mağlup olmak onların zülümlerine mahküm olmak istemiyorsan sadece Ahiretini ön planda tut,kendini Ahirete endeksle,Dünya peşinden koşarak gelir.Sen kafir ve zalimlerin zenginliklerine bakıp aldanma onların hayatı sadece bu Dünya içindir ,sonları Cehennemdir. Müslüman ancak Ahiretini iyi bir şekilde yaptığında Dünyadada huzur içinde yaşar.Dünyayı büsbütün terk değil ,belki kalben terk etmelisin gönlünde Dünya muhabbeti olmamalı.Ancak helal dairede rızkının peşine koş.İbadet on kısım ,dokuzu helal kazanmaktır.H.Şerif.
Başlarına üzücü bir hal geldiğinde sabreden, kendisine nimet verildiğinde şükreden ,haksızlığa uğradığında olaya hoşgörü ile yaklaşarak bağışlayıp affeden,kendi haksızlık yaptığında özür ve af dileyen kimseler işte onlar güvenli ve doğru yolu bulanların ta kendileridir.H.Şerif.
ALLAH(cc) sevgisini ve ALLAH(cc) korkusunu içinde barındıran ölçü:Kişi yanlış işler yaparak sevdiğini kaybetmekten korkmalı.Aynı ölçü Aile hayatı içinde ,her hangi bir dost içinde geçerli.
Bu balık kendi küçük gölünde rahat,sizin felaketlerle dolu okyanusunuza ihtiyacı yok Elhamdülillah.Çünkü o okyanusta ne zaman yüzmek istemişse Emperyalist hesapların kurbanı olmuş. Yetmemiş Alemin en büyük fitnesi ilan edilmiş .Kim sahip çıkmış;Masum ,mazlumun yegane dostu ALLAH(cc) ve sevgisine layık olanlar,yoksa müfrit dengesiz din şarlatanı zalimler değil.Bir başka deyişle öyle bir zamanda gelmişizki maneviyatın derinliklerinde boğulmak riski çok yüksek veya şöhret olmakla kahroluş riski.Onun için zalimlerin,iblislerin,niyeti pislerin nefis ,ruh ve ameli ile yaşamaktan o gibi pisliklere mahküm olmaktan cümle güzelim kullarını yüce ALLAH(cc) korusun inşallah.Akıl,haya ve iman beraberdir ayrılmazlar.Haya ve iman ile imtizaç etmiş Akıldan Ehli imanı,Ehli namusu ,her bir güzelim kulunu,ailemi,beni mahrum bırakma ALLAH(cc)ım. Aklı olmayanın hayasıda ,imanıda yoktur,hayası olmayanında Aklıda,imanıda yoktur.Haliyle imanı olmiyanın Aklıda hayasıda yoktur Ahlaksız hayasız Akıl fukaraları islamı temsil etmeye hiçbir zaman hakkı yoktur.Suçlu olabilirim ancak beş vakit namaz küçük günahlara kefarettir der dinimiz İslamiyet. Bana büyük günahları fiat biçen iblis ve sadık köpekleridir beni olsun bir masum mazlum güzeliği olsun temsil eden kafir ruhlar şeytani ruhlar Ebediyen kahrolsun inşallah .
Hiç kimsenin garantisi yok, imanlamı gideceğiz yoksa imansızmı?Yüce ALLAH(cc) inşallah mağfiretiyle,rızasıyle,meccanen afetsinde bizde kurtulanlardan olalım.Mağrurlara karşı mağrur olunki mağrurluğundan vazgeçsin.H.Şerif.Haksız yere sana saldırana sende sesini yükselt ,en iyi savunma şekli saldırıdır.Ben her güzelliğin kaynağı ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) temiz bir iman ve itikad ile bağlanmak istiyorum.ALLAH(cc) nasip etsin inşallah,her bir güzelim kulunada.
Hakir görülmüş sudan yaratılmışız, kibirlenmeye ne hakkımız var.Biz mükemmel olamayız ,zaman zaman maddi ,manevi dertlerimiz olacak.Mükemmel yalnız ALLAH(cc) ve rızasıdır.
Hayatı nasıl taşıyabiliyorsan öyle yaşa,dengeli bir şekilde ,temiz dostluklar kurarak,kimsenin gaz vermesinede itibar etme.Doğru ilimle ilimlen,doğru hareketi yap,kimsenin ahını alma.Sen doğru Adam olursan gerçek dostlar o zaman seni bulur.Şarlatanları,sahte dostlarıda o zaman fark edersin.Rabbim baharlarını gördük Cennetinide ver,sularından içtik kevserinide ver,nimetlerinden tattım devamınıda ver,Varlığına iman ettim Rüyetinide ver.Lanetullah insan ve cinlerden şirki,küfrü zülmü,iğrençliği temsil edenlerin üzerine olsun,Tağut nefis ve benliklerin üzerine olsun.Benim bir şeyim yok diyemem üstelik 30 senedir çekiyorum,ondan öncede yiyeceğim kadar darbeyi yemişim sahte dostlardan ve artık kendimlede barışık değilim.Kimseyle pröblemli olmamalıydım.Ancak ben insi ve cinni şeytanlara başta olmak üzere ALLAH(cc) ile arama giren ,belki bana iyilik yapmaya çalışanlarlada pröblemliyim.İyilere sözüm yok ancak beni kaldıramadığıma mahküm edenleride dost bilmiyorum.ALLAH(cc) ım Helal dairede ,razı olduğun gibi yaşat,razı olduğun kullarından eyle,razı olduğun gibi öldür.Kadersizliğime hükmetmeni, meccanen Rahmetinle,Rızanla Affetmeni ümit ediyor affımı istiyorum.Nefis iraden altında olandır,ondan ötesi insi ve cinni şeytanların,şarlatan din simsarlarının yoludur.Bir kısım müfrit dinciler insi ve cinni şeytanlar için nefsi emmare demişler,her kötülüğün adresi bellemişler.Benim nefsim en azından levvamedir.Hataya,günaha düştüğümde tevbe eder yoluma devam ederim.Ne zaman din müfritlerinin boyasıyle boyansam şeytanlarını nefsin diye başıma sararlar.Kontrölsüz nefis Emmare nefistirki ,hiçbir iman ehlini öylesi bir nefis sahibi olarak görmek istemiyorum. Emmare nefis ,gafillerin,haramzadelerin,ibadetle alakası olmayanların,Ahlakı bozuk nefsidir.Hz.Ali(ra) diyorki belimi büken iki şey nefsine düşkün olan alim,ibadete düşkün cahil.O cümleden olmayalım inşallah.ALLAH(cc)ile aramda,şirkin,küfrün zülmün,iğrençliğin,din hırsızı zalimlerin iblis ve sadık köpeklerinin zerresi yaşamasın inşallah. Kahrolsunlar Ya Rabbi üstümdeki nimetini tamamla beni sağlıklı mümin kullarından eyle.Kimsenin dolmuşuna gelmiyeceksin,hiçbir kafirin ,zalimin ,insi ve cinni şeytanın dengesiz din simsarlarının nefis ,ruh ve ameli ile yaşamayı asla kabul etmiyeceksin.İyileri, Ehli imanı,Ehli namusu soymak ,onları zarara uğratmak gibi bir yaşantında olmayacak inşallah.Her zaman dürüst ve dengeli olanı seçecek otoköntrölünü ALLAH(cc) ile paylaşacaksınki sen sen olasın.Namaz vakti isteksizlik varsa zikrullahla, tevbe istiğfarla Peygamberimize asm selatü selamla sende imanını tazele Müslümanlığını ilan et,gaflet perdesini yırt göreceksin içine yeni bir şevk gelecek inşallah namazınla huzur duyacaksın.Beş vakit namaz küçük günahlara kefarettir.H.Şerif ALLAH(cc) eksikliğini vermesin.Büyük günahları bana fiat biçen ,iblis şeytan ve piçleridir ,onların güdümündeki din şarlatanlarıdır.Din müfritlerinin ,insi ve cinni şeytanların,dengesiz anormal tiplerin nefis ,ruh ve Ameliyle yaşamaktan ALLAH(cc) korusun inşallah.Güzeller güzeli her güzelliğin yegane yaratıcısı bir tek ALLAH(cc)a iman etmişimki ,kim ona düşmanlık besliyorsa,sevdiklerine zarar veriyorsa benimde en büyük düşmanımdır. Ve kim beni güzeller güzeli yüce ALLAH(cc)ın düşmanı bellemişse, güzelliklerin muhabbetini bana çok görmüşse o da en büyük düşmanımdır.
Yaşadığım hayatta insi ve cinni şeytanlar,şarlatan din simsarları,gizli açık şirkin temsilcileri,zülmün,küfrün,şirkin ,iğrençliğin mimarları beni yıllardır maddi, manevi hasta etmişler halbuki bende gül gibi açabilir,güneş gibi doğabilir bir istidadta yaratılmışım.Şeyh Edebalininde dediği gibi Cahiller içinde kalmış alim,itibarlı iken itibarını kaybetmiş biri,zenginken fakir düşen biri olmuş maddi,manevi sahada hiç bir işimde mutlak sonuca ulaşamamışım.Böylelere acı diyor şeyh edebali.Çünkü niyetimiz kötü değil ancak kötüler şekil vermiş bize,iyilerin işine pekte yaranamamışım. Ama iyilere düşmanlık gibi kötü bir niyetin insanıda değiliz inşallah,ancak iftirasını ve zülmünü gerçekmiş gibi giydiren çok oldu.Yüce ALLAH(cc) bizleri kurtarsın inşallah.Nefsani olanı sustur,şeytani olandan kurtar Ya Rabbi.Ya Rabbi Yüce ALLAH(cc) ım hayırlı bir hayatım olacaksa yaşat ,benide ümmeti Muhammedi(asm) de sevindir ve sende hoşnut ve razı ol inşallah,yok tam tersine bütün pozitif gayretime rağmen hep mahküm olacaksam,şerli bir hayatım olacaksa bir an önce hayırlısıyle öldür ne bana ,ne ümmeti Muhammede(asm) nede değer verdiğin hiçbir güzelim kuluna kötü günler yaşatma. Köpeklerin,belki domuzların dişlerinin kirasını vermeye mecbur değiliz onların ağzı değdi diye biz ALLAH(cc) indinde kirlenmedik inşallah.İslamiyetin nezih yüzüde,o koskoca okyanusta kirlenmedi inşallah.Zalimlerin,kafirlerin,şeytani ruhların şirki,küfrü,zülmü,iğrençliği din gününde kendi başlarını yesin Ebedi Cehenneme kadar yolları var inşallah.
Rant için masum ,mazlumu zehirliyen tağut,işin tağutluğunda,ALLAH(cc) razımı sanıyorsun.
Boş silahtan değil boş insandan kork.Çünkü şeytan içi boş silahı değil ,aklı boş insanı doldurur.
Önce iman, sonra sıhhat ,sonra para,imanının inkişafı için,haramın her türlüsüne kapını kapıyacak,kötü Ahlaklı tiplerle arkadaş olmayacak,ALLAH(cc)sız ,Ahlaksızı sevmeyecek,elinden geldiğince Güzel Ahlak islamın kurallarına uymaya çalışacaksın,en azından Farzları yapıp, iyilerin dostluğundan kopmayacaksın.Sorumluluk sahibi olmadan ilmini tamamlıyacak,Ahlakını güzelleştireceksin,bu hususta gayretli ALLAH(cc) dostlarını ezip geçmeyecek,istikrarlı Müslüman olmak için gayret sarfedeceksin.Farz olanı yapıp ,haramı terktir bu zamanda istenilen.Eğer haramlardan uzak değilsen ibadetini artırman iyilerin hukukuna tecavüz derecesinde zülümdür.Ancak ; Tevbe edip hayırlı amel işleyenlere altlarından ırmaklar akan Cennetler vardır.A.Kerime.İslamda önder şahsiyetlerin boş felsefelerle, haram işlerle alakası olamaz,haramzade zalimleri sevemez.ALLAH(cc) hak edene hidayeti tattırır. Eğer bir kimsede güzel istidad var ise gün gelir hidayet ehli olur.Kötü istidadı bilerek hayatında yaşatan ibadet ehlinin ise imansız gitme ihtimali hiç te uzak değildir.Sonra sıhhat dedik,sıhhati olmayan ne Dünyasını nede Ahiretini doğru dürüst yapamaz.İbadetinde ,maddi kazancında makbulu sıhhat içinde kazandığındır.ALLAH(cc) Rahat zamanında beni ananın zor zamanında imdadına yetişirim der.Birde işin ehli olmak lazım,millete Akıl satıp Aklın almıyacağı lüzümsüz işlere dalarsan Akılsızın alası olur çıkarsın.Para ise ben helalinden rızkımı temin etmekle mükellefim davam zenginlik peşinde koşmak değil,eğer ALLAH(cc) zenginlik verirse ihtiyaç sahiplerinide görmem lazım,islamı Yüce Dinimizi ayakta tutmak için harcamam lazım der, doğru olanı yapar.Hadiste ibadet on kısımdır dokuzu helal kazanmaktır der.Haram kazancı olanın ibadeti ancak o kişinin şerrini artırır,şerlerin def edilmesi hayırları yapmaktan önemlidir.İşin başı haramı terk olmalıdır.ALLAH(cc) insi ve cinni pisliklerin nefis ve ruhumuzu temsil etmesine fırsat vermesin inşallah.Zalimlere ,kafirlere ,şeytani ruhlara boğdurmasın,her güzelim kulunu o gibi pisliklerden arındırsın inşallah.Heva ve heveslerimizin mahkümü olmayalım nefsani ve şeytani havalarda yaşamıyalım inşallah.İblis ve sadık köpeklerine fırsat vermesin ALLAH(cc) inşallah.Her bir güzelim yavruya ,her bir güzelim bacıya ,masum,mazlum gördüğüne,ehli iman, ehli namus ,helal insanlara,cümle güzelliklere en güzel şekilde sahip çıksın inşallah.Putlaştırılan şahsiyetler ,güzel istidadlı insanlar için her zaman engel teşkil eden şirkin,küfrün ve zülmün temsilcisidir. Öylelerin hakim konumda olması zülmün zirvesidir.Zülme ,küfre ,şirke mahküm olmak istemiyorsan ALLAH(cc) sız ,Ahlaksız put adamları değil,Güzel Ahlaklı,helal,namuslu ,Adaleti ilahiyi tesis eden hayırlı kulların dostu olacak ve öylesi güzel insanları kendine lider seçeceksinki hayatın maddi manevi bereketlensin,zülüm son bulsun,Dünyanda,Ahiretinde kurtulsun.İman ehli idarecilere itaat farzdır.Zülüm ehli idareciye ses çıkarmamak ise dilsiz şeytanlıktır.Nerede kaldı öylelerin hizmetini görmek veya rahmetle anmak.Dinimiz sakın zalimlere yağcılıkla yanaşmayın sonra ateş sizede dokunur der.Zalime yardım eden zalimden zarar görür der.Adaletlilerin önünü kesen torpilli domuzlar var onları camidede görürsün ,onların her pisliği dinleridir.En çok iblis ve sadık köpeklerinden ,sonrada torpilli domuzlardan nefret ederim, çünkü her biri gerçek zalimlerdir.Bir dağ altın verseler, karşılığında ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) imanından vazgeç deseler,değil bir dağ Dünyayı altın yapıp verseler yine imanımı tercih ederim.Çünkü ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) iman olmadan hiçbir şeyin zerresi huzur vermez.Belki imansızlığın bedeli Ebedi Cehenemdir.İmanın ,İslamı yaşamanın bedeli ise sonsuz saadet.Bu fakir hiçbir zaman münkeri tavsiye etmedi,belki yanlış icraatleri tenkit etti onunda adı gıybetmi oldu.Bilmeyerek zalimlik yapmışsam,küfretmişsem,lanet etmişsem çok tevbe ediyorum zararım dokunmuş suçsuz kullarını ALLAH(cc) arındırsın inşallah cümle güzelim kullarını insi ve cinni şeytanlardan ,din hırsızı şarlatanlardan kurtarsın inşallah
Deccalizim fitnesinden ,Deccal fitnesinden,kıyametin dehşetinden ,Cehennemin azabından, cümle pislik şeytani ruhlardan her bir güzelim kulunu kurtarsın inşallah.Her güzelliğe sahip çıksın Yüce ALLAH(cc) inşallah.Kafir ve zalimlerin hürriyeti için çalışmayı onlara rahmet okumayı iman hizmeti diye yutturan ve masum mazlumdan çaldığını maddi manevi sahada öylelere layık gören münafıkların şekillendirdiği bir Dünyada kahrolduk ve o kafir Adaletle ancak şeytanlar ve itleri bayram etti masum ,mazlum güzelim insanlar azap dolu bir hayata mahküm edildi günümüzde Yüz şehit sevabını kendine layık gören ve hala uyanmıyan gerçek imandan bile belki nasibi olmayan kalabalık ,sizler Peygamberler(asm) ve sahabi(ra) misali Müslüman oldunuzda İslam dünyası mahküm oldu öylemi siz o güzide insanların papucu etmezsiniz bir sürü cinayeti olan idöllerinizin gerçek yüzünü mahşerde göreceksiniz onların en bariz özelliği kul hakkı yemek ve en azından gizli şirki hakim kılmaktan belki Alemi islamdaki cinayetleri tetiklemekten başka bir rölleri yok ALLAH(cc) lık makamına oturup şeytanlıktan geri kalmıyan din şarlatanları gerçek müminler olsalardı Dünyada inanıyorsanız üstünsünüz Ayeti tecelli ederdi .Bugünkü Dünyada kafir ve zalimler efendi ise ALLAH(cc) ikinci plana bırakılmış doğru Müslüman mahküm ediliyor belki bir sürü fitneye layık görülüyor.İblisin emri ile ve dinin yasak ettiği gaybiyatla uğraşmakla ,kula kaldıramıyacağını yüklemekte,devamlı zülümle bir saltanattır devam ediyor din ise bilen ,bilmeyen herkesin lokomotif olduğu acıklı bir havada .İlahi Adalet, Kur’ani mana mahküm .Uyuyan Müslüman Dünya nefsinizi satın alın Cenabü Haktan Peygamberimizden(asm)Daha ziyade kendini söz sahibi gören kulluğu bırakıp ALLAH(cc)lık makamına oturmayı şirki,küfrü,zülmü hayata geçirmeyi Müslümanlık sayanların kahrettiği bir İslam Dünyası her türlü fitnenin kazanı onların keyfi var milleti kendileri kurtaracakmış .
Ulan sahtekarlar herkesin nefsi nefsi dediği kıyamet sizin gibilerin ve şişirdiğiniz zalimlerin eseri olacak haberiniz olsun.ALLAH(cc) Resulü(asm) Kur’an ve sünnetini ölçü gösteriyor sizin ise görüntünüz bile Müslümanlıktan çok uzak belki sadece mirasyedi belki gerçek zalim çoğunuz.İslamda ruhbanlık yoktur ancak dini tekel malı yapan şarlatanların işi gücü ruhbanlık ,bazısıda insi ve cinni pislik diyeceğim tipler insanların içine girip nesillerine ortak olmayıda marifet bilen piç neslin mimarı olmayı görev addeden edepsiz zalimlerdir din her ne kadar Kur’an ve sünnet ile anlatılsada o ölçülerden ziyade hurafenin,şirkin,küfrün ve zülmün hükmü hakim konumda .Günümüz Deccallarından Beşer Esad münafıkının elini bükemediler diyor haberler ve ABD kafiriyle masaya oturuyor, küfür tek millet .Niçin kafir ve zalimler kazanıyor biliyormusunuz Çünkü Müslüman geçinenler onların dinamosu ,onlara saygı duyan, hatta dua edende Müslüman geçiniyor.Bugünkü Müslüman Dünyada hala kıyamet kopmuyorsa, belki kısmı fitnelerle tokatlanıyorsa içimizde Kur’ani manayı az çok yaşıyan samimi ,helal,namuslu,güzel ahlaklı ,Adaleti ilahiye ve Rızai ilahiye boyun eğmiş samimi kulların sayesinde onların yüzü suyu hürmetine.Benim ALLAH(cc) indinde bir kıymetim varsa kendisi bilsin Sevgili Peygamberim(asm) bilsin ,başkasının bilmesi midemi bulandırıyor.Deccallarla,kafirlerle,şeytanlarla bir olup masum ,mazlumu yiyenler ALLAH(cc) dostu diye zikredildi beyinsizlerde yuttu ben ne yapabilirimki nasıl inanıyorsanız öyle muamele göreceksiniz der dinimiz.Samimi,helal,namuslu ,güzel Ahlaklı ,vicdanlı Adil,Kur’ani manaya uygun yaşamaya çalışan hariç ,geri kalanın dini=Emperyalizim.En çok çalanlar en ziyade kahraman ,yüzsüzlük, haramzade yaşamak,Ahlaksız ,Adaletsiz ölçüleri din yapmak marifet birileri için,adıda iman hizmeti, şarlatanlığın bu kadarına pes doğrusu.Cinni kafirler ve tağut dostları zannetmeyinki çirkef çıkarlarınızın uğruna sadece Halil Dudak’ ı vurdunuz siz Alemi islamdaki cümle cinayetlerin birinci failisiniz,belkide iblis şeytanların piçisiniz.Ben hakkımı asla helal etmiyorum,Ebedi cehennemi tadın inşallah.Kainatı nefsi için isteyen sait nursilerde, şeytanları insan nefsi diye zikreden din şarlatanlarıda nefsi satın alınmaz bir yapıya mahküm etmişler öyle bir din yok ,nefsi öldürmek değil ,ıslah etmek,haramlardan uzak durmak,Ahlakını güzelleştirmek doğru Müslüman olmak var.Doğru ,helal, namuslu,güzel Ahlaklı, ibadet ehli nefsini terbiye etmiş ,satın almıştır.Öyle hale gelen kul musibetlerden uzaktır,Dünyada bile huzur içerisindedir.
Nimet namına,güzellik namına ne varsa her şeyi ALLAH(cc) ve sevgili çilekeş,fedakar insan Peygamberimiz(asm)a borçluyuz .Uğruna en temiz şekilde milyon kezde ölecek olsak hakları ödenmez.Dinin bekası ile ayakta Müslüman Dünya ,sahabi ölürken bile islamı aziz kıl Ya Rabbi diye dua ederdi.Masum,mazlumu,güzelim insanları maddi manevi sahada insi ve cinni şeytanların,din hırsızı münafıkların yönetmesine fırsat verme, her bir güzelim kuluna sahip çık ALLAH(cc)ım.Sayın Ahmet davudoğlu ,sayın başbakan Pröfösör olmuşsun ama milletin nabzını tutacak kadar feraset sahibi değilsin ,milletin duyarlılığına rağmen sırtını ABD vampirine dayadın ,bu memlekette komünistleri haklı çıkaracak kadar gafilsin sen Tayyibin kuklası ,o ise Yahudi projesinin kuklası böyle gitmez Müslüman Dünya ile alay ediyorsunuz ancak müslümanlığıda kimseye bırakmıyorsunuz AKP döneminde ekildiği kadar ayrılık tohumları cumhuriyet tarihinde ekilmedi, siz dindar geçinsenizde kürt faşizminin dinamosu olmuşsunuz .Bu gidişin sonu hüsrandır.ABD her zaman ikili oynadı ve hala dostluktan bahsediyorsunuz sizinki figüranlık ve kölelik.Ne kadar şirkin,küfrün,zülmün,iğrençliğin mimarı ,savunucusu varsa nasipleri olanı kurtar nasibi olmayan ve şeytanlaşmayı marifet bileni kahreyle ya Rabbi.Mademki islamın temeli sevgi ve buğzdur Benim duam ALLAH(cc) ın hakkında hayır dilediği kullarının üzerine, Buğzum ve bedduam ALLAH(cc) düşmanlarının ve insanlık düşmanlarının,iblis şeytan ve piçlerinin üzerine olsun.Masum mazlumu saf ,temiz ,güzelim insanları ALLAH(cc) sahiplensin ,şeytani ruhların insafına bırakmasın inşallah.Fitnelere düşmek istemiyen dengeli ,istikrarlı olmalı,iyileri dost edinmeli haramzade bidat ehli zalimlerin dostluğunu aramamalı
haram işlere kapısını kapamalı helal yemeli,helal giymeli ,güzel söz söylemeli.Hadiste ibadet on kısım dokuzu helal kazanmaktır der. Rızkımız helalden geliyorsa geri kalanı kazanmak kolaydır,Duamızda ancak böyle davranırsak makbul olur.İyilerle oturup kalkmak,iman ehli helali yaşıyanlarla dost olmak Ruhu kemalata erdirir.ALLAH(cc) için öyleleri sevmek islamın özüdür. Dışlamamız gereken melun şeytan ve taraftarlarıdır,hakiki zalimlerdir.Bu manada islamı tarif ederken Peygamberimiz (asm) bu din sevgi ve buğz dur der.İman ise ALLAH(cc) ve Resulünü(asm) her şeyden çok sevmektir,bunun en güzel ölçüsü haramın her türlüsünü büsbütün terk iledir,güzel huy ve güzel Ahlak iledir.Mümin kulları ,ehli imanı ,ehli namusu sevmek iledir,her bir güzelliğin kurtuluşuna gayret etmek, dengeli istikrarlı olmakta marifet ister,bunu ancak gerçek iyiler başarır.ALLAH(cc) ın Resulü(asm) ve arkadaşları en zor şartlarda en güzel kulluğu yaptılar,bizler ise bolluk içinde hala nankörüz.Ekmeksiz yaşarım ama,imansız yaşıyamam. Derdi can olanın cananı olmaz ,derdi canan olanın can derdi kalmaz.Gerçek münafıkları,gerçek kafirleri,gerçek şeytanları ALLAH(cc) kahretsin inşallah.Cümle güzellikleri şeytanlardan koparsın ,her bir güzelliğe en güzel şekilde sahip çıksın inşallah.Yükseklerde tipi olur ,boran olur ,kar olur vadilerse yeşillikler içinde pırıl pırıldır.Makbul kullarını hiçbir güzelliği ,hiçbir pisliğe yedirme Ya Rabbi sahip çık inşallah.Ey kul azabın ne kadarına dayanabilirsen o kadar günah işle,günah işlemeyi meslek haline getirme,elinde olmadan girdiğin günahları tevbe istiğfarla sil Büyük günahlara düşmemeye gayretli ol.Günahlarımız arttıkça esaretimizde artar, ancak hiç günah işlemiyeceğiz diye kendimizi kandıramayız. Güzel olan günah işlediğinde tevbe edebilmektir. Hayırlı iş ,hayırlı ibadet yapıp günah kirinden arınmaktır güzel olan.Hala Ahlaksız sitelerin ,meyhanelerin,kerhanelerin,diskoteklerin batakhanelerin harıl harıl çalıştığı bir Türkiye var bugün ,Bunlar batılı amcalarının georgelerin,conilerin,hansların kulu,bunların Müslümanlığı sadece etiketleri bunlar hem mirasyedi, hemde zalim ,ehli iman ehli namus kan ağlıyor.ALLAH(cc) haramlarda şifa yaratmadı.H.Şerif.ALLAH(cc)a kul ol ,kefereye değil, kendi senaryonu kendin yaz pişman olmazsın.
ALLAH(cc)ın , Resulünün(asm) Kur’ani mananın ,masum,mazlumun,ehli imanın,ehli namusun ,cümle güzelliklerin hukukunu çiğnemekten ALLAH(cc)a sığınırım.M.Kemal demiş konu Vatansa gerisi teferruattır.Bende derimki konu imansa gerisi teferruattır,ancak Vatansız yaşamakta zillettir ,Vatan sevgisi imandandır.H.Şerif. O halde işin başı temiz bir itikad temiz bir iman.İmansız adama Dünya dar gelir hakiki iman sahibi gittiği yeride Cennete çevirir.
Çare haramları terk edip,farzları yapmak,işine gücüne sarılmak,dengeli olmak,güzel Ahlaklıları dost edinmek,helal kazanmak,namusunla yaşamak.Bazı yollar tutturmuşlar hepsinde Ruhbanlık var ALLAH(cc) ile aranda birileri var ,çoğu kez hadlerinide bilmiyorlar.Yine çare haddini bilmek,bilmeyenede bildirmektir bu ise helal ve namuslu,güzel ahlaklıların işi olmalı.Tevbe istiğfar Peygamberimize(asm) selatü selam getirmek ,Ahlakımızı düzeltmek gayreti daha sağlıklı Müslüman olmamızı sağlar.Çare bende değilim ,çare Kur’an ve Sünnet-onun üstündede ALLAH(cc)ın rızası.Piyasanın pisliklerine karşı koyacak medeni cesareti-cihad ruhunu- kendinde bulamıyanlar o pislikler içinde yok olmaya mahkümdür.ALLAH(cc) mekandan münezzehtir,ancak mümin kulunun kalbine sığar,Azami isimleri ile şeş cihettende tecelli eder.ALLAH(cc)ın Esması,tecelliyatı,Askerleri ,kanunları var ,hepsinin üstünde Rızai ilahi var
Cenabu Hak öyle tasarruf eder.Dilediği kulu ile doğrudan muhatap olur,dilediğine askerlerini gönderir,dilediği kuluna dilediği kanununu tatbik eder.Rabbimiz ALLAH(cc) gerçek keyfiyetini ancak kendisi bilir. Bize düşen onun mülkünde Güzel Ahlaklı,Edepli,Rabbinin kanunlarına uyum içinde teşekkür.Azda olsa kaliteli ,ihlaslı.Hazırdaki az bir lezzeti gelecekteki batmanlar lezzetlere tercih eden insanın zayıf damarı nefsi emmaresidir.Yaptığı yanlışı süsleyen melun şeytandır.
Arındır sen bizi,şirkten,tağuttan,küfürden,zülümden, cümle pisliklerden,haramın her türlüsünden,sevdiklerini sevdir ,düşmanlarına fırsat verme Ey Adili mutlak Yüce ALLAH(cc)ım.
Masum,mazlumu,Ehli imanı, Ehli namusu,güzellikleri soyup yaşamaktan,iblis ve sadık köpeklerini içimizde taşımaktan her bir güzelim kulunuda bu biçare kulunuda arındır inşallah.Nurculuk gibi iki yüzlü kirli bir davanın en faziletli savunucusuyla bile aynı karede yer almak istemiyorum ,bir kere o eserlerin Kur’ani manayla alakası yok işi gücü doğru müslümanın ve güzelim bacıların katliamından ibaret şer odağı.Bir kere o eserler ömrü boyu haram yemiş bir adamın cinni ve insi kafirlere rantı ,evet işleri güçleri güzel istidadları çarklarında öğütmekten ibaret gücünü saf aptallardan alıyor ALLAH(cc)ile alakaları yok o dinin ALLAH(cc) ı da Peygamberleride(asm) o dairenin sivrileri ulaşılacak nokta ruhların kararmasıdır sait nursi denen din şarlatanı öyle söylemiş. Nurculukla iman kurtarılmaz kahrolunur.
Günah müptelası olana Beyazıtı Bistamiden güzel bir ölçü:Tevbe kökü ile ,istiğfar yaprağını karıştıracak ,kalp havanında Tevhid tokmağı ile dövecek ,aşk fırınında pişirecek, göz yaşlarıyle sulayacak ,sabah ,akşam bolca yiyeceksin.Çok müslümana acil reçete,istikrarla yapılmalı.Hayatı nasıl taşıyabiliyorsan öyle yaşa ,ancak haram olan her şeyden uzak olmaya çalış.Helal dairede yaşamaya muaffak ol,Farzı yap ,namusunla, helalinle,güzel Ahlakınla iç içe olki doğru ol.
Hiçbir iyiliği küçük görmeki ALLAH(cc) ın Rahmeti onda gizli olabilir, Hiçbir kötülüğüde küçük görmeki ALLAH(cc)ın gazabı onda gizli olabilir.İ.Gazali(ra)
Kabule karin duan olmasını istiyorsan haramlardan uzak,ihlaslı amellerin olmalı aksine ,ibadetsiz
dualar helal yaşamıyanın duası mirasyediliktir ,belki zülümdür.
ALLAH(cc)sız ,Ahlaksız bir zerreyi bile sevmiyorum,ancak bir güzelliğide öyle görmek istemiyorum,cümle güzelliklerin kurtulmasını ciddi manada istiyorum,inşallah nasip olsun.
İslamda helali,haramı, ilmihali öğren Kur’an tefsiri oku ,anlamaya çalış, yaşamaya gayretli olki üstündeki nimet kaçmasın.Haramzadelere dua etme tevazu gösterme.Ben tevbe edip hayırlı amel işliyenlerden olmak istiyorum.Müslümanın dili Müslüman için günahsızdır.H.Şerif.Her bir güzelim kulunu kurtar Ya Rabbi,insi ve cinni şeytanlardan kopar,hayatlarınıda ,sonlarınıda hayırlı eyle inşallah Amin.Kur’anın Adaleti sarsın Alemi ,ALLAH(cc)ın Rızası tecelli etsin inşallah.
İslamiyet Adalet ve Rahmet dinidir ,oraya varıncaya dek nice şirkin dini var,çokları için Günahkar her kul çeker çekeceğini ,nasibi olan islama kavuşur ve yaşarsa Ebedi hayatını kurtarır selametle Rabbül Aleminin Cennetine girer inşallah.Dinimiz İslamiyet orta yolu ,vasatı tavsiye eder,çünkü her şeyin aşırısı zararlı,ne tembellik, nede fazla ileri gitmek ve dengesiz havalar.
Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır diyen şarlatan şeyhinde,Risalei nurdan ayrılan küfrü mutlakın malı olur diyen sait nursilerinde vebali çok büyük onlar bu tavırları ile ,nicesinede, bu fakirede çok zülmettiler,bu fakir yıllardır isyanları oynadı,çok iftira yedi ,çok zülüm gördü.Beni cinni kafirlere ve insan bozması kayırdıkları pisliklere layık gören zalimler düşünsün.Hakkımı sadece ALLAH(cc)a ,Resulüne(asm) Ehli imana ,ehli namusa ,güzellim yavrulara ,güzelim bacılara , az çok pozitif birikimi olan dürüst insanlara ve zor günlerimde yanımda olan Anama, kardeşlerime ,Aileme helal ediyorum,gerisi çektirdiğini misli ile çeksin inşallah.
Her güzelliği Cenabu Hak yaşadığım olumsuzluklardanda,her kötü niyetlidende korusun inşallah,haklarında hayırlısı nasip olsun.Cümle güzelliklere ALLAH(cc) sahip çıksın inşallah.
Dinimiz bazen gönlünüzü neşelendirin der ,bu da helal dairede meşru eğlenceler olmalı.
İman dairesinde,İslam dairesinde helal rızık peşinde olanlara ALLAH(cc) hayır versin inşallah.
Mutlak hürriyeti Yüce ALLAH(cc) sadece Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed(asm)a vermiş, gerisinin öyle bir hakkı yok.Müslüman Dünya haramları terk etsin ,farzları yapsın ,dengeli olsun ,bereket eksik olmaz,en güzel şekilde kalkınır.Tarihindeki istikrarlı haramlardan uzak devreler bunun en canlı şahididir.Her pisliğe saygı gösteren laik düzende yaşamak beni rahatsız ediyor,milyonlara nice haramlar çare diye yutturuluyor.Ehli imana ,ehli namusa ,güzelliklere yanlış yapan ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) yanlış yapar.
Elhamdülillah,hapiste değilim,hastanede boğuşmuyorum,doğal felaket yaşamıyorum, savaş ortamında değilim, açlıkla,susuzlukla mahküm değilim ,azalarım sağlam, yıllardır çektim bugünüme şükürler olsun,beterin beteri var hayatı taşıyabiliyorsak ,az çok sıhhatim yerinde ise Ne çok nimet bahşetmişsin Ey Merhametli Rabbimiz sana layıkıyle kulluk yapamadık yapamıyoruz bizleri rızana uygun yaşıyan hayırlı kullarından eyle ,günahlarımıza bakıpta biz çaresiz kullarını helak etme,meccanen Rahmetinle, rızanla bağışla,affet Ya Rabbi.
ALLAH(cc) tan geleni sabırla,tevekkülle,şükürle karşılamak nasip olsun inşallah.İman dairesindeyim ,inşallah,mutluyum her ne kadar yaralı isemde ,sıkıntılı günler inşallah geride kalsın ,mevcüt durumuma sonsuz şükürler olsun.Rabbim beni Müslümanlık nimetine kavuşturmuş hak din İslamiyet ile şereflendirmiş,banada elimden geldiğince yaşamak düşer.
Ya iyiliği emreder ,kötülükten nehyedersiniz, yada ALLAH(cc) şerlilerinizi hayırlılarınıza musallat eder ,o zaman dua etsenizde dualarınız kabul olunmaz.H.Şerif.
Yaptığı ibadetlerin ve hayırların hesabını tutanlar islama ve insanlığa hizmet edemezler.Seyyit. Kutup(ra)ALLAH(cc) için yapmalı,yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır demeli.
ALLAH(cc) lık makamına oturup şeytanlık yapan,dışkı çıkaran zalimlerin istilası var ,onun için günümüz Dünyasında şirk,küfür,zülüm,iğrençlik altın çağını yaşıyor ,Müslüman geçinen ülkemizde her türlü haram serbestçe icra ediliyor.Ömer(ra)misali yaşamak istiyenler din hırsızı şarlatanların mahkümü ,nerede inanıyorsanız üstünsünüz diyen güzel dinimiz İslam din şarlatanlarının ,en azından gizli şirki yaşatanların dünyası bugünkü Dünya .Ey saf belki aptal Müslümanlar bencil idölleriniz ,belki sahtekar liderleriniz sizi kurtaracağı yok aldanmayın nefsinizi satın alın Cenabu Haktan,onlar nefsinin derdine düşünce sizin haliniz ne olacak.
1970li yıllar ne anormal yıllardı,aynı milletin çocukları emperyalist fikirler yüzünden kafir ve zalimlerin keyfine birbirine kırdırıldı,millet olarak zarar ettik,hala o uzantılar yeni nesli zehirlemekle meşgul,ne kadar acı durum.Bugün Türkiyemizde PKK illeti ve uzantıları hala o berbat günlerin uzantısı,her gün ayrı bir acı ,güya son zamanlar silahlar sustu o zalimler ve hain emelleri susmadı .Rabbimiz sakın zalimlere yağcılıkla yanaşmayın sonra ateş sizede dokunur der.
Zalime yardım eden zalimden zarar görür der.PKK ve uzantılarına yağ çekilmez.Kıyamet ise ancak iman ile küfrün birleştiği zaman kopacak.Çünkü kıyamet kopuncaya dek iman ile küfrün mücadelesi devam edecek der dinimiz.ALLAH(cc)ın büyüklüğü tartışılmaz O beynimizin alamıyacağı kadar büyük ve mükemmeldir,O kendini vasfettiği gibi en güzeldir ,bizim tesbihimiz onun yanında sönük kalır.Onu tanımak sanatlarını tefekkür etmekle ,mükemmelliğin deryasına dalmakla,haramlardan büsbütün uzak kalmakla ,dengeli ibadet ve çalışmalarla ,maddi manevi güzellikler üretmekle mümkün.Eğer dengesiz davranırsak mükemmelliği tefekkür edemez ,kafayı yeriz ruhumuz hasta olur.Zülüm,küfür,şirk,iblis şeytan ve sadık köpekleri ,değer verdiğin belki kurtulmasını istediğin her güzelim kulundan büsbütün kopsun inşallah Ya Rabbi ALLAH(cc)ım.
Zalimleri ,kafirleri,münafıkları,iblisleri,niyeti pisleri seven onlarda kaybolur ve kötülerle bütünleşir,arkadaş seçerken dikkatli ol.İyileri,müminleri,ALLAH(cc)ı ,Resulünü(asm) ve sevdiklerini seven güzelliklerle haşrolur ,Dünyasıda ,Ahiretide Cennete döner.
Mü’min beş şiddet ile karşı karşıyadır.1.Kafir onun canına kast eder.2.Münafık onu sevmez buğzeder, .3.Şeytan onu şaşırtmaya çalışır.4.Kendi nefsi onunla uğraşır.5. Müslüman kardeşi onu çekemez.H.Şerif .Onun için hiçbir konuda fazla ileri gitmeki taşınmıyacak bir hal almasın.
Şeyhinde fani ol ölçüsü,birbirinde fani ol ölçüsü,Falanca ol filanca ol senaryoları, mutlak benlik ölçüsü ,hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir ölçüsü her ne kadar ilim olsada İslami olarak görmek gaflettir belki dalalettir.ALLAH(cc) tan kulu koparıp kula kul kılan cinayetlerdir,ALLAH(cc)sız ,Ahlaksız ,zülüm dolu ölçülerdir.Ancak gafiller avlanır ,zalimler rant edinir,iblis ruhlar ,tağutlar bayram eder.Doğru Müslüman inemel müminune ihvetun-bütün müminler kardeştir- ölçüsü ile manen kalpten kalbe birbirine bağlıdır.ALLAH(cc)ım günahlarımızı affeyle,her bir güzelim kulunu kurtar,islamı aziz kıl.İslam Dünyası bugün sözde Müslüman ülkeler ,ne zaman özde Müslüman olurlar,her türlü haramdan ,fitneden arınırlar işte o zaman doğru Müslüman bir potansiyel olurlar,bütün sıkıntıları biter inşallah.
Muaviye oğlu yezid kafiri Peygamberimiz(asm) ın ciğerparelerini sevgili tornunu ve Aile efradını öldürmeye giderken parolası daha fazla İslam idi.Kirli cinayetini işledikten sonra sabah namazını cemaatle kılmış .Yezidin bütün yaptığı islamı kendisinden daha güzel yaşıyanları katletmekten ibaretti,Nice güzelim kulu katleden ve la ilahe illallah diyeni öldüren cehennemliktir ölçüsüne muhatap olan Yezid zalimini hala kayıran ve kerbela şehidlerinin kemiklerini sızlatan ,ruhlarına azap verenlerde Müslüman geçiniyor.Kurtuluş mücadelesi gazisini Deccal ilan edip tereyağı kıymetindeki bir insanı ruhunun güzelliklerini talan edip acı acı kokan tereyağının çürüğü hükmüne çevirenler iki yüzlü, yezide sahip çıkıp ,Gaziden Deccal yaratmak yarışına girenlerin Dünyası bugünkü Dünya ,Ancak eserlerini dışlarlar bunuda marifet bilirler Küfür,zülüm,ve şirkin saltanat sürdüğü Dünyada ölüm Rahmettir.Saadetli hayat Ebedi cennette,biz ise orayı kazanmak için çalışmalıyız.Şerefli bir ömür ,iyi bir son için cümle şeytani pislik ruhlarada,içimizdeki cümle zalimlerede,bu cennet vatan Türkiyede gerek geçmişte ,gerek günümüzde cehenneme taşıyan cümle şeytanlaşmış zalimlerede ,kısacası cümle Emperyalist pisliklere Ebedi lanet cehennem sizi bekliyor kahrolun inşallah ,tağut dostlarınızla birlikte.Cümle şeytanlara Ebedi lanet olsun inşallah.Doğru Müslüman islamı yaşar ve anlatır,dengeli olur ümmetin çilesini çeker,sadece idam fermanları düzmez.Cahiliye müslümanı kimdir?İçinde cihad ruhu olmayan,islamın ve müslümanın sancısını çekmiyen,belki dünya muhabbetinden bir türlü kopmayan, daha ötesi kafir ve zalimlerle oturup kalkmayı marifet bilen,ömür boyu uyuyan belki ancak öldüğünde uyanan Müslüman gaflet yolcusu.
Sizler canınızdan ,malınızdan,çoluk çocuğunuzdan daha ziyade ALLAH(cc) ve Resulünü(asm) sevmedikçe hakiki iman etmiş olamazsınız.H.Şerif Bir birinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız,iman etmedikçede cennete giremezsiniz.H.Şerif. ALLAH(cc) için sevmek ALLAH(cc) için buğzetmekte işin temeli.Nefsani muhabbetler felaketin açık kapısıdır.Pozitif değerleri olan ve birbiriyle bir türlü kaynaşamıyan iki müslümanın halinide şair şöyle tarif etmiş;Gel gül dedi bülbül güle ,gül gülmedi gitti, bülbül güle gül bülbüle yar olmadı gitti.
Günümüz İslam Dünyasındaki savaşların tek galibi kirli paraların efendileri emperyalist güçler aptallar birbirini yiyor kafir silah satıyor.Ey gafiller nereniz Müslüman beyinsiz vampirler.
2015 genel seçimi seçmen başkanlık sistemini hep beraber reddetti,vatana millete ümmeti Muhammede(asm)a hayırlı olsun,Rahatsız olduğum konu HDP nin,PKK nın meclise girmesi.
Müslüman kişi,mümin kişi ALLAH(cc)ın korkusuyla,Ebedi saadetin ümidi ile yaşıyacak,yoksa mağrurane benim hayatım ,belki cennetim garanti deyip terbiyesizlik yapmıyacak.Belki imansız gitmek korkusuyla,doğru iş üzere olacak.Dengeli ,istikrarlı ,güzel Ahlaklı olacak.Ne zaman münafıkları,din hırsızlarını baş yaparsanız o zaman kafir ruhlar istediği gibi anarşi ve terör estirmeye devam edecek.Ben Kemalizmide,Nurculuğuda,AKP zihniyetinide,CHP zihniyetinide küfre ve zalimlere şirki,küfrü,zülmü içinde barındıranlara tavizkar görüyorum,hatta bugünkü haliyle MHP zihniyetinide.Madem bugün komünistler,ALLAH(cc)sız,Ahlaksızlar rahat istediği gibi yaşıyor,ben yaşıyamıyorum geç gerisini,bu düzen benim düzenim değil.Ancak bütün olumsuzluklara rağmen tıpta, ulaşımda,Ekonomide ,konut sektöründe AKP nin başarısınıda göz ardı edemeyiz.Tayyip Erdoğan köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceğiz demişti. Belki adamın niyeti kötü değil ama kötü işlere imza atmaya,Emperyalist pisliklerle kardeş geçinmeye devam ediyor.Adalet konusunda ise sınıfta kalmış durumda her halde bizlerde bu kadarına layıkız,ancak hep iyiler taviz vermek zorunda,yaş ile kuruda yanıyor.Masum,mazluma,iyilere,güzelliklere ALLAH(cc) sahip çıksın inşallah.
Sizin dininiz afyon olabilir Din afyondur diyen zihniyet materyalistler.Benim dinim İslam Güzel Ahlaktır,helal dairede yaşamaktır,En güzel Adaleti,ilahi Adaleti hayata hakim kılmaktır,insanlığı her güzelliğin,her nimetin bir tek yaratıcısı olan ALLAH(cc)a kavuşturmaktır.Temel gaye ALLAH(cc)ın Rızasını kazanmaktır,insanlığı Dünya ve Ahirette Cennete kavuşturmaktır.Sizler Müslüman kisvesi altındaki ALLAH(cc)ın düşmanı münafıkları baz alarak islama düşmanlıktan geri kalmıyan Ebedi Cehenneme koşan zavallılarsınız.
Sait nursiyede,M.Kemalede ister fedakar birer kahraman deyin ,ister zalim deyin onlar milyonların alakadar olduğu birer şahsiyet olmuşlar,milyonların kaderinide etkilemişler.
Hevanızı,nefsani ve şeytani olanı terk etmedikçe Adaletli olamazsınız.A.Kerime.
Kafir ve zalimlere karşı yapılan savaş küçük Cihad.Nefisle yapılan mücadele ise büyük cihaddır.
Birilerine ALLAH(cc) dostu diye röl biçilmiş,geri kalan ümmeti Muhammed(asm) ,nice güzelim insan ALLAH(cc) düşmanımı?Belki gerçek ALLAH(cc) dostları helal,namuslu,Akıllı,güzel Ahlaklı,Adaleti ilahiye ,rızai ilahiye uygun yaşayan dengeli vicdanlı,Kur’an ve sünnetin hakkını vermeye çalışan güzelim kullardır.Yanlış işlerinizden vazgeçin nice münafık vasfı kazanmış tipide ALLAH(cc) dostu diye lanse edip milleti dinden soğutmayın.
En kötü şey imansızlık,sonrada açlık ve yokluk ,taşınmıyacak ölçülerdeki musibet ve hastalıklar.
Cenabü Hak kudsi hadisinde:Kulum namazını vaktinde kıldığı taktirde azap etmiyeceğime ve Cennetime koyacağıma dair ahdim vardır der.Sert mevsimler,doğal felaketler,anarşi ve terörün artışı ,sefalet içindeki yaşam tarzı ALLAH(cc)sız,Ahlaksız zalimler kayırıldığı için geliyor belki ilahi Adalet çiğnendiği için geliyor.Onun için iyileri,güzel değerleri çiğneyip,kötüleri,kötülükleri hakim kılana lanet olsun.Her türlü fitnenin şerrinden Cümle insi ve cinni şeytanların şerrinden ALLAH(cc)a sığınırım.Her zaman Adalet arıyan insan ,kendisi Adil olmadıkça gerçek Adaleti bulamaz.Adaletsiz kuvvet zalim,kuvvetsiz Adalet ise acizdir.Kainatta en Adil güç ALLAH(cc)ın kendisidir,rızai ilahidir.Adalet Kainatın esasıdır,Adalet mülkün temelidir.Hevanızı-nefsani ve şeytani olanı-terk etmedikçe Adaletli olamazsınız.A.Kerime.Zalimlerin koyduğu kanunlarla gerçek Adaleti sağlıyamazsınız.En Adil hukuk anlayışı İslam hukukudur.ALLAH(cc) mülkünde aşırı gidenleri sevmez.
Cihad ALLAH(cc) ile aramızdaki engelleri kaldırmaktır.Güzel Ahlaklı,Adaletli olmak gayretidir.Bu da haramın her türlüsünü terk iledir.Zülüm küfür ve iğrençlik dolu bir Dünyada değil,şeytani odaklardan arınmış,Adalet,sevgi ve dayanışma dolu bir Dünyada yaşamayı her güzelim insan içinde ,kendim içinde,cümle masum ,mazlum içinde istiyorum.Ehli imanda istiyor ,Ehli namus makul Akıl sahipleride istiyorki inşallah gerçek huzuru yakalıyalım.
Maddi manevi bereket gelsin.Zaten Yüce Yaratıcı ALLAH(cc)ımızında istediği güzel Ahlaklı, Tevhide uyan,helal,namuslu,vicdanlı,Adaletli bir yaşam sürmemiz,her türlü aşırılıktan kaçınmamız.Girmeden bir millete tefrika düşman giremez toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.Zülmü alkışlayamam zalimi asla sevemem ,gelenin keyfi için geçmişime dönüp sövemem.Hey gidi İslamiyet garip geldi garip gidecek.Kur’an ayaklar altında sürünsünmü ilahi, Ayetinin üstünde yürünsünmü ilahi ,çöksünmü nihayet koskoca bir din,çektirme bu zilleti bizlere Amin.M.Akif Bir sürü şarlatan dindar geçinmesin,dışarıdan tenkid kolaydır,ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz demişler.Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir ölçüsü,birbirinde fani ol ölçüsü,şeyhinde fani ol ölçüsü,mutlak benlik ölçüsü,şirke,küfre,zülme,iğrençliğe açık ölçülerdir.İnsanların hidayetine ,ALLAH(cc) ile buluşmasına,doğru kulluk yapmasına engeldir,iyileri kötülere ,insi ve cinni şeytanlara feda etmek gibi bir cinayettir.Daha ötesi Cehenneme yolculuktur.Doğrusu ise Hakimiyet kayıtsız şartsız ALLAH(cc)ındır ölçüsü,Yerdeki ve gökteki hazineler ALLAH(cc)ındır ölçüsü,ALLAH(cc) a koşun ölçüsü,Ancak müminler kardeştir ölçüsüdür.Ben kendime hakim değilim diyen, cehennem dahi olsa Ebed isterim diyen, nefsi için Kainatı umumen isteyen ,kim olursan ol sonrada birbirinde fani ol diyen sait nursilerle nefsini satın alamazsın.Bu gibi çürük kanunları lokomotif yapıpta nereye koşturuluyor bu millet.Nice zülmani alemi ,insi ve cinni şeytanları iyilere nefis ve ruhun diye ,amelin diye yutturmanın İslam ile ne alakası var. Bu gidiş asla iyi bir netice verecek değil sonu hüsrandır.Sait Nursilere,şarlatan şeyhlere,M.Kemallere,insi ve cinni pislik ruhlara değil ALLAH(cc)a kul olunki vicdanı huzuru yakalayın.Temizlenmeden olmaz,helal,namuslu,Ahlakı güzel, Kur’an ve sünnete ziyadesiyle muhatap olan, dersini doğru alanlar koştursun.Hizmetten ancak doğru ilimle ilimlenen ,doğru hareketi yapan,kimsenin ahını almıyan ,Adaletli,vicdanlı olanların bahsetme hakkı var gerisi fasıktır, münafıktır belki ruhu kafir olanlardır.Ancak doğru Müslümanlarla yolumuz açık olur yoksa din müfsidi, din hırsızı haramzadelerle değil. Onun için zerre kadar şüphe etmeden diyorumki doğru islamiyeti diyanet çerçevesinde görüyoruz,cahil hocalar hariç. Ancak bütün yanlışlarına rağmen cemaatler daha gayretli.Cemaat anlayışında ALLAH(cc) ve Resulünden(asm) daha önceliklidir o cemaatin liderleri,her yanlışları din oluyor.Her türlü haramın serbest olduğu sözde Müslüman bir ülkede yaşıyoruz.ALLAH(cc) haramlarda şifa yaratmadı der dinimiz.Duamızın makbul olmasını istiyorsak her türlü harama karşı mücadelemizi sürdürmeliyiz.Ne heykellere beton ruhlara feda edilir dinimiz ve güzelim insanımız nede geleceği meçhule yolculuk olan din anlayışlarına.ALLAH(cc) sız ,Ahlaksızları maddi manevi alemde iyilerin iklimine melun şeytan taşıyor ki iyilerin ruh iklimi ifsad olsun diye.İyilerin vazifesi ise islamı yaşamak ve anlatmak yoksa şeytanlaşmış ruhlara rahmet okuyup küfrü,zülmü,şirki,iğrençliği meşrulaştırmak değil.
İslamı ve iyileri kötülere yedirmemek için hocalarımız ferasetli olmalı.Mirasyedi konumda olan İslami cemaatler hep en fazlasını istemişler ne derece liyakatları var tartışılır.Benim maksadım ayıpları teşhir etmek değil belki yanlışları ortaya koyup düzeltilmesini istemek.Aksi taktirde fitne ve şeytanlar içimizde barınmaya devam edecektir.Yüce Yaratıcı ALLAH(cc)a koşun diyor ama onun mülkündeki mutasarrıflar mülkü gaspediyor,ruhbanlık yapıyor.Resulüllah(asm) canı gibi değer verdiği kızına Ey kızım Fatıma nefsini satın al Cenabu Haktan ,babam Peygamber(asm)dır diye bana güvenme zira Ahirette senin için bir şey yapamam.Dönüyor amcası Abbas(ra)a aynı şey söylüyor,dönüyor sülalesinede ,ümmetinede aynı şeyi sölüyor. Uyanalım inşallah ,Doğru Müslümanlar olalım,helal ,namuslu, güzel Ahlaklı, dengeli Kur’an ve Sünnetin dersini doğru anlıyan ve hakkını vermeye çalışan hayırlılardan olmanın gayreti ile yaşıyanlar olalım.
Biz insanlık tarihinin berbat bir devresinde gelmişiz ALLAH(cc) Rahmetini katmer katmer indirmesine rağmen insi ve cinni şeytanların,şarlatan din simsarlarının elinde kahrolup gidiyoruz. Cemaatte lazım ferdi mücadelede lazım ,ancak aşırılıktanda kaçınmak lazım zalimlerin dolmuşuna gelmeden Akıllıca meseleleri çözmek lazım. Türkiyede iki sivri şahsiyet var,Sait Nursi,M.Kemal şimdi bir üçüncüsü Tayyip Erdoğan,dördüncüsü Fetullah Gülen artılarını alın yolunuza devam edin.Bir beşincisi Aptulla Öcalan ancak onun değerleri ve tamamıyle Emperyalist ,Siyonist hesaplara hizmeti bu milletin dokusuna uymayan yapısı ancak koparılıp atılması lazım gelen bir yapı Kürt faşizminden başka bir şey değil her biri çıban başı bir fitneden ibaret ne kadar vatandaş diye anarsan an Müslüman kürdünde katili. Bu gibi sivrilerin her şeyini meşrulaştırmak islamada bu milletin şerefli tarihinede ihanettir.Doğru insan doğru müslümandır şeytanların kuklası değil.Bu gibilerin artıları belki hakikate ışık tutarken ,cinayetleri ümmetede ,milletede telafisi mümkün olmayan pröblemleri sarmıştır. Biz her hareketimizde Yüce ALLAH(cc)ın rızasını aramalıyız.Bizden daha Adaletli olanları,belki nefis terbiyesini tamamlamış güzel Ahlaklı Adaleti ilahiye uygun hayata layık olmuş güzelim insanları ezip geçmemeliyiz.Dengeli ve istikrarlı olursak,helal olanı yaşarsak ,zülmetmezsek,ihsanatı ilahi olan nimetler bizimle olur.Bahsettiğim sivriler yeri gelir en şeytanlaşmış şahsiyete bile sahip çıkarlar,karşılığında masum ,mazlum insanlık yanmış umurlarında değil.Çünkü zalimlerin affı masum mazluma zülümdür. Belki geçmişine tevbe edip hidayete gelene sahip çıkılır yoksa küfründe ,zülmünde,şirkinde ısrar edene değil.Zalimlerin affı masum ,mazlumun hukukunu çiğnemek onlarla sadistçe alay etmektir.Beni yıllardır hasta eden alemdeki zülmün,şirkin,küfrün,ALLAH(cc)sızlığın,Ahlaksızlığın temsilcileri ve öylelerini kayıran şarlatan din simsarları,Adaletsiz zalimler.Ben ise islamın mecrasında terbiyesizlik yapmak ,mirasyedi gibi yaşamak,zülmetmek istemiyorum. Ancak her pisliğini benden bilenlerdende bir türlü kurtulamıyorumki gerçekten hür ve huzurluyum diyebileyim.İhlas,sadakat,feragat ve fedakarlık vasıflarına haiz bir cemaat yetişmedikçe Alemi islamın sıkıntıları dinmeyecek der Zübeyr Gündüzalp ağabiyimiz.Bugün Türkiyemizde insi ve cinni şeytanlar,küfür ehilleri rahatça faaliyet gösteriyorda ,Müslümanlar vazifesini yaptığına inanıyorsa,rehavet içinde ise,belki gaflet içinde ise bu kendini kandırmacadır,umumi felakete yolculuğun kapısı açıktır. Kapamanın çaresi Zübeyr Gündüzalp ağabiyimizin sesine kulak verip vazife şuurunda hareket etmektir. Yine o derki hücümlar durduğu zaman hizmette tevakkuf-durgunluk-mu var.Ancak bulunduğu çerçevede bozuk ölçüler eksik değil.İfrata tefrite kaçmadan istikrarla Kur’an ve sünnetin hukukunu çiğnemeden inşallah.Ekmeğimiz için çalışmalıyız diyeceksin ,elbette çalışacaksın.Hadiste ibadet on kısımdır dokuzu helal kazanmaktır der.Yine hadiste kişi kendi için çalışıyorsa ALLAH(cc) yolundadır,çoluk çocuğu için çalışıyorsa ALLAH(cc) yolundadır,ana ,babası için çalışıyorsa ALLAH(cc) yolundadır der Maddi manevi sahada en iyisi olmanın gayreti içinde dengeli istikrarlı çalışacaksın.iyi insanları , güzellikleri çiğnemiyeceksin.Hiç ölmiyecekmiş gibi bu Dünya için ,yarın ölecekmiş gibi Ahiretin için çalış der H.Şerif bu ölçüyüde iyi tutturmak lazım Ahiretini Dünyaya feda etmiyecek, helal olana talip olacaksın.Her zaman ALLAH(cc)sız ,Ahlaksızlardan faal olmalıyızki ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) indinde bir değerimiz olsun. ALLAH(cc) helal dairede islamı yaşıyana Dünyayı hizmetçi kılar ,aksine Dünyasıda başına bela oluyor. Geçmişimde Risalei nur Cemaati önemli yer tutmuş ancak bugün ruhen felsefesini yapacak olursak ne içindeyim ne dışında hem içindeyim hem dışında diyorum. Bir kere zaman şahıs zamanı değil diyen o cemaat şahsiyetimizi sıfırlamış ,durumu fırsat bilenlerde bizi parçalayıp yutmuşlar,ciddi olarakta yıllardır sahip çıkılmamış.inşallah şimdiden sonra Rabbim beni şişirip yalnız bırakanlara terk etmez,din şarlatanlarının kurbanı olmaz bir masum, mazlum,bir güzellik.Kontrölsüz güç güç değildir,risalei nur un yapısıda buna müsait maalesef,benim başıma gelenler bir başka suçsuz kulunun başına gelmesin inşallah ,onun için otokontrölünü ALLAH(cc) ile paylaş o kulunu unutmaz .Ama ruhunun güzelliklerini iflas ettirenlerde sana dost olmaz.Yaşadığım olumsuzluklar bir masum mazlumun yükü olmasın ya Rabbi,bir güzellik bende yanmasın ALLAH(cc)ım.Anadolu kültüründe bir söz vardır eline,beline,diline hakim ol der. İnşallah hakim olan kullarından olalım Güzelim ALLAH(cc)ım.Helal dairede güzel Ahlak ve ibadet ile ALLAH(cc)a koşan Ruh ilahileşir nuraniyet ve letafet kespeder doğru müslümandır. Haram dairede küfür,zülüm,şirk,ve iğrenç olana bulaşmış olan ise tevbe etmediği sürece hevasını Rab edinmiş ,şeytanın kuklası bir firavundur.Sait Nurside cinlenmiş ve cinlerin aleminde yazdıklarını çare diye yutturmuş
M.Kemalde,İnönüde cinlenmiş onların talimatıyla bir sürü cinayete imzasını atmıştır. Evet o iki sivri ve kurdukları düzen Dünyadada mahkümdür ,Ahirettede .Küfür,zülüm,şirk ve iğrençlik onların açtığı kapıdan girdi bu memlekete.Nezih tarihi olan bir millet zillet içinde yaşamış nice güzelim insan mahküm olmuş ise doğru dürüst araştırın bu iki dinci şarlatanı.İkiside arkasından gelenlerde birbirlerini günah keçisi yapmış arada nice suçsuz insan harcanmış onların dönemi Deccalizim dönemidir bedelini hala İslam Dünyası ödüyor.
Bu Dünya imtihan yeri ise herkes haddini bilmeli ,masum,mazlumun ,güzelim insanların ruhu ile kumar oynayan ve Dünyasını,Ahiretini yakanların kul hakkı yiyen zalimlerin yeri ancak Cehennemdir.Cennet ise ancak haddini bilen güzel Ahlaklı ,Adaletli,helal,namuslu kulların mekanıdır.Ehli ,iman,ehli namus yolumuzdaki kandillerdir ,belki,Peygamberler(asm) ve Varisleri olmak özelliğine layık olanlar üstümüzdeki güneşlerdir.
Cinni ve insi kafir ruhları kayırmak adına nice güzelim insanın felaketini hazırlıyanlar ,Kadını potansiyel suçlu ilan eden ,şer,bela,fitne etiketi takan ve yıllardır nice güzellikleri kafir ve zalimlere sermaye yapanlar Ebedi sürünün inşallah.Cinni pislikleri suçsuz gören , insanları münafık ,kafir,Deccal diye fişleyen Evliya geçinenler sizlerde insi ve cinni pisliklerle aynı senaryonun mimarısınız.ALLAH(cc) her birinizin layığını versin inşallah nice güzellikleri Cehennemlik yapanlar.
ALLAH(cc) Dinini korumiyanı,Ahlakını düzeltmiyeni,helal,namuslu yaşamıyanı,şirk,küfür ve zülmü hayata geçireni komünizmi,faşizmi,emperyalizmi,siyonizmi,kapitalizmi,faiz düzenini
münafıkı, kafiri, şeytan ruhları ,her türlü haramı hayata geçireni korumaz ,Ahirettede en büyük azap onlar içindir.Belki Rahman isminin tecellisi olarak iyi kötü ayırmadan,kendine düşman olanı bile, bütün mahlükatını rızıklandırır. Ancak öyleler tevbe edip islama koşmadıkça Ebedi azaptan kurtuluşları yoktur.Lanetullah PKK nın,HDP nin ve uzantılarının zerratına onlara masum mazlum saf insanları feda edeninde zerratına,Vatanı satan haramzade dincininde zerratına.
Milleti Cehenneme sürüklemeyi marifet bilenler veya sadece gerçek zalimlerin muhabbeti ile yaşıyanlar benim çok ileri gittiğimi iddia ediyorlar acı acı gülmek lazım şeytanın izinden gitmeyi marifet bilelere ,çare diye satanlara.Müslüman isen illa birilerinin yanında yer alman gerekiyorsa başta ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) yanında yer alacaksın.ALLAH(cc)ın mülkünde hiçbir konuda fazla ileri gitmeyeceksin. Haddini bileceksin,haddini bilmeyen zalim ve kafirlerede haddini bildireceksin,ister evliya geçinsin ,ister milletin çoğunun temsilcisi bir siyasi olsun.
Müslümanda benlik olacak ,ancak bencillik olmayacak benliğini helal dairede güzel Ahlak ve ibadet ile kaynaştıracakki zülüm ehli olmasın.Mümin kullar için ,masum ,mazlum güzellikler için Rahmeti gazabını geçmiş bir ALLAH(cc) var.Vatanımla oynayan,namusumla ,imanımla oynayan
Bayrağımla,Ezanımla oynayan sıhhatimle sağlığımla oynayan, Dünyama ve Ahiretime pislik taşıyan belki idam eden,islamiyeti hamiyeti diniyeyi benden büsbütün söküp almaya çalışan ve güzelim yavruları, güzelim bacıları kirletenler,gençlerimizi Emperyalist fikirlerle zehirleyenler Şeytanın yolunu çare diye hayata geçirenler benim en büyük düşmanımdır .
Gerçek Evliya ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) terbiyesinden geçenlerdir.İnsi ve cini pisliklerin insanlığı yönetmesini,iyilerin kötülere mahküm olmasını istemiyorsan daima uyanık,dengeli, güzel Ahlaklı, çalışkan ve haramlardan uzak olmalısın.Rahat zamanındada, zor zamanındada duadan gafil olmamalısın.Mutlak doğru ALLAH(cc) ve rızasıdır.Yüce ALLAH(cc)ım ,Ey Şerefli Resul Hz.Muhammed(asm)Ey mübarek Kur’an ve sünnet uğrunuza milyon kerede ölecek olsam yine hakkınızı ödeyemem.Sahipsiz saltanatın batması haktır ,sen sahip çıkarsan bu Vatan batmıyacaktır.Sadece Cehennemden kurtaran ALLAH(cc)a sonsuz hamdü senalar,sonsuz teşekkürler,cennetini vermese bile.Dünya Emperyalisti insi şeytanlar nasılki kalkınmış bir İslam ülkesine, kaliteli ,Adaletli doğru müslümana tahammülü yok,Aynen öylede maneviyatın Emperyalisti cinni şeytanlar ve kullandıkları tiplerde olgun müslümana tahammülleri yok.Müslümanın ,mümin kişinin bütün mücadelesi İlai Kelimetullah yolunda ALLAH(cc) ın rızası için ,hiçbir nefsani,şeytani havaya girmeden helal, namuslu,güzel ahlaklı ve Adaleti ilahiyeye uygun bir hayat olmalı.Aziz dinimiz islamın selameti için ,müminlerin huzuru için her bir güzelim insanın kurtuluşu için siyaset yapabilirsiniz,ancak parti menfaati için boğuşarak belki nice saf insanı dinden soğutarak dini siyasete alet yapamazsınız.En önemlisi nefsini Cenabu Haktan satın almış,şeytanlara ,kafir ve zalimlere geçit vermiyen kişilikli kullar olmamız lazım.
Elimize,Dilimize,Belimize hakim olmakla Ecdada yakışır güzel Ahlaklı Adaletli kullar olmalıyız.
Elimizle rüşvet,faiz alıp vermiyecek ve çalmıyacağız,bozuk fikirleri yazmıyacak millete çare diye satmıyacağız.,haksız yere bir cana kastetmiyeceğiz.,kim olursa olsun La ilahe illallah diyeni öldüren Cehennemliktir ölçüsünce bir müslümanı öldürmeyeceğiz, belki büsbütün fitne olmuş ruhu kafir bir münafık müstesna.Yalan söylemiyecek,gıybet,iftira,dedikodu,koğuculuk yapmıyacağız.Belimize haramı yol seçmiyeceğiz .Millet olarak kirlenmişiz kendimiz doğru insan isek bile alakadar olduğumuz düşüp kalktığımız insanlar haram yolda,küfrün,şirkin,zülmün,
iğrençliğin temsilcisi ise uyaracak kadar doğruyu söyleyecek kadar pozitif ilimle Kur’an ve sünnetin Vahyin mesajı ile yoğrulmalıyız.Nefsimizin terbiyesi için az yiyecek,az konuşacak,az uyuyacak dengeli istikrarlı olacağızki maddi ,manevi bereketi,huzuru yakalıyalım.Önce kendimizi terbiye edecek ,sonrada yanlışta ısrar eden yakınlarımızıki büyük Cihadı başarıyla tamamlıyalım.Şavaş çığırtkanlığı yapmakla Emperyalistlerin borozancılığına soyunmakla ne Adaleti sağlıyabilir nede ferasetli hareket etmiş oluruz.İstiklal harbini başarıyla tamamlıyan,bütün yokluklara rağmen Çanakkalede Destan yazan Ecdad ile lafta öğünmekle zor yollar aşılmaz Eğer maddi manevi yükselmek Dünyaya Adalet dersi vermek istiyorsak millet olarak fedakarlık yapmak zorundayız.Mehmed Akifleri anlamamız lazım,ileride ağır yüklerin altında ezilmek istemiyorsak dengeli ,istikrarlı helal,namuslu ,güzel Ahlaklı yaşıyarak.
ALLAH(cc) bu Kur’an ile Kainatta Adaletini tecelli ettirmek istiyor der Hz.Ömer(ra)
Şu üçü dosttur;Dostum,dostumun dostu ,düşmanımın düşmanı.Şu üçüde düşmanımdır;Düşmanım,
dostumun düşmanı, düşmanımın dostu.Hz.Ali(ra)
ALLAH(cc)ım gaflette geçen günlerimi kanun yapma bir masum mazlum ,bir güzellik bende yanmasın inşallah.Ben kimseye baş olmak davasında olmadım belki öylelerin suyunda zehirlendim ve ben ALLAH(cc) ın tasarrufunu istiyorum ,gizli,açık şirkin,küfrün ,zülmün dinamosu olmuş fitnelerin değil.ALLAH(cc)a güven say’e-çalışmaya ,hayırlı işe- sarıl hikmete ram ol.Yol varsa budur
bilmiyorum başka çıkar yol.M.Akif
Bir günah ,bir günahtır elbette O ALLAH(cc)ın Rahmetinden .Ancak nefis ve şeytan aleyhinde çalışıyor büyük günahlara düşürmek için bir günahı milyon günaha çevirmek için .İslamın kurallarına Takvaca sahip çıkmazsan avlanırsın.Bozuk felsefeleri ve ibadet tarzlarını sana din diye yutturur,şeytan amellerini süsler yanlışın avukatı yapar seni ,nefis rahatına düşkündür şeytan her çirkefliği sana yakıştırır işi gücü iftira endekslidir.Sen rezil olsanda nefis ve şeytanın umurunda değildir.ALLAH(cc) ve Resulünün(asm) huzurundasın,hiçbir fiilin ALLAH(cc)tan gizli kalmaz her zaman Edepli ol.İyileri sevdiğini söylüyorsan haramın zerresinden uzak olmaya çalışki iyilerin hukukunu çiğniyenlerden olma.Zalimleri,kafirleri dost bilme onlar gibi yaşama.
La ilahe illallah Muhammeden Resulüllah(asm) diyen her kul İslam milliyetçisidir.Osmanlı 46 değişik unsuru islamın milliyetçilik anlayışı ile kucakladı ve 621 yıl Dünyada Adalet dersi verdi. Bu milliyetçilik ırkçılık değil aksine ALLAH(cc)ın razı olduğu kardeşlik ve dayanışmadan ibaretti.Gerçek masum,mazlumun yanında yer almaktı. Ne zaman özündeki güzelliklerden taviz vermeye başladı duraklama,gerileme ve çöküş kaçınılmaz oldu.
Müslümanın biri bir çeşme yaptırmış ve üzerine Müslüman buradan su içemez diye yazdırmış.
Duruma şahit olan Müslümanlar adamı padişaha şikayet etmiş.Padişah niçin böyle yaptığını sorunca;Bugün cumartesi gidin Yahudinin havrasına hahamı getirin demiş muhafızlar gitmiş hahamı vaaz verirken almak istemişler cemaat ayağa kalkmış hahamı vermemişler.Ertesi günü bugün Pazar gidin kiliseye papazı alıp getirin demiş,muhafızlar gitmiş papazı vaaz verirken almak istemişler cemaat papaza sahip çıkmış vermemişler.Cuma günü gelmiş bugünde camiye gidin vaaz veren hocayı alıp getirin demiş muhafızlar hocayı tutuklamış paldır,küldür getiriyorken kimse sahip çıkmamış,birde dedikodu başlamış ,kimbilir ne yaptı,zaten ne konuştuğunu bilmezdi demişler duruma seyirci kalmışlar .Neticede çeşmeyi yaptıran adam işte padişahım Müslümanların durumu bu bunların çeşmemden su içmesini istemiyorum demiş .Padişahta doğru yapmışsın sen haklısın demiş adamı mazur görmüş.
ALLAH(cc)ım kaderim ne idiyse onu yaşadım,ümit ediyorumki iyilerle haşredeceksin.Neler yaşadıysam yaşadım hala helali,haramı biliyorsam,iyiyi ,kötüden ayıklıyorsam ,güzelin ,çirkin olanın farkında isem,hala ibadetlerimi yapabiliyorsam her şeyden önemlisi hayatı iman dairesinde sağlıklı taşıyabiliyorsam ,sonsuz Elhamdülillah.
Hava zerreciklerinin şuurlu birer mahluk olarak sesleri,görüntüleri taşıması,çöp parçasından ibaret hafıza kartlarının aynen insan beyninin hafızası gibi mükemmel bir şekilde çalışması, her halde o şuursuz cansız çöp parçalarının kendilerinden olduğu söylenemez.En küçük zerrede bile varlığını sürdüren gayet şuurlu sonsuz ilim ve irade sahibi bir zatın tasarrufu ile olduğunu kabul etmemek ne büyük bir cahillik ve cinayet olduğunu azıcık aklı olan ,düşünebilen her şuurlu mahluk idrak eder. Hem inançsızlığın bir menfaati olmamakla beraber neticesi Ebedi Cehennemdir bu tehtide kayıtsız kalma.Seni maddi manevi rızıklandıran Cenabü ALLAH(cc)
Verdiği nimetlere teşekkür istiyor.Her mümin kulun yaptığı, yapmaya çalıştığı ibadetler Rabbül Alemine verdiği nimetlerden dolayı acizane,fakirane bir teşekkürdür.
Toprak,su,hava ve ışığın bütün canlıların hayat kaynağı olması,Adeta şuurlu birer mahlük olarak binlerce meyveyi sebzeyi yetiştirmesi,her bir faideli bitkiyi insanların ve hayvanatın gıdasına sunması,hiç birinin sahipsiz olmadığına,tam aksine bütün mahlükatını yarattığı gibi her ihtiyacına cevap veren tabiat fabrikasınıda yaratmış şuurlu yüksek ilim ve kudret sahibi,mahlükatının ihtiyacına cevap veren bir zatı Akdesi hatıra getiriyor.Kısacası Bir köy muhtarsız olmaz, bir iğne ustasız olmaz, bir harf katipsiz olmaz sebepsiz,sahipsiz değil hiçbir şey.
Zalimlerin,Tağutların,,iblis şeytanların,niyeti pislerin ,münafıkların,kafirlerin hukuku yoktur.
Yahudi ve hiristiyanlar kendileri gibi olmadıkça sizi kendilerine dost edinmezler.A.Kerime.
Cemaatten ayrılanı kurt kapar-cemaate devam edemiyorsanda gönlün onlar ile olsun.
ALLAH(cc)ın takdir ettiği sorunlarla yüzleşmekten korkma,pröblemlerini Dünyada iken çözmeye bak,Ahiretin hesabı çetindir.Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var.A.Kerime,
Başta ALLAH(cc)sız, Ahlaksızlar,sonrada din müfriti dengesizlerin havası mahvetti bizleri.
Cumhuriyet tarihi boyunca milletin keyfine yaşıyoruz.Bir bakın nelere mal olmuş,nerede ALLAH(cc) ın rızası için yaşamak,helal haram birbirine karışık,imanla,küfür aynı pazarda,mümin ,kafir belli değil.Kefere ALLAH(cc) diye nefsine,benliğine,şeytana,tağuta tapar
Şirkini,zülmünü,küfrünü katmerleştirir,gerçek zalim olduğunu her şeyi ile isbat eder.İşin doğrusu hayatın her safhasında doğru insan ,belki doğru Müslüman olmalısın ,yoksa gösterişe,riyakarlığa saparsan,negatif bir karakter olup çıkarsın cehennemde kaçınılmaz bir son olur.
Her başarılı Ailenin,şirketin,ordunun ve devletin temelinde istişare ,fikir alışverişi vardır.
Ey iman edenler siz kendinize bakın siz doğru yolda iseniz sapıtanlar size zarar veremez.H.Ş.
İman Tevhidi,tevhid teslimi,teslim tevekkülü, tevekkül saadeti dareyni iktiza eder.
Demekki bugünkü Müslüman Dünya hakiki tevekkülü yakalıyamamışki,ekmeden biçmeye çalışmışki saadeti Dareynden yani iki Dünya saadetinden mahrum bir halde ,bölük pörçük,müslümanın kardeşlik anlayışından,İslami bir dayanışmadan uzak bir halde kafir ve zalimlerin oyuncağı halinde zülmün,küfrün,şirkin esiri.Uyan Ey eski çağların cihangir Asya ordularının kahraman evlatları, zülmün karşısında susan dilsiz şeytandır.H.Şerif ölçüsünü göz ardı etmeyin şeytana ve avanelerine değil,nefsani pisliklere değil ALLAH(cc) a ,Resulüne(asm) Kur’ana yönelin hakka islama tabi olun.içinde Cihad ruhu olmaksızın ölen bir nevi cahiliye ölümü üzerine ölmüş olur.H.Şerif.Ruhunuza musallat olmuş şeytandan,gaflet belki dalalette olan nefsinizdende kurtulun inşallah.Damarlarınızda şeytanlar dolaşmasın.Tevhidin ve cihadın coşkusuyla yarınlara uyanın.Her bir güzelim kulunu pozitif birikimi ile ,ihsanatı ilahi olan nimetlerin ile sinene çek cümle insi ve cinni şeytanlardan kopar inşallah hakkın yolunun yolcusu eyle hiçbir güzllik helak olmasın inşallah.Haklarında hayırlı olanı tecelli ettir.Neden kafir ve zalimlere bir şey olmuyorda her musibet suçsuz denecek insanları buluyor deniliyor?İyi insanlar yaşadıkları musibetlerle,hastalıklarla ya günahlarına kefaret oluyor, ya derecesi artıyor.Kafirve zalimlerinki büyük günahlar olduğu için tevbe edip kendilerini düzeltmedikleri sürece sonları Ebedi cehennem olarak kendilerini Ebediyen kuşatacak.Nasılki Dünyadaki yanlış işlerin küçük davalarına küçük mahkemelerde bakılır, büyük suçlar büyük şehirlerde büyük makemelerde bakılır aynen öylede müminlerin suçları,iyi insanların suçları küçük mahkeme kabul edilen bu Dünyada ,Kafir ve zalimlerin suçları külli cinayetlerin cezası Mahkemei Kübra denilen Mahşerde karara bağlanacak ve Ebedi cehennemi her pislik ,her şeytanlaşmış çirkef ruh boyliyacak.
Namazı özürsüz terk edenler 15 ceza ile karşılaşırlar 6 sı Dünyada,3 ü ölürken,3 ü kabirde,3 ü mahşerde.Dünyadaki cezalar 1.ömrü bereketsiz olur.2.Yüzündeki parlaklık yok olur.3.işlediği güzel işlerin kabulü zorlaşır.4.Duası hemen kabul olmaz.5.Melekler sevmez.6.Namaz kılanların duasından nasibini alamaz.Ölürken.1.Mahrumiyet bölgesine tayin olan kimse gibi perişan ve zelil olur.2.Aç ölür.3.Deryaya gark etseler bile müthiş susuzluk çeker.Kabirde.1.Kabri Cehennem çukurlarından bir çukur olur.2.Azap meleklerinden yakasını kurtaramaz.3.Her namaz vakti girdikçe günde 5 vakit azap görür.Mahşerde.1.Hesabı şiddetli görülür.2.ALLAH(cc)ın Celle Celalühü nün şefkat ve merhametinden uzak kalır.3.Ceheneme sürüklenerek gönderilir.
Niçin Namaz kılarız?Namaz şükrün ve ALLAH(cc) Celle Celalühü ye kulluğun bir ifadesidir ,peşin verilmiş onca nimete teşekkürdür.Namaz dinin direğidir.Hayatımızın en iyi dakikası hayırla,ibadetle geçen dakikalardırki sonsuz saadeti kazanmaya inşallah vesiledir.Namaz kılanların gönlünde derin bir huzur,yüzünde ilahi bir nur meydana gelir.ALLAH(cc)ı seven onun huzurunda durmaktan büyük bir zevk duyar Anlatılmaz hissedilir bir zevktir bu.Mahşer günü yüzleri nur gibi parlayanlara soracaklar bu fazilete nasıl eriştiniz,diye? Onlarda Biz Ezan okununca hemen Camiye giderdik diye cevap verecekler Hele beş vakit cemaatle kılınanın mükafatına gelince o kimse.1.Dünyada fakirlik çekmez.2.Kabir azabı kaldırılır.3.Amel defteri sağ tarafından verilir.4.Sırattan şimşek gibi geçer.5.Sorgusuz sualsiz cennete girer. Kötü Ahlaktan arınamıyorsa ,kul hakkı yiyorsa o kişi gerçek bir namazdan uzaktır.Çok namaz kılanlar varki yaptıkları inip çıkmaktan başka bir şey değil, çok oruç tutanlar varki ancak midelerini yakarlar.H.Şerif.Şeytan beş kapıdan girmek ve o kulu günaha çekmek ister.Göz,kulak,ağız,el ve ayaklar.Beş vakit namaz bu kapıları kapar.Onun için doğru kılınan bir namaz insanı kötülüklerden alı koyar. Namaz .1.Ölümün acısından.2.Kabir karanlığından.3.Mahşerin sıkıntısından.4.Sıratın tehlikesinden.5.Cehennem azabından kurtarır.Sabah Namazı-Öüm acısını hissettirmez.Öğle Namazı-Mahşerin sıkıntısından kurtarır.İkindi namazı-Kabir karanlığından aydınlığa kavuşturur.Akşam namazı-Sırattan hızla geçmesini sağlar.Yatsı namazı-Cehennem azabından muhafaza eder.Namazsız din başsız insan gibidir.H.Şerif.Beş vakit namazı kılmıyan biri öldüğünda ALLAH(cc) kendisine gazaplanmış olarak huzuruna getirilir.H.Şerif.Kulum namazını vaktinde kıldığı taktirde ona azap etmiyeceğime ve cennetime koyacağıma dair ahdim var .H.Kudsi.En makbul ibadet vaktinde kılınan namaz,sonra ana ,babaya ihsan.sonra ALLAH(cc) yolunda cihaddır.H.Şerif.Yediği içtiği giydiği haram olanın ibadeti ibadet değildir duasıda kabul olunmaz.
Ey güzelliğini teşhir edip soyunan ve Müslüman ana babanın müslüman kızı şu kısa dünya hayatında sabredip iffetini namusunu korursan Ebedi bir güzellik ve Ebedi bir cenneti kazanman söz konusu iken nefsine ,şeytana Yahudi ve hiristiyanlara uyup cehenneme yolculuk yapmak akıl karimi ölmeden uyanın inşallah bu memleketi bize vatan yapmak uğrunda canlarını veren aziz şehitlerimizide ağlatmayın bu şerefli milletin namusu insi cinni şeytanların oyuncağı olamaz.
ALLAH(cc)ım senin Adaletin ve rızan ne ise onu sağlıklı taşıyacak güç ver Ya Rabbi ,şirkin küfrün zülmün mimarlarına terk etme ,sana karşı isyankar olmaktan muhafaza eyle,insi ve cinni şeytanların hakkından gel.hayatı her zaman sağlıklı taşımaya vesile olacak güzel fiiller güzel dostluklar nasip eyle rızai ilahiyi kazanan nefsini satın almaya muaffak olan kullarından eyle.
Öyle birilerini sevki o sevgiyle Dünya ve Ahiret huzurunu yakala Evet başta ALLAH(cc) ve Resulü(asm) sonrada onların yoluna severek ,helaliyle namusuyla, güzel Ahlakıyla,Vicdanıyle
Adilane tabi olanlar her güzel nimete vesile en büyük sevgi.İmanın,hayanın, aklın tek yolu.
100 maddelik yeni Türkiye sözleşmesinin ana teması iman ile küfrü birleştirmekten ibaret ,vatan haini Siyonist,emperyalist pislikleride şanlı tarihimizin bir parçası imiş gibi zikreden pröfösör etiketli başbakan nereye koşuyor,sayın Cumhurbaşkanı Tayyip efendi nereye koşuyor. Bu memleketin kudsi değerlerine düşmanlıktan vazgeçmiyen içimizdeki hainleri kardeşmiş gibi kucaklamak ancak bu milletin masum ,mazlum dimağlarına zülümdür .Hiç bir pislik şeytan uşağı ne Malazgirt ruhunun,ne Fetih ruhunun,ne Çanakkale ruhunun,ne kuvai milliye ruhunun ve kısacası ALLAH(cc)ın mümin kullarında görmek istediği ALLAH(cc)a asker olma şuurunun gereği cihad ruhunun bir parçası değildir olamazlar.Nezih tarihimizi ve kudsi değerlerimizi çiğniyenlerin ve bu şerefli tarihi olan vatanımızı satanların ve öylelerinide vatandaş görenlerin ALLAH(cc)a asker olmaya hakkı yoktur onlar şeytanın ve yandaşlarının dostudur. İman ile küfrü birleştirmek için yırtınanların ne bu Dünyada nede Ahirette gülmeye hakları yoktur 13 yıllık AKP zihniyeti sen ALLAH(cc) için ne yaptın bu memlekette hala her türlü haram serbestse ,internet ortamında nice biçare bir şeyden haberi olmiyan gençler Ahlaksız sitelerin gırdabına kapılmışsa ,piyasada diskotek ,kerhane, meyhane envai çeşit şeytani tuzak harıl harıl çalışıyorda hala bir tavrınız yoksa sizler idareci olarak neyin müslümanısınız .Batılı amcalarınızın kıçına yama olmuş onları incitmemek uğruna bu millet kültür Emperyalizminin gırdabında kahroluyor sizin için İslamiyet çirkef saltanatınızı ihya etmek uğrunda malzeme madem Bakara makara deyipte ALLAH(cc) ın kitabıyla alay eden bakanlarınıza sesiniz çıkmıyor.Kutlu doğum haftası diye Kuranı kerim yazılı pasta yapıpta Kuranı kerimi yemek Müslümanlık oluyor.Her fırsatta Kafir ve zalimlere yağ çekmek üzerinize vazife oluyor, kıyamet sizin gibi iman ile küfrün nikahını kıyanların başına kopması yakındır.Yahudi ve Hiristiyanlar kendileri gibi olmadıkça sizi kendilerine dost edinmezler.A.Kerime Açıkça görünüyorki sizin kafir ve zalimlerle kardeş olmak uğruna gayretiniz memleketi küçük Amerika yapmak hususunda bir ihanetten ibaret bugün bu milletin namusu oyuncak imanı dini kumar kağıdı olmuşsa en büyük vebal siz idarecilerindir.Dünya muhabbeti bütün hataların başıdır.H.Şerif sayın Davudoğlu saltanatınızın Müslüman halkı idam etmek zayıflatıp büsbütün ruhen öldürmek gibi bir zaafı var bu gerçeğe rağmen tuttuğunuz yolu yağlandıra ,ballandıra çare imiş gibi satıyorsunuz evet kafir ve zalimlerin kardeşi olmak sizin için normal olabilir ama unutmayınki bugünkü Dünyada samimi Müslümanlar maddi manevi mahküm oluyorsa masum yavrular kurşunlanıyorsa, nice Müslüman bacılar kafir ve zalimlere sermaye yapılıyorsa sizin gibi islamın Adalet anlayışından uzak Egosunun,nefsinin istekleri doğrultusunda şeytanın amellerini süslediği her yanlışı en doğrusu diye cahil millete yutturma yarışına girenlerin cinayetinden başka bir şey değil.Kafir ve zalimleri kardeş görmekle imansız ölmek ihtimalide hiç uzak değil.Şu kısacık Dünya saltanatı uğruna Ebedi cehennemi boylamak kafir ve zalimleri kardeş görmenin kaçınılmaz faturasıdır bu memleketi tarihinin güzelliklerinden koparmak için AKP zihniyeti çok çalıştı hala kapkara bir tabloyu çare imiş gibi ,kirli Dünya saltanatını Müslümanlık imiş gibi satmanın gayret ve icraati içindesiniz.Evet ibadet on kısım dokuzu helal kazanmaktır.H.Şerif.Hiç ölmiyecekmiş gibi bu Dünya için yarın ölecekmiş gibi Ahiret için çalış der H.Şerifte dinimiz .Helal,namuslu,güzel Ahlaklı dengeli ,istikrarlı çalışkan ve cesur olduğunda ,İlahi Adalete uygun yaşadığında güldü İslam ümmeti ve Türk milleti bugün ise bu özelliklerle yaşamayı zolaştıran kafir ve zalimlerin kardeşliğini çare diye satan bir zihniyet hakim İslam dünyasında.Evet Hevanızı terk etmedikçe Adaletli olamazsınız der A.Kerime Uyanın gafil idareciler korkarımki sizin gibilerin yüzünden kıyamet erken kopacak.Kafir ve zalimlere yağcılıkla yanaşmayın yoksa ateş size dokunur.A.Kerime.Cumhuriyet dönemi ,laik düzen hırsızın,sarhoşun ve fiavun kafalıların cinni şeytanlarla beraber şekillendirdiği bir ruh yapısına sahip.
Bunun neresi İslam haramla,küfürle ,şirkin içinde yaşamak cehennemi bir hayattır,İslam değil.
Kimsenin ipi ile kuyuya inme belki ALLAH(cc) ve Resulü(asm) dan ziyade kimseye güvenme çünkü gerçek dost vefalı olan yalnız onlardır,senin hangi düşüncenin hangi fiilin insanı olduğunu yalnız onlar doğru söylerler gerisi seni ite köpeğe boğdurur yaptığı çirkefliğin üstündede saltanat sürer durur sen yanacağın kadar yan seni haksız yerde mahküm edenler cinni ve insi şeytanların isteklerini hayata geçirmekten başka hiçbir şey yaptığı yok işte bir suçsuz insanın öldürülmesi mahküm edilmesi alemi ne derece fitnelerle doldurduğunu Alemi İslam yaşadı insanlıkta gördü.Suçsuz bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir der.H.Şerif Evet ben suçsuz yere sağlığımda öldürüldüm hayatımın bütün artılarını inkar eden cinni ve insi kafir ruhlara bayram ettirdi maneviyatın yobazları.Alemi islamı cehenneme çeviren ve hayatımı zehir zindan edenler hangi yüzle Müslüman geçiniyorsunuz yetmiyor evliya veya müceddid sıfatına kendinizi layık görüyorsunuz, ben böyle söyleyince hala beni mahküm eden belki kendi cinayetlerini hala benden bilenler.Ben bu Dünyada müminin zindanını yaşadım sizin gibiler ALLAH(cc)lık makamına oturup şeytanlık yaparken.İman ile küfür,iman ile şirk İslam ile zülüm kardeş sizin Dünyanızda AKP zihniyeti sizler hala ingiliz Emperyalizminin Yahudi siyonizminin kuklalığını çare diye satan bir yandan islamdan bahsederken diğer yandan kafir ve zalimlere rahmet okumayı ihmal etmiyen görüntünüzle her biriniz gerçek münafık nasıl olmalıysa aynen onu oynuyorsunuz kendinize iyi laf yapabilen iyilikle kötülüğü karıştıran hitabeti tesirli dostlar bulmuşsunuz. Uyumaya devam edin ta ki kıyamet başınıza kopuncaya dek.Eğer bu günkü Dünyada samimi Müslümanlar masum yavrular ,güzelim bacılar bedel ödüyorsa sizin gibi iman ile küfrü kardeş gören sahtekarların imzası en baştaki imzadır hala utanmadan müslümanın kardeşliğinden dem vuruyorsunuz Müslüman olmak kim siz kim kirli paraların efendilerinin uşakları bedbaht ruhlar.Hiç bir AKP linin hatta hiçbir nurcunun gerçek mümin olduğuna inanmıyorum onlar ruhen insi ve cinni şeytanların kardeşi,PKKnın,yahudinin ,siyonistin ve kafirlerin kardeşi şeytan amellerini süslüyor onlar ise bayram havasında.İslamdan bahsetmeye sıra gelince kraldan ziyade kral her biri.Parçala yut ölçüsü zaman şahıs zamanı değil deyip nice güzel istidadları piçleştiren iflas ettiren nurculuğun işi ,Helal olandan nasibi olmayan şarlatan şeyhlerin işi,kudsi değerleri amaç değilde araç edinen AKP nin işi ,Emperyalizmim işi dahası hepsinin hocası şeytanın işi.Şeytanın piçleri olan insi ve cinni pisliklerin işi.
"Sabır, aydınlıktır."(326)
Musibetler yığılıp çıkmaza girdiği, zorluklar birbirini takip ettiği uzun müddet devam ettiği zaman ve durumlarda, müslümana nurunu yayıp, onu şaşkınlık ve umutsuzluktan koruyacak tek hidayet ve kurtuluş yolu, SABIR'dır.
Sabır, bir müslümanın dünya ve ahiretinde muhtaç olduğu bir fazilettir. Müslüman, amel ve arzularını sabır fazileti esasına göre ayarlamak mecburiyetindedir. Aksi takdirde şaşkına dönüşecektir. Müslümanın geç olsa bile sıkılmadan neticeleri beklemesi, akıllıca ve sağlam bir kalb ile zorluklara göğüs germesi vâcibtir. Müslüman sebat ve güven sahibi olmalı... Ufukta görülen bulutlardan (çok olsalar bile) korkmamalıdır... Çünkü aydınlık ufukların zuhur etmesi muhakkaktır. Böyle bir anı sükun ve inançla beklemek hikmet icabıdır. Allah (c.c.) insanların gelecek musibetlere hazırlık yapmaları, facialara mağlub ve zelil olmamaları için mutlak olarak imtihan edileceklerini beyan etmiştir.
"And olsun ki, savaşla sizi imtihana sokacağız... Ta ki içinizden sabır gösterenleri meydana çıkaralım ve haberlerinizi imtihan meydanlarına örnek yapalım." (327) Şairin şu sözü de bu meyandadır: "Karanlık geceler basmadan durumu öğrendik. Karanlık bizleri basınca da bildiklerimizden başka birşey olmadı..."
Şüphesiz ki hâdiseleri basiret ve tam bir hazırlık içinde karşılamak insana daha layık ve işlerin sağlam olmasına daha yakındır. Allah (c.c.) şöyle buyurur: "Eğer katlanır, sakınırsanız, işte bu hadiselere karşı (gösterilmiş) bir azmü metanettir"(328).
Sabır İki Önemli Hakikate Dayanır:
BÎRİNCÎ HAKİKAT: Dünya hayatının tabiatına taalluk eder. Allah (c.c.) dünyayı mükafat ve istikrar sahası kılmamıştır. Bilakis onu imtihan, deneme ve insanın bir imtihandan çıkış diğerine girmek suretiyle ardı kesilmeyen tecrübeleri elde ettiği bir dönem kılmıştır. Böyle durumlar birbirinden değişiktir. Yani, insan bazen, demirin önce ateşte eritilip sonra da suyun içine atıldığı gibi, biri diğerine ters iki durumla imtihana tabi tutulabilir.
Süleyman (a.s.) dünyanın çok büyük imkanlarına sahip olunca durumuna vakıf olup şöyle demişti:
"Bu dedi Rabbimin fazl'u lütfundandır. Şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim? Beni imtihan ettiği içindir bu. Kim şükrederse kendi faidesinedir. Kim de nankörlük ederse, şüphe yok ki, Rabbim müstağnidir. Hakkıyla kerem sahibidir."(329)
Kederlerle mübtelâ olmanın bilinmeyen birçok sebebi vardır. Şunu bilmemizde fayda vardır ki, insanların hayattaki durumları, savaşa hazır bir ordunun durumuna benzer. Bu ordunun içinde bazı askerler arkadaşlarını kurtarmak için ölüm dahil her şeyi göze almışlardır. Bu da ancak komutanlığın uygun göreceği bir şekilde yapılacak bir harekâtla mümkün olacaktır. İşte böyle bir harekâtta bir askerin değişik düşünmesine ehemmiyet verilmez. Aynı zaman da böyle önemli bir durum sadece bir ferdin durum ve takdiriyle de halledilmez. Bunun gibi bazı durumlarda takdirî ilâhî bazı insanların ölümüne de sebebiyet verebilir. Böyle durumda kişiye yaraşan sabır ve teslimiyetle bu zor imtihanı karşılamasıdır. Madem ki hayat imtihandan ibarettir, öyleyse onu kazanmak için tüm imkan ve cehdimizi seferber etmeliyiz.
Hayat imtihanı yazılı veya sözlü olarak verilecek tipte değildir. Bu imtihan, elemler, nefsi kaplayan ve onu korku ve zorluklarla başıbaş bırakan ızdıraplardan ibarettir. Bu elemler dünyayı köpeklerin karnında kokuşturacak kadar çeşitli ve acayib şeylerdir. Bunlar bazen eşleri aç ve çıplak olarak sırtüstü yatırır. Bunlar, bazı insanların ulûhiyyette bulunmalarına sebep olacak, başkalarının da gasbedilmiş haklarını savunmaya sevk edecek dâvalardır. Hayat tarihi, başlangıçtan bugüne dek üzücü hadiselere sahne olmaktadır.
İnsan, hayattaki hedefine ulaşmak istediğinde, yolunun diken ve zorluklarla kaplı olacağını da unutmamalıdır.
İKİNCİ HAKİKAT: İman tabiatına taalluk eder. îman, kişi ile Rabbi arasında bir bağdır. İnsanlar arasındaki samimiyet bağları sadece bu samimiyeti ifade etmekte olmayıp zamanın geçmesi, bazı hayat tecrübeleri ve hadiselerin de samimiyeti doğrulaması gerektiği gibi imanın durumunu da doğrulayacak şahitler gerekir.
Sağlam iman ile zayıf imanın birbirinden ayrılması, kişinin başından bu durumu birbirinden ayıracak imtihan tablolarının geçmesiyle mümkündür. Allah (c.c.) şöyle buyurur:"O, insanlar sandılar mı ki 'iman ettik' demeleriyle bırakılacaklar da imtihana çekilmeyecekler? Doğrusu biz onlardan evvelkileri de denedik. Allah sâdık olanları da muhakkak bilecek, yalancı olanları da..." (el-Ankebut 3-4).
Şüphesiz ki Allah (c.c.) ilmi işlerin hem zahirini hem de batınını ihata eder. Binaenaleyh bu imtihan, Allah(c.c.)'ın evvelâhir her şeyi ihata eden ilmine herhangi bir yenilik getirmeyecektir. Ancak insan Allah'ın indinde malum şeylerden sorulmayacak, bilakis o sadece yaptıklarından hesaba çekilecektir. Madem ki bazı günahkârlar yapmış oldukları suçlan inkara kalkışacaklardır. Öyleyse bunların yaptıklarını vücud ve uzuvlarının söyleyip şahitlik edecekleri bir imtihan gereklidir. Allah (c.c.) şöyle buyurur:
"Hele müşriklerin hepsini kıyamet gününde toplayıp onlara "Hani nerede Allah'a eş sayarak o takılmış olduğunuz ortaklarınız" deriz. Sonra kurtuluş için özürleri olmayıp sadece şöyle diyeceklerdir: "Rabbimiz olan Allah'a yemin ederiz ki biz müşriklerden değiliz. "Bir de bak ki vicdanlarına karşı nasıl yalan uydururlar. Allah'a ortak koştukları putları da kendileri de nasıl kayboldu?"( el-En'am: 22-24)
Bunların hesabı sadece Allah (c.c.)'ın bilmesiyle nasıl görülebilir? Adil bir ceza, ancak onlar veya başkalarının yaptıkları kötü ve bozuk durumlarını ispat edecek amellerle mümkündür.
İşte sabır bu iki hakikat üzerine bina edilir. Bu iki hakikattan dolayı da din insanları sorumlu tutar. Ancak hakikatları bilmemezlikten gelmek, meydana gelen zorluklar karşısında dehşete düşmek, duçar olduğu ızdıraplara usanmak insanlık fıtratındandır. Sabır gösteremediği hususlar insanları telaşa düşürüp yutulmayacak şekilde tatsız bırakır. İnsanın başına zor bir durum gelip, çetin bir olay veya musibetle karşı karşıya kaldığında, bütün genişliğine rağmen, yeryüzü ona dar gelmeye, tüm zaman ona yetersiz görünmeye başlar.
İnsan, bu halinden hemen kurtulmaya çalışır. Fakat böyle bir durumdan zor kurtulabilir. Çünkü böyle bir çırpınış din ve yaratılışa aykırı düşer. Müslümana yaraşan, nefsini uzun müddet sabırla beklemeye alıştırmasıdır:
"İnsanda acelecilik yaratıldı. Yakında size azaba dair alametlerimi göstereceğim. Şimdi siz acele etmeyin."(330)
Bir hadiste şöyle denilmiş: "Kim sabır göstermeye çalışırsa Allah (c.c.) ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı bir şey verilmemiştir.''(331)
Sabır, kemâl ve yücelik alâmeti ve nefsin etrafa hakim olma hususlarını belirlediği için (çok sabreden manasına gelen) es-Sabûr kelimesi Allah (c.c.)'ın esma-i hüsna'sından sayılmıştır. Allah (c.c.) insanlar suç işleme hususunda acelede bulunsalar bile ceza vermede acele göstermeyip mühlet gösterir. O (c.c.), kısa ömür, çılgın arzu ve duygular yerine asırlar boyu ve geniş zaman müddetince amellerin işlenmesini takdir etmiştir.
"Bir de senden acele edip azap istiyorlar? Elbette Allah (c.c.) va'dindan caymaz. Bununla beraber Rabbının katında bir gün sizin sayacaklarınızdan bir sene gibidir. (332)
Sabır, erkeklik ve yüce kahramanlık unsurlarındandır. Hayatın ağır yüklerini cılız insanlar kaldıramaz, İnsanın ağır bir yükü olunca onu kaldırmak için çocuk, hasta ve zayıfları çağırmayıp, sağlam bilek ve geniş omuzlu insanları çağırması gibi, hayatın büyük risaletini bir durumdan diğerine aktarmak da ancak yiğit ve sabırlı kahramanlarla mümkün olabilecektir.
Bundan dolayıdır ki büyük liderlerin dünyada çektikleri musibet ve belalar yaptıkları işlere sahip bulundukları kabiliyetlerle orantılıdır.
Resulullah (s.a.v.)'a insanlardan en şiddetli belalara duçar olanların kimler olduğu sorulunca şöyle buyurmuştur:
"Onlar Peygamberlerdir. Onlardan sonra en şerefli insanlar gelir, insanlar, dinlerinin (kuvveti) nisbetinde musibetlere duçar olurlar. Kimin dini güçlü olursa musibetleri de çoğalır. Kimin de dini zayıf olursa musibetleri de o nisbette az olur. Mümin, günahları hiç kalmayıncaya dek musibetlere duçar olur."(333)
İnsanların, musîbet, gayret ve büyük kederlerdeki farklı oluşları bu hususlara karşı dayanma güçlerinin farklı oluşlarından kaynaklanmaktadır.Yinede bakara süresinde bizden öncekilere yüklediğin gibi bizde ağır yükler yükleme ya Rabbi diye dualar etmeliyiz. Hafif yük, olacakki çocuklar da muvaffak olabilir. Fakat meşgaleli hayat vazife sorumluluğunun meşakkatli hayat mücadelesi, gayret göstermenin acı hususları ise, hayatta yapıcı ve çalışkan insanların işidir.
Evinde oturana sokağın tozu bulaşmaz. Firâr-î askere silah ilişmez ve onu savaş korkutmaz. Fakat hayat mücadelesinde yer alıp zorluklarına katlananlara ise bu mücadelenin sıkıntı, zehiri yaralı, eziyet ve bıkkınlığı ulaşır. Bunun içindir ki islam, dünya sıkıntılarına katlananları şerefli kılmış, yorulanları keder ve üzüntülerini düşünecek biçimde okşamıştır:
"Mü'minin benzeri taze başaktır. Rüzgar bazen onu eğer bazen de düzeltir. Sonuna kadar bu böyle devam eder. Kafirin benzeri de köküyle yere dayanan selvi ağacıdır. Ona bir-şey isabet edip zorladığı zaman defasında yerinden sökülür." (334)
Hayatın kötü akışını değiştirmekle uğraşan mü'mini büyük problemler beklemektedir. Hayattan kaçan aciz insana ne isabet edebilir ki? Bunların sırrını Resulullah (s.a.v.)'ın şu hadisleri çözer:
"Allah (c.c.) kimin hayrını dilerse başına musibetler yağdırır."(335)
"Allah (c.c.) bir kavmi sevdi mi belalara mübtelâ kılar. Kim buna rıza gösterirse Allah (c.c.)'ın rızasına nail olur. Kim de rıza göstermezse Allah (c.c.)'in rızasına nail olmaz."(336) Dünya zorluklarıyla güreşen bu zorluklardan uzak ve aciz olarak oturandan derece bakımından daha yüksektir ki böyle biri ne bir problemden korkar ne de bir problem ondan... Allah'ın (c.c.) gayret ve sabır gösterenlere yazdığı sevap kendini ibadetlere veren kişilere yazdığı sevaptan daha çoktur. "Rahatı yerinde olanlar kıyamet gününde musibetzedelere verilecek ecri gördüklerinde vücutlarının makaslarla parça parça edilmesini arzulayacaklardır."(337)
İşin garip tarafı da şudur ki bazıları "Şerefli insanların meziyetleridirler" gerekçesiyle İslam'ın elem, hastalık ve ağrıları takdis ettiğini zannederler. Bu ise fahiş bir hatadır. Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor: "Resulullah (s.a.v.) iki oğlunun omuzlarına asılarak yürüyen bir yaşlıyı görünce: "Buna ne oldu? buyurdu. " O, yürümeyi nezretti" dediklerinde Resulullah (s.a.v.) "Allah (c.c.) bu (yanlışın) nefsine azab etmesine muhtaç değildir" buyurup bir hayvana binmesini emretti."(338) İbni Abbas'tan rivayet edilmiştir: Ukbe'nin kız kardeşi yürüyerek hacca gitmeyi nezretmişti. Ukbe (r.a.) Resulullah'a (s.a.v.) onun güç getiremiyeceğini bildirdi. Resulullah: "Allah (c.c.) senin kız kardeşinin yürümesinden müstağnidir. Binaenaleyh o bir hayvana binsin ve keffaret olarak da bir deve versin buyurdu." (339) Allah (c.c.) şöyle buyurmuş: "Eğer siz Allah'ın (c.c.) nimetine şükreder ve iman ederseniz, Allah (c.c.) size niye azab etsin?"(340)
İslâm musibetzedelerin dehşete düşmemelerini ve sağlam akidelerini hoş karşılar. O, insanların basma gelen musibet ve karşılaştıkları sıkıntılara kuvvet ve teslimiyetle aşılması gereken bir imtihan gözüyle bakar. Bu imtihana gevşeklik ve kaderine küsme gibi bir durumla bakmak lazım. Rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) hasta bir hanımı ziyaret ederken, onu hastalığa lanet okuyup sıtmaya söver buldu. Onun bu halini beğenmeyip şöyle buyurdu: "Sıtma körüğün demirin pasını temizlediği gibi Ademoğlunun günahlarını temizler."(341) Bunun manası hastalık mikroplarını toplayıp sevdiklerimize hediye etmek midir? Evet maalesef bazı maksatlı insanlar böyle anlamak isterler. Delilik de maharet ister ya... insanın bazen savaşın başlarında sırtı yere gelebilir. Zorluklar onu birçok sıkıntıyla karşı karşıya bırakabilir. Fakat mü'min zor durumlara duçar olunca Allah'a (c.c.) olan imanında sarsılmayıp ak yüzle kaldığı müddetçe Allah'ın rızasına daha fazla yaklaşacaktır, insanın başına gelen musibetleri Allah'ın kendisini unuttuğuna ve rahmetinden uzaklaştırdığına işaret sayması saçmadır.
Fakat maalesef Müslümanların gerileyiş ve çöküş asırlarında böyle bir düşünce revaç görmüştü. Bundan önce hayatî güçlüklerin yükselme ve gerileme durumlarında bile insanlığın tabiatıyla beraber bulunduğunu söylemişti. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurur: "Fazilet sahibinin oğlu, fazilet sahibi, oğlu fazilet sahibi, İbrahim'in oğlu İshak'ın oğlu, Yakub'un oğlu Yusuf"dur".
Yusuf (a.s.) peygamberler kucağında terbiye görmüş, köklü bir ağacın meyvesidir. Allah (c.c.) onu risaletine ehil gördü. Sen bu şerefli insana bir bak. O, nasıl hayatının ilk devresini bir sıkıntıdan diğerine duçar olmak suretiyle geçirmişti. O, çocuk iken annesini kaybetti. Sonra kardeşleri ona çeşitli dolaplar döndürerek babasının kucağından aldıktan sonra kendişinden habersiz bırakılması için kuyuya attılar. Kervan onu köle olarak ve değersiz bir kap dirheme satabilmek içinköleler pazarına götürdü. Onu oradan Mısır hükümdarı satın aldı. Gider gitmez iftiracı kadının komplolarına maruz kaldı. Bu kadar iffet ve namusuna rağmen kötülük peşinde olmak-ile itham edildi. Bu iftiradan kurtulmasına rağmen birkaç gün veya ay değil, evet, yıllarca zindanda kaldı. Yusuf (a.s.) yerinde bir başkası musibetli geçmişine bakıp düşünseydi, yer ve gök ona dar gelip huzursuz olurdu. Ancak Yûsuf-i Sıddık (a.s.) zindanın duvarları arasında Allah'tan (c.c.) cahil ve habersiz olanlara Allah'ı (c.c.) tanıtıyor ve islam'a davet ediyordu.
"Ey Benim zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı birçok ilahlar mı hayırlıdır, yoksa herşeye hakim ve galip olan Allah mı? Sizin Allah'tan başka taptıklarınız bir takım isimlerden ibaret putlardır ki o isimleri siz ve atalarınız uydurmuşsunuzdur. Allah bunlara hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm ancak Allah'ın (c.c.)'dır. Ve o, yalnız kendisine ibadet etmemizi emretmiştir, İşte doğru ve gerçek din budur. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler."(342) Bu, başlarına bir musibet geldiğinde dünyalarından olup fakat dinlerinden olmayan, fazilet sahibi insanların şanıdır. Sen dünya metaını almak, yoksulluğu yenmek için çırpınan bir şairin nefsini ne kadar büyüttüğünü görürsün ki o, kaderleriyle iftihar ederek şöyle der: "Bu zamanda insanların en iyileri (musibetlere) hedeftirler, fetânet'ten en uzak olanları ise gam ve kederden beridirler". Bizim, peygamberler, sıddıklar, şehidler ve iyi insanlar hayatında, gördüklerimiz ise yüksek rütbe ve derecelerin, ağır yük ve zorlukları yenmeye bağlı olduğunu tenkidle tasdik ediyordu. Resulullah'dan (s.a.v.) şu rivayet edilmiş. "Kul kendine yazılan rütbeye erişmeyince Allah (c.c.) onu malı, bedeni ve çocukları alanında musibetlere duçar kılar. O da buna sabrederse Allah da (c.c.) ona yazdığı rütbeyi verir."(343)
Bu, musibetlerin çokluğunun kişinin hayır ve yüceliğine delalet ettiğini gösterir. Çoğu kere musibetler, mü'minlere nefislerinin arzuladığı dünya metaına aldanmayıp bağlanmamaları için (manevi) temizliktir. Nice zararlar sonradan fayda olur. Nice nimetler de rahmet ve mihnetler dönüşür.
Teslimiyet, sabır ve neticeleri temenni ile beklemek, kâinatın ilahi kanunları ve daimî nizamıyla ittifak halinde olan hususlardır. Sadece tohum saçmakla aynı saat filiz bitmez. Hasad da elde edilmez. Hasad'ın toplanabilmesi için tohumun aylarca toprakta beklemesi gerek. Anne karnındaki cenin de öyledir. Organlarının olgunlaşması için birkaç ay beklemesi gerekmektedir. Allah (c.c.) Kur'an'da kainatı 6 günde yarattığını haber vermektedir. Oysa Allah (c.c.) bunu bir lahza veya daha kısa bir zamanda yaratabilirdi. Gece ve gündüzün birbirini takip etmesi insanların ömür kat'etmeleri, yaşayışlarını tanzim etmeleri bedenlerinin onun sakin iklimine alışıp olgunlaşması, tüm bunlardan sonra da yaratıcılarına dönüş yapmaları içindir. "İlkin sizi o yarattığı gibi yine ona döneceksiniz. Allah bir kısmına hidayet verdi ve bir kısmına da sapıklık inip yerleşti" (344)
Zaman, kainatta olup biten tüm hareket ve duruşlar için bir zarftır. Onunla karşılıklı sabırlaşmazlık telaşın alevlerine tutuşur, kâinatın takdir edilmiş nizamından da hiçbir şey değiştirmeyiz.
Sabır çeşitlidir:
1. Taat üzerine sabır göstermek,
2. Günah işlememede sabır göstermek,
3. Musibetlere karşı sabır göstermek.
Taat üzerine sabır göstermenin esası şudur: İslam'ın lüzumlu rükünlerinin ikame ve devam edebilmeleri, gayret gösterip tahammül etmeye dayanmaktadır. Mesela namaz günde beş defa tekrarlanan bir farzdır. Allah (c.c.) onun hakkında şöyle der: "Ehline namazı emret kendin de ona sebat ile devam eyle."(345) "Hem sabır ile hem de namazla Allah'tan yardım isteyin. Gerçi bu elbette büyük çetin bir şeydir. Ancak Allah'a karşı yüksek saygı gösterenlere öyle değil."(346)
Müminlerle iyi geçinmek, muhabbeti devam ettirmek, hatalarına göz yummak hususları da güzel sabır ile elde edilebilen meselelerdir. "Sabah ve akşam Allah'ın rızasını isteyerek Rablarına dua eden kimselerle beraber nefsini sabırlı tut."(347) Sabrı tavsiye hakkı tavsiyeye eştir. Allah (c.c.) insanlık saadetinin bu ikisine bağlı hususuna kasem etmiştir. "Asra andolsun muhakkak insan büyük bir hüsran içerisindedir. İman edip iyi amel işleyenlerle, hakkı ve sabrı birbirine tavsiye edenler müstesna." (348)
Günah işlememe hususunda sabır göstermek:
İnsanların hayatta karşılaştıkları ve şeytanın insanlara süslediği kötülüklerden yüz çevirmek bu çeşit sabrın esas unsurudur. Resul-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Cennet zor işlerle, cehennem de nefsin arzuladığı şehevi arzularla süslenmiştir"(Buharı).
Zorluklara katlanabilmek, şehevî arzulardan yüz çevirmek ancak sabırla mümkündür. Bu sabır kuvvetli inanç ve Allah'ın (c.c.) rızasına yönelmenin bir eseridir. O, mü'mini dünya çirkefliğinden ve günahlara karışmaktan koruyan iffetin ruhudur.
"Ey Rabbimiz! Üstümüze sabır yağdır. Bizi müslümanlar olarak öldür."(el-A'raf, 126)
Mü'minin nefsine, malına, ailesine ve evine gelen musibetlere tahammül etmesi bu nev'i sabırdandır. Böyle hadisler, her zaman için olabilen ve hayattan ayrılmayan normal durumlardır. Bu musibet selinde isabet almayan birine mutlaka onun sıyrıntıları bulaşır.
Bununla beraber mü'min musibet esnasında Allah'a (c.c.) yalvarır. Ondan himaye taleb ederse hâdiselerin hızı ahnır ve bedenine yapacağı tahribat azalır. Çoğu kez güçlü inanç, zorlukları ameliyat esnasında, ilaçlarla hastanın ağrılarının giderildiği şekilde giderir. Mü'mine hâdiseler esnasında dini zayıflayıp zorluklar karşısında inancı sarsılmadığı müddetçe, Allah'ın (c.c.) yardımı gelir. "Andolsun sizi biraz korku biraz açlık biraz da mallardan canlardan ve mahsullerden yana eksiltme ile imtihan edeceğiz. Sabredenlere (keremini) müjdele ki onlar kendilerine bir bela geldiği zaman "Biz (dünyada) Allah'ın teslim olmuş kullarıyız ve biz ahirette de ancak ona dönücüleriz diyenlerdir. Rablerinden mağfiret ve rahmet hep onların üzerinedir. Ve onlar doğru yola erdirilenlerin ta kendilerdir."(349) Ümm-i Âlâ ki o Resulullah'a bey'at edenlerdendir, anlatıyor: Hasta olduğum bir zamanda Resulullah (s.a.v.) beni çağırıp şöyle buyurdu:
"Ya ümmi Âlâ! Sana müjdeler olsun ki, Allah (c.c.) ateş, gümüş ve demirin kirini nasıl gideriyorsa, öylece hastalık mü 'minin günahlarını giderir. (350) Bir diğer hadiste de şöyle denilmiştir:
"Allah (c.c.) bir mü'minin iki gözünü aldığında oda sabır gösterip ecrini Allah'tan (c.c.) beklerse Allah (c.c.) ona cenneti vermekten başka bir şeyle razı olmaz"(351)
Şu hususu da unutmayalım ki, pay ve irtibat iddia ettiğimiz her hak da Allah'ın irtibat ve hakkı bizim kimimizden daha çok ve daha sıkıdır.
Kişiye, çocuğundan daha yakın neyi var ki? insana en kıymetli şey çocuğudur. Çocuğu kendi bedeninden gelmiş onun kucağında büyümüş kendinden sonra da namını sürdürecek, yine odur. O, cesedinin bir parçasıdır. Bu çocuk öldüğünde sabırsız baba, çocuğum diye diye feryat koparır. Fakat bu feryatlardan önce Hakk'ın nidası, bizlerin şöyle demesini gerekli kılar...
Baba, çocuğunu kaybetti ise de her şeyin sahibi olan Allah (c.c.) kulunu yanına götürmeyi irad etmiştir. Bu gözleri hayata açıp aynı zaman da onları hayata kapayan da onun ta kendisidir. Bu bedeni çeşitli nimetleri ile olgunlaştıran zat, onun esas barınağı olan toprağa iade etmiştir. Baba "çocuğum" dediğinde yaratan da o "kulumdur" der. Benim hakkım herkesten önce ve herkesten çoktur" der. Kasım b. Muhammed şöyle dedi "Hanımım vefat edince Muhammed b. Ka'b taziyeme gelip şöyle dedi: "İsrailoğullarından, âlim âbid, çalışkan ve fakîh olan adamın çok sevdiği hanımı vefat edince ona çok üzülmüş, öyle ki evine girip kapıyı üstüne kilitlemiş ve kimsenin yanıma gelmesini de önlemiştir. Bu durumu anlayan bir hanım gelip kapıcısına şöyle demiş: Mutlaka onunla görüşmem gerek, ona soracaklarım var. Binaenaleyh mutlaka onunla konuşacağım. Ve kapıda bekledi. Kapıcı onun durumunu alime bildirince kendisine izin verildi. Kadın, abide senden birşey sormak isterim dedi. Âbid: Neymiş o? kadın: Ben komşum olan bir kadından bir süs eşyası aldım. Bir süre onu taktıktan sonra benden geri vermemi istiyor. Binaenaleyh ona geri vereyim mi? Âbid: Vallahi evet, deyince kadın: Ama yanımda epey zaman bekledi. Âbid: Bu durum ona geri vermeni daha fazla gerektirmektedir. Kadın: Allah (c.c.) seni affetsin. Sen Allah'ın (c.c.) uzun zaman sana verdiği ve senden daha fazla hakkı bulunduğu bir emaneti geri almasına üzülür müsün? dedi. Âbid, bu hanımın irşadından istifade ederek içinde bulunduğu hatalı durumu terketti." (352)
Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’inde “İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece iman ettik demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sanıyorlar?” (Ankebut, 2) ayetiyle bizleri uyarıyor. İmtihanın şeklini ise, tıpkı geçmiş ümmetleri “bazen nimetlerle, bazen musibetlerle imtihana çektiği” (Araf, 168) gibi, “Sizi bir imtihan olarak iyilikle de kötülükle de deneyeceğiz.” (Enbiya, 35) buyurarak haber veriyor. Şu halde hepimiz dünya yolculuğumuzda az veya çok, nimetle de külfetle de karşılaşacağız. Bu yolculuğun sonunda felaha ulaşmamız, karşılaştığımız genişlik veya darlığın yürüyüşümüze engel olup olmamasıyla ilgili. Her halükârda dik durup istikamet üzere yol almak ise ancak imanla, ama amel halinde tezahür eden kâmil bir imanla mümkün. İmanın hayat içindeki görünümüne, darlık zamanında ise “sabır”, bolluk zamanında ise “şükür” diyoruz.
Ashabıyla sükut halinde otururlarken Rasul-i Ekrem s.a.v.’in mübarek simalarında bir tebessüm beliriverir bir defasında. Sahabenin soran bakışlarını fark edince şöyle buyurur Efendimiz:
“Müminin durumu ne kadar şaşırtıcıdır! Zira her işi onun için bir hayırdır. Üstelik bu başkasına değil, sadece mümine has bir durumdur. Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder; bu hayırdır. Hoşlanmadığı bir zarar gelse sabreder; bu da onun için hayır olur.”
Sabır ve şükür, müminin şiarı olan iki haldir demek ki. Yahut yine bir hadis-i şerifte buyurulduğu gibi, “Sabır ve şükür, imanın iki yarısıdır.” İman edenlere özgü bu iki halin hem “hayır” diye nitelenmesi hem de Efendimiz s.a.v.’i tebessüm ettirecek kadar sevindirmesi, müminin bunlarla felah bulacağına, ebedî saadete erişeceğine işaret olmalıdır. Öyleyse sabır ve şükür mümini cennete vardıran iki kanat gibidir. Bu iki kanat, iman edenleri dünya hayatında da “aşağıların aşağısı”ndan kurtarıp yükseklerde tutarak, onların izzetini muhafazaya vesiledir.
Peki, mümin sabır ve şükürle nasıl kanatlanacaktır? Bu mazhariyet neden sadece mümine özgüdür? Yükseklerde pervaz vurabilmek, cennete doğru uçabilmek için bu bir çift kanat nerede, nasıl çırpılacaktır?
Dünya imtihan dünyası
İman dil ile ikrardan, sadece bir söylemden ibaret değil. Kalp ile tasdik edilmesi ve bu tasdikin davranışlarımızı belirlemesi, hayatımıza yön vermesi gerekiyor. Hepimiz bir imtihandan geçiriliyoruz dünya hayatında. Bazen yoklukla, bazen varlıkla sınanıyoruz. Bugün varlık içinde yaşayanların yarın fakr u zaruret içine düşmeyeceğinin garantisi yok. Bolluk ve rahatlıkta şımarıp kulluğumuzu unutuyor, darlık ve sıkıntıda ümitsizliğe kapılıyorsak, biz müslümanız, iman edenlerdeniz demek bir anlam taşımıyor.
Bu nedenle Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’inde “İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece iman ettik demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sanıyorlar?” (Ankebut, 2) ayetiyle bizleri uyarıyor. İmtihanın şeklini ise, tıpkı geçmiş ümmetleri “bazen nimetlerle, bazen musibetlerle imtihana çektiği” (Araf, 168) gibi, “Sizi bir imtihan olarak iyilikle de kötülükle de deneyeceğiz.” (Enbiya, 35) buyurarak haber veriyor.
Şu halde hepimiz dünya yolculuğumuzda az veya çok, nimetle de külfetle de karşılaşacağız. Bu yolculuğun sonunda felaha ulaşmamız, karşılaştığımız genişlik veya darlığın yürüyüşümüze engel olup olmamasıyla ilgili. Her halükârda dik durup istikamet üzere yol almak ise ancak imanla, ama amel halinde tezahür eden kâmil bir imanla mümkün. İmanın hayat içindeki görünümüne, darlık zamanında ise “sabır”, bolluk zamanında ise “şükür” diyoruz. Bunun için hadis-i şeriflerde sabır ve şükrün sadece müminlere mahsus iki hal olduğu yahut sabır ile şükrün imanın varlığına delil teşkil ettiği ifade buyuruluyor.
Önce iman
Sabır ve şükür, tıpkı iki kanat gibi karşıt taraflarda mümine destek olduğu için zahiren farklı görünse de aslında birdir. İkisi de imanın, yani Allah’ın varlığını ve birliğini idrakin tezahürüdür. Çoğu zaman iç içedirler. Sabırda şükür, şükürde sabır vardır. Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette olaylardan ibret alıp hakikati görebilme imkanı olarak sabır ve şükür birlikte anılır. Hz. Peygamber s.a.v., “Yemek yiyip şükreden, oruç tutup sabreden gibidir.” buyurmuştur. Hz. Ömer r.a.’ın da, “Sabır ile şükür iki binek olsa, hangisine binersem bineyim aldırmam; ikisi de aynı derecede makbulümdür.” dediği rivayet edilir. Gerçi Hz. Ömer r.a.’ın sözünde sabır veya şükrü gerektiren haller arasında fark görülmediği anlamı da vardır ve bu yaklaşım “Kahrın da hoş, lütfun da hoş” dedirten yüksek bir mertebeye nailiyetin işaretidir ama sonuçta o mertebe de imanın mükafatıdır.
Sabır ve şükrün “bir”liği mademki ikisinin de “iman”dan kaynaklanması hasebiyledir, sabreden ve şükreden bir kul olabilmek için kâmil bir imanın varlığını zaruri kılar. Bu durum, sabır ve şükür hususunda acz gösterenlerden isek, öncelikle imanımızı sağlamlaştırmamız gerektiğini söyler bize. Böyle bir hakikati hep hatırda tutmak kaydıyla biz yine sabır ve şükrü ayrı ayrı ele almaya çalışalım.
Sabır nedir?
Sabır, çoğu kimsenin zannettiği gibi bir eylemsizlik, tepkisizlik, edilgenlik yahut acizlik hali değildir. Bir direniştir, kararlılıktır, dik durma çabasıdır, sürekli bir mücahededir. Yiğitliği gerektirir. Maruz kalınan türlü zorluklara, şeytanın, dünyanın, nefsin yönlendirmelerine karşı dinin; dinin muhayyer bıraktığı durumlarda ise akl-ı selimin ölçülerini korumak için gösterilen gayrettir sabır. Bu gayret, karşılaşılan zorluğun niteliğine göre bazen kararlılık ve sebat, bazen tahammül yahut katlanma, bazen de sakınma veya kendini dizginleme şeklinde olur. Aynı sebepledir ki kaynaklarımızda sabır, “itaat ve ibadete sabır”, “musibete sabır”, “masiyete sabır” diye üç başlık altında anlatılır. Fakat bütün sabır çeşitlerinde ortak zemin, “şartlar ne olursa olsun, dinin ölçülerinde ısrar ve kulluk edebini muhafaza”dır.
Kalbî bir eylem olan sabır, birtakım davranışlar halinde dışa vurulur ve bazen zahire yansıyan bu davranışlarla da tarif edilir. Feryat ve şikayetten kaçınmak, paniğe kapılmamak, tedirginlikten, acelecilikten, hırçınlık ve huysuzluktan uzak olmak, ümit ve cesaretini kaybetmemek, yumuşaklık ile, teenni ile sükûnetini korumak, istikametini bozmamak sabrın tezahürlerindendir.
Bu davranışlar insanın iradesi dışında bir mecburiyetin, gönülsüz bir direnişin, sabırlı görünme çabasının eseri de olabilir. Buna “zoraki sabır” anlamına “tasabbur” denir. Sabra alıştırması sebebiyle reddedilmemekle birlikte, asıl sabır “sabr-ı cemil”, yani “güzel sabır” denilen gönüllü sabırdır. Sabr-ı cemil, kalbî bir tasdik ve itminanın eseri olduğundan sahibine huzursuzluk vermez.
Sabr-ı cemil
Güzel sabırda mümin için sayısız hayırlar vardır. O hayırlardan bir kısmı Kur’an-ı Kerim’de zikredilir. Mesela sabır “felaha ermenin şartı”dır (Âl-i İmran, 200). “Mağfiret, rahmet ve hidayet”e vesiledir (Bakara, 157). Sabredenlere “hesapsız mükafat” vaat edilmiştir (Zümer, 10). Ve Bakara suresinin 153. ayetinde buyurulduğu gibi “Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.” Öyle olduğu içindir ki sabır, Cenab-ı Hakk’ın yardımını celp eder. Zaferler ancak O’nun yardımıyla kazanılabildiği için de “Sabrın sonu zaferdir.” yahut “Sabrın sonu selamettir.” denilmiştir.
Güzel sabır, müminin olgunluğuna da işarettir. Onu bu dünyada da aziz eyler. Sabırsızlık bir çeşit çocukluktur çünkü. Nitekim çoğu insan, çocukken elinden alınan basit bir oyuncaktan dolayı ağlayıp sızlayarak kıyametler kopardığını hatırlar da bunu çocukluğuna verip güler. Artık büyüyüp olgunlaştığını düşünmektedir. Fakat kendisi farkında olmasa dahi hâlâ oyuncağı elinden alındığında ağlayıp sızlamayı sürdürmektedir. Böylelerine “çocukluk” yaptığını fark ettirmeyen şey, elinden alınanların “oyuncak” olmadığına inanmasıdır. Büyümüşlerdir ama dünya hayatının “bir oyun ve eğlence” olduğunu, sonunda ahirete uyanacağımız bir rüya gördüklerini anlayamamışlardır.
İbadet ve taatte sabır
Allah’a kulluk etmekle, bu kulluğun ve bize verilen nimetlere şükrün gereği olarak birtakım ibadetleri, belirli vazifeleri yapmakla mükellefiz. Taat ve ibadetteki süreklilik ile bunların erkânına riayet sabır gerektirir. Halbuki nefsin tabiatında Allah’a kulluğumuzu unutturan benlik vardır, ibadetler karşısında tembelliği ve rahatlığı tercih vardır. Mesela insanı ya namazdan uzaklaştırır ya da namazı aceleyle, zorlanarak, adeta bir engeli bir an evvel “aradan çıkarmak” duygusuyla kıldırır. Nefs, hazza odaklıdır; açlığa ve susuzluğa, kalbi haz veren kötülüklerden koruyup oruç tutmaya yanaşmaz. Nefsin tabiatında cimrilik vardır; zekât vermemek, tasadduk etmemek, hacca gitmemek, cihattan kaçmak için bin türlü bahane üretir. Farz olan ilimleri öğrenmek ve öğrendikleriyle amel etmek, rızkını çalışarak helalinden aramak işine gelmez.
İşte nefsin taat ve ibadetimizi engelleyen bu tasallutu karşısında sabır şarttır. Bunun için ibadetlerde niyetin sahih olmasına, gösterişten uzak durmaya, usul ve erkânına harfiyen riayete, acele etmemeye özen gösterilmeli, bu hususlarda ısrarcı olunmalıdır. İbadetleri edadan sonra da yapılan ameli boşa çıkaracak davranışlardan, mesela bu vesileyle kendini beğenmekten, övünmekten, yalan söylemekten, haksızlıktan… uzak durulmalıdır.
Özellikle dinin emrettiklerini yapmak için gösterilecek sabırdaki samimiyet ve ısrar, bir müddet sonra Allah’ın yardımıyla o sabrı külfet olmaktan çıkarıp zevke dönüştürerek kolaylaştıracaktır. İbadetlerde sabır, sabrı kazanmanın, alışkanlık haline getirmenin en pratik yöntemidir aynı zamanda.
Ancak sabredip hayır kazanacağım diye bir kimsenin kendi bedenine zarar verecek yahut aile fertlerinin meşru haklarını ihlal edecek derecede yemeyi, içmeyi bırakmasına, nafile ibadetleri çoğaltmasına cevaz yoktur.
Musibetlere sabır
Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de bizleri “biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan, ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğini” (Bakara, 155) haber veriyor. Bu ilahî kanun her an her yerde, afetler, kazalar, ölümler, hastalıklar, işlerin bozulması gibi musibetlerle hükmünü yürütüyor. Böyle durumlarda bağırıp çağırarak şikayetten, kendimizi kaybedecek kadar sarsılmaktan, ümitsizlikten kaçınmamız, sabr-ı cemil ile dayanmamız isteniyor bizden. Musibetler karşısındaki güzel sabır, vurgunun hissedildiği ilk andaki sabırdır. Daha sonra zaten çaresizlikle ve alışmak suretiyle sergilediğimiz sükûnet hali övülen bir sabır değildir.
Musibetler karşısındaki sabr-ı cemilin belirtisi, kişinin ilk andan itibaren edep ve ciddiyetini muhafaza etmesi, halini diğer insanlara şikayet konusu yapmamasıdır. Özellikle yakınlarımızın ölümünden dolayı kalbimizin mahzun olması, sessizce gözyaşı dökmemiz şikayet veya sabırsızlık sayılmaz. Bağırıp çağırarak ağlamak, dövünmek, birilerini suçlamak, uğradığı musibet sebebiyle her zaman yaptığı meşru işi veya her zamanki kıyafetini giymeyi terk etmek şikayet sayılmıştır. Böyle davranışlar müslümanın vakarını zedelediği gibi, yaşanılan acıyı daha da artırır. Üstelik kişiyi ilahî takdire itiraza veya isyana sevk ederek daha kötü ve daha büyük bir musibete yol açma ihtimalini barındırır. Bu tehlikelerden korunmamız için musibetle karşılaşılan ilk anda ayaktaysak oturmamız, oturuyorsak uzanmamız, yaptığımız işi değiştirmemiz, mümkünse bir nebze uyumamız, abdest almamız veya namaza durmamız tavsiye edilmişse de sabr-ı cemil ile mukabelenin şartı, yaşananların hikmetini anlayabilecek bir kalbe sahip olmaktır, denilmiştir.
Musibetlerdeki hikmetlerden biri, birçok hadis-i şerifte belirtildiği gibi, bunların günahlarımıza kefaret sayılmasıdır. İkincisi, bizim şer bildiğimizde hayır olabileceği ihtimalidir. Üçüncüsü de “Bir musibet bin nasihatten evlâdır” sözüyle anlatıldığı gibi sıkıntı ve mahrumiyetlerin bize ahireti, dünyanın faniliğini, cehennem azabını hatırlatmasıdır.
Sabır ne değildir?
Fakat hem bunlar, hem sabrın övülmesi, musibetleri talep anlamına gelmemelidir. Aksine müslüman, canını, malını, şerefini korumakla mükelleftir. Sabır, musibet geldikten sonraki çaresizlik halinde olur. Yoksa sabrediyorum diye dikkatten, tedbirden, tedaviden, tehlikelere karşı kendimizi savunmaktan kaçınmak; uğranılan bir felaketten sonra meşru telafi imkanlarına başvurmamak asla caiz değildir.
Öte yandan maruz kaldığımız musibetlerin bir kısmı insanlardan kaynaklanmış olabilir. Zalimlerin tasallutu altında kalabilir, iftiraya uğrayabilir, fitneye taraf olmaya zorlanabiliriz mesela. İffetimize, şerefimize, mukaddesatımıza saldırılarla karşılaşabiliriz. Bir kısım çevreler alenen günah işleyerek toplumu ifsat ediyor olabilir. Böyle durumlarda pasif kalmanın, kötülükleri sineye çekmenin sabırla alakası yoktur. Sabır, her halükârda Kur’an ve Sünnet’in hükümlerine uyma kararlılığıdır ve bu ahkâm, yerine göre karşı koymayı, müdahaleyi, risk almayı da emreder. Çünkü esas olan ahireti kazanmaktır. Bunun için cihatta olduğu gibi bazen dünyayı vermek gerekebilir. Dünyayı veya dünya hayatını elde tutmak uğruna şerre ve küfre rıza sabır değildir. Şerre rıza şer, küfre rıza küfürdür. İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak hepimizin boynunun borcudur. Kötülüğe, küfre, şerre, gücümüz nispetinde elimizle veya dilimizle müdahale imanımızın gereğidir. Efendimiz s.a.v., bunları yapamıyorsak, hiç değilse kalben buğz etmemizi tavsiye buyurmuş, ama bunun zayıf bir imanın müdahalesi olduğunu da özellikle belirtmiştir.
Allah Tealâ, “İzzet Allah’a, O’nun Rasulüne ve müminlere mahsustur.” (Münafikun, buyuruyor. Zillete, tembelliğe, düşkünlüğe mahkûm eden bir katlanmanın sabır olamayacağı çok açık. Tabii bu arada kötülüklere müdahaleyi mutlaka hiddet göstermek gibi anlamamak; bu işin telaş etmeden, basiretle, nezaketli bir üslupla yapılmasının daha güzel olduğunu unutmamak da gerekir.
Masiyete düşmemek için sabır
Nefsin hevasına, dünyanın cazibesine, şeytanın hilelerine kanmadan, günaha ve haramlara yönelmemek için kişinin kendine hakim olması, sabrın en faziletlisidir. Sürekli bir mücahedeyi gerektirmesi, karşı tarafın çok güçlü olması sebebiyle de sabrın en zorudur. Rasul-i Ekrem s.a.v.’in “büyük cihat” diye nitelediği, büyüklerin “takva” saydığı ahlâkî bir tutumdur bu. Her türlü şehveti dizginlemek, öfkeyi yutabilmek, kötülüğe iyilikle mukabele etmek, bağışlamayı sevmek, cahil kimselerin kabalığını hoş görmek, kibir ve övülme yerine tevazuyu seçmek, tokgözlü ve kanaatkâr olmak, istikametini bozmamak bu sabırla mümkündür. Günahlara ve haramlara tahammülün, sonunda gelecek azaba tahammülden daha kolay olduğunu akledenlerin, her dem Allah’ı ve ahireti hatırlayanların harcıdır.
Masiyete düşmemek için sabır, en çok bolluk ve afiyet halinde lazımdır insana. Çünkü aç bir kimsenin yanında yiyecek varken gösterdiği iradî sabır, yanında yiyecek yokken gösterdiği mecburî sabırdan daha zordur. Varlık, rahatlık, konfor, insanı kolaylıkla sefahate sürükleyebildiği içindir ki, varlıkla imtihanın yoklukla imtihandan şiddetli olduğu söylenmiştir. Allah’tan isterken mal mülk, mevki makam değil, “hayırlısı” istenmelidir bu yüzden.
Kur’an-ı Kerim’de mallarımıza, çocuklarımıza ve zevcelerimize, Allah’ın zikrinden alıkoyacak şekilde düşkün olmaktan sakınmamız, biraz da bu çerçevede emredilmiştir. Bu ayetlerin (Münafikun, 9) ve (Teğabun, 4)’te olduğu gibi müminlere hitaben gelmesi ise hepimizi düşündürmelidir.
Şükür nedir?
Nimetle imtihan edildiğinde müminden beklenen şükürdür. Bir minnettarlığın ifadesi olan şükür, birçok ayet ve hadiste belirtildiği üzere, nimetlerin artırılmasına, doğru yola iletilmeye, cehennem azabından kurtulmaya vesiledir. Az veya çok, ikram edilen bir nimete, bir iyiliğe teşekkür, ahlâkî bir borç, bir nezaket kuralıdır bilindiği gibi. Öyleyse araya vesileler girse de gerçekte bütün hayır ve nimetleri bize ihsan eden Allah Tealâ’ya teşekkür, bir nezaket kuralı olmaktan öte kulluk vazifemizdir, kaçınılmaz bir mükellefiyettir. Hem bu kulluk vazifesini yerine getirmek hem de vesile olduğu hayırlardan istifade için, bütün şartlarına uymak suretiyle Allah’a çokça şükretmemiz gerekmektedir.
Şükrün birinci şartı nimeti fark etmek, verilenin “nimet” olduğunu bilmektir. İkincisi, bize o nimeti vereni görmek, ikramından dolayı ona minnet, hürmet ve muhabbet duymaktır. Üçüncüsü de bahşedilen nimeti, o nimeti verenin rızası istikametinde kullanmaktır. Bu demektir ki şükür sadece sözle olmaz, ameli de gerektirir. Nitekim ibadetlerimizin hepsi, Allah’a karşı şükür vazifemizin, minnettarlığımızın amel halinde ifasıdır.
Şunu da hatırlatalım ki ister sözle, ister ibadetle, ister başka hayır hasenatla ifade edilmiş olsun, şükür nimetin bedeli değildir. Çünkü bir insan hayatı boyunca şükretse, gece gündüz hiç durmadan namaz kılsa, herhangi bir organının, bir tek nimetin bedelini bile ödemiş olmaz. Kaldı ki Cenab-ı Hakk’ın, kullarının teşekkürüne ihtiyacı da yoktur. Şükür, Allah’ın azameti karşısında kulun aczini fark ve itiraf etmesi, haddini bilmesidir. Minnettarlığını göstermek suretiyle Allah katındaki derecesini yükseltme çabasıdır. Bu nedenle Kur’an’da (Neml, 40) Hz. Süleyman a.s.’a söyletildiği gibi, “Her kim şükrederse, kendi iyiliği için şükretmiş olur.”
Nimeti fark etmeyince
Buna rağmen Kur’an-ı Kerim’de belirtildiği gibi Allah’a “şükreden kullar pek azdır” (Sebe, 13), istediği her şeyden sayısız nimete nail olduğu halde “insan çok nankördür” (İbrahim, 34). Bu şükürsüzlük veya nankörlüğün sebeplerinden biri, nimeti fark edemeyişimizdir.
“Nimet” deyince çoğumuzun aklına bu dünyada sonradan ele geçen ve herkeste olmayan imkanlar gelir. Yaradılıştan gelen, Allah’ın bize hiçbir dahlimiz olmadan bahşettiği imkan ve yeteneklerin de, belki herkese verilmesine aldanarak, birer nimet olduğunu unuturuz. Halbuki yaratılmış olmak nimettir, sağlık nimettir, zaman nimettir, aldığımız hava, içtiğimiz su nimettir, akıl nimettir, el, ayak, göz, kulak gibi uzuvlarımız, üstelik paha biçilemeyecek kadar kıymetli birer nimettir. Hasılı, insana ikram edilen nimetler Kur’an’ın ifadesiyle “saymakla bitirilemeyecek” kadar çok ve çeşitlidir. Bunların kıymeti ancak kaybedildikten sonra anlaşılıyorsa, ortada “nimeti bilmemek” gibi bir gaflet var demektir. Şükürsüzlüğün ilk sebebi işte bu gaflettir.
Nimeti fark edememe gafleti bazen de yanlış tarafa bakmaktan dolayı ârız olur insana. Hadis-i Şerif’te “Dünyalık nimetler hususunda bizden daha aşağıda bulunanlara; ahiret işlerinde, ibadet, taat ve ahlâkta ise bizden daha yüksekte olanlara bakmamız” emredilmişken, bunun tersini yapmak hem şükürsüzlüğe yahut nankörlüğe, hem de kulluk vazifelerimizde gevşemeye yol açmaktadır. Gözünü daha iyi dünyalık imkanlar içinde yaşayanlara dikip onlara imrenenler sadece nankörlük etmiş olmakla kalmaz, haset, kıskançlık ve gönül darlığıyla dünyalarını zindana çevirirler.
Arada bir de olsa hastaneleri, hapishaneleri, aşevlerini, çocuk yuvalarını, huzurevlerini ziyaret edip böyle bir gafletten kurtulmanın çaresine bakmalıdır.
Kime şükretmeliyiz?
Şükürsüzlüğün bir diğer sebebi, insanın nimeti vereni, nimetin asıl sahibini görememesidir. Bu yüzden çoğu kişi elde ettiği bir hasılayı kendinden, kendi gayretinden bilir. Elbette bir kısım nimet ve imkanlara ulaşmak için çalışmamız, gayret göstermemiz şarttır. Ama tevfik Allah’tandır. Yani başarıya, istenilen sonuca, arzulanan nimete ancak Allah’ın dilemesiyle ulaşılabilir. Bizim gayretimiz, Allah’ın takdir eylediği başarının sebeplerinden biri olabilir belki. Böyle olsa dahi sebepleri yaratan da, bir maksat uğrunda gayretimiz için isteği, iradeyi, sağlığı, enerjiyi, kısaca gerekli bütün imkanları veren de, ulaştığımız nimeti oraya koyan da Allah Tealâ’dır. Kul, işte bütün bunları hesaba katmadığı içindir ki “Ben çalıştım, ben kazandım!” diyerek Allah’a şükretme ihtiyacı duymaz, nankörlerden olur. Bazen de nimetle o nimeti veren Cenab-ı Hak arasına kulun kendisi ve çabası değil ama Allah’ın vesile kıldığı başka insanlar perde olur. Mesela birisi sizin bir müşkülünüzü çözmüş, size bir yardımda, bir iyilikte bulunmuştur. Ona minnettar kalır, teşekkür edersiniz. Bu güzel bir davranıştır, övülen bir tutumdur. Mutlaka insanlara teşekkür edilmelidir. Fakat size ulaşan bir iyilik, ikram, yardım için o insanları vesile kılan, o insanlara imkan veren Allah Tealâ’ya şükür de unutulmamalıdır.
Zahiren kimden veya nasıl gelmiş olursa olsun her hayrın, her nimetin Allah’tan, Allah’ın yardımıyla ihsan edildiğini bilmek şükürdür. Ve kulun bu bilinçle şükredebilmesi de ayrıca şükrü gerektiren bir büyük nimettir.
Her nimet bir davettir
Biz yukardan beri şükürsüzlüğün, nankörlüğün sebebi diye sayıp geliyoruz ama aslında bunlar birbirine bağlı. Nimeti fark etmeyince onu vereni de hatırlamıyorsunuz. Nimeti vereni gözetmemek, o nimetin niçin verildiğini düşünmeyi de engelliyor ve nihayet Allah’ın bahşettiği nimetleri O’nun rızası hilafına kullanıp nankörlüğün en kötüsüne düşebiliyor insan. Halbuki Cenab-ı Hakk’ın ihsan ettiği her nimet bizi hakka ve hayra davettir. O davete icabet şükürle olur. Bu anlamda şükür, kulun nail olduğu nimetleri Allah’ın istediği şekilde kullanıp O’na yönelmesi, bütün yeteneklerini, bütün imkanlarını Allah’ın rızasını kazanmak için seferber etmesidir. Dolayısıyla farzları yerine getirmek, ibadetleri aksatmamak, Sünnet’e uymak, haramlardan ve mekruhlardan kaçınmak, günahları terk etmek şükürdür. Yahut dil ile “Allah’a şükürler olsun” deyip, “Elhamdülillah” deyip günah işlemeye devam etmek, haramlardan sakınmamak şükür değildir.
Kaynaklarımızda, şükrün dil ile ifadeden başka amel ile de yapılması gerektiğini anlatmak üzere, sahip olduğumuz bütün uzuv ve yeteneklerin, bütün imkanların şükrü tek tek sayılır bu yüzden. Mesela denir ki, dilin şükrü yalan, gıybet, iftira, mâlâyani sayılabilecek sözlerden sakınıp zikretmesidir. Gözün şükrü harama bakmamak, müslüman kardeşinin ayıbını görmemek, olaylara ibretle nazar eylemektir. İlmin şükrü bildiğiyle amel etmek, emr-i bi’l-maruf yapmaktır. Malın veya servetin şükrü zekâttır, sadakadır. Bu böyle uzar gider. Allah Tealâ’nın insana ikram ettiği sayısız nimetlerin en büyüğü, en kıymetlisi “iman”dır. Öyleyse en çok imanı muhafazaya özen göstermeli, en çok imanın şükrünü edaya çalışmalıdır insan.
İman, ancak sabır ve şükürle muhafaza edilir, sabır ve şükürle canlı tutulur.
En büyük nimet iman
Kuşeyrî’nin “Risale”sinde geçer: Adamın biri, tasavvuf yolunun büyüklerinden Sehl b. Abdullah k.s. hazretlerine gelir, evine bir hırsız girdiğini, nesi var nesi yoksa alıp gittiğini anlatarak, bu durumda ne yapması gerektiğini sorar. Hazret, “Şükretmelisin!” buyurur. Adamın şaşırdığını görünce de şöyle der: “Evet, Allah Tealâ’ya şükretmelisin. Bunlar dünyevî musibetlerdir. Ya musibet malına değil de dinine gelse, şeytan kalbine girse, vesveseyle aklını karıştırıp imanını çalsaydı ne yapacaktın?”
Cenab-ı Hakk’ın insana ihsan ettiği en büyük nimet imandır. Öyleyse en çok imanı muhafazaya itina gösterilmeli, iman nimeti için her zaman şükretmeliyiz. Bir müminin bu dünyada en fazla korkup sakınacağı musibet de, imanını, İslâm’ı yaşama şevkini kaybetmesidir.
Taşın Öğrettiği Sabır
Büyük Şafiî fakihi İbn Hacer el-Heytemî’nin asıl adı Ahmed b. Muhammed’dir. Onun “taşın oğlu” anlamına gelen “İbn Hacer” lakabıyla anılması bazı kaynaklarda şöyle bir olaya dayandırılır:
Rivayete göre çok küçük yaşlarda iken ilim tahsiline başlayan İbn Hacer, dersleri anlamakta güçlük çekmekte, arkadaşlarından geri kalmaktadır. Bu durum onun öğrenme arzusunu giderek köreltir, kafasının kalın olduğuna hükmederek tarla işleriyle uğraşmak üzere köyüne dönmeye karar verir.
Sıcak bir yaz günü yola koyulmuştur. İyice yorulduğu bir demde karşısına çıkan bir mağaranın serinliğinde dinlenmek ister. Sığındığı mağaranın tavanında belli belirsiz bir su sızmakta, bu sızıntı çıktığı noktada birikip dakikalar sonra artık tutunamayacak kadar büyüdüğünde küçük bir damla olarak yerdeki taşın üzerine düşmektedir. İbn Hacer’in gözü damlanın düştüğü taşa takılır. Taş oyulmuştur. Oysa taş sert, su damlası ipek kadar yumuşaktır. Buna rağmen bu zayıf gibi görünen damla kim bilir kaç senedir sürdürdüğü ısrarla, sebatla bu kadar sert bir taşı delmiştir. İbn Hacer kendi kendine “Benim kafam şu taştan daha sert değil ya!” der; “Üstelik ben şu bir damla sudan daha güçlüyüm”.
Döner, ilim tahsiline sabırla devam edip yılmadan çalışarak büyük bir alim olur. Ve o gün bugün, onu hal dili ile ilme yönlendirenin bir taş olması sebebiyle İbn Hacer diye anılır.
Şikayet Etmeden Önce
Bir adam, Tabiîn’in büyüklerinden Yunus b. Ubeyd’in Basra’daki dükkanına gelmiş, yoksulluktan yakınıyordu. Son derece mutsuz bir adamdı bu. Bazıları gibi parası pulu, malı mülkü olmadığı için kendisini fakir sayıyordu ve bu durumdan hoşnut değildi. Yunus b. Ubeyd ona şöyle dedi:
– Görmeni sağlayan şu gözlerin olmasaydı da yüz bin dirhem paran olsaydı, bu seni mutlu eder miydi?
Adam, tereddütsüz “Hayır!” diye cevap verdi.
– Peki ellerin olmasaydı da yüz bin dirhem paran olsaydı, bunu ister miydin?
Adam yine kesin bir dille “Hayır!” dedi.
Yunus b. Ubeyd, insanın sahip olduğu uzuvların bir kısmını daha tek tek sayıp adama bunların yerine parayı tercih edip etmeyeceğini sordu ve her defasında da aynı cevabı aldı. Nihayet şunları söyledi ona:
– Bakıyorum üzerinde yüz binlerce dirheme değişmeye razı olmadığın nimetler var ve sen hâlâ yoksulluktan yakınıyorsun!
Bugün de dilimizle ve kalbimizle şikayete yeltenmeden önce nelere sahip olduğumuzu şöyle bir düşünmekte fayda var.
Çözüm süreci,başkanlık hesapları ,Eyalet hesapları vatana ihanettir bu vatan Türk ve İslam kişiliğini kaybederse ancak şeytan ruhluların tarlası olur.Asla Dünya ve Ahirette kurtuluş şansı kalmaz.Yedi düvele İslam kardeşliği ile meydan okuyup hakkından gelen kuvai milliye ruhu ile kuruldu bu memleket hainlere Türk ve İslam düşmanlarına bu memleket vatan olamaz.Aşık olduk kavga ettik,hata yaptık tevbe ettik,kalp kırdık gönül aldık ,doyduk aç kaldık şükrettik.Ama hiç vatan haini olmadık çok şükür.
ÇARESİZSENİZ ÇARE SİZSİNİZ Aşağıdaki dua salavat ve süreler 33-70veya 100 er kez okunur 40 gün devam edilir.Tevbe istiğfar 33-70 veya 100 kez Estağfirullah Elazim Elkerim Er rahim Ellezi Lailahe ila Hüvel Hayyül Kayyum ve etübü ileyhi Sübhanehü.
33-70 veya 100 kez Allahümmeselli ala seyyidina Muhammedin(asm) Tıbbil külübi ve devaiha ve Afiyetül ebdani ve şifaiha ve nuril ebsari ve ziyaiha ve ala alihi ve sahabihi ve sellim.
33-70 veya 100 kere La ilahe illallahü vehdehü la şerike leh lehül mülkü velahülhamdü yühyi ve yümitü vehüve hayyün la yemütü biyedihil hayır ve hüve ala külli şeyin kadir
33-70 veya 100 kere ihlas ,felek, nas, Ayetül kürsi son olarakta 33-70 veya 100kez selamün kavlen min Rabbün Rahim ayetini okuyarak 40 gün devam edin inancınızı itikadınızı sarsmayın inşallah vakit namazlarınızıda ihmal etmeyin ,haramlardanda uzak durun.Her gün bir çorba kaşığı çörek otunuda su ile yutun Yüce ALLAH(cc) ölümden başka her şeyin şifasını yaratmıştır.Evet günümüzün tıbbının çare bulamadığı hastalıkların ortadan kalkması için ALLAH(cc)a koşacağız inşallah şifamızı bulacağız.
Namaz Nedir Niçin Kılınır Özet Namaz;tekbir ile başlayan, özel okuyuşları, duaları ve hareketleri olan ve selam ile tamamlanan bir ibadettir. Namaz Allah (c.c)'a karşı saygımız, teslimiyetimizi, itaatimizi ve teşekkürümüzü ifade eder. Namaz dinimizin direğidir. Nasıl ki bir apartmanı taşıyan kolonları kırdığımız zaman o apartman çöker,mahvolursa, aynı şekilde bizler de namazlarımızı kılmazsak, o vakit bizim de imanımız, ahlakımız, dinimiz çöker ve mahvoluruz. Allah'ın azabına uğrarız. Bundan dolayıdır ki, imandan sonra en önemli ibadet namazdır. Rabbimiz mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de cehenneme giren insanların hallerini şöyle anlatıyor: "Cennette olan iman sahipleri, cehennemde azap gören insanlara sorarlar: "Niçin siz cehennemde acı çekiyor, azap ediliyorsunuz?" Cehennemde azap görenler şöyle cevap verirler: "Biz dünyada iken namaz kılmazdık. Fakiri yedirmezdik. Oyun ve eğlenceye, yanlış yollara dalanlarla beraber biz de dalardık. Biz böyle yaşarken ölüm gelip bize çattı."(Müddessir Suresi:39-47) Bizlerin de sonumuzun böyle olmaması için namaza önem vermeli ve namaz kılmayı hiç aksatmamalıyız. Namaz bizi Allah'a yaklaştıran, bizi Rabbimize sevdiren en büyük ibadettir. Namaz kalbimizin, bedenimiz, ruhumuz için bir şifa ve huzur kaynağıdır. Namazlarını kılmayanlar, Allah'a karşı nankörlük ve saygısızlık içindedirler. Çünkü yaşamamız için bize havayı ve suyu veren, topraktan herçeşit meyve ve sebzeyi bitiren, etinden, sütünden, yününden ve gücünden faydalanmamız için çeşit çeşit hayvanları yaratan Allah'tır. İşlerimizi planlamamız ve yapmamız için bize aklımızı, elimizi, ayaklarımızı, gözlerimizi, kulaklarımızı veren yine yüce Allah'tır. Şayet bize bu kadar çok nimet ve güzellik itaat etmez ve isyan edersek işte o zaman yüce Allah'a karşı çok büyük bir nankörlük ve saygısızlık yapmış oluruz.
Kısaca namaz nedir ve niçin kılınır?
Namaz: Namaz, müslümanın günlük ibadetidir. İman ettikten sonra müslümanın, yerine getirmekle yükümlü bulunduğu farzların başında gelir. Namaz, insani kötülüklerden uzaklaştırır, manen olgunlaşmasını sağlar, ruhi melekelerini geliştirir, günahlardan arındırarak manevi huzura kavuşmasını temin eder. Allah’(cc)a manen yakınlaşmanın en önemli vasıtalarından biri olan namaz, Allah’(cc)ın rızasını kazandırır. Günde münferit olarak veya cemaatle beş defa kılınan namaz, insana daima Allah’(cc)ı hatırlatır. Müslüman, şafak vakti kalkar ve ilk önce sabah namazını kılmak suretiyle Allah’(cc)ı anarak güne başlar, gün ortasında öğle namazıyla yine O’na yönelir, dünya meşgalelerinin kendisini iyice yorduğu bir vakitte ikindi namazıyla yaratıcısını unutmadığını gösterir, akşam namazıyla Allah’(cc)la olan ahdini yenileyerek gününü bitirir ve nihayet uykuya yatmadan önce tekrar Allah’(cc)ın huzuruna durmak suretiyle O’nun yardımını dilemeyi unutmaz. Cuma günleri cemaatla kılınan Cuma namazı ile yılda iki defa dini bayram günlerinde kılınan bayram namazları, müslümanlara, hep birlikte Allah’(cc)ın huzuruna durma imkanı verir. Böylece müslüman, bir taraftan dünyadaki işlerini yürütürken öbür taraftan yaratıcısıyla irtibatını asla kesmez, O’ndan uzaklaşmaz, Dünya Ahiret dengesini sağlamış olur.
Namaz, İslam'ın en önemli ibadetlerinden biridir. Peygamberimiz(asm) namaz için 'dinin direğidir' demiştir. Namaz kılmak, ergenlik çağına gelmiş, akıl sahibi kimseler için farzdır. Namazı terk etmek dinen sorumluluk getirir.
Namazı, kulluk görevimizi yerine getirmek, Allah'(cc)ı sıkça anmak için kılarız. Namazlarda kalbimizi Allah'(cc)a açar, ona dua eder, ona sığınırız. Dileklerimizi ve halimizi ona arz ederiz. Namaz kılmakla, aynı zamanda Allah'(cc)a şükür borcumuzu da yerine getirmiş oluruz.
Namaz kılan bir kişi, Allah'(cc)a yakınlaştığı için kötülüklerden uzaklaşır. Bedenini ve ruhunu temiz tutar. Günahlardan arınır.
Namaz kul ile Rabbi arasındaki bağlantıdır. İslam’da namazın yeri tıpkı başın bedendeki yeri gibidir. Hz. İbn Ömer’den rivayet edilmiştir: Rasulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Emaneti olmayanın (hakiki manada) imanı yoktur. Abdesti olmayanın namazı olmaz. Namazı olmayanın dini olmaz. Şüphesiz namazın dindeki yeri tıpkı başın bedendeki yeri gibidir.”
Müminin hayatında namaz, onun yani bütün ömrünü, günde beş vaktini kaplayan bir ibadettir. Hayatının her anı, namaz ibadetiyle şekillenir. Hatta ölüm dahi namaz iledir. Ve namaz kula Ahirette ilk sorulacak sorudur.
Namaz kılmakta zorlanıyorsanız yediklerinize,içtiklerinize seyrettiklerinize ,dinlediklerinize ve arkadaşlarınıza dikkat edin hayatınıza haram karıştırmayın.
MÜNAFIKLARIN VE MÜMİNLERİN ÖZELLİKLERİ |
|
Münafıklar; Allah (cc) Aziz olan kitabında şöyle buyurdu: "Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "biz ancak ıslah edicileriz" derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamazlar." (Bakara 11-12) Şüphesiz Rasul (sav)'e açıktan açığa İslâm'a davet etme emri indiği andan itibaren İslâm ile küfür arasında ilan edilmiş alevli bir savaş başlamıştır. Bu savaşın fikrî yada amelî bazda yapılıyor olması arasında bir fark yoktur. Bu fikrî ve amelî savaş İslâm ve küfür yeryüzünde bulundukları sürece devam edecektir. Küfür, silinip- süpürülüp yerine hakkı ikame edene kadar İslâm'ın kılıcı küfrün tepesinde kınından sıyrılmış olarak duracaktır. Rabbimizin dediği gibi; "Bilakis biz, hakkı batılın tepesine bindiririz de o, batılın işini bitirir. Bir de bakarsınız ki, batıl yok olup gitmiştir." (Enbiya 18) Kafirler İslâm'ı ve Müslümanları yok etmek için ellerinden ne gelirse onu yaparlar. İslâm tarihi bunun örnekleri ile doludur. Allah (cc) üstünlük sağladıklarında, kafirlerin hiçbir söze ve anlaşmaya bağlı kalmayarak Müslümanlara saldırdıklarını bize haber veriyor. Allah'u Teala şöyle buyuruyor: "Onların nasıl ahdi olabilir ki? Zira onlar size galip gelselerdi hakkınızda ne bir ahit ne de bir anlaşma göstermezlerdi." (Tevbe Bugün dünyanın değişik bölgelerinde meydana gelen Müslümanlara yönelik acımasız saldırılar bu ayeti kerimenin canlı örnekleridir. Fakat unutulmamalıdır ki düşman açıkta ise iş kolaydır. Ya düşman Müslüman görünerek Müslümanların sofrası arasında gizlenmiş ise! İşte o zaman iş zordur. Müslümanların safları arasında gizlenenlerin yönetici konumunda olup olmamaları arasında fark yoktur. Bunlar Müslümanlardan görünerek İslâm'ın düşmanlarına hizmet ederler. Bu nitelikteki ilk grup Medine'de ortaya çıktı ki; bunlar Medine ehlinden idiler. Çünkü, Mekke'den gerçekten inananlar hicret etmişti. Beni Abdi Eşhel kabilesinin tacını giyme şansını, Rasul (sav)'in Medine'ye hicret etmesiyle kaybeden Abdullah b. Ubey b. Selül münafıkların başı idi. Gerçek şu ki, Müslümanlar için en tehlikeli grup münafıklar idi. Öyle ki; -bu gün olduğu gibi- kafirlerin kendilerine sağlayamadığı yararları münafıklar onlara sağlıyorlardı. Çünkü bunların kimler olduğu bilinmiyordu. Sadece bazı özellikleri Müslümanlara bildirilmişti. Bunun için onları teşhis etmek, tanımak maharet istiyordu. Nitekim Allah (cc) şöyle buyurdu: "Çevrenizdeki bedevî Araplardan ve Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bilmezsin, biz biliriz onları. Onlara iki kez azap edeceğiz, sonra da onlar büyük bir azaba itileceklerdir." (Tevbe 101) Ayrıca Allah Subhanehu Teala şöyle buyurmaktadır: "Biz dileseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki sen onları konuşma tarzlarından tanırsın." (Muhammed 30) Bununla beraber bu münafıklar grubuna ait bazı tanıtıcı ve açıklayıcı sıfatları Allahu Teala bizim için Kerim olan kitabında zikretmiştir. Şimdi bunlardan sakınmamız için, onların ümmet-i Muhammed'e getirdiği zararları defetmek için şu sıfatlara göz atalım: a-) İfsat etmek Allah (cc) şöyle buyurdu: "Onlara: ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamazlar." (Bakara 11-12) Mücahit diyor ki; yani onlara şunu şunu yapmayın dendiğin de; ‘biz doğru yoldayız, biz ıslah ediyoruz’ derler. Bu ayetin tefsiriyle ilgili olarak İbni Abbas da diyor ki; ‘Biz iki topluluğun arasını düzeltiyoruz, Müslümanlar ile Ehli Kitabın arasını buluyoruz, aralarını ıslah ediyoruz.’ derler. Görünen o ki; Münafıklar Müslümanların tarafına geçip Ehli Kitabı İslâm'a davet etmiyorlar. Fakat Müslümanlar ile Ehli Kitap arasında gidip gelip, onları orta yerde buluşturma çabası içindedirler. Demek ki, her din mensubu diğerlerini kendi dinine davet etme çabası içerisinde olurken münafıkların misyonu da, Müslümanlar ile Ehli Kitabı orta yerde buluşturmaktır. İşte Allah'u Teala münafıkların bu çabasına ifsat teşhisini koymaktadır. Çünkü İslâm'a davet etmenin dışında, arabulucu, diyalog anlayışları ifsadın ta kendisidir. Zira İslâm'ı tanıtmaya, tanımaya ve İslâm'a girmeye engel bir platformdur. Fakat bu arabulucu münafıklık işi, diyaloga yönelik çabaların ifsat olduğu kolay kolay anlaşılan türden değildir. Bundan dolayıdır ki, münafıklar bu amellerini güzel gösterebiliyor ve ıslah diye bazılarına yutturabilmektedirler. b-) İki topluluk arasında gidip-gelmeleri Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Bunların arasında bocalayıp durmaktalar, ne onlara (bağlanıyorlar) ne bunlara." (Nisa 143) Yani onlar, zahirî ve batınî olarak Müslümanlardan görünürler. Fakat gönülleriyle kafirlere bağlanırlar. Onlarda bir şahsiyet bütünlükleri yoktur. İbni Kesir Mücahit'ten şunu nakleder: ‘Onlar Hz. Muhammed (sav)'in ashabı ve Yahudilerin arasında gelip-giderler.’ Nafi'de İbni Ömer'den (ra) şunu rivayet eder: ‘Münafıkların durumu sürüler arasında gidip-gelen kör koyun gibidir. Bazen bir sürüye bazen de diğer sürüye yönelir, hangisine katılacağını bilmez. c-) Kafirleri dost edinirler Allahu Teala şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın." (Nisa 144-145) Nasıl ki Rasul (sav) zamanında münafıklar yahudilere giderek, müşriklerle beraber İslâm'a karşı koymaları, Müslüman olmamaları konusunda onları teşvik etmişlerse, günümüzün münafıkları onların yaptıklarından çok daha büyük tahribatlar yapmaktadırlar. Zira tıpkı geçmişte olduğu gibi İslâm adı altında İslâm ile savaşıyorlar. İslâm adı altında konferanslar düzenleyip İslâm'a saldırmaktadırlar. İslâm'ı diğer dinler ve fikirlerle uzlaştırıp örtüştürerek kavramlarını bozmaktadırlar. Bunlara her gün yenisi ekleniyor. Ayrıca kafir ve münafıkların işlediği cinayetleri Müslümanların üzerine atarak güyâ teröre karşı işbirliği ettiklerini ilan ediyorlar. Bu nevî olaylar ve tezgahlar hem evrensel hem bölgesel boyutta gerçekleştirilmektedir. Örneğin; Cezayir'de Müslümanları acımasızca asıp kesip suçu yine Müslümanların üzerine yıktılar. Halbuki Kur-an'da denildiği gibi; "Mü'minler ancak kardeştir" ve bu gibi olaylara asla karışmazlar. Müslümanların fikren geri kalmalarından faydalanıp bu gibi haberleri yayarlar. Aksine Allah Müslümanlara değil kafirlere ve münafıklara karşı ordular ve kuvvetler hazırlamamızı emretmektedir. Ta ki, bu Müslüman ümmeti bu alçak münafık ve kafirlerin egemenliğinden ve güdümünden kurtaralım. Böylece onların ve hepimizin dini, ırzı, namusu ve izzeti kurtulsun. Allah (cc) şöyle buyurdu: "Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihat için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (münafıkları vb.) korkutursunuz." (Enfal 60) Allah'ın izniyle, İslâm ümmeti toplanıp cihat yoluyla İslâm risaletinin önünden engel olarak duran Ehli Kitap kafirleri (Yahudi ve Hıristiyan) ve diğer kafirleri onların güçlerini kırıp ortadan kaldıracaktır. Allah bize kafirlerin Müslümanlardan çok korktuğunu haber vermektedir. Bu Allah'ın koyduğu bir sünnettir. Nitekim Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurmaktadır: "Onların içlerinde size karşı duydukları korku, Allah'a olan korkularından daha şiddetlidir. Çünkü onlar anlamayan bir topluluktur." (Haşr 13) Rasul (sav)'de şöyle buyuruyor: "Bir aylık mesafeden düşmana korku salmakla yardım olundum." Demek ki Müslüman kimliği ile Allah'a dayanıp, ona davet edersek Allah kafir ve münafık işbirlikçilerinin kalbine korku salacaktır. Gerçek şu ki; münafıkların çaba ve çalışmaları bugün doruk noktasındadır. Gönülden bağlı oldukları kafirlere pek çok yararlar sağlamaktadırlar. Onların çalışmaları ve ümmeti aldatmaları sayesindedir ki, bugün kafirler İslâm ümmetine egemen olmuşlardır. Bu egemenlikleri de yine münafıklar sayesinde devam etmektedir. Aracı rolü oynayıp Müslümanları aldatmaktadırlar. Yahudiler Kudüs'ü işgal etmişse, İslâm toprakları üzerinde kafirlerin uçakları ve füzeleri İslâm'a karşı yerleştirilmişse, Kral Hüseyin gibi kendilerini Peygamber torunu/seyyid ilan edebiliyorlarsa ve İslâm adı altında konferanslar düzenleyip İslâm'a saldırıyorlarsa... evet, işte bütün bunlar münafıklar sayesinde yapılmaktadır. Öyle ki, bu münafıklar devamlı Müslümanlara, boyun eğmelerine devam etmelerini telkin ederler. d-) Gerçek yüzlerini şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında gösterirler Allah (cc) şöyle buyurdu: "(Bu münafıklar) mü'minlerle karşılaştıkları vakit; "(biz de) iman ettik" derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise; "biz sizinle beraberiz, biz onlarla (mü'minlerle) ancak alay ediyoruz" derler." (Bakar 14) Tefsirlere bakıldığında münafıkların baş başa kaldıkları şeytanlarının Yahudi din adamları olduğu görülmektedir. Kuşku yok ki, bugün yürütülen dinler arası diyalog çalışmalarının altında yine Ehli Kitabın din adamlarının teşebbüsleri vardır. Bunu onlar adına yürüten ve Müslümanların kafasını karıştıran münafıklar onlarla baş başa kaldıklarında tıpkı selefleri gibi; "biz sizinle beraberiz, biz Müslümanlarla alay ediyoruz"dediklerinden kimsenin kuşkusu olmasın. Bu böyle iken, Ezher şeyhi Tantavi'nin İsrail'in hahambaşı ile görüşmesi vb. dünya çapında meydana gelen bu nitelikteki olaylar iyi izlenmelidir. e-) İnandık derler fakat Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeye yanaşmazlar Allah (cc) şöyle buyurdu: "Onlara: Allah'ın indirdiğine ve Rasule (kitaba ve sünnete) gelin (aramızda Allah ve Rasulü hükmetsin) denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün." (Nisa 60) Bu ayeti kerime ve bundan önceki ayet, inandığını söyleyip de Allah'ın indirdiklerini ve Rasulü hüküm koyucu olarak kabul etmeyenlerin imanlarını reddediyor. Onların inanıyorum demelerinin bir iddiadan ileri gitmediğini ve onların esasen münafık olduklarını beyan etmektedir. Nitekim bu tip insanlar şöyle der; "Allah vardır. Elhamdülillah bende Müslüman'ım. Bizim dinimiz yüce bir dindir fakat 1400 sene önceki hükümleri bugün tatbik edemezsiniz. Din yücedir onu siyasete ait ederseniz bu yakışmaz. Allah'ın hakimiyeti zaten vardır. Zaten Allah her şeye hakimdir. Milletin hakimiyeti buna ters değildir. Akıl da Allah'ın nimetidir, o da hüküm koyabilir. Ayrıca akıl vahyi sonsuz bir şekilde yorumlama hakkına sahiptir. İstediği gibi anlayabilir. Herhangi bir fıkıh usulüne ihtiyaç yoktur. Bugün Kur-an'ın açık/muhkem hükümlerini dahi günümüz şartlarına uydurabiliriz. Çünkü Kur-an hükümler kitabı değildir. Belki ilkeler kitabıdır. Kur-an'ı Rasul gibi anlamak zorunda değiliz."vs. vs. gibi. Evet, işte bütün bunlar akıllarını heva ve heveslerini, menfaatlerini kendilerine ilah ve din edinenlerdir. Öyle ki, Kitap ve Sünneti hüküm koyucu olarak kabul etmemek için ortaya attıkları münafıkça fikirler ve kaypakça tavırlardır. f-) Münafıklar; biçilmiş elbise giydirilmiş kütüklerdir Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kütüklerdir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onları kahretsin. Nasıl da döndürülüyorlar." (Münafıkun 4) Tıpkı bunun gibi Allah'u Teala değişik ayetlerinde, münafıkların yaşamaya çok düşkün ve hırslı olduklarını, fakat kendilerini hiç mi hiç güvende hissetmediklerini beyan etmektedir. Bu nedenle dört bir taraflarını gözetleyip durdukları ve herhangi bir olay esnasında aşırı korkaklık gösterdiklerini bildirmiştir. Yani onların görüntüleri, cisimleri, suretleri güzeldir. Ancak herhangi bir doğruları olmadığı için boş ve manasızdırlar. Yapma put gibi, adeta korkuluk gibidirler. Onların Rableriyle gerçekte bir bağları olmadığı için ruhsuzdurlar. Mü'minlerden olduklarına yemin ederler fakat Mü’minlerden değildirler. Onların fikrî istikrarsızlığı ve bir yere ait olmayışları onları korkak yapmıştır. Mü'minlerden de korkarlar kafirlerden de... Esasen sürekli bir azap içerisindedirler. g-) Sağırdırlar, kördürler, onlar hakka dönemezler Allahu Zülcelal şöyle buyurdu: "Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Onlar (Hakka) dönemezler." (Bakara 18) İbni Abbas diyor ki; ‘hidayeti duymazlar, onu görmezler, hidayeti akletmezler ve hidayete dönmezler. Tövbe edip hidayete/imana girmezler. Dilsizdirler yani; hakkı söyleyecek dilleri yoktur. Lafı eğip bükerler, doğru konuşmazlar ve net fikir beyan etmezler.’ h-) Sizden olduklarına yemin ederler Allahu Teala şöyle buyurdu: "(O münafıklar) mutlaka sizden olduklarına dair Allah'a yemin ederler. Halbuki onlar sizden değillerdir, fakat onlar (kılıçlarınızdan) korkan bir topluluktur." (Tevbe 56) Telaş, korku ve sabırsızlıklarının şiddetinden dolayı, kendi nefislerindeki küfrü ve güvensiz konumlarını bildiklerinden inandırmak için bol keseden yemin ederler. Sizden olduklarını pekiştirmek isterler. İşte Allah'u Teala bunların yalan söylediklerini bize haber vermektedir. Onlar muhabbetlerinden dolayı Mü'minlerle beraber bulunmuyorlar, aksine kerhen taraftar görünüyorlar. Müslümanların arasında gizlenirler fakat onların amaçları ve asıl hedefleri Müslümanlara zarar vermektir. i-) İslâm'la ve Müslümanlarla alay ederler Allah (cc) şöyle buyurdu: "Gönlünüzü hoş etmek için size gelip yemin ederler. Eğer mü'min iseler Allah ve Rasulünü razı etmeleri (Onun hükümlerine boyun eğmeleri) daha doğrudur. Hâlâ bilmediler mi ki; kim Allah ve Rasulüne (Kitap ve Sünnete) karşı koyarsa elbette onun için içinde ebedi kalacağı cehennem ateşi vardır. İşte bu büyük rüsvaylıktır. Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin mü'minlere indirilmesinden daima çekinirler. (Bununla beraber mü'minlerle alay etmekten de geri durmazlar.) Deki; alay edin bakalım. Allah o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır. (Kalbinizdeki niyet ve planları ortaya çıkaracaktır.) Eğer onlara (niçin alay ediyorsunuz) diye sorsan elbette, Biz sadece lafa dalmıştık şakalaşıyorduk, derler. De ki, Allah ile onun ayetleriyle ve onun Rasulü ile mi alay ediyorsunuz?" (Tevbe 62-65) Rivayete göre Tebük seferinden dönerken bir grup münafık;"Şu adama bakın Şam saraylarını fethetmek istiyor. O nerede Şam saraylarını fethetmek nerede" deyip Resulü küçümsediler. Hesaba çekildiklerinde de “şakalaşıyorduk” dediler. Bu konuda başka rivayetler de vardır. Günümüzde de münafıklar bunu ustaca yapıyorlar. Bazen öyle tartışmalara giriyorlar ki haddi aşıyorlar. Hem bunu İslâm adına yaptığını söylerler, hem de İslâmî çizgiyi aşar sınır falan tanımazlar. Buna da; “biz zihin jimnastiği yapıyoruz” derler. İslâm'a göre tartışma konusu yapılmayacak muhkem ayetleri bile tartışmaya açar ve tartışırlar. Örneğin şöyle derler; “İbrahim'in çocuklarının aralarını bulalım. İsmail ve İshak oğullarını barıştıralım.” Yani; “Müslümanlar ile Ehli kitabı barıştıralım. Hak ve batıl meselesini ortadan kaldıralım. Dinler ve din adamları arasındaki diyalogu arttıralım. Birlikte dünya barışını tehdit eden terörizme karşı kararlar alalım.” gibi. Onlar nezdinde; nasıl olsa bugün hayata egemen olan küfür, onunla mücadele eden de İslâm, küfrün egemenliğinin devamından yana olmayanlar da terörist ya! Ayrıca münafıklar, mevcut yönetim ve yöneticilerin meşruluğuna fetva vermeye devam ederler. Bu fetvalarla onların İslâmî konumları örtbas edilir. İslâm ile savaşmaları İslâmî gösterilir. İşte münafıklar halihazırda kafirlere bu kadar büyük imkanlar hazırlamaktadırlar. Bu ortamda kendilerini Müslümanlardan yana olduklarına da halkı inandırmayı başarırlar. İşte bu şekilde İslâm'la, Allah'ın ayetleriyle ve Resulüyle alay ederler. Ey inananlar! Bu sıfatları taşıyan münafıklara dikkat edelim! Allah (cc)’nun şu uyarılarına kulak vereli: "Onlardan sakının. Onlar düşmandır Allah onları kahretsin..." (Münafîkun 4) Mü'minler Allahu Teala şöyle buyurdu: "Öyle ya, mü'min olan, yoldan çıkmış kimse gibi midir? Bunlar elbette bir olamazlar" (Secde 18) Ayeti kerimede de belirtildiği gibi Mü'minler münafıklar gibi değildir. Mü'min kelimesi; Allah'a iman eden anlamındadır. Yani mü'min Ondan emin olan ve Onun bütün gönderdiklerinden de emin olandır. Mü'minlerin bu durumunu Allahu Teala şu ayeti kerimede bakın nasıl ifade ediyor: "Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resûlüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak; "işittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir." (Nur 51) Mü'minler amellerini ihlas ile yaparlar. Ömer b. Hattab (ra)'ın şu duasındaki gibi anlayıp kavrarlar: "Ey Allah'ım! Amelimin tamamını salih kıl. Yalnız senin için olmasını nasip et. Başkası için yapılan bir amel haline getirme." Mü'minler amellerini salih bir şekilde yapabilmek için Kur-an'ı ellerinden bırakmazlar ve onu sürekli okurlar. Şöyle ki; "Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık olarak infak edenler, asla zarara uğramayacak bir ticaret umabilirler." (Fatır 29) ayetinden haberdar bir şekilde, güzel ticareti umarak Kitab-ı Kerim'i ellerinden hiç düşürmezler. Rasulullah (sav)'in Ebu Zer (ra)'a şu tavsiyesini göz önünde bulundururlar: "Kur-an' oku. Çünkü Kur-an senin için yeryüzünde bir nur gökyüzünde bir azıktır." Yine Rasulullah (sav) Kur-an ile alâkayı koparmaktan şiddetle sakındırmakta ve şöyle demektedir: "Kur-an'dan bir şey bulunmayan bir kimse, harabeye dönmüş ev gibidir." (Tirmizi, Ahmed b. Hanbel, Müs. Benî Haşim, 1846, Daremi) "Kur-an'ı okuyup ezberleyin. Muhammed'in nefsini elinde bulunduran Allah'a yemin olsun ki onun unutulması bir devenin ipinden kaçmasından daha hızlıdır." (Buhari, Ahmed b. Hanbel, Müslim) Yine mü'min kimse; Allah'ın kendisine bildirdiği sıralamaya göre değer yargılarını oluşturur. Bir mü'minin Allah'ı ve Resulünü, dünyadan ve dünyadakilerden çok sevmesi, Allah uğrunda işlerinde büyük fedakarlık göstermesi, dünya hayatında İslâm davasını ön plana çıkarması gerçek imandır. Yüce Allah'a yönelmenin doğru adresini Allahu Teala şöyle göstermektedir: "De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihat etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez." (Tevbe 24) Yardımlaşmak ve cömert olmak müminlerin özelliklerindendir. Zira Kur-an ve sünnette cimriliği zemmeden birçok naslar vardır. Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Yanları yataklarından uzaklaşır, korkarak ve umarak Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızktan harcarlar..." (Secde 16) Rasulullah (sav)'den şöyle rivayet ediliyor: "Allah yolunda cihat ve cehennem dumanı kulun kalbinde bir araya gelmeyeceği gibi, cimrilik ve iman da kulun kalbinde bir araya gelmezler." (Nesei, K. Cihad, 3059) Mü'minlerin özelliklerinden birisi de onların nafile ibadetlere ağırlık vermeleridir. Özellikle teheccüt namazı Makam-ı Mahmuda götüren bir yoldur. Bilal (ra)'dan Rasulullah (sav)'in şöyle buyurduğu rivayet edilir: "Teheccüt namazını ihmal etmeyin. Çünkü o sizden önceki, salih kimselerin sürekli olarak yaptığı şeydir. Sizi Rabbınıza yaklaştırır, günahları bağışlar, kötülüklerden alıkoyar, vücudu hastalıklardan arındırır. Ve gecede duaların makbul olacağı bir saat vardır." (Tirmizi, K. Da'avat, 3472) Yine; nafile oruç tutmak ve diğer nafileleri yapmak da mü'min kişinin özelliklerindendir. Mü'minler yalnız Allah'tan korkarlar. Çünkü Kur-an bu konuda başka bir mercî belirtmemiş, korkuyu Allah'a hasretmiştir. Şöyle ki; "Eğer inanmış iseniz, onlardan korkmayın benden korkun." (Ali İmran 175) "...İnsanlardan korkmayın benden korkun." (Maide 44) Mü'min kişi Allah için sever ve yine Allah için buğz eder. Ebu Zer (ra) Rasulullah (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet eder: "İman bağının en güçlüsü ve amellerin en iyisi Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir." (Ebu Davud, K. Semet, 3983) Yine Rasul (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın kulları arasında bir grup vardır ki, onlar ne peygamberlerdir, ne de şehitlerdir. Üstelik kıyamet günü Allah indindeki makamların yüceliği sebebiyle peygamberler de, şehitler de onlara gıpta ederler." Orada bulunanlar sordular: "Ey Allah'ın Rasulü! Onlar kim? Bize haber ver." "Onlar, aralarında ne kan bağı ne de birbirlerine bağışladıkları bir mal olmadığı halde Allah'ın ruhu (Kur-an) adına birbirlerini sevenlerdir. Allah'a yemin ederim ki, onların yüzleri mutlaka nurludur. Onlar bir nur üzeredirler. İnsanlar korkarken onlar korkmazlar. Yine insanlar üzülürken onlar üzülmezler." dedi ve şu ayeti (Yunus 62) okudu: "Haberiniz olsun, Allah'ın dostları var ya! Onlara ne korku var ne de onlar üzülecekler." (Ebu Davut,) O mü'minler musibetlere sabır gösterirler, Allah'ın kendilerini deneyeceklerini bilirler ve bu denenmenin sonunda cennet ve cehennem olduğunu, sabır gösterirlerse Allah'ın cennetine, zillet ve izzetsizlik gösterirlerse Allah'ın azabına yani cehenneme gireceklerini bilirler ve sadakatle Allah'ın davasını ayakta tutmaya çalışırlar. Kendilerine yapılan zulûmlere sabır gösterirler. Şu ayetleri hiç akıllarından çıkartmazlar: "Mallarınız ve canlarınız hususunda deneneceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden çok incitici sözler duyacaksınız." (Ali İmran 186) "İnsanlar yalnız inandık demeleriyle, hiç denenmeden bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun ki biz, onlardan öncekileri denedik. Elbette ki Allah, doğruları da yalancıları da bilir." (Ankebut 2-3) Mü'minler boş söz ve yararsız işlerle meşgul olmazlar. Allah'ın boş lakırdıdan ve yararsız işlerden hoşlanmadığını bilirler. Allah (cc) şöyle buyurdu: "Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler." (Mü'mimun 3) Mü'minler bütün bu ve daha birçok özelliğin taşınması halinde izzete ve şerefe nail olacaklarını çok iyi bilirler. Çünkü Allah'u Teala izzetin ve şerefin kimlere ait olduğunu şöyle bildirmiştir: "İzzet ancak Allah, Rasulü ve mü'minlere aittir. Fakat münafıklar bilmezler." (Münafikun Bütün bunlar mü'min kişiyi ahirette kurtuluşa erdirecektir. Şu ayette buyurulduğu gibi: "Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir"(Mü'minun 1) |
Midesini ve edep yerlerini haramlardan koruyanlara ne mutlu bundan daha büyük zenginlik varmı.İyilere yaptığın iyilik kendine yaptığın iyiliktir kötülere yapılan iyilik zülümdür. Güzelliğimizi değil aldığımız duaları yaptığımız iyilikleri götüreceğiz ne mutlu içi dışı bir olan güzel Ahlaklı haramlardan uzak kullara,ebedi güzellik burada.
Bütün güzel değerlerin ve güzel nimetlerin tek adresi ALLAH(cc)ın muhabbetidir niçin sevmeyeyim nurunda hoş narında hoş diyebilmeliyiz Her şeyden ve herkesten ziyade ALLAH(cc) ve Resulünü(asm)sevmektir gerçek iman ebedi saadet.ALLAH(cc) hatırlar seni sen yeterki ona koşanlardan ol başkaları kendi derdinden seni unutur her güzel nimeti ve değeri yaradandan daha iyisimi varmış.
Bir kimsede bir yerde şirk varsa zülüm var kul hakkı yemek varsa zülüm var farz ibadetler ihmal ediyorsa haramlara dalınıyorsa zülüm vardır.
Alim ilmi ile amil olandır,biz araştırmacı yazarız ancak ALLAH(cc)tan başka gidecek kapımız yok ALLAH(cc)a da doğru dürüst kullar olamadık sonumuz hayrolsun inşallah . Sadece beynimiz dilimiz değil kalbimizde ALLAH(cc) demeli.Aldanmış aldatılmış bir benliğe değil ALLAH(cc)ın razı olduğu benliğe kişiliğe güzel Ahlaka yatırım yapmalıyız.ALLAH(cc)a imanda kuran sünnet çerçevesindeki islamda ne büyük nimetler sonsuz Elhamdülillah bu kudsi dinin çilesini çekip bize kadar ulaştıran başta Resulüllah(asm)a sonsuz selatü selam sonrada sebep olan ehli iman kullardan ALLAH(cc) ebeden razı olsun inşallah.
Kuran ve sünnetin hakkını vermeyenlerin hayatında katlanılması zor acı gerçekler vardır ölmeden uyan ey Müslüman olduğunu iddia eden kul tevbe et hakka koş.
Her zaman insi cinni şeytanların şirkin küfrün zülmün her türlü haramın tağutların şeytanların münafık ve kafirlerin şerrinden ALLAH(cc)a sığınacaksın sende dosdoğru bir yol üzerinde kuran sünnet çerçevesinde yaşıyacaksın iyilerle dost olacaksın güzel Ahlaklı,helal,namuslu ,vicdanlı merhametli güzel karakterli biri olmak için gayretli olacaksın iyilere duanı eksik etmeyeceksin hiçbir zaman ifrata tefrite girmeyeceksin.
Günah fiiller işlemekten nimete nankörlükten kesinlikle uzak durun.Hz.Ömer(ra) Eğitimde karşılıklı saygı sevgi ve güzel Ahlakın payı önemli olmadıkça o eğitim sağlıklı bireyler yetiştirmez.Emperyalizme karşı mücadelesini vermiş ecdadtan ve izinden giden kudsi değerlerine saygılı vatanına sevdalı millettende ALLAH(cc) razı olsun inşallah.Birlikten kuvvet doğar sözü çok doğruda millet sadece benim yolum doğru havasında temel meselelerde ittifak karını zararını görecek bireyler lazım.
ALLAH(cc)indinde ibadetlerin azda olsa devamlı olanı makbul.K.Hadis.işlerinizde ifrat tefrit yapmayın daima mutedil orta halli ve doğru olun sizden hiç biriniz yapmış olduğu ibadetle kendini kurtaramaz.H.Şerif evet yaşantımızda lükse aşırı isteklere pirim vermemeliyiz haramlardan uzak ayağımızı yorganımıza göre uzatmalı huzurlu bir hayata talip olmalıyız.Aşırı işlere bulaşıp telafisi mümkün olmayan faturasını ödeyemeyeceğimiz büyük hatalardan her zaman sakınmalıyız.Dengeli istikrarlı mutlu olacağımız bir hayatın müşerisi olmalı dengesiz tiplerdende uzak durmalıyız. her şeyide beyninizle çözmeye çalışmayın ALLAH(cc) tan hakkınızda hayırlı kapılar açmasını isteyin ibadete önem verin duanızı iyiler içinde yapın kötülerin şerrinden ALLAH (cc) a sığının,Kendinizde iyilerden güzel Ahlaklılardan olmanın gayretinde olun.
Euzubillahi minşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim Elhamdülillahi Rabbül Alemin esselatü vesselamü ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin (asm)ve ala alihi vesahbihi ecmain Ya Rabbi bizleri razı olduğun havaya sok haramlardan şirkten tağuttan küfürden zülümden her fitneden her şeytandan arındır güzel Ahlaklı helal namuslu vicdanlı merhametli cömert cesur mert iyilik eken kötülerin hakkından gelen ilahi hukuku kul hakkını gözeten Adil kullarından olmamızı nasip et ALLAH(cc)a kulluğun Resulüne (asm)ümmetliğin şuurunda kuran ve sünneti Rehber edinen hakiki mümin kullarından olmamızı nasip et.
Gafil olma ey Müslüman aç gözünü sen artık
Zerre kadar iman varsa ezdirme kitabını
Zerre kadar insaf varsa üzmeki Muhammedi(asm)
ALLAH(cc)ın gadabına uğramak şiddetlidir
ALLAH(cc)ın Hukukuyla hükmetmeyenlerdende
Ne kadar insaf beklersin ne kadar izan
Kabeni namusunu çiğnerler sesin çıkmıyor
Muhammedim(asm)sancılanmış kan yaş ile ağlıyor
Kimki Yahudi uşağı kimki Moskof pisliği
Kim Avrupa yamağı kim Amerika çin uşağı cin uşağı
Kirli elleri kırki hukukullah çiğneniyor niçin ses çıkarmazsın
Kafirin muhabbeti etmişse seni sarhoş
Buz gibi bir ses ile baştanbaşa titresen
Bir zalimin çizmesinde namusunu bırakma
Ecdadında artık kan ağlıyor kainatın nuruyla
Melekler kan ağlıyor zerreler kan ağlıyor
Senin zerren ALLAH(cc)ınken pislikte yüzme
Son silkiniş olsun bu ölmeden uyan
Evet artık uyan Ey eski çağların cihangir asya ordularının kahraman evlatları Dünya çok sancılı sırf masum mazlum bedel ödüyor eğer Türk ve Müslüman olduğunuzu iddia ediyorsanız bir taraftan nefsinizin terbiyesine muaffak olacak diğer yandan kuran sünnet ışığında kendinizi yetiştirecek insanlığıda aydınlatacak Tevhidi esas tutan ve Dünyada din yalnız ALLAH(cc)ın oluncaya dek kafirlerle münafıklarla mücadele eden hakiki mümin kullar olacaksınız eğitiminizde vahyin ilmi kuran ve sünnet baş köşede olacak bilimde sanatta çalışma hayatında kardeşlik dayanışma istişare istikrar güzel Ahlak esas olacak Dünyanın Ahlaksız zülüm dolu ölçülerine değil sadece insanlığın yararına teknolojisine talip olacaksınız ki her iki Dünyanızda cennete dönsün ve inanıyorsanız üstünsünüz Ayetinin hakikatı tecelli etsin inşallah.
Bende derinlik aramayın içinde boğulursunuz,hayatımda zalimlerin kafirlerin şeytanların din şarlatanlarının çok tahribatı var.Bu gemi çok fırtınalar gördü ancak büsbütün batmadı kıyamete dek belki ebediyen batmayacak inşallah.Her bir ehli imanı,ehli namusu masum mazlumu güzellikleri beni ailemi kurtar inşallah ya Rabbi
İçinde pozitif birikim olan çoğu insanlar basit kodlarla tutunmuş İslamiyet güneşine hayatları ise nefsani yani nefislerinin dinini yaşıyorlar böyleleri içinde mücize gibi görünen ve islamla bağdaştırılan hallerde eksik olmuyor haliyle içlerinden sahte mehdilerde çıkıyor.Böyleleri her türlü fitneden nasibini almaları muhtemeldir.
Ancak gerçek iyiler gerçek müminler bütün hayatlarıyle tutunmuş İslamiyet güneşine hakiki kurtuluş onlar içindir. gerçek müminler dinlerini yalnızca ALLAH (cc) a has kılmış kuran ve sünnetteki ölçülerle yaşıyan vatanına ve kudsi değerlerine samimi sahip çıkan şirke,küfre,zülme her türlü harama şeytana tağuta sed çeken müttakilerdir.
Dünyayı esas mekan belleyip bencilce fakir fukaranın iniltisini duymadan hep Dünya için yaşamamızın uyanış mesajlarıdır bu bu Dünya esas değil Ebedi bir hayat var hesap var Cennet Cehennem var Arasat var diyor yüce yaratıcı.
Padişah-ı alem olmak bir kuru kavga imiş,
Bir veliye bende olmak cümleden a’la imiş.Yavuz Sultan Selim Han
Bu zahiri Alemin,padişahı olmanın kuru,boş,faydasız ve gereksiz bir kavga olduğunu bir mürşid-i kamil'e bağlı olmak bütün dünya,makamlarından daha yüce bir makam ve zenginliktir.Zahiri anlamı açık.Herkes tarafından kolayca anlaşılabilir.Neden,bir veliye,Kamil bir mürşide bağlanmak bu kadar önemli olsun.Allah,bize akıl irade vermiş,Peygamber,Kitap göndermiş eğri ve
doğru yolu göstermiş,niçin illa da bir mürşit,şart mıdır? Ben,ilahi emirleri tutar,Allah yoluna tek başıma giderim benim aklım izanım iradem var diyenler çoktur.Oysa,mürşitsiz bu yollar tehlikeli tuzaklarla doludur.
Mürşit bir vesiledir.Ki Kur’an dahi Mürşid-i Kamil’i gösterir.Doktora gerek yoktur,bizde tıp kitaplarını alır okur kendi rahatsızlıklarımızı tedavi edebiliriz.diyebilirmiyiz.Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır.
şeklinde bir söz tasavvuf ehli arasında yaygın olarak söyleniyor.Böyle bir sözü tamamen gerçekçi bulmuyoruz.Ama,şu da bir gerçektir ki şeytan,Mürşide intisap etmeyen insanlara daha çok musallat olur.Nefsi terbiye etmesini bilemez,nefis-şeytan kendisini bilmeden Hak yoldan saptırır.Mürşitle manevi sefer,sağlam ve rotası çizilmiş,pusulası doğru usta bir kaptanla yolculuğa benzer.Kendi başına çıkılan manevi yolculuk ise ummanı yüzerek geçmeye çalışmak kadar büyük bir çılgınlıktır.Bu tehlikeyi gören büyük Osmanlı padişahı Yavuz
Sultan Selim,mürşide intisabın önemine dikkat çekiyor ve böyle bir şansın kaçırılmamasını,bir devlet kuşu dünya ve içindeki tüm makam ve zenginliklerden, daha büyük bir şans olarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor.Büyük Osmanlı ve Türk padişahı Fatih Sultan Mehmet Han ise ancak mürşidinin izin vermemesi üzerine padişahlığı bırakıp Hak yoluna sulük etmekten vazgeçmiş,ancak mürşidine olan rabıtasını kurbiyetini,saygı sevgi ve bağlılığını asla ihmal etmemiş,İstanbulun fethi kendisine nasibi müyesser olunca mürşidi olan Ak Şemseddin K.S.'in keşfi ve manevi kerameti sonucu istanbul surları yakınında meşhur islam sahabisi Eyüp El Ensari KS.hazretlerinin mübarek naaşını bulup çıkarmış,bu gün Eyüp Sultan diye milyonlarca kişinin ziyaret ettiği ziyaretgaha defn edilmesini,sağlamıştır.Allah u teala şefaatlerine nail eylesin.
Yüce Allah doğruyu söyler,hidayete erdiren yalnız O'dur.
Kafamdaki düşünceler olumlu pozitif düşünceler olduğu sürece yük değil Rahmettir güzellikleri hak edecek fiillerin olsun yoksa sadece kuru bir duadan ibaret olmasın .Yalnızlık ihtiyaç sahibi biz insanlar için cehennemden başka bir şey değildir insanların pozitif manada her zaman birbirine ihtiyacı vardır.Güzel istidadları piç etmek nurculuğun ,put etmek kemalizmin ruh etmek tarikatların hiç etmek zülmün küfrün şirkin haramların içine gömmek nefsin insi ve cinni şeytanların eseri kurtarmak kuran ve sünnetteki müslümanların hepsinden önemlisi ALLAH(cc)ın ve Resulünün(asm)işi.Birilerinin nefsi hevası benliği külli irade ALLAH(cc)tanda önemli itibarda görüyor.Kul ne yapsın ALLAH(cc)elimden tutmayacaksa kimsenin tutması çare değildir.ALLAH(cc)ve Resulünden(asm)daha iyi kamil mürşid kimse olamaz,zikrullaha selatü selama devam.Nefsimin kötü düşüncelerinde her türlü şerden, fayda vermeyen ilimden her bir masum mazlumu ehli iman ehli namusu Ailemi beni güzellikleri kurtar ALLAH(cc)ım.
İyiler ALLAH(cc) ve Resulünü(asm) her şeyi ile kabul edenlerdir ve bunun dışındaki yolların sonunun cehennem olduğunu bilir kuran ve sünnetin hak din olarak gelmesiyle geçmiş peygamberlerinde (asm)hükümleri rafa kaldırılmıştır.Kısacası lokomotif ALLAH(cc) ve Resulüllah(asm)kuran ve sünnetin hükümleridir lokomotife değilde arkasındaki vagonlara lokomotif bunlardır diye itibar edersen bir arpa boyu yol alman mümkün değildir.
Yüzlerinizi doğuya batıya çevirmeniz erdemlilik değildir asıl erdemli kişi ALLAH(cc)a ve Ahret gününe meleklere kitaba ve peygamberlere (asm) iman eden –sırf ALLAH(cc)rızası için-sevdiği maldan yakınlara yetimlere yoksullara yolda kalmışlara yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan namazı kılıp zekatı verenlerdir .Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar darlıkta,hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler işte doğru olanlar ve takva sahipleri bunlardır.Bakara-177.
Yüce Allah, Kuran-ı Kerim'de muhkem ve müteşabih ayetler hakkında şöyle buyurmaktadır:
"Bu muazzam kitabı sana indiren O'dur. Onun ayetlerinin bir kısmı muhkem olup bunlar Kitabın esasıdır. Ayetlerin bir kısmı ise müteşabihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar sırf fitne çıkarmak, insanları saptırmak ve kendi arzularına göre yorumlamak için müteşabih kısmına tutunup onlarla uğraşır dururlar. Hâlbuki onların hakikatini, gerçek yorumunu Allah'tan başkası bilemez. İlimde ileri gidenler: "Biz ona olduğu gibi inandık. Hepsi de Rabbimizin katından gelmiştir." derler. Bunları ancak tam akıl sahipleri düşünüp anlar."Ali İmran-7-
İmansız İslamiyetsiz bırakma ki gerçek İslam kuran ve sünnetteki yalnız ALLAH(cc)a has kılınmış dindir bizi bu güzellikten mahrum bırakma bu güzelliğin dışındaki yolların sonu cehennemdir açıkça ortada sonumuzu hayreyle ya Rabbi .Hakikatı gördükten sonra yaşamamızı nasip et ayağımızı kaydırma.
Siz düzemediğini şeytana küfrü mutlaka düzdürenlersiniz din şarlatanları sizinle boğuşmak istemiyorum ancak şerrinizden ALLAH(cc)a sığınıyorum.
Gavur dediğinin çoğu insanlığı yakalamış başlarına bir iş geldiğinde dayanışma içindeler bizim Türkiye insanı ise başına bir iş geldiğinde rant peşinde fırsat avcısı kesiliyorlar kısacası biz hala insan olmanın mücadelesinde sınıfta kalmışız.
La ilahe süpürgesiyle sahte ilahları süpürüp illallah diyerek bir tek ALLAH(cc) var demeliyiz.
Ey Dünyaya daldıkça dalanlar ve dini aslından saptırıp müfritane hayat tarzlarını din diye satanlar sizin din anlayışınızda başınızı yiyecek hiçbir teknolojik güç bilgi kirliliğinden kendini kurtaramıyacak cahillere kanbur olmaktanda kurtulamıyacak kaldırılamıyacak ekonomik krizler yaşıyacak beyinleri bilgi sistemleri çökecek.Çünkü sizler ALLAH(cc)a kulluğu unuttunuz Tanrılaşma eğilimine kendinizi kusursuz olmaya adadınız halbuki eksiksiniz her şeyinizle ihtiyaç sahibisiniz sizinde bir özel hayatınız nefes alacağınız huzurlu ortamınız olmalı idi ama siz işkolik oldunuz sizin tanrınız işinizdeki kariyeriniz oldu patronlarınıza kusursuz olduğunuzu ispatlamak için yırtındınız ama her şeyin en deha Aklın bile sınırlı olduğunu unuttunuz .Tevbe edip hayırlı amel işleyenlere altlarından ırmaklar akan cennetler vardır.A.Kerime.
Hz.Ömer(ra) döneminde veba salgını vardı .Biri bu ayete dikkat çekti; Müslümanlar af diledikleri müddetçe ALLAH(cc) onlara azap edecek değildir .Böylece onlar ALLAH(cc)a tövbe ettiler ALLAH(cc)ta onlardan bu belayı kaldırdı gelin hepimiz estağfirullah diyelimki ALLAH(cc) bizdende bu belayı kaldırsın inşallah.Ancak bugünkü Türkiyede her türlü haram kanunlarla korunuyor toplu tövbede olsa bir anlamı yoktur.
Bir masum mazlumun ehli iman ehli namusun güzelliklerin hukukunu gaspetmek gibi bir lüksümüz olmasın inşallah.
Tutturmuş cübbeli Ahmet ibadet ehli sayesinde içimizdeki günahkarlarda korunuyor diyor ibadet ehli onlara paratoner vazifesi yapıyor diyor .Bize ne neredeki ALLAH(cc)sız Ahlaksızlardan münafık ve kafirlerden gerçek mümin kulun derdi mümin kardeşi olacakki iman ile küfrün ,şirkin,zülmün haramzadenin cephesi safı belli olsun.Din adamı diye sahnede olan şarlatanların cinayetleri ayyuka ulaştı tavan yaptı başka bir şey yok ALLAH(cc) mümin kullarını net görmek istiyor bunlar bulanık suda yüzmeyi çare diye satıyorlar.
Bakara 155.156.157 Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!
Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, "Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz" derler.
İşte rablerinin lutufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır.
Müslümanlar Mekke’den Medine’ye göç ederek müşriklerin saldırılarından kısmen kurtulmuşlardı. Bununla birlikte hicretin ilk yıllarında hâlâ kaygı ve korkuları vardı; yeni vatanları olan Medine de putperestlerin tehdidi altındaydı. Nitekim kısa zaman sonra çatışmalar başladı. Bu arada müslümanlar ağır maddî sıkıntı çekiyorlardı; hicret edenler mallarını geride bırakmışlardı; çatışmalarda da mal ve can kaybına uğruyorlardı. İmkânlarını kardeşçe paylaşmalarına rağmen –Peygamber ailesi de dahil olmak üzere– çok zaman günlerce karınlarını doyuramıyorlardı. Âyette özellikle Medine döneminin ilk yıllarındaki bu sıkıntılara işaret edilmekle beraber, genel anlamda Allah’ın insanları bu tür sıkıntılarla imtihan etmesi her zaman mümkün olduğundan, âyetin anlamı ve amacı da mutlak ve geneldir. Buna göre Allah müslümanları o zaman denemiştir, dilediği her zaman da dener. Allah’a dayanıp sıkıntıları altında ezilmeyenler hem dinî hem de dünyevî bakımdan hep kazanmışlardır; bu Allah’ın yasasıdır. Onun için 155. âyetin sonunda “Sabredenleri müjdele” buyurularak yeniden sabra vurgu yapılmış; 156. âyette bu sabrın imanla ve teslimiyetle bütünleşmiş bir sabır olduğu özellikle belirtilmiştir. Bu âyetler bir yandan Hz. Peygamber’le ona inanan ilk müslümanların sahip oldukları kesin imanla yüksek ahlâkı ve üstün moral gücünü yansıtmakta; bir yandan da örnek müslümanın karakteristik yapısını tanımlamaktadır. Bu yapının temel taşı Allah’a sarsılmaz iman, güven ve teslimiyettir; sadece Allah’a ait olduğumuzun ve en sonunda O’na döneceğimizin bilinci içinde, başarı ve kurtuluşu da yalnız Allah’tan beklemek, bu imanın bir ürünü olarak Allah karşısında her zaman ümitli ve iyimser olmak, düşmanlar karşısında da onurlu ve kişilikli olmaktır.
Meâlinde “lutuflar” şeklinde çevirdiğimiz 157. âyetteki salavât kelimesi salâtın çoğuludur. Tefsirlerde salât çoğunlukla “mağfiret” (bağış) kelimesiyle açıklanmıştır. Fahreddin er-Râzî ise bu âyetteki salât ve rahmet kelimelerini şöyle açıklar: “Salât Allah’tan olunca senâ, medih (övgü) ve yüceltme anlamına gelir; rahmet ise Allah’ın verdiği ve vereceği nimetlerdir” (IV, 155). Buna göre âyet, Hz. Peygamber ve müslümanların yaptığı gibi hayatın türlü zorluklarına karşı koyan; özellikle inançlarını, vatanlarını ve diğer yüksek değerlerini koruma uğruna karşılaştıkları sıkıntılara sabır ve metanetle direnen; Allah’a olan inançlarını, güven ve teslimiyetlerini, iyimserliklerini, sabır ve metanetlerini her zaman koruyan yüksek karakterli müminler için, daha yücesi düşünülemeyecek güzellikte bir iltifattır. Çünkü burada müminlere övgülerde bulunup onların hidayette olduklarını bildiren bizzat Allah’tır. Bir mümin için bundan daha büyük bir lutuf ve şeref düşünülemez.
İnsi cinni şeytanlarla masum mazlumu yoğurup durmanızın nice güzelim kulu kafir ve zalimlere terk etmenizin sonucudur bütün belalar.kısacası Müslüman geçinip kuran ve sünnetten uzak yaşamanızın islamın hakkını vermeyişinizin sonucudur bu Dünyada bu kadar eğer uslanmazsanız cehennem var diyor yüce ALLAH(cc) ölmeden uyanmamız için ihtarlar.
Corona virüsünden mesaj Benden korktuğunuz kadar ALLAH(cc)tan korkmadınız birgün ben çeker giderim ama size tavsiyem hergün 25000 insanın açlıktan ölmesine sebep olan kapitalizimlede mücadele edin kapitalizim benden daha tehlikeli.
Azan ben değil sizsiniz hayat boyu sömüren zülmeden müstekbir zalimler evimin içinde bile hayat hakkım yok ömür boyu attığınız kazıklarla bizde ancak mustazaflardan biri olduk yıllardır ne kadar çırpındıysam günlerimi dolu dolu hayır ve ibadetlede geçirsem yine her şeyim gaspediliyor ALLAH(cc)ile arama girmiş zalimler sizlere asla hakkımı helal etmiyorum çektirdiğinizi çekin fazlasıyla hepinizi ALLAH(cc)a havale ediyorum.
Biz M ile başlıyanı sevmekle başladık Mahlükatın Maliki Mevlamızı sevdik Muhammed(asm)ı Muhammed Mehdi(ra)ı Müslümanlığı,Mümin olmayı,Mümin kulları,Müslüman Dünyanın derdini ,Müslümanın dini kuran ve sünneti,Masum,Mazlumu,Mehmedçiğimizi ,Memleketimizi ,Mekke,Medineyi,Melei Alayı sevmişiz belki ruhumuz Arşü Alaya yükselecek kadar doğruluğumuzdan taviz vermemiş yalan konuşmamışız ve kaderimiz Malülen emekli olmuşuz Müstezaf seviyesine mahküm olmuşuz ancak M ile başlıyor diye Müstekbirlikten ve Münafıklıktanda nasiplendirmişler öyleleri sevdiğimizi iddia belki iftira etmişler asla kabullenecek bir durum değil zerre kadar anlayış göstermeyen din hırsızı münafıkların ve kayırdıkları kafir ruhların şeytani pisliklerin oyuncağı yapmışlar bu durumda işimiz bol bol tevbe istiğfarla selatü selamla hayır ve ibadetle ALLAH(cc)a koşmak olmalıki onu yapmaya çalışıyoruz ancak nefis sahibiyiz günahtan büsbütün beri değiliz buda bizim kaderimiz beterin beteri var halimize şükür Elhamdülillah sonumuz hayrolsun inşallah.Cümle ehli iman ehli namusu masum mazlumu, güzellikleri ailemi beni senin Rahim ismine muhatap kıl inşallah güzelim ALLAH(cc)ım.
ALLAH(cc)ın binlerce şaibesiz mümin kulu dururken birtakım mücizevi halleri benden bilmek sait nursicilik oynatmaktan başka bir şey değildir beni rüyasında gören bana değil kuran ve sünnete sarılsın ben mahküm biri iken bir şey yapamam.Her bir masum mazlumu,ehli iman ehli namusu güzellikleri günahlarımın muhatabı olmaktan koru cümle insi ve cinni şeytanlardan din şarlatanlarındanda koru ya Rabbi.
Cami yapacağına Hastane yaptırsaydın diyen hain.95 yıl boyunca heykel kerhane meyhane pavyon diskotek açacağına hastane yaptırsaydınya suç müslümanınmı?
Ey kadersizliğine hükmedilen kul sen bütün olumsuzluklara rağmen zengin bir kulsun onun için hakkında hased eden ,iftira atan yalan söyleyen dışlayan insi cinni şeytan din şarlatanları eksik değil.Haline şükret beterin beteri var de huzurunu bozma daha fazla.
Sen İslam ümmetinin ruhunu faziletini emeğini hayrını ibadetini cihad ruhunu Çanakkale ruhunu sömürdüğün için 28 yıl hapis yattın yoksa senin bahsettiğin gibi risalei nurunu şahsi kemalatına alet ettiğin için değil Ahiretteki hesabından kurtulamıyacaksın yetmedi yazdıklarınla devamlı kul hakkı yiyen fitneyi körükleyen bir cemaat kurdun onun hesabıda ebediyen bitmeyecek boşuna evliya geçinme.
Maddi ve Manevi hastalıkların ilacıdır!
İlahi Musibetler karşısında Yunus ve kavminin kısası İnsanlık için tam bir Labaratuardır.!
Kuran kıssalarına baktığımız zaman bir çok peygamber kavmi azgınlıkları karşında iman edip tövbe etmedikleri için helak olmuşlar.!
Ama Yunus ve kavmi hariç.!
Yunus'un kavmi iman etmeyince Allah Yunus'{a. s}'a 40 gün daha davet emri verdi.!
İman etmedikleri halde helak edeceğini belirtti.!
Yunus 39 gün davet ettikten sonra, bunlar iman etmez deyip kavmini azapla başbaşa bırakıp şehirden çıkıp gemiye bindi.!
Gemi tam alabora olacakken, gemideki uğursuz kişiyi aramaya başladılar.!
Çekilen kuralar Yunus'a çıkınca Yunus da 1 günlük ihmal ettiği vazifesini hatırladı.!
Suçunu kabul etti.!
Derken ilahi Ceza olarak Yunus Denize atıldı.!
Yunus hemen Rabbine sığınıp suçunu itiraf etti ve Tövbe etti.!
Yunus şöyle Nida etti.! La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimin.
Anlamı: “Ya Rabbi! Sеndеn başka Mabud yoktur. Sеni noksanlıklardan tеnzih еdеrim, bеn şüphеsiz zalimlеrdеn oldum.”
Allah' da bu tövbe ve itiraf karşılığında onu kurtardı..!
Yunus {a. s} Tövbe etmeseydi kıyamete kadar o balığın karnında kalacaktı.
İşte delili:
-" Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.{Yunus 143}
Peygamberimiz de bu tövbe Reçetesini ümmete sunuyor!
Yûnus’un balığın karnındaki duası L a ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimin şeklinde idi. Sıkıntıya düşmüş ve başı belâya düçâr olmuş hangi müslüman bu duayı yaparsa, Allah Teâlâ mutlaka onun duasını kabul buyurur.” (Tirmizî, Deavât 81; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 170)
Bir de Yunus'un kavmi vardı değil mi?
Yunus onları bırakıp gidince korkmaya başladılar.
"Aman Allah'ım Yunus gitti bizi tehdit edip durduğu azap gelmesin mi“ pişmanlığı...
Bir anda tolu halde haksızlık, zulüm ve şirkten azade olarak tövbe göz yaşını döktüler.!
Allah'ın kapısına ve dergahına sığındılar.!
Allah da onları ihmal etmedi.!
Diğer kavimlere yaptığını onlara yapmadı ve üzerlerindeki azabı kaldırdı.!
İşte delil ve ilaç;
"Ama (azab geldiği sırada) iman edip imanı kendisine yarar sağlamış -Yunus kavminin dışında- bir ülke olsaydı ya! Onlar iman ettikleri zaman dünya hayatında onlardan aşağılatıcı azabı kaldırdık ve onları belli bir zamana kadar yararlandırdık." (Yunus, 10/98)
Evet kardeşim tek reçete ve İlaç toplu tövbe..Bu pek mümkün görünmüyor.!
Gözünde,gönlünde büyütülecek tek kişi ALLAH(cc)tır.Öncelikle saygı duyulması gerekende sevilmesi gerekende imanımız gereği ALLAH(cc) ve sevdikleridir.
Turan Dursun nurculuğun cin milletinin kurbanı Hasan Mezarcı kemalizmin insi cinni şeytanların kurbanı .insan süper deha olsa ALLAH(cc)ı unutmayacak o Aklı,o zekayı ,o şuuru veren ALLAH(cc)ın kendisi güzel bir şükür ister .Ömrü boyu geçimi için hiç çalışmamış haram yemiş sait nursi için sünnetteki islamın hakkını verdi diyorlar toz kondurmuyorlar.Amma büyütüler şu corona virüsü gözlerinde.Biz imanımızın ,islamın ve mümin kulların selametini istiyoruz günahkarların tevbesini istiyoruz.
Risalei nurun ve cinni insi pisliklerin kemalizmin generali olacağıma kuranın ve sünnetin rütbesiz bir askeri olmak şereftir ben uyandım ancak 60 yaşına geldim şimdiye dek ninnilerin dinini nefsimin dinini yaşamışım Rabbimin huzuruna bir dilenci olarak gidiyorum ancak bugün olsun Abdülkadir geylanilerden beri olsun pöpüler din cinlere düzülmekten ibaret olan nurculuk Süleymancılık tarikatçılık gibi akımlardır eseri izimler her fitne evet insanlık bu zalimler yüzenden ebedi cinlere ve tağut dostlarına düzüldü.Gelelim ayete ey cinler topluluğu siz insanlara çok çektirdiniz siz insanların çoğunu aldattınız ve kendinize bağladınız .Enam-128.ama rüyalarla ama evliya diye sattığınız adamlarınızla insanların çoğunuda şirk,küfür zülüm her tür haramla mahküm ettiniz.Din olarak islamdan başka din yoktur o da kuran ve sünnettir yoksa pöpüler olmuş cinlerin telkinleriyle şişirilmiş şeyhlerin üstadların hakikatte cinni pisliklerin ölçüleri değil.Atatürkün mazisi şeref doluydu onuda siz zehirleyip mahvettiniz.Benimde hayatım şerefli tablolarla dolu iken bana yansıtmadınız tağut yolunuzun esiri yaptınız ancak şerefsiz damgalarda yesem müfliste olsam güzel Ahlakı ilahi Adaleti ders veren bir peygambere her güzel nimeti her güzelliği yaratan bir ALLAH(cc)a aitim sizler insanlığın ezeli ebedi katillerisiniz.Kıyamette sizin yüzünüzden geliyor Dünyayıda zaten çekilmez bir mekan yapan doğayı katledende sizlersiniz.Dahası insanların çoğu cinlerin ve tağut dostlarının ikliminde ekilmiş doğmadan ölmüş ruhlardır.Bugün çoğunlukla sapıtmış bir insanlık varsa onların eseridir insanlık alemindeki şirkin küfrün zülmün her türlü haramın birinci faili onlardır ey insanlık kuran ve sünnetin dinine tabi olmadıkça bu insi cinni şeytanların coğrafyasından kurtulamıyacak çoğunuz cehennemi tadacaksınız.Ben ise bu tavrımla sadece insan olmayı değil kuran ve sünnetin müslümanı olmayı insanı kamil olma yolunda ALLAH(cc)ın seçtiğini seçtim sahabi(ra) misali Hak peygamberlerin (asm)izinde.Bütün bunları Atatürke cemaat ve tarikatlere düşmanlık olsun için söylemiyorum Türkiyenin ve Dünyanın pozitif manada bu günlere gelmesinde hepsinin az çok payı var ancak hepsi uykuda hakikatı kainatın Anayasası kuran ve sünneti seniyye ile Yüce ALLAH(cc)bize bildirmiş Ayeti kerimede biz kuranda açık gedik bırakmadık der bu millet tarih boyu kuranı ve sünneti rehber edindiğinde şahlandı haçlı zihniyet Siyonist emperyalistler kuran ve sünnetin düşmanı bir nesil yetiştirmek için son 300 yıldır kültür emperyalizmiyle tahribatını sürdürüyor ama sende uyuma artık ecdadına özüne kuranına sünnetine sahip çıkki inanıyorsanız üstünsünüz Ayetinin muhatabı ol iki cihanın efendisi ol.Bildiğim bilmediğim günahlarımdan yaptığım yapmadığımın şerrinden ALLAH(cc)in Resulünün(asm) kurani mananın Hukukunu çiğnemekten şirk ,küfür ,zülüm ve her türlü haramdan şeytandan tağuttan münafık ve kafirlerden din hırsızı din müfriti din şarlatanı güzel Ahlak islamı itici gösteren bidat ehli dincilerdende Adaleti mutlak sahibi ALLAH(cc)a sığınırım.
Hala Ezanımız okunuyor sonsuz Elhamdülillah ben hayatımın pozitif yönüyle hayır ve ibadetlerimle barışık olmak istiyorum İslami diye sahnede olanlarında pozitif yönüyle barışık olmak istiyorum hayatımızda negatif-şirk,küfür,zülüm her türlü haram ,iblis ve sadık köpekleri adına münafıklık ve kafirlik adına- ne varsa şerlerinden sana sığınıyorum ey merhameti gadabını geçmiş Hak mabud güzelim ALLAH(cc)ım.Hakkımızda hayırlı kapılar aç günahlarımızı affeyle ya Erhamürrahimin.Sen kaldıramıyacağımız hiçbir şeyi yüklemem diyorsun ancak din adına sahneye çıkanlar çok şeyler yüklüyor şerlerinden kurtar.Günahlarımızın şerrindende masum mazlumu ehli imanı ehli namusu az çok pozitif birikimi olan güzel Ahlak sergileyen her kulunu beni ailemi arındır ey merhameti sonsuz Rabbimiz biz nefsimize zülmettik sen ise Erhamürrahiminsin kurtar affet cahilliğimize mahküm etme hayırlı kullarının dostluğunu nasip et onlar gibi olabilmemiz için yardım et
Doğu türkistanda çin zülmü Arakanda Budist zülmü Hindistanda Hinduların zülmü filistinde Yahudi zülmü yemende Suudi zülmü,Suriyede Esedin rusun iranın ABD nin zülmü,Afganistanda ABD nin zülmü kısacası Müslüman coğrafyada Siyonist emperyalist zülmü Dünyada sözde medeni süper güç diye kendini tanıtanların zülmü her yerde Müslümanlar zülüm altında hiçbirşey yapamıyoruz Müslüman ülkelerin çoğu bu zülümlere sessiz belki münafık liderler destek bile veriyor biz ise hala Müslümanların ayıplarıyle uğraşıyoruz evet her cihette zalimler için yaşasın cehennem kafir ve zalimlere hiçbirşey yapamıyoruz buğz etmekten başka ey rahatına düşkün Müslüman nefsini azdırıp durma zülümlere sessiz kalmakla kalben taraftar olmak arasında fazla bir fark yok ölmeden uyan.Hiç olmazsa nemrutun ateşinden İbrahim(asm)ı kurtarmak için su taşıyan karınca kadar duyarlı ol cephen belli olsun yarın mahşerde mümin olarak çık ALLAH(cc)ın huzuruna.
ALLAH(cc)indinde en makbul ibadet vaktinde kılınan namaz,sonra ana babaya ihsan,sonra ALLAH(cc)yolunda cihadtır.K.Hadis günümüzde cihad diye sahnede olupta namaz ile alakası olmayan ana babasını büsbütün unutmuş tipler ancak teröristlik yapıyor onlarınki Müslümanlık değil.
Emmare nefis öyle birşeyki Rahmani olanı değil şeytani olanı çare diye satar.Ben hevama ALLAH(cc) diye tapmam ,kimsenin hevasına felsefesinede tabi olmam önce ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) sonrada kuran ve sünnete tabi olurum inşallah .
Bu memlekette olsun Alemi islamda olsun hatta İslami diye sahnede olan cemaat ve tarikatlarda olsun ALLAH(cc)için sevip ALLAH(cc)için buğz etmenin hakkı verilmiyor halbuki peygamberimiz(asm) bu din sevgi ve buğzdur demişti sevgiyi başta ALLAH(cc) ve Resulüne(asm) ve sevdiklerine helal namuslu güzel Ahlaklı vicdanlı merhametli Adaletli kullara kuran ve sünnete ve o doğrultudaki hakikatlere buğzu başta iblis şeytan olmak üzere onun izinden giden münafık ve kafirlere şirke,küfre,zülme her türlü harama her türlü fitneye bu korunmadığı sürece iman ile küfür aynı yolun yolcusudur kıyamette iman ile küfür birleştiğinde kopacak, kafirleşen bir toplumunda başına kopacak çünkü iman ile küfrün savaşı kıyamet kopuncaya dek devam edecek der kitabımız kuranı kerim.Dahası ya iyiliği emreder kötülükten nehyedersiniz yada ALLAH(cc) bir takım musibetleri ve şerlileri başınıza musallat edecektir o zaman hayırlılarınızda dua etse duaları kabul edilmeyecek.H.K.
En doğru hicret haramlardan ve haramzadelerden uzaklaşıp ALLAH(cc)a koşmaktır takvayı yaşamaktır.Şirke ,küfre,zülme her türlü harama iblis şeytana tağuta ,münafık ve kafirlere karşı nefse karşı mücadeledir.Taki günahsız tertemiz ALLAH(cc)a kavuşuncaya kadar,nefsimiz mutmain bir nefis oluncaya kadar.Benim ilacım sensin ALLAH(cc)ım gerisi boş kendini kandırmacadan başka bir şey değil.
Tağut senaryolarında figüran yapmaya çalışanlar iftirasıyle yalanıyle hasediyle yakanlar ebedi kahrolun inşallah ALLAH(cc)sız Ahlaksızların insi cinni şeytanları bize ehli iman ehli namusa güzelliklere ,masum mazluma yükleyip bu sensin diyenin canı cehenneme inşallah.ALLAH(cc) ve Resulünü(asm) kuran ve sünneti her güzelliği sevdiren ve şeytanları şeytanlaşmışları küfrü zülmü şirki her haramı benden masum mazlumdan güzelliklerden uzaklaştıran ALLAH(cc)a sonsuz Elhamdülillah iyiliğin gayretindeki kullarından razı olsun bizide iyilik eken kullarından eylesin.
Dünyanın barışa,Ahlaki terbiyeye,haramları terk etmeye ilahi emirlere boyun eğmeye pozitif bir dayanışmaya masum mazlumun derdi ile dertlenmeye şiddetle ihtiyacı var vicdani ve Adaletli olanda budur.Zalimlerin hukuku için savaşlar yapıldığı sürece cehennemden kurtuluş yoktur.
Bir hayvan size dolu dolu baktığında derdi ile ilgilenin,onlar ALLAH(cc)ın dilsiz mahluklarıdır mahşerde konuşacaklar der Cenabü Hak onlar kendileri ihtiyaç sahibi iken paylaşmasını bilen vafakar kullardır bir kere yem verseniz sizi bir daha unutmaz verdiğinizin karşılığını fazlasıyle vermek isterler.Sende yaşantında rızkına haram katma namazını aksatma,tövbe etmeden yatma,ölüm var hesap var unutma.
Ben minik bir kulum yüreğimde ALLAH(cc)var onun rızası için yaşarım yaşarım onun sevgisi için yaşarım yaşarım birgün büyüyeceğim kocaman olacağım ümmet için çalışıp ALLAH(cc)için yorulacağım ben minik bir kulum yüreğimde ALLAH(cc) var onun rızası için yaşarım yaşarım onun sevgisi için yaşarım yaşarım iman ile güçlenip namaz ile beslenip masumları sevindirip düşmana korku salacağım ben minik bir kulum yüreğimde ALLAH(cc) var onun rızası için yaşarım yaşarım onun sevgisi için yaşarım yaşarım.
Acaba nimetlerin en güzeli iman nimetine kuran ve sünnetin hakikatlerine İslam nimetine ne kadar şükrettik sadece içtiğimiz tertemiz suyun şükrünü eda edebildikmi Dünyanın üçte birinin temiz su bulamadığı bu Dünyada,ya soluduğumuz temiz havanın ne kadar şükrünü yaptık ya sağlıklı vücüdümüzün ya hergün yine Dünyanın üçte birinin rüyasını bile görmediği çeşit çeşit gıdaların ya bütün bu nimetlerin yanında karımızı zararımızı görecek kadarki ,iyiyi kötüden güzeli çirkinden ayırd edecek kadar Akıl ve şuur nimetine ne kadar şükrettik ne kadar empati yaptık komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir demişti sevgili Peygamberimiz (asm) var iken ne kadar paylaşmayı bildik şükür sadece kuru bir söz olmamalı idi ne kadar derdi ile dertlendik fakirin yetimin garibin gurebanın yaşlının dulun masum mazlumun.Artık vicdanlar sorgulanmalıki insan olduğumuz anlaşılsın Rabbimize kulluğun şuuruna varalım insani kamil güzel Ahlaklı vicdanlı kullar olmanın gayretinde olalım.Her güzel nimeti için yüce ALLAH(cc)a sonsuz teşekkür sonsuz şükür maddi manevi nimetlerini olmayan garip gurabaya masum mazlumada ulaştırsın bizide bencillikten sorumsuzluktan vurdum duymazlıktan vicdansızlıktan kurtarsın inşallah.
Allah Teâla mü’minlerin kardeş olmalarını ve kardeşliğe zarar veren davranışlardan uzak durmalarını emretmektedir.
Rabbimiz, Hucurat Sûresi’nde mü’minlerin ancak kardeş olduklarını Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.¨(Hucurat 49;10) âyetiyle beyan ettikten sonra, kardeşliği zedeleyen altı davranışa dikkat çekmekte ve bunları mü’minlere yasaklamaktadır. Kardeşliğe zarar veren davranışlar müteâkip âyetlerde Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle sayılmaktadır:
1.Birbirinizi alaya almayın
Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.
Bölgecilik, kabilecilik, aşiretcilik yaparak kendi insanıyla övünüp başkalarını küçük görmek manevi bir hastalıktır. Bugün pek çok grup veya insan başkalarını alaya aldığı için aralarında soğukluk meydana gelmekte ve karşılıklı muhabbet kalkmaktadır.
2.Birbirinizi karalamayın
İnsanları suçlamak, onları çekiştirmek, kaş göz işaretleriyle onları gammazlamak nefret ve kini artırmakta, düşmanlığa sebep olmaktadır.
3.Birbirinize kötü lakap takmayın
Kötü lakap takmak günahtır ve gıybet türlerinden biridir. Bir insanın kusurunu veya ayıplarını çağrıştıran lakaplarla anılması doğru olmaz. Lakap takanlar ve bu kötü sıfatları teleffuz edenler kardeşliğe zarar verir, kalp kırar, gönül incitirler.
4.Zandan Sakının
Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır.
Önyargılı davranmak da kötü zannın bir neticesidir. Kendi zannını haklı çıkarmak için sürekli kardeşinin ayıbını arar. Bulduğu zamanda cihana yayar.
5.Birbiriniz hakkında tecessüs etmeyin
Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Herkesin mutlaka bir takım kusurları ve eksikleri bulunabilir. Esas olan mü’min bir kimsenin ayıbını gördüğü zaman başkalarına bir zararı yoksa onu gizler. Mü’min kardeşinin ayıbını gizlerse Allah’da onun ayıbını kıyamette gizler. Casusluk yapmak, durduk yerde ayıp araştırmak büyük günahlardandır.
6. Birbirinizi gıybet etmeyin
Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.
İnsanları yukarıda sayılan altı davranışa sevkeden iki önemli manevi hastalık vardır;
1. Haset/kıskançlık
Kıskançlık insanı iftiraya, gıybete, hile yapmaya, başkasının arkasından plan kurmaya yöneltir. Günaha sevk eder. Hatta bazan insanı kâtil dahi yapar.
2. Kibir/Kendini beğenip başkalarını küçük görmek
Kibir kendini dev aynasında görüp başkalarını değersiz saymaktan kaynaklanır. Şeytanın en belirgin bir vasfıdır. Kibirli insanlarla ünsiyet kurulamaz. Dostluk yapılamaz. Yanına dahi yanaşmaya cesaret edilemez.
Aramızda sevgi ve muhabbeti artıracak ve bizi kibir, enaniyet ve kıskançlık hastalığından kurtaracak ilaç gibi iki güzel haslet vardır.
1. Selam
2. İkram
Sevgili Peygamberimiz, ‘İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, Bir birinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Sizin aranızda sevgiyi artıracak iki şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız ve birbirinize ikram ediniz, buyurmaktadır.